Demokratik Halk İktidarı İçin İşçi-Köylü Sayı 13

Page 1

±CMYK

iflflççi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin

www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttmail.com

Say›: 13

‹fiS‹ZL‹⁄E ‹SYAN EDEL‹M, ÖRGÜTLÜ MÜCADELEY‹ YÜKSELTEL‹M KURULTAYINDA BULUfiALIM! Yer: Mecidiyeköy Kültür Merkezi Adres: Fulya Mahallesi Mevlüt Pehlivan Sokak No: 23-B (Ali Sami Yen Stadyumu karfl›s›Otopark üstü) Gayrettepe/ ‹STANBUL Tarih: 30 Mart 2008 Saat: 10:30-18:00

DEVR‹MC‹ DEMOKRAT‹K SEND‹KAL B‹RL‹K

*Y›l:1 *21 Mart-3 Nisan 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X

Emekçiler bahar› erken getirdi! Emekçi karfl›t› yasaya hay›r!

TEKEL’i satanlar haindir!

Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s›’na karfl› emekçiler, ifl b›rakarak, bas›n aç›klamalar›, eylemler yaparak karfl› duruflu örgütlüyor. Tasar›n›n yeniden görüflülmek üzere geri çekilmesi iflçi s›n›f›n›n gücünü gösteren önemli bir geliflme oldu.

Direnenler kazanacak! ‹flçi s›n›f› ve emekçiler, bu süreçte bir s›nav vermektedir. Do¤ru bir önderlik alt›nda harekete geçti¤inde onun önünde hiçbir fleyin duramad›¤›n› tarih defalarca kez kan›tlam›flt›r. Sendikal ihanetlere karfl› uyan›k olarak ve kendi gücümüze güvenerek örgütlenelim!

TEKEL’in British American Tabacco (BAT)’a sat›lmas›n›n ard›ndan fabrikalar›na kapanan TEKEL iflçileri özellefltirmeye karfl› tüm gücüyle mücadele etmeye haz›r. Ancak ba¤l› bulunduklar› sendikan›n bu kararl›l›¤› tafl›mad›¤› tüm bu süreçteki pratiklerinden aç›kt›r.

Sendikal ihanet “gemileri yakmay›n” diyor

K›br›s Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaflkan›! 8 Mart 08 tarihli “Proletaryaki Simea-Proletarya Bayra¤›” gazetesinde yay›nlanan yaz›y› ilginizi çekece¤ini düflünerek yay›nl›yoruz. ❐Sayfa 10

AKP’nin yoksullukla mücadelesi!

Vard›k, var›z, var olaca¤›z!

TEKEL’de neler oluyor?

Emperyalist sald›rganl›¤›n dünyada ve bölgemizde giderek yükseldi¤i, bu sald›rganl›¤a paralel olarak, ülkemiz uflak egemen s›n›flar›n›n, emperyalist politikalar› hayata geçirmeye h›z verdi¤i, yine bu politikalar do¤rultusunda, iflçiemekçi y›¤›nlara dönük sosyal y›k›m sald›r›lar›n›n ve her türden ekonomik-demokratik hak gasplar›n›n yafland›¤› ve halk›n gerçek gündemi olan bu gündemleri sapt›rmak için, s›n›r ötesi harekat, türban vb. meselelerin gündeme tafl›nd›¤› bu süreçte, bir 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü daha geride b›rakt›k. Bu y›lki 8 Mart kutlamalar› bir kez daha, egemenlerin ve feminist-reformist ak›mlar›n tüm içini boflaltma, s›n›fsal özünden koparma çabalar›na karfl›n, olanca k›z›ll›¤› ile yap›ld›. ❐Sayfa 12

AKP’nin yerel yönetimlerdeki emelleri! R. T. Erdo¤an’›n 22 Temmuz seçimlerinin ard›ndan yapt›¤› bir konuflmada yerel yönetimlerle ilgili radikal de¤ifliklikler istediklerini söylemesi üzerine AKP’nin ilk hedefi DTP’li belediyelere yönelmek olmufltur. Diyarbak›r’› ele geçirerek DTP’nin önemli bir kalesini fethetmifl olacaklar›n› söyleyen Erdo¤an ikinci önemli hedef olarak da Alevilerin ve muhalif kesimin ço¤unlukta oldu¤u Tunceli’nin ele geçirilmesini göstermifltir. Halka yönelik uygulad›klar› “sadaka” politikalar› sonucunda seçimlerde özellikle T. Kürdistan›’nda az›msanmayacak kazan›mlar elde eden AKP’nin bu uygulamalar›na ra¤men ele geçiremedi¤i Kürt illerine yönelerek önümüzdeki yerel seçimlerde farkl› aç›l›mlarla halka gideceklerini her seferinde dillendirmektedir. ❐Sayfa 6

‹flçi köylü’den Sald›r›lara karfl› barikat örelim!

Sa¤l›k hizmetlerinin tasfiyesinde yeni bir viraj; Kamu Hastane Birlikleri

Emperyalizm, yar›-sömürge ülkelere dayatt›¤› neo-liberal politikalar›n hayata geçirilmesi için “yeniden yap›land›rma” sürecini hayata geçirmektedir. Ülkemizde de bu “yeniden yap›land›rma” politikalar›na uygun olarak, sa¤l›k alan›nda da kendi ihtiyaçlar› ve ç›karlar›na göre yeni düzenlemelerin yap›lmas›n› istemektedirler. ❐Sayfa 8

Bilindi¤i üzere TEKEL iflçisinin son aylarda gerçeklefltirdi¤i eylemlere karfl›n, TEKEL British American Tobacco (BAT) sat›ld› ve sat›fl›n gerçekleflti¤i saatlerde iflçiler, Özellefltirme ‹daresi önünde eylemlerini sürdürdüler ve polis bu eyleme dönük azg›nca bir sald›r› gerçeklefltirdi. Sat›fl›n gerçekleflmesiyle birlikte ise, TEKEL iflçilerinin kendilerini fabrikalara kapad›¤› ve sat›fl durdurulana kadar da ç›kmayacaklar› ilan edildi. Ancak sonraki günlerde TEKEL iflçilerinin ciddi bir sessizli¤e büründü¤ü görüldü. 14 Mart eylemlerinde de TEKEL iflçilerinin önceki günlerdeki kitlesel soka¤a dökülüfllerini göremedik. Hatta 14 Mart eylemleri içinde adlar› pek geçmedi. Peki, TEKEL’de ne❐ Sayfa 9 ler oluyor?

Kürt halk› emperyalist planlar› da bofla ç›kartacakt›r! TC’nin 21 fiubat’ta büyük bir medya flovu ve iddial› söylemlerle bafllatt›¤› s›n›r ötesi operasyon, 8 gün içinde bitirilmek zorunda kal›nm›fl ve askerin gerilla karfl›s›ndaki baflar›s›zl›¤› ortaya ç›km›flt›. Gerek gerillan›n direnifli gerekse de Kürt halk›n›n yükselen tepkisinin sonucunda ciddi kay›plar alan TC’nin askerleri geri dönmek zorunda kalm›fl ve medya, hükümetin ve ordunun bozulan imaj›n› düzeltmek için yeniden kolla-

Ülkemiz egemenlerinin sald›r› politikalar›n› hayata geçirmeye son sürat devam etti¤i, genifl y›¤›nlara dönük sosyal y›k›m politikalar›n›n hayata geçirilmeye çal›fl›ld›¤ bir süreçte 8 Mart’› kutlad›k. ❐ Sayfa 2

Newroz’dan 1 May›s’a her yerde direnifl her yerde kavga

Sayfa 3

Emekçinin Gündemi Program›m›z prati¤imize k›lavuz, yönelimimize ›fl›k olsun! Sayfa 4

Tütün rejisinden Bat rejisine! Son 10 y›l içinde özellikle AKP hükümetiyle daha fazla gündemleflen özellefltirme çabalar›, TEKEL’in BAT (British-American Tobacco) flirketine peflkefl çekilmesiyle art›k son s›n›r›na gelmiflti. ❐Sayfa 5

Katlettiler ama bitiremediler! Bundan tam 13 y›l önce devletin provokasyonlar› sonucu Gazi Mahallesi’nde gerçekleflen katliam, Gazi halk›n›n can pahas› direnifliyle karfl›laflm›flt›. Bu katliam› protesto eden 1 May›s Mahallesi de sald›r›yla karfl› karfl›ya kalm›flt›. Her y›l oldu¤u gibi bu y›l da yap›lan eylemlerle Gazi ve 1 May›s Mahallesi flehitleri an›ld›. Ayr›ca yap›lan çeflitli eylemlerle Halepçe ve Beyaz›t katliamlar› da lanetlendi. ❐Sayfa 7

r› s›vam›flt›r. Kandil’e bayrak dikme hedefiyle bafllanan iflgalin hemen ilk günü yorulan ve donan askerlerin yerlerinin de¤ifltirilmesi devletin beklenmedik bir direniflle karfl›laflt›¤›n› ortaya sermifl, daha sonra operasyonun hedefi, Zap Kamp›n›n imhas› olarak aç›klanarak s›n›rland›r›lm›fl ancak tüm teknik donan›ma ra¤men TC askeri Zap Kamp›na da girememifl ve gerilla taraf›ndan püskürtülmüfltür. ❐Sayfa 3

S›n›fsal Yaklaflfl››m

AKP hükümeti ekonomik olarak birçok “olumlu” geliflmeyi s›ralad›ktan sonra, iflsizli¤i çözemediklerini ama yeni dönemde bu sorunu da çözeceklerini ve kifli bafl›na düflen milli gelirin 10 bin dolara ç›kaca¤›n› vaat ediyor. ❐Sayfa 4

Pusula

Evrensel Bak›fl

Devrimci militanl›k

Soyk›r›m paras› ile

kendili¤indencili¤i yads›r!

soyk›r›m!

Sayfa 11

Sayfa 13


İşçi-köylü 2

Yaşamın İçinden

Y›k›m yasas›n›n muhataplar› ne diyor? ›k›m yasas›n› geri püskürtmek amac›yla çok say›da kurumun bir araya gelerek oluflturdu¤u Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu, gerçeklefltirdi¤i bir dizi eylem ve etkinli¤in yan› s›ra, 5 Mart’ta ‹stanbul’un çok say›da merkezinde imza stantlar› açarak, sald›r› yasas›na karfl› imza toplamaya bafllad›. Platformun ç›kard›¤› bildirilerin da¤›t›lmas› ve halk› bilgilendiren konuflmalar›n yap›lmas› eflli¤inde gerçekleflen imza toplama faaliyetine ise halk›n ilgisi oldukça büyük. ‹mza standtlar› 24 Mart’a kadar aç›k kalacak. Bunun yan› s›ra Türkiye’nin birçok yerinde yap›lan bas›n aç›klamalar› ve eylemlerde de yasan›n getirecekleri ve götürecekleri emekçi kitlelere anlat›lmaya çal›fl›l›yor. Emek Platformu taraf›ndan ‹stanbul’da iki gün üst üste örgütlenen eylemlere kat›l›m oran›n›n yüksek olmas›, kortejler d›fl›ndaki kitlenin de ilgi göstererek yürüyüfle kat›lmas›, slogan, ›sl›k, alk›fl vb. ile destek vermesi kitlelerin yasadan süreçten duydu¤u rahats›zl›¤›n önemli göstergelerinden. Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu’nun stant açt›¤› yerlerden biri olan Kartal’da standa gelenlerden görüfl ald›k. Emekçilere, yasaya dair ne düflündüklerini sorduk:

Erol Bahtiyar (‹flsiz); Yasa insanlar›n gelece¤ini tehdit alt›na al›-

yor. Bu yasa uluslararas› emperyalist tekeller taraf›ndan al›nm›fl bir kararla hayata geçirilmek isteniyor. Yasan›n kendisi iflçi-emekçilere dönük aç›k bir sald›r› yasas›d›r. Bunu geri püskürtmek ise ancak örgütlü bir güçle mümkün olacakt›r. Tüm emekçi kesimleri, her türden eylemi kapsayan bir çat› alt›nda biraraya gelerek, toplu halde bir çözüm üretebilir ancak. Tek tek bireylerle olmaz! Zekeriya Mutlu (Emekli); Bu tür sald›r› yasalar›ndan b›kt›k art›k. Bunlar emek düflman›. Art›k yeter demek gerekiyor. Halk›n uyanmas› laz›m. Bizi emperyalistlere teslim etmek istiyorlar. Bir taraftan türban

vs. diyerek milleti oyal›yorlar, di¤er taraftan da bu tür sald›r› yasalar›n› ç›kar›yorlar. Buna karfl› hep birlikte mücadele etmek gerek. Yaflar Yücetafl (Emekli); Bizim toplumda itaat gelene¤i oluflmufl. Yasa ise ço¤unlu¤u yok etmeye dönük. Ben 65 yafl›nday›m, ama 2 yafl›ndaki torunum için buraday›m. Onlar›n gelece¤i söz konusu. Buna karfl› mücadele etmek gerekiyor. Mesela toplu halde Ankara’ya yürümek laz›m. Öyle sözle mücade-

le olmaz. Zeynep Kaya (Ev emekçisi ve (efli) Hasan Kaya-iflçi); Zeynep Kaya; Bizler ömrümüzü geçirdik ama çocuklar›m›z için çok önemli. Çünkü yasa hiçbir fley getirmiyor, aksine birçok hakk›m›z› götürüyor. Deniyor ki; yasa 50 y›l sonra ülkeyi düze ç›karacakm›fl. Hâlbuki yalan, daha da kötü olacak. Hasan Kaya; Getirilmekte olan yasayla birlikte, eme¤in iflgücünün kazanc› bloke alt›na al›n›p, sermayeye yeni rantlar ç›kar›lmak isteniyor. Kapitalist toplumda emek ne kadar az ücret al›rsa, sermaye o kadar ra-

hatlar, yani fazla kâr eder. Toplum yoksullaflt›r›larak, kazan›lm›fl haklar gasp edilerek, sadaka toplumu yarat›l›yor. Kendi vicdanlar›n› rahatlatmak ayn› zamanda da iktidarlar›n› garanti alt›na almak istiyorlar. Tüm bunlara karfl› mücadele ise, din-dil›rk ayr›m› gözetmeksizin, eme¤in ç›karlar› etraf›nda toplanarak ve ortak bir mücadele gelifltirerek mümkün olacakt›r.

“Sendikalar, yasay› kitlelere anlatm›yor!” Görüflünü ald›¤›m›z bir di¤er kifli ise, hemen hastanenin yan›nda Optikçilik yapan Bekir Çinçik. Çinçik uzun y›llar ‹sveç’te yaflad›ktan sonra ülkeye dönmüfl ve ‹sveç’te bulundu¤u süre içinde Sosyal Demokrat Parti’de politika yapm›fl. Ancak döneli uzun y›llar oldu¤u için, benzer yasalar›n tüm Avrupa’da hayata geçirildi¤inden ve buradaki iflçi s›n›f› ve emekçi y›¤›nlar›n bu yasalar› geri püskürtmek için Avrupa’n›n sokaklar›n› doldurdu¤undan, grevlerle yaflam› felç ettiklerinden çok haberdar de¤il. Çünkü oralardaki gündemi pek takip edemedi¤ini söylüyor. Bundan kaynakl› olacak, “asl›nda 65 yafl çok de¤il diyor” getirilmek istenen emeklilik yafl›n› kastederek. Ancak flunu da ekliyor: “Bu tür yasalar toplumsal mutabakatla, afla¤›dan yukar›ya düflünceler al›narak yap›lmal› e¤er yap›lacaksa.” Yasa üzerine, Avrupa’daki geliflmeleri de aktararak, biraz daha konufltu¤umuzda ve ise flöyle diyor: “Asl›nda yasan›n içeri¤ine dair kimsenin tam bir bilgisi yoktur. Hükümet zaten anlatm›yor. Ama bence sendikalar›n öncelikli görevi olmas›na ra¤men onlar da kitlelere anlatm›yor. Ne zaman ki biraz anlat›lmaya baflland›, hemen eylemler ve grevler gündeme geldi. Oysa, biz esnaflar da dâhil, herkese, en genifl kesimlere anlat›lmal› bu yasa ki, sokaklara üç bin yerine otuz

‹nsanlar yasay› bilmiyor! Kartal Yavuz Selim Hastanesi Acil bölümünde görüfltü¤ümüz insanlar›n büyük bölümü yasaya dair çok fazla bilgi sahibi olmad›klar›n› söylüyorlar. Bilgi sahibi oldu¤unu sananlar›n ise, hükümetin yasay› geçirmeyi kolaylaflt›rmak için söyledi¤i yalan bilgilere sahip olduklar›n› görüyoruz. Örne¤in “yasa 18 yafl›ndan küçük herkese sa¤l›k ve sosyal güvence getiriyor, daha ne olsun” diyor, yan›na yaklafl›p görüflünü almaya çal›flt›¤›m›z bir kad›n. Bunun yanl›fl bir bilgilenme oldu¤unu, yasan›n 146 YTL’nin üzerinde geliri olan herkesi yoksulluk s›n›r›n›n d›fl›nda tuttu¤unu ve bunun üzerinde geliri olan herkesin sigorta primi ödemesi gerekti¤ini söyleyerek, Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu’nun ç›kard›¤›

bilgilendirme broflürünü veriyoruz. Hemen orada oturan bir baflkas› lafa kar›fl›yor. Kendisinin yasayla ilgili biraz daha bilgi sahibi oldu¤unu görüyoruz. Ad›n›n Hilmi Mercan oldu¤unu ö¤rendi¤imiz bu kifli, bir hasta yak›n›. Verdi¤imiz bilgilendirme broflürüne flöyle bir göz at›yor önce. Mercan, yasan›n çal›flanlar aç›s›ndan büyük olumsuzluklar içerdi¤inin fark›nda ve diyor ki: “Emeklilik yafl› 65’e ç›kar›l›yor ve diyorlar ki; ‘Avrupa’da da böyle.’ Orada insanlar uzun süre yafl›yor, ancak burada yafl ortalamas› düflük her fleyden önce, insanlar›n ço¤u 65 yafl›na kadar yaflam›yor. Ayr›ca fiziksel güç gerektiren ifllerde o kadar süre çal›flmak da zor. Örne¤in benim yapt›¤›m ifl bedensel olarak çok y›prat›-

işçi-köylü’den Sald›r›lara karfl› barikat örelim!

Y

Dursun Gültekin (‹flçi emeklisi); Yasan›n kabul edilecek bir yan› yoktur. Çocuklar›m›z bundan böyle emekli olamayacak anlam›na geliyor bu yasa. Bunu engellemek ise ancak toplu halde mücadele etmekle mümkün olur. Alanlara ç›kmak gerekiyor, soka¤a dökülmek ya da baflka kitlesel eylemler gerçeklefltirmek gerekiyor. Öyle kenarda durarak engellenemez.

21 Mart-3 Nisan 2008

c› ve en fazla 50 yafl›na kadar çal›flabilirim. Peki 50 yafl›ndan sonra kim ifl verir ki bana, 65 yafl›nda emekli olabileyim.” Yasan›n sa¤l›kla ilgili k›sm›n›n da yine ayr› bir olumsuzluk içerdi¤ini ve bugün doktorlara b›çak paras› olarak verilen paran›n yasalaflt›r›ld›¤›n› söylüyor ve “bu yasayla birlikte iflini bilmeyen memur da kazanacak” diyerek gülüyor.

bin kifli dolsun.” Bu görüflmelerden ortaya ç›kan tablo, yasan›n toplumca çok da bilinmedi¤ini aç›kça gösteriyor ve daha kitlesel karfl› koyufllar›n olmamas›nda, örgütsüzlük kadar, bu bilgilendirilmeme de önemli bir rol oynuyor. Bu sorun özgülünde bizlere düflen görev ise, yasa karfl›t› faaliyetleri en genifl kesimlere yayma yönlü daha büyük bir çaba içine girmektir. (Kartal)

“Hastane kuyruklar›nda ölece¤iz” Görüflünü almak amac›yla yan›na yaklaflt›¤›m›z ve hemen sohbete giren bir di¤er kifli ise Melek Gök. Kendisi çal›flmayan Melek Gök, efli Hasan Gök’ü getirmifl hastaneye. Zaten birazdan efli de yan›m›za geliyor. Melek Gök yasan›n maddelerini tek tek bilmese de, olumsuzluklar›n›n fark›nda, “Bu yasa toplum aç›s›ndan hiç iyi olmayacak” diyor ve ekliyor; “Yine hastane kuyruklar›nda olaca¤›z, hatta hastane kuyruklar›nda ölece¤iz. Zaten flu an insanlar emekli kuyruklar›nda ölüyorlar. Yasayla birlikte hem emekli hem de hastane kuyruklar› öldürecek.” O s›rada efli geliyor. Kendisi emekli ö¤retmenmifl. O da hemen sohbete kat›l›yor ve ilk sözü: “Yasa bizden al›p götürür, bize bir yarar› olmaz. Bizden sonra emekli olacaklar› ise mezara götürür” oluyor, emeklilik yafl›n›n yükseltilmesini de kastederek ve devam ediyor; “Bizim ülkemizde hayat k›sa. ‹nsanlar bu yasayla emekli olabilse bile, ya bir y›l ya iki y›l ancak yaflarlar ve ölürler.” Bir emekli olarak, yasan›n en çok da emeklilerle ilgili bölümüyle ilgili kendisi. Emekli maafllar›n›n düflürülecek olmas›n› “Bize verdiklerini üç dört misli geri alacaklar” sözleriyle tan›ml›yor. Hasan Gök bu yasan›n bugün gündeme getirilmifl olmas›n›, t›pk› türban meselesi gibi seçim yat›r›m› olarak görüyor. Yasaya ve di¤er sald›r›lara karfl› ne yap›laca¤›na iliflkin cevab› ise net: “‹nsanlar biraraya gelip karfl› koymal›. Bak›n iki gün eylem yap›ld›, nas›l geri çekme e¤ilimine girdiler. En küçük bir k›p›rdan›flta geri ad›m atanlar, daha yüksek tepki olursa hiçbir fley yapamazlar” diyor. Karfl› koyuflun güçsüzlü¤ünü ise daha çok, sendikalar›n bölünmüfllü¤üne ve ortak hareket edilememesine ba¤l›yor.

Emperyalist sald›rganl›¤›n dünyada, bölgemizde ve ülkemizde özgülünde giderek artt›¤›, ülkemiz egemenlerinin sald›r› politikalar›n› hayata geçirmeye son sürat devam etti¤i, genifl iflçi ve emekçi y›¤›nlara dönük sosyal y›k›m politikalar›n›n hayata geçirilmeye çal›fl›ld›¤›, her türden demokratik talebin sald›r› ile yan›tland›¤›, can bedeli kazan›lan haklar›n gasp edilmek istendi¤i ve gerçek gündemlerimizin üstünün örtülmek istendi¤i günlerde geçirdi¤imiz 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü kutlamalar› kat›l›m›, yayg›nl›¤› ve öne ç›kan yanlar› ile önümüzdeki sürece ›fl›k tutacak önemdedir. ‹stanbul’dan Kars’a, Dersim’den ‹zmir’e kadar genifl bir yelpazede birçok ilde birleflik ve devrimci bir tarzda örgütlenen 8 Mart, geneli özelle birlefltirme ve tarihi günleri somut güncelle birlikte ele alma noktas›nda at›lan ad›mlar›n öne ç›kmas› anlam›nda olumludur. Dersim’de Partizan okurlar›n›n açm›fl oldu¤u Kürtçe pankart, Malatya’da TEKEL iflçisi kad›nlar›n ziyaret edilmesi, Adana ve Hatay’da Devrimci 8 Mart Platformu’nun oluflturulmas›nda gösterilen çaba, Trabzon’da sald›r›ya ra¤men yap›lan kutlamalar, ‹stanbul’da “Vard›k, var›z, var olaca¤›z” slogan› ile Yeni Demokrat Kad›nlar olarak yürünmesi; etkinlik ve mitinglerde emekçi kad›nlar›n sorunlar›n›n tüm ezilenlere yönelik sald›r›lar ile birlikte ele al›nmas› günceli yakalama anlam›nda önemli ad›mlard›r. Tüm bu kutlamalar›n yans›mas›n›n gazetemizde yaratt›¤› ve yarataca¤› canl›l›k ise gözle görülür düzeydedir. Yine 13-14 Mart tarihleri aras›nda Emek Platformu’nun birçok ilde örgütledi¤i sosyal y›k›m yasalar› karfl›t› eylemler de emekçilerin bahar› erken karfl›lamas› ve devletin yasay› tekrar gündemine ele almas› anlam›nda önemlidir. Bir yandan genifl kitlelerin, y›k›m yasalar› ile ilgili bilgi sahibi olmad›¤›n› görürken, di¤er yandan da bu yönde yap›lacak çal›flmalar›n k›sa vadede verim alabilece¤ini ortaya koyan bu eylemler desteklenmesi, büyütülmesi gereken etkinliklerdir. Toplumun çok büyük bir kesimini sald›r› yasalar› ile karfl›s›na alan AKP hükümetinin türban ata¤›ndan sonra ikinci gündemi de AKP’ye yönelik kapatma davas›d›r. Öyle ki flimdiden yerel seçim çal›flmalar›na bafllayan, “yard›m kampanyalar›” örgütleyen ve özellikle T. Kürdistan›’na yönelik ziyaretlerine h›z veren Erdo¤an’›n son ziyaretlerinin neredeyse tek konusu partisine yönelik kapatma davas› olmufltur. Halk düflman› yüzünün iyice a盤a ç›kmas›n›n ard›ndan tekrar mazlum rolünü oynamak için gündeme getirdi¤i kapatma davas›n›n süreçteki rolü budur. “Halk iradesi”, “milletin onay›”, “demokrasi ay›b›” vb. argümanlar›n s›kça kullan›lmas› da… Kesinlikle ayn› kefeye koymamak kayd›yla çok k›sa bir süre önce DTP’ye yönelik kapatma davas›n›n aç›lmas› sürecinde bu argümanlar›n hiçbirini duymam›fl olmam›z tesadüf de¤ildir. Zira egemenlerin “halk›n iradesi”, “demokrasi” gibi kavramlar› sadece kendileri için geçerlidir. Bu nedenle de DTP’yi seçen ve meclise tafl›yan milyonlar›n iradesinin yok say›lmas› bir demokrasi ay›b› olarak de¤erlendirilmemektedir bu kesimler taraf›ndan. Yukar›da bahsetti¤imiz emekçilerin gündemine dönecek olursak; mevcut canl›l›k ve hareketlili¤in bundan sonraki gündemler aç›s›ndan da devam etmesi gerekmektedir. Önümüzde s›n›f mücadelesi tarihi aç›s›ndan oldukça yo¤un tarihler bulunmaktad›r. Bunlardan bir tanesi de Newroz’dur. Geçen y›llardan farkl› olarak ‹stanbul’da daha ortak örgütlenmesi noktas›nda ad›mlar at›lan Newroz, bu y›l Kürt halk›na dönük ciddi sald›r›lar›n yafland›¤› bir süreçte kutlanacakt›r. Devlet, bafllam›fl olan Newroz kutlamalar›na yönelik sald›r› tavr›n› bugünden ortaya koymufl durumdad›r. Yine DDSB taraf›ndan 30 Mart tarihinde ‹flsizli¤e ‹syan Edelim, Örgütlü Mücadeleyi Yükseltelim! bafll›¤›yla düzenlenecek olan Kurultay, emek cephesindeki örgütlülü¤ümüz aç›s›ndan önemli bir gündemdir. Bu gündemi sadece o alan›n bir etkinli¤i olarak görmemek ve gereken deste¤i, yard›m› sunmak tüm okurlar›m›z aç›s›ndan önemlidir. Tüm sald›r› ve direnifl haberleriyle birlikte ele ald›¤›m›zda önümüzdeki süreçte kitleleri kazanma çal›flmas›ndaki ›srar›m›z› ve sabr›m›z› büyütme görevinin önemine vurgu yapmam›z gerekmektedir. Koflullara teslim olmadan, gerçekleri b›kmadan-usanmadan genifl y›¤›nlara tafl›ma ve bu u¤urda savaflma gücünü, özgüvenini kazanma ve süreci örgütlerken ayn› zamanda kendimizi örgütleme, faaliyetimizi oturtma hedeflerimizi hayata geçirmemiz önemlidir. Bu anlay›fl do¤rultusunda yeni görevlerimize tekrar tekrar dikkat çekmeliyiz. Yukar›da da ifade etmeye çal›flt›¤›m›z gibi, egemen s›n›flar›n ve siyasi sözcülerinin bu dönemdeki sald›r›lar› daha genifl kapsaml›d›r. Görünen o ki; emperyalistlerin ufla¤› AKP, iflgal hareketinin yaratt›¤› atmosferden hareketle IMF’nin özellefltirme baflta olmak üzere var olan ekonomik projelerini uygulamak için daha çok çal›flacakt›r. Üretenlerin ekonomik ve sosyal alandaki kazan›mlar›n› birer birer budayacakt›r. Nitekim TEKEL bu süreçte emperyalist tekellere peflkefl çekildi. Yine sa¤l›k alan›nda Meclis’te var olan yasalar da büyük bir ihtimalle onaylanacakt›r. K›sacas› da¤larda gerillaya kurflun s›k›l›rken, kentlerde emekçilerin sofras›ndaki lokmalar çal›nmaktad›r. Ezilenlerin can bedeli mücadeleler sonucu elde etti¤i sosyal haklar› yok edilmektedir. Kurflun s›kanlar ve lokmalar›n› çalanlar ayn›d›r. Gün, ses verme ve birleflen seslerden direnifl barikatlar› örme günüdür. Önümüzdeki süreçte var olan takvimsel etkinlik günlerinde ajitasyon ve propagandam›z› günceli, genelle birlefltirerek yapmak, genelin, bugünkü güncel sorunlar içindeki önemini ve anlam›n› ortaya koyarak pratik görevlerimizi saptamak önemlidir.


İşçi-köylü 3

21 Mart-3 Nisan 2008

Politika gündem

✔ Kürt ulusu y›llard›r kendi ulusal kimli¤inin tan›nmas› ve üzerinde uygulanan asimilasyon-inkar ve imha politikalar›n›n kald›r›lmas› için büyük bedeller ödemektedir. Kürt ulusu ancak Kendi Kaderini Tayin Hakk›’n› kulland›¤›nda, seçimini bir ulus olarak özgürce yapabildi¤i zaman kendisi için en uygun yolu bulacakt›r.

Kürt halk› emperyalist planlar› da bofla ç›kartacakt›r! TC’nin 21 fiubat’ta büyük bir medya flovu ve iddial› söylemlerle bafllatt›¤› s›n›r ötesi operasyon, 8 gün içinde bitirilmek zorunda kal›nm›fl ve askerin gerilla karfl›s›ndaki baflar›s›zl›¤› ortaya ç›km›flt›. ABD emperyalizminin izni ile gerçeklefltirilen operasyona Irak’›n iflbirlikçi yönetimi ve Irak Kürdistan›’ndaki Kürt yönetimi de dolayl› da olsa destek sunmufltu. Ancak gerek gerillan›n direnifli gerekse de Kürt halk›n›n yükselen tepkisinin sonucunda ciddi kay›plar alan TC’nin askerleri geri dönmek zorunda kalm›fl ve medya, hükümetin ve ordunun bozulan imaj›n› düzeltmek için yeniden kollar› s›vam›flt›r. Kandil’e bayrak dikme hedefiyle bafllanan iflgalin hemen ilk günü yorulan ve donan askerlerin yerlerinin de¤ifltirilmesi devletin beklenmedik bir direniflle karfl›laflt›¤›n› ortaya sermifl, daha sonra operasyonun hedefi, Zap Kamp›n›n imhas› olarak aç›klanarak s›n›rland›r›lm›fl ancak tüm teknik donan›ma ra¤men TC askeri Zap Kamp›na da girememifl ve gerilla taraf›ndan püskürtülmüfltür. ABD emperyalizminden k›sa bir süre için izin alan Türk hakim s›n›flar›n›n k›sa sürede baflar› ile PKK kamplar›n› da¤›taca¤› beklentisi karfl›l›¤›n› bulmay›nca, çat›flmalar›n, direniflin ve devletin kay›plar›n›n daha da artaca¤› ortaya ç›k›nca ve ülkemizde ve Irak’ta Kürt halk›n›n tepkisi art›nca Irak yönetiminin ve Bölgesel Kürt Yönetiminin de itirazlar› yükselmifl ve bunun üzerine ABD emperyalizmi de sürecin kendileri aç›s›ndan daha kötüye gitmesini engellemek için

TC’ye operasyonu sona erdirmesi emrini vermifltir. Bu geliflmelerle birlikte TC ordusunun yenilmezli¤i ve tart›fl›lmazl›¤› üzerine medyan›n yapt›¤› propaganda da gerçeklik karfl›s›nda tuzla buz olmufl ve geri kitleler nezdinde yarat›lan beklenti nedeniyle hükümet ve ordu alk›fl beklerken tepki ve elefltirilerle karfl›laflm›flt›r. Geri çekiliflin ard›ndan Washington Post gazetesinin 2 muhabirinin iflgal s›ras›nda Zap kamp›nda geçirdi¤i günleri anlatan izlenimlerinin ve foto¤raflar›n yay›nlanmas›, geri dönen askerlere pusular›n at›lmas› ve çat›flmalar›n s›n›r içinde devam ediyor oluflu da medyada yer alan gerillan›n büyük kay›plar verdi¤i, kamplar›n da¤›t›ld›¤›, PKK’nin kendine gelemeyece¤i haberlerinin yalan oldu¤unu kan›tlam›flt›r. Bölgede ABD emperyalizmini rahats›z eden bir güç olarak büyük bir kitle potansiyeline sahip olan Ulusal Hareket’in k›sa ve etkili bir askeri operasyonla zay›flat›larak pazarl›kta etki gücünün k›r›lmas› hedeflense de gelinen aflamada bu hedefe ulafl›lamam›flt›r. Ancak bu, ABD emperyalizminin bölgeye yönelik planlar›n›n tamamen bozuldu¤u anlam›na gelmemektedir. Ulusal Hareket’in emperyalizmle uzlaflmaya haz›r, bar›fl yanl›s› politik hatt›n›n verdi¤i avantajla hareket eden ABD emperyalizmi “sivil/siyasi” çözüm ad›na kapsaml› bir paket haz›rlamas› için hem TC’ye bask› yapmakta hem de Talabani ve Barzani’yi devreye sokmaktad›r. Bu do¤rultuda operasyonun bafllad›¤› gün davet edilen Talabani

S›n›fsal Yaklafl›m Newroz’dan 1 May›s’a, her yerde direnifl her yerde kavga! “Devlet” denilen olgunun Marksist çözümlemesinden bihaber ya da uzak olanlar, gerek ordu gerekse de hakim s›n›f partilerine çeflitli misyonlar biçmeye, emperyalistler ile kurulan iliflkilere olmad›k anlamlar yüklemeye devam ede dursunlar; s›n›f mücadelesi, gündemleri birbiri üzerine devirerek akmaya devam ediyor. Böyle olunca da, birbiriyle dolays›z iliflkiler içindeki gündemlerin kesiflme/eklemlenme noktas›nda, bafl döndürücü h›zla yap›lan manevralara ayak uydurulamad›¤› takdirde, hâkim s›n›flar›n alt›nda veya yede¤inde kalmak ise kaç›n›lmaz hale geliyor. Bu bunal›m ve yön flaflk›nl›¤› en çok reformist partiler ile demokratik, yurtsever gruplarda kendini gösteriyor. Bunlar›n etkili oldu¤u demokratik kitle örgütleri, sendikalar, ayd›n ve ilerici çevreler; sürecin ihtiyac› olarak flekillendirilmeye çal›fl›lan eylem ve direnifllerin süreklilefltirilmesi, etkin ve güçlü bir nitelik kazanabilmesinde sorunlu bir durufl sergiliyorlar. Bu durumun çözümlemesine kalk›flt›¤›m›zda karfl›m›za ilk önce Kemalizm meselesi ç›kmaktad›r. Türkiye’nin sosyo-ekonomik yap›s›n›n tahlilinde, Kemalizm’e devrimcilik, ilericilik, yurtseverlik gömle¤i giydiren her türden “sol” etiketli ak›m, 1946’ya kadar olan dönemin tamam›n› veya bir bölümünü emperyalizmden ar›nd›rma gafletine düflmektedir. Böylelikle, devletin yap›lanmas›, kurumlar›, ideolojik flekillenifli, emperyalistlerle iliflkilenifli ile s›n›flar›n

durumu, ulusal sorun ve di¤er meselelere iliflkin hatal›/çarp›k yaklafl›mlar ortaya ç›kmaktad›r. Çeflitli dönemlerde iflbafl›na gelen cuntac› generallerin gerçek Kemalist olmad›¤›, Mustafa Kemal’in yurtsever, ilerici, ulusal kurtuluflçu bir pafla oldu¤u z›rvalar›ndan vazgeçilmelidir. Bu sav, ‘68 döneminde, Revizyonist TKP’ten T‹P’e devrolunan ve MDD ile kabart›lan çizginin etkisini üzerinden atamam›fl Dev-Genç’lileri bile sarmalayabilmiflti. Gürsel, Ta¤maç, Madano¤lu, Türün, Evren, Gürefl, K›vr›ko¤lu, Karaday›, Özkök, Büyükan›t, Baflbu¤ vd. vd. aras›nda “Kemalistlik” konusunda s›ralama ve k›yas yapmaya kalkanlar, Erdo¤an, Bahçeli ve Baykal’›n oyunca¤› haline gelmektedir... 22 Temmuz’a do¤ru yol al›n›rken, c.baflkanl›¤› seçimi krizi üzerinden CHP’nin bafl›n› çekti¤i laikçi kesim ile AKP aras›nda süre giden dalaflta ifllenen, fleriat ve darbe “tehlikeleri” seçim atmosferinde rol oynam›fl, bir dizi di¤er faktörün etkisiyle seçimlerden AKP zaferle ç›km›flt›. Her iki “tehlike” üzerinden yarat›lmaya çal›fl›lan gündemin suni oldu¤una dikkat çekerek, TSK ad›na verilen e-muht›ran›n da dostlar al›flveriflte görsün misali, “sözde” bir nitelik tafl›d›¤›ndan bahsetmifl, “Nitekim e-muht›ra, kendi içindeki bir çat›flmaya yönelik mesaj ve/veya AKP kli¤i ile yürüttükleri dalaflta a¤›rl›¤› ve karfl›l›¤› olmayan bir hamle olarak okunmal›d›r.” demifltik.

de efendilerinin kendisine verdi¤i görevleri yerine getirmek amac›yla geçti¤imiz hafta içinde Ankara’ya ziyarette bulundu. ABD emperyalizminin ç›kmaz içinde kald›¤› ve tüm dünyan›n tepkisini çeken Irak iflgalinde oynad›klar› rolle iflbirlikçi

kilde destek verdi¤i, AB Büyükelçili¤iyle Ba¤dat’ta yapt›¤› toplant›larda TC’ye övgüler dizdi¤i, her f›rsatta TC’ye olan sevgisini ifade etti¤i bilinmekteydi. Bu nedenle bölgeye yönelik daha uzun dönemli planlarda ortaklaflmak amac›yla ABD yö-

giden, kendisini karfl›lamad›¤› halde askere özel teflekkürler sunan Talabani iflbirlikçi yönünü her f›rsatta aç›k ederken PKK’den de “ortak bir bela” olarak bahsetmifl ve PKK’nin silahlar› b›rakmas› için her türlü çabay› gösterece¤ini ifade etmifltir. Yine yan›nda getirdi¤i üst düzey bakanlarla enerji ve petrol baflta olmak üzere ticari konularda da iflbirli¤ine aç›k oldu¤unu ilan ederek bölge halklar›n›n ç›karlar›na

Talabani efendilerinin kendisine verdi¤i görevleri yerine getirmek amac›yla geçti¤imiz hafta içinde Ankara’ya ziyarette bulundu. Ziyaretinde TC’den övgüyle bahseden, An›tkabir’e giden, kendisini karfl›lamad›¤› halde askere özel teflekkürler sunan Talabani, PKK’den de “ortak bir bela” olarak bahsetti. ayk›r› olan hemen her konuda saf›n› net flekilde ortaya koymufltur.

yönlerini kan›tlayan ve hizmetlerinin karfl›l›¤›nda iflbirlikçi yönetimde söz sahibi olan ve Irak Kürdistan›’nda daha serbest hareket eden Barzani ve Talabani de PKK’nin zay›flat›lmas› ve silahs›zland›r›larak etkisizlefltirilmesi konusunda ABD emperyalizmi ve TC’yle görüfl birli¤i içindedir. Özellikle Talabani’nin TC devletine iflgal s›ras›nda aç›k fle-

Bugün AKP ile TSK’n›n türban konusundan bafllay›p Irak Kürdistan’›na yönelik hava-kara sald›r›lar› ve iflgal harekatlar›na uzanan iflbirli¤i ile fiemdinli’den Ergenekon’a geniflleyen derin halvet durumlar›; CHP ile MHP karfl›s›ndaki ihanetli salvolara varan saf tutuflla doru¤a ç›k›nca, ne yapaca¤›n› bilemeyen, “ezberleri bozulup” pusulay› flafl›ranlar›n say›s› tavana vurmufl bulunuyor. Bunun bafll›ca sebebi, yukar›da iflaret etmeye çal›flt›¤›m›z “devlet” olgusuna iliflkin s›n›fsal yaklafl›m sorunudur. Emperyalizmi ABD’den ibaret görenler nas›l ekonomideki (dolay›s›yla siyasetteki) a¤›rl›¤› en az onun kadar güçlü olan AB’li emperyalistlerin rolünü ›skal›yorsa, faflizmi devlet biçimi olarak kabul etmeyenler de mücadelelerini hükümet partisine göre ayarlama yanl›fl›na düflmektedir. Ha keza faflist kimli¤i söylem biçimine göre tan›mlama hatas›, öteden beri ülkemizde yaln›zca MHP ve türdefli partileri “faflist” görme yan›lsamas›na yol açm›flt›r. Bu sayede, DPAP-DYP-ANAP gelene¤i hiçbir zaman do¤ru dürüst faflist olarak adland›r›lmam›flt›r. MSP-RP-FP-SP-AKP hep gericifleriatç› partiler olageldi. CHP-HP-SHPDSP’ye ise faflist demeye kimsenin dili varmad›. Ne zamanki bütün bu hâkim s›n›f partileri, bizzat “a¤›r tekzip pratikleri” sergiler oldular, bir k›s›m devrimci, ilerici çevreler, özelefltiri vermeksizin birer ikifler s›fat de¤ifltirme yoluna gittiler. Yine de bir bütün olarak bütün bu konulara yaklafl›mda tutars›zl›k, kavram kargaflal›¤›, anlay›fl ve yaklafl›m bozuklu¤u sürüp gitmektedir… Devleti meydana getiren kurumlar aras›ndaki iliflki do¤ru biçimde çözümlenemedi. MGK’n›n pozisyonu, anayasan›n ve yasalar›n ifllevi, TSK’n›n devlet yap›lanmas›ndaki yeri, parlamentonun, yarg› kurumlar›n›n, hükümetin, siyasi partilerin konumu ve a¤›rl›¤›, bu arada

netiminin bilgisi ve talebi do¤rultusunda Talabani ile Abdullah Gül bir araya gelmifl ve Talabani Irakl› Kürt lider ve afliret reisi s›fat›ndan Irak Cumhurbaflkan› s›fat›na TC’nin nezdinde yükselmifltir. Ankara’ya ziyaretinde de TC’den övgüyle bahseden, programda olmad›¤› halde An›tkabir’e

