Irkç›l›k ve sald›rganl›¤a meflflrruluk Egemen s›n›flar›n, özellikle kiral›k kalemflorlar›n, görsel medyan›n yapt›¤› savafl 盤›rtkanl›¤› öyle bir hal ald› ki, egemenlerin parlamentodaki figüranlar›n›n bafl› Tayyip bile bas›n› “sa¤duyulu” olmaya davet ediyor. Sayfa 9
Butto’ya kanl› karflfl››lama
Enternasyonal
Sekiz y›l kald›¤› sürgünden 18 Ekim’de dönen Benaz›r Butto, etraf›ndaki koruma ordusuna ra¤men, kanl› bir sald›r›dan k›l pay› kurtuldu. Ancak ayn› sald›r›da 130’dan fazla kifli yaflam›n› yitirdi, yüzlercesi de yaraland›. Sayfa 13
Butan Mart ve Nisan 2008’de parlamento seçimlerini gerçeklefltirecek. Fakat BKP(MLM) seçim dönemine yak›n bir zamanda Himalayalar Krall›¤›’nda Halk Savafl›’na bafllamay› planl›yor. Hedef: Monarflinin y›k›lmas› ve cumhuriyetin kurulmas›. Sayfa 10
iflflççi-köylü Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
ÇIKTI
www.iscikoylu.org umutyayimcilik@ttnet.net.tr
03
Say›: 2007-03
*Y›l:1 * 2-15 Kas›m 2007 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
fiovenist dalgaya karfl› birleflik mücadele Sömürücü, talanc› egemenler iktidarlar›n› ellerinde tutmak için halk içinde Kürt-Türk, Alevi-Sünni, laik-fleriatç› vb. ikilemlerle kardefl kavgas› yaratmay› her daim kendilerine ifl edinmifllerdir. Bugün de özellikle Kürt bölgelerindeki çat›flmalar ve ölen askerler bahane edilerek flovenist dalga kabart›l›yor.
ÇIKTI
fiovenizme hay›r!
Devletin örgütledi¤i bu dalgaya karfl› halk› bilinçlendirmek, ortak ve birleflik tav›r almak birinci flartt›r. Bunun için en genifl birliktelikler, platformlar oluflturmak için ifle koyulmal›, emperyalist, faflist sald›rganl›¤a teslim olan bütün çevreler uyar›lmal› ve yurtsever, demokratik platformda anti-faflist, anti-emperyalist zeminde birli¤e davet edilmelidir.
Birleflik mücadeleye
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Halk›n gücünü örgütleye lim!
Korku da¤lar› bekliyorsa ac›lar›m›z teferruatt›r!
Sayfa 3
Emekçinin Gündemi Telekom iflflççisine dayat›lan esnek çal›flflm ma üzerine
Sayfa 4
Pusula Devrimci militanlar›n nitelikleri üzerine
Sayfa 11
Evrensel Bak›fl Bu kan denizinden k›z›l günefl do¤acak!
Emperyalizmin ve burjuva-feodal düzenin gerici ve yozlaflt›ran kültürünü her türlü arac› kullanarak topluma empoze etmeye çal›flan egemenler, muhalif bir düflünceyle kendi de¤erlerini korumay› ve yaflatmay› görece de olsa baflaran iflçi ve emekçileri, onlar›n yaflam alanlar›n› uyuflturucu ve çeteleflmeyle, fuhufl ve kumarla, alkol ve bir dizi düzene yedekleyecek al›flkanl›kla kuflatmakta ve parça parça zehirlemeye çal›flmaktad›r. Emekçi semtlerde yo¤unlafl›larak yürütülecek olan çal›flman›n üzerinde yürüyece¤i esas zemin, güncel politik geliflmelere müdahale olacakt›r. Her dönem aç›s›ndan geçerli olan bu durum içinden geçti¤imiz dönem ve koflullar düflünüldü¤ünde daha fazla önem kazanmaktad›r. Sayfa 8
Sayfa 13
“Yoksullukla mücadele”
‹flçi köylü’den Egemen s›n›flar›n kendi aralar›ndaki dalafl›n bir sonucu olan Referandum’un sonuçlanmas›n›n ard›ndan gündeme gelen bir dizi geliflme, önümüzdeki süreçte yaflanacak kritik gündemlerin göstergesi olarak okunmal›d›r. Sayfa 2
En baflta flu sorular› sormakta fayda var, AKP’nin yoksullukla mücadele için bir program›-anlay›fl› var m›? Yoksa tam tersi, var olan yoksullu¤u kan›ksatan ve daha da kal›c› hale getiren politikalar m› uyguluyor? Büyük bir ço¤unluk do¤ru olan›n ikincisi oldu¤unda tereddüt etmeyecektir. Peki, durum buysa AKP nas›l oluyor da yoksullukla mücadele etti¤ini toplumun genifl kesimlerine “kabul ettirmeyi” baflar›yor. Sayfa 8
Örgütlüysen her flfle eysin! Tersane iflçileri sorunlar›n› bir kez daha, hem de genifl kamuoyu ile paylaflmak, seslerini ›srarla körleri ve sa¤›rlar› oynayanlara duyurmak, görülmelerini sa¤lamak için, bir eylem organize ettiler. Sayfa 4
Talan›n yeni adresi
YDG 2. Konferans›’nda buluflal›m! 24-25 Kas›m-Adana Devrimci bir gençlik hareketi içinde önemli bir yere sahip olan Yeni Demokrat Gençlik, 20. y›l›n› 2. Konferans›n› örgütleyerek kutluyor. Ülkemizin dört bir yan›ndan bir araya gelecek olan devrimci gençler, 24 Kas›m günü YDG’nin ilk konferans›ndan bu yana geçen sürecini, ülkemizde ve dünyadaki durumu, halk gençli¤inin çeflitli kesimlerinin durumunu de¤erlendirecekler. Ayr›ca YDG’nin önümüzdeki süreçte hangi politik ve örgütsel yönelim do¤rultusunda hareket edece¤ini kararlaflt›racaklar.
25 Kas›m’da ise emperyalizmin e¤itim ve mesleki hak gasplar›na yönelik sald›r›lar› ayd›nlar›n, DKÖ temsilcilerinin ve konuyla ilgili uzmanlar›n da kat›l›m› ile de¤erlendirilecek. Ayr›ca tar›m iflçileri, Kürt gençli¤i, genç kad›n, hapishaneler üzerine de forum tarz›nda gündemler ele al›nacak. Konferans bir etkinlikle sona erecek. fiovenist sald›r›lar›n yo¤unluk kazand›¤› bu dönemde halk gençli¤ini devrimci bilinçle örgütleme perspektifiyle hareket eden YDG’nin 2. Konferans›’nda buluflal›m.
Tarih: 24-25 Kas›m 2007 Adres: Turhan Cemal Beriker Bulvar› Kayahan apartman› alt› no: 28/C Dörtyol a¤z› Seyhan/Adana
Kaz Da¤lar›’nda yap›lan siyanürlü alt›n arama çal›flmalar› ülkemiz yeralt› kaynaklar›n›n emperyalistler taraf›ndan peflkefl çekilmesini yeniden gündeme getirdi. Daha önce kamuoyunda yo¤un bir flekilde tart›fl›lan siyanürlü alt›n arama, sondaj çal›flmalar› Kaz Da¤›’nda köylülerin ve çevrecilerin tepkisine ra¤men devam ediyor. Sayfa 5
Milliyetçi dalga DTP’ye yöneldi Türkiye Kürdistan›’nda ç›kan çat›flmalarda TC askerlerinin ölümünü kullanan medya, flovenizmi pompalayarak yeni linçlerin önünü açt›. Genelkurmay Baflkanl›¤›’n›n da yönlendirmesi ile yap›lan haberler ve yorumlarla milliyetçilik daha da yükseltildi. “Soka¤a inen” faflistler Kürt emekçilere, demokratik kurumlara sald›rd›. Sayfa 6
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Y›k›mlara karfl› barikat kural›m! adece ‹stanbul aç›s›ndan bak›ld›¤›nda bile y›k›m sald›r›s› ile karfl› karfl›ya kalan birçok semt bulunmaktad›r. Bunun yan›nda yukar›da da de¤indi¤imiz gibi özellikle bu mahallelerde kültürel ve ahlaki yozlaflma da çeflitli araçlarla ve bizzat devlet eliyle yürütülmektedir.
S
Yozlaflmaya teslim olmayal›m! Devletin sürekli gündeminde olan gecekondu mahalleleri, emekçi kesimin yo¤un olarak yaflad›¤›, zorla göç ettirilen insanlar›m›z›n kendine bir çat› arad›¤› yerlerdir ayn› zamanda. Bu günlerde bu mahalleler bir yandan Kentsel Dönüflüm Projesi alt›nda talan edilmeye, mahalle sakinleri evlerinden ç›kart›lmaya çal›fl›l›rken, di¤er yandan da kültürel yozlaflma ile genifl bir kesimin gelece¤i karart›lmak istenmektedir. Sadece ‹stanbul aç›s›ndan bak›ld›¤›nda bile y›k›m sald›r›s› ile karfl› karfl›ya kalan birçok semt bulunmaktad›r. Bunun yan›nda yukar›da da de¤indi¤imiz gibi özellikle bu mahallelerde kültürel ve ahlaki yozlaflma da çeflitli araçlarla ve bizzat devlet eliyle yürütülmektedir. Emekçi mahallelerde genifl kesimleri uyuflturarak, fuhufl ve çete batakl›¤›nda yutmaya çal›flan devletin a¤›rl›k verdi¤i kesim gençler olmaktad›r. Burada sorunun as›l kayna¤›n›n sistemin kendisi oldu¤unu vurgulamak gerekmektedir. Bugün ‹stanbul’un orta yerinde uyuflturucu madde sat›l›yorsa, içiliyorsa ve buna göz yumuluyorsa bunun amac› ortadad›r. Çete uzant›lar› gençli¤i bu batakl›¤›n içine çekiyor, gençleri sokak ortas›nda alkol ve uyuflturucu kulland›r›p, tiner ve bali çekiyor, buna paralel olarak h›rs›zl›k ve fuhufl olaylar› yaflan›yor ve güvenlik ad›na onca önlem alan devletin bunlar›n önüne geçiyorsa sorunun as›l yarat›c›lar› kendini aç›k etmektedir. Bugün e¤er her emekçi semtte özellikle Kürtlerin yo¤un olarak yaflad›¤› semtlerde bu sorunlar yaflan›yorsa, bunun en belirleyici nedeni tüm bunlar›n alt›ndan devletin elinin ç›kmas›d›r. Toplumdaki çöküfl ve çürümenin önüne geçilmesinin zorunlu hale geldi¤i günümüzde buna karfl› mücadele edilmesi dünden daha fazla önem tafl›yor.
Uyuflturucu, alkol, çeteler, y›k›m, fuhufl... Bu amaçla yapt›¤›m›z bir tak›m çal›flmalar›n yan›nda halktan insanlardan da görüfl almak istedik. Bunun için Gazi Mahallesi’ne çevirdik yönümüzü. ‹lk olarak mahalle halk›ndan bir kifliyle konuflmak istedik. Abi ile evinin foto¤raf›n› çekmeye çal›flt›¤›m›z esnada tan›flt›k. Kendisine mahallede yaflanan sorunlarla ilgili birkaç fley sormak istedi¤imizi söyledik, o da “sohbet edelim ama röportaj yapmak istemiyorum” dedi. Bunun üzerine sohbetimize bafllad›k. Gecekondu sahibi abi ile ilk sohbetimiz mahalle ve mahallede yaflanan yozlaflmayla ilgiydi. Abi, hem mahalledeki gençlere hem de orada faaliyet yürüten devrimcilere tepkili. Çünkü bu sald›r›lara cevap olunamad›¤›n› düflünüyor. Sokaklarda uyuflturucu sat›fl›n›n, çeteleflmenin giderek yayg›nlaflt›¤›n› söylüyor ve ‹stanbul’da en çok Gazi Mahallesi’nde gençlerinin bu du-
ruma sessiz kald›¤›n›, büyük ço¤unlu¤unun da bu yoz kültürden etkilendi¤ini belirtiyor. Ayn› zamanda bu sald›r›lara karfl› birkaç eylem yapmakla da sorunun çözüm bulamayaca¤›n› düflündü¤ünü ekliyor. Kendisine son olarak ‹stanbul’da “Kentsel Dönüflüm Projesi” ad›yla hayata geçirilmeye çal›fl›lan bir proje oldu¤unu
meyince de dövüyorlar’ dedik. ‹dare ancak içerdeki ö¤rencilere müdahale edebiliyor. D›flar›dakilere müdahale etmiyor/edemiyor” dediler. “Sence bu sald›r›lara karfl› nas›l mücadele edilir ve biz ne yapmal›y›z?” sorumuza da “bence ailelerimizle birlikte çözüm bulabili-
insanlar, z ü m ü ¤ tü fl esi’nde görü . Gazi Mahall alt›n› çiziyor ›n r la n u r o s ... ayn› fl, çeteleflme u h u f , u c u r ufltu Y›k›mlar, uy hat›rlat›p, gecekondular›n y›k›mlar› ile neler düflündü¤ünü sorduk. Böyle bir fleyle karfl› karfl›ya kald›¤›nda, yani y›k›m ekiplerinin gecekondusunu y›kmaya geldiklerinde ne yapaca¤›n› sordu¤umuzda ise, kesinlikle bu evden ancak cenazelerinin ç›kaca¤›n›, ki zaten evlerinden baflka hiçbir fleylerinin olmad›¤›n› belirterek, “gecekondumun y›k›lmas›na asla izin vermem, aksi takdirde evden 7 tane cenaze ç›kar” dedi. Ard›ndan konufltu¤umuz bir ö¤renci arkadafl›m›za ise ilk sorumuz “mahallede ve okulda ne gibi sorunlar yafl›yorsunuz?” oldu. Gençlerden biri “mahallede hiç yard›mlaflma yok, kimse kimseyle ilgilenmiyor. Sokakta uyuflturucu içiliyor. Okulumuzda da çeteleflme var. Okullarda da uyuflturucu içiliyor. Bizim okulda da var. Okulumuzun etraf›nda serseriler var. Para istiyor vermeyince b›çak çekiyor, haraç istiyor. Vermeyince de dövüyor. Mesela geçti¤imiz günlerde bizim s›n›ftan bir arkadafl›n önünü kesip para istemifller. Arkadafl vermeyece¤ini söyleyince dövmüfller. Daha sonra ailesi okula geldi. ‹dare ile konufltu. Ama hala okulun etraf›nda çeteciler var” fleklinde yaflad›klar› sorunlar› özetledi. “Peki, siz arkadafllar›n›zla bu sorunu nas›l çözece¤inizi düflündünüz mü ya da çözebilece¤inizi düflünüyor musunuz?” diye sordu¤umuzda da “Biz bu sorunu çözmek için idare ile konufltuk, idare çözüm bulamad›. ‹dareye gidip ‘okulun önünde bizi durdurup, para istiyorlar ver-
riz. Bir de ancak burada mahalle halk›n›n birlikte olmas› ile okuldaki sorun çözülür, sokaklarda da kimse uyuflturucu içmez. Hiçbir yer de çeteleflme olmaz, fuhufl olmaz” yan›t›n› ald›k.
