Atakoy276

Page 1

KEMALETTİN DOĞAN ’DAN BİR HUKUK ZAFERİ DAHA Kemalettin Doğan, Ataköy 2. Kısım sakini. Ataköy Sahili’ndeki çarpık yapılaşma ile ilgili yasal mücadeleye devam ediyor. Ataköy Sahili’ndeki tarihi eserlerin bulunduğu arazi ile ilgili, İdare Mahkemesi’nde açtığı dava sonucu, Yürütmeyi Durdurma Kararı’nı almış, dava Danıştay’a gitmiş, Danıştay da itirazı reddedince bu arazi yapılaşmadan kurtulmuştu. Kemalettin Doğan’ın, Hyatt Regency Otel’in önünde kıyı

kenar çizgisi içerisinde kalan ve Bakırköy Belediyesi’nin 29 Mayıs 2017 tarihinde ruhsatını verdiği yerin inşaatı ile ilgili İdare Mahkemesi’nde açtığı dava sonucu Yürütmeyi Durdurma Kararı verildi. Kemalettin Doğan “Ataköy Sahili’ndeki yapılaşmalarla ilgili yasal mücadelemi sonuna kadar yapacağım” diyor ve Bakırköy Belediyesi için “Siz kimin belediyesisiniz.” diye soruyor. (Yazısı 9. sayfada)

2018 yılında, Huzur ve güven dolu bir TÜRKİYE için Kardeşlikte ve Hoşgörüde birleştiğimiz Sağlık, Mutluluk ve Başarı dolu bir yıl temenni ediyoruz. Sürekli, Etkili, Ýlkeli.

25

Y

aþýnda SAYI: 276

Bakýrköy’de

1

Numara

ATAKÖY OCAK 2018

FİYAT: 2

http://www.atakoygazete.com.tr

“TARİHE SAYGISIZLIK EDİYORSUNUZ” Turgay Tuna, “Son 2-3 yıldan bu yana Bakırköy’ün canına okumaya başladılar.

Karmakarışık bir görüntünün içindeyiz. Korumaktan ziyade korunacak şeylerin kötüleştirilmesi ile sonuçlanıyor. Yunus Emre Kültür binası 3. Selim döneminin meşhur askeri binası. Binanın kendisi muazzam bir tarihi eser ve müze. Böyle güzel bir müzenin yanına bir daha bina yapıp bitişiğine sıkıştırırsanız, o güzel görüntüye ve tarihe saygısızlık edersiniz. Bu

binaları yapacak başka yerler de var. Buraya yapmalarında bir menfaat mi var? Perde arkasını bilmiyoruz.”

2018 yılının ülkemizde ve dünyada Huzur ve Barışa vesile olması ümidiyle, yeni yılınızı kutlar,

Sağlık, Mutluluk ve Başarılar

dilerim.

Na zm i G Ü N L Ü (Yazısı 12. sayfada)

B A K I R K Ö Y KAY M A K A M I



3

Ayak Bakımında Alman Ekolü

“PODİCLİNİC” ATRİUM’DA Podiclinic Ayak Sağlığı Merkezi, alanında uzman Podologlardan oluşan profesyonel kadrosu ve "Tek İşimiz Ayak Sağlığı" prensibiyle Ataköy Atrium’da hizmet vermeye başladı.

YENİ YIL YENİ UMUTLAR DEMEK Ama..! Bir yılı daha geride bıraktık. Yeni yıl yeni umutlar demek. Ancak geçtiğimiz yıl öyle olaylar yaşandı ki kimsenin yeni yıldan beklentisi kalmadı. Kiminle konuşsak herkes yarınından endişeli.

Avrupa'da 1950'li yıllardan bu yana uygulanan ve tıp otoriteleri tarafından kabul gören Podoloji bilimini Türkiye'de uygulayan PODİCLİNİC; nasır, tırnak batması, deri / tırnak mantarı, topuk çatlağı, deforme ayak ve hallux valgus gibi sorunlara medikal çözümler sunuyor. Günümüzde kadın, erkek, genç, yaşlı herkesin sorun yaşadığı ve çoğu zaman nereye başvurulması gerektiği bilinmediği için tedavisiz kalan ayak sorunlarına medikal bakım ve destek uygulayan PODİCLİNİC, aynı zamanda diyabetiklere (şeker hastalarına) ve sporculara özel ayak bakımı hizmeti de sunuyor.

Gelelim yaşadığımız ilçeye. Geçen yılın son Özcan Atamer ayının meclis toplantılarında görülmemiş olaylar yaşandı. En önemlisi Florya’daki Kaşıbeyaz Restoran ile ilgili başkanlık teklifi idi. Grup toplantısında çok sert tartışmalar yaşandığı biliniyor. Bazı “yerli” meclis üyeleri teklife şiddetle karşı çıkarken “yabancı” meclis üyeleri destek verdi. Sonuçta ne oldu, teklif meclisin son günü olan Cuma toplantısına getirilemedi. Bakalım Ocak 2018 ayında yapılacak meclis toplantısında gündeme alınacak mı? Peki neydi bu meclis üyelerini birbirine düşüren Kaşıbeyaz ile ilgili teklif? Konuyu birkaç dönem Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde özellikle imar konularında söz sahibi olan ve İstanbul’un hemen her yerini çok iyi bilen bir dostumuza sorduk. İşte aldığımız cevap:

(Yazısı 19. sayfada)

MUTLU GEBELER FLORYA’DA HEDEFİMİZ ANNE ADAYLARINI BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE DOĞUMA HAZIRLAMAK! Hamilelik kuşkusuz ebeveynler için hem çok heyecan verici hem de onlarca soru ve endişeyi beraberinde getiren bir süreç. Bu fikirle yola çıkan Medical Park Florya Hastanesi ebeveyn adayları için “Doğuma Hazırlık Kursu” başlattı. Kurs, hamilelik dönemi, doğum eylemi, doğum sonrası dönem ve bebek bakımıyla ilgili bilimsel doğruları içeren bilgileri kapsıyor. Bu sayede anne adaylarının doğumla ilgili ön yargıları ve korkuları azalıyor. Ayda 2 Cumartesi günü, Aydın Üniversitesi Kampüsü’ndeki VM Medical Park Florya Hastanesi’nde ebeveyn adayları için hem bilgilendirici hem de eğlenceli kurs projesi başladı. Saat 10:00 ile 13:30 arasında hastanenin konferans salonunda “ücretsiz” olarak düzenlenen “Doğuma Hazırlık Kursu”na ebeveyn adaylarının yanı sıra büyükanneler ve büyükbabalar da ilgi gösteriyor. Uzmanlar, anne olmaya hazırlanan bir kadın için en önemli unsurlardan birinin baba adayının da bu süreçte yer alması olduğunu belirtiyor. Çiftlerin eğitime birlikte katılımları sayesinde doğumda aynı dili konuşarak güçlü bir başlangıca birlikte adım atmaları sağlanıyor. “Mutlu gebeler Florya’da” sloganıyla hayata geçen kurs 2 hafta sürüyor. Doğuma Hazırlık Kursu’nda; İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi’nin Kadın Hastalıkları ve Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Anestezi, Dermatoloji, Psikiyatri, Beslenme ve Diyet, Gastroenteroloji ile

AYIN YAZISI

Diş Hekimi Uzmanları tarafından süreçte bilinmesi gereken tüm konular aktarılıyor. Kursta, Fizyoterapist ve Ebe Ferda Saraçoğlu eşliğinde gebelik ve sonrası döneme özgü fizik egzersizleri, hamile pilatesi, bebek bakımı ve ilk yardım teknikleri ile doğum sırasında kullanılacak solunum egzersizleri ve gevşeme yöntemleri öğretiliyor.

DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNDA NELER VAR? • Gebelik Seyri ve Takibi • Epidural ve Spinal Anestezi Yöntemleri • Gebelikte Cilt ve Saç Bakımı • Gebelik ve Sonrasında Beslenme • Bebek Bakımı ve Emzirme • Gebelikte Diş Sağlığı • Doğuma Hazırlık, Doğum ve Lohusalık • Yenidoğanın Gelişimi • Bebek Bakımında Tüm Ailenin Rolü Doğuma Hazırlık Kursu’nda, daha bilinçli ve keyifli bir hamilelik dönemi geçirilmesini sağlamak, rahat ve kolay bir doğum yapılmasına yardımcı olmak ve anne adaylarına güvenli bir doğum sonrası dönem yaşatmak hedefleniyor.

“Kaşıbeyaz iflas noktasına gelmiş bir işyeri. Bulunduğu yeri büyük bir market zincirine kiralamak istiyor. Orada hukuki bir boşluk var. Örneğin sıralı altışar katlı binalar var. Bunların birinci katları hepsi kasap, berber, lokanta gibi işyerlerine dönüşmüş. Burada yeni bir inşaat yapmak söz konusu değil. Burası konut imarlı yer. Aslında bu gibi yerlerin kaçak çalışacağına yasaya uygun çalışıp belediyeye gelir getirmesi gerekir. Kaşıbeyaz’a gelince yukarıda da belirtiğiniz gibi iflas noktasında. Bulunduğu yeri önemli bir market zincirine kiraya vermek istiyor. Tutacak market zinciri de, “Ben ruhsatsız yer istemem. Ruhsatı alırsan kiralarım” diyor. Kaşıbeyaz’ın bunun üzerine Bakırköy Belediyesi’ne ruhsat müracaatı yapıp yapmadığı bilinmiyor ama teklif belediye meclisine Londra’ya yerleştiği söylenen o dönem başkan yardımcısı Erkan Kılıç imzasıyla geliyor. Bu arada buraları Varlık Fonu’na devredilmiş durumda. Böyle bir teklifi onlar yapabilir. Onlardan gelen böyle bir teklif olmadığı biliniyor. Söylediğim gibi Kaşıbeyaz’ın mevcut ruhsatı lokanta ruhsatı, bu sefer market ruhsatına dönecek. Bu benim hakkım demesinin nedeni de bu. Bu arada bir hatırlatma yapayım; Teklifi meclise gönderen dönemin başkan yardımcısı Erkan Kılıç geçen yıl oğlunun sünnetini de Kaşıbeyaz’da yapmıştı.” Fırtına koparılan konu bu. Sonuç ne mi olacak? Bekleyip göreceğiz. Bu arada Bakırköy Belediyesi’nin geçen yıl yaptığı bazı uygulamalar hala tartışılıyor ve uzun süre daha tartışılacağa benziyor. Örneğin hemen tüm parklar kafelere dönüştü. Bazılarına kimse giremiyor. Bazılarında ise oturacak bank bile yok, çocuk oyun parkları da. Bu parkların ikisinden söz etmek istiyorum. İncirli Caddesi üzerine yapılan ve parkın tamamını kaplayan Yaz Kafe ile ilgili Büyükşehir tarafından yıkım kararı verilmiş ve tebliğ edilmişti. Ne oldu? Tabii ki yıkılmadı. Yaz Kafe’nin adı Cafune olarak değişti ve faaliyetine devam ediyor. Şeytanın aklına bile gelmez. Yıkım kararı alınan bir yer isim değiştirip yıkımı engelliyor. İnanıyoruz ki Bakırköy Belediyesi bu yeni isimli yere ruhsat bile vermiştir. Yine İncirli Caddesi üzerinde CHP İlçe örgütünün bulunduğu binanın yanında Caparist Kafe vardı. Bakırköy Belediyesi tarafından yıkıldı. Şimdi aynı yerde Storm isimli bir kafe açıldı. Adama sormazlar mı buraya madem ki kafe açılabiliyor öncekini neden yıktınız? Gariban mıydı, yoksa yukarılardan torpili mi yoktu?.. Hak hukuk, adalet arayan bir partinin uygulamaları böyle mi olmalı? Eskilerin tabiri ile “velhasıl” Bakırköy’de hiç iyi şeyler olmuyor. Elbirliği ile Bakırköy’ü yaşanmaz hale getiriyorlar. Buna karşılık ne gariptir ki Bakırköylüler bir araya gelip mücadele edemiyor. Bu arada ortalarda gezen Belediye’nin düzenlediği yurtdışı gezilerine ve yemeklerine katılan bazı muhtarlar burunlarının dibindeki, yaşayanları olumsuz etkileyecek, olumsuzlukları görmezden gelmeye devam ediyor. Bu muhtarlar hiçbir şeye güvenmesinler. Eğer yeniden aday olacaklarsa halkın karşısına nasıl çıkacaklarını hesap etsinler yeter. Merak ettiğim bir konuya daha değinip yazımı sonlandırmak istiyorum. Sizlere geçen ay duyurmuştuk. Ataköy’de Olimpiyat Evi’nin yanına 280 yataklı otel yapılıyor. Bakırköy Belediyesi ile yurtiçi ve yurtdışı gezilerden vakit bulursa, buranın bağlı olduğu muhtarın ne yapacağını doğrusu çok merak ediyorum. 2018 yılının size sağlık, mutluluk getirmesini diliyorum. e-mail: ozcanatamer@atakoygazete.com.tr


www.mado.com.tr

A PLUS MADO Ataköy 2-5-6. Mahallesi, Adnan Kahveci Blv Ataköy Plus AVM 3/16, 34158 Bakırköy/İstanbul Tel.: (0212) 661 61 40


5

TÜRK OCAKLARI BAKIRKÖY ŞUBESİ GENEL KURULU YAPILDI Türk Ocakları’nın 81 şubesinden biri olan Bakırköy Türk Ocakları’nın Genel Kurulu yapıldı. 25 Mart 1912 yılından bu yana 105. yılını şan ve şerefle, millete hizmetle geçiren Türk Ocağı, Türklüğün selamet ve saadetini insanlığın müşterek selamet ve saadetinde görür diyen Arif Akdeniz yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Yakın tarihimizde, sivil toplum teşkilatlanmasının gücünü en güzel gösteren örnek Türk Ocakları’dır. Yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan devletin içinde çözüm ve kurtuluş meşalesini Türk Ocakları yakmıştır. Devleti yönetenlerin acizlik ve çaresizliğine rağmen kurtuluşu milletin kendisinde arayan Türkçüler, zihin ve kalemleriyle yeni bir ufuk açmışlardır. Türk Ocakları içinde yer alarak ilmi fikirler geliştiren aydınlar, aynı zamanda yeni dönemin de öncüsü olmuşlardır. Bu öncü kadro, çağını ve milletini iyi tanıyan büyük insanlardan oluşmuştur. Çağın en önemli gelişmelerini takip ederek milletin problemlerine çözüm üretmeye

çalışmışlardır. Bugün de aynı dirayet ve basiret ile millete hizmet etme çabası devam etmektedir.” Yapılan seçim sonunda Türk Ocakları Bakırköy Şubesi Yönetim, Denetim ve Divan Kurulu’na aşağıdaki üyeler seçildi: Yönetim Kurulu; Arif Akdeniz, Emine Uyumaz, Nazan Öcalır, Ferhat Özdemir, H. Batuhan Balkani, Vecihi Çağlar, Necip Cibuk Denetim Kurulu; Recep Yetim, Burhan Güney, Orhan Sanışoğlu Divan Kurulu; Cezmi Bayram, Necip Cibuk, Hüseyin Kuruca, İbrahim Akdeniz

TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ YENİ YILA YENİ UMUTLARLA GİRDİ Bakırköy Türk Kadınlar Birliği, Yeni Yıla Yeni umutlarla girdi. Başkan Asuman Erkan, yönetim kurulu ve üyeleri

yılbaşı yemek davetinde toplandılar, birlik ve beraberlik mesajı yayınladılar. 1924’te kurulan derneğin yeni yılda da Nezihe Muhiddinler

yetiştirmeye devam edeceğini söyleyen Başkan Erkan; “Tüm Bakırköylü kadınlarımızı derneğimizin çatısı altında toplamayı hedefliyoruz.” dedi.



7

B A K I R K Ö Y A T A S P O R ’ D A V E FA Ö R N E Ğ İ

Türkiye’nin en eski spor kulüplerinden Bakırköy Ataspor Camiası eski Başkan Sait Babaoğlu için bir araya geldi. Bakırköy Ataspor Başkanı Doç. Dr. Mehmet Emin Erdil’in, eski Başkan Sait Babaoğlu’na kulübe katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdiği törene, yetişen öğrencilerin ilgisi büyüktü Törende konuşan Sait Babaoğlu; “Su sporlarında birçok başarıya imza atan, 60'ın üzerinde milli sporcu yetiştirmiş, paletli yüzmede dünya kupasını

kazanmış ve kurulduğu günden bugüne kadar 10 binin üzerinde insanımıza yüzme öğretmiş bir kulübün başkanlığını yapmaktan her zaman gurur duyacağım” dedi. Yeni başkanın Doç. Dr. Mehmet Emin Erdil’in kulübü daha da büyüteceğine inandığını belirten Babaoğlu, 4 kez spor eğitim paneli düzenlediklerini ve her birine de dönemin spor bakanını getirerek bunları da ‘Olimpiyatlara Giderken Sporcu Çocuk Olmak’ isimli

kitapta topladıklarını söyledi. Tüm çalışmalarını spor camiasına örnek olacak şekilde yürüttüklerini ifade eden Babaoğlu yeni yönetimin de aynı yolda ilerleyeceğine inancının tam olduğunu belirtti.

