16

Page 25

KESK 12. yılında.. Saldırılar onu yıkamadı.. K

Irkçı- gerici-liberal kadroların karalama ve her türlü yıldırma politikaları yetmezmiş gibi KESK’in Kürt sorununda takındığı tutum eleştiriliyor ve azgın karalama politikaları dillendiriliyor.

amu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) bundan 12 yıl önce 11–12 Kasım 1995’te, 28 sendikadan 500 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen konfederasyonlaşma, tüzük ve kuruluş kurultayının ardından 8 Aralık 1995’te resmen kurulmuş oldu. Her ne kadar KESK genel merkezi 12. kuruluş yıldönümünü Ankara’da Dedeman otelde düzenlemiş olduğu bir kokteylle kutlamış olsa da, binlerce KESK üyesinin dileği bu kutlamanın KESK’e omuz veren her kesimin katılımıyla, tam bir şenlik havasında, belki de büyük mücadeleler sonucu kurulduğu Kızılay Meydanı’nda kutlanmasıydı. KESK’in kuruluş süreci ve yıllara yayılan mücadele geleneği hiçbir zaman kolay olmadı. KESK bugün her türlü engellemelere ve baskılara rağmen 2 milyon kamu emekçisinin tek ve gerçek temsilcisidir. KESK’in kamu emekçileri gözündeki varlığı ve temsiliyeti, her zaman IMF paketlerini uygulamaya koyan iktidarların korkusu oldu. Yaratmaya çalıştıkları dikensiz gül bahçesinde, KESK her zaman oklarını emekçileri korumak için iktidarlara batırmaktan geri durmadı, iktidarlardan bağımsız ve satın alınması mümkün olmayan bir sendika konfederasyonu olarak ortaya çıktı. Bu nedenle KESK’i mücadelesinden alıkoymak için her türlü engel denendi ve deneniyor. KESK ördüğü fiili meşru mücadelesi ile kamu emekçilerini sendikalarıyla buluşturdu. Kamu çalışanları için ulaşılmaz gibi görülen sendika hakkı, her türlü engellemelere rağmen Kızılay’ın göbeğinde gaz ve biber saldırılarına, polis coplarına direnen onbinlerin mücadelesi ile sokakta kazanıldı. KESK, bu meşru mücadelesi ile sendikayı kabul ettirdi. İş sadece meclisten geçecek olan yasal düzenlemelere kaldı. Fakat kabul edilen 4688 sayılı yasa KESK için tuzaklarla doluydu. Bu yasa ile kamu çalışanları sendikalı olabildiler, fakat sendikaların grev ve toplu sözleşme hakkı -her türlü uluslararası anlaşma ile kabul edilse denedense hiçbir koşulda kabul edilmedi. KESK’in karalılıkla savunduğu ve ısrarla savunması gereken grev ve toplu sözleşme talebini bertaraf edebilmek için, her türlü teşvikler sağlanarak devlet eliyle bir gecede resmi sendikalar oluşturuldu. Bu sendikaların varlık zemini, kamu emekçilerinin taleplerini savunmaktan ziyade KESK’i baltalamak üzere belirlendi. İpi iktidarların elinde olan bu sarı sendikaların, kamu çalışanları içinde yürüttükleri malum dedikodularıyla kamu emekçilerini mücadeleden uzaklaştırıp, atıl

hale getirip iktidarın önünde esas duruşa getirmekten başka bir gayeleri yok. KESK’i etkisiz kılmak için her türlü yöntemi uygulamaya koyanlar, yıllardır sürdürülen sendikal haklar ve emek mücadelesinin kararlı ve inatçı üyelerini yıldırmak için kaçak görüşmek zorunda kaldılar. KESK’in üye sayısını aşmak ve iş kollarında yetkili hale gelebilmek için bu sendikaların her türlü hukuk dışı uygulamalarına kamu bürokratlarınca göz yumuldu. KESK üyesi çalışanlar diğer sendikaların üyesi gibi gösterilip, çalışma bakanlığına verilen sayılar değiştirildi. Hatta Kocaeli belediyesinde çalışan Memur-Sen üyesi çalışanlar İzmit belediyesi altında yeni bir belediye varmış gibi gösterilerek kayıtlara iki kez yazıldılar. Sahte sendikaların çamur at izi kalsın türünden açıklamaları yetmezmiş gibi, toplu görüşmelerde ilk uzlaştıkları görüşme maddesi, sendika aidatlarının 5 liradan 10 liraya çıkarılmasıydı. Bu uygulama ile kamu çalışanlarının iradesini kazanabileceklerini sandılar.

