Tehlikeli Oyunlar

Page 120

Evliliklerde, biraz aşın sayıda transferler oluyordu; sonunda yanılıp ilk kansıyla da evlenen bile vardı. Çocuklann durumu da kanşıyordu 229 olma eğilimindeki çocuklar katılmaya başlayınca, büsbütün içinden çıkılmaz durumlar doğuyordu. Bu zavallı küçükler meyhanelerde masalar üstünde uyukluyoıiar, evlerde yerlere serilen büyükler arasında göz kapaklarını zorlukla kaldırarak tartışmaları izlemeğe çalışıyorlardı. Olağanüstü olaylardan bahsediliyordu; babalarından daha iyi ressam olan çocukları bizzat babaları kıskanıyordu. Hattâ, bu resimleri babaların yaptığı söylenince dudak bükülüyordu: Onlarda nerde o kabiliyet deniyordu. Sevgi, kadınlara da gereken saygının gösterilmediği kanısındaydı-. Bir kenarda durduğu halde o bile, yakışıksız bir dille uygunsuz teklifler almıştı. Yazılarında üslupları çok ince ve ustaca sayılan bazı yazarlar, kadınları çok kaba bir üslupla elde etmeğe çalışıyorlardı. Bu davranışlar Sevgi'ye göre değildi. Nur-sel Hanımın metafizik düşünceleri de —Sevgi'nin çok ilgisini çektiği halde— bu ortamda pek ciddiye alınmıyordu. Nursel Hanım da bu konulardan, onların yanında söz etmiyordu genellikle. Sevgi, Nursel Hanımın bu davranışını da —felsefe öğrencisi gençle olan ilişkisi gibi— onaylamadı. Dul kadının bu öğrenciyle mahiyeti belirsiz bir ilişkisi vardı. Delikanlı, beyaz kartonların üstüne sonsuz çiçek resimleri yaparak, ortasına 'Nurselime' diye papatyaya benzeyen yazılar yazıyordu. (Üstelik ressam da olmadığı için çok çirkin şeyler çiziyordu.) Her ne kadar bu biçim içtenlik, böyle bir ortamda yadırganmayan bir özel-likse de, Sevgi genç adamın bu davranışlarına dul kadının ses çıkarmamasını olumlu karşılamıyordu. Bir gün, bir resim sergisinde, Nursel Hanımın Sev-gi'den biraz uzakta olduğu bir sırada, hukuk öğrenciliğinden bazı nedenlerle çıkarılmış olan bir genç, yanındaki arkadaşına dul kadın hakkında yakışıksız bir söz söyledi: Felsefe öğrencisi ile dul kadının geçen gün gene evine geldiklerini, gene sokağa çıkıp bir süre dolaşmak zorunda kaldığını anlattı. Gülüşüldü. Sevgi, iki hafta Nursel Hanımı görmeğe gitmedi; amcasının evindeki kiralık piyanoya 230 eve uonaugu zaman, salonda Selim amcasını, Nursel Hanımla konuşurken gördü. Dul kadın, Sevgi'nin evine ilk defa geliyordu; siyahlar giymişti. Sevgi onu odasına götürdü. Nursel Hanım yatağın kenarına ilişti, zayıf bir sesle, «Bana neden gelmediğini biliyorum,» dedi. Ağlamaya başladı. Sevgi şaşırarak onun yüzüne baktı. Dul kadın, yanağında, Sevgi'nin yeni farkettiği bir morluğa dokundu: «Beni dövdü,» dedi. Ağlayarak anlattı: «Bir hukuk öğrencisiyle paylaştığı odada oturuyorduk. Resim yapmak için benden almış olduğu boya tüplerini, fırçaları, akademili arkadaşlarına sattığını duymuştum. Çok kırıldığımı söyledim. Bana vurdu, uğursuz büyücü dedi bana. Hiç bir işe yaramayan isterik bir kadmmışım ben.» Felsefeciye göre Nursel Hanım, sahte yobazları kandırmak için yılda bir iki kere siyahlar giyiyordu. «Sonra da fahişeler gibi geziyormuşum. Ben onlar gibi mi giyiniyorum?» Bir süre hıçkırdı, konuşamadı; sonra devam etti: «Onu ben baştan çıkarmışım. Bana hiç önem vermemiş aslında. Ne dedi bakayım: Ben bir eğlence kadmıymışım onun için. Artık hayatının kadınını bulmuş. Böyle basit sözler etti. Duyduğuma göre, zengin bir kızla


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.