Sirkte

Page 1


Sirkte.indd 1

13.1.2014 16:17:32


Başka Dillerdeki Sözcük ve Özel Adların Türkçe Okunuşları

Circus (İng.) : Sörkıs

Cirque du Soleil (Fr.) : Sirk dü Soley

Pierrot (Fr.) : Piero

Harlequin (Fr.) : Arlöken

Auguste (Fr.) : Ogüst

Sirkte.indd 2

Charlie Chaplin (İng.) : Çarli Çaplin

Grimaldi (Fr., İta.) : Grimaldi Julius Fucik (Çekçe) : Yulyus Fuçik

13.1.2014 16:17:32


Tuna, herkes öğle yemeği için yemekhaneye koştururken geride kalıp bomboş koridorlarda dolaşmayı seviyordu. Ama asıl sınıf düzenini bozduğu için rehberlik servisine yollandığı zaman koridorlarda oyalanmayı, özellikle de birinci sınıfların kapılarını dinlemeyi seviyordu, çünkü o zaman herkes derste oluyor ve sanki bütün okul kendisine aitmiş gibi geliyordu. Üstelik öğretmenlerin çoğu derste olduğundan yakalanma korkusu daha az oluyordu.

Sirkte.indd 3

13.1.2014 16:17:32


Sirkte

Aklı merdivenlerdeydi. Yazın, okulun restorasyonu sırasında tırabzanları sağlamlaştırmışlar, ama tırabzanlardan kayılmasın diye konan tokmakları geri takmayı unutmuşlardı. Bir önceki hafta Selma Öğretmen “Tuna, hadi sen çık, bir hava al da gel” desin diye derslerde yapmadığı kalmamıştı, ama Selma Öğretmen’in sabrı bir türlü taşmamıştı. Tuna’nın da hafta sonu tırabzanlara tokmakları geri takarlarsa diye ödü kopmuştu. Sabah gelip de tırabzanların hâlâ tokmaksız olduğunu görünce, sayısız filmde seyrettiği tırabzandan kayma numarasını denemek için hemen o gün yemek teneffüsünü değerlendirmeye karar vermişti. Koridorlarda tek bir öğrenci bile kalmamıştı. Nöbetçi öğretmenler, teneffüste çocukların tümünün yemekhaneye gitmesine ya da bahçeye çıkmasına özen gösteriyordu. Tuna da etrafı iyice kolaçan etmişti. Yaramazlık yapmayı seviyordu, ama sorumsuz bir çocuk değildi. Başka çocuklara, hele de küçüklere “kötü örnek” olmak istemezdi. Sonunda emin oldu. Ortalıkta kimsecikler yoktu. Giriş kat merdiveninin başında durup tırabzana sıkıca tutunarak merdiven boşluğundan aşağı

4

Sirkte.indd 4

13.1.2014 16:17:32


baktı. Yüksekti, ama düşerse ne olacağını aklının ucundan geçirmeden bir bacağını ata biner gibi tırabzanın üzerine atıp kaymaya hazırlandı. Bir an dönüp arkasına baktı ve başını önüne çevirir çevirmez ellerini bıraktı. Kayıyordu! Sevinçle bağırmamak için kendini zor tuttu. Sanki koskocaman bir elektrik süpürgesi sırtından emiyor gibiydi. Kaydı, kaydı, kaydı ve tırabzanın en ucuna gelince pat diye yere oturuverdi. Gülmekten kendini alamadı. Yerde öylece oturmuş kıkır kıkır gülüyordu. Poposu bayağı acıyordu. Bacaklarının iç kısımları da sürtünmeden yanıyordu. Başı dönüyordu. Ayağa kalkmaya çalışınca gerisin geri yere oturdu. Midesi korkudan biraz altüst olmuştu. Ama yine de çok zevkliydi. Hem de çoook zevkliydi! Kimse görmeden hemen bir kere daha kaymalıydı. Ama önce ayağa kalkması gerekiyordu. Gülmesi biraz sakinleyince iki eliyle yüzünü ovuşturdu. Zar zor ayağa kalkıp kıkırdaya kıkırdaya merdivenleri çıktı. Şöyle bir çevresine bakındı, tırabzanları sıkıca kavradı, bacağını ata biner gibi üzerine attı ve ...

