Hammer-1

Page 276

Büyük Osmanlı Tarihi

Cilt 1

Joseph von Hammer

Sayfa

276

Evranos ve Yâkûb Beğler Mora'da fetihten fetihe intikal ettikleri halde (şu birinci istilânın ancak Niğbolu sonrasında vukuu itibariyle), 1011 Manuel Avrupa'yı dolaşarak-tahtında iken kendi şecaatine itimâd etmeyip de, ebediyyen yabancıların saltanatının batışına mâni olacağını zannetmiş bir kimsenin göstereceği telâşla- Hıristiyan devletlerinden yardım dileniyordu. Yeğeni Yani, payitahtının ortasında bile düşmanlar ve müfrit taleblerde bulunan zorbalar içinde kalarak, bir gün Kostan-tiniyye hâricinde hüküm sürebilmek ham hayaliyle vakit geçirirdi. Çünkü Anastas'ın Silivri'den başlayarak yaptırmış olduğu büyük sur ile çevrili olan şehir civan, Silivri ile birlikte Türkler'in eline düşerek, Türkmen muhacirleri payitahtın çevresindeki köylere, hâttâ istanbul içine yerleşmiş idiler; müezzin minarede Müslümanlar'ı namaza çağırır, kadı mahkemede hüküm verirdi. Bizanslılar birkaç seneyi utanç verici bir sükût içinde geçirdiler. Müverrih Dukas diyor ki: «Bâyezıd o zaman Bursa'da ikamet etmekte, ikbâlinin nihâli, kuşların türlü türlü nağmeleriyle kemâlini bulan meyvelerle dopdolu görünmekte idi. Hei türlü haz verici vesilelere mâlik idi: Garip şekilli hayvanlar, kıymetli mâdenler, Cenâb-ı Hakk'ın şu dünyâda nazar çekici olmak üzere halk ettiği Poekil (Poikile- Günâgûn renkleri hâvî mermerlerden masnû bir bina idi. Jimnaz (Gynınase)- Yunan gençlerinin yarışma salonu. Stade- Koşu yeri. 97,184 tulunda bir ölçüye dahî denir ve galiba koşuda katedilen mesafe bu Ölçü ile Ölçülürdü. Hammer, «Atina» kelimesini zikretmesi üzerine târih-i kadîmi tefekkürle müstağrak-ı sânihât olduğu gibi, Yunan hükümetinin ihyâsı hususunda bu âbidelerin hatırlatılması az te'sîr etmemiştir. Fakat Sokratîar, Bukrat'lar, Eflâtunlar, Aristo'lar bir daha yetişmez ve bu âbidelerin nazîrleri yapılamaz. Müverrihin «Me-dînetü'l-Hükemâ» tâbiri Atina'nın Osmanlı erbâb-ı irfanı tarafından bu veçhile lâkaplandırılmış olduğuna telmîhdir. Bu tel-mîhden ve Osmanlılar'ın Atina'da hiçbirşeyi tahrîb etmediklerini itiraftan sonra, «barbar» tâbirinin haksızlığı kendi kendisine zahir olur. Yunan hikmetini Arablar neşrettiler. Hattâ İbnü Rüşd Yunanî-i Kadîme âşinâ olmadığı Aristo'nun kitaplarını beşinci, altıncı, hattâ sekizinci derecede tercümelerinden okuduğu halde, Şark'da «muallim-i evvel» (Baş Muallim) o hakimin fikrini harikulade dehâ ile keşf ve hayret-âver olacak surette şerh etmiştir. Daha yakın zamanlara kadar Avrupa'nın okuduğu, 1b-nü Rüşd'ün şerhleri tercümesinden ibaretti. Kenan'ın İbnü Riişd ve İbnü Rü§d Mesleği unvanlı meşhur eserinde tafsilâtı görülür. İslâm'ın bu himmeti ve Endülüs ulenıâ-ı hükemâ ve şüerâ-sıyla âbideleri dahî hatırlatılsa sezadır. 1011 Franzes ve Halkondilas Niğbolu muharebesini Peloponnes (Mora) fütuhatından sonra gösteriyorlar. Fakat Duka'nın kav-lince -ki bunun vekayînâmesi umumiyetle daha ziyâde itimâda şayandır - Manuel'in İtalya'ya seyahatinden ve istanbul'da Osmanlı kadısının ikamesinden öncedir. Bundan başka müellifi meçhul vekayîname Argos'un zaptını yaz ortasında (1397) gösterir ve bütün Osmanlı müverrihleri Atina'nın zaptının Niğbolu muharebesinden sonra olduğunu söylerler.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.