Mart 2011 TYB Bülten

Page 1

MART 2011

İstiklâl Marşı’nın 90. Yılı Logosu Seçildi

TYB’den Meclis Başkanı Şahin’e şükran beratı / 4 Modern şiirin anatomisi TYB’de çıkarılıyor / 5 D.Mehmet Doğan’dan Yakın Tarih Okumaları / 6 Safahat Okumaları / 6 TYB Büyükelçileri ağırlıyor / 7 TYB Mart Nisan Programı / 8-9 Gençler Buluşması / 10 Divan-ı Hikmet Okumaları / 10 Sinema Kulübü’nde önce seyret sonra tartış / 11 Şubelerden haberler / 14 TYB’de Düşünce Seminerleri başladı / 15 Yazı Atölyesi Kapanış Dersi / 15

12 Mart İstiklâl Marşı kutlamaları ile ilgili Merkez Kutlama Kurulu 90. yıl logosunu, oylamada ilk beşe giren taslaklar içinden seçti. İstiklâl Marşı’nın 90. yıl logosu yıl boyunca bütün faaliyetlerde ve yazışmalarda kullanılacak. İstiklâl Marşı’nın 90. yılı dolayısıyla Türkiye Yazarlar Birliği tarafından hazırlattırılan logo taslakları hem TYB sitesinde hem de etkili haber ve kültür sitelerinde oylandı. Gönüllü kuruluşların görüşlerine başvuruldu. Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Mehmet Akif Ersoy Araştırmaları Merkezi Başkanı D. Mehmet Doğan İstiklâl Marşı’nın temel milli mutabakat metinlerimizden birisi olduğunu, anayasaların, kanunların sürekli değiştiğini,

buna karşılık İstiklâl Marşımızın 90 yıldır değişmediğini vurguladı. İstiklâl Marşı günü Merkez Kutlama Kurulunun logo konusunda TYB’ne görev verdiğini, belirten Doğan bir çok alternatif logo taslağı hazırlandığını, bunlardan 20’sinin gönüllü kuruluşların ve halkın görüşüne sunulduğunu, logo taslaklarının bazılarında Mehmet Âkif Ersoy portresi ile İlk Meclis sembollerinin öne çıkarıldığını, bazılarının ise resim ihtiva etmeyen grafikler olduğunu belirtti. TYB Şeref Başkanı Mehmet Doğan, logo anketine geniş katılım olduğunu, ilk beşe giren logo taslaklarının Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı başkanlığında toplanan kutlamalarla ilgili Merkez Yürütme Kurulu toplantısında oylanarak sonuca ulaşıldığını belirtti.

12 Mart’ta İstiklâl Marşı’nı yazıldığı yerde okumak için saat 10.00 ‘da Taceddin Dergâhı’ndayız.

Yazar Okulu’nda 18. Dönem başlıyor / 16

TYB AKADEMİ yayın hayatına başladı Türkiye Yazarlar Birliği’nin hakemli dergisinin ilk sayısı, vefatının 900. yılı dolayısıyla Gazâlî’ye ayrıldı. (devamı 2’de)


Türkiye Yazarlar Birliği’nin sosyal bilimler alanında büyük bir boşluğu dolduracak bilimsel – hakemli dergisi TYB Akademi, birinci sayısıyla okurların karşısına çıktı. Ülkemizde hakemli dergiler genellikle üniversitelerin Sosyal veya Fen Bilimleri Enstitüleri tarafından çıkarılmaktadır. Bu dergiler hiçbir zaman gerçek okuyucu kitlesiyle buluşmaz. Üniversitelerde bu akademik çalışmalardan haberdar olan öğretim görevlisi sayısı çok sınırlıdır. Bir de bu dergilere yazı gönderen akademisyenlerin, bilimsel yayınlardan toplayacakları “bonus”tan başka kaygıları da yoktur. Hatta bu bilimsel dergilerde yayınlanan makalelerin özellikle büyük iddialar taşımamasına ve tartışma yaratmamasına özen gösterilmektedir. Türkiye’de bilimin ve bilimsel düşüncenin önündeki en büyük sıkıntılardan biri de budur. Bilim âleminde ve akademide hiyerarşi çok sert ve acımasız olduğundan makalelerde iki husus çok önemlidir: Bunlardan birincisi gösterdiğiniz dipnot. İkincisi yabancı kaynaklara yapılan atıflar. Dolayısıyla böyle bir bilimsellik modern şerhçilikten öteye gitmemektedir. TYB Akademi bu anlamda kapılarını bütün ilim adamlarına açarak, onlara özgürce tartışacakları bir platform vaat etmektedir. İlim adamlarının yazdıkları önemli çalışmalar sadece üniversite koridorlarında kalmayacak toplumun tüm kesimine yayılabilecektir. TYB Akademi, birinci sayısını bu bakımdan çok önemli ve anlamlı bir isme; bu yıl vefatının 900. yılı olan, İslam düşüncesinin kutuplarından Gazâlî’ye ayırmış. Gazâlî hakkında uzun zamandır bilim camiasında bölük pörçük çalışma yapılmaktaydı. Ancak TYB Akademi 2011 yılında Gazâlî’ye toplu bir bakış yaptı ve Gazâlî’ye yakışır dolu dolu kitap formatında bir dergi çıkardı.

MART 2011

İlk Sayıda Özgün Makaleler TYB Akademi daha ilk sayısında hiçbir yerde yayınlanmamış tam 14 özgün makaleye yer ayırmaktadır. TYB Akademi’nin sunuş yazısını TYB Vakfı Başkanı D. Mehmet Doğan yazdı. Hanifi Akın’ın kısa bir Gazâlî biyografisinin ardından şu makalelere yer verilmektedir: Prof. Dr. Hüsamettin Erdem “Gazâlî’de Akıl Din İlişkisi” başlıklı makalesinde Gazâlî’de aklın yüksek bir şerefe sahip olduğunu anlatmaktadır. O, nesneleri bilmede, Allah’ı, peygamberi ve dini bilip tasdik etmede akla büyük bir değer vermiş, aklın hem dünya hem de ahiret mutluluğuna vesile olduğunu belirtmiştir. Gazâlî, eşyanın sırrına, hakikatine ve bâtınına da ancak akılla ulaşabileceğimizi, bunların edep ve hikmetini ancak akılla bilebileceğimizi ve çözebileceğimizi belirtir. Gazâlî aklı dinin kaynağı, ilahî teklifin muhatabı, sorumluluğun dayanağı olarak kabul etmektedir. Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu “Gazâlî’nin Tehâfüt’ünde Muhataplarını Veya Muarızlarını Red Gerekçeleri”nde İslâm düşünce tarihinde önemli bir yere sahip olan Gazâlî’nin, meşhur Tehâfüt’ünde muhataplarının eksik yönlerine yaptığı vurguyu ele almaktadır. Muarızlarının gerçeğe değil de nefislerine uyduklarını, lafızları sağlam kullanmadıklarını, zayıf gerekçelere dayandıklarını, eksik bilgiye yer verdiklerini kaydeden Gazâlî, muhataplarının kesin kanıt gösteremediklerini, mukaberede (delil getirmeden büyüklenme veya dayatmada) bulunduklarını, Resulün haberine ve şeriatın bildiklerine ters düştüklerinin altını çizer. Doç. Dr. Mustafa TEKİN, “Gazâlî: Soyut Okumalar Ve Kalıp Yargıların Ötesinde” adlı makalesinde Gazâlî’nin bugün için ifade ettiği anlamı tartışmaya açmaktadır. Bu sebeple Gazâlî ile ilgili kalıp yargıların içeriğini sorgulayan Tekin, Gazâlî’nin

günümüze nasıl bir menfez açabileceği; katkı ve zaafiyetlerinin neler olabileceği üzerinde durmaktadır. Gazâlî, kendisini eleştirenler tarafından da etkinliği kabul edilen bir şahsiyettir. Tekin onun bazı kalıp yargılar etrafında ve sağlıklı okumalardan yoksun bir şekilde portreleştirildiğini savunarak Gazâlî’nin bir taraftarlığın nesnesi olmaktan çok, düşüncelerinin derinlikli analiz edilmesini önerir. Her Yönüyle Gazâlî Yrd. Doç. Dr. Aydın IŞIK “Felasife’nin Vahiy Anlayışına Bir Eleştiri: Gazâlî Örneği” çalışmasında Fârâbî ve İbn Sînâ’nın felsefi sistemleri içerisinde vahiy ya da nübüvvet anlayışlarını ortaya koymakta ve geleneksel Sünni teolojisinin önemli temsilcilerinden biri olan Gazâlî’nin “felasife”nin vahiy anlayışına yönelttiği eleştirileri içermektedir. Fârâbî, Grek filozoflarında bulunmayan fakat kendi kültüründeki bir meseleyle yüzleşmek zorunda kalmış, otantik bir nübüvvet/vahiy teorisi geliştirmiştir. Onun takipçisi İbn Sînâ hocasının izinden giderek Fârâbî’nin vahiy teorisini, içinde yaşadığı kültüre biraz daha yakınlaş-


