BULTÜRK Gazetesi 46.Sayı

Page 3

Bulgaristan Türklerinin Sesi

3

Azerbaycan Milletvekili G. Paşayeva’dan Obama’ya Tepki Azerbaycan Türkleri, Türk coğrafyası içerisinde en ağır bedeli ödeyenlerdir Bir konferansa katılmak üzere Bursa’ya gelen Azerbaycan Milletvekili Ganira Paşayeva, TürkiyeErmenistan maçında stada Azerbaycan bayrakları sokmak isteyen Kamu-Sen Bursa Şubesi’ni ziyaret etti. Samimi bir havada gerçekleşen ziyarette konuşan Kamu-Sen Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Türkiye’de oynanan Ermenistan maçı sırasında Azerbaycan bayraklarını stada sokmak için gayret gösterdiklerini hatırlattı. Kendileri için Türk bayrağı ile Azerbaycan bayrağı arasında bir fark olmadığını söyleyen Türkoğlu, “Siz aynı zamanda bizim de milletvekilimizsiniz. Türk dünyasının neresinde yaşanırsa yaşansın bütün sorunlarda tarafız. Mücadele etmeye devam ediyoruz” dedi. Azerbaycan Milletvekili Ganira Paşayeva ise dünyanın çeşitli Türk coğrafyalarında istenmeyen şeylerin yaşandığını ifade etti. Kıbrıs Türkleri’nin, İran Türkleri’nin, Irak’taki Türkmenler’in sorunları olduğunu ancak dünyanın duyarsız kaldığını anlatan Paşayeva, şöyle konuştu:

“Biz Karabağ bedelini niye ödedik? Çünkü Türkiye’nin karada Türk devletleriyle sınırının olmasını istemiyorlardı. Karabağ’ı zorla alıp Ermenistan’a verdiler. İnsanları da ‘Her zaman Türkiye’nin yanında yer alırlar’ diyerek zorla göçmen ettiler.”

“Azerbaycan Türkleri, Türk coğrafyası içerisinde en ağır bedelleri ödemiş toplumdur. Azerbaycan Türkleri bu bedeli iki asırdır ödüyor. Önce Osmanlı Devleti’nin ön kalesiydi sonra da Türkiye’nin ön kalesi oldu.” Ermenistan’ın başkenti Erivan’ın aslında 1918 yılında Azerbaycanlılardan zorla alınarak verildiğini vurgulayan Paşayeva, sözlerini şöyle sürdürdü:

Nobel Barış Ödülü Almış Biri Nasıl Böyle Davranabilir? Paşayeva, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika ziyaretinde ABD Başkanı Barack Obama’nın tavrına da dikkati çekti. Paşayeva, şunları söyledi: “Türkiye Başbakanı, ‘Biz Ermenistan ile sınırı Karabağ sorunu çözülmeden açamayız’ diyor. ABD Başkanı ise sanki bu konu önemli değilmiş gibi bir tek söz söylemiyor. Konu anlatılınca konuşmuyor, soru sorulunca ise cevap vermiyor. Nobel Barış Ödülü almış biri nasıl böyle davranabilir? 21. Asır da bir ülke başka bir ülkenin yüzde 20’sini nasıl işgal edebilir?”

Avrupa Birliği’nde Müslüman Nüfus çoğalıyor AB’nin nüfusu son bir yılda 1,5 milyon artarak 501 milyon 260 bine ulaştı. Nüfus artışının 940 bini göç, 596 bini doğal yollarla gerçekleşti. AB istatistik kurumu Eurostat’ın son verilerine göre, 27 üyeli AB’nin en kalabalık ülkesi olan Almanya’nın nüfusu bu yıl içinde 245 bin gerileyerek 81 milyon 758 bine indi. 189 bin doğal nüfus kaybeden Almanya, 56 bin net göç verdi. 2009’da 282 bini doğal nüfus artışı ve 77 bini net göç olmak üzere toplam nüfus artışı 359 bin düzeyinde olan Fransa’nın nüfusu 64 milyon 710 bine ulaştı. Son bir yılda 221 bini doğal değişim ve 186 bini göç olarak nüfusu 407 bin artan İngiltere’de yaşayanların sayısı 2009 yılı sonunda 62 milyon 42 bine çıktı. Doğal nüfusu son bir yılda 31 bin kişi azalan İtalya ise 2009’da aldığı 383 bin göçmen sayesinde toplam nüfusunu 60 milyon 397 bine çıkarmayı başardı. AB’nin beşinci büyüğü İspanya 2009’da 180 bini

