düşüncelerim savunmaya kalkışabilirler ama korkanm bu, şovence bir züppeliğin zoolojik eşdeğerinden, her AvustralyalIyı şapkasımn altında fazla bir
şey taşımayan,
kaba bir
çiftçi
olarak
gören yaklaşımdan farklı
olamayacaktır.
Donanımdaki evrim ne denli büyük olursa olsun, başarı artışının sıfır olması ilkesine Amerikalı biyolog Leigh van Valen o unutulmaz "Kızıl Kraliçe etkisi” adım yakıştırdı. Lewis Car- roll un Through the Looking G lass (Aynanın içinde) öyküsünde, Kızıl Kraliçe Alice’i kolundan yakalar ve kırlarda çılgınca bir koşuya sürükler. Gittikçe hızlanırlar fakat ne denli hızlı koşarlarsa koşsunlar, hep aynı yerde kalırlar. Alice'in kafası karışır: “Benim ülkemde, bu kadar uzun süre, bu kadar hızlı koş- saydık genellikle bir yerlere varırdık.” Kraliçe, “Pek de yavaş bir ülkeniz varmış!” der, “Buradaysa , görüyorsun ya, aynı yerde kalabilmek için olabildiğince hızlı koşman gerek. Ve eğer bir yerlere varmak istiyorsan, bunun en azından iki katı hızla koşmalısın ! ” Kızıl Kraliçe yakıştırması eğlenceli,
fakat sözlük anlamıyla,
göreli
ilerlemenin matematiksel olarak kesinlikle sıfır olması anlamında alınırsa -ki böyle algılayanlar çıkabiliyor- bizi yanlış yönlere sürükleyebilir. Bir başka yanıltıcı özellikse, Alice’in öyküsünde Kızıl Kraliçe’nin söylediklerinin gerçek bir paradoks olması, gerçek fiziksel dünyada sağduyuyla bağdaşmaz olması. Fakat van Valen’in evrimsel Kızıl Kraliçe etkisi kesinlikle bir paradoks değil; sağduyuyla
tümüyle
uygulandığında..
bağdaşan
Gelgelelim,
bir
etki
silahlanma
-kuşkusuz
yarışı,
sağduyu
tutumlu
insan
zekice zihnine
paradoksal değilse de bir savurganlık gibi gelecek durumlar doğurabilir. Örneğin, ormandaki ağaçlar neden çok yüksek? Bu sorunun kısa yanıtı, tüm diğer ağaçlann yüksek olduğu ve bu yüzden de kısa bir ağacın yaşayamayacağı olacaktır. Ağaç kısaysa, gölgede kalır. Temelde gerçek bu, fakat bu gerçek tutumlu bir zihni olan insanoğlunu rahatsız ediyor. Öylesine anlamsız, öylesine savurganca ki... Tüm ağaçlar gölgeyi aştığında, hepsi de aşağı yukarı aynı oranda güneşten yararlanacaktır; hiçbiri daha kısa olmayı kaldıramaz. Ama
hepsi de daha kısa olsaydı; ormandaki gölge yüksekliğini aşağı çekmek için bir çeşit birlik anlaşması yapsalardı, bu hepsinin yararına olurdu. Ulaşmak için yarıştıkları güneş ışığı miktarı aynı kalırdı, fakat gölgeden kurtulmak için “ödedikleri” büyüme bedeli çok daha az olurdu. Bundan . jıem tüm orman ekonomisi hem de her ağaç yararlanırdı. Neya- Azık ki, doğal seçilim
213