Sosyalist Dayanışma Dergisi Mart 2012 11. Sayı

Page 16

Sosyalist Dayanışma / Mart 2012

ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI “KÖLELİĞE DÖNÜŞ”TÜR! “N

eden bir özel istihdam bürosu ile çalışmak istiyorum: Çünkü daha hızlı koşmak için daha az yük taşımak gerekiyor.” Bu cümle en küçüğünden en büyüğüne bütün patronların rahatlıkla doğruluğunu onaylayabileceği gibi kurulmuş. Zira bu cümle “Özel İstihdam Büroları Derneği’nin” verdiği bir röportajda bizzat başkanı tarafından dile getirilmiş. Röportajda, “özel istihdam bürolarının çalışma hayatının esnekleşen ve değişen koşulları nedeniyle artık kaçınılmaz olduğu ve bir an evvel yönetmeliğinin güncellenerek özel istihdam bürolarının yaygınlaştırılmasının gerekliliği” anlatılıyor. Yazıda patronlar değişen mevzuat ve değişen çalışma koşulları için siyasi iktidara, yöneticilere, yani ortaklarına teşekkür üstüne teşekkür ediyor. Ve vurguluyorlar; “daha hızlı koşmak için daha az yük taşımak gerekiyor.” Patronların üzerinde yük olarak bulunan her türlü maliyetin en aza indirilmesi ve nihayetinde kaldırılması çalışmaları bütün hızıyla devam ediyor. Bu maliyetler arasında yer alan işçi maliyetleri kriz dönemlerinde düşürülmesi gereken ilk kalem olarak tabloda yerlerini alırlar ve krizi atlatmak için alınacak ilk önlem “işçi çıkarmak” olur. Aslında şirketlerin yıllık maliyet raporlarında işçi maliyetleri risk olarak baştan belirlenmiştir ve kar oranını düşüren bir faktör değildir. İşçi maliyetinin içine ücret, SGK primleri, sosyal haklar, kıdem tazminatı ödemesi vb. birçok kalem de dâhildir. Ancak patronlar, gelinen noktada bu maliyete de artık katlanmak istemediklerini her fırsatta dile getirerek bunlardan da kurtulmanın peşindeler. En son çıkartılan SGK teşvik yasasından tutun da kıdem tazminatı fonu yasasına kadar her şey işveren üzerindeki işçi yükünün kaldırılmasına yönelik çabalardır. Kiralık işçilik de bunlardan sadece biri olarak çok uzun zamandır uygulanmaya çalışılıyor. Kiralık işçilik

16

uygulamasının son durağı ise Özel İstihdam Büroları... Kiralık işçilik 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu ile yasal hale getirildi. Özel istihdam büroları da İş Kur Kanunu ile. Türkiye’de 9 yılı aşkın bir süredir kiralık işçilik uygulanıyor. İş yasasına göre işçi kiralama yetkisi olanlar, belirli bir üretim veya hizmet dalında faaliyet gösteren ve bu faaliyeti nedeniyle işçi istihdam eden şirketlerdi. Bu yasa kapsamına göre yalnızca işçi kiralamak amacıyla şirket kurulamıyordu. Ancak bu güvence de işverenlere fazla geldi ki, özel istihdam büroları ile bu işçi derdinden kurtulmak istiyorlar. Yapılmak istenilen düzenleme ile özel istihdam büroları işçiyi kendi bünyesinde işçi sayarak, patronları bu dertten tereyağından kıl çeker gibi kurtaracaklar. Nasılsa dönem de buna uygun…Önlerinde engel olacak, arıza çıkaracak işçi de yok, sendikada yok…alternatif örgütlenme de yok…

İşçi Kiralamak Gerektiğinde Sınırlar Bir Anda Ortadan Kalkıyor.

Özel istihdam bürolarının bir boyutu da bu büroların uluslararası çalışarak, ucuz iş gücünü dünya ölçeğinde sömürüye sunması. Özellikle AB ülkelerinde esnek çalışmanın önünü açabilmek için uygulanıyor. Avrupa, 1950’li ve 1960’lı yıllarda hızlı endüstrileşmesine bağlı olarak ortaya çıkan büyük işgücü ihtiyacı nedeniyle işçi istiyordu. Avrupa emperyalistlerinin nüfusun artmaması ve yaşlanması sebebiyle bugün de (başkaca nedenlere de bağlı olarak) nitelikli işçiye ihtiyacı var; ancak 1960’lı yıllarda gelenler gibilerini istemiyor. Yani öyle bir düzen kurulmalı ki, işçi yerleşemesin, hak isteyemesin. Kiralık işçi bürosu Türkiye’de Türkiye şartlarına göre iyi gibi gözüken ücretlerle işçi kiralasın, gönderilecek olan kiralık işçiler belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalışsın ve sürenin sonunda Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalsın. İşçiler sessiz köleler