Gençler, yanl›fla sürükleniyor Son olarak konufltu¤umuz arkadafl ise mahalle sakinlerinden ve ayn› zamanda mahalledeki yöre derneklerinden birinde faaliyet yürütüyor. “Sizce ‹stanbul’un en fazla göç alan mahallerinden olan Gazi Mahallesi’nde esas sorunlar nelerdir?” dedi¤imizde anlatmaya bafll›yor; “Gazi Mahallesi’nde bence uyuflturucu, fuhufl ve çeteleflme çok yo¤un bir flekilde yaflan›yor. Bunlar bizzat gördü¤ümüz, yaflad›¤›m›z sorunlard›r. Bu sorun, bu yozlaflma Gazi Mahallesi’nin tarihinde hiç kadar boyutlu yaflanmam›flt›. Ama bugün yüksek düzeyde alkol tüketimi Gazi Mahallesi’nde, Sultançiftli¤i’nde, Alibeyköy’de ve fiiflli’de her köfle bafl›nda var, her dükkânda alkol sat›fl› yap›l›yor. Ruhsat› veya açma yetkisi olmad›¤› halde bunlara hiç müdahale edilmiyor. Bence buradaki amaç gençleri farkl› yerlere çekmek, onlar› ailelerinden koparmak ve uyuflturmakt›r. Do¤ruya de¤il de yanl›fla sürüklemek. Onlar› do¤rudan uzaklaflt›rmak için kurulmufl bir tezgâh oldu¤unu düflünüyorum tüm bunlar›n. Zaten bu yozlaflma bütün gençli¤e yönelik ama özellikle Gazi
gibi tarihin de böyle bir durumun yaflanmad›¤› bir mahallede as›l hedefleri buralar.” Ard›ndan da devam ediyor; “Buras› yo¤un göç al›yor. Özellikle Kürt halk›n›n yafland›¤› yerlerden biri olmas› da önemli bir durum. Do¤uda insanlar›n ekonomik ba¤›ms›zl›klar› yok. Geçim s›k›nt›s› çekiyorlar. Ve ister istemez yaflam onlar› göçe zorluyor. Halk›n gelece¤i yer de kendilerine en yak›n hissettikleri yer oluyor. Bu genelde Gazi Mahallesi gibi semtler oluyor. Bundan kaynakl› da burada yaflayan halk esas hedef halindedir. Çünkü onlar›n kaybedecek pek bir fleyleri yoktur.” “Peki, sizce bugüne kadar gerek Gazi Mahallesi gerekse buradaki devrimci ve demokrat dinamik kesim kültürel yozlaflmaya ya da y›k›mlara karfl› yap›lan çal›flmalarda bir fleyler yaratabildi mi?” sorumuza yan›t ise “hay›r bugüne kadar bu sorun düzenli ele al›nmad›. Ki zaten mahallede fuhufla, çeteleflmeye, uyuflturucuya ve y›k›mlara karfl› pek bir fley yap›lmad›. Gazi Mahallesi’ndeki gençlere mahalledeki DKÖ’ler yeteri bilinç vermiyor. Gençlerle ilgilenilmiyor. Biz gençleri yaln›z b›rak›yoruz, adeta ‘git bafl›n›n çaresine bak’ diyoruz. Gazi Mahallesi halk›n›n bu soruna duyarl› olmas› gerekiyor. Kimisi duyarl›, ancak yeteri kadar de¤il. Bence çözüm halkla birlikte olur. Halk›n sorunlar›na yönelik bir fleyler yap›lmas› gerekiyor. Yeter ki son bulsun bu fuhufl, çeteleflme, uyuflturucu kullan›m›. Zaten yaflananlara karfl› bir bütün olarak karfl› ç›kmak laz›m. Gazi Mahallesi halk› olarak bu soruna art›k dur demeliyiz. Böyle bir platform oluflursa seve seve içinde olurum, oluruz. Benim söyleyeceklerim bunlar, çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyorum.” (‹stanbul)
2-15 Kasım 2007
işçi-köylü’den Merhaba, Egemen s›n›flar›n kendi aralar›ndaki dalafl›n bir sonucu olan Referandum’un sonuçlanmas›n›n ard›ndan gündeme gelen bir dizi geliflme, önümüzdeki süreçte yaflanacak kritik gündemlerin göstergesi olarak okunmal›d›r. S›n›r ötesi operasyon karar›n›n Meclis’ten ç›kar›lmas›n›n ard›ndan s›n›r içinde de devrimci, demokrat ve yurtsever kesime yönelik sald›r›lar›n artmas›, flovenist histeri ile birçok kuruma ve kifliye yönelik linç giriflimlerinin gündeme gelmesi egemen s›n›f temsilcilerinin son dönemde dillerinden düflürmedikleri “sa¤duyu”, “kardefllik” söylemlerinin koca bir yalan oldu¤unu ispatlamaktad›r. Egemenlerin bu konudaki gerçek duygular›n› Büyükan›t’›n “Bize bu ac›lar› yaflatanlara, bu ac›lar›, hayal bile edemeyecekleri bir yo¤unlukta yaflataca¤›z” sözleri ve sokakta yaflanan sald›r› ve linç giriflimleri ifade etmektedir. Egemen s›n›f temsilcileri taraf›ndan yap›lan aç›klamalar ve burjuvafeodal bas›n›n da rolünü ifltahla oynamas›n›n ard›ndan ülke sanki bir anda, zaten uzunca bir süredir t›rmand›r›lan linç kültürüne teslim olmufl, daha do¤rusu teslim edilmifltir. Baflta ordu ve hükümet yetkilileri olmak üzere, timsah gözyafllar› eflli¤inde, ölen asker cenazelerinin bolca kullan›ld›¤›, zaten haz›rolda bekleyen sat›l›k medyan›n aç›klamalar›yla sald›r›lar› körükledi¤i bir süreçte yaflanan “kardefl kavgas›”n› geri dönülemez bir yola sokmak için özel bir çabaya giriflilmifltir. Zincirlerinden sal›nan kurt sürüleri ise bu aç›klamalar ve geliflmelerden ald›klar› cesaretle, puslu havada ava ç›kmaktan çekinmemifllerdir. Adeta tüm topluma “terörist av›” gerçeklefltirme ça¤r›lar› yap›lm›fl ve bu ça¤r›lar k›sa sürede karfl›l›¤›n› bulmufltur. Yap›lan ça¤r›lar sadece gerillay› da kapsamamaktad›r. Bu seslenifller, baflta DTP binalar› olmak üzere, tüm ilerici ve devrimci kifli ve kurumlar›, hatta sokaktaki “Kürt görünümlü” insanlar› dahi kapsar hale gelmifltir. Öyle ki birçok ilde DTP binalar›na yönelik sald›r›lar gerçekleflirken, örne¤in Bursa’da bir büfede Kürtçe konuflan bir kad›n büfe sahibi taraf›ndan tartaklanm›fl, Kürtlerin gitti¤i kahvehanelerin etraf› sar›larak insanlar rehin al›nm›fl, ‹stanbul Taksim’de faflistler çeflitli kurumlara girmeye çal›flm›fl, askerlik flubeleri dolup taflm›fl, askere gitmek için neredeyse milletçe s›raya girilmifltir. Her sene “en coflkulu bu yol kutland›” denilen 29 Ekim kutlamalar› s›ras›nda yap›lan dev Türk bayrakl› yürüyüfllerde de ayn› provokasyonlar gündeme gelmifltir. S›n›r ötesi operasyon tart›flmalar›nda uzunca süredir ve de özellikle çat›flmalar›n yo¤unlaflt›¤› flu dönemde “tavflana kaç taz›ya tut” politikas›n› sürdüren ABD emperyalizmi, ne yardan ne serden vazgeçmeyerek, uflaklar› aras›nda bir tercih yapmak istememesinden kaynakl› bir yandan Ermeni Tasar›s›n› Demokles’in k›l›c› gibi TC egemen s›n›flar›n›n üzerinde sallamay› sürdürürken, di¤er taraftan da s›n›r ötesi harekat›n kendilerine ra¤men yap›lmas› durumunda neler olabilece¤ine iliflkin do¤rudan imalarda bulunmakta sak›nca görmemektedir. fiu kesin ki, Türkiye’yi eninde sonunda, s›cak çat›flma ortam›na, yani Ortado¤u batakl›¤›na çekme yönlü planlar› oldu¤u bilinen, BOP gere¤i de bundan kaç›nmayaca¤› kesin olan ABD, gerek bugünlerdeki geliflmelerde gerekse bir bütün olarak Kürt sorununda, meseleyi kendi ç›karlar›na uygun çözmeye çal›flmaktad›r. At›lan bir tak›m ad›mlar› bu yönde okumak en do¤ru oland›r. Bizlere düflen görev bu ortamda, sald›r›lar›n karfl›s›nda örgütlü bir tutum yaratabilmek ve süreci özellikle de bir ayd›nlatma faaliyeti olarak ele al›p, en genifl kesimlerle birleflmenin ad›mlar›n› atabilmektir. Bu konu ile ilgili birçok ilde oluflturulan ya da oluflturulmaya çal›fl›lan birliktelikler, süreç aç›s›ndan önemlidir. Gerek kendi faaliyetimizde gerekse de ortak yürütülecek bu faaliyetlerde hiç zaman kaybetmeden ajitasyon/propaganda çal›flmas›na giriflmek, en genifl kesimlere gidebilece¤imiz tüm araçlarla gitmek, yürütülen kanl› savafl politikas›n› her alanda teflhir etmek önemlidir. Varolan kendi gündemlerimiz ve çeflitli kampanyalar›m›zla, bu geliflmeleri birlefltirmek, sorunlara müdahale anlam›nda olmas› gerekendir. Bu anlamda Mersin, Çanakkale vb. illerde YDG’liler taraf›ndan yap›lan DTP ziyaretleri (gerek tek, gerek di¤er kurumlarla); ‹stanbul, Malatya, Ankara, Mersin vb. illerde yap›lan ortak eylemlerde Partizan imzas› ile yer al›nmas› olumlu geliflmeler olmakla birlikte, bu ad›mlar›n büyütülmesi gerekmektedir. Örgütlülü¤ümüzün oldu¤u bütün illerde bu gibi ziyaretler örgütlemek, eylemler organize etmek, yap›lan etkinliklere destek vermek, bildiri da¤›t›m›ndan afifl yapmaya, panellerden bas›n aç›klamalar›na kadar bir dizi eylemle oluflturulmaya çal›fl›lan flovenist dalgaya set oluflturmak önemlidir. Tüm bu faaliyetimiz içinde önemli noktalardan birinde de yay›nlar›m›z durmaktad›r. fiu bir gerçek ki, yukar›da da alt›n› çizdi¤imiz gibi birçok ilde yap›lan tek ve ortak organizasyonda okurlar›m›z›n imzas› ve katk›s› vard›r. Ancak bu katk›lar› yani faaliyetimizin kendisini yay›nlar›m›za tafl›ma ve bir örgütlenme arac› olarak kullanma noktas›nda bir süredir alt›n› önemle çizdi¤imiz eksikliklerimiz devam etmektedir. Öyle ki, okurlar›m›z Malatya’da sald›r›lara karfl› yap›lan ortak eylemde yer almakta ancak bunu gazetemizin sayfalar›na tafl›mamaktad›r. Yine Çanakkale’de okurlar›m›z Kaz Da¤›’nda alt›n arama çal›flmalar›n› protesto etmek için organize edilen mitinge kat›lmakta, DTP ziyareti örgütlemekte ancak bunu gazetemize yans›tmamaktad›r. fiuras› aç›k ki, bu noktada yaflanan s›k›nt›lar› unutkanl›k, yaz› yazmay› sevmeme ya da yazamama ile aç›klamak gibi bir durum söz konusu dahi de¤ildir. Burada as›l sorun yay›nlar›m›za yükledi¤imiz misyon ve ver(me)di¤imiz de¤erdir. Yay›nlar›n en genifl kitleye ulaflmas› ve onlar› örgütleme yönünde ataca¤› olumlu ad›mlar›n gazete-okur iliflkisinde ve birlikte çabam›zda yatt›¤›n›n alt›n› geçen say›lar›m›zda da çizmifltik. Bu noktada internetten al›narak gazete sayfalar›na tafl›nm›fl bir köylü haberi ile faaliyetin bir parças› olarak takip edilmifl, toplant›lar›na kat›l›m sa¤lanm›fl, öneriler getirilmifl ve nihayetinde kat›l›m sa¤lanm›fl bir prati¤in yans›mas› aras›ndaki fark› anlatmaya gerek yok san›r›z. Daha önceki say›lar›m›zda da ça¤r› yapt›¤›m›z üzere gazetemizdeki bir tak›m de¤iflikliklere iliflkin baz› alanlar›m›zdan bizlere çeflitli yaz›lar ulaflmaktad›r. Ancak bunlar yeterli de¤ildir. Yap›lan de¤erlendirmeleri daha nitelikli hale getirmeli, biçime de¤il öze dair, önerilerimizi ve en çok da katk›m›z› birlikte ele almal›, bu kavray›fl› oturtmal›y›z. Unutmayal›m ki, daha güçlü ve etkin bir gazete yarat›lmas› görevi karfl›m›zda durmaktad›r. Ve yine karfl›m›zda duran bir di¤er gerçek de bunu ancak birlikte yapabilece¤imizdir.
İşçi-köylü 3
2-15 Kasım 2007 Egemen klikler aras›ndaki dalafl›n sonucu olarak, seçim öncesi gündeme getirilen referandum, 21 Ekim günü, kat›l›m noktas›ndaki çeliflkili aç›klamalar ve bu aç›klamalar›n yol açt›¤› flaibeler eflli¤inde yap›ld›. Yap›lan kamuoyu yoklamalar›nda ilginin % 20’lerin üzerine ç›kmamas›, seçim günü 400 küsur oyun kullan›lmas› gereken sand›klarda, kullan›lan oy say›s›n›n 20’lerde kalmas› gibi, oy kullanmaya gidenlerin kendi yerlerine “birileri” taraf›ndan imza at›ld›¤›n› görmesi gibi görüntülerin yafland›¤› referandumun, aç›klanan % 60’lar›n üzerindeki kat›l›m sonuçlar›, sadece bu yans›yanlara bak›ld›¤›nda bile, hiç de gerçekli¤i ifade etmiyor denebilir. Türkiye tarihinin 5. ve en tart›flmal› olan bu referandumunun sonucunda ise, Cumhurbaflkan› bundan sonra sözde halk taraf›ndan ve en fazla iki kez üst üste seçilebilecek, milletvekili seçimleri 5 y›l yerine 4 y›lda bir yap›lacak, TBMM toplant› yeter say›s› 184 olacak. Referanduma iliflkin bu sonuç ayn› zamanda, Anayasa de¤iflikli¤ine iliflkin tasla¤›n da kabulü anlam›na gelmekte. Referandum sonuçlar›na itirazlar ise sürüyor. Örne¤in CHP, bafl›ndan beri karfl›s›nda oldu¤u referandumun geçersiz say›lmas› için baflvuruda bulunmakta gecikmedi. “Halkç›” CHP’yi en fazla rahats›z eden nokta ise, cumhurbaflkan›n› göstermelik bile olsa “halk›n seçmesi” fikriydi. Bu yaklafl›m bile CHP’nin gerçekte ne kadar halk düflman› oldu¤unu bir kez daha göstermektedir. AKP’nin seçimler öncesi yaflanan ve erken seçimi de beraberinde getiren cumhurbaflkanl›¤› krizi ile birlikte gündeme getirdi¤i referandum, seçim sonuçlar›yla birlikte, AKP aç›s›ndan art›k bafllang›çtaki önemini yitirmiflti. En az›ndan cumhurbaflkanl›¤›na iliflkin madde özgü-
Politika gündem
Kurtlar puslu havalar› sever ap›lan kamuoyu yoklamalar›nda ilginin % 20’lerin üzerine ç›kmamas›, seçim günü 400 küsur oyun kullan›lmas› gereken sand›klarda, kullan›lan oy say›s›n›n 20’lerde kalmas› gibi sonuçlara da bak›larak denilebilir ki, referandum halk›n gündemine pek girmedi
Y
lerin yerine getirilmesini istemektedir. TÜS‹AD ayr›ca flu süreçte, çat›flmal› ortam›n dengeleri aleyhine çevirebilme ihtimalinden kaynakl›, s›k›nt›s› giderek artan AKP’ye yüklenmenin tam zaman› oldu¤unu da düflünmektedir.
lünde bu böyleydi. Çünkü oldukça u¤rafll› bir sürecin sonucunda seçtikleri Gül’ün cumhurbaflkanl›¤›n› da tart›flmal› hale getiriyordu referandum. 11. Cumhurbaflkan›n›n yeniden seçilmesini öngören madde, kaç›n›lmaz olarak Gül’ün cumhurbaflkanl›¤›n› tart›flmal› hale getiriyor, hatta geçersiz k›l›yordu. Ancak takiyecilik üzerinden yükselen anlay›fl buna da “çare” bulmakta gecikmiyor ve gümrük kap›lar›nda oy verme ifllemleri bafllad›¤› halde, ilgili maddeden cumhurbaflkanl›¤›na iliflkin11. ibaresi ç›kar›larak, Gül’ün 7 y›ll›k cumhurbaflkanl›¤›, sonuç ne olursa olsun, garanti ediliyordu. Asl›na bak›l›rsa, referandum ne halk›n ne de egemen çevrelerin ilgi alan›na çok da girdi denilemez. Bu durum oy verme öncesinden bafllayarak, oylama sonucuna kadar sürdü. Oylama günü ise, bu ilgisizli¤in daha da azalmas›n› ve hatta referandumun, halk deyimiyle “güme gitmesini” beraberinde getiren geliflmelerin yaflanmas›, kim bilir belki de, referanduma katt›klar› flaibelerin a盤a ç›kmas›n›, üzerine gidilmesini engelleyece¤ini vb. düflündükleri için olsa gerek, referandumun sahiplerini “rahatlatm›flt›r”.
Puslu hava TÜS‹AD’a yarad› ‹flçi emekçi y›¤›nlar›n ve de en önemlisi çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n birbirine k›rd›r›lmaya, kardefl kavgas› yarat›lmaya, hatta ül-
Gerçekten de ordu ile aralar›ndaki çat›flman›n flu süreçte, alttan alta da olsa, yeniden alevlenmesinin yan› s›ra, TÜS‹AD gibi patron örgütünün de deste¤ini yitirmesi, AKP’nin h›zl› bir inifle geçmesini de beraberinde getirebilir.
kenin neredeyse bir iç savafla sürüklenmeye çal›fl›ld›¤› flu günleri, kendi lehine çevirmek isteyen kesimler de harekete geçmekte gecikmedi. Zaten flu bir gerçektir ki, egemenlerin krizinin artt›¤› dönemlerde krizden ç›k›fl›n yolu olarak, her daim, ›rkç›-floven politikalar devreye sokulmufl, halk y›¤›nlar›n›n, zaten dumura u¤rat›lm›fl olan bilinçleri iyice karart›larak, hedef sapt›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Bu politikalar, emperyalizmin krizinin giderek derinleflti¤i günümüzde de yine “kurtar›c›” ifllevi görmesi için, sadece ülkemizde de¤il, tüm dünyada olanca h›z›yla devrededir. Bunun somut örnekleri baflta Avrupa ülkeleri olmak üzere, emperyalist ülkelerde de, ç›kar›lan ›rkç›-faflist yasalarda ve bu yasalara efllik eden yabanc› düflman› pratik-
S›n›fsal Yaklafl›m Korku da¤lar› bekliyorsa ac›lar›m›z teferruatt›r! ‹lerici, yurtsever, demokrat kimi çevrelerin prensi, az›nl›k haklar›n›n “y›lmaz savunucusu” Bask›n Oran bile “iç savafl› önleme” gerekçesiyle “s›n›r ötesi hava operasyonu”nu aç›ktan savunmaya (Radikal ‹ki, 28.10.07) bafllam›flsa; “söz konusu vatansa gerisi teferruatt›r” fliar›yla cihat açanlar›n estirdi¤i rüzgâr›n kas›rgaya dönme olas›l›¤› giderek güçleniyor demektir. Kas›rgay›, kimileri iç savafl, kimileri Balkanlaflma, kimileri Yugoslavya ve Irak benzetmeleriyle okumaya çal›flsa da, kastedilen düpedüz Kürt halk›n›n baflta devrimci dinamikleri ve direnifl mevzileri olmak üzere toplu k›r›ma u¤rat›lmas›d›r. Bundan ülkemizdeki komünist, devrimci, ilerici, demokratik bütün mevzi ve güçlerin pay›n› alaca¤› kuflku götürmez bir gerçektir. Faflist diktatörlük çeflitli temsilcileri eliyle bu konuda aç›ktan bir meydan okuma tutumuna girmekte hiçbir sak›nca görmeyecek denli pervas›zl›¤› en çok bu gibi dönemlerde göstermektedir. Ne var ki, aczin korkuyla harmanland›¤› bu gibi durumlara eklemlenen, emperyalizme uflakl›¤›n hareket kabiliyetsizli¤i neticesinde a盤a serilen iktidars›zl›k hali, durumu hâkim s›n›flar aç›s›ndan büsbütün içinden ç›k›lmaz bir noktaya sürüklemektedir. Nitekim, Gabar sonras›nda Tayyip’in 5 Kas›m ABD gezisini beklemekte hiçbir sak›nca görmeyenler, Da¤l›ca’n›n ard›ndan “yok art›k” diye yerlerinden z›plam›fllar, bu arada tezkere de ç›kar›ld›¤› halde yine “kutsal” 5 Kas›m ziyaretini beklemeye koyulmufllard›r. Esasen Bask›n Oran gibilerine gelene kadar D‹SK, TTB, TDB’den reformist partilere, yerel kurum ve kurulufllara kadar bir dizi “demokrat” etiketli çevre; ›rkç› ve floven kampanya, devlet eliyle örgütlenen linç terörü ve bask›s› alt›nda dize gelerek “tek yanl›” ça¤r›lara (PKK’nin silah b›rakmas›na yönelik) imza atmak suretiyle kenara çekilmifller, faflizmin yolunu düzlemifllerdir. Yarat›lan bu histeri dalgas› ve toplumsal seferberlik ile oluflturulmak istenen
