Halk Ulaşım Dergisi Ekim Sayısı

Page 1


on-kapaki-ici-arka-kapak-ic-ek:Layout 1 10.10.2015 19:14 Page 1


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 1


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 2


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 3


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 4

İÇİNDEKİLER

8-9-10

İmtiyaz Sahibi: Murat UZUN Gsm.: 0555 553 20 72

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ahmet ERGUN Gsm.: 0505 423 12 17

HADIMKÖY’DE RANTA İZİN VERMEYECEĞİZ

Editör Ahmet ERGUN

14

Halkla İlişkiler Müdürü Melek ALTUNDAŞ

Grafik Tasarım EYLÜL GRAFİK-Satı GÖKÇE Tel: (0212) 252 62 57

YAYIN TÜRÜ Ulusal Süreli Yayın - Aylık

4

16-17

Basım Yeri ANKA Matbaacılık LTD.ŞTİ.

İçindekiler

Yönetim Yeri Oruç Reis Mah. Tekstilkent Cad. Tekstilkent Ticaret Merkezi G-1 Blok No: 10 AB D: 3079 Esenler /İSTANBUL Tel&Fax : 0212 361 45 29 E-mail: halkulasim@hotmail.com

Sorunları Doğru Anlatmalıyız

ÖZEL HALK OTOBÜSÜ TAŞIMACILIĞI

NEREYE GİDİYOR?


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 5

20-21

editörden

HAKSIZ CEZALAR ESNAFI BEZDİRDİ

“KRAL ADANALI” YOLLARIN YENİ EFENDİSİ TEMSA SAFİR PLUS

H

26-27

alk Otobüs esnafı her asılsız iddia ile suçlanmaya devam ediliyor. Haberin aslı asla incelenmeden yargısız infazlar ile ulusal basın üzerinden yapılan karalamalar akıllara organize bir hedef mi soruları getiriyor! Özellikle bazı gazeteler üzerinden basınla paylaşılan bu haberler devamında ise birçok ulusal ve yerel basında yer buluyor. Karar kesinleşmeden hiçbir şahsın asla suçlu ilan edilemeyeceğine özellikle riayet etmesi gereken basın kuruluşları konu halk otobüsleri olduğunda kararını dünden vermiş imajı yaratmaya devam ediyor. Geçen ay ise yayınlanan bir haber ile “Özgecan” olayını hatırlatırcasına Halk Otobüs esnafını karalama amacı güden haber ile bir otobüs şoförünü tecavüzcü gösterme çabasında bulunulmuştur. Olayın aslı incelenmemesine karşın bu olayı haber yapması ve ardından tüm internet sitelerinde manşetten girilmesi ayrı bir acı vakadır. Olay gerçek ise failleri en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Lakin olayın iftira veya başka boyutları olduğu incelenmeden bu gibi haberlerin verilmesi ayrıca düşünülmesi gerekilen bir olaydır. Bu ve bunun gibi yakın zamanda gerçekleşen her vakada halk otobüs esnafının yargısız infaza mahkum edilmesi acaba kimi çevrelerce mi sağlanmaktadır? Kaza yapan her otobüste “halk otobüsü vahşeti” manşetleri atmak, hatta başka kurumlara ait kazalarda dahi “halk otobüsü” ibaresi kullanmak ve kaza anında ki haklı haksız ayrımı yapmadan her türlü halk otobüs esnafını suçlu çıkarmanın ne gibi bir amacı mevcuttur? Halk otobüs yöneticilerinin acilen bu konuya ehemmiyet göstermesi gerekmektedir. Esnafı temsil eden şirket avukatlarının acilen bu konu hakkında araştırma yapmaları gerekmektedir.

36-37

HALK OTOBÜS ESNAFINA 600TL ŞAKASI!

HALK OTOBÜS ESNAFINA ORGANİZE SALDIRI

MURAT UZUN

5


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 6


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 7


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 8

Ramazan Gürler Yönetim Kurulu Başkanı

Mavi Marmara Ulaşım A.Ş.

HADIMKÖY’DE

RANTA

İZİN VERMEYECEĞİZ

Hadımköy’de yaşanan haksızlık büyümeye devam ediyor. UKAME’nin tarafları dinlemeden verdiği karar hem minibüs esnafını hem de halk otobüs esnafını mağdur etti. 42 aracın çalıştığı durağa bir karar ile 30 minibüs ilavesi zaten kazancı düşük hattın daha da ölmesine sebep oldu. Mavi Marmara Ulaşım A.Ş. Başkanı Ramazan Gürler ise kararın birileri tarafından rant sağlamak amacıyla yapıldığını söyledi.

Araç İhtiyacı Olsa Atıl Araçlarımızı Değerlendiririz Şirketimizin Bayrampaşa durağına Terkos durağımızda ki 5 aracımızı ilave etmek istedik. Teskos’da bu araçlarımız her gün eksi bakiye vermekteydi. Ayrıca bu durakta büyük araçlar giderlerinin yüksek olmasından dolayı kazandırmıyor. Küçük araçların gideri az olmasından ötürü bu araçlarımızı değerlendirmek istedik. Fatak minibüsçülerin itirazı ile 5 aracımız burada kabul edilmedi. Hem de kendi hattımız olmasına rağmet çalışma izni alamadık. Bizler de tamam diyerek konuyu kapattık. Burada koca bir ilçe sadece 5 araca izin vermemiş oldu. UKAME ise her ilçeden ikişer üçer minibüs toplayıp 42 otobüsümüzün olduğu tek bir güzergaha30 adet minibüs ilavesi yaptı. Dünyada emsali olmayan bir karar-

8

dır. Tamam UKAME’nin buna yetkisi vardır ancak ihtiyaçlar gözetilmeden de yapılmamalıdır. Yaşanan bu olay yüzünden halk otobüsleri büyük değer ve kazanç kaybı yaşadı. Buralara yeni hatların açılması ile de minibüslere değer kazandırılıyor. Ucuz olan plakalar 2 kat fiyata satılıyor. Oysa ki böyle bir düzenleme yapılacaksa hem vatandaşa hem de halk otobüs esnafına sorulmalıdır. Biz Hadımköy’e 11 araç ile başlamıştık. Her yıl ihtiyaç oldukça sayıyı artırdık. Şuan Hadımköy’de 42 araç ile hizmet vermekteyiz. Esnafımız ihtiyaç oldukça zaten üstüne düşeni fazlasıyla yapmıştır. Şuan zaten kazançlarımız ortadadır. Esnaf amortisman payını kar görerek evine ekmek götürebilmektedir. 30 aracın burada başlaması demek araçların giderlerini dahi karşılayamayız demektir.

Sorunların Tekrarlanmamsı İçin Yasada Tanım İstiyoruz Halk otobüslerinin UKAME’de temsil edilmemesi bu gibi sorunların yaşanmasına sebep oluyor. Bizim görüşümüz alınmadan böyle bir karar alınabilir mi? Karar çıkmadan önce tüm ilgililere yaşanacak sıkıntıları ilettik. Fakat karar bir oldu bittiye getirildi. Zaten bölgemizde çok sayıda atıl araç mevcut. İhtiyaç varsa söyleyin biz ekleme yapalım. Durağımıza gelip bir fotoğraf çekmişler. İş saatinde araca 4 kişi binememiş. İstanbul’da iş çıkış saatlerinde zaten tüm hatlar yoğundur. Metrobüs’te o saatler içerisinde en az 200 kişi araca binemez. Minibüs esnafı bile bende razı değilim diyor burada çalışmaya. Otobüsler de biter ama bende biterim diyor. Bu bölgelerde


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 9

Ramazan Gürler Yönetim Kurulu Başkanı

Mavi Marmara Ulaşım A.Ş. yolcu kaldıramayan minibüs hatları varken zaten kazanamayan bir hatta 30 minibüs neden ekleniyor? O hatlara dağıtsalar ve yolcu da rahat etse daha doğru olacaktır Öyle bir dağıtım olsa bize de düşecek olan sayıyı elbette kabul ederdik. Ancak 30 aracın tek bir durağa verilmesi kabul edilemez. Halk otobüslerinin bu sıkıntıları tekrar yaşamamasının tek yolu 2918 sayılı yasaca tanınmamız olacaktır. Bu artık Türkiye’nin kangren olmuş sorunudur. Her ilde ki halk otobüs esnafı UKAME’lerden çıkan ve kendilerine danışılmayan kararlardan şikayetçi. Sayımız 30bini geçmiş durumda. Ancak halen yasalarca tanınmamışız. Bugün TÖHOB’un da aktif olmamasından dolayı sesimizi güçlü duyuramıyoruz. Bizler de TÖHOB’a sahip çıkmadık. Artık bir şeylere yeniden başlamalıyız. Yıllar Oldu Esnafımız Mağdur Yıllardır İstanbul’da ki halk otobüs esnafı mağdur. Esnafımız Cumhurbaşkanımızın Belediye Başkanlığı dönemini özlemektedir. Büyükşehir Belediye Başkanımız bulunduğu konum itibari ile bize zaman ayıramamaktadır. Özellikle belediyeler birliği başkanlığı ve İstanbul’un büyüklüğü göze alındığında hak da veriyoruz. Bu yüzden bürokrasi içerisinde eziliyoruz.

Yapılması gerekenler hızlı sonuçlandırılmıyor. Öyle bir sistemle çalışıyoruz ki şuan ne kadara ücret taşıdığımızı bilen yok. 26 kalem ücretsiz, tam, indirimli, indirimlinin indirimlisi, aylık, aylık indirimli, aktarma, aktarmaların aktarmaları derken bizim 2,15 kuruşluk ücretimiz 1,30 seviyesine geriledi. Fakat kesilen cezalar ise 2,15 kuruş üzerinden hesaplanıyor. Eskiden bir tam bir de indirimli tarife vardı. Bu taşıma sistemi ile istediğiniz hat optimasyonu yapın bir sonuç alamazsınız. Radikal kararların alınarak yürürlüğe sokulması lazım. Belediye promosyon yapmak istiyorsa esnafı hakkını ödeyerek yapmalıdır. Yapılan promosyonlar belediye tarafından karşılanmalıdır. Öğrencisi, yaşlısı çalışanı memnun edilecekse bunu esnaf değil karar alıcı belediye üstlenmelidir. Bizden istenen kaliteli ve konforlu ulaşım için bunlar yapılması gerekmektedir. Çünkü işin bir sürdürülebilir maliyeti mevcuttur. Eğer esnaf bu maliyeti sağlayamıyorsa mecburen kaliteden ödün vermek durumunda kalacaktır. İETT bünyesinde geçen yıl yaptığımız bir toplantıda tüm taraflarca kabul edilen bir maliyet ortaya çıktı. Ortalama sürdürülebilir maliyet olarak 35.760 Tl aylık rakam belirlendi ve yetkililer bunu size

vermemiz gerek dediler. Geçen yıl çıkan bu rakama karşılık esnafımız halen daha bu kazançları göremiyor. Fakat bu konu ile alakalı da halen bizi arayan yok. Halk otobüsleri kamuoyunda ancak bir kazaya karışınca gündeme geliyor. Hemen ardından da yetersiz denetimler vurgusu yapılıyor. Kazanamayan esnaf aracına nasıl güzel bakabilsin ki? Bu Bizim Ekmeğimiz Her bir esnafımız Türkiye’nin farklı noktalarından malını mülkünü satarak gelmiş İstanbul’a ve bu sektöre girmiş ekmeğini kazanma amacıyla. Burada aşiretçilik yok, adamcılık yok. Tamamen ekmeğimize odaklanmışız. Esnaf için önemli olan olan onunla ilgilenen, ekmeğine sahip çıkan, haklarını koruyandır. Memlekette olsak akraba, aşiret belki belirleyici olar ama burası bir metropol ve herkes evine, çocuklarına götüreceği ekmeğin derdinde. Seçimler yeniden geldi. Herkes kapı kapı dolaşıyor. Bizde diyoruz ki gelin burada bir potansiyel var. Size kırgın ve dargın bir halk var. Ailesi ile sadece İstanbul’da 30bin insan var. Fakat bu sektör insanına dönüp bakan yok. Şimdi ise bize diyorlar ki araçlarınıza engelli aparatı takın, klima yaptırın, dijital tabela katın veya araç değiştirin. Nasıl yap-


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 10

sın ki bunları esnafımız? Bir ay boyunca çalışan esnafımıza zaten 3-4 bin lira kalmakta. Yeni bir araç için ise esnaf aylık 9bin lira senet ödemeyi göze almalıdır. Şuan en uygun araçlar bile 450bin liraya çıkmış durumda kredileri ile beraber 600bin lirayı geçmekte. Geçen gün başbakanımızın seçim beyannamesini izledik. Maalesef bu seçimde de toplu taşımacılar için bir müjde gelmedi. Türkiye’de 30bin esnaf ve çalışan bir müjde bekledi. Devletin halk otobüslerini bir sübvansesi halen daha yok. Diğer ülkelere bakarsak devletin toplu ulaşım için %30’ların üzerinde desteği olduğunu görürüz. Bizlere AB yasalarına göre engelli erişimli araç zorunlu derlerken AB’de olduğu gibi devlet sübvansesinin de zorunlu olmasını beklerdik. Esnafımın Sorununu Söylemek İçin Buradayım Sorunlar artık hat opimizasyonları ile giderilemeyecek boyutlara ulaştı. Ayrıca yeni ceza skalası ve 153’ün kestiği cezalar da esnafa büyük yük oluşturmaktadır. Servise geç kalmanın cezası bile 400 bilet olmuş. Bu 800 lirayı esnafımız zaten 3 günde toplayamıyor. 76 aracımızın olduğu Çatalca bölgesinde 3-4 dk ara ile çalışıyoruz. Bugün o bölgeden biz çekilsek yarım saatte bir taşımacılık anca yapılabilir. Mesela Arnavutköy bölgesinden çıkmadan önce biz 7-10 dk ara ile hizmet verirken şuan İETT şuan yarım saat- saat başı taşımacılık yapıyor. Biz orada 3 dakika gecikme yaşasak hemen

