ISSN: 1302-6925
Plastik Araştırma, Geliştirme ve İnceleme Dergisi
SAYI | 144 2018 - 1 www.pagev.org pagev pagev1989 pagevtv pagev1989
İKMİB BAŞKAN ADAYI YAVUZ EROĞLU:
PROJELERIMIZLE
GELIYORUZ CEP YAKAN ZORUNLU AİDATLARA SON VERİLECEK KİMYA SEKTÖRÜ 11. KALKINMA PLANINDA PLASTİĞİN DEVLERİ PLASTEURASIA’DA BULUŞTU
HAIXIONG
HIGHSUN
TEK YETKİLİ SATICISI
İnce Cidar yüksek hız’ da profesyonel çözümler sunar...
160 TON’ DAN 500 TON’ A KADAR İNCE CİDAR AMBALAJ SERİSİ 300mm/sn Enjeksiyon Hızı
SEPLAS MAKİNE VE OTOMASYON SAN. İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ
MERKEZ MAH. NURTANESİ SOK. NO:13A RAZSAN PLAZA D2 Çekmeköy / İSTANBUL TEL : 0090 216 6412813 GSM : 0090 545 5323422 GSM : 0090 532 5722015
t-win Verimli, sağlam, enerji korunumlu Servohidrolik iki plakalı t-win, enjeksiyon ihtiyaçlarınız için doğru makinedir. Özel tasarımına bağlı olarak hızlı ve enerji verimliliği yüksek üretim yapabilmenizi sağlar.
Verimli üretim
Düşük enerji sarfiyatı Dayanıklılık
Yüksek kullanılabilirlik
Düşük ayakizi
Ergonomik kullanım
www.wintec-machines.com
WINTEC ENGEL ENJEKSİYON MAKİNELERİ TİC.LTD.ŞTİ Giyimkent E4 Blok, B142, No: 30 34235 Esenler-İstanbul Tel: 0212 438 58 50, faks: 0212 438 50 42 www.wintec-machines.com atakan.unal@wintec-machines.com
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
5
6
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
7
www.kraussmaffei.com/px Türkiye Distribütörü
Tepro Makine ve Otomasyon Sistemleri Tic. Ltd. Şti. Mimar Sinan Mah. Bosna Cad. Çolpan Sok. No.2 34782, Çekmeköy/İstanbul Tel: +90 216 709 26 00 Fax: +90 216 641 27 25 E-mail: tepro@tepro.com.tr Web: www.tepro.com.tr
Full elektrikli PX serisi Gücün esneklikle buluşması PX serisi, tüm hizmet ömrü boyunca esnekliği ile dikkat çekiyor. Tüm full-elektrikli makinalar için yeni standartlar belirliyor: – Seçimde esneklik – Üretim esnasında esneklik – Retrofit (yenileme) uygulamalarında esneklik PX‘ i istediğiniz gibi yapılandırın – all-electric, all-flexible.
8
Engineering Passion
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
9
İKMİB BAŞKAN ADAYI YAVUZ EROĞLU:
Değişime inan çözüme oy ver
12 82
Özel Haber
Burak ÖNDER: EROĞLU’NU, İKMİB İÇiN FIRSAT OLARAK GÖRÜYORUZ
36
30
TÜRKONFED BAŞKANI’NDAN EROĞLU’NA DESTEK
özel haber
PLAST EURASIA İSTANBUL PLASTİK SEKTÖRÜNÜ BİRARAYA GETİRDİ
46
özel dosya ORDİNOYA ÇEKİ DÜZEN VERİLDİ SIRA DİĞER KEYFİ MASRAFLARDA özel haber
PAGEV YÖNETİMİ GENEL KURULDA GÜVEN TAZELEDİ
10
özel haber
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
40
20
dosya
İhracatçı birlikleri seçimlerinde manipülasyonun yolu kapandı
PAGÇEV
66
özel haber
ATIK YÖNETİMİ BİLİNCİ GELİŞİYOR
94
MUTFAK VE BAHÇELER İÇİN PLASTİK VAZGEÇİLMEZ OLDU
gezi rehberi
İMPARATORLUĞUN MİRASÇISI: İTALYA
özel haber
114
PAGEV PLASTİK DERGİSİ PAGEV Plastik Araştırma, Geliştirme ve İnceleme Dergisi Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı PAGEV’in Yayın organıdır. İmtiyaz Sahibi PAGYAY Yayıncılık Turizm ve Ticaret Ltd.Şti. adına,
Yavuz EROĞLU Genel Koordinatör
Aziz ÖZAY
52
Yayın Yönetmeni
Ertan GÜNEŞ Reklam ve Halkla İlişkiler
Mustafa GÜR Yapım
Kadir ÇAÇA Film Medya Tasarım
Karakter Color Matbaası A.Ş.
Matbaa Sertifika No: 12799
Yayın Danışma Kurulu
Prof. Dr. Atilla GÜNGÖR | Marmara Ü. Prof. Dr. Duygu KISAKÜREK | ODTÜ Prof. Dr. Erhan PİŞKİN | Hacettepe Ü. Prof. Dr. Güneri AKOVALI | ODTÜ Prof. Dr. Hüseyin YILDIRIM | YTÜ Prof. Dr. İskender YILGÖR | Koç Ü. Prof. Dr. Mehmet Ali GÜNKAYNAK | İstanbul Ü.
Prof. Dr. Mehmet E. YURCİ | YTÜ Prof. Dr. Nurseli UYANIK | İTÜ. Prof. Dr. Paşa YAYLA | Kocaeli Ü. Prof. Dr. Tekin ARDA | Newport Ü. Prof. Dr. Mustafa ÖKSÜZ | Marmara Ü. Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN | Kocaeli Ü. Doç. Dr. Recep YENİTEPE | Marmara Ü. Doç. Dr. Sami SAYER | Ege Ü. Doç. Dr. Çetin KARATAŞ | Gazi Ü. Dr. Mevlüt ÇETİNKAYA | PETKİM Dr. Yakup ÜLÇER | RESİNEX Elçin OĞUZHAN | TEKNOPOLİMER Engin SOKULLU | TEKNOİNTEL Metin BİLGİLİ | ARÇELİK Murat CANSEVER | EUROTEC
TÜRKİYE Dünya Plastik Birliği’ne PAGEV’LE DAİMİ ÜYE OLDU
Yayın Türü
yerel süreli 2 ayda bir yayınlanır ISSN: 1302-6925
PAGEV Plastik Dergisi hakkında görüşlerinizi pagyay@pagev.org.tr adresine gönderebilirsiniz.
Halkalı Cd. Tez-İş Merkezi No:132/1 Kat: 4 Sefaköy-İstanbul +90 212 425 13 13 +90 212 624 49 26
Sayı 144 | Mart 2018
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
11
12
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Kimya sektörünü daha ileriye taşıyacağız Saygıdeğer Meslektaşlarım, PAGEV olarak sürdürülebilir büyümeye inanıyoruz. Hayata geçirdiğimiz çalışmalarımızı da bu doğrultuda planlıyoruz. 27 yıldır düzenli olarak hayata geçirdiğimiz dünyanın ikinci büyük, Avrasya’nın en büyük plastik fuarı olan PlastEurasia da en çok inandığımız etkinliklerimizden biri olmaya devam ediyor. Türk plastik sektörü temsilcilerimizle birlikte olmak, firmalarımızı dünyadaki diğer meslektaşları ile buluşturmak, ticari ilişkilerini geliştirmek ve yenilikleri yakından takip edebilmelerini sağlamak amacıyla PlastEurasia Fuarı’nı her yıl daha da büyüterek devam ettirmek hedefindeyiz. Fuarımıza yurt dışı firmaların katılımını, ziyaretçilerin sayısını her yıl giderek artırıyoruz. Ayrıca PlastEurasia Fuarı’mıza alım heyetiyle katılan ülkelerin sayısını da artıyoruz. Nitekim bu yıl fuarımızda rekor sayıda ziyaretçi ağırladık. Geçtiğimiz yılın en önemli gelişmelerinden biri de dünyada 1.2 trilyon dolar büyüklüğe sahip olan plastik endüstrisini 52 üye ülke ile temsil eden Dünya Plastik Birliği’nin (Global Plastics Alliance) Malezya’da düzenlenen toplantısına Türkiye’den PAGEV’in daimi üye olarak katılmasıydı. PAGEV olarak sadece ticari değil, çevresel konularda da aktif çalışmalarımızla sürdürülebilir kalkınmaya destek oluyoruz. Dünya Plastik Birliği’ne davet edilmekten büyük memnuniyet duyduk. Özellikle atıksız denizleri amaçlayan Mutlu Balıklar projemiz ve PAGÇEV çalışmalarımızla dikkat çekmiş olmaktan dolayı mutluyuz. Ülkemiz ve sektörümüz adına güzel gelişmelerin mutluluğunu yaşarken diğer yandan önümüze çıkan sorunlarla mücadele etmeye de devam ediyoruz. Geride bıraktığımız yılda çözümü için uğraştığımız en önemli sorunlarımızdan biri de Türkiye’de ithal ve ihraç edilen tüm hammadde ve ürünlerin gümrük işlemleri sırasında “Ordino” adı altında kesilen haksız ücretlerdi. Konuyu sahiplenip gündeme getirdik ve takipçisi olduk. Oluşturduğumuz kamuoyu ve gelen tepkiler üzerine Gümrük Bakanlığımızın resmi yazısı sayesinde acenteler ayak direseler dahi artık ordino adı altında kanun dışı, fahiş ve keyfi bir bedel alamayacaklar. Son olarak Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan yeni genelgede, “Yük teslim talimat formu” ile işlem yapılacağı ve bu form için acentelerin, firmalarımızdan maksimum 150 TL alabileceği belirtildi. Yaptığımız çalışmalar sonucu fiyatın keyfi ve fahiş olmaktan çıkarılmış olması firmalarımızca olumlu karşılansa da hukuken doğru olan şey; bu bedelin tamamen ortadan kalkmasıdır. Bu yıl yoğun tempo içinde geçiyor. Tüm enerjimiz ve mücadele arzumuz ile görevimizin başındayız. Genel Kurul’umuzda bizi destekleyen üyelerimize teşekkür ediyoruz. Geniş katılımla yapılan Genel Kurul’da güven tazelemekten gurur duyduk. PAGEV Genel Kurulu, İhracatçı Birlikleri ve Oda Seçimleri öncesi plastik sektörünün nabzını tutması bakımından oldukça önemliydi. PAGEV’in ihracatçı birlikleri ve oda seçimlerindeki gücünü zayıflatmak için hâlihazırda birlik yönetimindeki tüm gruplar bir araya gelerek seçim öncesi karalama kampanyaları yaptılar ancak Genel Kurul, bu
içi boş karalamalara neredeyse üç katı oy farkıyla en iyi cevabı verdi. Türk sanayisi için önemli bir döneme giriyoruz. Nisan ayında odalar ve borsalar ile ihracatçı birlikleri seçimleri yapılacak. “Değişime İnan, Çözüme Oy Ver” mottosu ile İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanlığına aday oldum. Son dört senedir başkanlığını yaptığım PAGEV, bir sivil toplum kuruluşunun sektör ve toplum için nasıl çalışması gerektiğini gösteren iyi bir model oldu. PAGEV’de hepinizin gözü önünde mücadele ettik, “olmaz-yapılamaz” denilen şeyleri başardık. Aynı vizyonla İKMİB’te de köklü değişiklikler yapmaya ve sektörü şimdi bulunduğu noktadan daha ileriye taşımaya adayım. Büyük bir potansiyele sahip olan İKMİB doğru yönetilmesi halinde ihracatçılarımıza ciddi katkılar sunabilir. Bu kapsamda hazırladığımız 5 Yıldızlı Stratejik Eylem Planımıza göre; İhracatçılardan alınan yüksek ve zorunlu giriş aidatları ile yıllık aidatları düşüreceğiz. Ayrıca tıpkı Çin Kanton Fuarı gibi İstanbul’da da “Türk İhraç Ürünleri Fuarı” düzenleyeceğiz. Limanlarda tekele varan yapının gücünü kırarak firmalarımızın nakliye masraflarını azaltacağız. Öte yandan devlet teşvikleri, Eximbank kredisi, gümrük sorunları gibi birçok konuda destek isteyen ihracatçılarımızın zaman kaybetmemesi için Ankara ofisimizi açacak ve sorunlara nokta atışıyla çözümler üreteceğiz. Bunun yanı sıra yılda 30 milyon TL’lik kesinti yapan İKMİB’te tasarruf tedbirleri uygulayarak, israfı durduracağız. Yönetimdekilerin, “Business Class” uçuşlar gibi gereksiz lükslerini, ihracatçıdan zorunlu kesintiyle yaptığı, hedefe yönelik olmayan seyahatleri ve tüm gereksiz uygulamaları iptal edeceğiz. İhracatçının cebinden çıkan paraları, sadece ihracatçının sorunlarını dile getirmek için değil, çözüm üretmek için kullanacağız. Stratejik planımızla değişimi sağlamak için Nisan ayındaki seçimlerde ihracatçılarımızın desteğini bekliyoruz. Kimya sektörünü çok daha iyi noktalara hep birlikte taşıyacağımıza ve bizlere olan güveninizin devam edeceğine inancımız tam…
YAVUZ EROĞLU PAGEV BAŞKANI
İKMİB Başkan adayı Yavuz Eroğlu:
Firmalarımızın ihracatlarını arttırıp, işlerini kolaylaştıracak bir değişim için projelerimizle geliyoruz. Bugüne kadar başardıklarımız sadece bir başlangıç. Değişime inanan ve çözüm arayanların oylarını istiyorum.
T
ürkiye’nin ihracat hacmi en yüksek sektörlerinden biri olan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)’nde seçim heyecanı yaşanıyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Nisan ayında gerçekleştirilecek ihracatçı birlikleri seçimlerinde İKMİB Başkanlığı’na aday olduğunu ilk açıklayan isim olmuştu. “Değişime inan, çözüme oy ver” mottosuyla başkanlığa talip olan Eroğlu, sektörün sorunlarını ele alma ve çözme zamanının geldiğini söyledi. Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Eroğlu, Türkiye’nin en katma değerli sektöründe ihracatçıların kötü birlik yönetimi ve
16
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
sistemden kaynaklanan sorunlarla mücadele ettiğini belirterek değişim çağrısında bulundu. Kimya sektörünün, ihracatın yıldızı olduğunu vurgulayan Eroğlu, “Sektörün aktörlerine yol gösteren, çözüm üreten, ekonomiyi büyüten İKMİB için yola çıktık” dedi. ÇÖZÜM ODAKLI ÇALIŞACAĞIZ Türkiye’de bazı ihracatçı birliği başkanlarının ‘suya sabuna dokunmaktan kaçındığını’ ve sektörün sorunlarıyla mücadele etmek yerine ‘ediyormuş’ gibi görünmeyi tercih ettiğini belirten Eroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Yurt içi ve yurt dışı STK’lardaki görevlerimde çok değerli tecrübeler kazandım. Türkiye’de
“
“
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısıyla İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği’ne (İKMİB) başkanlık adaylığını açıkladı. “Değişime inan, çözüme oy ver” mottosuyla hazırlanan kampanyasıyla ilgili detaylı açıklamarda bulunan Eroğlu, 5 yıldızlı stratejik değişim planını nasıl hayata geçireceklerini anlattı
elini taşın altına koymayan ama ‘elini şöyle taşın altına koy’ diyen STK’lar gördüm. Dünyanın gelişmiş ve kalkınmış ülkelerinde STK’lar ekonomiyi yönlendirir, sektörlerin sorunlarını doğru makamlara iletir ve çözene kadar mücadele eder. İçinde bulundukları sektör için çalışır sorunlara çözüm üretirler ve o çözümler ekonomiye destek olduğu gibi o ülkenin de ilerlemesini sağlar. İşte bu yüzden ben de taşın altına elimi koydum. Başkan seçildiğim PAGEV’de elde ettiğim birikimle, sanayici ve ihracatçı kimliğimle, Türkiye ve sektörümüzdeki değişim için İKMİB başkanlığına aday oldum. Değişime inanıyorum. Bu değişim için adım attım ve yola çıktım.”
İhracatçıya 5 yıldızlı stratejik
değişim planı
Değişim çağında değişimden kaçılamayacağına dikkat çeken Eroğlu, sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini sıraladı: “Küresel ekonominin bütün aktörleri, içinden geçtiğimiz teknoloji çağında çok hızlı bir değişim yaşıyor. Bu öyle bir rüzgar ki; değişmeyen tarih oluyor. Bir parçası olduğumuz sektörün dinamikleri bizi dönüşmeye, sürdürülebilir olmaya, daha çok üretmeye ve değer yaratmaya zorluyor. Atacağımız her adım, çözeceğimiz her sorun Türkiye ekonomisini yükseltecek bir tuğla olacak. Bu nedenle ‘değişim’ diyoruz, ‘hemen’ diyoruz. Sektörümüz için 5 yıldızlı değişim planı hazırladık. İlk olarak astronomik aidatlara son vermeyi planlıyoruz. İhracatçılardan
alınan yüksek ve zorunlu aidatları düşüreceğiz. İKMİB neden sadece ihracatçıdan yapılan kesintinin sefasını sürüyor? Birlik ihracatçının sırtından geçinmek yerine kendi gelirini de elde edebilir. Biz bunu sağlayacağız. Ayrıca ‘Türk İhraç Ürünleri Fuarı’ düzenleyeceğiz. Dünyanın dört bir yanından müşterileri, Türkiye’ye getirerek hem ürünlerimizi, hem ülkemizi tanıtacağız. Öte yandan pazar çeşitliliği için fuar sayımızı arttırırken, fuar katılım bedellerini aşağı çekeceğiz. Bunun yanında uygulayacağımız ‘İhracatçıya özel nakliye hizmetleri’ projesiyle, limanlardaki tekel yapının gücünü kırarak firmalarımızın nakliye masraflarını azaltacağız. UR-GE projelerinin sayısını ve en önemlisi kalitesini
arttıracağız. Gezmek için değil, mal satmak için UR-GE projeleri yapacağız. Devlet teşvikleri, Eximbank kredisi, gümrük sorunları gibi birçok konuda destek isteyen ihracatçılarımızın zaman kaybetmemesi adına Ankara Ofisi de açacağız ve sorunların çözümünde nokta atışı sağlayacağız. Belki de en önemlisi ‘israfa dur’ diyeceğiz. İKMİB yılda 30 milyon TL’lik kesinti yapıyor. Yönetimdekilerin, ‘Business Class’ uçuşlar gibi gereksiz lükslerini, ihracatçıdan zorunlu kesintiyle yaptığı, hedefe yönelik olmayan seyahatleri ve tüm gereksiz sonuç getirmeyen ‘içi boş’ projeleri iptal edeceğiz. İhracatçının cebinden çıkan paralar, sadece ihracatçının sorunlarının çözümünde kullanılacak.”
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
17
Kökten çözüm için
Milat Nisan 2018
“
Yıkmak için değil çözmek için adayım” diyen Eroğlu, tüm İKMİB üyelerini değişime oy vermeye çağırarak sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Değişimin önünde tek bir engel var; seçime
18
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
katılım oranı. Birliğimizde seçimlere katılım oranı maalesef sadece yüzde 5’lerde seyrediyor. Bizler için çalışacak, sorunlarımızı dile getirecek, çözüm bulacak başkanın kim olacağına
üyelerimizin yüzde 5’i karar veriyor. Diğer üyeler seçime katılmıyorlar. Bu nedenle Nisan 2018’i İKMİB için ‘Milat’ kabul edelim. Birlikte değişime inanalım, çözüm için oy verelim…”
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
19
KARARLI ÇALIŞKAN BAŞARILI İşte PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu liderliğinde ihracatçı şirketlerin önünü açan icraatlardan öne çıkanlar…
20
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
BİRLİKTE BAŞARDIK Sektörlerin yurt dışında tanıtımını sağlamak amacıyla kurulan “Sektörel Tanıtım Grupları” zaman içinde amacından saparak adeta Türk’ü Türk’e tanıtır hale gelmişti. Ayrıca yapılan her ihracatta, ihracatçılardan yapılan kesintiler de iki katına çıkarılmıştı. Eroğlu tarafından yapılan çalışmalarla verimsiz ve işlevsiz olan Sektörel Tanıtım Grupları’nın kapanma yolu açıldı ve ihracatçılardan yapılan ekstra kesintilere son verildi.
1
Hammadde ithalatında, gümrükte hammaddenin orijinal olduğunu tekrar kanıtlamak gibi hem vakit alıcı, hem de maliyetleri arttıran uygulamaya son verildi.
3
Limanlarda tekele varan yapıların çıkardığı “Tartım Ücreti” uygulamasından vazgeçildi. Tartı sahibi ihracatçılardan ücret alımı tamamen kaldırıldı, tartısı olmayan ihracatçılardan alınan fahiş bedel 60 TL ile sınırlandırıldı.
Türkiye-İran arasındaki ticarette karşılıklı mütekabiliyet esasına göre İran’dan yapılan tüm ithalat ve ihracatlarda konsolosluk tasdik şartı bulunuyordu. Eroğlu tarafından yürütülen temasların da katkısıyla ekstra ücrete yol açan bu mağduriyetin giderilmesinin yolu açıldı. Bu fırsattan yararlanarak hammadde fiyatlarını artıran spekülatörlerin de önüne geçildi.
5
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
4
Eroğlu tarafından başta Gümrük Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklar nezdinde yürütülen çalışmalarla kanunda yeri olmayan ve fahiş bedellere varan “Ordino masrafı” 150 TL’ye kadar düşürüldü. Kanun dışı alınan bu bedelin tamamen sıfırlanması için çalışmalar devam ediliyor.
Menfaatlerini korumak isteyenlerin “Böl-parçala-yeniden başkan ol” oyunuyla en güçlü ihracatçı birliklerinden İKMİB’i parçalara bölerek küçük küçük başkanlıklar yaratma planının önüne geçildi ve İKMİB’in varlığı korundu. Bu sayede gelecekte ortaya çıkabilecek etkisiz ve ihracatçı için ekstra masraflı küçük birlikçiklerin önüne geçildi.
21
2
6
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
21
Kimdir? Yavuz EROĞLU PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı
1973 yılında İstanbul’da doğan Yavuz Eroğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü ve Marmara Üniversitesi Yönetim Organizasyon Bölümü’nde Yüksek Lisans yaptı. Yavuz Eroğlu, iş hayatına aile şirketi olan SEM Plastik’te başladı. Çocukluğunda yaz tatillerini çalışarak geçirdiği SEM Plastik’te, 1996 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra tam zamanlı olarak çalışmaya başladı. Plastik ambalaj sektöründe faaliyet gösteren ve hızla büyüyerek kısa zamanda büyük başarılara imza atan SEM Plastik’te; üretim, satış ve ihracat gibi çeşitli kademelerde görev aldı. 1997 yılında sektörün ilk ihracatını gerçekleştirdi. 2002-2009 arası, SEM Plastik’in Genel Müdürlüğünü yapan Eroğlu 2009 yılından itibaren şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyor. Eroğlu’nun, SEM Global Dış Ticaret ve Credoy Polimer’in de yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü dönem içerisinde Harvard Üniversitesi, TOBB, TEPAV iş birliğinde yapılan değerlendirmede SEM Plastik, Türkiye’nin ve bölgenin en hızlı büyüyen yüz firması arasına girmiştir. 2008 yılında Filistin’de yaptığı Plastik Tek Kullanımlık Ambalaj yatırımıyla, hem bölgedeki üretime yönelik tek endüstri yatırımını gerçekleştirmiş hem de yaşayan en büyük işletmecilik gurusu addedilen Micheal Porter’in “ Toplumla Paylaşılan Değer (Shared Value)” sunumuna örnek vaka olarak girmiştir. Yavuz EROĞLU Harvard Üniversitesi’nde Micheal Porter tarafından verilen özel liderlik eğitimi almıştır. Sivil toplum örgütlerinde aktif olarak yer alan Eroğlu, Türkiye ve yurt dışındaki pek çok dernekte görev yapıyor. Plastik sektörünün örgütlenmesi ve firmaların sektörün çatı örgütlerinde bir araya gelerek güç kazanmaları 22
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
TOBB Plastik, Kauçuk Ve Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı
gerektiğine inanan Yavuz Eroğlu, sektörün yasayla kurulmuş en üst yapısı, TOBB Plastik Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi’nin başkanlığını yapmaktadır. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın (PAGEV) başkanıdır. Avrupa Birliği’nde faaliyet gösteren plastik firmalarının çatı sivil toplum kuruluşu olan EuPC (European Plastic Converters) yönetim kuruluna seçilen ilk Türk ve Avrupa Birliği dışı ülke vatandaşıdır. Washington merkezli Amerikan Ticaret Odası tarafından hayata geçirilen MECC (Middle East Commercial Center) projesinde danışma kurulu üyeliği yapmaktadır. Eroğlu’nun, ulusal ve uluslararası basında; plastik, petrokimya, ambalaj, çevre, geri dönüşüm sağlık, sürdürülebilirlik ve genel ekonomi üzerine yayınlanmış 300’e yakın makale, TV röportajı ve jüri üyelikleri bulunuyor. Yine aynı konularda yazılı ve görsel basında plastik sektörünün sözcülüğünü yapmıştır. “Geçmişten Geleceğe Plastiklerin Tarihi” adını taşıyan ve plastiklerin icadından günümüze kadarki öyküsünü, mizahi bir dil ve karikatürlerle anlatan kitabı Türkçe’ye kazandırarak, hem plastik sektörü hem de çocuklarla paylaştı. Eroğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Kulübü’nün (İTÜ ÇEVKOR) kurucu başkanıdır.
U D L O A K R A M L A B O L G K İ T S SEM PLA Yarım asra yaklaşan tecrübesiyle Türkiye’nin, dünyaya açılan markalarından biri olmayı başaran SEM Plastik, tek kullanımlık gıda ambalajı üretiminde 500 çeşitlik zengin ürün gamına sahip. THY, Emirates, McDonalds gibi devlerin tercihi olan SEM Plastik, bugüne kadar 100 milyardan fazla ürün üretti. İnovatif ürünleri ve Ar-Ge projeleri ile farklılaşan SEM Plastik, sektördeki 41. yılını kutluyor. SEM Plastik bundan 41 yıl önce küçük bir atölyede başladığı yolculuğuna bugün yılda yaklaşık 8 milyar ürün üreten global bir marka olarak devam ediyor. Dünyaca ünlü gıda zincirlerinden dev havayolu şirketlerine geniş bir müşteri portföyü bulunan şirket, 41. yılında 41 kere maşallah dedirtiyor. SEM Plastik’in hikayesi Bayrampaşa’da küçük bir atölyede tarım makinelerine yedek parça üretmesiyle başladı. 1985 yılında aralarında Alcatel, Northern ve Termal gibi alanında seçkin kuruluşların da yer aldığı telekomünikasyon sektörü için plastik parçalar üretti. 1986 yılında ise bugün sektör liderliğini sürdürdüğü tek kullanımlık gıda ambalajlarının üretimine geçti. SEM Plastik, pek çok ilki ve başarı öyküsünü sığdırdığı 41 yılda hızla büyüyerek sektördeki lider konumunu pekiştirdi. Türkiye plastik sektörünü tek kullanımlık gıda ambalajı ile tanıştıran ve ilklerin markası olan SEM Plastik, tek kullanımlık bardak
üretimi ile başladığı yolculuğuna plastik bardak, tabak, çatal, bıçak, dondurma kutuları, ayran bardakları, yoğurt kapları gibi 500’e ulaşan ürün çeşidiyle devam ediyor. Bir yılda yaklaşık 8 milyar ürün ile tüm insanlığa yetecek kadar ürün üretebiliyor. İstanbul’daki Genel Merkezine ek olarak; Silivri’de 20 bin metrekarelik, Malatya’da ise 8 bin 500 metrekarelik tesislerinde faaliyetlerini sürdüren SEM Plastik, barışa ve bölgesel kalkınmaya örnek olması için 2008 yılında Filistin’deki üretim tesisini faaliyete geçirdi. İnovatif yeniliklere ve teknolojiye açık üretim anlayışıyla global bir marka haline gelen SEM Plastik, dünyaca ünlü gıda zincirlerinden dev havayolu şirketlerine kadar birçok firmanın tercih ettiği marka olarak öne çıkıyor. Sürdürülebilir çevre ve geri dönüşüme öncülük eden şirket, bu özelliği ile Türkiye’de ve yurt dışında birçok ödülün de sahibi oldu. SEM Plastik’in Bayrampaşa’daki küçük atölyeden bugünlere ulaştığını belirten Eroğlu şunları söyledi; “İlk atölyemiz duvarları makine yağıyla boyanmış gibi duran, merdivenleri
inen çıkan makinelerden dolayı harap olmuş, karanlık koridorlarla ulaşılan sanayi çarşılarından birindeydi. Ben de babamın yanında atölyeye gidip geliyordum. Tabii o zamanlar babamın başlattığı bu yolculuğun geleceği noktadan habersizdim. Her çocuk gibi hızlıca büyümek istiyor, babama ve yaptıklarına bakıyor, inceliyor ve öğrenmeye çalışıyordum. İşte benim plastiğe olan tutkum o zamanlar başladı. Ufak bir atölyede Kurucumuz Namık Kemal Eroğlu’nun cesur girişimin sorumluluğunu her kademede çalıştıktan sonra ben aldım. Çalışmaya uzun bir süre atölyemiz de ürünlerin çapaklarını alarak başladım. Yıllar içinde azimle ve gayretle, zorluklar karşısında yılmadan çalışarak büyüttüğümüz SEM Plastik bugün bir dünya markasına dönüştü. Her daim ileriyi ve yeniliği hedeflediğimiz SEM Plastik’in 41. yılını kutlamanın gururu ve mutluğunu yaşıyoruz. Önümüzdeki yıllarda başarı çıtamızı daha da yukarıya taşıyarak gelecek nesillere örnek olmak istiyoruz.” PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
23
İLKLERİN ve ÖDÜLLERİN MARKASI SEM Plastik’in Ar-Ge’deki ilkleri: Global petrokimya devi Sabic ile özel thermoform PP hammaddesi geliştirildi. PETKİM ile özel thermoform PP hammaddesi geliştirildi. Bu buluş SEM Plastik’e 2011 yılında PETKİM’in “ArGe’ye En Büyük Destek Veren Firma” ödülünü getirdi. Türkiye’deki ilk plastik kristal bardak üretimi Türkiye’deki ilk thermokristal bardak üretimi Özel Statik Arındırma Yöntemi Dünyada ilk defa kristal hammaddeden endüstriyel kullanım için Antişok üretimi Türkiye’de ilk defa mısır şekerinden, tamamen doğal PLA bardak ve tabak üretimi, MISIRPLAST serisi. Türkiye’de bir ilk olan, porselen görünümlü, ev tipi fırında içinde yemek pişirilebilen, bulaşık makinesinde yıkanabilen tabak BORPLAS. Uçaklarda ekonomik yemek yüklenmesini sağlayan özel Lunch Box üretimi
SEM Plastik’in Ödülleri: McDonald’s’ın Türkiye’ye geldiği günden beri değişmeyen tek tedarikçisi SEM Plastik, McDonald’s’ın “En İstikrarlı Tedarikçi” ödülünü aldı. 2006 yılında SEM Plastik’in gemi tasarımlı standı, İspanya Valencia’daki Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’nda (ITCA), ‘En iyi Dizayn Ödülü’nü aldı. PETKİM, kuruluşunun 46’ıncı yılında İzmir Aliağa Rafinerisi’nde düzenlediği törenle SEM Plastik’i, ‘Yeni Ürün Geliştirme Özel Ödülü’ne layık gördü. SEM Plastik 2010 yılında İstanbul Ticaret Odası’nın her yıl düzenlediği geleneksel “Başarılı Vergi Mükellefleri” çalışması kapsamında “Bronz Madalya” ödülünün sahibi oldu. SEM Plastik 2011 yılında Ambalajın Ayyıldızları yarışmasında Ülker için tasarlandığı dondurmalı pasta kabı ile ödül aldı. Şirket 2011 yılında Harvard Business School, TOBB ve TEPAV’ın ortak 24
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
girişimiyle geçekleştirilen ve en hızlı büyüyen şirketlerinin ödüllendirildiği yarışmada Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen şirketleri arasında 62’inci sırada yer aldı. Türkiye, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Yakın Doğu Bölgesinde ise ilk 100 firma arasında ödüllendirildi. SEM Plastik Grubu 2012 yılı Aralık ayında Dubai’de üçüncüsü yapılan Küresel Girişimcilik Zirvesi’nde açıklanan Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi listesinde iki şirketi ile yer aldı. Grubun hammadde tedarikçisi Credoy Polimer 28, SEM Plastik ise 38’inci olmayı başardı. SEM Plastik, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından 13’üncüsü düzenlenen “Çevre Ödülleri”nde “Termoform Üretimine Enerji Verimliliği Projesi” ile ödüllendirildi. “Enerji Verimliliği Uygulama Ödülleri” kategorisinde ise “Büyük Ölçekli Kuruluşlar” dalında ilk üçte yer aldı.
Harvard Üniversitesi’nin ünlü İş İdaresi Profesörü Michael Porter’ın kurucusu olduğu AllWorld Network, SEM Plastik Genel Müdürü Yavuz Eroğlu’na girişimcilik konusunda yaptığı çalışmalar ve bir ilk olan Filistin’deki sanayi yatırımı nedeniyle Zirve Özel Ödülü’nü verdi. 2015 yılında SEM Plastik ‘Borplas – Plastik Fırınlanabilir Sıcak Yemek Tabakları’ ile Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi’nde birincilik ödüle layık görüldü. Yine 2015 yılında McDonald’s’ın en çevreci tedarikçi kategorisinde ödül aldı. IMMIB tarafından düzenlenen Kimyanın Yıldızları Ödül Töreni’nden birçok ödül aldı. Dünya Gazetesi’nin düzenlediği İhracatın Yıldızları Yarışması’nda “En Fazla Ülkeye İhracat Yapan Firma Kategorisinde” Türkiye çapında 3.’lük ödülü aldı.
Basından büyük ilgi
P
AGEV’de gerçekleştirdiği projeler ve özellikle ihracatçıların sorunlarana getirdiği çözümlerle daha önce de ulusal medyada geniş ilgi uyandıran Yavuz Eroğlu, İKMİB Başkanlığı için hazırladığı 5 yıldızlı stratejik projeleriyle medyanın ilgisini çekmeye devam ediyor.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
25
PAGEV BAŞKANI YAVUZ EROĞLU: BÜYÜK BİR YANLIŞTAN DÖNÜLDÜ
BİRLİĞİMİZİ BÖLDÜRTMEDİK
KAZANAN İHRACATÇIMIZ OLDU
26
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
İhracatçı birliklerinde, sektörleri bölerek 8 yıllık görev süresi biten başkanlara yeniden koltuk bulma oyununu bozduk. Ekonomi Bakanlığımız ve sektör temsilcilerimizin desteğiyle yanlıştan dönüldü. TİM, ihracatçı birliklerinde bölünmeye dair taslak çalışmasından vazgeçildiğini açıkladı. ‘Birliğimizi koruyacağız! Bölünmeye dair planları da boşa çıkaracağız. İhracatçının bölünmeye değil, birleşerek daha güçlü olmaya ihtiyacı var’ demiştik. Mücadelemiz sonuç verdi; ihracatçı birliklerimizi böldürmedik. Kazanan ihracatçı, kazanan Türkiye oldu.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
27
2
018 yılında seçimlere gitmeye hazırlanan ihracatçı birliklerinde; 26 olan sektör sayısının 42’ye çıkarılması ve bu yolla 2 dönem görev süresi biten başkanlara yeniden koltuk bulmaya dönük taslak çalışması iptal edildi. İhracatçı birliklerinde bölünmeye yönelik tartışmalar hakkında açıklama yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Sekreterliği, konuya ilişkin taslak çalışmasının iptal edildiğini duyurdu. Sektörlerin bölünmesini içeren çalışmaya ilk andan itibaren karşı çıkan PAGEV, 2018 yılı Nisan ayında yapılacak seçimler öncesinde ihracatçı birliklerinin yapısının değiştirilmek suretiyle sektörlerin bölünmek istenmesinin ihracatçıya zarar vereceğini savunmuştu.
TİM’den geri adım atıldığına dair açıklama yapılmasının ardından konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, bölünmeye karşı ortaya koydukları tepkiler üzerine yanlıştan dönülmesinden dolayı memnuniyet duyduklarını belirterek, “İhracatçı birliklerinde ‘Böl-Parçala-Yeniden Başkan Ol’ şeklinde özetlediğimiz ‘Bölünme Planı’ hayata geçseydi ihracatçılardan yapılan kesintiler artacak ve küçük parçalara ayrılarak birlikçiklere dönüşen yapılar güçsüzleşerek etkinliğini kaybedecekti. Bizler de bu nedenle ‘Bölünme Planı’na en başından itibaren kaşı çıktık ve gelişmeler haklılığımızı ortaya koydu” dedi. İhracatçı Birlikleri Kanunu’na göre başkanların en fazla 2 dönem, yani 8 yıl başkanlık
yapabildiğini hatırlatan Eroğlu, 2 dönem kuralı gereği görev süresi biten bazı başkanların, kendilerine yeniden koltuk sağlayacak bir yapı oluşturmak için ‘Birlikleri Bölme Planı’nı hayata geçirmek istediklerine dikkat çekerek şunları söyledi: “67 bin ihracatçının ‘Bölünme Planı’na karşı çıkması için çağrıda bulunarak, kamuoyunu bilgilendirdik. “BölParçala-Başkan Ol” şeklinde özetlediğimiz taslak çalışmanın hayata geçirilmesinin karşısında durduk. Nitekim ihracatçı birliklerinin bölünmesine karşı verdiğimiz haklı mücadelede destek gördük ve tepkiler üzerine TİM, ihracatçı birliklerinde bölünmeye dönük taslak çalışmasından vazgeçildiğini açıkladı.”
TİM, ihracatçı birliklerinde bölünmeden
vazgeçildiğini açıkladı
28
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
İKMİB’den şok açıklama geldi. TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi’ndeki sektörlerin bölünüpbölünmemesine dair
oylamada “Evet Birlik Bölünsün” şeklinde oy kullanan İKMİB Başkanı Murat Akyüz bölünmeyi istemiyormuş gibi açıklama yaptı.
“
“
TİM, bölünmeye dair taslak çalışmasından vazgeçildiğini duyurduktan sonra bu bölünme planının baş aktörlerinden
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
29
“
“Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Hürriyet gazetesine verdiği demeçte; İhracatçı birliklerinde bölünmeye dönük tartışmalar olduğunu ancak Bakanlık olarak kendilerinin bölünmeye dair bir niyet taşımadığını açıkça deklare etti.
“
İhracatçı kazandı
Türkiye kazandı
‘İhracatçılarımızın bölünmeye değil, birlikte daha güçlü olmaya ihtiyacı var” tezi ile hareket ettiklerini anımsatan Eroğlu, “Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci, Hürriyet gazetesine verdiği demeçte; ihracatçı birliklerinde bölünmeye dönük tartışmalar olduğunu ancak Bakanlık olarak kendilerinin bölünmeye dair bir niyet taşımadığını açıkça deklare etti. Ayrıca konudan haberdar ettiğimiz firmalarımızın tamamına yakını da bölünmeye karşı çıktı. Nitekim Başkanlığını yürüttüğüm TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi’nde bölünme planına dair yaptığımız oylamada 30
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
üyelerin tamamına yakını ihracatçı birliklerinde sektörlerin bölünmesine karşı çıktı. Bölünmeyi savunan küçük kesim içinde 8 yıllık görev süresi bitecek İKMİB Başkanı Murat Akyüz de vardı. Hem Ekonomi Bakanlığı’nın, hem de sektörlerin bölünmeye karşı çıkmasına rağmen, bölünmeyi talep edenlerin sanki Ekonomi Bakanlığı ve sektörler bölünme istiyormuş algısı oluşturmaya çalışması da iyi niyetle bağdaşmıyordu. Keza gelişmeler gerçeği ortaya çıkardı. Ekonomi Bakanlığımızın desteği ve sektör temsilcilerimizin ortaya koyduğu tepki bize istediğimiz sonucu verdi. TİM, ihracatçı birliklerinin bölünmesine dair
taslak çalışmadan vazgeçildiğini açıkladı. Yürüttüğümüz haklı mücadele ihracatçı birliklerini bölünüp parçalanmaktan kurtardı ve etkisiz birlikçiklerin oluşmasını engelledi. Öte yandan ihracatçılarımız bölünmenin ortaya çıkması durumunda ödeyecekleri fazla kesinti yükünden kurtuldu. Sonuç itibariyle yanlıştan dönüldü ve kazanan ihracatçılarımız, kazanan Türkiye’miz oldu. İhracatçı birliklerinde bölünmeye karşı çıktığımız mücadelemizde bizi destekleyen Sayın Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci başta olmak üzere katkı sunan tüm sektör temsilcilerine ve paydaşlara teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
ÇEVRE Mİ? ENDÜSTRİ Mİ? İKİSİ DE MÜMKÜN. Plastik Sektörünün Birleştirici Gücü PAGEV, "Sorumlu Endüstri Sorunsuz Çevre" ilkesiyle yola çıkan PAGÇEV ile beraber Türk Plastik Sektörü'nün en büyük hayalini gerçekleştirmek ve gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için çalışıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ambalaj Atıklarının Geri Dönüştürülmesi konusunda Yetkilendirilen PAGÇEV, piyasaya sürdükleri ambalajların atıklarını geri dönüştürmesi yasayla zorunlu olan firmaların için bu işlemleri kolay hale getiriyor. Bu kolaylıktan yararlanmak için PAGÇEV ile çalışın bu hayale siz de ortak olun.
www.pagev.org
www.pagcev.org
PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
31
İhracatçı birlikleri seçimlerinde manipülasyonun yolu kapandı İhracatçı Birlikleri seçimleri öncesi bakkalı, çiçekçiyi üye yaparak ihracatçı gibi gösterip, kendine oy devşirmek isteyenlerin oyunu bozuldu. 32
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Ekonomi Bakanlığı, seçimde oy kullanacaklara son 2 yıldır ihracatçı birlikleri üyesi olma ve en az 5 bin dolarlık ihracat yapmış olma şartı getirdi.
E
konomi Bakanlığı, ihracatçı birlikleri seçimleriyle ilgili önemli bir düzenlemeye gitti. Yeni düzenlemeye göre Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde olduğu gibi ihracatçı birliklerinde de Genel Kurul’da oy kullanmak isteyen ihracatçı şirketler, en az 2 yıllık üye olmak ve 5 bin dolarlık ihracat yapmak zorunda. Ayrıca Bakanlık, birlik başkanlarının görev süresini de 8 yılla sınırlandırdı.
Bakanlık tarafından yapılan bu düzenlemeyle birlikte 2018 Nisan ayında gerçekleştirilecek ihracatçı birlikleri seçimleri öncesinde bakkal, çiçekçi gibi küçük ölçekte iş yapan esnafı İhracatçı Birlikleri’ne üye yapıp ihracatçı gibi göstermek isteyen ve bu yolla kendine oy devşirmeyi planlayanların planı suya düşmüş oldu. Aylardır bu konuya ilişkin çalışmalar yürüten PAGEV
Başkanı Yavuz Eroğlu, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen düzenlemeye ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Büyük memnuniyetle karşıladığımız karar, Nisan ayında yapılacak ihracatçı birlikleri seçimlerinde olası manipülasyonları engelledi ve adaletli seçimin yolunu açtı. Bu düzenlemenin ardından ihracatçımızın özgür iradesini sandığa yansıtmasını bekliyoruz” dedi.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
33
Hile ihtimalinin
önüne geçildi
Bakanlık tarafından yapılan düzenlemenin; 1 dolarlık ihracatla kağıt üzerinde ihracatçı birlikleri üyesi olma, seçimlerde oy kullanma ve bu yolla kukla yönetimleri göreve getirme planını bozduğunu söyleyen Eroğlu, “İhracatçı Birliklerinde 2 dönem kuralı gereği 8 yıllık başkanlık süresi biten bazı başkanlar, koltuğa yeniden oturamayacaklarını anlayınca yeni oyunu devreye soktu. Başkan olma şansı kalmayanlar, kukla yönetimler oluşturmak için paravan şirketler üstünden üyelikler oluşturup; çiçekçi, bakkal gibi küçük ölçekli esnafı ihracatçı birliklerine üye kaydedip kendi belirledikleri
34
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
yönetimi seçtirmeyi planladı. İhracatçı birliklerinde kendi uyduları olacak isimleri yönetime seçtirmek isteyenlerin bu oyununu fark edince PAGEV olarak derhal harekete geçtik. Ekim ayı itibariyle sektör temsilcilerimizi, ihracatçılarımızı ve Ekonomi Bakanlığımızı ‘Hileli Üyelik Planı’ hakkında bilgilendirdik. Bakanlığımıza, ‘son 2 yıl içerisinde birliğe üye olan firmaların seçimde oy kullanmaması’ yönünde çözüm önerimizi sunduk. Nitekim konuyu yakından takip eden ve seçim hilelerinin önlenmesi konusunda hassas olan Bakanlığımız, manipülasyonları engellemek
için gerekli düzenlemeyi hızla gerçekleştirdi ve ilgili yönetmeliği 30.12.2017 tarihli resmi gazetede yayınlayarak yürürlüğe koydu. Tebliğe göre artık ihracatçı birlikleri seçiminde oy kullanmak için son iki takvim yılı itibariyle üye olma zorunluluğu getirildi. Ayrıca Genel Kurul’a katılım için üye firmalara son iki takvim yılı içerisinde en az 5 bin dolarlık ihracat yapmış olma yükümlülüğü eklendi. Öte yandan Bakanlık, 8 yılını dolduran birlik başkanlarının hiçbir şekilde bir daha başkan olamayacağını da karara bağladı” diye konuştu.
BAKANLIĞA TEŞEKKÜR Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı ve PAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Burak Önder de konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “PAGEV ile birlikte biz de Bakanlığımıza bilgi verip bu
değişikliği talep etmiştik. Yapılan değişikliklerle inşallah önümüzdeki seçimler çok daha şeffaf olacak. Bakanlığımıza bu titiz çalışma için Türkiye ihracatçısı ve sektörümüz adına teşekkür ediyoruz” dedi. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
35
KUKLA BaşkanlaRLA İKMİB, ihracatçının sorununu çözemez 12 yıl İKMİB’teki başkanlık koltuğunda oturduktan sonra Nisan 2018 seçimleriyle artık kanunen başkanlığa aday olamayan Murat Akyüz, bu kez de yönetim kurulunda yer alıp, dışarıdan kendine bağlı olacak bir başkanı aday gösterip birliği yönetmeye devam etmek istiyor. Oysa ihracatçılar, değişimin gerekliliğine inanıyor ve birliğin, uzaktan kumanda ile yönetilerek çözüm üretemeyeceğine inanıyor. İKMİB Başkan Adayı Yavuz Eroğlu, tam da bu nedenle “değişim” ve “çözüm” odaklı anlayışa inanan tüm ihracatçıları, Nisan ayındaki seçime katılarak oy vermeye
davet ediyor. İhracatçının sorunlarının çözümü için mücadele edecek, sonuç odaklı hizmet sunacak yeni bir vizyona-ekibe ihtiyaç var. Bu noktadan hareketle İKMİB Başkanlığına aday olduğunu belirten Eroğlu, “son dört yıldır başkanlığını yaptığım PAGEV, bir sivil toplum kuruluşunun sektör ve toplum için nasıl çalışması gerektiğini gösteren başarılı bir model oldu. Marka STK olarak öne çıkan PAGEV’de hepinizin yakından takip ettiği pek çok önemli sorunun çözümü için çalıştık, ‘olmaz-yapılamaz’ denilen şeyleri başardık ve
ihracatçılarımızın önünü açtık. STK’lardaki çalışmalarımızın yanında şirketim olan SEM Plastik yurt içi ve yurt dışı başarılarım da ortadadır. Bugün artık sizlerin de desteğiyle ihracatçı ve sanayici kimliğimle edindiğim tecrübe ve samimi gayretimi İKMİB’e taşımak istiyorum. Eskinin devamını savunanlar yerine, değişim için proje ve hedefleri olanlarla ihracatın artacağına inanıyoruz. Ayakları yere basan, kimya ihracatına sıçrama yaptıracak, ihracatçılarımızın sorunlarını çözecek somut projelerimizle değişim için geliyoruz” diyor. P
12 yıl koltukta oturdu, kalkmakta zorlanıyor İKMİB’te 12 yıldır başkanlık koltuğunda oturan bugünkü İKMİB Başkanı Murat Akyüz’ün görev süresi yasal olarak Nisan ayında bitiyor ve kanunen bir daha başkanlığa aday olamıyor. Kendisi ile benzer durumda olan diğer başkanlar, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, en fazla 2 dönem başkan olabilme kararının iptalini istedi. Ancak Anayasa Mahkemesi, 2 dönemden sonra yeniden başkan olma talebine ret kararı verdi. Karar bu şekilde çıkınca bu kez de birlikleri bölüp, kendilerine 36
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
başkanlık koltuğu yaratmaya çalıştılar. ‘Böl–Parçala-Yeniden Başkan ol’ şeklinde özetlenen ihracatçı birliklerini bölme planı devreye sokulmak istendi ancak PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu başkanlığındaki STK yöneticileri ve Sektör Temsilcileri buna karşı çıktı. Ekonomi Bakanlığı’nın, Eroğlu ve sektör temsilcilerinin sesine kulak vermesi ve bu plana “DUR” demesiyle ihracatçı birlikleri bölünmedi. Böylece ihracatçı etkisiz birlikçiklere ve daha yüksek aidatlara mahkûm olmaktan kurtuldu.