bas›nc›n amac› da her türlü muhalefetin ortadan kald›r›lmas›d›r. “Sa¤duyu”, “itidal”, “Kürtler kardeflimizdir” vb. demeçlerin MGK bildirilerinden faflist parti liderlerine, medyadaki vampirlerden, terör uzmanlar›na kadar herkesin a¤z›ndan bofl bir lak›rd› olarak dökülmesinin hiçbir anlam ifade etmedi¤i, sokaklardaki pratikten belli olmaktad›r. Kimi yerlerde nadiren at›lan “Türkler Kürtler kardefltir” slogan› meselenin sosu olarak kal›rken, gerek di¤er tüm slogan, döviz, afifl, pankartlar, gerekse de gösteriler, törenler, ya¤malar, bask›nlar, kundaklamalar, k›r›p dökmeler, kurflunlamalar, yol kesmeler, dövmeler, linçler, iflkenceler, sald›r›lar bir biri ard›na sürmektedir. Kürt Ulusal Hareketi’nin TSK’ya bugüne oranla befl kat› kay›p verdirdi¤i 90’l› y›llar›n ilk yar›s›yla k›yaslanmayacak boyutta bir ›rkç› floven sald›r› kampanyas› örgütlenmesi do¤ru biçimde analiz edilmelidir. Kara Kuvvetleri Komutan› ‹lker Baflbu¤ daha geçen ay yapm›fl oldu¤u itiraf gibi aç›klamas›nda, “PKK ile mücadele köye ve mezralara geri dönüfller yüzünden baflar›s›zl›¤a u¤ram›flt›r.” demiflti. Köye geri dönüfllerin büyük oranda engellendi¤i koflullarda böylesi bir yorumun yap›lmas›, ortada ciddi bir baflar›s›zl›k oldu¤unu göstermektedir. Bundan sonras›na iliflkin ne gibi bir yönelime gireceklerini de aç›klamakta sak›nca görmeyen Baflbu¤’un sözleri, özellikle TSK bak›m›ndan son çat›flma ve kay›plarla birlikte yengi ve yenilgi aç›s›ndan kamuoyu nezdinde bir dizi tart›flma yaratm›fl bulunuyor. Ülkemizdeki ulusal sorunun özellikle Irak’taki genel süreç (iflgal-direnifl) ve Kürt sorunu ile bir çok aç›dan iliflkilenmesinin do¤urdu¤u sonuçlar, izlenecek politika ve taktikler bak›m›ndan dikkate al›nmak durumundad›r. Türk devletini 90’l› y›llara göre daha fazla panikleten ve köfleye s›k›flt›ran olgu, ‹mral› sürecine karfl›n içerde istedikleri oranda tüketilip marjinallefltirilemeyen Kürt Ulusal dinamikleri ile Irak Kürdistan’›nda ABD emperyalizmi sayesinde (iflgalin
lerde görülmektedir. Kemalizm’in Türklefltirme politikas›nda “yabanc›” olanlar ise her daim Kürt, Ermeni vd. Türk olmayan milliyetlerdir. Ülkemiz egemenlerinin krizden ç›kmas›n›n yolu da bunlara karfl› “ezeli” düflmanl›¤›, fazla bir gayrete gerek kalmadan körüklemekten geçmektedir. Bugün ise art›k körükleme ifllemi belli oranda “meyve” vermeye bafllam›fl, hava yeterince puslanm›flt›r. ‹flte bu puslu havay› “de¤erlendirmekte” geç kalmak istemeyen patronlar örgütü TÜS‹AD da, hamle yapman›n zaman› geldi¤ini görmüfltür. Ne de olsa kurtlar puslu havay› sever! Bilindi¤i gibi TÜS‹AD, AKP’ye seçimler öncesinde ve s›ras›nda deste¤ini esirgememiflti. fiimdi ise, bu deste¤in karfl›l›¤›nda ald›¤› vaad-
has hizmetkarl›¤›na soyunarak) palazlanarak “kendi çap›nda” idari bir statü elde eden KYB-KDP ittifak›d›r. Yak›n zamana kadar, karfl›lar›nda afliret reisi konumunda el-etek durufl gösteren, PKK’ye karfl› operasyon yardakç›l›¤›na soyunan Barzani-Talabani ikilisinin, flimdi ABD ile halvet olma mertebesine yükselme havas›yla “verecek kedimiz bile yok” efelenmesini yediremeyenlerin, küsmesi gereken onlar de¤il, “uflakl›k kaderleri”dir. Zira uflak ancak efendiden korkar, kendisi gibi bir uflaktan asla! ABD emperyalizminin t›pk› K›br›s sorununda Türk ile Yunan devletleri aras›nda kald›¤› gibi, t›pk› baflka bir dizi sorunda ufla¤› ve iflbirlikçisi birçok gerici, faflist devlet ve/veya grup, kesim, klik aras›nda kald›¤› gibi bu sorunda da KYB-KDP ile Türk Devleti aras›nda kalmas› söz konusudur. PKK’ye yönelmemesinin ya da Türk devletinin Irak Kürdistan’›na askeri bir harekât düzenlemesine izin vermeyiflinin esas nedeni bölgedeki “Kürt kart›” gerçe¤idir. Yar›n bu konuda s›n›rl› bir harekâta göz yumma tavr›na girerse bunun göstermelik bir biçimde gerçekleflece¤i ve “bas›nç düflürme” ile s›n›rl› kalaca¤› da bilinmelidir. Irak gibi kendisi aç›s›ndan son derece kritik bir aflamaya gelmifl iflgal alan›nda, en önemli müttefik güçleriyle s›rf Türk devleti çok istiyor diye köprüleri atan bir tutum gelifltirmesini kimse beklememelidir. Bunu Türk egemenleri de bildi¤i için sorunu iç kamuoyunu tatmin edecek biçimde ba¤laman›n yollar› aranmaktad›r. ‹çeride sorunu bu kadar keskin bir havada ele almalar›n›n nedeni de budur. Tezkere ç›kar›lm›fl, ABD hiç olmad›k bir tarzda son 10 gün içerisinde hem de bizzat Tayyip’in a¤z›ndan birkaç kez aç›ktan suçlanm›fl, elefltirilmifltir. ABD’li askeri kurmaylar, savunma ve d›fliflleri bakanl›k yetkilileri; pefli s›ra ve ›srarla, “kesinlikle” ifadeleri de tafl›yan cümleler kurmakta ve PKK’ye yönelik bir tedbir almad›klar›, operasyon düflünmedikleri, bunun çok zor oldu¤u, Türk devletinin de böyle bir tutum içerisine girmesini istemediklerini söylemektedir. Tali bir pozisyonda olmakla beraber AB’nin konuya iliflkin yaklafl›m› da ayn› merkezdedir. Tansiyonun bu kadar yükseltildi¤i, gerilimin bu kadar art›r›ld›¤› koflullarda, bas›nc›n s›n›r ötesine tafl›r›lmadan düflmeyece¤i aç›kt›r. Bundan içerideki Kürt Ulusal Hareket mevzileri ile devrimci demokratik güçlerin hangi oranda pay alacaklar›n› ise süreç belirleyecektir. Bu sürecin
Bunlar› çok iyi tahlil eden patronlar örgütü, puslar da¤›lmadan taleplerini s›ralamada gecikmemifltir. Zaten bu talepler k›sa süre önce gerçekleflen IMF ziyaretinde de hayata geçirilece¤ine söz verilen ve de özü, özellefltirmenin h›zland›r›lmas›, yeni vergiler vb. iflçi emekçilere ve yoksul halka dönük yeni soysal y›k›m sald›r›lar›n› kapsayan talepleri içermektedir. TÜS‹AD’›n istemi ise, bunlar›n bir an önce hayata geçirilmesidir. Ve bunun gerçekleflmesi için bir “Buldozer Harekat›” talep etmektedir. TÜS‹AD hükümete dönük taleplerini bir raporla iletti. Raporda hükümeti bir an önce harekete geçmeye ça¤›rarak, “buldozer gibi bir operasyonla yat›r›m›n önündeki engellerin kald›r›lmas›n›” istiyor. Bu engellerin ne oldu¤u noktas›nda ise kafalarda kuflku yoktur san›r›z: Engel olarak görünenler, iflçi emekçi y›¤›nlar ve onlar›n örgütlülükleri ve de bu örgütlülüklerin öncüleridir. K›-
parametreleri, d›flar›daki operasyonun kapsam› ve sonuçlar› ile içeride estirilen terörü yönlendiren devlet mekanizmas›n›n hesaplar› ile buna karfl› gelifltirilen mücadeledeki direnifl güçlerinin durumu ile ortaya ç›kacakt›r. Komünistler, devrimciler ve yurtseverler aç›s›ndan flartlar ilk bak›flta son derece zorlu gibi görünmektedir. Öyle ki, egemen s›n›flar cephesinde, klikler aç›s›ndan tam bir mutabakat, kitlesel zeminde büyük bir destek vard›r. Kampanya, son derece etkin bir medya gücüyle, di¤er tüm kurumlar, kurulufllar arac›l›¤›yla, büyük bir histeri ve hezeyan alt›nda, seferberlik ruhuyla aral›ks›z ve kesintisiz bir tempoda yürütülmektedir. Birçok flehirde yüz binlerin kat›ld›¤› mitingler örgütlenmifl, ilkokul ö¤rencileri yürüyüfllere sevk edilmifl, ülke boydan boya bayrak denizine çevrilmeye çal›fl›lm›flt›r. Ortal›kta korku ve panik havas› vard›r. “Bitirin bu ifli” 盤l›klar› atanlar, askerlik flubeleri önünde “askere yaz›lma” flovuna giriflenler, “intikam yemini” edenler, “meclistekileri as›n” diye tekbir getirenler, “kan banyosu” ayinleri düzenleyenler, ekranlarda önünde harita elinde çubuk, a¤z›n› köpürterek savafl oyunu oynayan savafl art›¤› gözü kanl› pafla eskileri, aczin karelerini tamaml›yorlar. Bütün bunlar karfl›s›nda, Türkiye halk›na, özellikle de Kürt ulusuna tarih boyunca yaflat›lmam›fl ac› kalm›fl gibi Yaflar Büyükan›t ç›k›p, “Bize bu ac›lar› yaflatanlara, o ac›lar›, hayal bile edemeyecekleri bir yo¤unlukta yaflataca¤›z ve bu konuda kararl›y›z.” (27.10.07) diyorsa, bunlar›n hangi ruh hali içerisinde olduklar› ve korkunun sarmad›¤› baca(k) kalmad›¤› iyi görülmeli ve anlafl›lmal›d›r. Bu durum, ayn› zamanda ›rkç› ve floven kampanya ile yüklenen hâkim s›n›flar›n gelifltirecekleri sald›r›lar için istedikleri atmosferin olufltu¤una iflaret ediyorsa da iflin onlar aç›s›ndan “iç savafl” boyutlu bir aflamaya tafl›nmas›n›n “hay›rl›” bir sonuç do¤urmayaca¤›n› iyi bildiklerinden kuflku duymamak gerekir. Kitleler üzerinde estirilen terör, uzun vadede tersine dönecektir. Faflist Türk devletinin Kürt Ulusal Hareketi’ne karfl› yürüttü¤ü savafl›n Türk halk›n›n savafl› olmad›¤›n›; faturas›n› gerek asker kayb› gerekse de ekonomik boyutuyla ödedikçe anlayacak olan kitlelerin tepkisi s›n›f mücadelesi içerisinde okun ucunu do¤ru yöne evriltecektir, bu kaç›n›lmazd›r. Bunu geçti¤imiz süreçte belli boyutlarda gördü¤ü oranda verdi¤i tepkileri kal›c› ola-
sacas›, AKP’ye beklentilerini, yani direktiflerini karfl›lamas›, yerine getirmesi kofluluyla destek sunan TÜS‹AD, yeni hükümetin kurulmas›n›n ard›ndan verilen sözlerin yerine getirilmesi için harekete geçmifl bulunuyor. Bu talepleri aç›klarken hükümete “görevini yapmas›” ça¤r›s›nda bulunmay› da ihmal etmiyor. TÜS‹AD’›n AKP’yi “göreve” ça¤›rmas›n›n, bir an önce harekete geçilmesini istemesinin nedenlerinden biri de, flu günlerde birbiri ard›na gerçekleflen grevlerdir. Örne¤in TELEKOM grevi ve daha irili ufakl› birçok direnifl ve grevin iflçi-emekçi y›¤›nlar üzerinde yarataca¤› etki ve bu etkinin sonucunda yaflanabilecek aya¤a kalk›fllar, TÜS‹AD’› ürkütmektedir. Bundan dolay›d›r ki, gerçek istedi¤i asl›nda bu grevlerin “önünün al›nmas›” ve bunlara kat›lanlar›n, özellikle de önderlik eden kesimlerin “bafl›n›n ezilmesi”dir. Bir bütün olarak bakt›¤›m›zda ise, toplumun tüm ilerici-demokrat-devrimci-komünist kesimlerinin, yani sistem muhaliflerinin etkisizlefltirilmesi-sindirilmesidir. Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük gerçekleflen imha-inkâr sald›r›lar›n›n, her f›rsatta zaten sald›r›lar›n hedefinde olan ve en küçük k›p›rdan›flta azg›nca sald›r›lmaktan kaç›n›lmayan bu kesimleri de, daha pervas›zca içine alabilece¤ini, geçti¤imiz günlerdeki geliflmelerde gördük-yaflad›k. TÜS‹AD iflte bu atmosferin tamamen kendi lehlerine sonuçlanmas›n› talep etmektedir. Ülkeyi kan gölüne çevirebilecek olan linç harekat›n›n sonuna kadar sürdürülmesidir gerçek talebi. Haz›r hava bulan›kken buldozerle geçilsin istemektedir, havay› ayd›nlatacak olan emekçilerin üzerinden. Çünkü havan›n ayd›nlanmas›, sonlar›n›n gelmesi anlam› tafl›yacakt›r. Bunun içindir ki, havan›n ayd›nlanmas›n› geciktirmeye çal›flmaktalar. Ama nafile, hava er geç ayd›nlanacak!
mam›fl, gerek Kürt Ulusal Hareketi’nin yürüttü¤ü mücadeledeki sorunlar gerekse de genel olarak devrimci ve komünist hareketin zaaflar› meseleyi Türk hakim s›n›flar›n›n inisiyatif alan›ndan ç›karmay› baflaramam›flt›. Bugün aç›s›ndan bir çok hususun ifllenmesi meselesine çeflitli mücadele cephelerinde yeni bafltan bafllanmas› gerekse bile bu konuda son derece sab›rl› ve ›srarl› bir mücadele çizgisi izlenmesi gerekmektedir. Milliyetçilik ve flovenizm zehirini damarlardan temizlemek ya da en az›ndan “makul” bir seviyeye geriletmek en zahmetli ifllerden biridir. S›n›f mücadelesinin önündeki en büyük engeller, birlik ve kardefllik gibi temel dayan›flma olgular›n› sakatlayan bafll›ca zehirler bunlard›r. Bunlar›n en etkili ilac› yine s›n›f savafl›m› içerisinde etkin bir rol üstlenmekten, kitlelerin güvenini sa¤lamaktan geçmektedir. Süreç, tam da düflman›n dayatmaya çal›flt›¤›n›n aksine ürkek ve karars›z bir tavra asla müsaade etmeyecek bir hassasiyeti gerektiriyor. Böylesi dönemlerde çok aç›k ve net bir durufl sergilemeli, kararl› ve dolays›z bir tutum içerisinde olunmal›d›r. B›rakal›m yaz›m›z›n bafl›nda de¤indi¤imiz türden reformistlerin Kürt Ulusal Hareketi’ne yönelik tutumlar›n›; faflist diktatörlü¤e karfl› belli bir durufl sergilemekle beraber, ama, ancak vb. cümlelerle Kürt Ulusal Hareketi’ni elefltirmeye kalk›flmak, de¤il komünist, devrimci, s›radan manada demokrat bir tav›r al›fl dahi de¤ildir. Sadece emperyalist ve faflist iflgal koflullar›nda de¤il, sadece komünistlerin önderli¤inde de¤il, bugün gelifltirilmesi gereken tutumu, çeflitli dönemlerde ülkelerindeki benzer atmosferlere karfl›n, tutarl› demokrat ve ayd›nlar›n gelifltirdiklerine dair say›s›z örnekler vard›r… Komünistler ve devrimciler, en genifl birliktelikler, platformlar oluflturmak için mevcut cereyandan hiçbir flekilde etkilenmeden ifle koyulmal›, yo¤un bir propaganda, ajitasyon çal›flmas› yürütmeli, faflist diktatörlü¤ün kanl› savafl politikas› teflhir edilmeli, militarist örgütlenmesi a盤a vurulmal›, emperyalist planlar ile flovenist, ›rkç›, milliyetçi kampanya önüne set çekilmeye çal›fl›lmal›d›r. Emperyalist, faflist sald›rganl›¤a teslim olan bütün çevreler uyar›lmal› ve yurtsever, demokratik platformda anti-faflist, anti-emperyalist zeminde birli¤e davet edilmelidir.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
SCT Filtre iflflç çileri 1 y›ld›r direniflflt te! Mersin’de kurulu bulunan SCT Filtre Or Turbo ‹flçileri, Birleflik Metal-‹fl Sendikas› ile birlikte Toplu Sözleflme görüflmelerine bafllam›flt›. Fakat patronun uzlaflmaz tutumu nedeniyle anlaflma sa¤lanamad›¤›ndan 15 Mart 2006 tarihinde çal›flanlar›n tamam› greve ç›km›fllard›. Gelinen aflamada herhangi bir yan›t alamad›klar›n› belirten iflçiler, kamuoyu deste¤inin de bulunmad›¤›n› belirttiler. Birleflik Metal-‹fl Mersin fiube Baflkan› U¤ur Tozlu, grevde olan iflçilerin mücadelelerinden zaferle ayr›lana kadar eylemlerine devam edeceklerini söyledi. Sendika olarak iflçilere aidat, g›da ve çocuklar› okula giden iflçilere k›rtasiye yard›m› yapt›klar›n› ifade eden Tozlu, ancak bu yard›mlar›n açl›k s›n›r›n›n 650 YTL’yi buldu¤u bir dönemde yeterli gelmedi¤ini belirtti. Tozlu, içinde olduklar› grevin ‘80 sonras›ndaki en uzun soluklu grev oldu¤unu hat›rlatarak, “Türkiye iflçi s›n›f› için örnek teflkil edebilecek olan grevimize baflta Mersin kamuoyu olmak üzere emekten yana olan herkesi destek olmaya ça¤›r›yorum” dedi. Türkiye’de iflçilerin art›k birleflmesi gerekti¤ini vurgulayan Tozlu, örgütlü mücadele ile haklar›n› alabileceklerini söyledi. Bu arada iflçiler, Telekom grevi için de dayan›flma günü oldu¤unu vurgulayarak Mersin özgülünde destek ve kitlesel eylemlilikler için kitle örgütlerine ça¤r›da bulunuyorlar. (Mersin)
Mersin’de 3 inflfla aat iflflç çisi yaraland› Mersin Merkez’e ba¤l› Davultepe beldesinde yap›m› süren ve 6 katl› olarak planlanan binan›n ikinci kat›nda beton dökme ifllemi s›ras›nda çökme meydana geldi. Çökme olay›yla beraber Bar›fl Tazegül, Mesut Dinçer ve Basri Erbil adl› iflçiler harç alt›nda kalarak yaraland›lar. Yaralanan iflçiler Devlet Hastanesi’nde tedavi alt›na al›nd›lar. Geçti¤imiz aylarda da benzeri olaylarda Mersin’de inflaat iflçileri yaralanm›fllard›. Güvenliksiz çal›flma koflullar›nda çal›flt›r›lan inflaat iflçileriyle ilgili hiçbir önlem al›nmazken son aylarda iflçi yaralanmalar›nda ve ölümlerinde çal›flma koflullar›ndan kaynaklanan kazalar›n artmas› dikkat çekici boyuta ulaflt›. Özellikle özellefltirildi¤inden bu yana Mersin Liman›’nda da çok say›da kazan›n meydana geldi¤i bilinmekte. (Mersin)
Örgütlüysen HER fiEYS‹N, Tersane sektöründe dünya çap›nda bir yeri olan Tuzla Tersanesi, ayn› zamanda ifl kazalar›na ba¤l› ölümler s›ralamas›nda da dünya listelerini zorluyor! Armatörlerin flampanya patlatarak denize indirdikleri gemiler, tersane iflçilerinin deyimiyle, iflçiler için birer “kara tabut” olmaya devam ediyor! Buradaki ifl cinayetlerini ve genel sorunlar›n› anlat›rken, “ölümleri kayda geçmeyen arkadafllar›m›z var, cesedi 6 ay sonra parçalanm›fl olarak bulunan arkadafllar›m›z var” diyor tersane iflçileri. Ve tersane iflçileri sorunlar›n› bir kez daha, hem de genifl kamuoyu ile paylaflmak, seslerini ›srarla körleri ve sa¤›rlar› oynayanlara duyurmak, görülmelerini sa¤lamak için, bir eylem organize ettiler. 27 Ekim’de, Ayd›ntepe Tren ‹stasyonu yan›nda gerçekleflen eylem, saat 16.00’da bafllamas› gerekirken, patronlar›n iflçileri o gün 17.00’ye kadar çal›flt›rmas› nedeniyle saat 17.00’den sonra bafllayabildi. Eylemi organize eden iflçiler bu durumu, iflçilerin eyleme kat›l›m›n› engellemek için, patronlar taraf›ndan hayata geçirilen, bilinçli bir uygulama olarak aç›kl›yorlar. Eylem alan›na, üzerinde “Gemilerin tabutumuz olmas›na izin vermeyelim” slogan›n›n ve de yaflam›n› yitiren iflçilerin isimlerinin yaz›l› oldu¤u ve kay›tl› olmayanlara da dikkat çekilen, büyük bir pankart as›lm›flt›. Eylem bu pankart›n önünde gerçekleflti. Eylemde ilk sözü tersane iflçisi Ali Do¤an ald›. Do¤an, tersane iflçilerinin
de de, söyleyebildikleri sadece bunlard›!
