Aktif sağlik sen dergi kasim 2014b

Page 1

YIL:2014 SAYI:1

EKİM-KASIM-ARALIK Değerli sağlık çalışanları; Aktif Sağlık Bülteni adı altında üç ayda bir elektronik olarak yayınlanacak dergiyi çıkartıyoruz. Bu dergi ile sağlık çalışanlarının sorunlarını ve çözüm yollarını aramak, ilgili bakanlıklara duyurmak amacımız olacaktır. Peki dergiyi neden elektronik olarak yayınlıyoruz? Değerli sağlık çalışanları yaşadığımız tecrübeler doğrultusunda bu kararı aldık. Basılı ortamda hazırladığımız gazete ve dergilerin, çoğu zaman sağlık çalışanlarına ulaşmadığını, kurum postalarında bekleyerek çöpe atıldığını gördük. Ayrıca okumayı sevmeyen toplum olarak sayfalarca dergi ve gazeteleri okumak için vakit ayırmayı sıkıcı bir iş olarak görmektedir. Bu nedenle sendika olarak matbaa ve posta giderlerini ortadan kaldırmak için Dijital ortamda hazırlayıp elektronik dergi olarak sunmayı daha uygun gördük. Biz üyelerimizden aldığımız paraları çarçur etmeden, bize teslim edilmiş emanetler olarak kabul ederek onların ihtiyaçları doğrultusunda kullanacağız. Üyelerimizin günlük çalışma hayatlarında kullanacakları bilgi ve değerleri onlara sunmak istiyoruz.

Biz çalışanların sorunlarında hukuki destek yanında onların her sıkıntı anında yanında bulunarak onlara manevi destek olacak ve onları yalnız bırakmayacağız. Üyelerimizin bir kısmını beş yıldızlı otellerde eğitiyor adı altında tatil yaptırmak, değil, mümkün olduğunca tamamını gerekirse tek tek illere giderek eğitmek, bilinçlendirmek, bilinçli olarak çalışma sahalarında çalışmalarına yardımcı olacak bilgileri sunmak, mesleki bilgilerin yanı sıra, 4688 Sendikalar Kanunu, 657, 4982, 4483 sayılı yasalarla, TCK Kanunu, Kamu Denetçiliği, Sağlık Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığına ait Kanun, yönetmelik, genelge, yönergeleri vb. anlatmak, kurumsal yazışma kuralları hakkında bilgilendirerek ilk anda yapılan hataları ortadan kaldırmak istiyoruz. Halen dilekçe kanunu bilmeyen idareler ve çalışanlar mevcuttur. Bu nedenle bizim hedefimiz sağlık ve sosyal hizmet sınıfında çalışanlarını eğitmek olacaktır. Camiamızın en büyük sıkıntısı ;çalışanlarımızın haklarını bilmemesi, hukuki destek alamaması, çözüm yollarında destek alamamasıdır. Bu nedenle sinmiş ve sindirilmiş olarak çalışmaktadır. Bu güne kadar yaşananlar dikkatle incelendiğinde sağlık çalışanlarının sendikalara sadece şekil olarak üye olduklarını gördük,Aslında üye olanlar hangi sendikaya üye olduklarını bilmiyor. Kurumlarında baskı yolu üye edildiklerini yada iş sahasında çalıştıkları kişilerin hatırına olduklarını gördük hangi sendikaya üye olduğunu bilmeyenlerin oranının %70 olduğunu yani falan abisi yada falan ablasının sendikasına üye olduklarını gördük. Üye çalışmaları sırasında istifasını verenlerin hangi sendikada üye olduklarını bilmediklerini tesbit ettik. Bazıları hiçbir sendikaya üye olmadıklarını söylerken bilgisi olmadan bir sendikaya üye yapıldıklarını gördük. Özellikle memuriyete ilk başlayanlara iş başı yapılırken sendika üyelik formlarının imzalatıldığını ,ayrıca zorla üyeliklerinin alındığını söyleyenlerin oranı ise çok fazla olduğunu gördük.

ALLAH NASİP ETMEYECEĞİ ŞEYİ HAYAL ETTİRMEZ (Hz.Ömer)


Aslında sağlık çalışanlarının haklarını aramak için kurulan sendikaların hiçte demokratik olmayan bir şekilde özgürlük hakları ellerinden alınarak dayatmacı zihniyetle üyelik yapıldığını daha işin başında baskıcı bir zihniyetle anayasal hakları ellerinden alındığını gördük. AKTİF SAĞLIK-SEN SENDİKASI OLARAK İDARLERİN ÜZERİNDE BASKI KURAN DEĞİL İDARLERLE ORTAK ÇALIŞARAK SORUNLARI ORTAK ÇÖZMEK İLKESİNİ BENİMSİYORUZ. HİÇ BİR SİYASİ VE İDARENİN YANINDA OLMADAN KANUNİ YOLLARLA SORUNLARI ÇÖZÜME KAVUŞTURMAK TEMEL İLKEMİZDEN BİR DİĞERİDİR. Bu sayıda yaptığımız saha tarama anketinin belirli bölümlerini yayınladık özellikle sendikalarla olan sorulara verilen cevaplar çok ilginçti, verilen cevaplar ülkemizde sendikacılığın ne boyutta olduğunu gösteriyordu. Sendikacılık bağımsız olarak yapılması gerekirken ülkemizde nasıl siyasallaştığını gördük, görüyoruz, her halde bir müddet daha göreceğiz gibi görünüyor. Dergimizde; en güncel olayları konunun uzmanları ile görüşerek düşünce ve yorumlarını alarak sitede duyurmaya ve sorunların çözüm önerilerini sunarak “Biz Bunu İstemezükten “ daha çok sorunlara çözüm önerileri sunacağız. Sendika olarak çıkış Sloganımız olan “Mesele Çalışanların Özlük Haklarıdır, Gerisi Teferrüattır” ilkesine bağlı kalarak sorunlara çözüm üretmek asli görevimiz olacaktır. Biz şekil sendikacılığından çok sorunlara çözüm bulmak için kurulmuş bir sendikayız .Ülkemizde hizmet sunan biz sağlık çalışanları kadar hizmet alan vatandaşlarımızın da sıkıntılarını ortaya koymaya çalışacağız. Biz bu ülkede farklı şeyleri söylüyor çıktığımız davada çok zorluklarla karşılaşacağımızı biliyoruz Asla yılmadan sorunların üzerine gideceğimizi dün dekler ettik bugün yine deklere ediyoruz.. “GÜCÜMÜZ BİRLİKTELİĞİMİZDİR” DİYOR VE TÜM SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN SORUNUNLARINA ÇÖZÜM BULMAK İSTİYORUZ. Dergimiz basın etik ilkeleri doğrultusunda habercilik yapar,yayın

ilkeleri arasında tek taraflı habercilik anlayışı yo yoktur. ktur.

Dergimizde sağlık,ve Sosyal Hizmetleri Kollarında Çalışanlarının sorunları masaya yatırılacaktır. Sorunlar Neden Sonuç ilişki ilişkisi si dahilinde değerlendirilerek çözüm önerileri ortaya çıkartılacaktır. Bu sayımızda bir birinden değerli ;konuklarımız var çok değerli olarak teşekkür ediyoruz.

bilgileri bizlerle paylaştılar,kendilerine Aktif Sağlık Der Dergisi gisi

Ayrıca sendikamız 2014 yılının başarılı doktoru olarak Prf. Dr. ÖMER ÖZKANI seçti ve plaketini Elazığ ilinde il temsilcimiz takdim etmiştir.Bilim ve insanlık adına faydalı olan herkese teşekkür ediyoruz. Kısmet olursa dergimizi ilerleyen zzaamanlarda hakemli dergiye dönüştürmek istiyoruz.

Hüseyin AYHAN Aktif Sağlık-Sen Genel Başkanı


En popüler tanımıyla Sendika; Çalışanların ortak hak ve çıkarlarını korumak, onların sorunlarını çözmek için kurulmuş ekonomik unsurlar içeren, devlet, siyasi parti ve iktidarlardan uzak duran bağımsız ve sivil toplum örgütleridir. Peki ülkemizdeki mevcut durum bu tanıma ne kadar uymaktadır? Yaptığımız bir saha taramasında Sağlık Çalışanlarının % 70’inin Sendikalara güvenmediğini, sendikaların bağımsızlığına ve sivil toplum örgütü olduklarına inanmadıklarını ve % 30’unun bu sebeple sendikalara üye olmadıklarını tespit ettik. Çalışanlarından aldığımız cevaplar ülkemiz sendikacılığı açısından kayda değer ve dikkat çekicidir. Bu cevapları ve elde ettiğimiz sonuçları sizlerle paylaşmak istiyoruz. Yaptığımız araştırmada, çalışanların sendikalara bilinçsiz şekilde veya şeklen üye olduklarını üzülerek gördük. Aslında üye olanların veya üye olduğunu ifade edenlerin birçoğu hangi sendikaya üye olduklarını dahi bilmiyordu. Hangi sendikaya üyesiniz? Sorusuna karşılık çalışanların birçoğu, Ahmet’in, Mehmet’in, Erdal’ın veya Serdar’ın sendikasına üye olduklarını ifade ederken, ankete katılanların önemli bir kısmı kurumlarında gördüğü baskı ve zorunluluk üzerine sendikalara üye olduklarını ya da mesai arkadaşlarının hatırına sendikalara üye olduklarını ifade etmektedir. Yani çalışanların falan abisinin, falan ablasının, falan idarecinin baskısı ya da bir makama gelmek için sendikalara üye olduklarını gördük. Her yıl üye tespit ve sayım dönemlerinde sendikalardan istifa edenlerin hangi sendikaya üye olduklarını bilmediklerini gördük. Yıllardır X sendikasına üye olduğunu sananların aslında başka bir sendikaya üye olduğunu veya hiçbir sendikaya üye olmadıklarını dahi gördük. Bu araştırmanın ilginç bir sonucunda; Sağlık çalışanlarının % 14’ünün Sendika Aidatı Alabilmek için sendikalara üye olduklarını gördük. Ülkemizde sağlık çalışanları arasında hangi sendikaya üye olduğunu bilmeyenlerin oranı % 65 dolayındadır. Ankete katılanların yarısına yakını hangi sendikaya üye olduğunu bilmediklerini açıkça beyan ederken, bir o kadarı da sanırım falan sendikaya üyeyim! Tam olarak bilmiyorum ama! Falanca arkadaşımın sendikasına üyeydim! Galiba şeklinde cevaplar vermiştir. Bazı çalışanlar ise hiçbir sendikaya üye olmadıklarını söylerken bilgisi olmadan bir sendikaya üye yapıldıklarını sonradan öğrendiğini beyan etmiştir. Özellikle memuriyete ilk başlayanlara iş başı yapılırken sendika üyelik formlarının imzalatıldığını, ayrıca zorla üyeliklerinin alındığını söyleyenlerin ise bir hayli fazla olduğunu gördük. Neden yasal yollara başvurmadınız sorusuna karşılık “idarelerle karşı karşıya kalmamak için ve başımıza daha kötü şeyler gelmesinden çekindiğimiz için” cevaplarını aldık. Diğer yandan, aslında sağlık çalışanlarının haklarını aramak için kurulan sendikaların hiçte demokratik olmayan bir şekilde örgütlendiğini, delege seçimi veya başkanlık seçimlerinin antidemokratik yöntemlerle yapıldığını, çalışanların seçme ve özgürlük haklarının nasılda ellerinden alındığını, dayatmacı bir zihniyetle sendikalara üyelikler yapıldığını daha işin başındayken baskıcı bir zihniyetle anayasal hakların ihlal edildiğini gördük.