olsun ama patronun hastalık, bakım ve gözetim, emeklilik, tazminat gibi sorumlulukları da olmasın. Bugün İş Kur kanalıyla yurt dışına gönderilen inşaat, makine, tekstil işçilerinin tamamı 11 aylık sözleşmelerle çalıştırılıyorlar, sözleşmeleri yenilenmediği için sınır dışı ediliyorlar, sözleşmesi yenilenip bir yılını dolduranlar da tazminatlarını ya da başkaca haklarını alamıyorlar. Çalışma izni olmadan bir ülkeye giden ve çalışan işçiler “kaçak” sayılırken araya patronların al-i menfaatleri girince “kalifiye eleman” olup baş üstünde tutuluyorlar. Tabi o da sözleşmeleri bitene kadar...

Özel İstihdam Büroları İşçi Fabrikaları Gibi Çalışacak

İş kur verilerine göre sadece İstanbul’da 219 adet özel istihdam bürosu var. Türkiye genelinde ise şubeleri saymazsak dahi 312 adet şirket var. Bunlar faaliyetine izin verilen bürolar. Hali hazırda izin bekleyen ya da izin almaksızın faaliyete geçmiş şirketlerin istatistikleri tabi ki yok. Özel istihdam büroları ile öncelikli olarak bildiğimiz “patron” kavramı değişiyor. Üretimden gelen gücümüzle karşısına dikilebildiğimiz bir patronumuz artık olmayacak. Ücretimizden, SGK primimizden, ikramiyemizden, hastalığımızdan, yaşlılığımızdan yanında çalıştığımız değil, bize iş bulan aracı kurum sorumlu olacak. Zenginliğine zenginlik kattığımız patrona karşı grev hakkımızı kullanamayacağız. Ücretimiz geciktiğinde yasal hakkımızı kullanıp üretimi durduramayacağız. İşyerinde misafir olacağız. Grev, toplu sözleşme, izin, kıdem ve ihbar tazminatı isteyemeyeceğiz. Çünkü muhtemelen 10 aylık, 11 aylık belirli süreli sözleşmelerle çalıştırılacağız. Hadi diyelim ki, patron tüm işçileri özel istihdam bürosundan getirtmedi. Bu defa da iş güvencesinden yararlanılmasın diye patron 29 işçide kalacak, kalanını bürodan alacak. Engelli çalıştırmayayım diye 49 işçide kalacak, kalanını bürodan alacak. Kreş kurulmasın diye 99 kadın işçide

kalacak... Bölgesel asgari ücretin uygulama imkanları yaratılacak. Özel istihdam bürolarında çalışanlar gittikleri işyerlerinde varsa sendikalardan faydalanamayacağı gibi sendika kuramayacaklar. İşçilik kölelikten beter olacak. İş kazaları nedeniyle kimse sorumlu tutulamayacak. Bir masa ve sandalyeden ibaret olacak bir özel istihdam bürosu 2000-3000 işçinin hakkından sorumlu tutulacak. Asıl işverenler işçinin maddi, manevi hiçbir yükünü kaldırmayacaklar. 1000 kişi ile üretim yapan bir fabrikada bile, tüm işçiler kiralık olabilecek ve işverenin tek sorumluluğu özel istihdam bürosuna karşı olacak.

Özel İstihdam Büroları Köleliğe Geri Dönüştür

Çalışma koşulları, meclisten geçen her yasa ile daha da güvencesiz hal geliyor. Özel istihdam bürolarının kurulması ve yaygınlaşması köleliğin resmen tanınması ve köle kullanıcılarının yasallık kazanmasından başka bir anlam ifade etmiyor. Zaten hali hazırda, parça başı çalışma, günlükçü çalışma, ödünç iş ilişkisi ile çalışma, kısmi süreli çalışma gibi birçok esnek çalışma yöntemi ile işçiler birçok haklarından mahrum bırakılıyor. Piyasanın ve yasaların işverenleri koruyan kalkanları her geçen gün kalınlaşıyor. Özel istihdam büroları, işçilerin meta gibi- makine gibi alınıp satılabilmesi, değiştirilebilmesi ve çoğu kez kullanılıp atılmasını sağlar duruma getirilmesinde atılan en ciddi adımlardan biri olacak. Bu sebeple özel istihdam bürolarının kurulmasına izin vermemek, kurulmuş büroların kapatılması için ciddi bir mücadele örmek gerekiyor. Mevcut haklarımızın elimizden gitmesine izin vermemiz gerekiyor. Bu uygulamanın önüne geçemediğimizde ise, bizden önce işçilerin nice bedeller ödeyerek kazandığı ve halen kullanmakta olduğumuz birçok hak için her şeyi en başından başlatmamız gerekecek. Bir düşünelim: bu daha zor değil mi?


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.