Dünya gönüllüler gününde

AYŞE KULİN, EDİZ HUN, TULUHAN TEKELİOĞLU VE BÜLENT KERİMOĞLU’NA YILIN GÖNÜLLÜSÜ ÖDÜLÜ belediyecilik anlayışımızın gereği olarak gönüllülük ve yardımseverlik çalışmalarına olan desteğimizin artarak devam edeceğinin sözünü veriyorum.” Kulin, Hun, Tekelioğlu ve Kerimoğlu’na gönüllü çalışmaların önemini toplumsal olarak vurgulamak ve gönüllü çalışmalara teşvik etmek amacıyla plaket sunuldu. Törende ayrıca; gönüllülük çalışmalarına katkılarından dolayı Sheraton Ataköy Otel ve LC Waikiki kurumlarına da plaket takdim edildi.

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) ve Türkiye Yardım Sevenler Derneği (TYSD) Bakırköy Şubesi tarafından Dünya Gönüllüler Günü’nde düzenlenen etkinlikle; ünlü Yazar Ayşe Kulin, Sinema Sanatçısı Ediz Hun, Gazeteci-Yazar, Sunucu Tuluhan Tekelioğlu ve Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’na yardımseverlik ve gönüllülük çalışmalarına olan desteklerinden ötürü yılın gönüllüsü ödülü verildi. Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli ve TYSD Bakırköy Şube Başkanı Türkan Alper’in evsahipliğinde İAÜ Halit Aydın Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte

konuşma yapan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu şunları ifade etti: “Cömert, alicenap ve yardımsever Bakırköy halkının desteğiyle sosyal



9

KEMALETTİN DOĞAN’DAN BİR HUKUK ZAFERİ DAHA Kemalettin Doğan Ataköy 2. Kısım sakini. Ataköy sahilindeki çarpık yapılaşma ile ilgili yasal mücadeleye devam ediyor. Ataköy Sahili’ndeki tarihi eserlerin bulunduğu arazi ile ilgili, İdare Mahkemesi’nde açtığı dava sonucu, Yürütmeyi Durdurma Kararı’nı almış, dava Danıştay’a gitmiş, Danıştay da itirazı reddedince bu arazi yapılaşmadan kurtulmuştu. Kemalettin Doğan’ın , Hyatt Regency Otel’in önünde kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan ve Bakırköy Belediyesi’nin 29 Mayıs 2017 tarihinde ruhsatını verdiği yerin inşaatı ile ilgili İdare Mahkemesi’nde açtığı dava sonucu Yürütmeyi Durdurma Kararı verildi. Kemalettin Doğan “Ataköy Sahili’ndeki yapılaşmalarla ilgili yasal mücadelemi sonuna kadar yapacağım” diyor ve Bakırköy Belediyesi için “Siz kimin belediyesisiniz.” diye soruyor.

ben neden yapmayayım.” diye düşündüler. Dolayısıyla böyle bir uyanıklığa kalkışıldı. Bunun projesi hazırlandı. Orası yüzme havuzlarının olduğu bölümdür, altı soyunma kabinleridir. Şu anda soyunma kabinlerinin üzerinde 12 çelik bir bina yapıyorlar. Ve bunun proje başvurusu 25 Mayıs 2017’dir. 4 gün sonra 29 Mayıs 2017’de belediye ruhsatı verdi.

Bırakın yasaları, bir yerde inşaat yapmaya kalkıyorsunuz ve orası herhangi bir nedenle mahkemeye taşınıyor. Mahkeme sonucunu beklemeden çivi çakmaması lazım. Fakat Baruthane’de biliyorsunuz, koruma altındaki ağaçlar kesildi. Her taraf talan edildi. Artık yasal olarak yapacak bir şey kalmadığına göre orada inşaat yapılma şansı kalmadı. Dolayısıyla bu aymazlığı yapan müteahhit orayı eski haline getirmek zorunda mı değil mi? Bunun mücadelesi yapılmalı mı yapılmamalı mı? Burada, bizim temsilcimiz olan belediyeye ne gibi bir görev düşüyor?

Davetimiz üzerine gazetemizi ziyaret eden Kemalettin Doğan’a kamu adına yapmış olduğu yasal mücadele ile ilgili sorularımızı yönelttik. İşte aldığımız cevaplar.

Kısa süre önce yine Ataköy sahilde Baruthane harabelerinin bulunduğu arazide İdare Mahkemesi’nden Yürütmeyi Durdurma Kararı aldırdınız. Danıştay son noktayı koydu. Artık orada kimsenin bir şey yapma şansı yok. Son olarak da Hyatt Regency Otel’in önünde kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan ve Bakırköy Belediyesi’nin 29 Mayıs 2017 tarihinde ruhsatını verdiği bir yerin yine yürütmesini durdurmaya aldınız. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Gelişmeleri anlatabilir misiniz? Eylül ayı içerisinde yükselen inşaatları görünce ne olduğunu anlayamadık. Geçmişte inşaatla ilgili bir şantiye binası daha sonra sökülebileceği düşünülen bir bina mı diye anlayamadığımız inşaatlar yükseldi. Çelik konstrüksiyon olunca sökülebilir diye düşündük. Baktık ki, daha sonradan katlar yükselmeye başladı, kalıcı bir şeyin yapıldığını anladık. Ardından belediyeye başvurduk; “Burada bir bina yapılıyor, bilginiz var mı? Bilginiz dahilinde ve ruhsatlı mı? Ve de mevcut kıyı kanunu gereğince buraya ruhsat verilemez. Nasıl verildi? İptal etmeyi düşünüyor musunuz?” diye yazılı bir dilekçeyle başvurduk. Ardından Belediye İmar İşleri Müdürü bir yanıt verdi. Yanıtın ilginç olan yanı; “Burası Ataköy’le ilgili 1991 yılındaki plan notlarında bu bölümle ilgili kıyı kenar çizgisi 20 metredir. Dolayısıyla biz bu plan notlarına dayanarak bunu verdik.” deniyor olması. Niçin ruhsat verdiğini belirten ifade bu şekilde. 91 yılındaki plan notlarına dem vurarak bahsediyorsun fakat kıyı kanunu 92 yılı temmuz ayında çıktı. Ne kadar not olursa olsun 13 ay sonra, bu ülkede bir kanun sonrasında çıkıyor. İlgili yönetmelikler bu kanunu takibinden çok zaman sonra çıkıyor. Bu yönetmeliklerde ne var? Net olarak ilk 50 metrede kesin yapılaşma yasağı, ikinci 50 metrede günübirlik turizm tesisi olması kaydıyla, sökülebilir olmak kaydıyla ve eğer asma katlıysa 5 buçuk metre, değilse 4 buçuk metre çelik bina yapılabilir. Bunlar da turizm amaçlı olmak şartıyla. Burada kanun ve yönetmelikler varken yasayı açıktan çiğneyerek hareket edemez ve plan notlarına bakamazsın. 3040 yıl önceki plan notlarına nasıl bakabilirsin? Yasa resmi gazetede yayınlandıktan ve çıktıktan sonra “Kapalı alanda sigara içmek suçtur.” deniliyorsa buna uyulur. Bir kıyı kanunu çıkmış, ilk 50 metrede bir şey yapamazsın zaten. İlginçtir ki; Hyatt Regency’yi yapan kişiler oraya 190 milyon doları yatırırken 100 metre mesafeyi hesapladılar. Ve binanın betonarmesi 100 metreden sonra başlıyor. Onlar işi biliyorlar. Fakat onların da yaptığı şudur: Oteli oraya kondurdular fakat sahil yoluna yatay olan 12 katlı bölümü her biri 550 metre karelik daire yaptılar. Ve bunları pazarlamaya çalıştılar. Bir kısmı satıldı, bir kısmı ise apart otel adı altında hala duruyor. Bunların yaptığı da usulsüzlüktür fakat binayı koydukları yer deniz kıyı çizgisinden 100 metre mesafede. Olanı biteni gördükten sonra yan tarafında Sea Pearl Ataköy denilen heyula gördüğü zaman; “Millet yapıyor

koyalım belgeleri. Hakim de diyecektir ki karar belli. Fakat bu aşamada verilmeyen belgeler de sebepler arasında. Mahkemeye sunulmuyor bu belgeler. Bizim Baruthane’deki davayı kazanmamızın nedeni de yine bu konudaki mahkemeyi ciddiye almama, zamanında mahkemeye belgeleri sunulmaması. Baruthane şuanda inşaat yapılamaz durumda.

Sizler, çevreye duyarlı ve halka dayalı bir yönetim iseniz direnç gösterebilirsiniz. “Ben vermiyorum” dersiniz ve tercihinizi halkın yanında yaparsınız. Bu şehirde, herkesin hakkı olan doğal bir sahil koyundan bahsediyoruz. Burası parselleniyor ve sen belediye olarak nereden ve kimlerin yanında durarak yaptığın belli. Gazetede çıkan haberde Bakırköy Belediyesi “Biz oraya ruhsat vermedik” demiş. Bende belediyenin İmar İşleri Müdürlüğü’nün resmi belgeli altında ıslak imzası olan belge var. Belediye “biz verdik” diyor. İzah edin, nasıl oluyor bu iş? Plan notları dendiğinde yasadan önce var. Sen bizi ne yerine koyuyorsun? Bu durumun hem suç oluşturan bir tarafı var hem de tazminat oluşturan bir tarafı var. Kim adına? Adam yatırım yapmış, o da size dönebilir belki. Bir sürü inşaat masrafı yapılmış, size dönebilir.

Ruhsatları siz verdiniz. Kim verdi bu ruhsatları? Suç kısmı da: yasaya rağmen bu binaların yapılması. Bunları bilmenize rağmen bu işi yapıyorsanız bunun altında iki neden vardır. Birincisi; sizler buradan belediyenizle ilgili bir kaynak aktarımı mı oldu? Böyle bir anlaşma mı yaptınız? Tamamı İstanbul halkının olan bu yerle ilgili bir tasarrufu haklı kullanılamaz. Velev ki böyle bir şey yok, o zaman İmar İşleri Müdürü yasaya rağmen siz dolanmaya çalışıyorsunuz. Bize yollanan bir sayfalık yazıda bir sürü laf kalabalığı bulunuyor. Son paragrafta ise plan notlarına dayandırılıyor fakat yasa var. “Ataköy halkı sesini çıkarmaz zannedildi. Yanda Sea Pearl Var. İnsanlar ona ses çıkarmadı, buna da çıkarılmaz” diye düşünüldü. Sonuç itibariyle ortada bir durdurma kararı var. Durdurma kararının dayandığı nokta, belediye dava dosyasının bir örneğini istiyor. Siz bu işlemi yaparken nereye dayandınız? Hakim de asıl dayanılan noktayı göremiyor. Plan notları diyorsunuz, o zaman tarihini gösterin. Çünkü ben diyorum ki plan notların tarihi yasadan önce. Yasa 1992, plan notları ise 91 yılına dayanıyor. Getirip

Bizim açtığımız son davayla birlikte sayı dört oldu. Niçin bu davaları açıyorum? Bir yerden mülk satın aldığımda sadece kuru daire satın almam. Yeşiliyle, sosyal haklarıyla, sahiliyle alırım. Emlak bankasının satış katalogları elimde. Burası bir komplekstir. Olayın şahsi olan kısmını izah ediyorum. Ben orada dava sahibi olarak niçin dava açtım? Hakkıma tecavüz ettiniz. Ben orayı alırken evimin önünde ev yoktu. Fakir Baykurt; Yılanların Öcü romanında “evimin önüne ev yaptırmam’’ diyor. Ben de öyle bildim. Hukuk normları çerçevesinde kamu yararına olmak kaydıyla yapılsın. Ama 4-5 milyona satılan ve bir kısım insanın alabileceği yapılaşmalar olmasın. Bu, olayın kişisel ve maddi kısmıdır. Manevi kısmı da yurttaşlarımızın ayağını suya sokabileceği bir yer var orada ve bu yer daha önce de bu şekilde kullanılmış. Sen bunu nasıl bir avuç insanın kullanımına açıyorsun? Belediyeden istediğimiz; bu durumu eski haline getirmesi. Eski hali nedir; Ataköy Halk Plajı. İnsanların, ücreti neyse verip kullanabildiği açık bir alandır. Bizim de belediyeden beklentimiz budur. Fakat Bakırköy Belediyesi, Emlak Bankası’yla olan ilişkilerini hiçbir zaman kalıcı hale getirmemiş, bunu Bakırköylüler yararına kullanma yolunu hiçbir zaman seçmemiş. Örneği Ramazan Er Parkı’dır. Burası sana ait değil. Evet, halk orada spor yapıyor ama hangi kurnazlıkla Emlak Bankası ve TOKİ’ye ait olan bir yere spor aletlerini koydunuz? Önce orayı satın alın. Size ait olmayan bir yere park yapıp tabela koyarsanız daha sonra biri gelir o tabelayı söker ve “burayı imara açıyorum” der. Ataköy’de belediye olarak yapılan bir hizmet yok. Zamanında eli yüzü düzgün bir şekilde oturtulmuş bir yapılaşma var. Yapılacak şey, kamuya açık olarak halklaştırmak. Cevizlik ve Zeytinlik’teki halkın spor yapabileceği yer, 2. Kısım’daki park. Oraya aletleri koyup parka çevirmek kurnazlıktır. Orası sadece Bakırköy ve Ataköy halkına değil, İstanbul halkına da aittir. TOKİ ihaleden 3 gün önce kurulan Çelebican adlı firmaya orayı kiralıyorsa, sen neden kiralamıyorsun orayı? Bakırköylü ayağını suya nerede sokacak? Kamu adına neden girilmiyor oraya? Bizim belediyeden talebimiz, orayı eski haline getirmesi. Az önce de belirttiğim gibi; şu anda yıkılması için mücadele ettiğim Yalı Ataköy projesinin ruhsatla geçen bölümünde bile ön tarafında sahil yolu mevcuttur. Yıkamıyoruz diyorsanız “ey belediye, vatandaşın yürümesi için, mangalını yakması için önünde yol var.” Bunu neden engelliyorsunuz? Verdiğiniz ruhsatta yazıyor bunlar. Fakat önüne perdeyi koymuş, tel örgüyü koymuş. Siz nerenin belediye belediyesi, kimlerin belediye başkanısınız? Veya Ataköy Bakırköy’ün içerisinde değil mi? Bakırköy Belediyesi’nden Bakırköy’de oturan bir vatandaş ve bir seçmen olarak orayı eski haline getirmesini talep ediyorum. Burası bizim yadigarımızdır, İstanbul’un kalan son doğal koyudur. Yazık etmeyin.

Sayın Doğan, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başlarılar diliyoruz.


10 Sevgili okurlarım; bugün İstanbul’da en güzide köşelerinden biri olan, Marmara’ya deniz kıyısı bulunan, ulaşımı, yerleşimi, şehirciliği, insanları ve yeşilliği bulunan güzel Yeşilköy’ümüzdür. Eskiler hatırlayacaktır, Marmara sahili de çeşitli plaj, gazino (Ancelo gibi) eğlence yerleriyle yaşanacak bir bölge halindeydi. Ancak bugün ki mimari durumunun kat yüksekliğine müsaade etmemesi de bizim için büyük bir şanstır.

onlara yardımcı olur, deneyimlerimizi, bilgilerimizi nefesimiz kesilinceye kadar kendilerine aktarırız. Yeter ki duyarlı, çevre dostu dolayısıyla ülke dostu olan gençlerimiz bu işte adım atmış olsunlar. Aksi halde güzel Yeşilköy’ümüz İstanbul’un herhangi bir semti haline gelmeye mahkumdur. Bizden söylemesi...

N I IN M A Ş A Y İ ND E N İ Ç İN

CUMHURİYET HALK PARTİSİ’NE UYARI VE BAZI ÖNERİLER

Değerli okurlarım, yazılarımın çoğunda Türkiye genelinde ağırlığı olan ve İstanbul’un da her köşesini kapsayan çevre katliamı, imar rezaleti, trafik gibi sorunları sizlerle paylaştık. Bu yazımda ise 44 yıldır hayatımızı sürdürdüğümüz ve semt olarak hayran olduğum Yeşilköy’ü gündeme alıp sizlerle burada mevcut ve sonradan yapılan işler, değiştirilen gelişimler hakkında bilgi sunacağım. Bu arada şunu da belirtmeliyim ki Yeşilköy’de kat yüksekliği verilmemesinin şansını da yaşamaktayız. Bu da uçakların inişiyle kalkışı arasında güvenliği sağlamak olduğu içindir. Umarım ki Atatürk Hava Alanı taşındığında bölgemiz eski halini koruyabilsin. * 1974 yılında Yeşilköy’e yerleşen bir arkadaşınız olarak eski güzellikleri komşuluk ve esnaf ilişkilerini o tarihlerde en yüksek düzeyde bulunmakta, trafik ve insan yoğunluğu bugün ki gibi çekilmez halde bulunmamaktaydı. Bu cennet mahalleyi bilenler ve burada ikamet edenler mutlaka aşağıda size sunacağım sorunları bilmekte ve gerçekten üzüntü duymaktadırlar; görünen köy kılavuz istemez. * Yeşilköy’e yapılan en büyük kötülük Bakırköy sahilindeki “REGETA” diye anılan kafeteryaların tümünü Yeşilköy’ün cadde ve sokak aralarına, binaların altına yerleştirilmesi olmuştur. Özellikle bu kafeteryalara devam eden diğer komşu ilçeler ve vatandaşları olduğundan Yeşilköylüler bu konuya tepki göstermektedirler. Çünkü bu çeşitli ve denetimsiz insanların mahallemizde yarattıkları olaylar gece gündüz devam etmekte, hiç kimse de sesini çıkarmamaktadır. * Şimdilerde sokağa çıktığınızda %90 insanların yabancı olduğu görülmektedir. Bazı belediye hizmetlerine geldiğimizde sokak aydınlatması, yol, tretuvar, kanal ve asfalt işleri düzgün yapılmamakta, yüz yılı geçmiş ağaçların zamanında gereken budama işlerinin yapılmayışı nedeniyle tehlike arz etmektedir. Ayrıca şuursuzca ve de denetimsiz vasıta kullananların çoğalması nedeniyle, trafik kazaları çoğalmış bu konu da sahipsiz kalmıştır. Bununla ilgili olan sokak ve cadde birleşimlerinde hız kesici rampaların çoğunun eskimiş olmasıdır. Ayrıca son bir yıl içinde Yeşilköy’de faaliyete geçen kentsel dönüşüm tamamen denetimsizdir. Hafriyatlar sulanmamakta, bazen mesai dışında hafriyat yapılmakta, nakledilmekte hatta beton dökülmektedir. * Yeşilköy sahilleri de yaz mevsiminde tamamen, yabancı olanlar ile Suriyeli ve Iraklılar dahil, işgal edilmektedir. Yeşil alanlara, ağaçlara zarar vermekte, burada yaşayan insanların hafta sonları sokağa çıkmasını bile engellemektedirler. Ve bütün bu söylediklerimize büyük ve küçük

* Bir partinin güçlü olabilmesi ve onun güçlü kalabilmesi, temelini sağlam oturtmasına bağlıdır. Bu konuya ilçe ve il yöneticilerinin ilgi göstermediğini yarım asırlık siyasi yaşamımda tespit etmiş bulunuyorum. Sözlerime geçmeden önce ilçe kongremizde yeni başkan seçilen dostum Sn. Selçuk Biber’i de gönülden tebrik ederken seçilemeyen diğer aday değerli dostum Sn. Celal Sevinç’e de siyasete devam etmekte başarılar dilerim.

