Tehlikeli Oyunlar

Page 199

(Sahne kararır; sonra, Hikmet köşesi aydınlanır. Hikmet I, Hamit Bey ve Safiye Hanım yemek yerler.) HİKMET (Başını kaldırmadan): Su böreği güzel olmuş. SAFİYE HANIM (Gururlanır): Her zaman bekleriz yemeğe; benim için bir zorluğu yok. Değil mi Hamit Bey? HAMİT BEY (Başını, tabağa iyice yaklaştırır; yüzü tabağın içinde kaybolur): Hamuru biraz kalın açıyorsun. Ortası iyi pişmiyor. SAFİYE HANIM: Size kenarından koydum zaten. Hoşaf da getireyim mi? HAMİT BEY (Kızar)-. Bir türlü öğrenemedin: Ben su böreği yerken limonata içmesini severim. HİKMET I: Hoşafı, tepsi böreğiyle içer; pilavı, karpuzla yer; terlik giymeden dolaşmaz. Verin, hoşafı ben içeyim. (Bir kaşık içer.) Güzel olmuş. (Kapı açılır. Mukadder Hanım, beyaz bir elbiseyle görünür.) HİKMET I (Kaşık elinden düşer): Anne! HAMİT BEY: Bir yanlışlık olacak. Annenin burada ne işi var? HİKMET I (Kaşığı masadan alır, ceketinin iç cebine koyar): Oturuyorduk anne. Bir şey yapmıyorduk. (Masa örtüsünü kaldırır, tabağı altına koyar, örtüyü kapatır. Ma374 nır; bir vazo alır, tabağın bulunduğu yere koyar. Vazo devrilir, yere düşer, kırılır.) MUKADDER HANIM: En güzel vazomdu. (Yerdeki kırıklara bakar.) En sevdiğim vazoydu. HİKMET I: Baba, size acele ettiğinizi söylememiş miydim? Hiç sabrınız yoktu: Pişirdiğiniz yemeklerin altını erken söndrürdünüz, yemek soğumadan sofraya getirtirdiniz, sonra da sıcak olmuş diye söylenirdiniz, gömleklerinizi çıkarırken hep düşmelerini koparırdınız, elinizdeki tek arsayı da devalüasyondan önce satmıştınız, dahiliye vekilinin kalemi mahsusa müdürünün odasında yarım saat daha bekleseydiniz defterdar olmuştunuz şimdi. Bir gün, karşıdan karşıya geçerken otobüsün altında kalacaksınız. HAMİT BEY: Demek, zamanı iyi hesabedemedik. HİKMET I: Kolay mı babacığım? Çok beklemeliydiniz. Her gün milyarlarca insan, sonsuz çatışmaların, sayısız kesişmelerin tehlikesi altında yaşıyor. Çok dikkat etmek gerekiyor. İnsan bir otobüs kazasına kurban gidebilir, ya da ölmüş karısıyla karşılaşabilir. SAFİYE HANIM: Ben, sizin yokluğunuzu hiç belli etmedim efendim: Dantel perdelerin rengini ağartmadan yıkadım. Siz öldükten sonra, yeni temizleme tozları çıktı ayrıca. Her gün radyolarda reklamları var. Biz Hamit Beyle radyonun sağma ve soluna yerleştirdiğimiz koltuklarımızda oturuyoruz. MUKADDER HANIM: Koltuklarınızda mı? HİKMET I.- Ben çıkıyorum, biraz hava almak istiyorum da (Kapıya doğru yürür, annesine gülümser.) Gene görüşürüz. MUKADDER HANIM: Nereye gidiyorsun? O kadınla evlendin mi? HİKMET I: Neredeyse evleneceğiz. Ben geç kalıyorum, müsaadenizle. MUKADDER HANIM: Beni tekrar sağ olarak görmek için, kim bilir rüyalarında nasıl dua ediyordun, (Göz375 bir şeyi görmez oldu. HİKMET II: Rica ederim anne! Sevgi'ye 'kadın' deme.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.