Kurum ve sendikalardan genifl destek
Geçti¤imiz haftalarda 5 iflçinin 10 gün içinde, arka arkaya yaflam›n› yitirdi¤i ifl cinayetleri ile gündeme gelen Tuzla Tersaneleri, 21 Ekim günü gerçekleflen bir ifl cinayetiyle bir kez daha, dikkatleri üzerine toplad›. 21 Ekim günü Sad›ko¤lu (Erkal) Tersanesi’ne ba¤l› Minhan tafleron firmas›nda çal›flan Hasan Macar adl› iflçi, vincin tafl›d›¤› dev blok ile gemi yan duvar› aras›na s›k›flarak can verdi. Ancak bu ifl cinayetinin a盤a ç›kmas›n› engellemeye çal›flan patronlar, cenazeyi apar topar adli t›ptan alarak, Macar’›n ailesinin bulundu¤u Yunanistan’a gönderdiler. Referandum günü olmas› nedeniyle tatilde olan iflçilerin, orada olmamaktan kaynakl› sadece duyumlarla olay› ayd›nlatma çabalar› ise ilk günlerde sonuç vermedi. Bir-iki görgü tan›¤›
Telekom iflflç çisine dayat›lan esnek çal›flflm ma üzerine biçimlendirilmesidir. Bunun bafl›nda, fazla eme¤e olan gereksinim azalt›larak, birden fazla iflçinin yapt›¤› ifli yapabilecek makinelerin devreye h›zla sokulmas›, ifl yerlerini parçalayarak küçük üretim birimleri haline getirilmesi ve ayn› zamanda, üretkenlik art›fl›yla beraber ücret maliyetlerinin düflürülmesini içeriyor. Bu durumun daha da somutlaflm›fl hali olarak flöyle ifade edebiliriz: -‹flçiler Fordist üretimde bir banttan di¤er banda geçirilemezdi. Oysa esnek üretimde iflçiler belirli bir yerde de¤il ihtiyaç duyulan her yerde konumland›r›labiliyor. ‹flçilerin çal›flma saatleri düzensizlefltirilmekte ve art›r›lmakta, zorunlu mesai uygulanmaktad›r. Üretimin bölünmüfl olmas›na paralel, bir iflletmede çal›flan ifl-
Tersane iflçilerinin eylemine kat›lan çeflitli sendika temsilcileri de k›sa birer konuflma yapt›lar. Haber-‹fl Anadolu Yakas› fiube Baflkan› Turgut Aktafl, Telekom iflçilerinin hakl› direnifline de¤inerek, kendilerini sabotaj yapmakla suçlayan medyan›n, tersane iflçilerini de gemi yakmakla suçlad›¤›na dikkat çekerken, KESK fiubeler Platformu’na ba¤l› E¤itim-Sen 3 Nolu fiube yöneticisi Hasan Toprak da söz alarak, tersane iflçilerinin her zaman yan›nda olduklar›n› belirtti ve 3 Kas›m’da Ankara’da yap›lacak olan mitinge kat›l›m ça¤r›s› yapt›. Eylemde söz alanlardan biri de, Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi’ydi. Servi, tersane iflçilerinin yaflad›¤› sorunlar›n temelinde örgütsüzlü¤ün yatt›¤›na vurgu yaparak, tersanelerde ortak bir örgütlenmeye gitmenin önemine dikkat çekti ve sözlerini, iflçilerin sorunlar›na ancak böylesi bir ortak örgütlülükle sahip ç›kaca¤›n› da belirterek bitirdi. Yaklafl›k bir saat süren ve s›k s›k sloganlarla bölünen konuflmalar›n ard›ndan biten eyleme ‹MES iflçileri, Emekli-Sen Kartal fiubesi, Haber-‹fl Anadolu Yakas›, Üniversite ö¤rencileri, Telekom iflçileri, E¤itim-Sen 1 ve 3 nolu flubeler, Deri-‹fl Genel Merkezi ve Tuzla fiubesi, SDP Maltepe ilçe örgütü ve EMEP gibi parti, sendika ve çok say›da kurum da kat›larak destek verdi. (Kartal)
örgütsüzsen H‹ÇB‹R fiEY! kölelik koflullar›nda çal›flt›¤›na, hatta kölenin efendisinin belli oldu¤una, ancak buradaki iflçilerin efendisinin kim oldu¤unun bile bilinmedi¤ine dikkat çekerek, patronlar›n milyonlarca dolarl›k gemiler yapt›¤›na, dünyayla yar›flt›¤›na, ancak iflçinin insanca yaflamas›, ifl güvenli¤i vs. koflullar için hiçbir girifliminin olmad›¤›na vurgu yapt›. Tuzla Tersanesi’nde yaflanan sorunlar›n bafll›ca kayna¤›n›n tafleronluk sistemi oldu¤unun alt›n› özellikle çizen Do¤an, örgütlenmenin önemine dikkat çekti ve örgütlü olman›n önemini flu sözlerle aktard›: “Örgütlüysen her fleysin, örgütsüzsen hiçbir fley”. Son olarak, bu eylemi seslerini bir kez daha duyurmak için geçeklefltirdiklerini belirten Do¤an, sözlerini tersane iflçilerini örgütlü mücadeleye, kamuoyunu
ise duyarl›l›¤a ça¤›rarak bitirdi.
O, kar›ncay› bile incitmezdi Eyleme kat›lan kitle s›k s›k “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz!”, “Tafleron sistemi kald›r›ls›n!”, “Art›k ölmek istemiyoruz!”, “Yaflas›n Devrimci Dayan›flma!” gibi sloganlar atarken, tersanelerdeki ifl cinayetlerinde yaflam›n› yitiren Ekrem Bektafl’›n annesinin, elinde o¤lunun resmi ve gözlerinde yafllarla en önde eylemi izlerken ortaya ç›kan tablo, tersanelerin karartt›¤› yaflamlar›, ailelere yaflatt›¤› ac›lar› gözler önüne seriyordu. Ana bir yandan a¤l›yor, bir yandan da “O bir kar›ncay› bile incitmezdi. Kimsenin kalbini k›rmad›!” diyordu. Kendisine söz hakk› verildi¤in-
‹fl cinayetleri tart›flfl››ld›
Tersanelerde bir ifl cinayeti daha…
Emekçinin Gündemi
16 Ekim günü 7. Dönem Toplu Sözleflme görüflmelerinin t›kanmas› üzerine Haber-‹fl Sendikas›nda örgütlü Telekom iflçileri greve bafllad›. Bu grev, birçok yönüyle irdelenmesi ve üzerinde durulmas› ama en önemlisi de destek verilerek büyütülmesi gereken bir direnifltir. ‹ki haftay› geride b›rakan grevde sendikan›n ve iflçilerin özellikle vurgu yapt›klar› mesele, ücret anlaflmazl›¤›ndan çok esnek çal›flma ve bununla birlikte gelecek olan sendikas›zlaflt›rma sald›r›s›d›r. Tüm ülkeyi ilgilendiren böylesine temel bir iflkolunda tarihinde ilk kez grev karar› ald›ran esnek çal›flma sald›r›s›na yak›ndan bakmak önemlidir. Esnek üretim, geliflmifl teknoloji sayesinde emek örgütlenmesinin yeniden
2-15 Kasım 2007
ise anlafl›lan “susturulmufltu”. Ancak tüm bu engelleme çabalar›na karfl›n gün ›fl›¤›na ç›kan bu son ifl cinayetine karfl› tepkiler yükselmekte gecikmedi. Olay›n a盤a ç›kmas›yla birlikte, T‹B-DER ve Limter-‹fl taraf›ndan 24 Ekim günü birer aç›klama yap›ld›. T‹B-DER taraf›ndan 24 Ekim sabah› gerçeklefltirilen eylemde, hem ifl cinayetleri hem de en son ifl cinayetindeki patronlar›n olay› gizleme çabalar› protesto edildi. Sabah 7.30’da Desan Tersanesi önünde toplanan kitle “‹fl sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i tedbirleri al›ns›n! Ölümler durdurulsun!” pankart› açarak yürüyüfle geçti. Limter-‹fl ise konuya iliflkin yaz›l› bir aç›klama yapt›. Aç›klamada, “kölece çal›flma koflullar› devam ettikçe, iflçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i tedbirleri al›nmad›¤› sürece bu ifl cinayetleri devam edecektir” vurgusu yap›ld›. (Kartal)
çi, iflletme sahibinin baflka bir iflletmesinde de çal›flt›r›l›yor. ‹flçi her ifle koflulan bir duruma getiriliyor. - Esnek üretim iflçilerin birli¤ini bozmak ve onlar›n birbiriyle rekabetini art›rmak ve sömürüyü yo¤unlaflt›rmak için performansa, prime ve teflvike dayal› ücretlendirme sistemi uygulamaktad›r. Yine k›smi süreli çal›flma, geçici veya mevsimlik çal›flma, belirli süreli çal›flma gibi istihdam biçimleriyle ve esnekleflen çal›flma saatleriyle standart d›fl› çal›flma istisnai bir olgu olmaktan ç›kmakta ve rekabet gücünü koruman›n kural› haline gelmektedir. - Fabrikalar Fordist üretimde merkezi bir flekilde kurulurken, yani üretimin tüm bileflenleri bir yerde toplan›rken esnek üretimde ise bileflenlerin parçaland›¤›, orta ve küçük iflletmelere bölündü¤ü birçok ile da¤›ld›¤› gözlenmektedir. Bununla birlikte tafleron firmalar, eve ifl verme gibi durumlar yayg›nlaflmaktad›r. - Emperyalist ülkelerde geliflmifl teknolojiler kullan›l›rken, geri teknoloji kul-
Ardarda yaflanan ifl cinayetleri ile gündeme gelen Tersanelerde yaflananlar›n nedenleri ve nas›l engellenebilece¤i gibi konular, 21 Ekim’de BEKSAV’da yap›lan bir panelde tart›fl›ld›. BEKSAV Toplant› Salonunda gerçeklefltirilen panele ‹stanbul Tabip Odas›’ndan Turabi Yerli, Adana Elçiler Derne¤i’nden Remzi Kaya, Limter-‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç ve Belediye‹fl 2 Nolu fiube Baflkan› Hasan Gülüm konuflmac› olarak kat›ld›. Panelde söz alan konuflmac›lardan Remzi Kaya, tar›m iflçilerinin çal›flma koflullar›ndan örnekler verirken, Hasan Gülüm de, “iflçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i” kavram›n›n yerini, “‹fl sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i” kavram›n›n ald›¤›na dikkat çekti. Ülkedeki ifl kazalar› ve ifl cinayetleri hakk›nda çeflitli veriler de sunan Gülüm, bu kadar çok kazan›n yaflanmas›n›n nedenini iflçi s›n›f›n›n örgütsüz ve da¤›n›k olmas› olarak aç›klad›. Söz alan Cem Dinç ise, ifl
lan›lan hantal iflletmeler yar› sömürge ülkelere kayd›r›lm›fl, böylece emek yo¤un iflletmeler, ucuz iflgücünün bol oldu¤u ülkelerde yap›l›r hale gelmifltir.. - Yar›-sömürge ülkelerde “ihracata dayal› büyüme modeli” ad› alt›nda eski teknolojilerden oluflan sanayilere teflvikler, vergi almama, ucuz ya da paras›z arazi sunulmaya baflland›. Oluflturulan serbest bölgelerde iflçilere büyük bask›lar uygulan›rken, örgütlenme hakk› sosyal haklar vb. rafa kald›r›ld›. Polis, asker her an tetikte tutularak sermayedarlar›n kâr marjlar› maksimumda tutulmaya çal›fl›lmaktad›r. Yukar›ya aktard›¤›m›z noktalardan da anlafl›laca¤› üzere esnek üretimin en önemli hedeflerin biri iflçileri örgütsüz k›lmakt›r. Üretimin bölünmesi, tafleronlaflt›rma, eve ifl verme, yar›m gün çal›flma ve iflçileri kendi içlerinde bölmesi iflçilerin birli¤ini engellemeye örgütlülüklerini yok etmeye ve yeni örgütlülükler yaratma koflullar›n› ortadan kald›rmaya dönüktür.
kazalar›n›n ve cinayetlerinin meydana gelmesindeki temel etkenin örgütsüzlük, esnek çal›flma ve tafleronlaflt›rma oldu¤u tespitinde bulundu. Dinç’in ard›ndan söz alan, Turabi Yerli de, meslek hastal›klar›n›n kay›t alt›na al›nmamas›n›n eksiklik oldu¤unu söyleyerek, bunun sistemin bir sorunu oldu¤unun alt›n› çizdi. Tersanelerdeki ifl cinayetlerinde o¤lunu yitiren Hakk› Demiral ve Dersan Tersanesi’ndeki patlamada eflini yitiren Ruhiye Levent’in de kat›larak düflüncelerini aktard›¤› panel, soru ve cevaplar›n ard›ndan sona erdi. (Kartal)
Günümüzde iflçi ve emekçilerin ekonomik durumlar› ve sosyal yaflamlar› geçmifle göre daha kötü durumdad›r. ‹flsizlik her geçen gün muazzam ölçülerde artmaktad›r. Bu durum da iflçi ve emekçilerin örgütlenmeye daha s›cak bakaca¤› aflikârd›r. Ancak bunun için güvenece¤i örgütlere ihtiyac› vard›r. Sendikalar bu güveni iflçilere verdikleri ölçülerde sendikal mücadeleyi daha yükseklere tafl›man›n koflullar›n› yeniden yaratm›fl olurlar. Esnek üretim toplu pazarl›k imkânlar›n› ortadan kald›rmaya dönük yönleri içinde bar›nd›rmaktad›r. Toplu pazarl›k iflçi ve emekçilerin patronlara karfl› ekonomik mücadelelerinde en güçlü silahlar›ndan biridir. Bu gücün iflçi ve emekçilerin elinden al›nmas› onlar› burjuvaziye ve patronlara karfl› aciz duruma getirece¤i aç›kt›r. Patronlar daha do¤ru deyimle burjuvazi, esnek üretim modeliyle bir yandan örgütlenmeleri da¤›t›rken örgütlenmelerin kazanm›fl oldu¤u toplu pazarl›k hakk›n› da yok etmeye çal›flmaktad›r. Bunu yok etti¤in-
Emekli-Sen bayram tebrik kartlar›n› iade etti
16 Ekim Sal› günü Kad›köy ‹skele Meydan›’nda bir araya gelen Emekli-Sen üyeleri, ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n Anayasa’n›n sendika kurma hakk›n› düzenleyen 51. maddesine dayand›rarak açt›¤› dava sonucu sendikan›n Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi taraf›ndan kapat›lmas›n› protesto etti. Kad›köy ‹skele Meydan›’nda bir araya gelen sendika üyeleri, “Emekli-Sen kapat›lamaz” pankart›n› tafl›yarak, “Sendikal haklar›m› istiyorum”, “‹nsanca yaflam istiyorum” yaz›l› önlükler giydi. Burada aç›klama yapan Emekli-Sen Kartal fiube Baflkan› Y›lmaz Gündo¤du, en temel haklar› olan insanca yaflama talebi için bile örgütlenmek ve zorlu mücadelelere girmek durumunda olduklar›n› belirterek, “Oysa bu hakk› herkes için sa¤lamak devletin temel görevidir” dedi. Sendika yasalar›n›n kabul edilmesi ve toplu sözleflme hakk› gibi taleplerle 12 y›l önce kurduklar› sendikalar›n›n bugün anti-demokratik bir anlay›flla ellerinden al›nmak istendi¤ine dikkat çeken Gündo¤du, lehlerine sonuçlanan davalara ra¤men siyasi iktidar›n sendikalar›n› kapatma ›srar›n› sürdürdü¤ünü ifade etti. Sendikalar›n›n AKP hükümeti taraf›ndan kapatt›r›ld›¤›na iflaret eden Gündo¤du, “Ancak ne gariptir ki, AKP Genel Merkezi taraf›ndan Baflbakan R. Tayyip Erdo¤an ad›na sendikam›z›n ‹stanbul fiubesi’ne bayram tebrik kart› gönderildi. Oysa içerisinde bulundu¤umuz koflullar nedeniyle biz bayram sevincini yaflayamad›k. Sendikam›za kapatma davas› açt›ranlar›n, sendikal hak ve özgürlüklerimizin önündeki engelleri kald›rmayanlar›n bayram›m›z› kutlamas›n› samimi bulmuyoruz. Bu nedenle bugün tebriklerini kendilerine geri iade edece¤iz” fleklinde konufltu. (H. Merkezi)
de iflçilerin karfl›s›nda daha güçlü olacakt›r. Belli gruplar veya tek tek iflçilerle yap›lacak pazarl›klarda patronlar iflçilerin tek ya da az olmalar›ndan do¤an güçsüzlüklerinden yararlanacak ve ücretleri ve di¤er haklar›n iflçi ve emekçilerin aleyhinde olmas›n› sa¤layacakt›r. Bundan kaynakl› sendikalarda örgütlenmek ve toplu pazarl›k hakk›ndan vazgeçmemek gerekir. fiu bilinmelidir ki iflçilerin gücü onlar›n say›lar›n›n çoklu¤undan ve birli¤inden gelmektedir. Parçalanm›fl bir iflçi s›n›f› burjuvaziye karfl› güçsüzdür. ‹flte Telekom iflçilerinin en önemli sorunu s›n›f›n di¤er kesimleri gibi bu sald›r›d›r ve Telekom iflçilerinin zaferi tüm iflçi s›n›f›n›n zaferi olacakt›r. Ancak yaln›zlaflt›r›lan, gündemden düflürülen, kendi s›n›rlar› içine hapsedilmifl hiçbir direniflin, grevin ne kadar kararl› olunursa olunsun yaflama flans› çok azd›r bugün. Bu nedenle Telekom grevini desteklemek iflçi s›n›f› ve emekçiler için prati¤e geçirilmesi gereken en önemli gündemlerden biri olmal›d›r.
12 28 Eylül,11 Ekim 2001
Söyleşi
işçi-köylü 12
İşçi-köylü 5
2-15 Kasım 2007
Alt›n aramaya karfl› miting düzenlendi
Çanakkale Kazda¤lar› Çevre Platformu, “Kazda¤lar›’nda siyanürle alt›n aramaya hay›r” slogan› ile Cumhuriyet Meydan›’nda bir miting düzenledi. Mitingde, “Kazda¤lar› bizimdir”, “6. Filo defol”, “Kazda¤lar› a¤lar, Hilmi Güler a¤lar” dövizleri aç›ld›. Çevre köylerden gelen köylülerin renkli görüntüler oluflturdu¤u mitingin aç›l›fl konuflmas›n› yapan Ziraat Mühendisleri Odas› (ZMO) Çanakkale fiube Baflkan› Hicri Nalbant, Kazda¤lar›’nda alt›n aramalar› ile ilgili olarak, sivil toplum kurulufllar›n›n yürüttü¤ü mücadeleyi ajanl›k olarak niteleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Hilmi Güler’i protesto ettiklerini söyledi. Nalbant, “Kazda¤lar›’nda maden rezervi arayanlar›n, Kazda¤lar› çevresinde yaflayan 1.5 milyon insan›n temiz, güvenilir su kaynaklar›n› unutmamalar› gerekir” dedi. Çanakkale Belediye Baflkan› Ülgür Gökhan ise, Kazda¤lar›’n›n do¤al güzelliklerine ve önemine dikkat çekti. Alt›n aramalar›n›n Biga Yar›madas›’n› bile tehlikeye düflürece¤ini vurgulayan Gökhan, Kazda¤lar›’n›n tamam›yla milli park olmas› ve sit alan› ilan edilmesi gerekti¤ini dile getirdi. Gökhan, “Kazda¤lar› ile ilgili yap›lan toplant›larda botanik uzman›n›n olmamas› büyük bir eksikliktir. Kazda¤lar›’n›n üstü som alt›ndan daha de¤erlidir, feda edilemez. Bu konuda gerekeni sonuna kadar yapaca¤›z” diye konufltu. Büyük ilginin oldu¤u miting, alk›fl ve sloganlarla son buldu. (H. Merkezi)
Talan›n yeni adresi KAZ DA⁄LARI! Kaz Da¤lar›’nda yap›lan siyanürlü alt›n arama çal›flmalar› ülkemiz yeralt› kaynaklar›n›n emperyalistler taraf›ndan peflkefl çekilmesini yeniden gündeme getirdi. Daha önce Bergama köylülerinin mücadelesi sonucunda kamuoyunda yo¤un bir flekilde tart›fl›lan siyanürlü alt›n arama, sondaj çal›flmalar› Kaz Da¤›’nda köylülerin ve çevrecilerin tepkisine ra¤men devam ediyor. Kaz Da¤lar›’ndaki do¤al bitki örtüsünü, suyu, topra¤› kirletecek olan bu çal›flmalar, bölgedeki halk›n tepkisine neden oluyor. Kaz Da¤lar›’nda yap›lan sondaj ve alt›n arama çal›flmalar› uluslararas› maden flirketlerinin devletin eliyle yeralt› kaynaklar›m›z› nas›l talan etti¤ini de gösteriyor. Kaz Da¤›’nda yap›lan aramalar sonucunda büyük bir a¤aç-orman katliam› yaflan›rken içme sular› da zehirleniyor. Binlerce y›lda oluflan Kaz Da¤›’nda 33 bitki türü bulunuyor. Dünyan›n ikinci oksijen cenneti olan, 3 milyon dönüm ormanl›k alana sahip, zeytin cenneti olan da¤larda 12 milyon zeytin a¤ac› var. Önemli bir eko-turizm bölgesi ve kapl›calar› ile sa¤l›k alan›nda önemli bir merkez. Antik dönem yerleflimlerinden Truva, Antandros, Gargara gibi kentler bu bölgede bulunuyor. Su kesintisi ve zamlar›n›n çok tart›fl›ld›¤› bugünlerde önemli bir su kayna¤› oldu¤unu da eklemek gerekiyor. Türkmen, Yörük, Midilli göçmeni emekçilerin yaflad›¤› bölge siyanürün kullan›lmas› ile yaflanmaz hale gelecek. Kaz Da¤›’nda flimdiden a¤açlar kesilmeye, yollar aç›lmaya, sondaj delikleri ile da¤lar delik deflik edilmeye baflland›. Ekolojik denge giderek bozuluyor. Ekim ve Kas›m ay›nda 3 bin civar›nda alanmaden-alt›n aramas›na aç›lacak. Türkiye’de alt›n bulundu¤u düflünülen alanlar t›pk› Bergama, Uflak Eflme ve Kazda¤›’nda görüldü¤ü gibi talan edilecek.
t›lan maden yasas› emperyalist flirketlerin topraklar›m›zda istedi¤i yerde alt›n aramas›n›n, hiçbir yasal engelle karfl›laflmadan topra¤› kirletmesinin do¤ay› ve köylüleri zehirlemesinin önünü aç›yor.