Fikret TORAMAN

YEŞİLKÖYLÜLERE ÖNEMLİ ÇAĞRI VE CHP TABANINDA ÖRGÜTLENME hiçbir belediye sahip çıkmamakta, insanların şikayetleri askıda kalmaktadır. * Bu konularla ilgilenmek ve resmi kurumlara yardımcı olmak amacıyla bölgede bazı çevre dernekleri ve diğer sivil toplum kuruluşları olmasına rağmen bunların da son zamanlarda konularla ilgilenmediği görülmektedir. Ayrıca Yeşilköy Çevre Platformu diye bir ekip kurulmuş, çok verimli aktiviteler yaparak bazı akademisyenlere, siyasetçileri, mimarları, deprem bilimcileri ve gazetecileri davet ederek kendilerine yaraşır bir şekilde topluma yardım olarak faaliyette bulunmaktaydılar. Maalesef bu faaliyet de yok olmuştur. Üzüntüyle belirtmek isterim. Bu nedenlerle Yeşilköy Allah’a kalmış, sorunları sadece seyretmekle ve sağda solda tartışmakla çözülmez hale getirilmiştir. * Sevgili Yeşilköylü dostlarım, artık bu sorunların çözülmesine veya azalmasına davet etmek uyarısını yapmak istiyorum. Beni tanıyanlar Yeşilköy’deki çevreyle, halkın şikayetleriyle ve esnaf sorunlarıyla elimden geldiğince ilgilendiğimi bilirler. Her türlü siyasi ve sosyal toplantılara katılarak ve 10 yıldır da değerli gazetemizde yazarak bu sorunları dile getirdim. Ancak her faaliyetin de bir süreci olduğunu bilerek konumum itibariyle ilgili çabaları azaltmış bulunmaktayım. Ancak biz emekli de olsak şayet Yeşilköylü gençlerimiz konuyu ele alırlar ise

Gücünü, siyasetin kaynağı olan mahalle birimleriyle ilgilenmeyenlerin (tekrar etmekte fayda var) arzu edilen seviyelere gelmesi çok güçleşmektedir. Bu duyarsızlığı elli yıllık parti içi çalışmalarımda gözlemledim ve beraber çalıştığımız arkadaşlar da mutlaka gözlemlemiştir. İnanıyorum ki benim gibi düşünenler de az değildir. Taban gücünü kaybetmiş her parti tavanda da fire vermek zorunda kalmaktadır. Çünkü tabanlarda yörecilik, hemşerilik, arkadaşlık öne çıkmakta; bilgi deneyim ve parti içindeki çalışmalar derhal unutulmaktadır. Bu tabanda oluşan küskünlüklere, kırgınlıklara bir örnek olarak söylemek gerekirse mahalledeki delegasyon seçimlerinde oluşan bu yandaşlık ve dostluk olayı partilileri hem üzüyor hem de ayrılıklara sebep oluyor. Çünkü haksızlığa uğrayıp da seçilemeyen listedeki arkadaşlar az da olsa buruk bir kırgınlık duymaktadırlar. Bu da partinin bir ayıbıdır. Ayrıca mahallede seçilen insanların kimlikleri dahil bazen bilinmemekte, sadece 3-5 tane özel çıkar sevdalısı kişiler hiçbir kimseye sormadan ortalama her mahallede mevcut olan 300-500 kişinin arasında bilinmeyenlerin ve tanınmayanların seçilmesi de ayrı bir mutsuzluğa sebep olmaktadır. * Oysa içinde yaşadığımız ülkenin ve vatandaşlarımızın sorunları ancak tabanda bu ayrışan ve partinin kaybına sebep olan olayların uzlaşması, birikime ve bilime değer verilerek insanları kırmadan ve mahallede 4-5 kişilik komisyon oluşturarak, gerçek partiliyi ortaya çıkararak, özel hislere ve ilişkilere kapılmadan insanları değerlendirmek, partiye de mahalleye de ilçeye de ülkeye de yarar sağlar. Umarım yeni seçilen sevgili dostum Selçuk Biber son seçimlerde olduğu gibi karmaşaları ve kavgaları irdeleyerek gerçeği bulmak için çaba sarf ederek halletmiş olsun. Tekrar kendisine başarılar diliyorum. Bu duygular içerisinde bütün insanlığa yeni yılın şans, sağlık ve mutluluk getirmesini, partimizin de bahsettiğimiz yanlışları düzelterek başarılı olmasını gönülden diliyorum.

-

BAKIRKÖY BELEDİYESİ’NİN YENİ BAŞKAN YARDIMCILARI

BELLİ OLDU

Bakırköy Belediyesi’nde uygulanan altı aylık başkan yardımcılığı görevinin yeni başkan yardımcıları görevine başladı. Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun oluruyla atanan Meclis Üyeleri’nden Hatice Selli Dursun; Temizlik İşleri’nden, İrfan Kurtulmuş; Muhtarlardan, İsmail Taş; Sosyal İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görevlerine başladılar.

HATİCE SELLİ DURSUN

İRFAN KURTULMUŞ

İSMAİL TAŞ


11

GÖZDER, TEK GELİR KAYNAĞI OLAN BÜFENİN YIKIMININ ARDINDAN ZOR DURUMDA Bakırköy Belediyesi, Cevizlik Mahallesi’nde Fahri Korutürk ve Ebuzziya Caddeleri üzerinde hizmet veren 5 büfenin sözleşmesini yaya geçişini engellediği, gürültü ve koku yaptığı gerekçesiyle yinelememiş ve işyeri sahiplerine cuma günü 24 saat içerisinde iş yerinin boşaltılması yönünde gerekçeli tebligat göndermişti. Cumartesi gecesi saat 03:00’da yıkılan büfelerden bir tanesi de Görme Özürlüleri Derneği (GÖZDER)’nin gelir sağladığı büfeydi. Tek gelirleri olan büfenin yıkımıyla birlikte zor günler yaşayan ve bütün çabalarına rağmen belediye tarafından geri dönüş alamadıklarını aktaran GÖZDER Başkanı Ali Varlık’la bir söyleşi gerçekleştirdik. Sayın Ali Varlık, öncelikle derneğinizi tanıyabilir miyiz? Derneğimiz 1970 yılında kuruldu. Aktif çalışması sebebiyle 1992 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararına çalışan dernek statüsü kazandı. 1285 görme engelli üyesi olan GÖZDER; Türkiye Körler Federasyonu ve Engelliler Konfederasyonu’na bağlı, görme engelliler için Engelli Kamu Personeli Sınavına (EKPSS) Hazırlık Kursu, (Braille Alfabesi) Kabartma Yazı ile Okuma-Yazma Kursu, Bilgisayar, Masörlük, Bağımsız Baston Kullanımı, Yabancı Dil, İletişim, Tiyatro, Diksiyon, Yaratıcı Drama, Aşçılık, Gitar, Bağlama gibi eğitici kurslar düzenlemekte, Açık Öğretim ve üniversiteye hazırlanan görme engelli öğrenciler için ses kayıt stüdyolarımızda kitap seslendirmesi yapılmakta, eğitim kurumlarında engellilik alanında farkındalık yaratmak için eğitici seminerler verilmekte, sosyalkültürel aktiviteler düzenlenmekte ve maddi olarak da bu büfeden gelen (Altıbin ikiyüz) 6200 TL’lik mali kaynak kullanılarak,(3 personel, SGK, Ecremisil, Stopaj, elektrik, su,doğalgaz, internet v.s) faaliyetlerini sürdürmekteydi. Görme engelli bireylerin sosyal hayata katılımıyla ilgili kültürel, sosyal ve eğitsel alanlarda çalışmalar yürütüyoruz. Bizler görme engelli bireyler olarak toplumla iç içe yaşamak istiyoruz. Biz sivil toplum örgütleri çağdaş toplumun vaz geçilmeziyiz. Hem devletimize hem milletimize yardımcı olmak için elimizden geldiği kadar gönüllü olarak çalışıyoruz. Ben de yüzde doksan görme engelliyim ve bu derneğin yönetim kurulu başkanlığını yürütmekteyim. Herkes evine çekildiği takdirde bu gönüllü işleri kim yapacak? Devlet-millet el ele olduğu sürece daha çağdaş olacağımızı düşünüyorum. Engelli insanların topluma

anlattık kendisi de bize mağduriyetlerimizin giderileceğini söyledi ancak 3 ay oldu hala bir sonuç alamadık.

adapte olması için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz. Derneğiniz, büfeden sağlanan gelirin kesilmesi sonucu nasıl etkilendi? Gözder kamu yararına çalışan, hiçbir ticari faaliyeti olmayan ve yıkılan büfeden gelen gelirden başka hiç bir geliri olmayan sadece görme engelli üyelerimize yönelik eğitim, kültür ve sosyal faaliyetlerle misyonunu belirlemiş bir sivil toplum kuruluşudur. Bu faaliyetleri gerçekleştirebilmemiz için de aylık 9-10 bin liralık bir masrafı oluyor ve yıllardır bu yıkılan büfeden gelen gelirle karşılıyorduk. Büfenin yıkılması sonucunda çalışan personelimize maaş ödeyemiyoruz, doğalgaz, elektirik, su gibi zaruri ihtiyaçlarımızı dahi ödeyemeyecek duruma geldik. Sizinle konuşurken bile gördüğünüz gibi binamızı ısıtamadığımızdan soğukta faaliyetlerimizi sürdürmek durumunda kalıyoruz. Hangi gerekçe ile tahsisi iptal ettiler? Hiçbir gerekçe göstermeden, cuma günü 16:30’da gelen tebligatın ardından gece saat: 03.00’da yıkım gerçekleşti. Şu anda Bakırköy Belediye Başkanlığı ile görüşme halindeyiz. Belediye Başkanımızla görüştük kendilerine mağduriyetimizi

Yıkımı gerçekleştirmeden sizi haberdar ettiler mi? Geri almak için girişimleriniz oldu mu? Yıkımdan önce bizi haberdar etmediler. Cuma günü gelen tebligat dışında bize herhangi bir bilgi veya çözüm yolu sunulmadı. Zaten tebligattan sonraki günün gecesinde saat 03.00’da yıkım gerçekleşti. Geri almak için girişimlerimiz oldu, halen de görüşmelerimiz sürdürülmektedir fakat 3 ay oldu halen hiçbir sonuç elde edemedik. Bize kalıcı bir çözüm üretilmesi gerekmektedir. Belediyeyle ve meclis üyeleriyle şu anda görüşme halindeyiz. Bununla ilgili gereken kolaylıkların yapılacağı söyleniyor bizlere. Görüştüğünüz kişilerden ne gibi geri dönüşler aldınız? “Size yardımcı olacağız, kolaylık sağlayacağız.” gibi cümleler sarf edildi. Şu an üç ay oldu hala bir gelişme yok. Biz ilgili görüşme ve yazışmalarımızı yaptık. “Çalışmalarımız bunlar, harcamalarımız bunlar” gibi bilgilendirmelerde bulunduk. Giderlerimiz çok olduğu için bir gelir kaynağımızın olması gerekiyor. Aylık sabit giderlerimizin karşılanması dışında bizler bir şey istemiyoruz. Şu anda doğalgazımız yanmıyor. Fatura çok gelir korkusuyla da elektriği yakamıyoruz. Başkanımız Kerimoğlu, geçen yıl derneğimiz tarafından düzenlenen 15 Ekim Dünya Beyaz Baston ve Güvenlik Günü etkinliğinde gözünde bantla biz görme engelliler ile birlikte yürüdü. Belediye Başkanımızın duyarlılığına güvenerek 48 yıldır ayakta durmaya çalışan görme engellilerin evi gibi olmuş GÖZDER’in faaliyetlerine devam edebilmesi verecekleri katkıyla olacaktır diyorum. Sosyal Belediyecilik anlayışı ile davranacağına da güvenimiz tamdır. Bizim tek amacımız sosyal hayatta var olabilmektir. Belediyenin sivil toplum örgütlerine bakış açısı nasıl? Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun, GÖZDER’i önemsediğini düşünüyorum. İlçemizde çok sayıda engelli derneği var ancak biz kamu yararına faaliyet gösteren, görmeyenlerin eğitimine destek olan, sosyal ve kültürel alanlarda faaliyetlerini sürdüren, 1285 görme engelli üyesi olan tek derneğiz. Bu sebeple başkanımızdan bu konuyla ilgili acil çözüm talep ediyoruz. Haber: Yaprak AKBABA Fotoğraf: Hina BARLAS


12

‘’TARİHE SAYGISIZLIK EDİYORSUNUZ’’ Sayın Turgay Tuna, sizin de bildiğiniz gibi uzun süredir Bakırköy’de Yunus Emre Kültür Merkezi’nin yanına Kızılay bir bina yapıyor. Burayı ihaleyle aldılar. Bakırköy Belediyesi de dava açtı. Bakırköy Belediyesi’nin ihaleyi iptal davası hala devam ederken Bakırköy Belediyesi maalesef oraya ruhsat verdi. Oraya bina yapılıyor. Ateş Ünal Erzen, döneminde Kızılay’a 800 metre aşağıda daha büyük bir yer teklif edildi. Hiçbirini kabul etmediler. Ve yine 1/1000’lik ve 1/5000’lik onaylanan imar planlarına göre orada bulunan Atatürk heykeli ve Selanik Evi parsel içinde değerlendirme kaydı var. Fakat şu anda hiçbiri yapılmıyor. Siz, tarih konularını çok iyi bilen bir uzmansınız. Bu konuda neler söylemek istiyorsunuz? Son 2-3 yıldan bu yana Bakırköy’ün canına okumaya başladılar. Karmakarışık bir görüntünün içindeyiz. Korumaktan ziyade korunacak şeylerin kötüleştirilmesi ile sonuçlanıyor. Yunus Emre Kültür binası 3. Selim

döneminin meşhur askeri binası. Binanın kendisi muazzam bir tarihi eser ve müze. Böyle güzel bir müzenin yanına bir daha bina yapıp bitişiğine sıkıştırırsanız o güzel görüntüye ve tarihe saygısızlık edersiniz. Bu binaları yapacak başka yerler de var. Buraya yapmalarında bir menfaat mi var? Perde arkasını bilmiyoruz. Orası, Yunus Emre

Kültür Merkezi’ne yakışan bambaşka bir alana dönüştürülebilirdi. Bana kalsaydı, Baruthane ve

tarihiyle ilgili birtakım şeyler yapardım. Baruthane, Osmanlı dönemi ismiyle Baruthane-i Hümayun, Osmanlı’nın gelmiş geçmiş en büyük baruthanesi. Ataköy yapıldıktan sonra da bunlar yerinde kalabilirdi. Sahildeki Hünkar Köşkü binaların arasına sıkıştırılmış durumda. Bu aynı hastalık. Beni şaşırtan, bu hastalığı Bakırköy’ün yapması. Başkaları yapıyor bunu ve ben onları normal karşılıyorum. Onların bakış açısı bu. Fakat Bakırköy gibi bir ilçenin bunu yapması beni çok şaşırtıyor. Bakırköy bunu yapmıyordu. 2-3 yıldan beri yapmaya başladı. Bugün, Ataköy’deki boş alanları gittikçe doldurmaya başladılar. Ataköy’ün göbeğinde böyle bir yapılaşmaya ne lüzum var. Daha uygun bir yere yapabilirlerdi. Kaldı ki kendilerine birkaç yüz metre yakınında yer de gösterilmiş. Bu affedilir bir durum değil. Tek kelime ile tarihe saygısızlık…

SHERATON ATAKÖY TRENDY LOUNGE & BAR’DA M “Bİ KASA KAHVALTI” armara Denizi’nin büyülü atmosferiyle çevrelenmiş Sheraton İstanbul Ataköy Hotel, ihtişamlı deniz ve havuz manzarası bulunan Trendy Lounge & Bar’ da her Cumartesi-Pazar günü ‘’Bi Kasa Kahvaltı’’adı altında geniş kapsamlı kahvaltı servisi vermeye başlıyor. Yeşil ve mavinin buluştuğu

Sheraton İstanbul Ataköy Hotel’in Trendy Lounge & Bar’ı, sizleri “Bi Kasa Kahvaltı” ile Cumartesi-Pazar günleri, 11.30 – 15.30 saatleri arasında zengin içerikli kahvaltı menüsüyle lezzet şöleni yaşamaya davet ediyor. Trendy Lounge & Bar, ihtişamlı deniz ve havuz manzarası, sıcak atmosferi ve eşsiz konukseverlik anlayışı ile zengin menüsü, yerli ve yabancı içecek seçenekleri ve Trendy kokteylleri ile ayrıcalıklı hizmet veriyor.