Mutluluğu üretmeden, tüketmeye hakkımız yoktur


SAĞLIK İŞ KOLUNDA SENDİKALARA BAKIŞ AÇISI VE SAHA TARAMA ANKETİ Ankete katılanlar sendikal sıkıntılarını ilk kez bu kadar net şekilde ifade ettiklerini söylerken çok ilginç bir şekilde yinede güçlünün yanında kalarak veya susarak zulme ortaklık ediyorlardı. Bir yandan sendikalara güvenmediklerini beyan ederken sürgün veya yer değişikliğinden korktukları için istifa etmekten nasıl korktuklarını ama eleştiriye gelince mangalda kül bırakılmadığını gördük. Gelin anket sonuçlarını birlikte inceleyelim. SAĞLIK İŞ KOLUNDA SENDİKALARA BAKIŞ AÇISI SAHA TARMA ANKETİ Ankete katılanlar sendikal sıkıntılarını ilk defa bu kadar net dile getire bilmeleri çok ilginç iken yinede güçlünün yanında kalarak zulüm yapılmasına ortaklık ediyorlardı.Gelin anket sorularını ve cevaplarını inceleyelim. Ülkemizde Etkili Sendikacılık Yapılıyor mu? %14Kesinlikle Evet ,%9Evet , %14Fikrim yok, %34Hayır, % 29Kesinlikle Hayır, Sendikalara Neden Üye Oluyorsunuz? %14Arkadaşım Orada Olduğu İçin, %23Baskı Kurulduğu İçin, %14Sendika Aidatı İçin, % 20Kendimi sağlama Almak İçin, %29Bir yerlere gelmek için, Sendikalara Neden Güvenmiyorsunuz? %32 Bir Siyasi Parti Uzantısı şeklindeler; %18 Bağımsız Hareket Edememektedirler; %16 Amaçları Sadece Sayısal Çoğunluğu Almak, %14 İdeolojik Davranmaktadırlar, , %11Yandaşlarına Koltuk vermek, %9 Birleştirici Değil Ayrıştırıcılar

SAHTEKARLIĞIN EVRENSEL DÜZEYDE EGEMEN OLDUĞU DÖNEMLERDE, GERÇEĞİ SÖYLEMEK DEVRİMCİ BİR EYLEMDİR.


GRAFİK-1

GRAFİK-2


GRAFİK-3

Saha tarama anketinin belirli bölümlerini sitemizde yayınladık özellikle sendikalara ilişkin sorulara karşılık verilen cevaplar çok ilginçti. Bu cevaplar ülkemizdeki kamu sendikacılığının ne boyutta olduğunu gözler önüne sermektedir. Sendikacılık bağımsız ve siyasetten uzak şekilde yapılması gerekirken ülkemizde nasıl siyasallaştığını gördük. Halende görüyoruz. Bu anlayışın bir müddet daha süreceğini düşünüyoruz. AKTİF SAĞLIK-SEN OLARAK; ÇALIŞANLAR ÜZERİNDE BASKI KURAN DEĞİL! HERKESLE ORTAK ÇALIŞAN VE ORTAK SORUNLAR ÜZERİNDE ÇÖZÜMLER ÜRETEN BİR SENDİKACILIĞI BENİMSİYORUZ. HİÇ BİR İDARENİN VEYA SİYASİ PARTİNİN YANINDA YA DA KARŞISINDA OLMADAN KANUNİ YOLLARLA SORUNLARIMIZI ÇÖZÜME KAVUŞTURMAK TEMEL İLKELERİMİZDEN BİRİSİDİR. HER ZAMAN DİK DURACAĞIZ AMA DİKLENMEYECEĞİZ. Sendika olarak “Mesele Çalışanların Özlük Haklarıdır, Gerisi Teferruattır.” ilkesine bağlı kalarak ortak sorunlara çözüm üretmek asli görevimizdir. Ercan KUYUCU Aktif Sağlık-Sen Mevzuat Sekreteri


““

Toplu Sözleşme Görüşmeleri öncesinde, memurlara; “yasa bizim istediğimiz gibi düzenlendi, Hakem Kurulu’nun biz belirledik, Bütün taleplerimizi hükümete kabul ettireceğiz, Bakanlarla anlaştık.” gibi mesajlar atarak ümitlendiren Malum konfederasyon ve sendikaların sözleri yalan çıktı; Üyeleri aldatıldı ve kamu çalışanları ;Toplu Sözleşme Masasında Yüz Üstü Bırakıldı.


SENDİKA OLARAK BİZİM İŞİMİZ KAMU ÇALIŞANINI EĞİTMEKTİR. BİZ EĞİTİME ÖNEM VERİYORUZ. SENDİKA TEMSİLCİLERİMİZE VE SENDİKA ÜYELERİMİZE TEMEL SAĞLIK HUKUKU EĞİTİMİ VERDİK.


AKTİF SAĞLIK SEN’İN CEMAATİN SENDİKASI OLDUĞUNU İSPATLAYIN BU SENDİKAYI KAPATMAYAN NAMERDDİR.

Bizi Cemaatçi Olmakla Suçlayanlar! Önce Aynada Kendilerine Baksınlar Ne Görecekler!!! Sayın Sağlık-Sen Ve Türk Sağlık-Sen’in Genel Merkez Yöneticileri, İl ve İlçe Başkanlıkları olarak, Kurulduğumuz Günden Bu Yana Kirli Elleriniz ile Üzerimize Çalmadığınız Kara Kalmadı. Sizler asılsız bir iftira ile insanları kandırarak Üyelerimiz Üzerlerinde Baskı Kurdunuz. Aktif Sağlık-Sen Sendikasını Cemaat Sendikası Olarak Lanse Etmekten Geri Durmadınız. Sayın Türk Sağlık-Senin TEŞKİLATLANMA Sekreteri Şahsınızı Özellikle Kınıyorum. Halen, Teşkilatlarınızda Tarafınızdan Yapılan Yönlendirme İle “Aktif Sağlık-Sen Sendikası Cemaat Sendikasıdır” Deme Gafletinden Kendinizi Alamadınız. SAYIN TEŞKİLATLANMA SEKRTERİ; Sizinle Konuştuğumda Söylediğiniz İfade Aynen Şöyle İdi; “Sizinde İsminizde Aktif Var Yani Aktif Sağlık-Sen Sizsiniz Milli Eğitimde’ de Aktif Eğitimsen Var. Onun İçin Aynısınız Demiştiniz.” Böyle bir düşüncenin ancak sağlıklı düşünemeyen beyinlere ait bir düşünce olabileceğini, tarafınıza Cemaatle Olan Bağlantımızı Açıklamanızı Ve İspatlamanızı İstemiştim. Verdiğiniz Sözün arkasında duramayacak kadar zavallısınız. Halen karalama kampanyasına devam ediyorsunuz... Maşallah İddianızı İspatlamak Yerine Elinizin Karasını Sürmeye Devam Ediyorsunuz. Görüyoruz ki "Orta İnsan Sınıfından" Hala Kurtulamamışsınız. Size de bu yakışırdı vesselam... Ben Aynı Telefon Konuşmasında; “O zaman Sizde İçinizdeki (Türk Sağlık Sen) Cemaatçi Üyeleri Söküp İçinizden Atın Demiştim. Ama Bunu Yapamayacağınızı, İnsanları Sayılacak Koyun Olarak Gördüğünüzü İfade etmiştim.” Aynı ifadelerimi buradan tekrar ediyorum. Evet, sizler gerçekten zavallılarsınız. Onurlu şekilde mücadele etmek yerine belden aşağı savaşmayı, insanları baskılamayı ve sindirmeyi çok iyi beceriyorsunuz. Bunu 1999 yılında İstanbul’da çok iyi başarmıştınız… Birde kalkmış şimdi hükümetle ortak hareket eden Hükümet-Sen (Sağlık-Sen)e baskıcı diyorsunuz. Bu yolu siz açtınız beyler farkındamısınız? Yani, Etki -Tepki Meselesi (:::::) Aynı Baskı ve Yalanlar, Sağlık-Sen Genel Merkez Ve Teşkilatlarında da Devam Ediyor. Ben Buradan Tekrarlıyorum. Sizlerde Genel Merkez ve Taşra Teşkilatları olarak aynı ağızla iş birliği yaparak BİZİ CEMAATÇİ OLARAK lanse etmeye ve üyelere baskı kurmaya devam ediyorsunuz. Bizim Cemaatle Bir Bağımız Olduğunu İspatlayın Bu Sendikayı Kapatmayan Namerttir. Eğer sizler iddianızı ispat edemezseniz, sizi de “İSTİFAYA DAVET EDİYORUM.”Hükümet Karşısında Kazanımları Olamayan Sarı Yandaş Ve Hükümet Sen ise İstifaları Engellemek ve Üye Sayısını Artırmak İçin Bunlar Cemaatçi Başbakan Bunlara Operasyon Düzenleyecek Diyerek Baskı, korku ve yalanlara insanları kendinize üye yaptınız. Yetmedi istifaları AKP il başkanlarına ve hükümete şikayet ettiniz.( sağlık çalışanları Ak Parti ile yakın olan Sağlık Sen'den istifa etmeye başladı. Bu konuda Sağlık Sen Yetkilileri durumu illerde Ak Parti il başkanlarına Ankara'da ise Sağlık Bakanına ilettiler. Seçimden sonra istifa edenler arasındaki yöneticiler görevden alınıp istifa eden sağlık çalışanlarına yönelik önlemler alınması kararlaştırıldı.) TEKRAR İFADE EDİYORUM, SİZLER; Yalancısınız, Riyakârsınız, Şeytanın Dilsiz Avukatısınız. Evet Biz Sizlerin Alkollü Yetki Kutlamalarınızı çok iyi biliriz. Bu işlerin daha da ilerisi, hatta ahlaksızlık boyutu da var. Ama O Bende Saklı Kalsın, Zamanı Gelince Söyleriz.