içerisinde Gazâlî’nin bakış açısıyla zorunlu varlığı ve onun varlıksal zorunluluğunu, nedensizliğini, tekliğini ve birliğini/basitliğini de ortaya koyar. Bu doğrultuda varlık – mahiyet ve zât – sıfat ilişkisi gibi yoğun tartışma konularına da değinir. Bozkurt, Gazâlî’nin bu konulardaki bakış açısını büyük oranda İbn Sînâ’nınkiyle karşılaştırarak göstermeye çalışır. Doç. Dr. Mustafa Tekin “Gazâlî’nin Akıl Eleştirisi”nde, “O, özellikle dinsel bilginin akıl yürütme yoluyla değil de aklı-üstü bir yetiyle elde edilebileceğini savunmakla Aristotelesçi felsefe anlayışından ayrılır. Bu akıl-üstü yeti, seçkin birtakım insanlara (peygamberler ve veliler) özgüdür. Diğer insanlar ise bu bilgilere akıl yürütme yoluyla değil, ancak iman yoluyla katılabilir. Şu var ki, Gazâlî’nin kalp, nur, sezgi gibi kavramlarla anlam çerçevesini oluşturduğu bu yeti, akıldan tümüyle ayrı bir yeti olarak düşünülemeyeceği gibi iman da akıl ile doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla dinsel bilgiyi ortaya koyan yetinin aşkın niteliği bu bilginin akıldışı ya da akla aykırı olduğu anlamına gelmez. Çünkü bilginin yeri ve nedeni bakımından akli bilgi ile dinsel bilgi arasında hiçbir ayırım yoktur. Bu bakımdan Gazâlî, akıl-din ilişkisinde uzlaşmacı bir düşünür olarak görülebilir” diyor. Gazâlî Bugün Nasıl Okunmalı?

tırmaya çalışmıştır. Aydın Işık makalesinde onun şüpheci ve tenkitçi bir zihninle “felasife”nin vahiy hakkındaki düşünsel ve inançsal yaklaşımlarını anlamaya çalışmasını ele alıyor. Doç. Dr. Ömer Bozkurt “Gazâlî’nin Tanrı Anlayışı” makalesinde Gazâlî’nin Tanrı anlayışını felsefi temelleriyle birlikte incelemektedir. Ancak bunu gerçekleştirirken İbn Sînâ’nın konuyu işleyiş biçimini temel bir çerçeve yaparak bu çerçeve

Yrd. Doç. Dr. Bülent Çelikel “Ulemanın İhaneti: Gazâlî’nin Ulema Eleştirisi” makalesinde ise önemli tespitlerde bulunarak “Onun özellikle İhyâ’ adlı eserindeki eleştirilerin merkezinde döneminin uleması yer alır. Ona göre toplumdaki ahlaki çöküntünün baş müsebbibi ulemadır. Asıl amacı iyiliği yüceltmek (emr-i ma’rûf) olan ulema, maddi menfaat sevdasına kapılarak bu amacından uzaklaşmıştır. İşte ulemanın toplumsal rolündeki bu sapma, Fransız düşünür Benda’nın 19. yüzyıl aydınına yönelttiği ve “ihanet”le tanımladığı eleştiriye benzer. Çelikel makalesini

Gazâlî’nin Munkız adlı otobiyografisi paralelinde ele almaktadır. Yrd. Doç.Dr. Cemil Oruç “Gazâlî’de Ahlaki Değerler Eğitimi”nde Gazâlî’nin ahlaki değerden anladıklarını tespit ederek, ahlaki değerlerin kaynaklarını ve oluşum süreçlerini inceliyor. Doç. Dr. Hasan AYIK ise “Gazâlî ve Nedensellik Meselesi” başlıklı yazısını Gazâlî’nin nedensellik eleştirisinin, epistemolojik bir ilke olan nedenselliğe değil, ontolojik gerçeklik olarak kabul edilen zorunlu nedensellik anlayışına yönelik olduğunu açıklaması zeminine oturtuyor. Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Altıparmak “Gazâlî Ve Tasavvuf” çalışmasında Gazâlî’nin kısaca hayat hikâyesinden hareketle geçirdiği düşünsel merhalelere yer vermektedir. Bu süreçte Gazâlî’nin arayışına değinen yazar, Gazâlî’nin tasavvufta karar kılması üzerinde duruyor. Erdoğan Yılmaz, “Gazâlî’nin İslam İktisat Felsefesinde Endüstüriyel Kapitalizme Bakışı” makalesinde “İslam iktisadı alanında çok değerli ve zengin çalışmalar yapılmasına rağmen, iktisadi düşünce, üzerinde yeterince çalışılmamış alanlardan birisidir” dedikten sonra İslam iktisat felsefesi, İslam – sosyalizm, sosyal adalet gibi kavram ve düşünceler üzerinde durur. İhsan Yilmaz Bayraktarlı “İslam Felsefesinin Doğuşunda Eflatun – Aristoteles Felsefesinin Etkisi”nde özelde Eflatun’un genelde ise Yunan felsefesinin İslam felsefesinin doğuşuna etkileri ve ne ölçüde kabul gördüğünü incelerken, bu felsefi düşüncenin ortaçağ İslam filozofları tarafından ne ölçüde kabul görüp ne derecede tatbik edildiğini ele almaktadır. Derginin sonunda Yusuf Turan Günaydın tarafından hazırlanan “Gazâlî Bibliyografyası” yer alıyor. Dergiye, www.tybakademi.com ve tyb.org.tr adreslerinden ulaşılabilir.

MART 2011


TYB’den Meclis Başkanı Şahin’e şükran beratı TYB Heyeti Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’i makamında ziyaret etti. Görüşmede Şahin en kısa zamanda TYB’yi ziyaret edeceğini söyledi.

Tarkan Zengin,Ercan Yıldırım, Erbay Kücet, TBMM Başkanı Şahin, D.Mehmet Doğan, İ.Ulvi Yavuz, Ahmet Şenol, Ahmet Fidan

Türkiye Yazarlar Birliği’nin yeni genel merkezi ve hizmet binasının açılışına katkılarından dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mehmet Ali Şahin’e şükran beratı sunuldu. TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, TYB Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz, yönetim kurulu üyeleri Ahmet Fidan, Ahmet Şenol, Erbay Kücet, Tarkan Zengin ve Ercan Yıldırım’dan oluşan heyet 03.02.2011 tarihinde TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i ziyaret etti. TYB Şeref Başkanı Mehmet Doğan ziyarette, Mehmet Ali Şahin’in hem kültürel faaliyetlere hem de TYB’ye büyük destek verdiğini söyledi. Mehmet Ali Şahin’e TYB’nin yeni yeri ve faaliyetleri hakkında bilgi veren Doğan, TYB kültür merkezinde her gün birden fazla etkinliğin yapıldığını anlattı. Mart ayı itibariyle Mehmet Akif ve İstiklal Marşı etkinliklerinin başla-

yacağını hatırlatan Mehmet Doğan, bu seneki kutlamaların geçtiğimiz yıllara nazaran daha sönük geçme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu üzerinde durdu. İstiklal Marşı Kutlama Kurulu’ndaki üyelerin her sene değiştiğini ve bürokratik işleyişin ağırlığını vurgulayan Doğan, İstiklal Marşı kutlamalarının ehemmiyetinin tam olarak anlaşılamadığını kaydetti. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin de TYB’nin faaliyetlerini yakından takip ettiğini söyledi. En kısa zamanda Yazarlar Birliği’nin yeni yerine geleceğini açıklayan Şahin, Mehmet Akif ve İstiklal Marşı üzerinde durdu. Kutlamaların canlı olması gerektiğini dile getiren Şahin, bu konuda kendisine düşeni yapacağı sözünü verdi. Konuşmaların ardından Mehmet Doğan ve İbrahim Ulvi Yavuz Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’e şükran beratı ile birlikte TYB’nin yayınlarından oluşan bir takım takdim etti.