doğal artış ve 79 bini net göç olmak üzere nüfusunu 259 bin artışla 46 milyon 87 bine yükseltti. Son 1 yılda Polonya’nın nüfusu 28 bin artarak 38 milyon 164 bine çıkarken Romanya’nın nüfusu 32 bin gerileyerek 21 milyon 466 bine indi. 2009’da Hollanda 91 bin artışla 16 milyon 577 bine, Yunanistan

46 bin artışla 11 milyon 306 bine, Belçika 78 bin artışla 10 milyon 828 bine, Portekiz 10 bin artışla 10 milyon 637 bine ve Çek Cumhuriyeti 45 bin artışla 10 milyon 512 bine çıkarken, nüfusu 17 bin azalan Macaristan 10 milyon 14 bine geriledi. İsveç, son 1 yılda 92 bin artışla 9 milyon 348 bine ve Avusturya 18 bin artışla 8 milyon 373 bine ulaşırken Bulgaristan, 30 bin nüfus kaybıyla 7 milyon 577 bine indi. Küçük AB üyelerinde 2009 yılı nüfus değişimleri ise şöyle: “Danimarka 5 milyon 547 bin (36 bin), Slovakya 5 milyon 424 bin (12 bin), Finlandiya 5 milyon 351 bin (24 bin), İrlanda 4 milyon 451 bin (bin), Litvanya 3 milyon 329 bin (-21 bin), Letonya 2 milyon 249 bin (-12 bin), Slovenya 2 milyon 54 bin (22 bin), Estonya 1 milyon 340 bin (değişmedi), Kıbrıs Rum kesimi 802 bin (5 bin), Lüksemburg 502 bin (9 bin) ve Malta 416 bin (3 bin)”

Baba Malkoç Bey’in Mezarı Bulgaristan’da bulundu

Baba Malkoç Bey’in türbesi Bulgaristan’ın Gobraovo ile Lofça illeri arasında bir köyde ortaya çıktı Cüneyt Arkın’la özdeşleşen Malkoçoğlu, Türklerin Avrupa’ya düzenlediği akınlarda adı kahramanlık öykülerine konu olan tarihi bir karakter. Türk Tarih Kurumu ekipleri tesadüfen gün yüzüne çıkarana dek, Malkçoğlu ve ailesinin nereye defnedildiği bilinmiyordu. Baba Malkoç Bey’in türbesi Bulgaristan’da Gabrova ve Lofça arasında olan bir köyde ortaya çıktı. Türbenin etrafı ağaçlarla kaplı olduğundan ekipler mezarın Malkoç Bey’e ait olduğunu anlamakta zorlanmışlar. Ağaçlar budanıp türbenin içine girilince ortaya çıkan manzara onları da şaşırtmış. Türbeyi keşfeden üç kişilik ekipte yer alan, Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Neval Konuk, bölgede yürüttükleri envanter

çalışması sırasında köylülerin haber verdiği türbenin tanınmaz halde olduğunu söyleyerek, “içinde yüzlerce pet şişe ve bidon vardı.Temizlememiz

bir buçuk saati buldu” dedi. Neval Konuk ellerinde Malkoçoğlu’na ait sınırlı bilgiden ötürü mezarın kime ait olduğundan ilk etapta emin olamadıklarını, ancak Ankara’ya gelip araştırmaları yoğunlaştırınca mezar sahibinin kimliğini kesinleştirdiklerini belirtti. Bölgede Malkoç Bey dönemini yansıtan Osmanlı akıncılarına ait başka mezarlar da bulunduğunu söyleyen Konuk, Malkoç Bey’in o köyü askeri karargah olarak kullandığını da belirtti. Malkoç Bey’in oğlu ve Cüneyt Arkın’nın oynadığı kahraman Malkoçoğlu’nun mezarı ise Gebze’de bir türbe. Türk Tarih Kurumu’nun Bulgaristan’daki envanter çalışması sona erdi.. Pek yakında bu çalıştay kitap haline dönüşecek. Malkoç Bey’in türbesinin son hali de bu kitapta yer alacak.

Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği’nin Faaliyetlerinden Görüntüler

Prof. Dr. Hayati Durmaz, Şumen’deki Tombul Camii önünde inceleme yaparken

Yönetim kurulu üyelerimizden İsmail Erdem ve Rafet Ulutürk, Doğu Türkistan Vakfını ziyaret etti.

Kırcaali merkezinde bulunan Ayşe Molla Çeşme’si önünde Prof. Dr. Hayati Durmaz.

Kocaeli Balkan Türkleri Day. Yrd. Dern. ziyaret

Afganistan Sosy. ve Güv. Bkn. Sn. Nurmuhammed Karkın ile birlikte

Balkanlar’da İnsan Haklarını Koruma Derneği Başkanı Dr. Akif Süleyman ile birlikte

Hanifi Çakır’a plaket verirken Sofya’da Prof. Dr. Hayati Durmaz

Tarih Penceresinden Rafet Ulutürk Bulgaristan’da Türk Öğretmenler Birliği - I Osmanlı imparatorluğu’nun önemle değerlendirdiği meselelerden birisi maarif meselesi olmuştur. Bu meselenin çözümlenmesinde, etnik gruplar arasında ayrıcalığa meydan verilmemiş, imparatorluk sınırları dâhilinde bütün milletler maarif meselesini garantiye bağlanmıştır. Mesela Bulgaristan’daki Bulgarların okulları, “Gabrovo Bulgar Lisesi”ne varıncaya kadar imparatorluğun maddi desteğiyle kurulmuş ve birer bilim ocağı haline getirilmişlerdir. Bulgar okullarına hazırlıklı öğretmen kadrosu sağlamak amacıyla her yıl yüzlerce Bulgar gencinin, İstanbul, Edirne ve İzmir’in çeşitli okullarında öğrenim görmeleri için bütün imkânlar sağlanmıştır. Türk, Bulgar ayırımı yapılmamış, hatta Bulgarlar tarafından faaliyetleri, eylemleri tepkiyle karşılanan ve “zararlı” görülen Bulgar aydınları (papaz, öğretmen, yazar, siyasetçi… vb) imparatorluğun göbeği İstanbul’a yerleşerek, Ruslar’ın kışkırtmalarıyla imparatorluk aleyhine faaliyetlerini bizzat İstanbul’da sürdürmeye başlamışlardır Rus-Türk savaşından sonra Bulgaristan Türkleri’nin. Maarif meselesi amaçlı olarak girdaba sürüklenmiştir. Türk aydınlarına maddi ve manevi baskılar uygulanmıştir. Geçici Bulgar iktidarı, türklerin maarif meselesine sahip çıkacağı yerde Türk düşmanlığını körüklemeye başlamışlardır. Bir avuç iman sahibi Türk Aydını, bütün baskılara karşı, Türk öğrencilerinin haklarını savunmaya, Türk okullarının varlığını ayakta tutabilmek için azami gayret göstermişlerdir. Fakat yeni ve zamanı için “çağdaş” öğretim sistemine götüren bütün yollar, yardımcı olabilecek bütün kalıplar merhametsizce kapatılmıştır. Türk okullarına maddi ve manevi destek, planlı-programlı öğretim, Türk öğretmenlerine devlet yardımı, ders araclarının sağlanması gibi yüzlerce mesele özellikle askıda bırakılmıştır. Bazı uyanık Türk aydınları bu ve bunabenzer konuların çözümünde, bilinçli bir örgüte ihtiyaç duymuşlarsada, XX yüzyılın başlarına kadar baskılar karşısında bunu pek gerçekleştiren ve bunlarında cesaretini kırmışlardır. Bulgaristan Türkleri’nin maarif meselesiyle ilgili cesaretli adımları ancak 1905 yılında atabilmişlerdir. Öncülük edenlerin başında Ali Fehmi Bey, Hafız Abdullah Meçik, Tahir Lütfü Bey, Ali Haydar Tner, Osman Nuri Peremeci, Ahmet İhsan gibi Türk aydınları gelmektedir. Bunların hepsi modern ve milli maarif yanlısıdır. Ali Fehmi Bey Rus-Türk savaşından sonra ailecek Türkiye’ye göç etmişlerdir. İstanbul’da Mülkiyede okumuş, İsviçre’de yüksek öğrenimini (Siyasal Bilimler) tamamlayınca yurda dönmüş. Kırklareli’nde bir lisede bir kaç yıl Fransızca öğretmenliği ve okul müdürlüğü yapmıştır. Daha sonra yine Bulgaristan’a dönmüş. Burda “Gayret” gazetesinde çalışmaya başlamış, daha sonra Filibe’de “Muvazene” ve “Ahali“ gazetelerini çıkarmasında öncülük etmiştir. Ali Fehmi Bey, 1907’den sonra diplomatik hayata atılmış, Afganistan’da ve Sofya’daki Türkiye elçiliklerinde çalışmalarını sürdürmüştür. Gazeteciliği sırasında yazılarında, Bulgaristandaki Türk okullarının ıslahı, Türk Öğretmenler Birliğinin kurulması, eğitimin çağdaşlaştırılması gibi bircok önemli meselelerin çözümnüne gidilmesini savumuştur. Önce okullar arasında iletişim sağlanır. Kongre’ye gidilmesi konusunda müzakeresi yapılır. Bu insiyatiflerin idare ve denetim işlerini yüklenen “Tuna” gazetesi, ilk kongrenin 17-20 Temmuz 1906 tarihlerinde Şumnu’da yapılacağını bildirir ve bütün Türk öğretmenlerini bu kongreye davet eder. I. Kongre, çalışmalarına 17 Temmuz 1906 tarihinde Şumnu’da başlar. Fakat sıkı takibat sonucu bu kongreye ancak 25 öğretmen katılma cesareti gösterir. Ahmet İhsan Kongreye katılanların sayısı 25 olduğunu söyler fakat isim vermez. Hafız Abdullah kendi kitabında “Birkaç sene uğraştığımız halde Türk Mualimlerinden ancak 10-15 mualim toplayabildik. İlk kongremizi 1906 senesi Temmuz’da Şumnuda Saat Camisinin avlusunda yaptık, böylelikle Mualimler Cemiyetinin temelini etmış olduk. Kongreler 1-2 sene ara ile 1930 senelerine kadar devam etti.” diye yazar. Talim ve terbiye üyesi Ali Haydar Taner toplananların sayısı doğuru olarak 23 gösteriyor. Şumnu 1906 yılında I. Kongreye katılanların resimdeki sıralarına göre şöyle:

