Yüksek Teknoloji Sayı 41

Tezgah Altı Priz Sistemi

Under-Line Priz Sistemi, şık tasarımı ve kolay montajı ile ortak alanlarında yaşanan şarj problemine son verecek. Under-Line, 2 priz ve hızlı şarj özellikli USB-A şarjı ile kullanımınıza sunulmaktadır. Kolay montaj mekanizması sayesinde ofisinizde nerede güç ve bağlantı soketi ihtiyacınız varsa Under-Line orada.

KOLAY MONTAJ FONKSİYONEL ve ŞIK TASARIM DAYANIKLI 2

Merak Edilenler

Teknoloji Dünyası

Sosyal Bilgiler

Tekno Mutlu

Tekno Spor

Tekno Sağlık

Tekno Psikoloji

Tekno Güncel

Tekno Sohbet

Teknoloji Rehberi

Tekno Ünlü

Tekno Dijital

Tekno Gündem

Tekno Oyun

Tekno Yeniler

Karşı Karşıya

Mercek Altında

Tekno Oto

Tekno Moto

İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Arda MERİÇ arda.meric@yuksekteknoloji.tv

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hande ARPALIGİL hande.arpaligil@yuksekteknoloji.tv

Editörler Av. Uğur ÇAKMAK ugur.cakmak@yuksekteknoloji.tv

Batuhan DÖNERTAŞ batuhan.donertas@yuksekteknoloji.tv

Birol BALİ balibey@yuksekteknoloji.tv

Caner URAL caner.ural@yuksekteknoloji.tv

Dr. Öğr. Üyesi Ali GÜRSOY ali.gursoy@yuksekteknoloji.tv

Erdem YANIK erdem.yanik@yuksekteknoloji.tv

Ergi ŞENER ergi.sener@yuksekteknoloji.tv

Emir KOSİF emir.kosif@yuksekteknoloji.tv Feyza Melis KÖSOĞLU melis.kosoglu@yuksekteknoloji.tv

Özer ASAN ozer.asan@yuksekteknoloji.tv

Yeni Yılın Sağlık, Huzur, Başarı ve Yeni Teknolojiler Sunması Dileğiyle

Zorlu geçen bir yıl daha sona eriyor. Bu yıl hepimiz için gerçekten de zorlu bir yıl oldu. Yıl sonu geldiğinde, yılın başında koyduğumuz hedeflerin ne kadarına ulaştığımızı gözlemlediğimiz, hedeflerimizi doğru mu yanlış mı belirlediğimizi değerlendirdiğimiz, bir sonraki yıl neler yapabileceğimizi düşündüğümüz günleri yaşıyoruz. Tabii, 2022 yılı herkes için planlananın dışında oluşan gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Geleceğin bize neler getireceğini bilmeden yaptığımız planlar, virüs salgını ile birlikte de tamamen değişmişti. Peki plansız olur mu? Aslında cevabı çok basit, tabii ki olmaz. Çünkü, plansız olmaya karar verirken dahi, plan yapmamız gerekiyor. 2020, 2021 ve 2022 yıllarında dünyanın yaşadığı süreci öngörebilmek zaten kahinlik olurdu. Çünkü genel manada yapılan planların hiçbiri bu denli geniş kapsamlı düşünülemezdi. Kaldı ki, tüm dünyanın ülke yönetimleri dahi bu kadar etkileyici bir salgına ve ekonomik sarsıntıya tam manasıyla hazır değildi. Hayatın akışına yön verebilmek ve kendinizi dizginleyebilmek için planlı olmanız gerekiyor. Planlar yapılır, hedefler belirlenir, başarılı olur mu olmaz mı bunlar biraz da şans ve dış faktörlerle faktörlerle şekillenir. Şöyle bir gerçek var ki, şans faktörünün devreye girebilmesi için plan, hedef, strateji ve mutlaka çaba harcamak gerekiyor. Teknolojik gelişim ve değişimleri, her an yenilenen ürünleri, hayatımızı kolaylaştıran araç ve gereçler gibi birçok yeniliği sizlere aktardık ve aktarmaya

Suat BAYSAN suat.baysan@yuksekteknoloji.tv

Tunç BERKMAN tunc.berkman@yuksekteknoloji.tv

Vadim ÖZYURT vadim.ozyurt@yuksekteknoloji.tv

Yeşim MUTLU yesim.mutlu@yuksekteknoloji.tv

Görsel Yönetmen Çağdaş GÜLÇEHRE cagdas.gulcehre@yuksekteknoloji.tv

Zafer PEK zafer.pek@yuksekteknoloji.tv

Reklam ve Pazarlama Hande ARPALIGİL reklam@yuksektenoloji.tv

Finans Direktörü Erdem BAŞARAN erdem.basaran@yuksekteknoloji.tv

Hukuk Av. Uğur ÇAKMAK ugur.cakmak@yuksekteknoloji.tv

Katkıda Bulunanlar Emre Gürsoy emre.gursoy@yuksekteknoloji.tv

Konuklar Anıl Kurtuldu, Kadri Özdal

devam ediyoruz. Ancak, sağlıklı ve huzurlu olmanızı, dostlarınızın, ailenizin, sevdiklerinizin yanında olmanızı maalesef biz sağlayamayız. Bu nedenle her şeyden önce sağlığınıza dikkat etmeli, sevdiklerinize değer vermeli, verdiğiniz değeri onlara her an vakit kaybetmeden göstermelisiniz. 2022 yılı Yüksek Teknoloji’nin daha da güçlendiği bir yıl olarak bizler için teknoloji ve başarı anlamında oldukça verimli geçse de, dünya genelinde yaşanan salgının izleri ve ekonomik sarsıntılar nedeniyle yaşananlar herkesi olduğu gibi bizleri de derinden etkiledi. 2022 yılında en başta siz değerli Yüksek Teknoloji takipçilerine teknoloji haberlerini, benzersiz içerikleri, teknoloji dünyasının önemli isimlerini ve ünlü konuklar ile gerçekleştirilen sohbetleri basılı ve dijital dergi olarak sunmanın yanında popüler müzik platformlarında podcast olarak da sunmaya devam ettik. Bunun yanında her biri kendi alanında profesyonel ve oldukça başarılı olan yazarlarımızın özel makalelerini ve en yeni teknolojileri sizlerle buluşturmanın mutluluğunu da yaşadık. Sizlere sunduğumuz yeniliklerle birlikte yükselttiğimiz başarı çıtasıyla 2022 yılını uğurlarken, 2023 yılında da sizlere teknolojinin geldiği ve geleceği en son noktayı kendimize özel olan tarzımız ve yeniliklerimizle aktarmaya devam edeceğiz. Yeni yılda da teknolojiyi merak edin, öğrenin ve kullanın...

Yönetim Yeri Emek Caddesi Seyrantepe Sitesi No:93 A10 Blok D.72 Zümrütevler Mah. Maltepe İstanbul Türkiye Telefon: 0850 532 77 88 Faks: 0850 532 74 27

E-Posta: dergi@yuksekteknoloji.tv İnternet Sitesi: www.yuksekteknoloji.tv

Baskı: Birinci Baskı Matbaacılık

Yayın Türü: Yerel, Süreli, Aylık

Telif: Yüksek Teknoloji Dergisi’nin isim ve yayın hakları Big Partner Group’ a aittir.

Tescilli marka olan Yüksek Teknoloji Dergisi’nde yayınlanan yazı, görsel, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. Kaynak belirtilerek kullanılması için izin alınması zorunludur. İzin alınmadan kısmen veya bütünüyle kullanılamaz ve basılamaz.

Sorumluluk: İmzalı yazıların sorumluluğu yazara, ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İncelenen ve anlatılan ürünlerin özellikleri satış bölgelerinde değişkenlik gösterebilmektedir. Bu sebeple Yüksek Teknoloji ürün özellikleri konusunda sorumlu değildir. Yazılarda yer alan uzmanların şirketlerle profesyonel iş ilişkisi olabilir.

Sosyal Medya

*Facebook: YuksekTeknoloji.Tv

*Instagram: YuksekTeknoloji.Tv

*Linkedin: YuksekTeknoloji

*Pinterest: YuksekTeknoloji

*Twitter: YuksekTeknoTv

merak edilenler

Akıllı Telefonların Değişimi

Akıllı telefonların gelişimi biraz yavaşladı gibi görünüyor. Aslında bu konu kişiden kişiye ve konuyu nasıl ele aldığınıza göre değişiklik gösteren bir konu. Yavaşladı diyen kesim tarafından bakacak olursak neden yavaşladığını, yavaşlamadı diyenler açısından bakarak da neden yavaşlamadığını anlatıp, ardından kişisel görüşlerime göre akıllı telefonların geleceğini ve ileride bizleri nelerin beklemekte olduğunu

sizlere aktaracağım. İsterseniz lafı çok fazla uzatmadan, “Neden yavaşladı?” biraz bundan bahsedelim.

AKILLI TELEFONLARIN GELİŞİMİ YAVAŞLADI MI?

5-10 yıl öncesine gittiğimiz zaman, neredeyse her akıllı telefonun farklı bir tasarıma sahip olduğu rahatlıkla görülüyordu. Tuş takımı, ekranı, teknik özellikleri ve kullanıcıya sundukları bir noktada değişiyor ve şu

an olduğu gibi her telefon birbirine benzemiyordu. Durum böyle olunca, akıllı telefonlar hızlı bir şekilde gelişiyor ve kullanıcının tercih edebileceği bir sürü model ortaya çıkıyordu. Günümüze baktığımızda, neredeyse tüm telefonların aynı donanımları kullandığını ve birbirine çok benzer tasarımlar sunduğunu görebiliyoruz. Şu an benzer işlemcileri kullanan ve 6-8 GB RAM barındıran en az on farklı

Farklılaşma çabası artıyor

telefonu hemen sayabiliriz. İşte bu duruma gelmemizin nedeni, artık akıllı telefon dünyasının yalnızca telefon olarak görülmüyor olması diyebiliriz. Akıllı telefonlar, firmaların en çok kazanç sağladığı ürünlerden biri olurken, bu kazancı en düşük maliyetle ortaya çıkarma ve daha da fazla kar etme amacı gütmeleri nedeniyle, ortaya birbirine benzer modeller çıkıyor.

HEYECANLANDIRAN MODELLER GELMİYOR

Uzun zamandır ortaya “Vay!” dedirten bir akıllı telefon teknolojisi sunulmadı. En azından bunu konuya hakim ve ilgili biri olarak kendi adıma rahatlıkla söyleyebilirim. Güzel fotoğraf ve video çekiyorlar, yüksek işlemci gücüne sahipler ve bataryaları da gelişiyor… Ama işin gerçekliğine indiğimiz zaman, büyük bir gelişim söz konusu değil gibi görünüyor. “Gibi görünüyor” dememin sebebini birazdan “akıllı telefonlar aslında gelişiyor” dediğim kısımda anlatacağım.

ARTAN MARJLAR GELİŞİMİ KISMEN YAVAŞLATIYOR

Aslında akıllı telefonların gelişimindeki yavaşlamanın en büyük nedeni olarak, şirketlerin daha çok kar elde etmek istemeleri ve belirli teknolojiler üstünde ayrıca bir ar-ge çalışması yürütmemeleri gösterilebilir. Şu an kendi işlemcisini kullanan Apple, Huawei ve kısmi olarak Samsung’dan başka marka aklıma gelmiyor. Samsung’a kısmi olarak dememin sebebi

Akıllı telefonlar her derde deva gibi

ise, Türkiye’ye Exynos işlemcili amiral gemisi versiyonlarını getirse de, ABD ve Avrupa’da Snapdragon’lu versiyonlarını satışa sunuyor. Bunun yanı sıra giriş ve orta seviye akıllı telefonlarının yüzde 80’ninden fazlasında yine Qualcomm’un işlemcilerini kullandığını aktarmamda fayda var. Yani bu durum biraz hazıra dayanmak. “Bu varken, ben neden vakit ve para harcayayım?” demek gibi bir şey. Çoğu üretici arge çalışmasına çok fazla önem vermiyor. Genelde odaklanılan nokta tasarımsal oluyor ve farklı bir ürün satıyormuş hissiyatına bürünmek adına katlanan telefon gibi tasarımsal olarak ilginç gelse de, kullanışlılık açısından pozitif katkı sağlamayan ve tam manasıyla tamamlanmamış, prestij amaçlı ürünleri piyasaya sunmaları ile sonuçlanıyor.

AKILLI TELEFONLAIN GELİŞİM HIZI

Ben daha çok bu noktadan bakan biriyim. Aslında bardağın dolu tarafından baktığımı da söyleyebiliriz. Çünkü tasarım dışında ortaya

Batuhan Dönertaş

çıkan performans benim için daha önemli. Bugün bir akıllı telefon alırken, yalnızca telefon almıyoruz. Küçük bir cep bilgisayarı alıyoruz. Tüm işlerimizi, her istediğimiz şeyi yapabilme kapasitesine sahip bir ürün alıyoruz. Telefonlar yalnızca, donanımlardan oluşmuyor. Yazılımda gelişmeye devam ediyor. Her geçen gün hem daha kaslı hem de daha iyi yazılıma sahip akıllı telefon modelleri görüyoruz.

RAM, DEPOLAMA VE İŞLEMCİNİN ÖNEMİ

Yalnızca bunlara baktığımız zaman neredeyse

kullandığımız bilgisayarlar kadar güçlü telefonlara sahip olduğumuzu ve bu gücün çok küçük bir cihaza sığdırıldığını fark edebilirsiniz. Belki saf güç olarak bilgisayarların çok gerisinde olabilirler, fakat geliştirilen yazılımlar sayesinde biz bu güç farkını hissetmeden, bilgisayarda gerçekleştirdiğimiz neredeyse tüm işleri, telefonlarda da yapabiliyoruz. Bu nedenle bana göre akıllı telefonların gelişimi yavaşlamadı. Hatta telefonların fiyatları hakkında da bir fikir belirtmek istiyorum. Çok pahalı diyoruz. Evet, pahalılar ama neye göre kıyaslıyoruz? Evimize

Her geçen yıl telefon kullanımı artmaya devam ediyor

aldığımız ve yalnızca bir şeyler izlemek için kullandığımız televizyonlara binlerce lira ödemiyor muyuz? Ödüyoruz. Bu noktadan bakınca, bence telefonlar çok da pahalı değil. Tüm özel hayatımızın içinde bulunduğu ve günde yüzlerce kez bakıp kurcaladığımız, işlerimizi hallettiğimiz ürüne verdiğimiz paralar çok fazla değil. İnsanların aklına sadece “Alo” dediğimiz ürünler kazındığı için akıllı telefonların fiyatına yüksek deniliyor. Türkiye’de vergilerden dolayı aşırı yüksek ücretler ödüyoruz, fakat dünya geneline baktığınız zaman aslında çok da pahalı değiller. Rahatlıkla ulaşılabilir görünüyorlar.

GELECEK NASIL OLACAK?

Bu konuda sizlere tahminlerimden bahsedebilirim, çünkü geleceği görmem imkansız. Şu anki teknolojiye ve firmaların öne çıkarmak istediği teknolojilere baktığımız zaman, akıllı telefonların tamamen giyilebilir teknolojilerle özdeşleşip, bir noktadan sonra sesli asistanlar

ve giyilebilir teknolojiler üstünden ilerleyeceğini öngörüyorum. Akıllı saatler, kablosuz kulaklıklar, vb. ürünler. Markaların geneli kendi ekosistemlerini kurup, en stabil performansı vermeye çalışıyor. İstenilen noktaya gelindiği zaman, akıllı telefonları unutacağımızı söyleyebilirim.

E-SIM DESTEKLİ GİYİLEBİLİR ÜRÜNLER

Bu konuyla ilgili ilk aklıma kazınan atılım, Apple’ın e-sim destekli akıllı saatleri oldu. Telefonunuzu evde unutsanız

dahi, e-sim sayesinde saatinizi bir telefon gibi kullanabiliyor ve telefondan bağımsız olarak telefon görüşmesi gerçekleştirebiliyorsunuz. Durum böyle olunca, giyilebilir teknolojinin ileride tüm hayatımıza gireceğini düşünmek çok da zor olmuyor. Tabi bu durum, çok kısa zaman içerisinde gerçekleşebilecek bir şey değil. Biraz daha zaman var. Akıllı telefonların gelişimini baz alırsak, bu tür teknolojilerin gelişmesi çok daha zor ve uzun sürecek gibi görünüyor.

5G İLE FARKLILIK YARATILABİLİR

İşin içine 5G gibi bir teknoloji girince, ne olacağına bir de bu yünden bakmak gerekiyor. 5G duyurulmuş olsa ve her gün ismi geçse de, halen günlük hayatımızda aktif olarak kullanamıyoruz. Aslında şu anda hepimiz için üzerinde konuşulması için erken bir teknoloji olarak adlandırılabilir. Çünkü 5G’nin ülkemizde en erken kullanım tarihinin 2023 son çeyreği olduğunu söyleyebilirim. Bu sebeple 5G konusuna şu an girmek istemiyorum. Fakat şunu sizlere şimdi söyleyebilirim; teknolojiyi hayatımıza doğru bir şekilde entegre eder ve yeterli çalışmaları doğru bir şekilde konumlandırırsak, “Yavaşladı mı? Yavaşlamadı mı?” sorusunu ve benzer soruları hiçbir zaman sorgulamamıza gerek kalmayacak…

Sadece konuşmuyor, veriyi de kullanıyoruz

Geçtiğimiz yıllarda birbiri ardına açılan Çin menşeli ağırlıklı markaların üretim tesisleri, biraz markaların kendine öne çıkarma isteği, reklamı ve pazarlama stratejisi, biraz da yerli tüketiciye sempatik gözükmek isteğiyle birlikte gündemde kendine yer ediniyor.

DÜNYADA SES GETİREN MARKALARIN ÜLKEMİZDE YER ALMASI GÜZEL BİR GELİŞME

Hükümetin ülkemize yapılacak olan yatırımlar için açıkladığı teşvik paketinin ardından Oppo, Samsung, TCL, Tecno, Vivo ve Xiaomi gibi markalar Türkiye’de üretim tesisi kurma planlarını açıklamıştı. Türkiye’de cep telefonu

Arda Meriç ile

Teknoloji Dünyası

Türkiye’de Kurulan Akıllı Telefon Üretim Tesisleri ve Durumları

@ardameric

üretimi için yaklaşık 50 milyon dolarlık yatırım bütçesi ayıran Oppo, Tuzla’da yer alan fabrika ile anlaşmaya varmış ve üretim tesisi kurulum çalışmalarına geçtiğimiz yıl sonunda başlamıştı. Yaklaşık 12 bin metrekare kapalı alana sahip üretim tesisinde yaklaşık üç ay içerisinde SMT üretim bandı ve tüm sistemler kuruldu. Markanın CKD sistemiyle kurduğu üretim tesisinde ‘Made in Türkiye’ ibareli ilk model mart ayı başında banttan inerken, teslimatlar da tamamlandı. Xiaomi ise üretim tesisi için Avcılar’ı tercih etti. İlk olarak giriş ve orta segment modelleri üretmeyi hedefleyen markanın, ilerleyen yıllarda üst segment modellerini de ülkemizde üretmesi bekleniyor. Finlandiya menşeli Salcomp

ile 15 bin metrekarelik kapalı alanda üretim yapan marka, Türkiye’ye toplamda yaklaşık 30 milyon dolarlık yatırım yapıyor olacak. 5 milyon üretim kapasitesine sahip olduğu belirtilen üretim tesisinde, yaklaşık 2 bin kişiye de istihdam sağlanacak.

ÜRETİM TESİSİ AÇILIMI BİRÇOK MARKAYA YANSIDI

Kore menşeli, Samsung ise daha farklı bir stratejiyle, İstanbul Esenyurt’ta Türk firması Atmaca Elektronik iş birliğiyle başlattığı cep telefonu üretimi için 600 kişiyi işe aldı ve yönetici nitelikli mühendis arayışları devam ediyor. Her ay dönüşüme bağlı olarak 50 kişilik istihdam açıkları olabileceği de belirtiliyor. Markanın, yılda yaklaşık 30 milyon cep telefonunu Türkiye’de üretecek olduğunu açıkladığını belirtmek gerekiyor. Çin menşeli firmalardan olan Tecno Mobile ise, İstanbul Pendik’te 25 milyon dolarlık bir yatırım planı yapıyor. Vivo ve TCL gibi markalar da üretim planlarını sürdürüyor. Bu markaların da benzer rakamlarda eleman istihdam etmeleri bekleniyor. Cep telefonu üretim tesislerinin ardından sektörel bazda işe

Teşvik paketi üreticiler için büyük bir şans

alımları hareketlendirmesi de sevindirici bir haber olarak karşımıza çıkıyor.

TEŞVİK PLANI ARDINDAN YATIRIMLARIN GELMESİ DİKKAT ÇEKİCİ

Tüm bu yabancı telefon üreticilerinin yatırımlarının arkasında ise açıklanan teşvik paketi var. Ülkemizdeki işçi maliyetlerinin dünyanın birçok ülkesine göre düşük olmasının yanında bir de üretim tesisine verilen teşvik ortaya çıkınca,

tüketiciye de sempatik gözükme havası yaratabilecek pazarlama faaliyetleri de eklenince tüm markaların iştahı da kabarmış oldu. Buradaki en önemli gerçek, kuşkusuz yabancı menşeli markaların teşvik paketindeki kriterleri yerine getirerek kendisine sağlayacağı avantaj olarak görülebilir. Bu üretim tesislerinde üretilen telefonların maliyetini ne kadar aşağı çekebileceği veya fiyatlara ne ölçüde yansıyacağını da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak

İstihdam için faydalı olacak

ilk olumlu yansımasının 80 milyonu aşkın Türkiye nüfusunu göz önüne aldığımızda çok büyük bir miktar olmasa da istihdam olduğunu söyleyebilirim. İstihdam dışında en büyük getirinin ise, ihraç edilecek ülkelere “Made in Turkey” veya “Made in Türkiye” damgasıyla gidecek olması olduğunu söyleyebilirim.

YERLİ MARKALARIMIZ

NE DURUMDA

Geçtiğimiz yıllarda dünyanın çeşitli ülkelerine ihracat yapan

teknoloji dünyasi

General Mobile’ın üretim tesisi kurulmuş ve birçok kişiye istihdam sağlanmıştı. Üretim tesisinden çıkan modeller, yine yabancı markalar gibi Tükiye damgasıyla dünyanın çeşitli ülkelerine ulaşmaktaydı. Vestel’de aynı şekilde kendi fabrikasında cep telefonu üretimi üretimi üzerine çalışmalar yürüterek çeşitli modellerini tüketicilere sunuyor. Cep telefonu üretimine başlayan Casper’da yeni bir modelini tüketicilerin beğenisine sunmaya başladı. Cep telefonu üretimini hedefleyen bir diğer Türk markası da Reeder. Özellikle tabletleriyle gündemde olan Reeder geçtiğimiz yıllarda Samsun’da açtığı üretim tesisine, yeni üretim tesisleri eklemeyi planlıyor. Yeni tesislerle birlikte akıllı telefonlar ile birlikte teknoloji

ürünlerini üretmeye devam edecek.

