KaosGLD41

Page 23

DERSiN iKiNCi YARISI ATİLLA A./ANKARA Geçen Pazar KAOS GL toplantısında “eğitim” üzerine söyleşiyorduk. Eğitimin bizim için ne anlama geldiği, eğitim kurumlarında kafalarımıza sokulmaya çalışılan “kutsal aile, kutsal devlet” masalları, erkek egemen toplumun erkekleştirmeye çalışılan çocukları olarak ne kadar baskı altında kaldığımızı, eşcinsellerin gençlik yıllarını sorunlu öğrenci tipolojisinin heteroseksizmin bir yalanı olduğu vb. Düşünceler (=gerçekler) bir bir ortaya konuyordu. Her toplantıda olduğu gibi söylenenler bende bir düşünce uçuşmasına yol açtı. Lise eğitimimi devlet yatılı okullarından birinde Ankara’da yaptım. Okul yıllarının nasıl bir işkenceye dönüştüğünü, top, ibne vs. adlarla çağrıldığımı falan anlatmama gerek yok sanırım. Aklıma gelenlerden birincisi Sağlık Bilgisi dersiyle ilgili tanıklığım. Okul doktoru Sağlık Bilgisi derslerine öğretmen sıfatıyla geliyordu. Dersin ilk yarısında kitaptaki ilgili bölüm özensizce anlatılır, öğrenciler üzerinde tek söz bile etmeye değmez bulurlardı. İkinci yarıda ise kendi sağlık problemlerimiz üzerinde konuşarak(!) geçirirdik. İlk yarıdan sonra öğretmen sınıfımızın iki kızına yönelerek soruları olup olmadığını öğrenir ve o halde isterseniz çıkabilirsiniz derdi. Kız arkadaşlar da erkek öğrencilerin bazen sapıkça olan sorularına meraklı durumuna düşmemek için sınıfı terkederlerdi. Kızlar çıkmak üzereyken bir kaç maço (ve özellikle benimle birlikte olan birisi) “hocam birisinin daha çıkması gerekiyor. Nasıl rahat rahat konuşacağız” derlerdi. Tahmin edilmesi hiç de zor olmayacak o birisi bendim. Tabi ki dışarı çıkmazdım. İşte bu andan itibaren öğretmenin etrafı kuşatılır ve birbirinden ilginç cinsellikle ilgili sorular yöneltmeye başlanırdı. Sorularının yanıtını bilen bu insanlar salyalarını akıta akıta abartılı cinsellik dolu konuşmalarıyla bazen maço ruhlu öğretmeni bile bıktırırlardı. Soruları soranlar da akşamları yatakhanede “seksoloji” seminerleri verenler de, benimle yatmak isteyenler de hemen hemen aynı kişilerdi. Bu arada heteroseksüel arkadaşların bir kısmının da gönülsüzce bu dakikalarda pasif katılımcılar konumunda olduklarına ilişkin gözlemlerim var. Aslında bu heteroseksüel arkadaşların da en az benim kadar “erkek”lik üzerine yapılan söyleşilerden gına getirdiklerini, elden geldiğince

bu tip ortamlardan uzak durduklarını anımsıyorum. Okuldaki maçolar ve yandaşlarının saldırılarından tabi ki bu etliye sütlüye karışmayan heteroseksüel erkekler de nasibini alırdı. “Ot, ruh, biyonik adam, ana kuzusu -ve hatta- sinsi sapık” tanımlamaları hep cinselliğin bu kadar abartılmasından hoşlanmayan heteroseksüeller içindi. Ben liseli yıllarım boyunca bu maçolarla savaşırken savaştığımın edepsiz, kötü öğrenciler ve onların sapıkça düşünceleri sanırken heteroseksizmin ta kendisiyle karşı karşıya olduğumdan bihabermişim. Beni sevenlerin ve çoğu zaman yanımda olan insanların çoğu da heteroseksizme karşıt düşündüklerinden hâlâ habersiz olduklarına eminim. Lise yıllarında moda kavram feminizmdi ve kadınlı erkekli feministlerdik bizler. Erkek egemenliğine hayır demenin belki de ilk adıydı bu bizim için. Savaştığımın heteroseksizm olduğunu bilmiyordum fakat normal olanın onlar olmadığını çok iyi biliyordum. En kötü günlerimde bile “neden böyleyim”” düşüncesi beni teslim alamadı. Normal denilenin uydurma ve çoğunluk denilen kurumsallaştırılmış erkeklik olgusunun olamayacağı ben ve benim gibi düşünenlerin yer aldığı taciz altında bulunanlar olduğunu düşünmekten vazgeçmedim. Şimdi buruk bir gülümsemeyle anımsadığım kimi dostlarım bana “erkek” gibi davranmayı öğretmeye çalışmışlardı o yıllarda. Bu nasıl ayak ayak üstüne atacağımdan, ellerimi nasıl konuşlandıracağıma, seçeceğim giysiler ve saç şekline vs. uzayan listelerden oluşuyordu. Anı defteri denilen ve temennilerin yer aldığı defterler tutulur ya işte o defterlerdeki satırlarda dostlarımın lisede yaşadığım yılların geleceğin habercisi olduğu ne yazık ki toplumumuzda bir erkek ve kadının davranış kalıplarının belirlendiğini ve buna uymayanların şiddetle redddelip, cezalandırıldığından bahsediyor oluşu da oldukça kayda değer buluyorum. Geçmişe bakıyorum, geçmişimden gururlanıyorum. Bugüne bakıyorum gelecekte bugünden umutlanıyorum. Geleceğe bakıyorum, gelecekte zincirlerden kurtulmuş olalım istiyorum.

KAOS GL 41 / 24


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.