MEDYATABLET Ekim 2017

Page 1

I

I

Türkiye’nin İlk ve Tek Dijital Medya Dergisi Ekim 2017 ÜCRETSİZ

Türkiye’nin ilk ve tek dijital medya dergisi

DYATABLET MEDYATABLET MEDYATABLET MEDYATABLET MEDYATABLET MEDYATABLET MEDYATABLET MEDYATABLET MEDYATABLET MEDYATABL


ŞiRKETiNiZiN KURUMSAL DiJiTAL

DERGiSiNi EN UYGUN FiYATA HAZIRLIYORUZ

SADECE ,

iLETiŞiM

hkdijital@gmail.com


TÜRKiYE’NiN iLK VE TEK DiJiTAL MEDYA DERGiSiNE REKLAM VERMEK

750 TL

REKLAM REZERVASYON hkdijital@gmail.com


içindekiler 8

ÇOCUKLAR DUYMASIN AYIN DiZiSi

12 TAMER KARADAĞLI AYIN OYUNCUSU

16 ORAY EĞİN AYIN YAZARI

20 AHMET TANER KIŞLALI PORTRE OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E BASIN-İKTİDAR İLİŞKİLERİ

24 DOSYA


4 Yıldır Sizlerleyiz

medyatablet

medyatablet

medyatablet

medyatablet

SAHiBi

Hatice Kılıç GENEL YAYIN YöNETMENi

Osman Kılıç KATKIDA BULUNANLAR

Ali özdemir

REKLAM REZERVASYON

hkdijital@gmail.com iLETiŞiM

medyatablet @gmail.com Yayınlanan içerikler kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Özel haberler ek izne tabidir. Reklam sorumluluğu reklam verene aittir. Yazıların sorumluluğu yazıyı yazan kişiye aittir. Medyatablet Dergisi ile ilgili hukuki ve tüm yasal sorumluluklar derginin Genel Yayın Yönetmenine aittir.

2013 yılının 5 Ekim’inde sizlere ilk sayımızı sunarken büyük bir heyecan içindeydik. Çoğu sayfamız eksik, hayallerimiz tamdı. Büyük ve farklı bir dergi kurmanın hayali içinde dolaşırken 4. yılımız olduğunun farkına vardık. 4 yıldır kimseden korkmadan, kimseye yanaşmadan, nice badirelerle size en iyi dergiyi hazırlamak için çalıştık. Elbette ki bu 4 yıl içinde medya dünyasında da birçok şey yaşandı, hepsine şahit olduk ve size olabildiğinde tarafsız bir şekilde aktarmaya çalıştık. Bu arada çoğu kez dergimizi yayınlayamadık da ama bu keyfi bir durumdan değil maddi sıkıntılardan kaynaklanan bir şeydi. Her ne olursa olsun, biz bu yolda nice 4 yıllar umuyor ve her zaman dediğimiz gibi işimiz gücümüz medya diyerek çalışmaya devam ediyoruz. Derginin çıkış süreciyle ilgili bilgiler Plus sayfamızda. MEDYATABLET’in bu sayısı da yine dopdolu! Ayın Dizisi sayfasında Çocuklar Duymasın, Ayın Oyuncusu sayfasında Tamer Karadağlı, Ayın Yazarı sayfasında Oray Eğin, Portre sayfasında basın şehitlerimizden Ahmet Taner Kışlalı, Dosya sayfasında ise Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Basın – İktidar İlişkileri başlıklı yazı sizleri bekliyor. Tamer Karadağlı, Ahmet Taner Kışlalı ve Oray Eğin’in hayat hikayesini şiddetle okumanızı öneriyoruz. Dosya sayfamızı da büyük bir keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Nice 4 yıllara, iyi okumalar.


“ŞU ANDAN İTİBAREN BAŞIMA BİR ŞEY GELİRSE SORUMLUSU SEDAT PEKER’DİR” Geçtiğimiz günlerde Gazete Habertürk yazarı Fatih Altaylı, “Yeni Türkiye’ye Eski Mafya” başlıklı yazısında, Sedat Peker’e hakaret ettiği iddia edilen bir adamın dayak atılan videosunun sosyal medyadan yayınlanması üzerine, hükümeti hedef alarak; "Mafyayla köküne kadar mücadele eden bir partiden, bugün bu noktaya gelindiyse 'Yeni Türkiye' de 'eskiyor' demektir" demişti. Bunun üzerine Peker’den yazı ile ilgili cevap gecikmedi. Peker, Altaylı’ya sosyal medya hesabından şu sözleri kullandı; “…Seni bugüne kadar öldürmemiş olmam bile benim suç örgütü İLGİLİ YAZISINI TIKLA, OKU! lideri olmadığımın en büyük kanıtıdır." Bunun üzerine son olarak Altaylı yine aynı köşesinde bu sefer savcılara açık mektup yazdı. Altaylı, “Cumhuriyet Savcılarına” başlıklı yazısında; "Şu andan "Şu andan itibaren bir şeykafama gelirse,taş kafama taş düşerse, bir çarparsa, yolda itibaren başıma birbaşıma şey gelirse, düşerse, bir otomobil otomobilkayıp çarparsa, yolda ayağım düşersem, durduk yerde birileri ayağım düşersem, durdukkayıp yerde birileri üzerime saldırıp beni dövmeye üzerime saldırıp beni dövmeye kalkışırsa, kaza geçirirsem, üzerime ağaç kalkışırsa, kaza geçirirsem, üzerime ağaç devrilirse sorumlusu Sedat Peker’dir." dedi. devrilirse sorumlusu Sedat Peker’dir." dedi.

ADANA DİZİSİ “SIFIR BİR” ARTIK BLU TV’DE

İLGİLİ VİDEOYU TIKLA, İZLE!

Adana’da bir grup gencin amatörce YouTube üzerinden yayınladıkları internet dizisi Sıfır Bir, Doğan Holding bünyesindeki Blu TV’ye geçti. İlk iki sezonuyla büyük bir rekor kıran dizi, 3. Sezon bölümleriyle bundan sonra ücretli ve reklamsız olacak. Dizinin Blu TV’ye geçişiyle ilgili oyuncuları kısa bir video yayınladı. Sıfır Bir Bir Zamanlar Adana’da yeni bölümleriyle Blu TV’de izleyicisini bekliyor.

HANDE

ATAİZİ’NİN PROGRAMI YAYINDAN KALDIRILDI

Ekran macerasına yaklaşık 2 ay önce başlayan, sunuculuğunu ünlü isim Hande Ataizi’nin yaptığı “Sen Yeter ki İste” yayından kaldırıldı. Fox TV’de yayınlanan programın kaldırılma nedeninin ise aldığı düşük reytingler olduğu düşünülüyor. Ataizi, sosyal medya hesabından ekibinin yer aldığı fotoğrafı paylaşırken altına; Daha nice güzel projelere. Birkaç kişiyi gülümsetebildiysek ne mutlu bize” cümlesini yazdı.