Murat Akyüz
CEP YAKAN
N O S A R A L T A ZORUNLU AİD
İ
KMİB, firmalarımızın yaptığı her ihracat üzerinden on binde 5 oranında zorunlu kesinti alıyor. Gümrükçülerimiz, firmamız adına bu zorunlu kesintiyi İKMİB’e ödemeden ihracat yapamıyoruz. 2017 yılında, firmalarımızdan toplamda 30 milyon liralık kesinti İKMİB’e aktarıldı. İhracatçılar olarak zorunlu yapılan bu kesintilerin karşılığı olan hizmetleri alamıyoruz ama hizmet almasak
da bu bedelleri ödemek zorunda bırakılıyoruz. Biz, ihracatçılarımızın maliyetlerini düşürüp, işini kolaylaştıracak bir değişim için Nisan ayında yapılacak seçimlerde İKMİB Başkan adayı olduk. Göreve gelmemiz halinde işe ilk olarak ‘Astronomik Aidatları’ yarı yarıya düşürmekle başlayacağız. Bu vaadimizi, 03 Eylül 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan
TİM ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Yönetmeliğe göre hayata geçireceğiz. İKMİB Başkanı olduğumda ihracatçının maliyetlerini azaltıp, işlerini kolaylaştıracak 5 Yıldızlı Stratejik Planımızı uygulayacağım. Kararlı mücadele ve çalışmayla başarılamayacak hiçbir şey yoktur. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
37
GÜMRÜKLERDEKİ ‘ORDİNO’YA KARŞI SEFERBERLİK 38
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Nakliye acentelerinin, ithal edilen hammadde ve ürünlerin gümrük işlemleri sırasında firmalardan “Ordino” adı altında tahsilat yapmasına sebep gösterdiği belgenin gümrüklerde istenmemesi için büyük mücadele verildi. Kanun dışı şekilde tahsil edilen bedelin kaldırılmasıyla firmalar, yıllık 700 milyon liralık ek yükten kurtulacak. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
39
N
akliye acentelerinin, sektör farkı gözetmeden tüm firmalardan tahsil ettiği kanun dışı “Ordino Bedeli” ve buna ait belge yoğun tepkiler üzerine Gümrük Bakanlığı’nca takibe alındı. Dış ticaretimize zarar veren anlayışla hareket eden nakliye acenteleri tarafından alınan ordino bedelinin, firmalara yıllık 700 Milyon liralık ek yük getirdiğini savunan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, ordino belgesinin artık istenmemesi için gümrüklere yazı gönderen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na teşekkür etti. Firmalara ağır maliyet yükü getiren ordino belgesinin kaldırılması için aylardır yoğun çaba harcadıklarını ve bu kapsamda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile bir dizi temaslarda bulunduklarını belirten Eroğlu şöyle konuştu: “22 Kasım Çarşamba günü Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent Tüfenkci ve Müsteşarımız Sayın Cenap Aşçı’ya yaptığımız çalışma ziyaretlerinde, haksız ordino belgesinin
40
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
kaldırılması için istişarelerde bulunduk. Sektör temsilcilerinden konuya ilişkin gelen şikâyet dosyalarını bizzat ilettik. Çözüm hususunda, tüm gümrük işlemlerinde hiçbir şekilde “Ordino Belgesi” istenmeyeceğine dair bir yazının Bakanlık tarafından tüm gümrüklere ivedilikle yollanmasının önemine vurgu yaptık. Yine aynı gün TOBB Meclisimizden de ordino bedelinin kaldırılması için oybirliği ile tavsiye kararı çıkarttık. Bütün bu mücadelemizin ardından 24 Kasım’da Bakanlığımız; Bazı gümrüklerde Ordino Belgesi istendiğini belirterek, bundan böyle tüm gümrüklerde, gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında, gümrük müdürlüklerince Ordino Belgesi aranmayacağına dair resmi yazıyı yayınladı. Ordino belgesinin kaldırıldığına dair bu yazı Türkiye’deki tüm Gümrük Müdürlükleri’nin girişlerine asıldı.” KONŞİMENTO YETERLİ OLACAK Aylardır verdikleri mücadele ile
ordino bedelinin kanun dışı ve keyfi olduğuna işaret ettiklerini ve kaldırılması yönünde talepte bulunduklarını hatırlatan Eroğlu, “Gümrük Bakanlığımızın aldığı karar, mücadelemizdeki haklılığımızı ispatladı. Bundan sonra “Ordino Belgesine” ihtiyaç olmadan konşimentoyla tüm gümrükleme işlemleri tamamlanabilecek. Bu önemli aşamada katkılarından dolayı başta Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent Tüfenkci ve Müsteşarımız Sayın Cenap Aşçı olmak üzere emeği geçen tüm bürokratlarımıza teşekkür ederiz. Ülke ekonomimizin menfaati doğrultusunda, üretim çarklarımızın önündeki engelleri birlikte kaldırdığımız birçok konuda olduğu gibi, bu sorunu da tam olarak çözene kadar konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi. DÜZENLEME LİMAN İŞLETMELERİNİ DE KAPSAMALI Gümrük Bakanlığı’nın, haksız yere alınan ordino belgesinin kaldırılmasına yönelik adımını büyük memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Eroğlu şöyle konuştu: “Firmalarımız için tehlikenin tam olarak ortadan kalkması için liman işletmelerinin de bu belge olmadan firmalarımızın mallarını serbest bırakacak şekle sokulması gerekiyor. Gümrüklerde Acenteler ile yaşanan ordino sorununun Bakanlıkça çözülmesi sonrası liman işletmelerinin de, ordino bedeli olmadan malları limandan çıkartmama gibi bir tutum içine girmemesi için Ulaştırma Bakanlığımız ile yeni bir yasal düzenleme için görüşüyoruz. Bakanlığımızın bu konuda gerçekleştireceği düzenlemeyi yakından takip ediyor ve hızlandırmaya çalışıyoruz.”
İ K E D N Ü N Ö N İ T DIŞ TİCARE
I L A M K L A K R E L L ENGE PAGEV heyeti, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ve Müsteşar Cenap Aşçı’yı ordino sorununun çözümü için ziyaret etti.
Türkiye’nin ithalatını, sanayisini, ihracatını ve tüketicinin cebinden çıkan parayı etkileyen tekelci uygulamanın “Serbest Piyasa” olarak açıklanamayacağını belirten PAGEV Başkanı Eroğlu, “liman işletmeleri ve nakliye acentelerinin ordino uygulamasına Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, kamu yararını göz önüne alarak genelgeyle son vermesini memnuniyetle karşıladık” dedi. Kanunda yeri olmadığı halde tahsil edilen ve yıllık toplam 700 milyon TL’yi bulan ordinonun dünyada yalnızca Türkiye’de bir bedelle uygulandığına dikkat çeken Eroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Tamamen para tahsil etmek için icat edilmiş ve kanuni olmayan ordino bedeli, dış ticaret engellerinin en büyük örneği. Firmalara milyonlarca liralık ek maliyet getiren ordino bedeli ayrıca zaman kaybıdır. İthalatçılar, bedelini ödediği malını gümrükten çekebilmek için adına ordino denilen bedeli
tahsil ettiği ordino bedeli, gümrükleme işleminin ayrılmaz bir parçası gibi algılatılmaktaydı. Hatta uygulamaya göre bazı gümrüklerde ordino olmadan, işlem tamamlanıp mal gümrükten çekilememekteydi. Bu yönden bakıldığında bu bedelin oluşmasını sağlayan ortam gümrük idaresinin, gümrük ÇÖZÜM BEKLENİYOR Söz konusu belgenin kaldırılması ile mevzuatı uyarınca gerçekleştirdiği hizmetinden kaynaklanmaktaydı. ilgili özellikle son bir aydır Gümrük Dolayısıyla gümrük idaresine ve Ticaret Bakanlığı ile yoğun kanunla verilmiş görevlerin çalışma yürüttüklerini söyleyen yerine getirilmesi bağlamında Eroğlu, gerekli verileri sağlayarak gerçekleştirilen işlemler için çözüm önerileri sunduklarını acentelere ayrı bir gelir kaynağı belirterek sözlerine şöyle devam doğmaması veya söz konusu etti: “Bu konuda Başbakan zorunlu hizmetler karşılığında tahsil Yardımcımız Sayın Recep Akdağ edilen ücretlerin kamu gücünü da, basına yaptığı ordino istismar edici nitelikte olmaması bedelinin hukuksuz olduğunu ve gerekmekte. Yine “Serbest Piyasa” kaldırılması gerektiğini açıklamıştı. Ancak acenteler, kanun dışı bedel tam serbest piyasa koşullarının gerçekleştiği ortamlarda olur. için “Serbest Piyasa var, bizim Malını gümrükten çekip üretim ticari işimize kimse karışamaz, yapmak zorunda olan sanayici istemeyen başka acente ile için gümrük alanı bir kamu alanıdır çalışsın” diye savunmaya geçip ve bu durumda Kamu Yararı haksız uygulamayı devam kavramı öne çıkmaktadır.” ettirmek istedi. Acentelerin ödemek zorunda bırakılıyor. Ana ve yardımcı hammaddelerin ithal edildiği düşünüldüğünde söz konusu uygulama ve maliyeti ihracata da olumsuz yansıyordu. Ordino bedeli öte yandan Türkiye’yi, ‘iş yapılabilir Ülke’ sıralamasında da gerilere itiyor.”
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
41
42
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Ordino Bakanlıkça kaldırıldı hala ayak direyenler var
B
ildiğiniz gibi 24.11.2017 tarihinde attığımız duyuruda, Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın, tüm gümrüklere gönderdiği yazıyı paylaşmış ve artık gümrüklerde ordino belgesinin resmen kalktığını duyurmuştuk. Söz konusu yazı ekte verilmiş olup, Bakanlığımız resmi yazısında, bazı gümrüklerde uygulamada Ordino belgesi istendiğini kabul ederken, bundan sonra kesinlikle istenemeyeceğini, malların konşimento sahibine, ordino belgesi olmadan teslim edileceğini açıkça belirtmiştir. Böylece firmalarımız ve ülkemiz dış ticareti üzerindeki 700 milyon TL’ye varan bir yük kaldırılmıştır. Yıllardan beri firmalarımızın yaptığı tüm ithalatlarda sırtında bir yük olan bu ordino bedelinin kaldırılması yönünde 2000’li yıllardan itibaren birçok çalışma yapılmış ve maalesef sonuç alınamamıştır. Biz de bu konuda firmalarımızca tarafımıza ulaşan şikayetleri görev kabul ettik ve konu hakkında kamuoyu oluşturmaktan, Bakanlıklarımıza teknik görüş oluşturmaya, sivil toplum örgütlerimizin bilgilendirilmesine, konuyu basına taşımaya kadar birçok çalışmalar yaptık. Bu çalışmalar neticesinde en son 22.11.2017 tarihinde Sn. Bakanımız Bülent Tüfenkçi’ye yaptığımız çalışma ziyaretimiz sonrası yayınlanan bu resmi yazı ile gümrüklerde uygulamada yaşanan ordino belgesi uygulaması resmen kaldırılmış oldu. Ancak firmalarımızdan aldığımız şikayetlerde, bazı acentelerin; Bakanlık yazısına rağmen yeni yöntemlerle, ordino belgesi istediklerini görmekteyiz. Öncelikle “Ordino” kelimesi yerine
teslim evrağı, yük teslim talimat formu vb. yeni isimlerle, bu bedeli almaya devam etmeye çalışmaktalar. Ayrıca malların gümrük işlemleri, kanuna uygun bir biçimde ordinosuz olarak tamamlansa dahi, limandaki gümrük ambarı üzerinden tekrar ordino belgesi istemekte, bu belge bedeli acenteye ödenmeden, firmalarımızın mallarının ambardan çıkışına müsaade etmemekteler. Bu şekilde yapılan işlemle ilgili gerek acente, gerekse buna alet olan limandaki gümrük ambarları kanun dışı bir uygulamaya imza atmaktadır. Çünkü nakliyeci malı limana yanaştırdığı anda malı gümrüğe teslim etmektedir ve gümrük bunu ordino olmadan teslim edin dedikten sonra limandaki gümrük ambarları, bunu mal sahibine teslim etmemezlik yapamazlar (TK m.1178 fıkra 2 ile 3/c).Limandaki gümrük Ambarları gümrük idaresinin ayrılmaz bir parçasıdır ve Bakanlığın, malların ordino belgesi aranmadan sahibine teslim edilmesi yazısı onları da bağlamaktadır. Bakanlığın bu “Ordino uygulamasını” kaldıran resmi yazısından ve firmalarımızın tepkisinden sonra bu süreci devam ettirmeleri artık mümkün değildir. Firmalarımız kanun dışı bir şekilde hala ordino bedeli talep eden acentelere ödemeyi ihtirazi (çekinceli) kayıtla yapmalıdır, bu şekilde hukuki haklarını korurken, diğer yandan geriye dönük ödedikleri bedeli alma imkanları olacaktır. (Bahsedilen yöntem ekte detaylı açıklanmıştır.) Oluşturduğumuz çok ciddi kamuoyu baskısı, firmalarımızın tepkisi ve Bakanlığın “ordino belgesini”
resmen kaldıran yazısına rağmen, maalesef ihracatçının yanında olması gereken bazı dernek ve birliklerin, “kalkmadı,hayırlı olmadı” şeklinde açıklamalarının neye ve kime hizmet ettiğini anlayamamakla birlikte, önceliğin ülkemiz ve ihracatçımız olması gerektiği düşüncesiyle, tüm paydaşlarımızı, olumlu katkı yapmaya bir kez daha çağırıyoruz. Dünya Bankasının yeni yayınladığı araştırma; Türk sanayisine gümrüklerde OECD ülkelerinden 6 kat fazla evrak bedeli yüklendiğini ortaya koymaktadır. Bu bedelin ana sebeplerinden biri de limanlarla bağlantılı lojistik işlerinde tekelleşmeye varan yapılanmalardır. Türkiye bu sorunu bir an evvel çözmelidir. Nitekim “Ordino Bedeli” pandoranın kutusudur. Ve bu anlamda şu an oluşturduğumuz kamuoyu baskısı ve Bakanlığımızın resmi yazısı sonrası diğer konuların da yakın zamanda çözüm yoluna gireceğine inanıyoruz. Biz de firmalarımız üzerindeki gümrüklerle ilgili diğer lojistikle bağlantılı yükleri kaldırmak için başta TOBB, TİM olmak üzere STK’larımız ve Bakanlıklarımız ile çalışmaya ve sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz. Bu önemli aşamada katkılarından dolayı başta Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sn. Bülent Tüfenkci ve Müsteşarımız Sn. Cenap Aşçı olmak üzere emeği geçen tüm bürokratlarımıza tekrar teşekkür eder, ülke ekonomimizin menfaati doğrultusunda, üretim çarklarımızın önündeki engelleri birlikte kaldırdığımız birçok konuda olduğu gibi, bu konunun da takipçisi olmaya devam edeceğiz. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
43
ORDİNOYA ÇEKİ DÜZEN VERİLDİ SIRA DİĞER KEYFİ MASRAFLARDA 44
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV’in gündeme getirdiği ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın resmi yazı ile kaldırdığı ordino belgesi ile firmaların üzerinden 700 milyon TL’lik yük kalktı. Ancak acentelerin Bakanlık yazısına rağmen firmaları ordino bedelini ödemeye zorlaması nedeniyle mücadele sürüyor.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
45
“
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile bir araya gelerek ordino konusunda acentelerin kanun dışı tavırlarına karşı destek isteyen PAGEV Başkanı Eroğlu’na, Akdağ’dan “Sorunla ilgileneceğim” sözü geldi.
“
T
ürkiye’de ithal ve ihraç edilen tüm hammadde ve ürünlerin gümrük işlemleri sırasında “Ordino” veya benzer isimler altında firmalardan kanunda yeri olmayan bir bedel tahsil ediliyor ve bu bedelin yıllık toplam değeri 700 milyon TL’yi buluyordu. Firmaların şikâyetleri üzerine PAGEV öncülüğünde yürütülen çalışmalar neticesinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 23 Kasım 2017 tarihli yayınladığı kararla artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince ordino belgesi aranmayacağını açıkladı. Buna rağmen acenteler ordino bedelini almak için diretiyor. Ordino konusunu gündeme getiren ve konunun takipçisi olmayı sürdüren PAGEV’e gerek hükümet gerekse iş dünyası nezdinde destek geldi. Son olarak Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ı ziyaret eden PAGEV’e Akdağ’dan “Sorunla ilgileneceğim” sözü geldi. Ayrıca Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, yaptığı açıklamada; Bakanlığın ordino belgesi istemediğini tekrar net bir şekilde ifade ederek şunları söyledi: “Bakanlık olarak böyle bir belge istemiyor, böyle bir fiyatlandırmayı da kabul etmiyoruz. Ayrıca resmi olarak da yok. Burada Ticaret ve Sanayi Odaları Üyeleri firmalarla
46
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
pazarlık yaparken böyle bir rakam geldiğinde üstünü çizecek. İŞ DÜNYASI MEMNUN TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ordino belgesi karşılığı ödenen ordino ücretini kaldırdığını belirterek, “Bakanlık bu yazı ile üzerimizdeki bir yükü daha aldı. Ama bu ücret hala firmalarımızdan talep edilebiliyor. Demek ki daha açık düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor” dedi. Bakanlığın açıklamasına rağmen acentelerin ordino bedelinde ayak diremeyi sürdürdüğünü belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ise şunları söyledi; “Bakanlıkça ordino bedeli alınamayacağı net bir şekilde ortaya konuldu. Ancak firmalarımızdan aldığımız duyumlara göre; Acenteler, Bakanlığın resmi yazısına rağmen ordino bedelini alma konusunda ayak diriyorlar. Özelleştirmelerle Gümrük Ambarı İşletmeciliğini alan liman işletmeleri, gümrük
işlemleri biten firmaları malların çıkışını yapmadan tekrar ordino belgesi almak için acentelere gitmeye zorluyor. Burada Liman İşletmelerinin Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olması, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasında yetki tartışmasına sebep oluyor. Hâlbuki Gümrük Ambarları gümrük idaresinin ayrılmaz bir parçasıdır ve Bakanlığın resmi yazısı onları da bağlamakta. Nitekim Gümrük Ambarı işletmesinin özel bir firmaya verilmiş olması onun gümrük mevzuatına uyma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Diğer taraftan Ulaştırma Bakanlığı da böyle bir belge olsa bile bedelsiz olması gerektiğini resmi yazı ile belirtmişti. Dolayısıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ordinoyu kaldıran yazısına uymadıkları gibi Ulaştırma Bakanlığı’nın 2011’de yayınladığı bu belge bedelsizdir yazısına da uymayarak kanun dışı bir şekilde firmaları bu bedeli ödemeye zorluyorlar.”
Kapitülasyonlar hortlatılmak isteniyor Dünya Bankası’nın yeni yayınladığı araştırmasına göre Türk sanayisine gümrüklerde OECD ülkelerinden 6 kat fazla evrak bedeli yüklendiğini söyleyen Yavuz Eroğlu, “Bu bedelin ana sebeplerinden biri de limanlarla bağlantılı lojistik işlerinde tekelleşmeye varan yapılanmalardır. Kapitülasyonları çağrıştıran uygulamalarla ithalatçıya ihracatçıya velhasıl Türkiye ekonomisine yük bindirilmektedir. Türkiye bu sorunu bir an evvel çözmelidir. Nitekim ‘Ordino Bedeli’ Pandora’nın kutusudur” dedi. Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, PAGEV’in gündeme taşıdığı ordino tartışması ile ilgili olarak daha önce yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
“Ordino diye ödenmek zorunda kalınan para, aslında hukuksuz bir şey. Yani mevzuatımızda bu paranın ödeneceğine dair hiçbir şey yok. Mecburiyetten ödüyor bunu ihracatçılar ya da ithalatçılar. Bu mecburiyeti ortadan kaldırmamız için bizim biraz sahaya inmemiz lazım. Bu parayı kim alıyor nasıl alıyor birkaç kişinin canını biraz yakarsak, herhalde bunu da çözeriz”. Son olarak Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile gerçekleştirdikleri görüşmede Ordino konusunda destek istediklerini belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Akdağ’ın daha önceki sözlerini de hatırlattı ve “Başbakan Yardımcımız Sayın Recep Akdağ’ın açıklaması konuya kamunun verdiği önemin
en büyük delilidir. Sayın Akdağ ile önceki gün yaptığımız görüşmede, ordino konusunda bu kanun dışı ayak diremenin sona ermesi konusunda destek taleplerimizi paylaştık. İhracatçı ve ithalatçı firmalarımızla oluşturduğumuz güçlü sese kulak veren Bakanlığımız ordino bedelinin kalkması konusunda olduğu gibi diğer liman masraflarında da çok kısa zamanda keyfi ve fahiş fiyatlamaları kaldıracak şekilde düzenlemelere gidecek. Bu konudaki çalışmaların son aşamasına geldiğini de müjdelemek isterim. Başından beri konuya sahip çıkan Sayın Recep Akdağ’a da ithalatçı ve ihracatçılar olarak şükranlarımızı sunuyoruz” diyerek sözlerini bitirdi. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
47
TÜRKİYe-İRAN TİCARETİNDE
FATURA ONAY KRİZİ
48
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV, Türkiye ile İran arasındaki ticareti sekteye uğratan ‘İthalatta Zorunlu Fatura Onayı’ sorununun çözülmesi için iki ülkenin yetkilileriyle bir dizi görüşmelerde bulundu. Faturada onay krizi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran seyahati öncesi çözüme kavuştu.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
49
Zorunlu fatura onayı üretimi sekteye uğrattı PAGEV Başkanı Eroğlu, İran Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Zadboom ile bir araya gelerek Türkiye ile İran arasındaki ticareti sekteye uğratan ‘İthalatta Zorunlu Fatura Onayı’ sorununun çözülmesini istedi.
T
ürkiye ile İran arasında ticareti zorlaştıran “İthalatta Zorunlu Fatura Onayı” kararı fabrikalardaki üretimi durma noktasına getirdi. İran tarafından uygulanmaya konulan yeni onay uygulamasına göre; İran’dan mal alan Türk firmalarının, aldıklara mallara ilişkin faturaları İran’daki Türk konsolosluğuna onaylatması zorunlu hale getirildi. Zorunlu onay
50
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
uygulaması Türk ithalatçısının zaman kaybetmesine ve ek maliyetler yüklenmesine yol açtı. Sorunun çözümüne yönelik girişimlerde bulunan PAGEV, 24 Temmuz’dan itibaren İran’dan yapılan her türlü mal ithalatı sırasında kullanılan faturanın, İran’daki Türk Konsolosluğu’na onaylatılmasını zorunlu hale getiren uygulamanın ertelenmesi için bir
dizi temaslarda bulundu. Firmaların üretimlerini durma noktasına getiren sorunun çözülmesi için yoğun çaba harcayan PAGEV, Ankara İran Büyükelçiliği’nde İran Ticaret Müsteşarı Hamid Zadboom, Ekonomi Müsteşarı Alireza Caferbeyoglu, Mohsen Seifi ve İSİAD Başkanı Mehdi Culazade ile sorunun çözümü için bir araya geldi.
Türkiye - İran ticareti olumsuz etkilendi İthalatta Zorunlu Fatura Onayı sorununun kısa sürede çözüme kavuşturulmasını isteyen Türk plastik sektörünün sivil toplum örgütü PAGEV, İran Ticaret Müsteşarı Hamid Zadboom, Ekonomi Müsteşarı Alireza Caferbeyoglu, Mohsen Seifi ve İranlı Sanayici ve İş Adamları Derneği (İSİAD) Başkanı Mehdi Culazade ile bir araya geldi. Toplantıda PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, İran ve Türkiye arasındaki ticari işbirliği ve ortaklığın köklü bir geçmişe sahip olduğunu ve bu işbirliğinin artarak devam etmesi gerektiğine inandıklarını belirtti. İranlı ve Türk işadamları olarak ticaretin geliştirilmesi yönündeki çabalara katkı vermek konusundaki isteklerini dile getirerek bu konuda her iki devletin de ticareti kolaylaştırıcı çabalarının artması yönündeki taleplerini ilettiler. Bürokratik süreçlerden dolayı yaşanan kayıplar hakkında bilgi veren
Eroğlu, İran’dan Türkiye’ye yapılan ithalatta Konsolosluk onayının zorunlu hale gelmesinin firmaların işbirliğini zorlaştırdığını vurguladı ve sorunun bir an evvel çözüme kavuşturulması konusunda destek istedi. Yine aynı şekilde Kozmetik, Gıda, İlaç ve Tercihli Ticarete Konu sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçı firmalarının da ciddi maddi yüklere ve pazar giriş zorluklarına katlanmak durumunda oldukları gündeme taşındı. UYGULAMANIN AMACI NEYDİ? İSİAD Başkanı Mehdi Culazade özellikle ilişkilerin çok iyi yönde ilerlerken, duraksama yaşanmaması gerektiğini, tam tersine iki ülke menfaatine hızlanarak devam etmesi gerektiğini kaydederek İSİAD olarak iki şapkaya sahip olduklarını hem Türkiye, hem İran’ın kendileri için çok değerli olduklarını belirtti. PAGEV’le bu sorunun çözümü için yoğun çaba gösterdiklerini ve
göstermeye devam edeceklerini iletti. İran Ticaret Müsteşarı Hamid Zadboom ise, PAGEV Başkanı Eroğlu ve İSİAD Başkanı Mehdi Culazade’ye iki ülke ekonomik ilişkilerinin daha da ileri götürülmesi konusunda gösterdikleri ilgi için teşekkür ederek, PAGEV’in daha önce İran İstanbul Konsolosu’yla görüşmeleri ve D-8 Genel Sekreteri Sayın Mousavi ile görüşmelerinin, işadamlarının ülke ilişkilerinin geliştirilmesindeki etkin role güzel örnekler olduğunu belirtti. Kendilerinin de bu sorunun çözümünü istediklerini belirten Hamid Zadboom, İran’a ihracatta tercihli ticarete konu mallarda konsolosluk onayı istemelerinin ana amacının İran’a, Türkiye üzerinden düşük vergiyle mal sokulmasını kontrol etmek olduğunu söyledi. Ortaya çıkan ek maliyetlerin ise bazı ihracatçıların uygulamayı tam bilememesinden dolayı fazla ödeme yapmaktan kaynaklandığını ifade etti. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
51
Onay krizinin çözümü için ortak mücadele PAGEV Heyeti, İran İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi ile İran’dan hammadde ithalatını durma noktasına taşıyan kararın çözümü için görüştü.
P
AGEV, plastik sektörünün İran’dan hammadde ithalatını durma noktasına getiren İthalata ‘İthalatta Zorunlu Fatura Onayı’ kararının çözümüne yönelik girişimlerde bulundu. İran, 24 Temmuz’dan itibaren ülkeden yapılan her türlü mal ithalatı sırasında kullanılan faturanın, İran’daki Türk Konsolosluğu’na onaylatılmasını zorunlu hale getirmişti. Firmaların üretimlerini durma noktasına getiren bu sorunun en kısa sürede çözülmesi için yoğun çaba harcayan PAGEV,
52
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Başkan Yavuz Eroğlu, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Aziz Özay ve Genel Müdür Yağmur Cengiz’den oluşan heyet ile İran Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi ve İSİAD Yönetimi ile bir araya gelerek sorunun çözümü hakkında kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdi. Toplantıya İran İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi’nin yanı sıra İranlı Sanayici ve İşadamları Derneği (İSİAD) Başkanı Mehdi Culazade ve Yönetim Kurulu üyeleri ile Eski
DEİK İran İş Konseyi Başkanı Reza Amuzager katıldı. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ve beraberindeki heyet, İran ve Türkiye arasındaki ticari işbirliği ve ortaklığın köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirterek bu işbirliğinin artarak devam etmesi gerektiğine inandıklarını belirtti. Konunun teknik detayları üzerinde yapılan görüşmelerin ardından bu toplantıların ve iki ülke işadamlarının sorunlarını çözme noktasında bilgi akış ve iletişimin devam etmesi yönünde görüş birliğine varıldı.
Ülkeler arası ticaret
iş birliğiyle arttırılmalı
İran Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi, PAGEV Heyetine, iki ülkenin 160 milyonluk büyük bir pazar oluşturduğunu ve kendilerinin de iki ülke arasındaki ticaretin kolaylaştırılmasını arzu ettiklerini söyledi. İran Ticaret Müsteşarı Mahmoud Ahmedi ile yaptıkları görüşmenin çok olumlu geçtiğini belirten PAGEV Başkanı Eroğlu ise Müsteşar Mahmood Ahmedi’ye ve İSİAD Başkanı Mehdi Culazade’ye davetleri için teşekkür ederek şunları söyledi: “İran ve Türkiye çok köklü bir geçmişe ve ticaret kültürüne sahip iki komşu ülke. Arzumuz bu işbirliğinin önümüzdeki yıllarda daha da geliştirilmesi ve ticaret hacminin mevcut rakamların üzerine çıkarılmasıdır. Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin İran’dan yaptığı ithalat 4,7 milyar dolar oldu. Aynı dönemde Türkiye’nin İran’a ihracatı ise yaklaşık 5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Plastik sektörümüz açısından ticaret hacmine
bakacak olursak; 2016 yılında İran’a ihracatımız 181,3 milyon dolar olurken 400 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdik. Sektörümüz dünyanın 6., Avrupa’nın ikinci büyük plastik üretim merkezi olarak her yıl artan oranda hammaddeye ihtiyaç duyuyor. İran da plastik sektörümüzün hammadde ithal ettiği ülkeler arasında yer alıyor. Bu hammaddeler ülkemizde işlenerek, katma değer oluşturulup, yurt içi tüketime ve ihracat pazarlarına sunuluyor. Bu şekliyle İran ile bu ticaretimiz iki komşu ülke için de olumlu. Ancak bizim için özellikle hammaddeyi ithal edip, katma değerli bitmiş ürünleri İran’a satmamız açısından çok değerli bir ticarettir. Dolayısıyla İthalatta Zorunlu Fatura Onayı uygulaması, İran’dan hammadde tedarik eden, İran’a bitmiş ürün ihraç eden sanayicilerimizi ve ihracatçılarımızı olumsuz etkiledi. Gümrüklerde hammaddeler beklemekte ve bu
hammaddelerle üretim yapacak firmalarımızın üretimleri durma noktasına geldi” dedi. BİRLİKTE ÇÖZÜM BULUNMALI Sorunların çözümünde karşılıklı iyi niyet ve istişarenin önemli olduğuna inandıklarını dile getiren Eroğlu, “Türk iş dünyası olarak iki ülke arasında ticaretin geliştirilmesi yönünde çabalara aktif katkı vermeyi ve bu konuda devletlerimizin kolaylaştırıcı yönde çabalarının artmasını talep ediyoruz. Şu an yaşadığımız güncel bu sorun da çok açık gösteriyor ki bizler sorunlarımızı iş dünyası ve devletler el ele vererek istişare içinde çözebiliriz. Bu açıdan PAGEV Heyeti olarak son derece olumlu geçen bir görüşme gerçekleştirdik. Sorunun çözümü konusunda beklenti ve önerilerimizi dile getirme fırsatı bulduk. Umuyoruz ki en kısa sürede çözüm yolunda karşılıklı atımlar atılır” dedi. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
53
Ticaretin önündeki engeller kaldırılmalı
Türkiye ve İran arasındaki ekonomik ilişkilerinin arttırılması ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için çalışmalar yürüten Yavuz Eroğlu Başkanlığında PAGEV Heyeti, D-8 Sekreteri Musavi ile biraraya geldi.
T
ürkiye ve İran toplamda 160 milyonluk büyük birer pazar. İki komşu ülke arasındaki ticaretin daha da arttırılması ve ekonomik ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik çalışmalar yürüten PAGEV, Gelişmekte Olan Ülkeler Teşkilatı (D-8 -Developing Eight Organisation) Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi ile bir araya geldi. Yavuz Eroğlu Başkanlığındaki PAGEV Heyeti, D-8’in iki ülke arasındaki ilişkilerin arttırılması için aktif rol oynamasına dair talepte bulundu. PAGEV Heyeti, D-8 Genel Sekreteri Musavi ile bir araya gelerek, ticaretin kesintisiz sürmesi için yapılabilecek çalışmaları müzakere
D-8, (Developing Eight -Gelişmekte Olan Ülkeler Teşkilatı), 8 Üye ülkeden oluşan uluslararası bir kuruluş. 1997 yılında kurulan D-8’de Türkiye’nin yanı sıra İran, Mısır, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya ve Nijerya yer alıyor. D-8 içinde yer alan ülkeler aynı zamanda İslam İşbirliği Örgütü nün de
54
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
etti. PAGEV Başkanı Eroğlu, sektör olarak İran’la geçmişten bu yana devam eden ticari ilişkileri, sekteye uğratacak olan uygulamaların iki ülke ticaretine olumsuz yansıyacağını belirterek, D-8 Genel Sekreterliği’nin ülkelerarası işbirliğinin geliştirilmesine yönelik girişimlere katkı vermesini talep etti. İran’ın plastik sektörünün hammadde ithal ettiği ülkeler arasında önemli bir yer aldığını hatırlatan Eroğlu, ithal edilen hammaddelerin Türkiye’de işlenerek, tüketime ve ihracat pazarlarına sunulduğunu söyledi. Bu şekliyle İran ile süren ticaretin iki komşu ülke için de olumlu olduğunu söyleyen Eroğlu, İran’dan hammadde tedarik
eden, İran’a bitmiş ürün ihraç eden sanayicilerimiz ve ihracatçılarımızın Zorunlu Fatura Onayı uygulaması neticesinden olumsuz etkilendiğini söyledi. PAGEV heyeti ile görüşen D-8 Genel Sekreteri Seyid Ali Muhammed Musavi, ülkesi ile Türkiye arasında ticari ilişkiler konusunda ilgili devlet yetkilileri ile görüşerek, işbirliğinin geliştirilmesi için çalışacaklarını söyledi. Ayrıca PAGEV’in çalışmalarını yakından takip ettiklerini belirten Musavi, son olarak Mısır ‘da gerçekleştirilen D-8 Bakanlar Toplantısına, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın davetiyle katılan PAGEV’e yoğun çalışmalarından dolayı teşekkür etti. P
üyeleri. D-8 üyeleri tabii kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde önemli konum arz ediyor. D-8 girişiminin başlatılmasındaki amaç; büyük bir ekonomik potansiyeli, çeşitli kaynakları, geniş bir nüfus ve coğrafi alanı temsil eden 8 ülke arasında ticaret
ilişkilerinde yeni fırsatlar yaratmak ve çeşitlendirmek, uluslararası düzeyde karar alma sürecine katılımı artırmak, daha iyi hayat şartları sağlamak, somut ortak projeler etrafında ekonomik işbirliğini geliştirmek ve gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki durumlarını güçlendirmek.
BİR SİSTEM ORTAĞI
BİR SÜREÇ ZİNCİRİ
BİR KALİTE GÜVENCESİ
BİRBİRDEFALIK SORUMLU BİR PROJE
BİR KONSEPT
BİR ÇÖZÜM
Makine, çevre, süreç - bunları sizin için yapıyoruz. Anahtar teslim çözümlerimizle zorlu üretim görevlerinin planlanmasını ve uygulanmasını üstleniyoruz. Böylece siz esas olana odaklanıyorsunuz: Müşterileriniz.
www.arburg.com.tr
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
55
ÇÖZÜM ODAKLI BAKAN
İki ülke arasındaki “İthalatta Zorunlu Fatura Onayı” krizini, “mütekabiliyet” sürecini çok etkin kullanarak çözen, Sanayici ve ihracatçı kökenli Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye ekonomisinin önünü açtı.
Zorunlu konsolosluk tasdik şartı kaldırıldı T
İran’la çalışan Türk sanayicisine bürokratik ve maliyet yükü getiren “İthalatta Zorunlu Fatura Onayı” şartı resmen kaldırıldı. Üretimi durdurma noktasına getiren tasdik şartının kaldırılması, sanayici tarafından memnuniyetle karşılandı.
ürk ihracatçılarının, İran’dan ithal ettikleri malları İran’daki Türk konsolosluğuna tasdik ettirmelerini öngören “İthalatta Zorunlu Fatura Onayı” gelen tepkiler üzerine kaldırıldı. PAGEV’in gündemde tuttuğu ve kaldırılması için pek çok girişimde bulunduğu tasdik şartından vazgeçilmesi sanayiciye derin bir nefes aldırdı. Türk sanayicisi, iki aydır İran’la ihracatı güçleştiren zorunlu konsolosluk onayı ile ilgili sorun yaşıyordu. Tasdik şartının üretimi sekteye uğratması üzerine devreye giren PAGEV, başta Ekonomi Bakanlığı olmak üzere
56
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
sivil toplum kuruluşları, İran’lı üst düzey yetkililer ve İran’lı sanayicilerle bir dizi temaslarda bulunarak sorunun çözümüne katkı vermiş ve sanayicinin lehine inisiyatif almıştı. Gerçekleştirilen temasların ardından Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda yapılan Türkiye-İran üst düzey heyetler arasındaki görüşmeler neticesinde; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran’a yapacağı çalışma ziyareti öncesi iki ülke sanayici ve iş adamlarına maliyet ve bürokratik engel oluşturan konsolosluk fatura tasdik zorunluluğunun kaldırılması
noktasında mutabakata varıldı. Ardından iki ülke yetkilileri arasında varılan mutabakat yazılı hale getirildi. İthalatta Zorunlu Fatura Onayı’nın kaldırılmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “başta Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci olmak üzere, Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız ile bürokratlarımıza ve İranlı mevkidaşlarına sorunun çözümü için gösterdikleri çaba için teşekkür ediyoruz. Kararın, ekonomimize ve üretim camiamıza hayırlı olmasını dileriz” dedi. P
PAGEV’in 19 Ekim tarihli Sabah Gazetesi’nde yayınlanan teşekkürü PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
57
58
KEYFİ TARTIM ÜCRETİNE SON
PAGEV Türkiye’de ihracat yapan tüm sektör firmalarını yakından ilgilendiren önemli bir sorunu çözüme kavuşturdu.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Liman işletmeleri ve acenteler tarafından yapılan haksız tartım ücreti (VGM/DBA) kesintisi ile ilgili PAGEV’in şikâyetlerini gündemine alan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı dolar bazındaki ücret uygulamasına son verdi. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
59
olmayan ihracatçılardan ise tartım hizmeti veren liman işletmesi, konteyner başına eskisi gibi 70 dolara varan keyfi uygulama yapamayacak, maksimum 60 TL ücret tahsil edebilecek. Yapılan bu düzenleme ile sektör farkı gözetmeksizin ihracat yapan tüm firmaların üzerindeki yük kalkacak. Yıllık 200 milyon TL’lik kaynak ihracatçının cebinde kalacak. Ayrıca düzenleme ile tüm tartım hizmeti verenlere kayıt altına girme zorunluluğu getirilirken genelgeye uymayanlar sistem dışına atılacak.
T
ürkiye’de deniz ulaşımı ile ihracat yapan tüm sektörleri ilgilendiren limanlarda keyfi tartım ücreti sorunu çözüme kavuştu. Tüm sektörleri olduğu gibi plastik sektörünü de yakından ilgilendiren bu sorunun çözümünde Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) önemli bir rol oynadı. Solas Sözleşmesi gereği taraf olan tüm ülkelerde gemilere yüklenecek dolu konteynerlerin brüt ağırlıklarının yükleten tarafından tespit edilerek doğrulanması zorunludur. Bu kapsamda, doğrulanmış brüt ağırlık bilgisi bulunmayan dolu konteynerler gemilere yüklenmiyor. Söz konusu SOLAS Kuralını ülkemizde etkin bir şekilde uygulayan Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı’nın bir yönergesi bulunuyor. Ancak liman işletmeleri ve acenteler, yönergeye uymuyor, keyfi uygulamaları ile ihracatçılardan haksız tartım ücreti (VGM/DBA) talep ediyorlardı. Yönergeye göre kendisine ait tartı aletiyle konteynerlerin doğrulanmış brüt ağırlığını tespit eden ihracatçılardan bir bedel alınmayacağı belirtilmiş olmakla birlikte bazı acente ve hat operatörleri bildirim adı altında konteyner başı 5 ila 7 dolar ücret alıyordu. Yıllık yaklaşık
60
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
3,5 milyon konteyner kullanan ihracatçılardan ortalama 5 dolarlık bir kesintiyle ihracatçıdan alınan bu bedel 60 milyon lira seviyelerine ulaşıyordu. 200 MİLYON TL İHRACATÇININ CEBİNDE KALACAK Ayrıca kendi tartısı olmayan ihracatçıların limanlardaki kantarlarda yapılan ağırlık tespitlerinde 25 ila 70 dolara varabilen keyfi fiyatlamalara maruz kalınıyordu. Konteyner başına ortalama 25 dolar alındığında bu rakam senelik 300 milyon lira ek yüke neden oluyordu. Liman işletmelerinin yaptığı söz konusu tartım kesintisinin yönetmeliğe aykırı ve kontrolsüz olması bu haksız kesintinin yeniden düzenlenmesi için PAGEV ve sivil toplum kuruşlarının şikayetlerini değerlendiren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı dolar bazında alınan tartım ücreti uygulamasına son verdi. Bakanlığın yaptığı yeni düzenlemeye göre bundan sonra tüm sektörlerde faaliyet gösteren, kendi tartısı olan ihracatçılardan liman işletmesi herhangi bir isim altında bildirim ücreti, DBA ücreti veya farklı bir ücret tahsil edemeyecek. Kendi tartısı
BAKANLIK EL ATTI İHRACATÇI NEFES ALDI Liman işletmelerinin yönetmeliğe aykırı ve kontrolsüz yaptığı tartım kesintisi ile ilgili ihracatçıların şikâyetlerini dile getirdiklerini söyleyen PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “PAGEV olarak konuyu öncelikle sektörümüzün yasayla kurulmuş en üst yapısı TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisimizde gündeme taşıdık. Bu konunun çözümlenmesi noktasında meclisimizde tüm sivil toplum kuruluşlarımızın onayıyla tavsiye kararı aldık. Bu tavsiye kararı çerçevesinde Bakanlığımızla irtibata geçip taleplerimizi kendilerine ilettik. Bakanlığımız da konuyu değerlendirerek bizleri haklı buldu. İhracat üzerine yapılan olumsuz etkinin yok edilmesi, sürdürülebilir rekabetin korunması, istihdama katkı sağlanması, limanlarda yaşanan zaman kaybının önlemesi adına 20 Şubat’ta yayınladığı genelge ile ihracatçılarımıza destek verdi” dedi. İhracatçıların yaşadığı sıkıntıların takipçisi olarak yaşanan bu sorunun çözüme kavuşturulmasından dolayı büyük memnuniyet duyduklarını belirten Eroğlu, “Beklediğimiz bir karardı. Bu konu üzerinde çok durduk. Sonucunda bakanlık taleplerimizi haklı buldu. Bundan sonra limandaki tartılar lisanslanacak. Kararı uygulamayan tespit edilirse yaptırım uygulanacak. Bir önceki düzenlemeye göre yaptırım gücünün artması olumlu bir gelişme. İhracatçının önemli bir sorunu daha çözülmüş oldu” diyerek sözlerine son verdi. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
61
İhracatçı evrak masraflarına OECD’den 6 kat fazla ödüyor
Türkiye’de ihracatçıdan alınan evrak masraflarının yüksek olduğunu söyleyen PAGEV Başkanı Eroğlu, ordino bedelinin kanunsuz olduğunu ve kaldırılması için Bakanlık, STK ve sektörle iş birliği yaptıklarının altını çizdi.
D
ünya Bankası tarafından yayınlana ‘İş Yapabilirlik Raporu’na göre Türkiye, gümrük ve evrak masraflarında dünyadaki en zengin ülkelerin yer aldığı OECD’nin 6 kat fazlasını ödüyor. Gümrüklerdeki evrak masraflarının kıyaslandığı raporda ilginç veriler yer alıyor. Rapora göre gümrüklerde evrak masraflarında Türkiye, OECD ülkelerinin (En zengin ülkeler) 6 katı bedel ödüyor. Raporun, Türkiye’deki ihracatçının ödediği yüksek evrak bedellerine işaret ettiğini belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, gümrüklerde alınan ordino bedelinin de kanunda yeri olmadığını ancak yıllardır bu bedelin ihracatçıdan alınmaya devam edildiğini ifade etti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ordino bedelinin kaldırılmasına dönük gümrüklere yazı yolladığını hatırlatan Eroğlu, haksız bir bedel olan ordinonun kaldırılmasına yönelik yürüttükleri çalışmaları
62
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Gümrük TV’ye verdiği röportajda anlattı. PAGEV ordino konusunda nasıl harekete geçti? Ordinoya ilişkin ilk şikâyetler bize firmalar üzerinden gelmişti. Firmaların gümrük müşavirleri, PAGEV’e ‘Siz STK olarak bu sorunun çözümüne nasıl katkı sunabilirsiniz?’ dediler. Peki Türkiye’de pek çok Sivil Toplum Kuruluşu varken neden PAGEV bu sorunun çözümünde öne çıktı? Bizler STK olarak ihracatçılarımızı olumsuz etkileyen sorunla ilgili sağımıza-solumuza bakmak yerine ‘çözüm bulmak için biz varız’ dedik ve 2000 yılından beri çözülmemiş bu kronik sorunun halledilmesi için temaslarımıza başladık. Biliyorsunuz 1998 yılında mevzuat değişikliği yapıldı. 2000’li yıllardan beri aslında bu konu gündemdeydi. Birçok kurum ve kişi, ‘Ordino bedeli yanlış, bunu kaldıralım’ diyerek bu hatalı uygulamayı sona erdirmek için çaba göstermiş. Ama sonuç
alınamamış. Sorun bizlere iletilince bir çalışma yaptık. Bu süreç yaşanırken OECD, dünyada ülkelerin ‘İş Yapabilirlik Raporu’nu yayınlandı. Gümrüklerdeki evrak masraflarının kıyaslandığı raporda ilginç veriler yer alıyordu. Rapora göre gümrüklerde evrak masraflarına Türkiye, OECD ülkelerinin (En zengin ülkeler) 6 katı bedel ödüyor. Tek başına bu rapor bile Türkiye’de gümrük masraflarının çok yüksek olduğunu koymaya yetiyor. İthalatta, ihracatta yapsanız maliyetler yüksek ve bu yüksek maliyetler sonuç itibariyle tüketiciye yansıyor. Oysa biz Türkiye olarak ihracatımızı arttırmak istiyoruz. Dövize ihtiyacımız var. Dış ticaret açığımız var. Dolayısıyla maliyetleri düşürüp ihracatın önünü açmak için ihracatçının önündeki engelleri kaldırmamız gerekiyor. Özetle OECD raporunda da yer aldığı üzere gümrüklerde ciddi maliyet sorunumuz vardı.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
63
Peki neler yaptınız? Öncelikle tarafların doğru bilgilendirilmesi gerekirdi. Bu anlamda evvela Bakanlıklarımız, ardından Sivil Toplum Kuruluşlarımız ve eş zamanlı olarak sektörümüze bilgilendirici yazı yolladık. Kendilerinden destek talep ettik. Kimler mi dersiniz? TİM, TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD, TÜMSİAD ve Türkiye’de ne kadar önemli kurum varsa hepsinin dikkatini bu konuya çektik. ‘İhracatçının ordino sorunu var, birlikte çözüm üretilmesi gerekiyor’ dedik. Kamuoyu oluşturmanın bir ayağı da firmalarımızdı. Firmalarımızın bazıları bunu devlet bizden alıyor diye düşünüyor. Halbuki bunu devlet almıyor. Acentelerin uyguladığı bir bedel. Bu bedelin doğru hukuki bir zemini de yok. Biz ne yaptık? Kamuoyu oluşturmak adına basın yoluyla bilgilendirme yaptık ve bu yanlışın düzeltilmesi gerektiğini anlattık. Sadece sorunu dillendirmedik, çözüm önerimizi de sunduk. Ardından güzel gelişmeler oldu. TİM Başkanı, “Bu iş yanlıştır, kaldırılması lazım” şeklinde açıklama yaptı. Başbakan Yardımcımız Sayın Recep Akdağ, ‘Bu ordino bedeli kanun dışıdır. Hukuksuzdur. Bunu yapanlar için birkaç kişiyi cezalandırmak lazım. Herhalde bu sorunu öyle çözeriz’ diyerek işin yanlışlığını, ücreti alanların da sanayiciye verdiği zararı hükümet tarafından çok açık bir şekilde ortaya koydu. Fakat sonuç hemen
64
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
alınamadı. Bizim de bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Biz burada çok enteresan bir şey gördük. ‘Mevzuatta 1998’den beri yok’ deniyor ama gümrüklerin bazılarında hala ordino isteniyor. Uygulamada ordino isteniyor olması çözülmesi gereken bir konu. Devlet ‘ben bunun içinde değilim’ diyor ama ordino bedeli alınıyor. Sayın Bakanımız, Müsteşarımızı ve Gümrükler Genel Müdürümüzü ziyaret ettik. Toplantılar yaptık. Gerçekten onlar da konuya sağduyu ile yaklaştı. Sanayicinin sorununa ülke meselesi olarak yaklaştılar, incelediler. Bunların sonucunda da tüm gümrükleri içeren bir yazı yayınladılar. Tüm gümrüklere yollanan yazıda Ordino uygulamasının tamamen kaldırıldığı belirtildi. Buraya kadar gayet güzel ancak bugün bana gümrük müşavirlerimizden, firmalarımızdan bilgiler geliyor. Diyorlar ki, “Görülüyor ki ordino uygulaması hakkında, Gümrüğün kendisinde istenmiyor ama gümrüklerin ambarları var. Limanlar şu an işletiyor. Gümrük ambarları, acenteden ordino getir diye bize hala talepte bulunuyorlar. “Bu kalktığı halde böyle talepler var. Şimdi Bakanlık gayet açık bir yazı yayınlamış. Diyor ki; Konşimento ile birlikte teslim et artık ordino istemiyorum. Uygulamada da istemiyorum. Memurlarımda da böyle bir hata yapan varsa bunları uyarıyorum. Bundan sonra kanun etrafından dönme çalışmalarını
doğru bulmuyoruz. Biz ne yapalım diyorlar. Bakanlık istemese bile biz bunun ismini değiştirelim. Bu anlamsız bir vakit kaybı hiç gerek yok. Böyle bir sonuca varamazlar. İkinci olarak diyorlar ki, Bakanlık istemiyor ama Gümrük Ambarları özelleştirildi ya işletmesini özel şirketler aldı. O zaman biz burada işlem biterken fiş verilecekken diyelim ki senin acente ordinon yok diyip firmayı oraya yönlendirip firmaları o bedeli ödetmeye zorlamaya çalışıyorlar. Çok yanlış ve hukuk dışı bir şey. Gümrük Ambarının işletmesini almış olmak demek, Gümrük Mevzuatının dışında hareket edebilirsin anlamına gelmiyor. Kendileri devlet ile yaptıkları sözleşmelere bakarlarsa, gümrük mevzuatına, yürürlüklerine uyacağım diyor.Dolayısıyla Bakanlık bu yazıyı yazdıktan sonra Gümrük Ambarından git, tekrar al demek aslında kanun dışı bir davranış. Bunun da ister istemez düzeleceğini düşünüyoruz.
