Dan brown ihanet noktası e kitap

Page 180

Ikiniz de öleceksiniz. Tek şansın bizi bırakmak." Bundan sonra ne yapacaklarını düşünen Rachel, içinden, ne demezsin, dedi. Denizaltının önünde yerde yatan, bağlı ve ağzı kapatılmış adama baktı. Kan kaybından kendinden geçmiş gibi görünüyordu. Rachel onun yanında çömelip, adamın sert gözlerinin içine baktı. "Ağzındakini çıkarıp CrypTalk'u sana uzatacağım; helikopteri geri çekilmeye ikna edeceksin. Anlaşıldı mı?" Adam ciddi bir ifadeyle başını salladı. Rachel, adamın ağzındaki tıkacı çıkardı. Asker, Rachel'ın yüzüne kanlı bir topak tükürdü. Öksürürken, "Sürtük," diye küfretti. "Ölmeni seyredeceğim. Seni bir domuz gibi öldürecekler ve ben her saniyesini zevkle seyredeceğim." Rachel tükürüğü yüzünden silerken, Tolland'ın elleri onu kaldırıp, geri çekti ve makineli tüfeği elinden aldı. Rachel, onun titrek dokunuşundan, artık sabrının taştığını hissedebiliyordu. 444 Tolland birkaç metre ötedeki bir kontrol paneline gidip, elini bir kolun üstüne koydu ve gözlerini güvertede yatan adama dikti. Tolland, "Ikinci hakaret," dedi. "Ve benim gemimde, karşılığı budur." Tolland büyük bir öfkeyle kolu aşağı indirdi. Triton'ın altındaki dev döner tip kapı açıldı. Korkuyla inleyen, eli kolu bağlı asker, delikten aşağı yuvarlanarak gözden kayboldu. Dokuz metre aşağıdaki okyanusa düşmüştü. Etrafa kırmızı sular sıçradı. Köpekbalıkları anında başına üşüşmüştü. Kiowa'dan, teknenin altında güçlü akıntıya kapılan Delta-Üç'ten gerıye kalanlara bakan idareci, öfkeyle başını iki yana salladı. Aydınlatılmış suyun rengi pembeydi. Birkaç balık, kola benzeyen bir şeyi kapışıyorlardı. Tanrım. Idareci yeniden güverteye baktı. Delta-Iki hâlâ Triton'ın pençelerindeydi ama denizaltı artık güvertedeki büyük bir boşluğun üstünde asılı duruyordu. Delta-Iki boşluğun kenarında sendeledi. Tolland'ın tek yapması gereken kıskaçları açmaktı. Idarecinin sesi CrypTalk'tan, "Tamam," diye bağırdı. "Bekleyin. Biraz bekleyin!" Aşağıda, güvertede duran Rachel, başını kaldırmış Kiowa'ya bakıyordu. Idareci, bu yükseklikten bile onun gözlerindeki kararlılığı görebiliyordu. Rachel CrypTalk'u ağzına götürdü. "Hâlâ blöf yaptığımızı mı düşünüyorsun?" dedi. "UKO merkez santralini ara. Jim Samiljan'ı sor. P&A'da gece vardiyasında çalışıyor. Ona göktaşı hakkında her şeyi anlattım. Doğrulayacaktır." Bana ismini mi söylüyor? Bu pek de hayra alamet değildi. Rachel aptal değildi ve idareci blöf yapıp yapmadığını birkaç saniye içinde öğrenebilirdi. Idareci, UKO'da Jim Samiljan isimli kimseyi tanımadığı halde, büyük bir organizasyondu. Rachel doğruyu söylüyor olabilirdi. Son ölüm emrini vermeden önce, idarecinin blöf olup olmadığını öğrenmesi gerekiyordu. Delta-Bir omzunun üstünden baktı. "Telefon edip kontrol etmek için yayın bozma sistemini devre dışı bırakmamı ister misiniz?" 445 Idareci, net bir şekilde görebildiği Rachel ile Tolland'a baktı. Herhangi biri cep telefonu veya telsizi eline aldığında, Delta-Bir'in sistemi devreye sokup, görüşmeyi engelleyebileceğini biliyordu. Az bir riski vardı. Cep telefonunu çıkaran idareci, "Yayın bozucuyu kapat," dedi. "Rachel'ın yalanını ortaya çıkaracağım. Sonra da Delta-Iki'yi kurtarıp bu işi bitirmenin bir yolunu buluruz." Fairfax'de, UKO'nun merkez santralindeki operatörün sabrı tükeniyordu. "Size söylediğim gibi, Planlama ve Analiz Bölümü'nde Jim Samiljan'ın ismine rastlayamıyorum." Arayan kişi ısrarcıydı. "Farklı yazılışları denediniz mi? Diğer bölümlere baktınız mı?" Operatör kontrol etmişti ama bir kez daha baktı. Birkaç saniye sonra, "Jim Samiljan adında bir çalışanımız yok. Her türlü yazılışı denedim." dedi. Arayan kişi tuhaf biçimde buna memnun olmuş gibiydi. "Yani UKO'da Jim Samil..." Hattan sabırsız bir hayıflanma sesi geldi. Birisi bağırdı. Arayan kişi yüksek sesle küfredip hemen telefonu kapattı. Kiowa'daki Delta-Bir, yayın bozma sistemini devreye sokarken öfkeyle çığlık atıyordu. Çok geç fark etmişti. Pilot kabinindeki ışıklı kumandalar arasında, minik bir LED ölçer, Goya'dan SATCOM veri sinyali gönderildiğini gösteriyordu. Ama nasıl? Kimse güverteden ayrılmadı! Delta-Bir sistem bozucuyıı devreye sokamadan, Goya iletiyi göndermişti. Sulaboratuvarındaki faks makinesi halinden memnun bir sinyal veriyordu. TAŞİYİCİ BULUNDU... FAKS GÖNDERILDI 446 121


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.