GÜNCELLENEN SAYFA MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


“YILIN BAŞARILI GAZETECİLERİ” BELİRLENDİ Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin bu yıl 32’incisini düzenlediği “Yılın Başarılı Gazetecileri” ödülleri sahiplerini buldu. Jurisinde Doğan Satmış ve İsmail Saymaz gibi ünlü gazetecilerin de yer aldığı yarışma sonucunda; Yazılı haber dalında, “Dramı Bitmeyen Çocuk Gelin” haberiyle DHA’dan Felat Bozarslan 1. oldu. TV haber dalında ise, “Sur'un Sokaklarından Şampiyonluğa” haberiyle İHA’dan Mehmet Pişkin ve Emrah Kızıl 1. oldu. Birçok dalda ödül verilen da Kürtçe haber da TRT da ödül verilen yarışma dayarışma Kürtçe haber dalında dadalında TRT Kurdi’den Ahmet Yukuş, “Zarokan Salegörüldü. Tıryake Ahmet Yukuş, “Zarokan 10 SaleKurdi’den Tıryake Bıkartinin” haberiyle 1.liğe10layık haberiyle 1.liğeAyaklarını layık görüldü. Yarışmada Juri Yarışmada Juri Özel ÖdülüBıkartinin” ise “On Gözlü Köprünün Sekize Düşürdüler” Özel Ödülü ise “On Gözlü Köprünün Ayaklarını Sekize başlıklı haberle Güneydoğu Ekspres Gazetesi’nden Sedat Irmak aldı. Kazananların başlıklıgünü haberle Güneydoğu Ekspres önceden belirlendiği ödül töreniDüşürdüler” 7 Ekim Cumartesi Güneydoğu Gazeteciler Gazetesi’nden Sedat Irmak aldı. Kazananların önceden Cemiyeti'nin Bahçesi'nde gerçekleştirilecek. belirlendiği ödül töreni 7 Ekim Cumartesi günü Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin Bahçesi'nde gerçekleştirilecek.

HÜRRİYET 2 YAZARINI KOVDU

Hürriyet gazetesi Pazar ekinde yazan Pucca ve internet sitesinde yazan Zeynep Zor, Hürriyet gazetesinden kovuldu. Hürriyet gazetesinin Pazar ekinde yazan Pucca’nın sosyal medya hesabından küfür ve argo kullanması kovulmasına gerekçe gösterilirken, internet sitesi yazarı Zeynep Zor’un kovulma gerekçesi olarak ise kişisel sosyal medya hesabından reklam yapması gösterildi. Her iki yazardan da konuyla ilgili herhangi bir açıklama gelmezken, gazetenin Okur Temsilcisi Faruk Bildirici konuyla ilgili yazısında olayı detaylarıyla anlattı. İLGİLİ YAZISINI TIKLA, OKU!

ACUN O PROGRAMI BİTİRDİ

Acun Ilıcalı’nın sahibi olduğu TV8’de yayınlanan, Lütfiye Pekcan’ın sunuculuğunu yaptığı reality show programı Yaşamdan Hikayeler yayından kaldırıldı. Birkaç aydır yayında olan program gündüz kuşağında yayınlanıyor fakat bir türlü istenilen reytinge ulaşamıyordu. Programın sunucusu Pekcan, konuyla ilgili sosyal medyada şu ifadelere yer verdi; "Çok değerli seyircilerimiz, gösterdiğiniz ilgi ve sevgiye çok teşekkür ederiz. TV8'deki yayın hayatımız bu kadarmış. Yeni mecralarda buluşmak üzere. Hepinizi çok seviyoruz." yayın hayatımız bu kadarmış. Yeni mecralarda buluşmak üzere. Hepinizi çok seviyoruz."

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


i i i

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


Yılların eskitemediği ender dizilerden Çocuklar Duymasın, ekran macerasına 16 Ocak 2002 yılında TGRT ile başlamış, ardından ise sırasıyla; Nisan 2002’de ATV, Eylül 2003’te Star TV, 2010’da yeniden ATV, 2013’te Fox TV ve şimdilerde ise yeniden ve yenilenen kadrosuyla Kanal D’de ekranlara gelen bir aile dizisidir. Dizinin ana karakterlerinin rolleri ve dizinin ana hikayesi pek değişmese de yeni karakterlerle birlikte dizinin konusunda da değişiklikler olmuştur. Dizide “Taş Fırın Erkeği” lakabıyla anılan Haluk ve sürekli eşi Haluk’un romantik olmasını, ona daima sevgi göstermesini isteyen Meltem’in ailesi, arkadaşları ve çevresiyle olan ilişkileri anlatılmaktadır. Dizinin Kanal D’deki bölümlerinde evin çocukları Duygu ve “Havuç” lakaplı Emre artık büyümüşler ve evden ayrılmışlardır. Dizinin Kanal D’de yayınlanan bu bölümlerinde, diziye “Çaycı Hüseyin”’in annesi ve Emine’nin kayınvalidesi “Kükrek Kadriye” lakaplı karakterle Suzan Kardeş de dahil olmuştur. Kadriye, hemen her gün Haluk ve Meltem’in evine gelmekte ve renkli anlar oluşturmaktadır. “Dominant Teyze” lakaplı Gönül ve “Zero” lakaplı Tuna çiftinin ise tek ve ana sorunları, çocukları Merve ile Orçun’u TEOG sınavlarına hazırlamaktır. Sit-com tarzı diziler arasında yıllarca zirvede yer alan Çocuklar Duymasın, yenilenen kadrosu ve hikayesiyle yeniden ekranlardaki yerini alıyor.

DİZİNİN KANAL D’DEKİ BÖLÜMLERİNDE EVİN ÇOCUKLARI DUYGU VE “HAVUÇ” LAKAPLI EMRE ARTIK BÜYÜMÜŞLER VE EVDEN AYRILMIŞLARDIR MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


Orçun Aşık Oluyor

OYUNCULAR

Eski Sevgili, Haluk'un Korkulu Rüyası Oluyor! Görüşlerinizi Twitter’da yazın yayınlayalım #AyınDizisiÇOCUKLARDUYMASIN

KÜNYE YAPIMCI Birol Güven / Mint Motion Pictures YÖNETMEN Bora Tekay SENARYO Birol Güven MÜZİK Aydın Sarman Burcu Güven “TIKLA,İZLE” özelliğini, sadece link üzerinden okuyanlar kullanabilir. MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EYLÜL 2017



MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


TAMER KARADAĞLI

24

WILLIAM SHAKESPAERE ’İN KURU GÜRÜLTÜ İSİMLİ OYUNUNU HEM TÜRKÇE HEM DE İNGİLİZCE OYNAMIŞTIR MEDYATABLET

Mayıs 1967 yılında Ankara’da, Kars’lı bir Azeri ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Eğitimine kadar ki dönemi Ankara’da geçen Karadağlı, ailesinin ABD’ye göç etmesiyle birlikte eğitim hayatına da burada başlamıştır. Fakat lise eğitimi sırasında Türkiye’ye döndüğü için yine doğduğu şehirde, TED Ankara Koleji’nde lise eğitimine başlamıştır. Ama ilk eğitim yılları ve çocukluğu ABD’de geçtiği için Türkiye’de duramayıp yeniden ABD’ye gitmiş, kısa süre sonra da lise eğitimini tamamlamak için bu sefer de Ankara Çankaya Lisesine yazılmıştır. Onu zirveye taşıyacak oyunculuk sevdası da o sıralarda başlamıştır. Yine aynı dönemlerde seslendirmenlik de yapmıştır. Yüksek eğitimine Bilkent Üniversitesi’nde başlayan Karadağlı, Sahne ve Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro bölümünden mezun olmuştur. Tamer Karadağlı’nın ilk oyunculuk macerası ise 1992 yılında tiyatroyla başlamıştır. William Shakespaere’in Kuru Gürültü isimli oyununu hem Türkçe hem de İngilizce oynamıştır. Başarılı oyuncunun ilk televizyon tecrübesi ise 1993 yılında TRT’de yayınlanmış olan Ferhunde Hanımlar isimli diziyle olmuştur. EKİM 2017 İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA 1200 bölüm süren bu diziden sonra sırasıyla; 1999 yılında


1200 bölüm süren bu diziden sonra sırasıyla; 1999 yılında Babam Olur Musun? ve Demir Leblebi dizileriyle, 2000 yılında Şaşı Felek Çıkmazı, Sarı Evin Esrarı ve Artık Sevmeyeceğim dizileriyle, 2001 yılında ise Nasıl Evde Kaldım? İsimli diziyle izleyici karşısına çıkmıştır. Ama onu asıl başarıya kavuşturan dizi 2002 yılında yayınlanmaya başlayan Çocuklar Duymasın dizisi olmuştur. Karadağlı’nın dizide canlandırdığı “Taş Fırın Erkeği” lakaplı Haluk izleyenlerden büyük bir beğeni toplamıştır. Yine aynı yıl hayatının aşkını da bulan Karadağlı, 30 Kasım 2002’de kendiyle aynı işleri yapan sanatçı Arzu Balkan’la dünya evine girmiştir. Çiftin 2006 yılında Zeyno adında bir kız çocuğu olmuştur. Çift, 2007’de ise boşanma kararı almışlardır. Başarılı oyuncu, oyunculuğun dışında lise yıllarında amatör olarak yaptığı seslendirmenliği profesyonel olarak devam ettirmiştir. Yakışıklı oyuncunun ilk beyaz perde tecrübesi ise Bir Tutam Baharat isimli filmle başlamıştır. İyi derecede İngilizce konuşan Karadağlı, Türkiye’de İngilizceyi lehçelerine göre konuşabilen nadir kişilerdendir. Oyunculuk dışında farklı yatırımları da bulunan Karadağlı’nın TST Gıda ve Su Sanayi Ticaret A.Ş. adlı bir şirketi de bulunmaktadır. Oyunculuğa da halen devam eden Karadağlı, 2002 yılında yayın hayatına başlayan Çocuklar Duymasın’ın farklı televizyon kanallarındaki farklı versiyonlarında yer almış ve şimdi Kanal D’de ekrana gelen Çocuklar Duymasın dizisinde rol almaktadır.

…ONU ASIL BAŞARIYA KAVUŞTURAN DİZİ 2002 YILINDA YAYINLANMAYA BAŞLAYAN ÇOCUKLAR DUYMASIN DİZİSİ OLMUŞTUR

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


TÜRKiYE’NiN iLK VE TEK DiJiTAL MEDYA DERGiSiNE REKLAM VERMEK

750 TL

REKLAM REZERVASYON hkdijital@gmail.com


Hayallerinin Peşinden Koşan Bir Yazarın Hikayesi…

ORAY EĞİN MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


1979 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Aslen Sivaslı olan Eğin’in eğitimi, anne babasının boşanması sonucu annesiyle gittiği ABD’de başlamıştır. Fakat lise eğitimini İstanbul’da Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesinde tamamlamıştır. Gazeteciliğe olan sevdası henüz çocuk yaşlarda başlayan Eğin, 16 yaşında Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman’a “Ben köşe yazarı olmak istiyorum” diye bir yazı yazmış, Arman da bunu dönemin Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’e yollamış ama yanıt alamamıştır. Eğin pes etmeden girişimlerine devam etmiş ve kısa süre içinde Mehmet Ali Birand’ın yanına 32. Gün ekibine dahil olmuştur. Eğin, küçük yaşlarından beridir hayalini kurduğu köşe yazarlığına ise Radikal gazetesinde “Kent Fısıltıları” adlı köşeyle başlamıştır. Eğin, ilerleyen süre içerisinde aynı gazetenin hafta sonu röportajcısı da olmuştur. Radikal gazetesinde birçok görevde bulunan Eğin’in işine bir süre sonra son verilmiştir. Bir süre Vatan ve Yeni Binyıl gazetelerinde görev yapan Eğin, gazeteci Serdar Turgut’un Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olmasıyla o da gazeteye geçmiştir. Akşam’ın Genel Yayın Yönetmeni MEDYATABLET İsmail Küçükkaya olduktan sonra İŞİMİZ ise GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


Akşam’ın Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya olduktan sonra ise tatsız bir olay sonrası gazeteyle ilişiği kesilmiştir. Eğin, bu olaydan sonra köşe yazarlığına bir müddet ara vermiştir. Bu arayı da gazetecilik eğitimi için ayıran Eğin, ABD’ye gitmiş, Columbia Üniversitesin'de gazetecilik dalında yüksek lisans yapmıştır. Fakat yine de severek yaptığı bu meslekten bir türlü kopamamış, 2013 yılında Sözcü gazetesiyle köşe yazarlığına geri dönmüştür. Daha çok medya dünyasından bilgilerin yer aldığı köşe yazılarının yanı sıra televizyonda da yer alan Eğin, bir süre Şarkı Söylemek Lazım adlı programda jüri üyeliği yapmış, bir müddet de talk show programı sunmuştur. Başarılı gazetecinin yazıları, New Republic, Newsweek, Al Jazeera English ve Buzzfeed gibi uluslararası çaptaki medya organlarında da yer bulmuştur. Ünlü köşe yazarı yazılarına şuan da Gazete Habertürk’te devam etmektedir. Aynı zamanda akademik eğitimine de devam eden Eğin, University of Maryland, College Park'da gazetecilik üzerine doktora yapmaktadır.