Kaz Da¤›’nda alt›n ç›kar›l›rsa neler olacak?
Uluslararas› flirketlerin “Maden Yasas›” ile birlikte ülkemizde sondaj çal›flmalar›n›n önündeki her türlü engel ortadan kald›r›l›yor. Çanakkale’de 11 ayr› firma, 37 ayr› noktada yapt›¤› arama çal›flmalar› sonucunda Kaz Da¤›’n› delik deflik etti. Bölgede flu ana kadar 400’den fazla sondaj yap›ld›, çok say›da a¤aç kesildi ve do¤a tahrip edildi. TEC COMINCO, TÜPRAG, Stratex, Fronteer, Ariana Global Madencilik A.fi., Kanada’l› AMDL (Anadolu Madenlerini Gelifltirme Limited), Mediterranean Resources, Valhalla Resources, Silvermet Inc. ve Aldridge Minerals, Eldoradogold gibi uluslararas› flirketler Kaz Da¤lar›’nda alt›n aramak için kollar› s›vam›fl durumda. fiirketler Gümüflhane, Tunceli, Uflak, Eskiflehir, Artvin’de alt›n arama çal›flmalar›n› h›zland›rm›fllard›. Kaz Da¤›’n›n gündeme gelmesi ile birlikte köfleye s›k›flan bu tekeller gazetelere verdikleri ilanlar ile sondaj yap›lan bölgenin Kaz Da¤› olmad›¤›n› iddia ediyor. Oysa hem köylülerin hem de uzmanlar›n anlatt›klar› flirketlerin yalan söyledi¤ini ortaya koyuyor. Siyanürle alt›n araman›n ülke eko-
flenlerinin de kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda Naldökenliler ad›na konuflan Naldöken Çimento Fabrikalar› ve Taflocaklar›na Karfl› Giriflim Ha-
reketi Yürütme Kurulu Üyesi ‹smail Gümüfl, çimento fabrikalar›n›n ve taflocaklar›n›n halk sa¤l›¤› üzerinde ciddi bir tehdit oluflturdu¤unu söyledi. Tafl ve m›c›r ocaklar›n›n Naldöken’e 1 kilometre yak›n›na kuruldu¤unu belirten Gümüfl, oca¤›n flehrin d›fl›nda yerleflimin olmad›¤› bir yere tafl›nmas› gerekti¤ini vurgulad›. Gümüfl, ‹zmir Büyükflehir Belediyesi’nin tafl ve m›c›r ocaklar›n›n flehir d›fl›na tafl›nmas› konusunda Naldökenlilere söz verdi¤ini hat›rlatarak, “Ancak daha sonra Orman, Çevre ve Sanayi Bakanl›¤›’n›n vermifl olduklar› maden iflletme ruhsatlar› ile Büyükflehir Belediyesi de bu sözünü unut-
Umutlar yeni hasada kald› Antakya Ziraat Odas› Baflkan› Celal Civelek, küresel ›s›nmadan ve yetersiz ya¤›fltan kaynakl› bu y›l ekilen ürünlerden yeterli miktar ve kaliteyi alamayan çiftçinin umudu yeni hasat dönemine ba¤lad›¤›n› söyledi. Kentte yaklafl›k 31 bin 700 dekara ekimi yap›lan m›s›r›n da durumunun farkl› olmad›¤›na iflaret eden Civelek, geçen y›l 230 bin ton ürün elde edilirken, bu y›l yaklafl›k
ayn› alandan elde edilen rekoltenin 184 bin tonda kald›¤›na, ortalama yüzde 20-25 kay›p yafland›¤›na dikkat çekti. Yaflanan s›cakl›k art›fl› nedeniyle ürünün daha fazla suya ihtiyaç duydu¤una, ancak kaynaklar›n yetersizli¤i nedeniyle bitkinin ihtiyac›n›n yeteri kadar karfl›lanamad›¤›na vurgu yapan Civelek, flunlar› kaydetti: “Çiftçinin umudu art›k bir dahaki bahara kald›. Çiftçi büyük
Kaz Da¤›’nda alt›n ç›kar›l›rsa; 1 trilyon ton toprak ifllenecek, 400 bin ton siyanür kullan›lacak. 2 milyon 580 bin dönüm orman, 10 milyon zeytin a¤ac› etkilenecek, su kaynaklar› azalacak ve kirlenecek. Orman köylülerinin geçim kayna¤› azalacak ve göçe zorlanacak, 20 bin zeytin üreticisi, 80 bin zeytin iflçisi ile 30 bin aile etkilenecek. Köylüler ürünlerine al›c› bulamayacak. Her y›l zeytinden, zeytinya¤›ndan ve di¤er tar›m ürünlerinden elde edilen 650 milyon Dolar gelir kesilecek. Bir alt›n madeninin ömrü 10 y›l sürüyor. Kaz Da¤›’nda alt›n ç›kar›l›rsa; 10 y›l sonra siyanür çukurlar›yla üzerinde ot bitmeyen toprak da¤lar› kalacak. 10 y›lda verilen zarar yüz-
nomisine sundu¤u katk›lardan söz eden ve yetkili a¤›zlardan da aç›k bir flekilde desteklenen bu flirketlerin halk› aldatt›¤› Bergama’da, Uflak’ta yaflananlardan görülebilir. On y›llard›r siyanürün sonuçlar› ile bo¤uflan köylüler, flirketlerin bu çal›flmalar sonucunda b›rakt›¤› siyanür çukurlar› ile yaflamak zorunda b›rak›ld›/b›rak›l›yor. Ç›kar-
lerce y›l temizlenemeyecek. Siyanür ve a¤›r metallere maruz kalacak, bölge halk› zaman içinde ölümcül hastal›klara yakalanacak. Çevrecilerin tepkisi 盤 gibi büyüyünce Çevre ve Orman Bakanl›¤›, iki kiflilik ekip göndererek maden arama çal›flmalar›n›n yürütüldü¤ü bölgelerde inceleme bafllatt›. Ancak Bakanl›¤›n önceki icraatlar› dikkate al›nd›¤›nda incelemelerin sonucunu kestirmek de zor olmayacakt›r. Köylüler, bölge halk›, çevre örgütleri ve duyarl› kamuoyunun siyanürlü alt›n aranmas›n›n etkilerine karfl› biraraya gelerek tepkisini ortaya koymas› gerekiyor. Bergama köylülerinin Eurogold’a karfl› yürüttü¤ü ve genifl bir kamuoyu deste¤i bulan deneyimleri de dikkate al›nmal›d›r. Uluslararas› flirketler insan yaflam›n› hiçe sayarak ülkemizin havas›n› suyunu kaynaklar›n› kirletecek; ifli bitince de çekip gidecektir. Siyanürün yaratt›¤› sorunlar› çözmek bize düflecektir. Topra¤›m›za, suyumuza, havam›za, bugünden sahip ç›kal›m. (H. Merkezi)
Enerji Bakan›’n› protesto ettiler! Kabazl› köylüleri “Kaz Da¤›’n›n yollar› çetelere kapal›” slogan› ile bölgenin peflkefl çekilmesini k›nad›.
Çanakkale’ye “Kaz da¤lar›nda Madencilik, Turizm ve Çevre” konulu panele kat›lmak için giden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Hilmi Güler Manisa’n›n Kabazl› köylüleri taraf›ndan protesto edildi. Manisa’n›n Salihli ilçesine ba¤l› Kabazl› köyünden yaklafl›k 50 köylü Kaz da¤lar›nda sürdürülen alt›n arama çal›flmalar›n›n durdurulmas› için mücadele eden köylülere ve çevre-
Naldökenliler sa¤l›klar›n› tehdit eden fabrikalar›n tafl›nmas›n› istedi!
‹zmir’de Naldöken Çimento Fabrikalar› ve Taflocaklar›na Karfl› Giriflim Hareketi düzenledi¤i bir bas›n aç›klamas›yla, Naldöken’de faaliyet gösteren fabrikalar›n halk›n sa¤l›¤›n› tehdit etti¤ini belirterek, Bornova Belediye Baflkan› S›rr› Aydo¤an’dan Naldöken halk›n›n yürüttü¤ü mücadeleye destek vermesini istedi. Bornova Belediyesi önünde biraraya gelerek üzerinde “Yaflam alanlar›m›z sat›lamaz”, “Yeni m›c›r ocaklar› istemiyoruz”, “Çimento fabrikalar› kapat›ls›n” yaz›l› dövizler tafl›yan Naldökenliler, aç›klama s›ras›nda s›k s›k, “Zehir yutmak istemiyoruz”, “Baflkan uyuma Naldöken’e sahip ç›k”, “Kanser olmak istemiyoruz” fleklinde slogan att›. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) bile-
İşçi/köylü
tu” dedi. Bornova Belediye Baflkan› S›rr› Aydo¤an’›n ›srarla d›flar›ya ç›kmas›n› isteyen Naldökenlilerin talebine karfl›l›k veren Aydo¤an, d›flar› ç›karak Naldökenlilere “Ben de tafloca¤›na karfl›y›m. Ancak benim yetki alan›ma giren bir konu de¤il. Ben Büyükflehir Belediye Baflkan› Aziz Kocao¤lu ile konuflup sizi bilgilendirebilirim sadece” dedi. Aydo¤an, kendisine, “Biz zaten bilgi sahibiyiz. Biz sizden bu mücadelede bizimle birlikte olman›z› istiyoruz. Biz art›k zehir solumak istemiyoruz” diye seslenen yafll› bir kad›na, “Sus be kad›n, ne ba¤›r›yorsun” diyerek azarlad›. (‹zmir) emek harcayarak ekti¤i ürünlerden küresel ›s›nmadan kaynaklanan s›cakl›k art›fl› ve yeterli ya¤›fl düflmemesi nedeniyle yeterli miktar› ve kaliteyi alamad›. Bölgemizde de yo¤un olarak yetifltirilen pamuk, m›s›r, zeytin ve narenciye üreticileri de bu durumdan etkilendi.” Bölgede acilen 700 bin dönüm arazinin sulama suyu ihtiyac›na cevap verecek Reyhanl› Baraj› ve 200 bin dönüm arazinin su ihtiyac›n› karfl›layacak Suriye ile Asi Nehri üzerine kurulacak Dostluk Baraj› projesinin yaflama geçirilmesi gerekti¤ini savundu. (H. Merkezi)
cilere destek olmak amac›yla 27 Ekim günü bir eylem yapt›. Panelin yap›laca¤› Kolin Otel önüne gelen köylüler, ellerinde süpürgelerle, kollar›nda yemek sepetleri ile otel bahçesine girmek istedi. Ancak polisin engeli ile karfl›laflt›. Köylüler bunun üzerine “Kaz Da¤›’n›n yollar› çetelere kapal›”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek” sloganlar›n› hayk›rarak Kaz Da¤›’n›n emperyalist flirketlere pefl kefl çe-
kilmesini protesto ettiler. Ayn› gün Ege Çevre ve Kültür Platformu üyeleri de Kaz Da¤lar›’nda siyanürle alt›n aranmas›na tepki göstererek eylem yapt›lar. Konak Meydan›’ndaki eski Sümerbank binas› önünde toplanan çevreciler Kaz Da¤lar›’nda devam eden sondaj çal›flmalar›n›n bir an önce durdurulmas›n› istedi. (H. Merkezi)
‹klim de¤iflikli¤i en çok tar›m› etkileyecek! 16 Ekim Sal› Günü Ankara Sheraton Otel’de Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤› bünyesinde kurulan Tar›msal Ekonomi Araflt›rma Enstitüsü taraf›ndan “Tar›m ve iklim de¤iflikli¤i darbo¤az›” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa konuflmac› olarak TEAK müdürü Doç. Dr. ‹lkay Dellal, Tar›m ve Köyiflleri Bakan› Mehdi Eker de kat›ld›. Ayr›ca ABD Texas A&M Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Bruce McCarl da bir sunumda bulundu. Konferans›n aç›l›fl konuflmas›n› yapan TEAK Müdürü Doç. Dr. ‹lkay Dellal, uluslararas› platformlarda 1990’larda bafllayan iklim de¤iflikli¤i tart›flmalar›n›n bu y›l tar›m, g›da, turizm ve sa¤l›k gibi tüm sektörlerin ortak maddesi oldu¤unu belirterek, “Do¤aya ba¤l› bir faaliyet olarak sürdürülen tar›m, bu özelli¤iyle iklim de¤iflikli¤inden en fazla et-
Referanduma boykot Dersim’in Mazgirt ilçesine ba¤l› Dar›kent Beldesi Kuflakl› köylüleri yollar› yap›lmad›¤› için referandumda oy kullanmama karar› ald›. 22 Temmuz seçimlerinde köy yollar›n›n y›llard›r yapt›klar› baflvu-
kilenecek sektör olacakt›r” dedi. Daha sonra söz alan Bakan Eker, tar›m›n toplumlar›n sosyo-kültürel ve ekonomik geliflimi aç›s›ndan önemli olmas›na karfl›n günün koflullar›nda risk alt›nda bulundu¤una dikkat çekti ve “‹nsanl›k sosyo-ekonomik aç›dan geliflme kaydederken iklim de¤iflikli¤ine yol açarak tar›ma zarar vermifltir” diyerek hükümetin emperyalist politikalarla tar›ma verdi¤i zarar› da özetlemifl oldu. (Ankara)
rulara ra¤men yap›lmamas›n› protesto etmek için oy kullanmayan köylüler, referandumda da oy kullanmad›. Kuflakl› köyü muhtar› Düzgü Munzur yollar›n›n yap›lmas› için Valilik, Kaymakaml›k ve Köy Hizmetleri gibi birçok kuruma baflvurduklar›n› ancak sorunlar›n›n çözülmedi¤ini dile getirdi. Köylüler yaflamsal ihtiyaçlar› olan yolun yap›lmamas›na karfl› tepkilerini ortaya koyuyor. (H. Merkezi)
İşçi-köylü 6
Dengê azadi
2-15 Kasım 2007
Milliyetçi dalga DTP’ye yöneldi!
Türkiye Kürdistan›’nda ç›kan çat›flmalarda TC askerlerinin ölümünü kullanan medya flovenizmi pompalayarak yeni linçlerin önünü açt›. Genelkurmay Baflkanl›¤›’n›n da yönlendirmesi ile yap›lan haberler ve yorumlarla milliyetçilik daha da yükseltildi. “Soka¤a inen” faflistler Kürt emekçilere, demokratik kurumlara sald›rd›. DTP Mufl il örgütüne giren faflistler binan›n tüm camlar›n› k›rd›. DTP Ankara Keçiören ilçe binas›n›n camlar› taflland›. 23 Ekim tarihinde DTP Genel
Faflizmin sürekli oldu¤u ülkemizde egemenlerin iktidarlar›n› korumak için uygulad›klar› ekonomik, siyasi ve askeri sald›r›lar, bugün art›k ne demagojik söylemlerle, ne demokrasi havarili¤iyle ne de seçimlerreferandum gibi demokrasi oyunlar›yla gizlemeyecek boyutta sürmektedir. Çünkü takke sürekli düflmekte, kel sürekli görünmektedir. Öyle ki dillerinden “ba¤›ms›zl›k”, “ekonomik istikrar”, “özgürlük”, “demokrasi”, “hak ve hukuk eflitli¤i”ni düflürmeyenlerin gündemlerinden zam, zulüm, iflkence ve katliam da düflmemektedir. Bu yaflananlar kitleler nezdinde sistemin do¤al bir teflhiri olurken devrimci ve komünistlerin bu do¤al teflhiri ajitasyon/propaganda faaliyetine, oradan kitleleri sisteme karfl› örgütlemeye çevirmesi daha da olanakl› olmaktad›r. fiunu asla ak›llardan ç›karmamak gerekir ki, emperyalistlerin ve uflaklar›n›n demokrasi, eflitlik, özgürlük söylemlerine en çok sar›ld›klar› dönemler sömürü ve zulüm sald›r›lar›n› en çok yo¤unlaflt›rd›klar› dönemlerdir. ‹flkenceye s›f›r tolerans denildi¤i dönem Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu Meclis’ten geçmifl, daha yasan›n mürekkebi kurumadan onlarca iflkence vakas› ve gözalt›nda ölüm yaflanm›flt›r.
Merkezi’nin önüne gelen bir kifli “fiehitler ölmez vatan bölünmez” slogan›n› atarak havaya atefl açt›.
Mersin’de provokasyon ortam› Kürt ulusuna mensup insanlar›n yo¤un olarak yaflad›¤› Mersin’de egemenlerin sivil faflist maflalar eliyle yayg›nlaflt›rmaya çal›flt›¤› flovenist histeri, geçmiflten bu yana h›z›n› kesmeksizin devam ediyor. HPG’nin Hakkari sald›r›s› bahane edilerek gerçeklefltirilen “Teröre Lanet” yürüyüfllerinin, sald›r›n›n üzerin-
21 Ekim sabah› Bursa DTP il binas› yaklafl›k 1000 kiflilik grup taraf›ndan taflland›. Tabelas› indirildi ve yak›lmaya çal›fl›ld›. Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i önünde tekbir ve kurt iflaretleriyle toplanan yaklafl›k 1000 kiflilik grup, Derne¤i talan edip içinde bulunan dernek üyelerine sald›r›p 1 kifliyi yaralad›. Bursa Mac›r Pazar›’nda da Kürt esnaflar›n iflyerlerine sald›r›ld›. Bursa Tunceliler Derne¤i Baflkan› telefonla aranarak ölümle tehdit edilip iflyerinin yak›laca¤› tehdidinde bulunuldu. ‹fl yerleri ve evlere, dolmufl ve özel araçlara bayrak asma zorunlulu¤u dayat›lm›fl, uymayanlar tehdit ve küfürlere maruz kalm›flt›r. Bursa’n›n Mustafa Kemal Pafla, Orhangazi, Gemlik, Yeniflehir ilçelerinde olaylar sabaha kadar sürdü. Özellikle Mustafa Kemal Pafla ilçesinde çevre il ve ilçelerinden Kürtlerin yo¤un olarak gittikleri bir kahvehane ülkücüler taraf›ndan sar›lm›fl, kahvede bulunanlar›n evlerine gitmelerine izin verilmemifltir. Kürt vatandafllar›n ifl yeri ve
riyle öne ç›kmaktayd›. 27 Eylül 2007 tarihinde saat 14.00 s›ralar›nda kurflunlanan ve a¤›r yaralanan Ali R›za Çiçek ise devletin Dersim’deki katletme, sürgün etme, yakma politikalar›na yabanc› de¤ildir. Babas› da 1994 y›l›nda devletin köy yakma ve boflaltma politikalar›n› art›rd›¤› dönemde eviyle birlikte yak›larak katledilmifltir. Devletin bölgedeki gerilla faaliyetini yok etme ve Dersim halk›n› “ya
Yüzde 46’l›k oyla hükümet olan AKP’nin baflkahraman› baflbakan Erdo¤an, yüzde 54’ün hassasiyetini görmezden gelmeyece¤i yönlü beyanlarda bulunurken, Abdullah Gül’ün Cumhurbaflkan› seçilmesine muhalefet eden “Say›n Gül beni temsil etmiyor” diye bafllayan bir soruyu yönelten gazeteciye verdi¤i yan›t hala haf›zalardad›r. Tam anlam›yla bir t›rm›¤a basma vukuat› daha yapan Erdo¤an’›n bu gaflar›, politika yapma beceriksizli¤inden ziyade, s›n›fsal karakterini a盤a vurmas›d›r. Son günlerde Dersim’de, Dersim’in onurlu evlatlar›na s›k›lan kur-
flanan infazlar yap›lan aç›klamalar›n inand›r›c›l›¤›n› da sorgulatmaktad›r. Dersim’in Hozat ilçesinde infaz edilen Bülent Karatafl ve infazdan a¤›r kurtulan R›za Çiçek için de devletin “‹ki terörist ölü olarak ele geçirildi” aç›klamas›n› yapt›¤› hat›rlan›rsa Emniyet Müdürü’nün yapt›¤› aç›klamalar›n inand›r›c›l›¤› da kalm›yor. Anlafl›lan devlet öldürme, gözalt›na alma, katletme “özgürlü¤ünü” kullan›yor. Dersim’de yaflanan katliamlar ‹stanbul ve birçok ilde gerçekleflen sokak infazlar› devletin bu hakk›n› önümüzdeki günlerde daha s›k kullanaca¤›n› gösteriyor. (H. Merkezi)
flunlar bu geliflmelerle birlikte ele al›nd›¤›nda hiç de tesadüf de¤ildir. Dersim’de devrimci ve komünistlerin dostu Bülent Karatafl, 27 Eylül 2007 tarihinde TC askerlerinin kurflunlar›yla katledilmifltir. Ali R›za Çiçek ise a¤›r yaralar alm›flt›r. Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre daha önce TKP/ML davas›ndan tutsak düflen ve en son geçti¤imiz bahar DHKP/C davas›ndan yarg›lanan Karatafl uzun süredir J‹TEM taraf›ndan tehdit edilmekteydi. Cesedinde iflkence izlerinin oldu¤u söylenen Karatafl, bölge halk› taraf›ndan sevilen, sayg› duyulan özellikle-
evlerine sald›r›lm›flt›r. Sald›r› esnas›nda silahlar›n da kullan›ld›¤› olaylarda 2 kifli yaralanm›flt›r. Yine bir Kürt ailenin evi atefle verilmifl, baflka bir ailenin de evinin camlar› k›r›lm›flt›r. Ayr›ca Gemlik ilçesi ve Kumla Beldesi’nde jandarma ve polis, göstericileri sald›rganl›¤a teflvik etmifltir. Dersimli Zeynep Dirikli isimli kad›n bir büfede Kürtçe konufltu diye büfeci taraf›ndan tartaklanm›fl ve hakarete maruz kalm›flt›r. Bursa Milli E¤itim Müdürlü¤ü teflvikiyle lise, orta okul hatta ilkokul ö¤rencileri derslere girmeyerek baz› faflist ö¤retmenlerin de kat›l›m›yla ›rkç› sloganlarla ve tekbir getirerek gün boyu flehir turu atarak sald›r›lara kat›lm›fllard›r. Ayr›ca Bursa’n›n Gemlik ilçesinde Yerel Gündem adl› gazeteye verilen bir ilanda Çarflamba günleri ‹mral›’da bulunan Abdullah Öcalan’›n ziyaretine giden avukatlar›n› engellemek için “sivil toplum örgütleri”ad› alt›nda ça¤r› yap›lm›flt›r. Yaflanan bu ›rkç› faflist sald›r›lar ilerici, demokratik ve devrimci kurumlar taraf›ndan 24 Ekim günü KESK binas›nda yap›lan bir bas›n aç›kla-
Bursa’da da faflist sald›r›lar art›yor
“Ya sev ya terk et”çiler Dersim’de yine ifl bafl›nda!