Ordino konusunda firmalar nasıl bir stratejiyle hareket etmeli? Başbakan Yardımcımız Sayın Akdağ, ‘Biz sahaya inip bu konuda kim para alıyorsa, bu birkaç kişinin canını yakarız bu iş de çözülür’ şeklinde açıklama yaparak tepkisini ortaya koydu. Ama biz diyor ki; firmalarımız, gümrük müşavirlerimiz, acentemiz ve liman işletmemiz hepimiz bir bütünüz. Hepimiz Türkiye ekonomisinin birer parçasıyız. Belli ki burada yanlışlık var. Bakınız bizden 4 kat zengin olan OECD ülkelerinden 6 kat daha fazla bedel ödüyoruz. Sizce bu doğru mudur? İhracatçımız bu maliyetlerle nasıl mücadele edebilir ki? Dolayısıyla ordino ücreti kaldırılmalı ve ülkenin ihracatı artmalı, ithalatı artmalı. Gümrüklerdeki iş hacmi yükselmeli. Netice itibariyle kanun dışı bir durum var. Biz bununla ilgili çalışıyoruz. Bakanlığımız, Başbakanlığımız konuyla ilgileniyorlar. Madem kanun dışı durum var, ihracatçı firmalarımız ödeme yaparken itiraz yani çekinceli ödeme sistemini kullansın. Bu şekilde ordinoda ısrar edenlere yapılan ödemelerde hukuki hak korunmuş ve geriye dönük para alma yolu açılmış olur. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
65
TÜRKONFED Başkanı Kadooğlu’ndan
Eroğlu’na destek
TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu’nu ziyaret eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, İKMİB başkanlığına adaylığına destek almaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
T
ürkiye’de iş dünyasının en büyük çatı kuruluşu olan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Tarkan Kadooğlu’nu ziyaret eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu; üretim ve ihracat gücünün öne çıktığı görüşmede Kadooğlu’nun birikiminden istifade ettiklerini söyledi. Nisan ayında yapılacak ihracatçı birlikleri seçimlerinin de gündeme alındığı ziyarette İKMİB başkanlığına adaylığıyla ilgili Kadooğlu’ndan destek almaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Eroğlu, Nisan ayında gerçekleştirilecek
66
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
ihracatçı birlikleri seçimlerini kazanarak, İKMİB yönetiminde büyük bir değişimi başlatacaklarını söyledi. TÜRKONFED’in 75 milyar dolarlık ihracat gücüyle ülke ekonomisine önemli katkı sağladığına işaret eden Eroğlu, başkan adayı oldukları İKMİB’de seçilmeleriyle birlikte ihracatçının önünü açmak için bir dizi stratejik projeyi hayata geçireceklerine işaret etti. TÜRKONFED Başkanı ve aynı zamanda Kadooğlu Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Kadooğlu’nu ziyaret ettikten sonra bir açıklama yapan Eroğlu, “Değişime inan,
Birliğe oy ver” mottosu ile seçim kampanyası yürüttüklerini söyledi. 2018 Nisan ayında yapılacak seçimlere tüm ihracatçıların katılması gerektiğini ve bunun aslında önemli bir milat olacağını söyleyen Eroğlu şöyle konuştu: “İhracatçılar olarak yaptığımız her ihracatın belirli bir yüzdesi İKMİB’e kesinti olarak aktarılıyor. Bizlerden yapılan bu kesinti yıllık toplam 25 milyon TL’yi buluyor. Biz ihracatçılardan yapılan zorunlu kesintilerin karşılığı olan hizmetler İKMİB tarafından verilmiyor. Tam da bu nedenle yönetime aday olup artık değişim zamanıdır dedik” P
EVSİD Başkanı Burak Önder:
Eroğlu’nu İKMİB için fırsat olarak görüyoruz
İKMİB Başkanlığına adaylığını açıklayan SEM Plastik Genel Müdürü Eroğlu’na, PAGEV’den sonra Ev ve Mutfak Eşyaları sektörünü temsil eden EVSİD’ten de destek geldi.
Y
enilik ve değişim çağrısı ile İKMİB Başkanlığına aday olan Sem Plastik Genel Müdürü Yavuz Eroğlu, plastik sektörünün yanı sıra kimyanın farklı üretim kollarını temsil eden sektörlerden aldığı destekle güçleniyor. Elektrikli ev aletleri, metal, plastik, cam, ahşap gibi ev ve mutfağa dair her alanda faaliyet gösteren üreticileri çatısı altında buluşturan Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) de Eroğlu’na destek verdiğini açıkladı. EVSİD, yaklaşık 2.3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörden
148 üyeye sahip. Görev süresi Nisan ayında bitecek olan İKMİB Başkanı Murat Akyüz de EVSİD üyeleri arasında yer alıyor. Türkiye ve yurt dışında sektörün gelişimi adına birçok çalışmayı hayata geçiren EVSİD, ev ve mutfak eşyaları ihracatının artırılması için ticaret heyetleri, uluslararası fuarlara katılım organizasyonları ve UR-GE projeleri gerçekleştiriyor. EVSİD DEĞİŞİM ÇAĞRISINA KULAK VERDİ Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim
Kurulu Başkanı Burak Önder, Eroğlu’na verdikleri destekle ilgili şunları söyledi: “Eroğlu’nu kimya sektörü ve İKMİB için büyük bir fırsat olarak görüyoruz. Eroğlu, genç ve mücadeleci aynı zamanda üretken bir yapıya sahip. PAGEV Başkanlığı süresince son derece başarılı çalışmalar yaptı ve örnek bir STK başkanlığı sergiledi. Sektörümüzün, ihracatımızın ve ülkemizin Eroğlu gibi yeni yüzlere, başarılı iş adamlarına ve sivil toplum gönüllülerine ihtiyacı var. Biz de EVSİD olarak bu nedenle Eroğlu’na destek verme kararı aldık. Kendisinin değişim çağrısına inanıyor ve güveniyoruz.’’ P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
67
İHRACATÇI PEŞİNİ BIRAKMADI
KIRMIZI HAT CEZASI 5 BİN TL OLDU
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, dış ticarette firmaların sırtına yüklenen ekstra masraflardan biri olan Kırmızı Hat sorununun çözümü için verilen mücadele sonucu cezanın 5 bin TL’ye yükseldiği ve böylece dış ticaret firmalarının yıllık 250 milyon Liralık yükten kurtulduğunun müjdesini verdi.
68
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
G
ümrük işlemlerindeki ekstra masraflardan ihracatçı da ithalatçı da şikayetçi. Farklı isimler adı altında onlarca belge ve işleme yapılan ödemeler milyonlarca lirayı buluyor. Dünya Bankası’nın araştırmasına göre gümrüklerde firmalara ülkemizden 4 kat daha zengin OECD ülkelerinden 6 kat fazla evrak bedeli yükleniyor. Dış ticarette sadece Kırmızı Hat uygulamasından firmaların kaybı yıllık 250 milyon TL’yi buluyor. TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Meclisi ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, dış ticarette firmaların sırtına yüklenen ekstra masraflardan biri olan Kırmızı Hat sorununun çözümü için verilen mücadele sonucu cezanın 5 bin TL’ye yükseldiği ve böylece dış ticaret firmalarının yıllık 250 milyon Liralık yükten kurtulduğunun müjdesini verdi. Türkiye 2017 yılında 157 milyar dolarlık ihracata imza atarken aynı dönemde 234 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. İhracatta konteynerlerin ortalama yüzde 5’i, ithalatta ise yüzde 18’i Kırmızı Hat’a düşüyor. Kırmızı Hat, bu hatta düşen malların Gümrük idaresince daha detaylı kontrol edilmesi anlamına geliyor ki Gümrük idaresi de bu kontrol işlemi sırasındaki hizmetleri Liman işletmelerinden alıyor. Liman işletmeleri ise bu zorunlu işlemler sırasında tahmil, tahliye, ardiye, saha içi taşıma ücretleri ve benzeri masraflar için firmalardan fahiş bedeller tahsis ediyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından 2014 yılında yayımlanan Liman Hizmet Tarifesinin Belirlenmesi konulu 2014/29 Genelge, bu ilmeler için tavan fiyatı belirlemiş ve bunlara uyma zorunluluğu getirmişti. Ancak kurala uymama cezası 102 TL gibi komik bir rakam olunca Liman İşletmeleri kurala uymayıp şikayet gelirse cezayı ödeyip kurtuluyordu. TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Meclisi ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, bu cezanın caydırıcı hale getirilmesi taleplerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı nezdinde karşılık bulduğu ve cezanın 5 bin TL’ye çıkarıldığının müjdesini verdi. Böylece yıllık 250 milyon TL’yi bulan bu haksız kazanç dış ticaret firmalarımızın cebinde
kalacak diyen Eroğlu, şunları söyledi: “Kırmızı Hat sorunu konusunda, geçen sene Meclisimizin yaptığı toplantıda cezanın caydırıcı hale gelmesini Bakanlığımızdan talep ettik. Nitekim 10 Mart 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kanunla bu talebimiz kabul gördü ve ceza işlem başına 5 bin TL’ye yükseldi. Kırmızı Hat’a düşen malların kontrolü için Liman İşletmelerinin yaptığı zorunlu işlemlerden kaynaklı hizmetler
ücreti, ordino bedeli gibi firmalara ekstra yükler bindiren sorunların çözümü konusunda gerek PAGEV Plastik Sanayicileri Vakfımız gerekse TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Meclisimiz nezdinde aktif bir politika izliyoruz. İhracatın kolaylaştırılması ve maliyetlerin azaltılması ilgili bu süreçlere verdikleri destek için Ekonomi Bakanlığımız Nihat Zeybekçi’ye şükranlarımızı sunuyoruz. İhracatın
için talep edilen fahiş bedeller cezanın 5 bin TL’ye yükseltilmesi ile son bulacak. Böylece yıllık 250 milyon TL’yi bulan haksız kazanç dış ticaret firmalarımızın cebinde kalacak. Dış ticaretin ana unsuru olan lojistik maliyetleri gün geçtikçe artıyor. Limanlarla bağlantılı lojistik işlerinde tekelleşmeye varan yapılar bu maliyetlerde önemli paya sahip ve bunları elbirliği ile çözmemiz gerektiğine inanıyoruz. Ekstra yükler sadece sanayiciye değil ülke ekonomisine yüktür. Kırmızı Hat, tartım
önündeki engelleri birer birer kaldırana kadar sorunların çözümü için mücadele etmeye kararlıyız”. 10 Mart 2018 Tarihli ve 30356 Sayılı Resmî Gazete 7099 sayılı Kanunla Gümrük Kanunu 218 ve 241. maddelerine eklemeler yapıldı. -Bu Kanunun 218 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Bakanlıkça belirlenen azami bedellere uyulmaması halinde her bir işlem için beş bin Türk lirası usulsüzlük cezası uygulanır. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
69
PAGEV YÖNETİMİ
GÜVEN TAZELEDİ 70
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV Genel Kurulu’nda Eroğlu’nun listesindeki isimler Yönetim Kurulu’na 3 kat fazla oy alarak seçildi. Bu sonuç aynı zamanda İKMİB seçimleri öncesi plastik sektöründeki eğilime işaret etti.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
71
P
lastik sektörünün dinamizmi ve büyümesini sürdürmesi için pek çok projeye imza atan, sektörü uluslararası platformda başarıyla temsil eden Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın (PAGEV), Genel Kurul Toplantısı, Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde üyelerin geniş katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda görev süreleri dolan üç yönetim kurulu ve bir denetim kurulu üyeliği için seçim yapılırken PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu’nun desteklediği liste sektör temsilcilerinden tam destek almayı başardı. Başkan Yavuz Eroğlu, geçen seneki Genel Kurula rakipsiz olarak girmiş oybirliği ile yeniden PAGEV Başkanlığına seçilmişti. Genel Kurul’da da güven tazeleyen ve plastik sektörünün desteğini arkasına alan Başkan Eroğlu, böylece üçüncü kez yapılan ara seçimlerin her birinde desteklediği adayların kazanmasını sağlamış oldu. Genel Kurulda yapılan seçim sonrası PAGEV Yönetim Kurulu şöyle şekillendi; PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Birinci Başkan Yardımcısı Ahmet Meriç, İkinci Başkan Yardımcısı Ali Zeki Karadeniz. Sayman Üye Abdullah Karatepe, Sekreter Üye Aziz Özay, Burak Önder, Eren Ünlü, Orhan Göçer, Oğuzcan Çetinalp, Cevat Taşkan ve Alper Varınca Yönetim Kurulu Üyesi.
72
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
3 KAT OYLA FARK ATTI PAGEV Genel Kurulu, İhracatçı Birlikleri ve Oda Seçimleri öncesi plastik sektörünün nabzını tutması bakımından önemli bir işaret niteliğindeydi. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, toplantıda yaptığı konuşmada PAGEV’in ihracatçı birlikleri ve oda seçimlerindeki gücünü zayıflatmak için halihazırda birlik yönetimindeki tüm grupların bir araya gelerek seçim öncesi karalama kampanyaları yaptıklarını ancak Genel Kurulun bu içi boş karalamalara neredeyse üç katı bir oy farkıyla cevabını verdiğini belirtti. Eroğlu, “PAGEV her dönem sektörün üst kuruluşları olan İhracatçı birlikleri ve Odalarda aktif bir çalışma içinde olmuştur. Bu aktivitesini de bir adım yukarı taşıyacaktır. Genel Kurulumuzdan aldığımız tam destekle hızımızı daha da arttırarak yolumuza devam edeceğiz” dedi. P
PAGEV YÖNETİM KURULU Başkan Yavuz Eroğlu 1.Başkan Yardımcısı Ahmet Meriç 2.Başkan Yardımcısı Ali Zeki Karadeniz Sayman Üye Abdullah Karatepe Sekreter Üye Aziz Özay Yönetim Kurulu Üyesi Burak Önder Yönetim Kurulu Üyesi Eren Ünlü Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Göçer Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzcan Çetinalp Yönetim Kurulu Üyesi Cevat Taşkan Yönetim Kurulu Üyesi Alper Varınca Yönetim Kurulu Yedek Üye Ömer Ertemiz Yönetim Kurulu Yedek Üye Yusuf Pala Yönetim Kurulu Yedek Üye Murat Erkan Yönetim Kurulu Yedek Üye Hamdi Yazır Yönetim Kurulu Yedek Üye Abdurrahim Bekgöz Yönetim Kurulu Yedek Üye İlker İnan PAGEV DENETİM KURULU Ahmet Şekeroğlu Dursun Cemal Bak Şaban Gülbahar PAGEV DENETİM KURULU YEDEK Kazım Öztürk Aziz Turan Ersoy Kaya
BİRLİKTE DAHA DA İLERİYE ABS | ASA | EVA | HDPE | LDPE | MB | PA6 | PA6.6 | PA6.10 | PBT | PC | PC/ABS | PC/PBT | PC/PET | PC SHEETS & FILMS | PEEK | POM | PPA | PPCOM | PPCOPO | PPHOMO | PPO | PPRACO | PPS | SAN | SBC | SMMA
®
Tel. + 90 216 575 85 49 gght@guzmanglobal.com www.guzmanglobal.com
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
73
PAGEV Danışma Kurulu
sektörün geleceğini konuştu PAGEV ve sektörün geleceği adına öngörü ve önerilerinin değerlendirildiği toplantıda, plastik sektörünün gelişimi, önündeki engeller ve çözüm önerileri masaya yatırıldı.
74
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
P
AGEV’in ve plastik sektörünün geleceğinin şekillenmesi adına vizyon oluşturan PAGEV Danışma Kurulu’nun toplantısı 20 Ocak 2018 tarihinde Pullman İstanbul Hotel’de gerçekleştirildi. PAGEV Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nurseli Uyanık başkanlığında toplanan Danışma Kurulu’na, PAGEV Yönetim Kurulu’nun yanı sıra meslek alanında geniş bilgi ve deneyimleri ile tanınmış, çalışma ve eserleriyle öne çıkan yetkin isimler ve akademisyenler katıldılar. PAGEV ve sektörün geleceği adına öngörü
ve önerilerinin değerlendirildiği toplantıda plastik sektörünün gelişimi, önündeki engeller ve çözüm önerileri de masaya yatırıldı. PAGEV Danışma Kurulu toplantısında; plastik sektörünün katma değeri yüksek ürünler üretmesi için yapılması gereken çalışmalar değerlendirilerek, uygulanacak aksiyonlar da değerlendirildi. Bununla birlikte plastik sektörüne güç verecek olan petrokimya yatırımları konusunda PAGEV olarak kamu nezdinde sürdürülen çalışmalara ışık tutacak
öneriler de detaylı biçimde ele alındı. Kalkınma Bakanlığı tarafından organize edilen Kimya Sanayi 11. Kalkınma Planı görüşmeleri sonrası oluşan raporla ilgili olarak da fikir ve katkılar alındı. Danışma Kurulu’na katılan tüm üyelerin sektör ve PAGEV ile ilgili görüş ve önerilerini aktarma fırsatı buldukları toplantıda; plastik eğitimi, nitelikli personel, istihdam ve katma değerli ürün, petrokimya yatırımları, PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi gibi önemli konular hedef ve sonuç odaklı olarak ele alındı. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
75
PAGEV, EVSİD ve ACTIONCOACH İşbirliğinde
İhracat Semineri gerçekleşti
P
AGEV, eğitim misyonu kapsamında kurduğu PAGEV AKADEMİ ile proseste verimliliği sağlamak, yüksek maliyetleri düşürmek, karşılaşılan sorunların doğru ve zamanında çözülmesini sağlamak amacıyla, teknik eğitimlerini ve seminerlerini sürdürmektedir. Sektörümüzden gelen yoğun talepler doğrultusunda, farklı inovatif konularda eğitimlerini gerçekleştiren PAGEV Akademi’nin
76
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
en son ele aldığı konu ihracat oldu. PAGEV, EVSİD ve ActionCoach işbirliği ile 13 Şubat 2018 tarihinde gerçekleştirilen seminerde; İhracat pazarlarımızı çeşitlendirmek için neler yapmalıyız? Mevcut ihracat pazarlarımızda yeni iş fırsatları yaratabilir miyiz? İşletmemizi, ihracat kapasitemizi ve ekibimizi daha iyi tanısak ve daha verimli şekilde yeniden yapılandırsak daha başarılı olur muyuz? sorularının yanıtları
etraflıca ele alındı. Ümit Koşkan MASALCI yönetiminde yapılan İhracat Semineri’nde; İhracat pazarlarımızı çeşitlendirmek için neler yapmalıyız? Mevcut ihracat pazarlarımızda yeni iş fırsatları yaratabilir miyiz? İşletmemizi, ihracat kapasitemizi ve ekibimizi daha iyi tanısak ve daha verimli şekilde yeniden yapılandırsak daha başarılı olur muyuz? sorularının yanıtları detaylı bir biçimde anlatıldı.
İhracatta Atılım için 6 Adım Metodolojisi ve 5 YOL Hızlı Büyüme stratejisi, İhracat için 6 Adımda İşletmenizi Karlı ve Hızlı Şekilde Büyütme Modeli, İhracat Pazarlarını Çeşitlendirme Strateji Temeli nasıl kurgulanmalı? Mevcut İhracat Pazarlarındaki Payımızı artırmak için 5 YOL Formülü (Uygulamalı), İhracatta Kaldıraç etkisi yaratmak, Mükemmel İhracat Takımı oluşturmak, İhracat Pazarlarında
Sürdürülebilir Etkin İş Sonuçları almak gibi önemli konuların işlendiği İhracat Eğitiminde kısa bir konuşma yapan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, yöneticisi olduğu SEM Plastik de uzun yıllar önce yaptıkları ilk ihracatın öyküsünü de dinleyicilerle paylaştı. Eroğlu, ihracatın sadece plastik sektörü için değil tüm sektörlerimiz için önemine değinerek, katma değerli marka ürünler ile dünya pazarlarında çok daha etkin
biçimde yer almanın önemli bir hedef olduğunu ve ihracatımızı geliştirecek etkin yöntemlerin ele alındığı bu semineri düzenlerken ihracatçımıza destek olmayı amaçladıklarını da kaydetti. EVSİD ve ActionCoach’a katkılarından ötürü teşekkür eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, önümüzdeki süreçte de ihracata ve ihracatçımıza yönelik seminerlere ağırlık vereceklerini beliritti. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
77
İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı
Rekor Katılım ile GERÇEKLEŞTİ İ stanbul Kırtasiye Ofis Fuarı Rekor Katılım ile sona erdi Tüyap tarafından Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) işbirliği ile TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi, Büyükçekmece’de 21-25 Şubat 2018 tarihleri arasında gerçekleşen İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı rekor katılım ile sona erdi. Dünya pazarlarının tek çatı altında buluştuğu İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı 2018, yüzde 70 artışla rekor katılıma imza attı. Toplam 5 salonda Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Çin, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Hong Kong, Hindistan, İran, İtalya, Japonya, Hollanda, Güney Kore, Sırbistan, İspanya, İsveç, Tayvan, Tayland, İngiltere, Amerika ve Türkiye’den 330 marka, 254 firma ve firma temsilciliğini bir araya getirdi. PAGEV Yönetim Kurulu heyeti ile fuarda yer alan üyeler ile plastik firmalarımızı ziyaret
78
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, yaşamın her alanında kullanılan plastiklerin, kırtasiye ve ofis gereçleri sektörleri için de vazgeçilmez materyal olduğunu belirtti. İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı, ağırlanan alım heyetleri ve bireysel katılımlar ile birlikte 59 ülkeden 812 yurt dışı; 74 ilden 9.811 yurt içi ziyaretçi olmak üzere toplam 10.623 ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. 24
ülkeden kırtasiye markasının katılım sağladığı fuar, bir önceki yıla oranla yabancı ziyaretçide %41, toplam ziyaretçi sayısında %7 büyüme göstererek sektörün en üst düzeyde temsil edilmesi ve Türkiye kırtasiye sektörüne ivme kazandırılmasına katkıda bulundu. Kırtasiye ve ofis malzemelerine dair inovatif ürünlerin sergilendiği Trend Alanı hem sektörün hem de ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Aktivite alanı ile firmaların yeni ürünlerini ziyaretçiler deneyimleme imkanı da buldular. Fuara katılan Pagev Başkanı ve İKMİB Başkan Adayı Yavuz Eroğlu, “tüm alt sektörlerde olduğu gibi kırtasiye ve ofis sektöründe de ihracatı kolaylaştırıp arttıracak bir değişim için sektörü dinliyor ve onlar için projeler geliştiriyoruz”dedi. P Kaynak: Dünya Gazetesi
TÜRK MUTFAKÇILARIN
ALMANYA ÇIKARTMASI Uluslararası mutfak eşyaları, ev dekorasyonu, züccaciye, aksesuar ve hediyelik eşya fuarı “Ambiente 2018” Frankfurt’ta kapılarını açtı. Ambiente 2018 fuarına, 100’e yakın farklı ülkeden 4 bin 500’ün üzerinde firma katılırken Türkiye’den fuara 150 firma katıldı.
M
esse Frankfurt tarafından Almanya’nın Frankfurt kentinde düzenlenen uluslararası mutfak eşyaları, ev dekorasyonu, züccaciye, aksesuar ve hediyelik eşya fuarı “Ambiente 2018” Türk şirketlerinin şovlarına sahne oldu. Metal mutfak eşyaları, plastik ve metal ev eşyaları, elektrikli küçük aletler ve hediyelik alanlarında faaliyet gösteren toplam 73 firmamız 3 ayrı holde milli katılım kapsamında ürünlerini sergiledi. 77 firmanın bireysel olarak katıldığı fuarda toplamda 150 firmamız yer aldı. Sektörün önemli sivil toplum kuruluşları ZÜCDER ve EVSİD dernekleri de İMMİB çatısı altında fuara katılarak Türk mutfak ihracatçılarıyla birlikte adeta gövde gösterisi yaptı. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Mutfak Komitesi Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi [TİM) Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki,
sektörün en büyük buluşma noktası olan Ambiente Fuarı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bu yıl fuara 77 firmanın bireysel katıldığı bilgisini veren Oztiryaki, “ Hollanda’nın partner ülke olarak 140 şirket ile iştirak ettiği Ambiente Fuarı’na Türkiye toplamda 150 firma ile yer aldı” dedi. Sektörün önemli sivil toplum kuruluşları ZÜCDER ve EVSİD dernekleri de IMMİB çatısı altında fuara katılarakTürk mutfak
ihracatçılarıla birlikte adeta gövde gösterisi yaptı. Messe Fuarı’na katılan İKMİB Başkan Adayı Yavuz Eroğlu, Frankfurt Başkonsolosumuz Burak Karartı’nın Ambiente Fuarı ziyaretinde, Almanya’ya ihracatımızı ve son dönemlerde yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini paylaştı. EVSİD Başkanı Burak Önder yaptığı açıklamada, “Türk firmalarının her geçen gün daha geniş katılımla yer aldıkları için mutluyuz” dedi. P PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
79
TOBB Türkiye Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Meclisi
ÖNEMLİ GÜNDEMLER İÇİN TOPLANDI TOBB Türkiye Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Meclisi’nin toplantısında ana gündemi; Limanlardaki Kırmızı Hat uygulamalarındaki fahiş fiyatların düzenlenmesi, Çin’in atık ithalatını yasaklamasının hammadde fiyatlarına etkisi, Ordino bedelinin tamamen sıfırlanması konularındaki mücadelesi oluşturdu
80
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
T
OBB Türkiye Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Meclisi Yavuz Eroğlu Başkanlığında Ankara’da bir araya geldi. 150 milyar TL’lik ekonomik büyüklüğe sahip; plastik, kauçuk ve kompozit sektör temsilcileri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde Türkiye Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Meclisinde temsil edilmektedir. Meclisin bu toplantısına ana gündemi; Limanlardaki Kırmızı Hat uygulamalarındaki fahiş fiyatların düzenlenmesi, Çin’in atık ithalatını yasaklamasının hammadde fiyatlarına etkisi, Ordino bedelinin tamamen sıfırlanması konusundaki mücadelemizden son gelişmeler ve plastik, kauçuk ve kompozit sektörlerindeki son durum oluşturdu. TOBB Türkiye Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Meclisi’nde Çin’in atık ithalatını yasaklamasının hammadde fiyatlarına etkisi geniş biçimde ele alındı. Çin, 2017’nin sonu itibarıyla plastik ithalatını yasaklama niyetini Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) bildirmiş ve 1 Ocak 2018 itibarıyla hurda plastik ithalatını durdurmuştu. Çin’in hurda plastik hammadde ithalatının % 24’ünü hurda plastikler
oluşturmaktadır. İthalatın durması ile Çin hurda plastik yerine işlenmemiş plastik hammadde ithalatına yönelecektir. Çin’in hurda plastik yerine işlenmemiş plastik hammadde ithalatı dünya talebini yılda ortalama; PE için 3,5 milyon ton, PS için 155 bin ton, PVC için 417 bin ton ve PP ve diğerleri için de 3,8 milyon ton olmak üzere toplam 8 milyon ton arttıracaktır. Çin’in bu düzeydeki ithalat talebi, başta PET, PE, PS ve PVC fiyatlarının artışına neden olacaktır. PE, PP
ve PET fiyatları son 3 yılın en üst düzeyine çıkmış durumda. Hurda plastik ihracatçı ülkelerin atık geri dönüşüm sektörleri yurt içi kullanıma yönelik olarak yapısal değişim gösterecektir. Bu ülkelerin plastik sektörleri, bir taraftan işlenmemiş polimer fiyatlarının artması, diğer taraftan hurda plastik fiyatlarının gerilemesi ile negatif yönde etkilenecektir. Daha önce büyük oranda hurda plastik kullandığı için ucuz mamul üreten Çin’in mamul üretim ve ihracat fiyatları yükselecek ve Türkiye’nin bitmiş mamullerde fiyat avantajı artacaktır. Türkiye gibi hurda plastik ihracatı az olan ülkeler daha çok işlenmemiş polimer fiyat artışlarından olumsuz etkileneceği değerlendirilmiştir. TOBB Türkiye Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sektör Meclisi Başkanı Yavuz Eroğlu toplantı sonunda yaptığı kısa açıklamada; ”plastik, kauçuk ve kompozit sektör temsilcilerimizin katılımları ile güncel sorun ve çözüm önerilerimizi ve alacağımız sonuç odaklı aksiyonları değerlendirdik. Bugüne kadar yaptığımız gibi çözüm üreten mücadeleci bir yapıda çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
81
VALİ VASİP ŞAHİN’DEN
PAGEV LİSESİ’NE ZİYARET İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan Gür, Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü Cemal Yılmaz, Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Belediye Başkan Yardımcısı Recep Şencan’dan oluşan heyeti ile Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine ziyaret gerçekleştirdiler
82
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
İ
stanbul Valisi Vasip Şahin ve heyeti Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesini ziyaret ettiler. PAGEV’in yaptırdığı ikinci okul olan Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde gerçekleşen inceleme ziyaretinde okulun mesleki eğitime örnek seviyede başarılı çalışmaları övgü ile karşılandı. İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan Gür, Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü Cemal Yılmaz, Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Belediye Başkan Yardımcısı Recep Şencan’dan oluşan heyete şube müdürleri de eşlik ettiler. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen ziyarette PAGEV Başkan Yardımcısı Ahmet Meriç ve PAGEV Okullardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Eren Ünlü’de yer aldılar. Vali Vasip Şahin ve heyeti okulumuzun uygulamalı plastik atölyelerini de yerinde inceleyerek uygulamalı eğitimi canlı olarak izlediler. Öğretmen ve öğrenciler ile de istişare eden Vali Şahin, PAGEV’in mesleki eğitime verdiği önemi yakından gördüğünü ve yapılan çalışmaların son derece başarılı olduğunu kaydetti. İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci de, PAGEV’in tüm meslek liseleri arasında örnek model bir okul olduğunu söyleyerek Başkan
Yavuz Eroğlu nezdinde PAGEV Üyelerine teşekkürlerini iletti. Programda, PAGEV’in eğitim çalışmaları hakkında bir sunum yapan Okullardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Eren Ünlü, başta İstanbul Üniversitesi ve Işık Okullarının PAGEV ile eğitim işbirliği içersinde olma yönündeki proje ve taleplerini de dile getirdi. PAGEV Plastik Mükemmeliyet
Merkezi çalışmaları kapsamında İstanbul Valisi Vasip Şahin’den destek sözü alan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu eğitimle ilgili diğer projeleri de anlatarak “Güçlü Türkiye için Güçlü Mesleki Eğitim” in önemini kaydetti. Ayrıca PAGEV ve plastik sektörü olarak İstanbul Valimi Vasip Şahin’e bu güne kadarki yakın ilgi ve destekleri için de teşekkür etti. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
83
PLASTİK SEKTÖRÜ
PETROKİMYA YATIRIMINA SEVİNDİ Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir’in milli enerji şirketi Sonatrach ile Rönesans ve Bayegan arasında Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde 1 milyar dolarlık petrokimya yatırımı konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı
T
esis yılda 450 bin ton Polipropilen üretecek. Petrolü olmayan Türkiye, çoğu KOBİ olmak üzere yaklaşık 11 bin firma ile yıllar içinde artan bir gelişim grafiği
84
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
göstererek plastik mamul üretiminde dünya 6.’lığına kadar yükselmeyi başardı. Plastik işleme kapasitesini sürekli artıran ve Türkiye ekonomisinin üzerinde büyüyen sektörün bu
süreçte hammadde sorunu da hızla büyüdü. Yerli üretimin yeterli olmamasından dolayı hammaddede ithalata bağımlılık 2017 yılında yüzde 88’e kadar yükseldi.
“
Plastik sektörü geçtiğimiz yıllarda üretimde kullandığı plastik hammaddelerinin yüzde 88’ini ithalatla karşılamak zorunda kaldı. Geçtiğimiz yıl plastik hammadde ithalatı yüzde 16,8 artışla 10,2 milyar dolara kadar yükselirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cezayir ziyaretinde açıkladığı yeni petrokimya yatırımı plastik sektörü tarafından sevinçle karşılandı.
“
Plastik hammadde ithalatı 2017 yılında önceki yıla kıyasla miktar bazında yüzde 9,9 artışla 7, 2 milyon ton, değer bazında yüzde 16,8 artışla 10,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde yerli hammadde üretimi ise 1 milyon ton seviyesinde kaldı. Geçen yıl miktar bazında en fazla ithal edilen hammaddeler Polietilen ve Polipropilen oldu. Bu iki hammaddede yapılan ithalat miktar bazındaki toplam ithalatın yüzde 55’ini oluşturdu. Sektörün 2017 yılında 2,1 milyon tonluk Polipropilen ithalatı gerçekleştirdiği göz önüne alındığında Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde yapılacak petrokimya yatırımı PP ithalatının neredeyse yüzde 25’ini oluşturması bakımından önemli. TOBB Plastik Kauçuk Kompozit
Sanayi Meclisi ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, plastik sektörünün artık kronik hale gelen hammadde sorunu karşısında atılan yerli petrokimya yatırımı müjdesini son derece olumlu karşıladıklarını belirterek devamını beklediklerini dile getirdi. Eroğlu, “Plastik sektörümüz çoğu küçük ve orta ölçekli firmalarımızın gayretleri ile yıllar içinde hızla gelişti. 36,8 milyar dolarlık üretimi, 5 milyar dolara yaklaşan direkt ihracatı ile Türkiye ekonomisine değer katan bir sektör olmamıza karşın hammadde ithalatımız yıllar içinde yükselerek yüzde 88’e dayandı. Petrolümüz yok ancak plastik üretiminde kayda değer bir altyapı, deneyim ve know how sahibi olduk. Ekonomik büyüme ve ihracatçı sektörlerdeki yükseliş ile
birlikte iç pazarda da plastik talebi sürekli artıyor. Cumhurbaşkanımızın Cezayir’de açıkladığı yıllık 450 bin ton PP üretecek 1 milyar dolarlık petrokimya yatırımı Türkiye pazarının büyüklüğü ve potansiyelini de ortaya koyması açısından önemli. Sektörümüz açısından bu yatırımı son derece olumlu buluyor ve yeni yatırımlar için teşvik edici olmasını bekliyoruz. Geçen yıl ithal ettiğimiz 7,2 milyon tonluk hammaddeye 10,2 milyar dolar ödedik. Yerli petrokimya yatırımlarının artması bu değerin ülkemizde kalmasını sağlar. Ayrıca yerli Polipropilen yatırımı sadece dış ticaret açığını azaltmakla kalmaz, katma değerli mühendislik plastiklerine geçiş için de bir know-how ve insan kaynağı oluşturacaktır” diye konuştu. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
85
PLASTİK SEKTÖRÜNÜN DEVLERİ BULUŞTU
86
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV ve TÜYAP iş birliğiyle düzenlenen PlastEurasia Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı’na 31 ülkeden alım heyeti geldi. Fuara, 43 ülkeden 1.087 firma ve firma temsilcisi ile 101 ülkeden 53.919 sektör profesyoneli katıldı.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
87
T
88
ürkiye ekonomisinin ve sanayisinin güçlü aktörleri arasında yer alan Türk plastik sektörü, üretim ve ihracattaki ilerleyişine devam ediyor. Avrupa’nın ikinci, dünyanın altıncı büyük üreticisi olan Türk Plastik Endüstrisi, 27. PlastEurasia Fuarı’nın açılışını İstanbul’da gerçekleştirdi. Her yıl PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı) ve TÜYAP işbirliği ile düzenlenen plastik fuarına ilgi yine büyüktü.
PlastEurasia-Uluslararası İstanbul Plastik Endüstrisi Fuarı, bu yıl Uzakdoğu Ortadoğu ve Avrupa’dan, Orta Asya ve Balkanlar’a kadar pek çok ülkeden binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Fuar, 43 ülkeden 1.087 firma ve firma temsilciliği ile 101 ülkeden 53.919 sektör profesyonelini 6–9 Aralık tarihlerinde İstanbul’da bir araya getirdi. Bu yıl fuara gelen yerli profesyonel ziyaretçi sayısı geçen yıla oranla % 10 artarak 47.096,
yabancı profesyonel ziyaretçi sayısı ise geçen yıla oranla % 35 artarak 6.823 oldu. TÜYAP’ta toplam 10 salonda yerini alan firmalar, 4 gün boyunca PlastEurasia Fuarı’nda plastik makinelerinden kimyasallar ve hammaddelere, makine yan sanayiinden ısı, kontrol cihazları ve kalıplara kadar birçok farklı alanda en son teknolojik ürünlerini sergiledi.
ALIM HEYETLERİ İSTANBUL’DAYDI Sektöre yeni pazarlar sunmak için pazarlama ağını genişleten Plast Eurasia İstanbul Fuarı’na, T.C. Ekonomi Bakanlığı ile Moskova, Sofya, Tahran, Tiflis, Üsküp ve Kahire’de yer alan TÜYAP yurt dışı ofislerinin
de katkılarıyla 31 ülkeden alım heyeti organizasyonu düzenlendi. Azerbaycan, Belarus, Benin, Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Fas, Filistin, Gürcistan, Hindistan, Irak, İran, Kosova, Libya, Lübnan, Makedonya, Mısır, Moldova, Özbekistan, Romanya,
Rusya, Sırbistan, Slovenya, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna, Umman, Ürdün ve Yunanistan bu ülkeler içerisinde yer aldı. Alım heyetlerinin yanı sıra Çin, Hindistan ve Tayvan’dan fuara milli katılım sağlandı.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
89
Yabancı ziyaretçi sayısı arttı
Uluslararası niteliği ile dünyanın önemli fuarları arasında yerini alan Plast Eurasia İstanbul yerli ve yabancı sektör mensuplarını plastik sektörünün önde gelen firmaları ile buluşturarak Türk plastik sektörünün gelişimi için büyük bir katkı sağladı. Bu sene özellikle yurt dışından gelen ziyaretçi oranında ciddi bir artışın yaşandığı Plast Eurasia İstanbul Fuarı’nın, dünya çapında bir fuar olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. Plastik sektörünün her zaman yanında olarak, sektörün ilerlemesine katkı sağlayan Plast Eurasia İstanbul, 2018 yılında 5 - 8 Aralık tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece, İstanbul’da katılımcılar ile profesyonel ziyaretçileri yeniden bir araya getirecek. FUAR HER YIL DAHA DA GÜÇLENİYOR PlastEurasia Fuarı’nın sektöre katkı sağladığını belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Türk plastik sektörü olarak dünyanın her yıl düzenlenen ikinci büyük, Avrasya’nın en büyük plastik fuarına 27. kez ev sahipliği yapıyor olmaktan son derece mutluyuz. PAGEV olarak Türk plastik sektörü temsilcilerimizle birlikte olmak, firmalarımızı dünyadaki diğer meslektaşları ile buluşturmak, ticari 90
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
ilişkilerini geliştirmek ve yenilikleri yakından takip edebilmelerini sağlamak amacıyla PlastEurasia Fuarı’nı her yıl daha da büyüterek devam ettirmek hedefindeyiz. Sektörümüzde bugün çoğu küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 11 bin civarında üretici firma faaliyet gösteriyor ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam yaratıyoruz. 2016 yılında ülke ekonomisine 14 milyar dolarlık katkı sağlarken başarılı üretim grafiğimiz ile Avrupa’daki ikinci, dünyada
ise altıncı sırada yer alıyoruz. Liderliğe de emin adımlarla ilerliyoruz. Sektörümüzün gücünü dünyanın dört bir yanından ağırladığımız yerli ve yabancı tüm katılımcılarımıza gösterme şansını bir kez daha elde ettik. Fuarımızı çok daha güçlü hale getirmek için çalışıyoruz. Yurt dışı firmaların katılımını, ziyaretçilerin sayısını her yıl giderek artırıyoruz. Ayrıca PlastEurasia Fuarı’mızda alım heyeti gerçekleştirilen ülkelerin sayısı da artıyor” dedi. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
91
MUTFAK VE BAHÇELER İÇİN
PLASTİK VAZGEÇİLMEZ OLDU Plastikler hiçbir dayanağı olmayan, bilimsellikten uzak ve haksız iddialarla karşı karşıya bırakılsalar da tüketiciler evlerinde ve mutfaklarında plastikten vazgeçmiyor. Aynı şekilde dekorasyonda da plastiklerden üretilen mobilya ve aksesuarların popülaritesi hızla artıyor. 92
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
P
lastik ev ve mutfak eşyaları dış ticaretinde net ihracatçı konumda olan Türkiye’de 2016 yılında plastik ev ve mutfak eşyaları iç pazar tüketimi 1,5 milyar dolar, plastik bahçe malzemeleri tüketimi ise 270 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kolaylıkları, hafiflikleri ve uygun fiyatıyla hayatımızdaki yerlerini her geçen gün artıran “Ev Eşyaları ve Bahçe Mobilyalarında Plastikler” PAGEV tarafından düzenlenen 12. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nin ana
gündemini oluşturdu. Hilton İstanbul Bomonti Otel’de gerçekleştirilen ve önemli isimlerin yer aldığı kongrede sektördeki son gelişmeler ve trendler tartışıldı. Mobilya tüketimindeki artış günlük yaşamın ihtiyacını karşılamanın ötesinde refah düzeyindeki artışın da bir göstergesi. Bu nedenle gelir düzeyi ve yaşam koşullarındaki iyileşmeler plastik dâhil tüm ev gereçleri sektörünün gelişiminde en belirleyici unsurları oluşturuyor. Uygun
fiyatları, ürün, renk ve tasarım çeşitliliği, kullanım kolaylığı ve hafiflikleriyle üretim ve kullanım oranı giderek artan plastikler bu alanda alternatiflerine kıyasla dikkat çekici oranlarda büyüme kaydediyor. Plastiklerin bu alandaki gelişiminden yola çıkan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), bu yıl 12.’sini düzenlediği ‘Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde “Ev Eşyaları ve Bahçe Mobilyalarında Plastikleri” mercek altına aldı. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
93
“
Kongre kapsamında, birçok açıdan kolaylaştıran ve önemli avantajlar sunan plastiklerin evlerimizdeki yerini daha iyi anlatabilmek, ekonomi, sağlık ve çevre açısından farkını ortaya koymak hedeflendi
“
Kongre kapsamında hayatımızı birçok açıdan kolaylaştıran ve önemli avantajlar sunan plastiklerin evlerimizdeki yerini daha iyi anlatabilmek, gerek ekonomik katkısı gerekse sağlık ile çevre boyutunu ortaya koyabilmek amacıyla tüketicilerin
“
“Ev Eşyaları ve Bahçe Mobilyalarında Plastikler” PAGEV tarafından düzenlenen 12. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nin ana gündemini oluşturdu.
“
94
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
mutfaklarında ve mobilyalarında vazgeçemedikleri plastikler ele alındı. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Her yıl birbirinden önemli konuları ele aldığımız Türk Plastik Endüstrisi Kongremizin bu yıl
12.’sinde yine birlik ve beraberlik içerisinde olmaktan dolayı çok mutluyuz. PAGEV olarak sektörün gelişimine, büyümesine katkı sağlamak ve sorunlarına çözüm bulmak amacıyla yoğun bir şekilde çalışıyoruz” dedi.
Plastik ev gereçleri üretimi
1.8 milyar dolara ulaşacak
Türkiye’de plastik ev gereçleri (sofra ve mutfak eşyaları) üreten 655 firma bulunuyor. Bu firmaların 2016 yılındaki üretimi 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Üretimin 2017 yılı sonunda yüzde 8,5 artışla 1,8 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Plastik ev gereçlerinin 2016 yılında 1 milyar 527 milyon dolar olan iç pazar tüketiminin 2017 sonunda yüzde 6,9 artışla 1 milyar 633 milyon dolara çıkması ön görülüyor. Plastik ev gereçlerinde yerli üretim artışına paralel olarak ihracat da artış trendinde ilerliyor. 2016 yılında 347 milyon dolar olan ihracatın 2017 yılı sonunda yüzde 11,5 artarak 387 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. ÇİN’E RAĞMEN BAHÇE MOBİLYALARINDA PLASTİK ÜRETİMİ ARTIYOR Dünyada ve Türkiye’de dış mekân mobilyaları kategorisinde önde gelen alt katmanlardan biri olan plastik bahçe mobilyaları, Çin ile kategorize edilen Uzak Doğu menşeli ithalata karşı koymakta güçlük çekiyor. Haksız rekabetin baskısı altında gelişimini sürdürmeye çalışan plastik mobilya (bahçe mobilyaları ile plastik mobilya aksesuarları) üreticileri 2016 yılında 338 milyon dolarlık üretim gerçekleştirdi. Üretimin 2017 sonunda yüzde 8,6 artışla 367 milyon dolara yükselmesi bekleniyor. Plastik mobilyaların 2016 yılında 270 milyon dolar olan iç pazar tüketimi ise 2017 sonunda yüzde 19,6 artışla 323 milyon dolara ulaşacak. 2016 yılında 79,3 milyon dolar olan ihracatın Çin’in de etkisiyle 2017 yılı sonunda yüzde 29 azalışla 56,3 milyon dolara gerileyeceği tahmini yapılıyor.
SEKTÖRÜN GELECEĞİ TASARIMDA Türkiye ve yurtdışından uzmanların, sektör temsilcilerinin ve akademisyenlerin bir araya geldiği kongrede; Türk plastik ev eşyaları ve bahçe mobilyalarının dünya ticaretinde konumu, global trendler, markalaşma yolunda tasarım trendleri, mobilya sektöründe cam takviyeli malzemeler, sektörde Kaizen felsefesi gibi daha birçok konu uzmanları tarafından detaylı olarak masaya yatırıldı. Kongreye; Şişecam, ENGEL Türkiye, Globrand Danışmanlık, ThingTrax UK, Yalın Üretim ve Yönetim, Jacob de Baan Tasarım ve İstanbul Ceoncept Gallery gibi firmaların uzmanları konuşmacı olarak katıldı. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde ayrıca “İhracatta Kârlılığı Nasıl Artırırız?” özelinde bir de panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı ve Lüks Plastik Genel Müdürü Burak Önder üstlenirken; Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Porland Porselen Koordinatörü İsmail Taşkın, Arçelik Malzeme Teknolojileri Bölümü ArGe Takım Lider Yusuf Yusufoğlu, Işılplast Satış Müdürü Ali Kemal Erden ve Yaratıcı Yönetmen Orhan Irmak konuşmacı olarak katıldı. Açılışta kongre hakkında bilgiler paylaşan PAGEV Y.K. Üyesi ve Kongre Komite Başkanı Burak Önder, “PAGEV olarak bu yıl 12.’sini düzenlediğimiz Türk Plastik Endüstrisi Kongremizde plastiklerin evlerimizdeki yerini daha iyi anlatabilmek amacıyla ev, mutfak ve bahçe plastiklerini ele aldık. Sektör üretim, ihracat ve tüketim miktarlarıyla ciddi bir
yükseliş ivmesine sahip ancak yüksek katma değerli ürünler sektörümüzü zorluyor. Bu sorunu pazar çeşitliliğimizi artırarak, markalaşarak ve tasarıma önem vererek aşacağımızı düşünüyoruz. Kongremizde de hem Türkiye hem de dünyadan uzmanlarla üretimimizi, ihracatımızı ve kârlılığımızı artırmanın yollarını arayacağız” dedi.
EVSİD Başkanı Burak ÖNDER
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
95
96
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
97
TÜRKİYE Dünya Plastik Birliği’ne PAGEV’LE DAİMİ ÜYE OLDU 98
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Dünyada 1.2 trilyon dolarlık hacme ulaşan plastik endüstrisini 52 üye ülke ile temsil eden Dünya Plastik Birliği’nin, Malezya’daki toplantısına Türkiye’den PAGEV daimi üye olarak katıldı.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
99
Y
edi kıtadan 52 ülkeyi temsil eden Dünya Plastik Birliği (Global Plastics AllianceGPA), Malezya Plastik Sanayi Derneği’nin ev sahipliğinde bir araya geldi. Toplantıya Türkiye’den daimi üye olarak Türk Plastik Sanayicileri Vakfı (PAGEV) davet edildi. Mutlu Balıklar projesiyle Türkiye’de atıksız deniz için çalışan PAGEV artık çevre kirliliği konusundaki Küresel Aksiyon Takımı’nın yönetiminde AB ve ABD ile birlikte mücadele edecek. 2011 yılının Mart ayında düzenlenen 5. Uluslararası Deniz Atıkları Konferansı’nda başlatılan beyannameyi imzalayan PAGEV’in de aralarında bulunduğu 70 plastik meslek örgütü, deniz çöpleri ile mücadeledeki önemli rollerini kabul ederek sürdürülebilir çözümlere katkıda bulunmak üzere çalışıyor. Tüm derneklerin kabul ettiği küresel beyannamenin; kamu-özel sektör ortaklığında politikalar oluşturma, araştırma, bilimsel temelli politikalar oluşturma, atık yönetimi konusunda farkındalık yaratma, geri dönüşüm ve enerji kazanımı ile malzeme tasarrufu olmak üzere altı odak noktası bulunuyor.
100PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144 PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
DENİZLERDE TEHDİT BÜYÜYOR Tüm dünyada gelişim düzeyi ve nüfus artışı sonucunda sürdürülebilir ve temiz bir çevre için yapılan çalışmalar yetersiz kalıyor. Dünya kıyıları özellikle çevreye bilinçsizce bırakılan karasal atıklar nedeniyle kirleniyor. Plastik ambalaj atıkları da bu kirlenmeyi oluşturan unsurlar arasında. Yapılan araştırmalar atık miktarının 2025 yıllarına kadar çok daha büyük boyutlara ulaşacağını gösteriyor. Uzmanlara göre; Çin’in nüfusundaki artış 2025 yılında 2010’a göre yüzde 3,7 artarken; kirliliğe sebebiyet veren plastik atık miktarı yüzde 100’ün üzerinde bir artışla 8,82 milyon metrik tondan 17,81 milyon metrik tona ulaşacak. Çin böylece dünya için en büyük tehditi oluşturacak. Temiz denizler ve sürdürülebilir bir çevre için yapılması gereken, doğru atık yönetim sistemi uygulanması ve kaliteli atıkların geri dönüştürülmesi. Atıklar bir ülkenin kıyılarında birikmiyor, dalga ve akıntılarla birlikte tüm dünya kıyılarına yayılıyor. Türkiye’nin denize karışan atıkları başka ülkelerin sahillerini kirletirken, diğer ülkelerden de Türkiye kıyılarını tehdit ediyor. Bu doğrultuda
atık depolama alanlarının deniz kıyılarından uzak olması gerekiyor. İNSAN SAĞLIĞI VE DENİZLER TEHLİKEDE Okyanuslarda bir kıyıdan diğerine yüzen atıklar güneş ışınları ve dalgaların mekanik etkisi ile çok küçük parçalara ayrılıp gözden kayboluyorlar. Ancak atıklar yalnızca gözden kayboluyor, yok olmuyor. Esas büyük tehlike de burada başlıyor. Bu küçük parçaları balıklar yiyor ve biz de balıkları… Dolayısıyla tehdidin boyutu insan sağlığına kadar ulaşıyor. Söz konusu tehdide “dur” demek isteyen PAGEV, üyesi olduğu Avrupa Plastik İşleyicileri Birliği (European Plastics Converters - EuPC) ile “Waste Free Oceans” (Atıksız Denizler) hareketini hayata geçirmeye karar verdi. 2011 yılında başlatılan ve kısa sürede hızla büyüyen Waste Free Oceans, her geçen gün büyüyen denizlerdeki atık sorunuyla mücadele ederken aynı zamanda balıkçılık sektörünün, uluslararası plastik sektörü ve diğer kilit kurumların ortak bir amaçla birleştirilmesi misyonunu da üstleniyor.
Hidrolik Enjeksiyon Ünitelerinde Yeni Jenerasyon Daha fazla hassasiyet, ergonomi ve verimlilik Enjeksiyon üniteleri kapama ünitesi ile beraber enjeksiyon makinesinin kalbini oluşturur. Bu iki merkezi ünite makinenin performans ve verimliliğinden sorumludur. ENGEL hidrolik enjeksiyon ünitelerini geliştirerek size başarılarıyla kendini ispat etmiş ENGEL Victory ve ENGEL Duo enjeksiyon makineleri serisini sunuyor. Bu makineler yeni enjeksiyon ünitelerinin sağladığı yenilikçi özellikleri sayesinde daha yüksek hassasiyet, ergonomi ve verimliliğe ulaşıyor.
Hassasiyet – Daha hassas enjeksiyon IQ weight control
parça ağırlığı (gr)
Yeni enjeksiyon üniteleri daha kaliteli bir baskı sürecini ve kusursuz bir enjeksiyonu mümkün kılar. Isı silindiri içindeki ısı kontrol aralığı, besleme bölgesi içindeki topaklanmayı emniyetli bir şekilde engellemek ve plastik ham maddesinin daha fazla nem emmesini önlemek için genişletilmiştir. Geliştirilmiş enjeksiyon pistonu tasarımı baskının daha düzenli ve kararlı olmasına büyük katkı sağlamaktadır. Ortam koşulları ve ham madde dalgalanması durumunda bile istikrarlı bir baskı süreci sağlamak için ENGEL, bu tür değişiklikleri tespit eden ve aynı enjeksiyon baskısında otomatik olarak dengeleyen ‚akıllı baskı ağırlığı kontrolü‘ (IQ weight control) yazılımı geliştirmiştir.
