PROFESYONEL ASCI ÇERKEZ MUTFAĞI

Page 102

BİTKİ

DULAVRATOTU Hamile kadınlara kullanımı önerilmeyen bir ottur. dikenli, yusyuvarlak tohum keseleriyle tüm dünyaya egemen olmak ister gibi görünen Dulavratotu, pek çok kültürde şifalı otlar arasında sayılır. Vücuda zararlı maddelerin etkisini yok eder.

Adı

ne ilginç değil mi? Kırmızı çiçekleri olan bu “zengin” duruşlu bitki 60 santimetreye kadar uzayabiiir. Yaprakları yuvarlağımsıdır ve büyük, dikenli görünümlü meyveleri vardır. Kökünden de yararlanılabilen bir bitkidir dulavratotu. Dallara ayrılabilir ve yeşil etli yapraklar arasından çıkan dikenli, yusyuvarlak tohum keseleriyle tüm dünyaya egemen olmak ister gibi görünür. Kalın ve odunsu kökü pek çok kültürde şifalı olarak kabul edilir. Avrupa’nın pek çok bölgesinde bulunan dulavratotu, suyu kolay geçiren topraklarda daha iyi gelişir. Hafif gölgeyi, ormanlık arazileri ve çok sıcak olmayan yerleri sever. Türkiye’de genellikle Kuzey ve Doğu Anadolu’da yetişir. Yaprakları kış ve ilkbahar aylarında, çiçeklenme dönemi başlamadan toplanır. Tohumlar yaz aylarının sonlarında olgunlaşır, köklerini toplamak için ise sonbaharı beklemek gerekir. Tohumları kan şekerini düşürür, kökleri uçucu yağlar ve tanenler içerir. Köklerinden hazırlanan çay idrar söktürücüdür. Bu kökler özellikle soğuk algınlıklarına karşı güçlendirici, kanı temizleyici, toksin atıcıdır. Romatizma, cilt problemleri ve kist tedavisinde de etkilidir. Ancak hamile kadınların bu bitkiyi kullanmaları pek önerilmez. Bu nedenle dulavrat otundan yararlanmak isteyen hamileler doktorlarına danışmaııdırlar. Taze yaprakları karaciğere iyi gelir. İçinde safra salgısını artırıcı maddeler vardır. Dulavratotu, vücuttaki zararlı maddeleri nötralize etmekte çok faydalıdır. Bu ot, geleneksel Çin tıbbında yüzlerce yıldan beri kullanılmaktadır. Çinliler’den çok daha önce de Japonlar’ın mutfağına girmiştir. Japonya’da kullanımı oldukça yaygındır. Mutfaktaki kullanımına gelince: Doğu Anado ‘da yaprakları sebze olarak yenir, hafif haşlandıktan sonra kavrulur. Bitkinin kökleri kurşun kalem açar gibi soyulur ve yaklaşık yarım saat su içinde tutulur. Bunun amacı köklerde bulunan bazı istenmeyen maddelerin yok edilmesidir. Bu süre zarfında, köke acılık veren “inülin” suya geçer ve böylece suyun rengi yeşile döner. Bu şekilde acısı alınmış olan kökler yarım saat kısık ateşte pişirilip yenir.

100

BITKI 2

TEMMUZ 2012

12/3/12 1:02 PM


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.