KESK üyeleri, illerdeki her türlü komisyonlarda uzak tutuluyor, çalışanlara eşit davranılması ilkesi idari amirlerce hep göz ardı edilerek KESK üyelerinden rahatsızlık her şekilde ulu orta dile getiriliyor. KESK eylemlerine katılan çalışanlar sıkı takip edilerek haklarında soruşturma üzerine soruşturmalar açılıyor. İşyerlerindeki hukuk dışı uygulamaları tespit eden üyeler cezalarla ve sürgünlerle uğraşmak zorunda kalıyor. En son İzmir’de ilköğretim okulunda bağış yapanlarla bağış yapmayanları ayırmak için uygulanan yaka kartı yöntemini ortaya çıkaran öğretmenler sürgün edildi. Soruşturma ve sürgünler hemen hemen her aktif KESK üyesinin karşılaşacağı somut bir olay haline geldi. Yüzlerce KESK üyesi soruşturmalara uğradı, disiplin cezaları aldı, hatta çalıştıkları yerlerden başka kurumlara ve mevkilere sürüldü. Yine kurum müdürlerince KESK üyesi kamu çalışanlarına sendikalarından istifa etmesi için baskılar uygulanıyor, tehdide varan beyanlarda bulunuluyor.

KESK örgütlülüğünün zayıf olduğu iş yerlerindeki üyelere ise istifa dayatılıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi KESK lokalleri ırkçı saldırıların hedefi oluyor. Son iki yıldır hız verilen sözleşmeli personel alımı ile de, sendikalı olabilecek memur sayısında kısıtlanma yaşandı. Sözleşmeli çalışanların sendikalara üye olabilmesi engellendi. Zaten kendisine sözleşmeli çalışma dayatılmış kamu çalışanının KESK gibi muhalif sendikaya üye olabilmesi ise, ipini koparmışçasına yaşanan AKP kadrolaşmasının var olduğu günümüzde pek de olası değil. Irkçı- gerici-liberal kadroların karalama ve her türlü yıldırma politikaları yetmezmiş gibi KESK’in Kürt sorununda takındığı tutum eleştiriliyor ve azgın karalama politikaları dillendiriliyor. Yıllardır bu tür dalavereleri diğer sendikalardan gören KESK, kendi içinde de bu sorunla uğraşır oldu. Son dönemin yeni moda ulusalcıları, cumhuriyet mitinglerini tertiplemekle övünen Eğitimİş sendikası, AKP politikalarıyla uğraşmak yerine hedefi KESK olarak belirledi. Yıllardır KESK içinde faaliyet gösteren bu kişiler, bir anda istifa ederek, bölünme paranoyasından etkilenmiş olarak, ‘bölücülüğe karşı’ sendikalarını kurdular. Yüz binlerce örgütsüz kamu çalışanlarını üye yapmak yerine, sadece KESK üyelerini hedefe alan yalan kampanyaları ile zaten zor olan koşulları daha da güçleştirdiler. Fazlaca M. Kemal vurgusundan başka Türkiye Kamu-Sen’den farkı olamayan bu sendikalar bu gün eğitim, sağlık ve büro hizmetlerinde örgütlenmiş durumda. Tabii onbinlerce üyeyi KESK’den koparacaklarını uman bu sendikalar, sonuçta hayalleri ile baş başa kaldı. Tek başarıları, yüz yıllık bir geleneğe sahip olan öğretmen sendikasının, Eğitim-Sen’in yetkiyi kaybetmesindeki paylarıdır. Yine cumhuriyetçi solcu Çankaya ilçesinde bir gecede kurulan Yerel- İş sendikası büyük bir sendika mucizesi göstererek bir günde 500’ü aşkın üye kaydetti ve Çankaya ilçesinde KESK’e bağlı Tüm-Bel-Sen sendikasından yetkiyi aldı. AKP’li belediyelerin dayatmaları malumken, kurucu üyeleri ve üyeleri Çankaya Belediyesi’nde görevli olan bu sendikanın asıl derdinin de ne olduğu bellidir! Kuruluşundan bu yana önüne çıkartılan tüm engellemelere, baskı ve zorlamalara, sürgünlere örgütlenme alanlarının kuşatma altına alınmasına rağmen ilkelerinden taviz vermemesi için sonuna kadar mücadele vereceğimiz KESK’e nice yıl dönümleri.

m

özgür altun

25


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.