TÜS‹AD, TOBB, T‹SK gibi kurulufllar ile iliflkiler sürekli birbirine kar›flt›r›ld›. Dolay›s›yla bütün bu kurumlar aras›nda meydana gelen çeliflki ve iliflkilerden, t›pk› para-medyadaki köfle yazarlar› ve TV yorumcular› gibi türlü senaryolar üretildi, yaz›lmaya ve yarat›lmaya devam ediliyor… Dün TSK’n›n yay›nlad›¤› “e-muht›ra”ya derin anlamlar yükleyenler, bugün de Yarg›tay baflsavc›l›¤›n›n AKP ile ilgili açt›¤› kapatma davas›ndan olmad›k sonuçlar ç›kar›yorlar. Devlete ait temel kurumlardan birisini oluflturan yarg›, her fleyden önce parçal› yap›s› ile kendi bafl›na bir organ de¤ildir. ‹kincisi, resmi ideoloji ile flekillendirilmifl ve donat›lm›fl olup mevcut yasalar çerçevesinde egemen s›n›flar›n ç›karlar›n› korumakla ifllevlendirilmifltir. Hâkim s›n›f klikleri, kendi aralar›ndaki mücadelede de, yarg›y› oluflturan kurumlar üzerinde etkinlik kurduklar› oranda, bu mevzileri sonuna kadar kullanmaktad›r. Geçmiflte, gerek Anayasa Mahkemesi arac›l›¤›yla verilen parti kapatma kararlar› ve yüce divan “mahkumiyetleri”, gerekse de çeflitli dereceden mahkemeler arac›l›¤›yla yap›lan cezaland›rmalar neticesinde yasaklamalardan idamlara varan uygulamalar bunlara örneklerdir. Yarg›tay baflsavc›s›n›n kapatma davas› açmas›, kara harekât›/iflgali bozgunuyla köfleye s›k›flan ve devam›nda SSGSS tasar›s›na yönelik giderek büyüyen iflçi-kitle muhalefeti karfl›s›nda bunalan AKP için gündemi de¤ifltirme ve “ma¤dur” edebiyat›yla koflullar› lehine çevirme f›rsat› sunma bak›m›ndan, “dan›fl›kl›l›k” senaryolar› da yazd›racak kadar yararl› bir ifl olmufltur. Ne var ki, kimi çevrelerce yerel seçimlere kadar kullanabilece¤i denli yüklü bir kredi elde etti¤inden söz edilen AKP’nin o kadar “flansl›” oldu¤unu söyleyebilmek, ancak ulusal sorun ve ifl-

Talabani’nin bu tutumu operasyondan moral bozuklu¤u ile ç›kan TC taraf›ndan övgüyle karfl›lanm›fl ve PKK’nin diplomatik yollardan tasfiye edilece¤i düflüncesi yeniden a¤›rl›k kazanm›flt›r. Talabani’nin Barzani ile de ortak düflündü¤ünü ifade etmesi ve PKK’ye yönelik bölgesel yönetimin uygulad›¤› ambargo ve bask›lar da Leyla Zana’n›n ilan etti¤i gibi Barzani ile Talabani’nin Kürt halk› için yoldafl de¤il, kendisi-

çi-emekçi gündeminin gerçek boyutlar›n› kavramamakla mümkündür. Dahas›, her iki gündemin de yerel seçimlere do¤ru çok daha ivme kazanarak akan bir yön alaca¤›n› öngörmemekle de yak›ndan ilgilidir. Ulusal sorunla ilgili süreçte, “s›n›r ötesi” harekât tam bir fiyasko ve bozgun ile neticelenmifl, hâkim s›n›f klikleri bu kez TSK’n›n da polemiklere bulaflt›r›ld›¤› biçimiyle birbirlerine düflmüfllerdir. Di¤er yandan süreç sürprizlere izin vermeksizin ifllemektedir. ABD’li generallerin (Odierno, Fallon), “PKK’lilerle masaya oturulmal›”, “uzlafl›” mesajlar› duymamazl›ktan gelinse, Talabani’nin gelifli “çal›flma ziyareti” ad› alt›nda düflük dozda enjekte edilmeye çal›fl›lsa da, DTP’lilerle c.baflkan›, meclis baflkan› ve Cemil Çiçek (önemli flahsiyet!) düzeyinde kabuller gerçekleflmifl, görüflme tenezzülünde bulunmama rolünü üstlenen T.Erdo¤an ise ABD gazetelerinde (New York Times, 12.03.08) “gayr›-resmi” çözüm paketinin bir bölümünü “a¤z›ndan kaç›rarak” 12 milyar dolarl›k yat›r›m planlar›ndan, TV yay›nlar›ndan, vd. hesaplardan söz etmifltir. Ne var ki, pek tabii olarak Kürt ulusundan halk›m›za yönelik sald›r›lar, HPG’li gerillalara yönelik imha operasyonlar› tüm h›z›yla devam etmektedir… ‹flçi hareketi, bendini iki yönlü zorlama e¤ilimindedir. Birincisi, AKP’nin hükümet etti¤i egemen s›n›flar›n emperyalist programlar do¤rultusunda dayatt›¤›, özellefltirme, tafleronlaflt›rma, esnek üretim, sendikas›zlaflt›rma politikalar›na karfl› mücadele alan›nda. Bu alanda metropollerden dalga dalga yay›lan kriz sarmal›n›n tetikledi¤i sald›r›lar pefl pefle gelmektedir. ‹flçi s›n›f›n›n ne soluk alacak hali, ne geriye yaslanacak durumu, ne de daha fazla taviz verecek koflulu kalm›flt›r. ‹kincisi, s›n›f

ne zulüm uygulayan düflmanlar›yla hareket eden iflbirlikçiler oldu¤unu bir kez daha kan›tlamaktad›r. Ayn› dönemde ABD gazetelerine aç›klama yapan Erdo¤an’›n siyasi çözümden ve ekonomik plandan bahsetmesi ve T. Kürdistan›’na yönelik bir gezi planlamas› da sistemin silah bafl›nda yenemedi¤i Ulusal Hareket’i ABD emperyalizminin ve Irak’taki iflbirlikçilerinin deste¤ini de ard›na alarak masa bafl›nda yenmeyi hedefledi¤ini ve temel güvencelerinin Ulusal Hareket’in silahl› mücadeleyi tali plana iten bar›fl çizgisi oldu¤unu göstermektedir. ABD emperyalizminin plan›nda, meselenin kültürel-bireysel haklar boyutuyla ele al›naca¤›, Erdo¤an’›n da Kürtçe kanal ve ekonomik yat›r›m vb. önerilerde bulunaca¤› medyada ç›kan haberler aras›nda. Kürt ulusal sorununun böylesi k›smi haklarla çözülmesinin mümkün olmad›¤› aç›kt›r. Kürt ulusu y›llard›r kendi ulusal kimli¤inin tan›nmas› ve üzerinde uygulanan asimilasyon-inkar ve imha politikalar›n›n kald›r›lmas› için büyük bedeller ödemektedir. Kürt ulusu ancak kendi kaderini tayin hakk›n› kulland›¤›nda, seçimini bir ulus olarak özgürce yapabildi¤i zaman kendisi için en uygun yolu bulacakt›r. Bunun d›fl›nda meselenin ulusal de¤il de bireysel haklarla çözümlenmeye çal›fl›lmas› uzun vadede Kürt ulusunun ç›karlar›na ayk›r› sonuçlar ortaya ç›karacakt›r. Tüm ilerici güçlerin bu konuda gereken dikkati göstermesi ve çözümü emperyalizmin planlar›nda aramamas› halk›m›z›n yarar›na olacakt›r.

örgütlerinin tepesine çöreklenmifl, sendikal a¤› ihanet çemberiyle kuflatm›fl faflist, gerici, iflbirlikçi yönetimler ile hesaplaflma alan›nda. “Emek platformu” isimli yasak savma merciine 2 saatlik direnifl karar› ald›ran, her iki alandaki bas›nçt›r. Bu bas›nç, önlenmesi her geçen gün daha da zorlaflan bir biçimde artmaktad›r… fiimdi süreç, Newroz’dan 1 May›s’a do¤ru akmaktad›r. Devrimci, demokrat, yurtsever güçlerin, bu dinamikleri buluflturan ve birlikte büyüten bir zemin oluflturmas›, günün görevi olarak öne ç›km›flt›r. Bu buluflman›n önünde engel teflkil edebilecek anlay›fllarla hesaplaflma içerisine girilmeli, grupçu, floven yaklafl›mlar mahkûm edilmelidir. Yak›n dönemde yaflananlar, emperyalizme karfl› duruflta ar›zal› olan çevrelerin durumlar›n› sorgulamalar› aç›s›ndan önemli dersler sunmufltur. Ayn› flekilde, politikalar›na ulusal sorunla ilgili sosyal-floven karalt›lar düflürenler de kendilerini gözden geçirmelidir. 1 May›s, o güne b›rak›lmayacak kadar önemine uygun bir süreç olarak örülmelidir. 2008 1 May›s›, dönemin a¤›rl›¤›ndan ötürü, ciddi bir hesaplaflma kapsam›nda ele al›nmal›d›r. Gelinen aflamada 1 May›s, çat›flan güçler cephesinde moral üstünlü¤ün sa¤lanmas› bak›m›ndan kritik bir eflik konumuna gelmifltir. Hemen her sene geçerli olan bu durum 2008 için fazlas›yla böyle okunmal›d›r. Faflist diktatörlü¤ün bunun bilincinde hareket edece¤ine kimsenin flüphesi olmamal›d›r. Komünist ve devrimci güçler aç›s›ndan, s›n›f mücadelesinin son y›llara göre daha hareketli ve diri/canl› hale gelmifl durumdaki dinamiklerini do¤ru yöne kanalize etme konusunda, inisiyatif üstlenme sorumlulu¤uyla hareket etme görevi vard›r.


İşçi-köylü 4

İşçi/köylü

21 Mart-3 Nisan 2008

AKP’nin “yoksullukla mücadele”sinin arkas›ndaki gerçekler! AKP hükümete geldi¤i ilk günden bugüne sürekli ekonominin iyiye gitti¤ini, her geçen y›l ne kadar geliflme sa¤lad›klar›n› anlat›p duruyor. Bununla beraber sermaye çevreleri de bu konunun bir parças› olarak AKP’nin ekonomik istikrar› sa¤lad›¤›n› bunun devam etmesi gerekti¤ini her f›rsatta ifade ederek AKP’ye olan destek ve güvenlerinin sürdü¤ünü vurguluyorlar. Sermaye cephesinden bak›ld›¤›nda aradan geçen bu 4–5 y›lda her geçen gün daha da zenginlefltikleri bir gerçek. Ayn› sürece emekçiler ve yoksul halk cephesinden bakt›¤›m›zda ise karfl›m›za farkl› bir tablonun ç›kt›¤›n› görürüz. Yap›lan özellefltirmelerle, ifl güvenli¤ini ortadan kald›ran yasalarla, köylülü¤e dönük tasfiyeci uygulamalarla her geçen gün daha yoksullaflt›¤›n› görürüz. Gelinen aflamada AKP hükümeti ekonomik olarak birçok “olumlu” geliflmeyi s›ralad›ktan sonra, iflsizli¤i çözemediklerini ama yeni dönemde bu sorunu da çözeceklerini ve kifli bafl›na düflen milli gelirin 10 bin dolara ç›kaca¤›n› vaat ediyor. En baflta flu sorular› sormakta fayda var, AKP’nin yoksullukla mücadele için bir program›-anlay›fl› var m›? Yoksa tam tersi, var olan yoksullu¤u kan›ksatan ve daha da kal›c› hale getiren politikalar m› uyguluyor? Büyük bir ço¤unluk do¤ru olan›n ikincisi oldu¤unda te-

Yap› Yol-Sen ifl b›rakt›! Yap› Yol Sen, otoyol çal›flanlar›n›n fiili hizmet zamm›ndan yararland›r›lmas›, köprüler ve otoyollar›n›n ücretsiz olmas›, özellefltirmenin durdurulmas› iller bankas›n›n kapat›lmamas› talebiyle ifl yavafllatt›. 12 Mart günü Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlükleri, ‹ller Bankas›, Afet ‹flleri otoyol ve köprülerde çal›flan Yap› Yol-Sen üyesi iflçiler Bay›nd›rl›k Bakanl›¤› önünde biraraya gelerek taleplerini dile getirdi. ‹stanbul’da Kurtköy, Mahmutbey ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü giflelerinde ifl yavafllatan iflçiler haklar›n› istedi. Fatih Sultan Mehmet köprüsü giflelerinde yap›lan eylemde konuflan Yap› YolSen ‹stanbul fiube Baflkan› Çetin Dinçer birçok iflkolunda döner sermaye gelirlerinden çal›flanlara pay verildi¤ini, kendi ifl kollar›nda çal›flanlar›n di¤er kurumlar içinde en az maafl alan kesimi oluflturdu¤unu dile getirdi. Eyleme HaberSen 8 No’lu, tez Koop-‹fl 2 No’lu fiube, Genel-‹fl Anadolu yakas› 3 No’lu fiube de destek verdi. ‹fl yavafllatma eylemi s›ras›nda giflelerde uzun kuyruklar›n olufltu¤u dikkat çekti.

reddüt etmeyecektir. Peki, durum buysa AKP nas›l oluyor da yoksullukla mücadele etti¤ini toplumun genifl kesimlerine “kabul ettirmeyi” baflar›yor. Burada, baflka bir dizi etmenin yan›nda devreye yoksullukla mücadele ad› alt›nda halka da¤›t›lan çeflitli yard›mlar devreye giriyor. K›fl öncesi da¤›t›lan kömürler, okullar aç›l›rken da¤›t›lan kitap, k›rtasiye malzemeleri, düzenli aral›klarla da¤›t›lan erzak paketleri vb. AKP’nin “yoksullukla mücadele” için yapt›klar›d›r. AKP ayn› zamanda kendine yak›n dernek ve çevrelere de bu tür yard›m-

yor, getiriliyor. Böylece daha kolay yönlendirilir duruma sokuluyorlar. AKP’nin yoksullukla mücadele olarak ortaya koydu¤u bu uygulamalardan anlafl›laca¤› üzere, yoksullu¤un ve sefaletin yarat›c›lar›n›n temsilcilerinin as›l görevi yoksullu¤u, sefaleti ortadan kald›rmak de¤il, onu gizlemek, yok saymak ve kan›ksatmakt›r. fiu bir gerçek ki, ezilenlerin ve ezenlerin ç›kar› her zaman birbiriyle ters orant›l›d›r. Egemen s›n›flar›n temsilcisi olan faflist AKP’nin de egemenlerin ç›karlar› d›fl›nda tek bir ad›m bile atamayaca¤› ortada oldu¤una göre AKP’den böyle bir ad›m beklemek hayal olur. Bu noktada yap›lmas› gereken halk›nemekçilerin kendi sorunlar›na sahip ç›kmas›n› ve bu çerçevede ad›mlar atmas›n› sa¤lamakt›r. Yaflanan pratik sorunlardan emekçi kitleler belli boyutlar›yla sorunun kayna¤›n› görebilse de uygulanan birçok politika sonucu çözüm noktas›nda yolunu bulmada yetersiz bir durumdad›r. Bu çözüm yolunu ona gösterecek olan, mücadeleye sevk edecek olan bizleriz. Kitlelerin içinde kitlelerle birlikte, kitlelerin somut sorun ve talepleri çerçevesinde harekete geçildi¤inde bu gücün karfl›s›nda hiçbir gücün ve engelin duramayaca¤› bilinciyle kitlelerle olan ba¤lar›m›z› do¤ru politika ve araçlarla güçlendirmeliyiz.

Tersane ifl flç çisi eylemlerini sürdürüyor Tersane iflçileri, 27 ve 28 fiubat tarihlerinde gerçeklefltirdikleri grevin ard›ndan hak alma mücadelesine ara vermedi. 10 Mart günü Ada Tersanesi önünde Limter-‹fl taraf›ndan örgütlenerek yap›lan bas›n aç›klamas›yla, bir kez daha tersanelerdeki kurals›zl›¤›n kald›r›lmas› talep edilirken, kurals›z ve esnek çal›flman›n hakim oldu¤u ve ölümlerin art arda yafland›¤› tersanelerde, patronlar›n hala kurals›z ve yasa d›fl›l›¤a devam ettikleri vurguland›. Aç›klamada ayr›ca, A¤›r ve Tehlikeli ‹flkolu Yönetmeli¤i gere¤i çal›flma saati 7.5 olmas› gerekirken, hala uzun çal›flma saatlerinin uyguland›¤› da belirtilerek, GEMAK’ta, RMK’da ve Tuzla Gemi’de 7.5 saat uygula-

mas›na geçildi¤i ve ayn› uygulaman›n di¤er tüm tersanelerde de acil olarak uygulanmas› gerekti¤inin alt› çizildi. 13 Mart’ta Tuzla Gemi Tersanesi’nde tafleronda çal›flan Yüksel Özdemir adl› iflçinin 20 metre yüksekten düflerek a¤›r yaralanmas› ve Amerikan band›ral› Liberity Star adl› gemide 6 iflçinin zehirlenmesi, 14 Mart günü ise Gisan Tersanesi’nde Çetin Demir adl› iflçinin forklift çarpmas› sonucu a¤›r yaralanmas› üzerine, tekrar harekete geçen tersane iflçileri, 15 Mart günü de bir eylem gerçeklefltirdiler. Emekli-Sen Kartal fiubesi, Deri-‹fl Sendikas› Tuzla fiubesi ve çok say›da kurumun destek verdi¤i bir bas›n aç›klamas› biçiminde gerçekleflen

eylemde yap›lan aç›klamada, “Y›llard›r kurals›z, yasa d›fl›, kölece çal›flma koflullar›na ve ifl cinayetlerine karfl› onlarca de¤il yüzlerce eylem yapt›k. Tersane ve devlet yetkililerini uyard›k. Ama tersane patronlar› bildiklerini okuyor, yasad›fl› çal›flt›rmaktan vazgeçmek istemiyorlar” denildi ve iflçilerin göz göre göre ölüme gönderildi¤i vurguland›. Aç›klama, “Tersane iflçileri buna asla müsaade etmeyeceklerdir. Tersane patronlar› gerçek anlamda çözüm istiyorlarsa çözüm önerilerimiz orta yerde durmaktad›r. Çözüm önerilerimiz G‹SB‹R’e sunulmufltur. Taleplerimiz derhal yerine getirilmesi gereken taleplerdir ve de yasalarda mevcuttur” sözleriyle bitirildi. (Kartal)

S C T i fl flç çileri grevlerinin 3. y›l›n› kutlad› Mersin’in Tarsus ilçesinde 2006 y›l›nda SCT Orturbo Filtre Fabrikas› iflçilerinin bafllatt›¤› grevin 3. y›l›na girmesi Adana SCT ‹flçileri ile Dayan›flma Platformu taraf›ndan düzenlenen flenlikle kutland›. “GSS’ye karfl› genel grev genel direnifl”, “Kahrolsun ücretli kölelik” ve “SCT Orturbo iflçileri yaln›z de¤ildir” yaz›l› pankartlar as›lan solonda s›k s›k “‹flçilerin inad› sermayeyi yenecek”, “‹flçiler yürüyor dayan›flma büyüyor” ve “Gün gelecek AKP halka hesap verecek” sloganlar› at›ld›. Platform Sözcüsü fiiyar R›flvano¤lu, iflçilerin direniflinin suni gündemlerle unutturulmaya çal›fl›ld›¤›n› belirterek “Ancak, SCT iflçilerinin direnifli unutulmaya karfl› örnek olacakt›r. Ülkede ezilen tüm kesimler birlik olmal›d›r” dedi. Daha sonra söz alan Birleflik Metal ‹fl Anadolu fiube Baflkan› Rasim

Emekçinin Gündemi Program›m›z prati¤imize k›lavuz, yönelimimize ›fl›k tutsun! ‹flçi s›n›f› ve emekçilere yönelik kapsaml› sald›r›lar›n daha fazla gündeme getirildi¤i bu dönemde, her biri ezilenleri geleceksizli¤e mahkum etme anlam›nda oldukça önemlidir. Sald›r›n›n kapsam ve boyutunu yar›n yaflad›kça daha fazla anlayacak olan emekçilerin mayalanan öfkesi, tam da y›k›m›n etkilerinin daha fazla hissedilmeye baflland›¤› bu dönemlerde patlama noktas›n› gösterecektir. ‹flçi s›n›f›n›n mücadelesinde önemli birikim ve deneyimler yaratan Devrimci Demokratik Sendikal Birlik (DDSB), yaratt›¤› birikimlerin ›fl›¤›nda bugüne ve yar›na ›fl›k tutmas› hedefiyle program›n› tart›flmaktad›r. Bulundu¤u alanlarda ortaya koydu¤u duruflla iflçi s›n›f›n›n mücadelesine mütevazi, fakat bir o kadar da anlaml› notlar düflen DDSB Program› kuflkusuz bu gelene¤in üzerinden yürüyerek, onu büyütme ve daha ileri tafl›man›n ad›mlar›n›n at›lmas›na

lar yapmalar› için birçok imkân yaratm›flt›r. Bugün bu uygulamalar›yla AKP, devletin yerine getirmesi gereken kimi toplumsal görevleri de ortadan kald›r›yor. Devletin kamusal kurulufllar›nda büyük bir tasfiyeye gidilirken oluflan bofllu¤u doldurmak ve tasfiye sürecinin yolunda gitmesini sa¤layacak k›r›nt›lara da ihtiyaç vard›. Bu yönüyle de AKP “hay›rseverlik” olarak gösterdi¤i yard›mlarla hem devletin kamusal görevleri, iflletmeleri bütünüyle tasfiyeye u¤rat›l›rken halk›n tepkileri engelleniyor hem de daha az bütçe gerektiren ama

halka do¤rudan ulaflan yöntemlerle yeni bir “yoksullukla mücadele” tarz› oturtuyor. Yoksullukla mücadelenin, halk›n al›m gücünün artmas› ile halk›n kendi ihtiyaçlar›n› kendisinin çal›flarak, üreterek karfl›lamas› ile olaca¤›n› herkes kabul eder. Bunlar›n yap›lmad›¤› yerde yoksullukla mücadeleden bahsetmenin anlams›zl›¤› ortadad›r. ‹flsizler ordusunun elemanlar›n›n her geçen gün artt›¤›, çal›flanlar›n üzerindeki bask›lar›n devam etti¤i, ifl güvencesinin ortadan kald›r›ld›¤›, emekçilerin sefalet ücretlerine mahkûm edildi¤i, köylülerin üretemez hale getirildi¤i, ürün ekebilenlerin masraflar›n› dahi karfl›layamad›¤› bir tabloda yoksullukla mücadele edildi¤ini söylemenin havanda su dövmekten fark› olmad›¤› ortadad›r. ‹fl bulmak umudunu kesmifl milyonlar›n oldu¤u, çal›flanlar›n ald›¤› ücretin ev kiras›n› bile karfl›lamad›¤› bir gerçeklik karfl›s›nda bu yard›mlar›n toplumun genifl kesiminde olumlu bir uygulama olarak görülmesi, umut ba¤lanmas› anlafl›l›rd›r. Bu uygulamalar sadece yoksullu¤un maskelenmesine ve kan›ksanmas›na yol açm›yor ayn› zamanda birçok olumlu toplumsal de¤erimizi erozyona u¤rat›yor, yozlaflt›r›yor. Halk›m›z yoksulluk ve çaresizlikten bu yard›mlar› almak için birbirini ezer hale getiriliyor. Kitleler anl›k-günlük ihtiyaçlar›n› karfl›lamak umuduyla bu yard›mlara ba¤l› hale geli-

hizmet edecektir. S›n›flar mücadelesinde durmas› gerekti¤i yerin anlafl›lmas›na katk› sunacak olan program›, iflçi s›n›f› ve emekçilere maledebildi¤imiz oranda de¤er ve anlam kazanaca¤›n› bilerek sürece yaklaflmak oldukça önemlidir. Kazl›çeflme’nin direnme gelene¤ini Tuzla havzas›nda büyüten ve hayata geçiren DDSB anlay›fl›n›n, do¤ru bir flekilde uyguland›¤›nda nas›l bir gelenek yaratt›¤›n› herkes bilmektedir. Do¤ru politika ve örgütlenme çal›flmas› ile yakalanan kitlesellikle, iflçi s›n›f›na yönelik sald›r›lara karfl› önemli direnifller yarat›lm›fl ve bunlar iflçi s›n›f›n›n mücadele gelene¤ine önemli notlar›n düflülmesine neden olmufltur. S›n›f dayan›flmas›na örnek oluflturan pratiklerinin yan› s›ra, toplumun tüm kesimlerine yönelik sald›r›lara karfl› en anlaml› tav›r yine bu anlay›fl›n öncülü¤ünde al›n-

Gündal ise iflçilerin bir aile oldu¤unu belirterek, kendilerinin de ailenin bir parças› olduklar›n› ve greve sonuna kadar destek sunacaklar›n› belirtti.

m›flt›r. 1996 hapishaneler sald›r›s›na karfl›, ifl b›rakma eylemi gerçeklefltiren yine s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›n›n yön verdi¤i pratik hatt›n kendisinde olmufltur. Bu durufl ve tutum ise ayn› zamanda ülkemizde s›n›f sendikac›¤› anlay›fl›n›n olmazsa olmazlar›n› gösteren bir yaklafl›m olarak kabul edilmelidir. Kuflkusuz yarat›lan bu birikimlerin kendisini s›n›f mücadelesinin o günkü koflullarda sahip oldu¤u özellikten, iflçi s›n›f›n›n dönemin bu tarzda flekillenmesi için ortaya koydu¤u iradeden ba¤›ms›z ve kopuk de¤erlendiremeyiz. Sendikalar›n bugünkü mevcut erime ve kan kay›plar› sar›, bürokrat vb. olmalar› de¤il ayn› zamanda iflçi s›n›f›n›n kimli¤inde yaflanan erezyonla da direk ba¤lant›l› ve alakal›d›r. Bu anlamda s›n›f mücadelesinin bugünkü koflullar›nda tek bafl›na örgütlenme di¤er bir ifadeyle sendikalaflma, kazan›lm›fl haklar için harekete geçirme genel perspektifinden öte, daha kapsaml› analizlere, mevcut profilin tan›mlanmas›na ciddi anlamda ihtiyaç vard›r. Hakim s›n›flar›n bugün milliyetçilik zehrini ciddi boyutlarda ak›tt›¤› bu kesim, ekmek ve özgürlük mücadelesin-

SCT Filtre Fabrikas› iflçilerinden Ümmühan Do¤an ise küçük k›z› ile yapt›¤› konuflmada 2 y›l boyunca grevde olduklar› zaman süresince maddi s›k›nt› çektiklerini ifade ederek “Biz nöbet tutu¤umuz fabrikan›n önünde biten otlardan yemek yap›yoruz. Bunun için sendika ve platformlardan maddi yard›m bekliyoruz” diye konufltu. Son olarak SCT iflçileri sözcüsü Erdinç Tömük, iflverenle yap›lan görüflmelerde iflverenin gün gittikçe geri ad›m att›¤›n› söyledi. Her fleye ra¤men patronun taleplerini kabul etmedi¤i sürece çal›flmay› kabul etmeyeceklerini söyleyen Tömük “Bu grev 2 de¤il 12 y›l da sürse yine de çal›flmayaca¤›z” dedi. Konuflmalar›n ard›ndan SCT grevini anlatan sinevizyon gösterimi ve müzik dinletisi sunuldu. (H. Merkezi)

de birlikte saf tuttuklar› oranda kaderlerinin de ortak, düflmanlar›n›n da ortak oldu¤unu anlayabilmektedir. Bu yüzden durgunlu¤un böylesine ciddi boyutlarda yafland›¤› böylesi dönemlerde direnifl ve grevler daha fazla önem ve anlam kazanmaktad›r. Oluflturulan program›n bugün ve yar›n aç›s›ndan anlam kazanmas› kuflkusuz s›n›f mücadelesinin prati¤i içinde olacakt›r. Ortaya konulan anlay›fl ve perspesktif pratikle bulufltu¤u oranda do¤rulu¤u kan›tlanacak ve ayn› oranda geliflim sa¤layacak, yetersizlikleri yine bu prati¤in içinde kendini tan›mlayacakt›r. ‹flçi s›n›f›n›n sermayeye karfl› yürüttü¤ü mücadelede önemli bir mevzi olan sendikalar, bugünkü aflamada bu rolü oynamaya da yerine getirme niteli¤ine sahip de¤ildir. ‹flbirlikçi ve sar› niteliklerinin kendini daha fazla gösterdi¤i günümüzde mevcut iradeyi aflacak bir iradenin flekillendirilmesi ve a盤a ç›kar›lmas› bir zorunluluktur. Gelinen aflamada saf tutmak yani emek ya da sermaye aras›nda bir tercih yapmak zorunlulu¤u mücadelenin bas›nc› ile bir zorunluluk

haline gelmifltir. Bu ayn› zamanda ideolojik zeminde de bir kap›flmay› ve kopuflu da dayatmaktad›r. Tart›flt›¤›m›z ve önümüzdeki döneme yön verecek olan program›m›z ayn› zamanda bu kap›flman›n maddi zeminini de yaratmal›d›r. Tart›flmalar› ve de¤erlendirme aflamas›nda hedeflenen çapta ve nitelikte tart›flmalar yürütülemese de iflçi s›n›f›n›n mevcut sorunlar›na kafa yormay› beraberinde getiren tart›flmalar› önümüzdeki dönem aç›s›ndan politik ve siyasi zemini daha güçlü bir flekilde yürütmek gerekir. 30 Mart günü yap›lacak kurultayla ilan edilecek program›m›z› yaflamla buluflturmak bizler aç›s›ndan öncelikli görev olmak zorundad›r. Do¤rular›m›z s›n›f mücadelesi prati¤inde büyüyecek, eksik ve yanl›fllar›m›z yine bu pratikte ortaya ç›kacakt›r. Bu anlamda yürüttü¤ümüz tart›flmalara bitti¤i anlay›fl›yla bakmayarak, mücadele prati¤i içinde sürekli tart›flmal› ve gelifltirmeliyiz. Bu süreç s›n›f sendikac›l›¤› anlay›fl›n› de¤il prati¤ini de gelifltirecek ve ileri tafl›yacakt›r. Bu perspektif ve yaklafl›mla kurultaya haz›rlanal›m!

‹lbek tekstil’de mücadeleye devam!

‹lbek Tekstil iflçilerinin alacaklar› için bafllatt›¤› direnifl bir ay› geride b›rakt›. ‹flçilerin alacaklar›n› ödememek için fabrikay› kapatan ve makineleri kaç›rmaya çal›flan patrona karfl› iflçiler fabrika önünde nöbet tutuyor. Patron ‹lyas Bektafl iflçileri toplayarak düzenledi¤i toplant›da iflçileri “Sizi kurflun ya¤muruna tutar›z, periflan ederiz” sözleriyle tehdit ediyor. Patronun tehditlerine karfl› “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar›n› hayk›ran iflçiler, kararl›l›klar›n› bir kez daha gösterdi. ‹flçiler tazminatlar›n› al›ncaya kadar direnifle devam edeceklerini dile getiriyor. (H. Merkezi)

Grev yapan Telekom iflçilerine hapis! Haber-‹fl Sendikas› taraf›ndan 2007 y›l›n›n Ekim ay›nda gerçeklefltirilen Türk Telekom grevi s›ras›nda gözalt›na al›nan iflçiler hapis cezas› ald›. Telekom iflçileri grev s›ras›nda fiber optik kablolara yönelik sabotaj gerçeklefltirdikleri iddias› ile gözalt›na al›nm›flt›. Diyarbak›r 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada aralar›nda Haber-‹fl Diyarbak›r fiube Baflkan› Salih Tafldemir’in de bulundu¤u 10 iflçiye “kanunun suç sayd›¤› fiili ifllemek için örgüt kurmak ve yönetmek”, “cebir ve tehdit kullanarak ifl ve çal›flma hürriyetini ihlal etmek”, “grev ve lokavt hallerinde iflverenin maliki veya kullan›m›nda olan tesis ve mallara zarar vermek”ten hapis cezas› verildi. Mahkeme Dafldemir’e 5 y›l 3 ay 15 gün hapis cezas› verilirken sendika üyesi Kaz›m Antar’a da 4 y›l 3 ay ceza verdi. Türk Telekom’da gerçekleflen ve kamuoyunda genifl yank› uyand›ran grev karfl›s›nda aciz kalan devlet sabotaj iddias› ile gözalt›na ald›¤› iflçilere hukuksuz bir flekilde hapis cezas› veriyor. (H. Merkezi)


İşçi-köylü 5

21 Mart-3 Nisan 2008

Narl› halk› jandarma sald›r›s›na u¤rad›

Kahramanmarafl’›n Pazarc›k ilçesinde Kat› At›k Depolama Tesisi’ne karfl› mücadele yürüten köylülerin direnifli sürüyor. Pazarc›k ilçesi Narl› Ovas›’nda kurulmas› planlanan tesis ile bölgenin yaflanmaz hale gelece¤ini dile getiren köylüler tepkilerini yapt›klar› eylemlerle duyuruyor. Köylülerin tesise karfl› yapt›klar› son eylem jandarman›n sald›r›s›na u¤rad›. Araptepe bölgesinde kurulacak tesisin yol çal›flmalar›na bafllanmas› üzerine Narl› halk› biraraya gelerek eylem yapt›. ‹fl makinelerinin önünü keserek çal›flmas›n› engelleyen köylülere jandarma sald›rd›. Çocuklar›n da bulundu¤u kitleye sald›ran jandarma, 15-20 kifliyi gözalt›na ald›. Biber gaz› ve coplarla sald›ran jandarma bir köylüyü de a¤›r yaralad›. Kitlenin da¤›lmamas›, kararl› duruflu üzerine köylülere yeniden sald›ran jandarma, 5 kifliyi daha gözalt›na ald›. Sald›r› üzerine köylüler Kahramanmarafl-GaziantepNarl› karayolunu trafi¤e kapatarak 1.5 saat boyunca trafi¤i kesti. Köylüler gözalt›na al›nanlar›n serbest b›rak›lmas›ndan sonra yolu trafi¤e açt›. (H. Merkezi)

“Gülnar’da nükleer santral lisans› iptal edilsin!”

Mersin Nükleer Karfl›t› Platform (NKP) üyeleri, AKP hükümetinin nükleer santraller kurma projesini, santral kurulmas› planlanan Gülnar’a ba¤l› Akkuyu beldesinde kefenli eylemle protesto ettiler. Mersin’den Gülnar’a gelen Mersin Nükleer Karfl›t› Platform üyesi grup, üzerlerine “tehlikelidir” iflaretinin yer ald›¤› beyaz önlükler giyerek, santral sahas›n›n girifline geldi. Herhangi bir çal›flman›n olmad›¤› ancak girifl ç›k›fl› yasaklanan sahada bekletilen güvenlik görevlileri, grubun santral alan› giriflinde aç›klama yapmalar›na izin vermedi. Bunun üzerine gruptakiler saha giriflinden 50 metre uzakl›kta bas›n aç›klamas› yapt›. Nükleer enerjinin d›fla ba¤›ml› ve pahal› bir enerji türü oldu¤unu söyleyen Platform sözcüsü Kamer Gülbeyaz, Türkiye’nin enerji krizinden kurtulmak için yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklar›na yönelmesi gerekti¤ine iflaret etti. Gülbeyaz; “32 y›l önce verilen yer lisans› derhal iptal edilmeli ve cennetten bir parça olan bu koy nükleer at›klara de¤il, turizme aç›lmal›d›r” dedi. (Mersin)

İşçi/köylü

Tütün rejisinden Bat rejisine... Son 10 y›l içinde özellikle AKP hükümetiyle daha fazla gündemleflen özellefltirme çabalar›, TEKEL’in BAT (British-American Tobacco) flirketine peflkefl çekilmesiyle art›k son s›n›r›na gelmifltir. TEKEL’i bu kadar gündemde tutan, tütün üretiminin ülkemizdeki ciddi ekonomik pay›d›r. Bu pay, dev uluslararas› flirketlerin ifltah›n› Osmanl›’dan beri kabartmaktad›r. Özellikle 1883 ve 1925 y›llar› aras›nda bu çokuluslu flirketler, Osmanl› ekonomisinde çok ciddi yeri olan tütün üretimini kontrol alt›na almak için sürekli çaba içinde olmufllard›r. Ve 1884 y›l›nda Osmanl›’n›n borç içinde oldu¤u dönemi f›rsat bilerek faaliyete bafllayan yabanc› flirketler kurumsallaflm›fl, tütün rejisi ad› alt›nda flirketleflmifl ve 40 y›la yak›n süre tütün üreticisi üzerinde bask› ve diktatörlük kurarak, köylüye ciddi sald›r›larda bulunmufltur. Bu dönemde tütün üretim ruhsat›n›n verilmesinde binbir zorluk ç›kararak üreticiyi b›kt›rm›fl, yar›m dönümden az topraklarda tütün üretimini yasaklam›fl ve üreticiyi tütünden gittikçe uzaklaflt›rm›flt›r. Tütünün ekonomideki pay› bugün de çokuluslu flirketlerin gözünü kamaflt›rmaya devam etmektedir. 9 Ocak 2002 tarihinde yürürlü¤e giren Tütün Yasas›’yla tütün üreticisi darbe alm›fl ve çokuluslu flirketlerin istedi¤i gibi bir yasa kabul edilmifltir. Bu yasayla TEKEL’in destek garantisi kald›r›lmakta ve sözleflmeli üretime geçifl sa¤lanmaya bafllamaktad›r. Yasayla birlikte çokuluslu flirketlerin belirledi¤i oranda ve yerlerde üretim yap›lacakt›r. ‹mzalanan sözleflmede üreticinin hiçbir söz hakk› bulunmamaktad›r. Fiyatlama da yine bu flirketlerin iste¤i do¤rultusunda yap›lmaktad›r. Ancak ekimden hasada kadar geçen süreçte yaflanacak iklimsel sorunlarda ve

bunun sonucu oluflacak zararda flirket, köylünün zarar›n› paylaflmamaktad›r. Yap›lan anlaflmada söz verilen iki avanstan ikincisi flayet istenilen hasad›n elde edilmeyece¤i öngörülüyorsa verilmeyerek, üretici zor durumda b›rak›lmaktad›r. Bu ve benzeri uygulamalarla flekerpancar›nda oldu¤u gibi üretimin düflürülmesi istenmektedir ve tütünü bitirerek ülke d›fl›ndan tütün ithal edilmesinin önünün aç›lmas› sa¤lanacakt›r.

üretimden çekilmifltir. Tütün üretiminde ciddi yeri olan Ege Bölgesi’nde 516 bin olan üretici say›s› 376 bine kadar düflmüfl ve aileleriyle birlikte bakt›¤›m›zda 500 binden fazla kifli tütünden elini çekip, göç etmek zorunda kalm›fl ya da daha farkl› tar›msal ürünlere yönelmifl ve her halükarda yoksullaflm›flt›r. Dayat›lan sözleflmeler üreticinin gözünü ciddi oranda korkutmakta ve üretimden kaç›rmaktad›r. Bu nedenle TEKEL’in sözleflme dönemlerine yeterince ilgi gösterilmemifl ve

m›flt›r.

Alternatif ürün yalan›! Karadeniz, Ege, Güney ve Do¤u Anadolu’da yayg›n olan tütün üretimini engellemek için sistem alternatif ürünleri desteklemektedir. Üreticiyi alternatif ürüne yöneltmek için Dünya Bankas›’ndan gelen deste¤in önemli bir pay› alternatif ürünlere ayr›lm›flt›r. Bu ürünlerde de 3 y›l destek verilmekte ard›ndan bu destek de kald›r›lmaktad›r. Ülkedeki tütünün ekonomik hacminin 12 milyar dolarla dünyan›n 5. büyük pazar› konumda olmas›na ra¤men TEKEL zay›flat›larak pay› % 32’lere düflürülmüfl, teknolojik anlamda yenilenmeyip özellefl-

karfl› ç›kacak gücü kalmayacakt›r. fiirketlerin ise istedi¤i kadar üretim yap›l›p istedi¤i fiyattan almas› mümkün olacakt›r.

Köylü düflman› BAT Bu özellefltirmeyle birlikte binlerce insan›n iflsiz kalmas›, çok say›da üreticinin üretimden kopmas› beklenmektedir. fieker pancar›, f›nd›k gibi ülke ekonomisi aç›s›ndan büyük öneme sahip olan ürünlerde de benzeri flekilde kamusal fabrikalar özellefltirilmekte, kotalar konulmakta ve küçük üreticinin aleyhinde büyük toprak sahiplerine yeni olanaklar sa¤layan düzenlemeler yap›lmaktad›r. Bugün TEKEL’i sat›n alan BAT’›n

Tütünün ekonomideki pay› çokuluslu flirketlerin gözünü kamaflt›rmaya devam etmektedir. Bunun sonucunda 9 Ocak 2002 tarihinde yürürlü¤e giren tütün yasas›yla tütün üreticisi darbe alm›fl ve çokuluslu flirketlerin tam istedi¤i gibi bir yasa kabul edilmifltir.

