dine gelen birisi, «ben cuma namazına niyet etmiştim, acaba caiz olur mu?» diyordu : Hacıbayram'ın büyük ce maatine bakarak günü cuma sanmıştı. Erkekli kadınlı cenazeler içinde namazını kıldığımız hatunlardan hangisi sen olduğunu bilemedik. Hayatın da böyleydi: bu yurdun Ayşe'lerinden, Fatma'larından, Reşide'lerinden biri olarak yaşadığının şahitleriyiz . •
Kış, günlerinin arasına, sana ve seni götürenler e cemile olarak, bir sonbahar gününün girmesine müsaa de etti. Hayatında gezdiğin, gördüğün yerlerle helallaşa helallaşa gittin . . . sen de hakkım helal et! •
Konya'da Mevlana ihtifali bitmişti; İstanbul, Mevla na ihtifaline hazırlanıyordu seni selametlemek için ha zır değildik: bu, gözlerden taşan kalabalık nerden çık tı; bu kadar çiçek nereden geldi ? Çelenkler sayıyla değil, kamyon dolulariyle ifade edildi. Bulamayanlar, yetişemeyenler gönül çiçeklerini getirdiler. Ankara'nın bn mevsiminde bu . kadar çiçeği bir arada gördüğümü hatırlamıyorum. « Nereden buldu lar?» diye şaşma: bunlar, elinle ektiğin çiçeklerdir ki yaşlı gözlerle toprağına kapanmaya gidiyorlar. Dilersen bir kısmını senden önce gidenlere bizim küçük dünya mızın armağanları olarak götür! •
Geçtiğin caddeler boyu iki yana sıralanıp seni se ]amlayanlarla, pencerelerden taşarak gözlerini silenler cıyrı, uğurlayanların ayrı bir nüfus olur. 1 07