TÜRKİYE’DE ÜRETİM YAPILMASININ MARKALARA SAĞLADIĞI AVANTAJLARI

Makalemin başında da belirttiğim gibi, gerçekleştirilecek üretim tesisi hamlesi üretici markalar için Türkiye ve çevre pazarlara ulaşma konusunda ciddi avantaj sağlayacak bir hamle olarak görülebilir. Özellikle Covid19 virüsünün Çin üzerinden ortaya çıkması ve orada bulunan fabrikaların bir süre kepenk indirmesi, bunun yanında markaların ilk dönemlerde Çin’de yapılacak olan üretimlerine alternatif ülkeler araması sonucunda, üretim stratejilerinde almak

istedikleri avantajlı pozisyonu Türkiye gibi coğrafi konum olarak da iyi bir noktada bulunan bir ülkeyle yaratmaları çok akılcı olarak görülebilir. Bunun yanında, hükümetin yapılacak olan yatırımlara vereceği teşvik paketinin de markalara avantaj sağlaması birçok markanın ülkemize gelmesine zemin hazırladı. Bununla birlikte, demografik olarak da tüketim eğilimi olan ülkemizde, sempatik bir marka haline gelmek için de bir fırsat yaratmış oldu. Üretim tesisleri belirli bir istihdam yaratırken, markalar da birçok ülkeden çok daha uygun bir fiyatla personel çalıştırma imkanına kavuşmuş oldu. Aslında bu noktada

Türkiye’nin tanıtımı için oldukça faydalı

Markalar kendi pazarlama faaliyetleri açısından hem yurtdışındaki tüketicilere hem ürünlerin üretim yerini sağlık konusunda şu an için Çin’den daha itibarlı olan Türkiye olarak göstermiş olacaklar hem teşvik paketinden yararlanacaklar hem Türk tüketicisine karşı sempatik gözükecekler hem de birçok ülkeye göre düşük maliyetli personel çalıştırmış olacaklar. Bu durumun üretici markalar için çok olumlu olduğunu söyleyebilirim. Peki Türk tüketicileri için hangi avantajlar bekliyor olacak?

Ya da başka bir değişle bir avantaj olacak mı? Ülkemizde yapılan üretim ile birlikte, üretimi yapılan modellerin fiyatlarına teşvik paketi, lojistik maliyeti, üretim maliyeti gibi birçok faktörle birlikte pozitif yönlü bir fiyat

yansıması olması bekleniyor. Ortaya çıkan fiyatları muadil modellerin fiyatlarıyla kıyasladığımızda gerçekten pozitif bir yansıma olup olmadığını söyleyebileceğiz. Şimdilik Türkiye’de daha önce satışta olmayan modellerin sunulduğu piyasa fiyatları ile yorum yapmak sağlıklı olamayacak, gerçekten yansıması gereken indirimin yansıyıp yansımadığının anlaşılması da zor olacaktır.

EN BÜYÜK GERÇEK, ÜRETİCİYE SAĞLANAN

AVANTAJ

Türk tüketicileri teşvik paketi ve üretim avantajıyla piyasa sunulmuş olan akıllı telefonları hangi oranda bir indirimle elde edebilir, bunun net bir şekilde söylemek zor. Ancak, üreticilerin büyük avantajlar sağladığı net bir gerçek. Bunun

Türk markaları da mutlaka yarışta kalmalı

yanında birçok ülkede “Made in Turkey” veya “Made in Türkiye” ibareli olarak ürünler görmenin ülkemize pazarlama faaliyetleri açısından pozitif bir katkı sağlayacaktır.

AVRUPA ÜLKELERİNE KOLAY ERİŞİM İMKANI SAĞLIYOR

Yabancı markaların Türkiye’nin potansiyeli, Avrupa ülkelerine kolay erişimi, düşük üretim maliyeti ve devlet desteği gibi olguları gözönüne alarak kurguladığı stratejilerinin, özellikle kamu kurumlarımız tarafından çok iyi ve sıkı takip edilmesi gerekiyor. Markalara ülkemizin sağladığı avantajların, ülkemiz insanına ve yine ülkemizin tanıtımına pozitif etkisi olmasına ve ihracatına da maddi destek sağlamasına mutlak özen gösterilmeli.

teknoloji dünyasi

Sosyal medya son 10 yıldır yoğun bir şekilde hayatımızın tam ortasına tıpkı bir virüsün vücuda girip, yayılması gibi yavaş yavaş girdi ve yayıldı. Hatta artık vücudumuzu ele geçirdi de diyebiliriz. Bu etkinin dozunda kalması çok önemliydi, ancak sanırım bunu başaramıyoruz. Şimdi gelin sosyal medyanın hayatımıza nasıl yavaş yavaş girdiğini ve bu dozun aşıldığını, ileride de bize nasıl negatif etkiler yaratabileceğine birlikte bakalım.

ETKİLEŞİM, EĞLENCE VE DIŞA VURUM

OLARAK

BAŞLADI

Sosyal medya kullanımı genel

Hande Arpalıgil’den “Kadın Gözüyle Teknoloji”

Sosyal Medya, Bilgi Kirliliği ve Eğitim

@handearpaligil

olarak eğlence, anların ve anıların paylaşımı ve hızlı sohbet edilebilir platformlar olması sebebiyle tercih edilmeye ve buna paralel olarak geniş kitleler tarafından kullanılmaya başlandı. Tabii ki her güzel hayalin başlangıcı gibi sosyal medya kullanımının devamında da maalesef bazı dejenerasyonlar ve erezyonlar yaşanmaya başladı. İlk olarak şu an popüler olan ve birçoğumuzun en az birini kullandığı platformların kuruluş tarihleri ve amaçlarına birlikte göz atalım.

FACEBOOK

2004 yılında kurulan Facebook, kullanıcıların birbirleriyle

etkileşimde olmasını özel günlerini, anlarını ve anılarını paylaşmasına olanak tanıyacak şekilde kuruldu. Daha sonraları gerçekleştirdiği satın almaların da etkisiyle yavaş yavaş ek özellikleri bünyesinde barındırmaya başlayan Facebook, canlı yayın, hikaye paylaşma ve hızlı etkileşim gibi özellikleri kullanıcılara sunmaya başladı.

TWITTER

2006 yılında kurulan Twitter, kullanıcılar kısa karakterler eşliğinde özgürce kendilerine ifade etmelerine olanak tanıyan bir sistem olarak kuruldu. Daha sonraki yıllarda fotoğraf ekleme, uzun karakter

Yalan ve yanıltıcı haberlere dikkat edilmeli

yazı, DM denilen kullanıcıların birbirileri arasında direkt mesajlaşmasına olanak tanıyan bir biçimde evrildi. Günün koşullarına göre eklenen bu özelliklere tabii ki kısa videolar ve canlı yayın da entegre oldu. Hatta artık Instagram dan aşina olduğumuz hikaye paylaşım özelliği bile artık Twitter’da mevcut.

INSTAGRAM

2010 yılında fotoğraf paylaşım uygulaması olarak hayatımıza giren ve sonrasında çeşitli kamera entegrasyonları ve filtreler ile eğlenceli bir hal sunan Instagram, Facebook tarafından satın alındıktan

sonra büyük bir sıçrama gösterdi ve bunun yan ında da evrildi. Çeşitli özelliklerin eklendiği Instagram, artık sadece bir fotoğraf paylaşım platformu değil, aynı zamanda canlı yayın, kısa video, mesajlaşma ve etkileşim platformu haline geldi.

SNAPCHAT

2011 yılında kurulan Snapchat kısa video ve filtreleriyle ön plana çıkan bir eğlence platformuydu. Hatta birçok telefon modeli kullanıcısı fotoğraf çekerken eğlence ve animasyon için Snapchat uygulamasını kullanıyordu. Snapchat de günün koşullarına göre evrildi ve

Sosyal medyanın yükselişi bilgi kirliliğinin de çoğalmasını tetikliyor

direk mesajlaşma gibi bazı yeni özellikler kazandı. Ancak Snapchat’in diğer platformlara göre kurulduğu amacına daha sadık kalarak yoluna devam ettiğini söyleyebiliriz.

TİKTOK

2016 yılında kurulan TikTok, Çin’deki bilinen Douyin, Musical.ly bazında yaratılan, video oluşturma ve paylaşmanın yanı sıra canlı yayın imkânı sağlayan bir sosyal medya uygulaması olarak ByteDance tarafından kuruldu. Son dönemde oldukça eleştirilen TikTok, eleştirileri bir kenara bıraktığımızda oldukça başarılı olduğu gibi bazı özellikleri örnek alınan ve kopyalanan bir platform olara da dikkatleri üzerine çekiyor.

REKLAM VE ÜRÜN SATIŞ KURGULARI BÜTÜN SİSTEMLERİ ETKİLEDİ

Sosyal medya platformlarının kuruluş amaçlarından sapmalarının başlıca sebebi rakip platformların çalışma prensibine entegre olan reklam ve ürün satış çözümlerine kendi sistemlerine de entegre etmek istemelerinden kaynaklandı. Bu istek ve evrilme de, ister istemez platformların kuruluş amaçlarından uzaklaşmasına ve iyi veya kötü birçok içeriği kendi platformlarında sunmalarına neden oldu. Kullanıcılar ise bu durumun farkında olsa da, kullandıkları platformlarda geçirdikleri saatleri azaltsa da tamamen kopmadılar.

SOSYAL MEDYA VE EĞİTİM ÇIKMAZI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Sosyal medyanın son dönemdeki hızlı yükselişi yalnızca televizyon, radyo, gazete, dergi gibi platformları zor durumda bırakmakla kalmadı, eğitim sektörünü de olumsuz yönde etkilemeye başladı. E-ticaretin bile

teknoloji dünyasi

neredeyse sosyal medya üzerinden yapıldığı bir dönem ile karşı karşıyayken, bazı önemli detay noktalara değinmeden geçmek kesinlikle kabul edilemez. Dünyanın geldiği konjonktür, maalesef çocukların ve gençlerin maddeye yani paraya olan eğilimlerini öne çıkarmaya başlarken, hayatın içerisinde büyük öneme sahip olan kavramların geriye atılmasına neden oldu. Bu kavramların geriye atılması eğitim çağındaki çocuk ve gençlerin yapmak istediği işleri ve meslekleri neredeyse tamamen yok etmek üzere. Hangi çocuk veya gence soru sorulsa ya Youtuber olmak

istiyorum ya da Fenomen olmak istiyorum diyor. Bu gerçekten akıl tutulması bir durum ile karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Kolay yoldan para kazanmanın yeni ismi olan Fenomen etiketi adete tüm çocukları ve gençleri büyülüyor. Bu duruma engel olacak formüller ortaya çıkmaz ise, geleceğimizde doktor, avukat, gazeteci, mühendis ve teknisyen gibi çok önemli meslek gruplarında büyük kırılımlar olacak, hatta belki de bu mesleğe sahip olan kişileri bulmakta güçlük çekeceğiz.

BİLGİ KİRLİLİĞİ HAD SAFHADA

Tıklamadan bütçe kazanan site ve platformlara dikkat edilmeli

Sosyal medyanın en büyük erezyonlarından bir tanesi de yanlış ve yalan haber yayılmasına olanak sağlaması olarak görülebilir. Gerçekliği onaylanmamış haber tüm dünya genelinde bir fitilin ateşlenmesi gibi hızla yayılıyor ve birçok probleme, infiale neden olabiliyor. Bunun önüne geçebilecek olan gerçek haberciliğinde sosyal medya kıskacında olduğunu düşünürsek, gelecek dönemlerde bizi zorlu günlerin beklediği net bir şekilde görülüyor.

MANİPÜLASYONA ÇOK AÇIK

Yapay zekanın ve deepfakes

uygulamalarının hızla gelişmesi var olmayan veya o zaman diliminde olmamış olayları olmuş gibi, yapılmamış açıklamaları yapılmış gibi gösterebiliyor ve bu sosyal medya aracılığıyla hızla yayılarak toplum üzerinde etki oluşturabiliyor. Bu tip uygulamaların gerçekliği farklı uygulamlar ile sorgulanabiliyor ve gerçek ortaya çıkabiliyor. Fakat sosyal medyada sıkça gördüğümüz sosyal linç girişimlerine maruz kalınmasına engel olunamıyor.

İlerleyen dönemde bu tür durumlar daha da sık olarak karşımıza çıkmaya başlayacak. Sosyal medyanın etki ve gücünü bir önceki Amerikan seçimlerinde de net bir şekilde görmüş ve manipülasyonun başkanlık seçimini bile etkilediğine şahit olmuştuk.

SOSYAL MEDYAYI DOZUNDA KULLANMAMIZ ÇOK ÖNEMLİ

Yukarıda bahsetmiş olduğum olumsuzluklarla karşı karşıya

kalmamak için her platformu dozunda kullanmalı ve her çıkan haberin doğru olduğuna inanmamalı, tıklanmadan para kazanan site ve platformlara aldanmamalı, hatta bu platformlar üzerinden satılan ürünlerin dahi gerçekliğini sorgulamalıyız. Bu dikkatin çoğalması için de mutlaka kamu spotları yapılmalı ve halklar bu konuda mutlaka bilinçlendirilmeli. Böylece geniş kitleler, nerede durması gerektiğini, nelere inanıp inanmaması gerektiğini çok daha iyi kavrayacaktır.

Kamu spotları ile bilinçlenme sağlanmalı

Büyüleyici Atmosferiyle Malta

TAM BEKLEDİĞİM GİBİ

Malta turizm ofisinin davetlisi olarak gittiğim bu güzel ada tam da beklediğim gibi çıktı. Malta’nın başkenti Valletta, adanın en turistik yerlerinden biri ve sokakları, güzel binaları ve tarihi eserleriyle dikkat çekiyor. Bu şehirde gezinti yaparken fotoğraf çekimleri yapabiliyorsunuz. Ayrıca yöresel yemeklerin tadını çıkarabileceğiniz güzel mekanlarda oldukça fazla diyebilirim.

BAŞKENT VALLETTA

Malta’nın başkenti Valletta, tarihi ve turistik yerlerle dolu. Burada gezilecek birçok yer bulunmakta. Bunlardan bazıları;

St. John’s Co-Cathedral: Valletta’nın en önemli kiliselerinden biri olan bu bina, içinde görkemli süslemeler ve tarihi eserler bulunmakta ve beni en çok etkileyen yerlerin başında geliyor. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir bina gibi gözükse de, içeri girince tabir etmem gerekirse ağzınız

Rodos

açık kalıyor.

Upper Barrakka Gardens: Valletta’nın en güzel parklarından biri olan bu bahçe, deniz manzarasına sahip bir terasta bulunmaktadır. Marinayı ve kaleyi buradan rahatça görebiliyorsunuz.

National War Museum: Bu müze, Malta’nın tarihini anlatan eserleri ve tarihi kalıntıları sergilemekte.

The Grand Master’s Palace: Valletta’nın en büyük saraylarından biri olan bu bina,

şu anda parlamento binası olarak kullanılmakta.

Fort Saint Elmo: Bu kale, Valletta’nın en önemli savunma yapılarından biri ve tarihî bir anıt olarak ziyaret edilebiliyor.

Bu yerlerin yanı sıra, Valletta’da daha birçok turistik yer bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; Triton Fountain, Birgu, Valletta Harbour ve The Malta Experience gibi yerler olarak gösterilebilir.

RENGARENK SOKAKLAR

Mesela Vittoriosa (Birgu), tarihi yapıları ve eski sokaklarıyla ünlüdür. Rengarenk sokaklarında o kadar çok fotoğraf çektik ki, şimdiden kocaman bir arşivim oldu diyebilirim. Burada gezilecek birçok yer bulunmakta ve bu yerler; - The Inquisitor’s Palace: Bu bina, Malta’daki en büyük ve en iyi korunmuş Hıristiyan müzesidir. Akşam yemeğini

Popeye Village, Popeye (Temel Reis) karakterlerini canlandıran film için kullanılan yer

burada yedik, özel bir menü hazırlanmıştı ve bu yemekler adanın tarihine uygun yemeklerdi.

- St. Lawrence Church: Vittoriosa’nın en büyük kiliselerinden biri olan bu bina, tarihi bir anıt olarak ziyaret edilebilir.

- The Grand Harbour: Bu liman, Vittoriosa’ya çok yakın ve adanın en büyük limanlarından bir tanesi. Burada, tekneleri ve gemileri görebilirsiniz.

- Fort St. Angelo: Bu kale, Vittoriosa’nın en önemli tarihi yapılarından bir tanesi ve adanın tarihini anlatan bir müze olarak kullanılmakta.

MARSAXLOKK

Benim en beğendiğim yerlerden biri de bir balıkçı kasabası olan Marsaxlokk. Bu kasaba, renkli balıkçı tekneleri ve lezzetli balık restoranları ile tanınıyor. Eğer Marsaxlokk’ı daha önce ziyaret etmişseniz, muhtemelen bu kasabanın sıcak ortamını ve güzel manzaralarını sevdiniz. Restoranların lezzetli balık yemekleri ve taze balıklarını mutlaka deneyimlemelisiniz. Biz de gün batımında ayaklarımızı uzatıp kalamar

Birol Bali

@balibey

yiyip içkilerimizi yudumladık. Marsaxlokk, Malta’nın en güzel yerlerinden biri olarak kabul ediliyor ve ziyaretçiler tarafından sıklıkla ziyaret ediliyor. Burayı en çok Eski Foça’ya benzettik. Küçük bir koy, renkli kayıklar ve denize sıfır restoranlar. Tüm kayıkların önünde bizim nazar boncuğuna benzer gözler var. Mısır tanrısı RA’ya benzeyen gözler. Biliyorsunuz, tüm medeniyetlerde, inanışlarda bu tür kötülüklerden koruyan simgeler vardır. Bunların da denizcileri kötü havadan, fırtınadan ve dev dalgalardan koruyacağına inanılıyor.

GOZO

Valletta’yı hep anlattım ama feribotla gidebileceğiniz bir

ada daha var: GOZO. Gozo adası, Malta’nın en küçük adalarından biri ve bu ada dünya çapında turizm için popüler bir yer. Gozo adası doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve dünya çapında ünlü plajları ile tanıyor. Adada, antik Roma döneminden kalma tarihi eserler de bulunmakta. Ayrıca, Gozo adası dalış ve su sporları için de mükemmel bir yer. Adada, dünya çapında ünlü olan Blue Hole dalış merkezi bulunmakta, dalışa meraklıysanız uygun mevsimde gelebilirsiniz. Eğer doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve lezzetli yöresel yemekleri keşfetmek istiyorsanız, Gozo Adası’nın mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yer olduğunu söyleyebilirim.

Gozo adası dalış ve su sporları için de mükemmel bir yer

POPEYE VILLAGE

Görülmesi gereken yerlerden bir tanesi de “Popeye Village”. Burası aslında bir film seti olarak tasarlanmış. 1980 yılında yapımı tamamlanan ve Popeye (Temel Reis) karakterlerini canlandıran film için kullanılan bu yer, günümüzde bir turistik cazibe merkezi olarak hizmet veriyor. Popeye Village, Malta’nın Mellieħa bölgesinde bulunmakta ve yılın her döneminde ziyaretçileri ağırlamakta. Bu yer, aileler için de eğlenceli bir gezi noktası olarak görülebilir. Popeye, Kaba Sakal, ve Safinaz gibi karakterlerle birlikte fotoğraf çektirme imkanı da sunuyor. Eğlenceli bir animasyon ekibi gün boyu bu kasabada dolaşıp

konuklara laf atıp, sataşıyor. 1980’den beri itinayla korunan ve tema park haline gelen bu renkli kasabayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

BİRÇOK MEDENİYETİN

YAŞADIĞI NOKTA

Malta genel anlamda beni memnun etti. Tarih boyunca burada birçok medeniyet yaşamış ve onların bıraktığı izleri her yerde görmek mümkün. M.Ö. 5. yüzyılın

ortalarından itibaren Fenikeliler tarafından yerleşim alanı olarak kullanılan ada daha sonra Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girince önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş. Daha sonraları ise, Bizanslılar ve İslam İmparatorlukları tarafından ele geçirilmiş. Buraya geldiğinizde Rodos Şövalyelerini de sıkça duyacaksınız. İngiliz, Sicilya –İtalya etkilerini konuştukları

Valletta, güzel binaları ve tarihi eserleriyle dikkat çekiyor

dilde, kullandıkları kelimelerde rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Maltalılar bu ada için küçük diyorlar ama gezilecek o kadar çok yer var ki, bana hiç de o kadar küçük görünmedi diyebilirim. Yazın gelip hem denize girmek hem de dalış yapma dileğimi de ekleyerek bu sayıdaki makalemin sonuna geliyorum. Tüm okurlarıma bol etkileşimli güzel ve yepyeni bir ay diliyorum.

Gizemli Krallığın Eşsiz Mirası: Nemrut

Geçtiğimiz ay Avrupa Birliği ileTürkiye Cumhuriyeti mali işbirliği çerçevesinde finanse edilen ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında desteklenen “Visit Commagene” kapsamında Adıyaman’daydım. T.C. Adıyaman Valiliği’nin yürütücüsü olduğu proje ile Adıyaman’da turizm sektörünün rekabet gücünün artırılması ve bu sayede bölgenin sosyoekonomik

gelişimine katkıda bulunulması amaçlanıyor.

DEV HEYKELLER VE TÜMÜLÜS

Nemrut Dağındaki dev heykeller ve tümülüs, Arsameia (Eski Kale), Yeni Kale, Karakuş Tepesi ve Cendere Köprüsü Milli Park sınırları içerisinde yer alıyor. Dünya harikası Nemrut Dağı dünyaca tanınırlığına rağmen Adıyaman; tarihiyle, kültürüyle, yerel ürün ve lezzetleriyle turizm açısından

Nemrut tümülüsünün neleri gizlediği merak konusu

çok daha popüler bir destinasyon olmayı sonuna kadar hak ediyor. Adıyaman’da bulunduğum tüm süreç boyunca bu güzel şehrin her adımda keşfedilecek bir yerinin olduğunu derinden hissediyorum.