5

Sirkte.indd 5

13.1.2014 16:17:33


Sirkte

“Tuna! Tuna! Sakın! Sakın!” Selma Öğretmen merdivenin dibinde durmuş bağırıyordu. Tuna tırabzanın üzerindeki bacağını istemeye istemeye geri çekti. Selma Öğretmen’in endişeden altüst olmuş yüzüne bakamadan yavaş yavaş aşağı indi. “Demin gördüm, yerde oturuyordun. Tırabzandan kaydın değil mi?” Tuna başını kaldırmadan salladı. Selma Öğretmen çoktandır Tuna’yı yaramazlık yaparken yakaladığında bağırıp çağırmıyordu.Bir yararı olmadığını biliyordu. Ama kızmamak, bağırmamak için kendine çok zor hâkim olduğu, aslında çok korktuğu her halinden belli oluyordu. Tuna da artık özür dilemeye çalışmıyordu, çünkü özür dilemek demek, bir daha yapmayacağına söz vermek demekti. Tuna sözünü hiç tutamıyordu. Elinde değildi. Yaramazlık yaparken yakalansa doğrudan ceza sınıfına kalacağını biliyordu. Bu, okulda bir ders saati daha kalacağı, eve en son servisle gideceği ve eve vardığında annesinin çoktan işten dönmüş olacağı

6

Sirkte.indd 6

13.1.2014 16:17:33


anlamına geliyordu. Aslında ceza sınıfı Tuna için ceza falan değildi, çünkü orada diğerleriyle buluşuyordu. Şeytan, Cadı ve Uydurukçu’yla. Ceza sınıfının da diğer hiçbir sınıftan farkı yoktu. Ceza niyetine oturup ödevlerini yapıyorlardı. Sınıfa girerken hep biraz mahcup hissediyordu, ama diğerlerini görür görmez her şeyi unutuyordu. Bir saat daha birlikte eğlenip, arada bir iki ödev yapıp servislere dağılıyorlardı. Asıl kıyamet, eve varıp anahtarı kilide soktuğunda, daha anahtarı çevirmeden kapının kendiliğinden açılmasıyla kopuyordu. O günkü haylazlığını öğrenen annesi dargın bir yüz ifadesiyle karşısında dikiliyordu. Tuna başı önünde Selma Öğretmen’in peşi sıra yemekhaneye doğru yürürken o akşam kopacak kıyameti aklından uzaklaştırmaya çalıştı. Cumaya kadar dişini sıkacaktı çaresiz. Cuma günleri asla ceza dersine kalmıyor, hep saatinde eve dönüyordu. Cuma günleri kilitte anahtar şıkırtısı duyulduğunda koşup kapıyı açan ve geleni karşılayan Tuna oluyordu. “Ne yaptın?” diye seslendi Utku, Selma Öğretmen’in arkasından gelen Tuna’yı görünce.

7

Sirkte.indd 7

13.1.2014 16:17:33


Sirkte

Selma Öğretmen tek kaşını kaldırarak Utku’ya sertçe baktı. Bunun üzerine, Utku ürkerek bakışlarını tabağındaki Kemal Paşa tatlılarına çevirdi. Selma Öğretmen başıyla Tuna’ya oturmasını işaret edip uzaklaştı. Tuna, Utku’nun karşısına oturdu. Başını önüne eğse de bakışlarıyla Selma Öğretmeni izliyordu. Selma Öğretmen bir tepsi yemek hazırlatıp tepsiyi bir yemekhane görevlisiyle Tuna’ya yolladı. Sonra hiçbir şey olmamış gibi yemekhaneden çıktı. Selma Öğretmen gözden kaybolur kaybolmaz Tuna başını kaldırıp kaşığa davrandı. “Ne çorbasıymış bu?” “Mantar,” dedi Utku. “Cezadasın değil mi? Ne yaptın?” Yemekhane yavaş yavaş boşalıyordu. Ders zilinin çalmasına birkaç dakika kalmıştı. Tuna kaşığı bırakıp doğrudan çorba kâsesine davrandı, zaten soğumuş olan çorbayı bademcikleri şiştiğinde ninesinin hazırladığı nişastalı süt gibi yudum yudum içti. “Turbo, bekledik seni o kadar, ne yaptın?” Ela elindeki yemek tepsisini masaya bırakıp Tuna’nın yanına ilişti. Biraz sonra Tuna’nın patates

