Zamandk242 eg

Page 22

18 - 24 ARALIK 2013

ARİFE KABİL İSTANBUL

Affetmeyi unuttuk terapiye ihtiyacımız var

1vurulan yöntemlerden biri. Çok farklı

Affetme terapisi, giderek daha sık baş-

bir rahatsızlıktan dolayı psikoloğa giden kişiler, problemlerinin arkasında geçmişte affedemedikleri insanlar olduğu gerekçesiyle bu terapilere yönlendirilebiliyor. Hayatımızın herhangi bir döneminde birini affetmemenizin daha sonra önemli psikolojik hatta fiziksel hastalıklara yol açabileceğini düşündünüz mü? Örneğin beş yıl önce biriyle problem yaşadınız, haklı olduğunuzu düşünerek onu asla affetmek istemiyorsunuz. İşte bu duygu o kişiyle artık hiç görüşmeseniz bile herhangi bir hastalığın sebebi olarak karşınıza çıkabilir. Bugün birçok hastalığın temelinde affedememe ve kin tutmanın yattığını keşfeden psikologlar, affetme terapileri ile sorunun üstesinden gelmeye çalışıyor. “Geçmişteki kırgınlıklarınızı affederek omuzladığınız yükü atın.” diyen psikologlar, bu şekilde hayatımızın geri kalanının çok daha güzel geçeceğini söylüyor. Affetmeme ve kin tutmayı, ‘bilinen tüm sıkıntıların bilinmeyen sebebi’ olarak tanımlayan kişisel gelişim uzmanı Mustafa Çay, “İnsanın enerjisini bütünüyle çaldığı için beraberinde hastalıklar getirmesi kaçınılmaz oluyor.” diyor. Bugün kanser dâhil birçok ciddi rahatsızlığın insanların kendisine zarar veren duyguları içinde biriktirmesinden kaynaklandığını söyleyen Çay’a göre kin tutmak ve affedememek de bunlardan biri. Danışmanlık verdiği insanlarda affedememeyi önemli bir sorun olarak gözlemleyen Çay, “Affedersem ona iyilik yapmış olurum fikri var. Oysa bu, sizin kendinize vereceğiniz bir ödül.” şeklinde konuşuyor. Aynı zamanda NLP uzmanı olan Mustafa Çay’a göre ruh dünyamız su gibi olmalı. Yani içinde geçmişten kalan bir pislik tutmamalı. Bunun için yapılması gereken ise duyguları o anda yaşayıp kapatmak. Örneğin bir kişiyle problem yaşadığımızda bunu içimize atmak yerine tepkinizi makul bir üslupla ona anlatmak. Açık iletişim, insan ilişkilerinde her zaman en sağlıklı yol olarak görülüyor. Öfke anında kırıcı olmamak için konuşma

ertelenebilir, ancak içine daha sonra atmak yerine suçlayıcı olmayan ancak kendinden emin bir ruh hali ile rahatsızlık dile getirilmeli. Çay, hayatın bir döneminde olumsuz etki bırakan kişiye gerçek hayatta ulaşmak mümkün değilse hayalî bir mektup yazarak rahatlamayı öneriyor. Karşınızda sanki o kişi varmış gibi duyguları kâğıda dökmek psikoterapide kullanılan etkili yöntemlerden.

Affetmeyen kendine hata hakkı tanımaz Uzman Psikolog Ramazan Uslu’ya göre ise bağışlayabilmek aslında kişinin kendisiyle barışık olması ve empati yeteneğiyle ilgili. Psikolojide ‘empati’ diye ad bulan ‘şefkat ve merhameti harekete geçirerek muhataba yakınlaşabilmek’ nefretin önüne adeta duvar örüyor. “Karşısındakinin hata yapabilen bir insan olduğuna yakından bakabilmektir

esas.” diyen Uslu, bunun için önce kendimizin de hata yapabilen bir varlık olduğumuzu kabullenmek gerektiğine dikkat çekiyor. Muhatabına hata hakkı tanımayan kişiler ise aslında kendi yüreklerine büyük bir yük yüklemiş oluyor. Nitekim araştırmalar, intikam duygusu ve bağışlayamamanın bireylerde depresyon, yalnızlık duygusu, şüpheci kişilik gibi durumlara yol açtığını gösteriyor. “Bağışlamayı öğrenmek için terapi şart mı?” diye soranlara ise, “Hayatın içinden bir şeyi öğrenmek için kesinlikle başka bir şeye ihtiyacımız yok.” diyor. Çünkü insan yaratılırken zaten bu fıtrat üzerine yaratılmış. Ancak bazen ihtiyacımız olan duyguyu bulabilme yeteneğini kaybedebiliyoruz. İşte böyle bir durumda bağışlama terapisi aslında bizde var olan merhamet ve empati yeteneğinin ortaya çıkmasında yardımcı oluyor.