BİTMEYEN HİKAYELERİN BÖLGESİ

Yalnızca kadınlara ait bir tümülüs olan Karakuş, tarihi 1800 yıl önceye dayanan Cendere Köprüsü, Anadolu’nun en uzun Grekçe

yazıtının bulunan şölen alanı Arsemia, 200 yıllık tarihe sahip Tuz Hanı, Tarihi Keleş Konağı’nda Adıyaman’ın geleneksel Harfane gecesi, Ulu Cami, Mor Petrus ve Mor Pavlus Kilisesi, Adıyaman Müzesi, Kahta Kalesi ve Nemrut… Hangi birinin hikayesi bir diğerinden üstün olabilir…

TARİHİ BİRİKİMİYLE BÜYÜK DEĞER

TAŞIYOR

Kommagene’yi çiğ köfte markası olarak bilen ruhlara yoğurtlu buğday çorbası, kavurmalı hitap, içli köfte (kızarmış ve haşlanmış), Adıyaman tava, kara kavurma, pilav, topak helva, çiğ köfte ve yere göğe sığdıramadım

“Taplama” yı nasıl anlatabilirim ki?

Dutu, narı, besni üzümü, fıstığı, bademi, peyniri, tuzsuz peynir helvası… Perre Antik Kenti, Fırat Nehri, Tut Şelalesi, Roma çeşmesi, Besi Bebekleri… Tarihi birikimi, kültürel zenginliği, doğal güzellikleriyle Adıyaman bütün olarak turizm potansiyeli açısından büyük değer taşıyor.

NEMRUT ANLATILMAZ, YAŞANIR…

Nemrut Dağı; Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırdığı mezarı, anıtsal heykelleri ve benzersiz manzarası ile Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar yazıtlarda kralın mezarının burada olduğu belirtiliyor olsa da, bugüne kadar keşfedilememiş. Anıtsal dev heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmış durumda. Doğu terası kutsal merkez olarak biliniyor. Doğu ve batı teraslarında Antiochos ile tanrı ve tanrıça heykellerinin yanı sıra aslan ve kartal heykelleri de bulunuyor. Aslan burcu olduğum için aslan heykeli, aslanlı horoskop fazlasıyla ilgimi çekiyor.

NEMRUT’UN GİZEMİNE KAPILMAMAK

MÜMKÜN

DEĞİL

Güneşin farklı doğup battığı

Adıyaman bir bütün olarak turizm potansiyeli açısından büyük değer taşıyor

bu özel yerden döndükten sonra Nemrut’un gizemine kapılmamam mümkün mü? Görüştüğüm herkes ile Nemrut’u konuşmak, Adıyaman’ı anlatmak istiyorum. Instagram takipçilerim çok daha fazla anlatmamı çok daha fazla fotoğraf paylaşmamı isterken, dağın gizemi ve ruhunu anlatırken kendimi eksik hissediyorum. Orada geçirdiğim 48 saat boyunca yaşadıklarım 48 yıl etkisinde diyebilirim. Zamanın sonsuzlaştığı, duygularımın sonsuzlaştığı ve tanrıların ruhunu iliklerime kadar hissettiğim bu anları hangi sözcüklere sığdırabilirim ki?

NEMRUT’UN GİZEMİ

İstanbul’a döndükten sonra Adıyaman’ı ve hissettiklerimi yazmak için kendimi akışa bıraktım. Tek nokta dahi hissetmeden yazmak istemedim. Duygularımın demlenmesini ve bende bıraktığı izleri takip etmek istedim. Nemrut’ta güneşle bilikte yeniden doğmak mümkünmüş. Dünyanın göz bebeği olan bu yerde benim gördüğüm yıldızlar, güneş, rüyalar ve yoğun duygulardı. Nemrut’ta verdiğim sözü tutacak ve hep onunla olacaktım. Bu satırları yazarken duygularım büyüdükçe büyüyor. İstiyorum ki herkes bu deneyimi bir kez yaşasın.

GİZEM DOLU BU YERİ KONUŞMAK MÜKEMMEL

Çok sevdiğim arkadaşlarımla buluşmamızda elbette Nemrut ve yaşadıklarımı konuşmaya başladık. Araştırmacı yazar, Arkeolog İpek Kobaner kasımın ilk haftası gerçekleşecek ”Mistik Topraklarda Yeniden Doğuş Kampı”na Gaziantep, Mardin’den sonra Adıyaman’ı da ekleyeceğini söyleyince gözlerimdeki pırıltıyı görmenizi isterdim. Bir arkadaşım daha

Yeşim Mutlu

@yesimmutlu

bu deneyimi yaşayacaktı. Benim yaşadıklarıma, İpeğin uzmanlık alanı eklenince bu gizemi konuşmak ne muhteşem olacaktı. İpek ile konuşmamız sonrası Nemrut’a gönülden bağlandığını hissettim.

“Bir dağ düşünün, iki bin metreden daha yüksek olsun ve üstünde iki bin yıldır gizemini içinde saklayan bir tümülüsü bulunsun. Ve Nemrut Dağı efsanesini anlatmaya bu tepeden başlasın.

BAĞIMSIZ BİR KRALLIĞIN KURULUŞU

Buranın yerli halkı, istilacı Asur’a, Pers ve Makedonlara direnip bağımsız Kommagene Krallığı’nı kurarlar. Miladın öncesinden sonrasına yaklaşık iki yüz yıl süren bir egemenlik yaşarlar. Öyle etkin olurlar ki, öğretileri bugün bile devam eder. Doğu ve batıyı sentezleyen bu yerin ilk kralı 1.Mithridates Kallinikos gizemini halen koruyan bir tarihte tahtına çıkar ve tacını takar.

Mısır piramitlerinde bile olmayan bir teknik yüzünden kimse içerilere ulaşamıyor

GİZEMLİ TARİH

Biz bu gizemli tarihi yazılı kaynaklardan okurken, bir de bakarız ki aynı tarih Aslanlı Horoskop’ta da karşımıza çıkar. Dünyanın bu en eski horoskopunun üzerinde gökyüzünün öyle bir anı betimlenmiştir ki, bu anın yirmi beş bin yılda bir göründüğü söylenir. Sağa doğru giden aslan kabartmasında Merkür, Mars ve Jüpiter on altı dik ışınla sembolize edilir. Yine gövdesinde on dokuz yıldız, sekiz keskin ışınla betimlenir. Boynunda ise hilal şeklinde bir ay ve onun üzerinde Regülüs Yıldızı yer alır. Bu yıldız dünyadan 77.5 ışık yılı kadar uzaklıktaki bir çift yıldızdır. Aslan takımyıldızının en parlağıdır ve krallarla özdeşleştirilir.

ÖNEMLİ TARİHLERİ İŞARET EDİYOR

Horoskopun üzerindeki gök cisimleri bize bir tarihi işaret etmektedir. Bu tarih MÖ 109 yılının 14 Temmuz’udur ve saatler 19:37’yi göstermektedir. Ve ne ilginçtir ki bu tarih, dakikası dakikasına yazılı kaynaklarda Kral Mithridates Kallinikos’un taç giydiği tarihtir. Ya özel olarak hesaplanmıştır ya da çok ilahi bir tesadüftür. Ama Grekçe ismi Genler topluluğu olan Kommagene’de böyle bir tesadüf inandırıcı olmaktan uzaktır.

KIRIK TAŞLARDAN OLUŞAN TÜMÜLÜS

Hele Kommagene’nin efsane kralı 1. Antiochos’un yaptırdığı kırık taşlardan oluşan tümülüs ve içinde barındırdıkları düşünüldüğünde gizem daha da belirginleşiyor. Kral kendi soyunu anne tarafından Makedonyalı İskender’e, baba tarafından da Pers kralı Darius’a bağlar. Yunan ve Pers dinini birleştirip yeni bir inanç biçimi oluşturur. Tabi ki alışılageldiği gibi kendi de bu arada tanrısallaşacak ve

Antiochos Teos olarak Nemrut tümülüsünde diğer tanrıların arasında yerini alacaktır. Kartal ve aslanla başlayan tanrı heykelleri yine kartal ve aslanla biter. Doğu ve batı teraslarına özenle yerleştirilen bu devasa heykelleri kutsal amaçları için yaptırır. Daha da ilginci, heykellerin kaidesine iki yüz satırlık eski yunanca birer kitabe yazdırır. Kitabenin konusu ise krallığını sonsuza kadar yaşatacak öğütlerin toplamıdır.

SARMOUNG KARDEŞLİK OKULU

Ezoterik araştırmacıların tespitlerine göre Sarmoung Kardeşlik Okulu da burada kurulur. Mithra inancıyla karışmış Hristiyanlık öğretilerinin de ilk kez burada şekillendiği iddia edilir. İsis’in Horus’u doğurmasıyla Meryem’in İsa’yı doğurması ilişkilendirilir ve öğretilerin devamına dikkat çekilir. Bütün bunlara bakılınca Nemrut tümülüsünün neleri gizlediğini hayal etmek zor olmaz.

Mutlaka görmeniz ve havasını solumanız gereken bir yer

İçerisindeki mezarda, mezar hediyeleri ile birlikte belki de bu okulun sırları sonsuza kadar saklanır. Çünkü Mısır piramitlerinde bile olmayan bir teknik yüzünden kimse içerilere ulaşamaz. Küçük taş parçaları bugün bile aşılamaz.

BÜTÜN DÜNYANIN GİZEMİ İÇİNDE SAKLI

Bu dağın gizemi, sanki dünyanın bütün gizemini içinde saklar. Zaten gittiyseniz fark etmişsinizdir; başka bir zaman, başka bir mekân karşılar sizi ve adeta başka bir boyuta geçmiş gibi olursunuz. Dağdan inen kişi artık çıkan kişi ile aynı olmaz, ruhu aradığını bulmuş, aşk ile dolmuştur. Henüz gitmediyseniz, hiç durmayın yolunuzu düşürün Nemrut’a ve sıcacık karşılayan Adıyaman’a. “Araştırmacı yazar-Arkeolog İpek Kobaner”

NEMRUT’UN KIZI

Dağlar dağlara, hayat hayata kavuşurken, ruhum halen Adıyaman’da… Güneş her akşam batıp, her gün doğarken, çok şükür yaşanan her ana… Güneşin doğuşu ve batışı sırasında hissettiğim duygulara, ait olma ve tamamlanma hissine ve güneşe selam olsun… Güneşin farklı doğup battığı bu özel yerden döndükten sonra biliyorum ki Nemrut’un gizemine kapılan tek kişi ben değilim. Adıyaman’da bulunduğum tüm süreç boyunca bizi çok güzel ağırlayan güzel kalpli insanlara ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.

Dünya kültür mirasımız Nemrut ve Kommagene’yi 2023’te yapılacaklar listenizin en başına eklemeniz dileğimle güzel ve keyifli bir yıl diliyorum…

Spor, Sağlık ve Giyilebilir Teknolojiler Arasındaki İlişki

2022 yılına giyilebilir teknolojiler damga vurdu diyebiliriz. Akıllı saatler ve akıllı bilekliklerin yükselişi durdurulamaz bir hızla da devam ediyor. Bunun yanında spor aktivitelerinde kullanılabilecek olan yeni nesil giyilebilir teknolojiler hem spor hem de sağlık açısından kullanıcılara oldukça farklı kazanımlar sağlıyor. Gelin şimdi sizlere önümüzdeki dönemde etrafımızda sıkça görmeye başlayacağımız giyilebilir teknolojilerden biraz bahsedeyim.

AYAKLARINIZ KONTROL ALTINDA

Nike Air Jordan XI Adapt Jumpman spor ayakkabısı, 25 yıl önceki orijinal tasarıma uygun olarak yıldönümünü kutlamak için üretilmiş. Tabii ki yeni neslin en büyük farkının içerisinde teknoloji barındırması olduğunu söyleyebiliriz. Nike Adapt uygulaması ile ayakkabınızı kişiselleştirebilir ve gerçek zamanlı özelleştirme ile ayakkabılarınızı kontrol edebilirsiniz. Uygulama sayesinde yanıp sönen ışık

modeli, renk düzeni ve birçok veriye de ulaşabilirsiniz. Ayakkabının orta tabanındaki düğmeler özelleşebiliyor ve ayakkabı kendi kendine bağlama teknolojisine de sahip. Ortalama satış fiyatı ise 500 dolar.

HEMEN HAREKETE GEÇİN

Amazon Halo sağlıklı yaşam bandı, vücut yağınızı, uyku düzeninizi, yaktığınız kalori gibi sağlık verilerinizi topluyor ve analiz ediyor. Vücut kompozisyonunuzu

Özer Asan

ve vücut yağ yüzdenizi de ölçebiliyor. 7 güne varan pil ömrü bulunan ürün mobil uygulamasıyla vücudunuzun 3D modelini oluşturabiliyor. Ses tonunuzu algılayarak, çok negatif veya enerjik konuştuğunuz zamanları ayırt ederek gün boyunca insanlarla nasıl iletişim kurduğunuzu gösterebiliyor. Siyah, pembe ve açık mavi renk tonları bulunan cihazın ortalama satış fiyatı ise 99 Dolar.

YALNIZCA BİR ŞAPKA DEĞİL

Evet bu bir ışıklı şapka gibi görülse de işin aslı öyle değil. Öncelikle Cynaps akıllı şapka ile koşarken müzik keyfini çıkarabilirsiniz. Entegre Bluetooth kulaklık sistemi, sesi kemik iletim teknolojisini kullanarak doğrudan kulaklarınıza gönderiyor. Ayrıca gelen telefon aramalarını da

duyabilirsiniz. Yani ekstra kulaklık kullanmanıza gerek yok. Bu akıllı şapkada bulunan 350 lümen bir far sayesinde gece koşularında yolunuzu aydınlatmak içinde kullanabilirsiniz. Günün sonunda şarj etmeniz gerekiyor. Ortalama satış fiyatı 99 Dolar.

KOŞMAK ŞİMDİ DAHA GÜVENLİ

Eğer siz de, benim gibi bir koşucuysanız durmadan aşağı düşen ve ergonomik olmayan kulaklıklardan şikayetçisiniz demektir. Bu durumda Audio Headband RUN-UP tam size göre. Müzik dinleyebilir, çağrı alabilirsiniz. Esnek kumaşı sayesinde cilde de zarar vermiyor. Başınızın üzerine koymanız yeterli. Derin bas sesi sayesinde üç boyutlu zengin bir ses olanağı sunuyor. Yerleşik mikrofonu sayesinde arka plan gürültüsünü önleyen

Kullanım kolaylığı sağlayan ürünler öne çıkıyor

ürün yaklaşan yakın araçlar varsa sizi uyarıyor ve güvenli spor yapmanızı sağlıyor. Ortalama satış fiyatı 159 Dolar.

BİSİKLET SÜRMEK HİÇ

BU KADAR GÜVENLİ

OLMAMIŞTI

Güney Kore’de üretilen THE BEAM Corky dikiz bisiklet aynası yoğun trafikte güvenli bisiklet sürmenize olanak sağlıyor. Böylelikle omzunuzun üzerinden devamlı arkaya bakmanıza

gerek kalmadan yolunuza odaklanabiliyorsunuz. Hemen elinizin altında bulunan sistem kolayca monte oluyor. Ürünün kapağını açarak kullanmanız yeterli. Ürün 100 metrelik bir menzili görebilmeniz için 360 derece dönüş olacağı sunuyor. Bu ürünün ortalama satış fiyatı ise 36 Dolar.

YENİ ANTRENÖRÜNÜZ SİZİ BEKLİYOR

Airofit Breathing Trainer Bluetooth ağızlığı, solunum

tekniğinizi iyileştirerek akciğer kapasitenizi artırıyor. Bir nevi nefes alma antrenörünüz olarak adlandırılabilecek olan ürün, istediğiniz süreyi, antrenman programını ve yoğunluğu seçerek uygun direnç seviyesiyle beraber sağlıklı akciğerler oluşturmanıza yardımcı oluyor. Mobil uygulaması sayesinde solunumunuzla ilgili verileri de görebiliyorsunuz. Sanal nefes koçunuz, aynı zamanda tekniğiniz hakkında

Giyilebilir teknolojiler şimdi birer antrenör oluyor

canlı geri bildirim de sağlıyor. Doğru egzersiz yaptığınızdan emin olmak için ipuçları da alabileceğiniz ürünün ortalama satış fiyatı ise 299 Dolar.

AKILLI ZIPLAMADA

YENİ BİR DÖNEM

İp atlama, yapılabilecek en iyi kardiyo egzersizlerinden bir tanesidir. Akıllı telefonunuza

bluetooth üzerinden bağlanan TANGRAM SmartRope Rookie akıllı atlama ipi ile atlama sayınız, yakılan kaloriler ve zıplamak için harcadığınız zaman hakkında ihtiyacınız olan tüm istatistikleri görüntüleyebiliyorsunuz. Bu antrenman aracı ile ödüllerin kilidini açmak için daha çok motive olabilir, diğer kullanıcılara da meydan

Kalp ritminiz her an kontrol altında

okuyabilirsiniz. Halatın boyu size uygun ayarlanabilen ürün dokuz aya dayanan bir pil ömrüne sahip. Ortalama satış fiyatı ise 39 Dolar.

2022 yılında işin kısa özeti bu şekildeydi. Her şey bir yana sonuç olarak görünen o ki, 2023 yılında da giyilebilir teknolojiler ve bunula birlikte spor ve sağlık arasındaki bağ öne çıkmaya devam edecek.

Gebelik Üzerinde Teknolojinin Etkisi

PLANLARINIZI DEĞİŞTİRMEYİN

Modern hayatın gelişmesiyle birlikte artık evlilikler daha ileri yaşlarda olmaya başlamış ve bu durum ileri yaşta çocuk sahibi olmayı da beraberinde getirmiştir. Önüne geçemediğimiz bir faktör olan yaş ile beraber kadında yer alan sınırlı olan yumurta rezervi de, ne yazık ki hızla azalmaktadır. Herhangi bir korunma yöntemi kullanmadan yumurtlama

dönemine dikkat ederek ilişkiye giren 35 yaşın altında ki her 10 kadından 8’i bir yıl içinde doğal olarak hamile kalabilirken 40 yaş üzerinde ise sadece 10 kadından 4’ü doğal olarak hamile kalabilmektedir. Bu nedenle hamilelik planınız varsa ertelememenizi öneririm.

EN UYGUN ZAMANI DOĞRU HESAPLAYIN

Gebelik şansını belirleyen en önemli faktör doğru

Kafein tüketimi azaltılmalı veya tamamen sona erdirilmeli

zamanda yani yumurtlama döneminde ilişkiye girmektir. Adet döngüleriniz düzenli ise, yumurtlama döneminiz gelecek adet döneminden 14 gün öncesidir. Fakat adet döngüleriniz düzensiz ise, ne zaman yumurtlayacağınızı öngörmek zor olacaktır. Böyle durumlarda jinekoloğunuzdan yardım alarak yumurtlama tarihini hesaplayabilirsiniz. Vücut ısısı takibi ya da yumurtlama göstergesi olan ve teknolojik gelişmelerin

yansıtıldığı kitlerin kullanımı ile doğru zamanı hesaplayarak başarı şansınızı arttırabilirsiniz.

KİMYASAL MADDELERİN KULLANIMINA DİKKAT EDİN

Günlük yaşantıda sık kullanılan makyaj ürünlerinde ve antibakteriyel sabunlarda vücudun hormon mekanizmalarını sekteye uğratacak kimyasal maddeler bulunmaktadır. Bu ürünlerin içerdikleri paraben, triklosan ve fitalat benzeri içerikler doğurganlığı azaltıcı etki yaratmaktadırlar. Gebelik planlayan kadınların, zararlı kimyasal içeren ürünlerden uzak durmaları gerekmektedir.

ZARAR VERİCİ TÜKETİMLERİ AZALTIN

Hayatın vazgeçilmez bir parçası olan kahve, içerdiği kafein nedeniyle yüksek miktarda tüketildiğinde gebe kalmayı zorlaştırabilmektedir. Hamilelik planı yapan kadınlar kahve tüketimine dikkat ederek, kafein alımını günde 200 miligramı geçmeyecek seviyede tutmalıdırlar. Kafein hesaplaması yaparken bir fincan Türk kahvesinin ortalama 70 mg, bir fincan filtre kahvenin 150 g kafein içerdiğini unutmayın.

DUMANALTI OLAN VE SİGARA İÇİLEN ORTAMLARDA BULUNMAYIN

Gebelik esnasında bebeğin gelişiminde birçok probleme

Dr. Öğr. Üyesi Ali Gürsoy Maltepe Üniv. Tıp Fakültesi Hastanesi

yol açan sigara doğurganlık üzerine de olumsuz etki yaratmaktadır. Yumurta rezervinin azalmasına yol açan sigaranın ülkemiz kadınlarında yüzde 15 oranında tüketildiği düşünüldüğünde, birçok kadının bu zararlı kimyasallara maruz kaldığı görülmektedir. Bu arada sadece sigara içmenin değil sigara içilen ortamda da bulunmanın (pasif içicicilik) vücutta ki kimyasal yükü arttırdığını unutmamak gerekir.

ALKOL TÜKETİMİNİ TAMAMEN SONA ERDİRİN

Alkol tüketiminin adet döngüsünü bozduğu ve buna bağlı olarak gebe kalmayı zorlaştırdığı bilinmektedir. Gebeliğin erken dönemlerinde alkol tüketilmesinin bebekte yaratabileceği gelişimsel anormallikler düşünüldüğünde gebelik planlanan dönemlerde kesinlikle tüketilmemesi gerektiği unutulmamalıdır.

Teknolojik gelişmelerin yansıdığı kitlerin kullanımına özen gösterilmeli

ZARARLI YAĞLARI TÜKETMEYİN

Trans yağ tüketimi erkeklerde sperm yapısını bozarken, kadınlarda ise yumurta kalitesini ve gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler, endüstriyel katı yağ içeren kızarmış patates ve patates cipsi gibi ürünleri tüketmemelidirler.

ÖZELLİKLE MISIR ŞURUBU İHTİVA EDEN ÜRÜNLERE DİKKAT EDİN

Beslenmenin doğurganlığı olumsuz etkilediği durumlardan diğer önemli bir tanesi ise mısır nişastasından yapılan yapay bir tatlandırıcı olan yüksek fruktozlu mısır şuruplarıdır. Günümüzde ucuz maliyeti nedeniyle tatlılarda ve paketli gıdalarda sıkça kullanılmaya başlayan bu ürün, sofra şekerinden çok daha zehirlidir. Yapılan araştırmalarda kadınlarda

doğurganlığı azalttığı gösterilmiştir.

İLİŞKİ ESNASINDA KAYGANLAŞTIRICI

KULLANMAYIN

Cinsel birliktelik sırasında vajinal kayganlaştırıcı kullanımının sperm hareketlerini bozarak döllenmeyi olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, gebe kalmaya çalışan çiftlerin vajinal kayganlaştırıcı kullanmaları önerilmez.

STRESİ KENDİNİZDEN

UZAK TUTUN

Stres, yarattığı hormonal düzensizlikler ile kadınların üreme yeteneğini olumsuz yönde etkilemektedir. Yapılan bir çalışmada, yüksek stres düzeyine sahip kadınların doğurganlıklarında % 12’lik bir azalma olduğu tespit edilmiştir. Yoga, meditasyon ve nefes alma teknikleri ile stres faktörünü azaltarak hamile kalma şansınızı arttırabilirsiniz.

