LI8

Page 1

24

Eylül-Ekim 1999

10 EYLÜL 1920 BAKÜ Bundan 79 yýl ince Bakü'de Kýzýl Ordu Klübünde mýzýka Enternasyonal'i çalýyor, kürsüden bir komünist, salondakilere þöyle hitap ediyordu: "Türkiye Ýþtirakiyum teþkilatýnýn birinci kongresini açmakla kendimizi bahtiyar adlediyoruz." Alkýþlar arasýnda nutkuna devam eden komünist, Ekim Devrimi ve Bolþevizm mektebinden yetiþmiþ, yüreði komünizm davasýyla mücehhez Mustafa Suphi'den baþkasý deðildi. Esarette geçen uzun yýllardan sonra Bolþevik Devrimi'yle kazanýlan özgürlük ortamýnda yürütülen komünist faaliyet 10 Eylül 1920'de zaferle taçlanýyordu. Onun için 10-16 Eylül 1920 tarihleri arasýnda "Birleþiniz Bütün Dünya Ýþçileri" þiarýyla toplanan TKP 1. Kongresi hem dünya devrimi yolunda atýlan bir adým olmasý; hem de kendi topraklarýndaki devrimden sorumlu komünistlerin mevzii mücadelesini birleþtirip merkezileþtirmesi açýsýndan da çok önemlidir. TKP ÖNCESÝ KOMÜNÝST ÇALIÞMA VE KURULUÞ KONGRESÝ: TKP 1. Kongresi (Kuruluþ Kongresi) üç ayrý kanalýn birbirinden baðýmsýz, bazen de yanyana durarak yürüttükleri çalýþmalarý ortaklaþtýrarak, birleþtirmeleriyle toplanmýþtýr. Bu üç grup; Almanya'da öðrenim gören öðrencilerin, oraya staj için gitmiþ iþçilerin Spartakist'lerden etkilenerek -hatta Alman devrimi'ne katýlmýþlardýr. Hamburg'da, Berlin'de barikata çýkmýþlardýr- Berlin'de 1919 yýlýnda bir sayý Almanca çýkan Kurtuluþ adlý Derginin etrafýnda örgütlenenlerin, Ýþtanbul'a geldikten sonra oluþturduklarý örgütlenme;

Karedeniz... bunu duysun derinliklerin O ateþli göðüsleri delen hançerin Kabzasýný alacaðýz biz elimize! Anadolu (Hafi) Komünist Partisi etrafýndaki örgütlenme -kardolarý daha sonra 7 Aralýk 1920'de Türkiye Halk Ýþtirakiyum Fýrkasý'ný oluþturmuþlardýr- ve Mustafa Suphi'nin Bolþevik Devrimi sonrasý Türk esirler ve Trabzon'dan, Artvin'den vb.. yerlerden Rusya'ya çalýþmak için gelen iþçiler arasýnda yürüttüðü komünist çalýþma sonucu saðlanan örgütlülüktür. Bakü Kongresi öncesi Mustafa Suphi'nin sürdürdüðü çalýþmanýn ana ekseninin Rusya'daki Türkler oluþturmakla beraber; Ýstanbul, Zonguldak, Trabzon, Erzurum, Ankara, Eskiþehir gibi yörelerde de çalýþmalarý yoðunlaþmýþ; Ýþçi sýnýfý ve ezilen kitleler içinde kök salmaya ve saçaklanmaya baþlamýþtý. Anadolu, hafi (gizli) komünist Partisi ise Ankara, Eskiþehir vb. yerlerde örgütlenmiþ ve çalýþma sürdürüyordu. Kongrenin üçüncü bileþeni, Kurtuluþ-Spartakist grubu ise Ýstanbul'da legal Türkiye Ýþçi Çifçi Sosyalist Fýrkasý olarak çalýþma sürdürüyordu. TKP'nin 1. Kongresi öncesi Anadolu'da muhalefet, ezilen kitleler yüzünü doðuya, bolþeviklere çevirmiþti. Halaskar doðudan yükselen bolþevizm güneþiydi. Komünizmin prestiji yüksekti. Ankara'da "þuralar hakümeti"ni isteyen bir kitle, kurtuluþlarýný burada gören bir kalabalýk vardý. 1. Paylaþým Savaþý sonucu deðiþen dünya dengeleri sonucunda oluþturulan Ankara Burjuva Hükümeti ve egemenlik organý bu durumdan çok rahatsýz olmakla beraber, ses çýkarmýyor, puslu havayý bekliyordu. Burjuvazi, kendi iktidarýný saðlamlaþtýrmak için Bolþevik Devrimi'nin etkisinden faydalanmýþtýr da.

