papalina 21. sayı

Page 1

a papalin

Aylýk Haber Gazetesi Yýl 2 Sayý:21 Eylül 2010

Anayasa Oylamasýnda farklý görüþler; EVET HAYIR YETMEZ AMA EVET BOYKOT

3 b sayfa:

6. AYKÜSAD Günleri b Bir Yýldýz Daha Kaydý b Dünya Barýþ Günü Kutlandý b Kimler Ne Dedi b

2 4 5 6

Referandumun Ardýndan b Gökcek Sayaçlarý Geliyor b b ÇYDD b Kent Konseyi Toplandý

7 9 10 11


2

papalina

NEDEN ÝRAN?

Eylül 2010

AYVALIK SANAT DERNEÐÝ EKÝNLÝKLERÝNE DEVAM EDÝYOR…

Ayþe S. KIRIKOÐLU

Berin ÖZKAN

Halkýmýzýn büyük bölümünde bir korku var: Ýran gibi olmak. Suudi Arabistan gibi olmaktan korktuðunu söyleyene hiç rastlamadým. Bu durum halkýmýzýn saðduyusu hakkýnda hiç de olumlu bir görüntü deðil. Neden mi?

Kýsa adý ASD olan Ayvalýk Sanat Derneði ve Ayvalýk Halk Eðitim Merkezi iþbirliði ile gerçekleþtirilen, Halk Eðitim sertifikalý tiyatro ve drama kursuna katýlan kursiyerlere Keyifli Restoranda düzenlenen yemekte, baþarý belgeleri takdim edildi.

Birincisi, Suudi Arabistan'da çok insafsýz bir monarþik þeriat rejimi yürürlükte. Suudiler kadýn haklarýnda Ýran'dan çok geri; yüksek eðitim hakkýný kadýnlar daha yeni elde ettiler, o da erkeklerle ayný sýnýflarda deðil. Bir iþyerinde çalýþamýyorlar; otomobil kullanamýyorlar; hacca giden yabancý kadýnlara dahi yanlarýnda bir eþ ya da erkek aile ferdi bulundurma koþulu uygulanýyor. Ýran'da devrimin baþýndan beri kadýnlar çalýþtý; yüksek eðitim gördü; yurtdýþýna dahi yalnýz çýkabildi. Rejim muhalifi filmlerde dahi kadýnlar saçlarýný gösteren baþörtüleriyle dolaþabiliyor; otomobil kullanabiliyor. Kadýnlarýn durumu bazý yörelerde gerçekten içler acýsý, ayný bizde olduðu gibi. Geri kalmýþ yörelerde onlarýn töreleri de bizimkiler gibi kadýnlara karþý ilkel ve gaddar. Gelelim ikinci ve en önemli konumuza. Türkiye'nin Ýslamlaþtýrýlmasýnýn parasal kaynaðýný bugüne kadar Suudi-Amerikan ortaklýklarýnýn petrol gelirleri saðladý. ANAP döneminde ayrýcalýklardan yararlanan Ýslam bankalarýný onlar kurup ülkenin ekonomik dengelerinin alt-üst edilmesine de yol açtýlar... Düþük gelirli insanlar onlarýn banka þubelerinin önlerinde kuyruða girip, aldýklarý sürekli gelir karþýlýðýnda eþlerinin, kýzlarýnýn baþýný baðlattýlar. Yurtdýþýnda çalýþan iþçilerimize musallat oludular; hatta Kenan Evren'in bilgisi dahilinde yurtdýþýndaki imamlarýmýzýn maaþlarýný ödediler. Ýran bu iþlere hiç bulaþmadý; zaten Þii bir ülke din konusunda resmi mezhebi Sunni-Hanefi olan halký etkileyebilir mi? Ýran sonradan þeriat devleti olduðu için ona benzemekten korkuyorsak, bu yalnýz bizi baðlar; Ýran'n bizim Ýslamlaþmamýzda katkýsý olduðunu göstermez. Zaten Ýran bizim Arap ülkelerine benzeyip onlarla kendisine karþý birleþmemizi kendi çýkarý gereði isteyemez. Ayrýca sonradan þeriat kurallarýný uygulayan tek ülke Ýran deðil ve böyle ülkelerin, Ýran dýþýnda, hemen hepsi ABD etkisinde devletler. Öyleyse biz Ýran'dan neden korkuyoruz? Korkuyoruz çünkü ABD çýkarlarý öyle gerektiriyor. ABD Ýran'ý da kontrolü altýna alýrsa bütün dünyaya h ü k m e d e b i l e c e ð i n i b i l i y o r. Ýran'ýn zayýflatýlmasý için önce Irak'ý saldýrttý; Ýran'daki ABD muhalifi rejimi yýkamadý. Þimdi de “kurtla kuzu masalý”ný andýran nükleer silah masalýný Ýran'a uyarlýyor ve bizden tam destek istiyor; hem ekonomik boykot hem de muhtemel bir savaþ durumu baðlamýnda. Ýran bizden aldýðý küçük desteði de kaybederse çok yalnýzlaþýp büyük ödünler vermek zorunda kalacaðýný bilir. Bölgede güçsüzleþen ya da ABD'ye teslim olan her mazlum devletin kaderinin bizim de uluslar arasý arenada direnme gücümüzü azaltacaðýný unutmayarak dengelerin kurulmasý bugün belki her zamandan daha da önemli.

Ayrýca, ASD'nin bir baþka etkinliði de Gazeteci/Yazar Hasan Uysal'ýn, 21 Eylül 2010 tarihinde Ýsmet Ýnönü Kültür Merkezi'nde “Parasýzlýkta Ýlk Satýlacak Anýlar” adlý tek kiþilik bir gösteri sergilemesi oldu.

Gecede bir konuþma yapan Dernek Baþkaný Sadi MASTAR, beþ yýldýr sanat adýna çalýþmalarýný sürdürdüklerini, tiyatro ve drama kurslarýnýn devam edeceðini, talep olursa baðlama kursu da baþlatacaklarýný söyledi. Jane Darc'ýn Öteki Ölümü adlý oyunun yakýnda Körfez bölgesinde turneye çýkacaðýný, kapanýþýný da 26 Kasým -06 Aralýk 2010 tarihinde baþlayacak olan 15.Uluslararasý Ankara Tiyatro Festivalinde yapacaðýný söyledi.

6.AYKÜSAD ETKÝNLÝK GÜNLERÝ Sergisi, Tekin ÜSTÜNDAÐ'ýn "DERELERE DOKUNMAYIN" konulu Saydam Gösterisi ve birçok ödüllere sahip olan Ayvalýklý sanatçý NAÝL PELÝVAN'ýn Kýsa Film Gösterimi ve Söyleþisi, AYKÜSAD'ýn altý yýldýr dernek çalýþmalarýný devam ettirdiði Ayvalýk Belediyesi-Türkan SAYLAN Eðitim-KültürSanat Merkezinde gerçekleþtirildi.

Ay v a l ý k K ü l t ü r S a n a t D e r n e ð i tarafýndan 2004'den beri süregelen AYKÜSAD Etkinlik Günlerinin altýncýsý 27 - 28 - 29 Eylül 2010 tarihlerinde yapýldý. Belgin KARAKURT'un Resim Sergisi, Eskiþehir Sanat Derneði – Karma Fotoðraf

Ti y a t r o s e v e r l e r i s e e t k i n l i k kapsamýnda ASD-Ayvalýk Sanat Derneði'nce sahnelenen Stefan TSANEV'in yazdýðý “Janne Darc'ýn Öteki Ölümü” adlý oyunu Ýsmet Ýnönü Kültür Merkezi'nde izleme olanaðýný buldular. Papalina gazetesi olarak AYKÜSAD'ý kutluyor, Ayvalýk'a kattýðý kültür ve sanat etkinliklerinin devamýný diliyoruz.

Kamýþýn Sanata Dönüþümü... arasýnda tarihleri Ayvalýklý sanatseverler tarafýndan ilgiyle gezildi.

Abdullah Þengörenoðlu'nun kamýþ heykellerinden oluþan “abARTýk” isimli sergisi Ayvalýk Belediyesi Sanat Galerisinde açýldý. Sanatçýnýn ilk zamanlar sadece kesme esnasýnda kamýþa bir hareket verirken, daha sonradan tahta, kuru palmiye dalý vb. ek malzemelerle el,ayak gibi eklemelerle hareketleri güçlendirerek kamýþý sanata dönüþtürdüðü sergisi 22- 26 Eylül 2010

Direngenliði hep dikkatini çeken, sürekli týrpanlanmasýna raðmen her seferinde daha güçlü çýkabilen bir bitki olan kamýþýn, bilenen tarihi ile yaklaþýk olarak 5000 yýldan bu yana ilkel silah yapýmýndan müzik aletine kadar çeþitli konularda insanlarýn kullandýðý bir malzeme olduðunu belirten Þengörenoðlu;”Geçmiþten bu yana insan yaþamýnda bir þekilde yer alan kamýþýn dünya da ilk kez ironik küçük figür ve heykelciklere dönüþme konusunda öncü olmam ve bunlara “abARTýk” ismini vermem bana ayrý bir keyif vermektedir. Ýlerde “abARTýk” ýn, “sanat” olarak algýlanacaðýný ve takipçilerinin olacaðýný düþünüyorum.”dedi


papalina

Eylül 2010

3

Dispanserime Dokunma

Berin ÖZKAN

Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan Aile Hekimliði'ne geçilmesi gerekçesiyle, Ayvalýk'ta bulunan Verem Savaþ Dispanseri'nin kapatýlarak, Edremit'e taþýmasýna tepki gösteren Ayvalýklýlar, düzenledikleri yürüyüþ ve mitingde 'Verem Savaþ Dispanserimiz Kapatýlmasýn' diyerek yetkilileri uyardý. Ayvalýk halkýnýn katkýlarýyla 1968 yýlýnda açýlan dispanserin kapatýlmasý kararý alýndýktan sonra, Ayvalýk Verem Savaþ Derneði, siyasi partiler, meslek örgütleri, sendika, dernek ve sivil toplum kuruluþlarý öncülüðünde bir eylem planý hazýrlandý. Bu eylem planý çerçevesinde Saðlýk Bakanlýðý ile TBMM ve konuyla ilgili bürokratlar faks yaðmuruna tutuldu. Dispanserin kapatýlmasýna karþý, eylem planýnýn ikinci aþamasý 7 Ekim 2010 günü hayata geçirildi. Ayvalýk'taki miting için Marina önünde saat 12.00'de toplanan ilçedeki siyasi partiler, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluþlarý temsilcileri ve

vatandaþlar, ”Verem Dispanserle Önlenir”, “Bu Dispanser Ayvalýk'ýn Malýdýr”, ”Türkiye'nin Örnek Dispanseri Ayvalýk'ta”, “Saðlýk Haktýr Satýlamaz”, “Dispanserimize Dokunmayýn” dövizleri ve “Dispanseri Kapatan Verem Olsun”, “Paralý Saðlýk Ölüm Demektir” “Dispansere Dokunan Eller Kýrýlsýn”, “Ayvalýk, Dispanserine Sahip Çýk” sloganlarý eþliðinde baþlattýklarý yürüyüþü Cumhuriyet Meydaný'nda tamamladý. Mitinginde konuþma yapan Ayvalýk Verem Savaþ Derneði Baþkaný Ýbrahim Meriç özetle; “Ülkemizde verem savaþý 1918 yýlýnda gönüllü kuruluþlarýn çabalarý ile baþlamýþtýr. Ülkenin 1. derecede önemli saðlýk sorunu olmasý nedeniyle kurulan verem savaþý derneklerinin sayýlarý giderek artmýþ ve 1948 yýlýnda 48 mahalli derneðin birleþmesi ile “Türkiye Ulusal Verem Savaþý Derneði” kurulmuþtur. 1950'lerden sonra birbirini takiben bulunan etkili verem ilaçlarý ile hastalarýn þifa bulma imkanlarýnýn doðmasý ile “tedavi hizmetleri” de verem savaþýnda önemli bir yer almýþtýr. O yýllarda verem savaþý programýnýn en önemli amaçlarýndan biri de “mevcut hastalarýn

mümkün olduðunca erken teþhisi” olmuþtur. 1992'lerden sonra birçok ülkede yeniden hastalýðýn arttýðý görülmüþtür. Ayrýca mevcut hastalar içinde ilaçlara dirençli olanlarýn sayýlarý da giderek artmaktadýr. Verem Savaþý Dispanserlerin azaltýlarak birer ikiþer kapatýlmasý Saðlýk Bakanlýðý'na ayrýlan bütçede belki bir rahatlama saðlayacak, ama ülkede 15 Milyon enfekte olmuþ kontrol altýnda tutulan hastalar baþýboþ kalacak ve tekrar hastalýðý topluma yayacaktýr. Verem Savaþý Dispanserlerinde çalýþan seminer ve kurslardan geçmiþ eðitimli personel de yok edilip daðýlacaktýr.” dedi. Türkiye Ulusal Verem Savaþý Dernekleri federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Nevzat Yarar ise, “ Ayvalýk Dispanserinin kapatýlmasý ile bir yoksul hastalýðý olan tüberküloz hasta ve yakýnlarý ulaþým zorluðu çekerek Edremit ilçesine gitmek mecburiyetinde kalacaklardýr. Ýlçe dispanserleri kapatýldýktan sonra verem hastalarýnýn teþhi için illere sevkinde birçok güçlükle karþýlaþýlacaðýndan birçok hastanýn bölge dispanseri olan bu yerlere gidemeyeceði aþikardýr. Saðlýk hizmetlerinde mesafe önemli bir belirleyicidir” dedi. Miting sonunda baþlatýlan imza kampanyasýna yoðun ilgi gösterildi. Cumhuriyet Alanýnda açýlan stantta, üç gün boyunca toplanan binlerce imza Saðlýk Bakanlýðýna götürülecek.