10

rapor yazılıyordu. Ayrıca 153 şikayetleri esnafımızı da bizi de bezdirdi. Her yolcunun şikayeti ceza olarak geri dönüyor. Şikayet edenlerin yolcu olduğu bile muamma. Maalesef elekten geçirilmiyor. Mesela az önce biz şikayet gelmiş. Edirnekapı istikametine giden bir aracımız yolda çok indi bindi yapıyormuş. Kim bu şikayeti yapar? Ya minibüsçü yapar ya da taksici! Yada başka bir taşıma aktörü. Böyle bir şikayet olur mu? Hani dese ki durakta durmamış, yolcuyu almamış veya hakaret etti tamam. Ama indi bindi çok yaptı ne demektir? Bazen de yine öyle şikayetler de geliyor. Falan durakta otobüs durmadı diye rapor yazılmış. Uydudan bakıyoruz ki hem durmuş hem de yolcu almış. Birçok şikayetin gerçek dışı olduğuna inanıyoruz. Bakın vekilleri çağırıyorum esnafla buluşturmaya. Hatta bakanları bile davet ettik esnafımızla buluşturduk. Millet bekliyor ki ben vekillere güzel sözler söyleyeceğim. Ne dedim oysa 12-13 yıllık hükümetiniz döneminde Türkiye’de ekonomi iyi giderken ekonomisi ile sıçrarken biz halk otobüsleri hep geriye gittik. Geçen gün Mehdi Eker ile buluştuk. Benim tanıdığım samimiyetimiz olan biridir. Biz ailece milli görüşten gelen insanlarız. Mehdi Eker’i ben çağırdım. Evimde ağırladık ve beraber yemek yedik. Orada da söyledim benim dostum olmasına karşın. Bu hükümet döneminde halk otobüs sektörü geri gitti dedim. Türkiye’de her şey güzelken bizim sektör geriledi. Bir milyon para yatırıp otobüs alan adamın sermayesi 800bine düştü.

500bin lira arsa alan adamın sermayesi 3 milyona çıktı. Evet, ben esnafımın sorununu söylemek için buradayım. Söylememiz gerekiyor. Bizim davamız evimizin rızkıdır. Benim İstanbul’da hükümetle bir sıkıntım yok ama işleyişle var. Bizim Tek Suçumuz Kurumsallaşamamak Araçlarımızı şirketlerin üzerine devretme zamanı gelmiştir. Bu işi artık profesyonelce yapmalıyız. Bakıyorum her şirkette 15 yönetici var. Peki neye göre seçilmiş ve kim bunlar? Artık bu işi bizler değil profesyonel kadrolar yönetmelidir. Onların becerileri ile haklarımız çok daha güçlü aranmalıdır. Şirketlerimiz birleşmelidir. Eğitimli hukuk anlamında, ulaşım anlamında profesyonel kadrolara yer vermeliyiz. Bunlar olmadıkça haklarımızı tam manası ile alamayız, kurumsallaşmayı sağlayamayız ve sistemli çalışamayız. Yönetim yapıları değişmeli, eğitimli insanlar olmalı artık. Adamcılığı bırakmalıyız. Gerçek anlamda kurumsallaşmalıyız. Sermayemizi birleştirerek bir güç olmalıyız. Bunu sağlayamadıkça herkes bizleri ezer. Özellikle son dönemde siyasette bizim sektöre karşı bir vurdumduymazlık var. Maalesef esnaf odamız da pasif kalıyor. Oda seçimi öncesi böyle bir algı olduğu için her şirketten oda yönetimine 2 yönetici gönderdik. Bu sayede esnaf odamızı aktifleştirecektik. Ama şuan bakıyorum da hiçbir fark olmadı. Demek ki sorun kişilerde değil bizlerdeymiş. Bu kafa yapımızı değiştirmemiz lazım.


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 11


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 12

ZYF AŞINDA

100

Friedrichshaf e n’d e k i kutlama yaklaşık 1.500 davetlinin katılımıyla gerçekleşti. ZF’nin CEO’su Dr. Sommer: “Hedefimiz mekanik, elektronik ve büyük verilerin (Big Data) akıllıca bir araya getirilmesidir.”

Z

F Friedrichshafen AG, şirketin ticari sicil kaydının yapıldığı günün üstünden tam 100 yıl geçmesini kutladı. Otomotiv sektörü, ticaret, siyaset ve iş dünyasından ziyaretçilerin yanı sıra dost ve iş paydaşlarının da aralarında bulunduğu yaklaşık 1.500 davetli Friedrichshafen’deki fuar alanında yapılacak gala için Konstanz Gölü’ne geldi. Merkezi Friedrichshafen, Almanya’da bulunan “Zahnradfabrik GmbH”, 9 Eylül 1915’te Tettnang bölgesi ticari sicil kaydına alındı. Yeni kurulan şirketin amacı uçak, motorlu taşıt ve motoru tekneler için dişli ve şanzıman geliştirmek, denemek ve üretmekti. Kısa zaman içinde ZF, teknolojisini otomobil üreticilerine sunmaya başladı ve otomotiv sektöründeki global teknoloji firmaları arasına girdi. Kutlama etkinliğindeki konuşmasında “Kuruluşunun üzerinden 100 yıl geçse dahi ZF yeni teknolojiler geliştirme ve var olanları mükemmelleştirme arzusuyla hareket etmektedir.” diye belirten CEO Dr. Stefan Sommer, “Güvenilirlik ve inovasyon şirketimizin genel değerlerini ve çalışmalarımızın temelini ifade etmektedir.” diyerek sözlerini sürdürdü. Sommer, otomobillerde dijital platform ve ağ bağlantılarının artmasının bir sonucu olarak sadece komponent temin etmenin yeterli olmayacağını “Mekanik, elektronik ve büyük verileri akıllıca bir araya getirmek, 21. yüzyılın ulaşım trendleri için uygun çözümler geliştirmede belirleyici olacaktır. Bir sistem tedarikçisi olan ZF, otomobil ve ticari araç üreticilerine küresel bir

12

paydaş olarak oldukça iyi konumlanmıştır. Doğru ürün ve teknolojileri tek bir elden sağlayabilecek kapasiteye sahiptir.” diyerek ifade etti. Otonom sürüş ve elektrik tahrikli sistemlere yönelik eğilim, otomobil kullanımını ve teknolojisini önceki gelişmelere göre çok daha fazla değiştirecektir. “Bununla beraber, elektrik tahrikli sistemlerinin pazar payının yükselmesi yirmi yıldan fazla zaman alacaktır.” diye belirten Sommer, “Tüm çalışmalarımızı elektrikli sürüşün geliştirilmesine yoğunlaştırsak dahi ZF otomobillerin verimliliğini arttırmak ve emisyonları düşürmek için hibrit tahrik sistemleriyle de yakından ilgilenecektir.” diyerek ilave etti. Plug-in hibrit, içten yanmalı motorun bugünkü dünyasından tamamen elektrik tahrikli sistemlerin yeni dünyasına uzanan bir köprü konumundadır. Sommer, “Uzun vadeli stratejimiz çerçevesinde, daha fazla çeşitlendirme için otomotiv dışı ürün yelpazemizi genişletmek istiyoruz.” diyerek ZF’nin binek araçlardan ticari araçlar ve endüstriyel teknolojilere doğru grup çapında yürüttüğü teknoloji transferini daha da ileriye taşıma niyetini vurguladı Alman Otomotiv Endüstrisi Kurumu (VDA) Başkanı Matthias Wissmann, yaptığı koşmada Alman otomotiv endüstrisinin Alman ekonomisi için önemine değinerek “Üreticiler ve tedarikçiler arasındaki işbirliği, Alman otomotiv endüstrisinin lider bir konuma gelmesindeki temel nedendir. Ortak hedefimiz yeniliklerle değer katan yapıları bağlayarak, pazarlarımızın büyüdüğü yerlerde

bizim de büyümemizi ve aynı zamanda Almanya’nın üretimdeki güçlü konumunun devamlılığını sağlamaktır. Köklerimizin bulunduğu bu bölgede mobilitenin geleceğini belirlemek istiyoruz. Bunun için geleceğe yönelik koşulları şekillendirmeliyiz. Kesin olan şudur ki, rekabetçilik durağan değildir ve kendini tek olarak sürdüremez. Rekabet konularında yasa koyucular daha yoğun çalışmalıdır. Şu anda bu hususta siyasi ağırlığın hangi yöne verileceğinin tespiti kolay değildir, ama kesinlikle çok önemlidir.” diye belirtti. VDA Başkanı Wissmann’a göre, ZF Friedrichshafen AG uzmanlığı ve zengin ürün gamı ile gelecekte rekabeti sürdürmek için kendini mükemmel konumlandırmıştır. Alman Otomotiv tedarik endüstrisinin gelecek potansiyelinin çok büyük olduğuna vurgu yaptı ve “ZF sektördeki küresel aktörler arasındadır. Hareket neredeyse, ZF de oradadır! Aldığı stratejik kararların sonucu olarak gelecekte büyüme için gerekli koşulları yaratmıştır.” diyerek sözlerini sürdürdü. Yıl dönümünün merkezde gerçekleşen kutlama töreni ZF çalışanları için pek çok yerde düzenlenen etkinliklerin en büyüğüydü. Dünya genelinde ZF tesislerinde düzenlenen aile günlerinde aileler çalışanların işyerlerini görme ve ZF’de işin “mutfağını” gözlemleme şansı buldular. Tüm bu etkinlikler her yönüyle çok başarılı geçti. Yıl dönümü kutlamaları kapsamında ZF, teknoloji firmasının tarihini anlatan yeni bir kitap yayınladı. Bu kitabın resmi olarak tanıtımı Ekim ayında yapılacak.


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 13


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 14

Kocaeli Minibüsçüler Ve Otobüsçüler Odası

MUSTAFA KURT Yönetim Kurulu Başkanı

Konumuza girmeden önce son zamanlarda ülkemizde şahadet şerbeti içen şehitlerimize de Allah’tan rahmet diler, bütün yakınlarına Mevla’m ecri celil, sabrı cemil ihsan eylesin inşallah. Bu terör vahşetinin de biran önce son bulmasını Allah’ tan temenni ederim.

Sorunları Doğru Anlatmalıyız B

u temennilerden sonra ekmek mücadelesi verdiğimiz toplu taşımadaki sorunlarımız her geçen gün bir önceki günü arar hale geldiğimizi belirtmek isterim. Aslına bakarsanız Türkiye genelinde ciddi bir güç olduğumuz açıkça ortada olmasına rağmen bu gücü kendi lehine kullanamayan dünyada ender bir topluluk olduğumuzu ifade etmek isterim. Yazımın başında belirttiğim gibi her gün bir önceki günü aradığımızı ekmeğimizin artık elimizden gittiğini buna rağmen hala uyuduğumuzu açıkça belirtmek isterim. Bazı kesimler kendi ekmek mücadelelerinde ellerinden ne geliyorsa yaptıkları ve sonucunda kazananın kendileri olduğu bir ortamda bizlerin yeri toplu taşıma yapan esnafımızın üstüne ölü toprağı serpildiği gibi sessiz durmamız bizim için hayra alamet olmadığı açıkça görülmektedir. Oysa bu ölü toprağını üzerimizden atsak inanıyorum ki çok ciddi geri dönüşümler olacaktır. “Hak Aramak Dilenme İle Değil Direnme İle Kazanılır” Örnek verecek olursak sizin de Halk Ulaşım Dergisi olarak içinde bulunduğu Anadolu esnafı ile yapmış olduğumuz mücadele ve hak arama noktasında Ankara’daki temaslar neticesinde T.C. Başbakanı ile görüşme ve sorunların olduğu dosya verilmiş, takip edilmiş ve kanun meclisten geçmiştir. Hakkımız olan ücretsizlerle alakalı ödenek için yönetmelik çıkartmak üzere yakın zamanda Türkiye’de ki oda başkanlarının katılacağı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında toplantı ola-

14

cağı ve kuvvetle muhtemelen 1 Kasım 2015 yerel seçim öncesi bizlere ödenek yapılacağı anlaşılmaktadır. Tabi ki verilen bu mücadelenin ve gayretlerin olması ile ödenek tarafımıza çıkmıştır. Yoksa oturduğun yerde böyle bir hakkın sana gelmesi mümkün değildir. Bu bir örnek aslına bakarsanız Türkiye’de erken seçim yapılması bizim esnafımız adına önemli bir gelişme olsa gerek. Daha esnafımızın çok sıkıntıları var. Örneğin engelli rampası acilen yine Ankara’da Anadolu’da ki başkanlarla beraber bir toplantı yapılarak tekrar Sayın Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU ile görüşme yapılmalı ve bu sorunlarımız dile getirmeli. Yönetmelik gereği araç değiştirene kadar engelli rampası bizlerde aranmamalıdır. Aksi halde Türkiye’deki bütün esnafımızın bu yönde çok mağdur olacakları aşikârdır. Kaldı ki buradan sizin aracılığınızla duyurmakta fayda olduğunun inancında olduğum her bölgedeki esnafımızın temsilcileri, yeni başkanları mümkün oldukça bölge milletvekillerine hatta adaylarına bile bu konuyu aktarmalarında fayda olacağının kanaatindeyim. Her bölgedeki başkanlarımız bunları dile getirirse esnafımızın maddi anlamda gücü olmadığını anlatırsa inanıyorum bununda üstesinden geliriz inşallah. Tabi ki erken seçimin kendi lehimize ve sorunlarımızın anlatılmasında bir fırsat olduğunu unutmamak gerektiğini düşünüyorum. Bu vesile ile bizlere yer ayırmış olmanız münasebetiyle Halk Ulaşım Dergisi’ne teşekkürlerimizi ifade eder Türkiye’deki bütün Toplu Taşıma esnafımıza Allah’tan kazasız belasız bol kazançlar dilerim.


