Sosyalist Dayanışma Dergisi Nisan 2011 5. Sayı

Page 24

Sosyalist Dayanışma / Nisan 2011

“Benim Gibi İşçi Kadınlarla Deneyimlerimizi Paylaşmak İstiyordum” Yıldız AY Röportaj

24

4

-8 Mart 2011 tarihinde Venezüella’da düzenlenmiş olan Dünya Kadın Konferansı’na İmece Kadın Dayanışma Derneği adına Delege olarak giden Yıldız Ay’la Konferansa dair sohbet ettik; S.Dayanışma: Merhaba Yıldız abla. Yıllardır mücadele ediyorsun ve kazanımların var ve delege olarak dünya kadın konferansına katıldın, bunlar nasıl gerçekleşti? Yıldız: Şimdiye kadar çok fazla mücadele verdik. Yoksul ve baskıcı bir aileden geliyordum. Mücadele vermemin sayesinde bu durumdayım. Özgürlük tabi ki birden bire olmuyor. Yavaş yavaş özgürleşiyorsun. Verdiğin mücadeleden, aldığın kültürden, okuduğun kitaplardan dolayı ve bunları pratiğe geçirdikçe özgürleşiyorsun. Ben baştan bu yana çok şey kazandım ama ben tek başıma özgür değilim. Tüm kadınların özgür olması gerekiyor ki ben de özgür olabileyim. Sokağa çıktığımızda özgür değiliz. İş yerinde özgür değiliz. Tek başına özgürlük yetmiyor toplumsal bir özgürlük gerekiyor. S.Dayanışma: Peki Venezüella nasıldı? Konferans nasıl geçti? Yıldız: Venezüella’ya gelecek olursak İmece Kadın Dayanışma Derneği’nde vermiş olduğum mücadeleden dolayı arkadaşlar beni delege olarak seçtiler. Konferansa bütün dünyadan kadınlar katılacaktı. Bunlar sıradan kadınlar olacaktı. Sıradan kadınlar derken işçi kadınlar. Ve ben de bir işçi olduğum için, çok önemliydi benim için işçi kadınların katılıyor olmaları. Konferansın temel amacı da buydu. Venezüella’ya gittik fakat bir sürü sıkıntılarla gittik. Oraya gittiğimizde çok fazla aksaklıkla karşılaştık. Venezüella’ya gitme amacımız, verdiğimiz mücadeleyi, deneyimlerimizi, gündelikçi kadınların sorunlarını, dünyanın her yanından gelen

kadınlarla paylaşmak ve sorunlarımızı ortaklaştırmaktı. Ve diğer kadın arkadaşların deneyimlerini paylaşmaları benim ve diğer arkadaşlarım için önemli olacaktı. Fakat oraya gittiğimizde beklemediğimiz bir durumla karşılaştık. Bu paylaşımları aktarabileceğimiz bir ortam yoktu konferans salonunda. Salona gittiğimizde her şey belirlenmiş, divan hazır bir şekilde yerini almıştı. Ülkelerden gelecek kadınların sayısını 5 bin kadın hayal ederken 500 kadın vardı. Yaklaşık 30 ülkeden kadınlar vardı. Ve delegeler kendi ülkelerini temsilen sorunlarını dile getireceklerdi fakat ilk gözlemime göre böyle bir şeyin gerçekleşmesi çok inandırıcı gelmedi. Kürt kadın mücadelesini temsilen gelen Sebahat Tuncel ve Reyhan Baydemir, genel olarak kadınların yaşadığı sorunların yanı sıra burada yaşanan sıkıntıların ve antidemokratik işleyen konferansın da tartışılması gerektiğini söyleyince konuşmaları engellendi ve Kürdistanlı kadınlar bu sorunları tartışmadıktan sonra herhangi bir sonuç elde edilemeyeceğini söyleyerek konferanstan çekildiler. Bunların sebebi konferansı düzenleyenler arasında yer alan ve Venezüella ayağını örgütleyen kadın örgütü Anasoto denilen grubun tavrıdır. Bunlar tabandan gelen bir örgüt değil ve içerisinde kadınlardan çok erkeklerin olduğu bir yapı. Chavez muhalifi bir partinin kadın kolları sıfatındalar. Kadın örgütünde erkekler çalışıyor. İşin özü Chavez muhalifi olduklarından doğal olarak Chavez destek vermeyince bunlar organizasyonu beceremediler. Kürdistanlı kadınlar ayrıldıklarını söylediklerinde biz geri çağrılmaları için Türkiyeli kadınlar olarak toplantı yaptık ve geri çağrılması için divana öneri verdik. Kürt kadınlarının kaç yıllık deneyimlerini paylaşmaları önemliydi. Ama bir sonuç çıkmadı.

Bir gün sonra delegeler olarak girdik konferansa. 30 ülkeden sunumlar yapıldı. Biz İmeceli kadınlar olarak bu durum üzerine toplantı ve değerlendirme yaptık. Bu konferansın gidişatında bir umut olmadığını konuştuk. Genel mecliste sorunlarımızdan bahsedemeyeceğiz, deneyimlerimizi aktaramayacağız dedik, çünkü delege olarak sana söz hakkı verilmiyor. 5 dakikalık söz hakkı veriliyor 5 delegesi olan ülkelere. Bölüşsek birimize 1 dakika düşecek. Delege olarak orada olmanın anlamı olmadığını gördük. Sadece eleştirilerimizi iletmenin anlamlı olabileceğini konuştuk ama o da mümkün olmuyordu. Gözlemek için arkadaşlarımızdan birilerini bıraktık ama ben delege olarak bir daha girmedim toplantıya, sonrasında atölyelere katıldım. Atölyelerde gerçekten sıradan kadınlar vardı. Bario’lardan gelen kadınlar. Mahalle temsilcileriydiler, mahallesinde örgütlenme yapan, komisyonlardan kadın vardı. Benim açımdan konferanstansa atölye daha önemli ve anlamlıydı. Ve daha demokratikti. Ben Türkiye’deki gündelikçi kadınların sorunlarından bahsettim, neler talep ettiğimizden ve neler yaptığımızdan. Bir sonraki gün atölyenin sonuç bildirgesi için gittiğimizde barriodan gelen bir kadın arkadaş gündelikçilerin çalışmalarının yasa altına alınması, haklarının verilmesi için öneri sunmuştu. Bu beni çok mutlu etti. 8 Mart günü bütün dünyadan kadınlarla yürüdük Karakas’ta. Hep beraber 8 Mart’ı kutladık. Çok güzel geçti fakat çok az kadın vardı. Bunun sebebi de daha önce söylemiştim Chavez’i destekleyen kadınların olmaması. Bizim bu sorunları yaşamamızda temel neden, Anasoto denen grubu çok yüceltmeleri ve bizim çok iyi bilgi almadan gitmemizdir. Türkiye’den 5 delege vardı onlardan bir tek ben sıradan kadındım, hepsi okumuş kadınlardı.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.