VÜCUT KİTLE ENDEKSİNE ÇOK DİKKAT EDİN

Yapılan araştırmalarda vücut kitle indeksinin 29’un üzerinde olduğu her bir değerin gebelik başarısını yüzde 4 azalttığı gösterilmiştir. Vücut kitle indeksinizi, ağırlığınızı boyunuzun karesine bölerek (kg/m2) hesaplayabilirsiniz.

AŞIRIYA KAÇMAYAN EGZERSİZLERİ İHMAL ETMEYİN

Kontrol zamanlamasına mutlak özen gösterilmeli

Haftada bir saatten fazla ancak beş saatten az yapılan egzersizlerin tüm kadınlarda doğurganlığı artırdığı gösterilmiştir. Bunun aksine, ağır egzersiz yapılması normal kilodaki kadınlarda doğurganlığı arttırmak yerine azaltabilmektedir.

DOKTORA BAŞVURMA ZAMANINA ÖZEN GÖSTERİN

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler 1 sene boyunca korunmadan ilişkiye girmesine rağmen gebe kalamıyorlarsa bir jinekolog tarafından

Stres ve stresli ortamlardan uzak durulmalı

değerlendirilmelidirler. Zamanla azalan yumurta rezervi nedeniyle bekleme süresi 35 yaş üstünde ki kadınlar için 12 ay yerine 6 ay olarak önerilmektedir.

Influencer Marketing’in Gençler Üzerindeki Etkisi

Günümüzde artan bir şekilde süregelen çevrimiçi video yaratıcılarının reklam stratejileri, kendi markalarını genç takipçiler grubu üzerinde reklam uygulamak şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu fenomen aynı zamanda video influencer marketing olarak da bilinmektedir.

Gençler televizyon ve yazılı gazeteler gibi daha geleneksel medya kaynaklarına ulaşmak istemediği için, reklam verenler çevrim için influencer’lar ile sponsorlu

iş birlikleri yaptıkları stratejiler kullanılmaktadır. Bu, fenomende de influencer marketing’in önemli bir bileşeni olarak bilinmektedir.

GENÇLER VE MARKALARIN İLİŞKİSİ

Gençler ve markalar arasında çift yönlü bir etkileşim vardır. Gençlerin genellikle sponsorlu reklamları kabul ettiği ve influencer’lar ile eleştirel bir şekilde değil de onlara şefkat içeren bir şekilde yaklaştıkları bilinmektedir. Aynı zamanda

markalar da, gençlerden gelen geri bildirimleri sponsorlu videonun ticari değerine zarar vermedikçe kabul etmektedir.

GÜÇLÜ BİR BAĞ KURULUYOR

Influencer marketing ile gençler influencer’lar ile genellikle güçlü bir ilişki oluşturur ve onları arkadaşları gibi algılarlar. Gençler, çevrimiçi influencer’lar tarafından yaratılan ve genellikle YouTube gibi sosyal medya platformlarında

Gençler ve markalar arasında çift yönlü bir etkileşim var

dağıtılan çevrim içi videoları izleyen kişilerdir. Çevrimiçi influencer da onları takip eden kişilerle sosyal ağ oluşturan kişilerdir. Influencer’lar genellikle daha niş ve inanılabilir trendsetter kişiler olarak bilinmektedirler. Bu durum da çevrimiçi influencer’ların gençler üzerinde artan popülaritesini oluşturmuştur. Özellikle gençler üzerinde etkili olan bu durum markaların dikkati çekmiştir.

VIDEO INFLUENCER MARKETING

Video influencer marketing reklam vermenin bir türüdür, reklamın inandırıcı yönünü içinde bulundurur ve içinde sponsorlu mesajı eğlenceli ya da üçüncü parti tarafından oluşturulmuş bir bilgilendirme içeriğini bulundurur. Sponsorlukların bu ince doğası yüzünden, gençler çoğu kez

sponsorlu ya da ticari içerikleri anlayamamaktadır.

STRATEJİ VE TEKNİKLER DEĞİŞKEN

Reklam teknikleri özellikle müşterilerin amaçlarına, stratejilerine ve niyetlerine göre şekillenmektedir. Çevrimiçi sponsorlu içeriklerin gizli yönü, ikna edici kısmını saklamasıdır. Aynı zamanda bir diğer yönü ise, gençler üzerinde etkili olmasıdır. Gençlerin sponsorlu reklamlara olan ilgisi, bir o kadar da gençlerin yaşları dolayısıyla bu reklamlara olan açıklığı, influencer marketing’in etiği hakkında endişeler uyandırmaktadır. Gençlerin bilişsel becerileri reklamlar için önemli olmaktadır, fakat bir yandan da gençlerin bilişsel becerileri henüz gelişmemiştir. Gençlerin bilişsel becerileri henüz gelişmediğinden de

bilişsel becerileri olgun bir seviyeye ulaşmamıştır. Bu durum da onların çevrimiçi sponsorlu içeriklerin ikna edici yönlerini anlamalarını zorlaştırır. Aynı zamanda onların duygusal beyinleri çok fazla cevap verdiği için, gençlerin sponsorlu influencer videolarında daha tetikte olmalarına yol açar.

GENÇ BEYNİ VE INFLUENCING

Gençlerin yetişkin beyni gelişimdedir. Gençlerin yetişkin beyni yani pre-frontal cortex’i; beynin planlama, sonuç hakkında bilgi sahibi olma, fikir yürütme, karar verme, seçim yapma kısmıdır ve bu kısım gençlikte gelişir ve genç yetişkinliğe kadar gelişimini devam ettirir. Gençlerin bilişsel becerileri reklamlar gelince aktive olmaktadır ve reklam temalı mesajlara cevap vermektedir.

Gençler, genel olarak çevrimiçi influencer içeriklere açık

Feyza Melis Kösoğlu Uzman Klinik Psikolog

Ek olarak, gençlerin beyinlerinin duygusal kısımları erken gençlikte aşırı aktiftir. Bu da, onların influencer videoları gibi duygusal uyaranlara açık olmalarına yol açar. Aynı zamanda gençler tutarlı bir kimlik oluştururken, çevrelerine

karşı oldukça duyarlıdır. Gençler davranışlarıyla başkalarının onlarda neyi sevip sevmediklerini denerler. Onların yakın arkadaşları onlar bu sosyal beceriyi denerken onların hayatında önemli rol oynar ve gençler onlarla hayat deneyimlerini

Influencer’lar günümüzde sosyal medyanın geniş bir kısmını oluşturmakta

paylaşırlar. Bu günümüzde sosyal medya üzerinden olmaktadır. Sosyal medya gençlere hiç bitmeyecek bir şekilde arkadaşlarıyla iletişim kurma olasılığı sunmakta ve kişilerin kendi kimliğini doğrulamalarına yardımcı olma olasılıklarını

oluşturmaktadır. Çevrimiçi influencer’lar günümüzde sosyal medyanın geniş bir kısmı olmakla beraber gençlere uygun davranışsal seçenekler sunabilecek rol modelleri olmaktadır. Ek olarak gençler çevrimiçi influencer’ları genellikle arkadaşları olarak görmekte ve onlarla sosyal ilişkiler kurmaktalardır.

SPONSORLU REKLAMLARIN GENÇLERE ETKİSİ

Gençler influencer’ların oluşturdukları içeriklerin, gençleri eğlendirmek için değil de onlara ürün satmak için olduğunu anladıklarında, kendilerini güvende hissetmeleri bozulabilmektedir bu yüzden de, bu durum onların influencer’lar tarafından oluşturulan içeriğe daha eleştirel bakmalarına ve influencer’lara bakma yollarını değiştirmelerine yol açabilmektedir. Gençlerin, influencer’ların içeriklerinin parçası olan sponsorlu reklamların, influencer’ların reklamlarında yansıtıldığını gördüklerinde bu tarz reklamları daha fazla kabul

edebildikleri ve influencer’ların sponsorlu reklamlara katılma motivasyonlarını anladıkları için onların bakış açılarını anlayabildikleri ve kendi bakış açılarını şekillendirirken kullanabildikleri görülmüştür.

REKLAM DEĞERİNİ REDEDEBİLİYORLAR

Gençlerin genel olarak çevrimiçi influencer içeriklere çok açık oldukları, ama aynı zamanda koşullara göre reklamların reklam değerini ve amaçlarını reddettikleri görülmektedir. Gençlerin influencer’lar sponsorlu olarak çalıştıklarını belirttiğinde reklamı kabullendikleri, fakat reklamın sponsora dair içeriğinden haberleri olmadıklarında reklamı eleştirel olarak değerlendirdikleri görülmüştür. Gençlerin, markanın içeriğinin sponsorlu reklamının ticari doğasını fark ettiklerinde reklama verdikleri tepki değişmektedir. Genellikle markaya olumsuz duygular beslemekte ve markaya olumsuz geri bildirimler sunmaktadırlar.

Gençler genel olarak sponsorlu video içeriklerinin

Influencer’lar genellikle daha niş ve inanılabilir trendsetter kişiler olarak bilinmektedir

asıl amacı hakkında bilgilendirildiklerinde, içerik ve onu gönderen hakkında iyi düşünceler içinde olmaktadır. Bu bulgular gençlerin marka, içerik ve onu gönderen influencer’lar hakkındaki bakışların değişiminin ve özellikle sponsorlu reklamın belirtilip belirtilmemesinin gençlerin düşüncelerini ve algılarını değiştirebildiğini göstermektedir.

INFLUENCER’LAR İLE İŞBİRLİĞİ YAPAN MARKALAR

Böylelikle, pratik olarak influencer’lar ile iş birliği yapan markaların eğer ikna edici olmak istiyorlarsa, influencer’lar ile yaptıkları iş birlikleri hakkında dürüst olmalarının gerektiği görülmüştür. Ayrıca, influencer’ların videolarında bulunan açıklık ve algılanan dürüstlük olgularının gençlerin influencer’lar tarafından yaratılan reklamları kabul etmesini arttırdığı görülmektedir. İçeriklerin samimiyeti hakkında açıklık bu yüzden olumlu olarak değerlendirilmektedir.

Gelişen Teknolojiyle Veri Bazlı Pazarlamanın Önemi

Değişen pazar dinamikleri, yeni rekabet ve yenilikçi yöntemlerin pazara giriyor olması, pazarlamacılara müşteri kazanımı ve müşteri elde tutma konularında daha verimli olmaları için baskı yapmaktadır. Ancak, çoğu firma eksik veri ve yetersiz analiz sistemleri ile donatılmış olduğu için, pazarlamacılar genellikle daha yüksek pazarlama maliyetleri ve daha düşük gelir ile sonuçlanan kararlar alırlar. Bu kararlar

veriye hâkim olmadıkları için geçmiş tecrübelere ve duygulara dayalı kararlar olmuştur.

DOĞRU İHTİYAÇLARI BELİRLEMEK ÖNEMLİ

Pazarlamacıların ihtiyacı olan hangi ürünlere tanıtım yapmaları gerektiği, elde kalabilecek hangi ürün grubuna sezon sonu indirimlerin yapılacağı, hangi müşteri grubuna nasıl bir kampanya ve indirim

sunacaklarını verimli bir şekilde tahmin edebilmeleri için pazarlamacıların kritik anlarda mümkün olan en iyi kararları vermelerine yardımcı olmak, ancak veri odaklı analizler ile mümkün olabilir.

ORTAYA ÇIKAN GÖSTERGELER DİKKATE ALINMALI

Forrester en son 2020’in başında yaptığı araştırmada, pazarlamacıların %87’sinin halen veri bazlı çalışma

Veri akışını iyi anlamak gerekiyor

modellinin en az kullandıkları yöntem olduğunu paylaşmıştır. Peki, pazarlamacıların çoğunu verilerini etkili bir şekilde kullanmaktan alıkoyan nedir? Ve veri kullanımı konusunda daha çevik ve verimli olmak için ne yapmaları gerekir?

ÇÖZÜM NET BİR ŞEKİLDE GÖZÜKÜYOR

Forrester raporuna göre pazarlamacılar, esasında veri toplama kaynakları ve veri toplamasında bir sıkıntı gözükmüyor. Veri toplama oranı sadece son iki yıl içinde %60 artış göstermiş. Veri toplama kaynaklarına bakıldığı zaman firmaların ortalamada 16 farklı veri kaynağından müşteri bilgilerini takip ettikleri gözüküyor. Bu veri kaynakları arasında hem dahili kaynakları olan çağrı merkezi, sosyal medya siteleri, web sitleri, satış, lojistik ve stok gibi kendi birincil öncelikleri verileri, iş ortaklarından ve satış kanallarından gelen harici ikinci taraf verileri ve pazarlamacıların müşteri görünümlerini zenginleştirmek için kullandıkları üçüncü partilerden aldıkları pazar araştırma ve sosyal medya

raporları en başta gelen veri kaynakları arasında sayılabilir.

DOĞRU FORMATLAR BELİRLENMELİ

Aslında, ikinci taraf verilerin kullanımı son bir yıl içinde %24 büyümüş. Ancak, sıkıntı bu verileri depolayan teknolojilerin son derece parçalanmış olması ve veri formatlarının farklı olması nedeni ile bu verileri birbirleriyle konuşturmak. Bu işlem son derece zor ve pahalı olduğu gibi bu veriler birbirleriyle “konuşamadığından” genellikle farklı format biçimleri olarak silolanır. Ayrıca, işletmeler sürekli genişleyen dijital ayak izi üzerinden müşterilerin ilgisini çekmek için topladıkları veriler arttıkça birbiri ile konuşmayan formatta veri siloların sayısının artması kaçınılmaz duruyor.

FARKLI GÖRÜŞLER ORTAYA ÇIKIYOR

Araştırma ile ilgili görüşlerini paylaşan CloudKettle Kıdemli Pazarlama Teknolojisi Mimarı Eliot Harper bu veri siloları için, “Yapılandırılmamış, yarı yapılandırılmış ve

yapılandırılmış veri siloları arasında ortak bir şema/dil veya veri modeli olmadan eşleştirmenin zor ve masraflı” olduğunu vurgulamıştır. Bu veri kaynakları genellikle müşteri tanımak/tanımlamak için cep telefon numaraları, e-posta adresleri, çerezler, aygıt kimlikleri ve daha farklı tanımlayıcılar kullanır. Bu farklı tanımlayıcıları mantıksal veya karar verici eşleşen kurallar ve algoritmalar uygulayarak tek bir müşteri olarak tanımlamak çok uzun bir zaman ve enerji gerektiren masraflı ve verimsiz bir süreçtir. Parçalanmış verilerle ilgili zorluklar göz önüne alındığında, pazarlamacıların çoğu müşteri veri kaynaklarının birleşik bir görünümünü elde etmek için mücadele etmektedir. Forrester raporuna göre müşterilerini tek bir veri tabanında tekil olarak toparlamayı başarabilen pazarlamacıların oranı sadece yüzde 49’dur.

EFEKTİF VERİ KULLANIMINA DİKKAT EDİLMELİ

Veri çevikliğini ve verinin efektif kullanımını engelleyen bir başka sorun da veri analizi ve veriyi anlamak konusunda pazarlamacıların yetkinlikleri seviyesidir. Harper’ın da belirttiği gibi, ortak bir şeması olmayan

Tunç Berkman

Verilerin depolandığı teknolojiler birbiriyle etkileşimde olmalı

birden fazla kaynaktan gelen verileri birleştirmek ve sonra bunu sorgulamak oldukça zordur. Ancak, veriler bir yerde olsa bile başka bir sorun, çoğu pazarlamacı bu verileri sorgulamak ve analiz etmek için gerekli becerilere ve bu yeni sistemler kullanmak konusunda gerekli yetkinliklere sahip olmamasıdır. Eğer hazır bir analiz ve raporlama sistemleri ve/veya ekranları yoksa bilgi almak için IT ekibinin

desteğine ihtiyaç duyarlar. IT ekiplerine istedikleri verileri tanımlamaları ve IT ekiplerinin bu raporları hazırlaması saatler, günler veya haftalar sürebilir.

BENZERLİKLER ÇOĞALTILABİLİR

Örnek olarak, Firefly Health’in pazarlama ekibi hasta verilerinden iç görüler çıkarmaya çalışırken buna benzer bir süreç yaşadılar. Başlangıçta ekip, hasta

Ekipler ortak çalışmaya yatkın olmalı

verilerini analiz etmek için MySQL Workbench ve Google Sheets’in bir kombinasyonuna güvenmiş. Daha sonra ürün veri tabanını iş zekâsı yazılımına ve verileri birleştirmeyi ile sorgulamayı kolaylaştırmayı hedefleyen büyük bir veri analizi platformuna bağlamaya çalışmışlar. Ancak hasta verileri, VoIP ve EHR sistemleri arasındaki ilişkileri anlamayı gerektiren daha karmaşık sorular ile

sorgulayıp ilişkilendirmeye çalıştıklarında bu mümkün olmamış. Harcanan zaman ve kampanyaları zamanında çıkma baskısı ile pazarlamacılar genel olarak bu tarz durumda veri analizi ile uğraşmayı bırakarak sadece içgüdüleriyle karar verirler.

FARKLI ENGELLER ORTAYA ÇIKABİLİR

Veri çevikliğinin önündeki bir başka engel ise, verilerin etkinleştirilmesi veya aktifleştirilmesidir. Örnek olarak, dijital platformlarda verileri etkinleştirmek için pazarlamacıların kendi veri tabanlarında olan verileri Google Reklamları ve Facebook gibi bu kampanyaları kullanacakları kanallara yüklemesi gerekir. Veri tabanlarından sorgulama yönetimi ile veri çekerek ve bunları kanala yükleyerek verileri manuel

olarak bağlamak verimsizdir, hatalara yol açabilir ve iyi ölçeklenemez. Sunucuların yapısından kaynaklanan yavaş sorgulama süreçleri nedeniyle oluşan zaman kaybı, bu tarz kampanyaları ölçeklendirmekte zordur. Sonuç olarak, pazarlamacılar ölçekleyemedikleri kampanyalardan istedikleri verimi alamazlar.

YAPILMASI GEREKENLER İYİ ANALİZ EDİLMELİ

Peki dijitalleşmenin bu kadar ön plana çıktığı ve efektif veriye dayalı pazarlama çalışmaları için yapılması gereken nedir? Firmalar daha verimli pazarlama kampanyaları yapabilmeleri için pazarlama ekiplerine nasıl destek olabilir? Öncelikle tüm ekiplerin teknolojinin bir amaç değil, daha efektif çalışmak

Teknoloji araç olarak doğru kullanılmalı

için bir araç olduğunu kabul etmesi gerekir. Bu sebeple hangi teknolojiye yatırım yapılacağı ve nasıl araçlar kullanılacağının belirlenmesinden önce pazarlamacıların veri stratejilerini ve topladıkları verileri nasıl hangi amaçla kullanacaklarına karar vermelidir. Toplanacak verilerin nasıl bir temel ayrıştırıcı ile tekilleştirileceğine karar verilmeli ve farklı kanallardan gelen veriler mutlaka bu ortak ayrıştırıcı bilgi setinin içinde yer almalıdır.

KAMPANYA YÖNETİMİ ÖNE ÇIKMALI

Kampanya kuralları baştan tanımlamalı ve hazırlanacak kampanya yönetim masalarının, bu verilerin kullanıcı tarafından kolaylıkla sorgulanacağı ve tabloların kolaylıkla okunabileceği şekilde tasarlanması gerekmektedir. Burada IT, pazarlama, pazar araştırma ve iletişim ekiplerinin ortak bir çalışma grubunda çalışarak, bu geliştirme sürecinde birlikte çalışması en iyi sonuçları ortaya koyacaktır.

PLANLAMAYLA BİRLİKTE İLERLENMELİ

Bu şekilde bir çalışma ve planlama süreci ile ilerlenmesi, ileride yüzbinlerce lira harcanıp kullanılmayan ve verimsizlik yaratan sistemlerin önüne geçecek ve günümüz veri tabanlı pazarlama yapısına uygun, çevik pazarlama ekiplerinin olmasını sağlayabilecektir.

Turkcell Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Kadri Özdal ile

Türkiye’nin teknoloji dünyasındaki tecrübeli isimlerinden bir tanesi olarak, Turkcell Pasaj’ın kuruluş hikayesini ve geldiği noktayı bizimle paylaşır mısınız?

Turkcell uzun yıllardır dijital kanallar üzerinden elektronik ürün satışı yapıyor aslında. E-ticaret yeni olduğumuz bir alan değil ancak 2020’nin başlarında dijital taraftaki ticaretimizi pazaryeri olma stratejisine taşıma kararı Pasaj’ın temellerini attı. Bu kararın ardından da hemen marka ve isim çalışmalarına başladık. “Pasaj” ismi bu çalışma kapsamında bize gelen ilk öneri idi. Devamında faklı önerilerde geldi ancak biz

ilk görüşte Pasaj ismine çok ısınmıştık zaten ve bu isimle yolumuza devam etme kararı alarak 23 Aralık 2020’de Pasaj markasını hayata geçirmiş olduk.

Yola ilk çıktığımızda yaklaşık 2500 çeşit ürünümüz ve sınırlı sayıda satıcımız vardı. Geçtiğimiz iki yılda elektronik ürünlerdeki gücümüzü arttırırken ürün kataloğumuza petshop, spor, anne-bebekçocuk gibi elektronik dışı ürünleri de ekleyerek yaklaşık 25.000 çeşit ürünle bugün müşterilimize hizmet veriyoruz.

Benzer durum satıcılarımız için de geçerli. Her isteyeni Pasaj’da satıcı yapma hedefimiz hiçbir zaman olmadı. Turkcell’in

Tekno Sohbet

Pasaj’da 25.000 çeşit ürünle müşterilerimize hizmet veriyoruz

kalite algısını ve müşteri memnuniyetini devam ettirebilecek satıcılarla yolumuza devam ediyoruz. Burada Turkcell’in fiziki kanal gücünü de arkamıza alarak bayilerimizi Pasaj’da satıcı yapmaya başladık. Hem Turkcell bayileri hem de diğer satıcılarımızla birlikte toplam 600 satıcıyı barındıran bir pazaryeri kurmuş olduk. Özetle ilk günden bugüne Turkcell’in markası olsak da herkesin markasıyız düsturu ile hangi operatörden olursa olsun, yüzlerce kategori ve on binlerce ürünle herkese hizmet veren, sürdürülebilirliği merkezine alan, doğa dostu bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

Satış kanallarınızda kurduğunuz bütünleşik yapıya değinebilir misiniz?