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:26 Page 15


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 16

GÖKSEL OVACIK Yönetim Kurulu Başkanı

ÖZULAŞ A.Ş.

ÖZEL HALK OTOBÜSÜ TAŞIMACILIĞI

NEREYE GİDİYOR?

Değerli kent içi toplu taşımacılar. Kentiçi toplu taşıma faaliyetinin kent hayatı üzerindeki vaz geçilmez etkisini sanırım hepimiz gayet iyi biliyoruz. Gelişmiş ülkeler, kent hayatı üzerindeki etkisini tecrübeyle tespit ettikleri için, bu sektörü yaşanabilir bir kent oluşturmak amacıyla çok etkin bir şekilde kullanıyorlar. Ulaşım alt ve üst yapısını, trafik düzenleme ve uygulamalarını kenti içi toplu ulaşımı esas alarak yapmaktadırlar. Artık kabul ediliyor ki kentin trafik ve çevre sorunlarının çözümü, sürdürülebilir gelişme ve büyüme sağlanabilmesi için tek çare, etkin, etkili ve entegre sürdürülebilir bir toplu ulaşım sistemi oluşturmaktır. Bu bilinçle yol, çevre ve trafik düzenlemeleri yapılıyor, esneklik avantajına sahip otobüs taşımacılığı için, kent merkezlerinin en önemli arterleri, ticari hızı artırmak ve yolculuk sürelerini kısaltmak gayesiyle özel araç girişlerine kapatılarak veya kısıtlanarak özel toplu ulaşım yolları kuruluyor, trafik içinde öncelikli hale getiriliyor, kent merkezlerine inen hatlarda yüksek kapasiteli çevreci otobüsler kullanılıyor. İster kamu, isterse özel teşebbüs olsun operatör

16

Kurum ve kuruluşlara işletme ve yatırım destekleri, çeşitli teşvikler sağlanıyor. Niçin? Daha yaşanabilir ve güvenli şehirler oluşturmak ve hayat kalitesini yükseltmek için. Hani güzel bir söz vardır. Balık içinde bulunduğu deryanın büyüklüğünün farkında olmaz. Bende bu sözden hareketle genel ve lokal sorunlarımızın kalıcı olarak bir türlü çözülememesinden bunaldığım vakitlerde kendime soruyorum. Yaşadığımız dünyanın incisi kutlu şehir İstanbul, Avrupa’nın şehirlerinden daha az mı kıymetli? Sürdürülebilir ve nitelikli bir toplu taşıma sistemine İstanbul’umuz layık değil mi? Kenti daha iyi ve kolay yönetmek noktasında bu sektör kamu idarecileri tarafından neden etkili bir şekilde kullanılmıyor? Acaba Özel Halk Otobüsü taşımacıları ve temsilcileri olarak bulunduğumuz sektörün büyüklüğü, gücü ve kent hayatı üzerindeki etkisinin farkında mıyız? Sahip olduğumuz gücü kamuoyunu etkilemek, kendimizi ve yaptığımız hizmetin önemini ifade edebilmek ve sorunlarımızı çözecek yetkili makamlara anlatabilmek

için neden etkili olarak kullanamıyoruz? Özel Halk Otobüslerini temsil eden Kuruluşlar olarak niçin birlikte hareket etmek ve tek ses olabilmek kültürüne bir türlü kavuşamıyoruz? Daha birçok benzer soruyu kendime soruyor ve cevaplarını bulmaya çalışıyorum. Demek ki diyorum biz sorunlarla yaşamayı seviyoruz, bu nedenle çözmek istemiyoruz. Kentimizi ve kendimizi yeterince sevmiyoruz. Başka izahı yok. Çünkü sorunlar varsa çözüm mutlaka vardır. Ayrıca çok düşünmeye de gerek yok. Elin oğlu ne yapmış, ne yapıyor kopya çeksek bile yeterli. Özel Halk Otobüsleri olarak öylesine basit ve güncel konularla uğraşarak en kıymetli şey olan zamanımızı harcıyoruz ki genel sorunlara vakit ayıramıyoruz. Halbuki lokal sorunlar genel sorunların parçasıdır. Yapı sorunlu ise bir sorunu çözeyim derken başka sorunlar ortaya çıkabiliyor ve kartopu gibi çoğalıp gidiyor. Artık şuna kesin olarak kanaat getirdim. Çözüm için sorunlara genel bakmak ve sorunları ortak hale getirmekten başka çare yok. Bi-


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 17

GÖKSEL OVACIK Yönetim Kurulu Başkanı

ÖZULAŞ A.Ş. reysel işleticilik ve parçalı işletme yapısı gücümüzü dağıtıyor ve ektin kullanmamızı engelliyor. Yani Kurumsallaşmamız şart. Aksi halde kendimizi fark ettiremiyoruz ve sesimiz güçlü çıkamıyor. Artık biri birimizle manasız rekabet etmek ve rol kapmak gibi basit şeylerden sıyrılmamız ve hep birlikte güçlü sinerji yaratarak sorunların üzerine gitmemiz lazımdır. Ki gücümüz ve sesimiz hissedilsin, sorunlarımız çözülebilsin ve ilerleyebilelim Kurumsallaşma Kurumsallaşma için olmazsa olmaz ve öncelikle Şirket bazında tek gelir-gider havuzları oluşturmaktır. Devamında 100-150 adetlik mini garajlar kurmak. Birlikte karar alıp uygulayabilecek, güçlü, dinamik, uzman ve nitelikli bir yönetim ve üreten bir organizasyon yapısını oluşturmak. Şirket sayısını bölgesel baz da 2’ye düşürerek karar alma mekanizmasını hızlı ve güçlü hale getirmek. İşletme planlama, uygulama ve yönetme noktasında bağımsız hale gelmemiz lazımdır. Sürdürülebilir bir hizmet ve daha sorun için başka bir yol yoktur. Kurumsallaşmayı sağlayarak birilerinden bir şeyler isteyen değil istenen duruma geçmeliyiz. Bu bizim öz güvenimizi yükseltecektir. Tarife Sorunu Ve Tanım Şu anda gelir-gider dengesizliği sektörün en önemli sorunu olup, sürdürülebilirliği ve yüksek kaliteyi önler noktasına gelmiştir. Gelir-gider dengesizliğinin nedenleri olarak, yolcu taşıma tarifesinin belirleyici konumdaki Kamu tarafından baskılanarak yıllık artışın TEFE-TÜFE ve diğer girdi artışlarına orantılı yapılmaması, ücretsiz yolculuk kapsamının sürekli genişletilmesi, belirli kesimlere uygulanan indirim kapsamının ve oranların sürekli yükseltilmesi, cezaların artırılması ve hizmet bedeli, ruhsat bedeli v.b. adlar altında kamu tarafından alınan ve Dünyanın hiçbir yerinde olmayan ödemeler olarak sayabiliriz. Minibüs ve Dolmuş gibi ticari araçlarda aynı problem yok ve bu araçların devir bedelleri her geçen yıl artarken, Özel Halk Otobüsleri faaliyeti sürdürmekte zorlandıkları gibi değer de kaybediyorlar. Bu durum devam ettiği takdirde Belediyeler sahadan çekildiğinde bu işi devir edebilecekleri özel teşebbüs bulmakta zorlanacaklardır. Tarife konusunda Minibüs ve dolmuşlar neden sorun yaşamıyorlar? Çünkü yasalarda tanımları var ve tarifelerini kendileri belirliyorlar. Ücretsiz yolcu taşımadıkları gibi sadece öğrencilere de kendi inisiyatifleri ile indirim uyguluyorlar. Bu araçların kapasiteleri düşük olduğu halde yoğun trafikten daha az etkilenmeleri ve durak, güzergah disiplinlerinin olmaması sebebiyle kamu kurallarıyla çalışan ve çok sıkı denetlenen Özel Halk Otobüsleri karşısında avantajlı kılmaktadır. Ayrıca ticari araçların Esnaf Odaları tarafından belirlenen tarifeyi esnetebilmeleri ve hattın uzunluğuna göre tarife uygulamaları ÖHO aleyhinde haksız rekabete

neden olmaktadır. Ama bizim yolcu taşıma tarifemizi UKOME belirliyor ve elektronik bilet nedeniyle esnetme şansımızda yoktur. Yolcu taşıma kapasitemiz daha yüksek olduğu halde, taşıdığımız yolcunun yarısının ücretsiz veya indirimli ve araç başına maliyetlerimizin daha yüksek olması sebebiyle ticari araçlara göre kazançlarımız daha düşük olmaktadır. Kaldı ki biz Belediyeye Hizmet Bedeli, Teknik Muayene Bedeli ve Ruhsat Bedeli öderken, minibüsler hiçbir bedel ödemiyorlar. Burada da çifte standart var. Kamunun tarife ve gelir baskısı, hizmet niteliğimizi artırmamızı da engellemektedir. Dolayısıyla da Avrupa şehirlerinde olduğu gibi Kamunun bize yatırım ve işletme desteği vermesi veya bizim de yasalarda tanımlanarak ticari araçların sahip olduğu hak ve avantajlara sahip olmamız şarttır. Bakınız bu gün itibariyle Belediye daha önce yaptığı zammı geri alma ve indirim oranlarını yükseltme karşılığı olarak, bize öğrenci yolculuk başına 30 kuruş destek veriyor. Ama bu yasal düzenlemeyle sürekli hale getirilmediği için yarınlarda ne olacak kaygısı taşıyoruz. Bu bizim için ciddi bir sorun. Demek ki bir takım şeyleri de Kamu sorun haline getiriyor. Halbuki yasal düzenlemeyle bu sürekli hale getirilebilir veya indirim oranı %30’lara çekilerek problem çözülebilir. Yönerge İETT bizim fikrimizi dahi almadan geçtiğimiz yıl yönergeyi değiştirdi. Cezalar, madde sayısı ve miktar olarak önemli oranda arttı. Savunma hakkını gerektiği kullanamıyoruz ve özelliklede yolcu şikayetlerinde ön yargılı davranılarak ceza uygulanıyor. Hukuk’un temel prensibi olan “iddia sahipleri ispatla mükelleftir” e bizden suçsuz olduğumuzu ispat etmemiz isteniyor. Kimin neyi ve nasıl şikayet edeceğini bilemeyeceğimiz için nasıl belge sunalım? Çok keskin şartlar nedeniyle bırakın niteliklisini Şoför bile bulmakta zorlanıyoruz. TTS alma şartlarının zorluğu ve sürenin uzunluğu, çalışma şartlarının elverişsizliği, ceza baskısı insanları yıldırıyor ve caydırıyor. Maddi cezayla disiplin ve verimlilik sağlanamıyor. Bunu yıllarca uyguladık ve gördük. İnsanların öncelikle makul isteklerini karşılamanız, işletme koşullarını çok iyi hazırlamanız ve hizmet niteliği konusunda ikna etmeniz gerekmektedir. Bilmiyorum ama yıllardan beri maddi ceza sistemi var ve hangi konuda düzeltme sağlanmıştır. Ceza elbette kurallara uyumsuzluğun ve uğratılmış bir mağduriyetin karşılığı olarak olmalıdır. Ama ceza amaç haline getirilmemelidir. Çünkü ceza amaç haline geldiğinde bir şekilde suç da bulunuyor veya oluşturuluyor. Hizmetin niteliği ve hizmet alanların mağduriyeti gözden kaçırılıyor. Bir kusur nedeniyle Özel Halk Otobüsünü bağladık diyelim. Taşımacısı o gün gelirinden olur ama, hizmet alan işine ve eşine geç kalabilir ya da hiç gidemeyebilir. O takdirde soruyorum ceza kime kesilmiştir? Ayrıca sözlü uyarı diye bir yöntem daha var. Bana göre bu ceza maddi cezadan daha et-