EÐÝTÝM SEN: 5 EKÝM DÜNYA ÖÐRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN Eðitim Sen, 5 Ekim Dünya Öðretmenler Günü nedeniyle Cumhuriyet Alaný'nda basýn açýklamasý yaparak öðretmenlerin eðitim alanýnda yaþadýklarý sorunlarý dile getirdi. Eðitim-Sen Ayvalýk Temsilcisi Dilaver Þener tarafýndan yapýlan açýklamada, 5 Ekim tarihinin UNESCO tarafýndan 1994 yýlýnda Dünya Öðretmenler Günü olarak ilan edildiði belirtilerek, bu günün her yýl 100'den fazla ülkede kutlanýldýðýnýn altý çizildi. 5 Ekimde uluslararasý öðretmen örgütlerinin katkýlarýyla alýnan öðretmenlerin statüsüne iliþkin tavsiye kararlarý belgesinin, öðretmenlerin sadece okul içinde deðil, toplum içinde de yerine getirdikleri iþlevlerin taþýdýðý önemi, uluslararasý düzeyde kanýtladýðý, öðretmenlerin tüm sorunlarýný ele alan ve durumlarýný tüm ayrýntýsýyla düzenlediði kaydedildi. Þener açýklamasýnda, "Dünya Öðretmenler Günü, çocuklar için daha iyi bir gelecek saðlamada, daha iyi bir eðitim almalarýnda, öðretmenlerin rolünün anlaþýlmasýnda toplumun dikkatinin çekilmesi fýrsatýný meydana getirmektedir. Ayný zamanda devletlerin eðitime daha fazla pay ayýrmasýný ve eðitimin önemini vurgulamayý amaçlamaktadýr. Dünya Öðretmenler Günü'nde, eðitimin her kademede parasýz olmasýný, laik, bilimsel ve demokratik eðitimin önemini, herkesin eðitim hakkýndan eþit olarak yararlanmasýný bir kez daha açýklama fýrsatýný yakalýyoruz.” dedi.

12 Eylül zihniyetiyle bugün eðitimin içinden çýkýlmaz bir hale getirildiðini belirten Þener sözlerine þöyle devam etti; “Öðretmenler sözleþmeli, ücretli, kadrolu, baþöðretmen, uzman öðretmen biçiminde ayrýmlara tabi tutulmuþtur. Bizler, bu gibi ayrýmlarý asla kabul etmiyoruz. Sayýn bakanýmýz, sözleþmeli öðretmenlerin kadroya geçireceðini söylemiþti. Yapýlan ise bunun tam tersidir. Öðretmenleri sözleþmeli olarak atamýþtýr. Kalan açýklar da ücretli öðretmenlerle kapatýlmaktadýr. Bu da eðitimin niteliðini düþürmektedir. Eðitim-Sen olarak tüm çalýþanlarýn kadrolu istihdamýný savunuyoruz. 4/B ve 4/C'ye

'hayýr' diyoruz.” Ýlçemizde eðitim alanýnda yaþanan bir takým sýkýntýlarý sýralayan Þener;“ Eðitim-Sen olarak tüm öðretmenlerimizin, 5 Ekim dünya öðretmenler gününü kutluyor, onlarý daha iyi bir gelecek için, sorunlarýmýz karþýsýnda birlik olmaya ve örgütlü mücadeleye çaðýrýyoruz. Bütün olumsuzluklara karþý öðretmen, aydýnlatma görevini yerine getirmeye devam edecektir” dedi. Eðitim-Sen Ayvalýk temsilciliðinin hazýrladýðý ve Ýlçe Milli Eðitim Müdürlüðüne verilen “2010–2011 Eðitim Öðretim Yýlý Eðitim Sorunlar Raporu” gazetecilere daðýtýldý.


4

papalina

BÝR YILDIZ DAHA KAYDI

Havva TAYLAN Ayvalýk, 3 Eylül 2010'da deðerli bir insanýný daha kaybetti. Ölümün geçi olmaz ama bu seferki çok erkendi. Hepimizi yasa boðan güzel insan Hikmet Esen'i þair dostlarýndan size anlatmak istedik. Aþaðýda onlarýn duygularýný bulacaksýnýz. Gidenin ardýndan yas tutmak yakýþmaz bize. Þimdi þiire ve þaire sahip çýkma zamaný. Hep bizimlesin sevgili dost Hikmet Esen. Erdal Ýrfan(Þair Yazar) Hikmet Esen benim için Ayvalýk'tý. Onun önerisiyle geldim yerleþtim. Benim kýsa sürede yarattýðým Ayvalýk sevgim için onun bana ithafen yazdýðý þiirden bir dörtlük Bu Þehir/ Senden önce de vardý/ Hep yaþam emzirdi kucaðýnda/ Kim bilir kaç kazma vuruþuyla/ Kanadý sokaklarý/ Kaç baltanýn hain vuruþunda/ Seyreldi aðaçlar/ Kaç bina can verdi/Çýkar kavgalarýnda/Arsýzca hesaplarla Uður Bilge (Fotoðraf Sanatçýsý) Azalýyoruz. Gitgide azalýyoruz. Gidenlerin yerini doldurmak kolay deðil. Bürosuna gittiðimde gözlüklerinin üzerinden sevgiyle bakan gözlerini görüyorum sürekli. Þiirleriyle yaþatmak Ayvalýklýlarýn borcudur. Belediye baþkanýnýn sözü var: Hikmet'in ve Turgut'un þiir kitaplarýný basacaðýna dair. Saðlýðýnda yapýlmadý, bari þimdi geciktirmeyelim. Þiir Ayvalýk'tanýn kadrosuna almakla ne iyi etmiþiz. Elimizde görüntülü belgesi kaldý. Gültekin Emre (Þair Yazar) Hikmet'i bir cümlede anlatmak mý? Çok zor! Hem de nasýl zor! O bir Donkiþot deðildi ama sýký bir Ayvalýklýydý ve de yöreyi iyi tanýyan renkli bir þair. Þiirleri Ayvalýk'ýn doðasýndan besleniyordu. Daha ne diyeyim çok candan ve içtenliðinin dýþýnda? Turgut Baygýn (Þair ) Þair ve þiir; iki kadim dost.. Ne yazýk ki bu dostluðun gideni deðiþmiyor; þair gidiyor, þiir kalýyor.. Gidene karþý elimizden bir þey gelmiyor; avuntumuz þiirin bizlerle kalmasý.. Sevgili Hikmet Aðabey de þiirini bizlerle býraktý; okuyalým, söyleyelim, anlatalým diye; o zaman okuyalým, söyleyelim, anlatalým; þair baþka ne ister ki...? Ahmet Uysal (Þair-Yazar) "Þiir Ayvalýk'ta" etkinliði sýrasýnda tanýdým Hikmet Esen'i. Þiirle, yaþama sevinciyle doluydu. Ýlerde bir gün buluþmak, Ýda þiirleri okumak için sözleþtik. Ölüm haberi öyle sarsýcý oldu ki, ne yapacaðýmý bilemedim. Zaten þair ölümleri ani acýlar býrakmýþtý hasarlý kalbime: Kemal Özer, Dinçer Sezgin, Metin Güven, Selma Aðabeyoðlu... ve güzel insan Füsun Akatlý. Sevgili þair Hikmet Esen, þiirin ýþýðý kalsýn hep topraðýnda, sonsuzluklar içinde kal, hoþça kal ! Ahmet Günbaþ(Þair-Yazar) 8 Aðustos 2010'da gerçekleþtirilen Þiir Ayvalýk'ta programýnda tanýdým H.Hikmet Esen'i. Ayvalýk'ýn gülümseyen yüzüydü sanki. Ayný kürsüde þiirler okuduk, ayný masada yiyip içip söyleþtik. Etkinlik sonrasýnda da sürdürdük bu güzel iliþkiyi. Her güne þiirle baþlayan sýmsýcak bir yüreðin aniden sustuðu haberini iletti bana sevgili Turgut Baygýn kardeþim! Ölüm, sanki yaþamýn göz ardý edilen bir gerçeði gibi kulaðýmýzý bir daha çekmiþti. Ancak dokuz canlý dost haliyle ölecek bir adam deðildi H. Hikmet Esen. Ölümsüzlüðünü þiirlerine býrakýp gitti. Sesi o kadar yakýndan çýnlýyor ki anlatamam! Iþýklar içinde kalsýn.» Bülent Güldal(Þair) Güleryüzlü, çelebi tavýrlý bir þairdi sevgili Hikmet Esen. Zamansýz ölüm hiç yakýþmadý ona. Ýyi ki þiir var; þiirleriyle yaþayacak aramýzda.

Eylül 2010

PANORAMA 12 EYLÜL 2010 REFERANDUMUYLA '12 EYLÜL ANAYASASI'NIN 26 MADDESÝ DAHA DEÐÝÞTÝ. Þimdi de partilerimiz ve onlarýn medyadaki sözcülerinin en gözde konusu evethayýr oylarýnýn yaklaþan genel seçimde sandýða nasýl yansýyacaðý! Referandumdan önce Anayasa'da yapýlacak deðiþikliklere ölüm-kalým anlamý yükleyenlerin - evetçiler, hayýrcýlar, boykotçular, hepsi - yeni anayasa çalýþmalarýný ciddiyetle ele alýp kendi görüþleri doðrultusunda katkýda bulunmalarýný beklemek hakkýmýzdýr herhalde. Katkýda bulunmadýðý konuda istemediði sonucu alanýn sýzlanmaya ve topu saha dýþýna atmaya hakký olur mu? 12 EYLÜL DARBESÝ SORUMLULARI HAKKINDA YURT ÇAPINDA SUÇ DUYURULARI YAPILIYOR; KÝMÝ KÝÞÝSEL KÝMÝ TOPLU DÝLEKÇEYLE. Bizce de hesap vermelidirler! Artýk “Geldim, gördüm, yendim,” der gibi “Darbe yaptým, suç iþledim, yeni Anayasa yapýp suçlarýmdam arýndým” rahatlýðýnýn yaþanamayacaðý her bakýmdan kanýtlanmalý; uygulamalarla da. Kiþi kendine yapýlan kötülüðü gözardý etmeyi ya da affetmeyi seçebilir; oysa kimse baþkasýna ya da topluma karþý iþlenen suçlarý gözardý edemez; tabii vicdaný varsa. Yargýlansýnlar, suçlarý kanýtlansýn, affedip affetmemek sonra ele alýnacak iþ. Affedilseler dahi müstakbel darbe heveslileriinin cesareti darbe yemiþ olur.! Son zamanlarda pek çok kiþi artýk darbeler döneminin bittiðini söylüyor. Bu garantiyi kim verebilir ki? Önlem almanýn yararý çok, zararý ise hiç mi hiç yok. Dolayýsýyla, referandumda farklý oy kullanmýþ olsalar da, tüm toplumcu, demokrat aydýnlarýn bu konuda birlik olmamalarý herhalde çok tuhaf olur. KIBRIS'TA 1 EYLÜL'DE ÝKÝ HALKIN BARIÞ AKTÝVÝSTLERÝ ORTAK EYLEM YAPTILAR. Kýbrýs'ta Türk ve Rum halklarý “1 Eylül Barýþ Günü Barýþ için Dünya Eylem Günü” adýnda ortak bir etkinlik yürüttü. “Ýki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eþitliðe dayalý federal çözüm” istediler. “Yaþasýn halklarýn kardeþliði”, “Kýbrýs'ta barýþ engellenemez”, “isyanýmýz iþgale”, “out, out, out, British bases out” (dþarý, dýþarý, dýþarý, Ýngiliz üsleri dýþarý” gibi sloganlarý birlikte dile getiren eylemcilere Birleþmiþ Milletler temsilcileri son iki sloganýn siyasi mesaj içerdiðini, provokasyona yol açabileceðini belirterek engellemeye çalýþsalar da baþaramadýlar. AIHM ÜLKEMÝZÝ HRANT DÝNK DAVASINDA MAHKUM ETTÝ AÝHM Türkiye'yi “yaþama hakký” “ifade özgürlüðü” ve “etkili baþvuru hakký”ný ihlal ettiði gerekçesiyle Türkiye'yi 256.000 TL tazminat ödemeye mahkum etti. Hrant Dink ailesi tazminatýn 'Toplum Gönüllüleri Hrant Dink Burs Fonu', Getronagan Lisesi ve 'Gedikpaþa Protestan Kilisesi'ne baðýþlanacaðýný açýkladý. HAKKARÝ'DE PATLATILAN MAYIN DOKUZ SÝVÝLÝ ÖLDÜRDÜ. Devlet yetkilileri PKK'yý suçluyor; PKK olayý üstlenmiyor. Ankara'da eylemsizlik kararýnýn devamý ile ilgili görüþmeler arifesinde meydana gelen inasanlýk dýþý olayýn aydýnlatýlmasý herkesi rahatlatacak. Barýþý engellemek için yapýldýðý belli de kimin yaptýðý belirsiz. Umarýz faili meçhul kalmaz. CHP GENEL BAÞKAN YARDIMCISI GÜRSEL TEKÝN'E MÝ BAÞVURSAK ACABA?