Malatya’da yarg›s›z 23 Ekim günü gerçekleflen olayda Kale ilçesi ‹zolu mevkiinde Malatya’dan Diyarbak›r’a yolcu tafl›yan bir minibüs Özel Harekât Timleri taraf›ndan durduruldu. Minibüsten inen bir kifliyi öldüren polisler ise yaralad›. Polis minibüstekilerin kalaflnikof silahlarla özel harekât polislerine atefl ettiklerini iddia ederken hiçbir yaral›n›n olmamas› yeni bir infaz oldu¤una iflaret ediyor. Malatya Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya infaz edilen kiflilerin HPG üyesi olduklar›n› iddia ederken böyle bir bilgiye nas›l ulafl›ld›¤›n› ise dile getirmemektedir. Ç›kart›lan Polis Yasas› ile birlikte sokak ortas›nda ya-
den bir haftadan fazla zaman geçmesine ra¤men DTP binas›na yönelik iki ayr› sald›r› giriflimi, ilkö¤retim ve lise ö¤rencilerinin sivil polisler eflli¤inde gerçeklefltirdi¤i eylemler, yarat›lmak istenen ortam› göstermektedir. Mersin’de baz› ilkö¤retim okullar›nda 24-25 Ekim tarihlerinde derslerin iptal edilmesi ve ö¤retmenler eflli¤inde 8 ile 14 yafl aras›ndaki ö¤rencilerin okul formalar›yla, ellerinde bayraklarla, uygun ad›m “Ya Allah, bismillah, Allahu Ekber”, “fiehitler ölmez vatan bölünmez”, “Hepimiz askeriz” gibi sloganlarla caddelerde gezdirilmesi, çocuk istismar›n›n boyutunu da deflifre etmektedir. Geceleri oluflturulan motosikletli araç konvoylar›nda sivil polis araçlar›n›n da yer almas› dikkat çekicidir. En demokratik eylemlere sald›ran, eylemlere kat›lanlar› fiflleyen Mersin Emniyeti’nin 23 Ekim tarihinde, flehir merkezinde bir araya gelen 10 lise ö¤rencisine müdahale etmemesi hatta bu grubun elleriyle kurt iflaretleri yaparak yolu trafi¤e kapamas›na yard›mc› olmas›, grubun arkas›nda hangi güçlerin oldu¤unu ve amaçlar›n› aç›kça göstermektedir.
Güncel de kapat›ld›! ‹fade özgürlü¤üne yönelik bask› ve yasaklamalar devam ediyor. Gündem ve Gerçek Demokrasi gazetelerinin kapat›lmas›ndan sonra Güncel de kapat›ld›. Kürt ulusuna yönelik imha ve inkâr politikalar› ekseninde bir süredir bas›na yönelik artan bask›lar gazetelerin kapat›lmas› da¤›t›mlar›n›n engellenmesi ile sürüyor. Güncel gazetesi de öncekiler gibi “örgüt propagandas›” yapt›¤› gerekçesiyle 17 Ekim tarihinde 30
sev, ya terk et” mesaj›yla susturma projesinin bir ürünü olan bu olay, bir kez daha devletin gerçek yüzünü göstermifltir. Son 1.5 ayda Dersim’de köylülere yönelik gerçekleflen beflinci sald›r›, çeflitli kesimler taraf›ndan k›nan›p protestolarla karfl›lan›rken, gösterilen bu refleksi daha da büyütüp hesap sorma bilinciyle örgütlü bir durufla çevirmek art›k bir zorunluluktur. Tüm devrimci-demokrat kamuoyunun olay›n önemi üzerinden hareket etmesi, Dersim’de yaflanan orman yakma, katletme ve tutuklamalara karfl› örgütlü bir durufl sergilemesi Dersim ve Dersimlilere karfl› bir sorumluluktur. (Dersim’den do¤al muhabir) gün süreyle kapat›ld›. ‹stanbul Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›n›n talebi üzerine ‹stanbul 10. A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan di¤er gazetelerin devam› oldu¤u gerekçesiyle Güncel gazetesinin yay›n›n›n durdurulmas›na karar verildi. S›n›r ötesi operasyon tart›flmalar›n›n gündemde oldu¤u flu günlerde devletin bas›na yönelik ablukas› da art›yor. Özgür bas›n›n ülkemizde e önemli geleneklerinden birini oluflturan Güncel gazetesinin yay›n hayat›na devam etmesi engellenemeyecektir. (‹stanbul)
“Öldürülmek” bile suç! Katlettikleri insanlarla ilgili yarg›lamalardan hiçbirinden ceza almayan polisler bir can daha ald›. Bir kad›n› panzerle ezerek ölümüne neden olan bir polis yine hiçbir ceza almazken, yaflam›n› yitiren Emine Ar›k isimli kad›n kendi ölümünden %100 suçlu bulundu. Diyarbak›r’›n Bal›kç›larbafl› Semti’nde 10 Ekim’de gerçekleflen bir olaya müdahale etmek üzere yola ç›kan polis panzeri, 65 yafl›ndaki Emine Ar›k’› ezerek ölümüne neden olmufltu. Kazay› yapan polisler ile bir tan›¤›n dinlenmesi ve kazan›n meydana geldi¤i yerde savc›l›k taraf›ndan yap›lan inceleme ile trafik raporlar›na göre panzerin alt›nda can veren Ar›k, tamamen kabahatli görüldü. Ar›k’›n ailesi, panzeri kulla-
nan polis hakk›nda flikâyetçi oldu. Ar›k’›n ailesinin avukat› Ömer Halefo¤lu, kaza ile ilgili raporda, Ar›k’›n yüzde yüz kusurlu bulunmas›n›n gerçe¤i yans›tmad›¤›n› belirterek, panzeri kullanan polisin tutuklanmas›n› talep edeceklerini bildirirken, ölümle sonuçlanan tra-
fik kazalar›nda sürücülerin genellikle tutuklanarak ilk duruflmaya kadar tutuklu kald›¤›n›n alt›n› çizdi. Panzeri kullanan polisin olay yerinde yol kenar›na park etmifl iki arac›n bulundu¤unu ve bu araçlara çarpmamak için Ar›k’› ezdi¤ini söyledi¤ini belir-
ten Halefo¤lu, “Bir olayda hangi tarafta daha az zarar varsa o tarafa yönelme söz konusudur. Kald› ki, can m› önemlidir, mal m›? Tabi ki can önemlidir. Hukukta da bu böyledir. ‹nsan hayat› malla k›yaslanmaz. Bugüne kadar bir kazada kabahatin tamam›n›n ölen bir insana, yayaya yüklendi¤ini hiç görmedim. Kan›tlar›m›z ve tan›klar›m›z var. Panzeri kullanan polisin tutuklanmas›n› talep edece¤iz. Çünkü klasik bir vakada tutuklanma yaflan›yorsa devlet memurunun da tutuklanmas› gerekir” dedi. Devlet eliyle ç›kar›lan yasalarla öldürme yetkisini %100 eline alan polisin cinayetleri bitip tükenmezken, bir de neden olduklar› kazalarla gündeme gelmifl oldular. (H. Merkezi)
mas› ile k›nad›. Ayr›ca ayn› gün Bursa Temel Haklar Derne¤i de kendi binas›nda bir bas›n aç›klamas› yaparak sald›r›lar› protesto etti. Aç›klamaya Partizan, DHP, ESP, BDSP, ‹HD ve SODAP destek verdi.
SGD ve YDG’den DTP’ye destek ziyareti Çanakkale’de Sosyalist Gençlik Derne¤i (SGD) ve Yeni Demokrat Gençlik (YDG), DTP’ye destek ziyaretinde bulundu. DTP’ye yönelik ›rkç› sald›r›lara karfl›, demokratik kitle örgütleri DTP ile dayan›flma ziyaretlerinde bulundu. SGD ve YDG’li gençler 27 Ekim tarihinde DTP Çanakkale ‹l Baflkan› Abdullah Güler’le görüflerek dayan›flma duygular›n› ifade etti. Ziyarette ilerici kurumlar aras›ndaki dayan›flman›n önemi üzerinde duruldu. (H. Merkezi)
Merhaba, PKK’nin ateflkese son vermesi ve stratejik eylemler gerçeklefltirmesi sonucu çok say›da kay›p veren TC ordusu son dönemde özelde yurtsever gençlik olmak üzere genelde ise devrimci gençli¤e karfl› devletin sopas› olmaya devam ediyor... Verdi¤i kay›plarla daha da azg›nlaflan devlet, pek çok yerde milliyetçi hareketleri gelifltirerek Türk ve Kürt halk›n› birbirine düflman etmeye çal›flmaktad›r. Bunun üniversitemizdeki yans›mas› ise daha farkl› boyutlarda meydana gelmektedir. Rektörlü¤ün onay›yla her zaman üniversite içinde olan askerler ilk önce YYÜ Ö¤renci Derne¤i’ni bas›p 8 kifliyi hukuksuz bir flekilde gözalt›na alm›flt›. 24 Ekim tarihinde ise üniversite içinde flovenist bir eylem örgütlenmifl ve üniversitemizdeki Kürt ö¤rencilere gözda¤› verilmeye çal›fl›lm›flt›r. Bu durum devletin ve onun sivil temsilcilerinin gerçek yüzleri ve sistemin Kürt kimli¤ine karfl› duruflunun anlafl›lmas›nda önemli bir araç olmufltur. Farkl› milliyet ve inançlara tahammül edemeyen sisteme bizlerin tahammül etmesi anlams›z ve ölümcül bir hatad›r. Kürt ve Türk halk›n›n bu hatay› yapmamas› ise ülkemiz komünistlerinin elindedir. Bu sistem oldu¤u sürece Kürt sorunun çözümsüzlü¤ünü devam ettirecektir. Kürtlerin yaflam haklar› teslimiyette ve sistemin içinde de¤il, da¤larda ve komünistlerin k›z›l güzergah›nda Kürt ve Türk halk›n›n ortak mücadelesinde gizlidir. (Yüzüncü Y›l Üniversitesi’nden bir ‹K okuru)
DTP’ye destek ziyareti Devrimci-demokrat-ilerici örgütlerin ve kiflilerin çeflitli yerlerde sald›r›lara maruz kalmas›na karfl› dayan›flman›n yükseltilmesi gereklili¤i bilinciyle Mersin’de üç kez sald›r› giriflimine maruz kalan DTP ve sivil faflistler taraf›ndan camlar› k›r›lan SDP’yle dayan›flma amac›yla Mersin YDG, bu kurumlara ziyaret düzenledi. 26 Ekim tarihinde DTP’ye dayan›flma ziyaretinde bulunan YDG’liler, faflist sald›r›lara karfl› DTP’nin yan›nda olduklar›n› ve bu süreçte dayan›flmay› büyüteceklerini belirttiler. YDG’lilerin ziyaretini olumlu karfl›layan DTP’liler de YDG’lilere teflekkür ettiler. Daha sonras›nda SDP’ye giden YDG’liler parti binas›n›n kapal› olmas›ndan kaynakl› geri dönmek zorunda kald›lar. (Mersin)
İşçi-köylü 7
2-15 Kasım 2007
Kad›n tutsaklara sald›r› Posta kanal›yla gazetemize yaflad›klar› sorunlar› özetleyen Gebze Hapishanesi’ndeki Tutsak Partizanlar, “son günlerde Türkiye genelinde yarat›lan-yarat›lmaya çal›fl›lan flovenist-sald›rgan politikalara paralel burada da geliflmeler yafland›. Akla gelebilecek en adi suçlardan kad›n-erkek tutuklulara asker-idare yönlendiricili¤iyle bahsetti¤imiz içerikte sloganlar att›r›l›yor, özellikle Kürt Ulusal Hareketi’nden arkadafllara yönelik küfürler vs. de oldu” dediler. Yaflanan bu geliflmelerin ard›ndan ESP’li tutsak aileleri taraf›ndan Gebze Hapishanesi önünde bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aileler ad›na yap›lan aç›klamada, siyasi kad›n tutsaklar›n, asker taraf›ndan k›flk›rt›lan adli tutuklular›n siyasi tutsaklar taraf›ndan kap›lar› dövülmek suretiyle taciz edildi¤ini ve idarenin ise kad›n tutsaklara dönük tehdit içeren bu eylemi meflrulaflt›rd›¤› belirtildi. (Kartal)
Hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor! PKK davas›ndan tutuklanarak Mersin Silifke M Tipi Kapal› Hapishane’sine konulan Nesimi Kalkan (35), yakaland›¤› Çölyak hastal›¤› nedeniyle günlük ihtiyaçlar›n› dahi karfl›layamayacak duruma geldi. Hapishane idaresinin keyfi tutumundan kaynakl› tedavi ettirilmeyen Kalkan, bir ay› aflk›n bir süredir Mersin Üniversitesi T›p Fakültesi Araflt›rma Hastanesi’nden randevu almas›na ra¤men hastaneye götürülmüyor. Kalkan’›n, flu ana kadar düzenli bir tedavi göremedi¤i için durumu daha da kötüye gidiyor. Ailesi arac›l›¤›yla gönderdi¤i mektupta durumuna iliflkin bilgiler veren Kalkan, mektubunda hastal›¤›n›n ilerlemesi nedeniyle günlük ihtiyaçlar›n› karfl›layamad›¤›n› belirterek, hastal›¤›n›n son y›llarda beynine hasar verecek düzeye geldi¤ini dile getirdi.