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


Osman Kılıç SADECE MEDYA

Sen Gazetecisin! Dördüncü kuvvetsin bir kere, güçlüsün! Siyah çerçeveli gözlükler, dolma kalemler falan epey bir havalısın da! Neyin ne olduğunu bizden iyi bilirsin, bizim bilmediğimiz şeyleri de biliyorsun. E bu kadar meziyetin var, bizim sesimiz olsana, zaten senin görevin de bu değil mi? Halkın sesi olmak. Biz her şeyi söyleyemeyiz, ama sen öyle misin? Mesela üstü açık arabamla sahilden geçerken yollar lastiği zedeliyor, yazsana bunu! Ya da bizim şirket yeni bir ürün çıkarmış istersen onu da yazabilirsin. Parasıyla değil mi kardeşim? Yaz bizim şu yeni ürünü. Para kabul etmiyorsan, bak senin kunduralar epey bir eskimiş, en iyisinden Kemal Tanca’dan bir hediye yollarız sana, anla işte “görürüz” seni! Ha unutmadan, ne şerefli meslek senin şu mesleğin, kimseye boyun eğmeden yapıyorsun sen de mesleğini. Yeni ürün demişken, ürünün haberinin yanına bizim patronun da fotoğrafını koyarsan çok memnun oluruz. Patron o haberleri duvara asıyor. Ayrıca sen niye bizim partiyle ilgili yazmıyorsun, yoksa sen karşı partiden misin? Bak bu olmadı. Hem sen tarafsızdın hani nasıl karşı partiyi desteklersin? Çok yanlışın var çok… Dediğim gibi, yaz gazetecisin sen! Yukarıda mesleğimizin genel bir hikayesini paylaştım. Durum bu, e bizde gazeteciyiz, yazarız.

DİJİTAL YAYINLAR GÖZARDI EDİLMEMELİ

Son yıllarda Türkiye’de gazete ve dergi tirajları oldukça düşük rakamlarda seyrediyor. 80 milyonluk ülkede gazete okuma oranı 3 milyon, dergi okuma oranlarına ise hiç değinmiyorum. Ama olaya, Türkiye’de kimse gazete ya da dergi okumuyor diye bakmak büyük karamsarlık olur. Bunu internet sitelerini katmadan Turkcell’in Dergilik adındakibüyük uygulaması söylüyorum. Turkcell’in söylüyorum. Dergilik adındaki uygulaması okuyucuya bir büyük olanak sağlıyor mesela. okuyucuya Platformdaki dergibir veolanak gazetesağlıyor indirmemesela. rakamları da bu Platformdaki dergi ve gazetedeindirme rakamları dadergi bu söylediğimi teyit eder mahiyette. Ayrıca dergimizin dahil olduğu dijital söylediğimi teyit ederdahil mahiyette. Ayrıca dergimizin de kategorisi de Türkiye’deki okuma oranlarına edilmiyor. Bizim tarzımızdaki dahil olduğu dijital dergi kategorisi detarzı Türkiye’deki dergilerin de yayınlandığı issuu, Yumpu, Joomag ve Calemeo platformları oranlarınada dahil edilmiyor.okuyucu Bizim tarzımızdaki ise hiç bahsetmiyorum. okuma Bu platformlarda yüzbinlerce yer alıyor. issuu, Yumpu, Joomag ve Yani, Türkiye o kadar dadergilerin az okuyande biryayınlandığı ülke değil. Bırakın artık Japonya örneği Calemeo platformları vermeyi! Hem yemiyoruz, hem detarzı tutmuyor artık. ise hiç bahsetmiyorum. Bu platformlarda da yüzbinlerce okuyucu yer alıyor. Yani, GÜNCELLETürkiye o kadar da az okuyan bir ülke değil. Bırakın artık NEN SAYFA MEDYATABLET EKİM 2017 İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA Japonya örneği vermeyi!