SENİ SEVENLERLE KULLANANLARI İYİ AYIRT ET,ARADAKİ ÇİZGİ ÇOK İNCEDİR..


Bir Diğerininse “A” Liraya Aldığı Binayı “A+5” Liraya Fatura Ettirdiğinizi Biliyoruz. Bu ve bunun gibi açıklarınızı bilmemiz sizleri Rahatsız Ediyor. Her Zaman Dediğim gibi yine diyorum ki “Ben Günahkârım” Ancak, Sizler gibi Üç beş üye kapmak için asla Riyakarlık yapmam, çalışanları masada asla satmam, makamlara, koltuklara gelmek için göstermelik namazda kılmam. İnandığım dava ve dava arkadaşlarıma asla ATIK, Kambur demem. Ben özlük hakları doğrultusunda yapılması gereken ne ise onu yaparım. Bireysel Menfaatler için veya koltuk için İNANDIĞIM değerlerimi satamam. Makam İşgal Eden sizler Kıyamet Günü Hesabını Veremeyeceğiniz İşlere İmza Atıyorsunuz. Hesap orada başka görülecek... Hani sendika olarak biriniz TÜRKLÜĞÜ tekelinize aldınız, sizin dışınızdakiler TÜRK değil, Bir diğerinizde islamı tekelinize aldınız ya!!! O zaman “TÜRK” olmayanları içinize almayın ve sendikanızdan atın. Aynı şekilde Yandaş ve Hükümet Sen’de cemaatçi üyelerini atsın ve bir daha sendikaya almasın. Hem tüü-kaka diyeceksin, hem “haşhaşiler” diyeceksin hemde sendikandan istifa etmesinler diye baskı yapacak, AKP il başkanları ve hükümete şikayet edeceksin. Bunun adı riyakarlık değil de nedir? Ben Kendim Ve Sendika Yönetim Kurulum Adına Bu İki Sendikanın Genel Merkez Yönetimine ve Taşra Teşkilat Yönetimlerine Hakkımızı Helal Etmiyoruz. Kul Hakkını Ahirette nasıl ödeyeceksiniz görüşelim bakalım. Belden Aşağı Vurularak Ne Siyaset Nede Sivil Toplum Örgütçülüğü Yapılır. Ama Sizler Buna Alışkınsınız. Mazinizde siyasetle bir olup Genel Başkan indirmek modası da var. Bu arada her iki sendikanın genel başkanları çook yoğundurlar. Bu İki Sendikanın Genel Başkanlarına da bir Hatırlatma yapmak artık kaçınılmaz oldu. Başkanlar Uyanın! Üsküdarda Sabah Oldu! Artık Cemaat Sağlıkta "Ufuk Sağlık-Sen Sendikası Olarak Yapılandı hatta Cihan Sendikalar Konfedrasyonunu bile kurdu. Size ve tüm teşkilat yöneticilerinize sunulur. Yeri gelmişken,bir sözümde cemaat ehli olduğunu söyleyen cemaatçi arkadaşlara var; Neden korkuyorsunuz? Koltuk sevdasımı? Rahat yerde çalışma isteğimi? Etliye sütlüye karışmayayım ortada oynayayım halimi mi? Yuh olsun diyorum. Onurunuzla, değer ve inançlarınız ile oynanıyor ama sizin kılınız bile kıpırdamıyor. Hepiniz içi boş dev görünümlü ağaçlarsınız. Yazıklar olsun… Dava yok satış var, rahata düşkünlük var. Ya siz Hz. Bilal’in çektiği zulmün kaçta kaçını çektiniz de davanızı satıyorsunuz. Güçten neden bu kadar korkuyorsunuz? Korkmayın kimse sizi yemez... Benim sözüm davasını savunan davasının gereklerini yapanlara değil. İnancı, düşüncesi ne olursa olsun inandığı değerlerin gereklerini yapanlara her zaman saygım vardır. Ama duruşsuz, niteliksiz, şekil olarak yer kaplayanlara da oldum olası sinir olmuşumdur. Eğer sizler Saidi Nursinin Yaşadıklarının yüzde birini yaşasaydınız inanın kendinizi kaybederdiniz… “Koltuklara Otururken BARLA, sıkışınca TARLA” Yok öyle yağma. Öyle konuşmakla tespih döndürmekle cemaatçi olunmaz. Tarih boyunca, davasına sahip çıkamayanların zilleti kabul edenler, pişmanlık ve zillet içinde yaşayanlar ve sadece dünyalık peşinde koşan zavallılar olduğuna şahit olduk. Başbakan bunlar paralel, maralel demeseydi! acaba bu boş işlerle uğraşan kişi ya da kişilerin yapacağı işler neler olurdu? Doğrusu çok merek ediyorum. Biz bu tür olayları Osmanlı ve Türk tarihinde de gördük. Bu duruma, kendini sağlama alma ve sistemdekileri uyutarak yönetme sanatı diyoruz.

TEKRARLIYORUM; BİZE CEMAAT SENDİKASI DİYENLERİ EVRAKLA İSPATA DAVET EDİYORUM. İSPAT EDEMEYENLER NAMERTTİR VE ŞEYTANIN AVUKATIDIR. HAA !!! ŞUNUDA SÖYLEYİM BU CEMAATE MENSUP OLSA İDİM SÖYLEMEKTEN UTANMAZ VE İNANCIMIN GEREKLERİ NE İSE YAPARDIM. HİÇ BİR BASKIDA BENİ YILDIRAMAZDI. Kaynak:www.aktifsaglik-sen.org


AKTİF SAĞLIK-SEN YILIN DOKTORUNU SEÇTİ YILIN DOKTORU SEÇİLEN PRF.DR.ÖMER ÖZKANA PLAKET SUNULDU Sendikamız AKTİF SAĞLIK-SEN tarafından Türkiye'de ilk yüz ve rahim naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi PROF.DR.ÖMER ÖZKAN'ı "YILIN DOKTORU" seçildi Elazığ Fırat Üniversitesinde gerçekleştirilen plaket törenine sendikamızı temsilen Elazığı İl başkanı (AKTİF SAĞLIK-SEN İL BAŞKANI) ÜMİT KARATAŞ ile birlikte TÜRK TIP ÖĞRENCİLERİ FIRAT YEREL KURULU temsilcileri de katıldı.

dırmıştır.

Plaket Töreni açılış konuşmasını yapan Elazığ İl temsilcimiz AKTİF SAĞLIKSEN İL BAŞKANI ÜMİT KARATAŞ; "Türkiye’de ilk rahim ve tam yüz nakillerini gerçekleştiren Prof.Dr. Ömer ÖZKAN'a Sendika Genel Merkezi'nin aldığı kararla yılın doktoru solarak Prf Dr. Ömer ÖZLAN’IN Seçtiklerini GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULLU OLARAK BAŞARISI İLE GURUR DUYDUĞUMUZU Ve BAŞARILI OLAN HERŞEYİ SENDİKA OLARAK DESTEKLEDİĞİMİZİ belirterek, Genel merkez olarak Prf.Dr. Ömer ÖZKAN’ın başarıları bizleri gururlandırmaktadır Hocamız gerçekleştirdiği ameliyatlarla Türkiye'nin yüz akı olmuş ve ülkemize ciddi bir prestij kazan-

Sn.Prf.Dr. Ömer ÖZKAN’ın yaptığı organ naklileri ülkemizde çığır açarak ve mümkünsüz olanı başarmıştır. Yaptığı başarılı Ameliyatlarla Organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlamış ,toplumumuza güven ve cesaret vermişlerdir. Sn.Pr.Dr. Ömer ÖZKAN “Organ naklinin yapılabilmesi için organ bağışının olması gerektiğinden öncelikle sağlık çalışanlarının ve halkımızın bu konuda daha duyarlı olmasını beklediğini” ifade etmiştir. Sn .PROF.DR. ÖMER ÖZKAN; AKTİF SAĞLIK-SEN 'den plaket almanın kendisi için değerli olduğunu ifade ederek; "Değer verdiğimiz bir kurum tarafından ödüllendirmek güzel. Bir kişiyi, yaptığı işten dolayı ödüllendirilmesinden başka mutlu eden hiçbir şey yoktur. Bu süreçte olumlu şekilde gündemde olmaktan mutluyuz. Sürekli Halk ve Sivil Toplum Örgütleri tarafından olumlu görülüyor ve bu yaptığımız işin ne kadar olumlu olduğunu gösteriyor, özellikle ülkemizin dünyada ses getirmesine bir derece katkımızın olması başarımıza başarı katmıştır. Bu Plakete layık görülmekten oldukça mutluyuz." dedi. Konuşmaların ardından AKTİF SAĞLIK-SEN İL BAŞKANI ÜMİT KARATAŞ tarafından Genel başkanımızın İllerin yapılandırılması (Manisaİzmir) programı olması nedeni ile programa katılamadığını ve özür dileklerini ve başarısı ile guru duyduğumuzu genel merkez ile il teşkilatla yapılarımızın da genel merkezi temsil yetkisi nedeni ile Genel Merkezimiz yönetim kurulu ve Genel Başkanımız Hüseyin AYHAN adına PROF.DR. ÖMER ÖZKAN'a "YILIN DOKTORU" plaketi verildi. Elazığ'ın yöresel ürünleri hediye edildi.

BU ÜLKEDE DÜRÜST OLMAK BAŞA BELADIR.ZULÜM AZRAİL OLSA HEP DÜRÜSTLÜĞÜ SAVUNACAĞIM...


