Kalmamış Biçerdim ekini, ederdim deste, Toplar, yığın yığarıdım üst üste, Şimdi orak, harman, tırpan da yasta, Çüt-çıbık tutacak eri kalmamış.
Dırmıklayıp “diş” ederdim yerini, “Anadutla” toplardım her birini, Çeker bağlardım direni direni, “Urgandan, sicimden” biri kalmamış.
Köyümü yurt tutmuş “çullu tazılar” Hozan olmuş, arpalıklar yazılar Meleşmiyo koyununan kuzular Tonlu, tıkırdaklı sürü kalmamış.
Selam söyle, miras koyan babana, “Kondular” dikilmiş yazı yabana, Çiftlikler kurulmuş tarla tapana, Arpa, buğday, yulaf, darı kalmamış. Nimet idi sanki “kizir, çobanlık” “Şalvarı” günlüklü, “cepken” yabanlık, Bereket yağardı tam bir sabanlık Yağmuru, dolusu, karı kalmamış.
Davul zurna susmuş, sazı söylemez Göllerde ördeği kazı oynamaz “Küre” kurmuş, “ağ bekmezi” kaynamaz “Tandırlıkda” isi kiri kalmamış.
160