R O Y I R L O Ş Y A I L B Ş BA

Her Cumartesi - Pazar 2 kişilik kahvaltı 140 TL

Bi Kasa Kahvaltı menüsünde; reçel çeşitleri, petek bal, tereyağı, kaymak,

zeytin çeşitleri, zengin peynir çeşitleri (çeçil, gouda, eski kaşar, taze kaşar, dil peyniri, tulum peyniri ve krem peynir), domates, salatalık, biber, yeşillikler, zeytinyağı, dana ve hindi jambon, sucuk, incir ve kayısı kurusu, sahanda yumurta, akıtma, acuka, ekmek çeşitleri, açma, poğaça, simit, danish çeşitleri, limitsiz çay ve kahve bulunuyor. Trendy Lounge & Bar, güne güzel bir başlangıç yapmak, enerji depolamak ve keyifli bir haftasonu geçirmek isteyenleri bekliyor.

SELÇUK BİBER GÖREVİNE BAŞLADI Geçtiğimiz günlerde yapılan CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı Kongresi’nde delegelerin oylarıyla seçilen Selçuk Biber görevine başladı. Görevine başlamasıyla ilgili görüşlerini aldığımız Biber, hedeflerinin 2019 seçimleri olduğunu söyleyerek; “Öncelikli hedefimiz birleştirici ve yapıcı olmaktır. Kongre sürecinde ve sonrasında yaşanan kırgınlıklar, kızgınlıklar, ayrıştırmaları, ötekileştirmeleri ortadan kaldırıp bütünleşmeyi sağlayacağız. Bakırköy’de büyük bir aileyiz. Bütünleşmeyi sağlayamadığımız sürede parti olarak hedefimize ulaşabilmek için mücadelemizi sürdüremeyiz. Belediye başkanımızla uyum

içinde çalışarak iyi işler yapacağız. Belediye başkanımızın toplum menfaatlerine zarar verebilecek projeleri gündeme getireceği ihtimalini düşünmüyorum. Bakırköy’ün yararına olan her projede belediye başkanımızın yanında yer alacağız. Halkın istemediği, Bakırköy’e zarar verebilecek projelerde, ilgililerle gerekli istişareler yapılarak halkın yararları doğrultusunda kararlar alacağız. Yönetim kurulu ana kademesi, kadın kolları, gençlik kolları, mahalle birimlerimiz ve tüm örgüt üyelerimizle birlikte 2019 seçimlerinde CHP’nin iktidar olması için var gücümüzle çalışacağız.” dedi.


13

Yapılan toplantıda esnafın görüşü alındı

İSTASYON VE EBUZZİYA CADDELERİNDEKİ TARİHİ DEĞİŞİM Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu; İstasyon (Fahri Korutürk) ve Ebuzziya Caddeleri’ndeki 7 büfe ve eklentilerinin yıkılmasının ardından iki cadde üzerinde dükkanları bulunan esnafla bir araya gelerek İstasyon ve Ebuzziya Caddeleri’ni Bakırköy’ün ve Türkiye’nin prestij ve marka caddelerinden yapmak istediklerini söyledi. Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, Bakırköy’ün ve Türkiye’nin yüz akı olacak projeyle İstasyon ve Ebuzziya Caddeleri’ni prestij cadde yapma konusunda hazırladıkları projelerle ilgili esnafın düşünce, görüş ve önerilerini aldı. Kerimoğlu esnafla buluşmasında şu açıklamayı yaptı: “Bakırköyümüzün en işlek iki caddesi üzerinde Bakırköy Belediyesi olarak Bakırköy’ün ve Türkiye’nin yüz akı olacak yeni proje çalışmalarına başladık. Kent estetiğini geliştirmeye yönelik hazırladığımız projeler ile cadde mağazacılığını yaşatarak esnafımızın ayakta kalmasını

amaçlıyoruz. Bu iki caddemizi Orta Avrupa’da örneklerini gördüğümüz prestij caddeler yapma noktasında sosyal belediyecilik anlayışımızın gereği olarak; esnafımızın düşünce, görüş ve önerilerini çok önemsiyoruz. Bununla ilgili olarak taslak projelerimizi hazırladık. Süratli bir şekilde; esnafımızın temsilcilerinin olacağı bir komisyon kurup nihai projeyi hayata geçirmek istiyoruz. İstanbul’un değişik semtlerinde 6.300 kişiyle yaptığımız araştırmada; maalesef bilinilirlik açısından ilk 10 cadde arasında Bakırköy’ün bu caddeleri yok. Tek tip dış cephe estetiği ile marka değerini artıracağımızı düşünüyoruz. İstasyon (Fahri Korutürk) ve Ebuzziya Caddeleri’nde hatta İstanbul Caddesi’ni de içine alacak şekilde kent estetiğine uygun dış cephe uygulamasının esnafımızın desteğiyle bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunun için biz belediye olarak belediye ve hukuki mevzuatı yerine getireceğiz dış cephe uygulamasını da esnafımız üstlenecek.”

Bakırköy'de ‘’GOBLENE HAYAT VEREN ELLER” Sergisi Beyhan Saraçoğlu Sanat Atölyesi öğrencilerinin goblen sergisi Yunus Emre Kültür Merkezi’nde sanat sever Bakırköylülerle buluştu. El Sanatları Eğitmeni Beyhan Saraçoğlu ve öğrencilerinin bir yıllık çabaları sonucu ortaya çıkan goblen çalışmaları Yunus Emre Kültür Merkezi'nde açtığı "Goblene Hayat Veren Eller" sloganıyla sergilendi. Osmanlı, doğa ve hayvan motiflerinin ağırlıkta olduğu sergide çalışmalar, swarovski taşlar, kumaşlar ve boncuklarla işlenmişti. Sergiye ilginin yoğun olduğunu dile getiren Saraçoğlu; “Çalışmalarımız goblen veya ipek üzerine swarovski taşlarla çalışıldı. Tasarımların tamamı bana ait. İnsanlar goblenin nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı. Çünkü yaygın olan ve görünürlüğü olan bir çalışma değil. Goblende Türk motiflerine tekrar hayat verdik.” dedi. Sergide açılışı Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu yaptı.




16

Etin lezzetini belirleyen en önemli faktör, etin seçilen bölümünü iyi tanımak ve ona uygun pişirmektir. Kasaba veya markete gittiğimizde, restoranda menüye baktığımızda ya da önümüze gelen yemekle ilgili o kadar çok farklı isim ve kavram ile karşılaşır ve 1- Sokum: Dana karkasın sırt bölümünün bittiği yerden başlayan ve budun üst bölümünde bulunan ettir. Yağı az ve orta yumuşaklıkta bir ettir. Sokum kısmından elde edilen eti, şiş, tas kebap, biftek, haşlama, kuşbaşı, sote, kavurma gibi farklı şekillerde hazırlamak ve kullanmak mümkündür. Sokumdan yapılacak en lezzetli yemek haşlamadır. 2- Nuar: But kısmından çıkan, yağ oranı düşük bir ettir. Lifli ve sert olabilir. Yağsız kıymada kullanılır. 3- Tranç: Sokum gibi dana butta bulunan ve budun en değerli parçası olan ettir. Yağı az ve orta yumuşaklıkta bir ettir. Sokumda olduğu gibi şiş, tas kebap, biftek, kuşbaşı, sote, kavurma gibi farklı şekillerde hazırlamak ve kullanmak mümkündür. Sote şekilde hazırlanmış trançtan yapılacak tas kebap bu etten en ideal lezzeti almamızı sağlar. 4- İncik: Dana incik, dana budun alt bölümünde bulunan ve paçanın hemen üzerinde yer alan bölümdür. İncik dana budun en sert bölümüdür. İncikten yapılabilecek en ideal yemek haşlamadır. 5- Paça: Dana karkasın but ve kolun alt

çoğu kez, özellikle “et” konusunda ciddi kafa karışıklıkları yaşarız. Etin, hayvanın hangi bölümünden elde edildiği ve hangi şekillerde pişirmenin onun lezzetini artıracağını bilebilmek için etin bölümlerini ve ona verilen isimleri sizler için derledik...

kısımlarından sonra başlayan ve tırnaklara kadar uzanan bölümdür. Paça ile yapılacak en ideal yemek paça çorbası ve et suyudur. 6- Pançeta: Dana pançeta, filetonun devamıdır. Dananın boşluk kısmından çıkar. Fileto ile eşdeğerdir. Kaburga ile aynı kıvamdadır fakat daha yağsızdır. Kıymalık bir ettir. Köftelik, yemeklik, dolmalık için uygundur. Dana pançetadan kuşbaşı yapılamaz, ince bir ettir. Kıymanın bütün çeşitlerinde kullanılır, döşe nazaran biraz daha yağsız bir et türüdür. 7- Döş: Döş hayvanın kaburgasının üzerinden çıkan yağlı bir ettir. Köfte, hamburger, sucuk, sosis gibi ürünlerin üretiminde kullanılır.Yağlı bir kıyma için idealdir. 8- Bonfile: Hayvanın sırt kısmından çıkar ve içe doğru büyür. Bu sebeple yumuşaktır. Pişme derecesi artsa bile yumuşaklığını kaybetmeyen lezzetli bir ettir. Izgarada, yağsız tavada veya tavada çok az tereyağı ile pişirildiğinde en ideal lezzeti elde edebilirsiniz.

9- Kontrafile: Dananın bel kısmından gelir. Birinci kalite ızgaralık biftek elde edilen bölümdür. Kuşbaşı olarak çok lezzetlidir. “T-bone” bu bölümde yer alır. Kızartmalık bir ettir. 10- Antrikot: İki kürek kemiği arasından ve pirzolalık yerinden çıkartılan, kemiğinden sıyrılmış et dilimidir. Yağ dokusu yüksektir. Orta ya da az orta pişilmelidir. Bu şekilde içindeki yağ eriyerek büyük bir lezzet katacaktır. Özellikle ızgarası çok lezzetli olan antrikot biftek olarak da idealdir. 11- Kol: Ön bilek eklemi başlangıcından kürek kısmının sonuna kadar olan bölgenin birleştirilmiş halidir. Ön bacaklarının hemen hemen tamamını oluşturan, orta yağlı bir ettir. Kol eti hayvanın yaşına ve beslenmesine bağlı olarak sert ya da orta sertlikte olması mümkündür. Kol bölümünden haşlama yapmak mümkündür. Bu et en ideal kuşbaşı et ya da kıymalık et olarak kullanılır. 12- Gerdan: Lifli bir ettir, yağsızdır, kıymada kullanılır. Kuşbaşı yapmaya kalkarsanız verim alamazsınız, zira sinirlidir, lezzetli olmaz.

VATANDAŞLAR SAHİLE ULAŞAMIYOR! Kennnedy Caddesi boyunca Sarayburnu ile Bakırköy arasındaki yerleşim alanlarının yoğun olduğu bir çok noktada vatandaşlar yaya olarak sahile ulaşamıyor! İstanbul’da özellikle de Avrupa yakasında vatandaşların sahile yaya ulaşımının çok zor ve son derece yetersiz olduğunu ve engelli vatandaşların denize ulaşmasının imkansız olduğunu hazırladığı önergede dile getiren ve önergesini meclis toplantısında sözlü okuyan Zeytinburnu Belediyesi ve İBB Meclisi CHP üyesi Mimar Esin Hacıalioğlu, özellikle yerleşimin yoğun olduğu bölgelerde vatandaşların denize sorunsuz ulaşması için yaya trafiğinin yer altına alınmasını önerdi ve şunları söyledi: İstanbul’da özellikle Avrupa yakasında halkımızın sahile yaya ulaşımı son derece yetersizdir. Yapılan incelememizde Sarayburnu Bakırköy arasında yaya olarak sahile ulaşılması; İDO Terminali, Kocamustafapaşa Parkı, Yedikule, Zeytinburnu Belediyesi (saatli açık), Zeytinburnu Balıkçı Barınağı ve Bakırköy İDO iskelesi olmak üzere 6 noktadan sahile ulaşılabilmekte ve bunlardan yalnızca bir tanesinde engelli ulaşımına olanak bulunmaktadır. (yaklaşık 15 km)

Yerleşim alanlarının yoğun olduğu yerlerde yaya trafiğinin zemin altına alınması gerekmektedir Yerleşim alanları ve kıyı arasında hızlı akan trafik; engellilerin, yaşlı ve çocuklarımızın sahile düzayak ulaşabileceği projeler kentin yaşana bilirlik oranını yükseltecektir. Halkın denizi kullanabilmeleri için Kennedy Caddesi’nin (sahil yolunun) özellikle yerleşim alanlarının yoğun olduğu yerlerde zemin altına alınması gerekmektedir. Önergemizin başkanlık makamına havalesini arz ederiz. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi 2017 yılı Aralık ayı Meclis toplantılarında İBB Meclisi CHP Üyeleri Esin Hacıalioğlu, Hakkı Sağlam, Özgür Aydın, Şenol Yolbir, Musa Keleş, Ali Rıza Akyüz, Seyit Ali Aydoğmuş, Sabiha Tüzünoğlu, Ümit Yurdakul, Şafak Kır, Nezih Küçükerden, Adnan Türkoğlu, M.Sedat Özkan ve Taner Kazanoğlu imzaları ile önerge meclise sunuldu ve oy birliği ile Başkanlık Makamına havale edildi.


17

Geçmişten günümüze Bakırköylü olmak... Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun örgüt toplantısındaki konuşmasında yaptığı Bakırköylü tanımına istinaden böyle bir yazı yazma gereği duydum. O nedenledir ki Septimum’dan Bakırköy’e uzanan serüvende kısa bir yolculuk yapmak istedim. Çok fazla detay olmasa da M.S. 384’den günümüze uzanan Bakırköy’ün yol hikayesi araştırıldığında birçok insana iç çektirip nerede o eski Bakırköy dedirtecek. M.S. 384 yılına dayanır Bakırköy’ün tarihçesi. O yıllarda Konstantin tarafından eğlence ve sayfiye yeri olarak kurulan, geçmişte Septimum, Mekroheri ve Makriköy adıyla anılan ilçe Bakırköy adını 1925 yılında almıştır. 1926 yılında İstanbul’un ilçesi olan Bakırköy ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kullandığı Florya Köşkü ve 1698 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşasına başlanan Baruthane-i Amire binasını da bünyesinde bulundurma özelliğini taşır. O dönemlerin en önemli binalarından biri olan Baruthane-i Amire binası 19. Yüzyıl süresince birçok değişimlerde uğramıştır. Değişimlerin en son halkası da 1917 yılında yapılan İspirtohane’dir. 1950 yılına kadar kullanma özelliğini koruyan İspirtohane binası 1950

KONUK YAZAR yılında kullanma özelliğini kaybetmiştir. 1950 sonrasında birçok mimari özelliğini kaybeden tarihi yapı, 1989 yılında Kültürel ve Doğal Varlıkları Koruma Kurulu tarafından ikinci derecede tarihi eser olduğu tescil edilerek bina korumaya almıştır. Koruma altındaki İspirtohane eski belediye başkanlarından Ahmet Bahadırlı tarafından orjinal mimari yapısı kazandırılarak yenilenmiştir. Tarihi bina halen İspirtohane Kültür Merkezi ismiyle zaman zaman Bakırköylüler’e kültür-sanat etkinliklerinde ev sahipliği yapıyor. Bakırköy’e, ilk belediye başkanı Dr. K. Naci Ekşi döneminden başlayıp Ateş Ünal Erzen dönemine kadar birçok eserler kazandırılmış. Neredeyse dört yıllık görevini tamamlayacak olan Bülent Kerimoğlu döneminde bir tek çivi çakılmadığını görüyoruz. Sanırım bu durağanlık Bakırköy’ün cazibesini yitirmesini tetikleyen etkenlerin başında yer alıyor olmalı. Yaşanası Bakırköy Özlemi Yıllar öncesinden yakın bir tarihe kadar İstanbul’un cazibe merkezlerinden biri olan Bakırköy, çevre ilçelerden gelenlerin yarattığı gün içindeki nüfus yoğunluğu, çocuk parklarının kafelere dönüşmesi, yeni yapılan AVM’lerin yarattığı trafik

ZÜLKANÝ SÝRMEN YILMAZ BACACI keşmekeşi, her geçen gün neredeyse yok olma noktasına gelmeye başlayan kültür-sanat etkinlikleri, Bakırköy’ü yaşanmaz bir ilçe haline getiriyor gibi. Orta yaş Bakırköylüler çok iyi bilirler Bakırköy’de yaşam her geçen gün karmaşık bir hal almaya başlıyor. Böyle olması, istemeyerek de olsa birçok insanın Bakırköy’den taşınmasına, kendilerine daha sakin ve daha yaşanılır yerleşkeler bulmasına neden oluyor. Yıllar öncesi ailece piknikler yapılan yerler, denize yüzmek için gidilen sahiller, şimdilerde binalarla donatılmış, plajlar yok edilmiş. Geçmiş yıllarda Bakırköy’ün en gözde plajlarından biri olan Ataköy plajını görebilene aşk olsun. Geçmişe özlem duyan Bakırköylüler de “Bu olumsuzlukların sorumlusu kim? Biz Bakırköylüler mi yoksa bizleri yönetenler mi?” Sorusunu kendilerine sormadan edemiyor...