kilidir. Lakin kullanılmıyor. Sonra yönerge birçok yönden günün ihtiyaçlarını karşılamaktan ve gelecekte oluşacak sorunlara cevap verebilecek esneklikten yoksundur. Yönerge bizimde katılmamız şartıyla, nitelikli hizmet temel hedefi çerçevesinde acilen yenilenmelidir. Personel Kalitesi Hiç şüphesiz, nitelikli hizmet nitelikli personel ile verilir. Hepimiz bunun farkındayız. Ama nitelikli personel içinde yüksek ücret ve işe alma koşullarının kolay olması gereklidir. Bir taraftan gelir yetersizliği ile boğuşurken ve yönergedeki katı kurallar var iken, bırakın nitelikli olanını istediğimiz sayıda şoför bulmamız bile imkansız hale gelmiştir. En kaliteli ürünü yaparsınız, en iyi hizmeti planlarsınız ama sunucu yetersizse emekleriniz kaybolur gider. Sektör temsilcileri olarak bu konuyu çok daha fazla önemsememiz ve öncelikle eğilmemiz şarttır. Trafik Yönetim Ve Denetiminin Olumsuz Etkisi İstanbul da trafik artık yönetilemez ve denetlenemez hale geldi. Ne yazık ki dünya kadar tutarda milli ekonomiye zararı olan, emisyonu (zehirli gaz) artıran trafik artık çözümsüzlüğe doğru giderken ne vatandaşta, ne de kamu idarecilerinde belirgin bir rahatsızlık ve kaygı yok. Sektör olarak bize olan maliyeti her geçen gün yükseliyor. Hatlar kısalmasına rağmen yürüyen oto parklara dönüşen yollar araç başına sefer ve taşıdığımız günlük yolcu sayısını düşürüyor. Yakıt maliyetlerimiz artarken rötarlar nedeniyle yolcularla yaka paça oluyoruz. Vatandaşlarımız hıncını bizden çıkarmaya çalışıyor. Hareket saatleri planlanamıyor veya planlansa da uygulanamıyor. Duraklarımız ve peron alanlarımız işgal altında, ne yanaşabiliyor, ne girebiliyor ne de çıkabiliyoruz. Belediyelerin toplu ulaşım yollarında otoparkçılığı bırakması, etkin denetim ve çok iyi bir trafik yönetimi oluşturmaları lazım. İstanbul da ve özellikle de ana arterler üzerinde, gerekiyorsa özel araçların şerit sayısını azaltarak, artık özel toplu ulaşım yolları oluşturması lazım. Bu düzenleme trafik akışını disipline edeceği gibi ticareti de canlandıracaktır. Kapasite Kullanımı Belirttiğim nedenlerle kent içindeki birçok hatta mevcut kapasite atamaları talebi karşılamaktan uzaktır. Artık hattan hatta araç aktarabilecek esnekliğimiz de kalmıyor. Bu takdirde araç boylarını büyüterek talebi karşılamaktan başka çare kalmamıştır. Yani artık Körüklü araçlar kullanabilir bir yapıya geçmeliyiz. Bu noktada Kurumsallaşma ve garaj ihtiyacı şarttır. Şu anda birçok hatta talebe cevap verememe bizi bekleyen acil tehlikedir. Kurumsallaşmamızı tamamlayarak, araç sayısını artırmadan kapasitemizi artırmamız gerekmektedir. Halk Ulaşım Dergisine başarı dileklerimle, başka bir sohbette buluşmak üzere hoşça ve dostça kalın.

17


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 18


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 19


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 20

İstanbul Halk Ulaşım A.Ş.

Cumali ACAR Yönetim Kurulu Üyesi

HAKSIZ CEZALAR ESNAFI BEZDİRDİ

Ö

Özellikle son dört yıldır kazançların daima düşmesine karşın esnafa en büyük darbeyi yeni ceza skalası ve yazılan haksız raporlar vurmuştur. Alo 153’e yapılan her şikayetin araştırılmadan esnafa rapor olarak sunulması büyük haksızlıklar yaşatıyor. Öyle ki aynı isimle dahi bir araca gün içerisinde birkaç farklı ceza yazdırılabiliyor.

zellikle son iki yıldır. Alo 153 yüzünden esnafımız büyük haksızlıklar yaşamıştır. Arayanın kim olduğu haklı mı haksız mı olduğu bilinmeden verilen beyanatların esnafa rapor olarak dönmesi artık son bulmalıdır. Bu tip şikayetler gerekirse yüzleşerek incelenmelidir. Bizler birçok şikayetin asılsız olduğunu düşünüyoruz. Şoför ile başka sebeplerden dahi tartışıldığında anında 153’ü arayan yolcu farklı bahaneler ile ceza yazdırmaya kalkıyor. Mesela başkasının kartını usulsüz kullananlar bunu yine en çok yapanlardır. Usulsüz kart kullanımından tüm esnafımız dertli. Ailede bir kişi indirimli mavi kart alınca tüm sülalesi aynı kartla seyahat ediyor. Kartlarını çantada, cüzdan da hatta valizden bile okutanlar var. İETT’nin bu gibi durumlar için radikal kararlar alması gerekiyor. Bu sadece halk otobüslerinin zararı da değildir. Aynı şekilde bir belediye kurumu olan İETT’de zarar ettirilmektedir. Bu kişilere müdahale ettiğimizde ise ya çalışanlarımıza hakaret veya kaba kuvvet uygulanıyor hatta örnekleri de yaşanmıştır ya da başka bahaneler ile 153’e şikayetler yapılıyor. Şikayetler Ankara’da olduğu gibi şikayet edenden 50TL alınıp öyle yapılması veya şikayetlerin kanıtlı ve delilli olması, şikayet edenle edilenin karşılaştırılması gerekmektedir.

20

Mesela şöyle bir şey olabilir: Bizim uydu cihazının üzerinde mesaj gönder, arıza bildir gibi butonlar var. Bunların yanına bir tanesi ile açılmak üzere emekli, öğretmen, öğrenci, mavi kart, 65 yaş üstü gibi seçenekler konulacak. Her gelen şahıs önce kartını şoföre gösterecek. Şoför de bu kişinin kartın gerçek sahibi olduğunu onaylarsa o butonlara basar. Şoför o kişinin kartın sahibi olmadığını görürse onay tuşuna basmaz. Yolcu tam akbil basmak zorunda kalır. Zaten indirimli ya da ücretsiz kart sahibi kişi kartını göstermekten çekinmez. Bu sorunu çözecek bu veya buna benzer bir sistem getirmek gerekiyor. Ayrıca 153 ve yazılan raporlarla ilgili yaptırım öncesinde halk otobüs camiası ile de komisyon kurularak müzakere edilmelidir. Fakat şuana kadar böyle bir çalışma yapılmadı. Sözde Paydaşız Ama Üvey Evlat Muamelesi Görüyoruz. Esnafımız son 2 yıldır zor günler geçiriyor. Usulsüz kartlar ve artan ücretsiz kartlar yüzünden düşük olan kazançlarımız hepten bitme noktasına ulaştı. Buna karşın esnafımızdan araçları değiştirin, klima takın gibi isteklerde bulunuluyor. Şuanda kazanmıyoruz ki hangi para ile değişim sağlayabilir bu esnaf? UKAME’den geçen zam bile halen uygu-


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 21

İstanbul Halk Ulaşım A.Ş. lamaya koyulmadı. Okullar açılmadan bu zammın uygulanmasını bekliyorduk. Bizi destekleyici adımlar atılırsa esnafımız da biraz nefes alabilir. Bu sayede yapılması gerekenleri de esnafımız hayata geçirebilir. Araçlarımızın arıza yapması bile esnaflara ceza olarak dönmesi durumu var. Allah yapısı değil ki bu araçlar. Elbette arıza yapacak, yolda kalacak, lastiği patlayacak. Mesela araç arıza yapıyor ve tamire gidiyor. Faturasını aldığı halde o araca ceza çıkıyor. Bu konularda çok daha dikkatli olunmalıdır. Bu gibi durumlar otobüsçüye çok büyük bir zulümdür. Rotasyonla Orelle Olacak İşler Değil Geleceğe yönelik esnafımız umutlu bakamıyor. Şirketler esnafları için yapabileceklerinin tümünü yaptı. Fakat kazançların arttırılması oreller, yeni hatlar, rotasyonlar ile sağlanabilecek durumda değil. Bunlar artık geride kaldı. Yapılabilecek tüm iyileşmeler zaten sağlandı. Yeni hatlar alsak bile yarın bu hatların ne kadar verimli kalacağı da şüpheli. Alınan hattınıza bir bakıyorsunuz paralelinden dikeyinden yeni hatlar açılmış. Artık esnafın kazançları için çok daha radikal iyileştirmeler yapılmalıdır. Camiamız üzerinde çok büyük bir baskı var. Bu çağrımızı yetkililerin duyması gerekiyor. Bu seçim arifesinde bizlere biraz yardımcı olmalarını bekliyoruz. Tabi ki iyi şeyler de oldu lakin sorunlar çok daha büyük. Mesela İETT bünyesinde araç muayenelerinin yapılması bize çok iyi katkı sağlıyor hem de zaman kazandırıyor. Ancak bu gibi iyileştirmelerden öte esnafın kazançları yükseltilmeli ve hakları verilmelidir. Şuan her halk otobüsü esnafının aylık 36-37bin lira arasında gideri mevcuttur. Fakat araçlarımız 35binden fazla akbil okutamaz oldu. Yani boşa kürek çekiyoruz. Herkes borca batmış durumda. İnsanlar senetlerini ödeyebilmek için evlerini arsalarını satıyorlar. Esnafımızın morali gerçekten bozuk. Yapılması gerekilen zam dahi yapılmadı. Tek umudumuz 65 yaş ile ilgili ödemelerin acilen yapılmasıdır. Kesin olarak ödenecek diyemiyorum ama umudumuz o yönde. Bizlere verilen sözleri tutmaları yeterlidir. Fazlasında gözümüz hiç olmadı. Bize verilen sözlerin tutulması esnafımız için çok önemli. Umarım tutulur sözler. Tutulur ise bizde her zaman hükümetimizin ve devletimizin destekçisi oluruz. Gideceğimiz başka vatanımız yok. Hepimiz malımızı mülkümüzü satarak gelmişiz İstanbul’a. Tüm varlığımız bu sektörde ki otobüslerimiz. İnşallah yetkililer çağrımıza kulak verirler.

Artık Daha Çok Kenetlenmeliyiz İstanbul’da ki 5 şirketimiz ileriye yönelik tek çatı altında birleşmelidir. Kurumsallaşmaktan artık kaçınmamalıyız. Bu esnaf bizlere güvenmiş ve yetki vermiş. Bu yetkiyi en doğru şekilde kullanmalıyız. Bir noktaya kadar birlikte hareket etsek de daha sonra çarpışıyoruz. Beraberce Ankara’da hakkını arayan bu ekip bir bakıyorsunuz İstanbul’da hat rotasyonları yüzünden karşı karşıya geliyor. Artık hep birlikte hareket etmeyi öğrenmeliyiz. Hatta İstanbul Otobüs A.Ş.’de bu sektörde var. Bu çocuk artık doğmuştur. Sorunlarda gerekirse birlikte mücadele etmeliyiz. Sektörü ilgilendiren kararlarda İETT, Otobüs A.Ş. ve halk otobüsleri birlikte kararlar almalıdır. Şuan ise ceza skalası yükselir, oreller değişir, hatlar yenilenir hatta cezalar kesilir haberimiz olmaz. Özellikle Belbim konusu artık şeffaflaştırılmalıdır. Esnaftan hiç kimsenin Belbim’e güveni kalmadı. Mevcut sistemi denetleme hakkımızı kullanmak istiyoruz. En azından akıllarda ki soru işaretleri bu sayede yok olacaktır. Aracımıza binen yolcuları basılan ücretleri denetleyebilmeliyiz. Zaten kazançlarımız düşük ve 26 kalem ücretsiz yolcu ile çoklu tarifeye ait bir taşımacılık yapıyoruz. Bu yüzden kazancı yükseltecek en ufak adım dahi esnaf için önem arz etmektedir. Ayrıca Belbim ile yaşanan bir sorunumuz da uydu takip sistemleri ile alakalıdır. Araçlarımız uydu tarafından görülmediği an bizlere ceza yazılıyor. Arızaların sebep olduğu bu durumlarda ise Belbim’e ulaşmak neredeyse imkansız. Aracın uydu sisteminde arıza olduğu zaman 3-5 noktaya gitmemiz gerekiyor. Bu da zaman, yolcu mağduriyeti ve servis kaybına sebep oluyor. Belbim araca müdahaleyi ana duraklarımızda yapabilmelidir. Mesela bizim akbil arızalarını şirketlere devrettiler. Bizler aracın akbilinde arıza olduğu an araç nerede ise hemen orada müdahale ediyoruz. Eğer böyle bir hizmet veremeyecek ise Belbim bu hizmeti de bize devredebilir. Bu sayede arızadan kaynaklı gider kaybımızın da önüne geçmiş oluruz. Bu konu ile ilgili Belbim genel müdürlüğünden 4 kez randevu istememe karşın halen dönüş yapmadılar. Bu sorunlarımızı kimlerle paylaşmamız gerekiyor? Bizde Daha Kaliteli Hizmet İsteriz Yetkililer esnafımıza daha kaliteli hizmet sunmaları konusunda çeşitli isteklerde bulunuyorlar. Bizler de vatandaşa daha kaliteli hizmet vermeyi istiyoruz. Fakat aynı şekilde esnafımız da yetkililerden artık daha kaliteli hizmet bekliyor.

21


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 22

TÜM ZAMANLARIN SATIŞ REKORU SAHİBİ YENİ GÖRÜNÜMÜYLE

BMC YENİDEN LİDERLİĞE ADAY

Üretimine bir süre ara verilmesi ile satışları duran BMC halk otobüs piyasasına hızlı giriş yaptı. Üretiminin başlaması ile yeniden en çok tercih edilen markalar sıralamasına giren BMC, yenilenen kasası ile de esnafa sürpriz yaptı. FSM Demirbaş Otomotiv güvencesi ile esnafla buluşan BMC değişim döneminin vazgeçilmezi olmaya aday.