Bu durum üreticiyi etkiledi¤i gibi, özel küçük sektörü de zor durumda b›rakmaktad›r. Yasayla beraber çokuluslu firmalar›n etkinli¤i artmakta ve özelikle Philips Morris firmas›n›n etkinli¤i artmaktad›r. Bu durum neticesinde pazara yeni flirketler de gözünü dikmekte ve son özellefltirmeyle birlikte BAT gibi dünya pazar›nda önemli bir yere sahip olan bir flirketin de ülkemizdeki gücü artmaktad›r.

Üretici say›s› düflüyor! Bu sald›r›lar sonucunda 2002 y›l›ndaki verilere göre 140 bin aile

iki defa sözleflme dönemi uzat›lm›flt›r. TEKEL’le hareket etmeyen üretici, tüccarla anlaflman›n yollar›n› aram›flt›r. 2002 verilerine göre TEKEL tüm bölgelerde 240 bin ekici ile 48 milyon kg tütün almak için sözleflme imzalam›flt›r. Tüccarlarla anlaflma yapan üreticinin say›s› ise yaln›zca T. Kürdistan›’nda 96 bindir. Tütündeki yok etme politikas›n›n en a¤›r bedelini tütün kalitesi yüksek olan T. Kürdistan›’ndaki üreticiler ödemektedir. Özelikle Ad›yaman gibi tütün üretiminin birinci s›rada oldu¤u flehirlerde üretici tütünden tamamen uzaklaflt›r›l-

tirmenin önü aç›lm›flt›r. Görüldü¤ü gibi 1883 y›l›nda oldu¤u gibi 2002 döneminde de tütün üreticisi üretimden uzaklaflt›r›lmak istenmifl, tütün üretimi azalt›lm›fl, TEKEL ile üretici aras›ndaki sorunlar›n boyutlanmas› sa¤lanm›fl, üretici yoksullaflt›r›lm›fl, ard›ndan da TEKEL’in özellefltirilmesi meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Bu noktada sistemin belli bir baflar› kazand›¤›n› Ziraat Odalar›n›n özellefltirmeye verdi¤i destekten de anlamak mümkündür. TEKEL’in özellefltirilmesiyle birlikte piyasada ilk iki firman›n pazar pay› toplam› % 81’ken ilk üç firman›n toplam pay› % 90’› bulacakt›r. Rekabetin söz konusu olmad›¤› bir durum ortaya ç›kacak ve üreticinin

girdi¤i tüm ülkelerde üreticiyi çok zor durumda b›rakt›¤› ve çok a¤›r sözleflmeler dayatt›¤› bilinmektedir. Bugün BAT Uganda, Brezilya, Pakistan gibi ülkelerde verdi¤i gübre, tohum ya da dan›flmal›k karfl›l›¤›nda üreticiyi kendisine mecbur b›rakmaktad›r. BAT, yapt›¤› sözleflmelerle yaln›zca belirledi¤i üretimin tek sahibi olmuyor, ayn› zamanda üreticinin baflka hiçbir firmayla çal›flmamas›n› da flart kofluyor, böylece fiyatlar› da belirleyebiliyor. Bu nedenle TEKEL’in özellefltirilmesi yaln›zca fabrika iflçilerini ilgilendiren bir konu de¤ildir, tütün üreticileriyle de birlikte tüm halk› etkilemektedir ve topyekün bir karfl› durufl sergilemek zorunludur. (Kelkit’ten bir ‹K okuru)

EGEÇEP: AKP’nin çevre politikalar› tahrip ediyor! AKP hükümeti, göreve geldi¤i 2002’den bu yana orman arazilerini, tar›m alanlar›n›, k›y› fleritlerini ve hatta do¤al sit alanlar› ile milli parklar› dahi her türlü madencilik faaliyetlerine açt›. Bir yandan akarsular özellefltirilirken, di¤er yandan su havzalar›, koruma alanlar›ndan ç›kar›larak kaderine terk edildi. Yeni düzenlemelerden biri de 31 Aral›k 2004 tarihinde ç›kar›lan Su Kirlili¤i Kontrol Yönetmeli¤i’dir. Bu yönetmelikle su havzalar›n›n korunmas› gereken mesafe indirilerek, su havzalar›nda kirletici faaliyetlerin önü aç›ld›. TMMOB Çevre Mühendisleri Odas›, bu yönetmeli¤in 19/e maddesine yönelik iptal istemiyle dava açm›fl ve Dan›fltay ‹dari Dava Daireleri Genel Kurulu, 25 May›s

2006 tarih ve 2006/184 ‹tiraz nolu karar› ile yürütmeyi durdurma karar› vermiflti. Dan›fltay’›n karar›yla birlikte hükümet, 13 fiubat’ta Resmi Gazete’de yay›nlanarak yürürlü¤e giren “Su Kirlili¤i Kontrolü Yönetmeli¤i’nde De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Yönetmelik” ad›yla yeni bir düzenlemeye gitti. Düzenlemeyi ‘yarg› kararlar›n›n arkas›ndan dolanan bir düzenleme’ olarak niteleyen EGEÇEP sözcüsü avukat Arif Ali Cang›, “Bu yönetmelikle su havzalar›n› koruyan herhangi bir düzenleme öngörülmemifl, aksine yarg› kararlar›na uyuluyor gibi yaparak, yönetmeli¤e su havzalar›nda en a¤›r kirletici olma özelli¤ine sahip madencilik faaliyetlerinin devam›na yönelik maddeler koymufltur” dedi.

Maden flirketleri hukuku çi¤niyor! Ç›kar›lan yönetmelikle su havzalar›n›n orta mesafeli koruma alan›nda madencilik faaliyetini önleyecek düzenlemelerin getirildi¤ini belirten Cang›, ancak madencilik faaliyetlerini düzenleyen 5177 say›l› Maden Yasas›’nda su havzalar›n›n orta mesafeli koruma alanlar›nda maden iflletmelerinin faaliyet yürütmesine olanak tan›nd›¤›n› söyledi. Cang›, Maden Yasas› ile su havzalar›nda k›sa mesafeli koruma alanlar›nda dahi daha önce maden iflletme izni alan iflletmelerin faaliyetlerinin devam etmesinin önünün aç›k oldu¤unu ifade ederek, flöyle devam etti: “Maden Yasas› ile Su Kirlili¤i Kontrol Yönetmeli¤i’nde De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Yönetmelik’i birlikte ele al-

mak zorunday›z. Görünen o ki, söz konusu madencilik olunca her fley serbest. Oysa madencilik faaliyeti, yap›s› gere¤i, a¤›r metal kirlili¤i ve di¤er kirlili¤e yol açan bir faaliyettir. Bu nedenle, su havzalar›nda kirlenmeye yol açaca¤› çok aç›kt›r. Burada sa¤lanmaya çal›fl›lan su kirlili¤inin önlenmesi mi yoksa madencilik faaliyetinin kolaylaflt›r›lmas› m› anlafl›lamamaktad›r. Hiçbir

ekonomik de¤erin insan ve canl› yaflam›ndan daha önemli olmad›¤› göz önüne al›nd›¤›nda, su havzalar›nda madencilik faaliyetine izin verilmesi kamu yarar›na aç›kça ayk›r›l›k oluflturmaktad›r ve amaç yönünden hukuka ayk›r›d›r.” Cang›, su havzalar›nda kirletici faaliyetlerin devam›na olanak tan›yan yönetmeli¤in iptal edilmesini istedi. (H. Merkezi)

TZOB: “Bu¤day fiyatlar› gerekçe gösterilerek ekmek fiyatlar› art›r›lmas›n!” Bu¤day fiyatlar›n›n % 85 gibi bir oranda artmas›n›n nedeni üretim ve tüketim dengesinin bozulmas›d›r.

TZOB Genel Baflkan› fiemsi Bayraktar, dünyada bu¤day üretiminin düflüflü ve tüketimin artmas› nedeniyle bu¤day fiyatlar›n›n h›zla artt›¤›na dikkat çekerek, bunun ekme¤e zam yap›lmas›n› gerektirmedi¤ini belirtti. Bu¤day sektöründe yaflanan s›k›nt›lara dikkat çeken Bayraktar, 2007 y›l›nda dünya

bu¤day üretiminin 603 milyon ton, tüketiminin ise 613 milyon ton olarak tahmin edildi¤ini kaydetti. Dünya bu¤day üretiminin yüzde 50’sinin Çin, Hindistan, ABD, Rusya ve Fransa taraf›ndan gerçeklefltirildi¤ini ifade eden Bayraktar, 2002-2003 y›llar›nda 165 milyon ton olan dünya bu¤day stokunun 2007-2008 döneminde 110 milyon tonla son 30 y›l›n en düflük seviyesine indi¤ini, bu durumun bu¤day fiyatlar›n› h›zla yükseltti¤ini dile getirdi. Üretimin azalmas›na karfl›n bu¤day

tüketiminin artt›¤›n› bu yüzden stoklar›n azald›¤›n› dile getiren Bayraktar, bu¤daydaki üretim ve tüketim dengesinin bozulmas›ndan dolay› son bir y›lda bu¤day fiyatlar›n›n yüzde 85 artt›¤›na dikkat çekti. BM’nin yaflanan durumdan dolay› “açl›k tehlikesi” uyar›s›nda bulundu¤unu hat›rlatan Bayraktar, bunun dikkate al›narak, sertifikal› ürün kullan›lmas›, kurakl›¤a dayan›kl› ürünlerin tercih edilmesi gibi tedbirlerin h›zla al›nmas› gerekti¤ine vurgu yapt›. Bu¤day›n Türkiye için stratejik önemine vurgu

yapan Bayraktar, hasat döneminde ihtiyaçlardan fazla yap›lan bu¤day ithalat›n›n üreticileri zarara u¤ratt›¤›n› belirterek, hasat döneminde bu¤day ithalat›n›n yap›lmamas› yap›lan ithalat›n da zaman›nda ve k›s›tl› olmas›n› istedi.

“Ekme¤e zam yap›lmas›na gerek yok!” Artan bu¤day fiyatlar›ndan dolay› ekme¤e zam yap›lmas›n›n gündemde oldu¤unu kaydeden Bayraktar, ekme¤e yap›lacak zam için bu¤day fiyat-

lar›n›n bahane edilmemesi gerekti¤ini belirterek, “Uncular ve f›r›nc›lar aras›na girmek istemiyoruz. Ekmek zamm›nda bu¤day›n günah› yoktur. Uncular ve f›r›nc›lar, Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤› hakemli¤inde anlafls›nlar” dedi. Bayraktar, bu¤day fiyatlar›n› yüzde yüz artmas› halinde ekmek fiyatlar›na yüzde 20’i etki yapabilece¤ini belirterek böyle bir durum bulunmad›¤›n›, dolay›s›yla ekmek fiyatlar›n›n art›r›lmamas› gerekti¤ini söyledi. (H. Merkezi)


İşçi-köylü 6

Dengê azadî Munzur Koruma Kurulu üyeleri Munzur için yürüdü

AKP’nin yerel yönetimler üzerindeki emelleri… Merkezi hükümete ait baz› görev ve yetkilerin genel yönetim hiyerarflisi d›fl›ndaki seçilmifl organlardan oluflan, göreli olarak özerk yerel birimler olan yerel yönetimlerin iflleyifli, her ülkede mevcut merkez-yerel güç iliflkisine göre de¤ifliklik göstermektedir.

Munzur Vadisi üzerine yap›lmas› kararlaflt›r›lan barajlar›n vadinin ölümü ve onlarca köylünün aç kalmas› anlam›na gelece¤ini belirten Munzur Koruma Kurulu üyeleri, 14 Mart günü ‹stanbul’da yapt›klar› yürüyüflle barajlara karfl› duracaklar›n› belirtti. Taksim Tünel giriflinde “Barajlar›n anlam›! Göç Açl›k Yoksulluk” yaz›l› pankart açarak bir araya gelen Munzur Koruma Kurulu üyeleri, sloganlar eflli¤inde Galatasaray Lisesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. Tunceli Dernekler Federasyonu’nun da destek verdi¤i yürüyüfle çevrede geçen vatandafllar›n da alk›fllarla destek vermesi dikkat çekti. Yürüyüfl boyunca s›k s›k, “Munzur’a uzanan eller k›r›ls›n”, “Munzur özgürdür özgür kalacak”, “Göç etmek istemiyoruz” ve “Munzur’a baraj istemiyoruz” fleklinde sloganlar at›ld›. Galatasaray Lisesi önünde bekleyen sa¤l›k çal›flanlar›n›n da destek verdi¤i eylemde kitle ad›na bir aç›klamada bulunan Munzur Koruma Kurulu Dönem Sözcüsü Hasan fiener, Munzur Vadisi, suyu ve Munzur Da¤›’n›n bölge insan› için kutsal oldu¤unu ancak yap›lmas› planlanan barajlarla bu kutsal yerlerin sular alt›nda kalaca¤›n› kaydetti. Daha önce milli park ilan edilen vadide onlarca bitki ve canl› türü bulundu¤u, yap›lacak barajlarla tüm bu zenginliklerin ve bölge halk›n›n ekonomik gelirlerinin yok olaca¤›n› sözlerine ekleyen fiener flunlar› söyledi: “Tunceli’de do¤al kültür olmadan yaflam kültürü olamaz. Çünkü yaflam›n alt yap›s› su ve da¤d›r. Refah ve kalk›nma yaln›zca do¤ay› talan edip kazançlar›n› artt›rmaya çal›flan, güç elde edip topraklar ve üzerindeki canl›lar üzerinde fetih kazanmak isteyen devletler için geçerlidir. Nehirler özgür akarlar, t›pk› evrendeki her fley gibi. Ak›fl› kontrol edemezsiniz. Munzur tüm gücüyle akmaya devam edecektir. T›pk› milyonlarca y›l üzerinde yal›n ayak dolaflm›fl, tüm canl›lar› kardefli saym›fl, liderlere, efendilere ve devletlere ihtiyaç duymam›fl ve yaflamay› kutsal saym›fl insanl›¤›m›z gibi.” Çok say›da Tuncelili yazar ve ayd›n›n da kat›ld›¤› eylem, alk›fl, z›lg›t ve ›sl›klarla son buldu. (‹stanbul)

Ankara’da yaflayan Tuncelililer barajlar› protesto etti

21 Mart-3 Nisan 2008

Türkiye’de yasallaflmas› öngörülen Yerel Yönetimler Reformu Yasa Tasla¤› CHP, MHP ve DTP milletvekillerinin itirazlar›na ra¤men Meclis’te geceli gündüzlü tart›fl›ld›. Tasar›, mevcut belediyelerden 1166’s›n›n kapat›lmas›n› ve 42 yeni belediyenin kurulmas›n›, ayr›ca getirilecek yeni vergi ve harç düzenlemelerini kaps›yordu. AKP’nin köklü de¤ifliklikler yaparak ç›kart›lmas›nda ›srar etti¤i bu yasan›n alelacele yasalaflmas›n› istemesinin elbette kendilerince “hakl›” gerekçeleri vard›. Ülke genelinde birçok belde belediyesinin kapat›lmas›na, baz›lar›n›n bölünerek farkl› yönetim birimlerine ba¤lanmas›na yol açan bu yasayla nüfusu 2 binin alt›nda olan yerleflim yerleri mahalle statüsüne getirilirken, baz› beldeler de -özellikle AKP’li belediyeler- ilçe yap›ld›. R. T. Erdo¤an’›n 22 Temmuz seçimlerinin ard›ndan yapt›¤› bir konuflmada yerel yönetimlerle ilgili radikal de¤ifliklikler istediklerini söylemesi üzerine AKP’nin ilk hedefi DTP’li belediyelere yönelmek olmufltur. Diyarbak›r’› ele geçirerek DTP’nin önemli bir kalesini fethetmifl olacaklar›n› söyleyen Erdo¤an ikinci önemli hedef olarak da Alevilerin ve muhalif kesimin ço¤unlukta oldu¤u Tunceli’nin ele geçirilmesini göstermifltir. Halka yönelik uygulad›klar› “sadaka” politikalar› sonucunda seçim-

lerde özellikle T. Kürdistan›’nda az›msanmayacak kazan›mlar elde eden AKP’nin bu uygulamalar›na ra¤men ele geçiremedi¤i Kürt illerine yönelerek önümüzdeki yerel seçimlerde farkl› aç›l›mlarla halka gideceklerini her seferinde dillendirmektedir. Diyarbak›r milletvekili ve Tar›m Bakan› Mehdi Eker taraf›ndan bölgede seçim

ka yard›m malzemeleri da¤›tt›klar› “kampanyalar” düzenlemektedirler. Normalde her sosyal devletin sorumlulu¤u olan ve bütçeden ayr›l›p verilmesi gereken kaynaklar bütçe d›fl›ndan AKP’nin ianesi fleklinde ‹slami motiflerle süslenerek yoksul halka da¤›t›lmakta, halk›n bu yard›mlar karfl›s›nda hükümete minnettar olmas› istenmektedir.

KP’nin yerel yönetimler üzerinden yapt›¤› siyasi ve ekonomik hesaplar ancak halk›n ortak karfl› koyufluyla bofla ç›kar›lacakt›r. Egemenlerin AKP arac›l›¤›yla yoksul emekçi halk üzerinde oynad›¤› oyunu bofla ç›karmak için genifl kitleler içindeki çal›flmam›za h›z verelim!

A

kazanma komisyonu oluflturulmas› AKP’nin burada yürütülecek seçim çal›flmalar›na ne kadar önem verdi¤inin de bir göstergesidir ayn› zamanda. Özellikle Diyarbak›r’a verilen do¤rudan teflvik ve krediler konusunda hükümet oldukça eli aç›k davranmaktad›r. Di¤er yandan bölgedeki ‹slamc› dernek, vak›f vb. örgütlenmelerin güçlenmesini destekleyerek hem bu dernekler hem de bölgedeki idari birimler arac›l›¤›yla hal-

Esasta AKP hükümetinin pervas›zca uygulad›¤› bask› ve sömürü politikalar› sonucu yoksullu¤a ve iflsizli¤e mahkum edilen halk›n temel ihtiyaçlar›n› dahi karfl›layamad›klar› için “sadaka” yard›mlarla yap›lan yiyecek, giyecek, kömür ve bir nimet olarak görülen yeflil kartlara muhtaç edilmesi tepkisiz bir taban yaratmak istenmesinden kaynaklanmaktad›r. Yine yap›lan bu “yard›mlarla” halk›n DTP ile olan ba¤lar› kopart›lmak istenmekte, Kürt Ulu-

sal Hareketi’ni ve DTP’yi bölgeden tasfiye edecek politikalar hayata geçirilmek istenmektedir. AKP bugüne kadar ele geçirdi¤i illerde di¤er siyasi partilere nazaran daha etkili bir biçimde halk› siyasal sistemine entegre etmeyi becerebildiyse bunu hem etkili oldu¤u idari birimler arac›l›¤›yla hem de ‹slamc› yard›m kurulufllar›n› etkin bir flekilde kullanarak gerçeklefltirmifltir. DTP’nin etkin oldu¤u yerlerde ise belediyelere giden kaynaklarda kesinti yaparak, belediyelerin projelerine onay vermeyerek DTP’li yöneticilerin halka hizmet götürmesinin önünü kesen AKP, kendi belediyelerinde yap›lan yolsuzluklar› sümen alt› etmifltir. –Ankara Belediye Baflkan› Melih Gökçek örne¤inde oldu¤u gibi- Oysa DTP’li belediyeler sürekli denetim alt›nda tutuluyor, bu belediyelerin projeleri sürekli hükümetin engeline tak›l›yor, keyfi gerekçelerle belediye baflkanlar› hakk›nda soruflturma aç›l›yor. Burada DTP’ye yönelik bilinçli bir kast›n oldu¤u gayet aç›k bir flekilde görülmektedir. AKP’nin yerel yönetimlerde yap›lacak olan düzenlemelerle kadrolaflarak merkezi gücünü art›rma iste¤iyle birlikte kentlerdeki kaynaklar üzerinden rant elde etmek gibi önemli hedefleri bulunsa da, as›l önemli görülen egemenlerin özellikle T. Kürdistan› üzerinden ç›kar politikalar›n› hayata geçirmektir! Bölgede BOP çerçevesinde yerel yönetimlerin misyonunu “lay›k›yla” oynamas›n› isteyen AKP’nin buradaki yerel yönetimlerin kazan›lmas›na neden bu kadar önem verdi¤i de anlafl›l›r olmaktad›r. ‹çi bofl demokrasi söylemleriy-

AKP’nin T. Kürdistan›’nda yerel yönetimlerce gerçeklefltirmeyi düflündü¤ü hedefleri bunlarken, öte yandan yerel yönetimlerle ilgili yap›lacak olan düzenlemelerden nasibini alan baflka yerler de vard›r. Bunlar kendisine az oy ç›kan belde ve ilçelerle, devrimci ve demokrat kesimin ve yoksul emekçi halk›n oturdu¤u bölgelerdir. Buralarda da referandum yap›lmadan, halk›n fikri sorulmadan “ben yaparsam olur” dayatmas›yla yap›lan düzenlemeler anti-demokratik olup, halk›n iradesi d›fl›nda gerçeklefltirilmek istenmesi birçok yerde halk taraf›ndan tepkiyle karfl›lanmaktad›r. Görüflülen yasa tasla¤›n›n zaten yetersiz bir gelirle yaflamaya çal›flan halka yeni vergiler ve harçlar getirecek olmas› halk›n AKP’ye yönelik tepkisini iyice art›rmaktad›r. AKP’nin yerel yönetimler üzerinden yapt›¤› siyasi ve ekonomik hesaplar ancak halk›n ortak karfl› koyufluyla bofla ç›kar›lacakt›r. Egemenlerin AKP arac›l›¤›yla yoksul emekçi halk üzerinde oynad›¤› oyunu bofla ç›karmak için genifl kitleler içindeki çal›flmam›za h›z verelim!

Uluda¤ Üniversitesi’nde devlet ülkücülerle kolkola! Son y›llarda devlet eliyle ülkede gelifltirilen linç giriflimlerinden birisi de 10 Mart günü Uluda¤ Üniversitesi’nde yafland›. 50-60 kiflilik ülkücü faflist grup, ellerinde demir çubuklarla, kampüs içinde bulunan kafeteryada oturan devrimci ve demokrat ö¤rencilere jandarman›n gözetiminde sald›rd› ve 2’si a¤›r 5 ö¤renci yaraland›. Jandarma sald›r›lara hiç müdahale etmezken, sald›r›ya u¤rayan ö¤rencileri gözalt›na ald›. Bu olay

üzerine üniversitede 200’ü aflk›n devrimci ve demokrat ö¤renci sald›r›y› protesto etmek için kantinleri dolaflm›fl, ard›ndan Kredi ve Yurtlar Kurumu’na yürümüfllerdir. Ö¤rencilerin bu faflist sald›r›ya karfl› gelifltirdi¤i tepkiyi hazmedemeyen jandarma, cop ve biber gaz› ile sald›rarak onlarca ö¤renciyi yaralam›fl, 70’e yak›n ö¤renciyi de gözalt›na alm›flt›r. Jandarma bu sald›r› terörünü karakollarda da sürdürmüfl hücrelerde ö¤rencile-

re biber gaz› s›km›flt›r. Bu faflist sald›r›y› protesto etmek için 11 Mart günü E¤itimSen’de KESK, TMMOB, ÇHD, Tuncelililer Derne¤i, ‹HD, çeflitli siyasi partiler, devrimci ve demokrat kurumlar ve aileler bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. E¤itimSen fiube Baflkan› Kemalettin Y›ld›z yapt›¤› aç›klamada yaflananlar› k›nad›. Bas›n aç›klamas›nda gözalt›na al›nan Mehmet Caner Bilir’in babas› Ali R›za Bilir ise

“Çocuklar›m›z›n hakl› mücadelesinin yan›nday›z” dedi.

da daha sonra tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest b›rak›ld›lar.

Ayr›ca Adliye önünde ö¤rencileri dört gün boyunca Partizan’›n da içinde oldu¤u kurumlar bekledi ve destek verdi. 11 Mart günü 24 ö¤renci Savc›l›k’a ç›kart›lmadan serbest b›rak›l›rken, di¤erleri için ek gözalt› süresi al›narak, dört güne ç›kart›ld›. Ö¤rencilerin ço¤u Savc›l›k’tan serbest b›rak›l›rken,12 ö¤renci tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildi. Onlar

(Bursa)

M e r s i n Ü n i v e r s i t e s i ’ n d e t a k k e d ü fl fltt ü , p o l i s - i d a r e i fl flb birli¤i göründü! Ankara Tuncelililer Derne¤i, 14 Mart günü, Munzur Nehri üzerinde yap›lmas› planlanan barajlar› protesto ederek, barajlar›n bölgeyi insans›zlaflt›raca¤›na dikkat çekti. Uluslararas› Nehir, Su ve Yaflam ‹çin Barajlara Karfl› Eylem günü dolay›s›yla, Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› an›t› önünde bir araya gelen Dersimliler, “Munzuruma Dokunma” pankart› açarak, “Munzur özgür akacak”, “Munzur sahipsiz de¤ildir” sloganlar›n› att›. Ankara Tuncelililer Dernek Baflkan› Bülent Akda¤, projelerin hayata geçirilmesi durumunda milli park ilan edilen 42 bin hektarl›k alan›n, içerisinde yaflayan canl›larla birlikte yok olaca¤›n› söyledi. Barajlar›n›n amac›n›n bölgeyi insans›zlaflt›rmak oldu¤unu ifade eden Akda¤, barajlar›n tamamlanmas› durumunda bölge halk›n›n ekonomik gelirlerinin yok olaca¤›n› ve yeni göç dalgas›n›n bafllayaca¤› uyar›s›nda bulundu. (Ankara)

le bölge halk›n›n tepki ve karfl› koyufllar›n›n önü kesilmek istenmekte, halk› pasifize edecek, isyanc› gelene¤inden uzaklaflt›racak yöntemler gelifltirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Oysa Kürt ulusu yaflananlardan görmüfltür ki, onlar›n “demokratik” yöntemlerini s›n›r içi ve ötesi operasyonlar, Meclis’teki ve yerel yönetimlerdeki temsilcilerine yönelik yap›lan bask› ve sald›r›lar, yap›lan eylem ve mitinglerde halka yönelen azg›nca sald›r›lar oluflturmaktad›r.

5 Mart Çarflamba günü Mersin Üniversitesi’nin Rektörlük binas›n›n karfl› taraf›nda masada oturan 4 yurtsever ö¤renci, 15-20 kiflilik sivil polisler taraf›ndan okul içerisinden kaç›r›larak gözalt›na al›nm›flt›r. Bu olaydan sonra üniversite ö¤rencileri olay›n oldu¤u yerde toplanm›fl ve rektörlü¤ün aç›klama yapmas› için oturma eylemi yapm›flt›r. Rektörlü¤ün yapt›¤› aç›klamada, “yaflanan olaylar hofl de¤il” derken sonra “yaflananlardan haberimiz vard›” diyerek çeliflkili konuflmas› tepkilere neden olmufltur ve 6 Mart tarihinde eylem karar› al›nm›flt›r. Ayr›ca 2 yurtsever ö¤renci otobüsteyken bafllar›na silah dayanarak gözalt›na al›nm›fllard›r ve yurtsever ö¤rencilerin kald›¤› evler polisler taraf›ndan bas›larak aranm›fl ve ev-

beraber devrimci-demokrat-yurtsever kesimlere yönelik sald›r›lar›n daha da artt›¤›na de¤inildi. Yap›lan bas›n aç›klamas› sloganlar eflli¤inde sona erdi. (Mersin Üniversitesi YDG)

dekiler darp edilmifllerdir. 6 Mart Perflembe günü saat 12.15’te Mersin Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi önünde kitle toplanmaya bafllad›. Yaklafl›k 200’ün üzerinde ö¤renci sloganlar eflli¤inde Rektörlük binas›n›n önüne kadar yürüdü. Burada kitle s›k

s›k “Polis defol, üniversiteler bizimdir”, “Faflizme karfl› omuz omuza” vb. sloganlar at›lm›flt›r. Rektörlük binas› önünde yap›lan bas›n aç›klamas›nda polisidare iflbirli¤inin bir kez daha kan›tland›¤›na, rektörlü¤ün çeliflkili ifadeler verdi¤ine ve kara harekât›yla

Olayla ilgili ‹HD, ÖDP, SDP, DTP, EMEP, TKP, Halkevi, KESK Mersin flubeleri, TÖP, SEH, HÖC, ESP, Mersin 78’liler Derne¤i, 68’liler Derne¤i, Partizan, YDG, Mersin LÖB ve TÜM ‹GD olarak bir aç›klama yap›lm›fl ve “polislerin gözalt›na al›fl biçimlerini ve kendilerini her fleyin üstünde gösteren, yasa tan›maz tavr›n› k›n›yoruz. Gözalt›na al›narak, ö¤renim haklar› çi¤nenen ö¤rencilerin geri dönülmez hak kayb› yaflamamas› için derhal serbest b›rak›lmalar›n› istiyoruz” denilmifltir. (Mersin)

Dersim’de operasyon! Bahar›n gelmesi ve s›n›r ötesi operasyonun s›n›r içine kayd›r›lmas› ile birlikte devlet operasyonlara yeniden bafllad›. Dersim’in Merkez, Pülümür ve Naz›miye ilçeleri aras›nda kalan bölgede TC ordusu taraf›ndan bir operasyon bafllat›ld›. Kutudere bölgesinin iç kesimleri ile Naz›miye ilçesine uzanan Dokuzkayalar’da bafllat›lan operasyonda cobra ve skorsky tipi helikopterler de kullan›l›yor. Ayr›ca T. Kürdistan›’n›n birçok bölgesinde operasyonlar sürüyor. (H.Merkezi)

Newroz piroz be! 15 Mart günü saat 12.00’de ‹HD önünde DTP, SDP, ÖDP, ‹HD, SES, 78’liler Birli¤i, 68’liler, MKM, Göç-Der ve Özgür Yurttafl taraf›ndan Newroz mitingine ça¤r› amac›yla bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamada Newroz’un bask› ve sömürü düzenine karfl›, direnmenin ve özgürlü¤ün simgesi oldu¤unu söylediler. Bu anlamda Newroz mitingi için gerekli baflvurular›n yap›ld›¤›n› ve miting için Mersin’de 5 ayr› noktada miting ça¤r›s›n›n yap›laca¤› duyuru araçlar›n›n olaca¤› ve tüm Mersin’i Newroz’a beklediklerini söylediler. (Mersin)


İşçi-köylü 7

21 Mart-3 Nisan 2008

F tipleri sa¤l›¤a zararl›d›r! ‹nsan Haklar› Derne¤i Ankara fiubesi 7 Mart 2008 Cuma günü Adalet Bakanl›¤› önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile F tiplerinde devam eden hak gasplar›n› protesto etti. ‹HD Ankara fiube yöneticilerinden Mehmet Ali Tosun yapt›¤› aç›klamada; “Keyfi uygulanan disiplin cezalar› ile birlikte haberleflme hakk› engellenirken, aç›k görüfl yerlerine konulan kameralar sonucu tutuklular görüfle ç›kamamakta, tretman ve tecrit her geçen gün hapishanelerde a¤›rlaflt›r›larak devam etmektedir. Yaflam hakk› dedi¤imiz en kutsal hak bile Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan keyfi bir flekilde F tiplerinde ihlal edilmeye devam etmektedir. Derne¤imize yap›lan birçok baflvurudan da anlafl›laca¤› gibi F tipleri, b›rak›n yaflam hakk›n› korumay›, adeta birer iflkence merkezi haline getirilmifltir” dedi. ‹HD Ankara fiubesi’ne yap›lan 26 fiubat 2008 tarihli baflvuruda ise, Sincan 1 Nolu F Tipi Hapishanesindeki tutsaklar›n idarenin vermifl oldu¤u ö¤le yeme¤i sonras› zehirlendikleri belirtilmektedir. Hasta olan ve ba¤›fl›kl›k sistemi zay›f olanlar›n durumu daha da kötü olmufltur. Tosun zehirlenmeye karfl›n hapishane yönetiminin hiçbir ifllemde bulunmad›¤›n› ifade ederek, hapishanelerdeki keyfi uygulamalar›n son bulmas› için ba¤›ms›z bir izleme komisyonun oluflturulmas› gerekti¤ini kaydetti. Yap›lan aç›klamada s›k s›k “F tipi sa¤l›¤a zararl›d›r”, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” sloganlar› at›ld›. Eyleme Partizan, Odak ve ESP destek verdi. (Ankara)

‹C‹’den eylem ‹C‹, Sincan F Tipi Hapishanesi’nde tutsaklar›n 3 gün ara ile iki defa zehirlenmesini protesto etti. Konak Eski Sümerbank önünde bir araya gelen ‹C‹ üyeleri, “Devrimci tutsaklar yaln›z de¤ildir, hasta tutsaklara özgürlük, Erol Zavar yaln›z de¤ildir” pankart› açt›. Kitle ad›na konuflan Dr. Alp Ayan F Tipi hapishanelerde tutsaklar›n yaflamsal tüm ihtiyaçlar›n›n “yüksek güvenlik” gerekçesi ile göz ard› edildi¤ini söyledi. Son olarak, Sincan F Tipi Hapishanesi’nde 3 gün ara ile tutsaklar›n yedikleri yiyeceklerden zehirlendi¤ini hat›rlatan Ayan, “fiaka gibi gelebilir ama aradan üç gün geçmeden 26 fiubat’ta tekrar zehirlendiler” dedi. Ayan sözlerini flöyle sürdürdü: “Sincan F Tipi Cezaevi’nde kalan ve mesene kanseri olan Odak Dergisi eski Genel Yay›n Yönetmeni Erol Zavar da bu zehirlenmeden hayati boyutta etkilenmifltir... Zavar, 14 Mart günü de polise mukavemet etti¤i gerekçesi ile yarg›lanm›flt›r. Oysa Erol’un yapt›¤› sadece onuruna sahip ç›kmak için nakil koflullar›, üst arama ve zincir dayatmalar›na karfl› direnmektir.” (‹zmir)

“Kimli¤in yok” denilerek ölüme terk edildi! Bergama M Tipi Hapishanesi’nde bulunan engelli tutsak Afyon Korkmaz, kimli¤i olmad›¤› gerekçesiyle tedavi edilmiyor. Sa¤ baca¤›n›n dizden afla¤›s› olmayan ve 7 y›ld›r ayn› protezi kullanan Korkmaz, kemik uzamas› nedeniyle protezini kullanamaz hale geldi¤ini belirterek, “Mahkemeler beni var sayarak yarg›l›yor, ancak hastaneler ise ‘sen yoksun, tedavi edemeyiz’ diyor. Hapishane koflullar›nda dayan›lmaz ac›lar yafl›yorum” dedi. Giriflimlerinin sonuç vermedi¤ini belirten ‹HD ‹zmir fiubesi yöneticileri ise Korkmaz’›n 2001 y›l›ndan itibaren kulland›¤› protezin acilen de¤ifltirilerek yenisinin tak›lmas› gerekti¤ini söylediler. “Baflvurular›m›za ra¤men yetkililerden hiçbir yan›t alamad›k. Ancak Afyon Korkmaz’›n sa¤l›k sorunlar› bas›na yans›d›ktan sonra birçok hastane ve duyarl› kifli ‹HD’yi arayarak tedaviyi üstlenmek istedi¤ini söyledi” diyen yetkililer, bu durumun insan haklar› sözleflmelerine ayk›r› oldu¤unu da eklediler. (H. Merkezi)

Halkın gündemi

“Katlettiler ancak direnifli bitirmeyi baflaramad›lar!” Bundan tam 13 y›l önce faflist devletin provokasyonlar› sonucu Gazi Mahallesi’nde gerçekleflen katliam, Gazi halk›n›n can pahas› bir direnifliyle karfl›laflm›flt›. Gazi halk›n›n bu yi¤it direnifli genifl bir yelpazede yank› bulmakta gecikmedi.

Katliamlar› protesto eden ve direnen Gazi halk›n›n yan›nda olan yerlerden biri de 1 May›s Mahallesi idi. 1 May›s halk›n›n katliamlar› protesto etmek için topyekûn aya¤a dikilmesi karfl›s›nda ürken faflist devletin, buraya

Beyaz›t, Halepçe, Gazi ve Qam›fllo katliamlar› protesto edildi

Türkiye’nin birçok yerinde yap›lan eylemlerle Gazi, Halepçe, Beyaz›t ve Qam›fllo katliamlar› protesto edildi. ‹stanbul’da Beyaz›t katliam›n› anmak için bir araya gelen ö¤renciler 14 Mart Cuma günü 13.30’da bir eylem gerçeklefltirdiler. 200 civar›nda ö¤rencinin kat›ld›¤› eylemde "Mahir Çayan yafl›yor, Deniz Gezmifl yafl›yor, ‹brahim Kaypakkaya yafl›yor!", "Beyaz›t’› unutma unutturma!", "Devrim flehitleri ölümsüzdür!" vb. sloganlar at›ld›. Eylem bas›n aç›klamas›n›n okunmas›n›n ard›ndan sloganlarla sona erdi. Halepçe katliam› 16 Mart günü saat 13.00’te Beyaz›t Meydan›’nda yap›lan eylemle protesto edildi. "Yurtsever Gençlik" pankart›n›n aç›ld›¤› eyleme destek veren YDG’liler ise "Halepçe katliam›n› unutmayaca¤›z" ve

"S›n›r içi-ötesi operasyonlara hay›r" yaz›l› dövizler açt›lar. ‹stanbul YDG ‹zmir’de, Konak eski Sümerbank önünde bir araya gelen kitle ad›na yap›lan aç›klamada “Gazi, Halepçe, Beyaz›t, Qam›fllo katliamlar›n› unutturmayaca¤›z” pankart› aç›larak, “B›ji b›ratiya gelan”, “Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek” sloganlar› at›ld›. Kitle, aç›klaman›n ard›ndan Konak Kemeralt› girifline giderek burada 23 Mart’ta Gündo¤du Meydan›’nda gerçeklefltirilecek Newroz kutlamalar›na kat›l›m ça¤r›s› yapan bildiriler da¤›tt›. Batman’da ‹HD flubesi, Halepçe Katliam›’na iliflkin dernek binas›nda bas›n aç›klamas› yapt›. Van’da DTP, Gevafl ‹lçe Örgütü binas›nda, Halepçe Katliam›’n› protesto etmek amac›yla 1 günlük açl›k grevi yapt›. Açl›k grevini bas›n aç›klamas› ile duyuran DTP Gevafl ‹lçe yöneticilerinden Nevzat Kaçmaz, yüzy›llard›r Kürtlere zulüm ve bask›n›n yap›ld›¤›n› söyledi. Adana’n›n Ceyhan ilçesinde DTP Ceylan ‹lçe Örgütü taraf›ndan Halepçe Katliam›’n› protesto amac›yla bas›n aç›klamas› ve sessiz yürüyüfl yap›ld›. Gazi Orhan Kemal Bulvar›’nda bir araya gelen binlerce kifli, “Halepçe unutulmas›n”, “Yeni Halepçeler olmas›n” vb. dövizler tafl›yarak Küçük K›r›m Caddesi’ne do¤ru sessiz yürüyüfl gerçeklefltirdi.

Irak iflflg gali protesto edildi BAK’›n öncülü¤ünde 15 Mart’ta Kad›köy’de yap›lan mitingle ABD emperyalizminin Irak iflgali protesto edildi. TMMOB, E¤itim-Sen, ÖDP’nin de aralar›nda yer alan kurumlar›n pankart açt›¤› mitingde, Grup Marsis ve Aylin Asl›m konser verdiler. YDG’nin de kat›ld›¤› eylemde "Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i" ve Türkçe ve Kürtçe "Savafla hay›r" sloganlar› eylemde s›kça at›ld›. (Bir YDG’li)

yönelik azg›nca bir sald›r›ya geçmesini de beraberinde getirdi. Ancak 1 May›s Mahallesi halk› bu amans›z sald›r›ya karfl› mahallenin dört bir yan›nda kurdu¤u barikatlarda difle difl direniyor, faflizme geçit vermiyordu. Bu difle difl mücadelenin sürdü¤ü s›ralarda, faflist kolluk güçleri de hain planlar›n› hayata geçirmek için harekete geçiyor ve mahallede bulunan 30. Y›l ‹lkö¤retim Okulu’nun bahçesinde direnen halk›n üzerine atefl açmakta sak›nca görmüyordu.

Gazi Mahallesi Gazi katliam›n›n y›ldönümünde yaflam›n› yitirenler karanfillerle an›ld›. 12 Mart günü sabah saatlerinde Alibeyköy’de bulunan mezarlar›n ziyaret edilmesi ile bafllayan anma etkinlikleri kitlenin Gazi Mahallesi eski karakol dura¤›nda toplanmas› ile bafllad›. Önceki y›llarda oldu¤u gibi bu sene de iki ayr› anma gerçeklefltirildi. ‹lk anma Al›nteri, BDSP, ESP, DTP, DHP, Mücadele Birli¤i, Özgür Demokratik Alevi Hareketi, TÖP ve Partizan’›n içinde bulundu¤u Gazi 12 Mart Platformu taraf›ndan gerçeklefltirildi. Sabah›n erken saatlerinde eski karakol dura¤›nda toplanmaya bafllayan kitle en önde “Yaflas›n devrimci dayan›flma” yaz›l› bir pankart açt› ve sloganlarla cemevine yürüdü. Burada yap›lan k›sa bir etkinli¤in ard›ndan yürüyüfl mezarl›¤a kadar devam etti. Anmaya “12 Mart direniflinin militan ruhuyla katliamlara y›k›mlara çeteleflmeye izin vermeyelim örgütlenelim” ve “Gazi’nin, Çorum’un, Sivas’›n Marafl’›n katili patron-a¤a devleti” yaz›l› pankartlarla kat›lan Partizan kitlesi yürüyüfl boyunca “Gazi’nin katili patron a¤a devleti”, “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak” sloganlar›n hayk›rd›. Partizan kortejinde yürüyüfl boyunca mahallede yaflanan çeteleflmeye, uyuflturucuya yönelik ajitasyon konuflmalar› yap›ld›. Yaklafl›k 2.500 kiflinin kat›ld›¤› eylem için polis sabah›n erken saatlerinden itibaren mahalleyi ablukaya ald›. Di¤er anma HÖC taraf›ndan gerçeklefltirildi. Ailelerin de kat›l›m gösterdi¤i ve çocuklar›n›n resimlerini tafl›d›¤› anmada “Gazi katliam›n›n sorumlusu devlettir”, “Ortak düflman Amerika’d›r” yaz›l› pankartlar aç›ld›.