NÖBET TUTAMAZ RAPORU OLAN SAĞLIK ÇALIŞANINA HAFTA SONU NÖBETİ YAZILAMAZ


NÖBET OLDUĞU VE NÖBET YAZILAMAYACAĞI YARGI KARARI İLE TESCİLLENDİ… Nöbet tutamaz raporuna rağmen cumartesi ve pazar günlerine 08:00-17:00 saatlerinin mesai çalışması olmadığına hükmetti DAVANIN ÖZETİ: ………………İli,…………………… İlçe Devlet Hastanesi’nde Hemşire olarak görev yapan davacının, sağlık sorunu nedeniyle hakkında mesai dışı çalışma uygulamasının sonlandırılması isteminin reddini istemiş,……………..İlçe Devlet Hastanesi’nin ……./…./201… gün ve…………..-şahsi kod ve………. sayılı işleminin; davacı ile aynı durumdaki diğer personele yapılan uygulamanın yapılmadığı, davalı idarenin nöbet hizmetinin adının mesai olarak değiştirilmek suretiyle sağlık kurulu raporunun etkisizleştirmeye çalıştığı ve bu nedenle bu işlemin iptali için dava açılmıştır DAVA SONUCU. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren …………… İdare Mahkemesi’nce gereği görüşüldü: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 99. maddesinde, “Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir. Bu süre Cumartesi ve Pazar günleri tatil olmak üzere düzenlenir. Ancak özel kanunlarla yahut bu kanuna veya özel kanunlara dayanılarak çıkarılacak tüzük ve yönetmeliklerle, kurumların ve hizmetlerin özellikleri dikkate alınmak suretiyle farklı çalışma süreleri tespit olunabilir.” hükmü, 101.maddesinin 1.fıkrasında, “Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan Devlet memurlarının çalışma saat ve şekilleri kurumlarınca düzenlenir.” hükmü yer almıştır. Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nin 37.maddesinde, “Yataklı tedavi kurumlarında çalışmalar günün 24 saatinde kesintisiz devam eder. Normal mesai saatleri dışındaki hizmetler, acil vak’aların muayene ve tedavisini acil ameliyat ve müdahalelerin yapılmasını ve yatmakta olan hastaların bakımlarının devamını kapsar.” hükmü, nöbet esaslarının düzenlendiği bölümde yer alan 41.maddesinde, “Genel olarak yataklı tedavi kurumlarında nöbet; normal çalışma saatleri dışında ve resmi tatil günlerinde dışarıdan gelecek hastalarla, kurum içindeki hastaların acil durumlarında tıbbi ve bununla ilgili idari ve teknik yardımları vaktinde sağlayabilmek, olması muhtemel idari ve teknik olay ve kasalara zamanında müdahale edebilmek amacını güder. a) Nöbet saat 8.00’den ertesi gün 8.00’e kadar devam eder. Nöbetçi olanlar hiçbir surete kurumdan ayrılamazlar.” hükmü yer almıştır. Dava dosyasının incelenmesinden, …………… İlçe Devlet Hastanesi’nde Hemşire olarak görev yapan davacı hakkında …………………………. Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen …../…/201… günlü, 2329 no’lu Sağlık Kurulu Raporu’na göre, ……………………….tanısı konularak, mesai saatleri dışında çalışması kendisi ve hasta açısından risk yaratabileceğinden nöbet tutmasının uygun olmadığının belirtildiği, bunun üzerine davacı ÜYEMİZ tarafından, görev yaptığı hastane başhekimliğine verilen ……./…/2… günlü dilekçesi ile, …………….tarihindeki çalışmasının Cumartesi günü normal mesai dışındaki çalışmasında olduğu gibi bundan sonraki nöbetlerinde sorun olmaması için mesai dışı çalışma uygulamasının sonlandırılmasını talep etmiştir

İNANMADIĞIMIZYOLDA,MİLYONLARLA YÜRÜYECEĞİMİZE,İNANDIĞIMIZ DAVADA BİZE GÜVEVNENLERLE DÜŞÜNMEDEN EL ELE YÜRÜRÜZ .İSANIN YANINDA OLUP FİRAVUNUN KARŞISINDA OLMANIN BEDELİDE NE İSE ÖDERİZ...


Davalı idare bu başvuruya ……. tarih ve sayılı cevap yazısı red ederken gerekçe olarak,“sağlık kurulu raporuna istinaden gece nöbeti ve gece vardiyası hizmetlerine katılmayan personelin resmi ve tatil günlerinde gündüz çalışma saatlerine isabet eden 08:00-17:00 saatleri içerisinde çalıştırılmalarına engel bulunmadığına ilişkin Sağlık Bakanlığı görüşüne istinaden başvurunun reddedildiği ifade edilmiştir. Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, memurlar için normal mesai saatlerinin günlük sekiz saatten haftada 40 saat olduğu ve Cumartesi ile Pazar günlerinin tatil günü olduğu, Ancak günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren sağlık hizmetinin verildiği davacının görev yaptığı hastaneye ilişkin özel çalışma sürelerinin Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği ile düzenlendiği, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği hükmü uyarınca da normal mesai saatlerinin hafta içi sekiz saatlik bir çalışmayı kapsadığı, ancak hastane hizmetleri günün yirmidört saatinde devamlılık gösterdiğinden normal mesai saatleri dışındaki saatlerin ve hafta sonu günlerinin (Cumartesi ve Pazar günleri) nöbet ve yatan hastaların bakımı hizmetleri ile sürdürüldüğü, hafta sonu günlerinde memurların yapacağı sağlık hizmeti nöbet olarak isimlendirilmekle bu nöbetlerin saat 8.00’den ertesi gün 8.00’e kadar bir çalışma periyodu olarak tanımlandığı, davalı idarece ileri sürüldüğü gibi, hafta sonu 08:00-17:00 saatleri arasındaki çalışmanın, “hafta sonu normal mesai saatleri” olmayıp nöbet hizmetinin içinde değerlendirilebilecek bir zaman dilimi olduğu ve davacının bu saatler arası nöbet kapsamında bulunan acil nöbeti hizmeti verdiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı hakkında normal mesai saatleri haricinde çalışmasının ve nöbet tutmasının uygun olmadığına ilişkin sağlık kurulu raporu olmasına rağmen, mesai dışı çalışma (nöbet hizmeti) olduğu hususunda şüphe bulunmayan Cumartesi günleri 08:00-17:00 saatlerindeki çalıştırılması uygulamasının sona erdirilmesi isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır denilmiştir. Bu dava ile idarelerin nöbet ve normal çalışma saatlerini çok iyi değerlendirmeleri gerektiğini normal 40 saat dışındaki her çalışmanın nöbet olarak değerlendireceği hüküm altına alınmıştır. Bu dava ile tüm sağlık meslek mensuplarından elinde nöbet tutamaz raporu olanların nöbete dahil edilemeyeceğini ve idarelere itiraz etmelerini gerektiğini ifade ediyoruz. Bu dava ile artık idarelerin nöbet ile çalışma saatlerini iyi ayırmaları gerektiğini aksi takdirde yapılanların Anayasanın 17ve 18 maddeleri gereği ANGARYA/İŞKENCE Fillerine girdiğini ve davalara maruz kalabileceklerini hatırlatmıştır. İdarelerin personel eksikliği var,v.b.bahaneleri ileri sürmesi mümkün değildir.İdarelerin masa başında torpilli olarak oturttuğu sağlık personellerini masa başından kaldırması Anayasanın 10 maddesi gereği eşitlik ilkesine bağlı kalınması,yapılan her türlü görevlendirmenin yazılı yapılması gerektiğini,neden olarakta Anayasanın 125 maddesi gereği kuruma çalışanın dava açabilmesi için İDARELERİN görevlendirmelerin yazılı verilmesi gerektiği hüküm altında iken idareler keyfi uygulamalarla sözel olarak çalışanları sık sık yer değişikliğine sebep olmaktadır.Bu durum yine Anayasanın 49 maddesi gereği suç teşkil etmektedir

BİR İNSANIN SENİ NE KADAR SEVDİĞİ,GÖSTERDİĞİ İLGİDEN,GİRDİĞİ RİSKTEN VE VERDİĞİ MÜCADELEDEN BELLİ OLUR...


1-ŞİDDET: Çalışma hayatında karşılaşılan en önemli sorunların başında işyerinde Şiddet olduğunu gördük. Sağlık sektöründe işyerindeki Şiddetin nedenleri,şiddet türleri ve kimlerin daha çok şiddete maruz kaldığının hasta yakınlarının şiddete başvurmasının boyutlarını ortaya koymuştur. Sağlık Çalışanları Fiziki Şiddete %34 ü En Az 1 Kez, %11 i 2-3 Kez, , %55 lik bir dilim hiç fiziki şiddete maruz kalmadığını ifade etmiştir. Sağlık Çalışanlarının Sözel Şiddete %64 ü En Az 1 Kez, %23 ü 2-3 kez ,%2 si 5-7 kez sözlü şiddete maruz kaldığı, %11 lik dilim hiç sözlü şiddete maruz kalmadığını ifade etmiştir Sağlık Çalışanlarına Cinsel Taciz’e %30 Elle ,%55 Sözel ,%9 Sıkıştırma ,%6Fikrim Yok şeklinde taciz türlerinden en az birine maruz kaldığını ifade etmiştir.. İşyerinde şiddet olaylarına maruz kalan veya tanık olan çalışanların duygusal tükenme ve duyarsızlaşma düzeyi, şiddet olaylarına maruz kalmayan çalışanlara göre anlamlı bir şekilde daha yüksektir Buna göre, işyeri şiddeti çalışanlara yönelik önemli bir iş sağlığı ve güvenliği sorunudur. Sağlık Çalışanları Sağlıkta Şiddetin Nedeni olarak %20,Ülke Yöneticileri %19 Otorite/Hukuk Boşluğu,%13,Eğitim/Kültür Sorunları, %13 Toplumsal Hoşgörü eksikliği,%11Ekonomik Nedenler ,%9 Medya, %,%8 Tüketim Kültürü ,% 6 İnanç Değerlerde Aşınma, %1Diğer


Sağlık Çalışanına Göre Hasta Yakınları Neden Şiddete Başvurma Nedenleri; Alkol ve Uyuşturucu Alınması; %78 (59%Kesinlikle katılıyorum,%19Katılıyorum), Güvenlik Zafiyeti %77(36% Kesinlikle katılıyorum,31%Katılıyorum) Sağlık Personeli Yetersizliği; %77 (31% Kesinlikle katılıyorum 46% Katılıyorum) Hasta Yoğunluğu; %70 (40% Kesinlikle katılıyorum,30%,Katılıyorum), İhmal Edilme Düşüncesi %68 (45% Kesinlikle katılıyorum 23% Katılıyorum), Kurum Yetersizlikleri (yatak-İlaç-Cihaz) %67 (25% Kesinlikle katılıyorum 42% Katılıyorum) Bencillik,Saygının Kaybolması; %59’ (’27% Kesinlikle katılıyorum,32% si katılıyorum Sağlık Politikaları; %47’(16% Kesinlikle katılıyorum 31% Katılıyorum), Tedaviden Memnuniyetsizlik %30 (14% Kesinlikle katılıyorum 16% Katılıyorum) %49 (33% Katılmıyorum 16% Kesinlikle katılmıyorum) %21 Fikrim yok şeklinde cevap vermiştir. Bu güne kadar pek fazla dille getirilmeyen fakat sağlık çalışanlarına yapılan şiddette en önemli neden olarak hasta ve hasta yakınlarının alkol ve uyuşturucu alarak sağlık kurumlarına geldikleri ve güvenlik zafiyetinin olması hasta ve yakınlarının şiddete daha yatkın olduklarını ifade etmişlerdir Sağlık Çalışanına Göre En Fazla Fiziki Şiddete Maruz Kalan Meslek Grupları Hangisidir? Doktor %30 u (21% Kesinlikle katılıyorum, 9% Katılıyorum), Sağlık Memuru %57si (28% Kesinlikle katılıyorum 29% Katılıyorum), Hemşire %68’ü (54% Kesinlikle katılıyorum, 14% Katılıyorum Ebe %35 ü ( 20% Kesinlikle katılıyorum,15% Katılıyorum ATT/Paramadik %45’i (36% Kesinlikle katılıyorum, % 9Katılıyorum Sağlık Teknikerleri;% 24u (16% Kesinlikle katılıyorum, 8% Katılıyorum) Sağlık Teknisyenleri;%26 u (14% Kesinlikle katılıyorum 12% Katılıyorum), Psikolog-Sosyal Hizmetler Uzm. 19’u (8% Kesinlikle katılıyorum,11% Katılıyorum), Diyetisyen vb %19 u (7% Kesinlikle katılıyorum,12% Katılıyorum,) Kurum İdarecileri %12 si (4% Kesinlikle katılıyorum 8% Katılıyorum), Diğer (TDS,Hasta Kabul V.b) %23 ü (12% Kesinlikle katılıyorum,11% Katılıyorum),

