SÜNNET HARKINDAKİ ŞÜPHELER VE CEVAPLARI
Öte yandan, hadisçiler, sem a’ yoluyla yapılan riva yetin sıhhatinde ittifak ettikleri halde, münavele ve mükatebe tarikiyle yapılan rivayetlerin sıhhatinde ihtilaf et mişlerdir. Bazıları m ükatebe'nin cevazına kail olmuşlar ve Buhari'nin muallak haberlerinden biri olan, şu rivaveti delil getirmişlerdir : «Rasulullah bir seriye kumandanına mektup vermiş ve onu belli bir yere kadar açmamasını tenbih etmiş. Oraya varıncaya kadar okumamasını iste miştir. Kumandan da söz konusu yerde açmış ve Rasulullah'ın emrini maiyetindekilere duyurmuştur.» Bazı hadisçiler ise : Hz. Peygamber'in bu mektubu ile delil getirmenin vacib olmasını sahabenin adaletine bağlamışlar, bu sıfatın tebdil ve tağyire imkan bırakm a dığını söylemişlerdir. Sahabeden sonraki nesillerde ise böyle bir nitelik bulunmadığından mükatebeyi delil ka bul etmemişler ve kitabete cevaz vermemişlerdir. Ancak, bu itiraz zayıftır. Doğru olan; ravide adalet vasfı bulun duğu, yazılı nüshada da, ona şüphe• düşürecek bir unsur bulunmadığı müddetçe her iki yolla da rivayetin m ute ber olmasıdır. İbn Hacer bu konuda şu görüşlere yer verm iştir : «Mükatebe yoluyla hüccetin olabilmesi için mektubun m ü hürlü ve onu taşıyanın güvenilir olması şarttır. Bununla birlikte : Mektubu gönderen şeyhin yazısını (hattını), ken disine m ektup gönderilen zatın bilmesi gerekm ektedir...»20 Hülasa; yazma yoluyla yapılan rivayetlerde hata ih timali şifahi tarzda yapılanlardan çok daha fazladır. Bu yüzden İbn Hacer'in de temas ettiği şartlara riayet edil diğinde, kendisine itimad etmek caiz olmakla beraber, 20 îbn Hâcer, FethuT-Bâri ؛C. 1, s. 115