Fabrika 57

Page 37

Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi Raporu

projelerin çoğunu feda ettiler; yalnızca hava kuvvetlerini eski haline kavuşturmak bile –geçen yılların eksiklerini ve hava kuvvetlerinin önde gelenlerinin neden olduğu bozuklukların düzeltilmesi- zaman ve hayli artan harcamaları gerektirecektir. Hava Kuvvetleri harcamalarında 110 ila 115 milyar dolar düzeyine tedrici bir artış hava kuvvetlerinin personel gücünün artırılmasını, özellikle, uçuşa yasak bölge gibi “hava asayiş görevleri”ni yerine getirmek üzere karma filolar gibi yeni birliklerin oluşturulmasını, taktik uçak filosunun tamamlamak için gerekli destek becerilerinin eklenmesini ve dönüşüm sürecinin başlamasını gerektirir. F-22 Raptor programı üç filo büyüklüğünde uçağın tedarikini ve F-22’nin saldırı görevlerini yerine getirme kabiliyetini artırmak için gerekli mühimmatı geliştirmek ve satın almayı sürdürmesini gerekir; uçağın sınırlı bomba taşıma kapasitesi olmasına rağmen gelişmiş mühimmat vurucu rolünün kullanışlılığını artırabilir. Stratejik taşıma gereksinimi Soğuk Savaş sonrası dönem boyunca, hem taşımanın miktarı hem de stratejik taşıma platformlarının sayısı bakımından geometrik olarak artmıştır; bu, stratejik hava nakliyesi ihtiyacı, 1990’ların başında C-17 programı planlanan 210 uçaktan mevcut, yalnızca 120 uçaklık plana indirildiği sırada olan ihtiyacı bugün aşmış demektir. C17’nin kısa havaalanlarına inme kabiliyeti onu tem stratejik hem de taktik hava nakliye aracı yapmaktadır. Veya, dahası, Kosova’da olduğu gibi çetin bir savaş alanına doğrudan stratejik konuşlandırmaya izin verebilen ilk hava nakliye aracıdır. Benzer şekilde, AWACS, JSTARS, “Rivet Joint” ve diğer elektronik destek ve muharebe uçaklarına duyulan resmi ihtiyaç Soğuk Savaş sırasında veya mevcut dönemin niteliği belirginleşmeden önce hesaplanmıştı. Bu uçaklar çok sayıda avcı uçağıyla birlikte hareket etmek üzere planlanmıştı, ancak bugün uçuşa yasak bölgede çok küçük oluşumlarla birlikte veya dahası uyuşturucu karşıtı istihbarat toplama operasyonlarında tek başına kullanılıyorlar. C-17’de olduğu, mevcut ihtiyaçların gerçek hesaplaması bu uçağa, Soğuk Savaşın sonlarında düşünülenden daha büyük filolarla olduğu sonucunu ortaya koyabilir. Sonuçta, günümüzün Hava Kuvvetlerinin yeniden inşa süreci –yeterli “yıpranmış” F-15 ve F-16’ları tedariki ve F-22’lerle devam edilmesinden ayrı olarak- esas olarak avcı filolarını tamamlayan çeşitli destek kabiliyetlerinin oluşturulmasında yatmaktadır. Kosova hava harekatının ardından Hava Kuvvetleri stratejik bombardıman uçakları meselesini yeniden düşünmelidir. “Müttefik Kuvvetler”

fabrika Ocak 2004

sırasındaki B-2 operasyonlarının başarıları ve sınırlılıkları uzun menzilli avcı uçaklarının, yalnızca büyük cephe savaşlarında değil aynı zamanda asayiş ve cezalandırma operasyonlarındaki yararının da küçümsendiğini akla getiriyor. Bunun B-2 üretim hattının yeniden açılmasını mı yoksa de yeni bir bombardıman uçağının –hatta insansız bir stratejik bombardıman uçağının- inşa edilmesi planlarının hızlandırılmasını mı zorunlu kılacağı bu çalışmanın mümkün olan analiz düzeyinin ötesindedir. Aynı zamanda, -genellikle küçülen ve yaşlanan B-52 filosuyla B1-B’lerden ve küçük bir kısmı konvansiyonel kuvvet operasyonlarında kullanılabilecek B-52’lerden oluşanmevcut bombardıman filosunun bu yeni ihtiyaçları karşılamaya en uygun filo olması pek de muhtemel değildir. Gerçekten küresel erişime -ve sürdürülen bir küresel erişim- sahip bir kuvvet haline gelme amacına doğru ilerlemek için Hava Kuvvetleri tanker uçakları filosunu yeniden inşa etmelidir. Büyük ölçekli bir hava harekatını sürdürmek, stratejik menzilli bombardıman uçaklarının kabiliyeti ne olursa olsun, eninde sonunda harekat sahası menzilli taktik uçaklara dayanmalıdır. Kosova’da yeterince kanıtlandığı gibi, tanker desteği sağlayabilmek çoğunlukla böylesi büyük ölçekli operasyonların sınırlayıcı faktörü olabilir. Hava Kuvvetlerinin mevcut planı, sonuçta 75 yaşında uçaklardan oluşan bir tanker filosunu kullanmak, küresel erişime sahip bir kuvvet yaratmayla tutarlı değildir. Son olarak, Hava Kuvvetleri artan bütçesinin ve Joint Strike Fighter programının iptaliyle yapılan tasarrufların bir kısmını hava kuvvetlerinin dönüşüm sürecini hızlandırmak, yeni uzay kabiliyetlerinin geliştirilmesi için kullanmalıdır. Uzay ortamına erişebilmek, hareket edebilmek ve hakim olabilmek, modern, yüksek teknolojili savaşta askeri başarının anahtarı haline gelmiştir. Gerçekten, aşağıda tartışılacağı gibi, uzay hakimiyeti Amerikanın askeri üstünlüğünün korunması için o kadar elzem hale gelebilir ki ayrı bir askeri sınıf gerektirebilir. Hava Kuvvetleri karşılaştıkları güçlüklere ne kadar iyi karşılık verirse –bu artan bütçeler gerektirse bile- ABD askeri güçlerinin şu anda yararlandıkları muharebe üstünlüğünü muhafaza edip edemeyeceklerini belirlemekte o kadar ilerleyeceklerdir.

Deniz Kuvvetlerinin Yeni Seyri Soğuk Savaşın sonu ABD Deniz Kuvvetlerini açık denizlerde meydan okunamayan bir üstünlük konumunda bıraktı; öyle bir üstünlük ki 19. yüz-

35


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.