Dilek ERKUTLU ÖZKASAP Aktif Sağlık-Sen Genel Sekreter BİZ BU SENDİKAYI , SAĞLIK ÇALIŞANININ ŞAHSİ EMELLERİ İÇİN ,FEDA KARLIK YAPMAK ÜZERE DEĞİL, MESLEKLERİN GELECEĞİ İÇİN GEREĞİNİ YAPMAK İÇİN KURDUK..


SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM SAĞLIK ÇALIŞANI ÜZERİNDEKİ YIKIM DEVAM EDİYOR.. 1988 Yılından sonra başlayan sağlıkta dönüşüm rüzgarı 2003 yılından sonra hızlı esmeye başladı Halen ülkemiz yönetiminde bulunan hükümet ile (AKP Hükümeti döneminde) daha da hızlandırılandı ve kasırga ya dönerek sistemleri yıkarak devam etti “Sağlıkta Dönüşüm Programı”ile sosyal devlet in gereği ücretsiz olması gereken sağlık ve sosyal hizmeti hak olmaktan çıkaran, ticarileştirerek parayla alınıp-satılan, üzerinden “kar” elde edilen bir hizmete dönüştüren, çalışanların iş-işyeri güvencesini kaldıran, performansa göre çalıştırarak rekabet ettiren, ağır iş yükü altına sokan, her türlü şiddetle karşı karşıya getiren bu program olmuştur. Sağlık çalışanı yani hizmeti sunanların mutsuzluğu,iş yükü artarken (yandaş olanlar ve Liyakatsız Makam sahibi olanlar hariç) hizmeti alanların hastaların (müşterilerin) mutluluğu hizmete daha rahat ulaşım ve sağlık çalışanına şiddet uygulanırken algılarken bununda “Hasta Hakkı” olarak görülmesine siyasiler ve hükümet erkinin söylemleri ve idarelerin baskıları etkin olmuştur. Geçen yılda ifade etmiştim sağlık çalışanlarının bunca sorunu varken “ 14 MART TIP BAYRAMI KUTLAMAK” neyimize diyerek 14 maddelik manifesto yayınladık. Sağlık çalışanlarının geçen yıla göre sorunlarının sayıları azalması gerekirken,sorunlarının daha da arttığını gördük. Sağlık çalışanlarına sağlık alanında yapılan değişikliklerle yani Sağlıkta Dönüşüm Programı’nı tamamlayıcı birçok düzenlemeler 663 Sayılı KHK ileri sürülerek SAĞLIK ÇALIŞANLARINA DAYATILMAKTADIR AKTİF SAĞLIK-SEN Yıllar yılı Siyasilerin kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirdiği niteliksiz sağlık Politikaları, Sağlık Mesleklerinin Eğitiminden, Mesleki Görev Yetki ve Sorumlulukları, MESLEK YETERLİLİĞİ VE MESLEK STANDARTLARI,SAĞLIK ÇALIŞANALRININ ALAMADIĞI YIPRANMA PAYI VE GÖSTRGE SORUNNLARI Sağlıkta çocuk işçiliğinin durdurulması ile sağlık çalışanlarını neredeyse bitiren düşünemeyen robotlaştıran en önemlisi insan sağlığı ve toplum sağlığını hiçe sayan olumsuzluklara karşı mücadeleyi yürütmek için tüm meslek örgütleri ile işbirliği yapmaktan çekinmez. İş, ücret ve gelecek güvencesi ile iş yeri güvenliği için her türlü çalışmanın yanında yer alır. Temel ilkemiz Meselenin Çalışanların Özlük Hakları Gerisi Teferruattır. Diyor ve GÜCÜMÜZ BİRLİKTELİĞİMİZDİR diyor. Gücümüzün farkına varılmasını ve farkındalık oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. AKTİF SAĞLIK-SEN OLARAK YETKİLİLERE ŞUNU İFADE EDİYORUZ. GAYEMİZ İNSANCA YAŞANIR BİR HAYAT VE VATANDAŞIMIZA İNSANCA BİR SAĞLIK HİZMETİ SUNMAKTIR

Www.aktifsaglik-sen.org 0.535-714.00.36-0530.011.4875


SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TEMEL SORUNLARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21.

Angarya çalışmaya ZORLANMAKTADIR Performans baskısı ile KARŞIKARŞIYADIR Niteliksiz sağlık eğitimi VERİLMEKTEDİR Hizmet sunduğu Sağlık hizmetine ulaşmak için Katkı-katılım payları ÖDMEK ZORUNDADIR İş ve işyeri güvencesi YOKTUR İşyerinde idarelerin MOBİNG BASKISI ALTINDADIR Çalışan Polikliniği Olmadığı için İNTİHAR EĞİLİMİ ARTMIŞTIR. Performans yerine Emekliliğe yansıyacak ücret ALAMAMAKTADIR Özlük ve demokratik hakları ELLİNDEN ALINMIŞTIR Sağlık Çalışanların Meslek Odaları KANUNU HALEN ÇIKARTILMMIŞTIR. Çalışma Saatleri ESNEK HALE GETİRİLMİŞTİR. Güvencesiz ve ucuz iş gücü artırılmış TAŞERONLAŞMA ARTMIŞTIR Farklı istihdam Modelleri Oluşturularak ÇALIŞMA BARIŞI BOZULDU. 1219 Sayılı Kanunun EK-13. maddesine rağmen MESLEKLER ÇATIŞTIRLMAYA BAŞLANDI Hasta ve Çalışan Güvenliği Birimleri AMACI DIŞINDA KULLANILMAYA BAŞLADI Yeterli insan GÜCÜ PLANLAMASI YAPILMAMIŞTIR (Az Kişi Çok İş) Sağlı Mesleklerinin Görev Yetki ve Sorumlulukları tanımlanmadığı için İDRELERİN İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞTIRILMALAR BAŞLADI SİYASİ VE SENDİKAL FARKLILIKLAR NEDENİ İLE SÜRGÜNLER BAŞLADI Aile Sağlığı Merkezlerinde görevli AİLE SAĞLIĞI MENSUPLARI hastanelerin ACİL SERVİSLERİNDE NÖBET TUTMA ZORUNLULUĞU BAŞLADI Tüm sağlık Çalışanlarına İKAMET SINIRLAMASI GETİRMEYE ÇAŞILIYOR, Karmaşık bürokrasi, kanun ve yönetmeliklerle Yönetilmektedir. KANUN İLE YÖNETMELİKLER BİR BİRİNİN TAMAMLAYICISI DEĞİLDİR.

Aktif Sağlık-Sen Yönetim Kurulu

Hiç bir siyasi idareden yana tasarrufumuz yoktur. Aktif Sağlık-Sen Tüm Siyasi Partilerle Aynı Mesafede Olan Bir Sendikadır.


Çalışma hayatında karşılaşılan en önemli sorunlardan bir diğer önemli hususun işyerinde Mobbing olduğunu gördük. sağlık sektöründe işyerindeki Mobbinge uğrayanların boyutlarını ortaya koymuştur .Ankete katılan Sağlık Çalışanlarının %83 ü( %19u Kesinlikle Evet %64 ü Evet) diyerek Mobbing hakkında bilgisi olduğunu ifade etmiştir Ankete katılan Sağlık Çalışanlarının %64 ü En az bir kez , %25i 3-4 kez, % 6 sı mobbing eyleminin halen devam ediyor, %4 ü. 5-10 Defa arası diyen 10 kişi vardı. Ankete katılan Sağlık Çalışanları Mobbinge maruz kalma şekillerini Şu Şekilde İfade Ediyor. %18 İ Nöbet ve Yer Değişikliği , %15 i Çalıştığı Birim Değiştirilerek, %14 ü Görevinin Altında Çalıştırılarak, %13 ü Görevi olmayan İşler Verilerek derken bunları %9 Çalıştığı Birimimde Tek Çalıştırılarak, %9 İdarelerin Kanun ve Yönetmelikler Amacı Dışında kullanılarak, %7 Mesai Saatlerim Kontrol Edilerek, %7 Kurum İdarecilerinin Sözlü Baskısı %5 Kurumlara Bağlı Semt Polikliniklere gönderilerek şeklinde ifade edilmiştir. %3 ü fikri olmadığını ifade etmiştir. Ankete katılan Sağlık Personelleri Arasında Bir Birlerine Mobbing Uygulama oranları şu şekilde idi Yönetimler Doktora Mobbing Yapıyor mu? %42 ‘si (%19u Kesinlikle Katılıyorum, %23 ü Katılıyorum ) şeklinde ifade etmştir. Doktorlar Sağlık Personeline Mobbing Yapıyormu? %57’si (%%29u Kesinlikle Katılıyorum, %28 i Katılıyorum şeklinde ifade etmiştir. Sağlık Personeli Sağlık Personeline Mobbing Yapıyormu? %58’i (%18u Kesinlikle Katılıyorum, %40 u Katılıyorum) katılıyorum şeklinde ifade etmiştir. Yönetimler Sağlık Personeline Personeline Mobbing Yapıyormu? %58’i (%25u Kesinlikle Katılıyorum, %40’ı Katılıyorum ) şeklinde ifade etmiştir. Sağlık Personeli Doktora Mobbing Yapıyormu? %30,’u (%14u Kesinlikle Katılıyorum, %16’ı Katılıyorum şeklinde ifade etmiştir.İlk defa anketlerde Sağlık Personelinin Doktora Mobbing uyguladığı gündeme taşınmıştır. Sağlık Personeli Hastabkıcı ve Temizlik Personeline Mobbing Yapıyormu? %66, (%44ü Kesinlikle Katılıyorum, %22’si Katılıyorum) şeklinde ifade etmiştir.Buradaki ilginç olan ise güçler gösterisi şekline dönerken sağlık personeli de en zayıf bulduğu halkaya mobbing uyguluyor. Aslında bu cevaplar sağlık personellerinin kendi aralarında ne kadar parçalandıklarını ve bir birileri ile iletişim sıkıntısı yaşadıklarını en iyi şekilde anlatmaktadır. MOBBİNGİN EN FAZLA UYGULANMA NEDENLERİ istifaya zorlama, kötü muameleye maruz kalma, sözlü taciz, ayrımcılık, hakaret, görev yeri değişikliği, tutanak tutulması, yasal hakların kullandırılmaması, iftira, fiziksel şiddet ve cinsel taciz. Sağlık yine ön planda. Sağlıkta çalışanlar korkudan gelemiyorlar, ama biliyoruz ki sağlıkta mobbing çok fazla. Medyada mobbing çok fazla. Özel sektörde, bankacılıkta, turizmde, ilaç sektöründe davalık olan mobbingler çok fazla. Çünkü şirketler profesyonelce mobbing yapıyor. Bunlar kötü niyetle yapılan mobbingler. Bunların engellenmesi ve cezalandırılması şart. O yüzden mobbingi önlemenin yolu dava açmak, tazminat almak değil. Mobbingi sosyolojik boyutuyla çözmemiz gerekir. Halk bilinçlenerek ancak bu mobbingi çözebilir. Biraz okuyan, biraz bilinçlenen vatandaş mobbinge uğramaz. Mobbing var, bir gerçek."