F

SM Demirbaş Otomotiv güvencesi ile tüm zamanların satış rekorunu elinde bulunduran BMC yenilenen kasası ile esnafın ilgisini çekmeyi başardı. İç ve dış ünitelerde yapılan değişikliklerde tamamen esnafın isteklerinden ilham alındığı vurgulandı. Tüm yönetmeliklere uygun üretilen yeni BMC’ler ayrıca esnaf ihtiyaçları ve taleplerine göre de şekillendirildi. Dış görünümünde estetikliğe önem verilen BMC’nin modern görünümü ile de 2016 yılının yıldızı olmaya aday. İç dekorasyonda sadeliğe ve genişliğe önem verilen aracın yolcu kapasitesi daha da artırılarak geniş alan yaratılmış. Orta havuz genişliği ve koltuk aralıkları özenle hesaplanan araç daha ferah iç hacim ve kapasite artışı sağlanmış durumda. Daha modern ve rahat şoför bölmesi ile çalışanları da ihmal etmeyen BMC özellikle kendi aracında şoförlük yapmayı düşünen ve şoförüne önem veren esnafların tercihi olma yolunda ilerliyor.


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 23

Uygun Ödeme Koşulları İle Esnafın Hizmetinde FSM Demirbaş Otomotiv bünyesinde satışı yapılan BMC otobüsler için bayi bünyesinde uygun ödeme koşulları sağlanmış durumda. Uzun vadeli ve en düşük kredi oranları ile esnafın yanında olan FSM Demirbaş Otomotiv, ikinci el desteği ile de esnafın yanında olmaya devam ediyor. Daima geniş araç stoku ile hizmet veren FSM Demirbaş Otomotiv, bu sayede anında teslimi ile esnaf memnuniyetine önem vermeye devam ediyor.


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 24

HUKUK YOLCULUĞU Av. ŞAHİN DEMİRAL sahin_demiral@hotmail.com

İSTANBUL DEMİRAL HUKUK BÜROSU 0212 570 40 06 www.demiralhukuk.com

İŞ GÜVENCESİ KAPSAMINDA

İŞE İADE DAVALARI

Değerli okurlarım geçen sayıda sizlerle trafik kazalarında ölenin yakınlarının talep edebileceği ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatını ve koşullarını ele almıştık. Bu sayımızda ise iş güvencesi kapsamında işe iade davaları ve koşullarını ele alacağız:

Ç

alışma hayatında işçi açısından en büyük risklerden biri iş akdinin işveren tarafından haksız yere feshedilmesidir. Bu durumda işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinin sona ermesi halinde, ücret gelirinden mahrum kalacak olan işçinin feshe karşı korunmaya ihtiyacı söz konusudur. Günümüz İş Hukuku’nda, iş ilişkisindeki devamlılığın sağlanması ve işçinin herhangi bir neden olmaksızın işten çıkartılmasına karşı en önemli önlem, feshe karşı koruma kapsamında iş güvencesi sistemidir. İş güvencesi sisteminde, işçi yasadaki ilgili hükümler kapsamındaki nedenlerin varlığı halinde işten çıkarılabilecektir. Kanunda sayılmış bu nedenler olmaksızın işçinin işten çıkartılması olanaksızıdır. Bu nedenle iş ilişkisinin korunması bakımından İş Hukuku’nun en önemli işlevi işçinin haksız feshe karşı korunmasıdır. İşveren tarafından işçinin iş akdi, yasada tahdidi olarak sayılmış olan nedenler dışında bir nedenle feshedilmesi durumunda, iş ilişkisinin sürdürülmesi amacını güden iş güvencesi hükümlerine göre, yargı yolu ile işçi işe iade davası açabilir. İş K. m. 20/1 uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen işçi, geçersiz olduğunu düşündüğü fesih bildiriminin tebliğinden

24

itibaren bir ay içinde işe iade davası açmalıdır. İşçi için dava açma süresinin başlangıcı feshin tebliğ tarihidir. Bu süre içinde işçi dava açmadığı takdirde işe iade edilme hakkını hukuk mahkemeleri önünde kaybedecektir. Ayrıca dava açma süresi hak düşürücü süre olduğundan hâkim tarafından re'sen dikkate alınır. İşe iade davası açmak için gerekli ko-

şullar; 1. İş güvencesi kapsamında işe iade davasının açılabilmesi için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmiş olması gerekir. 2. İşverenin feshinin geçerli olması için işçinin yeterliliğinden veya davranış-


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 25

HUKUK YOLCULUĞU Av. ŞAHİN DEMİRAL sahin_demiral@hotmail.com

larından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanmış olması gerekir. 3. İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir. 4. İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında işe iade hükümleri uygulanmaz. 5. İşveren fesih bildiriminin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. 6. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. İşe iade davaları iki ay içinde sonuçlandırılır. Bu davalara basit yargılama usulü uygulanmaktadır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir. Ancak uygulamada mahkemelerin iş yükü nedeniyle söz konusu bir aylık süre bir seneyi bulabilmektedir. İşe iade davası sonucunda, işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece

İSTANBUL DEMİRAL HUKUK BÜROSU 0212 570 40 06 www.demiralhukuk.com

veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Öncelikle işçi işverene başvuruda bulunması gerekir ardından işveren bir ay içinde işçiyi işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. İşçiye kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir. İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı, belirttiğimiz yapılacak ödemeden mahsup edilir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücretin peşin ödenmemesi halinde, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenmelidir. İşçi, mahkeme veya özel hakem kararının kesinleşmesi ve söz konusu kararın tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır. İşe iade davasında işverenin vekili olan avukata işe başlamak için başvuruda bulunulması doğru olmamaktadır. Bu nedenle işçinin yasal süreleri kaçırarak mağdur olmaması için doğrudan işverene başvurması gerekir.

İşe iade davasının reddi halinde mahkeme işveren tarafından yapılan feshin kanuna uygun geçerli ve haklı bir nedene dayandığını kabul etmiş demektir. Davanın reddi halinde işçi yargılama giderleri ile karşı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinde karşı taraf vekalet ücretini de ödeyecektir. İşe iade davası red olunmuş olsa bile işçinin kendisine verilmeyen kıdem, ihbar tazminatı ve diğer yasal hakları ayrı bir dava ile işverenden istenebilir. Dava devam ederken işçinin işe geri dönmesi veya işçinin davadan feragat etmesi halinde dava konusuz kalmış olur. İşçinin işe geri dönmesi durumunda, davanın reddine karar verilmesi gerekmeyecektir. İşverenin işçiyi işe geri alması feshin geçersiz olduğu anlamına gelmektedir. Bu durumda işçi işverenden boşta geçirdiği süre nedeniyle en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarını talep edebilecektir. İşçinin davadan feragat etmesi halinde ise yapılan masraflar taraflar üzerinde kalacaktır. İsçinin kanuna uygun bir biçimde işverene başvurması sonrası işverenin de isçiyi işine başlatması durumunda geçersiz nedenle feshedilen sözleşme sonrası isçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmiş ise bunların iadesi gerekir. Zira mahkeme kararı ile fesih hiç yapılmamış anlamına gelir. Bir sonraki Hukuk Yolculuğunda görüşmek dileğiyle…

25


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 26

HALK OTOBÜS ESNAFINA 600TL ŞAKASI!

Halk otobüslerinde uygulanmak üzere çıkarılan yasa ile 6 aydır hiçbir ücret ödenmeden yapılan ücretsiz taşımaya devlet desteği geldi. Esnafın hak ettiği ödemenin verilmesi yerine 600 TL gibi komik ve anlamsız ödemeye İstanbul başta olmak üzere tüm yurt esnafı tarafından büyük tepki gösterildi. Dile getirilen rakamın yapılan anlamsız bir şakadan ibaret olması dileğiyle…

G

ünlük ortalama 300 ücretsiz yolcu taşıma oranına sahip bulunan halk otobüsleri aylık tahmini olarak %25-30 gelir kaybı yaşamaktadır. 26 kalem ücretsiz yolcu taşımacılığı yaparak belediyelerin ve hükümetlerin kölesi haline dönüşen halk otobüsleri her geçen gün daha da müşkül duruma doğru gitmektedir. 40 yıla yakın zamandır şehirlerin can damarı hükmünde ki halk otobüslerinin hiç yokmuş gibi kabulü anlamına gelecek şekilde 2918 sayılı yasada yer bulamaması ve buna karşın be-

26

lediyeler ile hükümetlerin tek taraflı aldıkları kararlar ile ücretsiz taşıma yapmaları akıllara ziyan bir durumdur. Halk otobüsleri kamu taşımacılığı yaparken zorunlu gideri olan yakıtı ÖTV ve KDV’li alışı, gelirinden %18 KDV ödemesi ve devletten hiçbir sübvanse almaması dünyada benzeri olmayan bir durumdur. AB yasaları çerçevesinde alçak tabanlı araçların zorunlu hale gelmesi ile esnaf da hükümet ve belediyelerden AB devletlerinde ki hakları artık istiyor. AB’ye uyumlu esnaf isteniyorsa AB’ye uyumlu

belediyeler ve hükümette olmalı. Gelişmiş tüm devletlerde Toplu Ulaşım sübvanse edilir! 65 yaş ücretsiz taşımacığına karar verildiği günden bu yana Türkiye’de ki tüm halk otobüs şirket, oda ve dernekler Ankara’ya çeşitli tarihlerde konu ile ilgili sıkıntıları ve sorunları ilettiler. TÖHOB aracılığı ile de yapılması gerekilen devlet desteğinin nasıl olması gerektiği hükümete anlatıldı. Mevcut durum ve yaşanılan sıkıntılar ilgili bakanlıklara defalarca iletildi. Buna karşın yapılacak destek halk


01-27-sayi65:Layout 1 12.10.2015 10:27 Page 27

otobüs esnafına dahi danışılmadan verilen rakam sektör esnafları tarafından asla kabul edilmeyeceği görüldü. Bugün bu kararı esnaf kabul eder ise ileride daha kaç kalem ücretsiz ekleneceğini kimse bilemez. Akıtılan terin hakkı ödenmiyorsa verilen payın hiçbir değeri olmaz!

dirimli sosyal yolculuk tarifesi yoksa indirimli öğrenci yolculuk tarifesi dikkate alınmalıdır.

6637 SAYILI KANUN İLE 4736 SAYILI KANUNUN 1. MADDESİNE GETİRİLEN EK FIKRANIN UYGULANMASINA YÖNELİK TÖHOB GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ

• Bir tam yolculuk ücret tarifesine bağlı olarak çoklu tarife uygulanan (İstanbul örneği) hat ve güzergahlardaki yolculuklarda, kabul edilen değerin çoklu tarife sayısı kadar ödeme yapılmalıdır.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından çerçevesi çizilecek olan gelir desteği ödenmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesinde aşağıdaki noktaların dikkate alınması beklenmektedir. • Ödeme tutarının belirlenmesinde adil ve eşit olunabilmesi için mutlaka sayısal veriler geçerli olmalıdır. • Sayısal verilerde elektronik bilet kullanılan yerleşimlerde, sorumlu işletme sayacının tespit ettiği ve belediyeler tarafından onaylanan yolculuk (dokunuş) sayıları geçerli olmalıdır. • Değerlendirmede elektronik bilet kullanılan ve kullanılmayan ayrımı yapılmalıdır. • Elektronik bilet kullanımı teşvik edilmeli ve özendirilmelidir. • Elektronik bilet olmayan yerleşimlerde ise bölge nüfusu ve hareketlilik verileri üzerinden bir değerlendirme yapılmalıdır.

• İndirimli sosyal ve indirimli öğrenci yolculuk tarifesi bulunmayan yerleşimlerde ise tam yolculuk bedelinin % 30 oranında indirimiyle belirlenecek değer dikkate alınmalıdır.

• Elektronik bilet sistemi uygulanan, yolculukları sayılan her yerleşim yeri için, ücret tarifesine göre belirlenen değerin yolculuk (dokunuş) sayısının çarpımı ile elde edilecek tutar işletmecilere ödenmelidir. • Uygulamada belediye yetkili organlarınca yolculuk ücret tarifesinde ne zaman değişiklik veya düzenleme yapılırsa, o tarihten itibaren yeni değerler geçerli olmalı ve buna göre işlem yapılmalıdır. • Elektronik bilet sistemi bulunmayan yerleşimlerde yolculuk ücret tarifesine göre, ücretsiz taşımacılık hak sahibi olan nüfus ve bu nüfusun hareketliliği arasında kurulacak bir bağ ile ödeme yapılmalıdır. • Uygulamada her ay sonunda belediyeler sayısal değerleri belirlemeli ve onaylayarak belirlenecek takvime göre ilgili bakanlığa bildirmelidir. • Bakanlık bu değerler üzerinden düzenleyeceği hak ediş listesini ve ödemesini ilgili belediyeye ve özel işletmeci temsilcisi kuruluşlara belirlenecek takvime göre göndermelidir.

• Gelir desteği ödemesi için yolculuk başına belirlenecek değerlerde, o yerleşimde belediye yetkili organlarınca belirlenen indirimli sosyal yolculuk tarifesi varsa (İstanbul örneği) o dikkate alınmalıdır.

• Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesine bir sonraki yıl konulacak ödeneğin belirlenmesi çalışmalarında bir önceki yılın sayısal verileri dikkate alınmalıdır.

• Gelir desteği ödemesi için yolculuk başına belirlenecek değerlerde, o yerleşimde belediye yetkili organlarınca belirlenen in-

• Uygulama başlangıç tarihi olarak kanunun Resmi Gazete’de yayınlandığı 7 Nisan 2015 kabul edilmelidir.