IQ weight control olmadan malzeme nem miktarı değişkenliği
Ergonomi – Daha hızlı silindir değişimi ENGEL hidrolik enjeksiyon makinelerinin yeni tasarım özellikleri hem makine operatörü hem de bakım teknisyeni için ergonomiktir. ENGEL duo enjeksiyon makinelerinin anahtar dolaplarının ve pompalarının yeni düzenlemesi, bu bölgelere erişilebilirliğin kolaylaşmasına sebep olmuştur. Isı silindirini değiştirirken sökülebilen silindir, bundan böyle ek ekipmana ihtiyaç duymadan makinenin yanına alınabilir. Isı silindiri sabit ayaklıdır, takmak veya sökmek için özel aletlere ihtiyaç yoktur. Bu yeni tasarım ile ENGEL, hızlı kalıp bağlama prensibini ısı silindirinde uygulamış ve söz konusu işlemi hızlandırmıştır.
Verimlilik – Daha da fazla enerji tasarrufu daha az ısıtma
Yeni nesil besleme boğazı soğutma performansına ek olarak yeni nesil enjeksiyon grubuna sahip Engel Victory ve Engel Duo hidrolik makinelerinde Ecodrive standart olarak sunulmaktadır. Bu iki özellik enerji verimliliğinizi arttırmaktadır. Engel’in uzun yıllardır kullandığı daha az soğutma enerjisi servohidrolik tahrik sistemi yeni makine modellerinde standart olarak sunulmaktadır. Yüksek enerji verimliliği makinenin pompasının ihtiyaç duyulan hidrolik debisine göre çalışmasından kaynaklanmaktadır. Eğer makine herhangi bir hareket yapmıyorsa (örneğin soğuma zamanı gibi) motorlar çalışmıyor ve enerji tüketmiyor. Ayrıca bu sayede makineler çok daha sessiz çalışıyor ve hidrolik yağ ısısı her zaman düşük seviyelerde kalıyor. Bu aynı zamanda hidrolik yağ soğutması için harcanan enerjinin de düşük kalmasına sebep oluyor.
www.engelglobal.com PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
101
Mutlu balıklar projesi Plastik sektörünün “Sorumlu Endüstri-Sorumsuz Çevre” misyonu çerçevesinde Avrupa’da başlatılan Waste Free Oceans hareketini Türkiye’de uygulayan PAGEV, 2012 ve 2014 yıllarında “Mutlu Balıklar” projesi kapsamında İstanbul Boğazı’nda deniz yüzeyindeki atıkları özel ağ ile temizledi. Bu temizliği sadece plastik atıklar için değil tüm ambalaj atıklarını toplamak üzere gerçekleştirdi. Toplanan atıkların geri dönüşüm işlemlerini ise PAGÇEV yerine getirdi. Geri dönüşümü mümkün olmayan atıkların çimento fabrikalarında yakıt olarak kullanılması ile enerji tasarrufu da sağlandı. Mutlu Balıklar projesi ile tüm atıklar gibi plastiklerin de ekonomik bir değer taşıdığına dikkat çekmeyi ve geri dönüşüm konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan PAGEV, sürdürülebilir bir çevre için diğer tüm sektörlere örnek olmayı hedefliyor. GLOBAL İŞBİRLİĞİ YAPILMALI Dünya Plastik Birliği toplantısında konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Türkiye plastik endüstrisi
102
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
olarak dünyada 6., Avrupa’da 2. sırada yer alıyoruz. Yalnızca ticari değil, çevresel konularda da aktif çalışmalarımızla sürdürülebilir kalkınmaya destek oluyoruz. Dünya Plastik Birliği’ne davet edilmekten büyük memnuniyet duyduk. Türkiye olarak hem ticari, hem de çevresel faaliyetlerimizle küresel plastik sektörüne verdiğimiz katkıyı daha ileriye taşıma gayreti içinde olacağız. Özellikle atıksız denizleri amaçlayan Mutlu Balıklar projemiz ve PAGÇEV çalışmalarımızla dikkat çekmiş olmaktan dolayı mutluyuz. Bu kapsamda 52 ülkenin temsil edildiği Global Plastik Birliği’ne daimi üye olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ile birlikte Global Eylem Planı Takımı’na Türkiye adına seçildik. Küresel plastik sektörünü Birleşmiş Milletlerde temsil etmek için ortak ülke politikaları oluşturmayı amaçlıyoruz. Denizlerdeki çöplerin akıntı ve dalgalarla başka ülkelere sürüklenmesi sorunu uluslararası boyuta taşıdığından global bir hareket planı ve işbirliği içinde çözüm bulunması gerekiyor. Bunun için hep birlikte çalışmalıyız” dedi.
ENTEGRE ATIK SİSTEMİ ŞART Bir ülkenin sadece kendi kıyılarını temizlemesinin yeterli olmadığını belirten Eroğlu, “Yapılan araştırmalarda tehlikenin boyutlarının giderek artacağına işaret ediyor. Öyle ki Türkiye denizlerindeki atıkların yüzde 53’ü dış kaynaklı. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili ve maalesef diğer ülke atıklarından büyük oranda nasibimizi alıyoruz. Bölgemizdeki savaşlar, ülkelerin altyapılarının zarar görmesi ve önceliklerinin değişmesi deniz atıklarının artmasına sebep oluyor. Suriye, Lübnan ve Mısır’da Akdeniz kıyısına yakın birçok düzensiz katı atık depolama tesisi mevcut ve bu tesislerin süratle düzenli hale getirilmesi veya kapatılması gerekiyor. Diğer yandan Çin, ülkemiz için de bir tehdit unsuru. Bu durum karşısında acilen önlem almalıyız. Denizlerdeki atıkların temizlenmesi ve yenilerinin oluşmasını engellemek için uluslararası işbirliği içinde tam anlamıyla entegre bir atık yönetim sistemine geçmek yapılması gereken tek çözüm” diye konuştu.
P
1939’dan beri...
PP
POLİPROPİLEN Homopolimer Kopolimer Random Kopolimer Laminasyonluk
PE
POLİETİLEN Alçak Yoğunluk Yüksek Yoğunluk Lineer Metalosen
PS
POLİSTİREN Kristal Antişok
EVA
EVA
SAN
SAN
ASA
ASA
PLA
POLİLAKTİK ASİT
LCP
LİKİT KRİSTAL POLİMER
PPE
PPE
PA
POLİAMİD Poliamid 6 Poliamid 66 Poliamid 11 Poliamid 12 Poliamid Alaşımları Polieter Blok Amid
PBT
PBT
PPS
POLİFENİLENSÜLFİD
ABS
ABS
MABS
ŞEFFAF ABS
PMMA
AKRİLİK
POM
POLİASETAL
PC
POLİKARBONAT
PVDF
PVDF
TPU
TERMOPLASTİK POLİÜRETAN
MB
MASTERBAÇ Renkli Siyah-Beyaz FR (Yanmaz) Slip Antiblok Antistatik UV IR Antifog Antivirüs Likit Boya Kalıcı Antistatik Kalıcı Slip Light Diffuser Köpürtücü Antibakteriyel Antikorozyon
YAPIŞTIRICI Ara Katman Yapıştırıcı Hammadde Alüminyum Kompozit Panel Yapıştırıcı Film Solar Panel Filmi Halojensiz B1 Sınıfı Alev Geciktirici Kompaund
HAYİM PİNHAS A.Ş İSTANBUL İstoç 4. Ada No:145 Mahmutbey - İstanbul Tel: (0212) 659 58 57 Faks: (0212) 659 58 48 İZMİR OFİS VE DEPO 7401 Sokak No:8 Pınarbaşı - İzmir Tel: (0232) 472 11 64 BURSA OFİS VE DEPO Kara Ali Mahallesi Cumhuriyet Caddesi No:62 Çalı, Nilüfer – Bursa Tel: (0224) 482 51 71 Faks: (0224) 482 49 53
www.pinhas.com.tr PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
103
İlk OCS Sertifikası
Sapro Temizlik Ürünleri’ne
Operation Clean Sweep veya Türkçe adıyla “İyi Süpürme Operasyonu” protokolünü imzalayan PAGEV, Türkiye’den ilk OCS Sertifikasını Sapro Temizlik Ürünleri’ne verdi.
P
lastik sektörünün gelişimi için yaptığı çalışmalarda sürdürülebilir projelere verdiği destekle öne çıkan ve “Sorumlu Endüstri Sorunsuz Çevre” misyonu ile Türk plastik endüstrisine değer katan PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı), çalışmalarını “İyi Süpürme Operasyonu (Operation Clean Sweep)” ile devam ettiriyor. PAGEV, Plastik Sanayi Birliği ve Amerikan Kimya Konseyi ortaklığıyla uygulanan “İyi Süpürme
104
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Operasyonu” protokolünü 11. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi kapsamında imzalayarak Türkiye’yi projeye dahil etmişti. “Küçük şey yoktur” sloganı ile hayata geçirilen proje, üretim ya da nakliye sırasında yere dökülen plastik hammaddelerin toplanmasını ve böylece denizlere karışmasının önüne geçilmesini hedefliyor. Global ölçekte yürütülen projenin ülkemizdeki temsilciliğini üstlenen PAGEV, Türkiye’den Operation Clean Sweep hareketine ilk dahil
olan Sapro Temizlik Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.’ye sertifikasını verdi. PAGEV, uluslararası organizasyonlarda sektörün sesi olmayı sürdürüyor. Plastik Sanayi Birliği (SPI) ve Amerikan Kimya Konseyi (ACC) ortaklığıyla uygulanan Operation Clean Sweep (OCS) veya Türkçe adıyla “İyi Süpürme Operasyonu” protokolünü imzalayan PAGEV, Türk firmalarını konu ile ilgili bilinçlendirmek ve harekete dahil etmek adına yoğun çalışmalar yürütüyor.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
105
Global projeye PAGEV Katkısı Plastik malzemeler kullanan tesisler için gönüllük esasına dayalı bir yönetim programı olan İyi Süpürme Operasyonu, “Küçük şey yoktur” sloganı ile üretim ya da nakliye sırasında yere dökülen plastik hammaddelerinin denizlere karışmasının önüne geçmeyi hedefliyor. Plastik ürünler küçük granüller şeklindeki plastik hammaddelerin eritilerek şekil verilmesiyle üretiliyor. Üretimde ya da nakliye sırasında bu tanecikler yerlere dökülüp kanalizasyon yoluyla denizlere karışabiliyor. Operation Clean Sweep (OCS) hareketi ekonomik değer de taşıyan plastik hammadde taneciklerinin deniz canlıları için tehlike oluşturmaması amacıyla farkındalık, eğitim ve denetim hizmetleri sunuyor. Plastik sanayiinde sıfır tanecik, küçük parça ve toz kaybı için çeyrek asırdır yaptığı çalışmalarla önemli yol kat eden OCS’yi Türkiye’de PAGEV temsil ediyor. “İyi Süpürme Operasyonu (Operation Clean Sweep)” protokolünü 11. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde imzalayan PAGEV, projenin Türkiye ayağında yoğun çalışmalar yürütüyor. Harekete dahil olan firmalar, bir yandan sıfır tanecik, küçük parça ve toz kaybı konusunda bilinçlendirilirken diğer yandan çevreye duyarlılıklarını gösteren bir sertifikaya sahip oluyorlar. Türkiye’de bu harekete gönüllü olarak katılan ve PAGEV OCS sertifikasını almaya hak kazanan ilk firma ıslak mendil sektöründe dünya liderleri arasında bulunan Sapro Temizlik Ürünleri Sanayi ve Tic. A.Ş oldu. PAGEV’in düzenlediği etkinlikte sertifikasını alan Sapro, ürünlerini 62 ülkeye ihraç eden uluslararası bir organizasyon olarak müşterileri, tedarikçileri, çevreci ve doğal yaşamı destekleyen gruplar ile örülü geniş bir ağa sahip. ÇEVRESEL SORUNLARA DUYARLI OLUNMALI OCS hareketine katılan ilk Türk 106
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
firmasının temizlik ürünleri üreten Sapro olmasının ayrıca anlamlı ve değerli olduğunu söyleyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “PAGEV olarak sektörlerimizin gelişmesi ve sorunlarının giderilmesi için nasıl var gücümüzle çalışıyorsak çevresel konularda da yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Sürdürülebilirlik gündemimizde önemli bir yer tutuyor. “İyi Süpürme Operasyonu (Operation Clean Sweep)” hareketi de bu anlamda yaptığımız çalışmalar arasındaki yerini aldı. İyi Süpürme Operasyonu ile firmalarımıza “küçük kayıp ya da küçük atık yoktur” diyoruz. Küçücük plastik granüller bir araya geldiğinde büyük bir ekonomik değere dönüşürken bu kadar değerli olan hammaddelerin atık olarak denize karışmalarını da önlemiş oluyoruz. Global bir hareket olan İyi Süpürme Operasyonu’na katılan firmalarımız plastik granül kaybını azaltacak sistemleri uygulayacaklarına ve suyun korunmasında kendilerine düşen rolü oynayacaklarına dair bir vaatte bulunmuş oluyorlar. Tamamen gönüllülük esasına dayanan bu hareket firmaların çevreye duyarlıklılarını ispatlamalarına da olanak sağlıyor. Uluslararası bu harekete ülkemizden ilk katılan
firmanın dünyanın en büyük ıslak mendil ve temizlik ürünleri üreticileri arasında yer alan Sapro Temizlik Ürünlerinin olması da projenin hedefleri ile uyum açısından ayrıca çok anlamlı ve değerli bir kazanım oldu. PAGEV olarak uygulamaya konulabilecek önlemler hakkında kapsamlı bir rehber olan İyi Süpürme Operasyonu el kitabı yanında çeşitli bilgilendirme materyalleri de hazırladık” dedi. İLK SERTİFİKA SAPRO’NUN OCS hareketinin bir parçası olmaktan mutlu olduklarını belirten Sapro Temizlik Ürünleri Sanayi ve Tic. A.Ş Kalite Direktörü Barbaros Sert şunları söyledi; “Islak mendil sektöründe global ölçekte bir firma olarak çevremize ve diğer yaşamlara karşı sorumluluğumuzun farkındayız. İngiltere’deki en büyük süpermarket zincirlerinden birisine sahip olan bir müşterimizin Çevre ve Kalite Bölümünden sorumlu olan yöneticileri, OCS’nin Türkiye’de PAGEV tarafından yürütüldüğünü ve buna katılım göstermek isteyip istemediğimizi sorduğunda, bundan memnuniyet duyacağımızı kendilerine belirttik. Bugün aldığımız sertifika ile de Türkiye’de bu zincirin ilk halkası olmaktan mutluluk duyuyoruz.” P
BİLİNÇLİ BİR TOPLUM AYDINLIK BİR GELECEK GÜZEL BİR ÜLKE ve DAHA YAŞANILABİLİR BİR DÜNYA İÇİN AMBALAJ ATIKLARINI KAyNAĞINDA DOĞRU AYRIŞTIRARAK GERİ DÖNÜŞÜME SEN DE DESTEK OL
pagcev pagcev pagevtv pagcev
PAGÇEV, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Ambalaj Atıklarının Yetkilendirilmiş Kuruluşudur PAGÇEV bir PAGEV GERİ DÖNÜŞÜM İKTİSADİ İŞLETMESİDİR
pagcev.org
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
107
Ravago Türkiye’den AR-GE’ye dev yatırım
Ravago Türkiye ve Ortadoğu YKB Mehmet Turan Onur
B
elçika merkezli Ravago markasının Türkiye ve Ortadoğu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Turhan Onur, ülkemizdeki faaliyetlerini ve markanın hedeflerini anlattı: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, kendinizden bahseder misiniz? 1982 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldum. Çeşitli sektörlerde çalıştıktan sonra 1998 yılında GE Polymerland Türkiye’ye katıldım ve burada 8
108
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
yıl Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptım. 2004 yılında Ultra Polymers Plastik Boya ve Kimya şirketini kurdum. 2008 yılından bu yana ise Ravago Türkiye ve Ortadoğu Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyorum. Ravago Group’un kuruluş ve gelişim süreci nasıl şekillendi? Belçika merkezli Ravago, Türkiye’nin tam liberalleştiği, birçok alanda serbest koşulabilecek parkurların belirlendiği ama
Plastik, kauçuk ve kimyasal maddeler alanında ülkemizin en büyük ikinci petrokimyasal üreticisi olan Ravago, Türkiye’ye yaptığı 3.5 milyon dolarlık Ar-Ge yatırımıyla sektördeki liderliğini perçinledi. koşanların henüz olmadığı bir dönemde buraya geldi. 1998 yılında kuruluşu yaptık. Bilerek radar altı kaldık. Bu bizim tercihimizdi ve bize birçok faydası oldu. Dövize endeksli satış yapma kararıyla işe başladık ve iyi ki de böyle yapmışız. Pek çok firma yok olurken biz büyüyerek çıktık krizlerden. Bunda tabii ki Ravago’nun güçlü sermaye yapısının da etkisi vardı. O tarihte Ravago’nun globalde satışları toplam 400 milyon Mark’tı. Bugün 10 milyar Euro.
MARKANIZ HEDEFİNE ULAŞSIN! FİLM
F OTO TA S A MED
MEDYA SATIN ALMA Marka bilinirliğini arttırmak için ulusal ve uluslararası tüm mecralarda firmanızın temsil edilmesi ve planlı satın alma hizmetleri
ĞR
AF
RIM
YA
TASARIM HİZMETLERİ
FOTOĞRAF ÇEKİMİ
TANITIM FİLMLERİ
Kreatif becerileri yüksek ekibimiz ile kurumsal kimlik oluşturma, masa üstü yayıncılık ve tüm çizgi altı tasarım hizmetleri
Profesyonel stüdyo ortamında ürün çekimi, dış mekan, organizasyon ve CEO imaj fotoğraf çekimi hizmetleri
Tanıtım filmi, belgesel, TV reklam ve 3D animasyon yapımlar, kongre ve organizasyon çekimleri için prodüksiyon ve postprodüksiyon hizmetleri
www.cacaajans.com
+90 554 740 19 16 PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
109
Ravago Türkiye’nin, faaliyetleri, ürün yelpazesi ve Türkiye pazarındaki yeri hakkında bilgi verebilir misiniz? Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de plastik, kauçuk ve kimyasal maddeler alanında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türkiye’nin 2. büyük petrokimyasal üreticisi Ravago Türkiye, 169 bin metrekarelik fabrika alanı üzerinde yer alan 3 üretim tesisi ile 280 bin tonluk üretim kapasitesine sahip bir şirket. Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de plastik, kauçuk ve kimyasal maddeler alanında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 3.5 MİLYON DOLARLIK AR-GE MERKEZİ Ravago Group’un Türkiye’ye 3,5 Milyon Dolar’lık yatırımla kurduğu Ar-Ge Merkezi hakkında neler söyleyeceksiniz? Ravago olarak yaptığımız çalışmalar ile sektöre liderlik eden bir grubuz. Rakiplerden önce inovasyon üretmemiz lazım ki; Ravago, sektörde yıllardır devam eden öncü firma konumunu sürdürülebilir şekilde devam ettirsin. Biz, dünyanın öncü firmasıyız. Bu da bize en iyi yapmak adına büyük bir sorumluluk veriyor. Bu Ar-Ge tesisi duyduğumuz bu büyük sorumluluğun eseridir. Yeni Ar-Ge Merkezi’nin istihdam profili, üretim hacmi ve teknolojik altyapısı hakkında bilgi alabilir miyiz? Ravago Türkiye olarak haziran ayında 30 çalışanı bulunan bir Ar-Ge
110
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
merkezimizi kurduk. Resmi açılışını da geçtiğimiz ay içerisinde yaptık. Belçika merkezli dünya plastik devinin Avrupa’daki ilk geniş çaplı Ar-Ge merkezi bu. 3.5 milyon dolar yatırımla 4 bin metrekarelik bir alanda kurulan bu merkez, TÜBİTAK ile işbirliği içinde projeler gerçekleştiriyor. 2 projemiz kabul edildi, diğer 3 proje için de görüşmelerimiz devam ediyor. Yani faaliyete başladığımızdan beri geçen 5 aylık süreçte 5 farklı proje geliştirmişiz. Merkez sektöre öncülük edecek teknoloji ve donanıma sahip. 30’dan fazla uzman bu merkezde çalışıyor. Bunların 20’si Türk mühendisler. Amerika, Çin ve Rusya gibi teknoloji devi ülkeler için inovasyon üssü olarak faaliyet gösterecek olan Ar-Ge merkezimiz petrokimya sektöründeki TPE, mühendislik plastiği, EPS, PU, TPU ve silikon kauçuğu gibi birçok alt dalı biraraya getiren bir merkez olmasıyla farklılaşıyor. Aliağa’daki yeni üretim tesisinizde hangi ürünler ile sektöre hizmet vereceksiniz? Bu yatırımın Türkiye’ye ve firmanıza sağlayacağı avantajlar hakkında neler söyleyeceksiniz? Şu anda üretim tesislerimizde ürettiğimizden farklı ürünler olmayacak. Ancak bu yeni üretim tesisimiz Endüstri 4.0 standartlarında full otomasyonlu, modernizasyonu tamamlanmış, RPU kapasite artırımına göre uyarlanmış bir tesis özelliği taşıyacak. Ravago, Türkiye’nin 2. büyük petrokimya üreticisi. Bu konumumuzu devam ettireceğiz. 38 MİLYON EURO’LUK YATIRIM TAMAMLANIYOR Ravago Türkiye olarak bundan sonraki hedef ve beklentileriniz nelerdir? Sırada yeni ürün, yatırım veya projeleriniz var mı? 2018 yılında EPS, taş yünü ve mühendis plastiklerinde kapasite artırımına gideceğiz. Önümüzdeki dönemde RPU kapasite artırımı ve modernizasyonu için İzmir Aliağa bölgesinde 38 milyon Euro’luk bir yatırımla 40.000 m2 kapalı alanda hizmet verecek full otomasyonlu bir
üretim tesisini bitiriyoruz. Bu yatırım da bize yaklaşık 40 bin ton ilave kapasite getirecek. Yakın vadede ise, Doğu Anadolu Bölgesi’nde taş yünü üretim tesisi açmayı planlıyoruz. Avrupa’nın 2. seramik yünü yatırımını tamamladık. 2018’de yüksek performanslı cam yünü yatırımımızı yaparak, Türkiye sanayisi ve lider endüstrileri için bir başka ilki hayata geçireceğiz. Dolayısıyla önümüzdeki yıl da yatırımlarımızın devam ettiği beklentilerimizin çok olduğu bir yıl olacak. Sizce 2017 yılı Türkiye plastik sektörü için nasıl bir yıldı? Şu anda size göre sektördeki en önemli trendler nelerdir? Ravago Türkiye olarak bu yılı 1 milyar Dolar ciro ile kapatıyoruz. Plastikte Türkiye pazarı her yıl GSMH’nin 3 ila 4 katı büyüyor. Biz bunun da üzerinde büyüyoruz. Bu yıl sektörün büyüme beklentisi miktar bazında yüzde 15-16’ıydı, biz ise yüzde 17 büyüdük. Dolayısıyla bizim açımızdan güzel bir yıl oldu. Önümüzdeki yıl üretimden ihracata toplamda %18’lik büyüme ile 1,2 milyar Dolar’lık ciro hedefliyoruz. Maalesef Türkiye’de plastiğin geri kazanımı ile ilgili bir boşluk var. Garip bir şekilde hala belediye ihaleleriyle yürüyor, kimileri bunları yakıp enerji üretmek gibi sevdalara kapılıyorlar. Hurdanın hurda edilmesi sürüyor, hurdanın değer edilmesine geçemedik. Bu işi erbaplarına danışarak organize etmek gerekiyor. Türkiye’de malesef plastik tasnif edilemiyor. Avrupa’da bu öyle güzel yapılıyor ki. Plastiğin geri kazanılması konusunda otomotiv ve elektrikli ev eşyaları öncü. Geridönüşümlü ürünler talep ediyorlar. Bu nedenle Aliağa’daki tesisimize bir geri kazanım ünitesini ekliyoruz şimdi. Plastik balya olarak giriyor, ayrıştırılıyor, yıkanıyor, mineral ve cam elyafla takviye ediliyor. Bin TL’ye satılan ekonomik çamaşır makinelerine uygun kazan üretebilecek hammadde böyle üretiliyor. Bunu Avrupa’da yapıyorduk, Türkiye’de de yapacağız. P
high performance melt filters
ERF Eriyik Filtreleri Sürekli • Yenilikçi • Kanıtlanmış
2004 yılında Ettlinger ilk ERF 250 Sürekli Eriyik Filtresini geri dönüşüm endüstrisinin kullanımına sundu. O günden beri sürekli geliştirilen tasarım ERF 350 modeli ile son haline ulaştı. Yeni, modern bir tasarımın yanında daha iyi filtreleme kalitesi ve %28’e varan kapasite artışı gerçekleştirildi. ERF Eriyik Filtre teknolojisine geçtiğinizde elde edebileceğiniz getirilerin bazıları: %28’e varan daha yüksek kapasite, Haftalar ya da aylar boyunca elek değiştirmeden çalışma, Güvenilir, dayanıklı eleklerle daha iyi ürün kalitesi, Sabit basınçta çalışma, Filtrelenmesi zor, çok yüksek oranda kağıt, aluminyum, silikon, lastik, vb. kirliliklerde üstün performans, • Endüstrinin en düşük eriyik kaybı! • • • • •
P2B Mühendislik ve Danışmanlık Ltd. Şti. • Istanbul Tel.: (216) 266 58 24 • E-Mail: info@p2b.com.tr www.ettlinger.com
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
111
GEzİ REHBERİ
GÖRKEMLİ İMPARATORLUĞUN MİRASÇISI
İTALYA Sanat ve kültürde dünyanın en köklü ülkelerinden biri olan İtalya size gör kırpıyor. Roma, 3 bin yıllık tarihiyle sizi ağırlamayı bekliyor.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
113
TARİHİN MİRASÇISI
İTALYA
Yüzyıllar boyunca pek çok Avrupa uygarlığına ev sahipliği yapan İtalya, sanat ve kültür bakımından dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan zengin mirası ve mutfağı, tüm dünya trendlerini belirleyen moda sektörü, nefes kesen kıyıları ve göz alıcı doğası ile dünyanın dört bir yanından turist çekiyor. İster ülkenin kuzey bölgesindeki Alpler’de kayak yapabilir, isterseniz Sardunya kıyılarında deniz ve güneşin keyfini çıkarabilirsiniz.
NERELER
GEZ İLİR
İtalya’da turizm sezonu tüm yıla yayılmakla birlikte açık hava sporları için en uygun dönem Nisan-Ekim, kış sporları için ise Aralık-Mart arası. Her zaman güneşli bir ülke olarak bilinse de ülkenin kuzey ve güney bölgelerinde önemli ölçüde iklim değişiklikleri gözleniyor. Örneğin, sürekli karlarla kaplı Alp Dağları Bölgesi bir yana, kuzeydeki endüstri bölgeleri, aşağı yukarı Avrupa’nın karasal iklimi ile aynı iklime sahip. Ancak en genel tabiriyle, kışın genellikle yağışlı olan İtalya, Nisan ve Kasım ayları arasında çoğunlukla güneşli ve sıcak oluyor. Yılın en sıcak zamanları ise Temmuz ve Ağustos ayları. Özetle iklimin ve sıcaklığın daha yumuşak olduğu Nisan-Mayıs-Haziran ayları İtalya seyahati için en uygun zamanlar.
114
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
TARİHİ ŞEHİR ROMA
İtalya’nın neresini ziyaret ederseniz edin inanılmaz bir kültürel deneyim yaşayacak, enfes yemeklerle damağınızı şenlendirecek, eşsiz manzaraları bırakıp gitmek istemeyeceksiniz. Dönüş vakti geldiğinde kalbinizi orada bırakacaksınız. Antik dönemden bu yana yalnızca Avrupa’nın değil dünyanın merkezinde olmayı başarmış şehirlerden biri olan 3 bin yıllık Roma şehri, Roma İmparatorluğu’na başkentlik yapan ve günümüz Avrupa kültürünün de merkezinde olmayı başaran metropollerden biri. İster Antik Roma’nın kalıntılarını görmeye gidin, ister Vatikan’ı ziyaret edin, isterseniz de kentin tarih kokan daracık sokaklarında İtalyan lezzetlerini tadın; Roma’da şehrin ne yanına giderseniz gidin her zevke hitap eden sürprizlerle karşılaşacaksınız.
KUTSAL VATİKAN
Vatikan’daki Piazza San Pietro Meydanı‘nda yer alan San Pietro; Campitelli’deki Piazza del Colosseo Meydanı‘nda yer alan gladyatörlerin dövüştüğü yer Colosseum, şehrin en gözde yerleri. MÖ. 27’de yapılmış ünlü tapınak; 4. yy’da Literano’da kurulan ve Papa’nın oturduğu yer olan San Giovanni Bazilikası mutlaka görmelisiniz. Campitelli’de bulunan Roman Forum; kentin simgesi haline gelen Neptune ve Tritons’un heykellerinin olduğu Trevi Çeşmesi; şehrin en güzel manzarasını gözler önüne seren Pincio Tepesi, Domus Aurea di Nerone, Sant’Angelo Kalesi, Capuchin Mezarlığı uğrak noktalar olarak gözden kaçmamalı.
?
NEREDE KALALIM NE YİYELİM
Forno Compo De’Fori : Roma’nın bu ünlü meydanına nasıl olsa yolunuz düşecek. Bu meydandaki tarihi fırının pizzaları çok lezzetli... Özellikle sadece domates sosu ile yapılan ‘Kırmızı Pizza’yı mutlaka tatmalısınız. Sadece ağustos ve eylül aylarında yapılan ‘Pizza Prosciutto e Fichi’ aşırı lezzetli. Beyaz pizzanın üstüne bol jambon ve olgun erik konuyor. Fattoincasa: Roma’nın o dar ve tarihi sokaklarının birinde küçük restorantlardan birisi de burası ama yiyeceğiniz lazanya o
kadar lezzetli olacak ki özellikle öğle yemeği icin mutlaka uğramak isteyeceksiniz. Günlük menüler hem fiyat olarak uygun hem de daha doyurucu. Salata, ana yemek olarak makarna ve içecekten olusan menude lazanya varsa kaçırmayın! Boscolo Exedra Roma : Piazza della Repubblica’da yer alan Boscolo Exedra Roma, tarihi 1800’lere dayanan etkileyici beyaz mermer bir binada hizmet veriyor. Bağımsız araştırmalara göre özellikle çiftler için bir numaralı tercih edilen nokta burası.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
115
“
“
Adriyatik Denizi’nin incisi olan Venedik, 118 adacık üzerine kurulu, 160’dan fazla kanal ve bunları birbirine bağlayan 600’den fazla köprüden oluşuyor. Doğuyla batının uyumlu bir sentezi olan bu şehir, bir zamanların güçlü devletlerinden olan Venedik Cumhuriyeti’nin de doğduğu topraklar
MASAL KENT
VENEDİK 116
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 140
117
Bes Plastik Genel Müdürü Hüsnü Çebi:
50 ülkeye ihracatla büyüyoruz 1
Günlük 25 ton işleme kapasitesiyle tek kullanımlık çatal, bıçak, kaşık, bardak çeşitleri, plastik gıda ambalajları, plastik çikolata ve şekerleme ambalajları, plastik oyuncak ve her türlü ürün teşhir standı üretiyoruz.
993 yılından itibaren Türk sanayisinde önemli bir rol üstlenen ‘‘Çebi’’ ailesinin plastik sektöründeki şirketi olan Bes Plastik Ambalaj San. Tic. A.Ş. üretimini Selimpaşa-Silivri’de gerçekleştiriyor. Fabrika, şirketin sahibi olduğu 10.000 m2 alanda üretim yapıyor. Bes Plastik üretimini, son teknoloji robot ve makine sistemleri ile gerçekleştiriliyor. Günlük 25 ton işleme kapasitesi ile tek kullanımlık çatal, bıçak, kaşık, bardak çeşitleri, plastik gıda ambalajları, plastik çikolata ve şekerleme ambalajları, plastik oyuncak ve her türlü ürün teşhir standı üretimi yapan firma yurt içindeki geniş ağının yanı sıra 50 ülkeye ihracat yapıyor. Bes Plastik Genel Müdürü Hüsnü Çebi, müşterilerin ihtiyaçlarına göre Ar-Ge departmanı ile yeni ürün ve kalıp seçenekleri sunduklarına dikkat çekerek sorularımızı yanıtlıyor:
118
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Daha çok hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz? Konusunda ve yaptığı işlerde her zaman yenilikçi olan firmamız, ürünlerinin büyük kısmını 50’nin üzerinde Avrupa, Balkanlar, Güney Afrika ve komşu ülkelere ihraç ediyor. Tek Kullanımlık Plastik Mutfak Eşyaları kategorisinde ihracat listesinde devamlı ilk 20 içinde yer alıyoruz. Bununla birlikte yurt içinde de önde gelen firmaların tedarikçisi konumdayız. Fabrikamızda üretilen her ürün kalite ekibimiz kontrolünde sevkiyata hazır hale gelerek müşteri memnuniyeti doğrultusunda sevk ediliyor. Üretimde kaliteyi sürdürülebilir hale getirmek adına neler yapıyorsunuz? Tüm üretimimiz ISO 9001, ISO 22000, BRC ve TSEK ile belgelendirilmiş durumda. Bunun yanı sıra 100’ün üzerinde farklı ürüne ait “Tasarım Tescil”, 28 farklı fikir ve buluşa “Faydalı Model” ve tescilli 5 adet “Marka Tescil”imiz bulunuyor. Talep edilen özelliklerde farklı kalıp ve
ürün üretimi yapabiliyoruz ve en yeni teknoloji CNC makinelerinde sürekli yeni ürün modelleri bünyemize katarak üretime devam ediyoruz. Üretimimiz her türlü plastik ürünü kapsıyor. Özellikle yoğunlaştığımız üretim alanı ise plastik gıda ambalaj kutuları, çikolata ve şekerleme kutuları, tasarımları farklı modelde kullan-at plastik çatal, bıçak, kaşık, bardak çeşitlerimiz ve her çeşit plastik gıda ambalajı ile müşterilerimize renkli bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Ürün çeşitliliğimiz, yenilikçi ekibimiz, üstün kalite anlayışımız ve hızlı tedarik sürecimizle geniş bir müşteri portföyüne sahibiz. Türkiye’nin önde gelen firmaları ve 150’den fazla yurt dışı firması portföyümüz de yer alıyor. Plastik gıda ambalajları üretimini, T.C. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’ndan tarafımıza verilen Üretim Sertifikası ile gerçekleştiriyoruz. Üretimini yaptığımız bütün ürünlerin insan sağlığına hiçbir zararı bulunmuyor.
Plastik, Kauçuk, Kal›p, Makina için...
Su ve Yağ Soğutucular› Enerji sarfiyat› düşük ekonomik ürünler
Friterm V Tipi Kuru Soğutucu
Friterm Yat›k Tip Islak Kuru Soğutucu
SERT‹F‹KALI GEOMETR‹LER ID Numarası
M2522-3/8” F3228-12mm F3833-12mm F3833-15mm M4035-12mm M4035-15mm
14. 06. 001 14. 04. 002 14. 04. 003 14. 04. 004 14. 04. 005 14. 04. 006
SICAK/SO⁄UK SU BATARYALARI FRT COILS V 4 YAZILIMI
DO⁄RUDAN SU SPREYLEME S‹STEML‹ ISLAK/KURU SO⁄UTUCULAR
ÜRÜN SEÇ‹M PROGRAMI V 5.0
D‹KEY T‹P VE V T‹P‹ ECOMESH S‹STEML‹ ISLAK KURU SO⁄UTUCULAR
S‹SLEME S‹STEML‹ ISLAK/KURU SO⁄UTUCULAR
Merkez / Fabrika: İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi Dilek Sokak No:10 X-12 Özel Parsel Tuzla 34957 İstanbul / TÜRKİYE Tel: +90 216 394 12 82 (pbx) Faks: +90 216 394 12 87 info@friterm.com www.friterm.com
twitter.com/friterm
facebook.com/friterm
linkedin.com/company/friterm PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
119
Yoğunlaştığınız alanları ve çalıştığınız sektörler hakkında bilgi verebilir misiniz? Firmamız, tek kullanımlık plastik çatal, kaşık, bıçak, bardak başta olmak üzere pek çok ürünü iç pazarın yanı sıra dünyanın dört bir yanına ihraç ediyor. Globalleşen dünyada geniş bir pazar ağına sahibiz. Bunun yanı sıra Türkiye’de bulunan büyük ölçekli çikolata ve şekerleme üretimi ve ihracatı yapan firmalara çikolata kutuları ve gıda ambalajlarını son sistem Gıda Kalite ve Hijyen Yönetmeliklerine göre üretiyoruz. Gıda ve oyuncak ambalajları ile ilgili sektör değerlendirmenizi alabilir miyiz? Üretimini yapmakta olduğumuz gıda, oyuncak ve tek kullanımlık ürünlere Türkiye ve dünya pazarındaki ihtiyaç giderek artıyor. Bu üretimi standartlara uygun olarak yapmak gerekiyor. Gıda hijyen ve sağlık konularında yeterli ekip ve ekipmana sahip firmalar standartlara uygun üretim yapabiliyor. Ancak merdiven altı dediğimiz üreticilerin sağlıksız koşullarda üretim yapması son derece tehlikeli ve bu nedenle bu tür riskli üretimin önüne geçilerek durdurulmalı. Hedefleriniz ve plastik sektörünün genel görünümü hakkında neler söyleyeceksiniz? Giderek büyüyen firmamız Amerika başta olmak üzere daha çok pazara ulaşmak için
120
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
çeşitli çalışmalar yapıyor. Her geçen yıl hem kapasitesini hem ürün yelpazesini genişleterek yeni pazarlara açılan Türk plastik sektöründe önemli noktalara gelmek en önemli hedefimiz. Türkiye’ de plastik sektörü kalitestandartlarında üretimin yapılması için gerekli kontrollerin arttırması ve bu standartlarda üretim yapmayan firmalarında sektörden geri çekilmesi gerekiyor. NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ YETİŞTİRİLMELİ Size sektördeki en temel sorun nedir? Plastik sektörde kalifiye eleman sıkıntısı büyük. Dünya genelinde ciddi potansiyele sahip olan plastik ve ambalaj sektörü ülkemizde de oldukça önemli. Türkiye’de hemen hemen her sektörde var olan nitelikli iş gücü sıkıntısı plastik ve ambalaj sektöründe de mevcut. Yoğun rekabet ortamı firmaların da sürekli bir değişim ve yenilenme içerisinde olmasını gerektirdiğinden yeni kuşaklar oldukça önem taşıyor. Kalifiye eleman konusunda mesleğe yönelik eğitim almış ve mesleki alanda kendisini geliştirebilecek alt yapı ile donatılmış yeni mezunların daha çok olması gerekiyor. Her yıl binlerce üniversite mezunu veren ülkemizde, yaşanan nitelikli elaman sorununun giderek büyümesi meslek liselerinin önemini arttırıyor. Türkiye’nin genç nüfusunun sunduğu gelişim potansiyelinden yararlanabilmesi
için gençlere daha ciddi oranda yatırım yapılması ve bu potansiyelin nitelikli elemanlara dönüştürülerek sanayinin hizmetine sunulması lazım. Türkiye, nitelikli eleman yetiştirmesi halinde ucuz işgücüyle sermaye çekebilecek ülke konumundan çıkarak nitelikli iş gücüyle farklı sermaye gruplarını kendisine çekebilecek ve sanayimiz daha ileri teknoloji yatırımları ile arzu edilen yüksek katma değerli üretim ve ihracat yapısına ulaşabilecek. Ayrıca firmamız bünyesinde patent, tasarım ve tescil konularıyla ilgili ciddi yatırımlar yaparak markalaşma konusunda oldukça hassas ve öncelikli bir tutum sergiliyoruz. KDV ORANINDA İYİLEŞTİRME TALEBİ Son mesajınızı alabilir miyiz? Tek kullanımlık ürünlerimiz ve gıda ambalajlarımızın gıda kategorisinde değerlendirilip KDV oranında iyileştirmeye tabi tutulmasını talep ediyoruz. KDV sisteminin sadeleştirilmesi gerekiyor. Üretim üzerindeki yük kalkarsa daha olumlu sonuçlar alırız. Üretimden KDV alınmaması, ithalat aşamasında üretici üzerine yüklenilen KDV’yi ortadan kaldıracağından sektörümüz açısından da finansman ihtiyacını azaltır. KDV aslında tüketim üzerinden alınması gereken bir vergidir. İsteriz ki, KDV Kanunu mükellef üzerinde eziyete dönüşmesin, üretimi yatırımı engellemesin, işletmelere ağır finansman yükü getirmesin. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
121
5.Uluslararası Geofoam Konferansı
Girne’de düzenlenecek
G
enleştirilmiş polistiren (EPS) blok (Geofoam blok), EPS’in hafif dolgu malzemesi olarak inşaat mühendisliği uygulamalarında kullanılmasına verilen isimdir. Geofoam, özellikle oturma potansiyeli yüksek, taşıma gücü düşük zeminler üzerine inşa edilecek otoyol dolgularının imalatında geleneksel zemin ıslahı yöntemleri ile zemini iyileştirip üzerine sıkıştırılmış toprak dolguların inşasına alternatif olarak Norveç, Hollanda, Amerika ve Japonya başta olmak üzere pek çok ülkede kullanılmakta. Geofoam’un yoğunluğu geleneksel sıkıştırılmış toprak dolgusunun yoğunluğunun yaklaşık elli-yüzde biri olduğu için Geofoam dolgunun zemine uyguladığı düşey yük sıkıştırılmış toprak dolgulara göre yaklaşık elli-yüz kat daha az. Dolayısı ile geofoam ile inşa edilen dolgular sayesinde toplam oturmalar önemli şekilde azaltılmış olur. Sadece ilk yatırım maliyetine değil, aynı zamanda uzun süreli performans kriterlerine de bakıldığı zaman geofoam yol dolgularının geleneksel dolgulara
122
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
göre bakım maliyetlerinin daha az olduğu görülüyor. Otoyol dolgularının yanı sıra geofoam bloklar otoyol genişletilmesinde, istinat duvarı arkasında geri dolgusu olarak, sismik kuvvetleri sönümlemede, menfez ve gömülü borulara gelecek yapısal hasarları önlemede, gürültü koruyucu set inşaatlarında ve köprü yol yaklaşım rampalarının imalatında pratik ve ekonomik yöntem olarak kanıtlanmış bir teknoloji. Dünya’nın farklı ülkelerinde 1972 yılından beri yüzlerce projede başarıyla kullanılıyor. Geofoam teknolojisinin gelişimi ve geldiği yer, şimdiye kadar yapılan bazı projelerin uygulamacı ve akademisyenlerce anlatılması, gelecek kullanımlarla ilgili projeksiyon yapılması için 5. Uluslararası Geofoam konferansı Girne, Kuzey Kıbrıs’da yapılacak. (The 5th International Conference on Geofoam Blocks in Construction Applications, EPS 2018, http://www.geofoam2018.org). 5. Uluslararası Geofoam Konferansı, geofoam’un inşaat mühendisliği
uygulamalarında araştırma yapan bilim adamlarını, geofoam hafif dolgu sistemini çözüm ortağı olarak tasarlayan karayolu ve demiryolu proje firmalarını ve yüklenicilerini, geofoam blok, hammadde ve makine üreticilerini 9-11 Mayıs 2018’de Girne’de bir araya getirerek geofoam teknolojisindeki son gelişmelerin tartışılacağı bir platform yaratacak. EPS2018 kongresi geofoam’un inşaat mühendisliği uygulama alanlarına ve geofoam teknolojisine bundan önce düzenlenen Oslo (1985), Tokyo (1996), Salt Lake City (2001) ve Oslo (2011) konferanslarından edinilen temel birikimlerin ışığı altında katkıda bulunacak. Kongre Konu Başlıkları • Geofoam’un kullanım alanları • Genleştirilmiş polisteren • Geofoam’un malzeme özellikleri ve modelleme • Geofoam tasarım şartnameleri • Geofoam’un inşaat mühendisliğindeki uygulama alanları • Geofoam teknolojisindeki yeni gelişmeler ve özel konular. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
123
Çin seyahatleriniz için
vize ve oteliniz hazır
A
sya’nın bir, Dünyanın 2 numaralı en büyük plastik ve kauçuk ticari fuarının yapıldığı Çin’e gitmek isteyenlerden resmi davetiye talep edilmesi bu ülkeye gidişi eskiye nazaran biraz daha zahmetli hale getirdi. 15.02.2016 tarihinden itibaren Çin vizelerinde resmi davetiye talep ediliyor ve önceleri kullanılan şirket davetiyeleri artık kabul görmüyor. Resmi davetiye sadece Çin’deki resmi makamlardan alınabiliyor. Bu davetiye için Çin’de görüşme yapacağınız firmanın, resmi makamlara başvuru yapması ve sizin tüm sorumluluğunuzu üzerine
124
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
aldığını beyan etmesi gerekiyor. Bu başvurunun ardından araştırma yapılıyor ve davetiye veriliyor. Ayrıca Türkiye’deki, Çin Konsolosluğu, söz konusu davetiyenin orijinalini talep ediyor. Bu durum vize başvurularında ek olarak 10-12 günlük gecikmeye sebep oluyor. PAGEV, firmaların uygulamadan olumsuz etkilenmemesi için tüm vize işlemlerini program ücreti dahilinde çözüme kavuşturuyor. Vize ile ilgili güçlükler nedeniyle, Çin seyahat programlarının erken yapılması gerektiğini belirten PAGEV uzmanları, fuar ve iş seyahatlerinde vizenin yanı sıra kalınacak oteller
konusunda da cazip seçenekler sunuyor. 5*JW MARRIOTT TOMORROW SQUARE OTEL • Shanghai merkezde Nanjing road yanında 60 katlı, 342 modern şık odası ile Şangay’ın ikon otellerinden biridir. • Şangay da konaklayan kişilerin oyladığı tripadvisor da 5127 otelin içinde 12. sırada, bulunduğu Nanjing Road bölgesinde 1. sıradadır. • Kullanacağımız oda tipi Deluxe Room 38 m2 ferah, büyük, şık odalar olup, otelde odalar rezerve edilmiştir. • Otel, fuara 12 km -20 dk. uzaklıkta. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
125
PlastPak İzmir 2018 için geri sayım devam ediyor
“
PlastPak İzmir 2018 Plastik ve Ambalaj Teknolojisi Makine ve Malzemeleri Fuarı, 10-14 Nisan tarihleri arasında kapılarını açmaya hazırlanıyor.
“
126 126
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
E
ge Bölgesi’nin en büyük Plastik ve Ambalaj Fuarı olmayı hedefleyen PlastPak İzmir 2018 Plastik ve Ambalaj Teknolojisi Makine ve Malzemeleri Fuarı, bu yıl ilk kez TÜYAP ve İZFAŞ işbirliği; PAGEV, ASD, EGEPLASDER, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Odası destekleri ile 10-14 Nisan 2018 tarihleri arasında plastik sektörüne kapılarını açacak. Bölgenin gözde fuarı olmayı hedefleyen PlastPak Fuarı; düzenlendiği ilk yıl olan 2017de 12 ülkeden 130 firma temsilciliğine ev sahipliği yaptı. Bununla birlikte Doğu Avrupa, Balkanlar, Afrika, Batı, Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu, Güney Asya, Batı Avrupa ve Kuzey-Güney Amerika’dan olmak üzere 27 ülkeden ve 48 şehirden toplamda 9.217 profesyonel ziyaretçiyi ağırladı. PlastPak Fuarı; İzmir’in konumu, kapsamı, bölgesel kimliği ve dinamik yapısıyla sektörünün en önemli ticaret merkezlerinden biri olmayı hedefliyor. İzmir’in, sanayi, turistik ve ticari konumunun yanı sıra hedef bölgelere olan stratejik yakınlığı
da PlastPak İzmir’in çekiciliğini arttıracak. Bölgedeki firmaların ihracat yapmasına katkıda bulunabilecek ve nitelikli ürün ve ambalaj ihtiyacını karşılayabilecek bu organizasyon, İzmir’de son teknoloji altyapısıyla kurulmuş olan modern fuar alanında düzenlenecek. PlastPak İzmir 2018 Plastik ve Ambalaj Teknolojisi Makine ve Malzemeleri Fuarı’na katılmayı düşünen ve detaylı bilgi almak isteyen firmalarımızın ise aşağıda iletişim bilgileri bulunan fuar yetkilileri ile irtibata geçmeleri gerekiyor. İletişim Bilgileri: İstanbul: Arzu Fırat Özener - Proje Grup Başkan Yrd. 0212 867 11 19 arzufirat@tuyap.com.tr İzmir: Ezgi Eronat - Proje Müdürü 0232 464 92 01 P ezgieronat@tuyap.com.tr Fuar m2 fiyatları 0 – 40 m2 41 – 80 m2 340 TL+KDV 320 TL + KDV 81 – 120 m2 121 m2 ve üzeri 300 TL + KDV 280 TL + KDV
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
127
Polser markasını
70 ülkeye taşıdı
Cam elyaf takviyeli plastik levha üreticisi Polser Genel Müdürü Ahmet Çınar, “AB ülkeleri başta olmak üzere ABD’den, Yeni Zelanda’ya kadar 70 ülkenin içinde bulunduğu geniş coğrafyaya ürünlerimizi sunuyoruz.
İ
stanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Yüksek Mühendisi Abdülkadir Çınar tarafından 1972’li yıllarda temelleri atılan Çınar İnşaat yıllar sonra Çınar Şirketler Grubu’na dönüştü. Bugün itibariyle Çınar Grubuna bağlı olan Polser A.Ş., yurt içi pazarında liderliğe ulaşırken, uluslararası pazarda da önemli rol üstlendi. Cam elyaf takviyeli plastik (CTP) levha üretiminde dünya markası olma yolunda ilerleyen Polser, AB ülkeleri
128
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
başta olmak üzere ABD’den Yeni Zelanda’ya kadar 70’e yakın ülkenin içinde bulunduğu geniş coğrafyaya ürün sunuyor. Gıda üretiminde hijyenin, olmazsa olmazlardan biri olduğunu söyleyen Polser Genel Müdürü Ahmet Çınar, düz levha üretiminde dünyanın önde gelen üreticilerinden biri olarak, gıda sanayi işletmelerine de hijyeni sağlamaya yönelik çözümler sunduklarını söyledi. Çınar, hijyen sağlamayan yatırımların,
kısa servis ömürleri ve sürekli bakım masrafları nedeniyle maliyet avantajı sağlamadığı uyarısında bulundu. Polser, özellikle 2015 yılında patentini aldığı antimikrobiyel özellikte Frigoser AMB markalı CTP levha ve Isoboard AMB markalı CTP kompozit paneller ile aktif hijyen yaratma konusundaki iddiasını güçlendirdi. Marka, gıda sanayi işletmelerinde hijyenin sağlanmasına önemli bir destek sunuyor.