Osmanlı Türkçesi’ne Giriş Dersleri Türkiye Yazarlar Birliği son yıllarda Osmanlıca’ya gösterilen yoğun ilgi nedeniyle Osmanlı Türkçesi’ne Giriş dersleri başlattı. Birinci dönemin sona ermesiyle birlikte taleplerin karşılanamaması nedeniyle Osmanlıca derslerinin ikinci döneminin açılması kararlaştırıldı. Birinci dönemde giriş mahiyetindeki dersler ikinci dönemde çeşitlenecek. Buna göre ilk grup dersler yine Osmanlıca’ya giriş mahiyetinde olurken, ikinci grupta ileri Osmanlıca eğitimi verilecek. Osmanlıca’ya giriş derslerini Tuba Özhan verecek. Daha ileri düzeydeki Osmanlıca’yı ise Yrd. Doç. Dr. Kâmil Akarsu aktaracak. Dersler haftada dört saat olmak üzere üç ay sürecek. Kayıt için, 1 adet form (kayıt esnasında verilecek), 1 adet fotoğraf, 1 adet kimlik fotokopisi gereklidir. Detaylı bilgi 0312 232 05 71 / 72 telefonları ile www.tyb.org.tr’den alınabilir.

MART 2011


Modern şiirin anatomisi TYB’de çıkarılıyor Türkiye Yazarlar Birliği modern Türk şiirini derinlikli incelemek üzere Modern Şiir Toplantıları başlattı. Osman Özbahçe’nin hazırladığı toplantıların ilki 22 Ocak 2011 Cumartesi günü gerçekleştirildi. TYB Kültür Merkezi’ndeki etkinliğin ilk konuşmacısı Karagöz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Şarkdemir idi. Şarkdemir konuşmasını, “modern şiirin son temsilcisi” dediği Orhan Veli üzerine bina etti. “Her şair tarihî bir şahsiyettir” diyerek söze başlayan Şarkdemir, bir şairi kavrayabilmek için yaşantısını bilmenin yeterli olmadığını söyledi. Şairin şiirini ve şiirinde beliren karakteri, bu karaktere ilişkin seçmeleri de

Geleneksel Değerlerimiz TYB’de Bilgi toplumu olarak adlandırılan günümüzde üretilen her teknoloji beraberinde yeni kültürel alışkanlıkları da getirmektedir. Bu alışkanlıklar sebebiyle dünyada bütün kültürler birbirlerini etkilemektedir. Yeni dünya düzeni içerisinde kültürel değerlerimizi yeni nesillere doğru ve

ele almamız gerektiğini kaydeden Şarkdemir, dolayısıyla şiirin savunduğu beğeniden yola çıkarak belirli bir dönemi anlamaya başladıkça o şairi kavrayabileceğimizin altını çizdi. Bu metod üzerinden oylumlu bir Orhan Veli portresi çizen Hakan Şarkdemir, Garip’in ortaya çıkış yıllarında şiirimizin durumu başta olmak üzere, bu şiirin çatışmaya girdiği şiirleri (Ahmet Hâşim şiiri, Nâzım Hikmet şiiri, Necip Fazıl şiiri, hece şiiri) ve bu şiirler karşısında Garip’in tekliflerini anlattı. Orhan Veli’nin Farkı Konuşma dilinin Garip’ten önce de var olduğunu ifade eden Hakan Şarkdemir, “Mehmet Âkif’te bu

âlâsıyla var. Orhan Veli’nin farkı, konuşma dilini vezin ve kafiye baskısından kurtarmasındadır.” dedi. Orhan Veli’nin ilk kitabının adının Garip olmasaydı, Tahattur olacağını dile getiren Şarkdemir, Orhan Veli ile Ahmet Hâşim’i karşılaştırarak Veli’nin şiir bilgisinden, şiire dair ciddiyetinden bahsetti. Orhan Veli’nin Ahmet Hâşim’i apolitikliği sebebiyle eleştirdiğini aktaran Hakan Şarkdemir, “Karanfil” şiirini İkinci Dünya Savaşı bağlamında izah ederek Orhan Veli’nin “toplumsal ve siyasal” ilgisini örnekledi. Şarkdemir, Veli’nin “Vatan İçin” şiirini, ölmeden önce iki kişi tarafından sürekli takip edilmesini ve öldüğünde cebinden 25 kuruş çıkmasını örnek gösterdi. Cemal Süreya’nın, Orhan Veli için söylediği, “Türk şiirinin kavgasını kazandı, kendi şiirinin kavgasını kaybetti” şeklindeki sözlerine karşı çıkan Hakan Şarkdemir, şu soruları yöneltti: “Bir şair Türk şiirinin kavgasını verecek ve bundan galip çıkacak; ama kendi şiirinin kavgasını kaybedecek? Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Hadi bunun tersini düşünelim: Türk şiirinin kavgasını kaybetsin; ama kendi şiirinin kavgasını kazansın? Böyle bir şey mümkün olabilir mi?” Hakan Şarkdemir, Orhan Veli’nin kendi zamanında herkes tarafından eleştirildiği, yok sayılmak istendiği iddiasında bulunarak şairin şimdi Türk şiirinin ustalarından birisi olarak anıldığını hatırlattı.

tam olarak aktarmak amacıyla”Halk Kültürü Çalışmaları” başlıklı konferanslar düzenlendi. Halk Kültürü Araştırmacısı Ahmet Şenol, “Çocuklarımız bir süredir uyku öncesi masallarını yataklarının başucuna koyan teypten dinliyorlar. Oyunlarını bilgisayarda oynuyorlar. Derslerini videodan seyrediyorlar. Kahramanlarını televizyondan seçiyorlar.” diyor Konferansları halk kültürü araştırmacısı Ahmet Şenol vermektedir. Konferanslar Perşembe akşamları TYB’de düzenlenmektedir.

MART 2011


D.Mehmet Doğan’dan Yakın Tarih Okumaları iç politikadan ziyade, dış politika üzerinden yapıldığını söyledi. Son 10 yıldır Türkiye’nin yeni bir dış politika güttüğünü söyleyen Doğan, 1960’ları, 70’leri, 80’leri bilenlerin bugünkü değişimi daha iyi fark ettiğini belirtti. Dışarıdan gelen Türkiye tanımlarında Osmanlı geçmişine sıkça atıf yapılmaya başlandığına dikkat çeken Doğan, “Önceleri Türkiye’de Osmanlı dendiği vakit bir olumsuzluk ifadesi başlatılacağından emin olabilirdiniz. Bugün Osmanlı’dan bahsetmek olumlu şeylerden söz etmek anlamına gelmeye başladı” dedi.

Batılılaşma İhaneti kitabından Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu eserine kadar yakın tarihle ilgili görüşlerini geliştiren Mehmet Doğan, şimdi de bu çabasını her hafta “Yakın Tarih Okumaları” programına taşıyor. Çarşamba günü 18.30’da TYB Kültür Merkezi’ndeki programda Doğan,

yakın tarihin dikkatlerden kaçırılan hususlarını detaylı bir şekilde anlatıyor.

Safahat okumaları devam ediyor

tür merkezinde Safahat’ın tekrar okunması için çalışma başlattı. Bu kapsamda her hafta Salı akşamları TYB’de Safahat okunuyor. Safahat’ı TYB vakfı Başkanı Mehmet Doğan, TYB eski Genel Başkanları Dr. Nazif Öztürk ve Dr. Necmeddin Türinay, Prof. Dr. Mehmet Akkuş ile Ercan Yıldırım okuyor.

İstiklâl Marşı Şairi Mehmet Âkif’in büyük eseri Safahat’ın Türkiye Yazarlar Birliği’nde kapsamlı biçimde okunulmasına devam ediliyor. Daha önce 1999’dan itibaren Türkiye Yazarlar Birliği’nde Safahat toplu olarak okunmuştu. TYB yeni kül-

Safahat Okumaları’nda, dönemin atmosferi, siyasal ve fikri gelişmeleri, Âkif’in hayatı ile birlikte şiirlerdeki söyleyiş biçimleri, temalar topyekûn ele alınıyor. Bu dönem Safahat Okumaları’nın Aralık ayında tamamlanması bekleniyor.

MART 2011

“En yakın tarih bugün” mottosuyla açılışını yaptığı programın ilkinde Mehmet Doğan, son zamanlarda Türkiye’ye ilişkin tanımlamaların

Türklerin Anadolu’ya gelmesinden sonra İslam ile Batı mücadelesinin başladığını anlatan Mehmet Doğan, Tanzimat ile birlikte Osmanlı’da önemli değişikliklerin gerçekleştiğini vurguladı. Tanzimat’ta İngiliz müdahalesine dikkat çeken Doğan, İngiltere’nin gittikçe güçlenen Rusya’ya karşı,


Osmanlı’nın ayakta kalması, yıkılmaması gerektiği tezinden hareket ettiğini, Osmanlı’yı sadece ayakta tutmaya yetecek, oldurmayacak ve öldürmeyecek şekilde destek verdiğini söyleyen Mehmet Doğan, Tanzimat’la birlikte devletin bürokratik bir devlete dönüştürüldüğü görüşüne yer verdi. Mehmet Doğan, Mustafa Reşit Paşa’nın yetim, öksüz büyüyen, kimsesiz bir kişiyken, dünyanın önde gelen zenginlerinden birisi olarak öldüğü bilgisini aktardı. Tepeden inmeci, baskıcı, dayatmacı Tanzimat modernleşmesine karşılık Abdülhamit’in bu anlayışı bir kenara bırakarak memleket lehine bir tavır geliştirdiğini söyleyen Doğan, Abdülhamit döneminde güç kaybeden bu bürokrasinin Abdülhamit’e düşman kesildiğini anlattı. Doğan, bu düşmanlığı Batı’nın çok iyi kullandığını belirtti.

