akcakoca

Page 31

1915 tarihli Bolu Salnamesinde(s;369) AkçaĢehir hakkında Ģu bilgiler bulunmaktadır. “AkçaĢehir Karadeniz sahilinde bir iskele, Düzce kazasına bağlı bir nahiye merkezidir. 7000 kilometrekarelik bir alana sahip olduğu tahmin edilmektedir. Arazinin 650 kilometrekarelik kısmı tamamıyla devlete ait ormanlıktır. Ormanların %50‟si kayın, %20‟si meĢe, %10‟u gürgen, %10 kestane, %10‟u zakkum vb ağaçlardır. Bataklık alanın miktarı henüz tahmin edilmemiĢtir. Mahallin yakacak ihtiyacı devlet ormanlarından sağlanmaktadır. Arazinin orman yetiĢtirme gücü son derece fazladır. Zeytin, limon ve portakal dıĢında her çeĢit bitki yetiĢebilir. Ġklimi mutedil, sıcaklık derecesi en fazla 34-35, en düĢük 6-7 derecedir. Nahiyenin denizden yüksekliği 50-600 metre arasında değiĢmektedir. ġehir daima kuzey rüzgarlarına maruz olduğundan havası saf ve temizdir. ġehir dahilinde bataklık olmadığından sağlık durumu iyidir. Salgın hastalık yoktur. Akarsuların tamamı içmeye elveriĢlidir. Nüfusu 10 300‟ dur. Bunun 6400 kadarı yerli halktır. 1200‟ü Laz, 800‟ü Gürcü, 600‟ü Abaza, 200‟ü Çerkez ve 1100‟ü Trabzon göçmenidir.AkçaĢehir halkının bir kısmı kara ve deniz ticareti ile uğraĢmakta geri kalan kısmı ise tarım ile ilgilenmektedir. Denizle ilgilenen balıkçıdır. Örf ve adetlerinde dikkati çeken bir husus bulunmamaktadır. Halk kendi dilleri ile konuĢmakla beraber halkın hemen hemen hepsi Türkçe konuĢmaktadır. Cuma günleri kasabada ikisi erkeklere ve biri kadınlara ait olmak üzere üç yerde Pazar kurulur. Kadın pazarlarına erkek, erkek pazarlarına ve çarĢıya kadın giremez. Merkez nahiyesinde halka açık 6 sınıflı bir ilkokul ile Osmaniye Mahallesi ile Beyviran, Melenağzı ve Meze köyünde ikiĢer sınıflı Ģube halinde resmi birer okul mevcuttur. Nahiyede 24 camii Ģerif ile Çuhalı çarĢısında ve bir de HemĢin köyünde iki medrese vardır. Bunlardan ilkinin 14 odası ve 35 öğrencisi vardır. Vakfı yoktur. Camilerden biri Aftun ağzında olup Sultan Orhan Gazi tarafından yaptırılmıĢtır. Vaktiyle bir hayli ormanlık arazi varken dikkatsizlik, kayıtsızlık nedeniyle istifade etmek mümkün değildir. Nahiye merkezinde kütüphane bulunmamaktadır. Tarihi eser olarak üç hamam ile Cenevizlilerden kaldığı tahmin edilen sahilde bayır üzerinde bir hisar vardır. Hamamlar bugün harabe halindedir.Haciz ormanında kullanılan bir kömür madeni ile Karaburun‟da kullanılmayan bir kömür madeni vardır. Bunlar incelenemediğinden doğru bilgi sağlanamamıĢtır.AkçaĢehir‟de geniĢ mera bulunmamaktadır. Bu nedenle bu bölgede hayvancılık yapmak düĢünülmemiĢtir. Bununla beraber ihtiyacı karĢılayacak kadar kara sığır, koyun ve keçi vardır.” Özetlersek:  Akçakoca‟ya ait ilk yazılı belgeler 1112 yıllarına aittir. M.Ö. 1200 tarihinde bölgeye ilk gelenler TRACK ve FRĠKLER imiĢ. M.Ö. 650 tarihlerinde Yunanistan‟ın Beotya KOKONOS kabilesi Ģimdiki Akçakoca merkezine yerleĢerek DĠA Ģehrini kurmuĢlardır. Dia, parlak anlamına gelmektedir. Bizans himayesine giren bu yerleĢim merkezinin adına POLY (ġehir) anlamına gelen sözcük eklenerek kentin adı Diapolis olmuĢtur.  Diapolis kısaca parlayan Ģehir anlamına gelmektedir. Aynı zamanda Zeüs‟ün kenti anlamına da geldiği ifade edilmektedir  Osmanlılar zamanında Ģehrin adı AKÇAġEHĠR olarak değiĢmiĢtir. Kayaların güneĢ ıĢığında parlaması anlamına gelir. AkçaĢehir‟e AkçaĢar‟da denir.Ġsim,Diapolis sözcüğünün anlamıyla çakıĢmaktadır.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.