Politika Dergisi Sayi 23

Page 29

Sayı 23

suydu. Yeni yapılanmanın eĢgüdümlü olmasını göstermek açısından söylemekte yarar var: Avrupa’da çok güçlü sosyalist oluĢumlar, 1980’lerle birlikte kan kaybetmeye baĢladı. Bugün adına “sosyalist” denilen partilerin çoğunluğu -Deniz Baykal‟ın söylemi aslında doğrudur- “sosyal demokrat” bile değildir. Bu partilerin çoğunda sınıf bilinci, ulusal bağımsızlık bilinci vd. yoktur. Avrupa’da egemen olan sosyalizmi bilmek açısından Ufuk Uras’ın çevre, eĢcinsel hakları ve etnik azınlıklar temelindeki çizgisini örnek verebiliriz. Kimilerinin “yeni feodalizm” (neo-feodalizm) dediği feodalleĢme / küreselleĢme sürecine uygun söylem ve izlenceler yaratılmıĢtır. Ulus-devletler zayıflatılmakta; saydamlaĢma, “Yeni Kamu Yönetimi” anlayıĢı, yönetiĢim, yerinden yönetim vb. adlarla ulus-devlet yapısı çürütülmektedir. “Yeni” diye dile getirilen kamu yönetimi anlayıĢlarının temelinde “yurttaĢ”lıktan (citizen) “müĢteri”liğe (customer) geçiĢ vardır. Sağlık, eğitim, güvenlik “yeni derebeyleri”nin eline geçerek “özel”leĢmekte ve “postmodern feodal ögeler” ulusal ögelerin önüne geçmektedir. Eğitim, özel kurumların “hayır”larına; sağlık, özel sigortaların insafına; güvenlik, özel Ģirketlerin güdümüne bırakılma yolundadır. (Bu konuda Alphan TELEK arkadaşımın “Yeni Dünya Feodalizmi: Özel Sağlık, Eğitim, Hukuk, Ordu, Güvenlik ve Korku Öğesi” adlı yazısını da siteden okuyabilirsiniz.) YerelleĢme adına, hukuk bile paramparça edilmek istenmektedir. Ġngiltere’nin ülkedeki Müslümanlara yönelik özel

Sayfa 29

. Apolitikleşme eğilimi yüksektir; düzensiz ve dağınık bilgiler ve bu bilgi (sizlik)lere dayanan yarım düşünceler egemendir toplumda. Dayatılan (veya oluşan diyelim) yeni solculuk etnikçilik, eşcinsel hakları gibi “hafif” konuları içermektedir. ġeriat mahkemesi kurma atılımını bu konuda örnek olarak verebiliriz. “Orta Çağ Avrupası”nda olduğu gibi temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçen insanlar, acaba yeni derebeylerinin kalelerinde köle olmaya mı geçecektir? Bu ayrı ve yanıtlanması uzun bir sorudur. Peki, Türkiye’de durum farklı mıdır? “Sol”un “ol (a)madığı” açıdan bakarsanız aynıdır; ancak Türkiye ile Avrupa ülkelerini birebir karĢılaĢtırmak doğru olmayabilir. Çünkü Türkiye’de toplumsal sorunlar varsa da, ülkemiz, Büyük Ortadoğu Projesi gibi emperyal saldırıların ortasındadır. ĠniĢ çıkıĢların, darbelerin, siyasal/toplumsal hareketlerin çok olduğu ve sürekli yeni planlarla gündemde olan bir coğrafyada bulunan, birçok konuda hâlâ geride olan bir ülkeden istikrarlı bir siyasal düzen beklemek yersiz olur. Bunlara kısaca değineceğim, çünkü apolitikleĢmenin tarihselliğini, çözümlemesini yazmak uzun bir yazı dizisi olur. Özetle, dünyada ve Türkiye’de en temel haklarda bile özelleĢme (furyası) vardır. Bu egemen kuruluĢlarca (IMF gibi) da dayatılmaktadır. Tarikat ve cemaat egemenliği artmaktadır. ApolitikleĢme eğilimi yüksektir; düzensiz ve dağınık bilgiler ve bu bilgi(sizlik)lere dayanan yarım düĢünceler egemendir toplumda. Dayatılan (veya oluĢan diyelim) yeni solculuk etnikçilik, eĢcinsel hakları gibi “hafif” konuları içermektedir. Direnç mekanizmaları da genel olarak, yeni söylem geliĢtirmekten çok, yalnızca koruyuculuk çizgisinde siyasa izlemektedirler. ĠĢte


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.