SÜ N N ETİN YAZIMINA M ÜSADE EDİLMESİ
demiş ve : «Kim zerre ağırlığınca hayır yaparsa onu gö rür, kim de, zerre m iktar, şer işlerse onu görür,» ayetini okum uştur. Şimdi Sünnete dayanmadan, hüküm istinbatm da, sa dece K ur'an'a dayanmak gerektiğini ileri sürenler, bak sınlar bakalım, bu âyetten söz konusu hükm ün çıkabi leceğine akılları yetiyor mu? îbn Mesud (r.a.) şöyle dem iştir : «Herşey, K ur'an'da beyan edilmiştir. Fakat bizim aklımız, onları idrak et m ekten acizdir. Bu nedenle, Allah Teâla : «Kendilerine in dirileni, insanlara açıklayasm diye sana da K ur’an’ı in dirdik,» buyurm aktadır. Sahabenin ileri gelenlerinden ve ilk m üslüm anlardan biri olan, İbn Mesud'un bu sözü iyi düşünülmelidir. Herkesin bildiği «arz» hadisine gelince; Beyhakî, îbn Hazm ve daha başkalarının dediği gibi, bütün tarikleri m unkatı'dır. Üstelik : «Söylemiş olsam da, olmasam d a r size gelen o haber bana aittir,» denmekle, Rasulullah a yalan isnadını içermektedir. Beyhaki «El-Medhal» isimli eserinde şöyle demek tedir : «Bu m anada nakledilen rivayetlerin isnadları içe risinde en iyi olanı «Rebi'a'nm, Abdülmelik b. Said'den, O'nun da Ebu Ham id'den veya Ebu Üseyd'den» oluşan isnaddır. Ve bu haberde Rasulullah şöyle dem ektedir : «Kalplerinizin yatışıp, derilerinizin ve tüylerinizin yu muşadığı, kendinize de yakın bulduğunuz bir hadis duy duğunuz vakit, (bilin ki) ben ona, sizden daha evlâyım. Kalplerinizin hoşlanmadığı, deri ve tüylerinizin ürperip, diken diken olduğu bir hadise ise ben sizden daha uza-
346