ıslah

Page 10

aa) Borçlar Kanunu 60/1. maddesindeki zararı ve kapsamını öğrenme olgusunun dar yorumlanmasının; bb) Zarar ve kapsamı tam ve kesin öğrenilmeden, zarar görenin rasgele bir miktar üzerinden dava açmaya zorlanmasının; cc) Önceden bir tespit davası ile zararın kesin belirlenmesinden sonra harcın tamamlanması olanağı varken, doğrudan eda dava açma zorunluluğu getirilmesinin; dd) Dava dilekçesinde gerçek amaca aykırı yanlış bir deyim kullanılması, örneğin “davalı tarafın tam kusurlu olduğunun ileri sürülmesi” durumunda iki kez kusur indirimi yapılmasının; ee) Gene dava dilekçesinde “fazlaya ilişkin hakkım saklıdır” denilmemesi yüzünden istemle bağlılık kuralı konularak gerçek zarar tutarının tazmininin engellenmesinin; ff) Aynı dava içinde ıslah dilekçesiyle değer artırma bir usul işlemi olup, yeni bir dava sayılmamak gerekir iken, zamanaşımı engeli konulmasının ve faizin alacak davalarında ıslah tarihinden başlatılmasının, Anayasanın 141. maddesindeki “yargılamanın en az giderle ve olabildiğince hızlı bir biçimde bitirilmesi gerektiği” hükmüne, 2. maddesindeki “hukuk devleti” kavramına, 13. maddesindeki “temel hak ve özgürlüklere dokunulamayacağı” ilkesine, 36. maddesindeki “herkesin yasal yollardan davacı ve davalı olma, sav ve savunmada bulunma” hakkına aykırı olduğu düşüncesindeyiz. Yasalardaki hükümler de aşılarak oluşturulan sert kuralların ve katı biçimselliğin Anayasa’da ifadesini bulan hak arama özgürlüğüne aykırı olduğunu ve bu tür uygulamalar yüzünden yargıya olan güvenin bir hayli azaldığını söyleyebiliriz. Aşağıdaki bölümlerde aşılması gereken engellere ayrı ayrı değineceğiz.

7.

ISLAHTA HASIM DEĞİŞTİRME SORUNU :

a) Tazminat davalarında ve özellikle trafik kazalarında sıkça karşılaşılan sorunlardan biri de “hasımda yanılma” durumudur. Örneğin, trafik sicilinde kayıtlı kişinin kazadan önce ölmüş olması, kaza tutanağında adı yazılı araç malikinin gene kazadan önce noter satışı yapmış bulunması ve yeni malikin henüz trafik siciline bildirilmemiş olması, şirket ad ve unvanının tutanaklara yanlış geçirilmesi vb. gibi durumlarda gerçek tazminat sorumluları yerine başka ad ve unvanlar dava dilekçesinde yer almış olabilir. Yargıtay bu gibi durumlarda ıslah yolu ile davalıların değiştirilemeyeceği görüşündedir. Kimi kararlarda daha da ileri gidilerek “maddi hata” denilebilecek ad ve unvan eksiklerinin dahi düzeltilmesine olumlu bakılmamaktadır. Örneğin, yolcunun otobüs firmasına karşı açtığı davada “anonim veya limited şirket” ya da “seyahat veya nakliyat” ibarelerinin düzeltilmesine dahi onay verilmemektedir. Oysa, bazı kararlarda “maddi hata”nın her zaman düzeltilebileceği, ıslaha dahi gerek bulunmadığı açıklanmıştır.

düzeltilebilmelidir.

Bize

göre,

hasımda

yanılma

“maddi

hata”

sayılıp

her

zaman


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.