Sayýn Gürasel Tekin Ýstanbul'da vatandaþlarýn su kullanýmýnda akýllý kart siastemine karþý çýkmýþ. Ýleri sürmüþ olduðu sakýncalar AKP'nin yerel seçimlerde baþarýsýz olduðu yörelerde de gerçerli olduðuna göre, en azýndan partisine baðlý belediyelere de savunduðu, bizce de çok geçerli olan, ilkelerini benimsetmeye çalýþmasý yerinde olur. Ne de olsa kendi partisine mensup belediye yönetimlerine Ýstanbul Belediyesi'nden daha sözü geçer herhalde. tabii “atý alanlar Üsküdar'ý geçmemiþlerse”; ihale “atlarýný” geri çevirmek pek kolay olmaz da… YENÝ ZELANDA DEPREMÝ DEDÝ KÝ… “ Deprem öldürmez, inþaat hatasý öldürür.” Sekiz ay once Haiti'de 7.1 büyüklüðündeki deprem 260.000 can kaybýna yol açmýþtý. Yeni Zelanda'da 4 Eylül 2010 günü ayný biyüklükte bir sasýntý yaþandý; sýfýr can kaybýyla savuþturuldu. Ahþap aðýrlýklý yapýlar yýkýlmadý. Ayný þekilde 17.08.l999 Marmara Depremi'nde de ahþap ve geleneksel üslupla yapýlmýþ köy evlerinde çok az yýkým yaþandýðý, yýkýlan evlerde de can kaybý olmadýðý saptanmýþtý. PKK RAMAZAN VE BAYRAM ATEÞKESÝNÝ UZATMA KARARI ALDI Yeni barýþ açýlýmý daha ciddi ve olumlu görünüyorsa da taraflara çok soðukkanlý olmak düþüyor. Savaþýn devamýndan nemalananlarýn süreci nasýl baltalamaya giriþeceðini öngörmek güç. Oysa, provokasyonun kim tarafýndan yapýlabileceði öngörülebildiðine göre, barýþý gerçekten isteyenler etkili olabilecekleri yerde saðduyudan ayrýlýnmamasý için ellerinden geleni yaparak provokatörlerin oyunlarýný bozabilirlerse barýþ yolu týkanmaz. Þ A H Ý N K AYA ' Y L A Ý L G Ý L Ý R Ü Þ V E T ÝDDÝALARINI MECLÝS ARAÞTIRSIN Demokratik Sol Parti, 12 Eylül'ün ünlü “beþi bir yerde”si Milli Güvenlik Konseyi'nin üyesi Hava Kuvvetleri Komutaný Tahsin Þahinkaya'yla ilgili 24 yýl önce dillendirilen F-16 alýmýndaki yolsuzluklarýn açýða çýkarýlmasý için meclis araþtýrmasý açýlmasýný istedi. Þahinkaya ile ilgili SHP milletvekili Cüneyt Canver, 25 Temmuz 1986'da bir soru önergesi vermiþ ancak araþtýrma komisyonu kurulmasý Anavatan Partisi (ANAP) milletvekillerinin oylarýyla reddedilmiþti. Yýllar sonra ortaya çýkýp konuþan Þahinkaya'ya göre, zengin generaller kendisini görseler acýrlarmýþ. AKHTAMAR'DA 95 YIL ARADAN SONRA ÝLK AYÝN 1915'ten beri ayin yapýlamayan, Ahdamar (Akhtamar) adasýndaki Surp Haç Ermeni Kilisesi'nde 95 yýl sonra, ilk ayin yapýldý. Ermeni Patriði Ruhani Meclis Baþkaný Baþpiskopos Aram Ateþyan, “Bugün burada dua etmenin ve 1,100 yýllýk ruhani bir geleneði paylaþmanýn mutluluðunu yaþýyoruz” dedi. Ýnsanlarý “karanlýk bir çukura” iten düþmanlýk ve nefret duygularýndan arýnarak barýþýn saðlanmasý için atýlmýþ bu tohumu yeþertmek zor olmasa gerek. ANAYASA MAHKEMESÝ KARARI GECÝKÝNCE TEKEL ÝÞÇÝLERÝ MAÐDUR OLDU. Kýþ kýyamet 78 gün Ankara'da çadýrlarda yaþayarak eylem yapan TEKEL iþçileri Anayasa Mahkemesi'nin kararýný beklerken ortada kaldýlar. Hem iþ kaybý tazminatýndan yaralanma süreleri doldu, hem de 4/C kapsamýnda atamalarý yapýlmadýðý için gelirlerinden yoksun kaldýlar, hem de aileleri ile birlikte sosyal güvenlik haklarýndan yararlanamama sýnýrýndalar.


papalina

Eylül 2010

1 EYLÜL BOZCAADA'YA BARIÞ YOLCULUÐU Ahmet KÖKEN

7.Geleneksel Dünya Barýþ Günü, “Kuzey Ege Barýþ Projesi”kapsamý içerisinde 1 Eylül 2010 Çarþamba günü Bozcaada'ya barýþ yolculuðu yapýldý. Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD)'nin Marmara Bölgesi; Ýstanbul, Bursa, Balýkesir, Sakarya, Çanakkale Þubelerinin ve bireysel katýlýmlarýn olduðu 1 Eylül Dünya Barýþ Günü kutlamalarýnýn Bozcaada'da yapýlmasý, barýþ vurgusuna daha bir önem katmaktaydý. ÝHD'nin bu etkinliðine Ayvalýk'tan da katýlýmlar oldu.

mesajlý balonlar daðýtýldý. Bozcaada'da barýþ etkinliðine katýlan topluluk daha sonra Çanakkale Yalý Han'da “Iþýklar Sönmesin” adlý filmi izlediler ve Çanakkale/Kordonu-Truva Atý önünde barýþ mesajýnýn yazýlý olduðu balonlarý daðýttýlar.

Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD) ile Siniparkis (Ege'de Birlikte Yaþam Derneði) tarafýndan birlikte düzenleneceði daha önce duyurulan barýþ etkinliðine, komþu barýþ heyetinin gel(e)memesi önemli bir eksiklikti. Savaþ karþýtý sloganlarýnýn atýldýðý, barýþ, dostluk ve kardeþlik vurgularýnýn yapýldýðý etkinlikte, Bozcaada Kilisesi önünde bir basýn açýklamasý yapýldý ve sonrasýnda Bozcaada halkýna ve ada konuklarýna barýþ

EGE'NÝN ÝKÝ KIYISINDAN “SÝLAHLANMAYA HAYIR” Trigazis, daha fazla silahýn daha fazla güvenlik anlamýna gelmediðini vurguladý. Dünyadaki askeri harcamalarýn 2000 yýlýna oranla yüzde 49 artýþ gösterdiðini dile getiren Trigazis, þöyle konuþtu:

Dikili Belediyesi tarafýndan düzenlenen “Barýþ Demokrasi ve Çevre Þenlikleri” kapsamýnda gerçekleþtirilen “Barýþ Ýçin Silahsýzlanma” panelinde Yunanistan Sinaspismos Dýþ Ýliþkiler Sorumlusu Panos Trigazis ve Prof. Dr. Yakup Kepenek “silahlanmaya hayýr” mesajý verdi. Ege'nin iki kýyýsýný buluþturan paneli, Ýsveçli ve Yunanlý misafirlerin de bulunduðu yüzlerce barýþsever izledi. Panelin açýlýþ konuþmasýný yapan Dikili Belediye Baþkaný Osman Özgüven, silahlanmaya ayrýlan maddi kaynaklarýn yüksekliði nedeniyle dünyanýn giderek fakirleþtiðine dikkat çekti. Konuþmasýna Yunanistan solundan Dikili'ye dostluk ve dayanýþma mesajlarý getirdiðini belirterek baþlayan Sinaspismos Partisi Dýþ Ýliþkiler Sorumlusu

“Türk ve Yunan halklarý büyük silahlanma yarýþýnýn kýsýr döngüsündeki rehineler olmaya devam ediyor. Deneyimlerimizden biliyoruz ki, Ege'nin iki yakasýndaki silahlanmanýn sadece ekonomik ve sosyal deðil politik sonuçlarý da bulunmaktadýr. Bu, gizli lobileri ve yolsuzluðu beslemekte, militarist ve þovenist konularý güçlendirmekte ve her iki ülkenin de özellikle NATO ve ABD gibi yabancý merkezlerde birbirlerine olan baðýmlýlýðýný artýrmaktadýr. Bu anlamda Yunanistan ve Türkiye'nin karþýlýklý silahlarý azaltmasý sadece Türk Yunan iliþkileri için deðil dünyada en çok askerileþen sýnýr bölgeleri için de umut verici bir adým olacaktýr.” Prof. Dr. Yakup Kepenek yaptýðý konuþmada, dünya çapýnda silahlanmaya ayrýlan maddi kaynaklarýn her geçen gün arttýðýna dikkat çekti. Birleþmiþ Milletler'in bu yýl 1 Eylül Dünya Barýþ Günü'nü gençlere armaðan ettiðini hatýrlatan Kepenek konuþmasýný þöyle sürdürdü: “BM verilerine göre dünyada her gece 400 milyon çocuk yataða aç giriyor. Eðer yýllýk bütçesinin 663 milyar dolarýný silahlanmaya ayýran ABD, bu tutarýn yüzde 18'ini bir kenara koysa dünyada hiçbir çocuk aç uyumaz. Silah yarýþý en çok silah üreten ülkelere yarýyor çünkü halklar savaþ istemez, savaþý isteyen baþkalarý.”

Suyun Öte Yanýndan Gelen Dostluk Ýzmir'de düzenlenen 6 . T ü r k - Yu n a n M e d y a Konferansý için Türkiye'de b u l u n a n Yu n a n i s t a n B a þ b a k a n Ya r d ý m c ý s ý Thederos Pangalos, konferansýn ardýndan Ayvalýk'a geçerek, arkadaþý gazeteci yazar Ahmet Yo r u l m a z i l e b u l u þ t u . Yorulmaz ile birlikte Alibey Cunda Adasý´na giden Pangalos, bir balýk lokantasýnda yemek yedi, 35 yýl önce geldiði Ayvalýk´taki anýlarýný tazeledi. Ayrýlmadan önce Pangalos´a Ayvalýk tarihini anlatan Yunanca yazýlmýþ ´´Kentli Ayvalýk´´ kitabý ile Cunda Taksiyarhis Kilisesi´nin tablosu hediye edildi.

35 yýl önce Yunanistan'da yaþanýlan ve 'Albaylar Cuntasý' olarak adlandýrýlan darbe sonrasýnda birçok aydýn suyun öte yanýna geçerek darbenin zulmünden korunmaya çalýþmýþtý. Ayvalýk'lý yazarýmýz A h m e t Yo r u l m a z , o dönemde Paris´te bir üniversitede görev yapan Pangalos´un, Yunanistan´a gidemediði, Ayvalýk´tan Midilli adasýný izleyerek vatan hasreti gidermeye çalýþtýðýný söylerken “Dostum Pangalos ile 35 yýl öncesinin anýlarýný tazeleyeceðimiz için son derece mutluyum” dedi.

5

EÐÝTÝMDE AYIN GÜNCESÝ MEMUR TOPLU GÖRÜÞMELERÝ TAMAMLANDI: Hükümetle memurlar arasýnda yürütülen toplu görüþme sonuçlandý.4+4 olarak zam yapýldý. KESK toplu görüþme masasýný terk etti. KAMU SEN konuyu uzlaþtýrma kuruluna götüreceðini belirtti. OKULLAR AÇILDI: 14 Eylül'de ana sýnýflarý ile birinci sýnýflar, 20 Eylül'de bütün öðrenciler eðitim ve öðretime baþladýlar. Ayvalýk ve Türkiye'de bu anlamda büyük heyecan var. Sorunlar çözülmeden yeni sorunlar ortaya çýkýyor. Þimdi okullu olmak 3 bin liradan baþlýyor. Eðitim Sen araþtýrmalarýna göre bu yýl ödenecek para budur. HALA KÝTAP VE ÖÐRETMEN EKSÝKLÝÐÝ VAR: Ayvalýk'ta 30.09.2010 itibariyle kitap ve öðretmen eksikliði olan okullar var. Teknoloji tasarým, Fen ve Teknoloji dersleri boþ geçiyor. Ýnkýlâp Tarihi ve Atatürkçülük ile Fen ve Teknoloji 7. Sýnýf kitaplarý tedarik edilemedi. EÐÝTÝM ÖDENEKLERÝ TÜM EÐÝTÝM ÇALIÞANLARINA VERÝLMELÝDÝR: Eðitim Ödeneklerini Ayvalýk'taki öðretmenler ancak 27 Eylülden itibaren almaya baþladýlar. Hâlbuki bu ödemeler seminerler baþlarken yani Eylül ayý baþýndan itibaren ödenmelidir. Geçen yýl da belirttiðimiz gibi eðitim ödenekleri tüm çalýþanlara ödenmelidir. Bu konuda ayrým yapýlmamalýdýr. DERSLER BOYKOT EDÝLÝYOR: Anadilde eðitim hakký olmadýðýndan bazý illerde dersler boykot edildi. Boðaziçi Üniversitesi Eðitim Bilimleri Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Fatma Gök :”Anadil, kiþilerin dünyalarýný ve kendilerini anlamlandýrdýklarý dil. Çocuklar birden bire baþka bir dille karþýlaþýnca birçok travmatik durum karþýmýza çýkýyor. Kiþinin anadilinde eðitim temel, doðal bir haktýr. Eðitim hakký baðlamýndan kavramsallaþtýrdýðýmýzda, devletlerin, hükümetlerin herkese bu hakký nitelikli olarak ve demokratik þekilde sunmasý lazým.” dedi. ÖÐRETMENLER YÝNE ÝÞSÝZ: Eðitim öðretim yýlý geçen yýllarda olduðu gibi, bu yýl da eksik öðretmenlerle açýlýyor. 400 bin dolayýnda eðitim çalýþaný iþsizlik kýskacýnda. Kendi alanlarýnýn dýþýnda çalýþmak zorunda olanlar var. KPSS YENÝDEN YAPILIYOR: Sýnavlara usulsüzlükler karýþtýrýldýðý için KPSS sýnavý iptal edildi. ÖSYM baþkaný Ünal Yarýmaðan bundan dolayý istifa etti. ÖSYM Baþkanlýðý'na ÝTÜ Öðretim üyesi Prof. Dr. Ali Demir vekâleten atandý. Ali Demir, türbana özgürlük isteyen bildiriye imza atan öðretim üyelerinden biri. Yýlsonuna kadar yapýlacak olan sýnav takvimi ÖSYM tarafýndan en kýsa sürede açýklanacak. ÖÐRETMENLER ATANMALI, ÜCRETLÝ Ö Ð R E T M E N L Ý K Y O L U N A BAÞVURULMAMALI: Atamasý Yapýlmayan Öðretmenler Platformu'ndan (AYÖP) Bayram Þen "Bizler ücretli öðretmenlik yapmak istemiyoruz. Bizler, KPSS'nin öðretmen adaylarý için tamamen kaldýrýlmasýný ve bütün öðretmen adaylarýnýn atanmasýný istiyoruz.” dedi. Ücretli öðretmenlik uygulamasýyla, sadece yaþam koþullarý ve güvencesiz çalýþma nedeniyle sözleþmeli öðretmenler maðdur olmuyor, öðrenciler de maðdur oluyor. EÐÝTÝM SEN'LÝ ÖÐRETMEN HALA KAYIP: Aylar önce duyurduðumuz kayýp Eðitim Sen üyesi öðretmen Mehmet Ali Örkmez hala bulunamadý. Geliþmeleri yerinde takip etmek amacýyla Mihalgazi ilçesinde bir dizi etkinlik gerçekleþtiren Eðitim Sen Yönetimi, yetkilileri göreve davet etti.


