dd8

Page 4

Demokratik Yanılsamaların Ağırlığı Böylelikle başka bir soruna geliyoruz: benzin ödeneğinin ardından ortaya çıkan Nijerya'yı İşgal Et! hareketinin geçtiğimiz birkaç sene içerisinde ortaya çıkan hareketlerin pek çoğunu domine eden demokratik fantazilere. Demokratik kapitalist devlet, kapitalizmin milli çıkarlar çerçevesinde işleyişini temin etmek için vardır. Bu da milli burjuvazinin genel çıkarı anlamına gelir gerçekte. Serbest pazar kapitalizmi idealine rağmen, gerek 2008 krizi sonrasında, gerekse daha öncesinde ulusal ve uluslararası ortaya konulan binlerce yasa, anlaşma ve yapı ile gördüğümüz üzere, ekonominin devlet müdahalesi olmadan işlemesi mümkün değildir. Devletin işi, bir yandan da ulusu rakiplerine karşı ve kendisini işçi sınıfına karşı müdafa etmektir. Kendisini işçi sınıfı karşısında korumak için devlet işçi sınıfının geleneksel örgütlerini, yani işçi sınıfının huzursuzluğunu soğuran sendikaları ve geleneksel solcu partileri emer ve böylelikle işçi sınıfını zararsız eylemliliklere yönlendirir. Mevcut fantazi, böylesi bir devletin ele geçirilebilip zengin fakir herkesin çıkarlarına uyacak bir hale getirilebileceği inancıdır. Yanılsamalardan biri, herkes demokratik düzende oy verebileceği iken, teorik düzlemde herkesin toplumda eşit güce sahip olduğudur. Bu, kapitalizm eşitsiz bir toplumsal ilişkiye dayanan

bir düzen olduğu için imkansızdır. İstediğimiz adaya oy verebilsek de, kapitalizme karşı oy vermemiz, seçimle kapitalizmi göndermemiz mümkün değildir. Eğer kapitalizm tehlike altındaysa da burjuvazi seçim inceliklerini ve konuşma özgürlüğünü bir kenara bırakıp devletin tüm gücünü işçi sınıfını kanla bastırmak için kullanma seçeneğini devreye sokar. Tarihte bunun sayısız örneği vardır. Sendikalar, işçi sınıfını kontrol altında tutmak için kullanılan demokratik aparatın içkin bir parçasını teşkil ederler. Nijerya'da sendikaların işçi mücadelelerinin gelişimine karşı ne biçim bir rol oynadıkları ortadaydı. Radikal fikirler artarak ifade bulurken sendika şefleri “amacımız benzin fiyatlarını 1 Ocak 2012 düzeyi öncesine çekmektir. Dolayısıyla bir 'Rejim Değişimi' kampanyası gütmüyoruz” açıklaması yaptılar. Financial Times dergisi (16/1/12) grevin ardından durumun değiştiğine yönelik yaptığı saptamada “protestolar sıradan Nijeryalıları cesaretlendirirken müsrif harcamalara dair yeni bir bilinç yarattılar. Ek olarak pek çok kişi, benzin ödeneği tamamen geri gelmeden grev bitirildiği için sendikalara hayal kırıklığıyla bakıyor” ifadelerini kullandı. Sendikalara yönelik hayal kırıklığı, bir yandan da devlet baskısını deneyimlemek ve kapitalizmin önereceği ne kadar az şey olduğunu idrak etmek, bütün bunlar hep geleceğin işçi mücadelelerinin gelişimine katkı yapan unsurlardır.

Gina 28/1/12

Burjuvazinin emek kontrolü ve yeni sendikal düzenlemeler

Yen i S en di kalar Yasası Üz er i n e Düşün celer a - Sendikanın bir işkolunda örgütlenebilmesi için en az %10'luk bir üye kesimini kapsaması gerekiyorken, artık bu oran %3'e çekilecek. Bu madde ile ilgili en büyük tepki, işkolundaki baraj üye sayısı konusunun gündemde olması ile ilişkili. Buna göre, "demokratik" bir ülkede böyle bir şeyden sözedilmesi olanaksız. Bu nedenle kimi sanayisi daha ileri ve gelişmiş kapitalist ülkelerin kokuşmuş sendikal birlikleri, duruma tepki ile yaklaşıyor, barajın kaldırılmasını öneriyor.

Geçtiğimiz günlerde Çalışma Bakanlığı'nın meclise sunduğu yeni yasa tasarısı kapsamında, sendikalar ve sendikalaşma üzerine birtakım değişiklikler yapılıyor olacağı haber bültenleri ve internetteki haber kanallarında dolaşmaya başlamıştı. "Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı" adı altında yapılması öngörülen bu değişiklere de övgü ve tepkileri de beraberinde getirdi. Meclis Genel Kurulu'na gelmesi sürecinde de, yapılacak olan değişikliklerin hangi düzlemde gerçekleşeceğinin karara bağlanması için de burjuvazinin meclisinin işkolu istatistiklerini de değerlendirmesi gerekeceğine vurgu yapılıyor. Kimisi "bu yasa, iş ilişkilerini düzenleyecek" diyor, kimileri ise "bu sendikal örgütlülüğün önünde bir engeldir" diyordu. Peki her şey göründüğü gibi miydi diye soranlar için, işçi sınıfına bu yeni yasa tasarısının işçi sınıfının çalışma koşulları adına ne gibi bir "değişikliği" temsil ettiği ve bizim için ne ifade ettiği üzerine biraz düşünelim. Yeni sendikalar kanununda birtakım değişiklikler arasında en göze çarpan değişiklikler şu maddeler halinde özetlenebilir:

4

b - Mevcut 29 işkolunun içerisindeki kimi sektörler birleştirilecek ve toplam işkolu sayısı %17'ye indirilecek. Bu aynı zamanda halihazırdaki 51 sendikadan 21'inin barajı aşarak üye sayısını koruyacağı, diğerlerinin ise üyesiz kalacağı, aslında de facto bir biçimde kepenk kapatacağı anlamına gelecek. Buradaki en dikkat çekici nokta da DİSK'in bu kapsamda ne olacağı üzerine. Bu nedenle "sendikaların yönetimi devrimciler ya da devrimci işçiler tarafından ele geçirilirse o sendikalar devrimci olur" arkaik tezleriyle volan kayışlarını bellerine bağlayan burjuva solu yeni propaganda malzemeleri elde etmiş durumda. Tabii ki burada işçi sınıfının çıkarı değil, kendi hareketlerinin sığlığının sınırlarında dolanıyorlar ve yeni kampanya dönemleri organize ediyorlar. Yine tabandaki samimi militanlar, ruhsuz sendika mitinglerinde sıkılacak ve ertesi gün "bildiriafiş-basın açıklaması" teslisinde kutsanacak ve demokratizmi (sözde) istismar edecekler ve "kitlelere seslenecekler". DİSK de burada yeni kampanyalar düzenleyerek Taksim'de ya da başka merkezi bir lokasyonda birkaç basın açıklaması ile işçi sınıfı ile hiçbir bağı olmadığına inat, sendika tüzüklerinden hadisler okuyacaklar, "mücadelelerinde" yaşamını yitirenler için ritüellerde yeniden motive olacaklar. c - Tasarıya göre, işletme barajı %40, işyeri barajı ise %50 + 1 olacak.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.