Dünyada tek Dünyada halen sadece Polser A.Ş. tarafından üretilen bir nano malzeme olan ve geniş spektrumda tüm mikroorganizmalara karşı %99,999 etkili ürünün, ana kullanım alanları ise başta süt, süt ürünleri, et ve balık olmak üzere hastaneler, laboratuvarlar, soğuk zincir taşımacılığı ve gıda depoları. Çınar Grubu’nun ilk firması olan Çınar İnşaat, 1972 yılında faaliyete geçtikten sonra özellikle konut inşaatlarına dönük projeler gerçekleştirmişti. Firma, o yıllarda özellikle yokluğu hissedilen banyo küvetleri konusunda kendi imkanları ile kompozit küvet imalatı için kurduğu Mervet markası, daha sonra 1986 yılından itibaren Polser A.Ş. olarak daha geniş bir yelpazede kompozit yapı malzemeleri üretecek şekilde kabuk değiştirdi. MARKA İHRACAT ODAKLI BÜYÜDÜ Polser, 1996 yılında ilk sürekli kalıplama CTP levha üretim hattını devreye alarak üretim kapasitesini 10 kat arttırdı ve takip eden yıllarda 2. ve 3. üretim hatları ile mevcut 10.000.000 m2/yıl kapasitesine ulaştı. Modern üretim hatlarının ürün kalitesine yaptığı büyük katkılar sayesinde Polser A.Ş., 2000 yılından itibaren yurt dışı pazarlara satış yapmaya başladı ve ihracata dayalı büyüme modelini uygulamaya devam etti. Polser ürün portföyünde özellikle hijyen sektörü için geliştirilmiş cam elyaf takviyeli levha ve kompozit paneller bulunuyor. Bu ürünler özellikle hem yeni gıda işletmeleri projelerinde, hem de eskimiş tesislerin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Çevre Bakanlığı normlarına uygun gıda işletmeleri haline getirilmesine yönelik projelerinde kullanılıyor. Polser, özellikle 2015 yılında patenti alınan anti mikrobiyel özellikte Frigoser AMB markalı CTP levha ve Isoboard AMB markalı CTP kompozit paneller ile aktif hijyen yaratma konusunda son derece iddialı. Bu ürün, dünyada şu anda sadece Polser A.Ş. tarafından üretilen bir nano malzeme ve geniş spektrumda tüm mikroorganizmalara karşı %99,999 etkili. Ana kullanım alanları başta süt,
süt ürünleri, et ve balık olmak üzere hastaneler, laboratuvarlar, soğuk zincir taşımacılığı ve gıda depoları. Su bazlı olması, ağır metal içermemesi ve doğada tam çözünebilmesi sayesinde son derece güvenli bir ürün. MARKA, KALİTE VE HİJYEN UYARISI Polser A.Ş. olarak en önemli önceliklerinin Ar-Ge çalışmaları neticesinde çalıştığımız sektörlerde hedef pazarlarımıza dönük klasik yapı malzemeleri yerine geçecek mühendislik plastikleri üretmek olduğunu belirten Genel Müdür Ahmet Çınar, “bu sayede müşterilerimiz için katma değer yaratacağız. Polser’in geliştirdiği anti mikrobiyel levha ve paneller, hem Türkiye’de hem de dünyada bir ilk. Polser A.Ş., halihazırda kendi kendini temizleyen bir sonraki jenerasyon anti mikrobiyel levhalar konusunda da Ar-Ge çalışmaları yürütmekte. Polser, Ege Bölgesi’nde ihracat şampiyonu olan ve her sene ödül alan bir şirket. Başta ABD, AB ve Japonya olmak üzere 70 ülkeye ihracatımız var. Ürettiğimiz ürünlerin %85’i ihraç ediliyor. Polser Europe adı altında Milano’da faaliyet gösteren bir şirketimiz bulunuyor ve AB ülkelerine ihracatlarımızı koordine ediyor. 2017 yılında Polser USA firmasını devreye almayı planlıyoruz. Maalesef Türkiye’de, gıdanın üretiminden tüketiciye ulaşmasına kadar olan aşamalarda hala işin gereği olan yatırımı yapmayan pek çok firma var. Burada özellikle eskimiş tesislerde yapılan üretimler, eğer Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık
Bakanlığı denetimlerine takılırlarsa, “mecburen” yenileme yatırımlarına yöneliyorlar. Ancak genelde böyle bir durumda bile en ucuz malzemeler ile asgari yatırımları yaparak, “günü kurtarma” yoluna gidiyorlar. Halbuki hijyen koşullarını pek de sağlamayan bu üretim tesisleri, orta vadede kısa servis ömürleri ve sürekli bakım gerektirmeleri nedeni ile maliyet avantajı sağlamıyor” dedi. Polser olarak bu tip işletmelere ilk yatırım maliyetlerini uzun vadelere yayma konusunda gerekli desteği sunduklarını söyleyen Çınar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üretimini yaptığımız anti mikrobiyel levha ve panellerin en önemli özelliği, hiçbir bakım gerektirmemesi ve işletmedeki binanın ömrü kadar servis ömrünün olması. Bunu piyasadaki klasik yapı malzemelerinin hiçbiri sağlayamamakta. Yeni işletme yatırımları bakımından ise Türkiye’de gerçekten büyük yatırımlar yapılıyor. Burada da maalesef bazı projelerde son 30 senedir kullanılagelen standart yapı malzemeleri ve hijyenik olmayan ucuz metal paneller kullanılıp geçiliyor. Halbuki bu firmalar ciddi reklam bütçelerine sahip ve bu bütçelerini biraz kısıp doğru yapı malzemelerini rahatlıkla finanse edebilirler. Bu ezberi bozmak için Almanya’daki bağımsız laboratuvarlarda yapılan test sonuçlarını gösterip, ürünlerimizi anlatmak için ciddi bir gayret sarf ediyoruz. Hatta kendi gözleri önünde yapılan swap testleri ile mevcut işletmelerinin hijyen durumunu ve ürünlerimizin yüzeyindeki hijyeni gözler önüne seriyoruz.” P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 142
129
PLASTİK Proses Makinaları’nda Vida/Ocak ve sıcak yolluk temizliği
U
LTRA SYSTEM SA, 2004 yılından beri plastik işleme makineleri için yüksek kalite temizleme bileşikleri (Purging Compound) geliştirmekte ve üretmekte. ULTRA PLAST markası altında Ultra System’in temizleme bileşikleri hızlı bir şekilde pazarda büyüyerek dünya çapında bilinir bir hale geldi. Kalite ve inovasyonu iç içe geçirerek güçlü bir şekilde sunan Ultra System, AR&GE ve yenilikçi teknolojilerdeki önemli yatırımları sayesinde ürün yelpazesini devamlı surette geliştirmekte. Plastik firmalarının temizleme bileşiklerinin fayda ve avantajlarını görmesi ile birlikte, bu ürünlerin kullanımı dünya genelinde yayılmakta. Aşağıdaki tabloda Ultra Plast’ın faydalarını kısaca görebilirsiniz. İlk olarak Ultra Plast renk ve malzeme geçişi esnasında bir
130
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
önceki üretimdeki boya ve hammaddeyi temizlemek için kullanılan büyük miktardaki hammaddeyi minimize etmekte. Bu amaçla kullanılan büyük miktardaki hammadde yerine birkaç kilogram yeterli olabilmektedir. İkinci olarak, renk ve/veya malzeme geçişi esnasında makinenin çalışmadığı süre kayda değer bir maliyete sahiptir ve direk üretim verimliliğinin düşmesi anlamına gelir. Bu geçiş süresi yalnızca Ultra Plast gibi iyi bir temizleme bileşiğinin kullanımı ile ciddi bir biçimde azaltılabilir. Ultra Plast, yalnızca kimyasal etki ile çalışarak, metalik makine parçalarına zarar vermez. Diğer aşındırıcı temizlik bileşikleri, kullanım sonrası siyah benekler gibi üretim hatalarının yeniden ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Diğer faydaları ise ürün formülünde
saklıdır: en katı düzenlemelere göre %100 gıdada kullanılabilir bileşenler ile Ultra Plast ürünleri gıda paketlemeden tıbbi kurumlardaki teknik paraçlara kadar geniş bir yelpazede tüm sektörler için uygundur. Ultra System 2014 yılında şirket merkezini ve üretim tesisini ürünlerinin kalite standartları ile uyuşan bir çevrede İsviçre’ye taşıdı. Ultra System 2015 yılında, Swiss Qualipurge teknolojisi ile Ultra Plast “CS” sınıfının piyasaya sürülmesi ile, piyasadaki en yenilikçi ürünler ile temizlik operasyonları standartlarında yeni bir eşik ortaya koydu. Sıkı dağıtım ve acente ağı sayesinde Ultra Plast şu anda tüm dünyada mevcut. Türkiye’de, resmi distribütör İstanbul Uniplast Plastik San.& Tic. A.Ş.’de bulunmakta. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
131
A. Schulman Türkiye Genel Müdürü Ekin Kurt
Amerikalı A.Schulman’dan TÜRKİYE’YE YATIRIM 4800 kişiyi istihdam eden marka, yüksek performanslı plastik kompaundlar, kompozitler ve polimerlerin dünya çapında önde gelen uluslararası tedarikçisi olarak 89 yıldır hizmet veriyor. 132
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
D
ünya genelinde 54 üretim tesisine sahip Amerika merkezli A. Schulman, Türkiye’ye yatırım yaptı. Tekirdağ-Çerkezköy Organize Sanayi bölgesine kurdukları fabrika ve faaliyetleri hakkında PAGEV’e konuşan A. Schulman Türkiye Genel Müdürü Ekin Kurt, markanın hedeflerini anlattı: Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliğini bitirdikten sonra Fiziko Kimya dalında Yüksek Lisans ve MBA yaptım. 1993 yılında İsviçre merkezli Clariant firmasında profesyonel iş hayatıma başladım. Firmanın Belçika’daki tesisinde teknik alanda, Türkiye’deki tesisinde ise satış ve yönetim alanında çeşitli görevler aldım. Belçika’da çalışmam bana farklı kültürlerle tanışmam açısından da çok faydalı oldu. 18 yıl süren Clariant firmasındaki kariyerimin son 5 yılında Türkiye Masterbatch Bölüm Başkanı olarak görev yaptım. 2013 yılında katıldığım Amerika merkezli A.Schulman firmasında Türkiye Genel Müdürü ve Türkiye Yönetim Kurulu üyesiyim. Ayrıca Türkiye’deki üretim tesisi yatırım projesine
liderlik ettim. Mevcut görevlerime ilave olarak Aralık 2016’dan bu yana Türkiye ve Orta Doğu Bölge Satış Müdürlüğü görevini de yürütmekteyim. Faaliyetleriniz ve hizmet sunduğunuz pazarlar hakkında neler söyleyeceksiniz? Alex Schulman tarafından 1928 yılında Akron, Ohio’da (K.Amerika) kurulan şirket, yüksek performanslı plastik kompaundlar, kompozitler ve polimerlerin dünya çapında önde gelen uluslararası tedarikçisi olarak 89 yıldır hizmet veriyor. Yaklaşık 4800 kişi istihdam etmekte olan A. Schulman, Dünya genelinde 54 üretim tesisine sahip. Firmamızın hizmet sunduğu başlıca pazarlar; ambalaj (Fleksibil ve rijit ambalajlar), otomotiv (İç ve dış parçalar), yapı ve inşaat (EPS ve XPS endüstrileri, boru ve izolasyon), elektronik ve elektrik (Mühendislik plastikleri, yapı ve inşaat uygulamaları), tarım (Sera, malç, silaj, sulama sistemleri, tanklar), kişisel bakım ve hijyen (Kozmetik, breathable), spor, eğlence ve ev (Stadyum koltukları, suni çim, koruyucu kasklar, vb)
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
133
A.Schulman’ın geniş ürün yelpazesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Başlıca ürün gruplarımız; MASTERBATCH: Additive Masterbatches, White Masterbatches, Black Masterbatches, Color Masterbatches & Liquid Colors, Breathable Compounds, Filler Masterbatches, Gel-Coats, ENGINEERED THERMOPLASTICS: Polyamide Compounds, Thermoplastic Polyester Compounds, Polymer Blends, Styrenics, PP Compounds, Polyacetals Flame Retardant Compounds, Compounds Based on Recycled Raw Materials, High Performance & Specialty Compounds, Flexible Materials, Other SPECIALTY POWDERS; Custom Powders, Rotational Molding, Toll Processing Services, ENGINEERED COMPOSITES: Quantum Engineered Structural Composites®, Bulk Molding Compounds (BMC), Sheet Molding Compounds (SMC), Thick Molding Compounds (TMC), DISTRIBUTION SERVICES.
134
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Türkiye deki faaliyetleriniz hakkında sizden bilgi almak isteriz? 2007 yılından itibaren A. Schulman Plastik Sanayi ve Tic. A.Ş. olarak Türkiye de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türkiye merkez ofisimiz İstanbul-Ümraniye de olup yeni kurduğumuz fabrikamız TekirdağÇerkezköy Organize Sanayi bölgesinde. Tekirdağ-Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde kurduğunuz fabrika hakkında bilgi verir misiniz? Türk plastik sektörü birçok fırsatın olduğu ama aynı zamanda rekabetinde de yoğun yaşandığı bir alan. Bu nedenle sektörümüzün yüksek kaliteli ve güvenilir ürünler ile yenilikçi çözümlere hızlı bir şekilde erişimi gerekiyor. Bu sadece teknolojik alt yapı, know-how, yüksek üretim kapasitesi ve yerel üretim ile mümkün. Bu doğrultuda yüksek kapasiteli modern masterbatch üretim tesisimizi Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde kurduk ve 11 Ekim 2017 tarihinde A. Schulman Türkiye Çerkezköy Fabrikasının resmi açılış töreni; Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı, Bakan Yardımcımız Sn. Doç Dr. Hasan Ali Çelik, T.C. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Sn. Arda Ermut, Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı Başkanı Sn. Yavuz Eroğlu, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Eyüp Sözdinler ve ÇOSB YK üyeleri A.Schulman üst yönetimi, proje ekibi ve Türkiye çalışanları kamu ve özel sektör temsilcileri, basın temsilcileri, iş ortaklarımız ve değerli müşterilerimizin katılımları ile gerçekleştirdik. Tesisin kapasitesi nedir? Tesisimizin yıllık kapasitesi yaklaşık 17.500 ton olup Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ülkelerindeki başta gıda ve endüstriyel ambalaj olmak üzere müşterilerimize hizmet vermeyi hedefliyoruz. Tesisimiz 12.000 m2 si kapalı alan olmak üzere toplam 20.000 m2’dir. Üretim tesisimizde yüksek kaliteli beyaz, katkılar ve naturel masterbatchler üretiyoruz. Ürünlerimiz müşterimizin ihtiyaçlarını karşılayan, yüksek performanslı çözümler sunan ve maliyet avantajı sağlayan masterbatchlerdir. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
135
Mine Plastik bir ilke imza attı 6.5 milyon Euro bütçeli “DAFIA” projesi işleyişine katkı sunan Mine Plastik, deniz ve şehir atıklarını değerli ürünler olarak dünyaya yeniden kazandırmak için çalışıyor.
A
vrupa Birliği günden güne büyüyen çevre kirliliği ve süreklilik sorunlarına çözüm arayışında. Uluslararası bağlamda “Horizon 2020” olarak anılan araştırma programı, Avrupa Birliği’nin bugüne kadar başlatmış olduğu en kapsamlı ve en fazla bütçe atanan Araştırma ve Geliştirme programı olma özelliği taşıyor. Toplamda 80 milyon Euro bütçe ile sürdürülebilir enerji kaynakları ve atıkların geri dönüşümü
136
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
üzerinde çalışma yapan bu kapsamlı araştırma programı, ülkemizde “UFUK 2020” adı ile biliniyor. Dünyada çevre kirliliğinin artmasıyla yenilenebilir enerji kaynakları, çevre dostu ev eşyaları, hibrid ve elektrikli arabalar gibi plastik ürünlerde de geri dönüşüm ham madde kullanımı konusu önem kazandı. Yaşadığımız çevre gittikçe artan nüfus yoğunluğu, düzensiz kentleşmeden kaynaklanan yetersiz altyapı sorunları, kaynakların gereksiz kullanılması
ve israfı gibi nedenlerden dolayı her gün biraz daha yıpranıyor. İnsanlık olarak başka bir dünyaya sahip olmadığımız için bu çevre kirliliği sorunu büyük önem arz ediyor. Avrupa nüfusu dünya popülasyonun neredeyse %5’ini oluşturmasına rağmen, yayımladığı bilimsel makaleler ile dünya genelinde yayımlananların % 25’inden fazlasını oluşturan Avrupa Birliği projeleri, perspektiflerini bu soruna ve sorunu çözüm yollarına yöneltmiş durumda.
Atıklar dünyaya kazandırılıyor Mine Plastik, tek Türk KOBİ’si olarak ortak olduğu ve 6.5 milyon Euro bütçeli “DAFIA” projesi işleyişine Ocak 2017 ayında başladı. Projenin amacı deniz ve şehir atıklarını değerli ürünler olarak dünyaya kazandırmak ve onlara ikinci bir hayat verebilmek. Bahsi geçen atıklar, plastik yiyecek ambalajları olarak ürünlerin raf ömrünü uzatırken diğer yandan yanmaz katkı olarak arabalarda kaza anında ve sonrasında insanların hayatlarını kurtarıyor. DAFIA projesinin amacı balık ve yiyecek atıklarının biyolojik olarak dönüştürülmesi sonucunda endüstriyel boyutlarda üretilebilecek biyo-bozunur Polyamid, gıda ambalajları ve yanmaz katkılı Polyamid elde etmeye çalışmak. Bu proje geleceğin işletmecilerini destekleyecek, teknolojilerinin gelişmesini hızlandıracak ve UFUK
2020 Endüstriyel Liderlik bileşeninin bir parçası olacak. İNSAN VE ÇEVRE SAĞLIĞI Alev geciktiricili Poliamid günümüzde de otomotiv sektöründe kullanılmakta. Fakat bu proje ile ortaya çıkacak yeni biyolojik bazlı ürünleri bünyesinde bulundurduğu için ürünün petrol bağımlılığı azalacak. Biyo-temelli ürünlerin devletler tarafından teşvik edilmesi Avrupa Birliğinin ve Avrupa ülkelerinin sanayileşmesine yönelik stratejinin önemli bir parçası. Nükleik asit esaslı alev geciktiriciler fosfor elementi içermekte. Kullanılan bu madde alev geciktirici özelliğinin yanı sıra bir dezavantaj içermekte. Yangın anında fosfor ve brom içeren plastik ürünler yaydıkları toksik partiküller yangın sırasında olan ölümlerin neredeyse 2/3’ünü
oluşturmakta. DAFIA projesi alev geciktirici polimerlerdeki fosforu ve brom organik bazlı katkılarla değiştirerek insanlara verdikleri zararların önüne geçmeyi hedefliyor. Mine Plastik Ankara’da Masterbatch üreten bir KOBİ olarak nitelendirebileceğimiz bir aile firması. Şirket yetkilileri E. Semih ve Nalan Onar proje başvurusu yaparken Türkiye’nin plastik ve plastik türevi ürünlerin üretiminde Avrupa’da ikinci olan ülkemizin daha iyisine yapabileceğine inanarak bu yola baş koydular. Mine Plastik projenin dokuzuncu çalışma grubu basamağı kapsamında, oluşturulan ürününün endüstriyel alanda çoğaltılması ve gerekli ürün formülasyonlarını oluşturarak Türk otomotiv sektöründe üretim yapan firmalara bu ürünü tanıtmak ile görevli. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
137
KOLESTROLE
MEYDAN OKUYAN BESİNLER
Doğru beslenmek, kolesterol sorununun ilaca gerek kalmadan çözülebilmesini sağlıyor. Peki kötü kolesterolün önünü geçmek için neler yemeliyiz?
K
olesterol şikâyeti ile doktora gittiğinizde çoğunuz hemen ilaç reçetesiyle hastaneyi terk edersiniz. Oysa iyi bir doktora denk geldiyseniz sizinle 5-10 dakika konuşup beslenme ve aktivite konusunda bilgi vererek de belki sorununuzu çözebilir. Bu yaklaşımın faydası yalnızca kolesterol sorununu çözmekle sınırlı değil: Bunlar genel olarak sağlığı iyileştirici beslenme ve aktivite önerilerini içerdiğinden genel sağlığı da iyileştiriyor. PEYNİRİN YARIM YAĞLISI Kolesterolü düşürmeyi düşünen herkesin doymuş yağlar hakkında bilgi edinmesi lazım. Kolesterolü dengelemede doymuş yağları azaltmak kolesterolden zengin besinleri sınırlamaktan daha etkili bir yol. Doymuş yağlar eğer çok fazla tüketilirse kolesterolü arttıran önemli bir neden haline gelebiliyor. Bunlar genelde zaten ‘kötü
138
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
yağlar’dır ve sağlıksızdır. Doymuş yağların yirmiden fazla çeşidi var. Bunların hepsi aynı derecede zararlı değil. LDL kolesterol düzeyini yükselten doymuş yağlar en çok tereyağında tam yağlı sütte ve diğer tam yağlı süt ürünlerinde (peynir, yoğurt, ayran, dondurma) bulunuyor. Sığır etinde de özellikle yağlı kısımlarında bol miktarda doymuş yağ var. İç yağı kuyruk yağı ve diğer hayvansal yağları da bu kategoriye dâhil etmemiz lazım. Bazı bitkisel yağlar da doymuş yağlardan zengin. Yaşı 20’yi geçenlerin süt ve süt ürünlerini zaten tam yağlı yememesi gerekli. Kolesterol problemi olanların ise bu konuda çok daha da dikkatli davranması şart. Biz tam yağlı yoğurdu, bol yağlı köpürmüş ayranı ve yağlı peynirleri çok seven bir milletiz. Eğer kolesterol sorununuz varsa işe yumurtayı yasaklamaktan başlamak yerine bu yanlışlarımızı düzeltmekle başlamalı, sütü ve süt ürünlerini yarım yağlı yemeye alışmalı, tereyağını da sınırlamalıyız. Bol yağlı etleri azaltmalı, iç yağı veya kuyruk yağını mutfağa sokmamalıyız. Tabiî ki kolesterol sorunumuz varsa!
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
139
BAZI YİYECEKLERİ AZALTIN Kolesterolü dengeleyici diyet planına tabiî ki kolesterolden zengin yiyecekleri azaltmayı da dâhil etmek önemli bir nokta. Son yıllarda basında sık sık okuduğunuz ‘yumurta aklandı’ haberleri doğru ama eksik bilgiler içeriyor. Kolesterolünüz yüksekse, özellikle kalp damar hastalığı varsa (örneğin
bypass ameliyatı uygulanmış veya stent takılmış biriyseniz) yumurtaya yüklenmek, hele hele ‘her gün bir yumurta yemek’ pek doğru değil. Bu yanlış sizi ya kardiyologa stent takmaya ya da kardiyovasküler cerraha bypass olmaya götürür! Yani her gün bir yumurta yiyerek kalp krizi geçirmiş ya da damar sertliği kanıtlanmış birinin damarlarını
sağlıklı tutması oldukça zordur, bu yanlışı yapmayın. Kolesterol sorununuz yoksa her gün bir yumurta yiyin. Kolesterolünüz var ama damarlarınız sağlıklı ise haftada 1-2 ile yetinin. Bypass yapılmış, stent takılmış biriyseniz kalp doktorunuzu dinleyin...
BU BESİNLER KOLESTROLE İYİ GELİYOR Siyah Çay: Siyah çayın kan yağında azalma sağladığını belirten doktorlar, 3 hafta boyunca çay içilmesi durumunda kandaki yağda azalma görüldüğünü söylüyor. Yulaf: Çayın dışında yulafın da kötü kolesterol düşmanı olduğunu kaydeden doktorlar, “Yapılan araştırmalara göre düzenli olarak birkaç hafta boyunca yulaf yediğiniz takdirde kötü kolesterolünüzü yüzde 5 oranında düşürebilirsiniz. Yulaf ayrıca kötü kolesterol emilimini düşüren beta glukan içerir” şeklinde konuşuyor.
140
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Somon Balığı: Kolesterolün düşmanı olan ve kalp dostu olan bir başka yiyeceğin ise somon balığı olduğunu belirten doktorlar, “Somonlar bol olarak omega 3 yağı barındırdığı için kalp sağlığı için de faydalıdır. Omega 3 yağ asitleri arterlerde iltihap ve plak oluşmasını azaltabilir” açıklamasını yapıyor. Ceviz: Kolesterole karış önemli besinlerden biri olan cevizin de diğer birçok kabuklu kuruyemişe göre daha faydalı olduğunu dile getiren doktorlar, “Ceviz, diğer kabuklu kuruyemişlere oranla kolesterol savaşında hemen hemen daha çok omega 3 barındırır” dedi.
Bitter Çikolata: Kolesterol düşmanı bir diğer yiyeceğin bitter çikolata olduğunu kaydeden doktor, “Bitter çikolatadaki kakao içerisinde antioksidanlar doymamış yağ içerir. Bu da kolesterolün düzelmesine yardımcı olur” ifadelerine yer veriyor. Avokado: Son olarak avokadodan bahseden doktorlar, “Avokadolar iyi kolesterolünüzü yükselten yağlara sahip. Bu yiyecek içerisinde ayrıca vücudun kolesterol miktarının emerek azalmasını sağlayan beta sitesteroller içerir” diyor. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
141
PLAST2018:
Tam kapsamlı teknoloji sergisi
P
LAST 2018, plastik ve kauçuk endüstrisi için bu yılın önde gelen Avrupa etkinliği olup ham maddeden yarı mamul ve mamul ürünlere, makine ve ekipmandan destek hizmetlerine kadar bütün endüstri zincirini kucaklayacak. Tam isabetli bir karar ile bu yıl da fuar İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanlığının sponsorluğunda yapılacak. Yabancı katılımcı ve ziyaretçi sayısının etkileyici rakamlarda olması üç yılda bir düzenlenen ve bu yıl on sekizincisi düzenlenecek olan fuarın uluslararası kapsamını gözler önüne seriyor. Açılış gününe üç ay kala PLAST
142
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
2018’e 1,100 fuar katılımcısı kayıt yaptırdı. Bunlardan 870’i doğrudan katılımcı (bu sayının üçte birini 40’tan fazla ülkeyi ve sayı açısından %21, alan açısından %24’lük bir artışı temsil eden yaban katılımcı oluşturuyor) iken 230’u ise temsilen fuarda yer alıyor. Katılımcılara tahsis edilen fuar alanı toplam 52.000 metre kare. PLAST, İtalyan plastik ve kauçuk işleme makineleri, ekipmanı ve kalıp endüstrisinin önde gelen ve fuarın temelini oluşturan küresel pozisyonunu yansıtıyor. 14.000’den fazla çalışana sahip 900 üretici tarafından
gerçekleştirilen ve ticaret birliği AMAPLAST rakamlarına göre 2017’de tüm zamanların rekorunu kırarak 4.5 milyar Euro değere ulaşan yerli üretimin %70’inden fazlası ihraç ediliyor. İtalyan teknolojisi (ve İtalya’nın sektördeki ana küresel rakibi Almanya’da üretilen teknoloji - gerçekte Almanya PLAST’taki yabancı katılımcı ve yabancı ziyaretçi açısından listenin ilk sıralarında yer alıyor) yüksek hacimli kaliteli ürünleri ideal hassasiyet ile üretmek için yüksek teknolojiye ihtiyaç duyan tüm dünyadaki üreticiler tarafından satın alınıyor.
Bu sebeple PLAST 2018 ekonomik operatörlere tüm üretim süreçlerini (ekstrüzyondan basınçlı kalıplamaya, ısıl şekillendirmeden enjeksiyon kalıplamaya kadar) ve uygulamalarını (ambalaj, otomotiv, medikal, inşaat vb.) kapsayan tam kapsamlı bir teknoloji sergisi sunuyor. İtalyan sektörünün olağanüstü ihracat performansı ve yurtiçi pazardaki toparlanması dikkate alındığında katılımcılar, PLAST 2018’de kabaran sipariş defteriyle birlikte cazip iş fırsatları beklentisine girmekte oldukça haklılar. Bu yıl PLAST yine üç alt sektör için alt fuarlar düzenliyor: KAUÇUK (bu yıl 3’üncüsü düzenlenecek), 3D PLAST (bu yıl 2’incisi düzenlenecek olan sergi eklemeli üretim ve bununla ilgili teknolojilere odaklanıyor) ve PLAST MAT (yenilikçi plastik ürünlerin yer alacağı sergi bu yıl ilk kez düzenlenecek). Teknik seminer ve şirket toplantılarıyla dopdolu bir program hazırlık aşamasında olup malzemeler, işlemler, makine ve hizmetlerdeki son gelişmelerin tam kapsamlı bir görünümünü ortaya koyacak. Fuarların kapsamıyla birlikte bu konferanslar sektörde çalışan profesyonellerin yanı sıra kariyerine yön vermek isteyen gençleri de kendisine çekecek. Bir PLAST geleneği olarak, büyük bir kısmı teknik liselerden oluşan okul grupları, fuar salonlarındaki
Amaplast Başkanı Mr. Alessandro Grassi
kalabalıkların arasında olacak ve plastik ve kauçuk endüstrisindeki malzemeler ve teknolojileri ilk elden deneyimleyebilecek. Ve bununla da bitmiyor! Yine bir PLAST geleneği olarak, PLAST 2018’in Sanat & Plastik alanında sanatçılar plastik kullanarak yarattıkları eserleri sergileyecek ve bu malzemenin çok yönlülüğünü bir kez daha ortaya koyacaklar. Ön kayıtların alınmaya başlamasından sonra iki ay içinde, binlerce operatör PLAST 2018’i ziyaret etmek için online kayıt yaptırdı. Innovation
Alliance (IPACK-IMA, MEAT-TECH, PRINT4ALL, INTRALOGISTICA ITALIA) kapsamında dört fuarı ziyaret etmek için ön kayıt yaptıran çok sayıda kişi PLAST 2018’i de ziyaret etmek istediklerini ifade ediyor. Beklenen çok sayıda ziyaretçiye (beş etkinlik için toplamda en az 120.000 ziyaretçi) ICE-Agenzia koordinasyonluğunda, Innovation Alliance bünyesinde temsil edilen tüm sektörlere ilgili, dikkatle seçilmiş nitelikli operatörlerin oluşturduğu, dünyanın dört bir yanındaki kırk ülkeden resmi delegasyonlar eşlik edecek. 15 Mart’a kadar, fuarı ziyaret etmek isteyenler, PLAST 2018 ve Innovation Alliance bünyesindeki diğer fuarlara iki giriş için ücretsiz giriş bileti talep edebiliyor [plastonline.org sitesindeki “visitors” (ziyaretçiler) sayfasına bakınız]. Websitesi katılımcılar, ziyaretçiler ve basın mensupları için haberler ve faydalı bilgilerle sürekli olarak güncelleniyor. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
143
MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU (MYK) MESLEKİ ZORUNLULUĞU ÇERÇEVESİNDE ÇALIŞMA HAYATINA GETİRİLEN YENİLİKLER KAPSAMINDA
MYK-İŞKUR İŞBİRLİĞİ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak “Ne iş olsa yaparım!” devrinin bittiğine inanıyoruz ve bu doğrultuda MYK ve İŞKUR olarak işbirliği içerisinde ülkemize hizmet ediyoruz. Bu doğrultuda mesleğini bilen nitelikli işgücünü bilgi, beceri ve yetkinliklerini ispatlamaya yani MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi almaya davet ediyoruz.
144
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), Ulusal Yeterlilik Sisteminin (UYS) kurulması ve işletilmesi gayesiyle 5544 sayılı kanun ile kurulmuştur. UYS eğitim ile istihdam arasında doğru ilişkinin kurulmasını sağlayan, bireylerin bilgi ve becerilerinin; güvenilir, şe af ve uluslararası kıyaslanabilir bir altyapı içinde değerlendirilmesine ve belgelendirilmesine imkân veren faaliyetler bütünüdür. UYS kapsamındaki tüm faaliyetler ilgili sosyal tara arın, sivil toplum örgütlerinin, başta Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının ortak çalışmaları ile gerçekleştirilmekte MYK bu çalışmaları koordine etmektedir. MYK’nin temel vizyonu eğitimin istihdamla uyumunu güvence altına alarak nitelikli insan kaynağının oluşmasına öncülük etmek, uluslararası ölçekte tanınan, etkin ve saygın bir kurum olmaktır. Kalite güvencesi sağlanmış ulusal yeterlilik sistemini oluşturmak ve sürdürmek, “MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi”ne uluslararası ölçekte itibar sağlamak ve böylece işgücünün hareketliliğini kolaylaştırmak Kurumun stratejik hede eri arasında bulunmaktadır. Türk Akreditasyon Kurumu tarafından EN ISO/IEC 17024 Personel Belgelendirme Standardında akredite olmuş 81 Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşu (YBK) tarafından 200 Ulusal Yeterlilikte (UY) devam etmektedir. Yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarımız 2017 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle yaklaşık 1 milyon 500 bin kişiye sınav ve belgelendirme hizmeti sunabilecek bir kapasiteye sahiptir. Şu ana kadar verilen belge sayısı 214 bin 728’e ulaşmıştır. Bu sayı kapasite göz önünde bulundurulduğunda düşük bir rakam gibi gözükmekle birlikte geçtiğimiz yıl bu aylarda toplam 41 bin 335 “Mesleki Yeterlilik Belgesi”nin düzenlendiği düşünüldüğünde, MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu ve
tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri ile birlikte 2009-2016 yılları arasında düzenlenen toplam belge sayısının bir yıl içerisinde yaklaşık 3.7 kat artırıldığını ifade etmek isterim. UYS kapsamında yürütülen tüm faaliyetler sektörlerin ve ülkemizin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak hızla yaygınlaşmakta ihtiyaç duyulan tüm alanlarda belgeli iş gücünün sağlanabilmesi için gereken çalışmalar yoğun bir şekilde sürdürülmektedir. Hedefimiz, MYK’nın sürekli artmakta olan sınav ve belgelendirme kapasitesi ile birlikte birkaç yıl içerisinde en az 500 bin kişinin MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi sahibi olmasıdır. Mesleki Yeterlilik Belgesinin Ulusal Yeterlilik Sistemi ve Çalışma Hayatındaki Yeri MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri, uluslararası akreditasyona sahip ve MYK tarafından Kurum mevzuatına ve ulusal yeterlilik sistemine uygunluğu onaylanmış yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşlarınca yetki kapsamlarında yer alan mesleklerde yürütülen ölçme değerlendirme faaliyetleri sonucunda başarılı olan bireyler için düzenlenen ve bireyin söz konusu ulusal yeterlilikte belirtilen
öğrenme kazanımlarına (bilgi, beceri ve yetkinlik) sahip olduğunu gösteren belgelerdir. MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi yalnızca kalite güvencesi sağlanmış ve uluslararası personel belgelendirme standardına utarlı, âdil ve güvenilir şekilde yapılan ölçme değerlendirmeler sonucunda başarılı olan bireylere düzenlenmektedir. Ulusal yeterliliklerde tanımlı esaslar dâhilinde teorik ve uygulamalı olarak yapılan MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi sınavlarının tamamı “MYK Kamera Kayıt Rehberi”ne uygun olarak kayıt altına alınmakta ve sınava ilişkin tüm işlemler elektronik platformda MYK Web Portalı üzerinden takip edilmektedir. MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri içerik ve görsel açıdan MYK onaylı tek bir forma a düzenlenmektedir. Belgelerin arka yüzünde güvenliğin sağlanması ve sahteciliğin önlenmesi gayesiyle MYK logosunu içeren hologram etiket ve belgelerin doğrulanmasını sağlayan kare kod barkod bulunmaktadır. Kare kod barkodlar okutulduğunda her belge-kimlik sahibinin belgesine ait bilgiler MYK web portal üzerinden kontrol edilebilir.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
145
MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğudur. Bu doğrultuda, 6645 sayılı kanun ile “Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olup, MYK tarafından standardı yayımlanan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca çıkarılacak tebliğlerde belirtilen mesleklerde, tebliğlerin yayım tarihinden itibaren on iki ay sonra 5544 sayılı MYK kanununda düzenlenen esaslara göre “MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi”ne sahip olmayan kişiler çalıştırılamaz.” hükmü getirilmiştir. MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yayımladığı iki ayrı tebliğde yer alan toplam 48 meslekte belge zorunluluğu hayata geçirilmiştir. Tabi belge zorunluluğunda çalışma hayatında herhangi bir kesintiye neden MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi olmamak için 5/6/1986 tarihli ve Zorunluluğu Malum olduğu üzere, ülkemiz, 2014 3308 sayılı “Mesleki Eğitim yılında üzücü iş kazaları yaşamış ve Kanunu”na göre ustalık belgesi almış olanlar ile Millî Eğitim bu kazaların tekrar yaşanmaması Bakanlığı’na bağlı mesleki için bazı tedbirler almıştır. Bu ve teknik eğitim okullarından tedbirlerden belki de ve üniversitelerin meslekî ve en önemlisi tehlikeli teknik eğitim veren okul ve ve çok tehlikeli işlerde bölümlerinden mezun olup, yaşanabilecek kazaların diplomalarında veya ustalık en aza indirilmesini hede eyen ve tehlikeli işlerde sadece bilgi, beceri belgelerinde belirtilen bölüm, alan ve dallarda çalıştırılanlar ve yetkinlikleri ispatlanmış kişilerin için meslekî yeterlilik belgesi şartı çalıştırılması prensibine dayanan “MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi”nin çalışma hayatına getireceği etkileri öncelikle belgenin sahip olduğu avantajları anlatarak ifade edebiliriz. Şöyle ki; MYK’nın Avrupa Birliği ile uyumlu olarak kurmak ve işletmek ile görevli olduğu “Ulusal Yeterlilik Sistemi”nin nihai çıktısı olan MYK mesleki yeterlilik belgelerinin orta ve uzun vadede işsizliğin azalmasına, istihdamın gelişmesine, verimlilik ve rekabet gücünün artmasıyla ülke ekonomisinin güçlenmesine katkı sağlaması, nitelikli ve belgeli işgücü istihdamının artmasıyla birlikte daha kaliteli ürün ve hizmet sunumunu yaygınlaştırarak yaşam standartlarımızın yükselmesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir.
146
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
aranmadığını ifade etmek isterim. Belge zorunluluğu haricinde de bazı kamu kuruluşları ve Bakanlıklarımız kendi alanlarına ilişkin mevzua a “MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi”ne ilişkin düzenlemeler yapmıştır. Örnek olarak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı; “Asansör İşletme, Bakım ve Periyodik Kontrol Yönetmeliği”nde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise “Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şe eri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmeliği”nde MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi ile ilgili düzenlemeleri hayata geçirmişlerdir. Yine Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu da MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi konusunda düzenleme yaparak belli alanlarda belge zorunluluğu getirmiştir. MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri kalite güvencesi sağlanmış belgeler olduğundan mevzuat düzenlemeleri haricinde de birçok kurum kuruluş ve işverenler tarafından tercih edilmektedir. MYK Mesleki yeterlilik Belgesi şuan için 48 meslek dâhilinde zorunlu bulunmakla birlikte özellikle 2017 yılında zorunluluk sınıfına yeni mesleklerin dâhil edilmesi planlanmaktadır.
MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi ve Belge Zorunluluğu Kapsamında Yapılan Tanıtım Çalışmaları 2016 yılı, uygulamaya konulan belge zorunluluğu kapsamında vatandaşlarımıza, işveren ve çalışanlarımıza yönelik birçok faaliyetin gerçekleştirildiği tam bir tanıtım yılı olarak geçmiştir. Gerçekleştirilen faaliyetler neticesinde özellikle MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi ve belge zorunluluğu hakkındaki farkındalık artırılmıştır. Bu noktada, Kurum internet sitemizi ziyaret eden kişi sayısının geçen yıla oranla en az 3 kat artmıştır. Özellikle belge zorunluluğu kapsamında gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz. § Başbakanlık tarafından tüm kamu kurum ve kuruluşlarına MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğuna ilişkin gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik talimat yazısı gönderilmiştir. § Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında inşaat sektöründe Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu getirilen 17 meslekte yaklaşık 300 bin kişinin mesleki eğitimi, sınav ve belge ücretlerinin karşılanmasına yönelik işbirliği protokolü imzalanmıştır. § SGK ve İŞKUR ’un tüm taşra teşkilatlarına, 81 ilin sanayi ve
ticaret odalarına, 276 Organize Sanayi Bölgesine, TURMOB’ a kayıtlı 190.000 muhasebeci ve mali müşavirin bilgilendirilmesi gayesiyle TURMOB’ a, SGK’ ya kayıtlı 200.000 inşaat işverenine, ülkemizde faaliyet gösteren tüm Yapı Denetim Kuruluşuna ve tüm sendikalara bilgilendirme yazısı, afiş ve broşürler gönderilmiştir. § 60 ilde sektör temsilcilerinin, üniversitelerin, belediyelerin ve sosyal tara arın katılımıyla konferans düzenlenmiştir. Ülkemizin neredeyse her ilinde bu faaliyetler 2017 yılında da devam e irilecektir. § ALO 170 ve SGK TV ile işbirliği yapılarak ALO 170 ve SGK TV’nin MYK ile entegrasyonu sağlanmıştır. Bu sayede, Mesleki Yeterlilik Belgesi ve zorunluluğu hakkında vatandaşlarımız ALO 170 arayıcılığıyla bilgilendirilmektedir. § Kamuoyu farkındalığının artırılması gayesiyle kamu spotu hazırlanmış ve internet ortamı ve sosyal medyada paylaşılmıştır. Ayrıca ulusal kanallarda zorunlu yayın olarak yayınlatılmaktadır. § Ayrıca TV programları ve sosyal medyada tanıtım ve reklam çalışmaları ile yerel ve ulusal medya kuruluşları nezdinden tanıtıcı haber çalışmaları yürütülmekte, gazeteler ve dergiler başta olmak üzere yazılı basında teknik makaleler yayımlanmaktadır. MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi
zorunluluğunun tüm illerimizde anlatılması, işverenlerin bu konudaki teşvikler ve cezai müeyyidelerden haberdar edilmesi kapsamında program dâhilinde tanıtım faaliyetlerimiz artarak devam etmektedir. Belge Zorunluluğu Kapsamındaki Sınav ve Belge Ücreti İadeleri Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu Ek 1. kapsamında yetkilendirilmiş sınav ve belgelendirme kuruluşlarının gerçekleştireceği sınavlarda başarılı olan kişilerin 31/12/2017 tarihine kadar belge masrafı ile sınav ücreti, 1/1/2018 tarihinden 31/12/2019 tarihine kadar ise belge masrafı ile sınav ücretinin yarısı “İşsizlik Sigortası Fonu”ndan karşılanacaktır. Fondan karşılanacak sınav ücreti, brüt asgari ücretin yarısını geçmemek üzere meslekler itibarıyla Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu’nun kararıyla belirlenmekte olup fondan karşılanan bu desteklerden kişiler bir kez yararlanabilecektir. 2020 yılı sonuna kadar sınav ücretinin tamamının fondan karşılanabilmesine ilişkin mevzuat değişikliği çalışmaları da devam etmektedir. 2015 yılında 1835 kişi, 2016 yılında 54.813 kişi, 2017 yılında (Ağustos ayına kadar) ise 82.774 kişi olmak üzere toplam 139.422 kişi fondan yararlanarak toplamda 93.516.246,57 TL sınav ve belge ücreti kişilere ödenmiştir. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
147
Zorunluluk kapsamına giren mesleklerde MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi alan kişilerin sınav ve belge ücretlerinin “İşsizlik Sigortası Fonu”ndan karşılanabilmesine ilişkin usul ve esaslar Türkiye İş Kurumu’nun desteği ve işbirliği ile yürütülen çalışmalar sonucunda belirlenmiştir. Sektörden gelen geri bildirimler ile usul ve esaslar yeniden gözden geçirilmiş, MYK-İŞKUR koordinasyonunda oluşturulan güncellemeler yürürlüğe girmiştir. Bu çerçevede, güncellenen usul ve esaslar ile artık sınav ücretinin üçüncü kişi veya kuruluş tarafından peşin veya teminat gösterilmek suretiyle karşılanabilmesinin ve sınavlar sonrasında belge almaya hak kazanan kişilerin teşvik iadelerinin toplu olarak üçüncü kişi veya kuruluşa yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşları aracılığıyla yapılabilmesinin önü açılmıştır. MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi sınav ücreti iadesi teşviklerinde yapılan bu değişikle özellikle belirli bir sayının üstünde işçi çalıştıran işverenlerin teşviklerden daha etkin bir şekilde yararlanmaları hede enmiştir. Mevcut sistemde olduğu
148
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
gibi yine teşvik işlemleri baştan sona kadar MYK Web Portalı üzerinden işletilecektir. Belgeli Personel Çalıştırmaya Yönelik Diğer Teşvikler İşçi ve işverene yönelik MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi belgeli personel çalıştırmayı teşvik anlamında, 6111 sayılı kanun ile somut teşvikler getirilmiş MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi sahibi bireyleri istihdam edenler için sigorta primi işveren payının, 54 aya kadar “İşsizlik Sigortası Fonu”ndan karşılanmasına imkân sağlanmıştır. Böylelikle MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi sahipleri sigorta prim teşvikleri yoluyla işverenine istihdam maliyetinde önemli avantajlar sağlamaktadır. Söz konusu teşvikin geçerlilik süresi 21.12.2015 tarih ve 2015/8321 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 31.12.2020 tarihine kadar uzatılmıştır. MYK olarak tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfındaki sektörler dışında da MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi vermek üzere kuruluşları yetkilendiriyoruz ve bu sektörlerde belge almak isteyen kişileri de Avrupa Birliği fonları ile destekliyoruz. Bu kapsamda
“Ulusal Mesleki Yeterlilik Sisteminin Geliştirilmesi ve Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinin Uygulanması (UYEPII) Projesi”nin belgelendirme için doğrudan hibe programı kapsamında MYK tarafından yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşları tarafından gerçekleştirilen sınavlarda başarılı olarak belge almaya hak kazanan bireylerin 300 avroya kadar olan sınav ücretleri karşılanmaktadır. Bu kapsamda şu ana kadar 19 bin 382 kişi belgelendirilmiş ve toplam 10 milyon 997 bin 572 TL tutarındaki sınav ücreti hibe fonundan karşılanmıştır. Önümüzdeki yıllarda da MYK Mesleki Yeterlilik Belgesine ilişkin yeni teşviklerin uygulamaya konulması ve mevcut teşviklerin genişletilmesi konularında çalışmalarımız sürdürülmektedir. Belgesiz Çalışan ve Çalıştıranlar İçin Cezai Müeyyideler Belge zorunluluğuna ilişkin te işler iş müfe işlerince yapılacak ve belgesiz kişileri çalıştıran işveren veya işveren vekillerine Çalışma ve İş Kurumu il müdürü tarafından her bir çalışan için beş yüz Türk lirası idari para cezası
verilecektir. Kanuna göre bu cezaların tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekecektir. Mesleki Yeterlilik Kurumu olarak tabii ki cezai müeyyidelerde işverenlerimizi haberdar ediyoruz fakat asıl olan çalışanların belgelendirilmesi konusunda devletimizin sunduğu teşviklerdir. Teşvikler sayesinde çalışana da işverene de sınav ve belgelendirmeye yönelik mali bir yük getirilmemektedir. MYK ve İŞKUR MYK’nın koymuş olduğu hede er doğrultusunda elde etmiş olduğu bu istatistiklerde şüphesiz kamu kuruluşları, sivil toplum ve çalışma hayatıyla yaptığı işbirliğinin büyük bir katkısı vardır. İşte bu işbirliklerinin belki de en büyüğü İŞKUR ile yapılan işbirliğidir. Özellikle 2015 yılında hayata geçirilen belge zorunluluğu sonrasında iki kurum mevcut işbirliğini genişleterek nitelikli ve belgeli işgücünün çalışma hayatına kazandırılmasında aktif rol üstlenmişlerdir. Bu kapsamda yapılan işbirliğini 3 ana başlıkta özetlersek: Türkiye İş Kurumu Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında açılan kurslarda verilen eğitim programları o
alanda yayınlanmış ilgili ulusal meslek standardı ve ulusal yeterliliğe uygun olarak hazırlanmaktadır ve eğitim verilen alanda sınav ve belgelendirme kuruluşu var ise kurs sonunda sınav ve belgelendirme işlemleri yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşları aracılığı ile yapılmaktadır. Bu düzenleme ile iş piyasasının tüm aktörlerinin katkısı ile hazırlanan ulusal meslek standardı ve yeterlilikler eğitim programlarına yansıtılmakta ve eğitim ile istihdam arasındaki bağ güçlendirilmektedir. Eğitim sonrası MYK Mesleki Yeterlilik Belgesine yönlendirme ile de kişilerin kalite güvencesi sağlanmış ve iş piyasası tarafından tanınan belgelere kavuşması sağlanmaktadır. 3707 İş ve Meslek Danışmanı belge zorunluluğu hakkında sahada bilgilendirme yapmaları için eğitime tabi tutulması için İŞKUR ile protokol imzalanmış ve yaklaşık 3000 İş ve Meslek Danışmanı protokol kapsamında Ankara’da MYK tarafından eğitilmiştir. Bu eğitimler sonucunda iş ve meslek danışmanlarımızca özellikle sahada işveren ve iş arayanlara MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi hakkında gerekli bilgilendirmelerin yapılması
hedeflenmiştir. 2015 yılından itibaren sürekli artırılan MYK- İŞKUR işbirliklerinin ülkemizin başlıca problemleri olan, işsizlik ve mesleksizlik çözümünde ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli ve belgeli işgücünün oluşturulmasında büyük katkılar sağlayacağını ve bu işbirliklerinin daha artırılmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Son Söz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak “ne iş olsa yaparım” devrinin bi iğine inanıyoruz ve bu doğrultuda MYK ve İŞKUR olarak işbirliği içerisinde ülkemize hizmet ediyoruz. Bu doğrultuda mesleğini bilen nitelikli işgücünü bilgi, beceri ve yetkinliklerini ispatlamaya yani MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi almaya davet ederken, mesleklerinde henüz istediği noktaya ulaşamamış olanlar ile meslek öğrenmek isteyenleri de İŞKUR vasıtasıyla mesleklerini önce öğrenmeleri sonrasında yine bilgi, beceri ve yetkinliklerini kalite güvencesi sağlanmış, meslek standardına dayanan ve uluslararası akredite bir belge olan MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi ile kanıtlamaya çağırıyoruz. P PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
149
Ana Hatlarıyla Plastikler ve Plastik Teknolojisi kitabı yayınlandı
P
AGEV, plastik sektörünün teknik anlamda ihtiyaçlarının karşılanması için “Ana Hatlarıyla Plastikler ve Plastik Teknolojisi” sağladı. PAGEV, Türkçe kaynak kitap çalışmaları kapsamında “Ana Hatlarıyla Plastikler ve Plastik Teknolojisi” kitabını sektöre kazandırdı. Her plastikçinin adeta başucu kaynağı olacak “Ana Hatlarıyla Plastikler ve Plastik Teknolojisi” kitabının yazarlarından Prof. Dr. Nurseli Uyanık, Plast Eurasia Fuarı’ndaki PAGEV ana stantta kitabını imzaladı. Sektörde faaliyet gösteren sanayiciler ve plastik endüstrisinin gelecekteki oyuncuları olan öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği imza gününe akademik çevreden de bir hayli alaka gösterilmesi dikkat çekti. P
150
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Gençlere Moral Ziyareti
H
er fırsatta öğrencilerle bir araya gelen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, 2017-2018 eğitim-öğretim yılının ilk dönemini tamamlayan ve karnelerini alan PAGEV Lisesi öğrencileriyle yan yanaydı. Öğrenciler karnelerini PAGEV Başkanı Eroğlu ve PAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Eren Ünlü’nün yanı sıra, Okul Müdürü Erhan Algan ve öğretmenlerin elinden aldı. Törende bir konuşma yapan Eroğlu; “Bu yüzlere iyi bakın. Bunlar Türkiye’nin geleceği ve biz onlar için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. 2017-2018 eğitim yılının birinci dönemini tamamlayıp karne günü heyecan yaşayan öğrencileri kutlayan Eroğlu, ayrıca öğrencileri topluma faydalı birey olarak yetiştirebilmek için var güçleriyle çalışan değerli öğretmenlere teşekkür etti. P
KOSGEB desteğiyle fuarı ziyaret imkanı
İ
talya Milano’da her 3 yılda bir düzenlenen PLAST, dünya çapında plastik ve kauçuk endüstrisi için en önemli
fuarlardan biri. Fuarda; plastik, kauçuk, otomotiv, yapı ve inşaat, elektrik - elektronik, bilişim ve telekomünikasyon, ambalaj,
hammadde, tasarım, geri dönüşüm, makine sanayileri için çevre dostu plastik ve kauçuk teknolojileri görücüye çıkıyor. • 56.800 m² ‘yi aşan sergileme alanı • 1.550’den fazla katılımcı • 57 ülkeden 50.000’i aşan ziyaretçi RAMADA PLAZA HOTEL MILANO • Turro metro istasyonuna 700 mt mesafede. • Milano Katedrali’ne bağlantılar sağlayan Turro Metro İstasyonu’na yürüyerek 5 dakikalık mesafedeki tesis, Linate Havaalanı’na 10 km uzaklıkta. • Kullanılacak oda tipi büyük, şık odalar şeklinde rezerve edilmiştir. • Otel, fuara 15 km - 30 dk. uzaklıkta. Konuyla ilgili detaylı bilgi için PAGEV Fuar Sorumlusu Mustafa Gür ile iletişime geçebilirsiniz. 0212 425 13 13 / mustafa.gur@ pagev.org.tr P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
151
Atık Yönetimi bilinci gelişiyor
PAGÇEV tarafından düzenlenen Yeni Ambalaj Yönetmeliği ve Atık Yönetimi Semineri, sektörden yoğun ilgi gördü.