Türkiye Yazarlar Birliği Büyükelçileri ağırlıyor İlk konuk: Kazakistan Büyükelçisi: Tüymebayev

Yazarlar Birliği yeni kültür merkezindeki etkinlikler kapsamında “Ülkeler ve Elçiler” programı düzenliyor. Bu kapsamda ilk konuk Kazakistan Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Prof. Dr. Canseyit Tüymebayev oldu. Toplantıya çok sayıda yazar, yönetici ve ilim adamı katıldı. Büyükelçinin konuşmasından önce Kazakistan ile ilgili resim sergisi açılırken, ülke ile ilgili bir sinevizyon gösterisi yapıldı. Açılış konuşmasını yapan Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan iki ülkenin kardeşlik bağı bulunduğunu söyledi. Doğan 1992’den beri Kazakistan Yazarlar Birliği ile Türkiye Yazarlar Birliği arasında önemli bir işbirliği ortamı bulunduğunu söyleyerek, Kazakistan’ın bağımsızlığını ilanından sonra 1993 yılında Almatı’da “Türkçe’nin Uluslararası Şiir Şölenini” tertiplediklerini ifade etti. Kazakistan Tanınmıyor

ve öngörülebilir kısa vadede hedeflerinin bu rakamı 200 Milyar Amerikan Doları’na çıkarmak olduğunu açıklayan Tüymebayev , Kazakistan’ın uzay araştırmalarında aktif durumda bulunduğunu açıkladı. Kazakistan’ın Bakü – Tiflis – Ceyhan Petrol Boru Hattı projesine aktif destek verdiğini anlatan Büyükelçi, iki ülke arasında eğitim ve kültür alanında da ilişkilerin son derece gelişmiş olduğunu vurguladı. Kazakistan’da ondan fazla Türk dizisinin gösterildiğini, Türkiye’de yayınlanan çok sayıda kitabın da Kazakça’ya çevrilerek yayınlandığını belirten Tüymebayev Türkiye’de Kazakça’dan çevrilmiş fazla kitap bulunmamasının üzüntü verici olduğunu söyledi. Programın ardından Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı İbrahim Ulvi Yavuz tarafından Büyükelçi Canseyit Tüymebayev’e “Hatıra Beratı” takdim edildi. Konuk Büyükelçi de Genel Başkan İbrahim Ulvi Yavuz’a, Şeref Başkanı D. Mehmed Doğan’a ve program sorumlusu Ahmet Fidan’a hediyeler takdim etti. Programdan sonra Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanlık makamında da kısa bir süre dinlenen Büyükelçi’ye D. Mehmed Doğan’ın 100.000’den fazla kelimeyi muhtevi “Büyük Türkçe Sözlüğü” hediye edildi.

Kazakistan Büyükelçisi Tüymebayev Asya ülkelerinin bağımsızlıklarının 20. yıllarını kutladıklarının altını çizerek başladığı konuşmasında Kazakistan’da Türkiye’nin iyi bilinmesine rağmen Türkiye’de insanların Kazakistan hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. Kazakistan’ın GSMH’sinin 120 Milyar Amerikan Doları seviyesine eriştiğini

MART 2011


MART GÜNLER

MEHMET ÂKİF DİVANI

MEVLANA DİVANI

1 MART SALI

2 MART ÇARŞAMBA

YUNUS EMRE DİVANI 18:30 SAFAHAT DERSLERİ D.Mehmet Doğan

18:30-20:00 Çocuğun Hayat ve Okul Başarısında Anne Babanın Rolü Adem Karafilik

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30 ÜLKELER VE ELÇİLER Suriye Büyükelçisi Dr. Nidal Kabalan Program Sorumlusu :Ahmet Fidan

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice

3 MART PERŞEMBE

TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ MART - NİSAN 2011 FAALİYETLERİ

4 MART CUMA

5 MART CUMARTESİ

14:00 YAZAR OKULU 18. DÖNEM AÇILIŞ DERSİ

15:30 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR

6 MART PAZAR

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (BAŞLANGIÇ) Tuba Özhan

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (İLERİ) Yrd. Doç. Dr. Kamil Akarsu

7 MART PAZARTESİ

18:30 MESNEVİ OKUMALARI Doç. Dr. Zülfikar Güngör

8 MART SALI 9 MART ÇARŞAMBA

18:30-20:00 Zor İnsanlarla Başa Çıkma Teknikleri Yrd.Doç.Dr. Levent Vurgun

10:30 Mehmet Âkif Bilgi Şöleni Açılış 14:00 Mehmet Âkif Eserleri Kütüphanesi Açılışı 14:30 Oturumlar

10:00 “İstiklâl Marşı’nı yazıldığı yerde okumak” Taceddin Dergâhı 12 MART CUMARTESİ 14:00 Mehmet Âkif Bilgi Şöleni Oturumları

13 MART PAZAR

14 MART PAZARTESİ

18:30-20:00 Kendinizi Yenileyin Erbay Kücet

18 MART CUMA

13:00-15:00 YAZAR OKULU 19 MART CUMARTESİ 15:00-17:00 YAZAR OKULU YÖNLENDİRME DERSİ

20 MART PAZAR

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (BAŞLANGIÇ) Tuba Özhan

21 MART PAZARTESİ

18:30 MESNEVİ OKUMALARI Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç

22 MART SALI 18:30-20:00 Neşeli Düşünme Sanatı Durdu Güneş

18:30 GENÇLER BULUŞMASI Tarkan Zengin

13:00-15:00 YAZAR OKULU 26 MART CUMARTESİ 15:00-17:00 YAZAR OKULU YÖNLENDİRME DERSİ

27 MART PAZAR

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (BAŞLANGIÇ) Tuba Özhan

28 MART PAZARTESİ

18:30 MESNEVİ OKUMALARI Prof. Dr. Derya Örs

29 MART SALI 30 MART ÇARŞAMBA 31 MART PERŞEMBE

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice

13:15 YAZAR OKULU 15:30 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 SAFAHAT DERSLERİ Prof. Dr. Mehmet Akkuş

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 HALK KÜLTÜRÜ ÇALIŞMALARI Ahmet Şenol

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice

13:00 DÜŞÜNCE SEMİNERLERİ Program Sorumlusu : Ercan Yıldırım 15:30 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR 13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (İLERİ) Yrd. Doç. Dr. Kamil Akarsu

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 SAFAHAT DERSLERİ Dr. Necmeddin Turinay

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30-20:30 YAZAR OKULU

24 MART PERŞEMBE 25 MART CUMA

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30 MESNEVİ OKUMALARI Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu

17 MART PERŞEMBE

23 MART ÇARŞAMBA

18:30-20:30 YAZAR OKULU

10:00 Mehmet Âkif Bilgi Şöleni Kapanış Oturumu 13:00 - 17:00

15 MART SALI 16 MART ÇARŞAMBA

18:30 SAFAHAT DERSLERİ Ercan Yıldırım

18:30-20:30 YAZAR OKULU

10 MART PERŞEMBE

11 MART CUMA

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30-20:00 İnsanın İrfan Arayışı 1 Uğur Elaman

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice

14:00 Modern Şiir Toplantıları Vural Kaya, Edip Cansever’i anlatacak Program Sorumlusu: Osman Özbahçe 16:00 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (İLERİ) Yrd. Doç. Dr. Kamil Akarsu

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 SAFAHAT DERSLERİ Dr. Nazif Öztürk

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30-20:30 YAZAR OKULU


NİSAN GÜNLER 1 NİSAN CUMA

MEHMET ÂKİF DİVANI 18:30 ÜLKELER VE ELÇİLER Kosova Büyükelçisi Bekim Sejdiu Program Sorumlusu :Ahmet Fidan

13:00-15:00 YAZAR OKULU 2 NİSAN CUMARTESİ 15:00-17:00 YAZAR OKULU YÖNLENDİRME DERSİ

3 NİSAN PAZAR

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (BAŞLANGIÇ) Tuba Özhan

4 NİSAN PAZARTESİ

18:30 MESNEVİ OKUMALARI Prof. Dr. Mustafa Aşkar

5 NİSAN SALI

6 NİSAN ÇARŞAMBA

18:30-20:00 Çocuğun Ruh ve Karakter Eğitiminde Anne Baba Rolü Adem Karafilik

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice

15:30 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR 13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (İLERİ) Yrd. Doç. Dr. Kamil Akarsu

