2014 02 kizilbas 35

Page 13

kızılbaş - sayfa 13 - sayı 35 - ocak 2014 - http://www.kizilbas.biz - tel: 00 49 (0) 177 502 88 53 Kürdistan Partisi üyelerinin bir kısmının firar oldukları, onların da Güney Kürdistan’da Sait Kırmızıtoprak’ın kampında bulundukları anlaşılır. Bu süreç devleti de Mele Mustafa Barzani’yi de daha çok kaygılandırır. Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi başkanı Sait Elçi, Mayıs 1971 başlarında, arkadaşlarına haber vermeden Suriye üzerinden Güney Kürdistan’a gider. Yanında arkadaşı Muhammedê Begê de vardır. Kuzey Kürdistan’dan, Suriye üzerinden Güney Kürdistan’a geçiş, illegal bir geçiştir. Aynı günlerde Mele Abdüllatif Savaş da Güney Kürdistan’a geçer. Bu kimsenin Doktor Şivan’ın karargahında yer alan Faik Savaş’ın köylüsü olduğu anlaşılır. Bingöl taraflarındandır. Haziran ayı başlarında Sait Elçi’nin önce kaybolduğu daha sonra da öldürüldüğü haberi yayılır. Sait Elçi ile birlikte Muhammedê Begê’nin ve Abdüllatif Savaş’ın da öldürüldükleri söylenir. Dpktor Şıvan (Sait Kırmızıtoprak) ve Çeko (Hikmet Buluttekin) Sait Elçi’yi öldürdükleri iddiasıyla 18 Temmuz 1971’de tutuklanırlar. Bu iddialar çerçevesinde, Eylül ayının ilk haftasında Brusk (Hasan Yıkmış) da tutuklanır. 26 Kasım 1971’de Sait Elçi ve arkadaşlarını öldürdükleri iddiasıyla Doktor Şıvan, Çeko ve Brusk Güney Kürdistan’da KDP yönetimi tarafından idam edilir. Sait Elçi karşılığında Doktor Şıvan’ın, Muhammedê Begê karşılığında Çeko’ nun, Abdüllatif Savaş karşılığında da Brusk’un idam edildikleri vurgulanır. 1938’de, Sait Kırmızıtoprak’ın dedesi, Büyük Bertal Efendi ve 54 aile üyesi, direniş için potansiyel olarak algılandıkları için katledilmişlerdi. Sait Kırmızıtoprak ise, bu muhalefeti 1960’ların sonunda daha sistematik bir şekilde örgütlemeye, yapılandırmaya çalışıyor. Rejim için çok büyük bir tehdit olarak algılandığı açıktır. İmhası, devlet için büyük bir gereklilik olarak düşünülmüştür. Büyük Bertal Efendi katledildiğinde 56 yaşındadır. Sait Kırmızıtoprak idam edildiğinde 36 yaşındadır. Dedenin akıbeti ile torunun akibeti arasında şaşırtıcı bir benzerlik vardır. Olay şüphesiz burada anlatıldığı gibi ba-