Bafl›büyük halk› y›k›ma karfl› nöbette Kentsel Dönüflüm Projesi ad› alt›nda gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan y›k›mlarla gündeme gelen bölgelerden biri olan Bafl›büyük’te 27 fiubat’ta gerçeklefltirilen y›k›m giriflimi, mahalle halk›n›n kitlesel karfl› koyuflu ve günlerce süren çat›flmalar nedeniyle gerçeklefltirilememiflti. Bu çat›flmalarda bir kifli a¤›r yaralanarak hastaneye kald›r›lm›flt›. Yaral›n›n durumu iyiye giderken, mahalle üzerindeki polis bask›s› da sürüyor. Ancak mahalleye yo¤un bir y›¤›nak yapan polise karfl›, mahalle halk› da önlemlerini alm›fl durumda. TOK‹ flantiyesi kurulmak istenen bölgenin etraf›n› çevirerek, buradan 24 saat ayr›lmayan polise karfl›, hemen polis barikatlar›n›n karfl›s›nda, nöbetlefle bir bekleyifl gerçeklefltiriyor Bafl›büyüklüler. Çünkü y›k›m ekiplerinin her an yeniden mahalleye girme durumu var. Mahalleli birçok bölgede flantiye kurulmas›na karfl›n, gerçeklefltirilen direnifl nedeniyle, tek flantiye kurulamayan mahallenin, kendi mahalleleri oldu¤unu söylüyorlar. Mahallede toplu eylemler 27 fiubat sald›r›s›ndan sonra da sürdü. Bu sald›r›dan bir hafta sonra yaklafl›k iki bin kiflinin kat›ld›¤› bir eylem gerçekleflti ve Kentsel Dönüflüm Projesi’ne karfl› direnmekte kararl› olundu¤u hayk›r›ld›. Eylemde öncelikle de projeyi bölgede hayata geçirme yönlü yo¤un bir

1 May›s Mahallesi 15 Mart Cumartesi günü gerçekleflen etkinlikler, sabah›n erken saatlerinde ‹smihan Yüksel, Genco Demir ve Hakan Çubuk’un mezarlar› bafl›nda yap›lan anmayla bafllad› ve ö¤len saatlerinde mahallede bulunan Pir Sultan Abdal Derne¤i’nde verilen yemekle devam etti. Ö¤len saat 14.00’te ise kitlesel bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. Mahallenin giriflinde bulunan Cennet Dü¤ün Salonu önünden, 30 A¤ustos ‹lkö¤retim Okulu önüne kadar süren yürüyüfle flehit aileleri, 1 May›s Mahallesi Güzellefltirme Derne¤i, Partizan, ESP, DTP, EMEP, HÖC, DHP, Do¤ufl Spor Kulübü, PSAKD, Köz, May›s’ta Yaflam Kooperatifi ve ÖY-DER kat›ld›. Yürüyüflün en önünde flehit aileleri yer al›rken, arkadan gelen kitle “Gazi ve 1 May›s fiehitleri ölümsüzdür”, “16 Mart Halepçe ve Beyaz›t katliamlar›n› unutmad›k, unutturmayaca¤›z” yaz›l› pankartlar›n arkas›nda yürüdü. 500’ün üzerinde insan›n kat›ld›¤› yürüyüflte ayr›ca 1 May›s ve Gazi flehitlerinin resimleri tafl›nd›. Yürüyüfl korteji okulun önüne geldi¤inde, burada bir anma gerçeklefltirildi ve ortak bir aç›klama okundu.

Aç›klamaya geçmeden önce, flehitlerden Genco Demir’in küçük k›z› bir fliir okurken, di¤er k›z› da ortak bas›n aç›klamas›n› okudu. (Kartal)

Mersin Devletin katliamc› yönünü teflhir etmek ve katliamlarda yaflamlar›n› yitirenleri anmak için Partizan, YDG, Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi, Gençlik Derne¤i, ESP, DTP olarak ortak bir bas›n aç›klamas› örgütlendi. Bas›n aç›klamas›n›n sonlar›na geldi¤i esnada bafl›n› BBP ve MHP’li faflistlerin çekti¤i bir grup taraf›ndan slogan at›larak provokasyon yarat›lmaya çal›fl›ld›. Kitle bu provokasyonu bofla ç›karmak için eylemi sonland›r›p E¤itim-Sen’de yap›lacak olan salon etkinli¤ine geçti. Salon etkinli¤inde Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi taraf›nda sunumlar yap›ld›. Sunumlardan sonra kitle hep beraber devrimci marfllar okudular. fiiirler okundu ve Halepçe-Beyaz›t katliamlar›n› anlatan sinevizyon gösteriminden sonra etkinlik bitirildi. Etkinlik esnas›nda provakasyoncular E¤itim-Sen önünde toplan›p gerici sloganlar att›lar. Bu tarz provokasyonlara ra¤men salon içi anma etkinli¤i baflar› ile sonland›.

Çukurova Bölgesinde okurlar›m›za yönelik bask›lar art›yor! Geçti¤imiz y›ldan bu yana Çukurova’da gazetemiz okurlar›na yönelik yaflanan polis tacizi son dönemde artarak devam etmektedir. 2 Mart tarihinde Mersin’de üç arkadafl›m›z farkl› yerlerde polisler taraf›ndan durdurularak rahats›z edilmifltir. Mersin ‹flçi-köylü Bürosu’na girmek isteyen polisler, okurlar›m›zdan anahtar istemifl, bu nedenle üst aramas› yapm›fl, anahtar bulamay›nca da okurlar›m›z› “uyararak” serbest b›rakm›flt›r. Polisler taraf›ndan durdurulan arkadafllar›m›za çeflitli isimler sorulmufl ve bu iflleri b›rakmalar› “tavsiye” edilmifltir. Yine bu dönem Tarsus’ta okurlar›m›za yönelik yo¤un bir polis bas-

k›s› bulunmaktad›r. Liseli okurlar›m›z›n evlerine giderek ailelerini uyaran sivil polislerden sonra, bu sefer de Özel Tim ekipleri devreye girmifltir. 8 Mart tarihinde kuruluflu gerçeklefltirilen Musalla Kültür ve Dayan›flma Derne¤i çal›flmalar›ndan duyulan rahats›zl›k, okurlar›m›za ve MKDD’ye destek verenlere yönelik gerçeklefltirilen tacizle somutlanm›flt›r. Otomatik silahlarla evleri, ifl yerleri Özel Tim taraf›ndan bas›lan okurlar›m›z tehdit edilmifl ve MKDD’ye destek verenler uyar›lm›flt›r. Bu flekilde bask›larla halk›n hakl› mücadelesini engellemeye çal›flanlara en güzel cevap ise MKDD’nin kuruluflundaki dayan›flmayla verilmifltir. (Mersin)

Sulukule y›k›l›yor! çaba içinde olan, Maltepe Belediye Baflkan› Fikri Köse protesto edildi.

Kad›nlar y›k›m istemiyor Bafl›büyük halk› sadece y›k›ma karfl› direnifle geçmedi. Bu hareketlilik, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü kutlamalar›yla sürdü. 8 Mart günü TOK‹ flantiyesi önünde buluflan yaklafl›k bin kad›n, saat 11.00’de yürüyüfle geçti. Bafl›büyük’ün hemen hemen tüm sokaklar›na girilerek sürdürülen yürüyüfl, y›k›ma ön ayak oldu¤u için mahalle halk›n›n öfkesini toplam›fl olan Muhtar›n, muhtarl›k binas›n›n önüne kadar sürdü. Burada muhtar› istifaya ça¤›ran kad›nlar›n, minibüs yolu boyunca devam ettirmeye çal›flt›klar› eylem polisin engeliyle karfl›laflt›. Bunun üzerine yak›ndaki bir park-

ta toplanan kad›nlar “Kad›n›z, Hakl›y›z” sloganlar› eflli¤inde eylemlerine devam ettiler ve megafonla muhtar› d›flar› ç›kmaya ça¤›rd›lar. Saat 14.00’e kadar süren eylemin sonunda bir bas›n aç›klamas› okundu. Aç›klamay› mahalle halk›ndan bir kad›n yapt› ve çok heyecanl› oldu¤unu, çünkü mahallede ilk kez böyle bir fley yap›ld›¤›n› vurgulad›. Kad›nlar olarak anayasal bir hak olan bar›nma hakk›na sahip ç›k›ld›¤›n›n alt› çizilen ve s›k s›k “Bafl›büyük bizimdir bizim kalacak!”, “Bar›nma hakk›m›z engellenemez!”, “Kad›nlar y›k›m istemiyor!”, “Kentsel Dönüflüm Projesi’ne hay›r!” ve “Yaflas›n kad›n dayan›flmas›!” sloganlar›n›n at›ld›¤› aç›klaman›n ard›ndan kad›nlar›n haz›rlad›¤› gözleme vb. yiyecekler yendi. (Kartal)

Fatih Belediyesi Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda bulunan Sulukule’de evleri y›kmaya devam ediyor. 13 Mart tarihinde birkaç evin daha y›k›lmas› üzerine Sulukule’liler yapt›klar› bir eylem ile y›k›mlar› protesto ettiler. Sulukule Kale boyunda biraraya gelen Sulukule Platformu üyeleri “Y›k›lan evim de¤il hayat›m”, “Ya burada kalaca¤›m ya sokakta” dövizleri “Evimizi bafl›m›za y›kmay›n” sloganlar› ile bir bas›n aç›klamas› yapt›. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Hacer Foggo y›k›m çal›flmalar›n›n insanlar›n evde oldu¤u saatlerde yap›ld›¤›n› dile getirerek Fatih Belediye Baflkan› Mustafa Demir’in “Dünyan›n en sosyal projesidir” fleklindeki aç›klamalar›n›n gerçe¤i yans›tmad›¤›n› söyledi.

Sulukule’de bir süredir yap›lan y›k›mlardan sonra bu defa evlere X ve Y iflaretleri yaz›l›yor. Mahalle sakinleri belediyenin Nazi dönemini ça¤r›flt›ran bu uygulamas›na da tepki gösteriyor. (H. Merkezi)


İşçi-köylü 8

Politik gündem

21 Mart-3 Nisan 2008

Sa¤l›k hizmetlerinin tasfiyesinde yeni bir viraj; kamu hastane birlikleri klar›n› ve bu haklar›n ha ›fl lm n› za ka m tü ekçilerin mas›d›r. SS ve GSS Kanunu em ar›n›n ellerinden al›n kl ha ki da ›n an al ›k ¤l bir parças› olan sa Emperyalizm, yar›-sömürge ülkelere dayatt›¤› neo-liberal politikalar›n hayata geçirilmesi için “yeniden yap›land›rma” sürecini hayata geçirmektedir. Ülkemizde de bu “yeniden yap›land›rma” politikalar›na uygun olarak, sa¤l›k alan›nda da kendi ihtiyaçlar› ve ç›karlar›na göre yeni düzenlemelerin yap›lmas›n› istemektedirler. Türkiye’nin emperyalist devletlere ve kurumlar›na (IMF ve DB vb.) milyarlarca dolar borçlu oldu¤u bilinmektedir. Borçlar›n geri ödenmesi konusunda da Türkiye IMF ve DB gibi kurumlar› arac›l›¤›yla denetim alt›nda tutulmaktad›r. Çünkü emperyalist devletler ve kurumlarca Türkiye’nin önüne bu borçlar›n ödenmesi görevi, yükümlülü¤ü konmufltur. Bu yükümlülü¤ün yerine getirilmesinde yine emperyalistlerin direktifleriyle oluflturulan bütçe önemli bir yer tutmaktad›r. Bu yüzden emperyalistlerin dayatt›¤› bütçe hedeflerini yerine getirmek için AKP, emekçilerin tüm kazan›lm›fl haklar›na sald›r›p gasp ediyor, di¤er taraftan da sa¤l›k alan›n› di¤er birçok alanda oldu¤u gibi emperyalizmin, istedi¤i gibi at oynat›p azami oranda kâr elde edebilece¤i flekilde yeniden düzenliyor.

Sa¤l›kta Dönüflüm Program› AKP, hükümette oldu¤u ilk dönem Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanununu, Sosyal Sigortalar Kanunu ile birlefltirip Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanunu olarak TBMM’den geçirdi. Ancak bu kanunun baz› maddeleri o dönem Cumhurbaflkan› taraf›ndan veto edilince, yasan›n yürürlük tarihi 2008 Temmuz’una ertelendi. Vetolu maddelerin yeniden düzenlenmesi AKP’nin 2. dönemine kald›. Bu kapsamda haz›rl›klar›na devam eden AKP, yapt›¤› yasa çal›flmalar›n› TBMM alt komisyonlar›na yollad›. Ve çal›flmalar buralarda hâla devam ediyor. Birinci basamak sa¤l›k hizmetlerinde sa¤l›k ocaklar›n›n yok edilmesi ve aile hekimli¤ine geçilmesi uygulamas› AKP’nin birinci döneminde pilot illerde uygulanmaya baflland›. AKP ikinci döne-

minde bu pilot uygulamalar› yayg›nlaflt›rarak tüm Türkiye çap›nda hayata geçirmeyi hedefliyor. Bununla daha ilk aflamadan itibaren sa¤l›k alan›n› piyasa flartlar›na uyarlamay› amaçl›yor. Buralardan sevk al›nmad›kça hastanelere gidiflin önü kapat›l›yor. Bu sevk zincirine uyulmad›¤›nda daha çok para istenece¤inden herkes aile hekimine gitmek zorunda kalacak ve sa¤l›k alan›nda emekçilerin, yoksullar›n daha ilk aflamada sa¤l›k haklar›n›n kullan›lmas› engellenecektir. Görünürde SSK’l› hastalar›n›n daha iyi hizmet götürmek için yap›ld›¤› söylenen SSK hastanelerinin Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devri de esasta özel sa¤l›k kurulufllar›na para aktarman›n bir yöntemi olarak hayata geçirilmifltir. Devletin 2007 y›l› içinde 30 milyar dolar olan sa¤l›k harcamalar›n›n hat›r› say›l›r bir k›sm›n› bu özel sa¤l›k kurulufllar›na ödenen paralar oluflturmaktad›r.

Kendi kayna¤›n› bulan(!) hastane birlikleri Tüm sa¤l›k çal›flanlar›n›n sözleflmeli personel olarak çal›flt›r›lmas› projesi de bu özellefltirme politikalar›yla efl zamanl› olarak hayata geçirilmeye çal›fl›l›yor. AKP bu kanunla sa¤l›k kurulufllar›n›n, hastanelerin özellefltirilmesinde yeni ad›mlar at›yor. Verimlili¤i art›rma bahanesi ile tüm hastaneleri “tek çat›” alt›nda toplayan, iflçilerin primleriyle oluflturulan SSK hastanelerine el koyan AKP, bu yasa ile büyük illerdeki 400 devlet hastanesinin yasal zeminini haz›rlamay› hedefliyor. Pilot uygulama oldu¤u iddia edilen bu yasa ile Sa¤l›k Bakanl›¤›’na ba¤l› 800 hastaneden 400’ünü “birlik” ad› alt›nda toplamay›, bu “birlik”lere genel bütçeden pay ay›rmamay› hedefliyor. Yasan›n genel gerekçesinde “Hastanelerin madde ve insan gücü anlam›nda her türlü kayna¤› s›n›rs›zca merkezden talep etme yerine kendi kaynaklar›ndan karfl›lamas›…” ifadesi yer almaktad›r. Bundan ç›kar›lmas› gereken sonuç bafltan belirtti¤imiz gibi devletin sa¤l›k alan›na aktarmas› gereken

kayna¤› kesece¤i, bu paralar› emperyalistlere olan borçlar›n› ödemede kullanaca¤›d›r. Di¤er bir sonuç da hastanelere “kendi kayna¤›n› kendin bul” denildi¤idir.

Zengine A, yoksula E Yasa tasar›s›na göre hastaneler hizmet altyap›s›, organizasyon, verimlilik ve hasta memnuniyeti ölçütlerine göre de¤erlendirilecek ve bu de¤erlendirme sonucunda A, B, C, D, E olarak üzere befl gruba ayr›lacakt›r. Yaklafl›k 10’ar hastaneden oluflan gruplar›n D ve üstü olanlar› “birlik” haline getirilecektir. Verimlili¤i düflük, yani kâr etme potansiyeli olmayan E grubundaki hastaneler ise Sa¤l›k Bakanl›¤›’nda kalacakt›r. Yani teknik donan›m› en iyi olan, yeterli say›da personeli olan hastaneler ayr›lacak, yeniden düzenlenecek ve sonuç olarak yeterli paras› olmayan halk›n büyük kesimine bu hastanelere ulaflman›n yolu kapanacakt›r. Yeterli say›da personeli olmayan, gerekli teknik donan›ma sahip olmayan yani sermayenin ifline yaramayan E tipi hastaneler Sa¤l›k Bakanl›¤›’nda kalacak ve halk›n büyük kesimi ancak buralarda sadaka niyetine sa¤l›k hizmetlerine mahkum edilecektir. 2004 y›l›ndan bu yana hastanelerde uygulanan performansa dayal› ücretlendirme sistemiyle hem hastane çal›flanlar›n›n piyasa kurallar›na uymalar› hedeflenmifl hem de hastanelerin kâr elde edebilme potansiyellerinin belirlenmesi hedeflenmifltir. Hastane çal›flanlar›na, hastaneye ne kadar çok para kazand›r›rlarsa o kadar fazla maafl verilmeye bafllanm›fl; bu flekilde “hastalardan daha çok nas›l para al›r›m” anlay›fl› yerlefltirilmeye çal›fl›lm›flt›r. Tüm bu veriler Sa¤l›k Bakanl›¤›’nca kay›t alt›na al›nm›fl ve bugün oluflturulmas› planlanan A, B, C, D, E grupland›rmalar› bu verilerin de¤erlendirilmesi sonucu oluflmaktad›r.

Baflar› ölçütü: Kâr Oluflturulmas› düflünülen bu “birlik”lerin yönetim kurullar›na bakt›¤›m›zda bu “bir-

lik”lerin kurulufl amac› daha anlafl›l›r olacakt›r. Söz konusu yasaya göre hastane “birlik”lerinin 7 kiflilik yönetim kurullar›na, Sa¤l›k Bakanl›¤› 2, ‹l Genel Meclisi 2, Valilik 1, Ticaret Odas› 1 kifli tayin edecektir. Di¤er bofl bulunan 1 üyeli¤e ‹l Sa¤l›k Müdürü ya da yard›mc›s› getirilecektir. Yönetim kurulunda bulunan 2 doktor d›fl›nda geriye kalan 5 üye, kamu ya da sektörde en az sekiz y›l deneyimli olan iflletmeci, mali müflavir ve hukukçulardan atanacakt›r. Bu tablo hastane “birlik”lerinin halka en iyi sa¤l›k hizmetini en ucuza verilmesi için oluflturulmad›¤›n›, tam tersine bu “birlik”lerin azami

kâr elde etme hedefiyle oluflturuldu¤unu ortaya koymaktad›r. Yönetimin bu flekilde oluflturulmas› –Ticaret Odas› etkisi unutulmam›fl- bunun aç›kça ilan›d›r. Bu “birlik”ler gelirlerinin esas›n› sa¤l›k hizmetlerinin sat›fl›ndan elde edeceklerdir. Yani devletin halka sunmakla yükümlü oldu¤u sa¤l›k hizmetleri emekçilerin de¤il, paras› olan›n yararlanaca¤› birer flirket olarak piyasada yerlerini alacakt›r. Bu da iflçilerin, emekçilerin primlerinden–vergilerinden

kesilerek kurulan bu sa¤l›k kurumlar›n›n kap›lar›n›n bu kesimlere kapat›lmas› sonucunu ortaya ç›kacakt›r. Genel Sa¤l›k Sigortas› ile yoksullar›n bu hastanelerden yararlanaca¤›, primi devletin ödeyece¤i belirtiliyor. Ama devlet yoksulluk s›n›r›n›, asgari ücretin 1/3’ü olarak belirleyerek bu miktar›n üzerinde geliri oranlar› yoksul saym›yor. Bu nedenle emekçilerin, yoksullar›n hastane birliklerine ba¤l› hastanelere gitmesinin yolu kapat›l›yor. ‹flletmeye dönüflen, verimlili¤i yani azami kâr› hedefleyen, bunun için harcamalar› azaltmay›, personel giderlerini k›smay› hedefleyen bu “birlik”lerde çal›flan tüm personelin sözleflmeli olarak, tam gün hatta gerekti¤inde tatil ve mesai d›fl› saatlerde de angarya olarak çal›flt›r›lmas› hedefleniyor. Kamu Hastane Birlikleri’nde çal›flacak personelle ilgili flimdilik sözleflmeli olma zorunlulu¤u getirilmese de hem yaflanan deneyimler –Telekom örne¤inde oldu¤u gibi- hem de yasa tasar›s›nda yer alan “Sözleflmeli personelin haftal›k çal›flma süresi emsali devlet memurlar› ile ayn›d›r. Belirli sürede bitirilmesi gereken ifller söz konusu oldu¤unda sözleflmeli personel normal çal›flma saatlerinin d›fl›nda veya hafta sonu tatil ve resmi tatillerde çal›flmak zorundad›r. Bu çal›flmalar› karfl›l›¤›nda sözleflmeli personele bir ek ücret ödenmez” hükmünden anlafl›laca¤› üzere, bu çal›flma tarz› ile bir süre çal›flan personel, devam›nda sözleflmeli personel olmaya zorlanmaktad›r. Bu dayatmay› kabul etmeyenler de düflük ücretle “E tipi” hastanelere sürgün edilecektir. Görüldü¤ü gibi AKP “Sa¤l›kta Dönüflüm Program›”n› tamamlamak için canla baflla çal›fl›yor. AKP’nin uygulad›¤› bu politikalar›n esas sahibinin emperyalizm oldu¤unu belirtmifltik. AKP di¤er birçok alanda yapt›¤› gibi sa¤l›k alan›n› da emperyalistlerin ç›karlar› do¤rultusunda düzenliyor. Yani sa¤l›k alan›nda da emperyalist flirketlerin büyük kârlar› ceplerine indirmesinin zeminini haz›rl›yor. ‹flte AKP’nin haz›rlad›¤› “dönüflüm” paketinin özü budur.

D e r i n l e fl fle en ekonomik kriz ve Türkiye’nin durumu 1970’ten sonra “neo-liberal ekonomi politikalar›” ad› alt›nda finansallaflma süreci h›z kazanm›flt›r. Üretime geri dönmeyen, çeflitli finans oyunlar›yla, faizle, spekülasyonlarla çeflitli finans araçlar›n›n hacminde % 800’lere varan oranda büyüme yaflanm›flt›r. Bu süreçte finans sermayesinin devasa büyüklü¤ünden kaynakl› ekonomilerdeki geliflmelerin, yaflanan krizlerin niteli¤i farkl› gösterilmeye çal›fl›ld›. Oysa ki yaflanan tüm krizlerin nedeni, afl›r› üretim ve kâr h›rs›n›n düflmesi yasas›d›r. Fakat yaflanan krizlerin özü ayn› olsa da büyüklükleri ve etki alanlar› de¤iflebilmektedir. 1929 ve 1970 ekonomik krizleri derinlikleri ve tüm dünyay› etkilemeleri boyutuyla birbirine benzemektedir. 1929–1970 aras›nda veya 1970–2007 aras›nda birçok defa farkl› ülkelerde, farkl› sektörlerde patlayan krizler yaflanm›flt›r. Bu krizler yak›ndan incelendi¤inde döviz kurlar›, faiz oranlar›, enflasyon oran›, s›cak paran›n girifl-ç›k›fl yo¤unlu¤u gibi birçok parasal oyunla özellikle bizim gibi yar› sömürge yar›-feodal ülkelerde kriz zamanlar›nda soygunun boyutland›¤›n›, sömürünün had safhaya vard›¤›n› görüyoruz. Geçen y›l yaflanan Mortgage krizinden sonra al›nan tüm tedbirlere ra¤men kriz derinlefliyoryay›l›yor. Dünyan›n en büyük ekonomilerinden (hem üretim de tüketim aç›s›ndan) ABD’de oluflan kredi köpüklerinden birinin patlak vermesiyle bafllayan bu krizin, dünyan›n geri kalan bölgelerin etkileyip-etkilemeyece¤i art›k tart›flma d›fl› kalm›flt›r. Japonya’dan Çin’e, AB ülkelerine, Rusya’ya kadar dünya genelinde etkilerinin yafland›¤›-yaflanaca¤› aç›klanan banka-flirket bilânçolar›yla olan bat›klarla ortadad›r. Bu krizin 1929’daki veya 1970’teki kriz gibi bir etkisinin olaca¤› art›k hemen hemen genel olarak kabul görmüfl bir olguyken; Türkiye’de hükümetin çok farkl› bir havada oldu¤una geçen yaz›m›zda (‹flçi-köylü, say›:11) de¤inmifl ve özellikle makroekonomik dengeler aç›s›ndan Türkiye’nin çeflitli finansal derecelendirme kurulufllar› ve

birlikte çökmeye bafllamas›d›r. D›flardan döviz bulmak zorlaflmakta, fason ifl yerleri peflpefle kapanmaktad›r. G›da ve çeflitli hammaddelerin dünya genelinde fiyatlar›n›n yükselmesi de içine girilen ekonomik krizle ba¤lant›l›d›r. Spekülatörler ›s›nma veya biodizel üretimi flu anda fiyatlar›n artmas›n›n esas nedeni de¤ildir. Türkiye’de 1980’li y›llardan sonra bu¤day, pamuk, pancar gibi birçok temel tar›m ürününün ekildi¤i alanlar›n büyüklü¤ünde dramatik düflüfller görülmüfltür. Özcesi Türkiye’nin tüm ekonomi politikalar› emperyalist ülkelere ba¤l›d›r ve birçok verinin “düflmesi” veya “yükselmesi” d›flar›daki etkenlere ba¤l›d›r.

birçok ba¤›ms›z iktisatç› taraf›ndan neden en riskli gösterildi¤ini anlatmaya çal›flm›flt›k. Bu yaz›m›zda ise makroekonomik verilere de¤inmeye çal›flaca¤›z.

Türkiye’nin ekonomipolitikalar› emperyalistlerce flekillenmektedir Ayl›k veya 3 ayl›k periyotlarla tüm dünyada oldu¤u gibi ülkemizde de ekonomik veriler yay›nlanmaktad›r. Yapt›¤› tahribatlardan dolay› dünyada uyar› alm›fl 2-3 kurumdan biri olma özelli¤ini tafl›yan TÜ‹K’in istatistikleri üzerinden çeflitli yorumlar yapmaya çal›fl›l›r (çal›fl›yoruz). ‹flsizli¤in azald›¤›-ço¤ald›¤›, enflasyon oran›n›n düfltü¤ü-yükseldi¤i, durumun daha iyi –daha kötü oldu¤una dair özellikle burjuva bas›nda birçok haber-yorum ç›kar. Bunlar› de¤erlendirirken bize düflen ülkemizin yar›-feodal, yar›-sömürge yap›s›n› unutmamaktad›r! Bizim ülkemize esasta ucuz ifl gücünü pazarlanmaktad›r. Sanayisi ithalata ba¤›ml›d›r. Uygulan tar›m politikalar›yla da bu¤day›n› bile d›flardan ithal eder duruma getirilmifltir. Bizimki gibi ülkelerin “asli görevi” emperyalist ülkelere art›-de¤er transfer etmek-

tir. Ekonomide de politikada da sürekli bir kriz yönetme durum vard›r. Bu süreç dünyadaki konjonktürle ba¤lant›l› olarak bazen daha “sakin” olar bazen de daha “dalgal›” olur. Bazen art›k yürütülemez hale gelir, darbe yaflan›r vb. fiimdiki krizin dünyadaki ekonomik politik dengelerinde etkisiyle çok daha derin, kitleleri çok daha yoksullaflt›r›c› olaca¤› ve bunun da politik arenaya bu flekilde yans›yaca¤› flu anda yaflanan birçok tart›flmayla da görülmektedir. Tüm bu tahlilleri de¤erlendirmemizde temel olarak almazsak bu son 5 y›lda çok s›kça görüldü¤ü gibi “ekonomide art›k ayaklar›m›z›n üzerine bast›¤›m›z” gibi yan›lsamalara düflmememiz için hiçbir neden kalmaz. Son 5 y›l içinde ucuz döviz politikas›yla d›flar›ya borçlanarak, yapay olara de¤erli tutulan TL dolay›s›yla ucuza yap›lan ithalatla enflasyonun düflürülmesi, emperyalist flirketlerin fasonlu¤unu yapmak anlaman› gelen iflleme ile dahilde iflleme rejimi ile sa¤l›ks›z ve ucuz ifl gücüne dayal› yani ifl yerlerinin aç›lmas›yla istihdam›n art›r›lmas›, kredi kartlar›yla yani borçlanmayla harcamalar›n-tüketimin art›r›lmas› söz konusuydu. fiimdi yaflanan ise her yönüyle d›flar›ya ba¤l› olan ekonominin d›flar›daki krizle

Kriz derinlefltikçe, Türkiye’deki etkisi de boyutlanmaktad›r! Son günlerde aç›klanan veriler Türkiye’nin krizden etkilendi¤inin en aç›k göstergeleridir. 24.02.2008 tarihli Evrensel gazetesinde iktisatç› Mustafa Sönmez flu tespitleri yapm›flt›r; “2002-2006 y›llar› aras›nda tar›m d›fl› sektörlerde istihdam y›ll›k ortalama % 3.9 artm›flt›r. 2006 Kas›m’›nda 21 milyon 235 bin olarak belirlenen istihdam, 2007 Kas›m’›nda 20 milyon 867 bine gerilemifltir. Yani % 4.5-5 büyümenin oldu¤u belirtilen 2007 y›l›nda istihdam % 1.7 gerilemifltir.” Mustafa Sönmez, TÜ‹K’in hesaba katmad›¤› son bir haftada ifl aramam›fllar, mevsimlik iflçileri hesaba katt›¤›nda iflsiz say›s›n›n 5 milyon 50 bini aflt›¤›n› ve iflsizlik oran›n›n % 20’ye ulaflt›¤›n› belirtmektedir. Ankara Ticaret Odas›’n›n (ATO) yapt›¤› anket ise Türkiye’de resesyona iflaret olarak de¤erlendirildi. (22.02.2008-Cumhuriyet) Buna göre flirketlerin aç›lma-kapanma oranlar›na bakal›m; 2000 y›l›nda kapanan bir flirkete karfl›l›k 17.6 flirket kurulurken bu oran 2002’de 8.4’e; 2003’te 5.9’a; 2007’de 5.6’ya ve Ocak 2008’de 3.7’ye düflmüfltür. Yani sürekli azalan bir ivmesi

olmufltur. (21.02.08-Dünya) “Kriz Türkiye’yi etkileyecek midir?” sorusunun anlams›z oldu¤u bu verilerle çok aç›k ortadad›r. Türkiye’de zaten kronik olan iflsizlik, son 2-3 ayda daha da artm›fl, ucuz ithalat ve bol likiditeyle düflen enflasyon yeniden artmaya bafllam›flt›r. Dünyadaki kriz henüz dip noktas›na ulaflmam›flken etkisi böyledir. Kriz derinlefltikçe Türkiye’deki yak›c› etkisi boyutlanacakt›r.

Ç›kart›lmak istenen kölelik yasalar›na izin vermeyelim! TÜS‹AD, T‹SK gibi çeflitli sermaye gruplar› bu süreçte hükümeti sürekli uyarmaktalar. Özellikle de TÜS‹AD Baflkan› Arzuhan Do¤an Yalç›nda¤, yapt›¤› aç›klamalarla hemen her gün bas›nda ç›kmaktad›r. Son olarak yapt›¤› aç›klamada; “TÜS‹AD’›n gelene¤inde eylemci giriflimler de var” diyerek, zaman›ndan 2 ay önceye çektikleri “Baflkanlar Konseyi’nde” bu konuyu de¤erlendireceklerini söyledi. (8.03.08-Dünya Gazetesi) SSGSS’nin istenilen h›zda yasalaflamamas›, k›dem tazminat› “sorunu”, asgari ücretin bölgesel olarak belirlenmesinin, esnek çal›flmay› sa¤layacak istihdam paketinin bir türlü ç›kart›lamay›fl›n›n yaratt›¤› rahats›zl›kt›r bu! AKP, ABD ile BOP’taki rolü konusunda anlaflm›fl olman›n ve bu konuda TSK ile ayn› saflarda oldu¤unu bilmenin rahatl›¤›yla gelecek y›lki yerel seçimlere yönelik çal›flmalara bafllam›flt›r. Krizlerin yükü her zamanki gibi kitlelerin s›rt›na bindirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Sahte-yapay gündemlerle kitleler aldat›lmaya çal›fl›lsa da Türkiye’nin dört bir yan›nda yaflanan grevler-direnifller bunlar›n art›k tutmayaca¤›n›n da iflaretidir. Ekonomik gündem, halk›n sefaleti kendini dayatacakt›r-dayatmaktad›r. Kitlelerle ba¤›m›z› sa¤lamlaflt›rmak, kitleleri kendi ç›karlar› etraf›nda birlefltirip siyasi iktidar mücadelesine yöneltmek için semtlerde, fabrikalarda, köylerde çal›flman›n daha da yo¤unlaflt›r›lmas› zaman›d›r!


İşçi-köylü 9

21 Mart-3 Nisan 2008

✔ ‹flçi ve emekçilerin yaflamlar›n›n günbegün yoksullu¤a mahkûm edildi¤i, iflsizlerin say›s›n›n h›zla katland›¤›, çal›flanlar›n ise sadece % 5 gibi çok küçük bir kesiminin sendikal› olarak çal›flt›¤› bir ülkede iflçi s›n›f›n›n öfkesini örgütlemek; “süreci bütün hatlar›yla kavrayan, bilince ç›kartan, öngörülü ve yüzünü iflçi s›n›f›na dönen (adeta “onlarla yan›p, onlarla tutuflan”*), pratikte ›srarl›, fedakâr ve cesur çal›flmalar›n neticesinde mümkün olacakt›r.

Politik gündem

✔ Yüzünü sadece % 5’lik sendikal›ya de¤il geri kalan 95’lik iflsizlere ve güvencesiz çal›flanlara da çevirmek için hareket eden ve Kurultayda program›n› tüm kamuoyuna deklare edecek olan DDSB’nin çal›flmalar›na tüm DDSB’lilerin Kurultay› sahiplenmesi ve tüm ajitasyon propaganda ve örgütleme-tan›tma çal›flmalar›na kat›lmalar› önemlidir.

‹flflssizli¤e isyan et, örgütlü mücadeleyi yükselt! Tarihte hiçbir zaman s›n›f mücadelesi düz ve rahat bir seyir izlemedi-izlemeyecektir de. Zaman zaman yükselen, zaman zaman düflen bir seyir izlemesi mücadele koflullar›n› yaratan do¤an›n, üretim flekillerinin ve dolay›s›yla toplumsal yap›lar›n sürekli de¤iflim-dönüflüm içerisinde olmas›ndan kaynaklan›r. Tarih bize ezenle ezilenin savafl›m›nda ezilenlerin flanl› mücadele dönemlerini ö¤retti¤i gibi s›n›f mücadelesinin en a¤›r darbeler ald›¤› süreçlerde de halk›n nas›l öfke biriktirdi¤ini ve en nihayetinde bu öfke patlamas›yla ezenleri nas›l alafla¤› etti¤ini ö¤retiyor. Ki içinden geçti¤imiz, s›n›f hareketinin da¤›n›k ve geri günlerinin ilelebet devam edece¤ini söylemek ne kadar abesse, “elbette ki bu süreç hep böyle gitmez” diyerek sürecin böyle devam etmemesi için en ufak bir çabay› göstermemek de o kadar abestir. Co¤rafyam›zdaki s›n›f hareketi emperyalizmin talimat›yla egemenler taraf›ndan, özellikle ‘80 Askeri Faflist Cuntas› ile kesilmeye, tüm ilerici ve demokratik kurumlar sindirilmeye ve yok edilmeye çal›fl›ld›. S›n›f mücadelesinin çok a¤›r yaralar ald›¤› bu süreci emperyalizm tüm sömürge ve yar›-sömürgelerdeki özellikle ideolojik, askeri ve ekonomik sald›r›lar›n› boyutland›rarak sürdürdü. ‘89 bahar direniflleri ve eylemleri ve sonras›ndan gelen ‘90’l› y›llarda yükselen emekçi hareketi gerek objektif gerekse subjektif nedenlerden dolay› s›n›f mücadelesini daha nitelikli bir noktaya evirememifltir. S›n›f mücadelesinin

çok a¤›r yaralar ald›¤› bu süreçte emperyalizm de bofl durmayarak iflçi s›n›f›n› ve ezilen halk› yoksullu¤a, ac›ya, mahkûm ederken tüm devrimcilerden ve ilerici, demokratik muhalefet üzerinden terör sopas›n› hiç eksik etmemifltir. Son süreçte ABD emperyalizminin GBOP (Geniflletilmifl Büyük Ortado¤u Projesi) ile yeni konsept de¤iflikli¤inde bafl yard›mc›lardan bir tanesinin de TC oldu¤u aç›kt›r. Bu baflyard›mc› modeline en yak›flan örnek kukla olarak (yo¤un çal›flmalar› ile bin bir entrikalarla) AKP’yi hükümete getirerek ‘80 Cuntas› döneminde bile cesaret edemedikleri sald›r›lar›n

yo¤unlaflt›r›lm›fl olarak start›n› vermeleridir. Özellefltirmelerle birçok iflçi iflinden ç›kar›ld›, emekçilerin iflçilerin maafllar› eridi, köylü daha da yoksullaflt›, ö¤renciler tamamen pazar için köleler yetifltirilen faflist okullarda yoksul olarak okumak zorunda b›rak›ld›, devrimci ve ilericiler katledildi, tutukland›.

