Richard dawkins kör saatçi tübitak, 11 basım, 2011

Page 228

düşüncelerim savunmaya kalkışabilirler ama korkanm bu, şovence bir züppeliğin zoolojik eşdeğerinden, her AvustralyalIyı şapkasımn altında fazla bir

şey taşımayan,

kaba bir

çiftçi

olarak

gören yaklaşımdan farklı

olamayacaktır.

Donanımdaki evrim ne denli büyük olursa olsun, başarı artışının sıfır olması ilkesine Amerikalı biyolog Leigh van Valen o unutulmaz "Kızıl Kraliçe etkisi” adım yakıştırdı. Lewis Car- roll un Through the Looking G lass (Aynanın içinde) öyküsünde, Kızıl Kraliçe Alice’i kolundan yakalar ve kırlarda çılgınca bir koşuya sürükler. Gittikçe hızlanırlar fakat ne denli hızlı koşarlarsa koşsunlar, hep aynı yerde kalırlar. Alice'in kafası karışır: “Benim ülkemde, bu kadar uzun süre, bu kadar hızlı koş- saydık genellikle bir yerlere varırdık.” Kraliçe, “Pek de yavaş bir ülkeniz varmış!” der, “Buradaysa , görüyorsun ya, aynı yerde kalabilmek için olabildiğince hızlı koşman gerek. Ve eğer bir yerlere varmak istiyorsan, bunun en azından iki katı hızla koşmalısın ! ” Kızıl Kraliçe yakıştırması eğlenceli,

fakat sözlük anlamıyla,

göreli

ilerlemenin matematiksel olarak kesinlikle sıfır olması anlamında alınırsa -ki böyle algılayanlar çıkabiliyor- bizi yanlış yönlere sürükleyebilir. Bir başka yanıltıcı özellikse, Alice’in öyküsünde Kızıl Kraliçe’nin söylediklerinin gerçek bir paradoks olması, gerçek fiziksel dünyada sağduyuyla bağdaşmaz olması. Fakat van Valen’in evrimsel Kızıl Kraliçe etkisi kesinlikle bir paradoks değil; sağduyuyla

tümüyle

uygulandığında..

bağdaşan

Gelgelelim,

bir

etki

silahlanma

-kuşkusuz

yarışı,

sağduyu

tutumlu

insan

zekice zihnine

paradoksal değilse de bir savurganlık gibi gelecek durumlar doğurabilir. Örneğin, ormandaki ağaçlar neden çok yüksek? Bu sorunun kısa yanıtı, tüm diğer ağaçlann yüksek olduğu ve bu yüzden de kısa bir ağacın yaşayamayacağı olacaktır. Ağaç kısaysa, gölgede kalır. Temelde gerçek bu, fakat bu gerçek tutumlu bir zihni olan insanoğlunu rahatsız ediyor. Öylesine anlamsız, öylesine savurganca ki... Tüm ağaçlar gölgeyi aştığında, hepsi de aşağı yukarı aynı oranda güneşten yararlanacaktır; hiçbiri daha kısa olmayı kaldıramaz. Ama

hepsi de daha kısa olsaydı; ormandaki gölge yüksekliğini aşağı çekmek için bir çeşit birlik anlaşması yapsalardı, bu hepsinin yararına olurdu. Ulaşmak için yarıştıkları güneş ışığı miktarı aynı kalırdı, fakat gölgeden kurtulmak için “ödedikleri” büyüme bedeli çok daha az olurdu. Bundan . jıem tüm orman ekonomisi hem de her ağaç yararlanırdı. Neya- Azık ki, doğal seçilim

213


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.