6

papalina

Eylül 2010

AYVALIK'TA KÝMLER NE SÖYLEDÝ... Ýsmail ÖZKAN

?

? ?

? Tarihi, kültürel dokusu ve eþsiz güzellikteki coðrafyasýyla, Türkiye'nin en yaþanýlasý yerleþim yerlerinden birisi olan Ayvalýk, geçmiþinden günümüze taþýdýðý tüm birikimiyle adýndan söz ettirmeye devam etmektedir. Ancak doðal, tarihi ve kültürel birikimi tartýþma götürmeyen Ayvalýk'ýn, “tartýþma götüren” ve ayrýca kanýt gerektirmeyecek derecede gözler önüne serilmiþ olan sorunlarý “tartýþýlmayý” ve çözüm üretilmeyi beklemektedir. Kentin sosyal ve ekonomik alanýnda yýðýlma gösteren sorunlar, günlük yaþamý derinden etkilemekte ve Ayvalýk'ýn yapýsal sorunlarýndan kaynaklanan organizasyon bozukluklarý bilinmektedir. Ancak; bu sorunlarýn çözümüne iliþkin yapýlanlarýn Ayvalýk'ýn toplumsal geliþme dinamiklerine dar geldiði de bir gerçekliliktir. Edebi türlerin yazýlmasýna esin kaynaðý olan Ayvalýk'a iliþkin söylenen sözler, yalnýzca s a n a t k a r k i þ i l i k l e r e a i t d e ð i l d i r.

Seçim meydanlarýnda atýlan nutuklarý, yerel yönetim broþürlerinde yazýlanlarý yeniden hatýrlayalým: ?

? ?

? ? ? ? ?

? ?

Otuz yýldýr arýtma olmadan denize akýtýlan kanalizasyon ve atýk sular için modern bir arýtma tesisi bütün siyasi partilerin ortaklaþtýklarý çözüm önerileri deðil miydi? Ayvalýk'ta iþsizliðe çözüm bulacaklardý! Turizmin geliþmesine önderlik edilecek, pansiyon iþletmeciliðine iliþkin kolaylaþtýrýcý önlemler alýnacak ve pansiyonculuk özendirilecekti! Belediye çalýþanlarýnýn iþ güvenliði ve her türlü sosyal haklarý korunacak ve geliþtirilecekti! Ayvalýk'ta suyu hem içilebilir kýlacaklar hem de ucuzlatacaklardý! Engellilerin üretime katýlmasý için atölyeler kurulacaktý! Balýk hali ve buzhaneyi ele alýp AB standartlarýnda yeniden inþa edeceklerdi! Ýlçemizdeki sportif faaliyetlerde bulunan bütün kurumlara, sanat derneklerine her türlü kolaylýk saðlanacak ve her alanda eþit destek ve kaynak aktarýlacaktý! Gerekli yerlerde saðlýk merkezleri kurulacaktý. (Oysa Verem Savaþ Derneði'ne bile sahip çýkýlamadý) Yaþanabilir bir Ayvalýk için, çarpýk

kentleþmeye son verilecek, her türlü görüntü ve gürültü kirliliðine son verilecekti! Kent trafiðindeki keþmekeþ çözüme kavuþturulacak, otopark sorunu katlý otoparklar yapýlarak çözülecek ve sahil þeridindeki bütün otoparklar kaldýrýlacaktý! Sahiller korunacak ve sahil þeritlerinde yapýlaþmalara izin verilmeyecekti. Sahiller yanlýzca halkýmýzýn hizmetine sunulacaktý! Þehir içindeki tehlike içeren tüm sanayi birimleri, þehir dýþýna taþýnacak görüntü ve gürültü kirliliði yapan iþletmeler sýký bir denetime tabi tutulacaktý! Garaj, bulunduðu yerden taþýnacak, benzin istasyonlarý, odun depolarý ve yat çekek yerleri þehir dýþýna taþýnacaktý!

Ayvalýk'taki birden fazla siyasi partinin söyledikleri üç aþaðý beþ yukarý bunlar. Ayvalýk'taki siyasi partiler bu söylediklerinin arkasýnda duruyorlar mý? Bu onlarýn sorunu! Ancak Ayvalýk'ýn duyarlý ve kaygýlý insanlarý geçmiþteki bu söylenenlerin ne kadarýnýn elle tutulur bir çözüme kavuþturulduðunu CHP'li yerel yönetimlerin uygulamalarýna bakarak sorguluyorlar. Örneðin: Hani, her mahalleye sandýklar kurularak doðrudan seçim yapýlacak ve buradan seçilerek gelenlerin katýlacaðý bir Ayvalýk Halk Meclisi oluþturulacaktý. Ayvalýk Ayvalýklýlarla birlikte yönetilmeyecek miydi? Hem geçmiþteki Ayvalýk Halk Meclisi”nde hem de þimdiki Halk Meclisi'nin üyeleri içinde mahallelerden seçilerek gelen kaç üye var? Kurumlardan, siyasi partilerden, sendikalardan, derneklerden, odalardan, öðrenci temsilcilerinden oluþan Ayvalýk Halk Meclisi; hem geçmiþte hem de þimdi Halk meclisi kararlarýnýn kaçýný (tavsiye niteliðinde de olsa) Ayvalýk Belediye Meclis gündemine taþýyabildi? Ayvalýk Kent Meclisi'nin ürettiði projelerin ne kadarý Ayvalýk Belediye Meclisi tarafýndan nasýl bir sonuca baðlandý? Ayvalýklýlar, seçim broþürlerinde sözü edilen yukarýdaki bu temel sorunlarýn çözümü bir yana her gün yeni sorunlarla yüzleþerek yaþamak zorunda býrakýlmýyorlar mý? Hani CHP, yerel yönetimleri alýndýðý günden baþlayarak insanýmýzýn hayatýný kolaylaþtýrýlacaktý! Ayvalýk'taki istihdam sorunu hala devam ediyor. Ayvalýk'taki trafik sorununu çözüme kavuþturamayanlar aþ ve iþsizlik sorununu çözebilir mi? Ýþsizlik önemli bir sorun olarak derinleþmeye devam ettikçe, ortaya mantar gibi çoðalan cafeler, büfeler, mahalle içlerine kadar yayýlan balýkçýlar, köfteciler, lahmacuncular, dönerciler ve kokoreççiler bütün Ayvalýk'ta yaygýnlýk kazanýyor. Vergi ödeyen Ayvalýklý yurttaþlar, kamuya ait olan kaldýrýmlarda yürümekte zorlanýyor; her bir köþenin/alanýn iþgal edildiðini gördükçe isyan ediyorlar. Bir yanda, bir kýsým esnafýn santimlik geniþlemelerine karþý sorumluluklarýný hatýrlayanlar “güç” gösterisinde bulunuyorlar. Diðer yandan ise, ayný sorumlular, esnaflarýn birçoðunun, masalarýný ve sandalyelerini kaldýrýmlara taþýmasýný görmezden gelebiliyorlar. Her köþebaþýnda açýlan iþporta tezgahýna, Ayvalýk'ýn denize sýfýr alanlarýndaki otoparklara hiçbir þey yapýlamýyor. Satýþý yapýlan mallarýn veya ürünlerin caddeleri iþgal etmeleri bir yana oluþan görüntü kirliliðine ve çirkinliklere dur diyecek bir yetkili merci yok! Ýnsanlar,” önüm arkam saðým solum beton, neredesin toprak?” diye sesleniyor. Duymuyor musunuz? Belirsizlik Ayvalýklýlarý canýndan bezdiriyor! Bu baþýbozukluklara ve belirsizliklere nereye kadar izin verilecek? Ýsteyen istediði gibi mi davranacak? Mevcut yasalarý kim ya da kimler uygulamaya

sokacak? Hangi fayda mantýðýyla mahalle aralarýndaki apartman zeminlerine her türden imalathane izni verilmektedir? Mahalle aralarýna kadar yayýlan iþletmelerden oluþan koku ve gürültü kirliliði hangi kurumlar tarafýndan merkezi bir denetime tabi tutuluyor? Yaþadýðýmýz alanlardaki ana arterlere park eden arabalarýn gürültülerine ses düzenlerinin sonuna kadar açýldýðý satýcýlar da ekleniyor ve mahalleler yaþanýr olmaktan giderek uzaklaþýyor. Bu belirsizlikler devam ettiði sürece Ayvalýklýlarýn günlük yaþamlarý kolaylaþmýyor. Ama belli ki, bu belirsizliklerden ve hukuksuzluklardan birilerinin avanta aranýþlarý yaygýnlaþýyor. Bu belirsizliklere ve hukuksuzluklara acilen bir çare üretmek zorunluluðu ortada. Rant peþinde koþanlarýn önünün kapatýlmasýný istiyoruz. Hukukun ve yasalarý görünür kýlýnmasýný istiyoruz. Bunun yolunun da Ayvalýk halkýnýn iradesinin ortaya konmasýyla mümkün olacaðýný biliyoruz.

Bunun yöntemi de baþlangýç olarak, kurumlarýn, partilerin, Ayvalýk Kent Meclisi'nin ve CHP'li belediye yönetimin harekete geçirilmesinin saðlanmasýdýr. Yaþam alanlarýmýzda karþýlaþtýðýmýz ve karþýlaþacaðýmýz bütün sorunlara daha köklükalýcý çözümler bulunmasýnýn toplumun örgütlü irade koymasýyla mümkün olacaðý açýk bir gerçekliktir. Bu nedenle sorunlar hakkýnda mahalle mahalle anket çalýþmalarý yapmalý ve sorunlarýn çözümleri için imza kampanyalarý örgütlemeliyiz. Sorumlularý çözmek istemeyen kurumlar hakkýnda ise hukuk yollarýný harekete geçirmek için dilekçeler vermeliyiz. Sendikalarýmýzý, odalarýmýzý, demokratik kitle örgütlerimizi harekete geçirerek örgütlü eylem ve e t k i n l i k l e r g e l i þ t i r m e l i y i z . Balýkesir Valisi Yýlmaz Aslan þöyle demiþti: “Herkesin dert yanmayý iyi bildiði halde elini taþýn altýna koyma konusunda arzu ve istekli olmadýklarýný izleyebiliyorum.” ... “Kamu kuruluþlarýnýn hata ve kusurlarýndan dolayý eleþtirilmesi gibi bir gelenek oluþmamýþ Balýkesir'de. Sorunlarla ilgili olarak, sivil toplum, dernek, vakýf gibi kuruluþlar seslerini çok daha yüksek sesle dillendirmeleri gerekir.” (*) Ayvalýklýlarýn sözünü ettiði bu sorunlara /organizasyon bozukluluklarýna yönelik çýðlýklara ses verilebiliyor mu? (*) 5/Temmuz/2010 Ayvalýk Sözcü Gazetesi


papalina

Eylül 2010

7

Anayasa Paketi Referandumda Yüzde 58'le Kabul Edildi Nebahat DÝNLER 12 Eylül 2010 tarihinde yapýlan Anayasa deðiþikliði referandumunda 52 milyon 51 bin 828 kayýtlý seçmenden 38 milyon 369 bin 253'ü, sandýk baþýna giderek oy kullandý. 13 milyon 682 bin 568 seçmen ise oy kullanmadý. Katýlým oraný % 73.7 oldu.

2009 Ýl Genel Meclisi Seçimleri

Ege Üniversitesi Öðretim Üyesi Doç. Dr. Tanju Tosun ise referandumda , Trakya, Batý Ege ve güneyde sahil þeridinde "anayasa deðiþikliðine hayýr" oyu çýkmasýný Batýlý seçmendeki milliyetçi hassasiyetlere ve bu bölgelerdeki seçmenin AKP'nin kendisini temsil ettiðine inanmamasýna baðladý.