27


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 28

“AYIN KAPTAN ŞOFÖRÜ ÖDÜLLERİ”SAHİPLERİNİ BULDU

Ş

Ulaştırma sektörünün en prestijli ödüllerinden biri kabul edilen “Ayın Kaptan Şoförü Ödülleri”, Kaptanlar Kulübü tarafından 15 Eylül 2015 Salı günü Polis Eğitim ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

ehirlerarasından şehiriçine, servisten turizme kadar tüm otobüs kaptanlarını bir çatı altında toplayan Kaptanlar Kulübü tarafından düzenlenen “Ayın Kaptan Şoförü Ödülleri”, 15 Eylül'de İstanbul Polis Eğitim ve Kongre Merkezi'nde ulaştırma sektörünün önde gelen isimlerinin de katıldığı törenle sahiplerine verildi. Kulübün web sitesi www.kaptanlarkulubu.org üzerinden yapılan yaklaşık 500 başvuruyu titizlikle inceleyen Kaptanlar Kulübü yöneticileri, ön elemeyi geçen toplam 40 kaptan adayını jüriye ve halkoylamasına sundu. İki hafta boyunca site üzerinden verilen 5000'den fazla oy ve jürinin değerlendirmesi sonucunda; Otokar Servis, Bridgestone Şehirlerarası, Isuzu Turizm ve Temsa Şehiriçi Ayın Kaptan Şoförleri olmak toplam 4 kategoride ödüller sahiplerini buldu. Sunuculuğunu CNNTürk Haber Spikeri Burak Törün'ün yaptığı, Kaptanlar Kulübü'nün kurucuları Ekrem Özcan ve Kemal Karayormuk tarafından organize edilen ödül törenine; TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi Başkanı ve TOF Genel Başkanı Mustafa Yıldırım, IPRU Genel Başkanı Fatih Tamay, UYOF Genel Başkanı İmran

28

Okumuş, İSTAB Başkanı Ali Bayraktaroğlu, TTDER Başkanı Yardımcısı Mehmet Öksüz, TÖHOB Genel Sekreteri Onur Orhon, TOFED Genel Sekreteri Mevlit İlgin, sektör duayeni Mehmet Öksüz ile İETT, İstanbul Otobüs A.Ş., Emniyet Genel Müdürlüğü, Otokar, Brisa, Isuzu, Temsa, Karsan, Voith, Turkcell, Mobiz ve Filotürk'ün yöneticileri katıldı.

Isuzu Turizm Ayın Kaptan Şoförü Ödülü Alanlar:

Otokar Servis Ayın Kaptan Şoförü Ödülü Alanlar:

Temsa Şehiriçi Ayın Kaptan Şoförü Ödülü Alanlar:

- Fatih Özcan (Turex) - Temmuz'15

- Cuma Güneş (İETT) - Temmuz'15

- Nazım Koca (Şennik Turizm) - Ağustos'15 - Burhan Ertekin (Ertekin Turizm) – Eylül'15 Bridgestone Şehirlerarası Ayın Kaptan Şoförü Ödülü Alanlar: - Vural Bayri (Vangölü Turizm) - Temmuz'15 - Cesur Öz (Ş.Ceylanpınar Turizm) Ağustos'15 - Niyazi Laçin (Metro Turizm) - Eylül'15

- A.Metin Gürkan (Başaran Turizm) Temmuz'15 - Serkan Babacan (Ege Hakan Turizm) Ağustos'15 - Mustafa Sarıtosun (Mesnevi Turizm) Eylül'15

- Dursun Maşacı (İETT) - Ağustos'15 - Rüstem Aksoy (İstanbul Otobüs A.Ş.) Eylül'15 Törende ayrıca, ulaştırma sektörüne uzun yıllar hizmet vermiş Mehmet Buldurgan'a Kaptanlar Kulübü ve tüm federasyon başkanları tarafından Sektör Üstün Hizmet Ödülü verildi. Bir sonraki ödül töreni; Ekim, Kasım, Aralık Ayın Kaptan Şoförlerini ödüllendirmek üzere Aralık ayında düzenlenecek. Başvurular kulübün web sitesi www.kaptanlarkulubu.org üzerinden alınmaya başlandı.


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 29


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 30

SAĞLIK

Op. Dr. Seval Taşdemir

VAKİT KAYBETMEDEN DOKTORA GİDİN

Bir yıldır düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen çocuğunuz olmuyorsa, ciddi bir sorun vardır ve gerekli tetkikiler için uzman bir hekime başvurmanın vakti çoktan gelmiş demektir…

F

Op. Dr. Seval Taşdemir

erti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, “Kadınların yaklaşık yüzde 30'u yaşamlarının bir döneminde de olsa kısırlık sorunu ile mücadele etmek durumunda kalabilir. Düzenli bir beraberliğe rağmen çocuk sahibi olamayan çiftlere tüp bebek tedavisi önerilir” diyor. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval

Taşdemir, kısırlığa yol açan etkenleri ve tedavi yollarını anlattı: Kısırlık nedir? Kısırlık; çiftlerin, doğum kontrol yöntemi uygulamadan bir yıl süreyle düzenli bir cinsellik yaşamasına rağmen kadının gebe kalamamasıdır. Kısırlığın sebepleri arasında dağılım genellikle şöyledir: Kısırlık problemi olan çiftlerde; erkeğe bağlı sebepler yaklaşık olarak yüzde 40, kadına bağlı sorunlar yüzde 30, her iki eşe de bağlı olarak gelişen problemler yüzde 20,


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 31

SAĞLIK

açıklanamayan kısırlık ise yüzde 10 oranında görülmektedir. Çiftlerin yapılan ilk ön tetkiklerinde gebeliğe engel teşkil edecek herhangi bir sorun tespit edilmezse; bu grup, açıklanamayan kısırlık olarak tanımlanır. Tüp bebek tedavisi nedir? Tüp bebek, klasik yöntemler ile gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şeklidir. Tüp bebek tedavisi, yumurtlatma ilaçlarıyla geliştirilen yumurtaların yumurtalıklardan alınması ve erkek eşten alınan spermler ile vücut dışında döllenmesi ve elde edilen embriyoların anne adayının rahmine transfer edilmesidir. Erkek (sperm) ve dişi (yumurta) döl hücrelerinin laboratuvar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların, rahme transferi ilkesine dayanır. Embriyo, tek yumurta içine tek sperm verilmesi ile sağlanır. Bu işleme de 'Mikroenjeksiyon yöntemi tüp bebek uygulaması' denir. Tüp bebek tedavisi kimlere uygulanır? Tüp bebek tedavisi yöntemi ilk dönemlerde tüplerinde (yumurtalık kanallarında) tıkanıklık nedeni ile çocuk sahibi olamayan kadınlara uygulanmıştır. Günümüzde endometriozis, polikistik over, antisperm antikorlarına bağlı immunolojik kısırlık, kadında ileri yaş, erkeğe bağlı kısırlık ve nedeni bilinmeyen kısırlık vakalarında da tüp bebek tedavisi uygulanır. Kısırlık tedavisi zor bir süreç mi? Kısırlık tedavisi, günümüzde çok kolaylaşmıştır. Eskiden yumurta toplama işlemi laparoskopik yapılmaktaydı. Hasta bu teknikten çok ağrı duymaktaydı. Ancak bugün, geliştirilmiş ultrasonlarla genel anestezi altında veya çok yüzeysel bir anestezi verilerek yapılmakta ve böylece hasta yumurta toplama işlemini takiben iki saat sonra evine gönderilmektedir. Gelişen ilaç teknolojisi, ilaçların kullanım kolaylığı, enjeksiyon yerindeki ağrının ve reaksiyonların az olması bu tedaviyi kolaylaştırır. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, tedavi yöntemlerini ve

Op. Dr. Seval Taşdemir

tedavinin aşamalarını anlattı… Aşılama tedavisi sperm sayısı, yapısı ve hareketliliği normalin altında olan hastalara uygulanır. Düzenli adet gören, tüpleri açık, endometriozis hastalığı olmayan ve 35 yaşın altındakilerde kullanılır. Her yumurtanın yanına yaklaşık 50 bin tane sperm konulur. Bir spermin yumurtanın içine kendi başına girerek döllenme işleminin gerçekleşmesi beklenir. Döllenmiş yumurta hücreleri bölünerek embriyoyu geliştirir. Embriyolar her gün kontrol edilerek iki-üç gün laboratuvar şartlarında büyümeleri sağlanır. Mikroenjeksiyon işleminde seçilen tek bir sperm hücresi bir yumurtanın içine enjekte edilir. Bu işlemden önce çeşitli kimyasallar kullanılarak yumurtanın etrafındaki hücreler temizlenir. IMSI Bu teknikte spermler yaklaşık 6000-8000 kat büyütülüp mikroskoplar altında seçilerek mikroenjeksiyon tekniğinde kullanılır. Bu teknik sağlıklı spermlerin seçilmesine olanak verir. TEDAVİ DÖRT AŞAMADAN OLUŞUR Tüp bebek tedavisinin basamakları nelerdir? Tüp bebek tedavisi dört basamaktan oluşur; Yumurtaların geliştirilmesi: Yumurtalıkların uyarılması için hormon ilaçları kullanılır ve fazla sayıda yumurtanın olgunlaşması sağlanır. Yumurtaların toplanması: Lokal anestezi ile ultrasonografi eşliğinde yumurtalar toplanır. Yumurtaların laboratuvarda döllenmesi: Elde edilen yumurtalar ile erkek eşten elde edilen sperm, laboratuvar koşullarında özel besiyerleri içinde bir araya getirilir. Embriyoların anne adayının rahmine transfer edilmesi: Oluşan embriyolar ince bir kateter aracılığı ile anne adayının rahmine transfer edilir.

31


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 32

Bu yaz tatil yapamadınız mı? Vakit mi bulamadınız? Gidecek bir köyünüz bile yok mu? İETT’nin köy hatları İstanbul’un içinde köy hayatını yaşamanız ve bir haa sonu tatilinde kendinize zaman ayırmanız için hazır.

ORGANİK HATLAR

İSTANBUL’UN KÖYLERİNE GÖTÜRÜYOR

E

ylül ayı ile birlikte sebze ve meyvelerin köylerde hasat zamanı da başladı. Organik beslenmenin oldukça revaçta olduğu son yıllarda İstanbul’un köylerinde dalından sebze ve meyve yemek, köy yumurtası ve taze süt satın almak mümkün. Köylülerin kendi doğal ürünlerini satın alabileceğiniz köylerde bir hafta sonu geçirmek için özel aracınızın olmasına da gerek yok üstelik. İETT’nin köy hatları ile bu köylere giderek ailenizle birlikte keyifli bir gün geçirebilirsiniz. “Tavuğu sadece sofrada gören çocuklar için” Organik ürünler yetiştiren köylülerden biri de Beykoz Çavuşbaşı’nda yaşayan Ramazan Öztürk. Ramazan Bey Rizeli… 1953’de babası İstanbul’a yerleşmiş ve kendisi burada doğmuş. 26 yıldır sebze meyve yetiştiren Ramazan Bey 2 yıldır da yumurta satıyor. Hayatında hiç canlı tavuk görmemiş çocukları ailelerinin buraya getirdiğini de sözlerine ekliyor. Yaz kış organik ürünler yetiştiren ve satan Öztürk asla yapay gübre kullanmadığını ve İstanbullunun bu ürünlere oldukça rağbet ettiğini söylüyor. Özel müşterilerinin olduğunu vurgulayan Öztürk özellikle hafta sonları müşteri sayısının 2 yüzü bulduğunu belirtiyor. Ürünleri tarlalardan müşterilerin kendisinin topladığını ve topladıklarını satın aldıklarını dile getiren Öztürk’ün bal kovanları da bulunuyor. Beykoz’daki bir diğer köylü üretici de Ayşe Uzun. Süt üreticiliği yapan Uzun’un da özel müşterileri var ve günlük olarak satışlarını yapıyor. Ayşe Hanım İstanbul’da hem şehir hem de köy hayatını yaşamanın oldukça renkli olduğunu söylüyor ama tercihi doğal yaşamdan yana. “İstanbullulara da en azından ürünlerimle bunu yaşatmaya çalışıyorum, onlar buraya taze ve katkısız süt için geliyor” diyor. İneklerini sabah ve akşam sağdığını söyleyen Ayşe Hanım Pazar günleri kurulan ve köylü kadınların satış yaptığı köy pazarında da ürünlerini satıyor.


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 33

İETT’DEN BİSİKLETLİYE ÖZGÜR VE GÜVENLİ ULAŞIM

“ İ

İstanbul’da bisiklet tutkunlarına seyahat özgürlüğü sağlamak isteyen İETT’den bisikletlilere güvenli ulaşım desteği geldi.

ETT’nin bisiklet aparatlı otobüsleriyle İstanbul’daki bisiklet kullanıcıları artık daha rahat ve özgür bir şekilde seyahat edebiliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT ve Bisikletli Ulaşım Platformu yetkililerinin bisiklet kullanımını özendirmek ve desteklemek için yaptıkları çalışma, bisikletlerin toplu taşıma sistemi içinde kalış süresini artırdı. Bundan böyle bisiklet yolcuları bisiklet aparatlı otobüsleri gün boyu, diğer tüm otobüsleri ise 09:0016:00 ve 22:00-07:00 saatleri arasında ek bir ücret ödemeden kullanabilecek. Uygulama sayesinde bisiklet sevdalıları, doğayla iç içe olan parkurlarda pedal çevirebilecek. Bisikletlerini kısa ve uzun mesafede kullanan vatandaşlar da seyahat rahatlığına kavuşup diledikleri yere gidebilecek.