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 SAFAHAT DERSLERİ D.Mehmet Doğan

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30-20:30 YAZAR OKULU

8 NİSAN CUMA 13:00-15:00 YAZAR OKULU 9 NİSAN CUMARTESİ 15:00-17:00 YAZAR OKULU YÖNLENDİRME DERSİ

10 NİSAN PAZAR

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (BAŞLANGIÇ) Tuba Özhan

11 NİSAN PAZARTESİ

18:30 MESNEVİ OKUMALARI Doç. Dr. Zülfikar Güngör

12 NİSAN SALI 18:30-20:00 Liderlik 13 NİSAN ÇARŞAMBA Bünyamin Özgür 14 NİSAN PERŞEMBE 15 NİSAN CUMA

13:00-15:00 YAZAR OKULU 16 NİSAN CUMARTESİ 15:00-17:00 YAZAR OKULU YÖNLENDİRME DERSİ

17 NİSAN PAZAR

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (BAŞLANGIÇ) Tuba Özhan

18 NİSAN PAZARTESİ

18:30 MESNEVİ OKUMALARI Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu

19 NİSAN SALI 18:30-20:00 Beden Dili Tarkan Zengin

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice

15:30 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR 13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (İLERİ) Yrd. Doç. Dr. Kamil Akarsu

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 SAFAHAT DERSLERİ Ercan Yıldırım

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 HALK KÜLTÜRÜ ÇALIŞMALARI Ahmet Şenol

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice

13:00 DÜŞÜNCE SEMİNERLERİ Program Sorumlusu : Ercan Yıldırım 15:30 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR 13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (İLERİ) Yrd. Doç. Dr. Kamil Akarsu

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 SAFAHAT DERSLERİ Prof. Dr. Mehmet Akkuş

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30-20:30 YAZAR OKULU

21 NİSAN PERŞEMBE 22 NİSAN CUMA

18:30-20:30 YAZAR OKULU

YUNUS EMRE DİVANI

18:30-20:30 YAZAR OKULU

7 NİSAN PERŞEMBE

20 NİSAN ÇARŞAMBA

MEVLANA DİVANI

18:30 GENÇLER BULUŞMASI Tarkan Zengin

13:00-15:00 YAZAR OKULU 23 NİSAN CUMARTESİ 15:00-17:00 YAZAR OKULU YÖNLENDİRME DERSİ

24 NİSAN PAZAR

13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (BAŞLANGIÇ) Tuba Özhan

25 NİSAN PAZARTESİ

18:30 MESNEVİ OKUMALARI Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç

26 NİSAN SALI 18:30-20:00 İnsanın İrfan Arayışı 2 27 NİSAN ÇARŞAMBA Uğur Elaman 28 NİSAN PERŞEMBE 29 NİSANCUMA

13:00-15:00 YAZAR OKULU 30 NİSAN CUMARTESİ 15:00-17:00 YAZAR OKULU YÖNLENDİRME DERSİ

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice

15:30 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR 13:00 - 17:00 OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ (İLERİ) Yrd. Doç. Dr. Kamil Akarsu

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 SAFAHAT DERSLERİ Dr. Necmettin Turinay

18:30-20:30 YAZAR OKULU

18:30 YAKIN TARİH OKUMALARI D.Mehmet Doğan

18:30-20:30 YAZAR OKULU 18:30-20:30 YAZAR OKULU

14:00 Modern Şiir Toplantıları İdris Ekinci, Sezai Karakoç’u anlatacak. Program Sorumlusu: Osman Özbahçe 16:00 TYB Sinema Kulübü “Önce Seyret, sonra tartış” Program Sorumlusu : S.Cenap BAYDAR

18:30 DİVAN-I HİKMET OKUMALARI Dr. Hayati Bice


Takriri Sükûn kanunu ile geçersiz kılındığını ifade etti.

Osman Can: “Yeni Anayasa üzerinde çalışıyorum” TYB’de düzenlenen Gençler Buluşması’nda konuşan Osman Can, Anayasanın mahiyetini, Türkiye’deki hukuk sistemini anlatarak, yeni Anayasa hazırlıkları konusunda bilgiler verdi. Tarkan Zengin yönetimindeki faaliyet, Türkiye’nin gündemi ile gençleri buluşturmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda ilk olarak eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can gençlerin karşısına çıktı. Osman Can yeni Anayasa için çalışma içinde olduğunu söyledi. Türkiye için Anayasanın çok önemli olduğunu söyleyen Can, hukuk fakültesinde öğrencilerin ilk karşılaştığı sorunun “Anayasa nedir?” olduğunu ifade etti. Anayasayı toplum sözleşmesi şeklinde tanımlayan Can, toplumun arzuladığı siyasal düzen için bir araya gelmesinin bu tanımın özünü oluşturduğunu, mevcut anayasanın ise toplum sözleşmesi olmadığını belirterek, geçmişte vatandaşın önüne ya kabul edin; ya da bu rejim devam edecek.” seçeneklerinin sunulduğunu, toplumun da tercihini anayasayı kabulden yana kullandığını söyledi.

10

MART 2011

Yargı sisteminin 1961 yılındaki yapılanmasının halkın kendi kaderi hakkında söz sahibi olacak kişileri belirleyebilmesinin önüne geçtiğini belirten Doç. Dr. Osman Can, bürokrasinin doğru işlemesinin halkın kontrol edebilmesine bağlı olduğunu söyledi. Bu devlette bize ait bir şey olmadığını ifade eden Can, toplumun bu kurumlara rağmen kendi kaderini belirlemeye başladığını, Türkiye’nin eninde sonunda kendi anayasasını yapacağını, buna kimse-

Anayasada mutlaka vatandaş yer almalı Osman Can Türkiye’de şimdiye kadar yasama ve yargı konusunda “boynumuz kıldan incedir” anlayışının egemen olduğunu vurgulayarak, son dönemde Anayasaya ve hukukun organlarına karşı ciddi eleştirilerin yapıldığını, mahkemelerin meşruiyet sorgulamasına takıldığını söyledi. Anayasada vatandaşın işin içinde olması gerektiğinin altını çizen Can, 1876 Anayasası’nın, yarısını ulemanın yarısını da bürokratların oluşturduğu on kişilik bir komisyon tarafından meydana getirildiğini, o yıllarda Fransa dışında diğer Avrupa anayasalarında da vatandaşın söz hakkının olmadığını anlattı. 1921 Anayasası’nın halka yakın bir anayasa olduğuna dikkat çeken Can, birinci Meclis’te değişik anlayışlara sahip, renkli bir kompozisyonun varlığına değindi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yüz akı olarak o meclisin sayılabileceğini belirten Doç. Dr. Osman Can, savaş döneminde olmasına rağmen meclisin kendi yetkilerini kullanabildiğini vurguladı. Üniversitelerin 1960 darbesini tetiklediğini savunan Doç. Dr. Osman Can, 1924 Anayasası’nın 1925

Hayati Bice’den Divan-ı Hikmet Okumaları “Divan-ı Hikmet” Türkistan’ın efsanevi şahsiyetlerinden Ahmet Yesevi’nin şiirlerinin külliyatı. Yesevi Türkçi din ve iman telkini yapan şiirleriyle bütün Türkistan irşadında rol oynadığı gibi, Türkçe konuşan tüm dünyada kabul görmüştür. Dr. Hayati Bice, “Divan-ı Hizmet’in en geniş yayımını Türkiye’de gerçekleştiren yetkili bir isim olarak Divan-ı Hikmet’i Cuma akşamları Yunus Emre Divanı’nda okuyor.