Bakırköy’de tarihi eserler el birliği ile yok ediliyor RESNELİLER KÖŞKÜ

BU DURUMA GELDİ. KISA SÜRE SONRA YERİNDE APARTMAN YÜKSELİRSE ŞAŞIRMAYIN.

BAKIRKÖYLÜLER’den ORTAK ÇAĞRI BAKIRKÖY’DEKİ TÜM SİYASİ PARTİLERİN İLÇE BAŞKANLARI VE SORUMLULAR RESME BAKIN VE UTANIN

ZOR BİR DÖNEM... Değerli Ataköy Gazetesi okuyucuları; Ülkemizdeki sorunları yakından takip ediyorsunuz. Zor bir dönemden geçiyoruz. Okuduğunuz gazeteyi her ay sizlere ulaştıran ve yoğun çabalar harcayarak, titizlikle ve doğruları öğrenme hakkına sahip olan siz Ataköy Gazetesi okuyucularımız, bu gazeteyi okuduğunuzda, gerçeklerle yüzleşirsiniz. Başta Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Özcan Atamer olmak üzere, bu gazeteyi titizlikle hazırlayıp sizlere sunan Sn. Arzu Girit’e teşekkürlerimizi iletmek istiyor ve bu gazeteye sahip çıkalım diyorum. Ülkemiz zor bir dönemden geçiyor. Ekonomi günden güne aşağıya doğru ivme gösteriyor. Yaşam zorlaşıyor, alım gücü azalıyor. Birlik ve beraberliğimiz için olumlu adımlar atılması gerekiyor. Öfkeyle kalkan, zararla oturur. Bu güzelim vatanımızı bizlere emanet eden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ülkemizin bu halini görse, vay benim kurduğum bağımsız ülkem ne hale gelmiş demez mi? Burada herkese görev ve iş düşüyor. Herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Korkunun ecele faydası yoktur, bunu herkes biliyor. Bizler, bu Laik Cumhuriyeti ilelebet koruyacağız. Buna da söz veriyoruz. Yakın komşularımız bile bizi sevmiyor. Suudi Arabistan’dan gelen haberlere bakın. Komşu, komşunun külüne muhtaçtır. İşsizliğin hat safhaya ulaştığı bir dönemdeyiz. Buna çözüm için gerekli adımların atılması gerekiyor, bunu da Maliye Bakanı bizzat kendisi açıklıyor. Barışın, huzurun olduğu bir ülkede yaşamak herkesin hakkı. CHP’nin Küçükçekmece İlçe Kongresi geçen pazar günü yapıldı. Geniş katılımın olduğu kongrede başkan adaylarından Turgay Özcan, CHP’nin Küçükçekmece İlçe Başkanlığı’na geçildi. Arkadaşımıza başarıları dileriz. Ülkemizde yoksulluk, rüşvet, menfaat diz boyu. Türk askerine “at” eti yedirmeye çalışarak kendine menfaat sağlayan, kişi veya kurumlardan ne beklersiniz? Ülkemizin temel taşlarını yıkmak isteyenler yanılıyorlar, bu ülke yıkılmaz. Dimdik ayakta bütün zorlukların üstesinden gelecek güçteyiz. Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlar, her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim...


18 4 Aralık Pazartesi Bakırköy Belediye Meclisinin 7. Seçim dönemi 4. Toplantı yılı 2017 senesi Aralık ayı olağan meclis toplantısının 4 Aralık 2017 pazartesi gününe ait birleşimi açıldı. Mazeret dilekçeleri oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. Meclis gündemi oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin okunmuş olması oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. 1. Zabıta Müdürlüğü başlıklı 2018 yılı aylık fazla çalışma ücretleri hakkındaki evrakı Plan ve Bütçe Komisyonuna havalesi oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. 2. İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı 2018 yılı ücret tarifesi hakkındaki evrakın Tarife Komisyonuna havalesi oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. 3. Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü başlıklı yerelde çalışma yönetmeliği hakkındaki evrakın Hukuk Komisyonuna havalesi oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. 4. Mali Hizmetler Müdürlüğü başlıklı ödenek aktarımı hakkındaki evrakın Plan ve Bütçe Komisyonuna havalesi oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. 5. Muhtarlık İşleri Müdürlüğü başlıklı mahalle muhtarlarına yardım yapılması hakkındaki evrakın Plan ve Bütçe Komisyonuna havalesi oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi.

6 Aralık Çarşamba Bakırköy Belediye Meclisinin 7. Seçim dönemi 4. Toplantı yılı 2017 senesi Aralık ayı olağan meclis toplantısının 6 Aralık 2017 çarşamba gününe ait birleşimi açıldı. Mazeret dilekçeleri oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. Meclis gündemi oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. Zabıt özeti okundu ve oy birliğiyle kabul edildi.

ARALIK 2017 BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE NELER GÖRÜÞÜLDÜ? Gündem maddelerinin okunmuş olması oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. 1. Özel Kalem Müdürlüğü başlıklı 657 sayılı yasada devlet memurlarıyla toplu sözleşme imzalanması için belediye başkanına belediye meclisince yetki verilmesi hakkındaki başkanlık teklifi oylamaya sunuldu. Oy çokluğuyla ile kabul edildi. 2. Yazı İşleri Müdürlüğü başlıklı 2018-2019 meclis çalışma takvimi hakkındaki başkanlık teklifi oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi. 3. Yazı İşleri Müdürlüğü Başlıklı meclis toplantıları içerisindeki sesli ve görüntülü kayıt altına alma hakkındaki başkanlık teklifi oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi.

8 Aralık Cuma Bakırköy Belediye Meclisi’nin 7. Seçim dönemi 4. Toplantı yılı 2017 senesi Aralık ayı olağan meclis toplantısının 8 Aralık 2017 cuma gününe ait birleşimi açıldı. Mazeret dilekçeleri oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. Meclis gündemi oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. Zabıt özeti okundu ve oy birliğiyle kabul edildi. CHP Grubunun talebi olan İBB Meclisi’ndeki bütçe görüşmeleri okundu. Meclis üyelerinin vermiş olduğu önergeler okundu. Gündem maddelerinin okunmuş olması oylamaya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi. 1. Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’nün 2018 mali

yılı ücret tarifesi hakkındaki tarife komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi. 2. Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü 2018 mali yılı makine ekipman ücret tarifesi hakkındaki tarife komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy çokluğuyla kabul edildi. 3. Mali Hizmetler Müdürlüğü 2018 mali yılı ücret tarifesi hakkındaki tarife komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi. 4. Fen İşleri Müdürlüğü’nün 3194 sayılı imar kanununun 23. maddesi gereği 2018 yılı ücret tarifesi hakkındaki tarife komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy çokluğuyla kabul edildi. 5. İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 2018 yılı ücret tarifesi hakkındaki tarife komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi. 6. 2018 yılı Mali Hizmetler Müdürlüğünce teklif edilen tutarlarının aynen kabul edilmiş sayılmasını tarife komisyon raporuyla beraber oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi. 7. Tiyatro Müdürlüğü’nün 2018 yılı ücret tarifesi hakkındaki tarife komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy çokluğuyla kabul edildi. 8. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün 2018 yılı ücret tarifesi hakkındaki tarife komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy çokluğuyla kabul edildi. 9. Mahalle Muhtarlarına yardım yapılması hakkındaki plan ve bütçe komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi. 10. Ödenek aktarımıyla ilgili plan ve bütçe komisyonu raporu oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi. 11. Zabıta peronelinin 2018 yılı aylık maktum fazla çalışma ücreti plan ve bütçe komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy birliğiyle kabul edildi. 12. Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nün görev ve çalışma yönetmeliği hakkındaki komisyon raporu oylamaya sunuldu. Oy çokluğuyla kabul edildi. Birleşime ait zabıt özeti okundu. Oy birliğiyle kabul edildi.

Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin

www.atakoygazete.com.tr sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve sesli olarak dinleyebilirsiniz.

Türkiye öyle bir vahim durumda ki; doğruyu söylemek gerekirse hepimiz birer suçlu adayıyız, tutuklu adayıyız! İBB Meclisi CHP Üyesi Seyit Ali Aydoğmuş 2017 yılı Aralık ayı meclis toplantısında mecliste gerçekleştirdiği gündem dışı konuşmasında İnsan Hakları Haftası nedeni ile Türkiye’nin İnsan Hakları Karnesini meclis gündemine getirdi. AKP İktidarı’nda insan haklarının, kadın ve çocuk hakları istismarının tavan yaptığı söylemlerine tahammül edemeyen AKP’li Meclis Üyeleri’nin sık sık müdahalelerine ve sözlerinin kesilmesine insan hakları istismarlarını okuyarak devam eden CHP’li Seyitali Aydoğmuş konuşmasında şu cümlelere dikkat çekti: “İşin vahimi hala 17 aydır OHAL’le tüm ülkeyi sonu görülmez karanlığın içine çekiyor, memleketi Büyük Millet Meclisi’nden değil de tek adam anlayışıyla KHK’larla idare edebiliyorsanız ve bunu size verilmiş Allah’ın lütfu sanıyorsanız bu ülkede İnsan Hakları’nın olmadığının açık kanıtıdır. Hani deriz ya engelliler için, hepimiz birer engelli adayıyız, doğruyu söylemek gerekirse hepimiz birer suçlu adayıyız, tutuklu adayıyız. Çünkü muktedirlerin, sabah kalktığında kimin canına okuyacaklarını biz bilmiyoruz vallahi, siz de bilmiyorsunuz. Bu duygularla memleketin her yerinde bahar rüzgârlarının estiği, ne ezenin, ne ezilenin olmadığı, hakça bir düzenin olduğu güzel günler diliyor saygılarımı sunuyorum.” İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi 2017 yılı Aralık ayı Meclis toplantılarında “İnsan Hakları Haftasıdır” konulu gündem dışı konuşan İBB Meclisi CHP Üyesi Seyit Ali Aydoğmuş’un konuşma metni: Sayın Başkan, Değerli Meclis Üyeleri; Hepinizin de bildiği gibi bu hafta İnsan Hakları Haftasıdır. Bundan tam 69 yıl önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca kabul ve ilan edildi. Türkiye bu beyannameyi 6 Nisan 1949 yılında onayladı. Tamamı 30 maddeden oluşan bu beyannamede, doğadaki tüm canlıların haklarını koruyan hükümler yer almaktadır;. İnsanların hukukun önünde eşitliğinden, mülkiyet hakkından, egemenliğin diktatörlere değil halkın olduğundan, İddiadan suçluya değil, suçludan iddiaya giden, Herkesin din, dil, ırk ayrımını yasaklamaktan, Şiddete dönüşmediği sürece düşünce özgürlüğünden, Verdiği verginin nerede, nasıl kullanıldığını denetlemekten ve bunun için hesap sorabilmekten, Her türlü işkencenin yasak olduğundan, keyfi tutukluluğun olamayacağından, Serbest dolaşım hakkının olduğundan bahseden bir beyanname...

Türkiye’nin altında imzası olan bu beyannamenin, Türkiye’de uygulanmasına kısaca bir göz atarsak; - Karakollarda hala işkencenin olduğu, - Hala çocuk işçiliğinin çirkince yaşandığı, - Hala çocuk ve kadın cinayetlerinin ve cinsel istismarın had safhada olduğu, - Hala yargısız infazların devam ettiği, - Hala cezaevlerinde 228 bin kişinin yattığından söz ediliyorsa, - Hala binlerce kamu görevlisi mesleklerinden ihraç ediliyorsa, - Hala 180 gazeteci cezaevinde, akademisyenler açıktaysa, - Hala 1980 yılından bu güne Cumartesi Anneleri çocuklarının ölü veya diri cesetlerini arıyor da bulamıyorsa, - Hala halkın seçtiği Belediye Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri hiçbir haklı gerekçe bulunmadan görevden el çektiriliyorsa, - Hala ülkede ekonomik kriz darboğaza dönüyor da buna da büyüme deniyorsa, - Hala maden ocaklarında yerin yüzlerce altında çalışan emekçiler iş cinayetlerine kurban gidiyorsa ve buna da bu işin fıtratında var deniyorsa, - Hala yeni çıkan torba yasasıyla maden ocaklarının iş güvencesi ve işçi sağlığını hiçe sayan maddeler eklenebiliyorsa, - Hala sendikal örgütlülüğün ve demokrasi mücadelesinin tüm yolları tıkalıysa, - Ve işin vahimi hala 17 aydır OHAL’le tüm ülkeyi sonu görülmez karanlığın içine çekiyor, memleketi Büyük Millet Meclisi’nden değil de tek adam anlayışıyla KHK’larla idare edebiliyorsanız ve bunu size verilmiş Allah’ın Lütfü sanıyorsanız, Bu ülkede İnsan Haklarının olmadığının açık kanıtıdır. Hani deriz ya engelliler için, hepimiz birer engelli adayıyız, doğruyu söylemek gerekirse hepimiz birer suçlu adayıyız, tutuklu adayıyız. Çünkü muktedirlerin, sabah kalktığında kimin canına okuyacaklarını biz bilmiyoruz vallahi, siz de bilmiyorsunuz. Bu duygularla memleketin her yerinde bahar rüzgârlarının estiği, ne ezenin, ne ezilenin olmadığı, hakça bir düzenin olduğu güzel günler diliyor saygılarımı sunuyorum.


19 Podiclinic Ayak Sağlığı Merkezi, alanında uzman Podologlardan oluşan profesyonel kadrosu ve "Tek İşimiz Ayak Sağlığı" prensibiyle Ataköy Atrium’da hizmet vermeye başladı.

Ayak Bakımında Alman Ekolü

“PODİCLİNİC” ATRİUM’DA

Podoloji alanında tecrübeli uzman kadrosuyla hizmet veren ve steril çalışma prensiplerinin dünya standartlarında uygulandığı PODİCLİNİC Ayak Sağlığı Merkezi yetkilisi Podolog Züleyha Akın, hedeflerinin franchise sistemiyle büyümek ve kaliteli ayak sağlığı hizmetlerini önce İstanbul geneline daha sonra tüm Türkiye'ye yaygınlaştırmak olduğunu ifade ederek şunları ekledi: “Chiropodist Türkiye” markasıyla, Almanya'nın köklü ayak sağlığı hizmet merkezleri markasının Türkiye temsilcisi olan kuruluşumuz, bu konuda Türkiye'de bir ilk olma özelliği taşıyor. Ayak sağlığını akademik anlamda eğitimli uzmanlara emanet etmek isteyen misafirlerimizi Atrium Podiclinic’e bekliyoruz. Açılışımıza özel olarak Ocak ayı sonuna kadar ücretsiz muayene hizmetimize devam edeceğiz.”

Tırnakta Mantarlarına Medikal Çözümler Genellikle tırnağın sararması ve kalınlaşmasıyla birlikte tırnak mantarları, ayak altında ve parmak aralarında deri soyulması ve kokuyla birlikte de deri mantarları teşhis edilebilir. Çoğu zaman bulaşarak yayılan mantarlar, kişinin bünyesinden kaynaklı veya ilaçlara bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Tek Seanslık Medikal Ayak Bakımı uygulaması ile tırnakların ve ayak derisinin mantarlardan arındırılıp dezenfekte edilmesi mümkün. Sonrasında Podolog gözetiminde kontrol seansları ile de takip edilerek mantar sorunu tamamen çözüme kavuşturulur. Tüm Medikal Ayak Sağlığı uygulamalarında dikkat edilmesi gereken en önemli konular hijyen ve uzmanın yeterliliğidir. Öncelikle uygulama yapılacak alan temiz ve düzenli, kullanılan aletler sterilize edilmiş ya da tek kullanımlık olmalıdır. İşlemi yapacak olan uzmanın eğitimi ve tecrübesi de sağlık açısından önem taşımaktadır. Podoloji Türkiye'de yeni yaygınlaşan bir alan olduğu için, eğitimli ve tecrübeli uzman sayısı oldukça az. Podiclinic, Türkiye’deki üniversitelerin Podoloji bölümlerinden mezun Podologlar ve Almanya’nın köklü okullarından sertifikalı Medikal Ayak Bakım uzmanları ile birlikte maksimum kalitede ayak bakım hizmetleri sunmaya devam ediyor.

Podiclinic Ayak Sağlığı Merkezi'nde verilen medikal hizmetlerden bazıları şu şekilde:

Tırnak Batması için Tel ve Bant Sistemi

PODİCLİNİC uzmanları, Batık Tırnak tedavisi konusunda Avrupa'nın en çok tercih edilen yön-

Nasırlar Artık Çaresiz Değil Nasırlar, yanlış ayakkabı kullanımı ve basış bozukluklarından kaynaklı olarak ayağın belli bir bölgesinin sürekli darbe alması, basınç altında kalması ve sürtünme sonucu oluşur. Genellikle ayağın alt kısmında ve parmak eklemlerinin üstünde sertlikler görüldüğünden en çok bilinen nasır tipi ayak nasırlarıdır. Podoloji (Ayak Sağlığı) uygulamaları çerçevesinde nasırlardan tek seansta kurtulmak mümkün. Seans sonrası Podolog tarafından hazırlanan kişiye özel ortezin düzenli kullanımı ve günlük yaşamda ayak bakımına dair tavsiyelerin de dikkate alınmasıyla, nasır vakalarının tekrarlama ihtimali sıfıra indirilebiliyor.