T
ürkiye’nin ambalaj atıkları yetkilendirilmiş kuruluşu PAGÇEV atık yönetimi çerçevesinde; ambalaj atıklarının azaltılması, yeniden kullanımı ve geri dönüşümü için yürüttüğü çalışmalarına hızla devam ediyor. PAGÇEV’in düzenlediği Yeni Ambalaj Yönetmeliği Ve Atık Yönetimi Semineri; 300’ü aşkın paydaşın katılımı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uzmanları tarafından verilen eğitimlerle gerçekleşti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ambalaj Atıklarının Yönetimi Şube Müdürü ve İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü uzmanları “Yeni Ambalaj Atık Kontrolü Yönetmeliği ve Ambalaj Bilgi Sistemi, Atık Yönetiminde Online Uygulamalar ve Sanayi
152
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Kuruluşlarında Atık Yönetimi” konularında paydaşların uygulamaları gereken zorunlu iş ve işlemler ile ilgili bilgileri paylaştılar. PAGÇEV Başkanı Yavuz Eroğlu yaptığı açılış konuşmasında, “Sorumlu endüstri olarak sürdürülebilirlik ve çevre kirliliğinin engellenmesi önemli ama ülkemizin özelinde bir konu daha var biliyorsunuz. Bizde petrol ve doğalgaz kaynağı yok. Bu nedenle kendi ülkemizin kaynaklarını yurt dışına gönderiyoruz ve oradan üretimin hammaddesi olan malzemeleri alıp üretim gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda bizler, ambalaj atıklarını kaynağında doğru toplayıp, bunları doğru geri dönüştürebilsek ekonomiye büyük katkı sunmuş
olacağız” dedi. PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz ise “Seminerde, yönetmelikler ve firmaların yükümlülükleriyle ilgili konuları el aldık. Ambalaj Atıkları Kontrol Yönetmeliğimiz yeni değişti ve hepimizi etkileyen köklü değişiklikler var. Atık Yönetimi Eğitim Seminer programımızı 3. kez gerçekleşiyor, kurulduğumuzdan beri mutlaka sanayicimizi, danışmanlarımızı ve bütün paydaşlarımızı yeni yükümlülüklerimiz hakkında bilgilendirmeye özen gösteriyoruz. Bugünde oldukça yoğun bir katılım görmek bizleri mutlu etti. PAGÇEV olarak sanayicimizi, belediyelerimizi, atık işleme tesislerimizi yükümlülükleri noktasında bilgilendirmeye devam edeceğiz” dedi.
PAGÇEV sektörü bilgilendirmeye devam ediyor İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden Elif Morina Yılmaz, yapmış olduğu sunumda Çevre Kanunu’nda atık yönetimine ilişkin genel prensipler ve mevzuatından bahsetti. Atıkların sınıflandırma türü bakımından toplamda 20 bölüm olan 839 atık kodu içinden, 405 atık türünün tehlikeli, 434 atığın ise tehlikesiz olduğunu kaydetti. Mali sorumluluk sigortasına da değinen Yılmaz, tehlikeli atık miktarı 1 kg bile olsa işletmelerin bu sigortayı yaptırmak zorunda olduklarını ifade etti. Firmaların tehlikeli atıklarını maksimum 6 ay firmada bulunan geçici depolama sahalarında depolayabileceklerini söyledi. Ayrıca atıkların bertaraf/geri kazanıma gönderilmesi sırasında almaya gelen aracın plaka kontrolünü, şoförün ADR belgesini ve kimliğinin mutlaka kontrol edilmesi hususuna değindi. İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden Yılmaz, atık yönetiminde online uygulamalar konulu sunumunda TABS, MOTAT ve KDS sistemini katılımcılarla paylaştı. Atık üreticileri beyan formalarını, her yıl takip eden yılın en geç mart ayı sonuna kadar, bir önceki yıla ait
bilgileri içerecek şekilde Bakanlıkça hazırlanan web tabanlı programı kullanarak doldurulması gerektiğini vurguladı. Tehlikeli atık taşıyan araç plakaları ATA-34-TA/ , tıbbi atık taşıyan araçların plakları ise ATA-34TIB/ şeklinde olacağını belirtti. Atık gönderim işleminde, basılı Ulusal Atık Taşıma Formu (UATF) yerine MoTAT üzerinden otomatik olarak oluşturulan “Taşıma Numarası”
kullanılacağını söyleyerek konuşmasını sonlandırdı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ambalaj Atıklarının Yönetimi Şube Müdür Aylin Çiçek, 27.12.2017’de yürürlüğe giren Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile gelen değişiklikleri anlattı. Yeni yönetmeliğin özellikle evsel kaynaklı ambalaj atıklarının toplanması konusunda yaşanan sorunlara çözüm üretme odaklı olduğunu vurguladı. Piyasaya sürenler; yönetmelik ile üstlendikleri geri kazanım yükümlülüklerini, ürünlerinin ambalajlarına depozito uygulayarak veya yetkilendirilmiş kuruluşla anlaşarak yerine getirebileceklerini söyledi. Ambalaj atığı ayırma tesislerine çalışacakları belediye nüfusuna bağlı olarak sağlamaları gereken alan (m2) ve ayırma kapasitesi kriterlerine değinildi. 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren plastik torbalar mesafeli sözleşmeler ile yapılan satışlar da dâhil olmak üzere satış noktalarında kullanıcıya veya tüketiciye ücretsiz temin edilemeyeceğini belirtti. Gerçekleşen sunumların ardından soru-cevap bölümünde katılımcılar sorularını direk yetkililere sorma fırsatı buldular. Seminer programımız plaket töreni ile birlikte son buldu. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
153
HABERLERİ
Çevreci elektrikli bisiklet ambalaj atıklarını topluyor
P
AGÇEV ve Datça Belediyesi iş birliği ile iklim değişikliğine karşı edilen mücadelede karbon salınımını azaltmak ve vatandaşların bisiklet kullanmaya teşvik etmek amacıyla ambalaj atıklarını toplamada çevreci elektrikli bisiklet kullanılmaya başlandı. Türkiye’nin ambalaj atıkları yetkilendirilmiş kuruluşu PAGÇEV gerçekleştirdiği geri dönüşüm projelerine Datça Belediyesi ile hız kazandırmaya devam ediyor. Çevreci elektrikli bisiklet, kaynağında ayrı toplanmış ambalaj atıklarını geri dönüşüme kazandırırken, temiz bir enerji çeşidi olan elektrik enerjisi ile çalıştığından dolayı hava kirliliğini önlemede de yardımcı oluyor. Datça Belediyesi’nde uygulanan yeni toplama sistemi çevreci elektrikli bisiklet ile özellikle sahil kısmında bulunan ve toplama
154
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
araçlarının girmesinin zor olduğu bölgelerde ambalaj atığı biriktirme ekipmanlarından daha kolay ve daha sık toplama gerçekleştiriliyor. Hem gündüz, hem de gece toplama gerçekleştirebilen bisiklet çevre halk tarafından
oldukça olumlu tepkiler alıyor. 2017 yılının ikinci çeyreğinden itibaren kullanılmaya başlanan bisiklet sayesinde ambalaj atıklarının toplanmasında %10 artış kaydedilerek ekonomiye katkı sağlandı. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
155
Yeni Ambalaj Atıklarının
Kontrolü Yönetmeliği yayınlandı
A
mbalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması çalışmalarının verim ve etkinliğinin arttırılmasını sağlamak için hazırlanan “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” Resmî Gazete’de yayınlandı. Yönetmenliğin, 1 Ocak 2018’de yürürlüğe girmesiyle 24 Ağustos 2011 tarihli “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” yürürlükten kalkacak. Yeni yönetmelikte öne çıkan değişiklikler şöyle; ·Doğal kaynak/hammadde korunumu ve geri dönüşümün yaygınlaşması amacıyla ambalaj üreticilerine belirli oranlarda geri dönüştürülmüş malzemeden elde edilen hammadde kullanma zorunluluğu getirildi. ·Lisanslı atık toplama/taşıma tesisleri hizmet edecekleri nüfus doğrultusunda kategorilere ayrıldı. ·Yurt içinde piyasaya sürdüğü ambalajların toplamı yıllık bin kilogram ve altında olan işletmeler geri dönüşüm/geri kazanım hedeflerinden muaftır. ·1 Ocak 2019’dan itibaren plastik poşetlerin satış noktalarında kullanıcılara ücret karşılığı verilmesine yönelik düzenleme yapıldı. ·Yetkilendirilmiş kuruluşlara hedeflerinin yüzde 80’ini belediyelerin kaynakta ayrı toplama sisteminden sağlama zorunluluğu getirildi ve belediyelere yapılan alt yapı desteğinde iyileştirmeler yapıldı. ·Piyasaya süren firmalara; ürünlerinin ambalajlarının geri dönüşümü için ya depozito uygulama ya da Yetkilendirilmiş
156
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Kuruluştan hizmet alma yükümlüğü getirildi. Belediye ile anlaşma seçeneği kaldırıldı. ·Ambalaj Üreticileri, Tedarikçiler ve Piyasaya Sürenler için ambalaj bildirimleri Şubat ayından, Mart sonuna alındı. ·Depozito yerine Yetkilendirilmiş Kuruluş ile çalışma yöntemini tercih eden piyasaya sürenlere yapmış oldukları sözleşmeyi en geç Haziran sonuna kadar Ambalaj Bilgi Sistemi üzerinden göndermek yükümlülüğü getirildi. Bu düzenleme ile
Haziran ayı sonunda sözleşme yükleme bölümü kapanacak ve sözleşmelerini yüklemeyen firmalar belgelendirme yükümlülüklerini yerine getiremeyecekler. Sizler de yeni yönetmelik ile birlikte bir önceki yıla ait bildirimlerinizi Mart ayı sonuna kadar yapmayı unutmayın! PAGÇEV’in 2018 yılı belgelendirme kotalarında yer almak için pagcev@pagcev. org adresinden iletişime geçebilir, Yönetmelik ile ilgili soru ve görüşlerinizi iletebilirsiniz. P
PLASTICS VELOX EXPERTISE
ENJEKSİYON VE EKSTRÜZYON MAKİNALARINI TEMİZLEME GRANÜLATI • Yüksek ısılar için özel ürünler (420 C’ye kadar) • Şeffaf ürünler için özel ürünler • Sıcak yolluklar için ideal temizlik • Kolay uygulanabilir , hızlı ve efektif sonuçlar • Ekstrüzyon prosesi için uygun ürünler • Hammadde ve zaman kaybınızı en aza indirir
Bedelsiz numune talepleriniz için lütfen bizimle iletişime geçiniz. VELOX Türkiye Tel: + 90 (0)216 349 24 45 • Fax: + 90 (0)216 345 45 23 Email: info.tr@velox.com • www.velox.com
VELOX Türkiye bedelsiz numune gönderileri için tüm haklarını saklı tutar
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
157
HABERLERİ
Sıfır Atık Projesinin aktörleri toplandı
Sıfır Atık; israfın önlenmesi, oluşan atığın azaltılması, atıkların geri dönüştürülmesini kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan bir hedeftir. Söz konusu yaklaşım, atık hiyerarşisine uygun olarak bireysel, kurumsal veya belediye genelinde uygulanabilmekte. Bununla birlikte sıfır atık uygulamalarının daha geniş kitlelere hitap etmesi, oluşan atık miktarının fazla olması ve uygulamanın yaygınlaştırılması açısından kurumsal uygulamalar büyük önem taşıyor. Sıfır Atık Projesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde de uygulamaya geçirildi ve 26.09.2017 tarihinde gerçekleştirilen Sıfır Atık Projesi 158
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Tanıtım Toplantısı ile tüm Türkiye’de uygulanmasına yönelik çalışmalar başlatıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan eylem planı çerçevesinde Sıfır Atık Projesi’nin 2018 itibariyle Ankara’dan başlamak üzere aşamalı olarak kamu kurumlarında, terminallerde (havaalanı, otogarlar, limanlar vb.), eğitim kurumlarında (üniversiteler, yüksekokullar, enstitüler, okullar vb.), alışveriş merkezlerinde, konut sitelerinde, sağlık kurumlarında (hastaneler, AVM’ler vb.), eğlence-dinlenme tesislerinde (otel, eğlence merkezleri, restoranlar, parklar vb.), stadyumlarda, iş merkezlerinde ve büyük iş yerlerinde uygulamaya geçirilmesi hedefleniyor.
Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıklarımızı kontrol altına almak, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kendi binasında hayat geçirilen sıfır atık yaklaşımı bundan sonraki uygulamalar için örnek teşkil ediyor. Sıfır Atık Projesi’nin, etkin bir şekilde yönetiminin sağlanması, çalışmaların seri bir şekilde yürütülmesi amacıyla tüm yetkilendirilmiş kuruluşlarla bir araya gelerek gerçekleştirilen toplantının ardından Bakanlığımızın tüm Türkiye’ye örnek olacak sıfır atık uygulamalarını yerinde inceledik. Kendilerini bu başarılı çalışma için tebrik ediyoruz. P
LÜTFEN AJANDANIZA KAYDEDİN!
NİSAN
Plastik Sektörünün Birleştirici Gücü PAGEV, 2018
10-14 NİSAN PLASTPAK FUARI İZMİR
yılında da düzenlediği organizasyonlar ile sektörü bir araya getirecek. Sizler de orada olmak için etkinlik takvimimizi ajandanıza şimdiden kaydedin
MAYIS
HAZİRAN
EKİM
22 MAYIS GELENEKSEL PAGEV İFTAR BULUŞMASI
5 HAZİRAN PAGÇEV DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ KUTLAMALARI
30 EKİM, 5. PAGEV ULUSLARARASI AMBALAJ TEKNOLOJİLERİ KONGRESİ
EKİM
ARALIK
ARALIK
31 EKİM - 3 KASIM İSTANBUL AMBALAJ FUARI, TÜYAP
4 ARALIK 2018 13. PAGEV TÜRK PLASTİK ENDÜSTRİSİ KONGRESİ
5-8 ARALIK 2018, PLAST EURASIA FUARI, TÜYAP
pagev
pagev1989
pagevtv
pagev1989 PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
159
HABERLERİ
HEDEF 240 BİN TON AMBALAJ ATIĞI
Türkiye çapında geri dönüşüm çalışmalarını hızla sürdüren PAGÇEV yılı hedeflerinin üzerinde tamamladı. 2017 yılında yaklaşık 12 milyon kişinin ambalaj atığına ulaşan PAGÇEV, 220 bin ton ambalaj atığını geri kazandırdı.
160
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
“
Ülke ekonomisine 610 milyon lira katkı sağlayan PAGÇEV. Hem ambalaj atığı toplama, hem de geri dönüşüm faaliyetlerini her yıl giderek artırrak çalışmalarına devam ediyor. Türkiye’nin ambalaj atıkları yetkilendirilmiş kuruluşu PAGÇEV 2018 yılı hedefini 240 bin ton ambalaj atığını geri kazanmak olarak belirledi.
“
P
lastik ile birlikte kâğıt, karton, ahşap, kompozit, cam ve metallerden oluşan ambalaj atıklarının geri dönüşüm zincirini tamamlayan PAGÇEV’in 2017 yılında topladığı atıklar arasında ilk sırayı 89 bin 600 tona ulaşan plastik ürünler aldı. İkinci sırada ise kağıtkarton ürünleri yer aldı. Geri kalan bölümü de cam, metal, kompozit ve ahşap oluşturdu. PAGÇEV 2018 yılı hedefini ise 240 bin ton ambalaj atığının geri dönüşümü olarak belirledi. 1.5 MİLYON AĞAÇ KURTARILDI PAGÇEV geri dönüştürdüğü ambalaj atıkları sayesinde hem ekonomiye, hem çevreye verdiği katkıyı arttırdı. 2017 yılında PAGÇEV’in dönüştürdüğü atık miktarı sayesinde 1,5 milyon ağaç kurtarıldı. Geri dönüştürülen plastik atıklar ile 7,1 milyon kilowatt
elektrik, 2,1 milyon litre su ve 256 milyon litre fosil yakıt tasarrufuna imza atıldı. Tüm bu atıkların geri dönüştürülmesi ve atık depolama sahalarına gönderilmemesi sayesinde de 2,3 milyon ton metreküp alandan tasarruf edildi. 1.3 MİLYON KİLOWAT ELEKTRİK TASARRUFU SAĞLANDI 2017 yılı rakamlarını değerlendiren PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz, “Yılı hedeflerimizin üzerinde tamamlamış olmak oldukça memnun edici. Ambalajdan kâğıda, metalden kompozit ürünlere kadar birçok ürünü geri dönüştürerek bir yandan çevreyi korumaya devam ettik, diğer yandan ekonomiye sağladığımız katkıyı arttırdık. Öyle ki toplam 220 bin ton atıkla ekonomiye 610 milyon lira katkı sağladık. Bu atıkların içerisinde sınırsız kez geri
dönüştürme özelliğine sahip olan plastikler 89 bin tonla ilk sırada geldi. PAGÇEV olmasaydı bu miktarda plastiği yeniden üretmek için 1,3 milyon kilowatt elektrik enerjisi tüketilecekti. Bu üretim sonunda 531 bin ton karbondioksit salınımı olacaktı. Yalnızca bu miktardan yola çıkarak bile geri dönüşümün sürdürülebilir bir çevre ve ekonomi için nasıl bir değer yarattığını anlayabiliriz. Elbette yalnızca atık toplayarak bu katkıyı sağlamıyoruz. Bizler bu farkındalığı oluşturmak için projeler hayata geçiriyoruz. Çocuklar, ev hanımları ve hatta eğitimcilere bile ambalaj atıklarının bilinçli kullanımı ve geri dönüştürülmesi konusunda eğitim veriyoruz. Önümüzdeki yıl da tüm bu faaliyetleri artırarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi. P PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
161
HABERLERİ
MİLASLI MİNİKLERE GERİ DÖNÜŞÜMÜ SEVDİ
Milas Belediyesi ve PAGÇEV iş birliği ile geliştirilen Milas okullarında geri kazanım konulu çevre eğitimi projesi ile çocuklara küçük yaşta çevre bilinci oluşturulması amaçlanan eğitimin 6. Ayağı tamamladı. Öğretici sunumlar ile birlikte çocukların, eğlenceli şekilde ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplaması öğretildi. Gün sonunda çocuklar, rüzgar gülü ve balonları ile hep birlikte eğlendi. PAGÇEV, bölgede yürüttüğü geri kazanım projesiyle ile önümüzdeki günlerde Milas’taki tüm ilkokullara ulaşmayı hedefliyor.
İ
stanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü 2.Sınıf öğrencilerinin Çevre Teknolojileri dersine bölüm hocalarının daveti ile katılım gösteren PAGÇEV, Atık Yönetimi ve Sanayi Kategorisi Atık Yönetimi konularında verdiği eğitimle öğrenciler ile bir araya geldi. PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz, eğitimde ilk olarak ambalaj atıklarından ve atık yönetimden bahsettikten sonra sanayi kuruluşlarının atık yönetimi konularındaki sorumluluklarının üzerinde durdu. Sunumun sonunda PAGÇEV’in faaliyetleri konusunda bilgilendirme yaptı. Öğrencilerin ilgisinin oldukça yoğun olduğu eğitim, soru-cevap bölümü ile sona erdi.
162
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV İÜ öğrencileriyle buluştu
PAGÇEV 14. REW İSTANBUL’DAYDI
PAGÇEV, 15-17 Şubat 2018 tarihlerinde T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen 14. Uluslararası Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ve Atık Yönetimi Fuarı REW İstanbul’da 14. Holde ziyaretçileri ile buluştu. Fuarın konferans programı kapsamında PAGÇEV Başkanı Yavuz Eroğlu, TÜDAM “Ulusal Atık Yönetimi Stratejisi Sempozyumu” nda, Çin’in atık ithali yasağının ülkemize etkisini yorumladı. PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz ise, katılımcılara yenilenen Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile gelen değişikliklerden bahsetti.
Marmara Belediyeler Birliği (MBB) tarafından 15 Şubat 2018 tarihinde düzenlenen “Belediyelerde Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin değerlendirmeler” konulu toplantı İstanbul’un tüm ilçe belediyeleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcilerinin katılımları ile gerçekleşti. Toplantının ikinci oturumunda uzun süredir yayımlanması beklenen ve geçtiğimiz günlerde yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü
Yönetmeliği tartışıldı. PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz’in de katıldığı oturumda; özellikle Sayıştaş Başkanlığı tarafından ambalaj atıklarına konu olan toplama ve geri dönüşüm faaliyetlerinin belediyeler tarafından ihale ile yürütülmesi hususu değerlendirildi. İhaleye konu işin yaklaşık maliyetleri hesaplanırken özellikle belgelendirme bedelleri konusunda Yetkilendirilmiş Kuruluşların şeffaf bir şekilde belediyelere yardımcı olması gerekliliği üzerine fikir birliği sağlandı.
MBB ÇEVRE PLATFORMU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
163
PAGEV’İN ÜYELERİNE SAĞLADIĞI AVANTAJLAR PAGEV, üyelerinin ihtiyaç ve taleplerini dikkate alarak yüklendiği misyonu aşağıdaki faaliyetleri yerine getirerek yürütür.
1 2 3 164
Devletin, sektörümüzü destekleyici politikalar oluşturmasında yardımcı olur.
4
Plastik sektörünün bir bütün olarak rekabet gücünün arttırılmasına ve plastik sektörümüzce yaratılacak katma değer ve istihdamın, yabancı ülkelere değil, kendi ülke ekonomimize kazandırılmasını sağlayacak çalışmalar yapar.
5
Sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerini, yazılı ve görsel medyayı kullanarak tüm kamuoyuna duyurmaya azami gayret sarf eder.
6
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Her yıl Tüyap-PAGEV iş birliği ile düzenlenen PlastEurasia Fuarı’na üyelerine özel indirimli standlı katılım imkanı sağlar.
Üyelerinin, yurt içi ve yurt dışı uluslararası fuarlara daha uygun şartlarla katılımı amacıyla fuar firmaları ile anlaşmalar yapar, uygun görülen fuarlara info stand ile katılır ve üyelerinin eriştiği ileri imalat teknoloji kabiliyetlerini tanıtır.
Her yıl düzenlediği “Plastik Endüstri Kongresi”, ‘‘Uluslararası Plastik Ambalaj Teknolojileri’’ve belli zamanlarda bizzat organize edeceği veya iş birliğinde bulanacağı seminer ve eğitimlere üyelerimizin ücretsiz veya indirimli katılmalarına olanak tanır.
7 8 9 10
Üyelerinin değişen koşullara uyum sağlaması amacıyla, üyelerce ihtiyaç duyulan eğitim faaliyetlerini organize eder.
Sektörümüzün bazen bir bütün, bazen de özel sorunları, yazılan raporlar ve bizzat Bakan düzeyindeki görüşmelerle dile getirir.
Sektörümüzle ilgili yurt içi ve yurt dışı sempozyum ve toplantılara iştirak eder.
Internet sayfasında sektöre yönelik raporları ve verileri yayınlar.
11 12 13 14
PAGEV, üyelerinin ileri teknoloji imalat kabiliyetlerini dış dünyaya tanıtmak ve üyeleri arasında iletişim kurmak amacıyla faaliyetlerde bulunur PAGEV Yönetim Kurulu Üyeleri, TOBB, ITO, ISO, TTGV gibi sektörümüzle ilgili kurumlarda aktif görevler alarak, sektörümüzün sorunlarını ve çözüm önerilerini değişik platformlara taşır.
Sektörün yasayla kurulmuş en üst kuruluşu olan TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisi’nin Başkanlığını yürütür.
Plastik sektörünün imajını güçlendirecek, çevre bilincini geliştirmek ve sosyal sorumluluk projeleri’ne katkıda bulunmak için projelerin hazırlanıp uygulanmasını sağlar.
PAGEV üyelik başvurusu için: +90 212 425 13 13
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
165
11.Kalkınma Planı KİMYA SEKTÖRÜ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONLARI ve ÇALIŞMA GRUPLARI
PAGEV ‘in de aktif görev aldığı 11. Kalkınma Planı çalışmalarını değerlendiren PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu görüşlerini, “Türkiye’de Petrokimya yatırımlarının muhakkak doğru polimere, doğru teknoloji ve feedstock kaynağıyla karlılık esaslı yapılmalı. Yoksa bedelini ülkemiz ve sanayimiz öder.” şeklinde ifade etti
166
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Giriş Kimya sanayi doğal veya sentetik hammaddeleri kullanıp diğer imalat sektörlerinin ve tüketicinin ihtiyacını karşılamak üzere üretim ve değişim yapan bir sektördür. Aşağıda şematik olarak kimyasal ürünlerin tüketiciye varana kadar geçtiği safhalar verilmektedir.
Kimyasal prosesler, çiftçiler için pestisitler ve gübreler, sağlık sektörü için ilaçlar, tekstil endüstrisi için sentetik boyar maddeler ve lifler, kozmetik endüstrisi için sabunlar ve güzellik yardımcıları, gıda sanayi için sentetik tatlandırıcılar ve tatlar, ambalaj endüstrisi için plastikler, kimyasallar ve sinema endüstrisi için selüloit ve otomobil endüstrisi için yapay kauçuk üretmektedir. Yukarıda verildiği gibi çok geniş bir yelpazede üretim yapan sektörün genel olarak hitap ettiği sektörler aşağıda verilmektedir. Kimyasallar tarih boyunca üretilip kullanılmasına rağmen, ağır kimya endüstrisinin doğuşu (çeşitli kullanımlar için büyük miktarlarda kimyasal madde üretimi) Sanayi Devrimi’nin genel başlangıcına denk geldi. Aşağıda bazı dönüm noktaları hakkında bilgi sunulmaktadır. Sanayi prosesi ile büyük miktarlarda üretilen ilk kimyasallardan biri sülfürik asittir. Eczacı Joshua Ward, 1736 yılında, saltpeter ve kükürtün okside olmasını ve suyla birleşmesini sağlayan bir işleme yöntemi geliştirdi. Büyük ölçüde sülfürik asidin ilk pratik üretimi idi. John Roebuck ve Samuel Garbett, sülfürik asit üretimi için kurşun yoğunlaştırma odalarını kullanan 1749’da Prestonpans’da büyük ölçekli bir fabrika kuran ilk şirkettir.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
167
Eski çağlardan beri cam, tekstil, sabun ve kağıt üretiminde soda külü kullanıldı ve potasın kaynağı geleneksel olarak Batı Avrupa’da ahşap külü olmuştur. Leblanc 1791 yılında aldığı patentle deniz tuzundan alkali üretmek için bir yöntem geliştirdi ve endüstriyel üretim için bir tesis kurdu. Solvay süreci 1861’de Belçikalı endüstriyel kimyager Ernest Solvay tarafından geliştirildi. 1864’te Solvay ve kardeşi Alfred, Belçika’daki Charleroi kasabasında bir tesis kurdu ve 1874’de Fransa’nın Nancy şehrinde daha büyük bir tesis haline geldi. 19. yüzyıl sonlarında üretim miktarında ve üretilen çeşitli kimyasal maddelerde çok hızlı gelişmeler yaşandı. Büyük kimya endüstrileri Almanya’da ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde de şekillendi. 1920’li yıllara gelindiğinde, kimyasal firmalar büyük kümelenmeye gitti.; Almanya’da IG Farben, Fransa’da Rhône-Poulenc ve İngiltere’de Imperial Chemical Industries örneklerdendir. Dupont, 20. yüzyılın başında Amerika’da önemli bir kimyasal firma haline geldi. Günümüzde kimyasal üretim, rekabet gücünün, araştırma ve geliştirme yatırımlarının iş gücü maliyetinden daha fazla olduğu bir yüksek teknoloji endüstrisidir. Ülkemizde kimya sanayinin gelişimine baktığımızda Cumhuriyet öncesi sabun, yağ ve gül yağı gibi alanlarda küçük ölçekte yerel üretimler söz konusuydu. Cumhuriyetten sonra, özel sektörde sanayi için yeterli sermaye birikimi yoktu. Devlet ihtiyaçların ön plana çıktığı alanlarda yatırım yaparak kimya sanayinin temellerini atmıştır. Daha sonraları, örneğin 60’lı yıllarda özel sektör öncelikle tüketici ihtiyacını karşılayan ürünler üretmeye başladı. Günümüzde bölgesinde önemli bir gücü olana yapıya kavuşmuştur. 1.1 Sektörün tanımı ve faaliyet alanları Sektörün oldukça geniş bir faaliyet alanı vardır. Değişik konulara göre değişik tanımlamalar yapılabilmektedir. Bunun için aynı temelde mukayeseyi sağlayabilmek için sektörün tanımı yapılmalı ve sınırları çizilmelidir. 1.1.1 Faaliyet tanımlanması Faaliyet tanımlamalarından birisi Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ISIC - Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Endüstriyel Sınıflandırması (International Standard Industrial Classification of All Economic Activities)’dır. Ayrıca sadece Avrupa Birliği ülkeleri tarafından kullanılan Avrupa Topluluğu’nda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması (NACE-Statistical Classification of Economic Activities in The European Community) vardır. Bu iki sistemin benzerliği ve farkları aşağıda verilmektedir
ISIC’te üretim C grubu altında yer almaktadır. 20,21 ve 22 no’lu alt başlıklar kimya sanayi üretimini belirlemektedir. NACE’de de aynı şekilde üretim C grubunda yer almakta olup kimya sanayi 20,21 ve 22 alt başlıkların yer almaktadır.
168
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
2. MEVCUT DURUM ANALİZİ 2.1. Kimyasal Ürünler Açısından Dünyadaki Genel Durum Dünyada 2016 yılı itibariyle kimyasal madde satışı 3.360 milyar Euro olarak gerçekleşmiştir. Satışların dağılımı aşağıdaki şekilde verilmektedir.
Bu satışlardan Çin Halk Cumhuriyeti 1.331 Milyar EURO ile en çok pay alan ülke olmuştur. İkinci sırada NAFTA ülkeleri yer almaktadır. Ülke bazında 2016 yılı satışlarında ilk on ülkeye bakıldığında aşağıdaki grafik elde edilmektedir (kaynak: CEFIC)
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
169
BASF’in raporuna göre (Outlook fort the chemical indsutry) 2017’de global kimyasal üretim (farmasötik hariç) büyük olasılıkla % 3.4 büyüyecek ve 2016 değerine (% 3.4) yükselecektir. Gelişmiş ekonomilerde (2016:% + 0.9, 2017:% 1.1) marjinal olarak daha fazla genişleme oranı bekleniyor. Gelişmekte olan piyasaların büyümesi biraz zayıflayacaktır (2016: + 5.4%, 2017: +% 5.1). 2006 ila 2016 yılları arasında dünya kimyasallar büyümesi ülkelere göre farklılık arzetmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti bu yıllar arasında %12,6 gibi bir büyüme gösterirken örneğin Meksika, AB, ABD ve Japonya eksilerde kalmıştır.
Son yıllarda ABD’deki “shale gas – kaya gazı” üretimi petrokimyasal ürünlerinin üretiminde ABD’ye büyük bir avantaj sağlamış ve bu ülke için etilen fiyatları çok cazip hale gelmiştir.
170
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Son yılardaki düşük petrol fiyatlarına rağmen Avrupa’daki etilen maliyetleri ABD’ye göre çok yüksekte kalmıştır. Bundan dolayı bu alanlarda AB’den ABD’ye yatırımlar yapılmaktadır. PricewaterhouseCoopers (PwC)’ın “2016 Global Industry 4.0 Survey – Industry key findings” isimli araştırmasında (https://www.pwc.com/gx/en/chemicals/pdf/industry4-0-chemicals.pdf) Endüstri 4.0’ın kimya sektörünü yakından ilgilendirdiği konusunda bulgular vardır. Kimyasal şirketler, ankete katılan tüm sektörlerde önümüzdeki beş yıl boyunca bildirilen yıllık gelirin % 5’ine paralel olarak yatırım yapıyor. Kimyasal şirketlerin neredeyse üçte biri zaten gelişmiş bir dijitalizasyon ve entegrasyon seviyesine ulaştıklarını ve üçte birinden fazlasının beş yıl içinde böyle bir seviyede olmasını beklediğini bildiriyor. 2.1.1 Kimyasalların Dış Ticareti Avrupa Birliği’nin dış ticaretteki partnerlerinden birisi de Türkiye’dir. Türkiye % 10,9 oranıyla önemli bir yer tutmaktadır. AB’nin, Türkiye ile yaptığı dış ticaretten 2016 rakamlarına göre %7 fazlalığı vardır.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
171
2.2 Türk Kimya Sanayinin Mevcut Durumu (BSTB-KSSB’den kısmen alıntılanmıştır) Kimya sektörü, imalat sanayinin en önemli sektörlerden birisidir. Sanayileşmiş ülkelerde ilk 3 sanayiden biri olan kimya sektörü bir gelişmişlik göstergesi konumundadır. Çünkü sanayileşmiş ülkelerde enerji, tarım, sağlık, ulaştırma, gıda, inşaat, elektronik, tekstil ve çevre koruma gibi alanlara sağladığı yüksek katma değer içeren ürünleri nedeniyle ve bu sektörlere sağladığı teknolojik yeniliklerle lokomotif sektör konumundadır. Sektör tarafından üretilen ürünlerin %23’ü doğrudan tüketiciye ulaşırken %77’si ise diğer sektörlerde ara mal veya hammadde olarak kullanılmaktadır. Kimya sektörü oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Sektör, temizlik ürünleri, boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım sektörü için gübreler ve tarım ilaçları, kimya sanayinin de dahil olduğu imalat sanayinin ihtiyaç duyduğu organik ve inorganik kimyasallar, boyalar, laboratuvar kimyasalları, termoplastikler ve benzeri ürünleri üretmektedir. Bu ürünlerin %83’ü mikro ölçekli firmalar tarafından üretilmektedir. Geriye kalan firmalar Türkiye standartlarına göre büyük firmalar olarak kabul edilebilir. Ekonomimize ve diğer sektörlere önemli katkı veren sektörün öncelikli sorunu hammaddedeki yerli üretiminin yetersiz oluşudur. Kimya sektörü gerek hammadde gerek teknoloji olarak büyük ölçüde ithalata bağımlıdır. Sektörün gelişimi için yeni ve modern teknoloji ile sermaye yoğun üretime ve dolayısıyla büyük ölçekli yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yatırımların büyük bir kısmı petrokimya sektörüne yönelik yatırımlardır. Türkiye petrokimya piyasası, Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biridir. Plastik sanayi, petrokimya sanayinin bir alt grubu olarak girdisinin %90’ını bu sektörden sağlamaktadır. Ancak ülkemizde plastik hammaddelerinde yerli üretim yetersizdir. Bu nedenle sektör hammadde açısından %87 oranında dışa bağımlıdır. Yerli üretim ihtiyacın yalnızca %13’ünü karşılayacak 172
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
seviyededir. Sektörün dışa bağımlılığı hem iç hem dış pazarda firmaların rekabet gücünü oldukça düşürmektedir. Bakanlığımız Sanayi Analizleri Şubesi tarafından yapılan çalışmalar da özellikle kimyasal ürünler alt sektöründe ara malı ithalatının üretim değerindeki oranının, imalat sanayi ile karşılaştırıldığında oldukça yüksek olduğunu göstermiştir. Sektörde yurt içi üretimin yetersizliği, sanayiciyi ithalata yönlendiren en önemli faktördür. 2016 yılı verilerine göre, alt sektörler arasında en fazla ithalatı 6,3 milyar dolar ile Temel Kimyasal Maddelerin İmalatı Sektörü, 9,1 milyar dolar ile Birincil Formda Plastik ve Sentetik Kauçuk İmalatı sektörü yapmaktadır. Bu iki alt sektörün yapısal sorunları çözüldüğü takdirde, sektörün cari açığını makul bir düzeye indirmek mümkün olacaktır. Bu iki sektöre yatırım yapılmamasının temel nedenleri arasında lojistiğe uygun yatırım yeri, yetersiz finansman ve teknoloji dışa bağımlılık olarak sıralanabilir. Sektörde yatırımların yetersiz oluşu yatırım malı ithalatına da yansımıştır. Sektörün yatırım malı ithalatının üretim değerindeki oranının özellikle kimyasal ürünler alt sektöründe imalat sanayi ile karşılaştırıldığında oldukça düşük olduğu görülmüştür. Deterjan ve temizlik maddeleri sektörünün hammadde açısından dışa bağımlı olduğunu söylemek mümkündür. Önemli girdilerden LAB, STPP, enzim, optik ağartıcı ve parfüm ithalata dayalıdır. Bunların dışında ambalaj olarak yerli üretim kullanılmakla beraber bunun hammaddesi de önemli ölçüde ithal edilmektedir. Lastik sektörünün en önemli girdileri tabii kauçuk, sentetik kauçuk ve karbon karasıdır. Özellikle tabii kauçukta %100 ithalat bağımlılığı bulunmaktadır. Türkiye, bugün sektörel yapısı ve gücü itibarı ile Avrupa’nın 6’ncı büyük boya üreticisi konumundadır. Sektörün toplam üretim kapasitesi yaklaşık 850 bin ton/yıldır. Boya üretiminin % 83’ünü dekoratif boyalar (inşaat boya ve cilaları, ahşap mobilya boyaları, metal boya ve vernikleri), %12’sini toz boyalar, deniz boyaları ve %5’ini araç yenileme boyaları oluşturmaktadır.
Kimya sektöründeki önemli göstergeler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Burada dikkati çeken en önemli gösterge sektörünün karlılığının Avrupa örneklerine kıyasla düşük olmasıdır. Bunun temel nedeni yüksek oranda ithalata bağımlılık, enerji ve lojistik maliyetlerin yüksekliği, sektörde mikro ölçekli firmaların yüksek oranda olması ve yetersiz Ar-Ge faaliyetleri olarak sıralanabilir. Kimya sanayi, plastikten kozmetiğe, ilaçlardan boyalara kadar birçok alanda sağladığı nihai ürünlerin yanı sıra, pek çok sektöre de ara mal ve hammadde temin eden bir sanayi dalı olarak, ekonomide önemli bir role sahiptir. Sektör hayat standardımızı arttıran, hastalıklara karşı korunmayı ve tedaviyi sağlayan, temizlik ve hijyen konularında katkıda bulunan, giyinme ve beslenmede insanlığın ihtiyacını karşılayan bir sanayi dalıdır. Kimya sanayi, imalat sanayi sektörleri arasında en fazla ticareti 5,5 milyar ile kauçuk ve plastik sektörü ile yapmaktadır. 2015 yılında imalat sanayisinde bulunan 24 sektör arasında 325 milyar TL’lik satış yapılmıştır. Bu satışın 46,6 milyar TL’sini kimya sektörü gerçekleştirmiştir. Kimya sektörünün gerçekleştirdiği satışın 10,3 milyar TL’si kauçuk ve plastik sektörüne, 7,1 milyar TL’si kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı sektörüne ve 1 milyar TL’si temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ait malzemelerin imalatı sektörüne yapılmıştır. Girişimci Bilgi Sisteminde yer alan yurt içi satışları incelendiğinde kimya sektörü yurt içi satışın %30’unu kendi sektörüne gerçekleştirmiştir. Bu satışın %10,3’ünü tekstil ürünleri imalatı, %7,1’ini motorlu kara taşıtları, %6,3’ünü elektrikli teçhizat imalatı, %6,2’ini gıda ürünleri imalatı sektörüne yapmıştır. Grafikte görüldüğü üzere kimya sektörü imalat sanayisinde yer alan tüm sektörlerle etkileşim halindedir. 2.2.1 Üretim TÜİK verilerine göre kimya sektörünün 2015 yılındaki üretim değeri 121 milyar TL olmuştur. Bu değerin %41,3’ü Kimyasalların ve Kimyasal Ürünlerin, %10,01’i Temel Eczacılık Ürünlerinin ve Eczacılığa Ait
Malzemelerin ve %48,6’sı ise Kauçuk ve Plastik Ürünlerinin İmalatı sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir. Kimya sektörünün 2015 yılı faktör maliyeti ile katma değerinin imalat sanayi içindeki payı %12,56 olmuştur. Burada dikkati çeken Kauçuk ve Plastik Ürünlerinin İmalatı sektörünün katma değerinin Kimyasalların ve Kimyasal Ürünlerinin İmalatı sektörünün üzerinde olmasıdır. Kimya sektöründe aylık ciro endeksi 2015 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,1 azalmış, Haziran ayında %10,3 artmış, Aralık ayında %5,6 artarak 172 seviyesine ulaşmıştır. 2.2.2 Kapasite Kullanımı Kimya sektöründe kapasite kullanımı, diğer sektörlere verdiği girdileri de göz önünde bulundurursak, ülkenin genel eğilimine bağlı olarak gelişme göstermiştir. Son beş yılda ağırlıklı kapasite kullanım oranı %75,12 olmuştur. Merkez Bankası verilerine göre kimya sektöründe ağırlıklı kapasite kullanım oranı 2016 yılında bir önceki yıla göre azalış göstermiş ve %73,1 olmuştur. Son dört yılın ortalaması ise %71,4’dir. 2.2.3 Dış Ticaret 2.2.3.1 İthalat Kimya sektörü ithalatı 2010 yılından itibaren her yıl artarak 2014 yılında 40 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. 2010 yılından itibaren ekonomik krizin etkilerini atlatan sektörün ithalatı 2011 yılında 37,7 milyar ABD dolarına yükselmiştir. 2012 yılında bir önceki yıla göre %4 oranında azalmıştır. 2013 yılında ise 2012 yılına göre %6,3 artarak 38,5 milyar ABD dolarına, 2014 yılında ise bir önceki yıla göre %3,8 artarak 40 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. 2015 yılından itibaren kimya sektörü ithalatı düşüşe geçmiştir, 2015 yılında bir önceki yıla göre %12, 2016 yılında ise %3,5 oranında azalmıştır. 2016 yılında 21 milyar dolar olan kimya sektörü dış ticaret açığı, imalat sanayi dış ticaret açığının %62’ini oluşturmuştur.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
173
2.2.3.2 İhracat İKMİB verilerine göre, , kimya sektörü ihracatı geçen yıla göre değer bazında % 15,17 artışla 16,11 Milyar Dolar ve miktar bazında % 10,94 artışla 18,27 Milyon Ton olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılında sektörün toplam ihracatında AB ülkelerinin payı % 35,82 olmuştur. Kimya altsektörlerinin ihracat değer sıralamasında ilk sırada plastik ve mamülleri (%33,03), ikinci sırada mineral yakıtlar&yağ ve ürünleri (%21,98), üçüncü sırada anorganik kimyasallar (%8,52) yer alırken, bunu diğer alt sektörlerin takip ettiği bildirilmiştir. Sektörden İhracat yapılan ülke sıralamasında Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Irak, Birleşik Devletler, Mısır, İtalya, İran, İspanya, Yunanistan ve Birleşik Krallık ilk 10 ülke arasında yer almıştır. İKMİB olarak, Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren üçüncü sektörü konumundaki Türk Kimya Sektörü ihracatının arttırılması, ihraç ürünlerinin ve yurt dışı pazarlarının çeşitlendirilmesi, ürünlere rekabet gücü kazandırılmasına yönelik faaliyetler kapsamında yurt dışı fuar organizasyonları, sektörel (ambalaj, ilaç, kauçuk, kozmetik, medikal & sağlık) uluslararası rekabetçiliği geliştirme (UR-GE) projeleri, ticaret ve alım heyetleri yapılmakta, yurt dışında Türk Ticaret Merkezleri yaygınlaştırılmakta, e-ticaret sitelerine üyelik desteği sağlanmakta, bunların yanı sıra ücretsiz eğitim, toplantı, çalıştaylar organize edilmekte, yayımlarla (dergi, bülten gibi) üyelerimize bilgi sunulmaktadır. Sektörün 0,88 dolar/kg olan ihracat birim fiyatının arttırılmasına yönelik faaliyetler kapsamında, tasarım etkinliklerinin yaygınlaştırılması ve özendirilmesi, sektörün ihracata yönelik rekabet gücünün arttırılması amacıyla üniversiteler, araştırma kurumları, sanayiciler ve girişimcilerle ilgili kamu kurumlarını bir araya getirerek özgün ve yenilikçi ürünlerin ortaya çıkarılmasını hedefleyen “Ar-Ge proje pazarı”, “ambalaj tasarım yarışmaları” etkinlikleri düzenlenmekte ve kurumların inovasyon yönetimi yetkinliğinin sürdürülebilir şekilde arttırılmasını, inovasyon yönetimi altyapısının oluşturularak güçlendirilmesini, her bir kurumun kendi hedef, yapı ve ihtiyaçlarına uygun kurumsal inovasyon sistemlerinin tasarlanması ve hayata geçirilmesini amaçlayan üniversite-sanayi işbirliğine dayalı İnoSuit - İnovasyon Odaklı Mentorluk Programı kapsamında Türkiye İhracatçı Meclisi (TİM) koordinatörlüğünde yürütülen projelere katkı sağlanmaktadır. Yapılan tespitlere göre şimdiye kadar 7.düzenlenen Ar-Ge Proje Pazarı etkinliklerinde yenilikçi orjinal projelere rağmen, bu projelerin uygulamaya alınarak yenilikçi ürünlerin üretimi noktasında üniversite-sanayi-girişimci işbirliğine yönelik sıkıntılar yaşanmaktadır. 174
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
2.2.4 Ar-Ge Faaliyetleri ve eğitim 2.2.4.1 Ar-Ge faaliyetleri Ar-Ge faaliyetleri sektörün katma değeri yüksek ürünleri üretebilme ve bu ürünleri ihraç edebilme yeteneğini ortaya koyan önemli bir göstergedir. Kimya sektöründe
dünya ihracat sıralamasında ilk sıralarda yer alan ülkelerin Ar-Ge harcamalarının da oldukça yüksek olması da bu görüşü destekler niteliktedir. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH) içindeki payı 2016 yılında % 0,94’tür. Bu oran 2013 yılında %0,95 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizdeki teşvik&muafiyet ortamı ArGe için güzel bir iklim oluşturmuştur. Bu ve benzer mekanizmaların devletin diğer kurum&kuruluşları ile ortak çalıştırılabilmesi ArGe ve Inovasyon yapan firmaları daha da ön plana çıkaracaktır. Ruhsatlandırma önceliği, izin başvurularında yapılabilecek önceliklendirmeler, bekleme sürelerinin Türkiye’de argesi yapılan ticari ürünler için azaltılması sermayedarların ArGe ve Inovasyon’a olan inancını daha da güçlendirecektir. Tübitak ya da AB fonları ile desteklenen projelerin yatırıma, üretime dönüştürülmesi sırasında oluşabilecek gerekliliklerde sağlanacak öncelikler örnek olabilir. Üniversite ya da araştırma enstitüleri yönetimlerinde ilgili meslek grubu temsilcilerinin bulundurulması sektörlerin ihtiyaçlarının ilk ağızdan iletilmesi için önemli olacaktır. Tersine beyin göçü sağlayan firmalara, çalışanlara mevut durumda
sağlanan bazı teşvikler var ancak ölçümler yapılarak sistemin işlerliği test edilebilir. Ve sonrasında daha verimli hale getirilebilir. İşbirliği projeleri için farklı teşvik mekanizmaları geliştirilebilir. Türk Kimya Sanayiinin uluslararası pazarlarda sürdürülebilir rekabetçi konuma getirilebilmesi ve yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilerek ülkemizin kilogram başına ihracat değerinin artırılabilmesi Ar-Ge ve inovasyon ile sağlanabilir. Uluslararası pazarlarda sürdürülebilir rekabetçi konuma gelebilmek için bilgi ve teknoloji düzeyi yüksek, Ar-Ge ve inovasyona dayalı ekonomik modele gereksinim duyulmaktadır. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının artışı ile ihracat artışının doğrudan ilgili olduğu bilinmektedir. Son yıllarda artan miktarlarda Ar-Ge ve inovasyon alanlarında teşvikler sağlanmakla birlikte, Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olduğundan bu alanda desteklerinin artırılarak sürdürülmesi gerekmektedir. Endüstriyel araştırmaları artırabilmek, fikri mülkiyet haklarının ticarileştirilmesi, girişimcilik, yenilikçilik endeksinin yükseltilmesi, lisansüstü öğrencilerin endüstriyel araştırmalarda yer almasının teşvik edilmesi ve sanayi ile üniversitelerin işbirliğinin geliştirilmesi için etkili faaliyet eylem planları oluşturulmalıdır. Firmaların Ar-Ge altyapısı yatırımı yapmadan, üniversitelerin araştırma merkezlerinin ve araştırma laboratuvarlarının altyapısını kullanarak Ar-Ge ihtiyaçlarının karşılanması için uygun modeller geliştirilmelidir. Böylece üniversiteler sanayinin ihtiyacına yönelik Ar-Ge yapabilir ve araştırma projelerinin uygulamaya dönüştürülmesine katkı sağlayabilir. Ancak bu hedeflere ulaşabilmek için üniversitesanayi işbirliğinin koordinasyonunu daha etkin ve daha verimli biçimde sağlamak gerekmektedir. Nitelikli Ar-Ge personelinin yetiştirilmesini teşvik etmek ve sanayide çalışan doktora derecesine sahip personelin sayısını artırmak için doktora yapan lisansüstü öğrencilere sağlanan burslar ve destekler çeşitlendirilmeli, yararlanıcı sayıları ve burs miktarları artırılmalıdır. Ar-Ge ve inovasyon amacıyla güdümlü projeler kapsamında sağlanacak destekler ile üniversitelerin araştırma laboratuvarlarının altyapı olanakları iyileştirilebilir ve geliştirilebilir. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
175
2.2.4.2 Eğitim 2017 yılı boyunca kimya sektörünün eğitim konusunda yaptığı çalışmalar ve TÜRKİYE KİMYA SEKTÖRÜ STRATEJİ BELGESİ VE EYLEM PLANI (2018-2021)’nın hedef 4.ünde yer alan yetersiz insan sermayesinin zenginleştirilmesi için aşağıdaki konular ön plana çıkmıştır: • Eğitim ve öğretim tarzında ve sisteminde yenilikler yapılmalıdır. • Eğitim öğrenci merkezli olmalıdır. • Öğrenci merkezli eğitimde, ders dışı saatlerde öğrenciye projeler, ödevler verilmeli değişik sunumlar yaptırılmalı, çeşitli öğrenci aktiviteleri ile öğrenci merkezli eğitim sağlanmalıdır. • Öğrencilere tasarım, problem çözme becerileri kazandırılmalıdır. • Stajın bir anlamda işe almanın ilk aşaması olarak değerlendirmek ve bu konuda gelişme sağlamak amacıyla Sanayi ve Üniversite birlikte bir platformda çalışmalıdır. • Önemli konulardan birisi de öğrenciye ömür boyu öğrenme yetisini verebilmektir. • Özellikle üniversite öğretim üyelerinin sanayide “sabbatical” (Belirli aralıklarla bir öğretim üyesinin bir süre ücretli izne ayrılması) yapmaları teşvik edilmelidir. Öğretim üyeleri “sabbatical” izinlerinin bir kısmını sanayide geçirmelidir, atama ve yükseltmelerinde bu tür hizmetleri dikkate alınmalıdır. • Staj döneminde öğrencilerin sadece laboratuar ve fabrikada değil, aynı zamanda ofis içerisinde farklı bölümlerde, farklı branşlarda da eğer mümkünse kullanabilmesi gerekmektedir. Örneğin bir ay finansta, bir ay pazarlamada, bir ay satışta çalışmalıdır. • Eğitimcilerin de eğitimlerinin güncellenmesi gereklidir. • Bir etkin öğretme merkezinin kurulup, öğretim üyelerine pedagojik formasyon verilmesinde yarar vardır. • Girişimcilik ve inovasyonla ilgili dersleri mutlaka kendisi girişimci olan birisi vermelidir. • Mezun öğrenciler kendini yazılı ve sözlü olarak ifade etme becerisine sahip olmalıdır. Nasıl yaşayacağını, nasıl iletişim kuracağını, nasıl rapor yazacağını bilmelidir. • Eğitim programlarının gözden geçirilip, bilgi
176
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
aktarımı odaklı eğitimden ziyade, beceri ve davranış biçimi ve kültür verme odaklı bir eğitime geçilmesi gerekmektedir. • Öğrencilerin öncelikle soru sormayı ve doğru soruları sormayı öğrenmeleri (uzlaşma kültürü ve rasyonel düşünce) gerekmektedir. • Sanayicinin staj konusunda daha duyarlı olmasında yarar görülmektedir. 2.2.5.Kümelenme ve CHEMPORT 2.2.5.1 Kümelenme Sanayimizin diğer ülkelerle rekabetinde elini güçlendirecek en önemli faktörlerden biri de üretimde verimliliğin sağlamasıdır. Yüksek verimli üretim, maliyetlerin düşmesi açısından rekabet şansını artırmasının yanı sıra, sanayinin çevre üzerindeki etkisini de azaltarak üretimin her yönden sürdürülebilir olmasını sağlamaktadır. Ülkemizde birim mal için kullanılan enerji miktarı OECD ülkelerinin iki, Japonya’nın ise 4 katıdır. Ülkemizin enerji alanında dışa bağımlılığı da göz önüne alındığında başta enerji verimliliği olmak üzere üretimin her aşamasında yapılacak maliyet azaltma çalışmalarının sanayimizin güçlenmesine çok büyük katkı sunacağı aşikârdır. İşletmelerin rekabet gücünün artırılmasında başarılı bir yöntem olarak kümelenme yaklaşımı son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. Dünyada kimya sektörüne yönelik yatırımlarda yaygın olarak kümelenme modeli uygulanmaktadır. Bu model sektörlerin rekabet gücünün geliştirilmesi için bir araç olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda kimya kümeleri doğrudan yabancı yatırımlarının girişine de katkı sağlamaktadır. Bu kimya kümeleri yatırımcılara, yatırımlarını en kısa sürede gerçekleştirip üretim yapmalarını sağlayacak alt yapıyı oluşturmaktadırlar. Dünyada kimya sanayi küme yapıları, genel olarak birbirleri ile üretim entegrasyonuna gitmiş firmalardan, uzman hizmet sağlayıcılarından, teknik destek ve eğitim kuruluşlarından oluşmaktadır. Günümüzde bu kimya kümelerinin merkezinde kimya parkları yer almaktadır. Kimya parkları bir tür özelleşmiş kimya kümeleri olarak değerlendirilebilir.