Türkiye’nin sadece elektronik kategorisinde satış yapan ilk pazaryeri platformumuz Turkcell Pasaj ve ülke genelindeki 1110 Turkcell mağazasının bütünleşik kanal yapısıyla, müşterilerimize Türkiye genelinde kapsayıcı bir hizmet sunuyoruz. Pasaj kullanıcılarımız platformdan aldıkları ürünleri mağazadan teslim alabiliyor ya da mağazaya gitmeden Pasaj üzerinden satın aldıkları ürünü ayırtabiliyorlar. Mağazalarımız

içerisinde bulunan tablet ve ekranlar üzerinden Pasaj’daki 25.000 çeşit ürüne erişebiliyor, 24 saat içinde teslimat seçeneği ile evlerine ücretsiz şekilde kargo seçeneğinden faydalanıyorlar. Pasaj bugün müşterilerine 20’den fazla kategoride premium hizmet sunan büyük bir platform. Pasaj’da seçilmiş ürünlere ve seçkin satıcılara platform olarak hizmet veriyoruz. Turkcell’li olsun ya da olmasın müşterilerimiz Turkcell’in güvencesiyle elektronik alışverişlerini rahatlıkla yapabiliyor.

29

Günümüzde önemli olan ve sizin hem kişisel hem de Turkcell olarak ön planda tuttuğunuz “sürdürülebilir ürünlerle geri dönüşüm” çalışmalarından bahseder misiniz?

Turkcell olarak satış kanallarında çevreyle uyumlu ürünlere daha çok yer açmaya odaklandık. Örneğin 2023 yılından itibaren fiziksel ve online satış kanallarında müşterilerimize sürdürülebilir yaşama geçişi destekleyen bir dizi çevre dostu aksesuar sunacağız. Müşterilerimiz

tondan fazla tekno atığı eğitime dönüştürdük

kullanılmış, okyanusa karışan plastiklerden yapılmış, yüzde 100 biyolojik olarak geri dönüştürülebilir ve doğada çözülebilir özellikli telefon kılıfları ve telefon aksesuarları gibi ürünlere 2023’ten itibaren hem mağazalardan hem de Pasaj üzerinden ulaşabilecek. Müşteriler ayrıca normal ve elektrikli bisiklet gibi sürdürülebilir yaşama geçiş ürünlerine de bu kanallardan erişebilecek.

Tekno atıkları eğitime dönüştürdüğünüz projenize değinir misiniz?

Türkiye’nin Turkcell’i olarak teknoloji ile kimseyi geride bırakmamak için hareket ediyoruz. Herkesin bilgiye eşit, doğru ve güvenli erişimi için ve internetin sunduğu sınırsız olanakların herkes tarafından kullanılabilmesini

sağlamak için birçok proje hayata geçiriyoruz. ‘Daha iyi bir dünya için’ diyerek çıktığımız bu yolda tekno atıkları değerlendiriyor, eğitime dönüşüyoruz. 2019 yılının Aralık ayından beri Turkcell müşterilerinin, mağazalara getirdikleri kullanılmaz durumdaki cep telefonu, bilgisayar, tablet ve aksesuarları gibi elektronik atıklarını dönüşüme kazandırarak geri dönüşümden gelen geliri ‘Eğitime Dönüştür’ projemizle toplumsal faydaya dönüştürüyoruz. Duyarlı müşterilerimizin sayesinde bu projeyle bugüne dek 29 tondan fazla tekno atık eğitime dönüştü. Proje kapsamında yaklaşık 16 bin kişi, geri dönüşüm için 30 bin adet tekno atığı Turkcell mağazalarına getirdi. Mağazalara ulaştırılan

81 ilde “Engelsiz Mağazacılık” konseptini hayata geçirdik

tekno atıklar, TÜBİSAD

Yetkilendirilmiş Kuruluşu (Bilişim Sanayicileri Derneği) aracılığıyla geri dönüştürülüyor. Buradan elde edilen gelir de TEGV’e bağışlanarak çocukların eğitimine katkı sağlıyor. Böylece Turkcell olarak eğitimde fırsat eşitliğine destek oluyoruz.

Yenilenmiş ürünlerle ilgili olarak çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz, bu konuda önümüzdeki dönem için hedefleriniz nelerdir?

Müşterilerimize mağazalarda ve online tarafta sürdürülebilir hayata geçiş için geri veya ileri dönüşümden veya karbon emisyonlarını azaltmaya fayda sağlayacak ürün seçenekleri sunuyoruz. Biz Turkcell’de ürün ve servisleri geliştirirken

minimum ve temiz enerji kullanmaya özen gösteriyor, aynı zamanda sunduğumuz ürün ve hizmetlerle iklim değişikliğine bir çözüm olmak için de çalışıyoruz. Döngüsel işleyişe olan inancımızla ürünlerimizin kullanım süresini uzatıyor, kullanılamaz hale gelen ürünlerin yaşam döngülerini ise “geri dönüştürme” ile tamamlamalarını sağlıyoruz. İkinci elde Turkcell güvencesiyle tüketicilere hizmet sunuyoruz; Satış kanallarımızda sunduğumuz hizmetlerden biri olan Yenilenmiş Cihazlar kategorisiyle Sürdürülebilir Ekonomi kapsamında eski cihazları satın alıp yeniliyor, Turkcell güvencesiyle yeniden satıyoruz. Eski cihazlarını da yeni alışverişlerinde kullanmaları için nakde çeviriyoruz. Müşteriler bu

sayede kendi kaynaklarını verimli kullanabiliyor.

Sosyal ve dijital kapsayıcılık alanında gerçekleştirdiğiniz çalışmalara değinir misiniz?

Sosyal ve Dijital kapsayıcılık anlamında teknoloji ile kimseyi geride bırakmamak için farklı alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Örneğin bu yıl 81 ilde Engelsiz Mağazacılık konsepti hayata geçirdik. Engelli bireylerin sosyal hayata eşit ve bağımsız katılımlarına destek olmak için engelleri kaldırdık ve Turkcell deneyimini rahatça yasayabilecekleri bir konsept oluşturduk. Öte yandan Pasaj‘daki tüm ürünleri yüzde 100 geri dönüştürülebilir kutularda gönderiyoruz. Yakın zamanda bu kutuları

24 saat içerisinde teslimat seçeneğiyle ücretsiz bir şekilde hizmet sunuyoruz

saksıya dönüştürüp içerisinde yetiştirebilecekleri tohum ile gönderim yapmaya başlayacağız. Örneğin yine Pasaj’dan yapılan petshop alışverişleri sokak hayvanları için #BirKalpMama’ya dönüşüyor. Turkcell olarak bir başka odak alanımız ise tedarik zincirimiz. Tedarik zincirimiz için davranış ilkeleri belirledik, onlara sürdürülebilirlik için yol haritası çizdik. Raporlama yapmaları için teşvik mekanizmaları oluşturduk, sözleşme yapılarımızı değiştirdik. Bu kapsamda çevreyi gözeten, geri dönüşüme kazandırılan ürünler üreten; topluma fayda sağlayan tedarikçilerle çalışıyoruz, ürün tedarik zincirine üreten kadınları dahil ediyoruz. Örneğin; Türkiye’deki üretici kadınların en büyük platformu olan “Kadınların Elinden” sosyal girişimini Pasaj’da destekleyerek üreticiyle tüketici arasında bir köprü oluyor, Anadolu’nun dört bir yanında kadınların ürettiği birbirinden lezzetli ürünleri müşterilerimizle buluşturuyoruz. Öte yandan herkesin bilgiye eşit, doğru ve güvenli erişimi; internetin sunduğu sınırsız olanakların herkes tarafından kullanılabilmesi için projeler hayata geçiriyoruz: Pasaj’da yer alan satıcılara yönelik gelişim programıyla A’dan Z’ye E-ticaret Eğitimi sunuyor, eğitim sertifikası sağlıyoruz. Ayrıca mağaza çalışanlarımız için mağazaların sürdürülebilirliğini temin edecek bildirge ve eğitimler oluşturduk, sürdürülebilirlik odaklı İnsan Hakları ve Çevre Politikalarımızı iştiraklerimize uyarladık. Kapsayıcı çalışmalarımız faaliyet gösterdiğimiz hemen her alanda odaklandığımız bir konu.

Anıl Kurtuldu

ile Tekno Ünlü

Her ne kadar bitti diye düşünülse de pandeminin etkisiyle tüm dünya için oldukça sıkıntılı bir dönem içerisindeyiz. Tv sunucusu, gurme, gezgin ve aynı

zamanda tv dizilerinin aranılan oyuncularından biri olarak, içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde en çok nelere dikkat ediyorsun ve bu dönemde sence en çok nelere dikkat edilmeli?

Pandemi hepimiz için zorlu bir tecrübeydi

Pandemi hepimiz için zorunlu bir tecrübeydi. Bu süreç bana biraz daha alanımı koruma ve sağlığıma dikkat etme konusunda daha fazla çaba göstermem gerektiğini öğretti. Dünya zaman geçtikçe her konuda doğallığını maalesef kaybediyor. Ne kadar

farkındayız bilmiyorum ama çok hızlı kan kaybediyoruz. El birliğiyle acil mücadele ve müdahale etmemiz şart. İş ve özel hayatında en sık kullandığın teknolojik ürün ve içerisinde yer alan

en sık kullandığın uygulamalar hangileri?

Cep telefonu en sık kullandığım teknolojik ürün diyebilirim. WhatsApp ve Instagram alıyor ise en sık kullandığım uygulamalar arasında yer alıyor.

Teknoloji hepimiz için bir şans, ama kendimizi çok fazla kaptırmamamız gerekiyor

Instagram’ın ne kadar uzun süreli olacağını ise zaman gösterecek.

Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsun, peki sosyal medyaya olan bakış açından biraz bahseder misin?

Akıllı kullanıldıktan sonra hepimiz için bir şifa olabilir. Görmediğimiz ülkeleri, kültürleri, yemekleri ve daha bir çok şeyi araştırıp merak edip buradan öğrenebiliyoruz. Tabii, bir o kadar saçmalıklar da maalesef yok değil.

Bahsettiğim gibi akıllı kullanmayı başarabilirsek şifa, aksi halde ise akıl ve ruh sağlımıza zarar diye düşünüyorum.

Teknoloji ve bilişim alanındaki gelişmeler bir sanatçı olarak seni etkiliyor mu?

Teknolojiye olan bakış açını bizimle paylaşır mısın?

Teknoloji ve bilişim dünyasındaki gelişmelerden etkilenmemek elde değil. Teknoloji hepimiz için bir şans, ancak kendimizi çok fazla kaptırmamalıyız. Her şey gibi teknoloji ile olan ilişkimiz de kararında olmalı diye düşünüyorum. Çünkü hayatın bir akışı var ve bu akıştan kopmamak gerekiyor.

Sosyal medyanın reklam, dizi ve filmler üzerinde pozitif bir etkisi olduğunu düşünüyor musun?

Pozitif olduğu kadar negatif etkileri de var diyebilirim. Pozitif etkisi tanınırlığınız ve kim olduğunuz çok şeffaf bir şekilde ortaya çıkıyor. Neler yediğinizden tutun, nereleri gezdiğinize, kimlerle arkadaş olduğunuza kadar her şey ortada. Çünkü çok uygulama var ve hepimiz paylaşım yapıyoruz. Negatif yönü ise, izleyicinin oynadığınız karakteri siz zannetmesi ve

Caner Ural

sizin profilinize girip ya da uygulamanın mesaj yoluyla size istediğini söyleyebilmesi. Arka Sokaklar dizisinde canladırdığım Muzaffer karakterine izleyici kendini fazla kaptırmış olacak ki, aldığım kötü huylu reaksiyonlar ve cümleler

çok fazlaydı. İzleyici sizin profilinize girip size kötü söz söyleyebilme hakkına sahip olduğunu düşünüyor. Bunu da maalesef sosyal medyanın kötü tarafı olarak görüyorum.

Teknoloji her gün daha da farklı bir noktaya

Cep telefonu en sık kullandığım teknolojik ürün

gidiyor. Teknolojiyi izlerken “keşke hemen gerçekleşse” diye düşündüğün bir gelişme var mı?

Teknolojinin öyle bir dokunuşu olsun isterim ki; keşke

hayvansal hiçbir gıda yemesek ve besin kaynaklarımızı bu canlılar üzerinden sağlamasak.

Ürünleri kullanırken en çok dikkat ettiğin özellikler veya olmazsa olmaz dediğin özellikler teknolojik nelerdir?

Uygulamalar güncel olmazsa, geride kalmış ve takip etmekte zorlanmış oluyorum. Kullandığım ürünlerin hızlı ve güncel olması da oldukça çok önemli.

Türkiye’de ve dünyada yaşanan teknolojik gelişmeleri gözlemlediğinde, yaşanan gelişmeleri kendi pencerenden nasıl değerlendirirsin? Dışarıdan bakıldığına pozitif gelişmeler olduğu görülüyor. Ancak bu gelişmelerin ne kadarı insan kimyasına ve doğanın dengesine uygun, işin içinde olmadığım ve bu alanda profesyonelleşmediğim

için tam olarak kestiremiyorum.

Yakın zaman içerisinde ortaya çıkarmayı planladığın çalışmaların var mı?

Yakın dönemde Atv’nin çok sevilen dizisi Kardeşlerim’de Gurme Kubi Özkan karakterini canlandırdım ve çok sevildi. Önümüzdeki dönemde bir markanın da reklam yüzü olacağım. Çekimlerine de yakın zamanda başlayacağız.

WhatsApp ve Instagram en sık kullandığım uygulamalar

Dijital Dönüşümün Hayatımıza Etkisi

DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN ÖNEMİ ARTTI

Korona ile mücadele ettiğimiz şu günlerde dijital teknolojiler önemini bizlere tekrar tekrar hatırlattı. Dijital teknolojiler, servisler olmasa bu süreçte işlerimizi devam ettirmek ve iletişimimizi kesintisiz bir şekilde sürdürmek mümkün olmayacaktı. 2023 yılına geldiğimizde, şu gerçek de kendini oldukça somut bir biçimde göstermekte; önümüzdeki dönemde de dijital dünya gelişmeye devam edecek, teknoloji sürekli yanımızda olacak ve her sektörün dijitalleşmesi hızlanacak.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM EN BÜYÜK GÜNDEM MADDESİ OLACAK

Bu nedenle, dijital dönüşüm 2021’de de yönetim kurullarının ve CEO’ların en öncelikli gündemlerinden biri olmayı sürdürecek. Ancak, dijital dönüşüm stratejilerini belirlerken, bu sürecin kapsamlı bir değişim ile uzun bir yolculuk olduğunu unutmamak gerekiyor. Bununla ilgili olarak geçen ay yayınladığım makalemde, dijital dönüşümün hareketli bir hedef olarak sürekli gelişen, değişen ve güncellenmesi gereken bir strateji olarak ele alınması gerektiğine değinmiştim. Dijitalleşme, bir şirketin ürün ve servislerini

nasıl tasarladığı, nasıl geliştirip, ürettiği, satış noktalarına nasıl ulaştırdığı gibi süreçlerin tümünü değiştirirken; aynı zamanda iş süreçlerinin, iş modellerinin, yönetimsel süreçlerinin, bilgi sistemlerinin ve organizasyon yapısının da yeniden tasarlanmasını gerektirmekte.

ÖNGÖRÜLERİ TAKİP ETMEK GEREKİYOR

Cisco’nun öngörüsüne göre, bugün faaliyet göstermekte olan işletmelerin % 40’ı gelecek on yıl içerisinde yok olacak. Bunların %70’i kendilerini dijital olarak dönüştürmeye çalışacak, ancak süreç içerisinde yalnızca %30’u başarılı olabilecek.

Önümüzdeki yıllarda her sektörün dijitalleşmesi sağlanacak

YENİ TEKNOLOJİLER

DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ TETİKLİYOR

Yeni teknolojiler ve bu teknolojilerin tetiklediği dijital dönüşüm, müşteri beklentilerini de değiştirerek, işletmeleri müşterilerin yeni beklentilerini karşılamaları doğrultusunda çözümler sunmaya zorlamakta. Yeni çözüm arayışları, müşteri deneyiminin doğru kurgulanması ve dijitalleşmenin sağladığı değer teklifleri de eklenince oldukça çarpıcı sonuçları da beraberinde getirmekte. Bu makalemde dijitalleşmenin hayatımızı etkileyen örneklerini sizlerle paylaşacağım.

DİJİTAL YIKIM

Dijitalleşme ile en çok karşımıza çıkan endişelerden bir tanesi ileride pek çok sektör ve meslek alanının “digital disruption” (dijital yıkım) karşısında yok olacağı. Bu doğru bir endişe, ancak farklı bir bakış açısını da unutmamak gerekiyor. Dijitalleşme aslında sektörleri zorluyor ve değişime sürüklüyor, bu değişime ayak uyduramayanlar yok olup gidiyor. Ancak sektörler tamamen yok olmuyor, aslında şekil değiştiriyor. Örneğin sanal gerçeklik (VR - virtual reality) ile sinema endüstrisi, mobil uygulamalar ile bankacılık, sürücüsüz araçlar ve enerji sektörünün etkisi ile otomotiv ciddi bir dönüşüm

geçiriyor. Bununla birlikte, bu sektörler faaliyet alanlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Bu değişim karşısında yeni gelişen ve oluşan ihtiyaçları analiz ederek, bunlara yoğunlaşan şirketler başarı kazanıyor.

MESLEKLER DE DÖNÜŞÜMDEN ETKİLENECEK

Gelecekte açık bir şekilde, tehdit altında olan bir meslek alanı da avukatlık. IBM’in sahip olduğu ve dünyanın en büyük yapay zeka (artificial intelligence) platformlarından bir tanesi olan Watson hukuki danışmanlık süreçlerinde %90’a yakın bir doğruluk oranı sağlarken, bu oran gerçek avukatlarda %70’ler

Dijital dönüşüm uzun bir yolculuk

Ergi Şener

seviyesine düşmekte. Bu nedenle, avukat olmayı düşünenler varsa, farklı bir mesleğe yönelmeleri yararlı olabilir, çünkü ilerleyen dönemde avukatların %90 oranında azalacağı düşünülüyor, kalanlar ciddi anlamda uzmanlığı bulunan duayenler olacak.

YENİ NESİL TİCARET ÖNE ÇIKMAYA DEVAM EDECEK

Tek bir araca sahip olmadan dünyanın en büyük taksi firması olmayı başaran Uber,

“sharing economy” (paylaşım ekonomisi) modelinin öncülerinden olmayı sürdürüyor. Benzer bir model ile Airbnb, tek bir konuta sahip olmadan dünyanın en büyük konut sağlayıcısı durumuna geldi. Ancak, dijital dönüşüm teknolojinin getirdiği tsunami ile birlikte sürekli yeni iş modellerine ve süreçlere adaptasyon ihtiyacını da ortaya koymakta. Bugün Uber, kendi sürücüsüz araçlarına yönelik çalışmalar gerçekleştirdiğini resmi olarak açıkladı, hatta bu yıl içerisinde sürücüsüz Uber araçlarını

Markaların stratejileri gelişen teknolojilere göre değişiyor

SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLAR VE UBER YENİ ANLAYIŞA GÜZEL BİR ÖRNEK

Uber’in de çalışmalarını yoğunlaştırdığı gibi 2023 yılının sonlarına doğru sürücüsüz araçların artık hayatımıza girmeye başladığını göreceğiz. Uber gibi paylaşım ekonomisi üzerine kurulu firmaların sayılarını

görmeye başlayacağız. Bu noktada, Uber’in araç sahibi olarak, modelini değiştireceği de ortaya çıkmış oldu.

artırarak, günümüz bağlantılı müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamaları, araç sahipliğini de ciddi anlamda azaltmakta. Bugünün çocuklarının ileride araç sahipliği, hatta ehliyet sahipliğinin önemli bir oranda azalacağı öngörülüyor. Yeni jenerasyonlarda daha az şeye sahip olup, ihtiyaç anında daha çok kiralama eğilimi ortaya çıkmakta.

YENİ NESİL MÜŞTERİLER

Yeni jenerasyonlardan söz etmişken, yeni nesil müşteriler artık, “connected&integrated”

(bağlantılı ve bütünleşik) müşteriler. Tek kanaldan, çoklu kanala geçiş yapan müşteriler kanal bağımsız olarak, aynı deneyim ile ihtiyaçları anında ve istedikleri cihaz üzerinden işlemlerini gerçekleştirmek istiyorlar. Bu bakımdan, “omni-channel” stratejisinin günbegün daha fazla önem kazanması ile birlikte bu alanda doğru strateji ile çözüm sağlayabilen firmaların rekabette öne geçmesi bekleniyor. Tek başına fiziksel ya da e/m-ticaret analizi yapmaktansa, bütünleşik olarak müşterinin tercih ettiği

Öncelikli para birimleri değişecek

tüm kanalları inceleyerek, müşteri ile iletişimi tercih edilen kanal üzerinden gerçekleştirmek gerekiyor.

KAMPANYA STRATEJİLERİ DEĞİŞİYOR

Firmalar artık ruh halinize ve “mood”unuza göre kampanyalar tasarlamaya başladı. Önümüzdeki yıllarda yüz ifadesinden yalan söylenip söylenmediğini anlayabilen uygulamalar olacak.

YENİ NESİL PARA BİRİMLERİ

Son dönemlerde en dikkat çeken trendlerinden biri olan “crypto-currency” (yeni nesil dijital para birimleri) popülerliğini sürdürmeye devam edecek. 2023 yılında da pek çok hükümet kendi sanal parasını çıkarmak üzere çalışmalar gerçekleştirecek. “Crypto currency”lerin ileriki dönemlerde öncelikli para birimleri olması bekleniyor.

Instagram Satışlarında Vergilendirme

HEM SOSYAL MEDYA PLATFORMU HEM GÜÇLÜ BİR SATIŞ

KANALI

Son yılların en popüler sosyal medya platformlardan olan Instagram, yeni bir satış kanalı olarak da yükselmeye başladı. Popülaritesinin artmasıyla birlikte yeni iş birlikleri, reklam modelleri, pazarlama stratejileri gelişti ve çeşitli

yöntemlerle satış yapılmaya başlandı.

TÜM İŞLETMELER İÇİN TİCARİ BİR ALAN OLARAK GÖRÜLÜYOR

Küçük ve orta ölçekli işletmelerden, büyük kurumsal firmalara, şahıs firmalarından, sosyal medya fenomenlerine kadar pek çok hesap Instagram üzerinden

Vergi mükellefi olmadan satış yapmanın ciddi yaptırımları olabilir

ürün ve hizmet satışı yapabiliyor. Elektronik, pasta, çiçek, hediyelik eşya, kozmetik gibi binlerce çeşit ürün butik mağazalarda, marka hesaplarında veya kişisel hesaplarda satılabiliyor.