Avrupa'da 1950'li yıllardan bu yana uygulanan ve tıp otoriteleri tarafından kabul gören Podoloji bilimini Türkiye'de uygulayan PODİCLİNİC; nasır, tırnak batması, deri / tırnak mantarı, topuk çatlağı, deforme ayak ve hallux valgus gibi sorunlara medikal çözümler sunuyor. Günümüzde kadın, erkek, genç, yaşlı herkesin sorun yaşadığı ve çoğu zaman nereye başvurulması gerektiği bilinmediği için tedavisiz kalan ayak sorunlarına medikal bakım ve destek uygulayan PODİCLİNİC, aynı zamanda diyabetiklere (şeker hastalarına) ve sporculara özel ayak bakımı hizmeti de sunuyor.

Genellikle ayaklarda ve birinci parmakta görülen tırnak batması nadir olarak tüm ayak tırnaklarında veya el tırnaklarında da görülebilir. Batan tırnağın etrafında şiddetli ağrı, şişme ve kızarıklık görülür ve bazen yaranın iltihaplanması da söz konusu olabilir. Tırnak batmasının başlıca sebepleri arasında; hatalı ve derinden kesilen ayak tırnakları, dar veya sivri burunlu ayakkabılar, devamlı darbelere maruz kalan tırnaklar (sporcular, hostesler ve bütün gün ayakta çalışan kişiler), hamilelik ve doğum sonrası dönemleri,obezite (şişmanlık) sayılabilir.

tekrarlaması önleniyor. Ayrıca hastanın bu sorunu tekrar yaşamaması için, ayakkabı seçimi, tırnak kesimi ve tırnak bakımı gibi konularda bilgilendirme de yapılıyor.

Ayrıntılı bilgi & Randevu için: temleri olan 3TO ve Omega tel sistemleri ile BS Spange bant sistemlerini kullanıyor. Tırnak çekimi ve lazerle yakma gibi yöntemlere gerek kalmaksızın uygulanan tel sistemleri ile tırnak yatağı ve deformeleri de tedavi edilip batığın

0212 560 02 60 - 0532 260 91 32 numaralarından Atrium Podiclinic'e ulaşabilirsiniz.

www.podiclinic.com

TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİ PARASAL SINIR DÜZENLEMESİ VE İLAMSIZ İCRA TAKİPLERİ! Resmi Gazete’de yayımlanarak, yayımı tarihinde yürürlüğe giren 7063 sayılı Yasa’nın 11. Maddesi ile “7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68’inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Değeri" ibaresi "Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla; değeri" şeklinde, "iki bin" ibareleri "dört bin" ve "üç bin" ibareleri "altı bin" şeklinde değiştirilmiştir.” Bu düzenleme ile, ayıplı mal ve hizmetlere ilişkin uyuşmazlıklarda, ilçe tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurulardaki KDV dahil 2.400.-TL olan parasal sınır 4.000.-TL’ye, il tüketici hakem heyet-

lerine yapılan başvurulardaki KDV dahil 3.610.-TL olan parasal sınır ise 6.000.-TL’ye yükseltilmiştir. Düzenleme sonucunda, mal veya hizmet bedeli KDV dahil 6.000.-TL’ye kadar olan uyuşmazlıklar, tüketici mahkemesine gidilmeksizin, il ya da ilçe tüketici hakem heyetlerinde çözümlenebilecektir. Ancak, "Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla; değeri" şeklindeki düzenleme ile, özellikle ilamsız icra takiplerine yapılan itirazlarda, hakem heyeti kararı olmaksızın, icra takipleri devam edecektir. Bu durum; telefon, elektrik, internet vb hizmetlerde, yüksek gelen faturalara yapılan itirazlar henüz

sonuçlanmadan ya da itilaflı borçların varlığı devam ederken başlatılan ilamsız icra takiplerinin önünü açmıştır. Daha önceki uygulamada, tüketiciler tarafından ilamsız icra takiplerine karşı 7 gün içerisinde yapılan itirazlarda, 3.610.-TL’ye kadar olan uyuşmazlıklarda, hakem heyeti kararına gerek duyuluyordu. Yeni düzenleme ile bu durum ortadan kaldırılmıştır. Bu düzenleme ile tüketiciler, ilamsız icra takiplerine karşı güçsüz bırakılmıştır. Yararlı olması dileğiyle. 20.12.2017 Levent KÜÇÜK Genel Başkan TÜDER-Tüketiciler Derneği


TEKNOLOJÝ DÜNYA SI

SYTNFN]Q\KVQSWE]8SSLY[=VX]PSX]D\W[U[RY[WZX[]M\UVYVWP\]JZWU[R MZW] PSXW\UZ] OSMZY] GZD\KY\WV] ZHZX] U[XTZ] TSX\XVOVXV] IW[RO[U ZPRZQSWE] 0N] \X] 4Z [Y] +=T[] MNYNX\X] C[] 8SSLY[] R\W\?VXT\X L[YZJRZWZY[X] ZPN\Y]1SW[]L@WP[Y]HZBZ]P\Q[PZXT[]GZD\K][JPZK]MZW ?SRSFW\?HVYVU]R[GWIM[PZ]PNXNQSWE]8@WIXIJ[]M\UVYVWP\]8SSLY[ T\D\] ?\KY\] TSX\XVO] [Y[O[XRY[WZXZ] [YZX[] \Y\W\U] T\D\] [JPZK C[]Q[XZYZUHZ]R[Y[?SXY\W]L[YZJRZWO[QZ]D[T[?YZQSWE]9WNXS=XNX]T\ \WU\BY\XVX\] M\UVYVWP\A] 4Z [Y] R[Y[?SXY\W] MNXT\X] PSXW\] T\D\ ZQZ]HZBYZ]PZPR[OY[W[]P\DZB]SY\MZYZWE

('( &*("%)&!&! "(&#$*"(&#$&$* &)%) )"

GÖKHAN ATAMER gokhanatamer@atakoygazete.com.tr

" ( *" %('$* ) "(% ')% ! !&* ( $&#( 9ZRGSZX] USXNPN] PSX] K\O\XY\WT\] HSU] BSBIY[WE] 9ZWT[X] \JVWV T[F[W]U\K\XO\Y\WA]\WTVXT\X]P[WR]H\UVYVJY\WA]D\UUVXT\]M\YSX SYTNFNX\]T\ZW]MZWHSU]P@QY[XRZA]UZOZY[WZ]ZHZX]OZYQSX[W]SYO\XVX USY\Q]U\BVPV ]8@WIXIJ[]M\UVYVWP\]/NK[Q]/SW[]T[]MN]\JVWV T[F[WY[X[X]P\X\Y]B\W\]MZWZOZXT[X]U\W]P\FY\O\Q\]H\YVJVQSWE ;[GNW[.SWUP=R[UZ] D\M[W[] L@W[A] /NK[Q] /SW[] DIUNO[RZX[ M\FYV]MZW]R\UVO]SY\X] \K\WNP]8WSNBA]MZRGSZX]H\YO\U]ZHZX]UWZB< RS]B\W\]MZWZOZ]H\YVJ\XY\WVX\]U\WJV]MZW]PB[\WBDZPDZXL]P\YTVWVPV M\JY\ROVJE] ;\YTVWVA] H\YVJ\XY\W\] O\PNO] L@WIX[X] MZW] -SWT TSPQ\PV]L@XT[WZQSW]C[]MN]TSPQ\QV]L@WO[U]ZHZX]TIK[XY[O[QZ [RUZXY[JRZWO[U] L[W[UZQSWE] 6F[W] MN] RNK\F\] TIJ[WY[WP[A TIK[XY[O[] [RUZXY[JRZWZYTZFZXT[] 41=QZ] [Y[] L[HZW[X] MZW] RWS>\X QIUY[XZQSWE] ([XZ] P\YTVWVY\W] U\PVO] \QVXT\] M\JY\TV] \O\ ;[GNW[.SWUP] \X\YZPRY[WZ] +2, =T\] T\] M[XK[W] \URZCZR[Y[WZ L@WOIJY[WTZE] "WL\XZK\PQSXA] PSX] P\YTVWVY\WVX] L[HOZJR[X L[Y[X]P\YTVWVY\WVX]T[C\OV]SYTNFNXNA]MNXNX]T\D\]ZYU]D\M[W< Y[W] SYTNFNXN] P@QYIQSWE] ;\YTVWVY\WVX] H\BV] D\UUVXT\] ZY[WZT[ T\D\]?\KY\]J[Q]TNQ\G\FVK]UNCC[RY[]ONDR[O[YE

! % )&* % (*(& (''$'(%(* $ * )%#! *ZGWSPS?R=NX];[[ZXL]: ]NQLNY\O\PV]P\Q[PZXT[]Q\B\Q]K[U\ TIXQ\QV] [Y[] L[HZWO[UR[XP[A] ZXP\XYVF\] Q\WTVO] [T[MZY[G[U D\WZU\]MZW]\W\H]SYTNFNXN]U\XVRY\TVE]9N]NQLNY\O\]P\Q[PZXT[ U\O[W\XVX] L@WIXRIY[TZFZ] ZH[WZUA] Q\B\Q] K[U\] R\W\?VXT\X \YLVY\XVQSW] C[] UNYY\XVGVQ\] P[PYZ] SY\W\U] R\WZ?] [TZYZQSWE] 9N P\Q[T[]L@WO[][XL[YYZ]UNYY\XVGVY\W]R[Y[?SXY\WVXV]\UVYYV]\PZPR\X SY\W\U] UNYY\X\MZYZQSWE] 3\D\] @XG[] P\T[G[] :O[WZU\=T\] C[ :BB];RSW[=T\]MNYNX\X]NQLNY\O\XVX]JN]\X] ]?\WUYV]IYU[Q[ T\D\] \HVYTVFV] TNQNWNYTNE] #Y[WY[Q[X] \QY\WT\] NQLNY\O\XVX :XTWSZT] PIWIOIXIX] T[] L[Y[G[FZ] L\W\XRZ] [TZYTZE] ;\T[G[ ?\WUYV]IYU[Y[W[]Q\QVYO\UY\]U\YO\Q\X]NQLNY\O\A]MZW]HSU]Q[XZ @K[YYZU]T[]U\K\XTVE]#YU]UNYY\XVO\]\HVYTVFVXT\]ZXP\X]QIKY[WZXZA Z?\T[Y[WZA] GZXPZQ[RZ] C[] Q\JV] R\XVQ\MZY[X] NQLNY\O\A] JZOTZ] [Y Q\KVPV]SUNQ\MZYZQSWA]/\X\T\]3SY\WVA]#XLZYZK]4SNXT=N]C[]6NWS P\Q\MZYZQSWA] UVQ\?[RY[WZX] W[XUY[WZXZ] \YLVY\Q\MZYZQSWE] *NPZG\Y YZLDR] T[R[GRSW] \TYV] Q[XZ] @K[YYZU] P\Q[PZXT[] D\C\] TNWNONA VJVFVX]UNCC[R]C[]W[XLZX[]L@W[]OIKZU]SQX\R\W\U]MZW]\ROSP?[W SYNJRNWNQSWE]5QLNY\O\]\QWVG\]X[]K\O\X]VJVUY\WVX]\HVYO\PV L[W[URZFZXZ]\XYVQSW]C[]UNYY\XVGVY\WV]MZW]HSU]T[WRR[X]UNWR\WVQSWE 5QLNY\O\XVX]P\DZB]SYTNFN]P[PA]USXNJO\]DVKV]C[]TZF[W]MZW HSU] H\YVJO\] J[UYZ] UZJZP[YY[JRZWZY[MZYZQSWE] 5QLNY\O\XVX BZQ\P\Q\] PIWIYO[PZXT[X] M[WZ] Q\UY\JVU] MZW] QVY] L[HO[PZX[ W\FO[X] Q\BVY\X] ZY[WY[O[] L[WH[UR[X] ZX\XVYO\KE] (\B\Q K[U\XVX] [XL[YY[WZ] U\YTVWTVFV] C[] D\Q\RV] USY\QY\JRVWTVFV] MZW TIXQ\] L[WH[U] SYNWU[XA] SXNXY\] ZYLZYZ] USWUNYN] WIQ\Y\W] C[] @X L@WIY[W]L[WH[U]SYO\UR\X]LZRLZT[]NK\UY\JVQSWE

'( *) '( #)&* ) * (&#$ '(%* )'#! 8SSLY[=VX]U[XTZ]PZYZUSX]LZWZJZOZXZ]GZTTZQ[]\YTVFVXVX]MIQIU]MZW U\XVRV] SWR\Q\] HVURVE] )D[] X?SWO\RZSX=NX] Q\QVXY\TVFV] W\BSW\ L@W[] 8SSLY[A] :BBY[=T\] H\YVJ\X] @X[OYZ] OID[XTZPY[WT[X M\KVY\WVXV]U[XTZ]MIXQ[PZ]\YRVX\]\YTVE]9NXY\WVX]\W\PVXT\]\WRVU [PUZ] :BBY[] OID[XTZPZ] SY\X] SDX] 9WNXS] MNYNXNQSWE] 9WNXS T\D\]@XG[]LW\?ZU]U\WRV]L[YZJRZWZGZPZ]:) =T[]H\YVJOVJA]\WTVXT\X :*3=T[] M\J] OID[XTZP] SY\W\U] :BBY[=VX] H[UZJO[YZ] PZYZUSX \X\YZKZ] [UZMZXT[] H\YVJRVE] "XNX] YZT[WYZFZXT[] Z4DSX[] C[] Z4\T W\UZB]GZD\KY\W\]L@W[]HSU]T\D\]ZQZ]ZJY[OGZ]LIGI]B[W?SWO\XPV L@PR[WTZE] 9WNXS=XNX] 8SSLY[=T\UZ] WSYI] JZOTZYZU] R\O] SY\W\U M[YYZ] T[FZYA] \XG\U] ZXU[T X] P\Q?\PVXT\] 7PZPR[O] OZO\WV7

ATAKÖY AYLIK BÖLGE GAZETESÝ Aylýk Süreli Yayýn

YIL: 25 Sayý: 276 OCAK 2018

info@atakoygazete.com.tr Köþe yazýlarýndaki sorumluluk, yazarlarýna aittir. Gazetemizde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahibine aittir.

6F[W]T\D\]@XG[]H\RY\U][UW\XYV]MZW]R[Y[?SX]UNYY\XO\U]KSWNX< T\] U\YTVQP\XVKA] MN] D\M[W] ZHZXZK[] P[WZX] PNY\W] P[WB[G[UE )SUQS] XZC[WPZR[PZ=XT[X] 4WS?E] )\KNUS] :ZT\=XVX] YZT[WYZFZXZ Q\BRVFV] [UZMZX] \W\JRVWO\] PSXNHY\WVA] ;GZ[XG[] MZYZO] T[WLZPZ R\W\?VXT\X]Q\QVXY\XTVE]\JYVFV]7*[U\XZU]SY\W\U]P\FY\OA]@K[Y USC\Y[XR] SYO\Q\X] H\BW\K] M\FY\O\] ZY[] DVKYVG\] SX\WVY\MZYZW BSYZO[WY[W7]SY\X]O\U\Y[A]G\O]LZMZ]P[WR]\XG\U]U[XTZXZ]SX\W\< MZY[X] 7BSYQ[RD[W<RDZSNW[\P7] \TYV] MZW] O\R[WQ\YT[X] M\DP[TZQ< SWE]*\U\Y[Q[]L@W[]MN]O\YK[O[XZX]H\RY\UY\WV]SX\WO\PV]ZHZX R[U] L[W[U[X] J[Q] [YZXZKY[] M\PRVWO\XVKE] 0N] \X] UNYY\XVOT\ SY\X]G\O]C[]BY\PRZU]\Y\JVOY\WVX]SX\WVY\MZYO[PZ]ZHZX]HSU]QIU< P[U] VPVY\W\] QIUP[YRZYO[PZ] L[W[UZQSWE] 7(IUP[U] O[U\XZU T\Q\XVUYVYVU] C[] ZQZY[JO[] @K[YYZFZ] L[X[YYZUY[] MZW] MZWZQY[] MZW \W\T\] SY\O\Q\X] ZUZ] @X[OYZ] @K[YYZUE] SFN] TNWNOT\] H\RY\U R[Y[?SX] G\OVXVX] SX\WVY\MZYO[PZ] ZHZX] ,+2] T[W[G[Q[] U\T\W QIUP[YRZYO[PZ] L[W[UZQSWE7] )D[] 8N\WTZ\X=\] L@W[] MN] Q[XZ BSYZO[W] H[JZTZ] O[KNX] @FW[XGZ] (N] (\X\LZP\.\] R\W\?VXT\X U\K\W\]U[J?[TZYTZE]8[XH]MZYZOZ]ZXP\XV]MNYTNFN]MN]O\R[WQ\YZX MZW] Q\BVJRVWVGV] SY\MZY[G[FZXZ] TIJIXOIJRIA] \XG\U] L[WH[UR[ U[J?[RRZFZ] MZW\K] M\PVXH] C[] +,] T[W[G[] VPV] ZY[] U[XTZXZ] SX\W\< MZY[X]MZW]BSYZO[WTZE

