Sosyalist Dayanışma Dergisi Temmuz 2014 28. Sayı

Page 12

Sosyalist Dayanışma / Temmuz 2014

Mehmet YILMAZER

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine “beş kala” hazırlanan “müzakere yasası” da bu takiye ve pragmatizmin son örneğidir. Konunun bir yasaya bağlanması, yani meclise getirilmesi elbette önemli bir siyasal basamaktır. Ancak AKP’nin niteliğinde bir değişim olmadıysa, bu adımın seçimleri atlatmak için atılan son derece sığ bir adım olduğu çok açıktır.

İ

DEĞİŞİM SANCIS

ki binli yılların başlarında AKP iktidarı ile başlayan “değişim” en sancılı günlerine girmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2015’de yapılacak genel seçimler bu değişim sürecinin kritik basamakları olacaktır. Cumhuriyet’in eski kalıplarının yıpranıp tıkandığı günlerden geçiyoruz. Günümüzde bu sancılı sürecin üç önemli aktörü vardır. Birisi AKP; diğeri CHP ve MHP; üçüncüsü, HDP’dir. Böyle günlerde sürekli devrede olan ordu, bu kez güç hesaplarının dışındadır. Eğer becerebilirse Cumhuriyet, ilk kez böyle krizli bir süreci “sivil” güçlerle aşacaktır. Nasıl aşacağı konusunda elbette bugünden bir şey söylemek çok zordur. Ancak sürece katılan güçlerin yönelişleri hakkında tespitler yapmak mümkündür. AKP ve Siyasal İslam’ın cumhuriyete katmak istedikleri artık yeterince belirginleşmiştir. Askeri vesayetin geriletilmesinden sonra AKP’nin hedefinde çok sözünü ettiği “ileri demokrasi” değil, İslami renklerle boyanmış otoriterleşme olduğu artık apaçık ortadadır. AKP, bu gidişini başkanlık sistemine geçişle tamamlamak istiyor. Bu yolda her şeyin mubah olduğu görülmüş, takiye ve pragmatizmin zirvesine çıkılması mahalli seçimlerde bütün dehşetiyle yaşanmıştır…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine “beş kala” hazırlanan “müzakere yasası” da bu takiye ve pragmatizmin son örneğidir. Konunun bir yasaya bağlanması, yani meclise getirilmesi elbette önemli bir siyasal basamaktır. Ancak AKP’nin niteliğinde bir değişim olmadıysa, bu adımın seçimleri atlatmak için atılan son derece sığ bir adım olduğu çok açıktır. Bu adıma “tarihsel” bir nitelik yüklemek fazla olur. Daha doğrusu böyle olup olmadığı önümüzdeki dönemde belli olacaktır. AKP’nin cumhuriyetin tıkanan kalıplarını demokratikleşme yönünde değiştirmek gibi bir niyetinin olmadığı bu “müzakere yasası”yla bir kez daha belli olmuştur. Süreçte hükümete verilen yetkiyi siyasal teminat altına alan ve öncekilerden farkı olmayan “dağdan indirme” yasalarının bir benzerini yeniden gündeme getiren AKP, bu kanunla sorunun adını bile hala koyamamaktadır. Makyaj göz alabilir, ancak surat aynı surattır. AKP iktidarının cumhuriyetin değişim sancıları yaşadığı süreçteki rolü, demokrasiyi sandıktan ibaret gören ve sandığa dayanarak her türlü keyfiliği yapmayı kendinde hak gören bir otoriterleşmedir. AKP ile değişim demokratikleşme yönün-

de değil, çürüme ve yozlaşma yönündedir. Bu aynı zamanda ekonomi için de böyledir. Rekabet gücü kazanan bir ekonomi değil, inşaat, sıcak para ve arazi spekülasyonuyla rantın kutsallaştırıldığı bir ekonomi yaratılmıştır. Büyüdüğü söylenen ekonomi tam bir obez görünümü vermektedir. Değişim sancılarının yaşandığı süreçteki ikinci aktör, CHP ve MHP’dir. Artık birlikte ele almanın bir sakıncası yoktur. Bu “birleşik” güç bu süreçte statükoyu temsil ediyor. Cumhuriyetin tabularına dokunmayı kıyamet işareti gören, geleceğe yönelik sadece felaket tellallığıyla politika yapmaya çalışan CHP ve MHP, bu sancılı dönemde geleceği değil, geçmişi temsil ediyorlar. CHP’nin son “müzakere yasası” konusunda verdiği esnek görüntü, bir yandan yasanın onlar açısından da tabuları zorlamayan bir yasa olması, öte yandan seçim öncesi Kürt halkına hoş görünme gayretidir. Üçüncü güç, Kürt Özgürlük Hareketi ile Devrimci-Demokrat güçlerin ittifakından oluşuyor. HDP, artık mahalli seçimler öncesi kurulmuş formel bir par-

12


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.