Oy kullanan seçmenlerden 21 milyon 788 bin 911'i (%57,88) ''Evet'', 15 milyon 854 bin 379'u ise (%42,12) ''Hayýr'' yönünde oy kullanýrken, 725 bin 963'ünün oyu, çeþitli sebeplerden dolayý geçersiz sayýldý. Tüm seçmen sayýsý dikkate alýndýðýnda oy daðýlýmý þu þekilde ortaya çýkýyor: Þükrü KAYGISIZ

Ýller açýsýndan referandum Referandum sonuçlarýna göre 19 il "Hayýr" dedi. Ýlk sýrada yüzde 81 oy oranýyla CHP lideri Kemal Kýlýçdaroðlu'nun memleketi Tunceli geliyor. Türkiye genelinde özellikle Ege ve Marmara kýyýlarýndaki illerinin yaný sýra sandýktan "Hayýr" çýkaran iller þöyle; Adana, Antalya, Artvin, Aydýn, Balýkesir, Bilecik, Çanakkale, Denizli, Edirne, Eskiþehir, Hatay, Ýzmir, Kýrklareli, Manisa, Mersin, Muðla, Tekirdað, Tunceli ve Uþak. Zonguldak ve Yalova'da Evet ve Hayýr oylarý arasýndaki fark çok yakýn oldu.

BDP'nin boykotu oy potansiyelinin güçlü olduðu illerde baþarýlý oldu. Batman, Hakkari, Þýrnak ve Diyarbakýr'da katýlým yüzde 40'ýn altýnda kaldý. Hakkâri'de katýlým yüzde 7'de kaldý. Diyarbakýr'daysa yüzde 35 oldu.

þansýnýn olduðunu söyledi. Kentel' dar kimlik politikalarýna ve cemaatçi yaklaþýmlara kapanmadan yürümeyi kýstas almak gerektiðini belirtti.

Partiler Açýsýndan Referandum Referandum sonuçlarýnýn son yerel seçimlere benzediði ortaya çýktý. Son yerel seçimlerde AKP % 40, CHP % 28 ve MHP % 14.5 oranýnda oy almýþtý. Referandum sonucuna göre CHP ve MHP oylarý Hayýr oylarýna yoðunlaþýrken; SP, BBP, TP ve diðer muhalefet partilerinin oylarý ise Evetlere kaymýþtýr. Referandum sonuçlarýna baktýðýmýzda, MHP'nin etkin olduðu yerlerde Evet oylarýnda yüksek oranlar yakalandý. Bunlardan birisi de Osmaniye'dir.

Hayýr kampanyasýnýn öncüsü Kýlýçdaroðlu ne dedi? CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, yeni anayasa çalýþmasýnýn hemen baþlamasýný istedi. Meclis baþkanýnýn her partiden iki üye alarak bir komisyon kurmasýný isteyen Kýlýçdaroðlu, '12 Eylül'ün tüm izlerini silecek bir anayasa için atýlabilecek her adýmý atarýz. Bakarsýnýz pek çok maddede uzlaþma saðlanýr. Bakarsýnýz getirirler önümüze bir paket, bir haftada Meclis'ten geçiririz." Þeklinde konuþtu.

Medya referandum sonuçlarýný nasýl deðerlendirdi? Birgün

Ayvalýk “Hayýr” Dedi Ayvalýk'ta 47 bin 784 kayýtlý seçmenden 39 bin 526'sý, sandýk baþýna giderek oy kullandý. 8 bin 2588 seçmen ise oy kullanmadý. Katýlým oraný %82,72 oldu. Oy kullanan seçmenlerden 10 bin 050'si (%25,86) ''Evet'', 28 bin 821'i ise (%74,14) ''Hayýr'' yönünde oy kullanýrken, 655'inin oyu, çeþitli sebeplerden dolayý geçersiz sayýldý. Ayvalýk genelinde Evet oylarýnýn aðýrlýklý olarak köylerden geldiði görüldü. Kullanýlmayan oy sayýsýnýn neredeyse evet oylarýna yakýn çýkmasý dikkat çekiciydi. Balýkesir'de hayýr oraný % 51.75 iken Körfez ilçelerinden bir tek Havran Evet oyu verdi. Ayvalýk % 74,1 Hayýr oyu ile Edremit % 65,6, Burhaniye %63,3 ve Gömeç % 61,6 ilçelerinin önüne geçti.

Ülkedeki yüzde 60 sað-yüzde 40 sol dengesi kemikleþti. Milliyetçi muhafazakar oylar konsolide oldu. Evrensel Boykot etkili oldu. Emek ve demokrasi güçleri halkýn taleplerini karþýlayacak gerçekten demokratik bir anayasa için mücadelenin süreceðini bildirdi. Günlük Referandumda sandýk baþýna gitmeyen Kürtler Demokratik özerklikte karar kýldý. Hürriyet Erdoðan, referandum zaferini yorumlarken 2007 seçim akþamý AK Parti balkon konuþmasýnda olduðu gibi "Herkes kazandý" diyerek ýlýmlý üslup kullandý: "Evet diyen de hayýr diyen de kazanmýþtýr. 2011'de Anayasa'yý uzlaþarak deðiþtireceðiz' Taraf Halk yönetime el koydu. 12 Eylülün 30. Yýldönümünde Türkiye seçmeni askeri vesayete en büyük darbeyi sandýkta indirdi.

Ýþçi ve emekçi nüfusun yoðun olduðu Adana, Mersin, Antalya, Kocaeli, Aydýn, Ýzmir, Manisa, Yalova ve Ýstanbul gibi "Göç illeri"nde önemli sayýda emekçi seçmenin boykot çaðrýsýna destek verdiði görülüyor. 2009 Ýl Genel Meclisi seçimlerinde %21,4 olacak olan oran 12 Eylül referandumunda %25,3 e yükselmiþtir. Bu sonuç emekçilerin mücadelesi açýsýndan anlamlýdýr.

Radikal

Akademisyenler nasýl yorumladý? 12 Eylül 2010 Referandumu

BDP PM üyesi Prof. Dr. Büþra Ersanlý, BDP'nin sesinin dah fazla duyulduðunu, farklý bir siyasi önerinin gücünü belirginleþtirdiðini söyledi. Ersanlý'ya göre referandum sonuçlarý ülkede herhangi bir hayat tarzýnýn bir tarafýn diðerlerine dayatmasýnýn mümkün olmadýðýný netleþtirdi. Ýstanbul Þehir Üniversitesi öðretim üyesi Doç Dr. Ferhat Kentel ise bundan sonra çok daha geniþ kesimlerin katýlabileceði, farklý sesleri de duyabilen bir tartýþma ortamýndan çok daha demokratik, adil ve özgürlükçü bir Anayasa çýkma

Mini anayasa reformu kabul edildi. Sonucu, 'Yetmez ama evet' diyenler, yani yeni anayasa isteyenler belirledi.Erdoðan, oylama öncesinin aksine kucaklayýcý bir konuþma yaparak sol gruplar dahil herkese teþekkür etti. Cumhuriyet Yüzde 58 "evet" yüzde 42 "hayýr" dedi. Boykot etkili oldu.CHP'nin oyu yetmedi: Ýktidara baðlý yargýnýn temelini atan anayasa deðiþikliði paketi için halk kararýný verdi. 49.5 milyon seçmenin 21.8 milyonu 'evet' dedi. 15.8 milyon kiþi ise 'hayýr' oyu kullandý. CHP'nin güçlü olduðu kýyý þeridinde halk pakete karþý çýktý.


8

papalina

Eylül 2010

1 EYLÜL, YAÞASIN AVLANMA YASAÐI KALKTI! Hasan TOSYA (Balýkçý-CUNDA)

Saygýdeðer Papalina okurlarý Cunda'dan merhaba. 1 Eylül 2010; herkes seviniyor, herkesin yüzü gülüyor. Neden? Balýkçýlýk serbest oluyor o yüzden. Halbuki vatandaþ bilse ki denizin katlinin tarihidir bu, acaba bu kadar sevinecekler miydi? Tabi ki hayýr. Evet, 1 Eylül 'gýrgýr balýkçýlýðýnýn' serbest olduðu tarihtir. Diðer balýkçýlýkla ilgisi yoktur, yani bizleri, küçük balýkçýyý ilgilendiren bir av sezonu deðildir. Sizlere daha önceki yazýmda bahsettiðim devasa teknelerdir. Ama hiçbiri umduðunu bulamayacak, bu þuursuzca yapýlan avcýlýk devam ettiði sürece bu sýkýntýlar her zaman olacaktýr, devam edecektir. Gelin þöyle 85'li yýllara bir göz atalým; ilk gýrgýrýn Ege'ye geldiði tarih her yer balýk, deniz balýk þapýrtýsýndan geçilmiyordu. Her balýkçý emeðinin karþýlýðýný fazlasýyla alýyor, her vatandaþ da istediði balýðý zamanýnda, mevsiminde bulup bol bol tüketiyordu. Ve, bu balýk akýný aylar sürüyordu. Þimdi bakýyorsunuz televizyonlarda hamsi, palamut akýný baþladý, þu þu kadar, bu bu kadar. Vatandaþ da seviniyor, ama kaç gün? 3-5 gün sonra yok.Neden?Çünkü, ne varsa avlanýyor, geriye bir þey kalmýyor,þuursuzca gýrgýrlar tarafýndan yakalanýyor.Bunun küçük bir bölümü halka üç-beþ gün yansýyor, sonrasý yok.Yok tabi.Çünkü, o balýðýn asýl sahibi rantçýlardýr,yakalanan balýðýn büyük bölümü onlara gider, soðuk havada saklanýr.Onlar bilirler bu akýn 10-15 günde gýrgýrlar tarafýndan bitirilecek, o televizyonlarýn bangýr bangýr baðýrdýðý 3 lira hamsi, 5 lira palamut size 15 lira, 25 lira gibi geri dönecek, yine bunun faturasýný vatandaþ ödeyecek.85'li yýllar demiþtim.Evet bu canavar sistemle tanýþtýk, korkunçtu.Her gýrgýr teknesi 3 bin 5 bin kasa balýk tutuyor, denize döktükleri balýklardan sahilin önünde bir ada oluþurdu.Þimdi ne oldu da bu balýklar kayboldu, kaybolmadý, bitti, tüketildi.Sonra bakýyorsunuz rantçýlar tek tek televizyonlarda boy gösterirler, iþte bu sene kar düþmedi,vay yaðmur olmadý, hamsi Rusya'ya kaçtý gibi mantýksýz yorumlar, iþlerine öyle geliyor da ondan.O zaman denize dökülen balýðý bile yakalayamaz duruma geldiler.Onlar da bunun bilincinde ama Ahmet, Mehmet denizleri bu hale getirdi !... Yýllardýr Ankara'da baðýrdým durdum. Iþýkla avcýlýðý bitirin, sonar denilen o devasa cihazlarý kýyý ve iç denizlerde kullandýrmayýn, að derinliðine limit getirin diye, ama nerde, ayný tas ayný hamam. Bakýn daha önce sizlere bahsetmiþtim; her iki yýlda bir denizlerde ve iç sularda ticari amaçlý su ürünleri avcýlýðý düzenleyen teblið yayýnlanýr, bu kitapçýðýn arka sayfalarýnda serbest olan balýk türü ve boylarý yazýlýdýr. Kim uyar, kim bakar, hangi görevlinin iþidir bu, neden görmezden gelirler, kimden korkarlar bunu anlamýþ deðilim. Defne yapraðý büyüklüðünde çinekop gelir kasalarla herkesin gözü önünde satýlýr. Kimse bunu sormaz, nerden geldi, kimden aldýn diye. Sonra bu

SU AKSIN DELÝ BAKSIN Halil COÞKUN

sene lüfer yok, olmadý. Oldu da, sen onu yaprak kadarken öldürdün, olmayacak da. Herkes sandalyesine öylesine sýký oturmuþ ki yerinden kalkmak istemiyor. Bu nasýl bir vurdumduymazlýktýr, neden hiç kimse görevini yerine getirmez, ýþýkla, tüple dalýþ yapýp balýk vurmak yasak. Restoran dolaplarýna bakýyorsunuz; orfozlar, sinaritler, sargozlar hep kafadan vurulmuþ, ha bu arada orfozu avlamak tamamen yasak. Kim bakar bunlara, bunlarýn sorumlusu küçük balýkçýmýdýr ki hep faturayý onlar öder. Bir gün gerçekten bu denizi seven, helal süt emmiþ biri gelir de bunlarý düzeltir mi bilmiyorum. Ben bu ülkede yaþayan bir vatandaþ olarak bildiklerimi sizlerle paylaþmaya çalýþýyorum, bir nebze de olsa rahatlýyorum. En azýndan biliyorum ki, benim bildiðimi bir 10 kiþi daha biliyor. Daha önceki yazýmda sizlere denizi saran bir ottan bahsetmiþtim; yetkililerin bir kulaðýndan girdi, diðerinden çýktý herhalde. Ne arayan var, ne de soran, yahu bu nasýl bir vicdandýr ki kanamaz, benim her gün kanýyor, içim acýyor. Bu deniz bana ve benim gibi düþünenlere miras kalmadý ki, hepimiz neden sahip çýkmayýz. Bu ülkede ne zaman bir þeylerin farkýna varacaðýz, bittikten sonra mý? Bu güzelim ülkem bunu hak etmiyor, çok yazýk. Ülkemin bu zenginliðini korumakla mükellef olanlar ne zaman bunun farkýna varacaklar, yedikleri ekmeðin hakkýný ne zaman verecekler, zaman çok kýsa çabuk olun, yarýn çok geç kalmýþ olabilirsiniz. Hesabýný veremeyeceðimiz ve son piþmanlýðýn fayda etmeyeceðini hepimiz iyi biliyoruz, artýk þöyle bir silkelenip kendimize gelelim. Bu doðanýn katlinde katledenler kadar göz yumanlar da sorumludur. Bu hayat gelip geçicidir, yarýn bu dünyadan geçtiðimizde iyi anýlmak ve diðer tarafta binlerce yýl bunun vebalinle yüzleþmek çok ama çok zordur. Saygýlarýmla.