ÖrgütlenerekÖrgütleyerek! ‹flte bu flartlar alt›nda olabildi¤ince yoksullu¤a ve sefalete itilen iflçi s›n›f›, bir darbeyi de öz örgütlülükleri olan sendikalar›n içerisindeki reformist-bürokratik anlay›fl sahiplerinden yemifltir. Bu sendika-

lar›n özellikle baz›lar›n›n tamamen devlet yanl›s› politika izlemesi emperyalizm ve yerli uflaklar›n›n sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rd›¤› ve azg›nlaflt›¤› bir dönemde egemenlerin hava yast›¤› olarak ifllev görmüfltür/görmektedir. Bu süreçte ayn› zamanda iflçi s›n›f› hareketinin lokal düzeyde de olsa birçok direniflle suskunlu¤unu yavafl yavafl parçalamaya çal›flt›¤›na tan›kl›k etmekteyiz. SEKA’dan, TEKEL’e, Novamed’den TELEKOM’a kadar onlarca direnifl atefli yak›ld›. Bu sürecin akabinde SSGSS yasa tasar›s›na karfl› oluflturulan “Herkese Sa¤l›k, Güvenli Gelecek Platformu”nun çal›flmalar›n›n da etkisiyle,

iflçi s›n›f›n›n tepkisi, öfkesi akacak bir kanal aramaya bafllad›. Egemenler SSGSS, TEKEL’in özellefltirilmesi, iflsizli¤in katbekat artmas›, k›dem ve tazminat hakk›n›n gasp› ve daha birçok sald›r›y› yaflama geçirirken iflçi ve emekçilerin y›llar sonra ayn› saflarda ve kalabal›k bir flekilde 14 Mart’ta ifl b›rakarak “Genel grev genel direnifl”, “‹flçi memur el ele genel greve” sloganlar›yla kanal› zorlamas› dikkate de¤er bir geliflmedir. Bu kanal› örgütlemek için öncelikle kanal›n sa¤lam temellerde infla edilmesi flartt›r. ‹flçi ve emekçilerin yaflamlar›n›n günbegün yoksullu¤a mahkûm edil-

di¤i, iflsizlerin say›s›n›n h›zla katland›¤›, çal›flanlar›n ise sadece % 5 gibi çok küçük bir kesiminin sendikal› olarak çal›flt›¤› bir ülkede iflçi s›n›f›n›n öfkesini örgütlemek; “süreci bütün hatlar›yla kavrayan, bilince ç›kartan, öngörülü ve yüzünü iflçi s›n›f›na dönen (adeta “onlarla yan›p, onlarla tutuflan”*), pratikte ›srarl›, fedakâr ve cesur çal›flmalar›n neticesinde mümkün olacakt›r. Yine yukar›da anlatmaya çal›flt›¤›m›z bu flartlar alt›nda DDSB (Devrimci Demokratik Sendikal Birlik) sürece daha güçlü ve kararl› yan›t olabilmek için “‹flsizli¤e isyan et! Örgütlü mücadeleyi yükselt!” fliarl› ‹flçi Kurultay› örgütlemektedir. Yüzünü sadece % 5’lik sendikal›ya de¤il geri kalan 95’lik iflsizlere ve güvencesiz çal›flanlara da çevirmek için hareket eden ve Kurultayda program›n› tüm kamuoyuna deklare edecek olan DDSB’nin çal›flmalar›na tüm DDSB’lilerin Kurultay› sahiplenmesi ve tüm ajitasyon propaganda ve örgütleme-tan›tma çal›flmalar›na kat›lmalar› önemlidir. Bu kat›l›m, Kurultay›m›z›n oluflturaca¤› hedeflerini belirlemede ve motivasyonun artmas›nda etkili olacakt›r. Günün hedefi “örgütlülüklerimizi gelifltirmektir”. Bu ise ancak yeniyi güçlendirerek olabilir. ‘Uzak hedefleri yan›m›za çekerek de¤il, ancak yan›na giderek ulaflabilece¤imizi’ kavramak zorunday›z. Bu da ancak yak›n hedeflerimizin gerçekleflmesi ile mümkündür. Öyleyse Kurultay sürecine aktif kat›l›m›m›z› sunal›m! * Kalinin

Sendikal ihanet “gemileri yakmay›n” diyor! Emperyalist neo-liberal politikalar›n ürünü olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s›’na karfl› son süreçte gerçekleflen en genifl kat›l›ml› tepkinin, 14 Mart’ta, iki saatlik ifl b›rakma ve bu ifl b›rakmaya ba¤l› ülkenin dört bir yan›nda hayata geçirilen, yürüyüfl, aç›klama vb. biçimlerde d›fla vuran tepki oldu¤unu söylemek gerekiyor. Bu tarihte yap›lan eylemlerin, hükümetin tasar›y› tekrar gözden geçirme ve üzerinde uzlaflma sa¤lama gibi bir e¤ilimi de beraberinde getirmesi ise, iflçiemekçi y›¤›nlar›n hanesine bir art› olarak yaz›lmal›d›r. Uzunca y›llard›r, üzerine ölü topra¤› serpilmifl ve at›l bir pozisyonda duran emek cephesi aç›s›ndan önemli ve olumlu bir geliflme olarak de¤erlendirilebilecek bu k›p›rdan›fl›n sinyalleri ise, son y›llarda yang›ndan mal kaç›r›rcas›na hayata geçirilmeye çal›fl›lan özellefltirme, tafleronlaflt›rma, esnek çal›flma ve çal›flma yaflam›na dönük art arta gerçekleflen daha bir dizi sald›r›lar karfl›s›nda ortaya ç›kan, çok say›da eylem, grev vb. hak almaya dönük hareketlenmeyle birlikte al›nmaya bafllam›flt›. Bugün birçok sektördeki çal›flanlar›n, kendilerine yönelik sald›r›lar› geri püskürtme yönlü harekete geçmede ne kadar istekli oldu¤u ve do¤ru bir yönelim ve örgütlenmeyle “gemileri yakmaya” haz›r oldu¤unun en son örneklerini 27-28

fiubat’ta gerçekleflen tersane direniflinde ve de TEKEL iflçilerinin fabrikalar›n›n özellefltirilmesine karfl› verdikleri mücadelede gördük. Ayn› zamanda bu iflçilerin faflist kolluk güçlerince engellenmeye çal›fl›ld›klar›nda, nas›l bir karfl› koyufl sergilediklerine de flahit olduk.

kendilerini fabrikalara kapad›¤› ve sat›fl durdurulana kadar da ç›kmayacaklar› ilan edildi. Ancak sonraki günlerde TEKEL iflçilerinin ciddi bir sessizli¤e büründü¤ü görüldü. 14 Mart eylemlerinde de TEKEL iflçilerinin önceki günlerdeki kitlesel soka¤a dökülüfllerini göremedik. Hatta 14 Mart eylemleri içinde adlar›

tirme ‹daresi ile görüflmeler yap›laca¤›, hareket stratejisinin bu görüflmelere ba¤l› belirlenece¤i ifade ediliyor ve 22 fiubat tarihinden itibaren ifl yerlerine kapanm›fl olan iflçilerden, “aile ve sosyal yaflamlar›n› son derece y›prat›c› olan” eylemlerini bitirmeleri isteniyor. Sanki ilerde daha yo¤un eylem-

Bugün birçok sektördeki çal›flanlar›n, kendilerine yönelik sald›r›lar› geri püskürtme yönlü harekete geçmede ne kadar istekli oldu¤u ve do¤ru bir yönelim ve örgütlenmeyle “gemileri yakmaya” haz›r oldu¤unun en son örneklerini 27-28 fiubat’ta gerçekleflen tersane direniflinde ve de TEKEL iflçilerinin fabrikalar›n›n özellefltirilmesine karfl› verdikleri mücadelede gördük.

TEKEL’de neler oluyor? Bilindi¤i üzere TEKEL iflçisinin son aylarda gerçeklefltirdi¤i eylemlere karfl›n, TEKEL British American Tobacco (BAT) sat›ld› ve sat›fl›n gerçekleflti¤i saatlerde iflçiler, Özellefltirme ‹daresi önünde eylemlerini sürdürdüler ve polis bu eyleme dönük azg›nca bir sald›r› gerçeklefltirdi. Sat›fl›n gerçekleflmesiyle birlikte ise, TEKEL iflçilerinin

pek geçmedi. Peki, TEKEL’de neler oluyor? Bunun cevab›n› “sendikal ihanet yine devrede” olarak vermek hiç de abart›l› olmayacak.

‹hanet genelgesi Tek G›da-‹fl Sendikas› Genel Merkezi 29 fiubat tarihinde bir genelge yay›nlayarak, bölge ve flube baflkanl›klar›na göndermifltir. 40 nolu bu genelgede özetle, özellefltirmeyle ilgili hükümet ve Özellefl-

ler yap›lacakm›fl da, bunun için “enerjimizi flimdiden harcamayal›m” gibi bir izlenim de yarat›lmaya çal›fl›lan bu yaklafl›m, daha önceki pratiklerine bakt›¤›m›zda, çok rahatl›kla Tek G›da-‹fl yönetiminin eylemi k›rmaya dönük giriflimi olarak adland›r›labilir. Çünkü genelgenin devam›nda iflçilerden talep edilen fley, bu adland›rmay› fazlas›yla hak ediyor. Sendika yöneticileri genelgenin devam›nda duyduklar› bir “kayg›y›” dile getiriyorlar. Bu “kayg›” iflçilerin

eyleminden dolay› üretimin azalm›fl olmas› kayg›s›. Ve üretimi art›rmalar› isteniyor iflçilerden! Deniyor ki: “(… ) al›nan bilgilerden fabrikalar›m›zda üretimin çok büyük ölçüde azald›¤› anlafl›lmaktad›r. Yap›lan tespitlere göre halihaz›rda TEKEL’in 17 günlük stoku kalm›flt›r ve bu durumun, savunmaya ve özellefltirmeyi durdurmaya çal›flt›¤›m›z kurum için sorun yaratt›¤› anlafl›lmaktad›r. (…) Bu itibarla sigara fabrikalar›m›zda normal üretimin aksamamas› yönünde azami hassasiyet gösterilmesini ve sigara fabrikas› çal›flan üyelerimizin derhal uyar›lmas›n› önemle rica ederiz.” S›n›f mücadelesinin temel kurallar›n›n bafl›nda, sermayeye geri ad›m att›rman›n yolunun, üretimden gelen gücü harekete geçirmekte yatt›¤› gelmektedir. Bu üretimden gelen gücün harekete geçmesi ise ayn› zamanda üretimde aksamalara nihai olarak da durmalara yol açmas› demektir. Üretimden gelen gücün sahibi olan iflçi s›n›f›n›n hak almas›n›n/alabilmesinin yolu da budur. Üretimde herhangi bir aksama olmamas› ise, sadece ve sadece sermayenin lehine bir seyir izler. En basit tan›mlamayla ise, üretimi ayn› flekilde devam eden sermayenin kâr›nda azalma kayg›s› olmayaca¤› için iflçi-emekçilere dönük sald›r›lar›nda

geri ad›m atmas› da söz konusu olamaz. Tek G›da-‹fl yöneticilerinin bu tutumlar› çok aç›k ki s›n›f uzlaflmac›, daha da ilerisi, sermaye yanl›s› bir tutumdur. Sermayeyi karfl›lar›na almaktan korkan ve gerçekte iflçi s›n›f›n›n kazanmas› gibi bir derdi olmayan, baflka kiflisel vb. hesaplar yatan bu tutum ise, sadece Ankara eyleminde de¤il, önceki eylemlerde de kendini zaten birçok vesileyle d›fla vurmufltur. D›fla vuran fley ayn› zamanda Tek G›da-‹fl yöneticilerinin (en az›ndan büyük bölümünün) ideolojik durufllar› olmufltur. TEKEL eylemlerini takip edenler, sendika yöneticilerinin bu eylemlerde yürüyüflteki kitleyi durdurarak ve/veya eylem alan›na var›ld›¤›nda ‹stiklal Marfl› okutmalar›na, MHP ve BBP bayraklar›n›n aç›lmas›na öncülük ettiklerine flahit olmufllard›r. Yine bu eylemlerde ›rkç›-floven söylemlerle kitleye hitap edifllerine de… Meselenin bu yan› ise, Almanya’da nasyonal sosyalistlerin o dönemdeki iflsizli¤i, ekonomik krizi ve kitlelerdeki yoksullaflmay› kullanarak kendilerini iktidara tafl›malar›n› and›rmakta ve asl›nda ayr› bir inceleme konusu olarak, bir baflka yaz› da ele al›nmak durumundad›r. TEKEL direnifline dönecek olursak, direniflin seyri budur. Asl›nda flu an ortada ciddi bir direnifl kalmad›¤› söylenebilir. Çünkü sendikal ihanet “gemileri yakmay›n” diyor!


İşçi-köylü 10

Enternasyonal

21 Mart-3 Nisan 2008

Kolombiya hükümetinin kanl› provokasyonu Kolombiya askeri güçlerinin, 2 Mart’ta, “Terörle Mücadele” ad› alt›nda gerçeklefltirdikleri kanl› sald›r›da Kolombiyal› Özgürlük Hareketi FARC’›n 17 üyesi katledildi. Gerillalar bir süre önce Ekvator s›n›r› içinde kalan bu bölgeye çekilmifllerdi.

Kolombiya askeri güçlerinin, 2 Mart’ta, “Terörle Mücadele” ad› alt›nda gerçeklefltirdikleri kanl› sald›r›da Kolombiyal› Özgürlük Hareketi FARC’›n 17 üyesi katledildi. Gerillalar bir süre önce Ekvator s›n›r› içinde kalan bu bölgeye çekilmifllerdi. Ancak Kolombiya Hava Kuvvetleri, uluslararas› hukuku da hiçe sayarak 10 km. içeri girmifl ve FARC savaflç›lar› uykudayken hava bombard›man› gerçeklefltirmiflti. Hava bombard›man›n›n ard›ndan ise kara kuvvetlerine ba¤l› askerler, sa¤ kalan ve ço¤unlu¤u yaral› olan gerillalara sald›rarak, katletmiflti. Katledilenler aras›nda bulunan FARC lideri Raul Reyes’in cesedi ise, Kolombiyal› ordu güçleri taraf›ndan aleni olarak sergilenmiflti. Katliam›n ard›ndan Ekvator ve Venezüela, Kolombiya s›n›r›na askeri y›¤›nak yapt›lar ve ülkelerindeki Kolombiya elçilerini ve diplomatlar›n› s›n›r d›fl› ettiler. Bogotal› yetkililer ise katliam›n›n ard›ndan yapt›klar› aç›klamalarda, FARC önderi Raul Reyes ve katledilen di¤er gerillalar›n uzun süreli takip sonucu ç›kan bir çat›flma sonucu öldüklerini duyurdular. Ancak Ekvatorlu yetkililerin yapt›¤› incelemeler, katledilen FARC üyelerinin büyük ço¤unlu¤unun uykudayken bombalanarak öldüklerini ve içlerinden baz›lar›n›n ise Kolombiyal› kara harekat› güçlerince infaz edildi¤ini net olarak gösteriyordu. Ekvator Baflkan› Rafael Correa bu sald›r›y› mahkum eden bir aç›klama yapt› ve Kolombiya’n›n bu tutumunun bölgeyi “Ortado¤u”ya çevirebilece¤ini” söyledi. Gerçekten de Reyes’in katledilifline iliflkin tüm emareler “hedef gözeterek öldürme”ye iflaret etmekte. Reyes FARC’›n uluslararas› alandaki en üst düzeydeki temsilcisiydi ve Avrupa ve Latin Amerika’daki diplomatik iliflkileri sürdürmekteydi. Kolombiya polisi sözcüleri, ülke-

‹kinci tur seçimlerine göre AKEL’in (Emekçi Halk›n Kalk›nma Partisi) Baflkan› Hristofyas, sa¤c› Yianni Kasulidi’nin (D‹S‹) % 46,4’lük oy oran›na karfl› %53,6 oy oran› ile K›br›s’›n yeni cumhurbaflkan› oldu. AKEL baflkan›n›n seçilmesi merkez partisi D‹KO, EDEK ve ekologlar›n deste¤i ile gerçekleflti. K›br›s seçimlerinin sonuçlar›, emperyalistlerin ve Yunanistan egemen güçlerinin bask›lar›n›n bir sonucudur. Düflük bir tonla ifade edilse de, emperyalist bask›lar ve talepler karfl›s›nda daha esnek olacak bir politik yönelimin olmas› gerekti¤i hep ifade edildi. Almanya eski baflbakan›n›n iflgal alt›ndaki K›br›s topraklar›na ziyareti çarp›c›d›r. Bu ziyaret esasta, seçimler öncesinde K›br›s Cumhuriyetine yap›lan kiflisel bir bask›yd›. PASOK (ana muhalefet partisi) ve ND (iktidar partisi), 2004’ten bu yana emperyalist Anan plan›n›n yan›nda yer ald›lar. Karamanlis’in Ankara ziyaretinde, daha önceden 2006 Temmuz ay›nda Adan›n iki lideri aras›nda yap›lan anlaflmayla ayn› ruha sahip bir uzlaflmaya var›larak emperyalist müdahalelerin önü aç›lm›flt›. Papadopoulos’un ilk turda elenmesi ile Adan›n egemen s›n›f› tüm taraflara, bugüne kadar izlenen HAYIR politikas›ndan vazgeçilerek yeni bir

nin güneyinde, Ekvator s›n›r›na yak›n bölgede oldukça aktif olan ABD güvenlik güçlerine ait hedeflerin ortaya ç›kar›lmas›nda hiçbir sak›nca görmediler. ABD istihbarat birimleri Reyes’in yerini uydu telefonlar› arac›l›¤›yla tespit etmifllerdi. ABD “Kolombiya Plan›” çerçevesinde Kolombiya’ya 5 Milyar Dolar vermiflti. Gerçekte bir operasyon ad› olan bu plan “uyuflturucuya karfl›” olarak aç›klanm›fl, ancak süreç içinde bunun, ülkede kök salm›fl bir gerilla hareketi olan ve k›rk y›ld›r Kolombiya devletine karfl› savaflan, bu süre içinde de ülkenin % 40’›n› denetimi alt›na alan FARC’a karfl› mücadele amac› tafl›d›¤› ortaya ç›km›flt›. Ekvator Baflkan› Correa, katliamdan sonraki günlerde yapt›¤› aç›klamada bu sald›r›n›n Ekvator hükümeti ile Reyes aras›nda, FARC’›n elinde bulunan rehinelerin serbest b›rak›lmas› üzerinde süren yo¤un görüflmelerle ba¤lant›l› oldu¤unu aç›klad›. Fransa D›fliflleri Bakan› da yine ayn› günlerde yapt›¤› aç›klamada, rehinelerin b›rak›lmas›na iliflkin Reyes’le görüflmeler yap›ld›¤›n› söyledi ve bu görüflmelerin özellikle de Frans›z vatandafl› olan ve alt› y›ld›r FARC’›n elinde bulunan Betancourt’un serbest b›rak›lmas›n› kapsad›¤›n› belirtti. Kolombiya hükümeti geçen ay da rehinelerin b›rak›lmas›na iliflkin giriflimleri sabote etmeye çal›flm›flt›. FARC tam y›lbafl› günü rehineleri serbest b›rakaca¤›n› aç›klad›¤›nda bölgeyi yo¤un bir bombard›mana tutmufltu. Gerillalar bombard›man›n neden oldu¤u güvenlikten kaynakl›, iki rehineyi taahhüt ettikleri tarihten ancak 10 gün sonra serbest b›rakabildiler. Çok aç›k ki, Uribe ne insani ne de politik sorunlara iliflkin, FARC’la görüflerek bir çözüm bulmaktan yana de¤il. O da Washington’daki efendileri gibi “teröristlerle görüflme olmaz” fliar›na uygun hareket ediyor ve kendisini en ac›mas›z askeri bask›

kampanyalar› ile iktidarda tutmaya çal›fl›yor. Son sald›r›lar›n nedeni de, rehinelerin serbest b›rak›lmas› durumunda bu politikan›n ifle yaramaz hale gelmesinden duydu¤u korkudur.

Kolombiya hükümetleri öteden beri ABD ufla¤› Kolombiya hükümetleri hem geçmiflte hem de bugün emperyalizmin, özellikle de ABD emperyalizminin Latin Amerika k›tas›ndaki en sad›k ufla¤›d›r. Bölgeye flöyle bir göz at›ld›¤›nda, di¤er “sol” olarak geçinen hükümetlerin hepsi, göstermelik bile olsa, ABD karfl›t› bir durufl sergilerken, Brezilya’da Lula’n›n, Meksika’da iktidarda olan Pan Partisinin ve Kolombi-

ya’da ise Uribe hükümetinin ABD yanl›s› durufllar› çok aç›kt›r. Uribe’nin 2000’den sonra iktidara getirilmesi bir tesadüf de¤ildir, ya da öylesine denk gelmifl bir durum de¤ildir. Alvarez Uribe “ulusal güvenlik” projesiyle, ülkeye huzur getirece¤i bofl sözleriyle seçimleri kazanm›flt›r. Uribe, ülkenin borçlar›n› yeni “demokratik” anlaflmalarla çözece¤ini söylemifltir. 1960’l› y›llardan itibaren Kolombiya’da genifl bir devrimci mücadele vard› ve bu mücadele, özellikle de gerilla mücadelesi anlam›nda objektif ve subjektif nedenlerden dolay› kesintiye u¤ram›fl olsa da, önemli kazan›mlar elde etmifltir. Bu ülkenin koflullar› de¤erlendirildi¤inde, uyuflturucu paza-

r›ndaki- yani dünya uyuflturucu pazar›ndaki Coca üretiminin % 60’› Kolombiya’da üretilmektedir- yani en önemli “üretim maddesi” bu ülkededir. 80’li y›llarda Reagan hükümetinin ve CONTELPRO program› üzerinden gelifltirilen “Terörizme Karfl› Mücadele Plan›”n›n (PLKT) tek amac› uyuflturucu pazar›n›n yollar›n› geniflletmek ve geliflen devrimci hareketi engellemekti. Y›llarca uygulanan plan, zaman zaman ismini de¤ifltirerek devam ediyor. Bu plana 2000’den sonra Plan Kolombiya ad› verildi (PL). 2000’den itibaren, FARC gerillalar›n›n, birkaç y›l silahlar› b›rakmas›ndan sonra, silahl› mücadeleye tekrar bafl vurmas›

ve kurtar›lm›fl bölgeler/üsler oluflturmas› vb. köylülerden yard›m almas›, devletin bask›s›n› art›rd›. Birçok bask›n s›ras›nda onlarca devrimci ve taraftar katledildi, iflkence gördü veya kaybedildi. Bu 17 FARC üyesinin katledildi¤i bu sald›r› da yine ayn› politikan›n sonuçlar›ndan biridir. Her katliam sonras›nda oldu¤u gibi, yine bu defa da katliam› hakl› ç›karmak için bir dizi yalan baflvurulmaktan geri durulmad›. Kolombiya Ulusal Polis Birli¤i fiefi General Oscar Naranjo’nun bir bas›n aç›klamas›nda getirdi¤i iddialara bak›l›rsa, bu bilgisayarlarda ayr›ca FARC’›n “kirli bomba” üretmek için

Uranyum sat›n almaya çal›flt›¤›na dair bilgiler de mevcutmufl. Bu “kan›tlar” ise, FARC’›n terörizm dünyas›nda küresel bir sald›rgan olma yönünde çaba içinde oldu¤una iflaret etmekteymifl. Venezülelal› yetkililer ise sadece bu iddialar› yalanlamakla kalmad›lar, iddialar›n aksine, kendilerinin Kolombiyal› bir uyuflturucu tacirinden ele geçirdikleri bir bilgisayarda Kolombiyal› polis flefinin uyuflturucu ticareti ile ba¤lant›lar› oldu¤una dair bilgiler bulduklar›n› aç›klad›lar. Geliflmeleri yak›ndan izleyen ABD, olay›n ilk günlerinde D›fliflleri Bakanl›¤› arac›l›¤› ile yapt›¤› aç›klamada, sorunun Ekvator ve Kolombiya aras›nda diplomatik yolla çözülmesi gerekti¤ini aç›klad›. Ancak Bush’un ayn› günlerde Uribe ile yapt›¤› görüflmenin hemen ard›ndan, Kolombiya’n›n askeri sald›r›lar›n›n desteklendi¤i ilan edildi. Bush bu görüflmede Uribe’ye Kolombiya’n›n demokrasisini desteklediklerini ve bölgeyi istikrars›zl›¤a sürükleyecek her türden fliddet hareketinin karfl›s›nda olduklar›n› ve ABD’nin bundan böyle de fliddete, teröre ve uyuflturucu kaçakç›l›¤›na karfl› mücadele veren Kolombiya’n›n yan›nda olmaya devam edece¤ini söylemifl. Bush bu görüflmenin ard›ndan kongreden, “ulusal güvenlik” sorunu gerekçesiyle, Kolombiya ile hemen bir serbest ticaret anlaflmas› yap›lmas›n› talep etmifl.

FARC k›sa aral›klarla ikinci büyük kayb›n› verdi Kolombiya Ordusu’nun Ekvator s›n›r›n› ihlal ederek gerçeklefltirdi¤i katliama karfl› hem ülke içinde hem de ülke d›fl›nda bir dizi protesto gösterisi gerçeklefltirildi. Kolombiya’da 300 binden fazla insan katliama karfl› kitlesel bir eylem yapt›. Ancak Kolombiya faflist ordusu bu süreçte de katliamlar›n› sürdürdü. Ve FARC Raul Reyes’in ard›ndan bir önderini daha kaybetti. FARC’›n yirmi befl üyeli Merkez Komitesi’ni yöneten ve yedi

“Komünist” Hristofyas K›br›s Cumhuriyeti’nin yeni cumhurbaflkan›* dönemin aç›ld›¤› mesaj›n› verdi. K›br›s Adas›nda bütün emperyalistlerin ç›karlar› çat›flmaktad›r. Di¤er taraftan bat›, Rusya’n›n gelifliminden ve adaya müdahale (baflar›s›z olan S-300 müdahalesinden sonra) etmesinden kayg› duymaktad›r. Papadopoulos’un elenmesi ‹ngiliz-Amerikal›lar ile birlikte AB’de memnun etmifltir. Böylece ikinci turda ‹ngiliz-Amerika ve NATO destekli Kasulidis ve Hristofyas karfl› karfl›ya geldiler. Hristofyas’›n iktidar güçleri taraf›ndan desteklenmesinin ya da deste¤e sessiz kal›nmas›n›n amac› hay›r blo¤unun parçalanmas›yd›. Olas› bir Kasulidis seçiminde, Anan plan›na karfl› olan AKEL taban›n› güçlendirecek, bununla beraber, D‹KO ve EDEK partilerinin de bir araya gelmesi ile emperyalist planlara karfl› ciddi bir engel olan halk›n deste¤i ile de önemli bir ço¤unluk oluflacakt›. Hristofyas’›n seçimi ile AKEL’in önemli bir bölümü ve onu destekleyen merkez partilerin ve D‹S‹’nin çabalar› ile K›br›s halk› kuflat›lmakta ve böylece adata emperya-

list “çözüm” planlar›n›n kabulünün önü aç›lmakta. Hristofyas’›n desteklenmesi, D‹S‹ baflkan›n›n öfkesini aç›klamakta ve onu, emperyalistlerin anti-komünist histerilerinin yans›mas›n› dillendirmeye, Yunan taraf›n› ve K›br›s oligarflisini uyararak, AKEL’in Yunanl›l›k ve kilise karfl›tl›¤›n›n temsilcisi oldu¤unu, hatta bunun bir y›k›ma kadar gidebilece¤ini ifadelerine zorlamakta. AKEL, adan›n en güçlü politik gücü ve olmaya da devam etmekte. Politik arenan›n temel düzenleyicisi konumunda. ‹lk defa Cumhurbaflkanl›¤›na talip oldu ve bunu da kazand›. Baz›lar› ise tarihi bir anormallikten bahsetmekte. Yani AB’nin ilk komünist cumhurbaflkan›ndan. Her ne kadar seçimlerden önce ve sonras›nda AKEL liderine yönelik kayg›lar olmufl olsa da esasta bunlar yersizdir. Çünkü Hristofyas parti içinde ki tepkilere ra¤men Anan Plan›’n›n destekleyicisiydi. Fakat tepkilerden sonra plana hay›r diyen blo¤un içine dâhil olmak zorunda kald›. Se-

çimlerde de D‹KO’nun ve di¤erlerinin deste¤ini güvence alt›na almak ve K›br›s halk›ndan tecrit olmamak için plan›n tekrar gündeme getirilmeyece¤i yönünde di¤er güçlerle anlaflmaya vard›. Ancak yeni bir emperyalist plan›n masaya gelmesi noktas›nda da karfl› de¤ildir. Gerek seçimlerden önce, gerekse seçim sürecinde iktidar odaklar›ndan Hristofyas ile ilgili herhangi bir müdahale ihtiyac› do¤mam›flt›. Adada olas› bir solcu cumhurbaflkan› meselesi, ifl çevrelerini de yak›ndan ilgilendirmifltir. Bu do¤rultuda, Yunanl› iflletmecilerin seçimler öncesinde ada ziyareti tesadüf de¤ildir. Latsi holdingin dönemin meclis baflkan› olan Hristofyas ile yak›n iliflkileri bulunmaktayd› ve Hristofyas yapt›¤› bir aç›klamada; “ Sizler ve faaliyetleriniz Adam›za hofl geldiniz, çünkü dünya çap›nda güçlü bir holdingi temsil etmektesiniz”. Bunun içinde ifade ettikleri gibi, “Hristofyas sermaye için, ça¤dafl bir giriflim alan› yaratmak istemektedir” diyerek korkunun olmad›¤›n› belirtmekteydiler.

AB’nin ilk “komünist” cumhurbaflkan› olan Hristofyas’›n millilefltirmeler, özellefltirmeler ile ilgili bir kelime dahi etmemesi tesadüf de¤ildir. Sermayeye verdi¤i sözleri, sermayenin adam› olan ve ekonomi bakanl›¤›na atad›¤› kifliyle yerine getirmifltir. Komünist cumhurbaflkan›n›n seçilmesinden sonra baflta ABD, ‹ngiltere ve AB’den gelen destek mesajlar› bu anlamda oldukça çarp›c›d›r. Burada K›br›s seçimlerini noktalayarak, seçimlerle ilgili Yunan solunun durufluna k›sa bir de¤ini de bulunmakta fayda var. YKP (Yunanistan Komünist Partisi) Genel Sekreteri Aleka Papariga, yapt›¤› aç›klamada bakanlar kuruluna seçilen ve iflçi s›n›f›n›n ç›karlar›na hiçte hizmet etmeyen flah›slara de¤inmemekte, bunun yerine enternasyonalizmin iflçi s›n›f›n›n ç›kar›na oldu¤unu söylemekte. Papariga yapt›¤› aç›klamada; “Ayn› yolda yer almaktay›z, K›br›s cumhurbaflkan› ile ayn› görüfllere sahibiz” sözleri aç›kl›¤a kavuflturulmaya muhtaçt›r.

kifliden oluflan Merkez Komite Sekreteryas›’n›n en genç üyesi olan Ivan Rios’un bir çat›flmada öldürüldü¤ü bildirildi. Gerçek ad› Manuel Jesús Muñoz Ortiz olan ‹van Rios, 46 yafl›ndayd› ve FARC’›n bar›fl görüflmelerini yürütüyordu. Ayr›ca merkez blokunun komutan›yd›. Genellikle köylü ve iflçilerden gelme komutanlar›n oldu¤u FARC’da, üniversite gençli¤inden gelme ender komutanlardan biriydi. Rios yaflad›¤› kent olan Medellin’de terör estiren, halka dönük katliamlar gerçeklefltiren ölüm mangalar›ndan kaçarak, FARC’a kat›lm›flt›. ABD, FARC’›n en nitelikli önderlerinden olan Rios’un bafl›na 5 Milyon Dolar ödül koymufltu.

Ekvator ve Kolombiya aras›ndaki diplomatik kriz çözüldü Kolombiya Faflist Ordusu’nun Ekvator s›n›r›n› geçerek gerçeklefltirdi¤i katliam sonras› iki ülke aras›nda ortaya ç›kan kriz de bu süreçte afl›ld›. Ayn› günlerde Dominik Cumhuriyeti’nde gerçekleflen Rio Grubu Zirvesinde bir araya gelen Uribe ve Correa krizin resmi olarak sona erdi¤ini aç›klad›lar. 20 Latin Amerika liderinin yer ald›¤› zirvede yap›lan aç›klamaya göre, Kolombiya bundan böyle Ekvator s›n›r›n› ihlal etmeyece¤ine söz vermifl. Krizin bitti¤ine dair yap›lan aç›klama sonras› katliam›n bafl sorumlular›ndan Uribe ile el s›k›flanlar aras›nda Chavez de var. Oysa flu bir gerçek ki, Kolombiya bundan böyle de arkas›na ald›¤› ABD’nin yard›mlar›yla gerillaya dönük katliamlar›n› sürdürecektir. Krizin afl›ld›¤›na dair yap›lan anlaflmada da zaten bunun olmayaca¤›na iliflkin herhangi bir söz verilmemekte ya da bundan söz edilmemektedir. Peki “solcu” liderler acaba neyi kutlamak için el s›k›flt›? Sak›n silahl› halk hareketlerini bast›rmaya dönük z›mni anlaflmadan dolay› olmas›n!

Bas›n›n bir bölümü ise zaferi f›rsat bilerek, ülkede ço¤unluk olan sola yönelik sorular ortaya atarak, merkez solun oluflturulamamas›, iktidar d›fl›nda kal›nmas› yönünde elefltirilerde bulunmakta. Hristofyas’› ve komünist partisini örnek vererek, farkl› bir politik kültürden bahsetmekte ve orada dogmalara tak›lmadan, iflbirliklerinin sa¤land›¤›, ekonomik, politik sistem içinde yarat›c› çal›flmalar›n yap›ld› dillendirilmektedir. Böylece, solun iki partisi YKP (AKEL’in kardefl partisi) ve S‹NASP‹SMOS’un (her ne kadar istemese de) Hristofyas fikri do¤rultusunda hükümet içinde yer almalar› akl› verilmekte. HristofyasAlavanos (Sinaspismos baflkan›) görüflmesinde, Alavanos; “K›br›s’ta sol bir hükümet deneyimin çok önemli oldu¤unu, kendilerinin de yak›n zamanda böyle bir deneyime ihtiyaç duyabilece¤ini” ifade etmekteydi. Hükümet mi olmak istiyorsun. Emperyalist-kapitalist sistemi y›kmak istemiyor musun? Göster o zaman. Çünkü yak›nda senin de s›ran gelecek. Hristofyas’› gördün? *Bu yaz› 8 Mart 08 tarihli “Proletaryaki Simea-Proletarya Bayra¤›” gazetesinden ‹flçi-köylü için çevrilmifltir. Yunanistan’dan bir ‹flçi-Köylü okuru.


İşçi-köylü 11

21 Mart-3 Nisan 2008

Kavga okulu

Kleflfliin teti¤inde susuzlu¤unu dindirenlere; Dilek Polat’a… 1857’de New Yorklu kad›nlar›n can bedeli direniflleriyle tarihe kanlar›yla yazd›klar› 8 Mart’› o günden bugüne say›s›z kad›nlar›m›z tekrar tekrar yaratt›. Bunlardan biri de Dilek Polat yoldaflt›r, yani da¤lar›n Ayfer’i… Yaflam›n mücadele, mücadelenin kendisinin de art›k yaflam oldu¤unu kavrayan bir yoldafl… Ve 1857’den günümüze elden ele dolaflan k›z›l bayra¤›m›z› bizlere devrederken de nas›l yaflanmas›n› herkese, ama özellikle de kad›nlara gösterendir… 8 Mart’›n üzerinden neredeyse bir ay geçmifltir. Aylardan Nisan. Nisan’›n 7’si, Cuma. Bahar›n en güzel günleridir. Bahar canlanmad›r. Umudun daha çok güçlendi¤i, boy att›¤› bir mevsimdir. Da¤larda ve flehirlerde, her yerde bu böyledir. Ve umut yüklü Partizanlar, umudu yaymak için daha çok u¤rafl›r baharda, halklar›n üzerindeki ölü topra¤› kalks›n, yeflillensin, çiçeklensin diye… Dünyan›n dört bir yan›nda dört mevsim bahar olsun, insanl›¤›n üstüne k›z›l günefl hiç batmamak üzere do¤sun diye… Ve bir can, bir yoldafl, 8 Mart ruhunu tafl›r hayat›n her gününe… 1857’de New Yorklu kad›nlar›n can bedeli direniflleriyle tarihe kanlar›yla yazd›klar› 8 Mart’› o günden bugüne say›s›z kad›nlar›m›z tekrar tekrar yaratt›. Bunlardan biri de Dilek Polat yoldaflt›r, yani da¤lar›n Ayfer’i… Yaflam›n mücadele, mücadelenin kendisinin de art›k yaflam oldu¤unu kavrayan bir yoldafl… Ve 1857’den günümüze elden ele dolaflan k›z›l bayra¤›m›z› bizlere devrederken de nas›l yaflanmas›n› herkese, ama özellikle de kad›nlara gösterendir… Bahar›n tüm canl›l›¤›n› her daim içinde tafl›y›p yine bir bahar günü ölümsüzlü¤e yol ald› O. Bayra¤›m›z o gün daha da k›z›llaflt›. Yaflam›yla ve ölümüyle anlatt›, yaflam›n ve ölümün anlaml› k›l›nmas›n›n yolunu.

Da¤lar›n yolu kalbinden geçiyordu! Zulmün ve direniflin sürekli ve k›l›ç a¤z› gibi keskin oldu¤u bir diyarda; Dersim’de do¤du¤un-

Ustalardan mücadelemize ›flfl››k tutan sözler * Bilgi pratikle bafllar, pratikle elde edilen nazari bilgiler yeniden prati¤e dönmelidir. Bilginin aktif rolü, yaln›z duygusal bilginin akli bilgiye faal s›çray›fl›nda görülmez, ayn› zamanda ve daha önemlisi akli bilginin devrimci prati¤e s›çray›fl›nda görülmelidir. (Mao, Seçme Sözler, s. 120) * Çetin bir çal›flma önümüze konulmufl ve s›rt›m›za yüklenmek için bize meydan okuyan bir yük gibidir. Baz› yükler hafiftir, baz›lar› da a¤›rd›r. Öyle insanlar vard›r ki, hafif yükleri seçerler, a¤›rlar›n› da baflkalar›na b›rak›rlar. Güzel bir davran›fl de¤ildir. Baz› yoldafllar da baflka türlü davran›rlar, rahatlar› baflkalar›na b›rak›rlar ve a¤›r yükleri kendileri tafl›rlar, herkesten önce güçlüklere dayan›rlar, rahat› da en son onlar tadarlar. Bunlar iyi yoldafllard›r. Hepimiz onlar›n komünist ruhundan örnek almal›y›z. (Mao, Seçme Sözler, s. 136)

da, Dersim da¤lar›n›n flahinleri gerillalarla da tan›flma flans›na sahip olmufltu Dilek yoldafl. ‹çine ilk k›v›lc›m, çocukluk y›llar›nda düfltü. Sonras›nda üniversitede örgütlü mücadeleye bafllad›. Henüz E¤itim Fakültesi’nde bir ö¤renci, yeni örgütlenmifl bir devrimciyken bile hep da¤larda olmay› hayal ediyordu. “Da¤lar›n yollar› kalbinden geçenler” bulurdu mutlaka yolu. Dersim’de ç›k›lan yol, ‹zmir’de üniversitede bir dönemeçten geçip Karadeniz da¤lar›n›n doruklar›na ulafl›r. Da¤lar, sonsuz genifllikteki ba¤r›n› açm›flt›r tüm halklara. Egemenlerin zulmünden kurtulmak için yüzy›llardan bu yana güçlü, geçilmez kaleler olur da¤lar. Geçmiflin ve günümüzün Dehaklar›na düflman, Kawalar›na dost olmufltur her zaman. Ve flimdi halk savaflç›lar›na açar kollar›n›. Ama ille de en çok ezilenlere, kad›nlara… Özgürlü¤e en çok susayanlar patikalarda, ormanlarda, sarp kayal›klarda, kleflin teti¤inde dindirir susuzlu¤unu. Ve Dilek yoldafl da kana kana içer bu suyu… Damarlar›nda özgürlük aflk›n›n yak›c› kan› dolafl›r.

Zorluklar afl›l›r, e¤er inanc›n varsa! Elbette her güzel, erdemli, onurlu duruflun büyük bedelleri de vard›r. Büyük güzelliklere kadar büyük zorluklar› da vard›r gerilla olman›n. Dilek yoldafl da çok zorlan›r en bafllarda. Asl›nda bu zorluklar› herkes yaflar O’nun yaflad›¤› gibi. Uzun, yorucu yolculuklar, a¤›r yükler, uykusuzluk ve yorgunluk, yaflamla ölümün her an yanyana durdu¤u gerilla flartlar›na adapte olmak kolay de¤ildir ilk zamanlar. Fakat nerede ve neden var oldu¤unu bilenler için tüm zorluklar afl›l›r. Dilek yoldafl da birçok zorluk yaflar do¤al olarak. Ve bu zorluklar› aflmay› baflar›r her defas›nda… Gerillaya kat›ld›¤›nda hareketli birlikte yer al›r. Uzun ve zorlu yürüyüfllere al›fl›k olmayan ayak tabanlar› k›sa sürede patlar. Bu durum büyük ac› verse de grubu engellememek, yavafllatmama için kendini çok zorlar. Yoldafl›n bu tutumu bundan sonraki karfl›laflt›¤› tüm zorluklara karfl› yaklafl›m›n›n da ipucunu verir. Mesela, bir faaliyete gitmifltir bir gerilla birimi. Bu birimde Ayfer yoldafl da vard›r. Ve tüm yoldafllar 24 saat boyunca k›sa molalar d›fl›nda hiç dinlenmeden, uyumadan, sürekli yol yürümüfltür a¤›r çantalarla. Çantalar gibi görevin önemi de a¤›rd›r. Çünkü gerilla için en önemli fleyi, askeri malzeme, cephane tafl›maktad›r grup. Çantalar oldukça a¤›r, grup oldukça yorgun ve uykusuzken, tam bu s›rada grup düflman birimiyle karfl›lafl›r ve çat›flma bafllar. Ayfer yoldafl da an›nda düflmana ilk karfl›l›k verenlerden biridir. Düflman bilinci, düflmana kini ta 38’lerden Dersim’den geldi¤inden kökleri derindedir, bir an bile tereddüt etmez teti¤e basmakta… Tüm dezeavantajl› duruma ra¤men çantas›n› b›rakmaz çat›flmada. Eme¤in de¤erini gerillada bulundu¤u sürede çok iyi kavram›flt›r. Parti de¤erlerinin, halk›n büyük fedakârl›¤›yla, kendi ihtiyaçlar›ndan k›sarak Partiye sunmas› ve

Pusula Devrimci militanl›k, kendili¤indencili¤i ve dura¤anl›¤› yads›r! Devrimci çal›flman›n en büyük handikap› kendili¤indencilik ve dura¤anl›kt›r. Dura¤anl›¤›n ve kendili¤indencili¤in oldu¤u her yerde, militan mücadele, yeni halefler yetifltirme, somut sorunlar üzerinden kitleleri harekete geçirme vb. konularda eksiklikler mutlaka ki olacakt›r. Bugün bu noktadaki eksik ve yanl›fl yaklafl›mlar›m›z devam etmektedir. Öyleyse nerede, hangi alanda çal›fl›rsak çal›flal›m, her komite, her hücre ve hatta her birey döne döne günlük yaflam›n› tafl›d›¤› misyona uygun olarak düzenleyip düzenlemedi¤i sorusuna yan›t aramal›d›r. Düflünüfl tarz›m›zda problem varsa, pratik çal›flmalar›m›zda yani görev ve sorumluluklar›m›z› yerine getirme konusunda da problemlerin olmamas› düflünülemez.

Daha da somutlarsak; Devrim bir bedel, s›n›rs›z bir emek verme eylemidir. Demokratik Halk Devrimi ve sosyalizm mücadelesinde ideolojik olarak tereddüte düflenlerin, bedel ödeme, görev ve sorumluluklar›n› yarat›c› bir temelde yerine getirme konusunda da s›k›nt›lar yaflamalar› kaç›n›lmaz olur. Çünkü; bu bir niyet sorunu de¤il, neyi, ne ölçüde istedi¤imiz ve halk›n davas›na hizmet etmek için her türlü bedeli ödemeye ne kadar haz›r olup olmad›¤›m›z sorunudur. Bu temel bir sorundur. Örgütlü mücadelede bu sorun do¤ru bir temelde çözülmedi¤i sürece, pratik baflar›lar elde etmek mümkün de¤ildir. Daha da önemlisi bu konuda Marksizm-Leninizm-Maoizm temelinde bir pratik hat için, geneli somuta uygulamada yarat›c›l›k, ezilenlerin

birçok yoldafl›n uzun zindan hayat›n› veya can›n› vermeyi göze alarak binbir emek, binbir fedakârl›kla yarat›ld›¤›n› bilir. Düflmana bir i¤ne dahi b›rakmamak gerekti¤ini, tüm parti de¤erlerini gözümüz gibi korunmas›n›, maddi de¤erlere karfl› bu kadar duyarl› davranarak, o zor anda göstermifltir. Bunu yaparken en büyük de¤eri, yoldafllar›n› da daha fazla korumaya çabalar. Kula¤›n›n dibinden v›nlay›p geçen, önüne, yanlar›na kaplan›p üstüne topraklar saçan mermilere ra¤men, bir yandan atefl edip düflmanla, bir yandan yorgunlu¤uyla u¤rafl›rken, di¤er yandan da yan› bafl›ndaki Süheyla (Emel K›l›ç) yoldaflla birbirlerine yard›m ederek, çat›flma alan›ndan çekilirler. ‹flte yine en zor anlardan birinde O, kendini de¤il yoldafl›n› ve parti de¤erlerini düflünmüfltür. Elbette ki bu ve benzeri birçok olumlu tav›r göstermifltir yoldafl. Bunun say›s›z örnekleri vard›r. Bu olumluluklarda en çok pay› olanlar ise flehitlerimizdi. Dilek yoldafl flehit yoldafllardan çok etkilenir, hep sevgi ve özlemle anar, onlar›n olumluluklar›n› tafl›mam›z, almam›z gerekti¤ini vurgulard›. Ve kendi de öyle yapard›.