sit değildir. Çok daha karmaşıktır. Aslında olay, süreç, entrikalarla doludur. Bu süreçte pek çok kişinin adı geçmektedir. Bu kişilerin bu süreç içinde birbirleriyle ilişkilerinin değerlendirilmesi şüphesiz önemlidir ama bu yazıdaki amacım bu karmaşık ilişkileri açıklığa kavuşturmak değildir Bu olguyu, bu süreci daha geniş bir sorunun içine, Yakındoğu’da, Ortado-ğu’da Kürdistan sorununun içine yerleştirmek, ilişkileri bu şekilde anlamlandırmak gerektiğini düşünüyorum. Aşağıda bunu denemeye çalışacağım. Kürd-Kürdistan Sorununun Özü, Temeli Kürdlerin, Kürdistan’ın Yakındoğu’daki, Ortadoğu’daki konumunun bilincine varılması önemlidir. Kürdlerin Kürdistan’ın bölünmesi, parçalanması, paylaşılması, Kürdleri dostsuz bırakan, hasımlarını çoğaltan bir etki yaratmıştır. Ta o yıllardan beri Kürdlerin, Kürdistan’ın etrafı, KürdlereKürdistan’a hasım olan güçlerce çevrilmiştir. 1920’erde, 30’larda, 40’larda Kürdlerin, Kürdistan’ın etrafını çeviren hasım güçler Büyük Britanya, Fransa, Türkiye ve İran’dır. Büyük Britanya 1930’larda Irak’a bağımsızlık vermiş ama Güney Kürdistan’ı sanki özel hukuktaki bir malı miras bırakır gibi Irak’a devretmiştir. Fransa da II. Dünya Savaşı’ndan sonra Güneybatı Kürdistan’ı aynı yolla Suriye’ye bırakmıştır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Kürdlere, Kürdistan’a hasım olan güçler Irak, İran, Türkiye, Suriye olarak görülmektedir. Sovyetler Birliği döneminde, Kafkasya’da da bir Kürdistan olduğunu unutmamak gerekir. 1923-28 arasında yaşam bulan Kızıl Kürdistan dikkatlerden uzak tutulamaz. Türkiye, İran, Irak, Suriye gibi devletlerin emperyalist devletler tarafından maddi manevi, politik diplomatik, askeri olarak desteklendikleri de açıktır. Etrafın böylesine hasım güçlerle çevrili olduğu bir ortamda ulusal kurtuluş mücadelesi nasıl yürütülebilir? Bu durum, ulusal kurutuluş mücadelesi yürütenler için cehennem gibi bir ortam yaratmıştır. Ulusal kurtuluş mücadelesi yürütmeye çalışanlar adeta bir cehennemde mücadele etmektedirler. Filistin kurtuluş hareketi ile Kürdistan kurtuluş

hareketinin karşılaştırılması bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Filistin’in dost güçler arasında mücadele verdiği söylenebilir. Filistin’in tek hasmı vardır o da İsrail’dir. Ama Suriye, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Mısır Filistin’e dost olan güçlerdir. Ayrıca 22 üyeli Arap Birliği, 57 üyeli İslam Konferansı Filistin’e dost olan güçlerdir. Bu nedenlerden dolayı dünya devletleri içinde de Filistin’e dost olanlar çoktur. Bunlar FKÖ’yü ister beğensinler ister beğenmesinler ona maddi ve manevi olarak yardım etmek durumundadırlar. Politik, diplomatik askeri olarak da yardım etmek durumundadırlar. Kürdler, Kürdistan için durum çok olumsuzdur. Kürdlerin, Kürdistan’ın etrafında dost bir güç yoktur. Kürdlere yardım eden devletler de yoktur. Emperyalist devletler Kürdlerin ulusal kurtuluş mücadelesine karşıdır. Bu emperyal güçler Kürdleri müşterek olarak ezen devletlere politik, diplomatik, ekonomik, askeri yarım vermektedirler. 1920’lerde Milletler Cemiyeti döneminde Yakındoğu’da, Ortadoğu’da kurulan statükonun Kürdlere hiçbir statü vermediği bilinmektedir. Bu yıllarda Kürdler, Kürdistan bölünmüş, parçalanmış ve paylaşılmıştır. Fiili olarak devletlerarası sömürge durumu vardır. Aslında Kürdler Kürdistan sömürge bile değildir. Çünkü sömürgenin adı olur, sınırları olur. Örneğin Afrika 1885’te emperyalist ve sömürgeci devletler tarafından paylaşılmış, sömürgeler kurulmuş, II. Dünya Savaşı’ndan sonra, 1960’larda, sömürgeler bu sınırlarla bağımsızlıklarını gerçekleştirmişleridir. 1920’lerde Milletler Cemiyeti döneminde Kürdlere hiçbir statü vermeyen bu statükonun II. Dünya Savaşı’ndan sonra Birleşmiş Milletler döneminde de aynen korunduğu çok yakından bilinmektedir. Mele Mustafa Barzani’nin tutumu Bu cehennemi ortamda ulusal kurtuluş mücadelesi nasıl yürütülür? Bu devletlerden birisiyle şu veya bu nedenlerle ilişkiye girmek bir zaruret olarak kendini dayatmaktadır. Bu ilişkinin tek koşulu ise öbür parçalardaki Kürdlere zarara vermemeye, verilecek zararları mümkün olduğu kadar aza indirmeye çalışmaktır. Öte yandan bu tür ilişkiler


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.