VERGİLENDİRME SİSTEMİ NE DURUMDA? Instagram üzerinden satış

yapmak yeni yeni oluşan bir e-ticaret şekli olduğu için vergilendirme sistemi de onunla beraber gelişiyor diyebiliriz. Instagram üzerinden satış yapabilmek için vergi vermek aslında oldukça basit bir işlem. Ancak kimi zaman e-girişimciler, Instagram’da yasal olarak satış yapmaya başlamak için ne yapmaları gerektiğinden emin olamayabiliyorlar.

KAFALARI KURCALAYAN BİRÇOK

SORU VAR

Instagram’da satış yapmak yasal mıdır? Instagram satışları için vergi ödemek veya şirket kurmak gerekir mi? Instagram satışlarında nasıl vergi verilir? Hangi ürünler için vergiden muaf olunabilir? Instagram’da satış ve ödeme işlemleri nasıl yapılır? Instagram satışlarında vergi verilmezse ne olur? gibi pek çok soru girişimcilerin en çok

merak ettiği konular arasında yer alıyor.

Ben de bu konuda sizleri detaylı olarak bilgilendirebilmek adına, iki bölüm halinde önemli bilgiler aktaracağım.

INSTAGRAM ÜZERİNDEN SATIŞ

YAPMAK YASAL MI?

Instagram’da satış yapmanın, kendi web sitenizde veya bir internet pazaryerinde satış yapmaktan temelde çok farkı yoktur. Hatta Instagram, iş hesapları için satış ürünlerini kullanıcıya gösterebilecekleri bir özelliği de hizmete sunmuştur ve dolayısıyla da yasaldır. Diğer e-ticaret kanallarında olduğu gibi, Instagram’da satış yaptığınızda da vergi mükellefi olursunuz. Instagram satışları için fatura ve irsaliye düzenlemek gerekir. Bu şekilde yasal bir satış işlemi gerçekleştirmiş olursunuz.

Instagram

FATURA DÜZENLEMEDEN SATIŞ

YAPILIRSA NE OLUR?

Fatura ve irsaliye düzenlemeden e-ticaret yapan Instagram satıcıları da vardır. Ancak bu işlem yasal değildir ve devlet tarafından takip edilebilir. Vergiden muaf olan ve internet üzerinden yasal olarak satılabilen istisnai e-ticaret ürünleri makalenin devamında görebilirsiniz.

INSTAGRAM’DA SATIŞ YAPMAK İÇİN VERGİ

VERMEK GEREKİR Mİ?

Evet, her ticari faaliyetten elde edilen gelirde olduğu gibi Instagram satışlarının kazancı için de vergi verilmelidir. Kurumsal bir firmanın web sitesi veya çoğu e-pazaryeri üzerinden yapılan satışlarda fatura kesilir. Dolayısıyla vergili satış yapılır. Instagram satışlarında henüz buna benzer bir vergili satış sistemi

Erdem Yanık

güçlü bir satış kanalı olarak adlandırılabilir

bulunmamaktadır. Ancak satıcının fatura kesme ve vergi ödeme zorunluluğu devam eder.

GÜVENİLİRLİK

KAZANILMASI

AÇISINDAN DA FATURA KESİLMESİ ÖNEMLİ

Faturasız satışların zaten

birçok dezavantajı olduğu satış yapıldıkça daha net olarak görülecektir. Satıcı yasal bir statü kazanamadığı için müşteri güvenilirliği, ödeme yöntemleri, kargo anlaşması, itibar, sürdürülebilirlik, muhtemel sipariş sorunları ve iadeleri gibi pek çok konu çözümsüz kalacaktır.

Yasal olarak satış yapmaya başlamadan evvel konu detaylı olarak incelenmeli

INSTAGRAM’DA VERGİSİZ/FATURASIZ

SATIŞ YAPMANIN

DEZAVANTAJLARI;

Sahte hesaplar nedeniyle müşterilerde güven duygusu zedelenmiştir, Ödeme alımları risklidir, Ödeme yöntemleri kısıtlıdır, İadeleri yönetmek oldukça

zordur, Kargo anlaşması yapılamaz, Sürdürülebilirliği düşüktür, Vergi dairesi tarafından büyük yaptırımlara uğranabilir.

INSTAGRAM’DA SATIŞ YAPMAK İÇİN ŞİRKET KURMAK GEREKİR Mİ?

Instagram’da başarılı ve iyi satış yapanların çok büyük bir bölümü yasal şirket hesaplarıdır. Diğer yandan Instagram’da ürün satmak için şirket açma zorunluluğu bulunmaz. Ancak bu durum satıştan doğacak vergi mükellefiyetini

Instagram üzerinde satış yapmaya başlandığı anda vergi mükellefiyeti doğar

ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla Instagram’da satış yapmaya başlamak istiyorsanız bir ticaret şirketi kurmalısınız. Bu şirketler; limited şirket, anonim şirket ya da şahıs şirketi olabilir.

Grafikleri ve Hikayeleriyle Dikkat Çeken Oyunlar

Yeni bir sayından daha herkese merhaba. Bu ay oyun cephaneliğimize sizi ekran karşısına uzun süreler bağlayacak oyunlar ile giriş yapıyoruz. Uzun süreler derken yanlış anlamayın, başına oturup bir gecede sekiz saat geçireceğiniz oyunlardan değil haftalar, aylar ve hatta belki yıllar harcayacağınız bir süreçten bahsedeceğiz.

GHOST OF TSUSHIMA –DIRECTOR’S CUT Ghost

genişlikte ve güzellikte hazırlanmış, açık dünya aksiyon ve macera tarzında sıra dışı bir Samuray destanı. Kendinizi oyun oynuyormuş gibi değil de, çok yüksek bütçeli bir Hollywood yapımı içindeymişsiniz gibi hissedebileceğiniz bir atmosfere sahip. Bugüne kadar hazırlanmış tüm adventure tarzı video oyunları içinde deneyimleyeceğiniz en iyi hikayelerden birine tanık olacaksınız.

Sony’den muhteşem bir hikaye

HİÇ YAŞANMAMIŞ TECRÜBELERE TANIK OLACAKSINIZ

Oyunda, savaş meydanlarının ötesine gidip daha önce hiç yaşanmamış bir feodal Japonya tecrübesi yaşayacağız. Tsushima’nın kırsalını, sürükleyici atmosferini, çeşitli karakterlerini, tarihi eserlerini keşfedip, gizli güzelliklerini ortaya çıkaracağız.

MÜKEMMEL BİR SERÜVEN

of Tsushima muazzam

Muazzam büyüklükteki

haritada sayısız görevler yaparken tepelerce uzanan tarlalar ve huzur dolu tapınaklardan eski ormanlara, köyler ve çetin dağlara kadar bu geniş adada yaşamın çeşitliliğini sergileyen özenle hazırlanmış bölgeleri keşfedeceğiz.

AKSİYON VE HEYECAN HİÇ DÜŞMÜYOR

Karakterimiz Jin, Samuray hayat tarzıyla büyümüş ve eğitilmiş onurlu bir savaşçı. Hatta oyun içinde yaptığımız seçimler ve aksiyonlar bazen bize ders verir nitelikte olacak. Onurumuzu korumakla masum insanları korumak arasında seçimler yapmak zorunda kalacağız.

FİLM TADINDA BİR

HİKAYE

Jin, adanın lideri konumunda olan dayısıyla birlikte Moğol akınlarına karşı mücadele veriyor. Fakat bu savaşta samuraylar ağır bir yenilgi alıyor ve Moğol birliklerinin Tsushima Adasına yayılmasına engel olamıyor. Dayımız bu savaş sonrası Moğollara esir düşüyor ve biz ise canımızı zar zor kurtarıyoruz. Sonrasında ise Moğollara karşı direnişin merkezi konumuna geçiyor ve karakterimizin nasıl “Ghost”a dönüştüğüne şahit oluyoruz.

Jin bu süreçte hayatının en zor kararlarıyla karşı karşıya kalıyor: Samuray eğitiminin gelenek ve göreneklerini onurlandırıp kazanamayacağı bir savaşı sürdürmek mi, yoksa

adayı ve insanlarını korumak için her şeyini verip samuray yolundan sapmak mı?

SEÇİM ZAMANI

“Tsushima’yı geri alma mücadelesinde Jin, eski dostların ve beklenmedik yeni müttefiklerin rehberliği ve desteğini aramalıdır. Geleneklerden koparak yeni bir tür savaşçı olmalı ve evinden ve insanlarından geriye kalanları ne pahasına olursa olsun korumalıdır.” Adayı ve Tsushima halkını korumak için her yeni macerada ve görevde becerilerimizi geliştiriyor ve yeni taktikler ve hareketler öğrenerek Moğollara karşı üstünlük kazanmaya başlıyoruz.

Sinema tarzında bir yapıt

Onur Peştimalcioğlu

SAVAŞI GERÇEKTEN YAŞIYORSUNUZ

Katanamızla yakın mesafede savaşırken, uzak tehditleri yayımızla ölümcül bir hassasiyetle ortadan kaldırmada ustalaşıyoruz. Usta bir Samuray olarak Moğolları pusuya düşürmek ve bütün bir kampı alarma geçirmeden düşmanımızı saf dışı etmek için gizlilik ve aldatma taktiklerimizi geliştiriyoruz. Ayrıca zırhımız hem işleyiş hem de kozmetik olarak oyunda oldukça önemli bir yer tutuyor. Gizlenme, saldırı ve can gibi konularda zırhımız avantaj sağlamamızı sağlıyor. Jin’in hikayesi ilerledikçe, çok

yönlülük ve yaratıcılık sizin en büyük silahlarınız olacak.

NEW WORLD

Amazon tarafından piyasaya sürülen New World, bu sonbaharda bütün MMORPG oyuncularının buluşma yeri olacak gibi görünüyor. Hem PvE hem de PvP severler için umut verici içerikler ve dinamikler sunan oyun, 50’şer kişilik kale kuşatmaları ile de büyük ilgi toplayacağa benziyor.

GRAFİK VE OYNANIŞ TARZI OLDUKÇA BAŞARILI Oyuna

ilk girdiğiniz andan

itibaren hem grafikleri hem de oynanış tarzı ile uzun bir süre Aeternum’da kalacağınızı anlıyorsunuz. New World, birçok MMO’ya göre daha basit ama etkileyici savaş mekanikleri, büyük ve etkileyici dünyası, meslekler ve ganimetlerle sürekli gelişmeyi açık tutması ve oyun sonu içerikleri ile önümüzdeki uzun yıllar hayatımızda kalabileceğinin sinyallerini veriyor. Yine de şunu eklemekte fayda var; oyun sonu içerikleri en azında şu an için PvP ağırlıklı. Yani Dungeon ya da Raid seviyorsanız ve PvP yerine PvE içerikle daha çok ilgileniyorsanız, bu içeriklerin

Oynanış ve grafikler hayran bırakıyor

ileriki yamalarda eklenmesini umut etmekten daha fazlası şu an için mümkün değil. Ama azami karakter seviyesine karakterinizi yükseltme deneyimi bile gayet başarılı ve eğlenceli.

OYUNDA ALIŞILMADIK BİR GİRİŞ SİZİ KARŞILIYOR

Deneyimli bir MMO oyuncusuysanız, play

düğmesine bastığınız anda karşınıza çıkan karakter oluşturma ve özelleştirme ekranında sizi bir sürpriz bekliyor. Çünkü her ne kadar çok farklı şekilde ve sayıda yüz, saç, dövme, yara izi gibi özelleştirmeler bulunsa da, bir sınıf sistemi olmadığını göreceksiniz. Yani alışık olduğumuz üzere oyuna girerken Rogue, Warrior ya da Mage oynayacağım gibi bir seçimle karşı karşıya

kalmayacaksınız. Oyuna herkes aynı noktada ve aynı boş karakterle başlıyor. Silah buldukça ve o silahı kullandıkça ustalaşıyor ve özellikler kazanıyoruz. Kılıç ve Kalkan bulduysak, tank olma yolunda ilerlerken War Hammer ile savaşçı özellikleri kazanabiliyoruz. Aynı şekilde ok veya yay kullanarak bir avcı gibi davranabilir, “Life Staff” ile tam bir şifacı (healer) olabilirsiniz.

GELENEKSEL BİR MMO

New World geleneksel bir MMO. Eğer World of Warcraft, FF XIV veya Elder Scrolls gibi oyunlar oynuyorsanız ve taze bir kan arıyorsanız, aradığınız oyun New World olabilir. Önümüzdeki ayın tamamını benim de New World’de geçireceğim düşünülürse, yolunuz düşerse beklerim. Sevgiyle kalın, oyunla kalın ve tabii ki Yüksek Teknoloji Tekno Oyun’la kalın.

Alışılmadık girişler sizi bekliyor

BİRLİKTEN DOĞAN GÜÇ

M2 çipteki 8 çekirdekli CPU daha hızlı performans ve daha hızlı grafik teknolojisiyle %15’e kadar daha hızlı performans sağlıyor. 10 çekirdekli GPU ise iPad Pro’nun grafik performansını %40’a kadar daha hızlı hale getiriyor. Bu sayede karmaşık AR modelleri oluşturmak,

yüksek kare hızları ve konsol seviyesinde grafiklerle oyun oynamak ve çok daha fazlasını yapmak mümkün oluyor.

12.9” LIQUID RETINA

XDR

EKRAN

Extreme Dynamic Range, 12.9” iPad Pro’da kullanıcılarla buluşuyor. Liquid Retina XDR ekran, 1.000.000:1 kontrast oranıyla gerçekçi

detaylar sunuyor. Bu da HDR fotoğrafları ve videoları görüntülemek veya düzenlemek için önemli bir avantaj olarak görülebilir. Özellikle aksiyon filmleri ve televizyon programlarını izlemek için gerçekten başarılı bir deneyim olarak adlandırılabilir. iPad Pro’nun 1000 nit tam ekran parlaklığı ve 1600 nit maksimum

parlaklığı ise adeta nefes kesiyor. Ayrıca, P3 geniş renk yelpazesi, True Tone ve ProMotion gibi gelişmiş ekran teknolojileri de benzersiz olarak tanımlanabilir.

ARAMIZA HOŞGELDİN MİNİ-LED

iPad Pro’nun ekranını son derece yüksek bir parlaklık düzeyi elde etmek için ekranın arkasındaki yüzeyin tümüyle LED’lerle kaplandığını görüyoruz. iPad Pro’nun inanılmaz derecede ince kasasına sığmaları için önceki nesle kıyasla 120 kat daha küçük, özel tasarımlı mini-LED’ler kullanılmasıyla birlikte ışığı daha verimli bir şekilde karıştıran özel optik filmlerin ve yayıcıların da yardımıyla bu sistemi yalnızca

6,4 mm inceliğindeki tasarıma sığdırmayı başarmışlar.

ANA SAHNE

ÖZELLİKLİ ULTRA GENİŞ KAMERA

iPad Pro’nun yeni Ultra Geniş kamerası 12 MP sensöre ve 122° görüş alanına sahip. Bu da FaceTime ve yeni Ana Sahne özelliği için oldukça başarılı diyebiliriz. Portre modunda harika selfie’ler çekilebildiği gibi bu kamera TrueDepth kamera ile birlikte çalışarak, iPad Pro’nun kilidini Face ID ile güvenli bir şekilde açmanızı da sağlıyor. Ultra geniş kameralardan ve yapay öğrenme teknolojisinden yararlanan yepyeni “Ana Sahne Özelliği” görüntülü aramalara katılma biçiminizi değiştiriyor. Siz yer değiştirdikçe kadrajı otomatik

1600 nit maksimum ekran parlaklığı ve Promotion uyarlanabilir 120 Hz yenileme hızı

olarak ayarlıyor ve görüntünün merkezinde kalmanızı sağlıyor. Görüşmeye yanınızda bulunan başka insanlar katıldığında ya da görüşmeden ayrıldığında görüntü genişliyor veya yakınlaşıyor. Ana Sahne, görüntülü arama deneyiminizi daha da etkileyici hale getirmek için FaceTime’ın yanı sıra diğer video konferans uygulamalarıyla da çalışabiliyor.

PRO KAMERALAR

Geniş ve Ultra Geniş kameralarla mükemmel fotoğraf veya videolar çekebiliyorsunuz. Hatta birden çok kamera içeren bir çekim düzeneği kurmanız da mümkün oluyor ve M2 çipte bulunan güçlü ISP sayesinde iPad Pro şimdi Akıllı HDR 4 özelliğine de sahip.

LİDAR TARAYICI

LiDAR Tarayıcısı, ışığın nesnelerden yansıma hızını ölçerek içinde bulunduğunuz ortamın derinlik haritasını oluşturuyor. Bu sayede etkileyici AR deneyimlerine olanak veriyor. Ayrıca güçlü ISP ile birlikte çalışarak loş ışıkta görüntülerin ve videoların hem daha doğru bir şekilde netlenmesini sağlıyor hem de çekim süresini kısaltıyor.

THUNDERBOLT

iPad’de bağlantıyı hiç olmadığı kadar hızlı ve çok yönlü hale getiren Thunderbolt ile karşı karşıyayız. Thunderbolt mevcut, USB-C konnektörleriyle çalışıyor. Ayrıca iPad Pro’nun hızlı harici depolama aygıtları, ekranlar ve dock’lar gibi yüksek performanslı aksesuarlardan oluşan geniş bir ekosistemden yararlanmasına da olanak

veriyor. Devasa büyüklükteki içerikleri kolayca aktarabilir, hatta Pro Display XDR’ı 6K tam çözünürlükte kullanabilirsiniz.

WIFI 6E VE LTE

iPad, süper hızlı Wi-Fi ve hücresel bağlantı seçenekleriyle başarılı bir taşınabilir aygıt olarak da dikkat çekiyor. Dosya indirmeniz, online film izlemeniz, iş arkadaşlarınızla birlikte çalışmanız veya hareket halindeyken içerik yüklemeniz gerektiğinde en hızlı wireless ağlarına kolayca bağlanabiliyorsunuz. Wi-Fi 6E ile mümkün olan en hızlı Wi-Fi bağlantısı iPad’de kullanıcıları bekliyor.

MAGIC KEYBOARD VE APPLE PENCIL

Apple Pencil, Magic Keyboard ve Smart Keyboard Folio, iPad Pro’yu kullanmanın daha da fazla yolunu sunuyor. Bir çizim yapın, not alın veya iş

YILDIRIM HIZINDA BAĞLANTI NOKTASI,

planınızı yapın. Bu çok yönlü aksesuarlarla çalışmalarınızı ve yaratıcılığınızı yepyeni bir seviyeye rahatlıkla taşıyabilirsiniz. iPad Pro, Apple Pencil’ın gücüyle çizim yapmanız için etkileyici bir tuvale veya iyi bir not alma aygıtına dönüşebiliyor. Sadece teknolojisiyle değil, sunduğu eşsiz deneyimle de standartları Apple Pencil belirliyor. Onunla çizim yapmak ve belgeleri işaretlemek çok kolay, çok hassas ve elbette çok sihirli. Magic Keyboard hassas bir

yazma deneyimi sunarken, iPadOS ile çalışmanın yeni yollarını sağlayan yerleşik bir trackpad’e de sahip. Onunla makalenizi yazıp, proje ödevinizi yapabilir veya dilerseniz mail’leriniz arasında fırtına dolaşabilirsiniz. Bunların hepsini arkadan aydınlatmalı tuşlar sayesinde her ışık ortamında kolayca yapabilirsiniz.

OS, KESİNTİSİZ VE KUSURSUZ

Kullanımı çok kolay olan iPadOS işletim sistemi yalnızca iPad için var. iOS ile aynı temeller üzerine kurulan iPadOS, iPad’in yeteneklerine özel tasarlanmış benzersiz deneyimler katıyor. Dokunarak kolay multitasking veya trackpad ile sistemde gezinme gibi birçok işlevi şimdi iPadOS 16 ile çok daha başarılı olarak gerçekleştirebiliyorsunuz.

IPAD

12 MP Geniş Kamera, 10 MP Ultra Geniş Kamera ve LİDAR Tarayıcısı

İnovasyonun Doruk Noktası

Samsung Galaxy Z Fold4

ÇARPICI TASARIMIYLA DİKKAT ÇEKİCİ

Galaxy Z Fold4, Esnek Modu sayesinde benzersiz dik durabilme özelliğiyle mükemmel bir kullanım imkanı sağlıyor. Bu simetrik ve dengeli tasarım, kendinizi yeni nesil akıllı telefon kullandığınızı da resmen hissettiriyor diyebiliriz.

KOMPAKT TASARIMIN AVANTAJLARI

İçinde ve dışındaki büyük ekranlarıyla şimdiye kadarki en ince Galaxy Fold olduğunu gözlemlediğimiz model, katlandığında kusursuz 6.2inç’lik bir akıllı telefona dönüşüyor. Açıldığında ise, yeni özellikler sunan geniş bir ekrana sahip oluyorsunuz.

IPX8 destekli suya dayanıklı tasarım

TARZINIZI ORTAYA ÇIKARABİLECEK RENKLER

Ülkemizde Phantom Black, GrayGreen ve Bej olarak 3 göz alıcı renge sahip Galaxy Z Fold4 bulunuyor. Bu renklerin parmak izi bırakmayan tasarımla birleştiğinde gerçekten hoş bir görünüm

sağladığını sizlere aktarmamız gerekiyor.

SÜRÜKLEYİCİ GÖRÜNÜM İLE İZLEMENİN KEYFİNE VARIN

7.6 inç’lik Sonsuz Esnek Ekran açıldığında, Ekran Altı Kamera gizleniyor ve geride ekranda görünenden başka hiç bir şey kalmıyor. Evet, yıllardır konuşulan teknoloji Galaxy Z Fold4 modelinde hayat buluyor ve kamera ekran altına gizleniyor ve böylece AMOLED Sonsuz Esnek Ekranda kamera deliği yok oluyor. Bu sayede gerçekten sürükleyici bir ekran

deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Akıllı telefonlarda bir ilk olarak üretime geçen ekran altı kamera teknolojisi gerçekten çok güzel ve estetik bir görünüm sunuyor. Ancak, ilk denemeler olduğundan 4MP olan kameranın kalitesinin de oldukça düşük olduğunu söylememiz gerekiyor. Görüntülü görüşmelerde belki kullanılabilir, ancak fotoğraf ve video çekimlerinde kullanıldığında hiç de kaliteli sonuçlar vermiyor.

DOLBY ATMOS

Görünüm deneyimi Dinamik AMOLED 2X ekranla sınırlı

12 Gb Ram ve Snapdragon 8+ Gen 1 (4nm) işlemci

değil. Dolby Atmos ve stereo hoparlörlerle de Galaxy Z Fold4 modeli kullanıcılarını kaliteli sesler ile sarmak istiyor.