De¤ifltikçe geliflti, gelifltikçe de¤iflti! Tabi ki O’nun da hatalar› ve eksiklikleri vard› hepimiz gibi. Ö¤renci kökenli oldu¤u için, ö¤rencilere özgü olumlu ve olumsuz özellikleri genel hatlar›yla üzerinde tafl›yordu. Rahatç›l›k, disiplin konular›nda zorlanma gibi kimi özelliklerdi bunlar. Fakat eksiksiz ve hatas›z olmak zaten mümkün de¤ildir. Önemli olan eksiklik ve hatalar› yoldafllar›n yard›m›yla görmek, görmeye aç›k olmak ve hatalar› yoldafllar›n yard›m›yla de¤ifltirme çabas›nda olmakt›r. Aslolan budur, Ayfer yoldafl’›n yapt›¤› da buydu. Ve böylece yoldafl, zamanla de¤iflti, ilerledi, kendini aflt›. Ayfer yoldafl›n kendini en çok sorgulad›¤›, kendinde en çok müdahale etti¤i ve tabi ki tüm bu çabalar sonucunda de¤ifltirdi¤i yan› toplumdan edindi¤i edilgen, kendine güvensiz kad›n özellikleridir. Üzerinde tafl›d›¤› gerici de¤erlerin zincirlerini k›ran, kad›n olman›n gerçek anlamda bilincine ulafl›p özgür ve inisiyatifli olma çabas› meyvelerini veriyordu. Yoldafl de¤ifltikçe gelifliyor, gelifltikçe de¤ifliyordu.

çoklar› çocu¤unu ailesini gerekçe göstererek devrime yapabilece¤i birçok basit katk›y› bile yapmaktan çekinirken, O yavrusunu hiç tereddüt etmeden ard›nda b›rakabildi, da¤lara yöneldi. Üstelik yavrusunu bu kadar çok sevdi¤i halde. Tüm çocuklar› çocu¤u belledi¤i için… Toplumun kad›na biçti¤i kal›plar›n d›fl›na ç›k›p özgürleflmeyi baflar›yordu. Bin y›llar›n bu a¤›r zincirlerini k›rmak zor olsa da elbette imkans›z de¤ildir. Ve Dilek yoldafl bunu baflararak, ad›n› ald›¤› Ayfer Celep yoldafl gibi de¤iflirken de¤ifltirmeyi baflaranlardand›r. Bundand›r ki Ayfer ismi tam Dilek yoldafla uygundu. Ayfer ismini alm›fl, Ayferce yaflam›flt›. Ve Ayferce ölmüfltü. ‹flte flehitlere ba¤l›l›¤›n en yal›n ifadesi, bu yaflam ve ölüm biçimidir. 8 Mart’› yaratan New Yorklu kad›n iflçilerden bayra¤› devralan Komünarl› kad›nlar›n barikatlarda mermilere meydan okuyarak her düflenin yerini al›p bayra¤› hiç yere düflürmeden tafl›r kad›nlar. Ekim Devrimi ve Çin Devrimi’nde, her cephede en ön safta yer alan kad›nlardan devral›nd› bayrak, uzat›ld› bu ülkemize… Ve Ayfer Celep’ten Dilek Polat yoldafla geçti bayrak. O, “Her gün 8 Mart, her gün mücadele” fliar›n› hayat›nda somutlaflt›ranlardand›. Bundan dolay› özgürleflti. Örgütlü mücadeleyle geliflti, güçlendi. Ve her fleyi gibi can›n› da vermekten hiç geri durmad›. Bahar›n serinli¤i, dirili¤i yay›ls›n diye tüm canlara, O uzun bir yolculu¤a ç›kt›. Uzun yolun zorluklar›n› bir bir aflarken bir ›fl›k b›rakt› geride. Zalimleri yakan, halklar›-yoldafllar› ayd›nlatan bir ›fl›k. Nisan günefli her zaman parlas›n diye gökyüzünde, 7 Nisan 2006’da bu bayra¤› geride kalanlara uzatt›. Ifl›¤› yaymam›z için bize b›rakt›. Gözyafl›, yas de¤il inanç, ba¤l›l›k, kararl›l›k ve özgürlü¤ün yolunu b›rakt› ard›ndan. Özellikle de yeni Ayferlere, Dileklere. Hadi uzat elini. Tut bayra(Bir yoldafl›) ¤›, al ve yay ›fl›¤›!

Emin U¤urlu: Proletarya Partisi saflar›nda mücadele yürütürken 27 Mart 1982’de Almanya’da geçirdi¤i bir trafik kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi. Veysel Y›ld›z: Kürt milliyetinden olan Veysel Y›ld›z bir Partizan olarak 28 Mart 1982 tarihinde Malatya’da gözalt›na al›nd›. Yafl› 40’›n üzerinde olan Veysel Y›ld›z yo¤un iflkencelere ra¤men ser verip s›r vermeyerek 31 Mart 1982’de katledildi. Ali Uçar: 1959 Dersim Ovac›k Güney Konak (Çakperi) do¤umlu olan Ali Uçar, Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle 1976 y›l›nda tan›flt›. Bu süreçten sonra birçok kamulaflt›rma ve cezaland›rma eyleminde yer alan Uçar, 80 sonras› oluflturulan ilk askeri komisyon içerisinde yer ald›. Son olarak görev yapt›¤› Bak›rköy-‹ncirli’de bir evi boflaltmaya gitti¤inde düflman›n kurdu¤u pusuya düflen Ali Uçar düfltü¤ü pusuda kendi imkanlar› ve olanaklar›yla çat›fl›r. Bu çat›flma s›ras›nda 6 Nisan 1983’te flehit düfler. fierif Ahmet Aslan: Nisan 1984’te ‹zmir Buca Hapishanesi’nde yakaland›¤› bir hastal›k sonucu flehit düfltü.

Davut Kirman: 1950 Artvin fiavflat do¤umlu, Gürcü milliyetindendir. Proletarya Partisi’ne her türlü olanaklar›n› sunmaktan geri durmam›flt›r. Hasta oldu¤u dönemde bile gözalt›na al›nmas›na ra¤men teslim olmam›flt›r. Son günlerini Ulucanlar Hapishanesi’nde geçiren Partizanlar›n Davut amcas›, tahliye olduktan k›sa bir süre sonra yakaland›¤› kanser hastal›¤› nedeniyle Nisan 1998’de yaflam›n› yitirdi.

Ayfer yoldafl bir anneydi ayn› zamanda. Bir-

s›radan bir pratikle, devrimci militanl›k, kitlelerle zay›f olan ba¤lar› güçlendirme sonuçlar› elde edilemez. Öncü tutum ve yarat›c›l›ktan uzak bir pratikle öncünün kararlar› ve talimatlar› ad›na lay›k bir tarzda yerine getirilemez. Sonuç olarak; sürecin sorunlar› a¤›r ve bu a¤›r sorunlar bize daha büyük özveri ve fedakarl›klarda bulunmay› emrediyor. Bundan kaç›namay›z. Bundan kaç›nmak, kendili¤indenci, dura¤an bir prati¤i onaylamak anlam›na gelir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; bu tür pratikler çürütür, yok eder. Bu tür pratikler özgür bir gelece¤in de¤il, geleceksizli¤in temel tafllar›n› örer. O halde bu öldürücü ideolojik hastal›klara karfl› öncü, militan bir duruflla hareket etmeliyiz. Öncü-militan bir durufl, geliflmeleri arkadan izleyip, sonuçlardan hareketle reçeteler yazmak de¤il, ön görmektir. Öngörülene uygun olarak tüm güçlerini militanca bir kavgaya sürüklemektir. Yap›lmas› gereken budur. Ve biz de bunu yapmal›y›z. Yarat›c›l›k devrimcili¤in özüdür. Genel, somuta ancak yarat›c›

Cemal Ferhat: Dersim HozatPeyik (Ça¤larca) Köyü do¤umlu olan Cemal Ferhat, Nisan 1980’de Hozat’ta Halk›n Kurtuluflu taraftarlar›n›n b›çakl› sald›r›s› sonucu flehit düfltü.

Cihan Çetinkaya: Zeytinburnu’nda lümpen arkadafl çevresinden ç›k›p Partizanlarla yeni tan›flt›¤› bir dönemde eski arkadafl çevresinde ç›kan bir kavgada Nisan 1997’de yaflam›n› yitirdi.

Bin y›llar›n zincirlerini k›rman›n örne¤i

somut taleplerinin do¤ru tespiti ve bu u¤urda ›srarl› bir prati¤in izlenmesi gerekir. Emekçilerin, ezilen uluslar›n taleplerinin do¤ru belirlenmesi, MLM bilgi teorisini ve süreci bu bilgi teorisi ›fl›¤›nda kavrama gerçe¤ini zorunlu k›lar. Burada sözünü etti¤imiz pratik, randevudan randevuya koflan, dar pratik içinde kendini tüketen bir tarz de¤ildir. Sözünü etti¤imiz pratik fikir üretmektir. Proletarya Partisi’nin önüne koydu¤u görevleri bulunduklar› alanlarda en iyi tarzda uygulamak noktas›nda çaba harcamakt›r. Yeni militanlar kazand›rmakt›r. Çal›flma alanlar›nda kitleleri örgüte yak›nlaflt›rma, örgütün kitleler içindeki sayg›nl›¤›n› artt›rmakt›r. Sorunu bu bak›fl aç›s›yla ele almak, bugün bize, var olan niteli¤in daha da yükseltilmesini, yeni kadro ve militanlar›n kazan›lmas› için özel çal›flmalar›n yürütülmesi görevini dayat›yor. Sorumluluk alma, inisiyatif gelifltirme yerine, bu yönlü geliflen veya örgütlenen pratiklere s›radan bir kat›l›m göstermek, somut-güncel görevlerin sorumlulu¤unu ve bilincini tafl›mamakt›r. S›radan bir durufl,

KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfi fiE ENLER

bir bak›fl aç›s›yla uygulanabilir. Yarat›c›l›k incelemeyi-araflt›rmay›, yani somut durumu çözümlemeyi ön koflul sayar. Çünkü; genel bir teorik belirlemede bulunmak, tek bafl›na bir anlam ifade etmez. O teorik belirlemenin kitle içinde nüfuz etmesi ancak nesnel koflullar›n gücünü arkas›na alan somut bir pratikle mümkün olabilir. ‹flte o pratik kararl› ve ›srarc› bir durufl ve yürüyüfl temposunu içermek zorundad›r. Sorunun sorulmad›¤›, yarat›c›l›¤›n olmad›¤› yerde kendi kendini tekrarlama, geliflmelerin peflinde sürüklenme kaç›n›lmaz hale gelir. Oysa s›n›f mücadelesinde kadro ve ileri militanlar için en büyük tehlike kendini tekrarlamakt›r. Geliflmeleri izleme, ona uygun olarak taktik hamleler gelifltirme ve kendini yenileme yerine, bildi¤i yöntemleri tekrarlay›p, bir memur tavr›yla sorunlara yaklaflmakt›r. ‹kincisi; bu yeni taze güçleri somut güncel sorunlar üzerinde prati¤i yöneltmektir. Örne¤in, egemen s›n›flar içerde ve d›flar›da Kürt halk›na ve kurumlar›na karfl› kapsaml› bir sald›r› içindeler. Bu sald›r›lar karfl›s›nda durmak, Kürt hal-

k›yla dayan›flma içinde bulunmak, sürecin bize dayatt›¤› bir görevdir. Bu görevi asgari düzeyde yerine getirmek için, devrimci at›lganl›k, inisiyatif ve mücadele taktiklerindeki yarat›c›l›k olmazsa olmazd›r. Öncü, bize harekete geçmemizi emrediyor. Neden harekete geçilmesi gerekti¤i sorusuna da gereken yan›t› veriyor. Bu aflamadan sonra görev, tüm alanlardaki komite, hücre ve Proletarya Partisi’ne yak›n olan güçlere düflüyor. Herkes alan›n›n somut durumuna uygun olarak sorumluluk alma, inisiyatif gelifltirme, di¤er bir ifadeyle bu politikay› en genifl kesimlere ulaflt›rma ve pratik bir tutum tak›nma göreviyle yüz yüzedir. Bu demektir ki; hepimizin görevi, al›nan kararlar› mekanik olarak sahiplenmek de¤il, ayn› zamanda kendimizden bir fleyler katmakt›r. Kendimizden bir fleyler katma sürecine girmek, yarat›c›l›¤›m›z› derinlefltirir, daha çok inisiyatif daha çok sorumluluk alma bilincimizi gelifltirir. ‹flte kendimize olan özgüveni kazanmam›z›n kitlelerle ba¤ kurup gelifltirmemizin yolu da bu devrimci pratiklerden geçer.


İşçi-köylü 12

Göğün yarısı

21 Mart-3 Nisan 2008

Yaflflaamda ve mücadelede “Vard›k, Var›z, Var olaca¤›z!” Emperyalist sald›rganl›¤›n dünyada ve bölgemizde giderek yükseldi¤i, bu sald›rganl›¤a paralel olarak, ülkemiz uflak egemen s›n›flar›n›n, emperyalist politikalar› hayata geçirmeye h›z verdi¤i, yine bu politikalar do¤rultusunda, iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük sosyal y›k›m sald›r›lar›n›n ve her türden ekonomik-demokratik hak gasplar›n›n yafland›¤› ve halk›n gerçek gündemi olan bu gündemleri sapt›rmak için, s›n›r ötesi harekat, türban vb. meselelerin gündeme tafl›nd›¤› bu süreçte, bir 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü daha geride b›rakt›k. Bu y›lki 8 Mart kutlamalar› bir kez daha, egemenlerin ve feminist-reformist ak›mlar›n tüm içini boflaltma, s›n›fsal özünden koparma çabalar›na karfl›n, olanca k›z›ll›¤› ile yap›ld›. K›z›l renklerin alanlara akt›¤› bu kutlamalar ayn› zamanda yukar›da dile getirilen sald›r› politikalar›na karfl› da isyan›n hayk›r›ld›¤›, tüm bu sald›r›lar› geri püskürtmenin yegane yolunun, kad›n-erkek ortak mücadeleden geçti¤inin ›srarla vurguland›¤› eylemlere dönüfltü.

‹stanbul Çok say›da devrimci-ilerici kurum taraf›ndan, “Emperyalizme, fiovenizme, Gericili¤e, Sosyal Y›k›ma, Sömürüye ve Ayr›mc›l›¤a Karfl› Kad›nlar Örgütlü Mücadeleye” fliar› alt›nda, 9 Mart günü Kad›köy’de gerçeklefltirilen mitinge kad›n-erkek binlerce kifli kat›ld›. Partizan, HÖC, BDSP, HKM, Kald›raç, PDD, Pir Sultan abdal Dernekleri, TKP, ÇHD, Türk-‹fl fiubeler Platformu, Odak, Köz ve KESK’li kad›nlar›n yan› s›ra, daha birçok kurumun kat›ld›¤› miting, saat 14.00’te Tepe Nautilus önünde toplan›lmas›yla bafllad›. En önde “Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” fliar›n›n yaz›l› oldu¤u ortak bir pankart›n oldu¤u kortej, buradan Kad›köy ‹skele Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Kortejin en önünde yer alan Partizan mitinge, “Yaflamda ve Mücadelede ‘Vard›k, Var›z, Varolaca¤›z’- Yeni Demokrat Kad›nlar” ve “Kad›n Erkek El Ele Demokratik Devrime” yaz›l› iki pankartla kat›ld›. Ayr›ca çok say›da kad›n flehidin resminin oldu¤u dövizler tafl›yan Partizan kitlesi, yo¤un ve coflkulu kat›l›m›yla dikkat çekti. Miting, devrim ve sosyalizm mücadelesinde flehit düflen kad›nlar›n flahs›nda yap›lan sayg› durufluyla bafllad› ve ÇHD ‹stanbul fiube Baflkan› Zeycan Balc›’n›n kurumlar ad›na yapt›¤› ortak aç›klamayla devam etti. Ard›ndan, Yasemin Göksü sahne alarak, ezgilerini seslendirdi. Göksu’dan sonra programa kat›lan fiair Ruhan Mavruk da fliir okudu. Miting son olarak Grup Yorum’un seslendirdi¤i coflkulu parçalar ve çekilen halaylarla sona erdi.

Kars 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü vesilesiyle Kars’ta E¤itim-Sen, D‹SK, Devrimci Gençlik, S›n›f dergisi, Gençlik Federasyonu ve YDG’nin ortak haz›rlad›¤› bir etkinlik oldu. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›l›m›yla Cumartesi günü saat 12:00’de fiehir Meydan›’nda gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas›nda D‹SK’in insiyatifinde devrimci yap›lardan da önerilerin sunuldu¤u bir bas›n metni okunmufltur. Bas›n aç›klamas› alk›fl eflli¤inde, bir süre yürüyerek sonland›r›lm›flt›r. (Kars YDG)

Malatya

hayk›rd›. Mitinge Liseli Ö¤renci Birli¤i (Mersin LÖB)’ de paras›z e¤itim ve her türlü bask›ya karfl› kat›ld›. Ve daha birçok demokratik kurum, dernek, parti ve sendika da alanlardayd›. Miting alan›na gelindi¤inde alanda sayg› duruflunun ard›ndan 8 Mart’›n tarihi anlat›ld› ve halaylar eflli¤inde miting bitirildi.

‹zmir 8 Mart günü saat 13:00’de Konak Pier önünde “Kad›n olmadan devrim olmaz –Devrim olmadan kad›n kurtulmaz” pankart› arkas›nda toplanan Al›nteri ve Partizan okurlar› buradan Sümerbank önüne kadar yürüdü. Ellerinde iflçi, köylü, Filistinli, Afganistanl›, Irakl›, Kürt kad›nlar›n›n ve devrim mücadelesinde ölümsüzlü¤e u¤urlad›¤›m›z kad›n flehitlerin resimleriyle yürüyen kitle alana gelindi¤inde devrim flehitleri an›s›na sayg› duruflu yapt› ve ard›ndan haz›rlanan ortak bas›n aç›klamas› okundu. Mihriban Karakaya’n›n okudu¤u metinde 8 Mart’›n tarihçesi anlat›ld› ve isyan-kavga–mücadele günü oldu¤unun alt› çizildi. Ard›ndan bir kad›n emekçi “Ekmek ve Gül” fliirini okudu. Tecrite karfl› direnen devrimci tutsaklar›n ve özelde devrimci kad›n tutsaklar›n u¤rad›¤› sald›r›lara dair bir tutsak yak›n›n›n mektubunun okunmas›ndan sonra saz eflli¤inde söylenen ezgiler ve çekilen halaylarla etkinlik sona erdi.

Adana 8 Mart Cumartesi günü Adana’da Devrimci 8 Mart Platformu’nun (Al›nteri, BDSP, ÇHKM, DHP, HÖC, SSH ve Partizan) düzenledi¤i eyleme yaklafl›k 100 kifli kat›ld›. Akflam saat 18.00’de bafllayan meflaleli yürüyüflte “Cinsel s›n›fsal ulusal sömürüye son” pankart› aç›larak, k›sa bir yürüyüfl yap›ld› ve ard›ndan bas›n aç›klamas› okundu. Aç›klama sona ererken k›sa bir müzik dinletisi verildi. Halaylar eflli¤inde eylem sonland›r›ld›. (Adana ‹K okurlar›)

ganlardan sonra müzik grubu k›sa bir dinleti verdi. Ard›ndan küçük bir skeçle eylem devam etti, son olarak yaklafl›k 100 kiflinin kat›ld›¤› etkinlik halaylarla son buldu. (Hatay ‹K okurlar›)

Dersim Dersim’de Emekçi Kad›nlar Günü yaklafl›k bir ay öncesinden hem kendi çal›flmalar›m›z hem de 8 Mart Örgütleme Komitesi düzeyinde bafllad›. Çal›flmalar içerisinde radyo program›, mahalle toplant›lar›, afiflleme ve bildiri da¤›t›mlar› gerçeklefltirildi. 8 Mart Cumartesi günü saat 11:00’de Sanat Soka¤›’nda biraraya gelen Örgütleme Komitesi bileflenleri HKM, Partizan, HÖC, ESP, DHP ve EMEP kortejler halinde Demir Oluk üzerinden mitingin yap›ld›¤› K›flla Meydan›’na yürüdü. Burada devrim

Dersim

flehitleri için gerçeklefltirilen sayg› duruflunun ard›ndan mitinge sunum ve konuflmalarla devam edildi. Çekilen halaylar ve Umuda Türkü müzik grubunun söyledi¤i marfllar ve türkülerle etkinlik sonland›r›ld›. Bizler Partizan olarak yürüyüfle Raa Demokratik Devrim De Cini U Cüamerdi Tehermede (Kad›n Erkek El Ele Demokratik Devrime) pankart›yla kat›ld›k. Kortejimizde kad›n ve erke¤in birlikte mücadelesinin önemi vurguland›. (Dersim ‹K okurlar›)

Mersin Saat 10.00’da Mersin Devlet Hastanesi önünde eylem alan›n› dolduranlar hep birlikte “8 Mart kad›n-erkek elele mücadele günüdür” diye

Mersin

Hatay 8 Mart öncesi biraraya gelen Partizan, DGH, HÖC, Al›nteri ve Sosyalist Barikat olarak 8 Mart’a iliflkin ortaklaflma sa¤lanabilecek kurumlara gidildi, ama olumlu yan›t al›namad›. Neticede devrimci gruplar “Devrimci 8 Mart Platformu” oluflturdu. Bizler bu platform üyeleri olarak 2 hafta öncesinden çal›flmalar›m›za bafllatt›k, ortak ç›kard›¤›m›z afifl ve bildiriler belirlenen bölge ve yerlere yap›flt›r›ld› ve da¤›t›m› yap›ld›. 8 Mart günü merkez Ulus Meydan›’nda saat 12:30’da tüm gruplar bir araya geldi. Alanda aç›lan “Ulusal, cinsel, s›n›fsal bask› ve sömürüye karfl› örgütlenelim!” ortak imzal› pankart› aç›ld› ve eylem z›lg›t ve alk›fllarla bafllad›, ard›ndan bas›n metni okundu. Ortak slo-

Erzincan Bizler Erzincan YDG olarak bu y›l oluflturulan 8 Mart Kad›n Platformu’nda (Partizan, YDG, YDGH, DHP, ESP, DTP ve KESK bileflenleri) yerimizi ald›k. ‹lk olarak saat 12:30’da E¤itim-Sen önünden Cumhuriyet Meydan›’na kadar bir yürüyüfl düzenlendi. Meydana gelindi¤inde bas›n aç›klamas› yap›ld›. Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “8 Mart k›z›ld›r k›z›l kalacak”, “Jin jiyan nabe”, “Kad›n erkek elele, örgütlü mücadeleye”, “Kimsenin namusu olmayaca¤›z” vb. sloganlar at›ld›. Bas›n aç›klamas›ndan sonra kitlesel olarak E¤itim-Sen binas›na gidildi. Burada kad›n sorunlar›n› anlatan bir tiyatro gösterimi yap›ld›ktan sonra 8 Mart etkinli¤i sona erdi. (Erzincan YDG)

Linz

Avrupa’da 8 Mart coflflkkusu Frankfurt Dünyan›n birçok yerinde oldu¤u gibi Almanya’da da çeflitli kent ve illerde, 8 Mart etkinliklerle kutland›. Bu yerlerden bir tanesi de Frankfurt. Aylar öncesinde bafllayan haz›rl›klar, AT‹K-Yeni Kad›n’›n da içinde yer ald›¤› ortak bir kad›n platformu taraf›ndan yap›ld›. Etkinlik önce Frankfurt Kültüleraras› Gençlik Forumu (KAGEF) Derne¤i’nin bünyesinde çal›flma yürüten Gökkufla¤› Sanat Atölyesi’nin Müzik Korusu’yla bafllad›. Seslendirdikleri çeflitli türkülerin ard›ndan Enternasyonal’i Almanca söyleyerek bitirdiler. Sonra de¤iflik kad›n kurumlar›na söz hakk› verildi. AT‹K Yeni Kad›n Komisyonu ad›na da bir konuflma yap›ld›. Hemen ard›ndan ADKH, Courage, Feminist Partisi ve Avrupa Kürt Kad›n Hareketi de bildirilerini okudular. fiiirler okunduktan sonra halaylar çekildi. Etkinlik bitirildikten sonra yürüyüfle geçildi. Alana döndükten sonra yaklafl›k 3 saat süren etkinlik, halay ve alk›fllarla sona erdi. (Frankfurt ‹K okurlar›)

Paris Fransa’da, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü vesilesi ile birçok kurum kad›nlara yönelik haks›zl›klar› çeflitli yollarla dile getirdi. Örne¤in Fransa’da, sosyal yaflamdaki tablo bu gerçe¤in bir yans›mas›d›r. Efller aras› fliddetten her üç günde bir, bir kad›n yaflam›n› yitirmektedir. Yine y›lda 48 bin kad›n tecavüze u¤ramaktad›r. Zorla evlilik ve fuhufl gibi çeflitli kölelik biçimleri, eflitlik, kardefllik ve özgürlükten dem vuran Fransa’da politik-ekonomik sistemin bir sonucu olarak varl›¤›n› sürdürmektedir. Tam da buna parmak basmak üzere 8 Mart günü Paris’te bir buluflma gerçekleflti. Frans›z “Komünist” Partisi, Paris ‹nsan Haklar› Ligi gibi onlarca Frans›z parti ve kurumun yan› s›ra göçmen kurumlar da mitingde yer ald›lar. Les Halles Meydan›’nda saat 15:00’te bafllayan mitinge Partizan okurlar› olarak bizler de pankartlar›m›zla kat›ld›k. Günün anlam ve önemiyle ilgili konuflmalar›n yap›ld›¤› etkinlik, alanda yo¤un bir flekilde at›lan Frans›zca sloganlarla sona erdi. (Paris ‹K okurlar›)

Yap›lan etkinlikler Mezopotamya Anadolu Kültür Derne¤i ve Umut Kültür Merkezi önderli¤inde Amara Kürt Kad›nlar Derne¤i, Linz Yeni Demokrat Kad›nlar Derne¤i taraf›ndan gerçeklefltirildi. 400 kiflinin kat›ld›¤› etkinlikte büyük bir kesim kad›n ve gençlerden olufluyordu ve oldukça coflkuluydu. Aç›l›fl konuflmas› Kürtçe ve Türkçe yap›ld› ve ard›ndan bir dakikal›k sayg› durufluna geçildi. AT‹K- Kad›nlar Komisyonu’nun haz›rlam›fl oldu¤u dia gösterildi. Umut Kültür Merkezi’nin haz›rlam›fl oldu¤u fliir ve solo grubu da etkinlikte yerini ald›. Büyük be¤eniyle izlenen ve alk›fllanan gruptan sonra Amara Kürt Kad›nlar Derne¤i Temsilcisi mesaj›n› sundu ve Mezopotamya Folklor Ekibi yerini alarak oyunlar›n› sergiledi. Yar›m saatlik bir aradan sonra Mezopotamya Müzik Grubu ve Halk Ozani Delil Xidir yerini alarak yo¤un alk›fllar aras›nda program›n› bitirdi. ATIGFÜlke Kad›nlar Komitesi ve Yeni Demokrat Kad›n Derne¤i temsilcisi sahne alarak mesajlar›n› sundu. ATIGF ve Mezopotamya Kültür Derne¤i’nin getirmifl oldu¤u Koma Çar Newa sahne al›rken z›lg›tlarla ve sloganlarla karfl›land›. Koma Çar Ne-

8 Mart’› kutlamak ve direniflte olan TEKEL iflçilerine destek olmak için Partizan, HÖC’lü kad›nlar, EKD-G, DHP, DTP, EMEP, ÖDP, ‹HD ve KESK, Malatya’da bir yürüyüfl düzenledi. 8 Mart günü Malatya ‹HD önünde biraraya gelen kitle, burada kortejler oluflturarak davul ve zurna eflli¤inde direniflte olan TEKEL önüne do¤ru sloganlarla yürüyüfle geçti. TEKEL önüne gelen kitleyi iflçiler sloganlar ve karanfillerle karfl›lad›. Burada yap›lan aç›klamada “TEKEL’de iflçi kad›nlar; özellefltirmeye, ya¤maya karfl› direniyorlar. Bizler de bu 8 Mart’ta; iflini, ekme¤ini, gelece¤ini ve örgütlenme hakk›n› savunmak için, direniflte olan TEKEL iflçileriyle dayan›flma bilincini ve eylemlili¤i yükseltmek için buraday›z” denildi. Eyleme Malatya YDG de haz›rlad›¤› “Cinsel ulusal s›n›fsal sömürüye son”, “Kad›n erkek el ele örgütlü mücadeleye” dövizleriyle kat›ld›. (Malatya YDG)

Trabzon Bu y›l 8 Mart YDG, HÖC, ÖEP, Ekim Gençli¤i’nin örgütledi¤i bir etkinlik ve bas›n aç›klamas›yla kutland›. Çal›flmalar üniversitede yap›lan afifller ve da¤›t›lan bildirilerle duyuruldu. Cumartesi günü saat 12:00’de Trabzon ‹nsan Haklar› Derne¤i’nde yap›lan etkinli¤imize yaklafl›k 50 kifli kat›ld›. Bir aç›klama ile bafllayan etkinlik, emekçi kad›nlar›n da oldu¤u bir söylefli ile devam etti. Burada kad›n arkadafllar›m›z sorunlar›n› anlatt›lar ve özellikle son senelerde 8 Mart’›n içinin boflalt›lmaya çal›fl›ld›¤›n› belirttiler. Etkinli¤imiz fliir dinletisi ve müzikle son buldu. Ard›ndan Meydan Park’a geçerek bir tiyatro gösterisi yapt›k. Tiyatroda savaflta kad›n›n yaflad›¤› s›k›nt›lar ve kurtuluflun direnen halklar›n mücadelesiyle olaca¤› vurguland›. Sonras›nda “Kad›n erkek elele, emperyalizme karfl› mücadeleye” pankart›yla bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. 10 Mart Pazartesi günü ayn› tiyatroyu, KTÜ Makina Mühendisli¤i kantininde gerçeklefltirmek istedik. Okunan fliirden sonra tiyatro bafllad›, ama bir tiyatroya bile tahammülü olmayan kolluk güçlerinin müdahalesi gecikmedi. Kantinciyi s›k›flt›rarak tiyatroyu kantinde yapmam›z› engellediler. Bizler de tiyatro oyunumuzu d›flar›da gerçeklefltirip, sloganlarla eylemimize son verdik. 11 Mart’ta bu etkinlikten kaynakl› 3 arkadafl›m›z gözalt›na al›nd›. (Trabzon YDG)

Bursa 9 Mart günü Partizan, EKD, ESP, DHP, BDSP ve Köz bir eylem organize etti. Fomara Meydan›’nda saat 14:00’de toplanan kitle burada en önde “Cinsel, ulusal, s›n›fsal sömürüye son- Yasas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar günü” yaz›l› ortak pankart, arkas›nda da her kurum kendi pankart döviz ve flamalar›n› açarak kortejler oluflturdu. Partizan korteji “Kad›n erkek elele demokra-

wa’dan sonra sahneyi Gece Tertip Komitesi ald›. Dünyada, Türkiye’de ve T. Kürdistan›’nda s›n›r ötesi operasyon 8 Mart’›n anlam› üzerine yap›lan coflkulu konuflmadan sonra ortak sloganlar at›ld›. (Linz Yeni Demokratik Kad›n)

Londra Londra’ da 8 Mart günü ço¤unlu¤unu kad›nlar›n oluflturdu¤u üç bine yak›n kitle sokaklardayd›. Bizler de Türkiye ve T. Kürdistanl› demokratik kurumlar›n kad›n komisyon ve komitelerinin oluflturmufl oldu¤u Britanya Kad›n Platformu olarak yürüyüfle kat›ld›k. 9 Mart günü yine Britanya Kad›n Platformu’nun haz›rlad›¤› kültürel etkinlik düzenlendi. Türkçe ve Kürtçe sunumun yap›ld›¤› etkinlik, devrim flehitleri için yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›. Her kurumun kendi konuflmac›lar›n›n yer ald›¤› program ak›fl›; YÇKM Tiyatro Ekibi’nin haz›rlad›¤› Pembe adl› oyunu, YDG taraf›ndan oluflturulan ‹lke Sanat Toplulu¤u Emsali Misal adl› oyunu ile sahne al›rken, Gikder Kad›n Halk Danslar› Ekibi Azeri halk danslar›n› sergilediler. Etkinlik program› Rojwomen üyelerinin müzik dinletisiyle son buldu. (Londra ‹K okurlar›)

tik devrime” yaz›l› pankart, çeflitli dövizler ve Partizan flamalar›n› açt›. Sloganlarla Santral Garaj metro istasyonuna kadar yüründü. Burada kurumlar ad›na ortak metin okundu. Aç›klamadan sonra davul zurna eflli¤inde kitle halaylar çekerek eylemi bitirdi.

Sivas 8 Mart vesilesiyle, DGH ve YDG taraf›ndan örgütlenen etkinlik, 12 Mart Çarflamba günü saat 15.00’te E¤itim-Sen Sivas fiubesi’nde yap›ld›. fiehit düflmüfl devrimcilerin an›s›na yap›lan sayg› durufluyla bafllayan etkinli¤e 2 kad›n ve 1 erkek konuflmac›lar›n konuflmalar›yla devam edildi. Konuflmac›lar›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nün tarihsel önemi, iflçi, köylü ve ö¤renci kad›nlar›n sorunlar›, feodal bask› unsurlar› alt›nda ezilen kad›nlar›n sorunlar›na de¤inildi. (Sivas YDG)

Kad›nlar birleflflssin! 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde direniflte olan TEKEL iflçisi kad›nlarla bir sohbet gerçeklefltirdik. - Bize direniflinizi anlatabilir misiniz? - 22 fiubat’tan beri fabrikam›z›n sat›lmamas› için direniflteyiz. Direniflte olan kad›nlar daha mücadeleci. Toplumda kad›nlar daha fazla eziliyor. Ülkemizde kad›nlar ikinci planda. Evde, iflyerinde, hayat›n her alan›nda kad›nlar çal›fl›yor, ancak bu emekleri görülmüyor. Erkekler sadece baba ve eve para getiren kifli. Bu ifl bizim özgürlü¤ümüz bu direniflte ifl ve ekme¤imiz. - 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde direnen kad›nlar olarak iletmek istedi¤iniz bir fley var m›? - Kad›nlar birleflsin, beraber olsunlar haklar›n› yedirmesinler. (Malatya YDG)

Yorumsuz...

* Geçti¤imiz haftalarda 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü nedeniyle yap›lan birçok etkinlikte kad›n›n yaflad›¤› fliddete dikkat çekilirken, Diyarbak›r’da bir kad›n intihar› daha yafland›. Ba¤lar Beldesi’nde meydana gelen olayda, kimli¤i belirlenemeyen 25 yafllar›nda bir kad›n 6. kattan atlayarak yaflam›na son verdi. K›sa bir süre önce de Diyarbak›r’da genç bir kad›n temizlikçilik yapt›¤› evde kendini asarak yaflam›na son vermiflti. * Yine Diyarbak›r’da Fatma Kaçmaz (33) adl› kad›n, Silvan yolu üzerinde bulunan köprüden atlad›. Dicle Nehri’ne düflen Kaçmaz, flans eseri yak›nda bulunan bir genç taraf›ndan kurtar›ld›. * Adapazar›’nda teyzesinin o¤lundan gelen cep telefonu mesajlar›n›n ard›ndan kendisini aldatt›¤›n› düflünerek iki çocuk annesi efli Havva Özcan’› Sakarya Nehri k›y›s›nda külotuyla bo¤arak öldürüp cep telefonunu cinsel organ›na sokan Muammer Özcan’a 25 y›l hapis cezas› verildi. Ancak mahkemede gayet “duygusal” konuflan ve neredeyse orada bulunan herkesi duyguland›ran Özcan’›n a¤›r tahrik alt›nda suçu iflledi¤ine karar vererek cezay› 15 y›la indirdi. * A¤r›’n›n Diyadin ilçesi’nde intihar teflebbüsünde bulunan genç bir kad›n a¤›r yaraland›. Diyadin ilçesine ba¤l› Kardeflli (Xidik) Köyü’nde oturan Tu¤ba Demir, kimsenin evde olmad›¤› s›rada evde bulunan av tüfe¤iyle intihar teflebbüssünde bulundu. * 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü’nün alanlarda kutlad›¤› gün, Nasibe Tutufl adl› kad›n 16 y›ld›r evli oldu¤u efli ve bak›p büyüttü¤ü üvey çocuklar› taraf›ndan feci flekilde dövüldü. Eflinden flikayetçi olan Tutufl, polislerin kendisine “büyüklük sende kals›n flikayetini geri al” dedi¤ini söyledi.


İşçi-köylü 13

21 Mart-3 Nisan 2008

Dünya Zimbabwe

Avrupa grevlerle sars›l›yor! Yunanistan Sermaye s›n›f›n›n, çal›flan emekçi kesimlere yönelik sald›r›lar› birçok ülkede oldu¤u gibi Yunanistan’da fliddetlenerek devam etmekte. fiu günlerde ülkemizde de gündemde olan ve tepki toplayan Sosyal Güvenlik ve Genel Sa¤l›k Sigortas›na benzer bir yasan›n geçirilmeye çal›fl›ld›¤› Yunanistan’da buna karfl› tepkiler de 盤 gibi geliflmekte. Yasa ile beraber, emeklilik yafl› ilk aflamada 60’a yükselirken emeklilik maafllar› da buna paralel azalmakta. Bugüne kadar farkl› fonlara ba¤l› olan pek çok ifl kolu IKA (Yunanistan’›n SSK’s›)’ya ba¤lanarak mevcut kimi haklar›ndan olmakta. Sa¤l›ks›z ve a¤›fl ifl kollar› kapsam›nda olan kimi sektörler buradan ç›kar›larak, zaten hayat süreleri çal›flma koflullar›ndan dolay› k›salan emekçilerin emeklilikleri ellerinden al›nmakta. Ön görülen de¤ifliklikle beraber, kad›nlar›n emekli olabilmeleri için ekstradan 5 ile 10 y›l kadar daha çal›flmalar› gerekmekte ve annelikten dolay› var olan kimi haklar› da ciddi oranda k›s›lmakta. Ülkedeki grev dalgas› geçen haftalarda liman iflçilerinin özellefltirme sald›r›s›na karfl› bafllatt›klar› direniflle bafllarken, geçen haftadan itibaren Kamu Elektrik ‹flletmesi (DEI) çal›flanlar›, belediye temizlik iflçileri,

doktorlar, avukatlar ve banka çal›flanlar› da grevlere kat›lan kesimler oldular. Özellikle elektrik iflletmesi çal›flanlar›n›n grevi bir haftay› geçerken, elektrik üretim tesislerinin ifllememesinden dolay› da günde 2 saatle bafllayan elektrik kesintileri bu hafta ile birlikte (10-16 Mart) 1 saatlik kesintilerle devam etmekte. Di¤er yandan temizlik iflçileri de 9 Mart Pazar gününden beri greve gitmesi ile ülkede çöpler toplanmad›. Avukat ve doktorlar ve banka çal›flanlar› 48 saatlik grevlerle sürece kat›ld›lar. 13 Mart günü meclis alt komisyonunda görüflülmeye bafllanan tasar›y› protesto etmek için ifl durdurma eylemi yapan iflçi ve memur sendikalar› konfederasyonlar› meclis önünde toplanarak tasar›n›n geri çekilmesini istediler. Binlerce kiflinin kat›ld›¤› eylemde hükümet politikalar› protesto edildi. Geride b›rak›lan bu grev haftas›n›n kuflkusuz en önemli aktörleri elektrik kurumu ve temizlik iflçileri oldular. Elektrik ve temizlik iflçilerinin yan› s›ra avukatlar da bu hafta boyu greve gideceklerini duyurdular. 19 Mart Çarflamba günü ise genel greve gidilecek. Perflembe günü ise meclis önünde yeniden eylem düzenlenecek. Uzun süredir devam eden grevler hükümeti zor durumda b›rak›rken hal-

Filipinler

k›n büyük kesiminden de destek almaya devam etmekte. Eylemlerin bask›s›na dayanamayan hükümet tasar›da son dakika de¤iflikli¤i yaparak temizlik iflçilerinin de a¤›r ve sa¤l›ks›z ifl kollar›na dâhil olmalar›n› sa¤lad› fakat yine de grevin sonlanmas›n› sa¤layamad›. Temizlik ifl kolunda faaliyet yürüten iki federasyondan biri hükümetin teklifini kabul ederek örgütlü oldu¤u yerlerde greve son verdi. Ancak di¤er federasyon greve devam etmekte ve ülkenin önemli iki kentinde (Atina ve Pire) ve daha birçok bölgesinde grevler devam etmekte. Önümüzde ki günler Yunanistan’da mücadelenin daha da fliddetlenece¤i mesaj› vermekte. Yunanistan’dan bir ‹flçi-köylü okuru…

Fransa Eylemleri hayat› felç ediyor Frans›z emekçileri, sosyal y›k›m sald›r›lar›na karfl› gerçeklefltirdikleri eylemlerini sürdürüyor. Bu kapsamda eylem yapan kesimler en son demiryolu çal›flanlar› ve emeklilerdi. Demiryolu çal›flanlar›n›n sendikas› SNCF’nin ça¤r›s› ile gerçekleflen iki günlük grev, daha yüksek ücret ve insanca çal›flma koflullar› gibi talepleri

içermekte. Ayr›ca geçti¤imiz y›l ç›kar›lan bir yasayla, demiryolu iflçilerinin emekli olabilmek için, 37.5 y›l yerine 40 y›l sosyal kesinti ödemesi getirilmiflti. Sendikalar›n talepleri aras›nda, bu iki buçuk y›ll›k fark›, ücretlerin dengelenmesi yoluyla kapatma hedefi de bulunuyor. Di¤er taraftan ücretlerine zam yap›lmas›n› talep eden binlerce emekli de, Fransa’n›n dört bir yan›nda eylemler gerçeklefltirdiler. Enflasyonda geçti¤imiz y›l 1.5 art›fl olmas›na karfl›n, emeklilere bu y›l›n bafl›nda 1.1 oran›nda bir zam yap›lm›flt›. Ancak bu art›fl› yetersiz bulan emekliler, emekli ayl›klar›na daha yüksek oranda bir zam talep etmekteler. Binlerce kiflinin kat›ld›¤› eylemler CFDT sendikas›n›n öncülü¤ünde gerçekleflirken,

baflbakan yard›mc›s› sendikalardan oluflan bir heyetle görüflmeyi kabul etti.