Hapishanelerin de¤iflmeyen yüzü:
i r e l l a l h i Hak ‹HD Ankara fiubesi Cezaevleri Komisyonu taraf›ndan aç›klanan 3 ayl›k raporda, hapishanelerde hak ihlallerinin devam etti¤i vurguland›. Raporda yer alan ifadeler iflkence, sa¤l›k sorunlar›, tutsaklar›n tedavilerinin engellenmesi, genelgenin uygulanmamas› gibi birçok yasad›fl›l›¤›n ciddi boyutlara ulaflt›¤› gerçe¤ini gösteriyor. Temmuz-Ekim aylar›nda Bolu F Tipi, K›r›kkale F Tipi, Sincan 1 No’lu F Tipi, Sincan 2 No’lu F Tipi, Sincan Kad›n Kapal›, Sincan L Tipi Hapishanelerin a¤›rl›kl› olarak yer ald›¤› raporda, iflkence ve kö-
tü muamele, keyfi yasaklar ve uygulamalar, disiplin cezalar›, haber alma özgürlü¤ü ve mektup engeli ile sa¤l›k sorunlar› bafll›klar› alt›nda hapishanelerdeki son geliflmeler aktar›ld›. 17 Ekim 2007 tarihinde dernek binas›nda komisyon ad›na aç›klamay› yapan Elif Zavar, raporun tutsak mektuplar›, ‹HD’ye yap›lan baflvurular ve bas›na yans›yan baflvurulardan yararlan›larak oluflturuldu¤unu belirten Zavar, 3 ayl›k süre içerisinde hapishanelerde yaflanan ve yaflanmaya devam eden baz› hak ihlallerini okudu. * 15.09.2007 tarihinde Sincan
Hapishaneler iflkencede son sürat! Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i (THYD-DER) Baflkan› Murat Vargün, 16 Ekim’de düzenledi¤i bas›n toplant›s›nda 25 Eylül 2007 tarihinde Bolu F Tipi Hapishanesi’nden “kapasite sorunu” nedeniyle Sincan 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilen Musa Altun, Hasan Alk›fl ve Asrail Özer adl› tutsaklara insanl›k d›fl› muamelelerin yap›ld›¤›n› söyledi. Musa Altun’un hapishaneye getirildikleri esnada hapishanenin arama yap›lan bölümünde iç çamafl›r› haricinde ç›r›lç›plak soyuldu¤unu, sar›fl›n uzun boylu bir gardiyan taraf›ndan tekme ve tokatlar eflli¤inde küfür ve hakaretlere maruz kald›¤›n›, hapishanenin arama yerlerinde olan merdivenlerde de baflka
gardiyanlar taraf›ndan dövüldü¤ünü, ayn› flekilde di¤er arkadafllar›n›n da fiziksel iflkence gördü¤ünü söyledi. Hasan Alk›fl ve Asrail Özer kendi aralar›nda Kürtçe konufltu¤unda gardiyanlardan biri, “o flerefsiz dili bir daha burada konuflamayacaks›n›z” diyerek tehdit edildiklerini de ekledi. Hasan Alk›fl’›n daha önce aç›k kalp ameliyat› geçirmesini söylemesine ra¤men gardiyanlar›n özellikle gö¤süne ve kafas›na vurduklar›n› ifade eden Vargün, “K›r›kkale F Tipi Hapishane’nde yaflanan olaylar›n bir benzerinin Sincan 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde yaflanmas›, olaylar›n münferit olmay›p, organize ve planl› yap›ld›¤›n› göstermektedir” dedi. (Ankara)
Tahammülsüzlü¤ün bu kadar›na pes; Festus Okey’in cenazesi kaç›r›ld›! Yaflanan yarg›s›z infaz olaylar›na sadece bir örnek olan Nijeryal› Festus Okey, bundan iki ay önce gözalt›na al›nm›fl ve 20 A¤ustos tarihinde Beyo¤lu Polis Karakolu’nda katledilmiflti. Katliam›n ard›ndan polis kameralar› bir fley “tespit edememifl”, en önemi delil olan Okey’in gömle¤i “kaybedilmiflti”. Uzun süre ailesinin ve arkadafllar›n›n onca çabas›na ra¤men Okey’in cenazesini vermeyen, Adli T›p sonuçlar›n› aç›klamayan polis, sonunda 25 Ekim tarihinde cenazeyi verme yönünde bir ad›m att›. Arkadafllar› ve Festus Okey’in ilk olmad›¤›n› ve son da olmayaca¤›n› düflünenler Yenibosna Adli T›p Morgu’nun önünde topland›. Burada Okey’in katledilmesini k›nayan ve ›rkç›l›¤a karfl›
“Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” fliar› ile bas›n aç›klamas› yap›ld›. Ellerinde Nijerya bayra¤›n› tafl›yan kitle, yaklafl›k 1.5 saat kadar Adli T›p Kurumu’nun önünde Okey’in cenazesinin ç›kar›lmas›n› bekledi. ESP, EHP, DTP, SDP, Partizan ve BEKSAV’›n yapt›¤› bas›n aç›klamas› s›ras›nda aç›klamay› f›rsat bilen polis ise, Okey’in cenazesini kaç›rd›. Ambulans› hiç bekletmeden h›zla sürerek kaç›-
ran polis, tahammülsüzlü¤ünü bir kez daha göstermifl oldu. Cenazenin kaç›r›lmas›n›n ard›ndan apar topar gidilen Havaliman›’nda Festus Okey, Nijerya bayra¤›na sar›larak Nijerya ulusal marfl› ile yolculand›. Burada bir süre Nijerya Büyükelçisi Oladi Daye ve Nijerya Konsolosu Kart Kut’un gelmesi beklendi. Cenazenin ambulanstan indirilmesinin ard›ndan k›sa süreli bir tören düzenlendi. (‹stanbul)
Tutuklu 23 kifli 14 ay sonra hakim karfl›s›na ç›kt› MLKP’ye yönelik yap›ld›¤› iddia edilen “Gaye operasyonu” kapsam›nda tutuklanan 23 kifli 14 ay sonra ilk kez hakim karfl›s›na ç›kar›ld›. Ancak dava dosyas›na gizlilik karar› verilmesi nedeniyle dosyay› inceleyemeyen san›klar iddianameye, yönelik savunma yapamad›. ‹stanbul 10. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen duruflmaya At›l›m Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni
Halkın gündemi
‹brahim Çiçek, Yay›n Koordinatörü Sedat fieno¤lu ve Özgür Radyo Genel Koordinatörü Füsun Erdo¤an’›n aralar›nda bulundu¤u 23 san›k ile avukatlar› haz›r bulundu. Duruflmada san›klar›n bir k›sm› siyasi savunma yaparken, dava dosyas›na 8 ay süreyle konulan gizlilik karar› nedeni ile dosyay› inceleyemediklerini ve iddianameye yönelik savunma haz›rlayamad›klar›n› belirten sa-
F Tipi Hapishanesi’nde kapasite eksikli¤i nedeniyle 70 kifli K›r›kkale F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilmifltir. Sevkler apar topar gerçeklefltirilmifl, aile ve avukatlar›na bilgi verilmemifltir. Hükümlüler, K›r›kkale F Tipi Hapishanesi’ne ziyaretlerine giden avukatlar›na, hapishaneye getirildikleri andan itibaren infaz koruma memurlar› taraf›ndan sürekli darp edildiklerini, a¤za al›nmayacak küfür ve hakaretlere maruz kald›klar›n›, aileleriyle görüflme imkân› verilmedi¤ini, idareye verdikleri dilekçelerin yok edildi¤ini, kamera sistemi henüz çal›flmad›¤›ndan hapishanedeki uygulamalar ve kötü muamelelerin tespit edilemedi¤ini belirtmifllerdir. * Münevver fieker 2 A¤ustos 2007 tarihinde Malatya Hapishanesi’nden, Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’ne sevkle gelmifltir. Hapishane giriflinde ç›plak arama dayat›lm›flt›r. Aramay› kabul etmedi¤i için darp edilmifl, buna ra¤men “gardiyanlar› darp etti¤i” iddias›yla 20 günlük hücre cezas› talebiyle hakk›nda soruflturma bafllat›lm›flt›r. Yani hapishanelere ilk giriflte ve nakillerde, zorla ç›r›lç›plak soyma uygulamas› ve kaba dayak devam etmektedir. * Sadece ‹mral› Tek Kiflilik
Yüksek Güvenlikli Kapal› Hapishanesi’nde uygulanan hükümlü-avukat görüflmesinde resmi gözlemci bulundurma uygulamas› di¤er cezaevlerine de yay›l›yor. Bunun son örne¤ini Sincan 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde yatmakta olan fieyhmus Özflubafl› için hapishane yönetiminin baflvurusu ile mahkeme taraf›ndan avukat görüfllerinde resmi gözlemci bulundurma uygulamas›d›r. Bu ise savunma hakk›n›n gasp›d›r. * Telefon ve aile görüfllerine Kürtçe yasa¤› getirilmekte, Kürtçe konufluldu¤unda görüflme kesilmekte, ortak alanlar kulland›r›lmamaktad›r. * Tutuklu ve hükümlülerin tedavileri zaman›nda yap›lmamaktad›r. * Ankara Numune Hastanesi Mahkûm Ko¤uflu’nda tuvalet olmad›¤› için alt›na kaç›ran tutuklunun idrar›n›n paspas ile temizlenmesi, Hepatit C gibi bulafl›c› ve ölümcül hastal›k tafl›yan tutsaklarla di¤er hasta tutsaklar›n iç içe tutulmas›, doktorlar›n ve di¤er sa¤l›k personelinin ilgisizli¤i ve jandarma gözetimi zorunlulu¤u nedeniyle tahlil ve tetkiklerin aksamas› gibi ihlaller yaflanmaya devam etmektedir.” (Ankara)
Proleter devrimler ça¤› sürüyor 28 Ekim’de BEKSAV’da “90. y›l›nda Ekim Devrimi yolumuz ayd›nlat›yor!” bafll›kl› bir panel düzenlendi. Partizan taraf›ndan örgütlenen panele, BDSP ve Partizan ad›na birer konuflmac› kat›ld›. Panele ESP ad›na kat›laca¤› belirtilen konuflmac› ise panelde yer almad›. BEKSAV’›n etkinlik salonunda gerçekleflen panelin aç›l›fl konuflmas›n›, ayn› zamanda Partizan ad›na panele kat›lan Derya Aras yapt›. Aras, Ekim Devrimi’nin kendi tarihsel koflullar› aç›s›ndan önemli bir rol oynad›¤›n› söyleyerek bafllad›¤› konuflmas›nda, bugün içinde bulunulan koflullardan dolay›, Ekim Devrimi’nden ö¤renilmesinin, dersler ç›kar›lmas›n›n önemine de¤indi ve bu panelde de Ekim Devrimi’nin derslerinin incelenece¤ini söyleyerek, sözü BDSP ad›na kat›lan Fatma Ünsal’a verdi. Ünsal konuflmas›na bugün kitle hareketinin içinde bulundu¤u durumla bafllad› ve geri olan kitle hareketinin bu durumunda, egemenlerin anti-propagandas›n›n önemli bir rol oynad›¤›n› vurgulad›. Ünsal, Ekim Devrimi’nin kurulufl y›llar›nda karfl›laflt›¤› zorluklardan ve bu zorluklar›n birkaç y›l gibi k›sa bir sürede
n›klar ise savunma için ek süre talebinde bulundular. Sosyalist bir gazeteci oldu¤unu belirten At›l›m Gaze-
nas›l afl›ld›¤›na da de¤indi¤i konuflmas›n›, Ekim Devrimi’ni anarken, Bolflevik Parti’nin öneminden bahsetmenin zorunlu oldu¤una dikkat çekerek sürdürdü. Partizan ad›na söz alan Derya Aras ise, Ekim Devrimi’nin her fleyden önce parlamenterizmin tek alternatif olmad›¤›n›, zor olmadan devrim olmayaca¤›n› gösterdi¤ini söyleyerek bafllad›¤› konuflmas›nda Bolflevik Parti’nin kitlelerin nabz›n› tutmadaki, onlar›n taleplerine uygun politikalar gelifltirmedeki ustal›¤›na de¤indi. Lenin ve yoldafllar›n›n da¤›n›kl›k y›llar›nda bile kitlelere ne kadar güvendi¤inin alt›n› çizen Aras, RSE’nin çöküflüne ve nedenlerine de de¤inerek, Paris Komünü yenilgisini örnek gösterdi ve bu yenilginin daha sonraki y›llarda Ekim Devrimi’nin gerçekleflmesini engelleyemedi¤ini söyledi. Konuflmalar›n ard›ndan 10 dakika ara verilen panel, orijinal görüntüler eflli¤inde Ekim Devrimi’nin anlat›ld›¤› bir sinevizyon gösterimi ile devam etti. Panel, büyük be¤eni toplayan gösterimin ard›ndan konuflmac›lara yöneltilen sorular›n cevaplanmas›yla sona erdi. (Kartal)
tesi Genel Yay›n Yönetmeni ‹brahim Çiçek, TMY’nin toplum ve bas›n üzerindeki bask›s›na dikkat çekti. Siyasi savunma yapan At›l›m Gazetesi eski yazarlar›ndan Ziya Ulusoy ise, son dönemde geliflen ›rkç›, milliyetçi dalgaya dikkat çekti. San›k avukatlar› ad›na haz›rlad›klar› ortak dilekçeyi okuyan Avukat Özlem Gümüfltafl, soruflturma sürecinde birbiriyle çeliflkili karar ve uygulamalar oldu¤una dikkat çekti. Gümüfltafl, “Soruflturma hukuka uygun de¤il, ideolojik bir yaklafl›mla yürütülmüfltür” dedi. San›klar›n üze-
rine at›l› suçlar›n herhangi bir kan›ta dayand›r›lmad›¤›, delillerin kendilerine verilmedi¤i, bu nedenle savunma haklar›n›n engellendi¤ini belirten Gümüfl, savunma için süre talebinde bulundu. San›klar›n tutukluluk hallerinin devam›na karar veren Mahkeme heyeti, san›klar›n savunma yapmalar› için duruflmay› erteledi. 1994-2006 aras›nda MLKP ad›na gerçeklefltirilen 296 eylemden sorumlu tutulan 13 kifli hakk›nda a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hapis, 10 kifli hakk›nda ise 10.5 ile 45 y›l aras›nda de¤iflen hapis cezalar› isteniyor. (‹stanbul)
1 May›s Mahallesi’nde polis ablukas› sürüyor 1 May›s Mahallesi’nde geçti¤imiz günlerde yaflanan polis terörü, yap›lan bir bas›n aç›klamas›yla protesto edildi. Hat›rlanaca¤› üzere, iki sivil polisin dövülmesini bahane eden polis, ayn› gece mahalleyi basarak, çok say›da insan› gözalt›na alm›fl ve bunlardan 7’si tutuklanm›flt›. Ancak polis terörü sonraki günlerde de artarak sürmüfl ve bu durum mahalle halk›nda büyük bir tepkiye yol açm›flt›. Hem bu durumu hem de geçti¤imiz haftalarda Yenibosna’da Yürüyüfl dergisi da¤›t›rken polis taraf›ndan vurulan Ferhat Göçer’e dönük sald›r›y› protesto etmek amac›yla gerçekleflen eylem HÖC taraf›ndan organize edildi. 19 Ekim akflam saat 20.00’de Pazar yerinden itibaren meflaleli bir yürüyüflle bafllad›. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› eylemde “Katil polis 1 May›s’tan defol!”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma!”, “Ferhat’› vuran polis tutuklans›n!” sloganlar› at›ld›. ESP, DHP, Köz, Partizan, DTP taraf›ndan desteklenen eylemde, yürüyüfl korteji Çeflme Dura¤›’na geldi¤inde, bölgede yo¤un bir y›¤›nak yapm›fl olan polisin sald›r›s›yla karfl›lafl›ld›. Hiçbir uyar› yapmadan kitlenin üzerine sald›ran polis, plastik mermi kullanarak, gaz bombas› att›. Bu sald›r› karfl›s›nda ara sokaklara da¤›lan kitle, buralarda barikat kurarak, polisin sald›r›s›n› püskürtmeye çal›flt›. Yaklafl›k üç saat süren çat›flmalar, polisin geri çekilmesiyle sona erdi. (Kartal)
Gazi’de Mobese’ye geçit yok! 24 Ekim 2007 tarihinde Gazi Mahallesi’nde Dörtyol ve Heykel Park› olarak bilinen bölgelere polis taraf›ndan Mobese kameralar kurulmak istenmifl, HÖC’lü arkadafllar›n durumu protestosu sonucu, polis atefl açarak kitleyi sindirmeye çal›flm›flt›r. Bu konu ile ilgili akflam saat 20.00 s›ralar›nda devrimci dayan›flman›n bir örne¤i daha yaflanm›flt›r. Temel Haklar Derne¤i önünde Partizan, HÖC, ESP, Mücadele Birli¤i Platformu ve DTP bir araya gelerek bir yürüyüfl yapt›. Cemevi önünde bas›n aç›klanmas› yap›p da¤›lacak kitleye polis sald›rd›. Ç›kan çat›flma 2 saat devam etti. Dörtyol’a kurulan Mobese kamera dire¤i kesilerek yere düflürüldü ve Mobeseler atefle verildi. Polis kitleye atefl açarak da¤›tmaya çal›flt›.10’a yak›n militan gözalt›na al›nd›. Eylem sonras› polis tüm sokaklar› tutarak, halktan insanlara da bask› yapt›. Eylem s›ras›nda “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Gazi’de polis terörüne son”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” gibi sloganlar at›ld›. (Gazi ‹K okurlar›)
Alt›nbafl’›n katillerine ödül gibi ceza! Hacettepe Üniversitesi ö¤rencisiyken 9 Ocak 1991’de Ankara Emniyet Müdürlü¤ü taraf›ndan örgüt üyesi oldu¤u gerekçesiyle gözalt›na al›nan ve gözalt›nda öldürülen Birtan Alt›nbafl’›n katillerinin yarg›land›¤› dava 16 y›l sonra karara ba¤land›. Yarg›tay taraf›ndan onaylanan kararda katil polisler, 8 y›l 10’ar ay hapis cezas›na çarpt›r›ld›lar. Yaklafl›k 16 y›l süren dava sonunda al›nan kararda 4 polis memuru 1991’de ç›kar›lan Terörle Mücadele Kanunu gere¤i cezan›n 5’te 1’ini hapiste geçirecek ve 1 y›l 9 ay kalacaklar. Ülkemizde bugüne kadar yarg›lanan birçok iflkenceci katilin davalar› zamanafl›m›na u¤rad›¤› gerekçesiyle düflse de bu davan›n sonuca ba¤lanmas› ülkemizde iflkencecilerin cezaland›r›ld›¤› anlam› tafl›m›yor. Tam tersi bir insan› katledenlerin sadece 1 y›l 10 ay gibi komik bir cezaya çarpt›r›lmalar› asl›nda iflkencecilere verilmifl en büyük ödüldür. (H. Merkezi)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
2-15 Kasım 2007
Y›k›mlara, yozlaflmaya ve çeteleflmeye karfl› Ülke gündeminin s›n›r ötesi operasyon tart›flmalar› ile sürüklendi¤i, sivil faflist sald›r›lar›n devlet deste¤iyle t›rmand›r›ld›¤›, Barzani ve Talabani’ye aç›k çeklerin yaz›ld›¤› günlerden geçiyoruz. Burjuva köfle yazarlar›n›n Marafl, Çorum, Sivas hat›rlatmalar›nda bulunarak soka¤a dökülenlerin evlerine geri gönderilmeleri üzerine devlete yapt›klar› ça¤r› “durumun vahameti” aç›s›ndan bak›ld›¤›nda önemli veriler sunmaktad›r. Devlet eliyle t›rmand›r›lan bu sald›r› dalgas›n›n toplumsal anlamda yaratt›¤› gerilimi yaflam›n hemen hemen her alan›nda görmek mümkün. Irkç›l›¤›n ve flovenizmin toplumun tüm kesimlerine afl›lanmas› için yürütülen her türden kampanyan›n verimini alan devlet, bu dalgay› Kürt hareketi merkezli tüm devrimcilere yönelik sürdürmektedir. Sistemin estirdi¤i bu terör dalgas› içerisinde politik sürecin kendisine müdahale etmenin yan› s›ra emekçi halka yönelik di¤er sald›r›lara yönelik çal›flma ve faaliyetlerin yürütülmesi de bir zorunluluktur. Emekçi halk kitlelerine yönelik artan sald›r›lar›n kendisini sadece milliyetçilikte somutlamad›¤› bir gerçektir. Ekonomik ve sosyal sald›r›lar›n yan› s›ra, halk›n bar›nma hakk› baflta olmak üzere bir dizi sald›r› gerçeklefltirilmektedir. Zira egemenler aç›s›ndan kapsaml› sald›r›lar›n hayata geçirilmesi için böylesi dönemler bulunmaz f›rsatlar sunmaktad›r. Muhalif durufllar›ndan soyundurularak düzen içine çekilmek istenen, birli¤i ve dayan›flmas› parçalanan
emekçi mahallelerin yoksullar›, y›k›m sald›r›s›yla yaflad›klar› yerlerden sökülüp at›lmak istenmektedir. Özellikle büyük flehirlerde daralan rant alanlar›yla birlikte iflçi ve emekçilerin yaflad›klar› mahalleler patron-a¤alar›n ifltah›n› kabartmakta, “Kentsel Dönüflüm Projesi” ad› alt›nda emekçi mahalleler y›k›ma u¤rat›larak halk›n “sürgüne” gönderilmesi planlanmaktad›r. Halk›m›z›n tan›kl›¤›nda yüzlerce defa tekerrür edercesine yaflananlar, son parlamento seçimlerinde bir kez daha tekrarlanm›flt›r. Seçim dönemi burjuva partilerin oy deposu olarak görülen emekçilere verilen vaatlerin yan› s›ra y›k›mlarla, götürülmeyen hizmetlerle, sel bask›nlar›yla bu düzenin halk düflman› resmini bir kez daha tescillemektedir. Yak›n tarihte Tuzla fiifa Mahallesi’nde halk›n bar›nma hakk›na yönelik gelifltirilen sald›r›, halka düflmanl›¤›n en s›cak örne¤ini oluflturmaktad›r. Türkiye Kürdistan› baflta olmak üzere ülkenin çeflitli yerlerinden yaflanan göç olgusu gecekondulaflma sorununu yaratm›flt›r. Bugün hakim s›n›flar›n kentleflme görüntüsünü ve yap›lanmay› bozmakla suçlad›klar› milyonlarca insan, böylesi bir gerçe¤i yaflamaktad›r. Yurtlar›ndan zorla gönderilen yoksullar›n bar›nma sorunlar›n› böylesi bir yöntemle çözmeleri gecekondu mahalleleri olarak tabir edilen gerçe¤i de ortaya ç›karm›flt›r. Bu gerçek suç oranlar›ndan, çevre görünümüne, kültürel yozlaflmadan, kaçak yap›laflmaya kadar bir dizi nitelemeyle birlikte ifllenmektedir. Tüm hakim s›n›f partilerinin merkezi
halk›n gücünü örgütleyelim! ya da yerel yönetimde iken ortaklaflt›¤› y›k›m sald›r›lar›n›n hedefindeki bölgeler, seçim dönemlerinde “anahtar da¤›tma” vaadiyle kap› kap› dolafl›lan “oy depolar›”d›r. Yine bugünlerde gündeme gelen Ümraniye 1 May›s Mahallesi’nde devlet taraf›ndan at›lan ad›mlar, Gülsuyu/Gülensu Mahallelerinin uzun süredir gündemde oluflunun yan› s›ra ‹stanbul’da ad› geçen bir dizi mahalle bulunmaktad›r. Bu mahalleler y›k›m listesinde s›ralar›n› beklerken, halk›n mevcut tepki ve öfke-
si, örgütlenmeyi beklemektedir.