AHMET TANER KIŞLALI MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


AHMET TANER KIŞLALI

10

Temmuz 1939 yılında, banka veznedarı bir baba ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak Tokat’ın Zile ilçesinde dünyaya gelmiştir. Birkaç yılı doğduğu şehir Tokat’ta geçse de ailesi, onun ilerleyen yaşlarında Kilis’e geçmiştir. Kışlalı, ilkokul ve ortaokul eğitimini Kilis’te almıştır. Yaşı ilerleyince ise İstanbul’a Kabataş Erkek Lisesi’nde okumaya gitmiştir. Üniversiteye de bir başka şehirde Ankara’da başlayan Kışlalı, Ankara Siyasalbaşarıyla Bilgiler Ankara’da başlayan Kışlalı, Ankara Üniversitesi Siyasal Üniversitesi Bilgiler Fakültesini Fakültesini başarıyla bitirmiştir. gazeteciliğe olandönemin sevdası bitirmiştir. İşte onun gazeteciliğe olan sevdası İşte da oonun yıllarda filizlenmiş, da o yıllarda filizlenmiş, dönemin meşhur Yeni meşhur gazetelerinden Yeni Gün’de spor muhabirliği yapmıştır.gazetelerinden Başarısı ve azmiyle yapmıştır. Başarısı olmuştur. ve azmiyle1967 yıllar yılında sonra, yıllar sonra, 1962Gün’de yılındaspor aynımuhabirliği gazetenin Yazı İşleri Müdürü 1962 yılında aynı gazetenin Yazı İşleri olmuştur. 1967 ise yine eğitimi için Paris’e gitmiştir. Kışlalı burada Paris Müdürü Üniversitesi'nde anayasa yılında yine eğitimi içinyapmıştır. Paris’e gitmiştir. Kışlalı burada Paris hukuku ve siyaset bilimiisedalında doktora Paris yılları, onun hayatının hukuku ile ve siyaset dalında doktora aşkını bulmasına Üniversitesi'nde da vesile olmuş,anayasa Nicole (Nilgün) tanışmışbilimi ve evlenmiştir. Paris yapmıştır. Paris hayatına yılları, onun hayatının bulmasına da vesile yıllarının ardından yine eğitim atılmış fakat aşkını bu sefer hoca olarak yer olmuş, Nicole (Nilgün) ile tanışmış ve evlenmiştir. Paris yıllarının almıştır. Hacettepe Üniversitesi'nde siyaset sosyolojisi alanında öğretim üyeliği ardından eğitim hayatına atılmış fakat bu seferdöndüğünde hoca olarak yer Bu sırada sırada askereyine gitmek zorunda olan Kışlalı, askerden ise yapmıştır. Bu askere gitmek zorunda almıştır. Hacettepe Üniversitesi'nde üniversite tarafından kabul edilmemiştir. bilgiler sosyolojisi fakültesinealanında geçerek olan Kışlalı, askerden döndüğünde iseÇareyi siyasalsiyaset öğretim üyeliği yapmıştır. sırada askere gitmek zorunda bulan Kışlalıtarafından burada Doçent unvanına terfiBu etmiştir. Yine aynı yıllarda Yankı olan adlı üniversite kabul edilmemiştir. askerden döndüğünde tarafından kabul dergidesiyasal yazılar bilgiler daKışlalı, yazan Kışlalı’nın geçerek siyasi hayatı daisebuüniversite dergi vesilesiyle başlamıştır. Çareyi fakültesine edilmemiştir. Çareyi fakültesine geçerek bulan Kışlalı Dergide yazdığı yazılar, dönemin CHPsiyasal Genelbilgiler Başkanı Bülent Ecevit tarafından fark bulan Kışlalı burada Doçent unvanına terfi burada Doçent unvanına terfiCHP etmiştir. Yine aynı yıllarda Yankı1978 adlı edilen Kışlalı, siyasete girmiş ve 1977 yılında İzmir Milletvekili olmuştur. etmiştir. dergide yazılar da42. yazan Kışlalı’nın siyasi hayatı da bu12dergi yılında ise Ecevit tarafından kurulan Hükümette Kültür Bakanı olmuştur. Eylül vesilesiyle başlamıştır. yazdığı İletişim yazılar, dönemin CHPsiyaset Genel askeri darbesinden sonra kendi okuduğuDergide üniversitede, Fakültesinde Başkanıbaşlamıştır. Bülent Ecevit tarafından fark edilen Kışlalı, siyasete girmiş bilimi dersleri vermeye Akademisyenlik kariyerini 1988 yılında profesör ve 1977 yılında CHP Milletvekili olmuştur. yılında ise olarak taçlandırmıştır. 1991 yılında ise İzmir yeniden gazeteciliğe dönmüş1978 ve Cumhuriyet EcevitBakış tarafından kurulan 42.yazıları Hükümette Kültürbaşlamıştır. Bakanı olmuştur. gazetesinde Haftaya başlığıyla köşe yazmaya Onun Eylülhayatı askeribiricik darbesinden sonravekendi okuduğu üniversitede, başarıyla devam12 eden aşkı, Altınay Dolunay’ın annesi Nilgün’ü Fakültesinde siyaset bilimi dersleri vermeye başlamıştır. geçirdikleri trafikİletişim kazasında kaybetmesiyle altüst olmuştur. Kışlalı, hayata bir nebze Akademisyenlik yılında profesör olarak tutunmak için 1997 yılında hayatınınkariyerini ikinci aşkını1988 bulmuştur. Hayatının bu ikinci aşkı 1991 yılında ise yeniden gazeteciliğe dönmüş ve Nilüfer ile adeta taçlandırmıştır. ikinci baharını yaşayan Kışlalı’nın aynı yıl Nilhan Nur adında bir kız gazetesinde Haftaya Bakış başlığıyla köşe yazıları çocuğu dünyaya Cumhuriyet gelmiştir. yazmaya Onunyaklaşık başarıyla devambulmuştur. eden hayatı biricik 1999aynı yılında Ahmet Taner Kışlalı’nın evliliği 2 seneyi Kışlalı, 21 Yine yıllarda Yankı adlıbaşlamıştır. dergide yazılar aşkı, Altınay Dolunay’ın annesi trafik Ekim 1999 Perşembe günü herve biraz daha geçNilgün’ü yolladığı geçirdikleri yazısını gazeteye da yazan Kışlalı’nın siyasi hayatı dazaman bu dergi kazasında kaybetmesiyle olmuştur. bir nebze fakslamıştır.başlamıştır. Yaklaşık 19 dakika sonra saataltüst 09:59’da evden Kışlalı, çıkmış hayata arabasına doğru vesilesiyle Dergide yazdığı tutunmak için 1997 yılında bulmuştur. yönelmiştir. Arabasının üzerindeki poşete sarılıhayatının kutuyu sağikinci eliyleaşkını alıp sol eliyle de yazılar, dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Hayatının bu ikinci aşkıbirNilüfer ilemeydana adeta ikinci baharını yaşayan arabasının kapısını açtığı şiddetli patlama gelmiştir. Bu patlama Ecevit tarafından farksırada edilen Kışlalı, Kışlalı’nın aynı CHP yılbulunduğu Nilhan adında bir kız çocuğu dünyaya sonucu sol kolu kopan Kışlalı, sitenin bekçisi tarafından aceleyle siyasete girmiş ve 1977 yılında İzmir Nur gelmiştir. hastaneye götürülmüş fakat tüm müdahalelere Milletvekili olmuştur. 1978 yılında ise MEDYA rağmen hayatını kaybetmiştir. MEDYATABLET EKİM 2017 İŞİMİZ GÜCÜMÜZ

PARİS YILLARI, ONUN HAYATININ AŞKINI BULMASINA DA VESİLE OLMUŞ, NİCOLE (NİLGÜN) İLE TANIŞMIŞ VE EVLENMİŞTİR


Yine aynı yıllarda Yankı adlı dergide yazılar da yazan Kışlalı’nın siyasi hayatı da bu dergi vesilesiyle başlamıştır. Dergide yazdığı yazılar, dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit tarafından fark edilen Kışlalı, siyasete girmiş ve 1977 yılında CHP İzmir Milletvekili olmuştur. 1978 yılında ise Ecevit tarafından kurulan 42. Hükümette Kültür Bakanı olmuştur. 12 Eylül askeri darbesinden sonra kendi okuduğu üniversitede, İletişim Fakültesinde siyaset bilimi dersleri vermeye başlamıştır. Akademisyenlik kariyerini 1988 yılında profesör olarak taçlandırmıştır. 1991 yılında ise yeniden gazeteciliğe dönmüş ve Cumhuriyet gazetesinde Haftaya Bakış başlığıyla köşe yazıları yazmaya başlamıştır. Onun başarıyla devam eden hayatı biricik aşkı, Altınay ve Dolunay’ın annesi Nilgün’ü geçirdikleri trafik kazasında kaybetmesiyle altüst olmuştur. Kışlalı, hayata bir nebze tutunmak için 1997 yılında hayatının ikinci aşkını bulmuştur. Hayatının bu ikinci aşkı Nilüfer ile adeta ikinci baharını yaşayan Kışlalı’nın aynı yıl Nilhan Nur adında bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.

DERGİDE YAZDIĞI 1999 yılında Ahmet Taner Kışlalı’nın evliliği yaklaşık 2 seneyi bulmuştur. Kışlalı, 21 Ekim 1999 Perşembe günü her zaman biraz daha geç yolladığı DÖNEMİN yazısını gazeteye YAZILAR, fakslamıştır. Yaklaşık 19 dakika sonra saat 09:59’da evden çıkmış arabasına doğru CHP GENEL yönelmiştir. Arabasının üzerindeki poşete sarılı kutuyu sağ eliyle alıp sol eliyle de BAŞKANI BÜLENT arabasının kapısını açtığı sırada şiddetli bir patlama meydana gelmiştir. Bu patlama sonucu sol kolu kopan Kışlalı, bulunduğu sitenin bekçisi tarafından aceleyle ECEVİT hastaneye götürülmüş fakat tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. TARAFINDAN FARK Kışlalı’nın naaşı Ankara Karşıyaka mezarlığına defnedilmiştir. Başarı akademisyen ve KIŞLALI, gazeteci Ahmet Taner Kışlalı, ölümünün ardındanEDİLEN Sertel Demokrasi Ödülüne layık görülmüştür. SİYASETE GİRMİŞ VE 1977 YILINDA CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ OLMUŞTUR

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


1999 yılında Ahmet Taner Kışlalı’nın evliliği yaklaşık 2 seneyi bulmuştur. Kışlalı, 21 Ekim 1999 Perşembe günü her zaman biraz daha geç yolladığı yazısını gazeteye fakslamıştır. Yaklaşık 19 dakika sonra saat 09:59’da evden çıkmış arabasına doğru yönelmiştir. Arabasının üzerindeki poşete sarılı kutuyu sağ eliyle alıp sol eliyle de arabasının kapısını açtığı sırada şiddetli bir patlama meydana gelmiştir. Bu patlama sonucu sol kolu kopan Kışlalı, bulunduğu sitenin bekçisi tarafından aceleyle hastaneye götürülmüş fakat tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Kışlalı’nın naaşı Ankara Karşıyaka mezarlığına defnedilmiştir. Başarı akademisyen ve gazeteci Ahmet Taner Kışlalı, ölümünün ardından Sertel Demokrasi Ödülüne layık görülmüştür.