Sinema Kulübü’nde önce seyret sonra tartış 2011 senesinin başlangıcıyla birlikte Türkiye Yazarlar Birliği Sinema Kulübü’nde “Önce Seyret, Sonra Tartış” sloganıyla film gösterimlerine başlandı. Senaryolarıyla, müzikleriyle, oyuncularıyla insanlara ilham veren özel sinema filmleri seçildi ve gösterildi. İlk Film: Hotel Ruanda Seçilen ilk film Hotel Ruanda. Ruanda katliamını konu alan, dram türü bir filmdi ve Ruanda’da 1994 yılında Hutu ve Tutsi etnik grupları arasında çıkan ve çok sayıda (yaklaşık 800.000) Tutsi’nin yaşamını kaybetmesiyle sona eren şiddet olaylarını ve katliamı beyazperdeye yansıtıyordu. Filmdeki bu çerçeve hikâyenin yanı sıra, Ruanda katliamına dair birçok bilgi sunulmaktaydı. Ayrıca olaya uluslararası tepkinin düşük düzeyde kalması, BM ve Batılı güçlerin katliam karşısındaki tavırları büyük oranda eleştiriliyordu. Dövüş Kulübü İkinci film, Chuck Palahniuk tarafından yazılmış, aynı isimli romandan beyazperdeye uyarlanan Dövüş Kulübü, (orijinal adı Fight Club) oldu. Sinema tarihine en tartışmalı filmlerden biri olarak adını yazdıran Dövüş Kulübü, modernitenin sınırlarını belirlediği batı medeniyetine içeriden getirdiği şiddetli eleştirileri ile tartışılmayı, üzerinde düşünülmeyi hak eden, ilgi çekici bir filmdi. Çağdaş, batılı hayat tarzının ve kapitalizmin insanlara sunduklarının derin bir eleştirisinin yapıldığı filmde, modern çağın ve kapitalizmin insanlara getirdiği psikolojik buhranlar, anarşizm, vandalizm, kimliksizlik, kıymetsizlik,

şiddet ve pornografi gibi kavramlar üzerinde duruluyordu. Varoluş Üçüncü hafta Kanada’lı yönetmen David Cronenberg’in çektiği bir bilim-kurgu filmi seyredildi: Existenz - Varoluş. Cronenberg’in diğer filmlerinde olduğu gibi, sürrealist ögelerin çok kullanıldığı Varoluş filminde; gerçek nedir, gerçek ile oyun nasıl birbirine karışabilir, insan algıları aldatılarak algılanan gerçeklik değiştirilebilir mi, hatta insanlar böyle manipülasyonlarla hakikat hissini kaybedebilirler mi gibi birçok kışkırtıcı soru yer alıyordu. Baran Seçilen dördüncü film İran sinemasında Mecid Mecidi’ye ait “Baran” isimli filmdi. Avrupa’da birçok ödül almış sıcacık bir filmdi “Baran”. Afganistan’dan kaçıp İran’a sığınmak mecburiyetinde kalan Afgan mültecilerinin son derece ağır şartlarda sürdürdükleri hayat mücadelesi anlatılırken, İran yönetiminin “sofranın kenarında kırıntılarla beslenmeye çalışan güvercinler misali” İran’a sığınmış bu insanlara hayatı dar edişi ince ince eleştiriliyordu. Son Samuray Beşinci hafta, 1800’lü yılların sonunda Japonya’nın modernizasyonuna

dair bir hikâyenin anlatıldığı 2003 yapımı bir film vardı sırada: “Son Samuray” Yönetmenliğini Edward Zwick’in yaptığı filmde kendi modernleşmemize paralel olabilecek birçok unsur tespit edildi. Unutulmaz savaş sahneleriyle hafızalara kazınan Son Samuray, farklı bakış açılarıyla ele alındı.

Güzel ve Etkili Konuşma TYB’de 33. yılında TYB’de her gün faaliyet sloganı çerçevesinde kişisel gelişim uzmanı Âdem Karafilik, iletişim çağında iletişimsizliğin boyutlarını haftalık programlarında çarşamba akşamları ele alıyor. Geniş bir dinleyici grubunun beğeni ile takip ettiği, farklı konu başlıklarından oluşan programda, Âdem Karafilik’in kendi sunumlarının yanı sıra M. Abdullah Yılmaz, Esen Eryiğit, Yüksel Bağışlar ve Uğur Eleman hazırladıkları çalışmalar ile takipçilerine kişisel gelişim sahasında ciddi katkılarda bulunup onlara rehberlik ediyorlar.

MART 2011

11


ŞUBELERDEN HABERLER

Mimari Kültürümüz Semineri Safiyyüddin Erhan’dan TYB Bursa Şubesi’nin 2010-2011 yılında planladığı seminer çalışmalarından biri olan Mimari Kültürümüz konulu şehir ve mimari sohbetleri hem estetik kaygıyı akıllarda şekillendirmek hem de yüreklerimizde estetik bir kaygıyı filizlendirmek adına kendisini tarihe adamış bir isim olan Safiyyüddin Erhan Bey tarafından veriliyor. gösteriliyor.

Niyazi Mısrî Divanı Okumaları” Prof.Dr. Bilal Kemikli’den TYB Bursa Şubesi’nin 2010-2011 yılında planladığı seminer çalışmalarından biri olan Niyazi Mısri Divanı okumalarında Şubat ayı içerisinde 10. ve 11. dersler yapıldı. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi olan Prof.Dr. Bilal Kemikli tarafından verilen derslerde Niyazi Mısrî hayatı, eserleri ve divanından parçalar okunuyor. Her oturumda

İrfan Sofraları isimli eserinde bir parçanın da şerh edildiği seminerler hem tasavuf tarihi bakımından hem de Niyazi Mısri’nin sıra dışı yaşamını tüm yönleriyle incelemek bakımından eşsiz bir fırsatı barındırıyor. Her onbeş günde bir yapılan seminerlerin sonunda katılımcılara Katılım Belgesi verilecek.

Şair Hüseyin Atlansoy’dan Geçmişten Gelecekten/Hasbihal Tyb Bursa Şubesi’nin 2010-2011 yılında planladığı Hasbihal buluşmalarında bu ay Şair Hüseyin Atlansoy misafir oldu. Şairin hayatından kısa anekdotlarla başlayan programda şair kendi şiir dünyasını, beslenme kaynaklarını, etkilenimlerini ve eserlerinin meydana geliş öyküsünü anlattı. Program sonunda tüm katılımcılara şairin “Su Burcu” isimli kitabı hediye edildi. yapılıyor.

12

MART 2011

Zarif Haykırışlar/Cahit Şiir Okuma Etkinliği TYB Bursa Şubesi tarafından organize edilen ve daha çok üniversiteli gençlerin ve Cahit Zarifoğlu okurlarının katılımlarıyla her ayın 7’sinde gerçekleştirilen etkinlikte Cahit Zarifoğlu’nun şiirleri katılımcılar tarafından okunuyor ve program boyunca Zarifoğlu’ndan konuşuluyor. Etkinlik Tyb Bursa Şubesinin Tarihi Irgandı Çarşılı köprüsü üzerinde bulunan otantik ve tarihi bürosunda gerçekleştiriliyor.

Bursa Şubesi’nden İslâm Düşüncesi Seminerleri TYB Bursa Şubesinin 2010-2011 yılında planladığı seminer çalışmalarından biri olan İslam Düşüncesi


Her ay farklı bir konu ve farklı bir mimari başlık altında işlenen konularda kimi zaman konuşmacı tarafından seminercilere Osmanlı Mimari sanatının örnekleri ve bu mimari anlayışın ardında yatan saikler görsel olarak gösteriliyor.

t Zarifoğlu Anma ve TYB Bursa Şubesi tarafından organize edilen ve daha çok üniversiteli gençlerin ve Cahit Zarifoğlu okurlarının katılımlarıyla her ayın 7’sinde gerçekleştirilen etkinlikte Cahit Zarifoğlu’nun şiirleri katılımcılar tarafından okunuyor ve program boyunca Zarifoğlu’ndan konuşuluyor. Etkinlik Tyb Bursa Şubesinin Tarihi Irgandı Çarşılı köprüsü üzerinde bulunan otantik ve tarihi bürosunda gerçekleştiriliyor.

Seminerleri alanında otorite bir isim olan Prof.Dr. Süleyman ULUDAĞ tarafından veriliyor. İslam Düşüncesini doğuşundan itibaren alarak dönemlere ayıran, İslam Düşüncesinin kaynaklarını ve İslam Âlimlerini isim isim ele alarak bugüne taşıyan konuşmacı bu seminerler ile bir nebze olsun İslam Düşüncesinin yarınına dair kaygılarını paylaşmak ve geleceğe dair ümitlerin eskiyi anlamakla başlayacağına vurguda bulunmak istiyor.

“İsmail Hakkı Bursevî Divanı Okumaları” TYB Bursa Şubesi’nin 2010-2011 yılında planladığı seminer çalışmalarından biri olan İsmail Hakkı

Bursevî Divanı okumalarında Şubat ayı içerisinde 10. ve 11. dersler yapıldı. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof.Dr. Mustafa Kara tarafından verilen derslerde Bursevî Divanından nutuklar(şiir) okunarak bunun hem güncel hem de tasavvufi şerhi yapılıyor.