Dikili Barýþ- Demokrasi ve Emek Þenliklerinin 3. Gününde, “Su ve Yaþam” konulu panelde suya eriþim hakkýný hukuk, kamu yönetimi ve saðlýk baþlýklarýnda deðerlendiren uzmanlar, halký suyun kamu hizmetinden çýkarýlarak özelleþtirilmesine karþý çýkmaya çaðýrdý. Panelin açýlýþ konuþmasýný yapan Dikili Belediye Baþkaný Osman Özgüven, suyun temel insan hakký olduðunu vurgulayarak, tüm engellemelere karþýn, 10 tona kadar su tüketiminden ücret alýnmadýðý için davalýk olan Dikili Belediyesi ile özdeþleþen suya eþit eriþim hakkýný savunmaya devam edeceklerini söyledi. Ege-Çep Dönem Sözcüsü Muammer Sakaryalý'nýn yönettiði, Halk Saðlýðý Uzmaný Prof. Dr. Ali Osman Karababa, DEÜ ÝÝBF Kamu Yönetimi Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Yeþim Edis Þahin, Avukat Arif Ali Cangý ve Derelerin Kardeþliði Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Gürkan'ýn konuþmacý olarak katýldýðý panelde temel hak ve özgürlükler baðlamýnda tüm insanlarýn saðlýklý ve temiz suya eþit þekilde ulaþma hakkýna sahip olduðu mesajý verildi. Panelistlerden Prof. Dr. Yeþim Edis Þahin kamu hizmetlerinde kamu yararýnýn esas olduðuna dikkat çekerek, suyun özelleþtirilmesi halinde kamu yararýnýn ortadan kalkacaðýný ve özel sektörün menfaatlerinin ön plana çýkacaðýný savundu. Avukat Arif Ali Cangý da kamu kurumlarýnýn meþruiyetinin kamu yararýna hizmet edip etmediðiyle deðerlendirilebileceðinin altýný çizerek “Suya eriþim hakkýmýzý korumalý ve suyun piyasacý yaklaþýmlarla meta haline getirilmesine karþý çýkmalýyýz” dedi. Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise dünyada her yýl 1.7 milyon insanýn saðlýklý su tüketemediði için hayatýný kaybettiðini, bu durumun önüne geçebilmek için çok hýzlý bir þekilde önlem alýnmasý gerektiðini söyledi. Panele Derelerin Kardeþliði Platformu adýna katýlan Mehmet Gürkan da Doðu Karadeniz'de hidroelektrik santrallere karþý yürüttükleri mücadelenin suyun metalaþtýrýlmasý ve özelleþtirilmesine karþý örnek alýnacak bir direniþ niteliði taþýdýðýný dile getirdi. Paneli yöneten Muammer Sakaryalý, bir zamanlar köylerine gelen bir Alman'ýn, “Köylerindeki suyun boþu boþuna aktýðýný, köylülerin bu akan suya baktýðýný” söyleyince bu suyun boþa akmamasý için ne yapabilirdim diye düþündüðünü, ancak þimdi, ekosistemin iþleyiþini kavradýðýnda suyun akmasý gerektiðini kavradýðýný ve su akar deli bakar deyiminin, su aksýn deli baksýn diye deðiþmesi gerektiðini belitti.


papalina

Eylül 2010

Gökçek Modeli Kontörlü Su Ayvalýk'ta

BELEDÝYE MECLÝSÝMÝZDEN Havva TAYLAN

Geçtiðimiz aylarda Ayvalýk Belediyesi'nce açýlan ELEKTRONÝK KARTLI SU SAYACI ihalesiyle ön ödemeli su sayacý uygulamasý Ayvalýk gündemine girmiþ oldu. 2005 senesinde GÖKÇEK tarafýndan Ankara'da baþlatýlan ön ödemeli kartlý su sayaçlarý uygulamasý bu gün birçok belediyenin de gündeminde. Ancak ülke genelinde standart bir sayaç uygulamasý yok. Kontörlü sayaç ile ne deðiþiyor? Kontörlü ya da ön ödemeli sayaç ile ilk olarak halk, hizmet garantisi almaksýzýn belediyeye ve belediyelerin anlaþmalý olduðu þirketlere ödeme garantisi vermiþ oluyor. Mekanik sayaç kullanýcýsý, kullandýðý suyun parasýný öderken, kontörlü sayaç kullanýcý sý önceden ne kadar kullanacaðýný garanti ediyor. Adý üstünde ön ödemeli olan sayaçlarla birlikte önce para ödeniyor ardýndan su kullanýlýyor. Ýkinci olarak su gibi bir temel ihtiyacýn ön ödemeye tabi tutulmasý, halkýn su ihtiyacýnýn karþýlanmasýný deðil, “paran kadar su” yaklaþýmýný güvence altýna alýyor. “Ucuz Maliyet” yalaný Ülkemizde çoðu zaman “su tasarrufu yapalým” söylemleriyle meþrulaþtýrýlmaya çalýþýlan kontörlü sayaç þimdilerde “maliyeti daha ucuz” þeklinde sunuluyor. Ön ödemeli sayaçlarýn yaygýn olarak kullanýldýðý Ankara'da bu sayaçlar kullanýldýðý günden, kaldýrýldýðý güne kadar suya herhangi bir indirim yapýlmadý. Önceden kesim iþlemlerinden sonra kullanýlan su bedeline faiz uygulayan Belediyeler, þimdi ise gelen sýcak parayla ciddi faiz gelirleri elde ediyor. Tüm bunlarýn yanýnda, halkýn su ihtiyacýnýn karþýlanmasý öncelik olmaktan çýkýyor. Ön Ödemeli Su Sayacý Uygulamasý Hukuka Aykýrý GÖKÇEK yönetimince baþlatýlan Ön Ödemeli Su Sayacý Uygulamasýna karþý Tüketici Haklarý Derneði tarafýndan 19.03.2009 tarihinde iptal davasý açýlmýþ Ankara 5. Ýdare Mahkemesi, 29.04.2009 tarihli kararý ile iptali istenilen kararýn tüm bentlerinin yürütmesinin durdurulmasýna karar verildi. Yürütmeyi Durdurma kararýnýn gerekçesinde þöyle denildi; "Belediyeleri, belde halkýnýn mahalli müþterek ihtiyaçlarýný karþýlamak üzere seçmenler tarafýndan seçilerek oluþturulan tüzel kiþiler olarak tanýmlayan Anayasal anlayýþ, içme ve kullanma suyu hizmetlerinin belde sakinlerine sunulmasýný düzenleten mevzuata da yansýmýþ ve hizmetin karþýlýðýnýn alýnmasý, hizmetin sunulmasýndan sonra gerçekleþecek bir aþama olarak belirlenmiþtir. Olayda, .....kamu hizmetlerinin sunumu peþin ödemeye baðlanarak anýlan anayasal ve yasal kamu hizmeti anlayýþýna uymayan ticari niteliði aðýr basan yeni bir iliþki biçimi oluþturulmak istendiði görülmektedir. Bu

durumda, ASKÝ Yönetim Kurulu'nun 18.05.2005 tarih ve 219 sayýlý kararýnýn 'Borcundan dolayý sökülen su sayaçlarýnýn yerine kartlý su sayacý takýlmasý' kýsmýnda hukuka uyarlýk bulunmamaktadýr." Gürsel Tekin: Uygulama Ýnsani Deðil Ön Ödemeli Su Sayacý Uygulamasýnýn Ýstanbul'da baþlatýldýðý günlerde, 23 Kasým 2009 tarihinde (CHP) Ýstanbul Ýl Baþkaný Gürsel Te k i n G ü r s e l Te k i n , insanlarýn vazgeçemediði iki þeyin hava ve su olduðunu hatýrlattý. Uygulamanýn hukuki ve insani tarafýnýn olmadýðýný iddia eden Tekin, “Hizmet vermeden, peþin para alýnýyor. Kontörü takip edeceksiniz ki, suyunuz kesilmesin. Yani Levent Kýrca'nýn sabunla duþta kaldýðý esprisi bu uygulamayla gerçek oldu. Sosyal belediyecilik bu mu? Biz CHP olarak bunu yargýya götürdük. Eðer bu ülkede hukuk iþliyorsa, hukuk gereðini yapar. Dünyanýn hiçbir ülkesinde böyle bir model yok. Hatta dünyadaki birçok ülkede bu parasýzdýr.''görüþünü savundu. Su Ýnsan Hakkýdýr 2010 yýlý Temmuz ayýnda 192 üyeli BM Genel Kurulu su ve hýfzýsýhhayý temel insan hakký olarak tanýyarak tarihi adým attý. BM Su Hakký yorumuna göre devletler, ücretsiz ve düþük maliyetli su temini gibi uygun ücret politikalarýný uygulama, görece daha yoksul hane halklarý üzerine su giderlerinin orantýsýz bir yük olarak binmemesi için gereken önlemleri almak ile yükümlüler. Anayasamýza göre kentlerde yaþayan halkýn saðlýklý suya eriþim hakkýnýn saðlanmasý görevi belediyelere ait. Komþumuz Dikili'de 10 ton suyun kullanýmý 1 kuruþ iken Ayvalýk'ta “Paran Varsa Suyun Var, Paran Yoksa Suyun Yok, Saðlýðýn Yok!” mantýðýnýn ürünü olan Ön Ödemeli S u S a y a c ý Uygulamasýndan vazgeçilmesi yerinde olacaktýr.

01.09.2010 Çarþamba günü saat 14 00'te Belediye Meclisi tatillerinden sonra ilk güz toplantýsýný yapmak üzere toplandý. Her zamanki gibi ilk olarak imar konularý görüþülmeye baþlandý. Marina Benzin Ýstasyonunda LPG satýþý izni için tekrar talepte bulunuldu. Yine hukuk ve imar komisyonuna gönderildi. Yýlan hikâyesine dönen bu konu umarýz Ayvalýk lehine sonuçlanýr. Daha öncede belirttiðimiz gibi o bölge okullar bölgesi, LPG'nin varlýðý çocuklarýmýz için çok ciddi tehlikeler oluþturabilir. Ýlçe Gençlik ve Spor Müdürlüðü, stadyumun yoðunluðu nedeni ile antrenman alaný olarak yetersiz kaldýðýndan, Karayollarý Bölgesindeki geniþ alaný antrenman alaný olarak kullanmak amacý ile talep etti ve istek meclis tarafýndan kabul edildi. Cunda arka yolda bulunan deðirmenleri OZG Enerji adlý þirket, restore etmek istediðini belitmiþ. Ýlgili þirketle protokol yapmak amacýyla Belediye Baþkanýna yetki verildi. (Protokol yapýlmýþ ki restorasyon çalýþmasý 20 Eylül 2010 Pazartesi günü baþlatýldý.) Þoförler Derneði, dolmuþ taksilerin garaj önünden bagaj almasýnýn engellenmesi amacý ile dilekçe vermiþ. Konu Hukuk Komisyonuna gönderildi. Ayrýca Belediye Baþkaný, garajda dolmuþ taksi duraðý olmadýðýný belitti. Belediye Baþkaný, Ayvalýk Terminalinin ihaleye çýkabilmesi için meclisten tekrar yetki istedi. Terminalin 15 yýllýðýna devri ve brüt hâsýlatýn %10'un belediye býrakýlmasý koþulu ile yapýlabileceði belirtildi. Serbest gündemde kontörlü su saatleri ihalesinin iptal edildiði, ihaleyi kazanan þirketin kusurlu olduðu, bankanýn iyi niyet mektubu ile þirketin beyanýnýn farklý olduðu açýklandý. Þaþýrtýcý olan hiçbir meclis üyesi, kontörlü su saati takýlmasýna karþý deðil. Suyun yaþam kaynaðý olduðu görmezden gelindi.