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E BASIN-İKTİDAR İLİŞKİLERİ Osman Kılıç Özel Dosyası

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E BASIN-İKTİDAR İLİŞKİLERİ OSMAN KILIÇ

Bu dosyada sizlere, Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine dek, iktidarın basınla olan mücadelesini ya da basının iktidar ile olan mücadelesini anlatmaya çalışacağız. Keyifle okumanızı umuyoruz.

MEDYATABLET

O

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

Medyatablet Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

smanlı döneminde ilk gazeteler genellikle devlet yardımıyla yayımlanmışlardır. İlk TürkçeArapça gazete olma niteliğini taşıyan, Osmanlı topraklarında çıkan Vakay-i Mısriye, bizzat devletin Valisi olan, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından çıkarılmıştır. Osmanlı topraklarında yayımlanan ilk Türkçe gazete de bizzat, Padişah 2. Mahmut’un emriyle çıkarılan Takvim-i Vakayi’dir. Bu gazete de anlaşılacağı üzere devlet güdümünde yayımlanmış bir gazetedir, yayımlandığı dönem adeta bir “Resmi Gazete” özelliği göstermektedir. Devletten yardım alarak çıkan ilk gazete ise, aynı zamanda yarı resmi olma özelliği de taşıyan Ceride-i Havadis’tir. Görüldüğü üzere bu üç gazete de gazeteciliğin doğasına aykırı özelliklerle bezenmiş ve tam manasıyla bir gazete özelliği taşımamaktadır.

EKİM 2017


Osmanlı Devleti topraklarında devletten yardım almadan çıkan ilk Türkçe gazete ise üstat gazeteci, Agah Efendi tarafından 21 Ekim 1860 yılında çıkarılan Tercüman-ı Ahval gazetesidir. Agah Efendi’nin öncülük ettiği bu ilk bağımsız gazete, devamında örneklerini de getirmiştir. Bu gazeteden yaklaşık iki sene sonra, 1862 yılında Şinasi’nin çıkardığı Tasvir-i Efkar da aynı özelliklere sahiptir. Bu iki özel gazete de diğer devlet destekli gazetelerin aksine, halktan büyük bir ilgi toplamayı başarmıştır. Bu iki gazete de devlet güdümünde olmadığından ötürü, özgürlük yanlısı ve eleştirel yorumlardan dolayı 1864 yılında, bir nebze olsun durdurulabilecekleri düşüncesiyle Matbuat Nizamnamesinin çıkmasında büyük bir etken oluşturmuşlardır. Bu yasayla birlikte Osmanlı Devleti’nde basın özgürlüğü ilk kez kısıtlanmıştır. Bu iki gazete peşinden birçok gazetenin de çıkmasına vesile olmuşlardır. Bu gazetelere benzer özellikler taşıyan ve devletin büyük bir kaygı duyduğu bir diğer ünlü gazete de Ali Suavi’nin çıkardığı Muhbir gazetesi olmuştur.

Agah Efendi

Sadrazam Ali Paşa

Şinasi

Ali Suavi

1865 yılında devletin politikalarından endişelenen, aralarında Tasvir-i Efkar’ın sahibi olan Şinasi’nin de bulunduğu bir grup isim, Yeni Osmanlılar adında bir cemiyet kurmuşlardır. Tercüman-ı Ahval gazetesi de adeta grubun sözcülüğünü üstlenmiştir. Bu nevi gazetelerin yaptıkları yayınlar devleti tedirgin etmiş, daha önce çıkarılan Matbuat Nizamnamesi de yetersiz bulunmuştur. Bunun üzerine, 27 Mart 1867 yılında Sadrazam Ali Paşa’nın yayımladığı bir kararname ile basının uyması gereken yasaklar bildirilmiştir. Bu yasanın en önemli özelliği ise, devlete tanıdığı gazete kapatma yetkisidir.

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


2. Abdülhamit döneminin ilk zamanlarında, basın bir nebze olsun rahatlamıştır. Fakat Rus savaşının meydana gelmesiyle, 2. Abdülhamit sıkıyönetim ilan etmiş ve Meclisi Mebusan da kapatılmıştır. Bu gibi olaylar ardından Avrupa’ya aydın göçü başlamış, özgürlük fikirleri oralarda çıkarılan gazetelerle dillendirilmeye devam etmiştir. 2. Meşrutiyet döneminde ise özgürlüklerin kısıtlanmadığı bir ortam hazırlandığından ötürü gazete ve dergi sayısında rekor bir artış meydana gelmiştir. Bu dönemin çoğu gazetesi her ne kadar İttihat ve Terakki taraftarı yayınlar yapmışsa da cemiyet yine de kendi basınını oluşturmaktan eksik kalmamıştır. Basına uygulanan sansür yalnızca 2. Abdülhamit dönemine özgü bir davranış değildir. 28 Nisan 1909 yılında 2. Abdülhamit’in tahttan indirilmesiyle, aksine daha da artmıştır. Buna yakın dönemlerde basının en özgür olduğu dönem elbette ki 2. Meşrutiyet dönemidir. Kurtuluş Savaşı yıllarında ise iki kutuplu bir basın mevcuttur. İstanbul basını olarak nitelendirilenler İstanbul hükümetini desteklerken, Anadolu basını olarak nitelendirilenler ise Ankara hükümetini desteklemişlerdir. Anadolu basını cephesinde bizzat, Kurtuluş Mücadelesinin komutanı Mustafa Kemal direktifiyle veya desteğiyle kurulan İrade-i Milliye ve Hakimiyet-i Milliye gibi, halkın milli mücadelesini destekleyen basın bulunur. Osmanlı Devleti’ni yani İstanbul hükümetini destekleyen basın arasında da Milli Mücadele hareketini küçümseyen ve aşağılayan bir tavır alan; İrşad, Peyam-ı Sabah ve Alemdar gibi yayınlar bulunmaktadır. Kurtuluş Savaşı dönemi basın açısından bağımsız ve özgür bir ortamın mevcut olamayacağı, şartlardan ötürü asgari koşullardan bile yoksun bir dönemdir. 2. Abdülhamit

