Tehlikeli Oyunlar

Page 237

anlamadım,» dedi. Hikmet bağırarak, «Her yerden her yere gidilir,» dedi. Behçet, «Ben tartışmalarda hiç heyecanlanmam,» diyerek Nursel Hanıma gülümsedi. «Yoksa bir yere varılmaz.» Hikmet'e döndü, «Senin üzüntülü 442 ___o-----^ı/ıım/, uınyuruz,» diye onu yatıştırmak istedi. Sevgi, «Biraz müzik dinleyelim,» diye atıldı ve Muhsin Beyin getirmiş olduğu çantaradyoyu açtı. «Canım İsa'dan bize ne?» diyerek meseleyi kapatmak istedi Nazmi. «Ben Yahuda İskariyot'tan yanayım,» diyen Behçet, masanın altından Nursel Hanımın elini tuttu. «Üzüntülü olduğun için her söz sana dokunuyor.» Bunlara da hiç güven olmaz diye öfkelendi Hikmet; insanı bir yerde bırakıverirler. Sesini yükseltti: «Üzüntülü olduğumu biliyordunuz da neden bugüne kadar beni aramadınız?» dedi. «Neden rastlantılarla bir araya geldiniz? Neden eğlenmeğe, kadınları sıkıştırmağa ve tombala çekmeğe başladınız hemen? Ortalığı yemeğe, içkiye ve düşüncesizliğe neden boğdunuz?» Tombalacı Arif itiraz etti: «Üç numara bir kart, iki buçuk lira. Bunun kimseye zararı yok.» Herkes güldü. Behçet, «Sinirli olduğun için seninle tartışmak istemiyorum,» dedi. «Canım, hepsi öldü,» dedi Ergun. «Yahuda gibi bir serseri için neden canını üzüyorsun?» Kahkahalar arttı. En çok bu gülüşmeler çileden çıkarıyor beni, diye hırslandı Hikmet; benimle alay ediyorlar sanki. «Mesele çıkmasın diye elinizden geleni yapıyorsunuz,» dedi bütün öfkesiyle. «Saçma sapan toplantılar için de hiç bir fırsatı kaçırmıyor-sunuz.» Bütün yüzlerde sahte gülümsemeler vardı. «İşte bu iki yüzlülüğünüze dayanamıyorum!» diye bütün gücüyle masaya vurdu yumruğunu; bardaklar devrildi. Kir-kor, hemen tabaklan toplamaya başlayarak Mehmet Beye uzattı. Herkes bir tabak aldı: Tabaklar bir anda mutfağa taşındı. Kendiliğinden hızlı bir iş bölümü gelişti: Çocuklar da sigara tablalarını topladılar. Herkes, tatlı bir gülümsemeyle geçiyordu Hikmet'in yanından; fakat Hikmet'i durdurmak zorlaşmıştı. «Kaçmayın alçaklar!» diye bağırıyordu. «Beni yalnız bırakmayın!» Ona aldırmıyormuş gibi yaparak masa örtülerini topluyorlardı. Beni hiçe sayıyorlar diye büsbütün öfkeleniyordu Hikmet, durmadan söyleniyordu. Fakat kalabalık onu görmüyordu; herkes, ortalığı toplamanın heyecanına kaptırmıştı kendini. Bu işi çabuk bitirmek için çareler aranıyordu. Nurhayat Hanım çamaşır 443 İ ^rrn m- ıflttf , ğını iple bağlayarak pencereden sarkıttılar. Aşağıda bekleyenler de bunları hemen yerlerine götürdüler. Alt ve üst katta ısıtılan sularla bulaşık bir çırpıda yıkandı. Sandalyeleri herkes başının üstünde taşıdı; örtüler pencereden silkelendi. Çöp tenekeleri dolduğu için bazı yemek artıklarını da pencereden döktüler. Bu arada sokaktan kimse geçmesin diye şoför Tahsin, kamyonetiyle yolu kapadı. Bir kişi de köşe başında her ihtimale karşı bekleyerek yarım saat kadar sokaktaki insan ve araba trafiğini başka bir yola verdi. Bu arada Mehmet Bey, sokak köpeklerini kovalayarak pencerenin altına getirdi ve yemek artıklarının temizlenmesini sağladı. Her şey büyük bir düzen içinde yürütüldü. Kadınlar, süpürgeleri ıslatarak, toz kaldırmadan yerleri süpürdüler. Sineklerin gelmemesi için çöp tenekelerinin üstüne ve mutfağa, Bakkal Rıza'nm getirdiği ilaç püskürtüldü. Nurhayat Hanım eski bir havluyu keserek elbezi yaptı ve sabunlayarak herkese dağıttı.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.