Türk Modernleşmesi – Şerif Mardin

Page 8

“MECELLE” NİN KAYNAKLARI ÜZERİNE AÇIKLAYICI NOTLAR Türk adli modernizasyonunun üç büyük unsuru şunlardır: 1) Osmanlı ticaret mahkemelerinin doğuşuna yol açan etkilerin belirliliği, 2) Yeni ceza hukuku sistemini hedefleyen farklı güçler, 3) Mecelle'nin ortaya çıkarılması ile sonuçlanan eğitim. Habercisi "karma mahkemeler" olan Osmanlı ticaret mahkemeleri, kısmen değişen ticaret dünyasının Osmanlı toplumuna yansıması, kısmen de başkentteki Avrupalı diplomatların baskıları sonucu kuruldu. Mecelle yabancı müdahalesi, yerli reformist eğilimler ve Osmanlı muhafazakar reaksiyonu arasındaki çatışmanın ürünüyken, ceza kanunu yabancı baskıların çok daha dolaylı ve dahili reformların nihai sonucuydu. Avrupa ile ticaretin artmasıyla yerleşmeye başlayan ticari tartışmaları şeriat haricinde çözmeyi amaçlayan metotlar ortaya çıktı. 20 Mayıs I8S0'de, İstanbul Liman Reisliği bünyesinde karma bir deniz ticaret mahkemesi kuruldu; ve nihayet 28 Temmuz 1850'de Osmanlı Ticaret Kanunu ilan edildi. Osmanlı İmparatorluğunda reform çabalarının en temel özelliği, yeniçeriler, ayanlar (mahalli paşalar) ve ulema gibi gruplar ve iktidar merkezlerinin zararına devletin merkezi gücünün artırılması olmuştu. İleriye doğru adım, yani kanunun tamamlanması, bu kanuna ilave olarak Fransız Medeni Kanunundaki sözleşme ve mükellefiyetler ile ilgili kısımların da iktibas edilmesi manasına geliyordu.

TÜRKİYE’DE İLETİŞİMİN MODERNLEŞMESİNİN ERKEN BİR SAFHASI ÜZERİNE BAZI NOTLAR Osmanlı İmparatorluğu'nda iki farklı kültürel dünya bir biriyle fazla ilişki kurmadan yan yana yaşıyordu. Bunlardan biri, kısmen sözlü olarak nakledilmiş edebi geleneklerin dünyası, folk kültür dünyası hikayeler, epikler ve yaygınca okunan popüler şiirdi. İkincisi, "yüksek" kültür dünyası, ilkinden hemen hemen Çin seddiyle ayrılmıştı. Divan edebiyatı diye adlandırılan ikincisinin kalitesi yükseltilmiş atmosferinde, iletişim araçları, ulemanın nispeten ufak bir grubu, merkezi idarenin "bölümlerinin" yüksek kademeli memurları (Hacegan) ve birkaç tane de hiçbir yere bağlı olmayan “hommes de lettres” tarafından kontrol edildi. Hem Divan Edebiyatı hem de Kitabet-i Resmiye'nin bu en önemli unsuru esoteric (batıni/gizli) gelenekti. Gerçi edebi fantezilerin katkısız bir modası da kendi kendine belli bir edebi esoterizm üretebilirdi, fakat dili süslemek tutkusuyla sadece dolaylı olarak ilişkide olan diğer pek çok unsur da, bu belli bir zümreye ait oluştaki o kalın kabuğun yaratılmasına yardımcı oldu. Bu şartlar altında, Hz. Muhammed'e atfedilen "ilim Çin'de bile olsa arayınız" hadisinin öğrenmeye yönelik İslami ve Osmanlı tutumlarını belirlediği şeklindeki ortak inancın bir tadilat gerektirdiği görülmektedir. Farabi Platon'un Kanunlar'ına (Laws) yazdığı Özet'inin giriş kısmında ilimleri halka göstermediği ve açıklamadığı için Platon'u över. Resmi yazışmalarda kullanılan Türkçe'nin güçlüğünü "avam"ın dönemin kanunlarıyla ilgilenir hale gelmelerini önlemek arzusuna bağladı. Gerçekten de, hem ulema hem de kalem erbabı arasında kitlelerin anlayışları dışında kalan konulara burunlarını sokabilecekleri gibi bir korku olduğu doğrudur.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.