Talat Tekin - Türk Dilleri Ailesi 1

Page 52

Туркестанская Библиотека - www.turklib.ru – Turkistan Library batı dillerinin özellikle Fransız dilinin gramer kalıplarına kurban edildiğinin tipik örneklerinden biridir. Bilindiği gibi Türkçe, genel dil sınıflamasında sondan eklemeli diller (iltisaklı diller, agglutinative languages) grubunda yer alan bir dildir. ön, öz, alt, son gibi bağımsız sözleri birer ek saymak havsalanın alamayacağı bir yanlıştır. Bunlar ek değil birer bağımsız sözcüktür. Öz yaşam gibi bir kuruluşta, öz sözü sıfat görevindedir. Dolayısıyla bu söz kalıbı da bir sıfat tamlaması oluşturmuştur. Alt yapı gibi bir kuruluşta ise, sıfat tamlaması kalıbında bir birleşik ad niteliğindedir. Durum böyle iken bunları birer ön ek gibi göstermek, dilin yapısını tanımama ve bunları bir yenilik gibi gösterme gayretkeşliği değil midir? Bağlaç yerine bağlama edatı, ünlem yerine ünlem edatı, edat (ilgeç) yerine son çekim edatı, mı? / mu? soru eki yerine soru edatı gibi terim ve sınıflandırmalar da yine Arap gramerindeki isim, fiil, edat (veya harf) biçimindeki üçlü sınıflandırmanın bize yansıyan örnekleridir. Artık söz varlığında olduğu gibi, gramer konularının sınıflandırılıp terimlere bağlamasında da Türkçenin kendi malzemesinin verdiği sonuçlara ve gördüğü işlevlere bakılarak değerlendirilme yapılması kaçınılmazdır. Bu konudaki bilinçsiz taklitçiliğe son verilmelidir. Gramerlerimizde bu açıdan üzerinde durulacak epey konu vardır. Değerlendirmeler sırasında, bazı konuşmacıların, dilimizin kaynak eser niteliğinde işlevsel bir gramere ihtiyacı olduğu noktasındaki dilekleri çok yerindedir. Türk Dil Kurumunun bu konuda yaptığı hazırlıklar sanırız kısa bir süre sonra meyvesini verecektir.

Üzerinde son olarak durmak istediğimiz bir başka önemli husus da gerek sunulan bildiriler gerek değerlendirmeler sırasında bazı konuşmacıların duygusal ve politik nedenlerle Türk Dil Kurumunun kapatılmış olduğunu bildirmeleri veya ayrımcılık yapmış olmalarıdır. Türk Dil Kurumu, bilindiği gibi yapageldiği yüzlerce kapsamlı ve nitelikli yayınları ile dilimize ve ülkeye yararlı çalışmalarını sürdüregelmektedir. 1932-1983 arası yıllarda, dernek niteliğindeki Türk Dil Kurumu ile Atatürk’ün 1936 yılındaki dileğine uygun olarak 1983 yılında yeni bir düzenlemeden geçirilerek akademik bir kuruluş durumuna getirilmiş olan Türk Dil Kurumunu birbirinden ayırıp suçlayıcı bir tutumla eski Dil Kurumu, yeni Dil Kurumu gibi bir ayırıma gidilmesi doğrusu çok yakışıksız kaçmıştır. Çünkü her ikisi de aynı amaç doğrultusunda hizmet veren birbirinin devamı niteliğinde bir kurumdur. Atatürk, birbirinin tamamlayıcısı durumunda olan tarih ve dil konularının, yabancıların kasıtlı yorumlarından kurtarılması için, aslında birer bilim kuruluşuna ihtiyaç olduğunu daha Dil ve Tarih Kurumlarının kuruluşundan epey önce görmüştür. Hatta, Türk dilinin özel durumu dolayısıyla, bir dil akademisi kurulması direktifini de vermiştir. İsmet Paşa’nın 7 Kasım 1925 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı “Millî harsa ait teşebbüsattan olmak üzere bu sene bir lisan akademisi, hars nokta-i nazarından Türk lisanı üzerinde vezaif-i esasiyeyi ifa etmek üzere en yüksek mütehassıslardan mürekkep bir akademi vücuda getireceğiz”1 biçimindeki konuşması, devletin bu konudaki kararının ifadesidir. Ancak, zamanın Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin 9 Şubat 1926 tarihinde gazetecilere verdiği demeçten anlaşıldığı üzere2 o günün şartlarında böyle bir kuruluşu besleyecek bilim kadrosu bulunmadığı için Atatürk, dil ve tarih konularının ele alınması ve dil devrimin başlatılabilmesi için, bu kuruluşların başlangıçta birer dernek hâlinde çalışmalara başlamasının uygun olacağını düşünmüştür. Nitekim TDTC (daha sonra TDK)’nin kurulması ile başlayan çalışmalar; çok az sayıdaki bilim adamı, edebî şahsiyet ve gazeteci dışında hep taşradaki gönüllü aydınlar eliyle yürütülmüştür. Daha sonraki yıllarda yeniden ele alınan Derleme ve Tarama dergileri bu türlü çalışmaların ürünüdür. Atatürk bu yolla yapılacak çalışmaların birer ön çalışma olacağını biliyor ve ileride bu çalışmaları sağlam temellere oturtma gereğini duyuyordu. “Hayatta en hakikî mürşit


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.