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


Mustafa Kemal Atatürk

1923’te, Cumhuriyet’in kurulmasıyla, basın uzun bir sürenin ardından bir nebze rahatlayabilmiş, yıllar boyu aradığı demokratik ortama yavaş ilerlese de sonunda kavuşabilmiştir. Fakat, basın bu defa da bocalamış, böyle bir ortama daha önce kavuşamadığı için, basın özgürlüğünü uzun yıllardır yaşayan ülkelerle kendini mukayese etmeye kalkmıştır. Cumhuriyet rejimiyle birlikte sağlanan özgür ortam da kısa sürmüştür. Bunda en önemli etken, ayrılıkçı ayaklanmalar ve halk hareketleridir. Ortalama, 1925 yılına denk gelen bu dönem, basın ile iktidar arasının da bozulduğu bir dönem olmuştur. Bu yılın en acı yanı ise, çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile Tanin, İstiklal, Tevhid-i Efkar, Son Telgraf ve Vatan gibi gazetelerin kapatılmasıdır. Yine aynı dönemde kurulan İstiklal Mahkemeleriyle, yine ne acıdır ki birçok muhalif gazeteci yargılanmış ve tutuklanmışlardır. Tutuklanan bazı gazeteciler Mustafa Kemal’e affını bildirdikleri mektuplar yollamış, bunun üzerine bazı gazeteciler serbest kalmıştır. 1930’lu yıllarda ise ilk muhalefet partisi, Serbest Cumhuriyet Fırkasıyla birlikte basında yeniden bir kutuplaşma ve ayrışma ortaya çıkmıştır. Bu halden memnun olmayan iktidar partisi, Cumhuriyet Halk Fırkası, basını sınırlayacak önlemler almıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’in ilk yıllarına dek gözüküyor ki, basın sürekli olarak kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Çeşitli girişim ve olaylarla kendini gösteren sınırlamalar, peşinden devamını da getirerek günümüze kadar tekerrür etmiştir. Bu kısıtlamalar aslı itibariyle gazeteciliğin doğasını bozmuş ve hiçbir zaman da uymamıştır.

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


Osman Kılıç HER ŞEY Kabul Edelim Biraz Tuhafız Bilirsiniz, meşhurdur bizde bazı şeyler, hatta sadece Türkiye’de olur deriz. Ben bunları anlatmayacağım uzun uzadıya. Birkaç tuhaf sözden bahsedeceğim. Bilmiyorum, size de garip gelmiyor mudur? Mesela, artiste neden “artistlik yapma” diyoruz? Gazeteciye neden “senin işin akıl vermek mi?” diyoruz? Arka Sokakları izleyip izleyip neden, “kim bu diziyi izliyor?” diyoruz. Aleyna Tilki’nin “Sen Olsan Bari” şarkısını dinleyip neden “kim dinliyor bu şarkıları, küçücük kız nasıl şarkıcı olur?” diyoruz. En ahlaksız olanı da her b*ku yiyip neden “temiz” bir evlilik istiyoruz?

BATI’YA NASIL BEYİN GÖÇÜ OLMAZ? Malumunuz, sayın Cumhurbaşkanımız da bu konuya değindi, çocuklarımız Batı’ya okumaya gitmesin gibi bir şey söyledi. Yek cümle söyleyeyim, gidecekler. Sakın yanlış anlaşılmasın, benim burada Cumhurbaşkanını eleştirecek halim yok, zaten bu konuda eleştirilmesi de yanlış olur. Ezelden süregelen bir göç var Batı’ya bunu 15 yıldır başta olan bir partinin liderine atmak da biraz insafsızlık olur. Ama rakamları da bilmiyorum, yani bu dönem zarfında göç fazlalaşmışsa durum farklı tabii ki. Bir insan neden Batı’ya göç etmek ister? İlkin onlara hain main demeden bir anlamak lazım, hani diyoruz ya empati, ondan yapmak lazım. İnsanın asgari ihtiyaçlarından ziyade, bazı insanlarda bu asgari ihtiyaçların yanında soyut istekler de vardır. Mesela özgürlük ister, rahat yaşamak ister, yani “öz yurdunda garip, öz vatanında parya” olmak istemez. Bu insanlar devletin mecburi tuttuğu fakat pek kendilerini uygun görmedikleri şeyleri (örneğin; zorunlu askerlik) istemezler. Hayat tarzlarına da karışılsın istemezler, biraz da rahatlık isterler. Size bir şey söyleyeyim mi? Eğer bunlar bir gün olursa adım gibi eminim ki, Avrupa Birliği kapılarında sürünmeden, herkesin makul saydığı, rahat yaşayan insanların olduğu, büyük, üreten, dünyada hem ekonomi de hem de demokrasi de parmakla gösterilen, güzel bir ülke oluruz. Emin olun beyin göçü falan da olmaz. GÜNCELLENEN SAYFA MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


i

Hürriyet’in sermayesi

Yedigün Dergisi

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


H Ü R R İ Y E T ’ İ N

S E R M A Y E S İ

YEDİGÜN DERGİSİ

15 Mart 1933 yılında, Süleyman Sedat Simavi tarafından kurulmuş haftalık bir haber aktüalite dergisidir. Tarihten sağlığa, hemen her konuda bilim insanlarının görüşleri ışığında bilgi veren dergi, birçok önemli ismi de bir araya getirmiştir. Dergide yer alan Tarih konulu yazılar Hüseyin Cahit Yalçın tarafından yazılırken, spor üzerine yazılan konular Burhan Felek ve Adnan Akın tarafından kaleme alınmıştır. Yedigün’de yer alan aktüel haberlerin büyük bir bölümü yurt dışındaki dergilerden çeviridir. Dergide bu gibi klasik konuların yanında yaşamdan konular, magazin haberleri ve yararlı bilgiler de bulunmaktadır.

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


Süleyman Sedat Simavi, Yedigün dergisinden önce de birçok dergi ve gazete yayımlamış fakat bu yayınlar ya başarısız olmuş ya da kapatılmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle 17 Ağustos 1950 yılına kadar yayımlanma başarısı sürdüren Yedigün, Simavi’nin açısından bir milat olmuştur. Dergi, yıllar sonra çıkaracağı ve günümüzde dahi “basının amiral gemisi” olarak lanse edilen Hürriyet gazetesine de sermaye oluşturmuş ve Simavi’ye cesaret ve umut kazandırmıştır. Derginin bir diğer önemli özelliği ise taraf gözetmeksizin kalemi kuvvetli her yazarı ve çizeri bünyesinde barındırması olmuştur. Yedigün dergisinde yer almış isimlerden bazıları şöyledir; Peyami Safa, Ercüment Ekrem Talu, Nurullah Ataç, Reşat Nuri Güntekin, Halid Ziya Uşaklıgil, Faruk Nafiz Çamlıbel, Halid Fahri Ozansoy, Enver Benhan Şapolyo, Halide Edip Adıvar, Falih Rıfkı Atay ve Orhan Kemal gibi isimlerdir. Yedigün dergisi, yüksek tirajının yanında, dergicilik alanında da birçok ilke imza atmıştır. Bu konuda örnek vermek gerekirse; dergi kapakta ilk kez başlık denemesi uygulayan mecmua niteliği taşımaktadır. Dönemin en meşhur dergisi, belki Süleyman Sedat Simavi’nin Hürriyet’e ağırlık vermesi, belki de miadının dolmasından ötürü 784. sayısında kapanmıştır.