Çağatay Duran Denetleme Kurulu Başkanı. WEB:www.aktifsaglik-sen.org E.mail:aktifsagliksen06@gmail.com GSM:05300114875


Çalışma hayatında karşılaşılan en önemli sorunların üçüncüsü olarak işyerinde TÜKENMİŞLİK olduğunu gördük. sağlık sektöründe işyerindeki Tükenmişlik Sendromunu yaşayanların oranı, ,mesleğinin kaçıncı yılında yaşıyor, genel nedenleri tükenmişlik sendromu sonrası işyerindeki performansı etkileyen unsurların boyutlarını ortaya koymaktır. Tükenmişlik Sendromu Yaşadınızmı? Ankete Katılanların %71 i (%42 si Kesinlikle Evet ve %29u Evet) Tükenmişlik Sendromu Yaşadığını ifade etmiştir. Mesleğinizin Kaçıncı Yılında Tükenmişlik Sendromu Yaşadınız? Ankete Katılanların verdikleri cevaplar; %32 si Mesleğinin 5-10 yıllında, %21i 10-15 ve %21 15-20 li yıllarda mesleklerinde tükenmişlik sendromu yaşarken mesleğinde 0-5 yıllık olanların oranı %14tür. %6 fikrim yok demiştir. Görüldüğü gibi sağlıkta Tükenmişlik sendromu daha mesleğin başında olanlarda bile 0-5 Yıllarda %14oranındadır Mesleğinizde Kurumsal Tükenmişlik Sendromu Oluşma Genel Nedenleri Nelerdir? Görev Yetki ve Sorumluluklardaki Anlam Karmaşası %84 ü Evet ( %54 Kesinlikle Evet %30 ) şeklinde ifade etmiştir. Fazla Nöbet Süreleri; %84 ü Evet ( %50 Kesinlikle Evet %31 Evet ) Şeklinde İfade Etmiştir. Birim Amirlerin Mesleki Bilgi Eksiklikleri: (81 i(%29 Kesinlikle Evet %42) Şeklinde İfade Etmiştir. 184 Hattına Sağlık Personelleri ile ilgili Yapılan Asılsız İhbarlar; % 80’i (%52 Kesinlikle Evet ,%28) Şeklinde İfade Etmiştir. Görev Dışında Çalıştırılma: % 80 i ( %32 Kesinlikle Evet %48 Evet) Şeklinde İfade Etmiştir. İdarelerin Yönetimsel Hataları; %77 si (% 46 Kesinlikle Evet %31) Şeklinde İfade Etmiştir. Bakanlığın Sık Sık Çıkardığı Kanun ve Yönetmelikler:; %77 si (%32 Kesinlikle Evet % 35 Evet) Şeklinde İfade Etmiştir. Yönetici Pozisyonunda Olanların Liyakatlarının Yeterli Olmaması;%71’i ( %44 Kesinlikle Evet %27 Evet ) Şeklinde İfade Etmiştir. Belli Bir Süreden Sonra Personel Arasındaki Uyumsuzluk; %66 sı : (% 35Kesinlikle Evet %31 Evet ) Şeklinde ifade edilmiştir.Mükemmeliyetçi yapı, kişinin kendini telkinle ve dikkatini başka yönlere dağıtarak büyük ölçüde kontrol edebileceği bir kişilik yapısıdır. Kişinin bazen her şeye yetemeyeceğini, her zaman her şeyin yolunda gidemeyebileceğini bilmesi, tükenmişlik duygu durumunu hayatından uzak tutabilmesi açısından büyük fayda sağlayacaktır. Kişilerin yüksek ve ulaşılması güç hedefler yerine daha ulaşılabilir hedefler koymaları, Tükenmişlik Sendromu’nu önleme konusunda önemli bir adımdır. Kişinin yaşadığı sorunda kendi payını değerlendirirken objektif olması, yaşadığı tükenmişlik sürecini aşmasına yardımcı olur. Kişinin kendi durumunun farkına varıp, kendine daha fazla zaman ayırması gerekir. Yaşadığı zorlukları sisteme bağlamak ya da sorumlu bireyler aramak, sık rastlanan ve tükenmişliğin şiddetini arttıran durumlardır. Bu nedenle bu düşünce biçimlerinden uzak durulmalıdır. Hayatta iş ve özel yaşam arasında bir denge kurulması, işin gereğinden fazla zaman almamasına dikkat edilmesi gerekmektedir. İş ortamında iletişimin geliştirilmesi, paylaşımların artması, sorumluluğun bölüşülmesi, eskiden keyif alınan etkinliklerin yeniden yapılmaya başlanması ve yeni etkinliklerin keşfedilmesi sürecin aşılmasında önemli yer tutar. Ayrıca, bu sorunu yaşayan kişiler bazen yardım almak istemeyecek kadar çaresiz hissedebilirler. Böyle durumlarda, kişinin yakınlarına da önemli sorumluluklar düşer. Kişi, profesyonel yardım almaya ikna edilmelidir.


SAĞLIKTA İŞ DOYUMUSAHA TARMA ANKETİ: Çalışma hayatında karşılaşılan en önemli sorunlarından bir diğeri ise Sağlıkta İş Doyumu yeterli olmadığını gördük. sağlık sektöründe Mobbing ve Tükenmişlik Sendromunu etkileyen aktörlerin arasında İş Doyumu Eksikliğinin olup olmadığını araştırmak istedik. Sağlıkta İş Doyumunun sağlık çalışanı üzerindeki boyutlarını ortaya koymaktır. Mezun Olduğunuz (Yani Diplomanızda Yazan) Unvanda mı Mesleğinizi İcra Ediyorsunuz?

lek icra ettiklerini ifade edilmektedir.

Ankete Katılanların %63 ü (%42si Hayır,%20 si Kesinlikle Hayır) kendi Unvanlarında Mesleklerini İcra Edemediklerini ifade etmişlerdir.Yani çalışanlar ünvanları dışında kurum ihtiyacına göre çalıştıklarını ifade ediyorlardı .Aslında bu cevap ile ülkemizde sağlık sunumunun ehil ellerden çıkmadığını ve bunun dışında sağlıkla alakası olmayan kişilerin sağlık hizmetlerinde mes-

Kendi Mesleğiniz Dışında Çalışmak İş Doyumunuzu Olumsuz Etkilediğini Düşünüyormusunuz? Ankete Katılanların %77 si (%46 sı Kesinlikle Evet, %31i Evet )Kendi meslekleri dışında çalışmaları iş doyumunu olumsuz etkilediğini ifade etmektedir. Farklı Çalışma Modelleri Çalışma Barışını Bozuyormu? Ankete Katılanların %68 i (%64 ü Katılıyorum, %4 ü Kesinlikle Katılıyorum) Farklı Çalışma Modellerinin Çalışma Barışını Bozduğunu ifade etmiştir Kanuni Haklarız Hakkında Yeterli Bilgiye sahipmisiniz? Ankete Katılanların %52 si (% 36 sı Kesinlikle Hayır, ve %16 sı Hayır) Kanuni Hakları Hakkında Yeterli Bilgiye sahip olmadığını ifade etmiştir.) Kurum İdarelerine(Amirlerine) Karşı Haklarınızı Arayabilyormusunuz? Ankete Katıların %64ü (%37 si Hayır ve %27 si Kesinlikle Hayır) Kurum idarelerine Karşı Haklarını Arayamadıklarını ifade etmiştir İdare Tarafından(Kurum Amiri,Doktor,Şef V.B) Verilen Her Görevi Emir Sorgulamadan Yaparmısınız;? Ankete Katılanların %70 i (%40 Evet,%30 Kesinlikle Evet) İdare Tarafından verilen Her Görevi Yaptığını Emir Sorgulamadığını ifade etmiştir. SİBEL AYDOĞAN BASIN SEKRETERİ

