Tehlikeli Oyunlar

Page 145

FRİTZ: Beni mi çağırdınız generalim? SCHLİCK (Şaşkın): Geldin mi? (Duraklar, düşünür.) Bir mesaj gönderecektim seninle; fakat vazgeçtim. Acelesi yok, yarın kendim versem de olur. (Bir el hareketiyle Fritz'i gönderir.) Beni rezil edecektiniz: Şu kâğıdı fransız hatlarına götür oğlum, diyecektim. General Gustav Archibald Schlick'in sevgili karısı Monika'nm sevgilisine verilecek; bütün ordu tanır bu... Aman yarabbim! (Gözlerini boşluğa diker.) Bunu ödeteceğim sana Monika. TARİHİN SESİ: Ödetir de. Zavallı kadına maddi ve manevi işkence yapmasını çok iyi bildirdi Gustav Archibald Schlick. Ne yazık ki buna fırsat bulamadı artık. Ertesi gün, serseri bir fransız kurşunuyla can verdi. SCHLİCK: Yarın paramparça edeceğim sevgilini Monika. (Düşünür.) Yapmamalıyım. Ölü bir düşmanla hayatım boyunca başa çıkamam sonra. Hayır! Monica'ya, yaptıklarının hesabını sorabilmem için, bu serseri fransızm yaşaması gerekli. «Ona eziyet ediyor albayım!» diye bağırdı Hikmet. «Ne var, neden bağırıyorsun? Neyin var Hikmet?» «Onun canına okuyacak albayım! Yaşadığına pişman olacak zavallı kadın. Ona işkence ediyor albayım, ona işkence ediyorum.» «Kime ediyorsun oğlum?» diye şaşkınlıkla sordu albay. «Ona albayım, Bilge'ye.» Hüsamettin Bey kaşlarını çattı: «İzaha çalıştığımız vaziyet zaten kâfi miktarda karışık, bir de hususi vaziyetlerimizi araya sıkıştırmayalım.» j «Sıkıştıralım albayım. Kendi tarihimizi de yazalım en hususi şekilde. Çünkü ona hakaret ediyorum albayım. Ne 278 ceği mezalimi yapıyorum. Ben de Austerlitz'e gitmek istiyorum gönüllü olarak, albayım; serseri bir kurşunla ben de vurulmak istiyorum.» «Ciddi değilsin oğlum Hikmet,» dedi Albay Hüsamettin. «Ciddiyim albayım. Bir haftadır görmedim onu. Kavga ettik, kapıyı vurup çıktım. Ondan sonra yazdım 'İnsanlığın Ölümü'nü filan. Bilge'ye kızdığım için insanlığı öldürdüm. Bana bu haksızlık yapıldığına göre demek ki insanlık öldü, demek istedim. Sizden de gizledim albayım; özür dilerim. Ne yaptığımı bilmiyordum. 'İnsanlık Öldü' yü edebiyat yapmışım gibi gösterdim size. Sizi aldattım, vicdan azabı çekiyorum. Aslında, Bilge'nin insanlığı öldü, demek istedim. Edebiyatı, kendi kirli emellerime alet ettim.» «Neresi ciddi, neresi alay anlaşılmıyor ki,» diye şikâyet etti albay. «Oğlum sen, bu her şeyi birbirine karıştırmanla, hiç bir zaman gereken alakayı göremeyeceksin.» «Görmek istemiyorum albayım,» diye elini başına vurdu Hikmet. «Bilge'ye de bunu yapıyorum: Her şey, anlaşılmaz bir karmaşıklığa bürünüyor.» Bazen ben bile hangi durumda olduğumu unutuyorum.» Durdu, «Kendimi bir şey sanıyorum onun yanında. Onun benden önce bir şeyler yaşamış olmasına dayanamıyorum. Şimdi de benim dışımda bir şey düşünmesine, hissetmesine katlanamıyorum.» «Bizim oyun ne oldu?» diye sızlandı Hüsamettin Bey. Bırakalım oyunu albayım; Hikmetle Bilge'yi yazalım. Hep birlikte yazalım. Gidip Bilge'yi getireyim de ona gününü gösterelim albayım.» Ayağa kalktı. «Nereye gidiyorsun?» diye telaşlandı ihtiyar adam. Hikmet, kötü kötü güldü: «Merak etmeyin albayım; öfkeme aldırmayın. Ben onun yanma gidince köpek gibi olurum şimdi. Süt dökmüş kedi gibi olurum. Bütün böyle şeyler gibi olurum. Giderim, merhaba demeden yanına otururum; bir süre domuz gibi susarım. Hayvanat bahçesine


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.