9


10 papalina

Eylül 2010

SATRANÇ KÖÞESÝ Merhaba satranç dostlarý. Bu sayýmýzda da satranç dünyasýndan haberler vermeyi sürdürüyoruz. DÜNYA'DAN SATRANÇ HABERLERÝ * Dünya Kadýnlar Yýldýrým Þampiyonasý 15–18 Eylül 2010 tarihlerinde Moskova'da gerçekleþti. Satranç tarihinde ikinci kez düzenlenen þampiyonada Ukrayna Bayan Milli takým lideri büyük usta Kateryna Lahno (2539) birinci, Rus büyükusta Tatiana Kosintseva ikinci ve Valentina Gunina ise üçüncü oldular. TÜRKÝYE'DEN SATRANÇ HABERLERÝ: * 18.Çanakkale Troya Festivali Uluslar Arasý Satranç Turnuvasý 07–15 Aðustos tarihleri arasýnda yapýldý. Genç Milli Sporcularýmýzdan FM Cemil Can Ali Marandi 9 tur sonunda gösterdiði 2507 elo performansý ile 9 turluk IM (Uluslararasý Usta) normu aldý. * Üç GM (Büyük Usta) normuna sahip ve GM unvaný için sadece 4 elo puanýna ihtiyacý olan Olimpiyat Takýmý Sporcumuz IM Emre Can,02–17 Aðustos tarihlerinde Polonya-Czarna'da gerçekleþen 2010 Dünya Gençler Þampiyonasý sonucuna göre kazandýðý 4,4 elo puaný ile hem GM unvanýný almaya hem de “Türkiye'nin En Genç Büyükustasý” unvanýný almaya hak kazandý. * Türkiye Hýzlý Satranç Þampiyonasý'nýn ikincisi 15–17 Eylül 2010 tarihleri arasýnda Datça Beldiyesi'nin desteði ile gerçekleþtirildi. Genel Kategori Þampiyonu Ýsmail Aydýn olurken, 16 Yaþ Altý Þampiyonu Cankut Emiroðlu oldu. * Barýþ Esen'de GM oldu. * TSF'nin ev sahipliðini yaptýðý 6.Dünya Okullar Arasý Satranç Þampiyonasý ödül töreninin ardýndan sona erdi. * 8.Keþan Açýk Uluslararasý Satranç Turnuvasý 26–31 Temmuz 2010 tarihleri arasýnda yapýldý. * 3.Rusya Khanty-Mansiysk'ta 19 Eylül–04 Ekim tarihlerinde gerçekleþecek olan 39.Satranç Olimpiyat'ýnda mücadele edecek sporcularýmýz belli oldu. Erkekler: GM Barýþ Esen, GM Kývanç Haznedaroðlu, GM Emre Can, IM Mustafa Yýlmaz ve IM Mert Erdoðdu.Antrenör: GM Efstratios Grivas.Kadýnlar: WIM Betül Cemre Yýldýz, WIM Kübra Öztürk, Emel Kaya, Selen Sop ve Burcu

Þaþmazel.Antrenör: GM Adrian Mihalcisin.Sporcularýmýza baþarýlar diliyoruz. AYVALIK'TAN SATRANÇ HABERLERÝ: *Ayvalýk Satranç Spor Kulübü tarafýndan artýk yapýlmasý geleneksel hale gelen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý Satranç Turnuvasý için çalýþmalar baþlatýldý. DÜNYA SATRANÇ TARÝHÝ SATRANCIN USTALARI* SATRANÇIN HARÝKA ÇOCUÐU, JOSE RAUL CAPABLANCA Dünya Þampiyonu 1921-1927 Kübalý bir satranççý olan 'harika çocuk' Capablanca, satrancý dört yaþýnda babasýnýn satranç oyunlarýný izleyerek öðrendi.1888'de Küba'nýn baþkenti Havana'da doðan Capablanca için 'harika çocuk' nitelemesinin daha çok doðuþtan gelen yeteneðinin ifadesi olduðu söylenir, ama bu yeteneðinin varlýðýnýn tek baþýna yeterli olmadýðýný Capablanca'nýn yaþamýndan yola çýkarak gözlemlemek mümkündür. Capablanca'nýn ilk zamanlardaki oyunlarýnda göze çarpan dehasýnýn erken olgunluðu, satranç tarihinde bir benzeri olmayan durumdu. Satrancýn her daim popüler olduðu, birkaç dünya þampiyonluðunun düzenlendiði Küba'da Capablanca'nýn Küba'nýn kuvvetli yeteneklerini sýrayla yenmeye baþlamasý ve Havana Satranç Kulübü'ndeki çalýþmalarý Küba Þampiyonluðu yolundaki mihenk taþlarýný döþemesiyle devam eden yolculuðunun sonunda 'harika çocuk' olarak yeteneðinin yansýmasýný gösteren olay, on iki yaþýnda o zaman ki Küba Þampiyonu olan Juan CORZO'yu yendiði gündür. Satranç dünyasýnda asýl sansasyon yaratan olayý ise ABD Þampiyonu olan MARSHALL karþýsýnda 1909 yýlýnda 8 galibiyet 1 yenilgi ile kazandýðý maç oldu. New York'ta, Columbia Üniversitesi'nde Kimya Bölümü'nde okuyan Capablanca okulu býrakarak tamamen satranca yoðunlaþmýþtýr. Capablanca'nýn ilk büyük uluslararasý turnuvasý San Sabestian 1911 turnuvasý'dýr. Capablanca bu turnuvada Lasker hariç, bütün ileri gelen satranç ustalarýnýn önünde 6 galibiyet 1

Hazýrlayan: Ahmet KÖKEN yenilgi ile birinci oldu. Bu turnuva aslýnda Dünya Þampiyonluðu maçýnýn rakibini belirleyecek turnuvalardan biriydi.1914'te St.Petersburg'da Lasker ile karþýlaþma fýrsatý yakalayan Capablanca her ne kadar kazanmaya yakýn olmuþ olsa da kaybetmekten kurtulamadý. Dünya birinciliði maçýný 1921 yýlýnda Havana'da yapma fýrsatýný yakalayan Capablanca turnuvayý Lasker'in kaybetmesiyle üçüncü dünya þampiyonluðunu elde etmiþtir.Capablanca'nýn bu maçý ilginçtir.Bu maçta, Lasker'in maçý daha ýlýmlý bir iklimde oynama fikrini Capablanca'nýn kabul etmemesi nedeniyle Lasker yenik sayýlmýþtýr. (*Satranç Life- Levent Erdoðdu)

BU SAYININ SORUSU: Beyaz oynar kazanýr.

GEÇEN SAYIDAKÝ SORUNUN ÇÖZÜMÜ: 1.Fxd5+ Kxd5 2.Kf8+ ! Siyah terk eder. 1-0 “Satranç tahtasýnda yalan ve ikiyüzlülük çok fazla yaþayamaz.” Em.LASKER

EÐÝTÝMÝN DESTEKÇÝSÝ ÇAÐDAÞ YAÞAMI DESTEKLEME DERNEÐÝ

Her eðitim ve öðretim yýlý baþladýðýnda, ekonomik sýkýntý içinde olan aileleri çocuðumu nasýl okutacaðým kaygýsý sarar. Ailelerin aklýna ilk gelen çözümlerden biri de burs bulmaktýr. Burs denince de Çaðdaþ Yaþamý Destekleme Derneði ilk akla gelen dernektir. Bizler de Papalina ekibi olarak, Ayvalýk'taki ÇYDD'ni ziyaret edip çalýþmalarýný görmek, onlarýn disiplinli ve özverili çalýþmalarýný sizlerle paylaþmak istedik. Derneðe gittiðimizde, burs komisyonundan Aygül Çallý, Nesrin Kalaycý, Kafiye Özer, Nuray Özer ve

Osman Onur'u harýl harýl çalýþýrken bulduk. O disiplinli çalýþmayý görmenizi isterdik. Haksýzlýk yapmamak, hak eden çocuða burs vermek için ellerinden geleni, hatta fazlasýný yapýyorlardý. Þube b a þ k a n ý L ü t f i y e S e ç e r, derneklerini kýsaca aþaðýdaki gibi tanýttý: “Çaðdaþ Yaþamý Destekleme Derneði kapsamlý b i r e ð i t i m d e r n e ð i d i r. . . Tüzüðüne göre, eðitimle ilgili her konu görev alanýmýzdýr. Doðumdan itibaren Bireyin yaþam alaný içine giren öðrenim desteði baþta olmak üzere- çevre Bilinci, toplumsal duyarlýlýk, sanatsal ve kültürel geliþimi konularýmýz içindedir. Türkiye genelinde var olan 99 þubemizde, belli konularda uzmanlýk gibi bir geliþim gözleniyor yýllar içinde. Ayvalýk ÇYDD, burs kaynaðý yaratma, Ayvalýk SHÇEK yuva çocuklarýyla yapýlan "Hayata Hazýrlama Projesi", dershaneye gidemeyen ekonomik güçlük içindeki öðrencilere, Belediyemiz ve emekli öðretmenlerimizle birlikte yürüttüðümüz ders desteði çalýþmamýz, bizim uzmanlaþtýðýmýz alanlar oldu. Bu çalýþmalarýmýz,

Genel Merkezdeki toplantýlarýmýzda örnek gösterilmektedir. Burs kaynaðý yaratabilmek çok çalýþmayý gerektirir. Üyeler arasý sevgi ve saygý, birbirine ve dolayýsýyla derneðimize duyulan güveni saðlar. Sonuç olarak Ayvalýk Çaðdaþ Yaþam 2009- 2010 yýlýnda 163 öðrenciye burs verirken, bu sene bu sayý 211 öðrenciye ulaþmýþtýr. Bu sayýya Genel Merkezimizin katkýsý, yalnýzca 35 kýrsal alan ve 3 üniversite bursudur. Bu yýlki burs daðýlýmýmýz 142 üniversite, 31 lise ve ilköðretim, 38 Genel Merkez bursu olmak üzere toplam 211 öðrencidir. Bu sayý bir ilçe için oldukça önemli bir sayýdýr. Bu çalýþmamýzla ve bize gösterilen güvenle gurur duyuyoruz. Burs saðladýðýmýz öðrencilerimiz okullarýnda baþarýlý olan, akýllý veülkesini seven, onu daha ileriye taþýmaya hazýr gençlerimizdir. Karþýlýksýz olan bursumuz nedeniyle çocuklarýmýzdan tek beklentimiz, gelecekte, Prof.Dr. Türkan Saylan ve arkadaþlarýnýn yaþamý örnek alýnarak, çok ve yýlmadan çalýþmalarýdýr. Bugün üç yüzün üzerinde öðretmen, mühendis, hukukçu, akademisyen, iþletmeci ve meslek yüksek okulu mezunu vermiþ bir þubenin üyeleri olmaktan kývanç duyuyor, yetiþmelerine destek vermiþ olmakla iftihar ediyoruz.” Eðer sizler de okuyan çocuklara destek olmak isterseniz, ÇYDD ile bu iþi baþarabilirsiniz.


papalina 11

Eylül 2010

DEPREMLE GELEN MAHALLE Havva TAYLAN

5 Ekim 1944 yýlýnda sabah saat beþ gibi yedi þiddetinde bir deprem yaþanýr Ayvalýk'ta. Yüzlerce ev yýkýlýr, dolgu olan sahil kesimi yarýlýr. Halk uzun süre evlerine giremez. Ýþte o zaman evsiz kalanlar ve evi hasar görenler için 150 Evler Mahallesi oluþur. 150 tane, bahçe içinde tek katlý ve bitiþik düzenli evleriyle o günlere göre örnek bir mahalle oluþur. Þimdilerde ise apartmanlar aldý o güzel sevimli evlerin yerini. Ama yine de en düzenli ve en bakýmlý mahallelerimizden biri. 150 Evler Mahallesi Muhtarý Yener Koþvar ile mahallesi ve kurmuþ olduklarý Muhtarlar Derneði üzerine söyleþtik. Papalina: Gazetemizde yaptýðýmýz muhtar görüþmelerinin sonunu sizinle tamamlýyoruz. Muhtarlar Derneði baþkaný olmanýz nedeni ile sizi en sona býraktýk. Bize öncelikle derneðinizi tanýtýr mýsýnýz? Muhtar: Bugüne kadar muhtarlar sorunlarýný tek baþlarýna yaþadýlar. Bu derneði, muhtarlarla birlikte hareket etme amacý ile kurduk. Derneðimize m u h t a r l a r ý m ý z ü y e d i r. Ancak mahalle sakinlerini ve özellikle emekli arkadaþlarýmýzýn desteðini bekliyoruz. Onlar da derneðimize üye olabilir. Derneðimizde tüm muhtarlar ayda bir toplanýyoruz. Toplantýda çýkan ortak görüþleri yerel yönetime ve Emniyet Müdürlüðüne bildiriyoruz. Mahallerin geliþimi ve güvenliði açýsýndan bu çalýþma çok verimli olmaktadýr. Derneðimizin üye sayýsý artarsa öðrencilere burs vermek istiyoruz. Hedefimiz, derneðimizin büyütülmesidir. Papalina: Mahallenin yerleþim alanýný tanýtýr mýsýnýz? Muhtar: Jandarma Bölük Komutanlýðý, Cennet Tepesi, Tariþ Zeytinyaðý Fabrikasý ve Ekbir tesislerini içine alan alandadýr. Mahallemiz, Ayvalýk'ýn en fazla kurum ve kuruluþlarýný içine alan mahalledir. Þimdi de KÝPA'nýn giriþine Kent Hastanesi yapýlacaðýný öðrendik. Papalina: Mahalle halkýnýn nüfus ve sosyoekonomik durumu hakkýnda bilgi verir misiniz? Muhtar: Ayvalýk'ýn en fazla göç alan mahallesidir. Mahallenin nüfusu son üç yýlda 3000 kiþi artarak

yaklaþýk 10.000 kiþi olmuþtur. Ayvalýk'ýn alan olarak geliþmeye en uygun mahallesidir. Mahalle nüfusunun %50'ye yakýný yerli halktan oluþmaktadýr. Daha çok memur ve emeklilerden oluþmaktadýr. Bunun yanýnda yardýma muhtaç ailelerimiz de var. 80 ailemize yardýmcý olmaya çalýþýyoruz. Papalina: Ayvalýk Belediyesinden beklentileriniz nelerdir. Muhtar: Yeþil alanýmýz ve oyun alanlarýmýz diðer mahallelere göre daha fazladýr. Yenilerinin yapýlmasý için de uygun alanlarýmýz mevcuttur. Mahallemizin bir gençlik merkezine ihtiyacý var. Çocuklarýmýzýn sosyal ve kültürel geliþimleri açýsýndan gençlik merkezlerinin önemini biliyoruz. Mahallemizin çöpleri düzenli olarak toplanýyor, süpürme iþi de daha düzenli olursa sevinirim. Papalina: Mahalle halkýndan beklentileriniz nelerdir? Muhtar: Öncelikle þunu b e l i r t e y i m k i muhtarlýðýmýzýn bilgisayar programý, mahalle sakinlerini her konu ile inceleyecek düzendedir. Bilgi olarak mahalleme hâkimim. Ancak yeni uygulanan Nüfus Müdürlüðü çalýþmalarý bizi zor d u r u m d a býrakmaktadýr. Örneðin mahallemize yeni yerleþen birinden haberimiz olmuyor. Çünkü mahalle sakini önce nüfusa gidiyor ve bize bilgi verilmiyor. Nüfus müdürlüðüne sýkýntýlarýmýzý ilettik; þimdilerde bize yardýmcý olmaya çalýþýyorlar. Mahalle halkým, tüm sýkýntýlarýný bize bildirsin. Biz her ne kadar mahallemizi dolaþýp eksikleri tespit etsek de gözümüzden kaçanlar da olabilir. Büromu mahalle halkým rahat etsin diye mahalleme taþýdým. Büromdaki bilgisayarýmdan ve kütüphanemizden tüm gençler rahatça y a r a r l a n a b i l i r. T ü m m a h a l l e g e n ç l e r i n i muhtarlýðýmýza bekliyorum. Papalina: Bu güzel söyleþi ve ikramlarýnýz için çok teþekkür ederiz. Muhtar: Ben de Papalina gazetesine arzularýmýzý ve sýkýntýlarýmýzý dillendirdiðiniz için çok teþekkür ederim.