ÇOKLU GÖRÜNÜM ÖZELLİĞİYLE YÜKSEK VERİM SAĞLIYOR

Yeni nesil arayüz sunan One UI, bu ekstra alan için duyusal, PC tarzı etkileşimler sunuyor. Favori uygulamalar Galaxy Z Fold4’nin Ana Ekranından en iyi şekilde yararlanılması için optimize edilmiş. Artık tek bir bakışta daha fazla içerik görebiliyor ve aynı anda birçok işlevi kullanabiliyorsunuz.

Bu kullanım da gerçekten bilgisayar kullanıyormuş hissiyatını bizlere sunuyor.

S PEN FOLD EDITION

Katlanabilir bir cihazdaki ilk S Pen karşımıza çıkıyor. Gerçek bir yazma hissi veren kalemi ekrana değdirdiğiniz an, mükemmel hassasiyeti parmaklarınızda hissedebiliyorsunuz. Esnek Mod ile eller serbest şekilde video izleyebiliyor, görüntülü arama ve daha fazlasını yapabiliyorsunuz. Ekranı

ikiye bölerek daha verimli çalışmanıza da olanak tanınmış. Örneğin, ekranın üst yarısında bir aramayı yanıtlarken, alt yarısında da fikirlerinizi taslağa dökebiliyorsunuz.

MICROSOFT UYGULAMALARI İLE TAM UYUMLU

Microsoft uygulamalarıyla tam uyumlu olarak çalışan model. Daha iyi bir çalışma ortamı sağlıyor ve yapılacaklar listesini en kısa sürede

tamamlamanıza imkan tanıyor. Özellikle Office uygulamalarını kullanırken ekran ın 3 parçaya bölünebilmesi çok büyük bir kolaylık sağlıyor. Çoklu desteklemeyen bir uygulama ile karşılaşırsanız ayarlardan Labs’ı etkinleştirerek uygulamayı bölünmüş ekrana ekleyebilir hale geliyorsunuz.

120HZ EKRAN İLE EĞLENCEYİ DE İKİYE KATLAYIN

Hem kapak ekranında hem de ana ekranda 120HZ akıcı oyun

Fiziksel çift sim ve E-sim desteği

deneyimi ve görüntüleme sağlıyor. Size avantaj sağlamak için en aksiyon dolu anlarda bile görüntüyü net ve etkin tutuyor. Tabii ki bunda 4nm işlemcinin de katkısı oldukça fazla diyebiliriz.

SUYA DAYANIKLI VE SAĞLAM TASARIM

Dünyanın suya dayanıklı ilk katlanabilir akıllı telefonu olma özelliğini taşıyan Galaxy Z Fold4, IPX8 derecesi ile yağmura yakalansanız bile dert etmeden telefonunuzu açabileceğiniz anlamına geliyor. Galaxy Z Fold4, modelini katlarken, dokunurken, yazarken ve mesajlaşırken telefonu koruyan dayanıklı materyallerle üretilmiş olduğunu anlıyorsunuz. Bu telefonun iskeleti süper dayanıklı ancak hafif Armor Aluminum çerçeveden oluşuyor. Bu çerçeve diğer modellere göre çok daha dayanıklı ve modelin menteşesini çok daha iyi koruyor.

GALAXY Z’DEKİ EN SAĞLAM CAM

Galaxy Z Fold4’ün dış kapak ekranı ve arka kapağı, güçlü rakiplerinin kullandığı alüminosilikattan 4 kat daha iyi çizilme direncine sahip Corning® Gorilla® Glass Victus+™ ile üretildiği için darbelere ve 2m’ye kadar düşmelere karşı oldukça dayanıklıdır.

HER KATLAMADA KALİTELİ BİR ESNEKLİK

Ana ekran, Samsung’un geliştirmiş olduğu katlanabilir ekran teknolojisindeki en büyük gelişme olan Samsung Ultra İnce Camdan yapılmış. Bu cam, panel tabakası ve koruyucu film eklenmesiyle çok daha dayanıklı hale getirilmiştir.

ÇOKLU KAMERA SİSTEMİ

“Hiçbir Samsung Galaxy telefonu böyle fotoğraf ve video çekemez.” diye belirtiyor Samsung. Çekim tarzınızı değiştirebilir ve üç farklı noktadaki beş farklı kamerayla görüntülü aramalar yapabilirsiniz. 10 MP Telefoto Kamera, 50MP Geniş Açılı Kamera, 12 MP Ultra Geniş Kamera, 10 MP Kapak Kamerası ve 4MP Ekran Altı Kamera ile Samsung Galaxy Z Fold4 kameraya doymamış diyebiliriz.

KALİTELİ FOTOĞRAF ÇEKİMLERİNİ DE KATLAYIN

Selfie, Portre, Gece Modu, Hızlandırılmış Gece Çekimi, Yönetmen Bakışı modlarıyla fotoğraf ve video çekimlerinde başka bir seviyeye çıktığınızı ve çekimlerinize kaliteli dokunuşlar olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliyorsunuz.

Çift batarya teknolojisi ve hızlı şarj özelliğiyle uzun süreli kullanım imkanı

AKILLI ÇİFT BATARYA TEKNOLOJİSİ

4400mAh batarya gücünü tüm güne yetecek şekilde ayarlayan Galaxy Z Fold4 modeli, sonrasında da 25W Hızlı Şarj veya 15W Kablosuz Hızlı Şarj ile kullanıcıları asla yarı yolda bırakmıyor diyebiliriz.

GÜÇLÜ İŞLEMCİ VE YÜKSEK RAM GÜCÜ

Qualcomm SM8475 Snapdragon 8+ Gen 1 (4nm) işlemcisiyle sınır tanımazken, Samsung’un bu işlemciyi 12GB Ram ile desteklemesi, Galaxy Z Fold4 modelini en üst düzey amiral gemisi model haline getiriyor ve rakip tanımayan gücüyle kullanıcılarına gerçekten stabil bir kullanım imkanı sunuyor.

5G, E-SIM VE KNOX

Gelişmiş sistemlerin tamamını içerisinde barındıran Galaxy Fold4 modeli, hızlı bağlantı sunan 5G şebekesini de destekliyor. Bunun yanında Samsung tarafından oluşturulan Knox güvenlik sistemiyle de kullanızıların verilerinin sürekli olarak güven kalmasını sağlıyor. E-sim teknolojisini de destekleyen model çift fiziksel sim kart yuvası desteğiyle birlikte iş ve özel hattınızı tek telefonda taşımanıza imkan sağlıyor.

İLETİŞİM AĞI

Şebeke Bağlantı Hızı: GSM / HSPA / LTE / 5G

Nano Sim: Var (Yalnızca LTE Modelinde)

e-Sim: Var (Yalnızca LTE Modelinde)

TASARIM

Renk: Space Gray, Silver, Starlight, Pink, Purple, Blue

Boyutlar: 247.6 x 178.5 x 6.1 mm

Ağırlık: 461gr

Kullanılan Materyal: Alüminyum Çerçeve

Özel Kalem Desteği: Var

EKRAN ÖZELLİKLERİ

Ekran Tipi: Liquid Retina IPS LCD (500 nits)

Ekran Boyutu: 10.9”

Ekran Kasa Oranı: %81.3

Ekran Çözünürlüğü: 1640 X 2360 Piksel, 20:9 (-264ppi Ekran Yoğunluğu)

Ekran Yenileme Hızı: 60Hz

İŞLETİM SİSTEMİ

İşletim Sistemi: iPad OS 16.1

İŞLEMCİ

ÖZELLİKLERİ

İşlemci: Apple A14 Bionic (5 nm)

CPU: Octa-Core

GPU: Apple GPU

KAMERA ÖZELLİKLERİ

Arka Kamera: Bir Kamera

Arka Kamera Çözünürlüğü: 12MP, f/ 1.8, (wide) 1/3”, 1.22µm, dual pixel PDAF

Arka Kamera Video Çözünürlüğü: 4K@24/25/30/60fps, gyro-EIS

Ön Kamera: Tek Kamera

Ön Kamera Çözünürlüğü: 12MP, f/ 2.4, 122˚ (ultrawide)

Ön Kamera Video Çözünürlüğü: 1080P@30/60fps

Geliştirilmiş Kamera Özelliği: HDR

HAFIZA ÖZELLİKLERİ

RAM: 8GB

Dahili Hafıza: 64GB/ 256GB

Arttırılabilir Hafıza: Yok

SES ÖZELLİKLERİ

3.5mm Kulaklık Girişi: Yok Geliştirilmiş Ses Sistemi: Yok Stereo Hoparlör: Var

SENSÖR ÖZELLİKLERİ

Parmak İzi Tarayıcısı: Var (Üst Kısımda)

BAĞLANTI ÖZELLİKLERİ

WLAN: Wi-Fi 802.11a/b/g/n/ac/6, dual-band, hotspot

Bluetooth: 5.0, A2DP, EDR

NFC: Yok

GPS: Var, A-GPS, GLONASS (Yalnızca LTE Modelinde)

Bağlantı ve Şarj Girişi: USB Type-C 3.1 GEN2, Magnetic Connector, DisplayPort

Ekstra Bağlantı Özellikleri: Wi-Fi 6 Desteği

BATARYA ÖZELLİKLERİ

Batarya Gücü: Li-Ion 7.606mAh

Hızlı Şarj Özelliği: Var

Kablosuz Şarj Özelliği: Yok

Kablosuz Ters Şarj Özelliği: Yok

DEĞERLENDİRME

+ Yeni Renkler ve Şık Tasarım

+ Alüminyum Çerçeve + iPadOS 16.1

+ M1 işlemci

+ Liquid Retina IPS LCD Ekran

+ Wi-Fi 6 Desteği

- Hafıza Kartı Desteği yok

- Tek Kamera

- Batarya kapasitesi Daha Güçlü Olabilirdi - 4 Hoparlör olabilird

Puan

Apple iPad Air (2022) 9,4

Samsung Galaxy Tab S8

İLETİŞİM AĞI

Şebeke Bağlantı Hızı: GSM / HSPA / LTE / 5G

Nano Sim: Var (Yalnızca LTE Modelinde) e-Sim: Yok

TASARIM

Renk: Graphite, Silver, Pink Gold

Boyutlar: 253.8 x 165.3 x 6.3 mm

Ağırlık: 503gr

Kullanılan Materyal: Alüminyum Çerçeve

Özel Kalem Desteği: Var (Paket İçeriğinde Mevcut)

EKRAN ÖZELLİKLERİ

Ekran Tipi: LTPS TFT LCD

Ekran Boyutu: 11”

Ekran Kasa Oranı: %83.6

Ekran Çözünürlüğü: 1600 x 2560 Piksel, 16:10 (- 274 ppi Ekran Yoğunluğu)

Ekran Yenileme Hızı: 120 Hz

İŞLETİM SİSTEMİ

İŞLEMCİ ÖZELLİKLERİ

İşlemci: Qualcomm SM8450 Snapdragon 8 Gen 1 (4 nm)

CPU: Octa-Core

GPU: Adreno 730

KAMERA ÖZELLİKLERİ

Arka Kamera: İki Kamera

Arka Kamera Çözünürlüğü: 13MP, f/2.0, 26mm(wide), 1/3.4”, 1.0um, AF 6 MP, F/2.2, 12MM(ultra wide)1.12um, LED Flash

Arka Kamera Video Çözünürlüğü: 4K@30/60fps

Ön Kamera: Tek Kamera

Ön Kamera Çözünürlüğü: 12 MP, f/2.4, 120˚ (ultrawide)

Ön Kamera Video Çözünürlüğü: 4K@30/60fps, Geliştirilmiş Kamera Özelliği: HDR

HAFIZA ÖZELLİKLERİ

RAM: 8GB

Dahili Hafıza: 128GB

Arttırılabilir Hafıza: Var (Micro SD)

SES ÖZELLİKLERİ

3.5mm Kulaklık Girişi: Yok

Geliştirilmiş Ses Sistemi: Tuned by AKG Stereo Hoparlör: Var (4 adet)

SENSÖR ÖZELLİKLERİ

Parmak İzi Tarayıcısı: Var (Yan Kısmında)

BAĞLANTI ÖZELLİKLERİ

WLAN: Wi-Fi 802.11a/b/g/n/ac/6e, dual-band, Wi-Fi Direct

Bluetooth: 5.2, A2DP, LE

NFC: Yok

GPS: Var, A-GPS, GLONASS (Yalnızca LTE Modelinde)

Bağlantı ve Şarj Girişi: USB Type-C 3.2 GEN1, Magnetic Connector

Ekstra Bağlantı Özellikleri: Wi-Fi 6E Desteği

BATARYA ÖZELLİKLERİ

Batarya Gücü: Li-Po 8.000 mAh

Hızlı Şarj Özelliği: Var (45W)

Kablosuz Şarj Özelliği: Yok

Kablosuz Ters Şarj Özelliği: Yok

DEĞERLENDİRME

+ Modern Tasarım

Mikro SD Kart Desteği

Alüminyum Çerçeve

120Hz Ekran Hızı

HDR10+

Wi-Fi Desteği

Çift Kamera

AKG Destekli 4’lü stereo hoparlör

Hızlı Şarj

Puan

Not: Belirtilen bilgiler ve özellikler ülkelere göre farklılık gösterebilir ve mevzuata uyacak şekilde değştirilmiş olabilir. Bu tür durumlar yaşanabileceğinden, Yüksek Teknoloji sorumlu tutulamaz.

Karşınızda Android’in En Gelişmiş Akıllı Saati

FITNESS VERİLERİ

ELİNİZİN ALTINDA

Samsung’un vücut yapısını rahat bir şekilde ölçen ilk akıllı saati olan Galaxy Watch5 ile fitness ilerlemenizi rahatlıkla takip edebiliyorsunuz. Hedefinize ulaşmak için vücudunuzun yağ yüzdesi,

kemik kas oranı, vücut sıvı miktarı ve benzeri pek çok bilgiye detaylarıyla sahip olabiliyorsunuz. Samsung BioActive Sensör ve en hızlı çipi, Galaxy Watch5’e şimdiye kadarki en büyük yeniliği getiriyor.

EKG, Tansiyon Ölçümü ve Uyku Analizi

BIYOEMPEDANS ANALİZİ (BIA)

Sadece iki parmağınızla 15 saniyede Biyoempedans Analizi (BIA) ölçümü yapabiliyorsunuz. Dilediğiniz zaman, dilediğiniz yerde yapabileceğiniz bu ölçüm özellikle giyilebilir teknoloji

Samsung Galaxy Watch5 (44mm)

dahilinde olan ürünler için gerçekten önemli bir özellik. Yeni Samsung BioActive Sensör, sağlık hedeflerinizi yönetmeniz için sizi bilgilendirmek amacıyla vücut yapınızı gerçek zamanlı olarak da belirleyebiliyor.

MEYDAN OKUMA ARTIK

DAHA AKTİF

Galaxy Watch5 ile attığınız her adımın keyfini arkadaşlarınız ve ailenizle yaşayabiliyorsunuz. Canlı mesaj panosuyla adımlarınızı takip edin ve arkadaşlarınızla yarışırken eğlenin. Meydan okuma özelliği; egzersizleri eğlenceli, motive edici ve sosyal olarak ödüllendirici hale getirmek için hatıra rozetleri ve bir puan sistemi de içeriyor.

ANTRENMANA İSİM VERİN, O TAKİP ETSİN

Aktivite ve fitness puanlarınızı saatinizden ve telefonunuzdan

takip edin. Adımları sayın, kaloriyi kontrol edin ve GPS ile şebekede kalın. Galaxy Watch5 günlük rutinlerinizi takip etmek için fiziksel aktivitelerinizi tespit ediyor ve antrenmanlarınız hakkında daha doğru raporlar sunmak için 90’ın üzerinde egzersizi destekliyor.

TANSİYON VE EKG İLE KALBİNİZİN İHTİYAÇ DUYDUĞU TÜM VERİLER SİZİNLE

Karşınızda, eş zamanlı olarak EKG ve tansiyon ölçümü yapan Samsung BioActive Sensör. Başlangıç kalibrasyonunun ardından bu sensörler hızlı bir şekilde tansiyonunuzu kontrol etmeye başlıyor. Ayrıca, EKG ile anormal kalp atış hızı ve ritmini kontrol edebilir, kolayca paylaşabileceğiniz bu verileri doğrudan telefonunuza da gönderebilirsiniz.

Tansiyon; PPG Sensörü

Güçlü Samsung BioActive Sensörü ile vücut yapınızı ölçün

olarak bilinen Optik Kalp Atış Hızı Sensörünü kullanarak Tansiyon ölçümü yaparken, EKG; Elektrik Kalp Sensörünü kullanarak EKG ölçümü yapabiliyor.

GELİŞMİŞ VE KAPSAMLI UYKU ANALİZİ

Uyku takipçisi, siz dinlenirken uyku safhalarınızı tespit ediyor ve kapsamlı şekilde analiz sağlıyor. Gelişmiş ölçüm seçenekleri, kanınızdaki oksijen seviyelerini ve horlama alışkanlıklarınızı (horladığınızı söylemiyor) kontrol etmenize imkan verir. Bunun yanı sıra, daha iyi uyku kalitesi ve süresi için Ulusal Uyku Vakfı’ndan ileri seviye görüşler de alabiliyorsunuz. Samsung bu noktadaki geliştirmeleriyle de gerçekten dikkat çekiyor diyebiliriz.

TAM DAİRE ŞEKLİNDE İKONİK BİR TASARIM

Galaxy Watch5’in, aerodinamik Koruyucu Alüminyum metal çerçeveli sade bir tasarıma sahip olduğu ilk bakışta göze çarpıyor. Son teknoloji bir görünümün yanı sıra antrenmanlarınız ve günlük işleriniz için faydalı işlevler de sunan model, Hibrid Deri Kayış ve Spor Tipi

Kayış içeren oldukça çeşitli kayışlar ile dilediğiniz kayışı seçerek Galaxy Watch5’i kendi tarzınıza uygun olarak tasarlamanıza imkan sağlıyor. Yüksek kaliteli malzemeye, tam oturan tasarıma ve tere dayanıklı yüzeye sahip bu kayışların da oldukça kaliteli göründüğü belirtmek gerekiyor.

Antrenmanlarınızı bileğinizden takip edin

SAFİR KRİSTAL CAM İLE GERÇEK BİR PREMIUM SAAT HİSSİYATI

Safir Kristal Cam ile gerçek bir Premium saatten hiçbir farkı olmayan Galaxy Watch5 modeli bir akıllı saatin geleneksel saat ile birleşiminin simgesi haline geliyor. Safir Kristal Cam’ın net görüntüsü ve sağlamlığı kullanım esnasında kullanıcılara da büyük bir keyif veriyor.

ANİMASYONLU VE DEĞİŞTİRİLEBİLİR SAAT KADRANLARI

Çeşitli arka plan, yazı tipi ve renklere sahip analog veya dijital saat kadranlarından zevkinize, hava durumuna veya koşula uygun olanı

seçebiliyorsunuz. Animasyon grafikler, o an yaptığınız koşu ya da müzik dinleme gibi faaliyetleri gösterirken Artırılmış Gerçeklik Emojileri tarzınızı yansıtmanız için saat kadranınızın karakterine de renk katıyor.

Bu özellikler de kullanım esnasında tatlı bir keyif veriyor.

GÜÇLÜ BİR İŞLETİM SİSTEM

Samsung’un Wear OS işletim sistemine sahip akıllı saati Galaxy Watch5, en sevdiğiniz uygulamalara

Teknik Özellikler:

bileğinizden kesintisiz olarak erişebilmenize imkanı sağlıyor. Çevrim içi müzik yayını uygulamalarından devasa sağlık ve fitness uygulamaları kütüphanesine kadar oldukça zengin bir uygulama yelpazesini de kullanıcılara sunuyor.

SAMSUNG EKOSİSTEMİ İLE TAM UYUMLU

Samsung’un Wear OS işletim sistemiyle gelen Galaxy Watch5, Samsung Galaxy cihazlarıyla da kusursuz bir bağlantı sağlıyor. Galaxy Buds2 Pro’daki ANC

İşletim Sistemi: Wear OS 3.5, One UI Watch 4.5 İşlemci: Exynos W920 (5nm)

Ram: 1,5GB

Dahili Hafıza: 16GB

Ekran Tipi: Super AMOLED ve Safir Kristal Cam

Ekran Boyutu: 1.4”

Ekran Çözünürlüğü: 450x450 (321ppi)

Sensörler: Accelerometer, Gyro, Heart Rate, Barometer, Blood Pressure Monitor

Su Geçirmezlik: 50M (IP68)

Darbeye Karşı Dayanıklılık: MIL-STD-810H

Bluetooth: 5.2, A2DP, LE

Kablosuz Şarj Özelliği: Var

GPS: Var (A-GPS, GLONASS, GALILEO, BDS)

Wi-Fi: Var (802.11 a/b/g/n, dual-band)

NFC: Var

Renk Seçeneği: Gümüş, Pembe-Altın, Safir

Titreşim: Var

Batarya: 410 mAh Li-lon

Ağırlık: 33,5 g

özelliğini kontrol edebilir veya telefonunuzdaki uygulamaları doğrudan saatinizden etkinleştirebilirsiniz. Pusula gibi ek özellikler Galaxy Watch5’i çok daha kullanışlı hale getiriyor.

Safir Kristal Cam ile güçlendirilmiş tasarım

Değerlendirme:

Şık tasarım, Safir Kristal Cam, Uzun pil ömrü, 50M su geçirmezlik, EKG, Tansiyon ölçümü, Wear OS işletim sistemi, NFC, Kablosuz şarj, Titreşim

Soft ve benzer bir tasarım yerine daha inovatif ve dikkat çekici bir tasarım tercih edilebilirdi

Yorum:

Samsung, Galaxy Watch ailesinde yakaladığı başarıyı Galaxy Watch5 ile devam ettirmek adına daha alınabilir fiyatlar ile piyasada yer alıyor ve fiyat, performans, gelişmiş özellikler, işletim sisteminin gücü gibi özellikler de göz önüne alındığında, akıllı saatler içerisinde ilk tercih edilebilir modellerin başında kendisine yer buluyor.

Ürüne ulaşmak için QR kodu okutun

Güçlü, Çekici ve Yalın

vivo Y35

ZARİF VE ERGONOMİK

TASARIM

Düz çerçeveye ve 2.5D kıvrıma sahip olan bu zarif model özel tasarımıyla dikkat çekiyor. Y35 modeli, 8,3 mm’lik ince gövdesinde 5000 mAh değerinde büyük bir batarya barındırıyor. Bu yeni ve hafif teknoloji kullanıcıya birinci sınıf ve rahat bir tutuş sağlamasının yanında sade tasarımın estetiğiyle modanın öncülerinden bir tanesi haline getiriyor.