Affetmeyi seven Rabb’imizin kullarıyız Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Muhittin Uysal da dinimizin affedici olmayı önerdiğine dikkat çekiyor. Kur’an-ı Kerim’de de birçok ayette “Allah tövbeleri kabul edendir.” cümlesi tekrarlanır. Peygamber Efendimiz’in de “Allah’ım sen affedicisin, affı seversin. Beni de affet.” şeklinde dua ettiği rivayet edilir. Allah’ın bağışlayıcı özelliğine vurgu yapan bu ayet ve hadisler bizim için birer mesaj. Hakkı yenmiş bir kişinin hakkını helal etmeme ya da affetme hakkına sahip olduğunu hatırlatan Uysal, “Ama İslam, affedici olmayı önermektedir. Bu nitelikteki insanlar daha hür ve kendine güveni olan insanlardır.” diyor.

Fıtık olmadan önlem alın MERVE TUNÇEL İSTANBUL

1saatler, yastık seçimi ya da ağır kalBilgisayar başında geçirilen uzun

dırma... Hepsi boyun düzleşmesinin tetikleyicisi. Zamanla şekli bozulan omurga, dayanılmaz ağrılara sebep oluyor. Uzun süre bilgisayar başında öne eğik vaziyette duran ofis çalışanları ve gençler, ağır kaldıran ev hanımları, yüksek yastıkta ya da kanepe kenarına başını dayayarak uyumayı sevenler… Hiçbiri boyun düzleşmesine yabancı değil. Yanlış duruş alışkanlıkları sebebiyle boynun anatomik yapısının bozulmasıyla ortaya çıkan bu rahatsızlık, dayanılmaz ağrılara sebep oluyor. Omurgamız boyun, sırt ve bel kısımlarından oluşuyor. Omurganın farklı yönlere olan eğrilikleri ‘c’ şeklinde ve vücudun ayakta durması için kuvvet ve denge kanunlarına göre hareket

ediyor. “Boyun düzleşmesinde boyun kısmındaki c eğrisi ‘ı’ şeklini alır. Böylelikle boyna binen kuvvet dengeleri değişir ve omurganın geri kalan kısmında da bu değişime adapte olabilmek için farklılıklar görülmeye başlar.” diyor, Fizyoterapist Gamze Şenbursa. Boyna alınan darbeler, stres, boyun kaslarının zayıf olması, yüksek yastıkta uyuma, aşırı yük taşıma, alışkanlıklar, uzun süre bilgisayar başında ve koltukta biçimsiz oturmak başlıca sebepleri. Bel bölgesindeki omurun yapısının değişmesi gibi genel mekaniği etkileyen sebepler boyun düzleşmesini tetikliyor, Şenbursa’ya göre.

Boyun düzleşmesi kasları zayıf olan veya omurga mekaniği bozuk olan herkeste görülebilir. Son dönemlerde bilgisayar kullanımının artması ile beraber uzun süreli öne eğik oturma genç nesilde de bu problemin yaygınlaşmasının başlıca sebebi.

Sonraki aşama boyun fıtığı Boynun arka ve ön kısmındaki kronik ağrılar ve boyun hareketlerinde kısıtlılık hastaların en önemli şikâyetlerinden. Boyun düzleşmesinin bir sonraki aşaması boyun bölgesine binen yüklerin artmasından kaynaklanan boyun fıtığı. Bu aşamada omurganın mekaniğinin bozulması, sırt ve belin de yük dengesini bozacağından bu bölgelerde de kronik ağrıya sebep olabilir. Boyun kaslarındaki gerginlik baş ağrısı, baş dönmesine de sebep olabilir. Boyun düzleşmesinin ilk tedavisi egzersiz. O bölgede

kısalan kaslara germe, zayıf kaslara yapılan kuvvetlendirme hareketleri ağrıları azaltıyor. Elle terapi ile boyun üzerine yapılan çalışmalar problemin daha kısa sürede ortadan kalkmasını sağlıyor. Eklem, bağ ve kaslara yönelik yapılan tedavide sadece el ile müdahale edilerek o bölgeye binen yükler azaltılıyor. Bu, en sık başvurulan tedavi yöntemlerinden...

Korunmak için… -Sandalyede kalça ve diziniz 90 derece olacak şekilde dik oturun. -Bilgisayar ve televizyon ekranının göz hizasında olmasına dikkat edin. -Kanepede uyumak gibi boynun pozisyonunu desteklemeyen alışkanlıklardan kaçının. -Sabahları yarım saat omurga düzgünlüğü için egzersiz yapın. -Çok ağır eşya taşımayın. -Ağır eşyaları vücuda mümkün olduğunca yakın taşıyarak ağırlık merkezini dağıtın.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.