Günün Her Saatinde Bisikletli Ulaşım Mümkün Bisikletli yolcular bisiklet aparatlı otobüsleri gün boyu, diğer tüm otobüslerde ise 09:00-16:00 ve 22:00-07:00 saatleri arasında, Metrobüslerde 10:00-16:00 ve 22:0006:00 arasında, metro ve tramvaylarda 06:00-07:00, 09:00-16:00 ve 20:00-00:00 arasında, Tünel’de 07:00-22:45 arasında, Şehir hatlarında 06:00-00:00 arasında, deniz otobüsünde 07:00-21:00, Dentur ve Turyol 06:00-01:00 arasında, araba vapuru ve hızlı feribot ile 07:00-22:30 saatleri arasında ek ücret ödemeden yararlanabiliyor. Mavi Marmara’da ise bir ek bilet karşılığında 07:0001:00 saatleri arasında bisiklet alınıyor. Katlanır bisikletler ise günün her saati, her araçta ücretsiz şekilde taşınabiliyor.

Şoförler Broşür Dağıtılarak Bilgilendirildi İETT Genel Müdürü Mümin Kahveci bisikletli yolcuların kurallara uyma konusunda azami hassasiyet göstermelerini istedi. Kahveci, “Bisiklet kullanımını özendirmek adına başlatılan bu uygulamanın uzun süredir üzerinde çalışıyoruz. Bisikletli yolcularımızın da uygulama döneminde, üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirecekleri ve kurallara uyacakları inancını taşıyoruz. Bisikletli yolcularımız için planlama yaparken, araçlarımızdaki yoğunluğu öncelikli olarak dikkate aldık. İstanbul’da bisiklet kullanıcı sayısının hızla artmasını sevindirici bir gelişme olarak takip ediyoruz. Ayrıca şoförlerimize bilgilendirici broşürler dağıtarak bisikletli yolcuların seyahatlerini kolaylaştırmalarını istedik” dedi.

33


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 34

VISIGO, CITIBUS ve NOVOCITI RUSYA PAZARINA TANITILDI

ANADOLU ISUZU COMTRANS 2015’TE

Midibüs ihracat lideri Anadolu Isuzu, Moskova’da düzenlenen Comtrans 2015 Fuarı ile 3 modelini Rusya pazarına tanıttı. Bu yıl 13.sü düzenlenen fuar, 7 Eylül basın günü olmak üzere 8-12 Eylül 2015 tarihleri arasında gerçekleştirildi.

B

ölgesindeki en büyük Ticari Araç Fuarı olarak bilinen Comtrans Moscow 2015’te Anadolu Isuzu 14. salondaki 230 numaralı standında 9,5 metrelik turizm otobüsü VISIGO, 7,5 metrelik toplu taşıma otobüsü CITIBUS ve 7,5 metrelik NOVOCITI modellerini sergiledi. Türkiye’nin İhracat Lideri Anadolu Isuzu, bir dünya markası olan Japon Isuzu Motors lisansı ile Türkiye Pazarına ve Avrupa kıtasına yönelik ticari araçlar üreten bir şirkettir. Tüm üretim süreçlerini başarısı dünya çapında kanıtlanmış

34

Japon kalite yönetimi sistemlerinin yanısıra Avrupa Birliği standartları ve yönetmeliğine uygun olarak yürütmektedir. Bunun doğal sonucu olarak ise ortaya uluslararası standartlarda kusursuz ve mükemmel ürünler çıkmaktadır. Anadolu Isuzu’nun ihracat faaliyetleri 26 ülke ve 3 kıtayı kapsamaktadır. Bu pazarların çoğu Avrupa Birliği regulasyonlarına tabidir. Şirket, 2004 yılından bu yana midibüs segmentinde Türkiye ihracat lideri konumundadır. Anadolu Isuzu 2014 yılında Türkiye midibüs ihracatının % 76’sını tek başına gerçekleştirdi.

VISIGO: Turizm Taşımacılığının ve Şehirlerarası Yolculuğun Konfor İkonu Modern çizgileri, özgün tasarımı ve ideal yolcu kapasitesi ile turizm ve şehirlerarası yolcu taşımacılığının amiral gemisi olan Isuzu VISIGO, ön tavanda standart olarak yer alan panoramik tavan camıyla yolcuların daha aydınlık ve ferah bir yolculuk yapmasına olanak sağlıyor. Her koşulda otomatik açılıp kapanabilen perdesi sayesinde içeriye gelen gün ışığının istenen şekilde ayarlanmasını sağlıyor. Opsiyonlu olarak satışa sunulan üç bölmeli cam tavan ise tasarımda Anadolu Isuzu farkını ortaya koyuyor. Sınıfının en geniş ve en yüksek


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 35

otobüsü olan VISIGO’da ergonomi ve ferahlık ön planda yer alıyor. Yine segmentinde bir ilk olarak tam otomatik iklimlendirme (ısıtma ve soğutma) sistemini standart olarak sunan VISIGO, 28,4 kW klima kapasitesi ve 38.270 kcal/h ısıtma kapasitesi ile hem yaz sıcağında hem kış soğuğunda konforlu bir yolculuk yapılmasına olanak sağlıyor. Güvenliğin ön planda tutulduğu otobüste, ön ve arka disk frenler, çift devreli otomatik ayarlı ABS'li tam havalı fren sistemi, yardımcı egzoz freni, motor odası yangın algılama ve ikaz sistemi ile yolculuk daha güvenli hale geliyor. Müşterilerin isteğine uygun 35+1, 37+1 ve 39+1 oturma opsiyonlarına sahip VISIGO, özel olarak tasarlanan koltukları ve yolcu başına düşen daha fazla bagaj alanı ( 5.5m³) ile fark yaratıyor. Sürücünün rahatlıkla ulaşabileceği şekilde tasarlanan ergonomik ve oldukça estetik sürücü torpidosu, rezistanslı ve otomatik sürücü penceresi, ledli gündüz sürüş farları, ısıtmalı ve elektrik kontrollü aynaları ve sürücü kliması ile seyahatler VISIGO kullanıcıları için çok daha konforlu. 250 litrelik yakıt tankı kapasitesi ise tek seferde daha çok yakıt alarak kullanıcısına kolaylık sağlıyor. VISIGO’nun sektöre getirdiği yeniliklerden biri ise multimedya set. Multimedya set ile tek bir ekran üzerinde MP3, DVD, navigasyon ve yol bilgisayarı aynı anda kullanılabiliyor. CITIBUS: Şehir içi ulaşım için akıllı seçim Anadolu Isuzu’nun 9 metrelik otobüsü, CITIBUS dar yollara sahip tarihi metropoller ve az nüfuslu yerlere hizmet götüren belediyeler için tasarlandı. Diğer taraftan,

büyükşehir belediyeleri de ekonomik çözüm amacıyla küçük otobüsleri seçmeye başladılar. Dünya’da günümüz şehirlerindeki toplu taşıma ağlarında gittikçe artan karmaşıklık, ekonomik ulaşım çözümlerine daha fazla yatırım yapılmasını gerektiriyor. Şehir içinde birçok yolun en ekonomik şekilde bağlanması, günümüz belediyelerinin en başta gelen hedeflerinden biri. Daha uzun otobüslerle karşılaştırıldığında Isuzu CITIBUS, düşük yatırım, operasyonel maliyet, yüksek çeviklik, manevra kabiliyeti ve optimum yolcu kapasitesi ile modern şehirlerin çağdaş ihtiyaçlarını en ideal çözümlere kavuşturuyor. CITIBUS, 2600 rpm’de 204 HP güç çıkışı sağlayan Euro 5 (EEV) Isuzu motoru ile 74 yolcu kapasitesine sahip. NOVOCITI: Çeviklik ve tasarruf sağlayacak kadar küçük, konfor ve çok yönlü kullanım sağlayacak kadar büyük Avrupa’nın lider orta boy otobusu ve yolcu otobusu üreticisi Anadolu Isuzu, yeni jenerasyon NOVOCITI’yi tanıtmaktan onur duyar. Avrupa’daki en son trendlere paralel olarak, en son ihtiyaç ve beklentilere taze çözümler sunmak amacıyla iç ve dış dizaynı yenilenen NOVOCITI, Anadolu Isuzu mühendisleri tarafından gerçekleştirilen kapsamlı ve müşteri odaklı araştırma ve geliştirme çalışmalarının sonucu olarak ortaya çıktı. Sınıfının ilk engelli rampalı aracı NOVOCITI; Euro 5 normlarında, kalitesi dünyaca kabul edilen 155 beygirlik commonrail turbo dizel intercooler Isuzu motora sahip. Düşük yakıt ve bakım maliyetine sahip Novociti, şehiriçi taşımacılığında 7.5 metrelik uzunluğu ile üstün manevra kabiliyeti sağlar.


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 36

“KRAL ADANALI” YOLLARIN YENİ EFENDİSİ TEMSA SAFİR PLUS Heyecan ve mutlulukla çalışıyoruz, üretiyoruz Yüzde yüz Türk sermayeli bir şirket olarak ülkenin geleceğine ışık tutmak adına çalışmalarını sürdürdüklerini, hem iç pazarda hem de dış pazarda ülke ekonomisine katma değer sağladıklarını belirten Temsa Genel Müdürü Dinçer Çelik, “Bu yıla yönelik Temsa’nın yeniliklerle müşterilerini buluşturmanın sevincini yaşayacağını daha önceki toplantılarımızda dile getirmiştik. Biz bu süreçte yeni ürünleri oluşturmanın heyecanını yaşarken, müşterilerimizin, tüm sektörün ve sektör basınının ‘Temsa neler sunacak?’ heyecanını duyduğunu gördük. İşte şimdi sizleri o büyük heyecanımızla buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Üstelik zorlu bir ekonomik sürecin yaşandığı bir dönemde Temsa olarak biz tüm paydaşlara umut vererek, bir görev ve sorumluluk bilinci ile hayata geçirdik. Biz ülkenin geleceğine güveniyoruz. Üreterek, değer yara-

tarak ülkemizin refaha erişmesine katkı sağlayabileceğimizi biliyoruz. Onun için kaynaklarımızı iyi yöneterek iç ve dış pazarlarda büyük talep gören ve görecek olan ürünlerimizi pazara sunuyoruz. Ayrıca Temsa olarak daha da rekabetçi yurtdışı pazarlarında ülkemizi başarıyla temsil etmenin gururunu yaşıyoruz, yaşatıyoruz” dedi.

Safir Plus da fark yaratacak Temsa Genel Müdürü Dinçer Çelik, üretimini gerçekleştirdikleri Safir’in yüksek konfor düzeyi ve işletme avantajları ile taşımacıların tercihinde her zaman öne çıktığını belirterek, “Safir aracımız uzun yıllardır yolcu taşımacılığı alanının en büyük firmalarının öncelikli tercihi oldu, Bu tercihte en önemli unsurlar ise araç içindeki yüksek konfor düzeyi ve işletme sürecinde sağlanan işletme maliyet avantajları oldu. Safir bu dönemde araçta yapılan facelift ve

Temsa, Safir Plus aracını 9 Ekim Cuma günü Adana fabrikasında düzenlediği etkinlik ile tanıttı. Safir Plus’un tanıtımına basın mensupları, Temsa Bayileri ve tüm Temsa çalışanları katıldı. Temsa, yeni ürünlerle müşterilerini buluşturmayı hız kesmeden sürdürecek. Tourmalin ve Safir 41+1 otobüslerin ardından taşımacılar Safir Plus ile tanışıyor. Kasım ayında taşımacılar Temsa’nın efsane otobüsü Maraton ile tanışacak. Temsa, ayrıca Kasım ayında elektrikli otobüsünü de pazara sunacak.


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:36 Page 37

kazandırılan yeni özellikler sebebiyle artık SAFİR PLUS adı ile müşterilerle buluşacak. Yolcu taşımacılığının gerçek kahramanları kaptanlarımızın 24 saat yaşam alanı olan Safir Plus aracımızda onların konforuna yönelik yeniliklere gidildi. Uyku kabinlerinde, ses ve ısı izolasyon iyileştirilirken, uyku kabini ve sürücü alanında genişleme sağlandı. Modern ve ergonomik direksiyon tasarlandı. Ayrıca Safir aracımız, 2+1 koltuk düzeni ve 41+1 koltuğuyla kendi segmentine ayrıcalık getirmişti. Araç içinde konfor düzeyi azalmadan eklenen 4 koltuk ile otobüsçüler 4 yolcu daha fazla taşımanın ve bunun kazancını yaşamanın ayrıcalığını elde ettiler. Safir Plus ile bu ayrıcalık daha üst düzeye taşınıyor. Hem 2+1 hem 2+2 koltuk düzenine sahip Safir Plus araçlarımız hem konfor düzeyi ile yolcunun seyahat sürecine keyif katacak hem de yine yakıt tüketimi ile araç sahiplerinin yüzünü güldürmeye devam edecek. Temsa Safir Plus aracımız bunların yanı sıra yepyeni dashboard ile modern görünümlü yeni bir tasarım kazanmıştır ve şoförler için daha ergonomik hale gelerek daha geniş görüş alanı sağlanmıştır. Ön ve arka tamponun üç parça halinde olmasıyla aracın servis edilebilirliği artmıştır. Ses ve ısı kontrolünü sağlamak amacıyla çift cam yapılmıştır. Arka tepe lambalarına sinyal özelliği eklenmiştir.