Kimya parkları, ülkemizde mevcut bulunan kimya sanayi yoğunlaşmalarını geliştirerek küme yapısı içinde birbirleri ile iletişimlerinin artırılması amacıyla kullanılabilecek yapılardır. Mevcut yoğunlaşmaların kimya parkları etrafında kümelenme aşamasına geçirilmesi sağlandığı takdirde ülke kimya sanayi firmalarının rekabet güçlerinin artırılması sağlanabilir. Dünya örneklerinde petrokimya merkezli ve/veya Petro-rafineri merkezli küçük orta- büyük ölçekli firmaların, yan sanayinin, araştırma kurumlarının, teknoloji geliştirme merkezlerinin eğitim kurumlarının test ve ölçme laboratuvarlarının bir arada olduğu, firmaların hammadde ve ürün alışverişinde bulunduğu, lojistik ve enerji altyapısının yer aldığı ve paylaşıldığı kümelenmeler ve bu kümelenmelerin yer aldığı sanayi bölgeleri bulunmaktadır. Dünyada önde gelen kimya kümeleri aşağıda yer almaktadır. Mevcut TÜİK kayıtlarına göre, kimya sektörü girişimcilerinin %38,6’sı İstanbul, %6,6’sı İzmir, %6,5’i Ankara, %5,4’ü Bursa’da yer almaktadır. Ancak söz konusu illerdeki bu yoğunlaşmalar bir küme yapısı göstermemektedir. Çünkü birbirleriyle etkileşim içinde faaliyet gösteren firma, kurum ve kuruluşların meydana getirdikleri coğrafi yoğunlaşmalar küme olarak addedilebilir. Küme yapılarında firmaların birbirleri ile ürün, ham madde veya bilgi ilişkisi içerisinde olması, uzman girdi sağlayıcılarının, kamu veya özel araştırma kuruluşlarının, ihtisaslaşmış teknik eğitim kuruluşlarının bulunması gerekmektedir.
yapılarak kimya parklarının kurulması desteklenecektir. 10.Kalkınma planından almış olduğu destekle de özel sektör firmaları bir araya gelerek yüksek teknoloji ile kimyasal ürün üretmeye yönelik, limanı olan büyük ölçekli bir yatırım yeri projesi geliştirmiştir. Projenin detayı ilgili bilgiler devlet mercilerine iletilmiş ve 2018 yılında çalışmalara hız kazandırılacaktır. Bu projenin en önemli ayağı yer tahsisi ile alt yapının tamamlanmasıdır. Yaklaşık kimya sanayi dış ticaretinin 5 milyar $’lık açığını kapatabilecek üretim öngörülmektedir. 2.2.6 Mevzuat AB ile uyum çerçevesinde birçok mevzuat kimya sektörünü bağlamaktadır. Özellikle “ Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Önlenmesi hakkında Yönetmelik-SEVESO” ve Kimyasal Maddelerin Kaydı, Değerlendirmesi, İzni ve Kısıtlanması hakkındaki Yönetmelik-KKDİK” sektör için çok önem taşımaktadır. Çünkü bu iki Yönetmelik ciddi bir bilgi birikimi, alt yapı ve maliyet gerektirmektedir. Bu mevzuata uyum için sektörün zamana ve finansal teşviğe ihtiyacı vardır.
2.2.5.2 CHEMPORT 10. Kalkınma planında aşağıdaki madde yer almıştır. 668. Büyük ölçekli stratejik yatırımlara olan ihtiyacın sürdüğü kimya sektöründe; petrokimya, plastik, kompozit ve ileri malzeme gibi alanlarda yeni yatırımlar için lojistiği uygun yer tahsisi
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
177
2.2.7 Kimya sanayiinde güvenlik Kimyasal kazalar, olası hasar ve zararlarının büyük olmaları ve etkilerinin kısa sürede doğadan silinememesi hatta hiç giderilememesi gibi sonuçlara neden olurlar. Ülkemizde gelişen sanayi ve ticaret ile beraberinde artan enerji ve ulaşım ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak kurulan veya kurulması planlanan büyük ölçekli yapılar (Rafineri, Yakıt Depolama Tesisleri, Kimya Fabrikaları ve benzeri Endüstriyel tesisler,) yeni tehlike ve riskleri doğurmaktadır. Gelecekte daha fazla can kaybı, toplumsal sağlık sorunları, fiziksel altyapı zararı ve çevresel zararlara engel olmak için tüm afet türlerinde olduğu gibi endüstriyel kazalarda da planlama çalışmalarında yapılacak işlerin başında karşı karşıya olunan tehlikeleri tespit etmek ve riskleri değerlendirmek gelmektedir. Tehlike ve riskler göz önüne alındığında tehlikeli maddenin üretimi, taşınması ve depolanması aşamalarında karşı karşıya kalabileceğimiz risklerin belirlenmesinde yangın, patlama, toksik gaz bulutu yayılımı modellenmesinin çok önemli olduğu görülmektedir. Bu hedefle hem kimyasal maddelerin bulunduğu kuruluşlarda ve kimyasal maddenin taşınması aşamalarında meydana gelebilecek muhtemel kazaların etki alanı modellemesi çalışmalarına önem verilmelidir. Modelleme sonuçlarına göre riskleri azaltmanın ve olay meydana geldiğinde yapılacak müdahale çalışmalarının önceden planlanmasının ekonomik açıdan da ülkemiz için önemli getirileri olacaktır. Ayrıca tehlikeli kimyasallar ile çalışan işyerlerinde acil durum planları mutlaka hazır bulundurulmalı, tüm personele iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldırılarak bu alandaki gereklilikleri yerine getirmeleri sağlanmalıdır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), 5902 Sayılı Kanunun 11. Madde d bendine istinaden “Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik Ve Nükleer Maddelerin Meydana Getireceği Tehlikelere Karşı Alınacak Önlemleri Ve Yapılacak Çalışmaları Tespit Etmek Ve Bunlarla İlgili Bakanlık, Kamu Ve Özel Kurum Ve Kuruluşlar Arasında Koordinasyonu Sağlamak” ve aynı kanunun 18. Maddesi ı bendine istinaden de 178
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
“Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer maddelerin tespiti, teşhisi ve arındırması ile ilgili hizmetleri yürütmek, ilgili kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak” görevleri ve aynı zamanda bu konularda mevzuat düzenleme yetkileri bulunmaktadır. Büyük Endüstriyel Kazalarla ilgili konular uluslararası boyutta SEVESO III Direktifi ile düzenlenmektedir. Ülkemizde ise bu durum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 2013 yılından yayınlanan “Büyük Endüstriyel Kazların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik” ile düzenlenmektedir. 2017 yılı sonundan itibaren Yönetmelik çalışmalarına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile AFAD tarafından devam edilecektir. Söz konusu Yönetmelik ile kimya sanayi “kapsam dışı, alt seviyeli kuruluş ve üst seviyeli kuruluş” olarak sınıflandırılmaktadır. Yönetmelik alt seviyeli ve üst seviyeli kuruluşlar için bazı yükümlülükler getirmektedir. Bunlar, Büyük kaza önleme politika belgesi, güvenlik raporu, dahili acil durum planı, kamunun bilgilendirilmesi, bildirim ve kayıt sistemine bilgi girişi, meydana gelmiş kaza ve ramak kala kaza bildirimi olarak sıralanabilir. AFAD kimyasal olaylarla ilgili olarak acil durumların öncesinde planlama ve zarar azaltma, esnasında müdahale ve sonrasında ise iyileştirme çalışmalarını yürütür ve aynı zamanda koordinasyonu sağlar. Herhangi bir kimyasal olayda olay yerinde ilk müdahaleyi yapan (tespit-teşhis, dekontaminasyon, numune alma vs.) ekipler AFAD KBRN ekipleridir. Aynı zamanda AFAD’ın KBRN olayları ve kimyasal olaylar ile ilgili olarak halkın korunması, bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi, ikaz ve alarm sistemlerininin kurulması ve işletilmesi gibi faaliyetleri de bulunmaktadır. AFAD tarafından hazırlanan ve 2012 yılında yürürlüğe giren “Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik Ve Nükleer Tehlikelere Dair Görev Yönetmeliği” ile KBRN alanında tüm kurum ve kuruluşların görev ve sorumlulukları belirlenmiştir.
3. PLAN DÖNEMİ PERSPEKTİFİ Çalışma grubumuz aşağıdaki vizyonu oluşturmuştur: “Sürdürülebilir gelişme için orta ve yüksek teknoloji kullanarak katma değeri yüksek, rekabetçi ürünler üreterek ülkemizin dünya kimya sanayiinde üretim ve ihracat payını arttırmak ve ithalat bağımlılığını azaltmak.” Bu vizyonun yerine getirilebilmesi için 11.Plan döneminde aşağıdaki unsurların gerçekleşmesi hedeflenmelidir. 3.1 Uzun vadeli hedefler 2018-2020 Yılları arası için öngörülen “Orta Vadeli Plan-OVP” da aşağıdaki açıklamalar yer almaktadır. 55. Orta vadede Türkiye ekonomisinde nitelikli istihdam oluşturan, enflasyon ve cari açık yaratmayan, ağırlıklı olarak yurtiçi tasarruflar ve doğrudan yabancı yatırımlarla finanse edilen, yatırım ve ihracata dayalı bir büyüme yapısı hedeflenmektedir. 56. Program döneminde üretken alanlara yönelik yatırımlarla desteklenen, verimlilik artışına dayalı bir büyüme stratejisiyle her yıl yüzde 5,5 oranında büyüme hedeflenmektedir. 64. Bu çerçevede, OVP’nin temel odağında, büyüme ve istihdamı destekleyen 5 öncelikli politika alanı yer almaktadır(Şekil..).
Bu OVP’ye göre sektörün yıllık büyümesi de %5,5 olarak hedeflenmelidir. Ayrıca yatırım, cari açığın azaltılması ve ihracata dayalı bir büyüme modeli öngörülmektedir. Yukarıdaki hedefler göz önüne alındığında kimya sektörünün aşağıdaki gelişmeleri göstermesi gerekmektedir. Üretim büyüklüğü Kimya sektörünün 2015 yılı itibariyle TUİK verilerine göre üretim değeri 121 Milyar TL olmuştur. OVP’deki hedefe paralel olarak 11.Plan döneminde aşağıdaki gelişme beklenmektedir. Kapasite kullanımı ve yatırım 2016 yılına kadar son beş yılda sektörde kapasite kullanımı ortalama % 75 civarındadır. 11.Plan hedeflerine varmak için kapasite kullanımı arttırılmalıdır. Mevcut kurulu kapasite ile bu hedefe ulaşmak zordur. Onun için yeni yatırımlara ihtiyaç vardır. Kümelenme bu konuda büyük avantaj sağlayacaktır. Yukarıda söz edilen CHEMPORT projesi bunun için önemli bir fırsattır. Hedefe yönelik politikalar Çalışma grubumuz aşağıdaki vizyonu oluşturmuştur: “Sürdürülebilir gelişme için orta ve yüksek teknoloji kullanarak katma değeri yüksek, rekabetçi ürünler üreterek ülkemizin dünya kimya sanayiinde üretim ve ihracat payını arttırmak ve ithalat bağımlılığını azaltmak.” Benzer bir vizyon “Kimya Sanayi Strateji Belgesinde” de belirlenmiştir. Kimya sanayinin mevcut durumu aşağıdaki tabloda verilmektedir.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
179
Yukarıdaki tablodan hareketle aşağıdaki hedefler belirlenmiştir. 1. Sektörün yatırım yeri, kümelenme ve büyük ölçekli yatırım imkânlarının geliştirilmesi, 2. Katma değeri yüksek kimyasalların üretiminin özendirilmesi, 3. Yatırımın ve üretimin önündeki engellerin kaldırılması, 4. Sektörün kalifiye elaman sorununun çözülmesi. Hedef 1.Sektörün yatırım yeri, kümelenme ve büyük ölçekli yatırım imkânlarının geliştirilmesi, Ülkemizde kimya sektörü, ithalata bağımlı durumdadır. Sektöre yatırım yapılmaması ve kimyasalların talep artış hızının dünya ortalamasının üzerinde olması Türkiye kimyasal madde ithalatının, sürekli artmasına neden olmaktadır. Kimya sektörü, birçok sanayi dalına girdi sağlayan öncü sektör olma özelliğinden dolayı, Türkiye
180
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
ekonomisinin geleceği açısından önem taşımaktadır. Böylesine büyük bir öneme sahip olan sektörün, hammadde ve ara malı kullanımında yurtdışına bağımlı, kümelenmenin olmayışı ve üretimin dağınık oluşu, İşletmelerin küçük ve orta ölçekli yapı sahip olması, global ölçekli firmaların çok az oluşu gibi sorunları bulunmaktadır. Kümelenme yaklaşımı, işletmelerin rekabet gücünün artırılmasında başarılı bir yöntem olarak, son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. İhtisas organize sanayi bölgelerinin yatırıma açılması ve sektörel kümelenme modelinin desteklenmesi durumunda, sektörün çevre sorununun çözümlenmesinin yanında, rekabetçi şartlarda yatırım yeri de sağlanmış olacaktır. Bu sorunlara çözüm bulunması amacıyla “Sektörün yatırım yeri, kümelenme ve büyük ölçekli yatırım imkanlarının geliştirilmesi” hedefi belirlenmiştir.
Bu hedefe uluşmak üzere: 1. Türkiye’nin ihtiyacı olan petrokimya entegre tesislerinin kurulabilmesi için yeni bir yatırım modeli geliştirilecektir. 2. Kimya sektörünün yapacağı yatırımların yönlendirileceği coğrafi bölge/bölgeler belirlenecek ve ihtiyaca göre bu lokasyonlara yönelik özel mevzuat değişikliği önerileri hazırlanacaktır. 3. Petrokimya sektöründe dünyada önde gelen ülkelere ve firmalara yönelik olarak Türkiye’deki yatırım ortamını ve yatırım fırsatlarını tanıtan faaliyetler gerçekleştirilerek Doğrudan Yabancı Yatırım özendirilecektir. Hedef 2. Katma değeri yüksek kimyasalların üretiminin özendirilmesi, Yüksek teknoloji içeriği nedeniyle kimya sanayi ürünleri genel olarak katma değeri yüksek ürünlerden oluşmasına karşın, ülkemiz kimya sanayi üretimi katma değeri nispeten düşük ürünlerden oluşmaktadır. Bu nedenle Türkiye’de kimya sanayi konusunda önemli bir üretim ve yatırım eksikliği bulunmaktadır. Bu sorunlara çözüm bulunması amacıyla “Katma değeri yüksek kimyasalların üretiminin özendirilmesi” hedefi belirlenmiştir. Bu hedefe uluşmak üzere: 1. Yüksek katma değerli üretim yapısına geçebilmek için Ar-Ge merkezleri ve tasarım merkezleri ile ilgili sanayiciye bilgilendirme yapılacaktır. 2. Kimya alt sektörlerinin Ar-Ge ihtiyaçları belirlenerek, belirlenen katma değeri yüksek kimyasallarla ilgili proje çağrılarına çıkılacak ve sektörlerin Ar-Ge desteklerinden yararlanmaları sağlanacaktır. 3. Kimya alanında Ar-Ge desteği almış projelerin üretime dönüşmesi yönünde çalışmalar yapılacaktır. 4. Kritik silah, mühimmat ve koruma sistemlerinde ihtiyaç duyulan enerjetik malzemeler ile söz konusu ürünlerin imalatında hammadde olarak kullanılmakta olan kimyasalların yeni teknolojilerle üretilmesi sağlanacaktır. 5. Kimya sektöründe ithal ikamesi sağlayacak biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi ve üretimi desteklenecektir.
Bu hedefe uluşmak üzere: 1. Türkiye’nin ihtiyacı olan petrokimya entegre tesislerinin kurulabilmesi için yeni bir yatırım modeli geliştirilecektir. 2. Kimya sektörünün yapacağı yatırımların yönlendirileceği coğrafi bölge/bölgeler belirlenecek ve ihtiyaca göre bu lokasyonlara yönelik özel mevzuat değişikliği önerileri hazırlanacaktır. 3. Petrokimya sektöründe dünyada önde gelen ülkelere ve firmalara yönelik olarak Türkiye’deki yatırım ortamını ve yatırım fırsatlarını tanıtan faaliyetler gerçekleştirilerek Doğrudan Yabancı Yatırım özendirilecektir. Hedef 2. Katma değeri yüksek kimyasalların üretiminin özendirilmesi, Yüksek teknoloji içeriği nedeniyle kimya sanayi ürünleri genel olarak katma değeri yüksek ürünlerden oluşmasına karşın, ülkemiz kimya sanayi üretimi katma değeri nispeten düşük ürünlerden oluşmaktadır. Bu nedenle Türkiye’de kimya sanayi konusunda önemli bir üretim ve yatırım eksikliği bulunmaktadır. Bu sorunlara çözüm bulunması amacıyla “Katma değeri yüksek kimyasalların üretiminin özendirilmesi” hedefi belirlenmiştir. Bu hedefe uluşmak üzere: 1. Yüksek katma değerli üretim yapısına geçebilmek için Ar-Ge merkezleri ve tasarım merkezleri ile ilgili sanayiciye bilgilendirme yapılacaktır. 2. Kimya alt sektörlerinin Ar-Ge ihtiyaçları belirlenerek, belirlenen katma değeri yüksek kimyasallarla ilgili proje çağrılarına çıkılacak ve sektörlerin Ar-Ge desteklerinden yararlanmaları sağlanacaktır. 3. Kimya alanında Ar-Ge desteği almış projelerin üretime dönüşmesi yönünde çalışmalar yapılacaktır. 4. Kritik silah, mühimmat ve koruma sistemlerinde ihtiyaç duyulan enerjetik malzemeler ile söz konusu ürünlerin imalatında hammadde olarak kullanılmakta olan kimyasalların yeni teknolojilerle üretilmesi sağlanacaktır. 5. Kimya sektöründe ithal ikamesi sağlayacak biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi ve üretimi desteklenecektir. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
181
OZAN DAĞLI Kıdemli Uygulama Mühendisi 3M San ve Tic AŞ Otomotiv ve Havacılık Bölümü
182
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Otomotiv sektöründe malzeme ve bağlantı çözümleri trendleri Otomotiv sektörü, havacılık ve uzay sektörleriyle beraber yenilikçi ürün ve teknolojiler için diğer tüm sektörlere yol açan ve geşişim sağlayan en önemli sektörlerdendir. Otomotiv sektörünün havacılık ve uzay sektörlerinden en büyük farkı ise üretim adetlerinin çok yüksek ve rekabetçiliğin çok büyük olması. Diğer taraftan ise kullanıcı beklentileri sürekli değişmekte ve gelişmekte. Bir yandan da kullanıcı güvenliği ve çevresel etkilere yönelik yasal düzenlemeler otomotiv sektörü dinamiklerini her geçen yıl daha da zor hale getirmekte. Örneğin standart B sınıfı bir binek araç 70’li yıllarda yaklaşık 800 kg ağırlığa sahipken, 2010’lu yıllarda aynı aracın yeni modelleri yaklaşık 1.200 kg ağırlığındadır. Çevresel etkiler ve düzenlemeler açısından bakıldığında ise araç motorlarının tüketim ve karbon emisyonları düzenmesi olan Euro normlarının ilk yayınlandığı yıl olan 1992’de Euro 1 motora sahip benzinli ve
dizel araçların maksimum CO salınımı 2,72 g/km olması gerekirken, güncel Euro 6 normuna göre benzinli araçlarda CO salınımı 1 g/km, dizel araçlarda 0,50g/km mertebelerine çekilmiştir. Norm
Yürürlük Tarihi
Motor Türü Benzin
Euro 1
CO:2.72 g/km 01.07.1992 HC+Nox: 0.97 g/km
Euro 2
01.01.1996
Euro 3
CO: 2.3g/km 01.01.2000 THC: 0.20g/km NOx: 0.15g/km
Euro 4
CO: 1.0g/km 01.01.2005 THC: 0.10g/km NOx: 0.08g/km
Euro 5
01.09.2009
Euro 6
CO: 2.2g/km HC + NOx: 0.5g/km
CO: 1.0g/km THC: 0.10g/km NMHC: 0.068g/km NOx: 0.06g/km CO: 1.0g/km THC: 0.10g/km 01.09.2014 NMHC: 0.068g/km NOx: 0.06g/km
Dizel CO: 2.72g/km HC + NOx: 0.97g/km PM: 0.14g/km CO: 1.0g/km HC + NOx: 0.7g/km PM: 0.08g/km CO: 0.66g/km HC + NOx: 0.56g/km NOx: 0.50g/km PM: 0.05g/km CO: 0.50g/km HC + NOx: 0.30g/km NOx: 0.25g/km PM: 0.025g/km CO: 0.50g/km HC + NOx: 0.23g/km NOx: 0.18g/km PM: 0.005g/km CO: 0.50g/km HC + NOx: 0.17g/km NOx: 0.08g/km PM: 0.005g/km
Tablo 1 – Euro normlarına göre egzoz emisyon değerleri
Özetle araçların boyutları ve ağırlıkları artarken, çevreye yaptıkları etkiler yasal düzenlemeler ile garanti altına alındı. Sadece çevresel etkiler değil, ilave olarak yakıt tüketimleri de düzenlenmekte. ABD Ulaşım Bakanlığının bünyesinde yapılan düzenlemeler CAFE (Corporate Average Fuel Economy) standartlarını oluşturmuş ve 1978’den bugüne araç üreticilerinin filolarında bulunan araçların mil başına yakıt tüketimlerine sınırlamalar getirmiştir. Bu sınırlar binek araçlar için 1970’lerin sonunda ortalama 17 mil/galon iken 2025 yılında hedef 54,5mil/galona yükselecek ve neredeyse 4’e katlanacak. Bu bilgiler ve yasal düzenlemeler ışığında otomotiv üreticilerinin bu beklentileri nasıl karşılayabileceği sorusuna daha verimli motorlar ve daha hafif araçlar ile cevap bulabilirler. Amerikan Kimya Konseyinin (American Chemical Council) raporuna göre 2012 yılında bir otomobilde ortalama % 53,8 çelikler, %17,5 oranında çelik dışı metaller kullanılırken, 2016’da % 53 çelik ve % 16,9 çelik dışı metaller kullanılmıştır. Geleneksek çelikler yerlerini yüksek dayanımlı yeni nesil alaşımlı çeliklere bırakırken, çeliğe alternatif olarak aluminyum gibi daha hafif metaller de kullanılmaya başlamıştır. Özellikle araç gövdesi üretiminde kullanılan bu malzemelerdeki değişme trendi üretim metotlarında bir değişimi de beraberinde getirmiştir.
Şekil 1 – Cafe Standartlarının tarihsel gelişimi (Kaynak: US Energy Information Administration)
Geleneksel üretim yöntemleri olan punta ve lazer kaynaklarının yüksek ısıl etkilerinin malzemeler üzerindeki negatif etkisiyle beraber, yeni alternatif metallerin birleştirilme beklentisi bu yöntemlere alternatif arayışını hızlandırmıştır. Diğer taraftan ise civata ve somunlu mekanik bağlantılar ise metallere açılan bağlantı delikleri sebebiyle hem malzeme dayanımlarından ödün verdirmekte, hem de pas, korozyon gibi problemlere yol açmakta. Özellikle son dönemde araç üreticileri gövde bağlantılarında yapıştırıcı birleştirme çözümleriyle bu sorunları gidermeye çalışmakta. Örneğin punta kaynaklarının dayanımlarının yetmediği noktalarda punta kaynaklarına ilave yapısal yapıştırıcı ve bant çözümleri ile araçlarda yaşanan dayanım problemleri çözülebilmekte, yapıştırıcı ve bantlı çözümler ile kaynak uygulamalarından sonra sızdırmazlık amacıyla uygulanan macunlar iptal edilerek hem maliyet avantajları hem daha yalın ve tekrarlanabilir prosesler elde edilebilmekte. PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
183
Dokunmatik Ekranların Çalışma Prensibi Daha hafif araç üretiminin sağlanabilmesi için en önemli anahtar ise plastik malzemelerdeki gelişmelerdir. Araç üreticileri plastik dünyasında yeni gelişmeleri araçlarına uygulayabildiği müddetçe hem müşteri beklentilerini karşılayabilecek, hem de yasal zorunlulukları yerine getirebilecek. Otomobil üretiminde kullanılan çelik ve diğer metallerin azalması metaller yerine alternatif olarak plastiklerin kullanımının ağırlık kazandığını da göstermekte. PAGEV’in 2017 İlk yarıyıl Türkiye Otomotiv Plastikleri Sektör İzleme Raporunda da paylaşıldığı gibi otomotiv üretiminde kullanılan metallerin yüzdesi azalırken 2012-2016 arasında kullanılan plastiklerin oranı % 10,6’dan % 12,2’ye yükseldi. 2017’de bu rakamın %12,7 olacağı öngörülmekte. Diğer taraftan ise kompozit teknolojilerindeki gelişmeler de bu malzemelerin yakın gelecekte otomotiv üretiminde seri üretim koşullarında kullanılabileceğinin ipuçlarını veriyor.
184
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Otomotiv üretiminde kullanılan plastiklerin detaylarına bakıldığında, alternatiflerine göre rekabetçi fiyatları ve kolay üretilebilirlik özellikleriyle PP (polipropilen) % 23,3 ile ilk sırada yer alırken, PU (poliüretan) % 17, PA (poliamid) % 12,3 ve ABS (Akrilonitril–Butadien– Stiren) % 7,9 şeklinde sıralanmakta.
Tablo 2 – Otomotiv üretiminde kullanılan plastik hammaddeler (Kaynak: American Chemistry Council)
Şekil 1 – İyi ıslatma, yüksek yüzey enerjisi
Kullanılmakta olan bu plastiklerin yapıları ve özellikleri dikkate alındığında ortam şartlarına dayanımları, kimyasallar dirençleri yeterince yüksek malzemeler olduğu görülür. Diğer taraftan ise malzemelerin yapıları gereği başka malzemeler ile bağ kurma istekleri de düşüktür. Bu özellik yüzey enerjisi kavramını da beraberinde getirmekte. Yüzey enerjisi, yüzeylerine uygulanan sıvıları kendine çekme veya yüzeylerine uygulanan sıvılar tarafından ıslatılabilme özelliği şeklinde tanımlanabilir. Otomotiv sektöründe kullanılan iç trim ve dış trim plastiklerinin büyük bir kısmı düşük ve orta yüzey enerjili plastiklerdir. Bu sebeple de gerek boya gerekse de yapıştırma işlemlerinde çeşitli yüzey hazırlama prosesleri gerekmekte. Yüzey hazırlama işlemleri çeşitli şekillerde yapılabilir. Yüzey pürüzlülüğü arttırılarak tutunma yüzey alanı arttırılabildiği için zımparalama bir yüzey hazırlama metodu olarak kullanılabilmekte. Fakat geniş yüzey alanlarında uygulanabilirlik problemleri getirebilmekte. Tampon gibi büyük yüzey alanına sahip boyanan plastiklerde yüzey hazırlamada genel eğilim flamaj işlemi denilen yüzeyin aleve tabi tutulması ve yüzeydeki elektronların hareketlendirilmesi ve gerek boya gerek yapıştırıcı/bant malzemelerin yapışmasının sağlanması şeklindedir. Bir başka yüzey hazırlama işlemi türü de, plazma veya korona uygulamalarıdır. Bu uygulamalarla yüzeyler iyonik hale getirilir ve başka malzemeler ile bağ kurmaya hazır hale gelmiş olur. Son olarak yüzeylerin yüzey enerjisini arttırmak için primer denilen solvent bazlı kimyasallar kullanılabilmekte, hem boya hem yapıştırma işlemlerinde sorunsuz şekilde bağlantılar sağlanabilmekte. Tüm otomotiv sektör trendleri değiştiği
Şekil 2 – Zayıf ıslatma, düşük yüzey enerjisi
Şekil 3 – Çeşitli malzemelerin yüzey enerjileri
gibi yapıştırıcı ve bant uygulamalarındaki trend de son yıllarda değişmekte. Hızlanan üretim çevrim zamanları, rekabetçiliğin getirdiği işçilik maliyetlerindeki düşüş baskısı çoğu zaman yüzey hazırlama işlemlerinin istenmemesini getirir. Gelişen çalışan sağlığı ve iş güvenliği riskleri de flamaj gibi proseslerinin de seri üretim proseslerinden çıkarılmasına sebep olmakta. Özellikle düşük ve orta yüzey enerjili plastiklerin yapıştırma proseslerinde gerekli olan yüzey hazırlama işlemleri yerlerini bu plastiklere ve termosetlere (EPDM gibi) özel olarak geliştirilen düşük yüzey enerjili yapıştırıcılara bırakmakta. Bu yapıştırıcı ve bantların en önemli özellikleri, PP ve EPDM gibi çok düşük yüzey enerjili malzemelere herhangi bir yüzey hazırlığı gerektirmeden uygulanabilmekte, dış etkilere karşı yeterince dayanımlı olduğundan dolayı araç üretimlerinde yüksek performanslar gösterebilmesidir. Böylelikle yüzey hazırlama işlemlerinin getirdiği proses atlama, yetersiz yüzey işlemi gibi kalitesizlikler, prosesin poka-yoke’lerle kontrolü gibi yatırım ve proses maliyetini arttıran adımların iptaline imkan sağlanabilmekte, üreticilerin daha rekabetçi şartlarda üretim yapmasına imkan sağlamakta. P
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
185
Doç.Dr.Enver Demirhan Kocaeli Üniversitesi
186
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Radyasyon enerjisiyle kürleşen polimerik maddeler Bazı monomerik kimyasal bileşikler utraviyole ışınları (UV) veya elektron demetleri (EB) ile polimerize edilebilirler. Polimerizasyon sunucunda oligomerler oluşurlar. Utraviyole ışınları ve elektron demetleri enerji yüklü radyasyonlardır. Bileşiminde bu tür oligomerleri içeren organik kaplama (coating), mürekkep ve yapıştırıcılar ultraviyole ışınlarına veya elektron demetlerine maruz bırakılırsa çok hızlı kürleşirler (çapraz bağlanma) olurlar. Kürleşme hızı kullanılan radyasyonun şiddetine bağlıdır. Bu tür maddelerin endüstriyel uygulamaları organik kaplama, mürekkep ve yapıştırıcıları kapsamakta. Bu maddelerin bileşiminde monomerler, oligomerler ve katkı maddeleri bulunmakta. Başlıca bir organik kaplama, mürekkep ve yapıştırıcı formülünde aşağıdaki maddeleri içermekte. -Oligomer, kürleşen veya çapraz bağlanan son ürünün özelliklerine etki etmekte. -Bir fonksiyonlu monomerler, seyreltici olarak karışımın uygun viskozitede olmasını sağlarlar. -Çok fonksiyonlu monomerler, oligomer segmentler arasında çapraz bağlanmasına yardımcı olurlar. - Özel bazı katkı maddeler son ürüne
spesifik özellikler kazandırırlar. -Pigmentler mürekkep ve bazı organik kaplamalarda kullanılırlar. -Foto başlatıcılar, UV sistemlerinde kullanılırlar, ışık enerjisi monomerde radikal veya katyon oluşturarak polimerizasyon reaksiyonunu başlatırlar. Formülasyonda kullanılan maddeleri ayrı olarak aşağıda açıklanmıştır. Oligomerler Radyasyon enerjisi ile kürleşen organik kaplamanın, mürekkebin ve yapıştırıcının özelliklerini formülasyonda kullanılan oligomer belirler. Oligomerler oldukça düşük molekül ağırlıklı polimerlerdir. Bunların molekül ağırlıkları 400 ile 7000 arasında değişmekte. Düşük molekül ağırlıklı oligomerler akıcı sıvılardır. Yüksek molekül ağırlıklı oligomerler ise oldukça viskozdırlar. Viskoz olanlar formülasyonlarda biraz ısıtılarak kullanılırlar. Piyasada kullanılan oligomerlerin çoğunluğu radikaller vasıtasıyla kürleşen formülasyonlarda kullanılırlar. Bunlar farklı kimyasal yapıya sahip akrilik esaslı bileşiklerdir. Akrilasyon prosesinde; oligomerlerin doymamış veya molekülün iki uç kısmında bulunan C=C grubu reaksiyona iştirak etmekte. Esasta bu tip oligomerler iki fonksiyonludurlar ve bu yapıda çok kullanılan oligomerler şunlardır:
1.Akrilik üretanlar 2.Akrilik epoksiler 3.Akrilik poliesterler 4.Akrilik silikonlar Organik kaplama, mürekkep ve yapıştırıcıların özellikleri karışım formülasyondaki maddelerin birbiri ile olan etkileşimine bağlıdır. Ürün özelliklerine oligomerler oldukça etkin olmakta. Yukarda belirtilen akrilik oligomer türleri ürünlere farklı özellikler vermekte. Bu akrilik oligomerlerin özellikleri aşağıda açıklanmıştır. Akrilik üretanlar çapraz bağlı katı ve esnek malzemeler olup iyi aşınma direnci gösterirler. Bu tür oligomerler baskı mürekkepleri, aşınmayı önleyici olarak verniklerin son katında kullanılır. Ayrıca ahşap yüzeylerde ve vinil zeminlerde koruyucu kaplamalarda kullanılırlar. Akrilik epoksiler biraz daha sert malzemelere dönüşürler. Bunlar metal kutu ve panel gibi rijit malzemelerin kaplanmasında veya yapıştırılmasında kullanılırlar. Epoksi yapı gözenikli olmayan satıhların yüzeyine yapışmayı sağlar ve kimyasal direnci artırır. Akrilik poliester oligomerler ile, poliester yapının özelliklerine sahip kaplamalar veya yapıştırıcılar üretilebilir. Yumuşak ve basınca duyarlı yapıştırıcılar üretilebilir. Ayrıca bu oligomerler ile metalin metala yapışmasını sağlayan yapıştırıcılarda yapılabilir. Akrilik silikonlar bugüne kadar kağıt ve filmlerde geri bırakma kaplaması olarak kullanılan bazı yeni malzemeleri temsil etmekte. Bununla birlikte silikonlar ile termal ve yaşlanma direncine sahip olan malzemelerde daha geniş kullanım imkanını sağlanmakta. Radyasyon enerjisine tepki verecek çok çeşitli saf akrilik oligomer ile formülasyonlar yapılabilir. Bunların çoğu malzemeleri birbirine bağlayan yapıştırıcı
yapımında kullanılmakta. Ultraviyole ışık kaynakları bu tekniği kolaylaştırmakta. İlaveten, çifte bağ (C=C) sahip diğer oligomerler veya düşük molekül ağırlıklı polimerler yukarda bahsedilen oligomerleri modifiye etmek için kullanılırlar veya bizzat kendileri de kullanılırlar. Örneğin, bütadien akrilonitril oligomerler radyasyon etkisiyle kürleşerek (çapraz bağ) kauçuk malzemeye dönüşürler, esnek epoksi akrilik sistemlerinin özelliğini gösterirler. 1,2-Polibütadien oligomerlerin yapısında C=C grubu bulunmakta, radyasyon etkisi ile esnek organik kaplama formuna dönüşürler. Monomerler Formülasyonlarda kullanılan monomerler; kimyasal yapısında bir çifte karbon (C=C) sayısına göre bir fonksiyonlu ve çok fonksiyonlu monomerlerdir. Formülasyonlarda kullanılan çoğu oligomelerin vizkozitesi yüksektir, bu işlemleri zorlaştırırlar. Bu nedenle mono fonksiyonlu monomerler sistemin viskozitesini düşürmek için seyreltici olarak kullanılırlar ve ayrıca bünyesinde çifte bağ nedeniyle UV etki ile çapraz bağ yaparlar veya son ürüne dönüşürler. Bir fonksiyonlu monomer organik kaplama, mürekkep ve yapıştırıcı özelliklerine etki ederler. Bir fonksiyonlu monomerler genellikle düşük molekül ağırlıklı kimyasal bileşiklerdir, uçuculukları yüksektir ve kolayca buharlaşırlar, çalışanlar buna maruz kalabilir, bu duruma dikkat edilmelidir. UV ışınlarına maruz kalan maddelerde ısı birikimi olmakta. Çok kullanılan bazı bir fonksiyonlu monomerler şunlardır; Akrilik asit N-vinylpyrrolidone İsobronil akrilat Mono fonksiyonlu akrilatlar
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
187
Bazı monomerik kimyasal bileşikler utraviyole ışınları (UV) veya elektron demetleri (EB) ile polimerize edilebilirler. Polimerizasyon sunucunda oligomerler oluşurlar. Utraviyole ışınları ve elektron demetleri enerji yüklü radyasyonlardır. Bileşiminde bu tür oligomerleri içeren organik kaplama (coating), mürekkep ve yapıştırıcılar ultraviyole ışınlarına veya elektron demetlerine maruz bırakılırsa çok hızlı kürleşirler (çapraz bağlanma) olurlar. Kürleşme hızı kullanılan radyasyonun şiddetine bağlıdır. Bu tür maddelerin endüstriyel uygulamaları organik kaplama, mürekkep ve yapıştırıcıları kapsamakta. Bu maddelerin bileşiminde monomerler, oligomerler ve katkı maddeleri bulunmakta. Başlıca bir organik kaplama, mürekkep ve yapıştırıcı formülünde aşağıdaki maddeleri içermekte. -Oligomer, kürleşen veya çapraz bağlanan son ürünün özelliklerine etki etmekte. -Bir fonksiyonlu monomerler, seyreltici olarak karışımın uygun viskozitede olmasını sağlarlar. -Çok fonksiyonlu monomerler, oligomer segmentler arasında çapraz bağlanmasına yardımcı olurlar. - Özel bazı katkı maddeler son ürüne spesifik özellikler kazandırırlar.
188
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
-Pigmentler mürekkep ve bazı organik kaplamalarda kullanılırlar. -Foto başlatıcılar, UV sistemlerinde kullanılırlar, ışık enerjisi monomerde radikal veya katyon oluşturarak polimerizasyon reaksiyonunu başlatırlar. Formülasyonda kullanılan maddeleri ayrı olarak aşağıda açıklanmıştır. Oligomerler Radyasyon enerjisi ile kürleşen organik kaplamanın, mürekkebin ve yapıştırıcının özelliklerini formülasyonda kullanılan oligomer belirler. Oligomerler oldukça düşük molekül ağırlıklı polimerlerdir. Bunların molekül ağırlıkları 400 ile 7000 arasında değişmekte. Düşük molekül ağırlıklı oligomerler akıcı sıvılardır. Yüksek molekül ağırlıklı oligomerler ise oldukça viskozdırlar. Viskoz olanlar formülasyonlarda biraz ısıtılarak kullanılırlar. Piyasada kullanılan oligomerlerin çoğunluğu radikaller vasıtasıyla kürleşen formülasyonlarda kullanılırlar. Bunlar farklı kimyasal yapıya sahip akrilik esaslı bileşiklerdir. Akrilasyon prosesinde; oligomerlerin doymamış veya molekülün iki uç kısmında bulunan C=C grubu reaksiyona iştirak etmekte. Esasta bu tip oligomerler iki fonksiyonludurlar ve bu yapıda çok kullanılan oligomerler şunlardır:
Hekzan diol diakrilat (HDDA) Trimetilolpropan triakrilat (TMPTA) Trimetilolpropan etoksilat triakrilat (TMPEOTA) Tripropilen glilol diakrilat (TPGDA) Üç veya dört fonksiyonlu monomerler iki fonksiyonlu olanlardan daha sıkı çapraz bağ yaparlar. İki fonksiyonlu akrilatlar reaktif grublar arasında düz zincir vardır. Formülasyonda çok fonksiyonlu monomer ile oligomer uyumlu olmalı. Genel olarak bir fonksiyonlu ve çok fonksiyonlu akriliklerin karışımı kullanılır. Çok fonksiyonlu monomer karışımın viskozitesini çok fonksiyonlu
monomerlerden daha fazla düşürür. Ancak fazla miktarda bir fonksiyonlu monomer kullanmak kürleşme hızını çok düşürür, bu hususa dikkat edilmeli. Çok fonksiyonlu monomerler kaplamanın kürleşme hızını artırırlar ve kürleşmiş filmin aşınmaya karşı direnci artar. Ancak film kırılganlığı artar ve yapışması azalır. Bu nedenle optimum kaplama özellikleri elde etmek için formülasyonda oligomer ve monomer konsantrasyonlarını sistematik olarak dengelenmelidir. Bazı tipik monomerler ve performans özellikleri Çizelge- 1 de verilmiştir.
Çizelge 1- Tipik monomerler ve performans özellikleri Monomer Tipi Bir fonksiyonlu İki fonksiyonlu
Örnek - İsobronil akrilat -Hekzan diol diakrilat -Tripropil glikol diakrilat
Üç fonksiyonlu
-Trimetilol propan diakrilat
Genel Özellikler Vizkozite düşürür, büzülme azalır Esneklik, sertlik ve yapışmayı dengeler Sertlik ve çapraz bağ yoğunlu artar
UV ile kürleşen bir çok oligomer tipleri vardır. Bu oligomerler ve performans özellikleri Çizelge-2 de verilmiştir. Çizelge-2 UV ile kür edilen oligomerler ve performans özellikleri
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
189
Foto Başlatıcılar Foto başlatıcılar UV ile kürleşen sistemler için gereklidir. İki grup da sınıflandırılır. Bunlar; 1)-UV ışık etkisiyle molekül bölünerek serbest radikaller teşekkül eder. Polimerizason bu serbest radikaller üzerinden olur. Örneğin ‘’benzoin Eterler’’v.b. kimyasal bileşiklerdir. Ancak ortamda bulunan oksijen polimerizasyonu yavaşlatır veya durdurur. Sonuçta yapışkan yüzeyler oluşur. 2) –UV ışın etkisi molekülden hidrojen kopararak radikal oluşturan grup. Kürleşme reaksiyonları bu radikaller ile yapılmakta. Bu gruptaki foto başlatıcılar yardımcı başlatıcılar ile birlikte kullanılır. Bu grup foto başlatıcılarda oksijenin etkisi yoktur yani reaksiyonun yavaşlaması ve durması olmaz. Örneğin Benzofenon v.b.kimyasal bileşiklerdir. Radyasyon Enerji Kaynakları Monomer ve polimerlerin kür işlemleri iki radyason enerji kaynağı kullanılmakta. Bunlar aşağıda ana hatları ile açıklanmıştır. UV lambalar: UV kürleşme için kullanılır. Genellikle orta basınçta cıvalı lambalar veya elektrotsuz gaz doldurulmuş lambalardır. UV ile kür işlemi sırasında lamba ısındığı için işlem durabilir, bunu önlemek için soğutma sistemi kullanılmalı. Şeffaf ve ince film kaplamaların kür işlemlerinde UV lambaları kullanılmakta.
UV ile kürleştirme de formülasyonlarda foto başlatıcı kullanılmakta. Elektron demeti hızlandırıcıları: Bunlar iki tiptir. 1)-Scanner tip: Elektronlar yüksek vakumlu bir katod tüpünden üretilir. 2)-Lineer katod tip: Elektronlar ‘’Suspended wire cathode’’ dan yayınır. Bu elektron hızlandırıcıları genellikle pigment dolgulu, et kalınlığı yüksek ve opak kaplamaların kürleştirme işlemlerinde kullanılırlar. Formülasyonlarda foto başlatıcılara gereksinim yoktur. SONUÇ Radyasyon enerjisi ile reaktif polimerik maddelerin kürleştirilmesi son yıllarda önem kazandı. Bunların avantaj ve dezavantajları aşağıda açıklanmıştır. Avantajları: -Enerji sarfiyatı çok azdır. -Solvent geri kazanımı olmadığından ve çevre kirliliği yoktur. -Kürleşme oda sıcaklığında yapıldığından ısıya duyarlı yüzeylerde kullanılabilir. -Ekonomik yönden çok avantajlıdır. Zira çok hızlı kürleşme yapılabilir, sistemin kurulması için az yere ve işletimi için az insan gücüne ihtiyaç var. Dezavantajları: -Hammadde maliyetleri yüksektir. -Kullanılan maddeler toksik ve tehlikeli olduğundan emniyet önlemler gerektirir. -Radyasyonla yüksek reaktivitiye sahip maddeler hızla kürleştiği için yüzeye yapışma esnasında büzülme olabilir. P KAYNAKLAR:
- March Hirsch, ‘’Using UV/EB Resins in coatings’’, Prospector knowledge center, 2016. -Johannes Karl Fink,’’Reactive Polymers Fundamentals and Applications, Willams Andrew Pub. USA, 2005. -Ullmann’s Encylopedia of Industrial Chemistry, sixt edition, vol:24, Wiley, 2003. -R.S.Davidson, Radiation Curing, Vol:12, Number 4, Rapra Review Reports, 2001 -Hoyle and Kinstle, Radiation curing of polymeric materials, ASC symposium series, USA,1990.
190
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
191
PULSETECH BÖLGESEL SICAKLIK KONTROLÜ Neden Pulsetech? Plastik enjeksiyon kalıplama prosesinde, kalıp yüzey sıcaklığının ürün kalitesine önemli etkileri vardır. Yüksek kalıp sıcaklığı, ürün yüzey kalitesini iyileştirirken, soğutma süresini ve çevrim süresini uzatmakta. Bununla beraber, kalıp yüzey sıcaklığının düşürülmesi ile çevrim zamanı düşmekte, fakat ürün yüzey kalitesinde iyileşme sağlamamakta. Bu nedenle kalıp soğutma süresi de sabit kalmakta. Kalıp sıcaklığı ise kalıptan ürünün çıkması gereken sıcaklıktan bağımsız olması nedeniyle üründe çarpılma/çöküntü, ürün gerilme direncinde ise azalma gözlenmekte. Ürün üzerinde artan gerilim ise malzemede bozulmalara yol açmakta. Kalıp yüzey sıcaklığı ve soğuk su sıcaklığı arasındaki fark üründe gerilme ve çöküntülere yol açmakta. Geleneksel su soğutma ve ısıtma sistemlerinde, kalıplama prosesi sırasında, kalıp su kanallarına sabit su akışı sağlanmakta. Benzer ürünlerin uyguladığı metotta soğutma suyu sıcaklığı ile kalıp sıcaklığı aynı olmakta. Soğutma- Isıtma suyu sıcaklığı, makine içinde bulunan tank su sıcaklığı ölçülmek vasıtasıyla tayin edilmekte ve kalıp soğutma suyu kanallarına gönderilmekte. Kalıp yüzeyinin tümüne gönderilen su sıcaklığı aynı olmakta, kalıp yüzeyi ürün özelliğine göre bölgesel ısıtılıp, soğutulamamakta.