www.aktifsaglik-sen.org 0.535-714.00.36-0530.011.4875


Aktif Sağlık-Sen’in yaptığı bir araştırmada sağlık çalışanlarının %22’sinin intihara meyilli olduğu sonucu ortaya çıktı. Biz de sektöre dair çarpıcı sonuçlar içeren bu anket hakkında Aktif Sağlık-Sen Genel Başkanı Hüseyin Ayhan ile bir röportaj gerçekleştirdik. Ayhan, sağlık çalışanlarının zor şartlar altında çalıştığını ve yetkililerin bu konuda acil adımlar atması gerektiğini vurguladı. Sendikanızın yaptığı bir anket sonucunda sağlık personelinin yüzde 22’sinin intihara meyilli olduğunu açıkladınız. Öncelikle böyle bir anket yapmanızın temel sebebi nedir? Sağlık camiasında çalışanların sorunlarını (sahanın sorunlarını) devlet erkine ve Sağlık Bakanlığı’na sunmak üzere bu anket çalışmasını yaptık. Bizi anket yapmaya yönlendiren temel neden, sağlık çalışanının sesi olup sorunları sahadan yöneticilere sunma isteğidir. Bu anlayıştan hareketle, son on yılda ülkemizde sağlık sektöründe yaşanan değişim ve bu süreçte sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet vakalarına “sağlıklı” bir çözüm üretme amacıyla, farklı sağlık kurumlarında ve sağlık basamaklarında görev yapan tüm sağlık çalışanlarına beş bölümden oluşan çözüm niteliğinde sorular sorduk. Beş bölümden oluşan anket çalışmamızda, genel demografik bilgiler, sağlık çalışanlarının çalışma alanları ile ilgili görüşleri, iş doyumu, tükenmişlik sendromu, çalışma alanlarının fiziki açıdan yeterli olup olmadığı, gerekli düzenlemelerin yapılıp yapılmadığı, sağlık camiasında sağlık çalışanına mobbing ve şiddet uygulanıp uygulanmadığı, intihar girişimleri, Tam Gün Kanunu, sağlıkta dönüşüm ve sendikalar ile ilgili sorular yer aldı. Ankete kaç kişi katıldı? Ankete katılan kişilere ne şekilde ulaştınız? Araştırmamızda ülkemizdeki tüm devlet hastanesi, eğitim ve araştırma hastanesi, üniversite hastanesi, vakıf hastanesi, özel hastane v.b kurumlardaki farklı görevlerde (doktor, hemşire, ebe, sağlık teknikeri, sağlık teknisyeni, hasta bakıcı vb.) çalışan toplam 2800 denekten cevaplar alındı. Anketin içeriğinden bahseder misiniz? Bizden önce yapılan anketlerin hemen hepsi, hasta memnuniyeti, vatandaşın hizmete ulaşımı gibi hasta odaklı konuları içeriyordu. Bazı anketlerde de ekonomik sorular yer almaktaydı. Genel anlamda sağlık çalışanının sağlığı, çalışma sahası, iş doyumu, tükenmişlik sendromu, tükenmişlik sendromunun mesleğin kaçıncı yılında oluştuğu, tükenmişliğin nedenleri, çalışan gözü ile vatandaşın şiddete başvurma nedenleri, mobbing ve intihar eğilimli bir araştırma hiç yapılmamıştı. Bu nedenle bu konuları içeren bir anket çalışması yaptık.

MENFAATÇİLER “KUŞ” GİBİDİR. YERDE ELİNİZDEN BESLENİRLER

UÇUNCA “ÜSTÜNÜZE PİSLERLER”


Anket haberinde fazla ayrıntıya yer vermeseniz de çok çarpıcı sonuçlar olduğundan bahsettiniz. Sizi çok şaşırtan birkaç örnek verebilir misiniz? Anketimizin basına yansıyan “Sağlık çalışanlarının %22’si intihara meyilli” haberinde, sadece meyilli olan grubu ifade ederken diğer oranları ifade etmemiştik. Sağlık çalışanları yaşadıkları baskı ve sindirmeleri, destek almadan kullandıkları anti-depresan ilaçlar ile gidermeye çalışırken, çoğunun dışarıdan resmi kayıt altına girmeden psikolojik destek aldığını da ifade etmiştik. Daha vahimi, bu anket sorusu “Sağlıkta dönüşüm sonrası intihar etmeyi hiç düşündünüz mü?” şeklindeydi. Verilen cevaplarda %56’lık bir kısım ‘hayır’ derken, %22’lik bir kısmın intihara meyilli olduğu görüldü. Bununla beraber katılanların %6’sının daha önce intiharı denediği, %6’sının intihar etmeyi düşündüğü, %78’inin de ‘bazen düşünüyorum’şeklinde cevap vermesi, sağlık çalışanının içinde bulunduğu sıkıntılı hali anlatmaya yetmez mi? Ankette yöneltilen diğer bir soru ise “İntihar etmeyi neden düşünüyorsunuz?” şeklindeydi. Katılanların verdiği cevaplar ise, %25 ‘ekonomik’, %21 ‘idarecilerin baskısı’, %20 ‘tükenmişlik’, %14 ‘iş yarışı’, %13 ‘ailevi’, %7 ‘işini kaybetme korkusu’ şeklinde oldu. Cevaplardan da anlaşılacağı üzere %21 ile idarecilerin baskısı, en dikkat çekici etken olarak karşımıza çıkıyor. Aslında sağlıkta dönüşümün sağlık çalışanını ne kadar yıprattığı ortada. Sağlıkta dönüşüm, sağlık çalışanının zaman zaman hayatına neden olurken, sağlıkta dönüşümde başarısından bahsedenler isimsiz kahramanları hep unutuyor ve idarecilerin baskısı ve elindeki devlet gücü, insanları intiharın eşiğine getiriyor. Biz buradan TBMM’de kurulan Sağlık Şiddet Komisyonu ile TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nu göreve davet ediyoruz. Bir an önce bu soruna çözüm bulunmalıdır. Anketle ilgili yaptığınız açıklamada “Sağlık hizmeti sunan bakanlık, çalışanlarını sağlıksız hale getirmekte, posasını çıkartana kadar çalıştırmaktadır.” sözlerine yer verdiniz. Sağlık çalışanları nasıl bir ortamda, hangi şartlar altında çalışıyor? Bu denli ruhsal sorunlar yaşamalarına neden olan etkenler neler? 2003 yılında başlayıp halen devam eden sağlıkta dönüşüm uygulaması, sağlık çalışanları için yıkım olmaya devam ediyor. Artık sağlık çalışanları hangi alanda çalışırsa çalışsın, hep ezilen pozisyonda, çünkü Avrupa’daki meslektaşlarına göre altı kat daha fazla çalışıyorlar. Farklı istihdam modelleri, döner sermaye gibi kazı kazan mantığına dayanan bir sistemde (ne kadar hasta, o kadar döner parası) sağlık çalışanları eziliyor. Sağlıkta dönüşüm ile hasta yoğunluğu artarken sağlık personeli eksikliği giderilmedi. Haftalık 65-70 saati geçen çalışmalar üzerine 40-45 saat daha çalıştıkları için sosyal hayat ve aile yapıları biten ya da bitmek üzere olan çalışanlar var. Baskı konusunda en büyük sorumlunun Sağlık Bakanlığı olduğunu iddia ediyorsunuz. Çalışanlar Bakanlığın hangi uygulamalarından rahatsız? Anket sonuçları dikkatle incelenirse sağlık çalışanlarının psikolojilerinin bozulmasında idarecilerin yani amirlerin baskısı sonrasında ortaya çıkan tükenmişlik sendromu ve iş doyumunun etkili olduğunu görüyoruz. Sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığı ve Bakanlığın atadığı kurum amirleri tarafından baskı görüyor. Özellikle liyakatı olmayan idarecilerin sağlık çalışanlarına daha çok baskı yaptıklarını ve gelişigüzel cezalar verdiklerini görüyoruz. Çalışanların Sağlık Bakanlığı’nın mobbing ve şiddet karşısında sessiz kalması, mobbingin özellikle idareciler tarafından uygulanması, çocuklarını, eşlerini muayene ettirmek için sıra beklemeleri, bakanlık genelgesinde yerlerinin dahi olmaması, sık sık çıkarılan kanun, yönetmelik, genelge ve sürekli statü kaybettirilmesi, görev, yetki ve sorumluluklarının net olmaması, meslek standartlarının oluşturulmaması, döner sermaye uygulamasından memnun olmadıklarını görüyoruz.


Bu anket sonuçları dikkatle incelenirse Sağlık Çalışanların psikolojilerinin bozulmasında temel etkenin idarelerin yani amirlerin baskı sonrasında Tükenmişlik Sendromu,İş Doyumunun etkili olduğunu görüyoruz.. Ücret konusunda memnuniyetsizlik oranı %71 dir. Fakat bu ücrette memnuniyetsizliği tetikleyen unsur döner sermayelerin maaşla yatmaması ve emekliliğe yansımadığından olduğu not kısmına düşlen bilgilerden anlıyoruz. Döner sermaye gelirleri taban aylığa yansıyıp ayın 15inde yatırılması halinde sorun çözülebileceğini ifade etmektedirler. Çalışma Yerleri Çalışma şartları, (Gürültü,soğuk,sıcak) ve saatlerinin uzunluğu kesinlikle psikolojilerini etkilediğini ifade etmişlerdir.Şunu ifade etmeliyiz ki İş doyumunu etkileyen her faktör aslında psikolojisinin bozulmasına neden olabiliyor. Anketimizde de görüldüğü üzere sağlık çalışanların en büyük baskı Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının atadığı kurum amirleri tarafından geldiğini görüyoruz. Özellikle Liyakatı olmayan idarecilerin sağlık çalışanlarını daha çok baskıladıklarını ve gelişi güzel ceza verdiklerini görüyoruz. Sağlık Bakanlığının mobbing ve şiddet karşısında sessiz kalması, Mobbing’in özellikle idariciler tarafından uygulanması,Çocuklarını,eşini muayene ettirmek için sıra beklemesi bakanlık genelgesinde yerlerinin dahi olmaması, sık sık çıkarılan kanun,yönetmelik,genelge ve sürekli statü kayıp ettirilmesi,görev yetki ve sorumluluklarının net olmaması ,meslek standartlarının oluşturulmaması,döner sermeye uygulamasından memnun olmadıklarını görüyoruz. İdari baskılar,uzun süren ve yorucu çalışmalar,sık sık yer değiştirilmeler nedeni ile sağlık çalışanları kurum dışından gayri resmi olarak tedavi görmektedirler.Ayrıca Anti deprasan ilaçları tavsiye üzerine kullanan sağlık çalışanları mevcuttur. Öyle ki ülkemizde memurun psikiyatri,psikolog ile görüşmesi çalışan ve çevresinde akıl sağlığını bozduğu ile ilgili algıda seçicilik oluşturulmaktadır. Sağlık çalışanlarının da en nihayetinde insan olduğu ve herkes gibi sorun yaşaya bileceği asla unutulmamalıdır.Biz pratikte şunu gördük psikolojik destek alan sağlık çalışanı ile kurum amirleri ve yöneticiler çalışmak istemiyor. Şiddet ve mobbing’i önlemek için temel olarak, uygulanan sağlık politikaları gözden geçirilmeli, siyasiler, söylemlerinde vatandaş ile sağlık çalışanını karşı karşıya getirmekten vazgeçmeli ve sağlık çalışanı hizmet sunan bir tüccar gibi değil, devletin memuru olarak algılanmalı. Yıllardır hep Sağlık Çalışanı Polikliniğinin olması fikrini savunduk,sağlık çalışanı,her hangi bir sorun yaşadığında kendisi ile ilgili kurulan birimden destek alabildiği sürece rahatlayacaktır. İster ruhsal isterse diğer hastalıkların tedavisinde psikolojik destek alması çok önemlidir.Hastalık anında psikolojik destek almak çalışanların hayata tutunmalarına ve daha duyarlı davranmalarına neden olacaktır. Sağlık hizmeti sunarken sağlık hizmeti alamayacağımızı kimse garanti edemez.İster kendimizin ister aile bireylerimizin yaşadığı yada yaşayacağı sorunlarda,yada ileri tekti ve tedavi gerektiren durumlarda destek alınması açısından çok önemlidir.Bu gün böyle bir polikliniğin olmamsı nedeni ile yukarıda belirttiğim gibi sağlık çalışanları yaşadıkları psikoloji sorunları çözemedikleri için intihara yönelmektedir.