8

Sirkte.indd 8

13.1.2014 16:17:33


salatasının patateslerini maydanoz ve soğanlarından ayıklayıp ağzına atmaya koyulmuştu bile. Tuna salata kâsesini Ela’nın önüne itip çatalını peynirli düdük makarnaya daldırdı. İki üç çatal makarnayı aynı anda ağzına atmıştı ki, zil çaldı. Ela tepsisini kaptığı gibi koşmaya başladı. Yemekhanede en son Ali, Utku ve Tuna kalmıştı. Derse geç girmeyi hiç dert etmiyorlardı. Zaten cezadaydılar. Tuna bir dilim ekmek kapıp ayağa kalktı. Sanki bir şeyler sormak istiyordu, ama ağzı dolu olunca ancak tuhaf hareketler yapabiliyordu. Sonunda vazgeçip tepsisini aldı. Ama Ali, Tuna’nın o el kol hareketleriyle ne kastettiğini anlamıştı. “Cadı bu hafta cezaya kalmazsa hafta sonu Sıdıka’da yatıya kalmasına izin vereceklermiş.” Tuna nihayet lokmasını yutmuştu. Derin bir nefes aldı. “Bugün daha pazartesi…” “Cumaya kadar hiç cezaya kalmayacakmış,” dedi Utku gömleğinin eteğini pantolonunun içine sokarken.

9

Sirkte.indd 9

13.1.2014 16:17:33


Sirkte

Yemekhaneden çıkıp spor salonuna gitmek için koridora dönerlerken Tuna iki işçinin merdivenlerin tokmaklarını takmakta olduğunu gördü. Selma Öğretmen hiç zaman kaybetmiyordu! “Yemeğe geç geldin. Sen neredeydin?” diye sordu Ali. Utku’nun arkasından sınıfa girerken Tuna omuzlarını silkti, ama ne yaptığını söylemedi.

10

Sirkte.indd 10

13.1.2014 16:17:34


Sirkte.indd 150

13.1.2014 16:17:56


Tuta, nam-ı diğer Tuvana Gülcan (İstanbul, 1975)

Sudha, nam-ı diğer Seda Alkoç (İstanbul, 1975)

Saint Benoit Lisesi’nden sonra, Galatasaray ve İstanbul Üniversiteleri, Académie Européenne de Théorie du Droit, Universitaet des Saarlandes’te hukuk okudu.

Sainte Pulcherie ve Saint Benoit’dan sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde heykel okudu.

Çocuk kitapları çevirirken kendi hikâyelerini yazmaya başladı. Bir gün, liseden arkadaşı Seda içine doğdu ve olan oldu. Artık her cumartesi buluşup oynuyorlar. Bizimle duygularınızı, düşüncelerinizi, hayallerinizi ve yaramazlık hikâyelerinizi paylaşmak isterseniz, buradayız, bekleriz: tutasudha@gmail.com

Sirkte.indd 151

Toplantılarda gökyüzüne bakıp bakıp bloknotu çizimlerle doldurduğunu fark edene dek, çeşitli sektörlerde çalıştı. Sonrası yol. Dağlara, bayırlara, saklı köylere, uzak diyarlara… Bir gün, yine tam gidecekken Tuvana “ebe” dedi, o gün bugündür çize yaza yaşıyorlar. Buraya da bekleriz: https://www.facebook.com/ tutasudha.gulal

13.1.2014 16:17:56



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.