Partizan Sayı 84

Page 63

Partizan/62

devam eden bu yapıda iç pazarın sancılı ve sınırlı gelişmişliği içerisinde küçük köylünün artı emeği tefeci, tüccar, eşraf kesim ve bizzat devletin tüketim vergisi adı altındaki haracı ile gasp ediliyordu. Kadın emeği de bu sürecin içerisinde ağır bir sömürüye maruz kalarak yerini alır. Tarımda küçük köylü üretiminin (geçimlik üretimin) içinde yer yer ücretli olsa da esas olarak da ücretsiz tarım ya da aile işçisi olarak üretime katılırken ücretsiz ev içi emeği ile ikinci bir sömürüye maruz kalır kadınlar. Nüfusun büyük bölümünün köylerde, işgücünün de ağırlık olarak tarımda istihdam edildiği Türkiye’de 1945-1950’lerden itibaren emperyalizmin yarı-sömürge, yarı-feodal ülkelerin sanayisini geliştirmeye gerek olmadığı ama Avrupa’nın gıda ihtiyacını karşılamak için tarıma yoğunlaşmaları gerektiği yönlü politikaları çerçevesinde devreye sokulan “Marshall Yardımları” kapsamında verilen traktör ve diğer tarım araçlarının kullanılmaya başlanması işgücü fazlasını açığa çıkarmış, kırlardan kentlere doğur işgücü göçünü de başlatmıştı. Bir diğer işgücü göçü de II. Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında oluşan yıkımı onarmak için ucuz işgücü cenneti olan yarı-sömürgelerden Avrupa’ya taşınan işgücüydü. Bu süreçte Türkiye’den de özellikle Almanya’ya büyük bir ucuz işgücü çekilmiştir. 1980’lere gelindiğinde ise; temeli 1980, 24 Ocak kararlarıyla atılan emperyalizmin neo-liberal politikaları ve yeni uluslararası işbölümü çerçevesinde Türkiye otomotiv ve tekstil sektöründe öne çıkartılmış, bu alanlarda emperyalizmin ucuz emek yoğunluklu üretim üssü haline dönüştürülmüştü. Emperyalist tekellere parça ürünler üreten sayısız tedarikçi işletme açılmış, iş güvenliğinden, iş sağlığından uzak, düşük ücretle çalışmaya dayanan küçük ve orta boy işletmeler her tarafı sarmış, fason ve taşeron sistemi bu sürecin ana üretim biçimi olarak yaşama geçirilmişti. “İhracata dayalı büyüme” derken, sanayinin gelişmesi değil emperyalist ülkelerin ihtiyacı olan, yoğun emek gerektiren tarım ürünleri, tekstilgiyim ürünlerinin ihracından bahsediliyor, otomotiv sektörünün parça üretimi ve montaj görevi kastediliyordu. Emperyalist sermayenin her alana girip talan etmesi, metalaştırması eski üretim ilişkilerinin çözülmesini hızlandırıyor, iç pazarı geliştiriyordu ama eski üretim biçimini bir bütün tasfiye de etmiyordu. Yine geçimlik ekonominin damgasını vurduğu, küçük meta üretim biçimi hakim olan varlığını sürdürüyordu. Köylük bölgelerdeki nüfus oranı azalmaya başlamış yaşanan neo-liberal yıkım politikaları sonucunda yaşamını yeniden üretebilme ihtiyacının ürünü olarak şehirlere doğru büyük bir nüfusun (işgücü) göç süreci yaşanmıştı. Özellikle 1980-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.