308

Page 21

sizlikler tek başına genel bir eğitim açısıyla ele alınamaz. Eleştiriözeleştiri günlük yaşamımızın bir parçası olmak durumundadır. Ancak, eleştiri-özeleştiri devrimci yaşamımızda doğru bir tarzda ele alınması, yerinde, zamanında kullanılması arkadaşlarımızın ve örgütlü yaşamımızın devrimden yana gelişimine hizmet etmesi oldukça önemlidir. Bu anlayışın tam oturmaması devrimci yaşamımızın bir parçası, ilkesi haline gelmemesi ve doğru tarzda kullanılmaması halinde faaliyet alanımızda ortaya çıkan sorunları çözen değil, tıkayan, geliştiren değil gerileten bir araca dönüşmesi tehlikesini de bera-

Ders: Bir Ömür Boyu Devrimcilik (3) Merhaba Yürüyüş okurları. Bir Ömür Boyu Devrimcilik dersimize Eleştiri ve Özeleştiri Namustur konusuyla devam ediyoruz. Parti-Cepheli eleştiri ve özeleştiri yapar. Bir devrimci çalıştığı örgütlülük içinde, birlikte çalıştığı ya da yönettiği insanların sevgisini ve saygısını kazanarak, yoldaşça bir ortamın kurulmasını sağlar. Liberal ya da sekter, hot-zotçu olmamalıdır devrimci. Ancak böylelikle açıklığı, eksikliklerin üzerine giden bir ortamı yaratır. Devrimci kendi eksikleri karşısında özeleştiri yapacak, bunları aşma doğrultusunda çaba sarf edecektir. "...Gerçekçi ve acımasız eleştiri, devrimcinin gelişmesine yardımcı olur. Bu şeref verici bir etkidir. Yalnızca kendini beğenmiş ve mahdut (statükocu) insanlar buna katlanamazlar. Kaygılarımızı ve korkularımızı paylaşalım, nerede başarısız olduğumuzu birbirimize anlatalım... Sizden, bana, eserimdeki eksiklikleri düzeltmek isteyen ve bunu başarabilecek bir savaşçı olarak davranmanızı istiyorum. Eleştiri benim cesaretimi kırmayacaktır. Hayır, bu bana güçlüklerimi yenmeme yardım edecek dostlar arasında olduğumu kanıtlayacaktır... Kolektiften ayrılan, kendisini bir tür süper dahi ya da keşfedilmemiş yetenek olarak gören bir adama ancak acınabilir. Kolektif, bir adamı her zaman yükseltecek, onu ayaklarının üzerine sağlam bir şekilde yerleştirecektir." Ostrovski.

Eleştiri-Özeleştiri Nedir? Eleştiri-özeleştirinin işlemediği ya da olmadığı bir devrimci yaşamın olması düşünülemez. Örgütlü yaşamda ya da ilişkilerde ortaya çıkan olumsuzluklar, ilkesizlikler, disiplin-

Devrimci İçin Eleştiri ve Özeleştiri Namustur berinde getirecektir. Oysa eleştiriözeleştiri, her insanımızın gelişiminde, büyümesinde, olgunlaşmasında önemli bir araçtır. Ancak hala aşılamamış ve genel bir alışkanlık hakimdir. Eleştiri ya da özeleştiri, devrimciye zor gelir. Küçük-burjuva gurur ya da bu ideolojiden güç alan savunma mekanizması devrimcinin karşısına ciddi bir engel olarak çıkar. Bu anlayış aşılmadığı sürece olumsuzlukları, zaafları atmak ve gelişmek güçleşmektedir. Tartışmayan, eleştirmeyen bir insan herkesle uyumlu görünen; ne kendi iç dünyasına, ne de faaliyet alanında ortaya çıkan sorunların çözümüne kafa yormayan, yalnızca seyreden bir anlayış kaçınılmaz olarak içten içe çürümenin zeminine kayacaktır. Bir devrimci niçin kendine do-

kundurmaz, ya da dokunmaz? Bunun devrimci bir karşılığı yoktur. Bu noktada ayrıcalıklı, statükocu, özerk bir yaşamın varlığı söz konusudur. Bu anlayışa göre ya her şey yolundadır ya da her şey kötüdür. Sağlıksız bakış açısıdır. Bu kabul edilemez. Devrimci her an, yaptığı her işte, yapılan her işte hesap veren, hesap soran bilinciyle hareket etmelidir. Cephe ailesi içerisinde yer alan her insanımız konumu, düzeyi, kararlılığı ne düzeyde olursa olsun... ister geri, ister ileri her davranışı, her alışkanlığı, yine duygu ve düşünceyi; bununla birlikte bir bütün olarak yaşamı doğrudan Cephe'yi bağlar. Kimse ayrıcalıklı değil, dokunulmaz değildir. Kişi düzeyinde ya da yaşamın bütününde ortaya çıkan olumsuzlukları zaafları ortadan kaldırma çabasını tüm insanlarımıza taşımalı ve eğitime dönüştürmeliyiz. Sorunlarımızın kaynağında eğitimsizlik vardır. Yani devrimci bir mantıkla düşünmeme söz konusudur. Bu nedenle karşılaştığımız sorunların çözüm araçlarından biri tartışma, eleştiri-özeleştiri olurken diğer araç ise, eğitimle devrimci mantığı oturtmaktır. Devrimci mantık kazanılmadığında; devrimci de tüm devrimci faaliyetlerinin ruhsuzlaşması kaçınılmaz bir tehlike olarak karşımıza çıkar. Devrimci buna izin vermemelidir. Buna izin verildiğinde, yıllarca devrimci hareket içerisinde yer alan, çeşitli düzeylerde görevler, sorumluluklar alan insanlarımız dönemsel bunalımlara girebilmekte, hiç bir şey hissetmediğini, mücadele isteğinin yitip gittiğini, hatta devrimin olmasının güç olduğu gibi, pek de yeni olmayan şeyler keşfedebilmektedir. Örgütten bunun kabul edilmesini isteyebilmektir. Örgüte statü dayatabilmektedir. Vefa duygusu, bağlılık, verdiği sözler unutulabilmektedir. Ülkemizde katliamların yaşandığını, faşizmin hüküm sürdüğünü, azgınca sömürünün var olduğunu bilen, gören hiçbir insanımız kendisini Cephe’ye dayatamaz. "Ben bırakıyorum", "ben gitmek istiyorum" diyemez.

BU KATLİAM DEĞİLSE NEDİR?

Sayı: 308

Yürüyüş 18 Mart 2012

21


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.