HAYTAP HER CANLIYI KORUYOR Ayþe S. KIRIKOÐLU

Caddenin ortasýnda 5–6 aylýk bakýmlý bir köpek yatýyordu. Birileri gelip ezilmemesi için kaldýrmaya çalýþtýlar. Hemen kuyruk sallayýp onlarla oynamaya çalýþtý. Belli ki ne trafik, ne hayvan sevmeyen kiþilerle daha önce karþýlaþmamýþtý. Büyük bir olasýlýkla yazlýkçý bir sahip tarafýndan yazboyu sahiplenildikten sonra sonbaharda TERKEDÝLMÝÞTÝ.

Papalina - Ayvalýk Halkevinin Kültür Hizmetidir - Para Ýle Satýlmaz - Aylýk Yayýnlanýr Sahibi: Ayvalýk Halkevi Adýna Havva Taylan Yazý Ýþleri Müdürü: Halil Coþkun Adresi: Vehbibey Mh. Talatpaþa Cd. No: 29 /Ayvalýk Telefon: 0533 464 38 36 E-Posta: papalinagazetesi@gmail.com Web: papalina.gazetesi.biz.tr Basýldýðý Yer: Ýz Ofset - Hürriyet Mh. Melih Pabuçcuoðlu Blv. No: 8/C Burhaniye Tel: 412 03 53

Kent Konseyi Yine Eksik Toplandý Ayvalýk Kent Konseyi 3. Olaðan Genel Kurul Toplantýsý 13 Eylül 2010 Pazartesi günü, Ayvalýk Ticaret Odasý Toplantý salonunda yapýldý. Genel kurul toplantýlarýna katýlýmýn giderek azalmasý toplantýnýn ana gündemini oluþturdu. Kent Konseyi Baþkaný Nuray ÖZER'in yaptýðý açýlýþ konuþmasýnda, toplantýlara katýlým konusuna dikkat çekilirken, Kutlu ÇERMÝKLÝ'nin önerisiyle genel kurula katýlýmlarýn azalmasý ile ilgili olarak gündeme madde eklendi. Yapýlan görüþmelerde, Kutlu ÇERMÝKLÝ tarafýndan, belediyenin kent konseyine yaklaþýmýnýn samimi olmadýðý, bu yüzden katýlýmcýlarýn þevkinin kýrýldýðý ve katýlýmýn sürekli azaldýðý belirtildi. Söz alan Ahmet Hamdi DÝNLER, kent konseyi çalýþma gruplarý tarafýndan oluþturulan önerilerin bu güne kadar belediye meclisinde gündeme alýnmadýðýný, belediye meclisinin önerilerin tümünü kabul etmesinin gerekmediðini fakat olumlu ya da olumsuz tüm önerilere cevap verilmesinin gerekli olduðunu söyledi. Havva TAYLAN tarafýndan, çalýþma gruplarýnýn oluþturduklarý faaliyet raporlarýnýn, genel kurul tarafýndan görüþülüp kabul edildikten sonra, belediye meclisine sunulmasýnýn uygun olacaðý belirtildi. Tarým ve Denizcilik grubu ile Çevre, Kent Estetiði ve Afet Organizasyonu gruplarýnýn ortak raporu Kutlu ÇERMÝKLÝ tarafýndan genel kurula sunuldu. Sunulan rapor, genel kurul tarafýndan oybirliði ile kabul edildi. Grup üyesi Ahmet Hamdi DÝNLER, çalýþma gruplarýnýn oluþturduklarý önerilerin, belediye meclisi tarafýndan dikkate alýnmasý yönündeki temennisini bir kez daha dile getirdi. Kent Konseyi Yönergesine bakacak olursak; Kent Konseyleri, kent geliþmesinin birlikte planlanmasý, kent sorunlarýna birlikte çözüm aranmasý platformlarýdýr. Konu ile ilgili detaylý çalýþýp deðerlendirmeye hazýr hale getirmek, derinlemesine bilgi ile doðru karar verilmesine yardýmcý olmak için çalýþma gruplarý oluþturuluyor. Çalýþma Gruplarý; kurulduklarý konu, alan ya da sorun ile ilgili eylem planý yapýp, buna göre projeler hazýrlýyorlar. Meclislerde ve çalýþma guruplarýnda oluþturulan görüþlerin, kent konseyi genel kurulunda görüþülerek kabul edildikten sonra deðerlendirilmek üzere ilgili belediye meclisine sunulmasý Kent Konseyinin görevlerinden biri. Son olarak, Kent konseyi genel kurulunca oluþturulan görüþler, belediye meclisinin ilk toplantýsýnda deðerlendirildikten sonra belediye tarafýndan kent konseyine bildirilir ve uygun araçlarla kamuoyuna

duyuruluyor. Çalýþma Gruplarý üyeleri, Kent Konseyi Genel Kurulunun gündemine alýnarak kabul edilen raporlarýnýn Ayvalýk Belediye Meclisinin ilk toplantýsýnda gündeme alýnmasýný bekliyorlar.


12 papalina

Eylül 2010

AYAZMA KÝLÝSESÝ* Ayvalýk'ýn denize doðru akan sokaklarý unutulmuþ tarihi mekanlarý da saklar sakinliðinde. Sokaklar yaþarken, yaþanan tarihe de kendince sahip çýkar. Bu sokaklarýn barýndýrdýðý tarihi eserlerden biri de Ayvalýk Kemalpaþa Mahallesinde bulunan Ayazma Kilisesidir. Sokaðýn özgünü olmuþ bu kilise, yüksek duvarlarla çevrilmiþ avlunun kapalýlýðýndan sýyrýlmaya çalýþarak zarif yüzüyle gökyüzüne doðru yönelir. Ona dokunan gözlere de tüm güzelliðini sunar.

yaratýlmýþ ve dengeli düzenli yapýlardýr. Ayvalýk'taki mimari anlayýþa da hakim olan ve Antik sanatýn ilkelerini yeniden sanatta kullanan yeni klasikçiliðin kentte kendini en çok belli ettiði yapý belki de Ayazma Kilisesidir. Sarýmsak taþýnýn kýrmýzý renginin aðýr baþlý görüntüsü cephenin anýtsal düzenini daha da vurgular. Silindirik gövdeli, dört sütün akantus yapraklý bitkisel bazemeyle oluþturulan korint baþlýklarýyla albenilerini sunarlar.

Uzunlamasýna dikdörtgen planlý Ayazma Kilisesi düzgün kesma taþlý duvar örgüsüne sahip olup, ön giriþ cephesi dýþýnda görünüþüne simetri ve sadelik yerleþmiþtir.

Sütunlarýn üzerine uzanan yatay firiz kuþaðý ile bunun üzerinde taçlanan ve yapýya yükselici bir karakter kazandýran, görkemli görünüþünü þekillendiren üçgen alýnlýk, sakin yüceliðin yaratýcýlarýdýr. Özellikle üçgen alýnlýk sadece mekansal bir parça olmayýp, ayný zamanda yapýnýn estetik görünüþünü vurgulayan süslemenin yaratýldýðý ve dýþarýya yansýtýldýðý dekoratif amaçlý bir alandýr. Alýnlýðýn yüzeyinde dalgalanan zarif bitkisel örgü kuþak, üçgenin iki uç noktasýna

Kilisenin batý cephesiyle yapýdan dýþarýya Antik dönemin tapýnak mimarisinin insaný hayranlýk duygularýyla baþ baþa býrakan aðýrbaþlý þiirsel havasý eser. Antik Dönemde tanrýlarýný açýk havada karþýlayan toplumlarýn ibadet anlayýþýný sergileyen tapýnaklar, sütünlarla

yerleþtirilmiþ kabartma yaprak motifi ile alýnlýðýn tepesinde kendini belli eden akroter diye adlandýrýlan bezeme öðesi kilisenin görselliðinin insanda býraktýðý son izlenimdir. Ayazma, Yunancada –kutsal suanlamýna gelir. Geçmiþin günümüze kadar getirdiði bir öykü ile anlamlanýr yapýnýn adý. Kilise yapýlmazdan önce biraz þehir merkezinin uzaðýna düþen, yaþamdan kuytuca ve sessiz bir yer olan yapýnýn burada yükselmesinin sebebi bir rastlantý deðildir. Sürekli tekrarlanan bir rüyanýn kendisidir. Küçük bir kýz çocuðu rüyasýnda sürekli Meryem Ana'yý görür. Rüyada Kutsal Meryem þimdi kilisenin bulunduðu bu boþ alandan fýþkýran kaynaktan su içer ve yanýnda duran kýza da içirir. Rüyasýný büyüklerle paylaþan kýzýn gördüklerinin bir iþaret olduðu düþünülür ve rüya kent meclisindeki insanlara, papazlara kadar ulaþtýrýlýr. Sonunda kýzýn rüyasýndaki bu boþ alana gidilir bir kazý yapýlýr. Çocuðun rüyasý topraktan fýþkýran su kaynaðý ile doðrulanýr. Ýþte Meryem Ana'nýn iþaret ettiðine inanýlan bu suyun kutsallýðýný belli etmek ve onu bu anlamýyla yaþatmak için kilisenin yaptýrýldýðý rivayet edilir.

Fotoðraflar: Nebahat DÝNLER

*Ayvalýklý sanat tarihçi Berrin Akýn'ýn “Kentli Ayvalýk” kitabýndan aktarýldý. Mübadele sonrasý Rumlarýn Ayvalýktan ayrýlmasýndan sonra zeytinyaðý imalathanesi olarak kullanýlan kilise bundan bir süre önce kamulaþtýrýlarak, Kültür Bakanlýðý tarafýndan Ayvalýk Belediyesine devredilmiþti. Geçen süre içinde restore edilmeyen Ayazma Kilisesi, Ayvalýk Belediyesi'nin yaz aylarýnda yaptýðý bir düzenlemeyle, sanat galerisi olarak sergilere ev sahipliði yapýyor.

MÜBADELE MÜZESÝ Ýstanbul 2010 Avrupa Kültür Baþkenti Ajansý Kültürel Miras ve Müzeler Direktörlüðü çalýþmalarý kapsamýnda, Lozan Mübadiller Vakfý ve Çatalca Belediyesi iþbirliði ile Türkiye'nin ilk göç temalý müzesi Çatalca'da kuruluyor. Yunanistan'dan Türkiye'ye ve Türkiye'den Yunanistan'a göç eden mübadiller ve onlarýn 1. 2. ve 3. kuþak akrabalarý için, karþýlýklý göç ve öncesi kültürel ve folklorik yaþam öðelerini korumak, sergilemek ve gelecek kuþaklara aktarmak amacýyla gerçekleþtirilen Mübadele Müzesi, 2010 Kasým'ýnda kapýlarýný ziyaretçilere açýyor... Mübadeleye tabi tutulan Yunan ve Türk vatandaþlarýnýn, çocuklarý ve torunlarýnýn, yakýnlarýnýn, mübadeleye bir þekilde ilgi duyanlara geçmiþi anýmsatacak özlem, hüzün ve sevinç duygularýnýn canlanmasýný saðlayacak kültürel

iliþkileri geliþtirecek mekân ve ortamlarý yaratacak Mübadele Müzesi'ne herkes katkýda bulunabilir Sandýklarda saklanan aile büyüklerinin giyim eþyalarý, mutfak aletleri, yazýlý belgeler, fotoðraflar ve her türlü aný eþyalarý, müzeye baðýþ yapanlarýn isimleri ile sergilenecek. Mübadeleye iliþkin her türlü bilgi, belge ve aný eþyasý yer alacak, Lozan Mübadilleri Vakfýnýn sözlü tarih arþivinde yer alan 1. kuþak mübadillerle yapýlmýþ görüþmeler görsel-iþitsel olarak izlenebilecek, mübadillerden derlenen mani ve þarkýlar sesli olarak dinlenebilecek. Mübadele öncesinde Rumlarýn yaþadýðý Çatalca Kaleiçi mahallesinde Ölçer ailesinin tahsis ettiði binada kurulacak olan müzenin bitiþiðindeki meydan Mübadele Meydaný olarak düzenlenecek ve meydana bir de Mübadele Anýtý dikilecek.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.