TİMDER Dergisi 73. Sayı

Page 68

Yaşamlar Yaşananlar

da bütçesine uygun düşmediği için bu seferde sermiğin defolusu var mı diye sordu. Aytaç Durak’tan gelen bu talep üzerine biz Çanakkale Seramik fabrikasındaki kırık seramikleri alarak kendisine verdik ve o da Adana’da yaptığı kooperatiflerde paledyen olarak döşetti. Bu olayla birlikte bizimde ticaretimizde yine bir farklılık doğdu. O yıllarda seramik üretimlerinde aynı parti malın içinde bile hem ebatta hem de renklerde pişirimden dolayı farklılıklar doğuyordu. Fabrikada yapılan klasifikasyondan sonra arta kalan bu ürünleri de müşteriye ürünlerin durumunu da izah ederek bir kamyon alana yanında bir kamyon bedava diyerek satışını gerçekleştirdik ve çok da ilgi gördü. Mecidiyeköy Dönemi 1976 yılında Çanakkale Seramik ilk galeriyi açtı ve bu bölge seramik satıcıları için bir cazibe merkezi oldu. Biz de o dönemde Mecidiyeköy’de Dökümay’ın sahibi Hayri Aydıner’in ürün desteğiyle bir mağaza açma kararı aldık. Mağazamızı hazırladık, tam açmaya hazırlanırken Hayri Bey mağazayı beğenmedi ve yıkın burayı dedi. Hayri Bey’in düşüncesinden farklı olarak biz raf sistemiyle firmamızın itibarını ne kadar çok malımızı gösterirsek o kadar iyi olur düşüncesiyle hazırlamıştık ama kendisi buranın daha görselliği düzgün şekilde olmasını istedi ve biz de 6 ay gecikmeyle ancak o şekilde açabildik. Hayri Bey’i burada rahmetle bir kere daha anmak istiyorum çünkü bize o dönemde malı vermekle kalmadı, kendisinden küvet isteyen-

66

Ocak - Mart 2011 / Sayı 73

leri de bize yönlendirerek diğer banyo malzemelerini de bizden almalarında ısrar etti. Bizim de mağazamızı açmamızla beraber o dönemde Doğanlar, Ör-Er, Afa, Emekser, Burç Yapı, Altay Yapı, Bahar Yapı, Tempaş ve Ünisan gibi dönemin en değerli yapı mazlemeleri satıcıları buraya geldi ve Mecidiyeköy’de bir anda piyasa oluştu. Mecidiyeköy’ü oluşturan bu satıcıların arasındaki dostluk ve komşuluk bugün için herkese örnek olmalıdır kanaatindeyim, o yıllarda kimde bir ürün yoksa komşusuna gönderirdi. Düşünün ki o yıllarda rekabet bu firmalarında arasında da vardı ama herkes birbirinin ticari anlamda yaşamasını da isterdi. Geçenlerde Mecidiyeköy piyasası için kendi içimizde bir araştırma yaptık ve gördük ki o yıllardan bugüne 80-90 civarında firma kapanmış gitmiş, çok şükür biz bugünlere kadar gelebildik ve hala burdayız. Yütaş’ın Oluşumu Yapıtek olarak 1980 yılına geldiğimizde başka bir firmaya daha ihtiyacımız yokken o yıllarda Çanakkale Seramik’ten ayrılan 5 yönetici arkadaşımızın (Ali Şefik Aydos, Necmi Anadal, Fidan Özakıncı, Çintay Özkan ve Müfit Sokullu) açıkta kalmasına amcam Sabahattin Özkalp’in gönlü razı gelmedi ve onları destekleyerek %50 si Yapıtek’in kalan %50’si de bu beş arkadaşımızın olmak üzere Yütaş kuruldu ve hatta mağazamızın açılışını da İbrahim bodur gerçekleştirdi. Ancak bir sene sonra bu beş kişi arasındaki uyumsuzluk neticesinde herkesin birer birer ayrılmasıyla Yütaş ortada kaldı. Bundan sonraki aşamada ben devreye girerek Yütaş’ı işletmeye başladım. Bir süre Yütaş’ın piyasada yarım kalan işlerini ve ödemelerini tamamlamakla geçen süreden sonra Yapıtek’teki hisselerimi amcalarıma devrederek yaklaşık 15 yıl önce Yütaş’ı tamamen devraldım. Devraldıktan sonraki dönemde Yütaş’ın önünü açmak adına kendi stratejim olan farklı ürünlerin satışını yapmak için ithal ürünlere yöneldim ve ihtisaslaşarak bugünlere kadar geldik. İthal ürünlerin Türkiye’ye gelmesinde sektöre hem satıcılar cephesinde hem de üreticiler cephesinde bir çok fayda sağladık. Her gelen ürün yeni ithalatçıların doğmasına sebep olduğu kadar Türkiye’deki üreticilerin de ufkunu açarak kendini geliştirmeleri ve dünyadaki gelişmelere ayak uydurmalarını hızlandırdı.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.