17 AĞUSTOS 1950 YILINA KADAR YAYIMLANMA BAŞARISI SÜRDÜREN YEDİGÜN, SİMAVİ’NİN AÇISINDAN BİR MİLAT OLMUŞTUR

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


BiR DiJiTAL DERGiNiN TARiHi

MEDYATABLET

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

EKİM 2017


BİR DİJİTAL DERGİNİN TARİHİ

MEDYATABLET Türkiye’nin ilk ve tek dijital medya dergisi Medya Tablet, 5 Ekim 2013 yılında Hatice Kılıç ve oğlu Osman Kılıç tarafından kurulmuştur. İlk başta kağıda basılı bir moda dergisi çıkarmayı amaçlayan anne – oğul, işler istenildiği gibi gitmeyince, Medya Tablet’i çıkarmaya karar vermiştir. Kaderin bir cilvesidir ki, o günden bu yana Medya Tablet daima dijital yayıncılığın en önemli savunucusu konumunda yer almıştır. Dergi ilk birkaç sayısını A5 ve yatay boyutta hazırlamış, aylar sonra ise ilkin dikey boyuta geçmiş, ardından ise hem dikey hem de A4 boyutuna geçerek klasik bir dergi boyutu kazanmıştır. Tasarıma oldukça önem veren Medya Tablet, hemen her sayısında farklı sayılabilecek tasarımlarla okuyucusu karşısına çıkmıştır. Derginin bu güne kadar değişmeyen tek şeyi ise logosu olmuştur. Medya Tablet’in ilham kaynağı olan dergi gazeteci – yazar Cüneyt Özdemir’in çıkardığı Dipnot Tablet Dergisi olmuştur. Medya Tablet’in ilham aldığı dergi olduğu gibi Medya Tablet’ten ilham alarak çıkan dergiler de olmuştur. Medya Tablet’e rakip sayılabilecek medya dergileri de çıkmıştır. Fakat hiçbiri, arkalarındaki medya desteği ve reklam desteğine rağmen ayakta kalamamıştır. Farklı bir dergi, rakibi olmayınca pek değişmeden devam etse de Medya Tablet, hem tasarım hem de içerik olarak sürekli kendini yenilemiştir.

MEDYATABLET’İN

Medya Tablet yıllar boyunca Ayın Yazarı sayfasıyla her ay en önemli köşe İLHAM yazarlarının hayat hikayelerini okuyucularına sunmuştur. AyınKAYNAĞI Oyuncusu ve Portre sayfalarıyla da yine aynı şeyi yapmış, farklı hayat hikayelerini okuyucularına OLAN DERGİ anlatmaya çalışmıştır. Ayın Dizisi sayfasıyla en sevilen diziyi, Dosya sayfasıyla GAZETECİ – bilinmeyen ve üzerinde araştırma gerektiren bir konuyu, Plus sayfasıyla eğlenceli ve CÜNEYT bilgi dolu içerikleri okuyucularına sunmuştur. SonYAZAR aylarda ise Tarih sayfasıyla yakın medya tarihine ve Osmanlı’daki basına ışık tutmaktadır. ÖZDEMİR’İN Medya Tablet, dijital yayıncılığı diğer benzerlerinden farklı yapmaktadır. Tüm tematik sayfaları ve haberleri kısa tutarak, yazıÇIKARDIĞI boyutunu büyük tutarak dijital dönüşümü en iyi anlayan yayın organıdır. Dergi son aylarda diğerTABLET sayılarından farklı DİPNOT olarak yayınladığı içeriğe, işlenen konuyla alakalı video da eklemektedir. Dergi, 2017 DERGİSİ yılında da bir dizi dijital yenilik yapmayı planlamaktadır. OLMUŞTUR Bu kadar yeni gelişmeye rağmen Medya Tablet, 3 yıl boyunca çeşitli aylar yayınlanamamıştır. Bu yayınlanamama nedeni ise ara ara yaşadığı maddi sıkıntılar, MEDYATABLET EKİM 2017 İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA


Medya Tablet yıllar boyunca Ayın Yazarı sayfasıyla her ay en önemli köşe yazarlarının hayat hikayelerini okuyucularına sunmuştur. Ayın Oyuncusu ve Portre sayfalarıyla da yine aynı şeyi yapmış, farklı hayat hikayelerini okuyucularına anlatmaya çalışmıştır. Ayın Dizisi sayfasıyla en sevilen diziyi, Dosya sayfasıyla bilinmeyen ve üzerinde araştırma gerektiren bir konuyu, Plus sayfasıyla eğlenceli ve bilgi dolu içerikleri okuyucularına sunmuştur. Son aylarda ise Tarih sayfasıyla yakın medya tarihine ve Osmanlı’daki basına ışık tutmaktadır. Medya Tablet, dijital yayıncılığı diğer benzerlerinden farklı yapmaktadır. Tüm tematik sayfaları ve haberleri kısa tutarak, yazı boyutunu büyük tutarak dijital dönüşümü en iyi anlayan yayın organıdır. Dergi son aylarda diğer sayılarından farklı olarak yayınladığı içeriğe, işlenen konuyla alakalı video da eklemektedir. Dergi, 2018 yılında da bir dizi dijital yenilik yapmayı planlamaktadır. Bu kadar yeni gelişmeye rağmen Medya Tablet, 4 yıl boyunca çeşitli aylar yayınlanamamıştır. Bu yayınlanamama nedeni ise ara ara yaşadığı maddi sıkıntılar, yani reklamdır. Fakat yine de “İşimiz Gücümüz Medya” diyerek zirveye doğru emin adımlarla tırmanmaya devam etmektedir. Derginin genel yayın yönetmeni Osman Kılıç bu durumu “Şu an dijital yayıncılıkta ilk öten horozlardan olmanın olumsuzluğunu yaşıyorum…” diye ifade edecektir. Elbette ki bu olumuz zaman ilerledikçe muhteşem bir olumlu karşılık bulacaktır. Her ne olursa olsun Medya Tablet uzun yıllar okuyucularıyla buluşmaya devam edecektir.

MEDYATABLET

İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA

FAKAT YİNE DE “İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MEDYA” DİYEREK ZİRVEYE DOĞRU EMİN ADIMLARLA TIRMANMAYA DEVAM ETMEKTEDİR

EKİM 2017


ŞiRKETiNiZiN KURUMSAL DiJiTAL

DERGiSiNi EN UYGUN FiYATA HAZIRLIYORUZ

SADECE ,

iLETiŞiM

hkdijital@gmail.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.