Portekiz E¤itim emekçileri kitlesel eylem yapt› Socrates hükümetinin “E¤itim Reformu”na karfl› ç›kan e¤itim emekçileri, 9 Mart’da, baflkent Lizbon’da kitlesel bir eylem gerçeklefltirdiler. Yaklafl›k 80 bin ö¤retmenin kat›ld›¤› eylem, Portekiz’de bu zamana kadar gerçeklefltirilen en büyük eylem olma özelli¤i tafl›yor. Ö¤retmenler, “Öfke Yürüyüflü” ad› verilen eylemde hükümeti, e¤itimde de¤iflikli¤e giderken ülkedeki 140 bin e¤itimciyi yok saymakla suçlad›lar.

Peru’da eylemlerin ard›ndan gelen OHAL devam ediyor

Arroyo karfl›t› eylemler sürüyor! Genifl y›¤›nlar›n, seçime hile kar›flt›rmak ve yolsuzlukla suçlad›¤› Filipinler baflkan› Arroyo’ya karfl› haftalard›r gerçeklefltirdi¤i eylemler h›z kesmeden ve daha da kitleselleflerek sürüyor. Mart ay›n›n ilk günleri boyunca, her gün gerçekleflen eylemlerin her birine kat›l›m ise yaklafl›k yüz bin civar›nda. Manila’da gerçekleflen son eylemde, binlerce iflçi Filipinlerin güneyinde bulunan Laguna Eyaleti’nden yola ç›karak baflkent Manila’daki Baflkanl›k Saray›’na kadar süren bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. Eylemde Arroyo’nun istifas›n›n yan› s›ra, daha yüksek ücret ve insanca çal›flma koflullar› gibi talepler de dile getirildi. Arroyo karfl›t› eylemler 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde de devam etti. 8 Mart günü bir araya gelen binlerce emekçi kad›n, ellerinde tafl›d›klar› “Gloria defol!” yaz›l› dövizlerle, bir yürüyüfl gerçeklefltirerek, Arroyo’yu istifaya ça¤›rd›lar.

cek eylemleri de fliddetle bast›rma karar› alm›fl durumda. Peru’ya dayat›lan FTA antlaflmas›, Peru hükümetinin, yerli üretimi neredeyse bitirerek tar›msal al›m› ABD’den yapmas› üzerine kurulu bir sömürü antlaflmas›. Peru Çiftçiler Federasyonu (CCP) ve birçok toplumsal muhalefet örgütü taraf›ndan yap›lan ça¤r›yla, 18 fiubat’ta bir grev bafllat›ld›. Köylüler bu grevle birlikte, hükümetten ABD’yle imzalanan Serbest Ticaret Antlaflmas›’n›n iptal edilmesini ve yerel tar›ma devlet teflviki uygulanmas›n› talep

etmifllerdi. Ancak köylülerin eylemi fliddetle bast›r›lmaya çal›fl›lm›fl ve bu geliflme üzerine ö¤retmenler, doktorlar ve birçok meslek örgütü Garcia hükümetinin h›zla hayata geçirdi¤i neo-liberal politikalara karfl› bir dizi eylem gerçeklefltirmiflti. Grevleri de içeren bu eylemlere de sald›r›lar gündeme gelince, eylemler ve grevler di¤er ifl kollar›na yay›lm›fl, ülkede hayat felce u¤ram›flt›. Hükümet ise eylemlere dönük sald›r›lar›n›n fliddetini daha da art›r›nca, 4 eylemci güvenlik güçleri traf›ndan katledilmifl, ard›ndan ise OHAL ilan edilmiflti.

Somali

Direnifl flç çiler iki kenti ele geçirdi Perulu köylülerin Serbest Ticaret Anlaflmas› (FTA) karfl›t› eylemleri, ard›nda güvenlik güçleri taraf›ndan gerçeklefltirilen 4 ölü b›rakm›fl, iki gün süren eylemlerin ard›ndan ülkede OHAL edilmiflti. Devlet Baflkan› Garcia taraf›ndan ilan edilen OHAL, haftalar geçmesine ra¤men yürürlükte kalmay› sürdürürken, bu süre içinde 700’den fazla köylü tutukland›. Tutuklamalar›n “terörle mücadele” yasas› çerçevesinde gerçeklefltirildi¤i ve köylülerin ise “terör örgütüne üye olmak”la suçland›¤› ö¤renildi. Hükümet bundan böyle geliflebile-

Evrensel Bak›fl Soyk›r›m paras›yla soyk›r›m! El-Aksa intifadas›n›n bafllad›¤› dönemde ‹srailli bir subay, esir ald›klar› elleri zincirli Filistinli tutsaklara dönerek flöyle diyordu: “Size Nazilerin bize davrand›¤› gibi davranaca¤›z. E¤er elimizden kurtulursan›z, belki siz de ilerde, bizim size davrand›¤›m›z gibi davranaca¤›n›z bir halk bulursunuz.” Siyonist subay bunlar› söylerken flaka yapm›yordu. Onun bu tutumu, Yahudi-‹srail toplumuna empoze edilen kolektif bir ruh halinin yans›mas›yd›. ‹sraillileri en küçük bir suçluluk duygusu hissetmeden en vahfli suçlar› ifllemeye iten de, iflte bu hastal›k derecesindeki ruh halidir. Siyonizmin tarihi Yahudilere dönük Nazi soyk›r›m›ndan eski olsa bile, ‹srail’in oluflmas›nda bu soyk›r›m›n etkisi oldu¤u bir gerçekliktir. Çünkü böylece Siyonistler, devlet kurabilme-

Zimbabweli ö¤retmenler, sa¤l›k çal›flanlar› ve devlet memurlar› tüm ülke çap›nda eylemler yapt›lar. Eylemlerde dile getirilen bafllca talep ise, maafllar›n›n tekrar gözden geçirilmesi. Eylemlerin sürdü¤ü günlerde bir aç›klama yapan, Kamu Çal›flanlar› Birli¤i Sendikas›, hükümetin talepleri dikkate almayarak, üyelerini greve gitmeye zorlad›¤›n› belirtti. Kamu çal›flanlar›n› öfkelendiren nedenlerin bafl›nda ise, askerlere ve polislere oldukça yüksek bir ücret art›fl› yap›lmas›, düflük faizli verilmesi, ancak kendi taleplerinin dikkate al›nmamas› geliyor.

nin argüman›na kavuflmufltu. Yahudi soyk›r›m› bugün hala ‹srail’in Ortado¤u halklar›na karfl› iflledi¤i suçlar›n üstünü örtmede önemli bir etken olarak kullan›l›rken, Yahudi yerleflimcilerin duvarlar›na yazd›klar› “Araplar› gaz odalar›na atal›m” slogan› bile “mazur” gösterilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bat› fieria’da görev verilen her ‹srailli askere, göreve bafllamadan önce “Soyk›r›m Müzesi” gezdiriliyor ve böylece ‹srail askerlerinin Filistinlileri Nazi gözüyle görmesi sa¤lan›yormufl ki, Filistinlilere karfl› daha ac›mas›z davrans›nlar! Çok say›da ‹srailli Yahudi’nin de yine Nazilere ve onlar›n vahfletine karfl› hayranl›k duydu¤u söyleniyor. Filistin halk›na dönük Siyonist vahflet, ‹srail devletinin kuruldu¤u 1948 y›l›ndan çok daha gerilere uzan›r. Siyonistler, “vaat edilmifl topraklar”

ABD destekli Etiyopya Ordusu’nun geçti¤imiz y›l Somali’ye dönük gerçeklefltirdi¤i iflgal sald›r›s› sürerken, iflgale karfl› direnifl de büyüyor. Direniflçilerle, iflgal güçleri destekli Geçici Hükümet Ordusu aras›nda süren ve ülkeyi iç savafl›n efli¤ine getiren çat›flmalar çok say›da insan›n ölümüne, yüz binlerce insan›n da göç etmesine neden olurken, direniflçilerin iki kenti geçici olarak ele geçirdi¤i bildi-

olarak adland›rd›klar› Filistin topraklar›na yerleflme fikrini daha 1900’lerin sonlar›nda, bu y›llarda düzenledikleri Siyonist kongrelerde tart›flmaya bafllam›fllard›r. Osmanl›’n›n çöküfle geçmesiyle birlikte, buradaki Osmanl› hakimiyeti son bulmufl ve Filistin topraklar› ‹ngilizlerin denetimine geçmiflti. ‹srail devletinin kurulufluna kadar ‹ngiliz mandas› olan bu topraklar, Siyonistlerin buraya yerleflme hedefleri do¤rultusunda parça parça ve genellikle de zorla Filistinlilerin elinden al›narak, Siyonistlerin Filistin topraklar›na yerleflmeleri sa¤land›. Ve Siyonistler bu dönemde en büyük deste¤i ‹ngilizlerden gördü. ‹ngiliz emperyalizminin temsilcileri bu dönemde Siyonistlere karfl› direnen Filistinlilere dönük çok say›da katliam›n alt›na imza att›lar. Ve Siyonist devletin kuruldu¤u günün ertesinde, Filistin’i terk ederek, Filistin halk›n› Siyonistlerin katliamlar›yla “baflbafla” b›rakt›lar. Filistin halk›na dönük daha kapsaml› katliamlar ve insan haf›zas›n› zorlayan vahflet, bu y›llardan itibaren en üst düzeyde bir seyir izledi. Baflta ABD emperyalizmi olmak

rilmekte. Baflkent Magadiflu’nun 320 km. kuzeyinde bulunan Belet kentine sald›r› düzenleyen direniflçiler 5 askeri öldürürken, çok say›da askeri arac› da kullan›lamaz hale getirdiler. Belet’den önce ele geçirilen Hudur’a ise hiç çat›flma olmadan girmifller. Ele geçirdikleri bölgede üç saat kalan direniflçi grubun, tekrar geri çekildi¤i de gelen haberler aras›nda.

üzere, bat›l› emperyalistlerin aç›k ve büyük bir deste¤ini arkas›na alan ve de kuruluflunda yine bu güçlerin imzas› olan Siyonist devlet, sonraki y›llarda Ortado¤u’nun en büyük silahl› gücü haline geldi. Baflta Filistin halk› olmak üzere, bölge halklar›na dönük, aral›ks›z sald›r›lar gerçeklefltirerek, emperyalizmin bölgedeki tart›flmas›z jandarmas› oldu ve bu misyonu bugün hala ve daha büyük bir sald›rganl›kla sürdürmekte. ABD emperyalizmi, iflgallerde girdi¤i büyük bata¤a ra¤men, Ortado¤u’da hayata geçirmeye çal›flt›¤› Büyük Ortado¤u Projesi’nde, bölgedeki uflak-iflbirlikçi devletlere irili-ufakl› roller biçse de, en büyük rolü yine de ‹srail’e vermifl bulunmakta. Siyonistlerin son dönemde artan sald›rganl›¤›n›n ard›nda yatan bafll›ca neden de bildik üzere budur. Ve bu sald›r›lar ABD emperyalizminin temsilcileri bölgeye her gelifllerinde daha da artmaktad›r. ‹srail’in Gazze’ye dönük son dönemdeki en kapsaml› sald›r›lar› gerçeklefltirmesi, dikkat edilecek olursa Rice’›n son bölge ziyaretine denk gelmektedir.

Ve Siyonistler emperyalistlerden ald›klar› güç ve destekle fl›mard›kça fl›marmaktalar. Hatta a¤›zlar›ndaki baklay› ç›kar›p, Filistin halk›na dönük soyk›r›m tehdidinde bulunacak kadar! Evet, Siyonistler art›k aç›k aç›k “soyk›r›m yapar›z” diyorlar. Siyonist devletin kuruluflundan bu yana baflta silah olmak üzere, emperyalistlerden büyük mebla¤larda yard›m ve destek gördü¤ünü belirtmifltik. Ancak Siyonistleri “kalk›nd›ran” ve Filistin halk›na karfl› gerçeklefltirdikleri kitlesel katliamlar› finanse eden sadece bu yard›m ve destekler de¤il. ‹srail yaklafl›k 60 y›ld›r Almanya’dan, hem de çok yüksek mebla¤larda soyk›r›m paras› almakta. Sadece para de¤il, Siyonistlere y›llardan beri yine Nazi soyk›r›m›n›n faturas› olarak, Filistinlileri çoluk-çocuk imha etmede kullan›lan çok say›da kitle imha silah›n›, atom bombas› atma yetene¤ine sahip denizalt›lar› ve daha bir dizi en geliflmifl silah› veren Almanya, böylelikle soyk›r›m›n faturas›n› öderken (özde bir yandan da Ortado¤u’da kendine yer açarken), ‹srail’de bu soyk›r›m paras›yla Filistin halk›na dönük,

Almanya 18 Mart Uluslararas› Siyasi Tutsaklarla Dayan›flma Günü vesilesiyle Stuttgart Partizan taraftarlar› olarak Enternasyonal Eylem Birli¤i Stuttgart Platformuyla ortak bir panel düzenlendi. Panelde Uluslararas› konuflmac›lar olarak Jose Maria Sison (Filipin Komünist Partisi ad›na), Avrupa Filistinli Tutsaklarla Dayan›flma Birlikteli¤i Temsilcisi Jamalat Abu Yousef ve Türkiye’den de bir arkadafl›m›z kat›ld›. Panel devrimci dayan›flma ve devrimci coflkuyla son buldu. Stuttgart Partizan taraftarlar›

Kolombiya Kolombiya’n›n Cerro Matoso kentinde bulunan nikel madeninde çal›flan 3500 maden iflçisi sözleflmeli iflçi statüsünün kald›r›larak, kadrolu iflçi statüsüne geçmek için greve gittiler. Söz konusu maden oca¤› uluslararas› ham madde flirketi BHP’ye ait. Maden oca¤›nda çal›flan iflçilerin bini kadrolu olarak çal›fl›rken 2500 iflçi geçici ve k›sa süreli ifl sözleflmeleri ile çal›flmaktalar. maden iflçileri sendikas› Sintracerromatoso grevle birlikte tüm iflçilerin kadrolu olmas›n› talep ediyor.

Afganistan Afganistan’›n kuzeyinde bulunan Herat kentindeki sa¤l›k sektörüne ait küçük bir fabrikada çal›flan yüzlerce iflçi grev karar› ald›. Grevci iflçiler kaç›r›lmalara ve di¤er sald›r›lara karfl› daha fazla güvence istiyorlar. BM raporuna göre Afganistan’da sadece 2007 y›l›nda 8 bin insan bu vb. nedenlerle yaflam›n› yitirdi.

ABD ABD’deki liman iflçileri sendikas› ILWU, tüm ABD limanlar›nda 1 May›s’ta greve gidilece¤ini duyurdu. Grevin bafll›ca talebi ise, Irak ve Afganistan iflgallerinin son bulmas›. Tüm askeri birliklerin Ortado¤u’dan hemen çekilmesi de yine talepler aras›nda. Bu grev karar› ABD sendikalar›n›n on y›llardan beri savafla karfl› ald›klar› ilk grev karar› olma özelli¤i tafl›yor.

gaz odalar› arac›l›¤›yla olmasa bile, gerçekte bir soyk›r›m gerçeklefltirmekte. K›sacas›, ‹srail bugün aç›k aç›k soyk›r›m yapmaktan bahsetse de, zaten on y›llardan beri soyk›r›m paras›yla gerçekleflen bir soyk›r›m vard›r ortada. Ancak Siyonistlerin sald›r›lar› bu vb. tehditler eflli¤inde sürerken, Filistin’de gelinen sürecin 3. intifaday› getirme olas›l›¤› da oldukça yüksek. Direniflin geldi¤i boyuta bak›ld›¤›nda da bunun kaç›n›lmaz oldu¤u görülmektedir. Her intifadan›n, yani Filistin halk›n›n küçük generallerinin ve de yafll›genç, her yafltan insan›n›n topyekun aya¤a dikiliflinin ad› olan intifadalar›n baflta Siyonistler olmak üzere, emperyalistlere ve onlar›n bölgedeki uzant›lar›na oldukça zor günler yaflatt›¤› bugüne kadar yaflanan tecrübelerden bilinmektedir. Filistin halk›n›n bir kez daha ve suni bölünmüfllü¤ü de bertaraf edecek biçimde aya¤a dikilmesi ise an meselesidir! Ve flu da bir gerçektir ki, Filistin halk› her topyekun aya¤a dikildi¤inde, dünya emekçi halklar›n›n her türden mücadeleleri de, ad› intifada olan bu aya¤a kalk›fltan ald›¤› ilhamla, bir ad›m daha ileri at›lmaktad›r.


İşçi-köylü 14

Tarihten sayfalar

21 Mart-3 Nisan 2008

Resmi tarih yaz›m›nda bir durak: Sar›kam›fl Tarih, dümdüz bak›ld›¤›nda basit bir kronolojiden ibarettir. Bu tan›m ö¤retilmeye çal›fl›l›r bize daha ilk andan itibaren. Çünkü tarih yaz›c› güç, ancak böylelikle kendisinin objektif oldu¤unu iddia edecektir. Neden-sonuç iliflkilerini tarafs›zca kurdu¤unu ve tarihsel olgular› deforme etmeden oldu¤u gibi ortaya serdi¤ini söyleyecektir. Böylelikle, tarihin bizlere b›rakt›¤› mesajlar›, üzerinde düflünmeden kabullenelim istenmektedir. Egemen s›n›flar›n “tarihi” yeni bafltan kaleme almalar› bofluna de¤ildir. Böylelikle “geçmifl” de, egemen ideolojinin prizmas›ndan k›r›larak gelece¤i yans›t›labilecektir.

Tarihe do¤ru sorularla yaklaflflm mak… Gerçek tarih diye ezberimize al›nmas› istenen fley resmi tarih yaz›m›ndan öte bir fley de¤il. Söz konusu Türk egemen s›n›flar› olunca buna tarih kurgusu demek daha yerinde olacakt›r. Çünkü sürekli olarak maneviyat›yla “medar-› iftihar” edilen toplumumuzun “sorgusuz-sualsiz olmas›na, okumayazmay› sevmemesine, toplumsal belleksizli¤ine” olan güvenden olsa gerek, parmak ›s›rtan yalanlar dahi büyük bir rahatl›kla ifade edilebilmektedir. fiimdi ayn› tarih kurgusuyla bir “Sar›kam›fl Destan›” yarat›l›yor. Konuya iliflkin kitaplar derleniyor, belgeseller haz›rlan›yor, resimler bas›l›yor, filmler-diziler çekiliyor bir seferberlik ruhuyla. Donmufl Osmanl› askerlerinin görüntüleri eflli¤inde anlat›lan facia öyküleri ile ac›lar›n içine çekiliyoruz. Sonra da bu ac›lar›m›z›n toplam›ndan milli bir gurur infla etmemiz isteniyor. Sorular –ama do¤ru sorular- tarihin karanl›klar›na gömülmüfl gerçeklerin üzerine düflecek ›fl›klard›r. Biz de Sar›kam›fl “efsanesinin” üzerinden birkaç do¤ru sorunun ›fl›¤›n› takip ederek gerçe¤in üzerini açmaya çal›flal›m.

* 1914 k›fl›nda Allahu Ekber ve So¤anl› Da¤lar›na sürülen askerler gerçekten söylendi¤i gibi “büyük Türklük fluuruyla” m› ileri at›lm›flt›? Yedi yüzy›l boyunca Osmanl› tebaa kültürüyle yo¤rulmufl, padiflah›n ve halifeli¤in temsil edildi¤i “Osmanl›l›k”tan baflka “milli” kültürü almam›fl bir halk

nas›l oluyor da Türklük maneviyat›yla hareket edip, Türk milleti bilincine yükseliyor birden? Henüz ‹ttihat ve Terakki kadrolar›n›n zihni projelerinde, o da ham halde bulunan Türk milleti kavram› bile “‹slamiyet’e ba¤l› Müslüman unsurlar” olarak yer al›rken, Osmanl› tebaas›ndan bir kimsenin akl›nda Türklü¤e dair maneviyat olmas› mümkün mü? B›rakal›m 1914 y›l›n›, 1919’larda T. Cumhuriyeti’ne giden yolda kilometre tafl› say›lan Erzurum ve Sivas Kongrelerinde, delegelerin etmifl oldu¤u yemine bakmak, dönemin “milli” maneviyat›n›n ne oldu¤unu aç›kça ortaya sermektedir: “Osmanl› Vatan›’n›n bütünlü¤ü, ulusal ba¤›ms›zl›¤›n sa¤lanmas›, saltanat ve hilafet makamlar›n›n korumas› için, Kuvay› Milliye’yi etkin ve ulusal iradeyi hakim k›lmak esast›r...” Öyleyse içinde Kürt, Çerkez, Tatar, Arap, Gürcü, Laz, Ermeni ve de Türk köylülerinden teflekkül Osmanl› ordusunda Türklük damar› bulup, Sar›kam›fl “destan›n›” da bayraklaflt›rmak akla ziyan bir çaba de¤il midir?

Iflfl››¤›m›z› takip edelim… * Sar›kam›fl’ta söz konusu olan, topraklar›m›z› parçalamaya gelmifl düflmana karfl› bir vatan savunmas› m›yd› gerçekten? Bir yanda Almanya ve AvusturyaMacaristan ‹mparatorlu¤u’ndan oluflan “ittifak devletleri” 1. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’na tutuflmuflken, 1800’lerin sonlar›ndan itibaren ad›m ad›m Almanya hegemonyas›na s›¤›nan Osmanl› egemenleri bu paylafl›m savafl›na dahil olmak için f›rsat kollamaktad›r. Bu em-

peryalistler aras› dünyay› paylaflma savafl›na öyle ya da böyle girilecektir, bu konuda Osmanl› Saray kli¤i ve ‹ttihat ve Terakki kadrolar› hemfikirdir: “Savafla girilmeli, kazanan tarafta yer al›nmal›yd›.” Almanlar bir savafl takti¤i olarak Osmanl› Devleti’ni yedekte tutmak için, Osmanl› egemenleri de savafl›n gidiflat›n› daha iyi görebilmek, savafl›n kimin lehine gitti¤ini kollamak için ilk anda savafla aç›ktan dahil olmam›flt›r. Oysa Almanya’n›n ihtiyat birli¤i ve cephe gerisi olarak çoktan örgütlü haldedir Osmanl›. Vakit gelir. 1914 Ekim’inde Osmanl› donanmalar› harp bile ilan etmeden Rus donanmalar›na sald›r›r, savafla dahil olur. Ancak savafl›n gidiflat› Osmanl›’n›n hayallerini suya düflürür. Alman ordular› Avrupa’da Polonya cephesinde durdurulur, Rus ordular›nca geri sürüklenmeye bafllar. Rus ordusunun güç kayd›rmak zorunda kald›¤› ve Almanlar› rahatlataca¤› hesab›yla Osmanl›’ya yeni bir cephe açt›rma buyru¤u bu anda gelir. Akl›selim Osmanl› subaylar›n›n uyar›lar›na ra¤men Enver-Tokat-Cemal gibi ‹ttihatç› liderlerin ifltah› ve Alman kurmaylar›n dayatmas›yla yeni bir cephe ne pahas›na olursa olsun aç›lacakt›r. ‹flte Sar›kam›fl facias›na giden yolun gerçek rotas› böyle çizilmifltir. Demek oluyor ki, Sar›kam›fl’ta kara k›fl›n ortas›nda askerlerin arazi ve mevsim koflullar›n›n olumsuzlu¤una ra¤men orduyu apar topar cepheye sürmenin vatan savunmas›ndan öte, Osmanl› egemenlerinin emperyalist düflleri yatmaktad›r. Devam edelim, sorular›m›z›n ›fl›¤›n› takip edelim.

* Sar›kam›fl’ta milli bir kahramanl›k destan› m› yaz›lm›flt›r? Enver Pafla komutas›ndaki 3. Ordu savafl haz›rl›klar›na bafllam›flt›r. 3. ordunun kurmay heyetindeki ve kritik ko-

mutanl›klardaki Alman subaylar›ndan oluflan 3. kolordudan teflekkül ordunun 94 piyade taburu, 20 süvari bölü¤ü, 228 topu ve 73 makineli tüfe¤iyle birlikte harekâta kat›lan mevcudu yaklafl›k 118 bin kiflidir. 1 kolorduluk olarak tespit edilen Rus ordusunun ise Horasan’dan Otlu’ya uzanan cephe çizgisi üzerinden üç grup olarak konumlanm›fl gücü: 84 piyade taburu, 36 süvari bölü¤ü ve 298 toptur. Osmanl› egemenlerinin cephe açma h›rs› o derecedir ki 22 Aral›k 1914 sabah› göz açt›rmaz kar f›rt›nas›na ra¤men harekât bafllat›l›r. 5 günün sonunda, Allahu Ekber da¤lar›n› afl›p Rus kolordusunu sarmaya çal›flacak olan Osmanl› ordusunun yaklafl›k 90 bini so¤uktan donarak ve tifüs salg›n› sonucu imha olmufltur. Hem de “tek bir kurflun bile atamadan”. Bunu takip eden 10 gün içinde periflanl›k içinde bir ordunun zoraki çabas› vard›r: “Keskin bir so¤uk hepimizi titretiyor. Erler flu koca ormanlar içinde bize yakacak bir kuru çam dal› bile bulam›yor. Bu s›rada Tu¤general Haf›z Hakk› Pafla geldi. Frans›zca ‘her fley bitti’ dedi… Art›k çekilme zaman›yd›. Haf›z Hakk› Pafla, Ruslar›n kurflun ya¤muru alt›nda at›na atlad› ve çekip gitti. Her fley bitmiflti. Ruslara hekimler de dahil oldu¤u halde 106 subay, yaklafl›k 80 er, bir k›r›k top kunda¤› ve birkaç at teslim edilmiflti. ‹flte 4 Ocak 1915 ö¤leden sonra saat 15:30’da 9. Kolordu’nun genel kuvveti!” (fierif Köprülü, “Sar›kam›fl” kitab›ndan aktaran Faik Bulut) 10. kolordunun durumu da bundan farkl› de¤ildir. Bundan sonra Rus ordular› kademe kademe bat›ya do¤ru ilerleyecek ve birçok vilayeti ele geçirecektir. * Hiçbir çarp›tmaya u¤rat›lmayacak denli bozgunlu¤un, periflanl›¤›n, askeri-siyasi baflar›s›zl›¤›n ve de insanl›k facias›n›n ad› nas›l oluyor da destan oluyor? Sar›kam›fl facias› ve hezimeti ittihat-

ç› kadrolarca “cahil reaya (halka)” bir zafer söylemiyle yutturulmaya-geçifltirilmeye çal›fl›lsa da asl›nda ço¤unluk durumun fark›ndad›r. Ölüme sürüklenen genç askerlerin 盤l›¤› halk f›s›lt›lar›yla 盤 gibi yay›lmaktad›r. Bu yüzden bir yerden sonra bu facia ve baflar›s›zl›¤›n birilerinin s›rt›na y›k›lmas› gerekecektir. Öyle bir sebep olmal› ki hem ittihatç› ve Osmanl› egemenleri sorumluluktan kurtulmal› hem de do¤urulacak öfke ve nefret politik arenada ifl görmelidir. “Suçlu” bulunmufltur: Ermeniler!... Tam bu noktada iken flu sorunun yan›t›n› bulal›m.

* Sar›kam›fl neden güncelleniyor? “Sar›kam›fl destan›” ruhunu günümüze ça¤›ran sebep nedir? 1914-15 Sar›kam›fl facias›n›n tarihin tozlu raflar›ndan indirilerek bir destan güncellemesiyle önümüze konulmas›n›n sebepsiz olmad›¤›n› düflünmek için çok gerekçemiz var elbette. Hem de, yeni bir kahramanl›k destan›na olan ihtiyaçtan, “milli fluurumuzu” güçlendirme gibi geleneksel gayretlerden öte nedenler gözükmektedir. TC’nin uluslararas› arenada sürekli yüzleflmeye zorland›¤›, kimi Avrupa ülkelerinin yasalar›na kaydedilmeye bafllayan “Ermeni Soyk›r›m›” bu sebeplerin bafl›nda yer almaktad›r. “Ermeni Soyk›r›m›” sözlerinin faflist egemen s›n›flar› nas›l diken üzerine ç›kard›¤›n›, bu “meseleyle” nas›l canh›rafl mücadele edildi¤ini ve milli bir dava olarak görüldü¤ünü biliyoruz. ‹flte Sar›kam›fl facias› da 1915’te yaflanan Ermeni “tehcirinin” nedenlerini tüm dünyaya anlatma f›rsatlar›m›zdan biri neden olmas›n ki? Sar›kam›fl, ‘ezilen halk›n yerlerinden yurtlar›ndan aç-ç›plak sürgün edilerek insan›n akl›n›n, vicdan›n›n almakta zorland›¤› türlü ac›lardan, ölümlerden geçirildi¤ini’ iddia edenlerin iflaret ettikleri sorumlular› aklama istasyonu olarak,

neden ifl görmesin ki? Harp zaman›yd›, cephe gerisini bizi arkadan hançerleyecek olanlara m› teslim etmeliydik. ‹flte Sar›kam›fl’ta yaflad›¤›m›z ac›lar›n sorumlular› onlar de¤il mi? Son y›llar içinde Sar›kam›fl’ta artarak devam eden resmi ilgiye de bu düflünüfl yön vermektedir. Sar›kam›fl facias›n›n yeri geldi¤inde flovenizmi flahland›ran, yeri gelince tarihimizi aklayan bir k›vamda ele al›n›yor olmas›, bizlere ezberletilen resmi tarih yaz›m›n›n üzerine ciddi soru iflaretleri koymam›z› da zorunlu k›l›yor. Sar›kam›fl denilince “Ermeni mezalimi”nden bahsedilmesinin (“120” filminde oldu¤u gibi cepheye yal›nayak sürülen Vanl› çocuklar›n çekti¤i ›zd›raplar›n eflli¤inde Ermeni Taflnak örgütlerinin iflaret edilmesi gibi kar üzerinde ölen Osmanl› askerlerini ve onlar› topluca defneden Rus askerlerini gösteren dönem foto¤raflar›n›n “Ermeni mezalimi”ne kan›t diye sunulmas› gibi) ve Sar›kam›fl’ta yaflanan ac›lar›n arkas›nda bir hain parma¤› aray›fl›n›n asl›nda resmi tarih yaz›m›ndaki ideolojik-politik kodlamalar oldu¤u aç›k de¤il midir? ‹flte, resmi tarih yaz›c›s› bir yandan egemen s›n›flar›n düflünüfl ve bak›fl aç›s›n› yayg›nlaflt›rmaya çal›fl›rken, bir yandan da “tarihi”, günün ihtiyaçlar› açs›ndan yeniden yazmakta beis görmemektedir. Resmi tarih yaz›c›lar› için tarihi k›rpmak, kesmek kadar tarihi olaylar› gerçek koflullar›ndan kopar›p günün siyasal ihtiyaçlar› aç›s›ndan yeniden kurgulamak ola¤an bir ifltir. Bu yüzden resmi tarihçinin elinde tarih, güncellenen bir duygu ve günün amaçlar›na uygun bir dille, kitlelerin bilincine yön verecek ideolojik kodlamalar dizisinden ibarettir. Resmi tarihçi ihtiyaç duyuldu¤unda tarihe bir mesaj b›rak›r biz de onu al›r, onunla yaflar›z.

Kültür -Sanat

S›n›f mücadelesinin her aflflaamas›nda, örgütle(n)me bir kültür sorunudur! ‹nsanl›k, kendi tarihi olan s›n›f mücadelesi tarihinde, içinde yaflad›¤› toplumun gerici kabuklar›n› parçalaya parçalaya hep ileriye do¤ru ilerler. ‹lerlemeyi h›zland›rmak, her insan için devrimci bir görevdir. Nedir ki birey, bu görevi üstlenip üstlenmemekte özgürdür. Bu karar›n temelinde dolays›zca bir kavray›fl sorunu vard›r. Zira bu görevi üstlenmemek, ilerlemeyi kösteklemeye çal›flan gerici s›n›flar›n ekme¤ine ya¤ sürmek olur. Kuflkusuz bu, sömürüye, zulme, barbarl›¤a daha fazla zaman tan›nmas›d›r. Bir düflünceyi savunmak, e¤er “laf olsun” diye de¤ilse, pratikteki yans›mas›yla anlam kazan›r. Pratikte yans›mas› olmayan bir düflünce, hangi kelimelerle süslenirse süslensin, samimiyeti olmayan bir düflüncedir. Dolay›s›yla toplumsal ilerleyifli, di¤er bir ifadeyle, ilerleme sa¤lanmas›n›n yegane koflulu olarak toplumsal alt-üst oluflu savunmak, onun gerekliliklerini yerine getirmekle anlam kazan›r. Bu, devrimin siyasi görevlerini yerine getirmekten baflka bir fley de¤ildir. Nedir ki bu görevi, görevin yerine getirilmesiyle amaçlanan› en çok kavrayan, s›n›fs›z topluma eriflme perspektifiyle aciliyetini en çok hisseden, dolay›s›yla da sömüren ile sömürülenden bahsedildi¤i yerde en çok sömürü zincirini keflfedip parçalamak isteyen do¤ru temelde yerine getirir. Birey bu gerçe¤i kavrad›¤› oranda

bütün benli¤iyle kendini bu yürüyüfle adar. Bu yürüyüfl, zorluklar›n üstesinden gelebilmenin flart› olarak organize (örgütlü) bir yürüyüfltür. Bu yürüyüflte gericili¤in temsilcisi olan burjuva anlay›fllar›n›n her türlüsüne karfl› kolektif bir savafl ilan edilmifltir. Nitekim bu yürüyüflte “ben” yoktur, “biz” vard›r. S›n›f bilinçli proleterlerin çabas›yla uçurumdan ç›kmay› baflar›p yürüyüfle kat›lan›n karanl›¤›n dibine ilk att›¤› fley, “ben”dir. Birey burada kolektifin bir parças›d›r. Onun yaratt›¤› her fley kolektife mal edilmifltir ve o, kolektifin her kazan›m›n› kendi kazan›m› olarak görür.

Yaflam›n kulvar›ndan biri; Sanat Nihayetinde bu yürüyüfl, zorlu ve ciddi bir yürüyüfltür. Tek fleridi olan ve binlerce motif-taktik içeren tek yaflam biçimini, devrimci yaflam biçimini kurtulufl için flart koflan bir güzergah. Say›s›z çeliflki, tek yol. Say›s›z fikir, tek yumruk. Laçkal›¤a yeri olmayan, ciddiyetsizli¤e f›rsat tan›yacak koflulu bile olmayan bir güzergah. Halk› tafl›yacak kadar dev ve revizyonizmin her türden salg›nlar›na meyil vermeyecek kadar keskin bir mücadele yolu. Bu yolda, güzergah› ayd›nlatan›n ideolojik önderli¤i alt›nda örgütlenmek, baflar›n›n kilidine uyacak tek anahtard›r. Örgütlenmek, politik bir sorun olmakla birlikte kültürel bir meseledir de. S›n›fl› toplumda yafla-

yan herkes iradesi d›fl›nda da olsa bir s›n›fa hizmet ediyorsa ve o s›n›f kendine özgü bir örgütlenmeyi içeriyorsa, o halde s›n›fl› toplumda yaflayan herkes ya bireysel ya da kolektif olarak, ya burjuvazinin lehine, ya da onun aleyhine, ancak kaç›n›lmaz olarak bir örgütlenme yürütmektedir. Tam da burada somuta inmekte fayda vard›r. Sanat olgusunun, yaflam›n çeflitli kulvarlar›ndan biri oldu¤unu, yani içinde bulunulan toplumsal (ekonomiksosyal) ve politik cenderenin dolays›z etkisi alt›nda, mant›¤›n kabul etti¤i “soyut” do¤runun yörüngesinde somut örgütsel müdahaleden baflkas› olmad›¤›n›, do¤adaki bütün çeliflkilere diyalektik materyalist yöntemle, dolay›s›yla Marksist-Leninist-Maoist temel felsefi çözümleyifl yöntemiyle yaklaflan herkes taraf›ndan kabul edilir bir gerçektir. E¤er mant›¤›n kabul etti¤i do¤ru, sosyal kurtulufltan uzak, bireysel yaflam›yla toplumda kendine taht oluflturma temelinde somutlafl›yorsa, sanatç›n›n karakteri, böylesi duruflun temel direklerinden esas›n› oluflturdu¤u burjuva kültürün etkisinde, kapitalist yasan›n (özel mülkiyetçi) politik hatt›nda örgütlenen bir karakterdir. Elbette ki bu örgütlülük, kendi yaflam›n› organize etme, yani bu tahlilde “taht› daha fazla sa¤lamlaflt›rman›n yollar›n› oluflturma”ya dair bir örgütlülüktür. Nedir ki sistemin kültüründen etkilenen (bilinçli veya bilinçsiz) sanatç› bireyin kendi s›n›fsal yap›s›na ayk›r› olmayan

bu tür örgütlenme biçiminin yan› s›ra, böylesi ortak karaktere sahip burjuva ve/veya küçük burjuva sanatç›lar›n, kimi zaman do¤rudan devletin yönlendirmesi alt›nda dönem dönem yanyana gelip geçici (k›sa, orta veya uzun vadeli) örgütlenmelerde siyasetlerinin izdüflümlerini ortakça a盤a ç›kard›klar›na tan›k olunabiliyor [Ulusal Hareketin Oremar bask›n›ndan sonra burjuva-feodal medyay› iflgal eden ‘Mehmetçi¤e yard›m’ kampanyalar› buna karfl›-devrim cephesinden bir örnektir. Halk cephesinden ise, burjuva-feodal devlet kliklerinden birinin önce ‘Cumhuriyet Mitingleri’ ve sonras›nda ise ‘laiklik elden gidiyor’ fleklinde yürüttükleri kampanyalarda bir tak›m küçük burjuva sanatç›lar›n sergiledikleri durufl, sanatta burjuva karakterin yukar›da verilen özelli¤ine bir örnek.]

Korkakl›¤›n tutsak etti¤i özgürlük E¤er mant›¤›n kabul etti¤i do¤ru, sosyal kurtuluflun gerçekleflebilmesi için toplumsal alt-üst oluflun bireyden bekledi¤i politik müdahalede bulunma temelinde somutlafl›yorsa (ki devrimci olan ve dolay›s›yla gerçek do¤ru olan tam da budur), sanatç›n›n karakteri, böylesi duruflun ifadesi oldu¤u devrimci proleter kültürün etkisinde, ihtilalin siyasal görevlerini yerine getirmeye dair örgütlenen bir karakterdir. Kuflkusuz bu örgütlenme olgusu, burjuva karakterli bireyin örgütlenme olgusundan bilinç olarak daha üstün-

dür. Üstünlü¤ü, s›n›f tavr›n› aç›ktan belirlemesindedir; bireyin bireysellik üzerinden tarihin kendisine yükledi¤i s›n›fsal göreve ihanet edercesine kendi egolar›n› tatmin etmesi için burjuvazinin sundu¤u bunca olanak bollu¤u içinde yoksullar›n meflru davas›na bedel ödeme pahas›na saf tutmas›ndad›r. T›pk› özgürlü¤ün en güzel anlam›n› burjuvazinin safsatalar›nda de¤il, bizzat Türkiyeli halk›n ç›kar› olan Demokratik Halk Devrimi’nin gereksinimin s›n›rlar› içinde bulan gerilla gibi. O, kendi davas›nda emin ad›mlarla yürür. Bu yüzden onun örgütlülü¤e ba¤l›l›¤›, faflist ordudaki askerin kendi örgütlülü¤üne ba¤l›l›¤›ndan daha sa¤lamd›r. Gerilla, da¤larda, elinde silah›, s›rt›nda çantas›yla kendini gölgesinde tafl›d›¤› ölüme de¤il, özgürlü¤e yolculu¤un coflkun ak›fl›na b›rak›p mücadelenin ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya kilitlenmiflken, gerici ordunun askeri, güvendi¤i uça¤›yla, tank›yla, topuyla... çat›flma esnas›nda bile, karfl› cephede hayk›ran devrim türkülerin yank›s› alt›nda korkakl›¤›nca tutsak edilmifl özgürlü¤ünü arar.

