S4 mayıs2012

Page 37

sınıfsız sınırsız sömürüsüz bir dünya için

TopLums aL e ş İ t l İ k

Marksistler için enternasyonaliz m, işçi sınıfının, bir dünya sistemi olan kapitalizme karşı uluslararası düzeyde sürdüreceği mücadeleye önderlik edecek bir örgütlenme, demokratik merkeziyetçi bir dünya partisi demektir. Sosyalizm mücadelesinin başarısı için sosyalist dünya devriminin partisinin varlığı zorunludur.

Ancak, 1928’e gelindiğinde Lenin’in kurduğu Üçüncü Enternasyonal artık dünya devriminin partisi değil, Sovyet bürokrasisinin dış politika aracı haline gelmişti. Nihayet, 1933’te, Alman Komünist Partisi’nin ve Komintern’in, elbette Kremlin’den gelen talimatlar doğrultusunda, faşizme karşı tek kurşun atmadan teslim olması, Sol Muhalefet'i, Komintern’in reforme edilemeyeceğine inandırdı. Bu, uluslararası işçi sınıfı hareketi açısından yeni bir dönemin başlangıcıydı. Stalinist bürokratik aygıt, faşizmin Almanya’daki zaferine hiçbir özel önem atfetmemiş; dahası, “Hitler’den sonra sıra bizde” gibi akıl almaz sloganlar eşliğinde, faşizme karşı işçilerin birleşik cephesini kurma ihtiyacı baş gösterdiğinde, sosyal demokrasiyi “sosyal-faşist” olarak ilan ederek Hitler faşizminin önünü açmakta tereddüt etmemişti. 1933’te Komintern’in dünya devriminden tamamen kopmuş olduğunu ilan eden Uluslararası Sol Muhalefet, artık yeni bir enternasyonali inşa etmek göreviyle karşı karşıyaydı. Bolşevik-Leninistler, öncü kadrolarının büyük bölümü Kremlin’in katilleri tarafından öldürülmüş olmasına rağmen, bu görevi 1938’de yerine getirdiler ve Dördüncü Enternasyonal’in (tam adıyla Sosyalist Devrimin Dünya Partisi’nin) kuruluşunu ilan ettiler.

Uluslararası örgütlenme Marksizm’in ayrılmaz bir parçası olan proletarya enternasyonalizmi, farklı ülkelerden işçiler arasındaki soyut bir dayanışma arzusunun ifadesi değil; kapitalizmin yerini komünist toplumun almasının yalnızca dünya ölçeğinde gerçekleşebileceği tespiti üzerine kurulu bir uluslararası sınıf mücadelesi pratiğinin ifadesidir. Marx ve Engels, daha Komünist Manifesto’da “Bütün Ülkelerin Proleterleri, Birleşin!” derken ve Komünistler Birliği’ni bir dünya (Avrupa) partisi olarak örgütlerken, komünizmin

yalnızca dünya çapında gerçekleşecek işçi devrimleri ile başarıya ulaşabileceği düşüncesinden hareket ediyorlardı. Sosyalist dünya devriminin bilimsel temeli kapitalizmin dünya ölçeğinde yarattığı maddi-ekonomik koşullarda yatmaktadır. Kapitalizm ortaya çıktığı ilk günden bugüne kadar geçen süre zarfında, üretici güçleri, üretimi, ulaşımı, iletişimi vb. dünya ölçeğinde geliştirmiş, dünyayı bir ağ gibi saran, dev bir dünya ekonomisi yaratmıştır. Bu noktadan sonra tarih, artık bir dünya tarihi halini almıştır. Üretici güçleri dünya ölçeğinde geliştirmiş olan kapitalizme karşı sosyalizm, ulusal sınırların içine kapanarak değil, uluslararası arenada kapitalizme karşı mücadele ederek kurulabilir. Troçki’nin de vurguladığı gibi; “Sosyalist devrim ulusal sınırlar içinde tamamlanamaz. Burjuva toplumun bunalımının esaslı nedenlerinden biri de, bu toplumun yarattığı üretici güçlerin ulusal devletin çerçevesi dışına çıkma eğiliminde oluşundan ileri gelmektedir… Sosyalist devrim ulusal zeminde başlar, uluslararası arenada gelişir, dünya arenasında tamamlanır.” Dolayısıyla, Marksistler için enternasyonalizm, işçi sınıfının, bir dünya sistemi olan kapitalizme karşı uluslararası düzeyde sürdüreceği mücadeleye önderlik edecek bir örgütlenme, demokratik merkeziyetçi bir dünya partisi demektir. Sosyalizm mücadelesinin başarısı için sosyalist dünya devriminin partisinin varlığı zorunludur. Marksizmin temel önermelerinden birinin ulusal bir sosyalizmin olamayacağı olduğunu biliyoruz. Sınıf mücadeleleri deneyiminden edinilen ve Lenin’in formüle ettiği bir diğer önerme ise enternasyonalin tek tek ulusal partilerin toplamı olmadığıdır. Marksistlerin siyasi örgütlenmelerinin merkezinde, tek tek ülkelerde şube-

35


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.