( ) ! *") ' * )% * (% ("* '# /\MYSPNK]J\W>]R[UXSYS>ZPZ]D\Q\RVOVKT\]T\D\]L@WIXIW]MZW]Q[W \YO\Q\] M\JY\TVE] 0N] \XT\] MZW] J\W>] ZPR\PQSX] IXZR[PZX[ L[W[UPZXZO] TNQ\X] MN] R[UXSYS>ZA] D[XIK] R\O] \XY\OVQY\ U\MYSPNK ]T[FZYE]0\W>]ZJY[OZ]ZHZX]MZW]U\MYSQ\]M\FYV]J\W>]MZWZO< ZX[]L[W[U]C\WE] 6X[WLSNP] ZPZOYZ] MZW] JZWU[RZX] L[YZJRZWTZFZ] -\RR5B] \TV] C[WZY[X U\MYSPNK] J\W>] R[UXSYS>ZPZ] $11] R\W\?VXT\X] SX\QY\XTVE] [P< O[X] SX\QY\X\X] MN] R[UXSYS>Z] ZY[] L[WH[U] \XY\OT\] U\MYSPNK J\W>] @K[YYZFZ] T[] TIXQ\T\] ZYU] U[K] [?[URZ?] SY\W\U] UNYY\XVY\MZYZW D\Y[] L[RZWZYTZE] "G\U] \QVXT\] \P] [L\P!R\] 16;] +2, !T[ R\XVRVOV] Q\BVY\G\U] SY\X] MN] R[UXSYS>ZA] R[O\PYV] C[] R[O\PPVK SY\W\U]U\MYSPNK]J\W>]T[PR[FZ]PNX\G\UE]1ZD\KVX]Q[WY[JRZWZYTZFZ ST\T\] Q[W] \Y\X] \UVYYV] R[Y[?SXA] \UVYYV] P\\RA] R\MY[RA] U\MYSPNK UNY\UYVU]C[]TZF[W]GZD\KY\W]J\W>][T[MZY[G[U]SY\X]MN]R[UXSYS>ZA \QXV]\XT\]HSUYN]C[]?\WUYV]O\WU\ OST[Y]GZD\KY\W\]T\]T[PR[U PNX\MZY[G[UE](\UY\JVU],]O[RW[]LIH]\UR\WVO]O[P\?[PZ]ZY[] $ T\YL\Y\WV]IK[WZXT[X][X[W>Z]L@XT[WZOZ]P\FY\Q\G\U]SY\X]-\R< R5BA] ?\WUYV] OST[Y] C[] UNYY\XVO] P[X\WQSY\WVX\] NQLNX] SY\W\U R\P\WY\X\G\UE];\YSXT\]) ]IXZR[PZX[A]MZW]MZYLZP\Q\WT\]5;9 BSWRN] IK[WZXT[XA] \W\H] ZHZXT[] C[] TZF[W] ?\WUYV] UNYY\XVO P[X\WQSY\WVXT\] UNYY\XVY\MZY[G[U] SY\X] MN] R[UXSYS>ZA] R\O \XY\OVQY\] U\MYSY\WVQY\] HVU\WR\G\UE] 5K\UR\X] U\MYSPNK] J\W> R[UXSYS>ZPZXZX]ZYU]IWIXY[WZXZX]ZP[]+2, ]QVYVXVX]ZYU]H[QW[U]T@X[< OZXT[X]PSXW\]B\K\WT\UZ]Q[WZXZ]\YO\PV]M[UY[XZQSWE]5K\UR\X U\MYSPNK] J\W>] R[UXSYS>ZPZ] SY\W\U] ZPZOY[XTZWZY[X] -\RR5B] ZY[ O\WU\A] OST[YA] GZD\K] RZBZA] BZY] U\B\PZR[PZ] C[] ZJY[RZO] PZPR[OZ LZMZ]T[R\QY\WVX]R\O\OV]SWR\T\X]U\YU\G\U]LZMZ]L@WIXIQSWE

*") !* )''$* ) )% )* )%! !&) #) $'* '# 9*-] 7PSYZT<PR\R[7] M\R\WQ\] W[U\M[RZX[] U\RVYVQSW] C[] MNXNX ZHZX]M\R\WQ\]L[YZJRZWZGZPZ];SYZT]4S.[W]ZY[]MZW]SWR\UYVU]UNWONJ TNWNOT\E]$ZWO\A]5XZC[WPZRQ]S?]1SYSW\TS]9SNYT[W]MIXQ[PZX< T[X] \QWVYOVJRV] C[] +2,+] QVYVXT\X] M[WZ] R[UW\W] J\W>] [TZY[MZY[X PSYZT<PR\R[] M\R\WQ\Y\W] L[YZJRZWZQSWTNE] 9*-A] ;SYZT] 4S.[W SWR\UYVFV] ZY[] MN] M\R\WQ\] R[UXSYS>ZPZXZ] L[Y[G[UR[UZ] [Y[URWZUYZ \W\HY\WVX\] R\JVO\QV] BY\XYVQSWE] ;SYZT] 4S.[W] UNWNGNPN] C[ 16"=PN] 3SNL] 1\OBM[YY=ZX] MZW] \HVUY\O\T\] P@QY[TZFZ] JN GIOY[Y[W] USXNQ\] VJVU] RNRNQSW ] 7?ZWO\A] UNWNYNJNXT\X] M[WZ ;SYZT] 4S.[W] [UZMZA] LIC[XYZUA] B[W?SWO\XP] C[] O\PW\?\] @K[Y ZYLZ]L@PR[W[W[U]W[U\M[RHZ]MZW]PSYZT<PR\R[]M\R\WQ\]L[YZJRZWO[Q[ C[] @YH[UY[XTZWO[Q[] H\YVJVQSW7] C[] 79*-] ZY[] M[W\M[W H\YVJVYO\PVA] PSYZT<PR\R[] M\R\WQ\] Q[XZYZUY[WZXZX] [Y[URWZUYZ \W\HY\WV] ZQZY[JRZWO[Q[] T[C\O] [T[G[FZXZX] T\D\] ?\KY\ U\XVRVE7;SYZT<PR\R[] M\R\WQ\Y\W] YZRQNO<ZQSX] M\R\WQ\Y\W\] L@W[ M\KV] \C\XR\>Y\W] P\FYVQSW] C[] MN] \C\XR\>Y\WVX] \W\PVXT\] T\D\

QIUP[U] [X[W>Z] QSFNXYNFNA] [Y[URWZUYZ] \W\HY\WVX] PIWIJ] O[XKZY< Y[WZXZX] \WRO\PV] C\WE] 9NXNX] Q\XV] PVW\] T\D\] TIJIU] Q\XO\ C[Q\] B\RY\O\] ZDRZO\YZ] ZY[] DVKYV] J\W>] SY\MZYO[] T[] TZF[W \C\XR\>Y\WVX] \W\PVXT\] P\QVY\MZYZWE] ;SYZT<PR\R[] M\R\WQ\Y\WVX P\FY\TVFV] \C\XR\>Y\WA] $ZPU[WA] )SQSR\] C[] 8SSLY[] T\] T\DZY SYO\U]IK[W[]B[U]HSU]?ZWO\XVX]MN]R[UXSYS>ZQZ]L[YZJRZWO[Q[]C[ IWIXY[WZX[] Q[WY[JRZWO[Q[] H\YVJO\Y\WVXVX] M\JYVG\] X[T[XZE 6Y[URWZUYZ]\W\HY\WVX]PIWIJ]O[XKZYY[WZXZ]PVXVWY\Q\X]M\R\WQ\Y\WA MN]\W\HY\WVX]\X\]\UVO\]U\RVYO\Y\WVXV][XL[YYZQSWE]9N]QIKT[X T[] \W\HY\WVX] UY\PZU] ZHR[X] Q\XO\YV] OSRSWYN] \W\HY\W] ZY[] \QXV W\D\RYVF\]P\DZB]SYO\Y\WVXV]P\FY\Q\G\U]PIWIJ]O[XKZYZ]\WRRVWVGV R[UXSYS>ZY[WA] MN] \W\HY\WVX] UNYY\XVOVXV] \WRRVWO\U] C[ P\FY\TVUY\WV] H[CW[P[Y] \C\XR\>Y\WT\X] ?\QT\Y\XO\U] ZHZX KSWNXYNYNUEEE

") )"*('(" $%$"'(* ! !&* %( $ $ 3ZGY[] 6Y[URWZU] 3\FVRVO] :XSXZO] 0ZWU[RZ!X[] '363:0&] U\H\U [Y[URWZU] UNYY\X\W\U] 9ZRGSZX] IW[RZYTZFZ] ZDM\WY\WVXVX] IK[WZX[ [UZBY[W]D\W[U[R[]L[HRZE]#DM\W]Q\BVY\X]Q[WY[WZX]X[W[T[QP[]MZW ?\MWZU\] U\T\W] [Y[URWZU] D\WG\Q\X] [C] C[] ZJ] Q[WY[WZ] SYO\PV U\H\U] [Y[URWZUY[] 9ZRGSZX] IW[RZOZXZX] D\XLZ] XSUR\Q\] L[YTZFZXZ L@KY[W]@XIX[]P[WTZE]8IX[QTSFN!T\] ]ZYT[],A ]OZYQSX]\MSX< [Q[] DZKO[R] C[W[X] 3ZGY[] 6Y[URWZU] 3\FVRVO] :0] MN] USXNT\ \YTVUY\WV]@XY[OZ]T\D\]T\]MIQIR[G[U]MZW]@K[Y][UZB]SYNJRNWTNE 22] MZX] \MSX[Q[] NK\UR\X] P\Q\H] SUNO\] PZPR[OZ UNWTNUY\WVXV]M[YZWR[X]363:0A]@XIOIKT[UZ]QVY],22]MZX]XSU< R\Q\] T\D\] Q[WY[JRZW[G[UY[WZXZ] P@QY[TZE] 9NXNX] TVJVXT\] 22 OSMZY] [UZBY[] P\D\T\] PIW[UYZ] T[X[RZOY[WT[] MNYNXTNUY\WVXV Z?\T[] [T[X] Q[RUZYZY[W] 5K\UR\X] P\Q\H] SUNO\] PZPR[OY[WZ] ZY[ [Y[URWZU] RIU[RZOZXT[] Q\J\X\X] \XZ] QIUP[YZJY[WZ] L@W[MZYZQSWNK C[][UZBY[WZOZKZ]D[O[X]SW\Q\]Q@XY[XTZWZQSWNKE]:XG\U][CY[WZX Q\]T\]ZJ]Q[WZX[]LZWZB]T[X[RZO]Q\BO\]Q[RUZOZK]QSUE]"XNX]ZHZX 9ZRGSZX]IW[RZOZ]Q\BVYVB]Q\BVYO\TVFVXV]\XY\O\OVK]KSWE]/\H\U QSYY\WY\]9ZRGSZX]IW[RZYO[PZX[]ZKZX]C[WO[QZK ]T[TZE

) '(* ) )* (&$* $%* (''$"*#) ) 0N]\XT\UZ]D\YZ]ZY[]:BBY[]-\RGD] ]U\YB]WZROZXZKZ]R\UZB][RO[U ZHZX]SYTNUH\]Q\W\WYV]MZW]\W\H]SY\MZYZWE]:XG\U]L@WIX[X[]L@W[A MN] GZD\K] UVP\] MZW] PIW[] PSXW\] HSU] T\D\] @X[OYZ] MZW] D\Y[ T@XIJ[MZYZWE] ;@QY[XRZY[W[] L@W[] :BBY[A] U\YB] \XSWO\YYZUY[WZXZ ?\WU] [RO[U] ZHZX] 6/8] R[UXSYS>ZPZX[] P\DZB] Q[XZ] MZW] -\RGD IK[WZXT[] H\YVJVQSWE] :BBY[=VX] L[HRZFZOZK] QVYY\W] ZH[WZPZXT[ P\FYVU] \Y\XVX\] Q@X[YRRZFZ] LZT[W[U] MIQIQ[X] ST\FV TIJIXIYIWP[A] MN] U\W\WVX] J\JVWRVGV] SYO\TVFV] P@QY[X[MZYZWE :QXV] K\O\XT\] 618] C[Q\] [Y[URWSU\WTZQSLW\O] SY\W\U] T\ MZYZX[X] 6/8=Y[WA] U\YMZX] T[P[XY[WZXZ] ZXG[Y[Q[X] HSU] T\D\ T[WZX] MZW] Q@XR[OE] ;R\XT\WR] MZW] U\YB] \YLVY\QVGVPVXT\X] HSU T\D\] L[YZJOZJ] C[] HSU] T\D\] UNYY\XVJYV] SY\X] MN] R[UXSYS>ZA P\T[G[]U\YMZX]WZROZXZ]R\UZB][RO[UY[]U\YOVQSWA]\QXV]K\O\XT\ DZPP[TZY[O[K] [Y[URWZU] \UVOY\WV] L@XT[W[W[U] U\YMZX] R[BUZPZXZ T[]@YHIQSWE

(# )%#* & #(& #(& ) (&* ') ) ! #KY[XTZFZXZKZ]C[]R\UZB][TZYTZFZXZKZ]TIJIXIQSWP\XVK]Q\]T\]PZK QSUU[X] GZD\KY\WVXVK\] [WZJZYOZJ] SY\MZY[G[FZXT[X] JIBD[XZK C\WP\A] ;:] PVKTVWVGVPV] 6T.\WT] ;XS.T[X=ZX] Q\BVOVXT\ MNYNXTNFN] :XTWSZT] NQLNY\O\PV] ZY[] LIC[XYZFZXZKZ \WRRVW\MZYZWPZXZKE] \C[X] \TYV] NQLNY\O\A] )D[] 8N\WTZ\X] 4WS< >[GR] C[] ;XS.T[X=[] \ZR] $W[[TSO] S?] RD[] 4W[PP] $SNXT\RZSX SWL\XZK\PQSXY\WVXVX] SWR\UYVFV] ZY[] L[YZJRZWZYTZE] 0N] \X] 8SSLY[ 4Y\Q] ;RSW[=T\X] [WZJ[MZY[G[FZXZK] Q\KVYVOA] R[Y[?SX] C[Q\ MZYLZP\Q\WVXVKV] LIC[XYZU] O[WU[KZX[] H[CZWO[XZKZ] P\FYVQSWE *\F\K\] P\Q?\PVXT\] Q\K\X] \HVUY\O\T\] NQLNY\O\] JN J[UZYT[]\XY\RVYOVJ ]7 \C[X=ZX]?SRSFW\?]C[]P[P]U\QT[T[MZYO[< PZ] ZHZX] MZW] D\W[U[R] C[Q\] P[P] ZY[] R[RZUY[XO[PZ] L[W[UZQSWE /\QT[TZY[X] RIO] C[WZY[W] R[Y[?SXT\] Q[W[Y] SY\W\U] P\UY\XVQSWE 1ZD\KVX]U\O[W\PVXV]LZKYZ]U\O[W\]SY\W\U]UNYY\X\MZYZWA]Q\]T\ OZUWS?SXNXN] LZKYZ] TZXY[O[] \W\GV] SY\W\U] UNYY\X\MZYZWPZXZKE 5QLNY\O\XVX] TNQNWNY\WVX\] \XG\U] PZK] ZPR[TZFZXZK] K\O\X [WZJ[MZYZWPZXZKE7]#CO[@YH[W]']R[Y[?SXNX]D\W[U[RZ]C[]RZRW[JZOZ]&A U\O[W\] '] R[Y[?SXNX] @X] C[Q\] \WU\] U\O[W\T\UZ] L@WIXIW H[CW[PZ]D\W[U[RZ]&A]OZUWS?SX]']H[CW[T[UZ]P[PY[WZ]&A]VJVU]'SWR\O VJVFV] P[XP@WIXT[X] L[Y[X] VJVFV] T[FZJRZWZW] &A] LIH] 'GZD\KVX] ?ZJZ H[UZYTZFZXZ] C[Q\] LIH] U\QMVXV] \YLVY\W&] \YLVY\QVGVY\WVX] RIOI PIW[UYZ]SY\W\U]UNYY\XVYVQSWA]\XG\U]UWZRZU][JZFZ]L[H[X]MZW][RUZX< YZU] L[WH[UY[JZWP[] U\QVR] M\JYVQSWE] 9N] NQLNY\O\] LZKYZ] MZW LIC[XYZU] U@B[FZ] LZMZ] L@W[C] Q\BVQSWE] "XNX] P\Q[PZXT[ [CZXZK[] Q\] T\] ST\XVK\] LZW[X] SYTN] ONA] [JQ\Y\WVXVK UNWG\Y\XTV] OV] @FW[X[MZYZWPZXZKE] (VYYVU] %E%%] 5;3!YZU] :ZY[ LIC[XYZU] BY\XVA] +%E%%] 5;3] MZW[QP[Y] UNYY\XVO] BY\XY\WV] LZMZ P[H[X[UY[W]O[CGNRE

Yurtgün İç ve Dış Ticaret A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi

Hukuk Danýþmaný: Av. Öner AYBEK

Özcan ATAMER

Ofset Baský : ÜNÝFORM

GENEL YÖNETMEN VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ

Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ

Özcan ATAMER Haber Koordinatörü

Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1 Ferhat Apt. Kat:1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul

Gökhan ATAMER

Tel: (0212) 543 86 64

Haber Merkezi

Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ. tarafýndan yayýnlanmaktadýr. Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak gösterilmeden kullanýlamaz.