TYB Kayseri Şubesi’nde yeni başkan Ahmet İlhan Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi, 5. Olağan Genel Kurulu için bir araya geldi. Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi 5. Olağan Genel Kurulu yapıldı. TYB Kayseri Şubesi Başkanı Hüseyin Türkmen, görevini Ahmet İlhan´a devretti. Kayseri Kültür Evi´nde gerçekleştirilen genel kurula Memur-Sen İl Temsilcisi Aydın Kalkan, Mazlumder Şube Başkanı Ahmet Taş ve üyeler katıldı. Genel Kurul’da konuşan Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi Başkanı Hüseyin Türkmen, yaptıkları faaliyet-

ler hakkında bilgiler verdi. Türkmen, “Görevde bulunduğumuz süreç içerisinde sadece kültür ve sanatta değil; memleketimizi ilgilendiren sosyal alanlarda da tepkilerimizi ortaya koyduk. Son bir yıldır genel merkezimizin prensipleri doğrultusunda Ankara´da görevlerde bulundum. Şimdi bir nöbet değişikliği yaparak başkanlığı bırakıyorum. Derneğimiz bir sanat kuruluşudur ama siyasi bir kuruluş değildir. Hiçbir zaman olmamıştır ” dedi. Yeni yönetim şu isimlerden oluştu: Ahmet İlhan, Vedat Sağlam, Bülent Gündoğan, Tuncay Taşçı, Ahmet Ersolak, Şaban Piriş, Oktay Yerlikaya

MART 2011

13


TYB’de Düşünce Seminerleri başladı

“Türk Kültürü Alafranga’dan

Alamerikana’ya geçti” Yeni dönemin aylık faaliyetlerinden Düşünce Seminerleri başladı. İlk toplantıda Mustafa Orçan Türk kültünün “alafranga”dan “alamerikan”a evrildiğini söyleyerek, ABD modenleşmesinin tek etkili güç haline geldiğini vurguladı… Tüketim toplumu, popüler kültür konularında eserleri olan Doç. Dr. Mustafa Orçan Türkiye’nin bugün “alamerikan” kültürünün etkisi altında olduğunu söyledi. Orçan Türk toplumu için artık “alafranga” ve “alaturka” kavramlarının geçerli olmadığını bugünkü duruma “alamerikan” demenin daha uygun olduğunu dile getirdi. Düşünce seminerlerini hazırlayan Ercan Yıldırım, toplantının açılışında ülkemizin bugün büyük bir düşünce boşluğu ve kültürel karmaşa içinde olduğunu söyledi. Düşüncenin her alanda geri çekildiğinin altını çizen Yıldırım, televizyonlardaki diziler ve popüler kültür ürünleri arasında fikrî konuların yer bulduğunu aktararak, “popüler kültür okumuş / okumamış ayrımı yapmadan bireyleri herkesleştirdi. Akademisyenler, fikir ve kültürle uğraşanlar gayretlerini eserler vermek yerine popüler kültür nesnelerinde yer almaya hasrettiler. Biz TYB olarak bu hercümerç içerisinde sahih ve sahici tefekkürün adresini göstermek istiyoruz” dedi. Avrupa – Amerika Modernleşmesi Arasındaki Farklar Mustafa Orçan, Batı kültürünün zannedildiği gibi yekpare olmadığını, kendi içinde farklı özellikler göster-

14

MART 2011

diğini söyledi. Tanzimat’tan sonra Türk aydınının Fransız etkisine girdiğini ifade eden Orçan, o dönemden itibaren “alafranga” ve “alaturka” ayrımlarının yapıldığını söyleyerek, Marshall planından sonra bu ayrımların ortadan kalktığını vurguladı. Orçan kendisinin bu durum için “alamerikana” kavramını önerdiğini söyleyerek, “bizim kültürümüzde bunu kullananlar çok az. Sait Faik Abasıyanık ve Reşat Nuri Güntekin’den başka Hasan Celal Güzel ve Ahmet Nezihi Turan’da bu kavramdan bahsetmiş. Bunların dışında alamerikana diyen yok. Alafranga ile alamerikana arasında farklar var mıdır? Evet. Bu kavramı Afrikalı Müslüman yazar Ali Mazrui’de ele almış. Avrupa kültürü ile Amerikan kültürü ve kapitalizmi arasında belirgin farklar vardır. Avrupa kültürü seçkinci, elit iken Amerikan kültürü tüm sınıflara hitap eder, elitist değildir. Avrupa seçkinci Amerika kitleseldir. Avrupa’nın birasını tüm dünyada herkes içmez ama Amerikan kolasını herkes içer. Avrupa’nın takımını herkes giymez ama Amerikan tişörtünü giyer. Roman Avrupa popüler kültürüdür, aristokratlar okur ama pembe diziler Amerika’nın popüler kültürüdür, herkes izler. Avrupa modernitenin ilk dönemini oluşturur Amerika sonraki dönemini. Avrupa eksik modernleşmeyi Amerika ise küresel moderniteyi oluşturur” dedi. 1950 Yılı Türkiye İçin Dönüm Noktası Mustafa Orçan, Avrupa’nın daha çok tüketime yönelik modernleşme içinde olduğunu Amerika’nın hem tüketim hem de üretimi esas

aldığını, böyle bir panorama içinde Türkiye’nin yerini anlattı. Türkiye’de durumun 1950’de farklılaştığını söyleyen Orçan, 50 öncesi Avrupa “alafranga” kültürünün Türkiye’de hâkim olduğunu kaydederek özellikle DP dönemi sonrasında Amerikan etkisinin belirginleştiğini ifade etti. “1950 öncesinde özellikle metropol ve kentlerde modernleşme yaygındı. Üstten bir zorlama ile kimlik değiştirmeye yönelik bir modernleşme hâkimdir. Şunu giy, bunu ye gibi. Bu bakımdan batılılaşma ile modernleşme birbirinden farklılık gösterir. Batılılaşma kimliğe yönelik kimliği değiştirmeyi esas alır, tüketim eksenlidir. Ancak modernleşme kimlik dışında gündelik hayatla ilgili ve kendiliğindendir. Halk buna angaje olur, zorlama olmaz.” diyen Mustafa Orçan, modern teknik ve gelişmelerin 1950 sonrasında belirginleştiğini, modernleşmenin bu tarihte yaygınlaştığını vurgulayarak şöyle konuştu: “1950 sonrasında üretim eksenli, montaj bile olsa fabrikalaşma başladı. 1950’ye kadar Türkiye fabrikalaşma bakımından ortaçağdır. Şişecam, mensucat, mukavva gibi fabrikalar Osmanlı döneminde kurulmuştur ancak profesyonel idare olmadığı için iflas etmiştir. 1948 yılındaki Marshall yardımı ile gidişat değişti. Bu yardım için fizibilite yapan Amerikalılar Türkiye’de hangi kalemler var diye baktırıyor. Pulluğun bile olmadığını görüyorlar.” Türkiye’nin 1950 sonrasında büyük bir atılım yaptığını dile getiren Mustafa Orçan, tarım makinelerinde,


karayollarında ve enerji, liman, baraj gibi alanlarda yepyeni tesislerin açıldığını söyledi. 1950 öncesinin tüketime dayalı anlayışının değişerek üretimin de etkinlik kazandığını anlattı. Şehirlerin birden nüfuslandığını, ilk gecekonduların ortaya çıktığını vurgulayan Mustafa Orçan, Özal sonrasında bu değişimin hızlandığını ve o döneme kadar yatay olan geçişkenliğin dikey hale geldiğini söyledi. 1980 sonrasında Weber’in “defter tutma” dediği istatistiksel mantığın Türkiye’de de etkinlik kazandığını söyleyen Mustafa Orçan, Amerikan fast food mağazalarının yaygınlaştığını, ne kadar patates, salça, et tüketildiğinin hemen çıkarılabildiği bir ekonomik kültürün yerleştiğini belirtti. ABD mutfağındaki etkinliğin 90’lardan itibaren azaldığını milli kültürün de devreye girdiğini aktaran Orçan, gündelik hayatın bizde de rasyonelleştiğini ve döner, lahmacun, ayran gibi ürünlerin diğer başka yerel lezzetlerin “paketleme” teknolojisiyle kitleselleştiğini anlattı. Modernleşmenin Türkiye’de 1990’lı yıllardan sonra çok ilerlediğini söyleyen Orçan, ABD kültürünün farklı kutupları biçimlendirip yeniden piyasaya sürmede mahir davrandığını dile getirdi.