Komünist Devrim Hareketi/Leninist Merkez Yayýn Organý Eylül-Ekim 1999 Sayý:8 F:250.000

BURJUVA DÝKTATÖRLÜÐÜ TC'NÝN KATLÝAMLARINA SON VERMENÝN YOLU: SÝLAHLI AYAKLANMA VE BÝR PROLETER DEVRÝMDÝR! Burjuvazi ve onun, iþçiler-emekçiler gereken savunma mekanizmalarýný geliþtirerek üzerindeki diktatörlük aracýndan baþka bir þey doðadan gelecek tehlikelere karþý hep hazýrlýklý olmayan TC devleti kana ve vahþete doymak olmaya çalýþmýþtýr. Düþünce ve eylemiyle doða bilmiyor. Gün geçmiyor ki emek güçlerine saldýr- karþýsýnda üstünlük saðlamaya ve varlýðýný masýn, elini kanlarýna bulamasýn. Artýk emeðimizi sürdürmeyi baþarmýþtýr. Ýnsanlýk tarihi kadar eski bu mücadeleye sömürmek ona yetmiyor. Yaþamýný sürdürmesi için kanýmýzý-canýmýzý da istiyor. Burjuva dik- ve geliþen devasa bilimsel-teknolojik imkanlara raðmen Türkiye'de doðal bir tatörlüðü TC, yargýlý-yargýsýz, iþkencede, gözaltýnda ve sokakta Fiziksel bir imhanýn ve afetin binlerce insanýn hakkýný silip gerçekleþtirdiði infazlardan sanra polisiye bir kuþatmanýn her yaþam "deprem ve Ulucanlar Hapishanesi alanda hüküm sürdüðü bir süpürmesi, binlercesinin katiamý" ile kan emici yüzünü ortamda "demokrasi" ve periþan olmasý, aç ve açýkta yeniden gösterdi. Maskesi tekrar " d e m o k r a k i t l e þ m e " kalmasý tanrýnýn bir gazabý, tekrar düþtü. Tüm gayretlerine, palavralarýna ancak sýnýf bir kader ya da tesadüf yalan ve demogojilerine raðmen mücadelesi konusunda kara müdür? Elbette ki hayýr! 20. emek düþmaný yüzünü gizleyeme- cahil olanlar ve burjuvaziye yy'da deprem, sel, fýrtýna vb. di. Komünistler ve devrimciler ile uþaklýðý erdem sananlar, icazet doðal afetlerin tanrýnýn gazöncü iþçi ve emekçiler bir kez daha altýnda da devrimci siyaset abý olduðunu düþünmek ve yapýlabileceðini düþünen iddia etmek bilinçli bir buronu suçüstü yakaladý. 17 Aðustos'ta meydana budalalar inanýrlar. Bir de juva yalan ve ikiyüzlülük deðilse, çað dýþý gelen ve öncelikle Marmara 'aydýnlar'. düþüncelerin esiri zavalBölgesi'nde kendini hissettiren "deprem" denen doðal afet, iþçi-emekçi düþmaný, lýlarýn inanacaðý zýrvalardýr. Bu doða olayýnýn ve gözü sömürü ve baskýdan baþka þey görmeyen binlerce canýn telef olmasý, binlerce insanýn burjuva-kapitalist sistemin doðasý gereði ve TC gözyaþýna, yasa boðulmasý ve yaþamýnýn karardenen diktatörlüðü sayesinde büyük mal ve can masý bir kader veya tesadüf olamaz. Böyle izah kaybýyla sonuçlanarak tam bir felakete, katliama edilemez. Çünkü bilim ve yaþanan deneyimler bu tür doðal afetlerin olacaðýný bilmekte, alýnmasý dönüþtü. Binlerce insan hayatýný kaybetti. Doðayla insan arasýndaki etkileþim ve gereken tedbirleri söylemektedir. Deprem bölmücadele ilk insandan beri sürmüþtür. Ýnsan ve geleri, fay hatlarý önceden tespip edilmekte ve bilinsan topluluklarý aklýyla, yaratýcýlýðla, bilinçli inmektedir...Alýnmasý gereken tedbirler de beleylemiyle doðal zorluklar ve afetler karþýsýnda lidir. Buralarda yapýlaþmayý yasaklamak veya


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.