192
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Plastik kalıplama tekniğinde görülen, üründe çarpılma/çöküntü, ürün gerilme direncinde azalma gibi yaşanan kalite problemlerine çözüm hedeflenmekte. Ürün üzerinde sıcaklık farklarından dolayı gerilim oluşmakta bu durum da malzemede bozulmalara yol açmakta. Kalıp yüzey sıcaklığı ve soğuk su sıcaklığı arasındaki fark üründe gerilme ve çöküntülere yol açmakta. Bazı ürünlerde bölgelerdeki istenmeyen sıcaklık farklarından dolayı malzemenin formu bozulabilmekte. Plastiğin enjekte edildiği noktada, sabit soğutma suyu sıcaklığı, hammaddenin eriyik halde yolluk kanallarında ilerlemesine mâni olmakta. Bu nedenle eksik basılmış parça sorunlarıyla karşılaşılmakta.
Diğer bir sorun ise hammaddelerin eriyik halde ilerlediği en uç kalıp bölgelerinde ise soğuk su, ısınmış olarak bu bölgelere ulaşmakta ve ürün üzerinde bölgesel olarak yeterli soğutma sağlanamamakta. ÇÖZÜM PULSETECH Ürün kalıbının farklı noktalarına farklı sıcaklıklarda su darbeleri gönderilerek malzemenin formunun bozulmaması hedeflenmekte. Kalıp üzerindeki farklı bölgelerin (4-48 bölge arası) yüzey sıcaklık bilgileri ısı sensörleri kullanılarak tespit edilecek olup mikroişlemci yardımıyla her bölgeye farklı sıcaklıklar sağlanmakta. Tespit edilen farklı bölge sıcaklıklarına göre pulse yapan selonoid valfler kullanılarak farklı sıcaklıklarda su darbeleri uygulanmakta. Su darbeleri uygulanması esnasında bölgeden geçen su debisi darbelerin uygulanma sıklığına etki ederek bölgeler için farklı debide su sağlanmakta. Basınçlı su pompası kullanılarak farklı bölgelere gönderilen su darbeleri çevrim süresini kısaltarak üretim maliyetinin azaltılmasını sağlanmakta.
çekme, çarpıntı, çöküntü, v.b. hatalar ortaya çıkmayacak. Su akışı, sıcaklık değişimleri, hava sıcaklık değişimi, çevrim süresi gibi değişken parametreler izlenerek gerçek zamanlı hassas kontrol sağlanmakta. Kalıp noktalarına kontrollü su darbeleri gönderilerek düşük su tüketimi, çevrim süresinin kısaltılması ile düşük enerji tüketimi hedeflenmekte. Parçaların hassas yüzey sıcaklıklarının sürekli takip edilmesi ile hatasız üretim sağlanır. Sıcaklık ve debi verilerinin programlar sayesinde ağ üzerinden aktarımı sağlanır. Bilgisayar tabanlı yazılım aracılığı ile kontrol edilmekte ve geliştirilmiş yazılım, platform bağımsız olarak kullanılmaktadır. Her plastik enjeksiyon kalıbına uygun sıcaklık ve debi sağlanarak PLC üzerinde reçete olarak kayıt edilmesi ve daha sonra kullanım için çağrılabilmesi sağlanmaktadır. Yazılımda ayrıca sıcaklık-zaman trend analizi opsiyonel olarak sunularak, belli bir tarih aralığındaki sıcaklık değerleri izlenebilir. P
Kalıbın farklı noktalarında hedeflenen sıcaklıklar set edilen değerlere göre su darbeleri ve ultrasonik debimetre kontrolüyle gerçekleştirilmekte. Kalıbın farklı noktaları için set edilen sıcaklık değerleri kontrol altında olduğundan dolayı ısı dalgalanmaları oluşmayarak ve ürün üzerinde eksiklik,
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
193
Doç.Dr.-Ing. Sami Sayer EGE ÜNİVERSİTESİ Ege MYO Polimer Teknolojisi Ayça Şahika ŞAHİN Ege üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Malzeme Bilimi ve Mühendisliği
Endüstri 4.0 uygulamalarının plastik sektörüne getirdiği yenilikler GİRİŞ Endüstri 4.0 ile birlikte sanayi üretiminde devrim niteliğinde değişimler olacağı ve verimlilik artışı sayesinde sonraki yıllarda dünya ekonomisine ekonomik katkı sağlanacağı öngörülmekte[1]. En uygun iş sonuçlarını ortaya çıkarmak için mevcuttaki potansiyel gücü kullanmanın yanı sıra bu devrim ile plastik sektörü kendi içinde büyük bir gelişim sürecindedir. Endüstri 4.0 plastik sektöründe verimlilik artışı, hızlı ürün geliştirme, veri tabanlı hizmetlerle desteklenen katma değerli ürün ve hizmetler üretme, enerji ve kaynak kullanımı optimizasyonu konularında benzersiz fırsatlar sunmakta. Dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 ile birlikte yakın gelecekte, insanların, nesnelerin ve sistemlerin birbirleri ile bağlantısı yaygın ve etkin bir şekilde gerçekleşmiş olacak. Ulaşılacak bu yeni seviyenin büyüme, istihdam, yatırımlar, iş dünyası, akademi dünyası ve devletler için getireceği fırsatlar ve sorumlulukların gün geçtikçe artacağı aşikardır. Bu çalışmada, plastik sektöründe endüstri 4.0 sanayi devrimiyle gerçekleşen uygulamalar ve bunların ülkemiz sanayisine etkileri ile ilgili çalışmalar derlenmiştir. ENDÜSTRİ 4.0’ A GENEL BAKIŞ Endüstriyel devrim süreci 18.yy’da başlayarak günümüze kadar 4 faz şeklinde ayrılmıştır. Endüstri 1.0 olarak da adlandırılan birinci süreçte, su ve buhar gücü kullanımı ile çalışan mekanik sistemler kullanıldı. Endüstri 2.0 olarak isimlendirilen ikinci süreçte ise elektrik enerjisi kullanılmaya başlandı. Üçüncü ve şu an genel olarak yaşanan endüstri 3.0 süreci ise elektronik ve bilişim teknolojilerinin üretime entegre kullanılması ile başladı. İlk kez 2011 yılında gerçekleştirilen Hannover Fuarı’nda adı duyulan Endüstri 4.0, Alman Federal Hükümeti’nin sağladığı desteklerle
194
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
günümüz sanayisinde yerini aldı. Delloite’un 2013 Küresel Üretim Rekabet Gücü Endeksi raporuna göre Almanya, ABD ve Japonya gibi geçtiğimiz 60 yılın endüstriyel güçleri üretim rekabetindeki üstünlüklerini büyük bir hızla Çin, Hindistan ve Brezilya’nın öncülük ettiği yükselen ekonomilere kaptırma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı[2]. Ocak 2011’de düzenlenen bu fuarda ekonomist, akademisyen ve endüstriyel firmaları bir araya getiren bu çalışma grubu, Almanya’ya rekabet üstünlüğünü yeniden kazandırmak amacıyla oluşturulmuş bir platformdu. Endüstri 4.0 Çalışma Grubu’nun hazırladığı Endüstri 4.0 Strateji Belgesi, Almanya özelinde atılması gereken adımları belirledi. Alman Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’nın koordinasyonuyla ilerleyen bu strateji için 200 milyon avroluk bir bütçe ayrıldı. Almanya’dan yükselen Endüstri 4.0, geleneksel imalat sektörlerini yükselen ekonomilere kaptırmaya başlayan gelişmiş ülkelerin yeni umudu haline geliyor. Gelişmiş ekonomilerin rekabet güçlerini korumak için sahip oldukları teknolojik kabiliyetleri, endüstriyel ürün ve altyapılara dönüştürmesini sağlayacak Endüstri 4.0 yaklaşımı, temel olarak bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getirmeyi hedefliyor. Gelişmiş ekonomilerin rekabet üstünlükleri, yüksek kaliteli, yenilikçi ürünleri düşük maliyetle üretebilmeleriyle doğru orantılıdır.[3] Yeni Sanayi Devrimi, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle üretim sistemlerinin dijital dönüşümünü ifade ediyor. Üretim zincirinin her aşamasının dijitalleşmesi, makina-insan-altyapı etkileşiminin sağlanması ile ‘Akıllı Üretim Sistemleri’nin geliştirilmesi sanayide bir paradigma değişimi ortaya çıkardı. Buhar gücüyle çalışan mekanik sistemlerin kullanıldığı sanayi yaklaşık 300 yıl içerisinde siber fiziksel sistemlerin yer aldığı bir sisteme evrildi.[4].
Resim 1 – Sanayi Devrimleri
ENDÜSTRİ 4.0’IN PLASTİK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ Dünya Plastik Mamul Üretimi Endüstri 4.0’ın gelişmesiyle artan üretim hızı ve ürünün kalitesi plastik sektöründe de rekabet için yeterli olmayacak ve en çok üreten değil müşterinin isteğini en çok karşılayan galip gelecek. Endüstri 4.0’ın üretime girmesiyle plastik sektöründe önde gelen ülkeler arasındaki rekabeti artmıştır; PAGEV’in Dünya Plastik Sektörü (2016) raporuna göre 2016 yılında 335 milyon tona çıktığı tahmin edilen dünya toplam plastik mamul üretiminin % 25’i Çin, % 21’i tüm Avrupa, % 20’si NAFTA ülkeleri, % 16’sı da Çin dışındaki Asya ülkeleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Toplam üretimde Orta Doğu ve Afrika ülkelerinin payı % 8, Latin Amerika’nın payı ise % 7 düzeylerindedir[4].
Tablo 1 – Dünya Plastik Mamul Üretiminin Bölgesel Dağılımı(%) Kaynak: PAGEV
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
195
Dünya toplam plastik üretiminin yaklaşık % 25’i Çin ve % 53’ü Çin, ABD, Almanya, Hindistan ve Tayland olmak üzere 5 ülke tarafından gerçekleştirilmekte. Türkiye 2015 yılında eriştiği 8,6 milyon tonluk üretimi ile küresel üretimden % 2,7 pay alarak Avrupa’da Almanya’dan sonra 2. büyük plastik üretimine sahip.
Tablo 1 – Başlıca Ülkelerin Tahmini Plastik Mamul Üretimleri (2016) Kaynak: PAGEV
PLASTİK MAMULLERDE DÜNYA TOPLAM İTHALATI 2012 yılında 60,1 milyon ton ve 263,4 milyar dolar olan dünya plastik mamul toplam ithalatı miktar bazında % 1,1, değer bazında da % 1,2 bileşik büyüme hızı ile (CAGR) artarak 2015 yılında 62,2 milyon tona ve 273,4 milyar dolara çıktı. İthalatın 2016 yılında 63 milyon ton ve 277 milyar dolara çıktığı tahmin edilmekte. (Grafik 2)
Grafik 2 – Dünya Toplam Plastik Mamul İthalatı Kaynak: ITC
196
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Endüstri 4.0 ile birlikte plastik mamul üretim makinalarının da gelişmesi, ithalat miktarlarının dünya toplamında da artacağının habercisi. Ülkemizin de bu sürece hızlı bir şekilde adapte olmasının yolu, katma değerli ürünlerin üretimini ön planda tutmaktan geçiyor. Yeni gelişen üretim teknolojileri ve bilişim teknolojileri ile bu makinaların fabrikalara entegrasyonu hem hatasız üretimi destekleyerek üretim kapasitesindeki artışlara ve zaman kayıplarının azalmasına, hem de bu artışa istinaden ithalat miktarlarının da artışa geçeceğini göstermekte. PLASTİK MAMULLERDE DÜNYA TOPLAM İHRACATI 2012 yılında 56,1 milyon ton ve 268,2 milyar dolar olan dünya toplam plastik mamul ihracatı miktar bazında yılda ortalama % 2,6 ve değer bazında da % 1,0 artmış olup 2015 yılında 60,6 milyon ton ve 276,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracatın 2016 yılında 62 milyon tona ve 279 milyar dolara çıktığı tahmin edilmekte.(Grafik 3)
Grafik 2 – Dünya Toplam Plastik Mamul İhracatı Kaynak: ITC
2015 yılında dünya plastik mamul ihracatını yönlendiren 20 ülkenin toplam ihracattan aldığı pay, miktar ve değer bazında % 82 olarak gerçekleşti. Çin dünya plastik mamul ihracatında hem miktar hem de değer bazında ilk sırayı alıyor. Çin’in 2015 yılında dünya plastik mamul ihracatından miktar bazında % 24 değer bazında da % 19 pay aldığı görülüyor. Türkiye’nin 2015 yılında dünya toplam plastik mamul ihracatından miktar bazında %2,6 değer bazında da 1,6 % pay aldı. Endüstri 4.0 ile ileri teknolojilere sahip akıllı fabrikalarda yer alacak kendini optimize edebilen makinalar ile birlikte, yüksek kalitede mamul üretim oranı, talep ile doğru orantılı olacak. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kişi başına düşen plastik ürün talebi arttıkça ihracat da önümüzdeki yıllarda hızlı bir şekilde yükselişe geçecek.[5] ÜLKELER İTİBARİYLE PLASTİK MAMUL İHRACATI Türkiye yaklaşık 150 ülkeye plastik mamuller ihraç etmekte. 2017 yılının Mart ayı sonu itibariyle 10 ülke, toplam ihracattan miktar bazında % 47, değer bazında da % 46 pay aldı. 2017 yılının Mart ayı sonu itibariyle Irak, Almanya, İsrail, İngiltere ve Fransa en çok plastik mamul ihraç edilen dış pazarları oluşturdu.
Tablo 3 – Türkiye’nin Plastik Mamul İhraç Ettiği 10 Ülke Kaynak: TUIK
PLASTİK MAMUL DIŞ TİCARET FİYATLARI Plastik mamullerde birim ithal fiyatları 2000 yılından bu yana birim ihraç fiyatlarının daima üzerinde seyretti.
Grafik 4 – Plastik Mamuller Ortalama Dış Ticaret Fiyatları Kaynak: PAGEV
2017 yılının Mart ayı sonu itibariyle plastik mamullerde ortalama ithalat fiyatları 4,95 $/kg, ortalama ihracat fiyatları da 2,60 $/kg olarak gerçekleşmiş olup, 2016 yılına kıyasla ortalama ithalat fiyatı %0,3, ortalama ihracat fiyatı da % 2 geriledi.
Tablo 4 – Plastik Mamullerde Ortalama Dış Ticaret Birim Fiyatları ($/kg) Kaynak: PAGEV
Endüstri 4.0 ile fabrikalarda üretim proseslerine uygulanacak tekniklerin ürün kalitesini arttırmasını sağlamasıyla, bu birim fiyatlar da hızlı bir şekilde yükselişe geçecek. Bu yüzden ülkemizdeki plastik sektörü üzerine kurulu fabrikaların, ürün kailtesini ön planda tutarak, Endüstri 4.0’ a adapte olması bekleniyor. [6]
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
197
İSTİHDAM Endüstri 4.0 hakkındaki en büyük iki kaygıdan biri güvenlikken, diğeri de robotik sistemlerin yaygınlaşması sonucunda iş kaybı yaşanmasıdır. Aslında bu kaygının gerçekçi olmadığını görmek için Üçüncü Endüstri Devrimi dönemine bakmak yeterli olacak. Bu devrim sırasında özellikle otomotivde otomasyon artarken işsizlik artmadı. Tam aksine Endüstri 3.0 Devrimi’yle gelen ekonomik büyüme, yeni ve inovatif iş alanlarının doğmasına, yeni mesleklerin ortaya çıkmasına (otomasyondaki robot ve makinelerin bakımı/tamiri gibi), iş imkanlarının artmasına yol açtı.[7] Dolayısıyla, Endüstri 4.0 için de aynı beklenti içine girmek mantıklı olacak. Dünya genelinde kaydedilen her gelişme beraberinde bir değişim süreci getirir. Ama bu değişim sürecinde her zaman yeni fırsatlar doğar. Endüstri 4.0 yatırımlarının kısa vadede yüzde altı istihdam artışı sağlayacağı, uzun vadede ise başta Bilgi Teknolojileri ve Mekatronik alanlarında olmak üzere nitelikli iş gücü talebinin ciddi düzeyde
198
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
artacağı öngörülüyor. Bu beklentiler gerek devletlerin gerekse bireylerin eğitim sisteminden beklentilerini de değiştireceği düşünülmekte[8]. Yapılan araştırmalar süreçte oluşacak yeni iş grubu ve mesleklerin ihtiyaçları ile toplam istihdamın artacağını öngörüyor. Bu iş grupları ve meslekler hem mavi yakalar, hem beyaz yakalar için gelecekte yeni fırsatlar sunmakta. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde en çok artış beklenen 10 meslek şu şekildedir[9]: • Endüstriyel Veri Bilimciliği • Robot Koordinatörlüğü • IT/IoT Çözüm Mimarlığı • Endüstriyel Bilgisayar Mühendisliği / Programcılığı • Bulut Hesaplama Uzmanlığı • Veri Güvenliği Uzmanlığı • Şebeke Geliştirme Mühendisliği • 3-D Yazıcı Mühendisliği • Endüstriyel Kullanıcı Ara yüzü Tasarımcılığı • Giyilebilir Teknoloji Tasarımcılığı
PLASTİK SEKTÖRÜNDE ENDÜSTRİ 4.0 UYGULANABİLİRLİĞİ Her anlamda maliyetleri (zaman, stok, üretim hataları, lojistik vb.) azaltmak, verimliliği yükseltmek üzere başlatılan çalışmalarda ABD ve Almanya, otomasyonda ve üretim adetlerinde sağlamak istedikleri verimlilik ve kalite için insan faktörünü devre dışı bırakmak üzere yola çıktılar. Bununla beraber işgücünün farklı yetkinliklerle donatılarak standart operasyonların otomasyon tarafından yürütülmesini sağlamak üzere, işgücünün dönüşümü için de önemli tutarlarda kaynak ayrıldığını ve eğitimler programlandığı görmekteyiz. SİBER-FİZİKSEL SİSTEMLER Endüstri 4.0 sistemindeki üretim, makinelerin hizmet sundukları ve ürünlerle gerçek zamanlı olarak bilgi paylaştıkları bir sistemdir. Alman Yapay Zeka Araştırma Merkezi (DFKI), içinde Siemens’in de bulunduğu 20 endüstriyel ve araştırma ortağının katkısıyla kurulan Almanya, Kaiserslautern’deki küçük bir akıllı fabrikada bu gibi bir sistemin uygulamada nasıl çalışacağını sergilemekte. Ürünler ile imalat makinelerinin birbirleriyle nasıl haberleşebileceklerini göstermek için sabun şişelerinden faydalanmaktadır. Boş sabun şişelerinin üzerinde radyo frekansıyla tanımlama (RFID) etiketleri vardır ve bu etiketler aracılığı ile makinelerin şişelerin rengini tanıması sağlanmakta. Bu sistem sayesinde bir ürünün radyo sinyalleriyle ilettiği bilgiler, üretimin başında itibaren dijital ortamda saklanmasına olanak sağlanmakta. Bu şekilde bir siber-fiziksel sistem olarak ortaya çıkmakta[10].
Karbon Alaşımlı Poliamid, Cam Katkılı Poliamid ve Alüminyum Alaşımlı Poliamidlerdir. Destek malzemesi kullanılmadığı için modeller tablaya üst üste dizilerek tek üretimde birden çok parça aynı anda üretilebilir. Üretimde kullanılan ancak sinterlenmeyen toz hammadde belli bir oranda tekrar kullanılabilir haldedir. Aynı anda birçok üretim yapılmasıyla tek başına üretime göre çoklu üretimde, parça başı maliyet oldukça düşer. Destek yapısına ihtiyaç olmamasının bir diğer avantajı ise 3D modeller üzerinde herhangi bir montaj yapmadan, iç içe hareketli parçalar direkt kullanılabilir. Verimli üretim tablaları hazırlandığında SLS 3D üretim teknolojisi hızlı ve ekonomik bir çözüm sağlamakta. [11]
Resim 2 – SLS Teknolojisi ile Üretilmiş Parçalar
SLS ÜRETİM TEKNOLOJİSİ Lazer sinterleme teknolojisi (SLS) ile farklı hammadde seçenekleri ile kullanıcıya esnek bir tercih imkanı sunmakta. Kullanılan başlıca maddeler Poliamid,
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
199
ENJEKSİYON MAKİNALARI Avusturya menşeili plastik enjeksiyon makinaları üreticisi Engel, Endüstri 4.0 kapsamındaki gelecekteki gereksinimleri karşılamak için gerekli enjeksiyon kalıplama çözümlerini sağlamakta. Engel, “Akıllı üretim, Akıllı makine, Akıllı hizmet” stratejisiyle, bu üç alanın her birine karşılık gelen çözümler sunar. “Akıllı makine” çözümleri, operatörlerin özel beceriler kazanmalarını gerektirmeden enjeksiyon kalıplama üretim hatlarının proses kapasitesini artırır. Amaç mümkün olduğunca basit ve sezgisel bir şekilde enjeksiyon kalıplama süreci gibi karmaşık bir işlemi kurmak ve kontrol etmektir. Bunu başarmak için, makine operatörü çeşitli yardım sistemleri tarafından desteklenmekte. Bu yardım sistemleri: - Engel’in “IQ yazılımı” , red ürünler üretilmeden hemen önce sapmaları tanımlamak ve anında telafi etmek için belirli işlem parametrelerini sürekli olarak analiz etmekte. - “IQ ağırlık kontrolü” yazılımı, basınç fazında, tüm enjeksiyon prosesi süresince enjekte edilen eriyik hacmi ve viskozitesini korumakta. - “IQ sıkıştırma bölümü kontrolü” yazılımı, tutma basıncını sürekli olarak yeniden ayarlamak için enjeksiyon kalıbından hava tahliye edilir. Bu yazılımlar, süreç sırasında gerçekleşen hataları engellemek ve ürün kalitesini arttırmak için geliştirilmiştir. - Diğer bir sistem ise Engel’in kendi makinalarına özgü adaptasyon sağladığı “E-flomo” sistemidir. Bu sistem, sıcaklık kontrollü su dağıtım sistemi olarak da adlandırılır. Kalıptaki sıcaklık dalgalanmalarını otonom bir şekilde telafi eder, böylece işlem boyunca tutarlı ve tekrarlanabilir bir proses sağlamakta. Aynı zamanda soğutma enerjisi tüketimini de azaltmakta.[12] SONUÇ Endüstri 4.0 sanayi devrimini benimsemek, geldiğinin farkına
200
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
varmak ve düşündüğümüzden daha çabuk olacağını anlamaktan geçiyor. Türkiye’deki araştırmalara bakıldığında endüstri 4.0 konusunda bir eğilim olduğu ancak herhangi bir adım atılmadığı bir gerçek. Tüm işletmelerin bu büyük veri dünyasında ortaya çıkacak yapıya ayak uydurabilmek için kendi veri analiz yeteneklerine ve teknik altyapılarına yatırım yaparak hazırlanması gerekiyor. [13] Ayrıca bu yepyeni alanda başarılı olmak ve rekabette öne geçmek için girişimcilik ruhunu organizasyonlara taşıyarak sektörde öne geçilebilir. Türkiye’deki plastik makine üreticilerinin geliştirmiş oldukları makinaların Endüstri 4.0 konseptine uygun ve inovatif özelliklerle donatılmış olması, plastik sektörünün ihtiyacı olan ithal makine girdisini azaltacak ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak. P Kaynakça
[1] TÜSİAD, “Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği İçin Bir Gereklilik Olarak Endüstri 4.0”, Mart2016TÜSİAD-T/2016-03/576 [2] https://humans-machines-progress.com/ reportage/work-4-0-humans-at-its-heart/ [3] EkoIQ Dergisi, “Akıllı Yeni Dünya Dördüncü Sanayi Devrimi”,Aralık 2014 [4] TÜBİTAK Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Daire Başkanlığı, “Yeni Sanayi Devrimi Akıllı Üretim Sistemleri Teknoloji Yol Haritası”, Aralık 2016 [5] PAGEV Dünya Plastik Sektör Raporu, 2016 [6] PAGEV Türkiye Plastik Raporu, Mart 2017 [7] Dünya Gazetesi, “Plastik Sektörünün Bugünü ve Geleceği”, Mart 2015 [8] http://www.endustri40.com/endustri-4-0ile-gelecege-bakis-ve-beklentiler/ [9] http://www.endustri40.com/endustri-4-0ile-birlikte-gelecek-10-yeni-meslek/ [10] http://www.endustri40.com/endustritarihine-kisa-bir-yolculuk/ [11] http://www.printing3d.news/sls-3d-baskimakineleri-ile-arttirilmis-gerceklik-gozlugu/ [12] Kuntstoffe International , “A Major Opportunity and the Response to the Smart Factory, Industry 4.0 from the Viewpoint of an Injection Molding Machine Manufacturer” , Eylül 2015 [13] http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ dilek-dayinlarli/turkiye-endustri-4-0a-nasiladapte-olabilir-40657526
Herşey control altında UNILOG B8 Kontrol sistemi Pazarın en gelişmiş kontrol sistemi: • WITTMANN 4.0 ile çevresel ekipmanların ful entegrasyonu • Tüm WITTMANN Grup ürünlerinde, standart LED durum göstergesi • 21,5" ekran • Ful HD çözünürlük (1920 x 1080) • Çoklu dokunmatik • Mekanik olarak döndürülebilen ekran • Çoklu kopyalanabilir makine ayar noktaları • Renkli makine durum göstergesi • Ekran bölebilme özelliği • Manuel hareketler için membrane tuşlar • RFID kullanıcı erişimi (giriş / çıkış) -Anahtar kartı ve anahtar kolye vasıtasıyla • Hareket kontrol
yakınlaştır
kaydır
WITTMANN BATTENFELD Plastik Makineleri Ltd. Şti.
Küçükyali iş merkezi | Girne Mahallesi, Irmak Sokak | F Blok No: 20 | TK-34852 Maltepe Istanbul Tel.: +90 216 550 93 14 | Fax: +90 216 550 93 17 | info.tr@wittmann-group.com
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
201
Yrd. Doç. Dr. İlyas Kartal Gülşah NAYCI MARMARA ÜNİVERSİTESİ Teknoloji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
202
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
YEŞİL KOMPOZİTLER Kompozitler farklı durumlara uyarlanabilme özellikleri, spesifik amaçlara hizmet etmek ve arzu edilen özellikleri sergilemek üzere diğer malzemelerle birleşim kolaylığı nedeniyle en yaygın kullanılan malzemelerden biridir. Metal matris kompozitler, nano kompozitler, fiber takviyeli kompozitler ve hibrid kompozitler gibi kompozit çeşitleri çeşitli endüstrilerde kullanılmakta. Fakat çevresel sorunlara olan artan endişe ve daha çevre dostu malzemelere olan acil ihtiyaç, dolgu maddeleri yenilebilir kaynaklardan gelen takviye malzemelerine ve özellikle ormandaki biyolojik olarak parçalanabilir malzemelere olan ilginin artmasına neden oldu. Bu sebeple şimdilerde amaç çevreye duyarlı yeşil kompozitlerin geliştirilmesidir. Yeşil kompozitler, biyolojik esaslı bir polimer matrisinin doğal elyaflarla takviye edildiği belirli bir sınıf biyokompozitlerdir ve bunlar polimer biliminde ortaya çıkan bir alanı temsil etmekte. Biyolojik olarak parçalanabilir, yenilebilir kaynaklardan elde edilen yeşil kompozitler, geleneksel sentetik plastiklerden kaynaklanan çevresel problemlere ve fosil kaynaklarına alternatifler bulması sebepleriyle büyük ilgi görmekte ve birçok endüstriyel uygulamada kullanılabilmektedirler. NEDEN YEŞİL KOMPOZİTLER? Petrol esaslı geleneksel ürünler toksiktirler ve biyolojik olarak parçalanamazlar. Yeşil kompozitlerde kullanılan reçineler ve elyaflar ise mikroorganizmaların etkisiyle çöküp çürüdüklerinde, biyolojik olarak parçalanabilirler. H2O ve CO2 formuna dönüştürülerek bitki sistemlerine absorbe olurlar. Bu sebeple doğal liflerden ve biyolojik olarak parçalanabilir polimerlerden gelen yeşil kompozitler, geleneksel petrol türevi polimerler ile ilişkili olan atık problemlerine olası bir çözüm olduğu için çevre sorununa
önemli bir katkı sağlamakta. Yeşil kompozitler yeni çevre dostu polimerik kompozit malzeme olarak ortaya çıkmakta, ticari ve mühendislik uygulamaları ile birlikte teknoekonomik avantajlar sağlamakta. [1] Ayrıca polipropilen, polietilen gibi sentetik polimer üretimi yapmak, petrol kaynaklı kaynakların dikkate değer bir tüketimini gerektirmektedir ve bu da petrol rezervlerindeki azalma ve fosil yakıt üretimindeki maliyet artışı göz önüne alındığında kötü bir özellik olmaktadır; bilim insanları ve araştırmacılar şimdilerde yenilebilir, çevre dostu ve sürdürülebilir alternatif kaynaklar üzerinde çalışmakta. [2] Yenilebilir kaynaklardan elde edilen yeşil kompozitler, belirtilen tüm bu sorunlara, şirketlere, doğal çevreye ve son tüketicilere küçülen petrol kaynakları nedeniyle fayda sağlamaları için umut verici bir potansiyel sunmakta. YEŞİL KOMPOZİTLERİN BİLEŞENLERİ Yeşil kompozitin ana bileşenlerinden biri, takviye malzemeleri olarak doğal/biyofiber kullanımıdır. Takviye edici malzeme veya takviye, kompozitin matrisi içine gömülür ve kompozit malzemenin süreksiz veya dağılmış fazını oluşturur. Uygulanan yükü ve gerilimi taşır ve kompozitlere sertlik ve mukavemet de dahil olmak üzere geliştirilmiş mekanik özellikler kazandırır. [3] Yeşil kompozitlerin takviye ve polimer materyal tipleri, üç ana gruba ayrılır: (a) Hem matris hem de takviyenin yenilenebilir kaynaklardan olduğu tamamen yenilenebilir kompozitler. (b) Matrisin yenilenebilir kaynaklardan elde edildiği ve sentetik bir materyal ile takviye edildiği kısmen yenilenebilir kompozitler. (c) Sentetik matrisin doğal biyolojik polimerlerle takviye edildiği kısmen yenilenebilir kompozitler.
Şekil 1 – Yeşil Malzemelerin sınıflandırılması
LİF ÇEŞİTLERİ Yeşil malzeme olarak kullanılan lifler bitki, hayvan ve mineral kaynaklarından elde edilebilen yenilenebilir elyaflardır ve sentetik elyaflarla aynı şekilde yeşil kompozit imalatında takviye olarak kullanılabilinmekte. Son yıllarda cam, karbon, aramid gibi geleneksel fiberler yerine takviye malzemeleri olarak doğal bitki esaslı elyaflar, örneğin jüt, hindistancevizi, kenevir, sisal, sülfür, muz, fındık kabuğu, pamuk, ceviz kabuğu vb. kullanılmakta. Bu doğal elyaflar kolay erişilebilirlik, düşük maliyet, biyolojik bozunabilirlik, yenilenebilirlik, geri dönüşümlü olma, düşük yoğunluk, kabul edilebilir spesifik dayanım ve sertlik, azaltılmış alet aşınması, aşınmazlık, üretimde kolaylık, hafif ve toksik olmama gibi birçok avantajları vardır. [4] Kompozitler için çekme modülüne Özellikleri Kaynak Yenilenebilirlik Geri Dönüşüm Biy. olarak parçalanabilirlik Yoğunluk Mekanik özellikler Nem duyarlılığı Termal hassasiyet Aşındırıcılık Zehirlilik Maliyet Enerji tüketimi
ve çekme mukavemetine karşı ağırlık başına maliyet bazında ve hacim başına maliyet esas alınarak sentetik elyaflara kıyasla doğal elyafların maliyetlerinde genellikle daha ucuz olduğu tespit edilmiştir. [5] Bitkisel liflerin başarısının arkasında yatan birçok üstünlük söz konusudur. Şüphesiz bunların başında biyobozunurluk ve karbon dioksitçe nötral olmaları gelmekte. Ayrıca yeşil liflerin satış fiyatları, birçok takviyelendirici lif türünden ve hatta cam lifinden bile düşüktür. Bitkisel lifler çok düşün yoğunlukta olduklarından kullanıldıkları kompozit malzemenin ağırlığını önemli mertebede azaltırlar. Doğal liflerin üretimi için gerekli enerji miktarlarının çok düşük olması hem maliyet hem de çevresel açıdan büyük önem arz etmektedirler. [4]
Doğal lifler Sonsuz Yenilenebilir İyi Parçalanabilir Düşük Orta dereceli Yüksek Yüksek Düşük Zehirli Olmayan Düşük Düşük
Sentetik lifler Sınırlı Yenilenemez Kısmen Parçalanamaz Yüksek Yüksek Düşük Düşük Yüksek Zehirli Doğal Liften Yüksek Yüksek
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
203
KULLANIM ALANLARI Doğal lifleri kullanma fikri 1940’larda Henry Ford tarafından deneysel olarak geliştirilen otomotiv bünyesinde zaten benimsenmişti. Bu işlem devam ederken yeşil kompozit kullanımı, Mercedes-Benz-1990, ToyotaMotors-2003 gibi otomobil firmalarının otomobillerinde kenaf lifleri ve PLA reçinesi olarak bir trend haline geldi. Ayrıca DaimlerChrysler 1981’de başlattığı proje ile araba iç parçaları için hindistan cevizi lifleri gibi doğal kaynaklarını kullanmaya başladı. [6] Hem ABD de, hem de AB ülkelerinde yeşil kompozitler yaygın olarak kullanılmakta. Mevcut en yaygın kullanım sahaları inşaat, otomotiv, mobilya ve ambalajdır. İnşaat, mobilya ve ambalaj sanayilerindeki uygulamaları yüksek başarım gerektirmediğinden buralarda daha çok ağaç unu, odun yongası vs. gibi oldukça ucuz dolgular tercih edilmekte. Fakat özellikle otomotiv başta gelmek üzere diğer benzer uygulamalarda, yeşil kompozitlerden yüksek başarı beklenmekte. İşte bu tür kompozit tasarımlarında, gerekli özelliklere ulaşmak için fındık kabuğu, pamuk, jüt, muz, bambu, kenaf vb. lifler kullanılır. Yeşil kompozitler hem çevre-dostu özellikleri hem de hafiflikleri ile otomotiv sanayiinde muhteşem bir başarı yakaladı. Kara taşıtlarının ağırlığında ortalama %10-30 oranında azalma sağlayabilen yeşil kompozitler böylece yakıt tasarrufuna büyük katkıda bulunmaktadırlar. Daimler-Benz 1991 yılından beri, cam lifinin yerini alacak doğal liflerden elde ettiği kompozitleri kullanmakta. 1996 yılında, Mercedes E-sınıfı taşıtların kapı panelleri jüt lifi takviyeli kompozitlerden imal edildi. Yeşil kompozitler alanına önderlik yapan Mercedes-Benz’in gayretleri günümüzde de devam etmekte. Aslında dünyadaki otomotiv devlerinin hemen hepsi ürünlerinin imalatında yeşil kompozitlere yer vermekte. Avrupa Birliği tarafından sunulan “European Guideline 2000/53/EG” gereğince, Avrupa’da üretilen arabaların 2005’ten itibaren en az ağırlıkça %85’inin; 2015 yılından sonra da en az %95’inin geri
204
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
dönüştürülebilir malzemelerden imal olması zorunlu tutulduğundan otomotiv sanayiindeki bahis konusu eğilim anlaşılabilir olmakta. Bu da aşikârdır ki, hali hazırda bile oldukça yüksek olan yeşil kompozitlerin üzerindeki ilgiyi yakın zamanda olağanüstü yüksek seviyelere çekebileceği tahmin edilmekte. [7] YEŞİL KOMPOZİTLERİN GELECEĞİ Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen malzemeler, son yirmi yıldır inanılmaz bir gelişim eğrisi sunmakta. Öyle ki yeşil kompozitler sanayii günümüzde milyarlarca dolarlık bir sektör halini aldı. Tüm plastik sektörleri içerisinde yeşil kompozitler en hızlı gelişen dallardan biridir. Yıllık büyüme hızı 2007 yılı için Kuzey Amerika’da %18, Avrupa’da ise %14’tür. [5] Yeşil malzemelerin yüksek başarımlı malzemeler sınıfına girmesi beklenmekte. Ülkemizde yeterli olgunluğa erişmiş birçok sahaya nüfuz etmiş yeşil malzemeler de, hali hazırda bile ülkemiz için sayısız fırsatlar sunmakta. P KAYNAKÇA
[1] A. K. Mohanty, M. Misra, L. T. Drzal, Sustainable BioComposites from Renewable Resources: Opportunities and Challenges inthe Green Materials World, Journal of Polymers and the Environment, Vol. 10, Nos. 1/2, April 2002 [2] Ahmad F, Choi SH, Park MK et al (2015) A review: natural fiber composites selection in view of mechanical, light weight, and economic properties. Macro Mater Eng 300:10–24 [3] Buschow KHJ, Cahn R, Fleming MC et al (2001) Encyclopedia of materials: science and technology. Elsevier Science, Pergamon Press, Oxford 4. Dittenber DB, Gangarao HVS (2012) Critical review of recent publications on use of natural composites in infrastructure. Comput Part A Appl Sci Manuf 43:1419–1429 [5] Azwa ZN, Yousif BF, Manalo AC et al (2013) A review on the degradability of polymeric composites based on natural fibres. Mater Des 47:424–442 [6] H. Ku, , H. Wang, N. Pattarachaiyakoop, M. Trada(2011), A review on the tensile properties of natural fiber reinforced polymer composites,Engineering, Volume, June 2011, pp. 856–873. [7] Faruk O, Bledzki AK, Fink HP et al (2014) Progress report on natural fiber reinforced composites. Macromol Mater Eng 299:9–26
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
205
Murat Bilen1 Metin Gürü2 Recep Kaya1 Sedat Sürdem3 Bilge Aslan Tanrıverdi1 Serhat Yıldız3 ETİ MADEN İşletmeleri Genel Müdürlüğü Teknoloji Geliştirme Dairesi Başkanlığı, ANKARA
1
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, ANKARA 2
Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü-BOREN, ANKARA
3
206
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Polimerik malzemelerde yüksek sıcaklığa ve aleve dayanıklı yeni nesil çözüm: Çinko Borat Giriş Plastik ve kauçuk türü malzemelerin kullanımı her geçen gün yeni alanlarda geleneksel malzemelerin yerini almakta, tüketimi hızla artmakta. Plastik maddelerin günlük hayatta kullanım alanlarının genişlemesiyle, güvenlik açısından bu malzemelerin alev almalarının geciktirilmesinin de önemi arttı. Ancak organik yapıdaki polimerik malzemelerin yanıcılığı ve düşük sıcaklıktaki yumuşama noktası kullanım alanını kısıtlamakta. Bu sorunun önüne geçebilmek için Alüminyum Trihidrat (ATH), Çinko Borat, Magnezyum Hidroksit, antimon bileşikleri, halojenür ve fosfat bileşikleri gibi alev geciktirici katkı maddeleri kullanılmakta. Bunlardan antimon trioksit ve halojenürlerin, yanma esnasında zehirli duman açığa çıkarmaları sebebiyle kullanımları yasaklanma yoluna gidilmiştir. Halojenli bileşiklerin kullanımının yasaklanması, alev geciktiricilerin sinerjik olarak kullanımını teşvik etti. Çinko Borat, ATH ile bağlantılı olarak artan şekilde kullanılmaya başlandı. Bu amaçla Çinko Borat üretimi ve alev geciktirici olarak kullanılabilirliği Patent Enstitüsü tarafından da tescil edildi(1, 2). Alev geciktirici ve duman bastırıcı etkisi bilinen ve bünyesinde bor ihtiva eden Çinko Borat, endüstriyel ölçekte ilk olarak 1940 yıllarında uygulanmış bir borattır. Son yıllarda polimer, ahşap ve tekstil gibi sektörlerde kullanım alanı bulan Çinko Borat’ın son 50 yılda çoğu hidrat içerikli olan çeşitli ürünleri geliştirilmiştir (3-6). Ayrıca susuz türevleri de mevcuttur. Birçok farklı formülasyonda üretilebilen
Çinko Borat’ın en yaygın kullanılan formülasyonu 2ZnO.3B2O3.3,5H2O’dur. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, 2017 yılında faaliyete geçen yılda 10.000 ton kapasiteli Çinko Borat üretim tesisi yatırımını gerçekleştirdi. Çinko Borat; Bandırma Bor ve Asit Fabrikaları İşletmesinde çevreci bir yaklaşımla ve yüksek teknolojiye dayanan bir prosesle ARGE Projesinden ekonomiye kazandırıldı (7). 2.Çinko Borat’ın Kimyasal ve Fiziksel Özellikleri: Molekül formülü 2ZnO.3B2O3.3,5H2O veya 4ZnO.6B2O3.7H2O olan Çinko Borat beyaz, nem çekmez, viskoz ve düşük tane boyutlu toz bir yapıya sahiptir. Çinko Borat, plastik ve kauçuk bileşiklerinde çok fonksiyonlu alev geciktirici katkı maddesi olarak kullanılır. Hidrasyon suyunu 290-300 ºC’ye kadar muhafaza ederek yüksek sıcaklıktaki polimer proseslerine olanak sağlar. Böylece sıcak bir polimer şarjına ilave edilebilme özelliği taşır. Çinko Borat, birçok polimer sistemin kırılma indisine benzer bir indise sahiptir. Bu nedenle hem düşük pigment yüküne izin verir, hem de yarı şeffaflığı muhafaza eder. Diğer katı polimer katkı maddelerine benzer yöntemle, yani sıkma (extruders), veya püskürtmeli kalıplama yoluyla ilavesi yapılabilir. Kullanılan polimerlere ve arzu edilen standartlara uygun olarak Çinko Borat, metal hidroksitler ile birlikte sinerjik olarak kullanılabilir. Çinko Borat’ın kimyasal kompozisyonu ve fiziksel özellikleri aşağıda Tablo 1’de verilmiştir:
3. Çinko Borat’ın Kullanım Alanları • Yüksek dehidrasyon sıcaklığına (290300°C gibi) sahip olduğu için yüksek sıcaklıklara dayanıklı plastik malzemelerin imalatında yaygın olarak kullanılır. • Çinko Borat, alev geciktirici ve duman bastırıcı olarak polimerlerde ve kaplamalarda, özellikle PVC, halojenli polyester ve naylonlarda kullanılmaları nedeniyle ticari olarak büyük öneme sahiptir (8). • Çinko Borat, kablolarda, yanmaya dayanıklı boyalarda, kumaşlarda, elektrik/elektronik parçalarda, yanmaya dayanıklı halı kaplamalarda, otomobil/ uçak iç aksamlarında, tekstil ve kağıt endüstrisinde kullanım alanına sahiptir (9). • Son yıllarda Çinko Borat’ın, diğer alev geciktiricilerle farklı uygulamalarda sinerjik kullanımı gittikçe artmaktadır. Örneğin, Çinko Borat halojen içeren ve içermeyen sistemlerde Al(OH)3 ve Mg(OH)2 ile birlikte kullanımına açıktır (10,11). • Çinko Borat, alev geciktirici olarak kullanılmasının dışında birçok kullanım alanına sahiptir. Örneğin, mantar ve böcek öldürücü olarak ahşap aksamların korunmasında, bor silikat cam hammaddesi olarak ve çömlekçilikte ergime noktasını düşürücü (flux) olarak da kullanılabilmekte (12). 4. Çinko Borat’ın Diğer Alev Geciktiricilere Göre Avantajları • Birçok plastikte, etkili bir alev geciktirici olarak kullanılır. • Duman emisyonunu azaltma özelliğine sahiptir ve toksiklik değerleri oldukça
düşük. • Borun varlığı Çinko Borat’ı etkin bir alev geciktirici yapar. • ATH ile birlikte kullanılarak duman bastırma özelliği kuvvetlendirilir. • Elektriksel özellikleri iyileştirir (naylon ve polyesterlerde dikkate değer anti-ark özellikleri sağlar). • Metallerle plastikler arasında yapışma özelliğini arttırır. • Antimon oksidin aksine, reçine tabakaların geçirgenlik özelliğini ve saydamlığını arttırır. • Polimerlerde kullanılan boyar maddelerin renklendirme tonunu etkilemez. • Nem absorblamaz ve suda çözünmez • Toksik özelliği çok düşük olduğundan, reçinelere ilave edilmeleri esnasında özel giysilere ve donanımlara ihtiyaç duyulmaz. • Bor içerikli bileşikler antimikrobiyal özellik gösterir. 5. Çinko Borat’ın Yangın ve Alev Geciktirici Etkileri Alev geciktirici maddeler, kullanıldıkları malzemelerde alev, duman ve sıcaklığın oluşmasını ve/veya yayılmasını engellemekte. Bor içerikli alev geciktiriciler genel olarak selüloz bazlı malzemelere (kâğıt, ahşap, tekstil vs.) ve sentetik polimerlere (PVC, EPDM, naylon, poliolefin, epoksi vb.) katkı maddesi olarak uygulanmakta. Alev önleme ve geciktirme açısından, bor bileşikleri aşağıdaki etkinlikleri göstermekte:
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
207
5.1. Koruyucu tabaka oluşumu Yanma esnasında görülen yüksek sıcaklık etkisi altında erime derecesi nispeten düşük olan bor bileşikleri kolaylıkla eriyip yanan cismin yüzeyini kaplar ve böylelikle oksijenin yanan bölgeden uzak kalması sağlanır. Bunun dışında, özellikle polimerik malzemelerde kullanılan bor içerikli alev geciktiriciler, yanma esnasında önemli miktarlarda kül maddesi oluşturabilmekte, kül maddesi yanan cismin yüzeyini kaplayarak oksijenle temasını kesmekte ve yanmanın devam etmesini önleyebilmekte. 5.2. Alev seyreltici etkinliği Çinko Borat gibi boratlar ve bazı halojenürlü polimerler yanma esnasında tepkimeye girerler. Bu tepkimeler sonucu tutuşabilirliği nispeten düşük olan bor triklorür ve çinko klorür gibi halojenürler elde edilmekte ve bu sayede malzemenin yanabilirliği azalmakta(13). 5.3. Yanmada soğutucu etkisi Çinko Borat’ın kristal suyuna sahip olması, endotermik özelliğinden dolayı yangın sırasında ortamın ısısını absorblamakta, sıcaklık artışını önlemekte ve malzemenin soğumasına katkı sağlamakta. SONUÇLAR Yanma esnasında zehirli duman açığa çıkarmaları sebebiyle insan sağlığı ve çevre açısından olumsuz etkilere sahip olduğu bilinen antimon ve klorür bileşikleri kullanımları Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü tarafından kısıtlama yoluna gidilmiştir. Kullanımı kısıtlı kimyasalların yerini almak üzere, çevreye uyumlu yeni nesil alev geciktiricilerin kullanımı oldukça önemlidir. Üniversiteler, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) ve Eti Maden İşletmeleri Teknoloji Geliştirme Dairesi tarafından organik polimerlerde alev geciktiriciliği ve yüksek sıcaklığa dayanıklılığı artırmak üzere, bor bileşiklerine dayalı pek çok borat bileşiği sentezlenmiş ve alev geciktirici olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. 208
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
Referanslar
1. Gürü M, Ayar B, Çakanyıldırım Ç, Özmen L, Aleve ve Yüksek Sıcaklığa Dayanıklı Boya ve Üretim Yöntemi İncelemeli Patent TR 2007 02470 B, 21.10.2010. 2. Güldaş A, Güllü A, Gürü M, Çankaya A, Kolemanit Katkılı Polipropilen, İncelemesiz Patent No: TR 2014 03765B, Belge Veriliş Tarihi:22.8.2016. 3. Gürü M, Ayar B, Çakanyıldırım Ç, Bilen M, Synthesis and Characterization of Zinc Borate Pigment Resistant to Corrosion and Stable at High Temperatures, 17th International Congress of Chemical and Process Engineering, 27-31 August 2006, Prague-Czech Republic. 4. KAYNAK C, Türkiye’de Üretilen Üç Bor Bileşiğinin Plastik ve Kompozit Ürünlerde Alev Geciktirici Olarak Yaygın Kullanılabilirliğinin Araştırılması:(I) Kablo, Elektrikli Ev Aletleri Ve Otomotiv Endüstrisi Plastikleri, BOREN Projesi Kod No: 2009.Ç0236. 5. BAYRAM B, Küçük Parçacık Boyutlu Çinko Borat Üretimi ve Alev Geciktirici Olarak Kullanımı, BOREN Projesi Kod No: 2008.Ç0179. 6. GÜRÜ M, Çinko Borat Sentezi Ve Yüksek Sıcaklıkta Pigment Olarak Kullanılabilirliği, BOREN Projesi Kod No: 2006.Ç0024. 7. TEKTAŞ E, KARAKOÇ G, MERGEN A, Çinko Borat Üretimi Araştırma Projesi Raporu, ETİ MADEN İşletmeleri Genel Müdürlüğü ARGE Dairesi Başkanlığı Aralık 2002 8. The Economics of Boron, Roskill Information Service Ltd, 2015. 9. BAYRAM G, Çinko Borat Üretim Teknolojisinin Geliştirilmesi Ve Alev Geciktirici Olarak Kullanım Alanlarının Araştırılması, BOREN Projesi Kod No: 2005. E0022. 10. Ayar B, Gürü M, Çakanyildirim Ç, Solid phase synthesis of anhydrous zinc borate from zinc and boron oxide and utilization as a flame retardant in dye and textile, Gazi University Journal of Science, 27 (3), 987-991, 2014. 11. Ayar B, Gürü M, Çakanyıldırım Ç, Özmen L, Production of Anhydrous Zinc Borate From Zinc and Boron Oxide by Mechanochemical Reaction and Usage as a Flame Retardant in Dye, 17th Int Symposium on Boron, Borides and Related Materials, 11-17 Sept 2011, İstanbul-Turkey 12. Gürü M, Karabulut A.F, Aydın M.Y, Bilici İ, Processing of Fireproof and High Temperature Durable Particleboard from Rice Husk, Nov 2014. 13. Yünlü K, Bor Bileşikleri, Sentez Yöntemleri, Özellikleri, Uygulamaları, ISBN: 978-605-5310-93-6, Değişim Yayınları, BOREN, 2016.
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144
209
Investing in
the future
Orpic is one of Oman’s largest companies and one of the most rapidly growing businesses in the Middle East oil industry. Orpic’s refineries in Suhar and Muscat as well as the Aromatics and Polypropylene plants in Suhar, provide fuel, chemicals, plastics and other petroleum products to Oman and to the world. To meet the needs of the growing international markets, Orpic’s new vision is to be a globally competitive, downstream business that Oman is proud of, while achieving profitable and sustainable growth for Orpic. Driven by best business practices, Orpic’s mission is to sustainably maximize the value for our stakeholders as their partner of choice. Our values inspire us to serve Oman and our customer with pride, putting the customer as a prime area of focus. www.orpic.om
212
PAGEV PLASTİK DERGİsİ | SAYI 144