2015’te durum ve 2016 hedefi Yılın ilk 9 ayında Safir aracın pazarda gösterdiği başarıdan memnun kaldıklarını da vurgulayan Dinçer Çelik, ’9 ayda 291 adet Safir satışı gerçekleştirdik. Yılı 350 civarında bir satışla kapatacağımızı düşünüyoruz. 2016 yılında Safir PLUS ile 2015’in üzerinde bir satış hedefine ulaşmak istiyoruz” dedi. Satış sonrası hizmetlerde iddialıyız Satış sonrası hizmetlerde kalite çıtasını hep daha yukarıya taşımak istediklerini de sözlerine ekleyen Dinçer Çelik, “Satış sonrası hizmetler en güçlü olduğumuz alandan biri. Şu anda 78 noktada hizmet veriyoruz. Müşteri memnuniyetini sağlamada en yüksek seviyelere ulaşan markalardan biriyiz ve bunu daha da yukarıya taşıma konusunda da iddialıyız. Pazarda sürekli büyüyen satış adetlerimizde bayilerimizin büyük katkısı var. ” dedi.

Yakıt tüketiminde çok iyi olduğumuzu müşteriler söylüyor Sektörün en yüksek ekonomiklik sağlayan aracını ürettiğimizi sadece biz değil, müşterileriz her yerde dile getirdiler. Dile getirmekle de yetinmediler, yeni yatırımlarda da ilk tercihleri yine Safir aracımız oldu. Onların yaşadığı memnuniyet bizleri de işimize yönelik motivasyonda itici güç oldu. Müşterilerimize daha fazla kazanç sağlayabilmek, onların ihtiyaçlarına hızlı çözümler üretebilmek için ARGE birimimiz hiç durmadan çalışmalar yürüttü. Yeni Safir Plus’un geliştirilmesinde mühendislerimizin, işçilerimizin el emeği, göz nurunun yanı sıra müşterilerimizin de katkısı var. Onların bize yaptıkları geri dönüşlerle biz hep daha iyiye, daha yüksek kaliteye olan koşumuzu sürdürüyoruz. Biz müşterilerle ortak ürettiğimiz Safir Plus’ın çok büyük beğeni toplayacağına inanıyoruz” diye konuştu.

37


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:37 Page 38

Yurtiçi ve yurtdışı pazarlara yönelik üretimini gerçekleştirdiği otobüslerin konfor ve teknolojik düzeyi ile fark yaratan Temsa, gelişim sürecinde hız kesmemek, müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlamak için inovasyona odaklanıyor.

TEMSALILAR YENİLİKÇİLİK PEŞİNDE GELECEĞE IŞIK TUTMAK İÇİN H

er sektörde sürdürülebilir başarı; değişime açık olmak, yeni fikirler geliştirmek ve bunları kullanıcılara en yüksek düzeyde fayda sağlayacak şekilde hızlı hayata geçirmekle mümkün olur. Bu da sizin inovasyon olarak ifade edeceğiniz bir anlayış ve çalışma biçimini size sunar” açıklamasını yapan Temsa Genel Müdürü Dinçer Çelik, “İnovasyon süreci, bilginin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesi olarak tanımlanır. Temsa olarak üretim sürecinde en çok önem verdiğimiz nokta değişime açık olmak. Değişim içinde sizin müşteri taleplerini sürekli bir şekilde dinlemeniz, bundan sonraki süreçte değişen talep ve isteklere uygun teknolojik altyapıyı da sağlamanız çok büyük önem taşıyor” dedi. Üretici Ve Müşterinin Ortak Üretimi Müşteriyi, tedarikçileri, üniversiteleri ve ilgili tüm uzmanları daha fazla yenilikçilik ve girişimcilik sürecine çekmenin önemini vurgulayan Dinçer Çelik, “Fikir ve proje önerilerini sınıflandırmak, ödüllendirmek ve işbirlikleri geliştirmek gerekiyor. Bu fikirler, daha önce çözülmemiş sorunları çözmek veya daha önce karşılanmayan ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla geliştirilebilir ya da zaten var olan pek çok ürün ve hizmeti daha güzel, daha kullanışlı, daha çok insanın işine yarayacak hale getirmeyi amaçlayabilir” dedi. Smart Mobilty Mottosu Akıllı teknolojinin hayatın her alanında en önemli unsur olduğuna dikkat çeken Çelik, “Smart Mobility mottosu ile birlikte yeni çıkan ürünleri yenilikçi ve girişimci düşüncelerle geliştirmek ve pazara giriş yapabilmek önemli. Artık pazarda müşteri her veriyi kolaylıkla elde etmek istiyor. Güvenlik çok daha önemli hale geliyor. Akıllı teknoloji ile oluşabilecek riskleri en aza indirgemeniz mümkün. Müşterilerimiz şoförlerinin verimliliğini de artık teknolojiler ile çok daha bilimsel şekilde ölçebiliyor hem kaliteli hizmet sürecini hem de maliyetlerini daha da aşağıya çekme

38

fırsatını elde edebiliyor” diye konuştu. İlk ARGE Merkezi Temsa’nın otomotiv sektöründe ilk ARGE merkezini kuran şirket olduğunu vurgulayan Genel Müdür Dinçer Çelik, ARGE Merkezleri malzeme teknolojileri, akıllı sistemler, enerji ve otomotiv teknolojileri alanında araştırmaların yapılması hedeflenen alanlardır. Biz şirketimiz içerisinde çalışanlarımızın görüşlerini, fikirlerini sunabilecekleri bir öneri sistemi geliştirdik. Bu bizim daha yenilikçi olmamızı, girişimci olmamızı sağlıyor ve pazarda başarı elde etmemize önemli bir katkı sağlıyor. Yenilikçilik, alanımızda sürdürülebilir olmak ve fark yaratmamız için ihtiyacımız olan yaklaşımları hayata geçirmektir. Bugüne kadar devam eden metod ve süreçleri geliştirerek yenilikçi düşünceleri tüm platformlara kazandırmak, yenilikçiliği çalışanlarımızın genlerine işleyerek şirket kültürü haline getirmek ve yaratıcılığı benimseyen girişimci çalışanlar ile ticari başarılarımızı sürdürmektir” dedi. Geleceğe Işık Tutmak Dinçer Çelik, Temsa çalışanlarının yanı sıra müşterilerin ve tüm paydaşların www.yenilikciyiz.biz web sitesinden kendilerine yenilikçi fikirlerini ulaştırabileceklerini belirtti. Buradan bir form doldurarak herkes Temsa’ya düşüncelerini iletebiliyor. Hedefimiz sadece çalışma arkadaşlarımızın değil aynı zamanda katkısı olabilecek herkesin fikirlerini alarak geleceğimize ışık tutulmasını sağlamak. Bunu sağlamanın yolu da açık inovasyondan geçiyor. Açık inovasyon şirket dışında şirkete değer yaratacak her türlü yenilikçi fikirlerin alınıp değerlendirilerek hayata geçirilmesidir. Rekabetin yoğun olarak yaşandığı son dönemlerde şirketlerin ayakta kalabilmek, rekabetçiliğini sürdürebilmek, kendi toplumuna ve dünyaya katkı sağlamaya devam ederek değer yaratabilmek için yenilikçi olmaya, yeni fikirler üretmeye, yeni ihtiyaç ve taleplere cevap vermeye yetecek güce sahip olması gerekiyor” dedi.


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:37 Page 39


28-48-sayi-65:Layout 1 12.10.2015 10:37 Page 40

Gülmece

Gülmece İŞTEN ÇIKARILAN BEKÇİ! Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak, 500 TL maaşla, bir bekçi işe almaya karar verir. Bir süre sonra düşünülür; ''Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak''. Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere, 750'şer TL maaşla, iki kişi işe alınır. Bir süre sonra ''İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz'' diye düşünülerek, 1.000'er TL maaşla, iki denetmen işe alınır. Biri denetim yapar diğeri raporları yazar. Bir süre sonra ''Bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek'' diye tartışılır ve 1.500'er TL maaşla, bir mali müşavir, bir katip, bir de istatistikçi işe alınır. Bir süre sonra ; ''Peki bunlardan kim sorumlu olacak.'' diye düşünülür ve 5.000 TL maaşlı bir müdür ve 3.000'er TL maaşla iki de müdür yardımcısı işe alınır. Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır!

ERİ

L FATİHİN YİĞİT

KAYMAKAM Bolu’da bir ilçeye yeni kaymakam atanmiş. Kaymakam yanına başçavuşu alıp, köylülerle tanışmak üzere köy köy dolaşmaya başlamış. Bakmışlar ki yolda bir adam kucağında bir eşek yavrusuyla gidiyor. Kaymakam baş çavuşa demiş ki, "Ben bu köylüye biraz sataşayım". Başçavuş kaymakamı uyarmış, "Aman efendim, bunlar lafta altta kalmazlar. Dikkat edin". Kaymakam, "Bir şey olmaz. Ben yıllarca mektep okudum. Kültürlüyüm. Cahil bir köylü mü beni lafta yenecek demiş." Arabayı durdurup köylüye yanaşmışlar. Kaymakam selam verip sormuş, "Nereye böyle kucağında yavrunla?". Köylü bir kaymakama bakmış, birde başçavuşa, "Mektebe” demiş. “Mektebe yazdırmaya gidiyorum. Çok okursa kaymakam, az okursa başçavuş olsun diye".

ANI

GAZETE İL

ye gitmiş. i ölmüş, gazete Kayserilinin eş an vermek isti standart bir il ği di te is da En ucuzundan n kağı . Önüne kona yorum demiş .” ilanı yazmış: ettim. Üzgünüm mış: “Ayşe’yi kayb ar uy e nc ilanı görü uz İlan görevlisi r atabikelimeye kada - İsterseniz Altı ınız var. lime daha hakk demiş. lirsiniz. Üç ke ı paraya mı?” deyince Kayserili “Ayn aynı paraya” t ve “E li ev Gör miş: lime daha ekle Kayserili üç ke ta var” “Satılık Toyo

vurulkapıları şiddetle Bir gün Cennet'in muş: nmişler: !! İçeriden sesle -Güm Güm Güm -Kim o? s: “ Biz rültüsü gibi bir se - Dışarıdan gök gü ! “ İçeiz riy tle ği Fatih'in yi en ed th fe 'u ul nb İsta dına kadar diyerek kapılar ar iz in ld ge ş ho en rid mişler. Her ri içeriye buyur et açılmış ve yiğitle 40 yıl geçindiyormuş. Ta ki, şey çok güzel gi detle çalınn kapılar yine şid ceye kadar. Bir gü mış: !!! -Güm Güm Güm lar: “Kim o?” uş rm - İçeriden so s: “Biz rültüsü gibi bir se - Dışarıdan gök gü !” riyiz en Fatih'in yiğitle İstanbul'u fethed : “Hadi len! ar ışl am pl va ce - İçeriden hemen geldi!” Onlar 40 yıl önce ses gelmiş: ne - Dışarıdan yi ik!!!”?". mıyız ancak geld kı ta r “ Biz mehte

ASI AYNAN başı K N İ Ü . L iş stü ye girm TEME

40

ahve ir gün k uşlar. Temel b oldu diye sorm mdük."diye e .N ı gö yırtıkmış l: "Kaynanam -Teme ne?" bu halin miş. r e e d v i p y İ a " cev ." dekiler: - Kahve iraz direndi de B " l: e -Tem

SİYAH BEYAZ KADIN Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika'ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını. Ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel rehbere seslenerek - Pardon burada hiç beyaz kadın var mı? diye sormuş. Rehber, "Tabiî ki var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır" demiş. - Peki, siyah kadın var mı? - Eh bir kaç tane var bu civarda. - Peki siyah beyaz kadın var mı? Rehber son derece şaşkın bir şekilde: - Tabiî ki hayır. Ben hiçbir yerde rastlamadım böyle kadına. Cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun'a dönerek: - Ula dursun yoksa dün akşamkiler penguen miydi?

KADINLAR KAMYONC U OLSAYDI, KAMYON ARKASI YA ZILARI NASIL OLURDU ?

*Gaz fren şanzuman, manik ürsüz halim duman! *Sen batan güneş, ben yol larda kremşanti! *Miras değil, sevgilim hed iye etti güzelim! *Bir sana hastayım, diyete girdim yastayım! *Kulağıma takarım küpe, geçemez beni hiç bir züppe! *Torpidon da aseton yoksa güzelim, mühim değil ben mazotla da silerim! *Nazar etme ne olur, evlen senin de olur! *Rujum biter yollar bitmez! *Makyaj çantam yanımda, içindekileri dizerim.. Sakın beni geçmeyin hepinizi çizerim! *Bir makyaj yapmaya doy amadım, bir de sana! *Saçlarımı savururum, gün eş gibi kavururum. Beni sol larsan eğer, arabanı uçururum! *Bu rampaların ustasıyım , Bonus Card'ın hastasıyım ! *Sen geç evlat, abla yorgun ! *Aragazı yapma beklemede kal. Yola çıkmadan Rujun u yanına al!


on-kapaki-ici-arka-kapak-ic-ek:Layout 1 10.10.2015 19:14 Page 2


on-kapaki-ici-arka-kapak-ic-ek:Layout 1 10.10.2015 19:14 Page 1


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.