RÜYA
Yakamoz ışıkları kabarmış düşüncelerime vururken Dolunay ışığında denizde yüzmeyi düşlüyorum Kafamızın estiği bir anda, hızını kesmeyen inatçı bir arabada buluyoruz kendimizi Yolların kızgın bağırışı eşlik ediyor Çenesini kapatmayan radyoya Sallanıyoruz yokuş aşağı nefesini kesmeyen süratle Ve burnunu görebiliyorum duru saçlı denizin Bizi karşılamak için ufuk çizgisini aşmış kucak açıyor Bugünlerde biraz bronzlaşmak istiyor Açık maviden sıkıldım saçlarımı mora mı çevirsem diye soruyor Sana her şey yakışır deyip atlıyoruz kollarına Monotonlaşmış İstanbul’dan uzaklaşmış birkaç elemanla Hepimiz mutlu gibiyiz Biraz da rahatlamış Birkaç saat sonra kıskanç güneş saçlarını topluyor Deniz ise kollarını kapıyor bize Her zaman beklediğim dolunay çıkar mı bu gece diyorum içimden Çıkmayacağına emin gibiyim Benim istediğim şeyler genelde olmazdı çünkü Güneş saçlarını toplamayı bitirmiş gibi Artık görünmüyor fazla Bizde ateş yakıyoruz altın renkli kumsalda Nefes aldığımı ciğerlerime kadar hissedebiliyorum Eski kafalılardan uzaklaşmış olduğumdan huzur kaplamış her yanımı Özgürlük kavramını iliklerime kadar hissettiğim bir gecedeyiz Sanki bir uzayda karanlığa boğulmuşum Ve kayan bir yıldız beni kurtarmaya gelmiş gibi Herkes de bir moral düşüklüğü görüyorum İçimizden biri çantasına zulaladığı alkolleri ikişer ikişer götürüyor Şu ana kadar hiç ayık görmedim onu Gerçeklerden böyle kaçıyor En azından istediği gibi yaşıyor Bir diğeri ateşin yanındaki ince demiri ısıtıyor Neredeyse bir saattir tutuyor ateşte bıkmadan usanmadan Evet artık vakti gelmiş gibi Alıyor ve basıyor ay kadar parlak, pürüzsüz bacaklarına Hem çığlık atıyor hem de gülüyor İyice bastıktan sonra elindeki bıçakla bir delik açıp şırıngaya naklediyor kanını İçkilerimizi yudumlarken içkiye çok yakışıyor diyor Bize uzatıyor Ne kadar iğrendirici olsa da deniyoruz 32