İlk sıra Önde-1.Şerafeddin Karnabat, 2.Emin Silistre, 3.Mehmet Şükrü, 4.Tahir Lütvi,Rusçuk; 5.Mehmet Talat, Şumnu; 6.Ali Haydar,Kızanlık; 7.Hafız Hasan,Filibe II.Sıra 1.Ahmet İhsan, Şumnu; 2.Hafız İsmail Hakkı, Razgrad; 3.Ali Riza,Rahovo; 4.Hüseyin Hulki,Şumnu; 5.Hafız Hasan,Vidin; 6.Mehmet Emin, Silisre; 7.Hüseyin Mazhar,Osmanpazar; 8.Talha Kemali,Filibe III.Sıra 1.Hasan Basri,Vidin; 2.Ziya,Sviştov; 3.Havız Ahmet, Silistre; 4.Ahmet Fethi,Şumnu; 5.Kazim Bey,Karnobat Toplantının gündemi:1.DerneğinTüzüğü;2.İçtüzük;3.Öğretmenlerin himayesi; 4.Mesleğin gelişmesi… Bulgaristan Türkleri tarihinde büyük önem arz eden kuruluşa Muallimin-i İslamiyye Cemiyet-i İttihadiyyesi adı verilir. Lom’da yapılan Kongre’de adı Türk Öğretmenler Birliği olarak kabul edilir. Devamı var


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.