Örgütlerken örgütlenmek kültürel bir durufltur Halk›n feodalizm ve komprador kapitalizm zincirinden kurtulufl mücadelesi ç›kar›na mant›¤›n kabul edebilece¤i gerçe¤in bireyden bekledi¤i örgütlenme duruflu, örgütleme duruflu-

nu da dolays›zca içermektedir. Örgütlenirken bütünün bir parças› olan birey, bütünün kendi önüne koydu¤u perspektifi onun bir parças› olarak uygulamak için örgütleyen bir bireye dönüflür. Ç›kard›¤› sonuçlar› yeniden bütüne tafl›yarak bir sentezin, yeni bir yönelimin oluflmas›nda katk› sunar. Yönelimin güçlenerek yenilenmifl perspektifine göre birey kendini tekrar örgütler. Di¤er bir ifadeyle, yeni sonuçlar do¤urmas› için gerekti¤i gibi örgütlemesi için birey önce yönelim taraf›ndan örgütlenir. Bu, devrimci mücadelede süre¤en bir hal olarak kültürel bir duruflu yans›tmaktad›r. Ö¤rendikçe ö¤reten, ö¤rettikçe de ç›kard›¤› derslerden ö¤renmesini bilen birey bu duruflu sergilemekte en az sorun yaflayacak oland›r. Nitekim “devrimci yönde sürekli gelifltirmek, yenilenmek”ten bu anlafl›lmal›d›r. Örgütün mevcut yöneliminin hayata uygulanmas›yla ileriye do¤ru ad›m›n at›lmas›, organizasyon sorununda olas› bütün düzensizlikleri tersine çevirmeyi gerektirir. Proletarya Partisinin yönelimi çerçevesinde planl›, somut hedefli, sistematik olarak sergilenecek bir çal›flma tarz›, yeni olmayan fakat dejenerasyona u¤ram›fl proleter kültürü yeniden kuflanman›n örgütlü çizelgesidir. Halk için devrim kaç›n›lmazsa ve devrim için partinin varl›¤› zorunluluksa, kolektifin örgütlenme anlay›fl›na koflut olarak bir kültürel flekilleniflin örgütlenmesi de bir o kadar zorunludur.


İşçi-köylü 15

21 Mart-3 Nisan 2008

Gazete/Okur

Kuantum fizi¤i ve diyalektik materyalizm Klasik fizik, büyük baflar›lar›na karfl›n 1900’lü y›llara yaklafl›ld›¤›nda siyah cismin ›fl›mas›, tayf çizgileri, fotoelektrik gibi bir tak›m fiziksel olaylar›n aç›klanmas›nda yetersiz kald›. Max Plank enerjinin, Einstein ise ›fl›¤›n paketçiklerden olufltu¤unu göstermesiyle klasik mekanik derinden yaraland›. Enerji ve ›fl›¤›n yay›l›m›ndaki süreksizli¤i araflt›rma çabalar› sonucu yap›lan deneylerde Rutherfort atomun pozitif yüklü küçük bir çekirdekçi¤inin oldu¤unu gözlemledi. Elektronun varl›¤› ise zaten biliniyordu. Çekirdek etraf›nda dairesel hareket yapan elektronun çekirde¤e düflebilme ihtimali bütün sistemleri çökertiyordu. Bu konuda geçici çözüm Bohr’dan geldi. Bohr’un atom modeline göre, elektronlar kuantizasyon kural›nca çekirdek etraf›ndaki belirli yörüngelerde hareket ediyorlar ve belli enerji de¤erine ulaflamad›kça ›fl›ma salam›yorlard›. Ve böylece sistem dengede kalabiliyordu. Bu çözüm, küçük atomlarda ifle yarad› ancak daha büyük kütleleri aç›klamada yetersizdi. Bohr’un modeli üzerinde y›¤›nla düzenleme-

Bunlar› biliyor musunuz? - Amerikan hava yollar›, uçufllarda yolculara sundu¤u kahvalt›larda her tepsiden bir zeytini kald›rarak 1987 y›l›nda 40 bin dolar kâr etmifltir. - Elektrikli sandalye bir diflçi taraf›ndan icat edilmifltir. - Gülmek için 17 kas’a ihtiyaç vard›r. Surat asmak için ise 43 kas’a ihtiyaç vard›r. - Bo¤alar renk körüdür, bundan dolay› matadorun elindeki beze sald›r›rlar; rengi ne olursa olsun. - ‹nsanlar hayatlar›n›n yaklafl›k üçte birini (baz›lar› daha fazlas›n›) uyuyarak harc›yorlar. - Uzaydan görülebilen tek insan yap›m› olan fley Çin Seddi.

ler, yamalar yap›ld›ysa da eklektik kald› ve söz konusu sorunlara çözüm üretilemedi.

Kuantum mekani¤i Kuantum fizi¤inin geliflimi ise fizikte köklü bir de¤iflim yaratt›. Klasik fizi¤i mekanik bir determinizmden kurtararak daha esnek ve dinamik bir do¤a görüflü arma¤an etti. Kuantum fizi¤ini Max Planck’›n kuant’› keflfetmesiyle bafllatabiliriz. Bu yeni fizik, atom çekirde¤ine s›k›flm›fl kuvvetleri ortaya ç›kard›. Böylece nükleer enerjinin kullan›m›yla s›n›rs›z bir bolluk ve toplumsal ilerlemenin devasa olanaklar›n›n önü aç›lm›flt›. Albert Einstein’›n devrim yaratan izafiyet kuram› kütle ve enerjinin eflde¤er oldu¤unu ve her ikisinin de ayn› fleyin farkl› biçimleri oldu¤unu kan›tlar. E¤er bir cismin kütlesi biliniyorsa, bunu ›fl›k h›z›n›n karesiyle çarpt›¤›m›zda enerji eflde¤erli¤ini buluyoruz. (E = mc2) Yine, Einstein, dalga olarak kabullenilmifl ›fl›¤›n, parçac›k gibi davrand›¤›n› öne sürdü. Daha sonralar›, De Brogli parçac›klardan olufltu¤u düflünülen maddenin dalgalar›n tabiat›n› and›rd›¤›na dikkat çekti! Madde ve enerji aras›ndaki uzlaflmaz-ayr›l›k böylece yerle bir oldu. Parçac›k fizi¤inde y›llarca hüküm süren tart›flma, foton ve elektron gibi atom alt› parçac›klar›n parçac›k m› yoksa dalga m› oldu¤u sorunu nihayet, atomalt› parçac›klar›n hem parçac›k hem de dalga gibi davranabilece¤ini ve davrand›¤›n› ortaya koyan kuantum fizi¤i taraf›ndan çözüme kavuflturuldu. Ifl›k t›pk› bir dalga gibi giriflim yap›yor ve ayn› zamanda bir parçac›k gibi atomdan elektron da sökebiliyordu. Klasikleflmifl mant›¤›n yasalar›na uyumlu de¤ildir bu. “Sa¤duyu” yani biçimsel mant›k bir fotonun ayn› anda iki yerde olabilece¤ini nas›l kabul edebilir? Ve üstelik ayn› anda inan›lmaz h›zlarda ve farkl› do¤rultularda hareketi nas›l içsellefltirebilirdi? Dolay›s›yla ›fl›¤›n hem bir dalga hem de bir parçac›k olarak davranmas› ak›lalmaz bir çeliflki olarak görüldü, görülme-

Gazetemize sahip ç›kal›m! Devrimci ve sosyalist bas›n›n halk kitlelerine ulaflmas› da¤›t›m engellenerek gerçeklefltiriliyor. Yay-Sat’›n kabul edilemeyecek bir anlaflma dayatmas› sonucu devrimci ve sosyalist bas›n Do¤an Da¤›t›m’a yay›nlar›n› veremiyor. Bir süredir gazetemizde iflledi¤imiz bu uygulama egemenlerin devrimci ve sosyalist bas›na yönelik düflmanl›¤›n› da gösteriyor. Devlet, emekçilere genifl halk kitlelerine gerçekleri ulaflt›racak, devrimin gücünü tafl›yacak yay›nlar›m›z› engellemek için yeni yöntemler gelifltiriyor. Bir yandan görsel ve yaz›l› medya ile emekçilerin gündemini belirleyip onlar› gerçek sorunlar›ndan uzaklaflt›r›rken muhalif bas›na yönelik bask›lar›n› da artt›r›yor. Bu uygulamalara karfl› devrimci ve sosyalist bas›n› sahiplenmek bugün daha fazla anlam kazan›yor. Okurlar›m›z›n yay›nlar›m›z› düzenli takip etmesi, abone olmas› ve yeni aboneler bulmas› bu sald›r›ya karfl› verilecek anlaml› bir yan›t olacakt›r. ‹flçi ve emekçilerin gazetemize ulaflabilecekleri yeni kitabevi, bayi vb. bulunmas› bu çabaya önemli bir katk› sunacakt›r. Bir önceki say›m›zda okurlar›m›za yapt›¤›m›z abonelik ça¤r›s›na Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden Tutsak Partizanlardan yan›t geldi. Tutsak Partizanlar Yay-Sat’›n yay›nlar›m›z›n da¤›t›m›n› engelleme giriflimine karfl› durmak amac›yla bir y›ll›k abonelik ücretini yat›rarak ya-

y›nlar›m›za abone oldular. Tutsaklar gazetemizin abonelik ça¤r›s›na yan›t vererek da¤›t›m sansürüne hapishaneler cephesinden anlaml› bir yan›t vermifl oldular. Tüm okurlar›m›z› gazetemize abone olmaya, yeni aboneler bulmaya ça¤›r›yoruz! Abonelik Koflullar›m›z; ‹flçi-Köylü; 6 Ayl›k; 20 YTL 1 Y›ll›k; 40 YTL Yeni Demokrat Gençlik 6 Ayl›k; 10 YTL 1 Y›ll›k; 20 YTL Partizan 6 Ayl›k; 15 YTL 1 Y›ll›k; 30 YTL Abone olabilmek için ödeme yapt›ktan sonra banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n ya da posta yoluyla ulaflt›r›n. Abonelik bedeline posta ücreti dahildir.

ÇIKTI

Adres; Gureba Hüseyina¤a Mahallesi ‹mam Murat Sok. No: 8/1 Aksaray/ Fatih ‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33

ye devam ediyor. Kuantum mekani¤inin yasalar› biçimsel mant›¤a meydan okur ama diyalektik materyalizmle tam bir uyum halindedir. Mesela bildi¤imiz nokta kavram›n› ele alal›m. Tüm geleneksel geometri, do¤ru, düzlem, uzay vb. sadece bu noktadan hareket edilerek türetilmektedir. Oysa daha yak›n bir gözlem noktan›n var olmad›¤› gerçe¤ini or-

taya serer. Nokta, uzay›n en küçük ifadesi olarak boyutu olmayan bir “fley” olarak düflünülür. Gerçekte, böyle bir nokta atomalt› parçac›klardan çok daha küçük olarak kabullenilir. Ve eninde sonunda, kuantum dalgalar›n›n girdab›nda yok olup gider. ‹flte bu sürecin bir sonu yoktur. T›pk› evrende hiçbir sabit noktan›n olamad›¤› gibi. Gözlenebilir nesnel gerçekli¤in ötesinde yatan tanr›sal “biçimler” bulma u¤rafl›ndaki idealistlere verilecek yan›t budur. Nihai gerçeklik, sadece, sonsuz “ebedi” ve her an de¤iflen nesnel evrendir. Sabit ve de¤iflmez konuma de¤il aksine bir sürece, asla sonlanmayan bir ak›fla sahibiz. Buna bir bafllang›ç ya da bir son bulma u¤rafllar› baflar›s›zl›¤›n tam da kendisidir. Einstein’›n izafiyet kuram›ndan çok daha önce enerjinin ve maddenin korunumu prensipleri biliniyordu. ‹lk insanlar, sürtme

Hesap Numaralar›m›z; TL hesap numaras›: Selma fiahin Ziraat Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi 48209849-5002 Yurtd›fl›: Euro hesap numaralar› Selma fiahin Ziraat Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi 48209849-5001 Vak›flar Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi 00158048000527074

Yay›nlar›m›z› bulabilece¤iniz kitapevleri; Ozan Kitapevi Hal Cad. 19-1 Tel:(0 266) 714 39 11 Cep: 0 536 475 00 36 Band›rma-Bal›kesir Ad›mlar Kitapevi Hoflnudiye Mah. Doktorlar Cad. Bayrak Sok. No: 9 (Akbank aral›¤›) Tel: (0 222) 221 62 29 Eskiflehir Ferda Kitabevi Yeniflehir Mah. 19. Sok No: 11 Tel: (0 326) 614 42 90 ‹skenderun/Hatay Merdiven Kitabevi Meflrutiyet Mah. Turhan Sok. No: 5/A Tel: (0 372) 252 51 58 Zonguldak Jiyan Kitapevi Balatgazi (1.Harput) Caddesi Kaz›mhoca Sok. No: 11 Tel: (0424) 212 44 84 Faks: (0424) 233 67 86 Elaz›¤ ‹lhan ‹lhan Karanfil sokak 30/3 Tel: (0312) 417 0008

kuvveti ile atefl yakt›klar›nda bir miktar enerjiyi ›s›ya dönüfltürüyorlar, böylelikle iflin ve ›s›n›n eflde¤erlili¤i ilkesini yaflamlar›na uyarlam›fl oluyorlard›. Bir parçac›kta yo¤unlaflan enerji miktar› onun kütlesiyle orant›l›d›r ve toplam enerji miktar› her zaman sabit kal›r. Örne¤in, bir proton, bir pozitron salarak bir nötrona dönüfltü¤ünde, protonun yükü pozitiftir ve sonuçta ortaya ç›kan parçac›k çiftinin toplam yükü yine pozitiftir. Tüm bu say›s›z dönüflümlerde, yükün korunumu yasas› yürürlüktedir, t›pk› tüm di¤er korunum yasalar› gibi. Bir elektron ve onun anti-parçac›¤› olan pozitron birbirlerini yok ettiklerinde, kütleleri “yok olur”, yani kütleleri, z›t yönlerde hareket eden iki fotona dönüflür. Bu fotonlar da kendisinden ç›kt›klar› parçac›klar kadar enerjiye sahiptirler. Diyalektik olarak, elektron ve pozitron yads›nm›fl ve ayn› zamanda korunmufltur. (Foton bir ›fl›k parçac›¤›d›r) Diyalektik materyalizmde madde, bize duyu-alg› içinde sunulan maddi bir gerçekliktir. Sadece “kat›” nesneleri de¤il, ›fl›k da, foton da elektronlar ya da pozitronlar kadar maddedirler. Kütle sürekli olarak enerjiye dönüflmektedir ve enerji de kütleye. Bir pozitron ve elektronun “yok olufllar›” bir foton çifti üretir, bunun z›tt› da mümkün: ‹ki foton karfl›laflt›¤›nda, bir elektron ve pozitron oluflturulabilir. Bu olgu bize baz› “niyetli” yazarlar taraf›ndan “hiçlikten” madde oluflumu olarak sunulur. Oysa burada söz konusu olan, bir fleyin yok oluflu ya da yarat›l›fl› de¤il, maddenin enerjiye ya da enerjinin maddeye dönüflümüdür. Bir foton atoma çarpt›¤›nda, bir foton olarak varl›¤› sona erer. Kaybolur, ama atomda da bir de¤iflikli¤e neden olur. T›pk› toplumsal geliflmelerde oldu¤u gibi… Sonuç olarak atomalt› düzeydeki evrenin sürekli de¤iflim süreci, diyalekti¤in yaln›zca akl›n öznel bir üretimi de¤il, do¤ada gerçekleflen nesnel süreçlere dayand›¤›n›n do¤rulanmas›d›r. (Bir ‹K okuru)

K›z›lay/Ankara Dost Kitapevi Konur sokak No:4 Tel: (0312) 418 8327 K›z›lay/Ankara Deniz Kiapevi Zafer çarfl›s› no:13 Tel: (0312) 430 13 94 Yeniflehir/Ankara Konak Kitapevi Belediye Pasaj› P-16 Tel: (0232) 425 93 95 Konak/‹zmir Devrim Kitapevi 853 Sokak Saray iflhan› No: 33/B Tel: (0232) 483 10 40 Konak/‹zmir Z Kitapevi 871 sokak No:19/P.03 Tel: (0232) 570 36 76 K›zlara¤as› Han›-Konak/‹zmir Seyhan Kitabevi Cafera¤a Mah. A¤abey Sk. No: 42 Tel: (0 216) 414 7508 - 09 / 414 4157 Tel: (0 216) 414 1253 Moda-Kad›köy/‹stanbul Genç Mephisto Vakithane Cad. Cafera¤a Mah. No: 15 Tel: (0 216) 414 35 41 Kad›köy/‹stanbul Beyo¤lu-Mephisto ‹stiklal Caddesi No: 125 Tel: (0212) 249 06 87, Beyo¤lu/ ‹stanbul Simurg Kitapevi Hasnun Galip Soka¤› 4B Telefon: 0212 292 27 12 Beyo¤lu/‹stanbul Semerkant Kitapevi Süslü Saks› Sok. No: 5 Tel: 0212 244 47 01 Beyo¤lu/‹stanbul

Gazi k›z›ld›r k›z›l kalacak! 1995 Gazi katliam›n›n üzerinden 13 y›l geçti. Gazi katliam› devletin suç dosyas›nda ilk olmad›¤› gibi son da olmayacak. Sivas, Çorum, Marafl, fiemdinli ve 19 Aral›k hapishaneler katliam›n›n yan› s›ra birçok ayd›n›n katledilmesiyle “zengin” bir tarihe sahiptir. 1995 tarihinde 22 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i Gazi olaylar› devletin politikalar›ndan ba¤›ms›z de¤ildir. Gazi Mahallesi iflçi, emekçi halk y›¤›nlar›n›n yo¤un olarak yaflad›¤› bir semt olmakla birlikte devrimci dinamikleri içerisinde bar›nd›ran, mevcut düzenin politikalar›na karfl› refleks uyand›ran isyanc› militan bir ruh yap›s›na sahiptir. Bu durum devleti her zaman rahats›z etmifltir. Bu devrimci dinamikleri yok etmek ve kendi koltuklar›n› kaybetmek istemeyen egemenler her zaman bu ve benzeri katliamlar› meflru görmüfllerdir. 95 Gazi katliam›yla da korkak, düzenle bar›fl›k yaflayan, araflt›rmayan, sorgulamayan, kendi haklar›n› aramayan, sindirilmifl ve devrimci dinamikleri yok edilmifl bir toplum yaratmak istenilmifltir. Bunu baflaramayan egemenler yoz ideolojilerini emekçi halk›n yaflad›¤› bu semtte uyuflturucu, çeteleflme, fuhuflu yayarak yok etmeyi planlamaktad›r. Bugün Gazi Mahallesi’nde uyuflturucu, çeteleflme, fuhufl, h›rs›zl›k ve y›k›m bafll›ca gelen sorunlar aras›nda yer almaktad›r. Bu bilinç ile Gazi Katliam›n› ve Gazi flehitlerini anman›n en anlaml› yolu Gazi Mahallesi’ne sahip ç›kmak ve Gazi Mahallesi halk›n›n yan›nda yer alarak mücadeleyi büyütmekten geçer.12 Mart katliam› öncesi yapm›fl oldu¤umuz bir dizi çal›flmayla Gazi halk›n›n yan›nda oldu¤umuzu ve Gazi Mahallesine sahip ç›kaca¤›m›z›n ilk pratik ad›mlar›n› att›k. Y›k›mlara, çeteleflmeye, fuhufla ve yoz kültüre karfl› merkezi olarak ç›kar›lan Partizan imzal› afiflleri yo¤un bir flekilde Mahallenin yoksul sokaklar›na yapt›k. “Gazi flehitlerini anmak Gazi’ye sahip ç›kmakt›r”, “Birlik mücadele zafer”, “12 Mart’›n militan ruhuyla 12 Mart’ta alanlara, hesap sormaya”, “Gazi’nin katili patron a¤a devleti”, “Gazi k›z›ld›r k›z›l kalacak” sloganlar›n› tafl›yan ozalit afifl çal›flmas› “Partizan saflar›nda 12 Mart’ta alanlara” fliar›yla ça¤r› yap›ld›. 9 Mart 2008 tarihinde akflam saat 19.30’da Gazi Mahallesi Eski Karakol, Gazi Dörtyol, Fevzi Çakmak Caddesi ve ‹smet Pafla Caddesi’ne Partizan imzal› pankartlar as›ld›. Yap›lan tüm bu çal›flmalar hiç flüphesiz ki egemenlerin hofluna gitmemifltir. Pankartlar›n as›m› s›ras›nda korkutmak ve sindirmek için yap›lan resim çekmeler çal›flmalar› engellememifltir. Tahammülsüzlü¤ünü çok geçmeden ortaya koyan faflist sistemin kolluk güçleri pankartlar›n as›lmas›ndan k›sa bir süre sonra hepsini indirmifltir. Biz flunu biliyoruz ki hiç bir güç ve hiç bir anlay›fl gazinin devrimci dinamiklerini duyarl›l›¤›n› bitiremez. Ve hiç bir anlay›fl bizleri devrim ve komünizm davas›ndan vazgeçiremez. Bask›lar bizi y›ld›ramaz. Gazi Mahallesi ‹flçi-köylü okurlar›

Savafla haz›r olmal›y›z! Emperyalist güçler yoksul ve emekçi halklara karfl› olmad›k iflkence ve zulüm etmektedir. Do¤u Anadolu’da bask›lar bitmek bilmiyor. Bask›lardan kaç›p büyük flehirlere gelmekte olan Kürt ve di¤er az›nl›klara buralarda bask› da uygulan›yor. ‹stanbul’un çeflitli yerlerine yerleflen Türkiye’nin yoksul bölgelerinden gelen, var›n› yo¤unu buraya yat›r›p yerleflen çeflitli milliyetlerden emekçilerin yakas›na yap›flan komprador emperyalist güçler gecekondular›na göz diktiler. Bafl›büyük denilen semti y›kmaya gelen güçler halk› karfl›s›nda buldular. fiimdilik püskürtülen ama faflizmin bofl durmayan bir taraftan da depremi bahane ederek bu yoksul insanlar› kovup emperyalist güçlere zemin haz›rl›yor. Bafl›büyük Zümrüt Evler, Gülsuyu, Gülensu ve daha nerelerde emekçiler varsa hepsini kovmakt›r dertleri. Ama ya¤ma yok. Bizleri Bingöl’den, Tunceli’den, Sivas’tan, Malatya’dan, Çorum’dan kovdunuz ama buradan kovamazs›n›z. Çünkü art›k gidecek yerimiz kalmad›. Bunun için direnece¤iz. Ölmek pahas›na direnece¤iz ve yerlerimizi faflistlere vermeyece¤iz. Benim ça¤r›m bütün Türkiyeli emekçilere; art›k yeter diyelim. Topyekun komprador patron-a¤a devletine karfl› savaflal›m diyorum. Kürt ulusunun üstündeki topyekun savafla karfl› birleflmek zorunday›z. Art›k gençlerimiz savaflmal› diyorum. Baflka çaresi olmad›¤›n› beyan ediyorum. Türkiye’nin bir Amerikan ufla¤› oldu¤u, Kuzey Irak’a girip ç›kt›¤›ndan belli oldu. Bütün ezilen çeflitli milliyetlerden emekçiler tüm Türkiye’deki bölgelerde savafla haz›r olmal›y›z. Aksi takdirde yenilmeye mahkûmuz. Türkiye’nin her yerinde Halk Savafl›na haz›r olmal›y›z. (Gülsuyu’ndan bir ‹K okuru)


±CMYK

iflçi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin

www.iscikoylu.org

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80

e-mail: umutyayimcilik@ttmail.com

BÜROLAR KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60 ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00 ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19 BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27 AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

SSGSS’ye karfl fl›› her yer eylem alan›

‹flçi-emekçi y›¤›nlar›n SSGSS ad› alt›ndaki kapsaml› sosyal y›k›m yasa tasar›s›na karfl› öfkesi giderek büyüyor. Herkese Sa¤-

l›k Güvenli Gelecek Platformu’nun gerçeklefltirdi¤i bir dizi eylemin yan› s›ra, Emek Platformu da 13-14 Mart tarihlerinde ülke genelinde bir dizi eylem gerçeklefltirdi.

Herkese eflit, nitelikli ücretsiz sa¤l›k! Haber-‹fl Sendikas› ‹stanbul 1 No’lu fiube üyesi iflçiler SSGSS’ye karfl› bir eylem gerçeklefltirdi. Üçyüzlü’de bulunan Esenler-Bayrampafla Telekom Müdürlü¤ü önünde toplanan iflçiler “Mezarda emekli olmayaca¤›z”, “Hükümet yasan› al bafl›na çal” sloganlar›n› atarak polisin engelleme çabalar›na ra¤men Dörtyol Meydan›’na yürüdü.

Mersin 14 Mart Cuma günü saat 10-12 aras› ifl b›rakma eylemi yapan KESK, Türk-‹fl, KamuSen flubeleri SSGSS yasas›na karfl› alanlara ç›karak yasaya olan tepkilerini dile getirdi. 11.30’da Mersin Devlet Hastanesi, ‹stasyon ve Çarfl› merkezden yürüyüfle bafllayan yaklafl›k 7 bin kiflilik kitle sloganlarla AKP hükümetini protesto etti. AKP il binas› önünde yürüyüfl sona erdi.

Sivas 14 Mart Cuma günü saat 10.00’ da bafllayan ifl b›rakma eylemi 12.00’ ye kadar sürdü. fiehir meydan›nda saat 11.00’ de yap›lan bas›n aç›klamas› ve ard›ndan bildiri da¤›t›m›na yaklafl›k 300 kifli kat›ld›. Bir gün önce platformdan çekilen ve ikiyüzlü davran›p ifl b›rakma eylemine kat›lmayan sendikalar›n asl›nda ne için ve kim için çal›flt›¤›n› da halk önünde teflhir eden eyleme ö¤renciler de destek verdi. Eylemde s›k s›k “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “‹flçi-memur-gençlik alanlarda birlefltik”, “Hükümet yasan› al bafl›na çal” sloganlar› at›ld›. (Sivas YDG)

Dersim Dersim’de 13 Mart Perflembe günü saat 12.15’de Yeralt› Çarfl›s› üzerinde SSGSS tasar›s›na tepki amaçl› bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin öncülü¤ünde düzenlenen bas›n aç›klamas›na 1500’e yak›n kifli kat›ld›. Tasar›n›n onaylanmas› ile beraber tüm sa¤l›k ve sosyal haklar›m›z›n elimizden al›naca¤›, en temel ihtiyaçlar›m›z›n paral› hale getirilece¤i vurgusu yap›lan aç›klama, yasa tasar›s›na karfl› sloganlarla sona erdi. (Dersim ‹K okurlar›)

Bursa 13 Mart günü saat 12.00’de Ünlü Caddesi’nde toplanan binlerce emekçi Orhangazi Park›’na kadar “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “‹flçi memur el ele genel greve”, “Kahrolsun IMF iflbirlikçi AKP” vb. sloganlarla yürüdü. Alanda Emek Platformu birleflenleri ad›na konuflan Türk-‹fl 8. Bölge Temsilcisi Mehmet Kanca, SSGSS yasas›n›n emekçiler aras›nda a¤›r hak kay›plar›na neden olaca¤›n› savundu.

13 Mart’ta, Yap› Yol-Sen’e ba¤l› çal›flanlar, otoyol ve köprü geçifllerinde ifl yavafllatma eylemleri gerçeklefltirirken, saat 15.00’te Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Bir baflka eylem de, Harb-‹fl taraf›ndan Pendik Köprüsü’nü ve E 5’i (D-100) trafi¤e kapatma eylemiydi. Saat 18.00 civar›nda bir araya gelen Harb-‹fl üyesi yaklafl›k 800 iflçi, Genel-‹fl Anadolu Yakas› yöneticilerinin, üyelerinin ve tersane iflçilerinin de aralar›nda bulundu¤u genifl bir kat›l›mla Pendik Köprüsü’nden afla¤› inerek, polisin engelleme çabalar›na ra¤men yolu trafi¤e kapatt›. Kartal’da ise yaklafl›k 300 Harb-‹fl üyesi iflçi de D-100 karayolunu, Ankara istikametinde kestiler. Tuzla Askeri Cip Fabrikas›, Kartal Cevizli’deki Askeri Dikimevi ve Pendik Askeri Tersanelerde çal›flan iflçiler de iflyerlerinden ç›karak, eylem yapt›lar.

me kat›ld›. Yaklafl›k 8 bin kiflinin kat›ld›¤› eylem Tramvay dura¤›nda yap›lan bas›n aç›klamas› ile sona erdi. 14 Mart’ta 2 saatlik ifl b›rakma eylemine kat›lan binlerce emekçi de geleceklerine sahip ç›kacaklar›n› ilan ederken halk düflman› tutumlar› daha fazla a盤a ç›kan AKP hükümetine ve Erdo¤an’a yönelik tepkilerini de sloganlar›na yans›tt›lar. Saat 11.00’de Cerrahpafla Hastanesi içinde toplanan binlerce emekçi hastane içinde yürüyüfle bafllad›. Di¤er sendikalardan emekçilerin kat›lmas›yla daha da kitleselleflen emekçiler coflkular› ve heyecanlar›yla ‹stanbul’da bahar havas› estirdiler. Hep birlikte gür bir flekilde at›lan “Kas›mpafla imam› yalanc›s›n yalanc›”, “Yalanc› baflbakan istemiyoruz”, “AKP sa¤l›¤a zararl›d›r” vb. sloganlarla hükümet istifaya ça¤r›ld›. Cerrahpafla Hastanesi’nden d›flar› ç›kan ço¤unlu¤u KESK üyesi binlerce emekçi yolu kapatarak Saraçhane’ye do¤ru yürüyüfle devam etti. Doktorundan temizlik görevlisine hastanelerde çal›flan binlerce sa¤l›k emekçisi ifl k›yafetleriyle eylemde yer al›rken E¤itim-Sen üyesi e¤itim emekçileri de kitlesellikleri ve coflkular›yla dikkat çekiyorlard›. Kortejde gençler ve kad›nlar ço¤unlu¤u oluflturmaktayd›. Bunun da etkisiyle “Paras›z e¤itim-paras›z sa¤l›k” talebi ve e¤itimde ve sa¤l›kta ticarileflmeye karfl› ç›kan konuflmalar daha fazla öne ç›kt›. Cerrahpafla’n›n dar sokaklar›ndan tramvay yoluna ç›kan emekçiler, tramvay hatt›n› kapatarak Aksaray’a do¤ru yürüdüler. Aksaray Metro ‹stasyonu önünde

Her yer grev, her yer direnifl ‹stanbul Emekçiler öfkelerini 14 Mart’ta ülke çap›nda gerçeklefltirilen 2 saatlik ifl b›rakma eylemi ve on binlerce emekçinin kat›ld›¤› eylemlerle bir kez daha net bir flekilde gösterdiler. Egemen s›n›flar›n kendi içlerindeki ç›kar çat›flmalar›n›n bir sonucu olarak gündeme getirilen türban tart›flmalar›, AKP’nin kapat›lmas› davas›, laiklik-fleriatç›l›k eksenli tart›flmalar sistemin bekledi¤i gibi halk›n kat›l›m› ve ilgisiyle karfl›lanmamakta, tersine iflçiler ve kamu emekçileri sosyal y›k›m politikalar›na, Kürt ulusu ise imha ve inkâr sald›r›lar›na karfl› meydanlar› doldurmakta ve sisteme net cevaplar vermekte, halk›m›z kendi gündemlerini sahiplenerek sistemi zor durumda b›rakmaktad›r. Emekçilerin tabandan gelen tepkisine karfl› daha fazla direnemeyen sendika yönetimleri uzlaflma mesajlar› vererek devletle anlaflman›n ve emekçileri sakinlefltirmenin yollar›n› aramaktad›r. Ancak Erdo¤an’›n sendikalar› yalanc›l›kla suçlamas›, Milli E¤itim ve Sa¤l›k Bakanlar›n›n emekçilere tehditler savurmalar› emekçilerin öfkesiyle karfl›lanm›fl ve bugüne kadar AKP hükümetiyle uyumlu bir hat izleyen birçok sendika yönetimi de hükümeti do¤rudan elefltirmek ve harekete geçmek zorunda kalm›flt›r.

Taksim Emek Platformu 13 Mart günü yapt›¤› bir yürüyüfl ile yasan›n geri çekilmesini istedi. Saat. 12.30’da Taksim Tünel’de bir arayla gelen Emek Platformu bilefleni sendikalar Taksim Meydan›’na yürüdü. Türk-‹fl’e ba¤l› birçok sendikan›n kat›ld›¤› eylemde s›k s›k “Hükümet istifa”, “Hükümet yasan› al bafl›na çal”, “‹flçi-memur ele ele genel greve” sloganlar› at›ld›. ‹stiklal Caddesi boyunca alk›fl ve z›lg›tlarla yürüyen iflçileri çevreden geçen emekçiler de alk›fllarla destek verdi. Coflkulu geçen yürüyüflte Tekel iflçileri dikkat çekerken direnifllerini sürdüren ‹lbek Teksitil iflçilere de eyle-

Kad›köy 14 Mart eylemlerinden biri de Kad›köy’de gerçekleflti. D‹SK Genel-‹fl üyesi belediye iflçileri ifl b›rakarak, Kad›köy ‹skele Meydan›’na yürüdüler. Yaklafl›k bin çal›flan›n kat›ld›¤› eylemde “Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek ‹çin Mücadeleye” yaz›l› pankart aç›ld›. Meydana gelindi¤inde Genel-‹fl 1 Nolu fiube Baflkan› fiahan ‹lseven taraf›ndan Emek Platformu’nun ortak aç›klamas› okundu ve eylem çekilen halaylarla sona erdi.

lan ifl b›rakma eylemi, Türkiye’nin birçok ilinde etkili oldu.

Kartal Kartal’da BES üyesi Adliye çal›flanlar› ve PTT çal›flanlar› ifl b›rakt›lar. Meydanda çekilen halaylar›n ard›ndan, saat 11.00’de Platform taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Aç›klamay› Suzan Zengin okudu ve “Ülkenin kârl› kamu kurulufllar›n› zarar ediyor diyerek yerli-yabanc› tekellere peflkefl çekenler, flimdi de, kara delik diye tan›mlad›klar›, sa¤l›k ve sosyal güvenlik kurulufllar›na göz dikmifl bulunmaktad›r. Oysa sa¤l›k ve sosyal güvenlik hakk› bizim ve çocuklar›m›z›n gelece¤i demektir” dedi.

Kozyata¤› Kozyata¤›’nda bulunan PTT Anadolu Yakas› Baflmüdürlü¤ü ve 150. Y›l Postanesi çal›flanlar› da ifl b›rakarak tasar›y› protesto etti. Baflmüdürlük bahçesinde toplanan Haber-Sen, Türkiye Haber-‹fl, BASK, Kamu Sen ve Birlik Haber-Sen üyesi 200 postac› halaylarla greve durdu.

Tren seferleri aksad› TCDD çal›flanlar› da ifl b›rakarak, Haydarpafla Gar›’nda bir bas›n aç›klamas› yapt›lar. ‹fl b›rakma eylemi, demiryolu tafl›mac›l›¤›nda aksamalara neden oldu. Bunu engellemek isteyen demiryolu yöneticileri, Ankara-‹stanbul seferini yapan ve saat 10.20’de hareket etmesi gereken Baflkent Ekspresi’ni erken hareket ettirme çabas›na girerek, grevin etkisini k›rmaya çal›flt›lar. Ancak eylemciler buna karfl›n hareket saatini geciktirerek, treni kald›rmad›lar. Ayr›ca deniz ulafl›m›nda da aksamalar yaflan›rken, banliyö seferleri de durdu.

Deri iflçileri de ifl b›rakt›

toplanan, ço¤unlu¤unu Belediye iflçilerinin oluflturdu¤u kalabal›k grup da çeflitli sloganlarla yürüyüfle geçti. Görevliler d›fl›nda kortejlerde bulunan iflçilerin de sürekli slogan att›rd›¤›, sessizli¤e tahammül edilmeyen korteje, d›flar›dan da kat›l›m sa¤land›. Yürüyüflü gören insanlar ya kortejlere girerek ya da alk›fl ve ›sl›klar› ile emekçilere destek verdi. Ço¤unlu¤unu Belediye-‹fl üyelerinin oluflturdu¤u Türk-‹fl üyesi iflçilerle birleflerek Saraçhane Park›’na do¤ru yürüyüfle devam ettiler. Belediye-‹fl Sendikas› üyeleri “Birlik-mücadele-zafer” ve “Kurtulufl yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiçbirimiz” pankartlar›n› açarak kat›ld›klar› eylemde direnifle devam edeceklerini, sald›r›lara boyun e¤meyeceklerini ifade ettiler. Eylemde Devrimci Demokratik Sendikal Birlik üyesi emekçiler de hem sendikalar›nda yürüyerek hem de “Kölelik yasalar› geri çekilsin” pankart›n› açarak devrimci durufllar›n› sergilediler. Saraçhane Park›’nda toplanan emekçiler ad›na okunan bas›n aç›klamas›nda SSGSS’nin getirece¤i hak gasplar› ifade edilerek AKP hükümetinin iflçi düflman› yüzü teflhir edildi, eylemlerin devam edece¤i vurgusu yap›ld›. Eylem hep birlikte at›lan “‹flçi memur el ele genel greve” slogan› ile sona erdi.

Emek Platformu’nun ça¤r›s› üzerine yap›-

Tuzla Deri Organize Sanayii’nde bulunan deri fabrikalar›nda çal›flan iflçiler de saat 10.30’dan itibaren ifl b›rakt›lar. 2000’i aflk›n deri iflçisi “Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek” ve “Sa¤l›k Hakt›r Sat›lamaz” pankartlar› açarak, eski Traktörcüler dura¤›na do¤ru yürüyüfle geçtiler ve durakta bir araya geldiler.

‹zmir

‹zmir ‹zmir Emek Platformu üyeleri, Basmane Meydan›’ndan Konak Meydan›’na yürümek istedi. Barikat kuran polis, emekçilerin meydana girmesine izin vermedi. Yürüyüflte emekçiler “Hükümet istifa”, “Yalanc› Baflbakan istemiyoruz”, “Mezarda emekli olmayaca¤›z” sloganlar›n› att›.

Edirne Edirne Belediyesi önünde bir araya gelen Edirne Emek Platformu bileflenleri ‹lhan Kodaman Park›’na yürüdü. Yaklafl›k bin kiflinin kat›ld›¤› eyleme çevreden vatandafllar alk›fllarla destek verdi.

Adana Adana’da fabrikalarda çal›flan iflçiler, saat 10.00’dan 12.00’ye kadar flalterleri kapat›rken, sa¤l›k emekçileri yar›m gün, e¤itim emekçileri de sevk alarak tüm gün çal›flmad›. E¤itim ifl kolunda örgütlü binlerce e¤itim ve bilim emekçisi E¤itimSen binas› önünde toplanarak ‹nönü Park›na kadar sloganlarla yürüdü. Dev Sa¤l›k-‹fl, SES ve Adana Tabip Odas› üyesi sa¤l›k emekçileri Çukurova Üniversi-

Adana

Hakkari Hakkari’de SES üyesi emekçiler, Hakkari Devlet Hastanesi önünde bir araya geldi. Sendika üyeleri ad›na aç›klama yapan SES fiube Baflkan› Musa Bor, kamu hastanelerinin iflletmeye dönüfltü¤ünü belirterek, “Herfleyin bafl› sa¤l›k, bu y›k›m› durdural›m” dedi.

A¤r› Saat Kulesi’nin önünde yaklafl›k bin kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›n› E¤itim-Sen fiube Baflkan› Cezmi Gündüz okudu. Do¤ubeyaz›t ilçesinde ‹nsan Haklar› An›t› önünde 200 kiflinin kat›l›m› ile bas›n aç›klamas› yap›ld›.

tesi (ÇÜ) Balcal› T›p Fakültesi Hastanesi poliklinikleri önünde toplanarak bas›n aç›klamas› yapt›. Demiryolu çal›flanlar› ise Gar içinde trenleri 2 saatli¤ine durdurdu. Emek Platformu bileflenlerinin son eylemi yaklafl›k 5 bin iflçi ve emekçinin kat›l›m› ile Adana Baflkent Hastanesi önünde yap›ld›. Buradan Adana Numune Hastanesine kadar yürüyen emekçiler, yürüyüfl boyunca AKP ve SSGSS karfl›t› sloganlar att›.

Emekçiler so¤u¤a ra¤men alanlarda! SSGSS karfl›t› eylemlerin ilki 12 Mart’ta Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›¤› önündeydi. KESK’e ba¤l› Yap› yol-Sen iflçileri eflit ifle eflit ücret taleplerini dile getirmek için burada bir eylem gerçeklefltirdi. Eyleme Partizan da destek verdi. 13 Mart günü ise Emek Platformu bileflenlerinin yöneticileri Türk-‹fl Genel Merkezi’nde yapt›klar› bir bas›n toplant›s› ile yasa tasar›s› hakk›ndaki görüfllerini ve eylem programlar›n› bir kez daha yinelediler. Emek Platformu’nun ça¤r›s› ile Sakarya Meydan›’nda saat 18.00’de kitlesel bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. 3 bini aflk›n emekçinin kat›ld›¤› aç›klama bir anda mitinge dönüfltü. Emek Platformu Ankara bile-

flenleri 14 Mart’ta 10.00-12.00 aras›nda bulunduklar› iflyerlerinde ifl b›rakt›. Binlerce emekçi gerçeklefltirilen bas›n aç›klamalar›na kat›larak baflkentte seslerini Meclis’e duyurmaya çal›flt›. ‹ki ayr› eylem örgütlendi. ‹lki; Türk‹fl’in ›srar› ile Han›meli Sokak’ta TEDAfi önünde, di¤eri ise; çeflitli siyasi partiler, kitle örgütleri, devrimci ve demokrat kurumlar, KESK, ATO, TMMOB’un kat›l›m› ile Numune Hastanesi’nden Sa¤l›k Bakanl›¤›’na yürüyüfltü. Bakanl›k önüne gelen kitle Abdi ‹pekçi Park›’na yönelerek burada fiili bir miting gerçeklefltirdi. Yap›lan eylemler son y›llarda Ankara’da görülen en kitlesel eylemlerden birisi oldu. Havan›n afl›r› so¤uk olmas›na karfl›n kitlenin artarak ço¤ald›¤› ve öfkesini

tek ses dile getirdi¤i gözlenirken, talepleri yerine getirilmezse eylemlerine devam edece¤i uyar›s›nda bulundular. TEDAfi önünde gerçekleflen eylemde ise 4 bine yak›n iflçi Türk-‹fl, D‹SK ve KESK’e ba¤l› baz› sendikalar›n yer ald›¤› bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Kamu-Sen ve Hak-‹fl baflkanlar› da bu eyleme destek verdi. (Ankara)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.