Arzu GİRİT Yaprak AKBABA


21 5

TİYATROGEN , BAKIRKÖY HALKI İLE KUCAKLAŞMAK İSTİYOR 2000 yılında kurulan ve o zamandan bu yana gerek toplumsal gerekse sosyal sorumluluk anlamında oyunlar çıkaran TİYATROGEN, öğrencilerden ve çeşitli meslek gruplarından insanların oluşturduğu bir tiyatro grubu. Daha çok toplumsal sorunlara değinen ekip şimdilerde maddi sorunlarla boğuşuyor. Tiyatroya gönül vermiş ve bunu amatör olarak sürdüren TİYATROGEN Genel Sanat Yönetmeni Tanzer Dökmen ile mutfaktan başlayıp sahneye giden süreçle ilgili bir konuştuk. Sayın Tanzer Dökmen, tiyatroya nasıl başladınız, TİYATROGEN nasıl doğdu. Lise yıllarımdayken başladı tiyatro maceram. Daha sonra üniversitede devam etti. 2000 yılından bu yana da TİYATROGEN çatısı altında devam ediyor. Amatör bir tiyatro grubuyuz. Kalabalık bir grup olduğumuz için yıllar içerisinde değişiklik gösteriyor. Şu anda ‘Halet-i Ruhiye’ adlı bar komedisini sergiliyoruz. ‘Sahte Cennet’ adlı madde bağımlılığıyla alakalı bir sosyal sorumluk projemiz var. ‘Rahmetli de Sollardı’ adlı trafik oyunumuzla da trafik sorunlarına farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Ağlanacak halimize güldürüyoruz. TİYATROGEN ailesi olarak sahne alırken karşılaştığınız zorluklar nelerdir? Amatör olarak sürdürdüğümüz bu zorlu yolculukta teknikten kostüme ve salona, birçok maddi sıkıntı yaşıyoruz. Kalabalık bir ekibiz ve bu işi neredeyse gönüllü olarak yapıyoruz. Oyunumuzu

sahnelediğimizde yeterli sayıda izleyiciye ulaşamıyorsak salon paramızı da kendi cebimizden karşılıyoruz. Belediye tarafından haftada bir kere Altan Erbulak sahnesinde prova alıyoruz fakat yeterli gelmiyor. Altan Erbulak sahnesi bizim rahatlıkla prova yapabileceğimiz bir alan değil. Teknik bakımdan çok yetersiz ve yağmur yağdığı zamanlarda su akıyor. Sahne bakımsız ve âtıl kalmış durumda. Prova yapılabilecek düzeyde ama biz orada oyun oynamaya çalışıyoruz.

İnsanların tiyatroya olan ilgisini nasıl buluyorsunuz? Sanat veya tiyatro insanlar için bir lüks olmamalıdır. Anadolu’da doğup yaşayan bir insan oranın şartlarından ötürü bir takım kültürel faaliyetlerden faydalanıyor veya faydalanamıyor. Bu onların eksikliği değil. Onlara götürülmeyen hizmetin devlet tarafından sağlanamayışı. Sanat, en ücra yerlere kadar götürülmeli. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk; “Sanatsız kalan bir toplumun hayat

damarlarından biri kopmuştur.” demiş. Sanata ön ayak olması gerekenler devletin kurumlarıdır. Sanat faaliyetleri büyük şehirlerde seçkin ya da üst gelir sahibi insanların elinde olan bir olgu değildir. En alt kesime kadar bunun ulaşması gerekiyor. Bizler kendi çabamızla ücretsiz oyunlarla hiç tiyatroya gitmemiş insanları tiyatroyla buluşturduk. Ve bunlar fabrika işçileriydi.

Finansmanınızı nasıl sağlıyorsunuz? Açıkçası kendimizi finanse ederken zorlanıyoruz. Bize destek amaçlı davetiye alan olursa ancak sahne masrafımızı karşılayabiliyoruz. Broşür ve afiş bastırıyoruz. Bunları bile kurtaramıyoruz. Bu yüzden sponsora ihtiyacımız var. Sponsorumuz olduğunda oyunlarımızı her mekanda ve her zaman sergilemek isteriz. Dekor, kostüm, aksesuar, oyuncu ve medya ihtiyaçlarımızı amatör bir tiyatroda el birliğiyle toplamaya çalışıyoruz. Sahne kiraları bizim için çok büyük bir sıkıntı yaratıyor. Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu her fırsatta tiyatroya maddi ve manevi olarak çok önem verdiğini dile getiriyor. Bakırköy Belediyesi’nin tiyatroya bakışını nasıl buluyorsunuz? Belediyemizin amatör tiyatro topluluklarına destek olduğunu düşünmüyorum. Sorunlarımızı belediyeye aktarmak istiyoruz fakat ulaşmak çok zor. İsteklerimizi, dileklerimizi kendileriyle paylaşmak istiyoruz. Randevu istediğimiz halde randevu alamadık. Yol yapmak, ilçenin temizliğini yapmak ya da imarla ilgili bazı sorunları çözmek belediyecilik değildir. Kültür-sanatla ilgili de faaliyetler belediyenin kapsamına giriyor. Eğer Bakırköy’de ikamet edenler kültür-sanat adı altında da bir vergi ödüyorsa karşılığında hizmet almaları gerekir. Sanata sadece Bakırköy Belediyesi Devlet Tiyatrosu ile yoğunluk ve değer verip diğer grupları yok saymak doğru değil. “Nasıl bir oyun çıkarmışlar? Bunu Yunus Emre Kültür Merkezi’nde de oynayın.” demelerini dilerdim.

(Yaprak AKBABA)





25 5

M A H A L L E N İ Z D E NE D E Ğ İ Ş T İ ? Yeşilyurt deyince insanın aklına sessizlik ve huzur geliyor. Önceleri yazlık bir semt olan ve faytonların koşturduğu Yeşilyurt, şu anda inşaat sahasına çevrilmiş durumda. Yaşanan betonlaşmadan sonra da bölgenin çehresi hızla değişiyor. Daha çok yaşlı emekli kesimin yaşadığı Yeşilyurt, yoğun yapılaşmadan sonra bu yapısını koruyabilecek mi? “Mahallemizde Ne Değişti?” bölümünde bu ay, sessiz ve huzurlu yapısıyla Yeşilyurt’u ve sosyal, kültürel ve şehircilik anlamında dönüşümüne dair etkilerini Yeşilyurt’ta ikamet eden veya çalışan altı farklı kişiyle ele aldık.

çektiklerini ve şimdi ise İSPARK’ın devreye girmesi ve park ücreti almasıyla parklaşma daha disipline hale geldiğini aktardı. Demirhan; “Önceleri havaalanını kullanan insanlar arabalarını 15-20 günlüğüne burada bırakıyordu. Şimdi ise böyle bir sorunla karşılaşmıyoruz.” dedi. Sahildeki devasa inşaatlardan çok mustarip olduğunun altını çizen Demirhan, “Betonlaşma ruhsal bir çöküntü yaratıyor. Daha önce Bakırköy halkına “Denizi biz göreceğiz” sözü veriliyordu. Daha sonra, ‘Benim sözüm bitti, ben buna da müsaade ediyorum” deniliyor. “Denizin ortasına Türkiye’de Kentleşmeden ben bunu da yapayım’a Ziyade Bir Betonlaşma gelecek iş. Bu boyuta neden Var varıyor bu işler?” dedi. İnsanlarda parti fanatizmi olunca ses 13 yıldır Yeşilyurtlu olduğunu çıkartmadığını dile getiren Demirhan; dile getiren Rıdvan Bayar, “Maçta kendi takımını izlemek gibi önceden trafik yoğunluğu olan ve olmamalı. Bu, herkesin bir arada yaşama kalabalık bir bölgede oturduğunu Rıdvan arzusudur. Çoğunluk neyi isterse onun ve yaşam standartlarına uygun yapılması gerekir. Ben bu tür bir demokrasi BAYAR gelmediğini aktardı. Bayar; “O yüzden olduğuna inanmıyorum. Kişilerin “Kim güçlüyse o Yeşilyurt’a taşınmaya karar verdim. Buranın yönetir” prensibi var. Başka bölgelere baktığımızda nezihliği ve sakinliğinden çok etkilendim. 2003 daha güzel bir çehre görüyoruz. Sentezi yılında daha sessiz ve güzeldi. Yazın kalabalık bozmadan güzel şeyler yapılabilir. Kentsel olması dışında başka bir şikayetim yok.” dedi. Yeşilyurt’ta alt yapı çok iyi olduğunu aktaran Bayar, dönüşümle gelen yenilemeler hariç Yeşilyurt insanın doğaya her zaman ihtiyacı olduğunun altını 30 yıldır aynı. Müteahhide verip kentsel dönüşüme sokulduğu zaman bahçe de çizdi. Yeşilyurt’ta bu ihtiyacı karşılayabildiğini dile helak ediliyor.” dedi. getiren Bayar; “Avrupa ülkelerinde ve dünyada kentleşme varken Türkiye’de kentleşmeden ziyade CHP’li Belediye Aldığı Emaneti bir betonlaşma var. Her yer bozulmuş Yerine Getirmiyor durumda. Kentleşme anlamında 33 yıldır Yeşilyurtlu olduğunu estetiğin de olması gerekiyor. Ticaret, belirten Selçuk Kanlıoğlu yapılaşma betonlaşma araya girdiği belediye hizmetlerinin hiçbir zaman iyi sonuçlar vermiyor. şekilde yürümediğini aktardı. Burada apartmanların kat sayısı Gece saatlerinde çöp arabasının da yüksek değil ve insanları çöp toplamaya geldiğini aktaran daha bilinçli. Trafik sıkıntısı yok, Kanlıoğlu; “Yeşilyurt halkı emekli ve ulaşım çok iyi. Esnaflık yaşlı kesimden oluşur. Gece ilişkilerinden çok memnunum. saatlerinde uyumuş olan insanlar Burada herkes birbirini tanır. araba sesi ile uyanıyor. Gece Buraya yerleşip buranın saatlerinde çöp toplanmaz.” dedi. sakinliğini tatmak benim için Çalışmanın olduğu inşaat halindeki dönüm noktası. Dışarıdan gelen yerlerin uzun süre inşaat halinde müşterilerim de Yeşilyurt’u Murat kaldığının altını çizen Kanlıoğlu; “Körlerin gördükleri zaman sakinliğinden çok DEMİRHAN kullandığı sarı şeritler uygun planlanmamış. etkileniyorlar. Ağaç veya bitki Çarşıda ağaçlandırma ve çiçeklendirme yetiştirme olanağımız var. Bu çok güzel, faaliyetleri yok. Yeşilyurt’taki çamlıkların değerli bir şey. Kuaförlük mesleği icra ediyoruz ve etrafındaki tel örgüler yıkılmış durumda. sürekli kimyasalı solumak durumunda kalıyoruz. Belediye tarafından Yeşilyurt’a hak edilen Bunun etkilerini azaltmak için de dışarı çıkıp hava önem verilmiyor. Yeşilyurt’ta hiçbir değişim almamız gerekiyor. Yeşilyurt bize bu imkanı gerçekleşmedi. Asfaltlı sokaklar belediye tanıyor. Şehirleşmenin daha yoğun yaşandığı tarafından Arnavut kaldırımına yerlerde huzur içinde uyuyamıyorsunuz. Burada dönüştürüldü. Daha sonra yol çöktü ve ben huzur içinde uyuyorum.” dedi. arabaların altı çok kötü duruma geldi. Bu İnsanlarda Parti Fanatizmi Olunca tür konularda belediyeyi aradığımız Ses Çıkartmıyor zaman bize geri dönüşler olmuyor, yapıcı bir şekilde yaklaşılmıyor. Kentsel dönüşüm adı altında 2013’ten Beklentilerim; temiz ve bakımlı bir beri yıkımların yoğun yaşandığını Yeşilyurt. Çok paralara gerek aktaran Murat Demirhan 30 yıldır olmadan yapılacak bir sürü iş Yeşilyurt’ta esnaflık yapıyor. Alt var. Bugüne kadar hep yapı sorunu olmayan bir Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy bölgeyken sorunların verdim. Fakat bugünden sonra yaşanmaya başladığını söyleyen vermeyeceğim. Aldıkları emaneti yerDemirhan; “Belediyecilik ine getirmiyorlar.” dedi. anlamında iyi şeyler olabilirdi. Çok önceden belediye esnafı zor Belediyenin Görmezliğinden durumda bırakacak taleplerde Ötürü Oyumuzu da bulunurdu. Şu an öyle bir durum Kaydıracağız söz konusu değil tabi. Yeşilyurt Selçuk Parkta ve sokaklarda köpek dışkısından zengin bir muhit. Bu zamana gelene kadar bir takım alt yapı sorunları KANLIOĞLU geçilmediğini dile getiren ve 47 yıldır Yeşilyurtlu olan Şevki Şahin; “Buna belediye çözülmüş. O yüzden şimdi köklü ve tarafından bir çözüm bulunmalı. Oyumuzu verdik, yaşamı olumsuz etkileyecek bir sorunla belediye başkanı seçtik fakat halimizi hatırımızı karşılaşmıyoruz. Alt yapısı iyi diye de birtakım sormak için uğramıyorlar. Yeşilyurt’ta oturduğu sorumluluklardan kaçmamak gerekiyor.” şeklinde halde Belediye Başkanımızı göremiyoruz. 47 yıldır konuştu. Otoparkların sorun yarattığını belirten Demirhan araba park edilecek yer bulmakta güçlük Yeşilyurtlu olmama rağmen değişim

gözlemlemedim. Şu anki belediye başkanımız döneminde ise en küçük bir değişim bile olmadı. Yeşilyurt’ta belediyenin görmezliğinden ötürü oyumuzu da kaydıracağız. Yazın sahilde ailemizle rahatça dolaşamıyoruz. Günü birlikçiler yüzünden çöp içinde kalıyor mahalle. Halkın hangi kesimine sorsanız burada hizmet yok cevabını alırsınız.” dedi.

Şevki ŞAHİN

Belediye Başkanıma Sesleniyorum: Elinize Kalem Kağıt Alın Ve Sokağa Çıkıp Halkın Sorunlarını Dinleyin

Sadık Aslan, Bakırköy’ün, kendi oylarıyla dört dönemdir CHP tarafından yönetildiğini, fakat belediyecilik hizmetlerinden hiç memnun olmadıklarını aktardı. 21 yıldır Yeşilyurtlu olduğunu dile getiren Aslan; “Arabalardan dolayı rahatça yürüyemiyoruz. Suriyeliler yüzünden sahilden istediğimiz gibi faydalanamıyoruz. Yeşilyurt’a yabancı hissediyorum kendimi. Suriyeliler dışında civar ilçelerden gelen günübirlikçiler yüzünden de sahilde rahatça hareket edemiyoruz.” şeklinde konuştu. Sahilde, girişin zabıta tarafından denetlenip ücret aldığı takdirde bu sorunlarla karşılaşılmayacağını ifade eden Aslan; “Yeşilköy’de ve Yeşilyurt’ta inşaatlar çok yoğun ve denetlenmiyor. Sonu ölümle biten kazalara neden olabilir. Ulaşımda çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Akşam dokuzdan sonra özel aracınız yoksa buradan bir yere gitmeniz Sadık çok zor. Sosyal demokratız fakat ASLAN ideoloji de bir yere kadar. Belediye olarak ortalama 40 gencin olduğu bir grup kurulsun ve Bakırköy halkının neye ihtiyacı olduğunu, ne gibi talepleri olduğu araştırılsın. Trenin altından karşıya yol açılması gerekiyor. Aksi takdirde çocuklarımız rampayı geçmek için çok yürüyor. Belediye Başkanına sesleniyorum: Elinize kalem kağıt alın ve sokağa çıkıp halkın sorunlarını dinleyin. Hangi inşaatın önünde demir, hafriyat varsa mühürleyin.” dedi.

Yeşilyurt İnşaat Sahasına Döndü 21 yıldır Yeşilyurt’ta esnaflık yapan Mehmet Pişirir, Yeşilyurt’ta binaların sürekli yenilendiğini ve Yeşilyurt’un inşaat sahasına döndüğünü aktardı. Sürecin yaklaşık 4-5 yıldır bu şekilde olduğunu belirten Pişirir; “Sadece bir sokakta ona yakın inşaat var. Yeşilyurt kapalı bir bölge olduğu için inşaat dışında çok fazla değişim göstermiyor. Mehmet Bakırköy veya Yeşilköy gibi dışa açık olmaması, gece hayatı veya PİŞİRİR alternatifin olmaması burayı kapalı yapıyor. Ulaşım Yeşilyurt’ta çok kötü durumda. 5-6 yıl evvel burada tren vardı ve ulaşımda aksaklık yaşamıyorduk. Merkezi yerlere seferleri vardı. Ulaşım o anlamda çok rahattı. Özel aracınız olmadığı zaman ulaşım söz konusu olmuyor. Her yere taksiyle gidip gelmek zorunda kalıyorsunuz. Trenle ilgili de dört yıl boyunca herhangi bir gelişme olmadı. Daha sonra bir anda çalışmalar başladı. Umarım bir an önce biter. Yeşilyurt, tren olmadan ölü bir bölge. Minibüs ulaşımıyla gidilecek yerlerin artırılması gerekiyor. Buradan komşu ilçelere gitmek için 2-3 araç değiştirmemiz ve yol haritalarını iyi bilmemiz Yaprak AKBABA lazım.” dedi.




BAKIRKÖY LİSELİLER YIL SONU YEMEĞİNDE BULUŞTU Bakırköy Lisesi Mezun ve Mensupları Derneği’nin geleneksel yıl sonu yemeği Yeşilyurt Deniz Kulübü balo salonunda emekli öğretmenler, görevdeki öğretmenler, üyeler, sivil toplum kuruluşları

başkan ve üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Etkinlik Başkan Nihat Yılmaz’ın açılış konuşması ile başladı. Derneğin faaliyetleri anlatıldı. Geçmiş dönem başkanlarına ilk defa plaket verildi. .

Ressam üyeler İlhan Gülhan, Halil Arın, Ayşe Orhun ve Pakize Eraslan’ın derneğe hediye ettikleri resimler açık artırma ile satılarak derneğe gelir temin edildi.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.