AOF Avrupa Birligi Ders Ozeti

Page 4

Bu durumda savaşı sonrası siyasi ve ekonomik koşullar Avrupa devletlerini daha önce olmadığı kadar iş birliğine yöneltmiştir. Bu dönemde ABD’nin Avrupa bütünleşmesine kayda değer bir etkisi olduğu görülmektedir. Bunun yanında, Almanya’nın yeniden bir savaşla sebebiyet vermemesi için gerekli siyasi ve ekonomik önlemlerin alınması, savaş sonrasının en önemli gündem maddelerinden biridir. Özellikle Fransa’nın Almanya’nın yeniden güçlenmesinden duyduğu korku ve Almanya’nın zengin kömür ve çelik yataklarına ilişkin düzenlemelerin sağladığı önem Avrupa’nın ne şekilde bir arada tutulabileceğine ilişkin planların geliştirilmesine neden olmuştur. Nitekim Fransa Ekonomik Planlama Kurulu Başkanı Jean Monnet’nin Planı, Fransız ekonomisinin kalkınması için ABD yardımlarına giden yolu açmış, Almanya sorununun çözümlenmesi, bir başka deyişle zengin kömür ve çelik yataklarının denetlenmesi için öneriler ise Schuman Planı’nın ana fikrini oluşturmuştur. Avrupa bütünleşme girişimlerinde Amerika Birleşik Devletleri’nin rolünü açıklamak İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa bütünleşme girişimlerinde ABD’nin etkisi büyüktür. ABD pazarını oluşturan Avrupa devletlerinin olumsuz ekonomik koşuları ile Soğuk Savaş koşullarında SSCB ilerlemesinin durdurulması gereği, ABD’nin Avrupa bütünleşmesine desteğinin temel sebepleridir. Bir başka deyişle, Soğuk Savaş koşullarını da, SSCB’nin Doğu Avrupa’da nüfusunun artması Fransa ve İtalya’da komünist partilerin güç kazanması gibi gelişmeler, Sovyet etki alanının genişlemesi karşısında ABD’nin Avrupa’yı ekonomik ve siyasi açıdan güçlendirmesi gereğini daha da belirgin hâle getirmiştir. Savaş sonrası ABD de işsizlik ve gelir kaybına uğramıştır. Daha da önemlisi, dolar stokları eriyen ve alım güçleri kalmayan Avrupa devletleri nedeniyle ABD ihracat gelirlerinin büyük oranlarda düşmesi ve yapısal sorunların ortaya çıkması tehlikesi ortaya çıkmıştır. Bu durumda ABD’nin öncelikli hedefi kendisine en yakın ve hâlihazırda ekonomik bağımlılığı had safhada olan Avrupa pazarlarının canlandırılması olarak ortaya çıkmıştır. Ekonomik koşullara SSCB’den duyulan tehdit de eklenince ABD somut girişimlerle Avrupa bütünleşmesini hızlandırıcı etki yapmıştır. Bunlardan biri 1947 yılında ABD’nin komünist tehlikesidir. Lizbon Zirvesi ve Antlaşması’na giden süreci açıklamak Lizbon Zirvesi ve Antlaşması, 1980’li yılların ortası ile başlayarak, günümüze kadar Lizbon Zirvesi ve Antlaşması’na giden süreci açıklamak. Lizbon Zirvesi ve Antlaşması, 1980’li yılların ortası ile başlayarak, günümüze kadar ulaşan kurucu antlaşmaları değiştirme sürecindeki son halkadır. Özellikle AB, 1990’lı yıllar ile birlikte 2000’li yıllardaki üye sayısının on beşten yirmi yedi ve öte-sine çıkacağının farkına varınca; arka arkaya kurucu antlaşmalarını değiştirmek için çabalamıştır. Bu yönden, AB, 2000’li yıllarda ilk kez bir Konvansiyon kurarak, kurucu antlaşma değişikliği sürecini vatandaşlarına daha yakınlaştırmak is-terken; bu Konvansiyonun katkılarıyla ortaya konan Avrupa Birliği Anayasal Antlaşması, ironik bir biçimde, Fransa ve Hollanda gibi iki kurucu devletin halkı tarafından 2005 yılında referandumda reddedilmiştir. Bununla birlikte AB; artık yirmi yedi üye devlete ulaşmıştır ve reforma ihtiyaç duymaktadır. Dolayısıyla Lizbon Antlaşması, Avrupa Birliği Anayasal Antlaşması’nın onay sürecinin tamamlanamamasını takiben, AB’nin ihtiyaç duyduğu reformları gerçekleştirmek üzere ortaya çıkmıştır. Lizbon Antlaşması sonrası genel olarak Avrupa Birliği’ni tanımlamak.

2. Ünite - Lizbon Antlaşması, Maastricht Antlaşması (1993)


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.