XOXO The Mag

Page 176

Farklı insanların müziğimizi alıp içinden bambaşka duygular çıkarmasını izlemek, dinlemek ve deneyimlemek hoşumuza gidiyor. Bu konuda bir endişemiz yok aslında. Sonuç olarak remiks yeni bir yaratım süreci. Mevcudun üzerinden yeni sesler yaratmak da en az sıfırdan prodüksiyon yapmak kadar zor ve değerli. Sonuçları dinlemek her zaman heyecan veriyor bize. Modacı Georgy Baratashvili ile bir ortaklığınız oldu. Birlikte çalışmaya nasıl başladınız? Yanlış hatırlamıyorsak ortak bir arkadaşımız aracılığı ile tanışmıştık ilk kez. Harika bir insan ve birlikte çalışması oldukça eğlenceli biri. Kafasındaki sıra dışı fikirleri gördükçe heyecanımız daha da arttı. O da bizim için oldukça güzel işler ortaya çıkardı. Moda, sanat ve tasarım dünyasında size başlıca ilham veren isimler kimler? Yine zor bir soru, çünkü o kadar çok isim var ki sayabileceğimiz. The KLF ile ortak çalışmalarından veya milyonlarca sterlini bir sanat projesine harcaması üzerine aldığı yorumlardan hatırlayabileceğiniz Bill Drummond’un zen anarşizmine aşığız. Martin Margiela’nın modellerinin yüzünü kapatmasını anlayabiliyor, Andy Warhol’a hayranlık duyuyor, Dior, Jil Sander ve Raf Simmons tasarımlarını delice kıskanıyoruz. Sesi sanat için bir araç olarak düşündüğümüzde, ortaya koyulabilecek eserlerin yalnızca insanın hayal gücüne bağlı olduğunu söylemek doğru olacaktır. Kimileri sesi belirli alanlarda sıkıştırarak enstalasyonlar yapıyor. Siz ise aksine, canlı performansınızı uzaya yayın yaparak onu daha da çok serbest bırakmak istiyorsunuz gibi. Nasıl gelişti bu sıra dışı fikir? Amacımız ilk canlı performansımızı çok özel kılmaktı. İnsanların hayali binlerce kişinin karşısında canlı çalmak olabilir. Biz ise performansın kime ulaştığından çok nasıl ulaştığı üzerine heyecanlanıyoruz. Sanki New York Metro’suna ufak kuklalar koymuşsunuz ve gerçekte orada yokmuşsunuz gibi. Müziğimiz şu anda çok uzaklarda bir yerde. Kim bilir

günün birinde belki bir yay çizer ve dolaştığı tüm karanlık boşluktan aldığı bozuntular ve kaos ile tekrar buraya gelir. Monarchy’nin sahip olduğu tüm bu bilim kurgusal imajın altında yatan nedir? Dinlerin ölümüyle uzay ve teknoloji, insanların kaçmayı ve sığınmayı tercih edeceği tek yer olacak. Uzayı boş bir kanvas olarak düşünüyor ve üzerine zengin bir resim çizebiliyoruz. Kendimizi istediğimiz yere, istediğimiz şekilde konumlandırma fikri bizi cezbediyor. Buradaki bilim kurgu, içe doğru bir yolculuğa çıkıp insanları daha iyi anlamak üzerine kurulu. Kusursuz uzay yolcuğunuzu tarif edebilir misiniz? Yenilenebilir enerji kaynakları ile dolu, dünya dışında farklı bir gezegene uzun bir yolculuk. İnsanoğlu Mars’a ulaşabilmiş olmasına rağmen hala burada yaşam alanı yaratmak imkansız görünüyor. Kısacası bu puslu gezegenden kaçmak en iyi uzay yolculuğu olacaktır. Stanley Kubrick’in Space Odyssey’i mi yoksa Ridley Scott’ın Blade Runner’ı mı? Seçmek zor, ikisi de muhteşem filmler. Bu filmleri, senaryosu, hissettirdikleri ve bilim kurgu üzerinden bu dünya ile etkileşimlerini düşündüğümüzde Blade Runner bir adım öne çıkıyor. Blade Runner’ın sorduğu psikolojik sorular bizi oldukça etkiliyor. Bu filmi hala izleyip ağlayabiliyoruz. Son olarak, yılbaşı gecesi için öneri ve uyarılarınız neler? Her yıl sonunda yaptığınız gibi kendinizi değişmeniz gerektiğine ikna ederek radikal kararlar alın. Yılın en güzel gecesini geçirmeyeceğiniz kesin. Bu nedenle kendinizi sokaklara atıp, gece boyunca gereğinden fazla para harcayarak, arkadaşlarınızı bulmaya çalışmaktan harap olmuş bir şekilde eve döneceğinize, gecenin başında evde olma konusunda kararlı olun. Tüm dostlarınızı arayın. Unutmayın, maskelerinizin arkasında yatan gerçek kimliği sadece onlar görebiliyor.

XOXO The Mag


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.