Tehlikeli Oyunlar

Page 250

dediğini bilmiyor artık Bekir Efendi. Herkes, olayı görmekle, kendine bir şeref payı çıkarıyor sanki.» Aşağıdan gelen gürültüler birden arttı. Hüsamettin Bey pencereye yaklaşarak bir süre aşağısını seyretti. «Ne oluyor albayım?» Emekli albay güldü: «İnsanı zorla güldürüyorlar. Hikmet'in pencere önüne koymuş olduğu çiçek saksılarından biri düşmüş, bir münasebetsizin kafası yarılmış. Zavallı Hikmet! İnsanların bu durumda onunla nasıl ilgileneceğini bilseydi... Bekir Efendi, oğlum. Şu münasebetsizleri uzaklaştır lütfen.» Bekir Efendi şapkasını giydi, kararlı adımlarla kapıya yürüdü. «Haydi bakalım, dağılın artık!» diye bağırdı bekçi. «Burada oyun oynanmıyor. Ayıp!» Orta yaşlı, kılıksız bir adamı omzundan itti. Adam direndi: «Neden beni buldun? Herkes duruyor işte.» Bekir efendi, polis memuruyla birlikte kalabalığı dağıttı. Onlar da kötü kötü bakarak uzaklaştılar isteksiz adımlarla. Bazıları biraz uzakta durdu; Salim onlara doğru iri bir taş attı. Biri, Salim'e yumruğunu salladı. «Olayı gördük.» diye homurdandı birisi, «Bizim de anlatacağımız vardı.» Bir sarhoş, «Kimse doğru dürüst anlatmıyor ki,» diye yakındı. Polis memuru, onların üstüne doğru koşuyormuş gibi yaptı: Acele adımlarla uzaklaştılar. Biri bakkala girdi: Rıza Bey adamı dışarı attı. «Şikâyetçiyim memur bey, bana vurdu.» Bekir Efendinin gözleriyle karşılaşınca hemen köşeyi döndü. Biraz sonra, bir beyaz, 467 İKİ fcUO.ua gumnviw. --»----------------tılar, şapkalarını çıkardılar, durdular. Biri eğildi, çarşafı açtı. Sokak boşalmıştı. Hüsamettin Bey pencereden çekildi, divanın üstüne oturdu, biraz ağladı. Sonra, masanın başına geçerek Hikmet'in çekmecesini çekti, bir iki kâğıt çıkardı. Muhterem gazetenize, Bugün, oturduğum evde elim bir hadise cereyan etti: Kendisinden çok şeyler beklediğim ve yakınım olan bir genç, bir kaza eseri vefat etti. Hadisenin teferruatını gazeteler verecektir. Bu hususta bir maruzatım yoktur. Sadece, hadisenin vuku bulduğu evin resminin çekilmemesini ve üzerine de balkondan düşen beyaz bir adam resmi yapılmamasını, gazetenizin şimdiye kadar ciddiyetiyle takdirimi kazanan muhterem mensuplarından bilhassa rica ederim. Veya gene, beyaz ok resimleriyle işte buradan düştü, kaza mı cinayet mi intihar mı şeklinde gayrı ciddi beyanların da gazetenizin ağırbaşlılığı ile kabili telif olmayacağı kanaatindeyim. Merhum, bu kabil neşriyattan nefret ederdi; okuyucusu olduğu ve dikkatle takip ettiği muhterem gazetenizden böyle bir muameleyi kafiyen beklemezdi. Şimdi artık aramızda bulunmayan aziz bir insanın hatırasına hürmet etmek, vatandaşın muhtelif ihtiyaçlarına cevap vermeyi kendine gaye edinen gazetenizin umumi politikasına da çok uygun olur, diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum? Benim burada esas olarak ifade etmek istediğim husus, umumi bir yaraya çare bulmak üzere muhterem gazetenizin harekete geçmesidir. Şimdiye kadar, suların kesilmesi, nakil vasıtalarının izdihamı, bu vasıtalardaki sürücülerin yolcu ve yayalara bazı kaba hitapları, sinemalarda lüzumsuz kuyrukların teşkili, sokağımızdaki lambanın sık sık arıza yapması, çöp kamyonlarının seyrek uğraması, sigaralardan süpürge çöplerinin çıkması, istidamın resmî dairelerde sürüncemede kalması, umumi, mahallerde ahlaka 468 mugayir hareketler, sokak köpeklerinin itlafı, tekaüt maaşlarımızın tediyesindeki teehhür, ihtiyar bir vatandaşa otobüste yer verilmemesi, turistlere gösterilmesi icap eden


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.