Âşıklar TYB’nin Konya Şubesi’nde buluşuyor Her ayın ilk cuma gecesi Konyalı âşıklar TYB’de buluşup “muhabbet geceleri” adı altında program icra ediyor. TYB’nin şubat ayı prog-

Yazı Atölyesi kapanış dersiyle sona erdi Hikâyeci Kâmil Yeşil’in 4 Aralık 2011 tarihinde başlayan ve iki buçuk ay (yirmi saat) devam eden Yazı Atölyesi çalışmaları 19.02.2011 günü tamamlandı. 4 Aralık 2011 tarihinden itibaren her cumartesi, saat 15-17 arasında Mevlana Salonunda yürütülen çalışmalar Yazar Okulu/Yazarlığa Hazırlama Seminerlerinin devamı mahiyetinde. Yazı Atölyesinde ağırlıklı olarak metin oluşturma teknikleri üzerinde duruldu ve seminerlere katılanlar deneme, eleştiri, öykü, senaryo türlerinde metinler okudu, inceledi ve örnek metinler yazdı. Yazılan metinler önce internet ortamında, semineri yöneten Kamil Yeşil’e gönderildi. Yönlendirramında da âşık dostları Konyalı âşıklarla buluştu. TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Öğr. Gör. Dr. Aziz Ayva’nın nezaretinde gerçekleşen programa Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencileri de yoğun ilgi gösterdi. Âşıklar coştu, coşturdu TYB Evi’nde gerçekleştirilen programa; Konya âşıklık geleneğini yaşatan başta usta Âşık Ataroğlu olmak üzere; Âşık Zikri Aliyâr, Öksüz Ozan, Âşık Hanoğlu, Yağız Ozan, Âşık Me-

meler önce metinler üzerinde ve internet grubunda bire bir olarak gerçekleşti. İzleyen derste metinler diğer kursiyerlerle paylaşıldı. Yayımlanmaya değer görülen metinler ise kültür haberciliği yapan internet sitelerinde ve edebiyat dergilerinde değerlendirildi. Ayrıca özel olarak dil kullanımının önemi üzerinde duruldu. Yazar-metin ilişkisi, estetik yapı oluşturmada temanın yeri, adaptasyon metinler, zihniyetin metindeki görüntüleri gibi konular üzerinde önce teorik bilgilendirme çalışmaları yapıldı, ikinci aşama olarak bu konularla ilgili metin üretme eksersizleri yürütüldü.

ramî, Adanalı Âşık Ahmet Şener, Âşık Hürmeti, Şair Fahrettin Tan ve halk şiirinin ve halk müziğinin sevdalıları katıldılar. Program Dr. Aziz Ayva’nın açılış ve takdim konuşmasıyla başladı. Dr. Ayva, Konya âşıklık geleneği ve beslendiği kaynaklar hakkında kısa bilgiler verdikten sonra bu muhabbet gecelerinin önemine değindi. Âşık Ataroğlu’nun yönettiği programda; âşıklar halk şiirinin çeşitli türlerinden örnekler sergilediler. Zaman zaman şairlerin ve konukların da şiirlerle katıldığı programda halk şiirinin ustalarından da bahsedildi, hatıraları anlatıldı.

MART 2011

15


İstanbul Şubesi’nde kültür söyleşileri ve yazarlık atölyesi İstanbul Sultanahmet’teki Kızlarağası Mehmed Ağa Medresesi’nde faaliyetlerine devam eden Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi kültürel alandaki atılımlarına devam ediyor. Söyleşi ve panelleri, atölye çalışmalarını düzenli olarak sürdüren şube, yakın zamanda büyük çaplı kültür etkinliklerine de imza atma hazırlığında. Halihazırda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü ile birlikte düzenlenen kültür söyleşileri 14

Trabzon Şubesi’nden “Şiir Sergisi” TYB Trabzon Şubesi üyeleri 10 şairin üçer şiiriyle 01 Şubat 2011 tarihinde Trabzon Sanatevinde Şiir sergisi açtı. Şairler İbrahim Sağlam, Yahya Demeli, Haydar Çoruhlu, Halit Macit, Enver Tiryaki, Malike Ciceali, Mustafa Mazlum, Osman Gökhan Bali, Kamuran Tuna ve İlhan Sağlam’ın üçer şiirle katıldığı, 50x70 cm ebadında özel tasarım 30 şiir panosunun yer aldığı sergi büyük ilgi gördü. Türkiye Yazarlar Birliği Kültür ve Sanat Bülteni - Mart 2011

TYB adına sahibi İbrahim Ulvi Yavuz •Yazı İşleri Müdürü Ercan Yıldırım • Yayın Sorumlusu Sami Terzi • İdare yeri Sümer 1 Sokağı 11/5 Kızılay-Ankara Tel: +90 312 232 05 71 - 72 www.tyb.org.tr • e-posta:tyb@tyb.org.tr Tasarım-baskı mtr tanıtım görsel hizmetler

farklı alan ve kültür adamıyla devam etti. Şubat ayındaki bu söyleşilerde öne çıkan en önemli etkinliklerden birisi de Mahmut Bıyıklı’nın moderatörlüğünde 8 Şubat Salı günü gerçekleştirilen ve yazar Fatma Barbarosoğlu’nun konuk olduğu “Mürekkebi Kurumadan” adlı etkinlik idi. Barbarosoğlu programda, yeni çıkan romanı Son On Beş Dakika’nın yazım sürecini kalabalık bir dinleyici topluluğu karşısında anlattı. Şube bünyesinde devam eden Yazarlık Atölyesi çalışmaları da geniş bir katılımla Cuma günleri gerçekleştirilmeye devam ediyor. Ali Ural gözetiminde yapılan atölye çalışmalarına yaklaşık kırk öğrenci katılıyor. Çağdaş İran Edebiyatı Paneli TYB İstanbul Şubesi, İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu ile birlikte “Çağdaş İran Edebiyatı” paneline de imza attı. 26 Şubat Cumartesi günü TYB İstanbul Şubesi Kızlarağası Mehmed Ağa Medresesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte Prof. Dr.

Mehmet Kanar, Prof. Dr. Mustafa Çiçekler, Prof. Dr. Ali Güzelyüz ve Doç Dr. Rahman Moshtagh Mehr konuşmacı olarak yer aldılar. Geniş bir dinleyici topluluğuna hitap eden panelde çağdaş İran Edebiyatı çeşitli yönleriyle irdelendi. Mart’ta Yeni Programlar Mart ayıyla birlikte TYB İstanbul Şubesi, bünyesinde bir Sinema Kulübü çalışmasını da başlattı. Kulübe üye olacak gençler, senaryo yazımı üzerine kısa film çalışmaları da yapacaklar. Ayrıca kulüpte sinema gösterimleri de yapılacak. Hüseyin Akın yönetiminde “Edebiyat Sofrası”, İbrahim Tığlı’nın yönetiminde “Tarih Konuşmaları”, Mahmut Bıyıklı’nın yönetiminde “Değerle Yürüyenler”, Ahmet Mercan’ın “Sivil İnisiyatif Buluşmaları”, Bedri Gencer’in “Fikir Harmanı”, Belkıs İbrahimhakkıoğlu’nun “Sanat Söyleşileri” ve Mustafa Özcan’la “Gündem Konuşmaları” başlıklı etkinlikler Mart ayı itibariyle şubenin kültür etkinlikleri çerçevesinde başlayacak.

Yazar Okulu’nda 18. Dönem başlıyor Açılış Dersi Prof. Dr. Mehmet Görmez’den Türkiye Yazarlar Birliği tarafından her yıl 2 dönem olarak düzenlenen Yazar Okulu-Yazarlığa Hazırlama Seminerleri’nin 18. dönem kayıtları başladı. Türkiye Yazarlar Birliği’nin on yılı aşkın süredir istikrarlı bir şekilde sürdürdüğü, Yazar Okulu- Yazarlığa Hazırlama Seminerleri 18. dönemi 5 Mart Cumartesi günü 14:00’te Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in açılış dersiyle başlıyor. Yazar Okulu’nda, alanında uzman öğretim üyeleri ve yazarlarımızın öncülüğünde; Yazarlığa Giriş, Metin Oluşturma Teknikleri, Din ve Düşünce, Sanat ve Tenkit, Toplum ve İdeoloji, Felsefe ile Düşünmek gibi dersler okutuluyor. Dokuz hafta devam edecek olan Yazar Okulu’nda ayrıca her hafta sonu yönlendirme dersleri veriliyor. Kursu başarıyla ta-

mamlayan kursiyerlerle ayrıca atölye çalışmaları yapılıyor. Dersler hafta içi; Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma günleri 18:30 - 20:30’arası, Cumartesi 13:00-15:00 saatlerinde müteakiben yönlendirme dersleri, 15:00-17:00 saatlerinde yapılıyor. Yazar okulu, “Günümüz yazarının yazma donanımı ne olabilir, ne olmalıdır?” sorusunu cevaplayacak bir yapı ve muhteva üzerine oturuyor. Günümüzün genç yazarı, hangi alanda olursa olsun düşünce açılımını sağlayacak, felsefe, semantik, siyasi sistem bilgisi gibi konularla birlikte din ve düşünce konusunda bilgilenmek ihtiyacı içinde. Bu dersler temel yazarlık dersleri ile destekleniyor.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.