Ocak 2012

Page 43

şırların, bebek ağlamalarının, gülüşlerin üzerine… Acıların, yitip gidenlerin, dökük sıvaların, parçalanmış tuğlaların üzerine… Van şehrine usul usul yağdı kar. BEYAZ BEYAZ, tertemiz yağdı… Sonra yokluk arttı. Hastalık başladı. Suriye sınırına konteynır kasabaları kuruldu; Van ise çadırlarda titredi günlerce… Sonra bakanlar, başbakanlar dünya çocuklar gününde Van’a gelir olsun diye fotoğraf çekip pozlar verdiler… Van’da ise çadırlar yandı, çocuklar diri diri yandı, ağıtlar kara karıştı… Sonra… Sonrası işte böyle böyle Hasan Baba. Riyakarlık ve yalan aynı yerinde; acılar ve öfke ise başka bir yerde. Yoksulluğun, acının ve öfkenin depremi, yalanın, ikiyüzlülüğün, şatafatın semtini de yerle bir edecek, değil mi Hasan Baba?..

asma köprü vardır. Büyükler göremez diyor çocuklar. Zaten bir tek çocuklar görürmüş o köprüyü. Gözlerini kapamadan da göremezlermiş. Van’daki çocuklara sordum, böyle dediler… O çocuklar, o köprüleri çoğaltacaklar Hasan Baba. Hasan Baba’nın evinin yolunda bir asma köprü var. İki yakasını bir araya getirir şehrin. Altından sular akar. Acılar akar, yoksulluk akar, kan akar… Tarih akar! Köprünün altından geçen suya, Munzur’a sordum. Bağrına karışan kar suları haber vermişlerdir belki dedim ve sordum. Sordum, bu yıl baharda kıpkırmızı açacakmış kardelenler; bir bayrak gibi açacaklarmış!.. o

Şimdi Dersim ile Van arasında karayolunun yanında bir de

OCAK 2012 | TAVIR | 41


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.