ALİ GÜR Mevzuat Sekreteri

NECMETTİN KILIÇ Mali Sekreter

Kaynak: http://www.saglik.org.tr/tr/news/saglik-calisanlarinin-22si-intihara-meyilli-324.html


1-Alkol-Uyuşturucu Alınarak Kurumlara Girilmesi 2-Uygulanan Sağlık Politikaları Gözden Geçirilmeli 3 Siyasilerin Söylemlerin Vatandaş ile sağlık Çalışanını Karşı Karşıya Bırakmasından Vaz geçilmeli. 4-Sağlığa erişimdeki güçlükler (Sıra Alınamaması,Hekim Yetersizliği,Treaj yapılmaması/Hastaların Ayrılmaması) 5-Sağlık hizmetinin yetersizliği (Malzeme,tıbbi cihaz, eksiklikleri v.b) 6-Sağlık hizmeti sunulan ortamların fiziksel yapısının yetersizliği,6-Sağlık hizmeti sunulan işyerlerinin güvenliğinin yetersizliği, 7-Sağlık alanındaki aşırı iş yükü, 8-Sağlık çalışanlarının iş doyumsuzluğu ve tükenmişliği, 9 Sağlık hizmetindeki her türden aksaklığın sorumlusu/muhatabı olarak sağlık çalışanlarının görülmesi/gösterilmesi, 10-Medyanın sağlık çalışanlarını hedef gösteren yanlış politikaları, 11- Hasta ile Doktor arasındaki ilişkinin sağlığın para verilerek alınan mal konumuna indirgenmesi, 12- Sağlık çalışanının devletin bir memuru olarak görülmemesi, hizmet sunan bir tüccar gibi algılamasının bitirilmesinin sağlanması, 13- Toplumdaki sosyo-kültürel değer kayıpları, işsizlik, savaş/çatışma ortamları, ekonomik zorluklar, 14 Şiddeti önleyici yasal düzenlemelerin yetersiz kalınması v.b nedenler önlenmediği müddetçe sağlıkta şiddet artarak devam edecektir. Evet Mobbing konusu Borçlar Hukuku’nda yer alıyor ancak sanki 6331 sayılı kanunun sadece işçiler için çıkartılıyormuş gibi algılatılmaya çalışılıyor.. Temelinde devlet memurluğu kanunun yok edilerek 4857 sayılı İşçi Kanunu ile 657 DMK ‘nın tek çatı altında toplanıp kamu çalışanı statüsü kazandırılmak istenmesi nedeni ile 6331 sayılı kanunda psikolojik şiddet ya da mobbing’ten bahsedilmiyor. Bu konuda devleti bilerek bu kanuna eklemeler yapmak istemiyor..Ekleme yapılır ise sağlık meslekleri meslekte yıpranma payına hukuki olarak kavuşa bileceğini düşünen devlet erki 5510 sayılı kanuna eklemediği sağlık mesleklerini burada da baypas etmektedir AKTİFSAĞLIK-SEN YÖNETİM KURULU

MUTLU OLAMIYORUZ.ÇÜNKÜ BAŞKALARINA VERDİĞİMİZ DEĞERİ KENDİMİZE VERMİYORUZ,


İsparta’da küçük bir ilçe hastanesinin acil servisine kalp krizi geçiren bir hasta gelmiş, personellerin yeni mezun veya tecrübesiz olması nedeniyle hastaya müdahale konusunda yetersizlikler yaşanmıştır. Tüm müdahalelere rağmen hasta kurtarılamamış ve hayatını kaybetmiştir. Duyarlı bir hekim olarak bu duruma çok üzülen üyemiz Dr. Özgür DEDECAN durumu başhekime ileterek, soruna çözüm bulunmasını istemiş, acil servis sorumlusunun serum takmasını dahi bilmediğini, birçok personelinse yeni mezun veya tecrübesiz olduğunu iletmiştir. İdarenin konuya karşı ilgisiz ve duyarsız davranmasından dolayı ertesi günlerde yine benzer durumlar yaşanmıştır. Bunun üzerine;Acil Servisteki personellerinde isteği ve katılımıyla nöbetten çıkan ve nöbete girecek sağlık personellerine“İlk Yardım ve Acil Müdahale Eğitimi” verilmiştir. Acil serviste görev yapan üyemiz bu amaçla kurumdaki tıbbi cihaz ve malzemelerin nasıl kullanılacağını göstermiş ve ilk yardım tekniklerini anlatmıştır. Eğitim 15-20 dakika sürmüştür. Ayda birkaç gün işe gelen başhekim bu duruma çok kızmış ve ilçe kaymakamı olan eşinin de desteğini alarak üyemiz hakkında disiplin soruşturması açtırmıştır. Üyemizi cezalandırmak amacıyla hazırlanan ısmarlama ve düzmece rapora binaen ilk yardım eğitimi veren üyemize kınama cezası verilmiştir. İtirazı görüşen İl Disiplin Kurulu iki defa toplanmış, toplantıda mevzuat hükümlerine uyulmadığı gibi ne üyemize nede sendikamıza işlem dosyasını görme ya da inceleme imkanı verilmemiştir. Yönetmeliğe göre toplantıya katılması yasak olan, muhakkik onayında imzası bulunan ve konuya taraf olan kurum yetkilileri de katılmış, hekimlerin görev ve yetkilileri konusunda eksik ve yanlış bilgiler vererek kurul üyelerini etkilemiştir. 14.08.2014 tarihindeki toplantıya müdür yardımcısı, 21.08.2014 tarihindeki toplantıya ise bizzat müdürün kendisi katılmıştır. Buna rağmen “Sağlık Müdürünün toplantıya katılmadığı?” yönünde yalan beyanlar karara işlenmiştir. Şimdi sormak istiyoruz; Bu durum hangi ahlaki veya vicdani anlayışla bağdaşmaktadır? Toplantıya katıldığı halde bir daire müdürünü katılmadı göstermek “resmi evrakta yalan beyan ve sahtecilik” değil midir? İl sağlık müdürü hangi sıfatla bu toplantılara katılmış ve katıldığı halde neden karara imza atmamıştır? Devlet işlerinde adalet, güven ve dürüstlük esas değilmidir? İSPARTA DEFTERDARI CEZAYA KARŞI ÇIKTI! Isparta Defterdarı Sayın Rahmi TURAN verilen cezaya ve eğitim yasağına karşı çıkmış “bir hamala elli kuruş verir, elli kilo yük taşıtırsın. O sana yüz kilo daha taşır. Sende kalkıp, biz böyle anlaşmadık! Sen fazladan yük taşıdın diyerek ücretinden kesersin. Bu iş ona benzer. Olayda iyiniyet vardır! Kötü niyet vardır! Onlara bilmiyorum. Ancak böyle bir olay benim kurumumda olsaydı böyle bir sonuç asla yaşanmazdı. Çoğunluk red yönünde oy kullandığı için bende çoğunluğa ister istemez katılıyorum.”diyerek bu güne kadar özlemini duyduğumuz, eleştiriye ve iletişime açık, Tecrübeli, Adil ve Hoşgörülü bir yöneticilik örneği sergilemiştir. Bu sözlerle kendisinin basit ve klasik bir müdür değil, profesyonel bir idareci olduğunu göstermiştir. Adil ve Basiretli yaklaşımları için kendisine teşekkür eder hayat boyu başarılar dileriz. Ülkemizde ikinci bir örneği daha bulunmayan bu kararla birlikte başhekimin izni yada bilgisi olmadan hiçbir hekim mesleki bilgi ve tecrübesini paylaşamayacak, ilk yardım ve acil müdahale eğitimi dahi veremeyecektir. Aksi yönde davrananlar üyemizin uğradığı akıbete uğrayabilirler. Ülkemizdeki diğer sağlık kurumları içinde emsal teşkil eden bu yasağı sizler aracılığı ile bütün hekimlere ve sağlık camiasına duyurmak istiyoruz. Böyle bir kararla birlikte üyemize verilen disiplin cezası değil! Hastaneler ve diğer sağlık Kurumlarındaki eğitim yasağı onaylanmıştır. Eğer 15 dakikalık bir eğitimle kurum huzuru bozuluyorsa! O Kurumda huzur hiçbir zaman olmamıştır. Huzursuzluğun kaynağı ise idarenin bilen ve bilgili personel istemediğinden, bilgiye ve öğrenmeye karşı olduğundandır. Zira; Bilgisizleri yönetmek daha kolaydır Bu Karar; “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” ya da “İlim Çin’de de olsa arayıp bulun” diyenlerin hayat düsturuyla bağdaşmadığı gibi o yüce şahsiyetlerin kemiklerini sızlatmıştır. Bu kararla birlikte; EĞİTİM VE SAĞLIK başta olmak üzere Isparta’nın ilim şehri değil, her geçen gün “ZULÜM ŞEHRİ” olma yolunda biraz daha ilerlediğini görmekteyiz. Eğitimin değil! Cehaletin, kötülük ve zulmün yasaklandığı bir ülke dileğiyle. Aktif Sağlık Sen-Isparta İl Başkanlığı Dr.Gökay ÇETİN


WWW.AKTİFSAGLİK-SEN.ORG

AKTİF SAĞLIK-SEN TAHRAN CAD. NO:30 KAVAKLIDERE ÇANKAYA –ANKARA TEL:0312-98812-40 GSM:0530.011.4875-530.0114876 WEB:www.aktifsaglik-sen.org E.MAİL:aktifsagliksen06@gmail.com, yonetim@aktifsaglik-sen.org

AKTİF SAĞLIK SEN SENDİKASI ELEKTRONİK DERGİ SÜRELİ YAYINIDIR ÜÇ(3) AYDA BİR YAYINLANIR Tüm Telif Hakları Aktif Sağlık-Sen Sendikasına Aittir. Kaynak Gösterilmeden Kullanılamaz


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.