DOKU VE TONLARIYLA YEPYENİ BİR HİSSİYAT

Zarif, kabartmalı yansıma önleyici doku, buzlanmış gibi bir hissiyat veriyor. Tasarımla ilişkilendirilen ilave bir sıvı kristal kaplama modele pürüzsüzlük katıyor ve telefon üzerinde daha az parmak izi oluşmasını sağlıyor. Telefonun her hareketinde ışığı yakalayan turuncu ve mavi bir eğimli yüzeyle, göz alıcı parlaklığın tadını çıkarabiliyorsunuz.

ÖZEL RENKLERİ VE ZARİF DURUŞUYLA DİKKAT ÇEKİYOR

En yeni çift katmanlı kaplama tekniği kullanılan model, Gün Doğumu renginin ışıltısıyla parlak bir ışıltıyla iç içe geçiriyor. Bu özel renk tasarımına baktığınızda ışık, gölge, doku ve sonsuz parlaklık sunan gizli bir dünyayı keşfediyorsunuz. Yıldızlı Mavi renk ise tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.

HER ŞEYİ FHD+ CANLI BİR ŞEKİLDE İZLEME İMKANI

6,58 inç FHD+ hücre içi ekran, parlak renkler ve canlı ayrıntılar sununuyor. Parmak ucunuzdan gözünüze kadar rahat ve keyifli bir deneyim yaşatan model, dahili mavi ışık filtresiyle filmlerden oyunlara kadar tüm içeriklerin keyfini mutlak netlikle çıkarırken, gözlerinizi de koruyor.

18W HIZLI ŞARJ ÖZELLİĞİ VE 5000 MAH YÜKSEK KAPASİTELİ BATARYA

Y35 modelinde pil ömrünü aklınıza hiç takmanıza gerek kalmıyor. 5000 mAh kapasitesine sahip olan pil, 18W Hızlı Şarj ile telefonunuzu hızlıca şarj etmenize olanak sağlıyor. Büyük pil kapasitesinden sonuna kadar yararlanırken ve verimli

enerji yönetiminin de keyfine varabiliyorsunuz.

256GB GENİŞ HAFIZA KAPASİTESİ VE GENİŞLETİLMİŞ RAM

3.0

1 TB’a kadar genişletilebilen 256 GB depolama alanına sahip olan Y35, kapasitenin tüm uygulamalarınız, videolarınız ve resimleriniz için fazlasıyla yeterli olacağını bizlere gösteriyor. Oyun zamanı geldiğinde ise, sekiz çekirdekli işlemcinin sağladığı yüksek performans sayesinde keyifli bir deneyim daima elinizin altında oluyor. Ayrıca RAM 3.0 özelliği sayesinde 8GB olan RAM’i +8GB daha artırabiliyor.

50MP GÜCÜNDE ANA KAMERA

Yeni 50 MP ana arka kamera sensörü, yüksek çözünürlüklü fotoğrafçılığı

8.3mm inceliğinde şık tasarım

yeniden tanımlıyor. Hayatın en güzel anlarını kolayca yakalamanızı ve fotoğrafları hem yakınlaştırırken hem de kırparken mutlak bir netlik elde etmenize imkan sağlıyor.

SUPER MAKRO KAMERA

4 cm’ye kadar yaklaşan bir odak ile sabah vakti oluşan bir çiy damlasından bir kelebeğin kanadındaki desenlere kadar her detayı net bir şekilde yakalayabiliyorsunuz.

BOKEH KAMERA

Bokeh algoritmasıyla birlikte arka planın daha da doğal görünmesi için geliştirilmiş olan sistemler ile sanatsal derinlik ve kalite yaratmak oldukça kolaylaştırılmış.

16 MP SÜPER GECE SELFİE’Sİ İLE EN NET VE DOĞAL HALİNİZ

16 MP ön kamerayla

HD selfie’ler çekerken, Vivo’ya özgü olan portre algoritmasıyla en net görüntüyü yakalamanız oldukça basitleştirilmiş.

KİŞİSELLEŞTİRİLEBİLİR

PORTRE MODU

Ön kamerada bulunan “Çoklu Stil Portre” özelliği, ruh halinize veya kıyafetinize uygun çeşitli tarzlar sunuyor. Kolayca göz alıcı ve doğal bir görünüm elde etmek için “Yüz Güzelliği” ve bokeh efekti ekleyebiliyorsunuz.

SÜPER GECE MODU İLE GECENİN TÜM TONLARI

Süper Gece algoritması Y35’in arka kameralarında oldukça performanslı bir

şekilde çalışıyor. En yeni RAW düzeyindeki süper gren önleme teknolojisi, saflık ve netlik sağlamak için birden fazla kareyi tek bir karede bir araya getiriyor ve gece tıpkı anılarınızdaki kadar güzel görünüyor.

EIS ULTRA STABİL VİDEO İLE HAREKET HALİNDEKİ DÜNYAYI YAKALAYIN

Telefonu elinizde tutarken titrettiğinizde, arka kameradaki EIS (Elektronik Görüntü Sabitleyici) otomatik olarak devreye girerek stabil ve başarılı sonuçlar veriyor. Bu arada, videolar için Yüz Güzelliği ve Akıllı Düzenleme, işlenmemiş çekimlerinizi güzel film makaralarına dönüştürerek önemli anlarınızı

Parmak izi tarayıcı ve yüz tanıma özelliği

net bir şekilde yakalıyor.

OTOMATİK GÖZ ODAKLAMA İLE ODAĞINIZI ASLA KAYBETMEYİN

Arka kameranın otomatik odaklama özelliği, kadrajınızdaki kişiye odaklanmanızı sağlıyor ve görülmeye değer portreler oluşturmanıza yardımcı olmak için her zaman kullanıma hazır olarak bekliyor.

GENİŞLETİLMİŞ RAM ÖZELLİĞİ

Y35 modeli, gizli bir bellek yeteneğine sahip. Uygulamalar arasında geçişi daha da sorunsuz hale getirmek için 1/8 GB’a kadar boş ROM alanınız genişletilmiş RAM olarak kullanılabiliyor. Favori

uygulamalarınızı indirmek ve takılma olmadan çalıştırmak gerçekten keyif verici diyebiliriz.

SNAPDRAGON 680 İŞLEMCİ + 256 GB ROM

Y35’in temelinde, 2.4 GHz’e kadar CPU çalışma hızına ulaşan bir Snapdragon 680’nin sekiz çekirdekli işlemci bulunuyor. Bu CPU, öncekinden daha fazla güç, daha yüksek görüntü kalitesi ve daha güçlü performans sunarak Y35’i tam bir oyun canavarına dönüştürüyor. Mikro sd kart desteğiyle belleği 1 TB’a kadar çıkarabileceğiniz için sevdiğiniz müzik, film, fotoğraf ve videolar için daima boş yeriniz kalıyor.

HYPERENGINE OYUN TEKNOLOJİSİ

Bu gelişmiş özellik ile birlikte CPU, GPU ve belleğin dinamik bir şekilde yönetilmesini sağlayarak istikrarlı bir performans ve daha uzun oyun deneyimi sunuyor.

ULTRA OYUN MODU

Ultra Oyun Modu, kullanıcılara daha başarılı ve duyusal oyun deneyimi sunmak için kısa bir süre önce güncellenmiş. Bu sayede oyun oynarken hiçbir etken size en engel edemiyor.

MULTI-TURBO 5.5

vivo Multi-Turbo 5.5; veri bağlantısını, sistem işlem hızını ve güç tasarrufu performansını yepyeni bir düzeye çıkarıyor. Dört

Teknik Özellikler:

İşletim Sistemi: Android 12 - Funtouch OS 12

İşlemci: Snapdragon 680 (6nm)

Ram: 8 GB (+8GB)

Dahili Hafıza: 256 GB (Mikro sd kart ile 1TB’a artırılabilir)

Ekran Boyutu: 6.58” IPS LCD Ekran Ekran Çözünürlüğü: 1080 x 2408 (401 ppi)

Arka Kamera: 3 adet (50 MP+2 MP+2MP) Ön Kamera: 1 adet (16 MP)

FHD Video Kaydı: Arka ve Ön Kamerada var Hızlı Şarj: Var (18W)

Çift Sim Özelliği: Var

Parmak İzi Tarayıcı: Var

Batarya Gücü: Li-Po 5.000 mAh

Boyutlar: 164.3 x 76.1 x 8.3 mm Ağırlık: 188 g

Renk Seçeneği: Gün Doğumu, Yıldızlı Mavi

1080P FHD+ Ultra Clear Display

bileşenden oluşan soğutma çözümü sayesinde Y35, oyunun en hararetli anlarında bile ısınmıyor ve oyucuları rahatsız etmiyor.

YENİ FUNTOUCH OS İLE SADELİK VE MUTLAK GELİŞMİŞLİK

Funtouch OS 12’nin oldukça kullanıcı dostu, seri ve başarılı bir arayüz olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Anlaşılır tasarım yapısı, estetiği ve dokunmatik kontrolleri son derece basit ve pratik olmakla birlikte kullanıcıya keyifli bir deneyim sunuyor.

Değerlendirme:

Tasarım olarak oldukça yalın, 50MP Kamera, Güçlendirilmiş Ram 3.0 Özelliği, Başarılı Portre Modu, 18W Hızlı Şarj Özelliği, Parmak İzi Tarayıcısı, Yüz Tanıma Özelliği

Kasanın yapısında alüminyum veya çelik malzeme gibi daha farklı bir materyal kullanılabilirdi.

Yorum:

Her an yanınızda taşıyabileceğiniz, hem kullanımı kolay hem de şık bir selfi (özçekim) çubuğu. Özellikle karanlık ve loş ortamlarda kullanabileceğiniz, farklı kademe ile ayarlanabilen LED ışığı ürünün hakkını veriyor. Ürünü elinize aldığınızda, Spigen’in tüm ürünlerinde olan kalite hissiyatını alabileceğiniz S550W modeli, 2 renk alternatifiyle yanınızdan ayırmak istemeyeceğiniz bir ürün olarak karşımıza çıkıyor.

2022 Yılı Penceresinden, 2023 Yılı

Otomotiv Sektörüne Bakış

2023 yılında otomotiv sektöründe yaşanılması muhtemel gelişmeleri ve yılın ilk çeyreğinden başlayarak, yıl sonuna kadar süregelecek olan senaryoları ve tabii ki çok konuşulan çip krizden sizlere bahsedeceğiz.

SIRASIYLA 2019, 2020, 2021 VE 2022 YILLARI

OTOMOTİV SEKTÖRÜ İÇİN OLDUKÇA

ZORLAYICI YILLARDI Ülkemizde otomotiv sektörü için 2019 ve 2020 yılının hiç hatırlanmak istenmeyecek kadar zor bir dönem

olarak adlandırılabileceğini söyleyebilirim. Döviz kuru dalgalanmasına paralel olarak yükselen fiyatlar ve diğer gelişmeler otomotiv sektörünü oldukça zor bir döneme itmiş ve 2019 yılının son çeyreği gerçekten de oldukça zorlu geçmişti. Yılın genelinde satışların düşük gitmesi ve yıl sonu kampanyalarının yaşanan durgunluğu ateşleyememesi üzerine, 2020 yılı için yapılan planlamalarda tüm markalar ihtiyatlı davrandı ve 2020 yılı fabrika siparişlerini oldukça düşürdüler. 2020 yılı için alınan bu planlama

İkinci el otomobil piyasasında fiyat artışı devam ediyor

aksiyonu da, geçtiğimiz yıl tüm markaların genelinde stok sıkıntısı yaşamasına ortam hazırlamış oldu. 2021 yılında ortaya çıkan çip krizi ve 2019 yılına benzer bir döviz dalgalanmasına ÖTV’deki değişikliklerde eklenince neredeyse 2019 yılını arar bir hale gelinmiş oldu. 2022 yılı da çip krizi ve ekonomik dalgalanmanın gölgesinde geçti.

2021 YILI BAŞINDAN DAHA FARKLI BİR

DÖNEMDEYİZ

2019 yılının otomotiv sektörü

için oldukça durağan geçmesi ve 2020 yılı için yapılan planlamalarda siparişlerin düşük tutulmasının üzerine bir de Şubat ayı sonu itibariyle hayatımıza giren pandemi eklenince, sektör tam bir kaosun içine doğru süreklenmeye başlamış oldu. Birçok marka fabrikalarında üretime ara verdi. 2020 yılının ilk çeyreğinde döviz kurlarının sürekli değişken olması, yılbaşının hemen ardından fiyatlara artış yönünde yansımıştı. Yansımıştı ama, ortada satın alınabilecek araçlar da maalesef yoktu. Yaşanan bu durum da ikinci el otomobil fiyatlarının bir anda yükselmesine neden oldu. Yıl sonuna doğru stokların yavaş yavaş gelmesiyle birlikte, 2020 yılının sonuna gelindiğinde faizlerin yüksek olmasına rağmen düşük faizli, hatta “%0” faiz kampanyalı araçları görmeye başladık. Ağustos ayında ÖTV diliminde ortaya çıkan yukarı yönlü tabir edebileceğimiz değişiklik, özellikle C ve D segmentindeki birçok aracın satılabilirliğini derinden etkilemiş oldu. 2021 ve 2022 yıllarında da bu etkenlerin üzerine öte ve çip krizi gelince, otomotiv sektörü için 2023 yılına korkarak bakmamak adeta imkansız diyebiliriz.

2022 YILI SONUNDA

YAVAŞLAMA YAŞANDI Birçok markanın pandemi

sebebiyle üretime ara vermesinin ardından bulundukları pazardaki yerlerini sağlamlaştırmak ve yeni araçlarını piyasaya sürme isteğinde olması, yeni yılın otomotiv sektörü yönünden hareketli geçmesine zemin hazırlamış oldu. 2019 yılı sonrasında 2020 yılı için yapılan yanlış planlamayı, 2021 yılında düzeltmek isteyen markalar ve markaların yöneticileri, maalesef pazarı net bir şekilde okuyamadıklarından birçok modelde bu defa da stok fazlasına geçmiş oldular. Bu sebeple de, Şubat ayına girilmesine rağmen 2020 yılının son günlerden daha avantajlı ve agresif kampanyaları birçok markada gözlemledik. Bu dönem sonunda 2021 yılında çip krizinin ortaya çıkma asıyla birlikte bu stoklar hızla eridi ve bu seferde yeniden stok sıkıntılı döneme geçilmiş oldu. Çip sıkıntısının devam etmesi 2022 yılında da bazı markaların üretime zaman zaman ara vermesiyle birlikte satışların gerilemesine neden oldu.

YENİ, MAKYAJLI VE ELEKTRİKLİ MODELLER PAZARA GİRMEYE HAZIRLANIYOR

Birçok marka mevcut modellerinin yeni veya makyajlı kasalarını getirmeye, Şubat/Mart ayı itibariyle de

Döviz kuru, faiz baskısı ve çip krizi, stokları ve satışları olumsuz etkiliyor

bu modelleri tüketicilerin beğenisine sunmaya hazırlanıyor. 2023 yılının ilk çeyreği sonunda yeni yıla ait modellerin satışa hazır hale gelecek olması, 2022 yılına ait olan modellerin bir an evvel satılması gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu durumun da, tüketiciler için net bir avantaja dönüştüğünü gözlemliyoruz. 2023 yılının hemen başında gelen ÖTV matrahı güncellemesiyle bir soluk gelir mi diye düşünülürken, süregelen çip sıkıntısıyla birlikte bu beklentinin de heyecanı kursakta bıraktığını söyleyebiliriz. Tabii ki bu noktada elektrikli modellere de ayrı bir başlık açılması gerektiği de net bir şekilde görülüyor.

İKİNCİ EL OTOMOBİL FİYATLARINDA YÜKSEK FİYATLAR DEVAM EDİYOR

2022 yılı sonu itibariyle sıfır otomobillerin stok problemlerinin devam etmesi ve satışları destekleyen kampanyaların yeterli olamaması, ikinci el otomobillerin fiyatlarını halen yukarı yönlü hareket ettiriyor. Sıfır otomobillerin stok problemlerinin giderilememesi, ikinci el piyasasında yer alan otomobillerin gerçek fiyatlara oturmasına en büyük engel diyebiliriz.

2023 YILINDA DEĞİŞİM RÜZGARI BAŞLIYOR

Otomobil üreticilerinin modellerine göz attığımızda, 2022 yılı sonu ile birlikte modellerin tümünde geliştirilmiş birçok özelliğin neredeyse standart donanımlar ile sunulduğunu görüyoruz. İç tasarımdaki ambiyans aydınlatmadan hayalet ekrana, dış tasarımda LED farlardan 360 kameralara kadar birçok özellik neredeyse standart donanımlarla sunulmaya başlandı. Hal böyle olunca yeni model otomobillerin konforunda

ve sürüş deneyiminde gözle görülür bir artış yaşandığı anlaşılıyor.

ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERİN DÖNEMİ ÇOK YAKIN

Daha önceleri sizlere bahsettiğimiz tam elektrikli otomobiller ve kısaca değindiğimiz hibrit otomobiller 2023 yılı itibariyle çok daha fazla konuşulacak. Elektrikli otomobil mantığının çokça dile getirilmesi ve özellikle Tesla etkisiyle, kullanıcılar elektrikli otomobil deneyimini

2023 yılının başlangıcı pek iç açıcı olmayabilir

yaşamadan, mantıklarında kabul etmeye başladı. Aslında bu durum yakın bir zamanda bizlere bambaşka bir otomotiv sektörünün önümüzdeki yıllarda bizi karşılayacağını da söylüyor diyebiliriz. Özellikle Mercedes, BMW, VW gibi köklü markaların elektrikli otomobillerin hızla piyasaya sürmesi, Renault ve PSA grubunun da tüketicilerin ulaşabileceği tarzda modelleri hızla sunması ve tabii ki cep telefonlarında olduğu gibi Çin menşei markaların elektrikli otomobil modellerini Avrupa’ya hızla açmasıyla

birlikte bambaşka bir dönem bizi karşılıyor olacak.

ACELE ETMEYİN, AMA FIRSATLARI DA KAÇIRMAYIN

Teknoloji inanılmaz derecede bir hızla sürekli gelişiyor ve toplumlar bu gelişmeyi adeta sömürerek, çok hızlı bir şekilde tüketiyor. Bu sebeple ihtiyacınız olmayanı almak için kesinlikle kendinizi zorlamamanızı tavsiye ederken, ihtiyacınız olması halinde hızlı hareket etmeden, otomotiv dünyasındaki

gelişmeleri de göz önüne alarak, aklınıza yatan modeli kendinize seçmenizin önemini bir defa daha vurgulamak isteriz. Kesinlikle başkalarının etkisi altında kalmadan, kendinize uygun olduğunu düşündüğünüz modelde karar kılmanız, hem ilerleyen yıllar için hem de sürüş esnasında sizlere çok daha fazla keyif verecektir. Son dönemde otomobiller her ne kadar yatırım aracı olarak öne çıksa da, otomobilleri kullanım aracı olarak görmenin, yaşanabilecek ekonomik değişiklilerden minimum

Elektrikli otomobillerin dönemi çok yakın

etkilenmenizi sağlayacağını da söyleyebiliriz.

OTOMOTİV DÜNYASI MERAK UYANDIRMAYA DEVAM EDİYOR

Bu makalemizde siz değerli takipçilerimize, 2023 yılı otomotiv dünyasında ülkemizde yaşanabilecek gelişmeleri, merak edilen detayları ve önümüzdeki dönemde bize getireceklerini bazı bilgiler ışığında ve örneklerle aktarmak istedik. Sizler için özel olarak hazırlayacağımız yeni makalemizde bir araya gelmek üzere, hepinizin teknolojiyle dolu sağlıklı günler geçirmesini dileriz.

Karartılmış tarzda tasarım, düşük selesi ve adeta otoyolları parçalayan gücüyle dikkat çekici bir model.

MILWAUKEE-EIGHT™ 114 MOTOR

Standart H-D™ Touring modellerindeki en yüksek silindir hacmiyle 1868 cc ivmelenme ve ufku kovalama gücü elinizin altında oluyor.

tekerleklerin kilitlenmesini önlemek üzere tasarlanmış bir sistem. ABS, tekerleklerin sürekli dönmesini sağlamak ve acil durumlarda kontrolsüz tekerlek kilitlenmesini önlemek için ön ve arka fren

üzerinde bağımsız olarak çalışıyor.

BOOM!™ BOX GTS BİLGİ-EĞLENCE SİSTEMİ

Olağanüstü dayanıklılık ve motosiklet için özel olarak tasarlanmış özelliklerle modern bir görüntü, his ve fonksiyon sunan yeni, geliştirilmiş bir arayüz deneyimi olduğu görülüyor. Her unsur, sürücünün motosikletle etkileşimini ve dünya ile bağlantısını iyileştirecek şekilde optimize edilmiş ve bu da sürüş keyfine ayrı bir tat katıyor.

PARLAK SIYAH PRODIGY JANTLAR

Siyah, parlak 19 inç ön ve 18 inç arka alüminyum jantların tarzınızı ve duruşunuzu tamamladığı da net bir şekilde görülüyor.

Vadim Özyurt

Yüksek performanslı ön ve arka süspansiyon

UZATILMIŞ YAN ÇANTALAR

İkonik bir custom görüntüsü için uzun ve düşük profili vurgulayan tasarım ile gerçek bir Harley sürüşü keyfine varmanızı sağlamasının yanında dıştan bakıldığında ihtişamlı görüntüsüyle dikkatleri de üzerine çekmeyi başarıyor.

HER NOKTASIYLA KAPKARA

Karartılmış ön çatallar, gidonlar, depo konsolu ve egzoz, agresif ve modern bir görünüm sunmasıyla birlikte tasarım diline net bir şekilde yansıtıyor.

HASSAS SÜSPANSİYON

Kolayca ayarlanabilir arka amortisörlere sahip olan model, yüksek performanslı ön ve arka süspansiyon ile sürücüye konforlu bir sürüş sunuyor.

REFLEX™ DEFANSİF SÜRÜCÜ SİSTEMLERİ

Karşılaşabileceğiniz zor durumlarda özgüvenli ve kontrollü davranmanıza

olanak tanıyan isteğe bağlı bir teknolojik özellikler grubu olarak nitelendirilebilir. Düz yolda giderken veya dönüş yaparken hızlanma ve

frenleme desteği sağlayan gelişmiş şasi kontrolü, elektronik frenleme ve güç aktarma teknolojilerini kullanıyor.

Uzatılmış yan çantalar, özel döşeme ve renk

GERÇEK BİR HARLEY

Dikey sürüş pozisyonu, özel döşemeler, rahat yolcu koltuğu, uzatılmış yan çantalar, çatala monte edilmiş karenaj, bilgi-eğlence sistemi ve RDRS standatları gibi Harley-Davidson tarzını öne çıkaran özellikleriyle motosikletseverlerin, özellikle de Harley-Davidson meraklılarının dikkatini çeken bir model olarak nitelendirebiliriz.

Parlak 19 inç ön ve 18 inç arka alüminyum jantlar