Yozlaflma ve çürüme… Emperyalizme ba¤›ml› burjuva feodal düzenin do¤as›ndan kaynaklanan kirlenme, yozlaflma ve çürüme, toplumun bünyesini sarmalamakta, nefes borular›n› t›kayarak soluk almas›n› engellemektedir. Bu yozlaflt›rma, de¤erlerinden soyundurma ve y›k›m sald›r›lar›ndan en çok toplumun geri ve örgütsüz, muhalif bilince ve durufla sahip olmayan kesimleri etkilenmek-
tedir. Toplumun bütününe yönelen bu sald›r›, özellikle son y›llarda iflçi ve emekçilerin, yoksul halk›n yaflad›¤› mahalleleri hedef tahtas›na oturtarak, buralar›n tasfiyesini içerecek tarzda planl› ve sistemli bir özelli¤e sahiptir. Emekçi semtlerde, düzene muhalif bir potansiyelin varl›¤›, çeliflkilerin yo¤un olarak yafland›¤› bölgelerden göç etme gerçeklikleri düzen sahiplerini kayg›land›rmaktad›r. Ayn› zamanda devrimci örgütlerin faaliyet gösterdikleri alanlar olmas›, suskunlu¤a, halka dönük sald›r›lara yükseltilen ilk seslerin, ilk reflekslerin buralardan geliflmesi sald›r›n›n hedefine oturtulmas›n› anlafl›l›r k›lmaktad›r. Emperyalizmin ve burjuva feodal düzenin gerici ve yozlaflt›ran kültürünü her türlü arac› kullanarak topluma empoze etmeye çal›flan egemenler, muhalif bir düflünceyle kendi de¤erlerini korumay› ve yaflatmay› görece de olsa baflaran iflçi ve emekçileri, onlar›n yaflam alanlar›n› uyuflturucu ve çeteleflmeyle, fuhufl ve kumarla, alkol ve bir dizi düzene yedekleyecek al›flkanl›kla kuflatmakta ve parça parça zehirlemeye çal›flmaktad›r. Uyuflturucu kullan›m› ve da¤›l›m› özellikle halk gençli¤i aras›nda yayg›nlaflt›r›larak zehirlenmek ve beyinleri uyuflturulmak istenmektedir. Emekçi mahallelerinde fuhufl evleri aç›larak, halk›n de¤er yarg›lar› hedef al›nmakta, ahlaki dejenerasyona u¤rat›lmak istenmektedir. Alkol sat›fl› ve kullan›m› yayg›nlaflt›r›larak, e¤lence peflinde koflmalar› istenmekte ve ekonomik kayba u¤rat›lmaktad›r. Çeteleflme ve mafyalaflman›n önü aç›larak, özendirilerek özellikle halk
gençli¤inin devrimci saflarda mücadeleye at›lmalar› önlenmek istenmektedir. Halk gençli¤i, çekilmek istenen batakl›kta halka karfl› suç ifllemeye itilerek, kolay para kazanma hayalleri peflinde koflturularak her türlü yozlu¤un yafland›¤› iliflki batakl›¤›nda kirletilmektedir. Emekçi semtlerde yo¤unlafl›larak yürütülecek olan çal›flman›n üzerinde yürüyece¤i esas zemin, güncel politik geliflmelere müdahale olacakt›r. Her dönem aç›s›ndan geçerli olan bu durum içinden geçti¤imiz dönem ve koflullar düflünüldü¤ünde daha fazla önem kazanmaktad›r. Bunun yan› s›ra emekçi mahallelerde öne ç›kan sorunlar kendi içinde farkl›l›k arz edebilir/edecektir de. Kimi yerlerde öne ç›kacak olan y›k›m iken kimi yerlerde çeteleflme, uyuflturucunun yayg›n kullan›m› vs. olacakt›r. Kuflkusuz bu sorunlar birbirinden kopar›lamayaca¤› gibi koflul ve flartlara göre baz› noktalar›n daha fazla öne ç›kmas› gündeme gelebilecektir. Bu çal›flmalar›n yürütüldü¤ü dönemler bizler aç›s›ndan halk kitlelerinin gücünü a盤a ç›karma, örgütleme ve do¤ru adrese kanalize edilmesini sa¤lamakt›r. Bu anlamda daralan kitle gücünün geniflletilmesi, mevcut gücün daha örgütlü hale getirilmesi önemlidir. Bu çal›flmalar ayn› zamanda önümüzdeki yak›n dönem aç›s›ndan daha fazla gündeme gelecek olan y›k›m sald›r›lar›na haz›rlanman›n da bir ön ad›m› olacakt›r. Kitlelerle birlikte örülmesi gereken bu çal›flman›n a盤a ç›karaca¤› enerji ve gücü yeni çal›flmalara ak›tmak için yakalanan iliflkiler mutlaka canl› tutulmal›d›r.
AKP’nin “yoksullukla mücadele”sinin arkas›ndaki gerçekler! oluflmas›na yol aç›yor. Ve AKP’nin yoksullukla mücadele etmedi¤inin, tam tersine onu kal›c› hale getirdi¤inin maskelenmesi olarak ifllev görüyor.
Yoksullukla mücadele mi yoksullarla mücadele mi?
ap›lan özellefltirmelerle, ifl güvenli¤ini ortadan kald›ran yasalarla, köylülü¤e dönük tasfiyeci uygulamalarla halk her geçen gün daha yoksullafl›yor...
Y
AKP hükümete geldi¤i ilk günden bugüne sürekli ekonominin iyiye gitti¤ini, her geçen y›l ne kadar geliflme sa¤lad›klar›n› anlat›p duruyor. Bununla beraber sermaye çevreleri de bu konunun bir parças› olarak AKP’nin ekonomik istikrar› sa¤lad›¤›n›, bunun devam etmesi gerekti¤ini her f›rsatta ifade ederek AKP’ye olan destek ve güvenlerinin sürdü¤ünü vurguluyorlar. AKP’nin ülkede yaflanan derin ekonomik krizlerin ard›ndan hükümete gelmesinin bu destek ve güvende önemli bir pay› oldu¤u ortada. Burjuva ve feodallerin aradan geçen 4–5 y›lda kârlar›na kâr katt›¤› her geçen gün daha da zenginlefltikleri bir gerçek. Bu nedenle AKP hükümetine duyduklar› güven, verdikleri destek anlafl›l›rd›r. Ayn› sürece emekçi ve yoksul halk cephesinden bakt›¤›m›zda ise karfl›m›za farkl› bir tablonun ç›kt›¤›n› görüyoruz. Yap›lan özellefltirmelerle ifl güvenli¤ini ortadan kald›ran yasalar-
la, köylülü¤e dönük tasfiyeci uygulamalarla halk›n her geçen gün daha yoksullaflt›¤›n›n alt›n› çizmek gerekiyor. AKP hükümetinin sürekli tekrarlad›¤› “ekonomi gelifliyor, halk›m›z refaha eriyor” nakarat›na “hani nerede biz göremiyoruz, bu geliflmeler bize, soka¤a ne zaman yans›yacak” diye soruldu¤unda AKP hükümeti “az kald›, s›k›n diflinizi 1–2 y›lda bu geliflmeler halk-soka¤a yans›yacak” diyordu. Ama halk›n diflini s›kmaktan a¤z›nda difli kalmamas›na ra¤men ekonomik durumunda iyiye bir gidifl olmad›, tam tersine her geçen gün yoksulluk artt›. En baflta flu sorular› sormakta fayda var, AKP’nin yoksullukla mücadele için bir program›-anlay›fl› var m›? Yoksa tam tersi, var olan yoksullu¤u kan›ksatan ve daha da kal›c› hale getiren politikalar m› uyguluyor? Büyük bir ço¤unluk do¤ru olan›n ikincisi oldu¤unda tereddüt etmeyecektir. Peki, durum buysa AKP nas›l oluyor da
yoksullukla mücadele etti¤ini toplumun genifl kesimlerine “kabul ettirmeyi” baflar›yor. Burada, baflka bir dizi etmenin yan›nda devreye “yoksullukla mücadele” ad› alt›nda halka da¤›t›lan çeflitli yard›mlar giriyor. K›fl öncesi da¤›t›lan kömür vb, okullar aç›l›rken da¤›t›lan kitap, k›rtasiye malzemeleri, düzenli aral›klarla da¤›t›lan erzak paketleri vb. AKP’nin yoksullukla mücadele için yapt›klar›d›r. AKP ayn› zamanda kendine yak›n dernek ve çevrelere de bu tür yard›mlar yapmalar› için birçok imkân yaratm›flt›r. Asl›nda bu tür uygulamalar›n yabanc›s› de¤iliz. Daha önce de birçok parti, bu tür yard›mlar› organize etmifl ve da¤›tm›flt›r. Ama daha öncekiler bu kadar yayg›n ve uzun süreli de¤ildi. Ve bu giriflimlerin ço¤u seçim rüflveti vb. olarak görüldü. AKP’nin bu yard›mlar› uzun süreli ve yayg›n bir hale getirerek “kal›c›laflt›rmas›” halkta daha çok yoksullukla mücadele etti¤i yönünde imaj
Bugün bu uygulamalar›yla AKP, devletin yerine getirmesi gereken kimi toplumsal görevleri ortadan kald›r›yor. Bu amaçla birçok kamu kuruluflu ya kapat›ld› ya da özellefltirildi. Bu yap›l›rken o kurumlar›n rüflvet ve yolsuzlukla dolu bürokratik yap›lar› halka karfl› bir propaganda arac› olarak kullan›ld›. Devletin kamusal kurulufllar›nda büyük bir tasfiyeye gidilirken oluflan bofllu¤u doldurmak ve tasfiye sürecinin yolunda gitmesini sa¤layacak k›r›nt›lara da ihtiyaç vard›. Bu yönüyle de AKP “hay›rseverlik” olarak gösterdi¤i yard›mlarla hem devletin kamusal görevleri, iflletmeleri bütünüyle tasfiyeye u¤rat›l›rken halk›n tepkileri engelleniyor hem de daha az bütçe gerektiren ama halka do¤rudan ulaflan yöntemlerle yeni bir “yoksullukla mücadele” tarz› oturtuyor. Yoksullukla mücadelenin, halk›n al›m gücünün artmas› ile halk›n kendi ihtiyaçlar›n› kendisinin çal›flarak, üreterek karfl›lamas› ile olaca¤›n› herkes kabul eder. Bunlar›n yap›lmad›¤› yerde yoksullukla mücadeleden bahsetmenin anlams›zl›¤› ortadad›r. ‹flsizli¤in ve çal›flanlar›n üzerindeki bask›lar›n artt›¤›, ifl güvencesinin ortadan kald›r›ld›¤›, emekçilerin sefalet ücretlerine mahkûm edildi¤i, köylülerin üretemez hale getirildi¤i, üretebilenlerin masraflar›n› dahi karfl›layamad›¤› bir tabloda yoksullukla mücadele edildi¤ini söylemenin havanda su dövmekten fark› olmad›¤› aç›kt›r. ‹fl bulma umudunu kesmifl milyonlar›n oldu¤u, çal›flanlar›n ald›¤› ücretin ev kiras›n› bile karfl›lamad›¤› bir gerçeklik karfl›s›nda bu yard›mlar›n toplumun genifl kesiminde olumlu bir uy-
gulama olarak görülmesi, umut ba¤lanmas› anlafl›l›rd›r. Bu uygulamalar sadece yoksullu¤un maskelenmesine ve kan›ksanmas›na yol açm›yor, ayn› zamanda birçok olumlu toplumsal de¤erimizi erozyona u¤rat›yor, yozlaflt›r›yor. Halk›m›z yoksulluk ve çaresizlikten bu yard›mlar› almak için birbirini ezer hale getiriliyor. Kitleler anl›kgünlük ihtiyaçlar›n› karfl›lamak umuduyla bu yard›mlara ba¤l› hale geliyor, getiriliyor. Böylece daha kolay yönlendirilir duruma sokuluyorlar. ‹fl bulmaktan umudunu kesen, ald›¤› ücretle geçinemeyen kitleler AKP’nin bu politikas›na olumlu bir gözle baksa da bu yard›mlar›n gerçek sorunlar›n› açl›¤›, iflsizli¤i çözemeyece¤ini bilseler de umutsuzluk içinde yard›mlara ulaflmaya çal›fl›yor. Biz, AKP’nin 4-5 y›ld›r devaml› büyüdü¤ü propagandas›n› yapt›¤› ekonominin kimlere hizmet etti¤ini Radikal gazetesinin “44 ‘en zengin’ milyar dolara ulaflt›” araflt›rmas›ndan bir iki veri-örnek ile ortaya koyal›m. Bu araflt›rmada 44 en zengin ailenin, kiflinin toplam mal varl›¤›n›n 2006 y›l›nda 150 milyar Dolar civar›nda oldu¤unu, 2007 y›l›nda bu mal varl›¤›n›n 170 milyar Dolara ulaflt›¤›n› ortaya koyuyor. Sadece son 1 y›lda 20 milyar Dolarl›k bir art›fl›n olmas› AKP’nin kalk›nd›rd›¤› “yoksullar›n›n” kimler oldu¤unu ve onlar› nas›l korudu¤unu gösteriyor. Ayr›ca yine ayn› araflt›rmada AKP’nin dolar milyoneri üç “yoksul”! aileyi-kifliyi dolar milyarderi haline getirip 2006 y›l›nda 41 olan dolar milyarderi aile-kifli say›s›n›n 2007’de 44’e ç›kard›¤›n›n “müjdesini” veriliyor. Böylece bizler de AKP’nin yoksullukla mücadelesinin ne oldu¤unu daha net görmüfl oluyoruz.
Yoksulluk kader de¤ildir! AKP’nin yoksullukla mücadele olarak ortaya koydu¤u bu uygulamalardan da anlafl›laca¤› üzere yoksullu¤un ve sefaletin yarat›c›lar›n›n temsil-
cilerinin as›l görevi yoksullu¤u, sefaleti ortadan kald›rmak de¤il, onu gizlemek, yok saymak ve kan›ksatmakt›r. Yoksullu¤un azalmas›, emekçilerin gelirlerinin yükselmesi egemenlerin elde etti¤i kâr›n bir k›sm›n›n azalmas› anlam›na gelece¤i için bu, onlar için kabul edilemez bir durumdur. Çünkü onlar›n kâr› halk›n yoksullu¤u artt›kça büyür, katlan›r. Halk›n ve sömürücülerin ç›kar› her zaman birbirine ters orant›l›d›r. Egemen s›n›flar›n temsilcisi olan faflist AKP’nin de egemenlerin ç›karlar› d›fl›nda tek bir ad›m bile atamayaca¤› ortada oldu¤una göre AKP’den böyle bir ad›m beklemek hayal olur. Bu noktada yap›lmas› gereken halk›n-emekçilerin kendi sorunlar›na sahip ç›kmas›n› ve bu çerçevede ad›mlar atmas›n› sa¤lamakt›r. Yaflanan pratik sorunlardan emekçi kitleler belli boyutlar›yla sorunun kayna¤›n› görebilse de uygulanan birçok politika sonucu, çözüm noktas›nda yolunu bulmada yetersiz bir durumdad›r. Kitlelerin içinde kitlelerle birlikte, kitlelerin somut sorun ve talepleri çerçevesinde harekete geçildi¤inde bu gücün karfl›s›nda hiçbir gücün ve engelin duramayaca¤› bilinciyle kitlelerle olan ba¤lar›m›z› do¤ru politika ve araçlarla güçlendirmeliyiz. Ancak bu flekilde yoksullu¤un ve sefaletin üreticisi olan bu düzeni alt edebilir ve yerine herkesin eme¤ine ve ihtiyac›na göre kazand›¤›, ihtiyaçlar›n› karfl›lad›¤› bir düzeni-dünyay› kurabiliriz. Öncellerinin, s›n›f kardefllerinin yapt›¤› gibi AKP de, her geçen gün halk›n eme¤ini-al›nterini sömürmenin yollar›n› geniflleterek, kendi katk›s›n› da yap›yor. Bugün halka dilenmek normal bir durummufl gibi gösterilerek yoksul olman›n gerçek nedenleri kapat›l›p görünmez k›l›nmaya çal›fl›l›yor. Tüm bunlar karfl›s›nda bizler halk› bilinçlendirip örgütlemezsek bu durum devam edecektir; tersi durumda bunlar nafile çabalar olarak kalacakt›r.
İşçi-köylü 9
2-15 Kasım 2007
Politik gündem
TC, ›rkç›l›k ve sald›rganl›¤›na meflruluk kazand›rma ç a b a s › n d a d › r ! gemen s›n›flar›n, özellikle kiral›k kalemflorlar›n, görsel medyan›n yapt›¤› savafl 盤›rtkanl›¤› öyle bir hal ald› ki, egemenlerin parlamentodaki figüranlar›n›n bafl› Tayyip bile bas›n› “sa¤duyulu” olmaya davet ediyor.
E
TC, Kürt ulusal sorununa dair son y›llar›n en s›cak süreçlerinden birini yaflamaktad›r. PKK’n›n son vurufllar› egemenler cephesinde tam bir flok etkisi yaratt›. Bundan dolay› baflta sermayenin kiral›k kalemflorlar› olmak üzere, askeri-sivil tüm karfl›devrimci güçlerin ›rkç›-floven söylemleri, ilericilere, devrimcilere ve Kürtlere dönük pratik eylemlere dönüflen sald›rganl›klar› giderek artmaktad›r. Ama tüm bu k›flk›rtmalara, provokasyonlara ra¤men, gericili¤in ve milliyetçili¤in etkisi alt›nda olan genifl kesimleri sokaklara istedikleri flekilde dökmeyi henüz baflaramad›lar. Buna ra¤men baflta Kürt ulusu olmak üzere di¤er az›nl›klara karfl› körüklenen ›rkç› ve floven sald›rganl›klar önümüzdeki süreçte daha da artabilir. Egemen s›n›flar›n, özellikle kiral›k kalemflorlar›n, görsel medyan›n yapt›¤› savafl 盤›rtkanl›¤› öyle bir hal ald› ki, egemenlerin parlamentodaki figüranlar›n›n bafl› Tayyip bile bas›n› “sa¤duyulu” olmaya davet ediyor. Yine Ankara’da devlet terörünü uygulayan çeflitli kurum bafllar›n›n yapt›klar› “terörizm” zirvesi sonras›nda kamuoyuna sunulan bas›n bildirisinde de “birli¤e, beraberli¤e” s›kça vurgu yap›lmas›, as›l iktidar sahiplerinin düflüncesini yans›tmaktad›r. Görünen o ki, egemen s›n›flar daha kontrollü bir tarzda ›rkç› ve floven bir politika yürütmeyi hedeflemektedir. Kendi ifadeleriyle toptan bir yönelim yerine ayr›flt›r›c› bir çizgi izlemeye çal›fl›yorlar. Ama her halükarda yok etme politikas›ndan vazgeçmeyeceklerdir. Son olarak Hakkari’de dü¤ün konvoyuna yap›lan sald›r› bunun en somut örne¤idir. ‘En iyi Kürt, ölü Kürt’tür’ felsefesinin hakim oldu¤u bir yerde, toptan imha, toptan sindirme, en ufak demokratik talebe karfl› dahi tahammülsüzlük gösterme temel bir politika olur. Olan ve yaflanan da budur. Hiç kimse egemen s›n›flar aras›ndaki mevcut çeliflkilerden dolay› bu konularda gereken ortakl›¤› sa¤layamayacaklar› yan›lg›s›na düflmemelidir. Bu sorunu daha da somutlamak aç›s›ndan son yaflanan baz› geliflmeler üzerinde de¤erlendirmelerimizi sürdürmenin daha yararl› olaca¤›n› düflünüyoruz. Bilindi¤i gibi, egemenler aras›nda muht›rayla bafllayan,
Cumhuriyet Mitingleriyle devam eden ve Cumhurbaflkanl›¤› seçimleriyle daha bir su yüzüne ç›kan çat›flmalara tan›k olduk. Ve bugün de Kemalist klik ve bu kli¤in paralelinde hareket eden ordu ile AKP aras›ndaki çat›flma çeflitli konular üzerinden devam etmektedir. Tabi ki bu bir ç›kar çat›flmas›d›r. ‹ktidar gücünü daha fazla kontrol alt›na alma mücadelesidir. Tüm bunlar ne kadar gerçek olgularsa, baflta Kürt halk› olmak üzere tüm ezilenlere, devrimcilere, demokratlara yönelik bu karfl› devrimci güruhun ortak bir tutum içinde oldu¤u da bir o kadar gerçektir. Nitekim Ermeni mücadelesinde, Kürt ulusal sorununda egemenler koro halinde inkarc› savafl 盤›rtkanl›¤› politikalar›n› sürdürüyorlar. Meclis’te ç›kar›lan tezkere ve bu tezkereye dayanarak düflündükleri “s›n›r ötesi” operasyon, DTP milletvekillerine karfl› tak›n›lan sald›rgan tutum vb. konularda esasta bir hemfikirlik söz konusudur. Bugün olas› operasyonun sonuçlar›na dair farkl› kayg›lar tafl›nda da, sald›r› ve imha siyasetinde tam bir ortakl›k vard›r. Yani söylemler aras›ndaki farkl›l›klar öze de¤il, biçime tekabül etmektedir.
Tezkere ve olas› geliflmeler üzerine… Türk hakim s›n›flar› olas› bir “s›n›r ötesi” operasyon için Meclis’te tezkere ç›karmakta zorlanmad›lar. Ama bu kararlar›n› pratik bir olgu haline getirmede oldukça zorlan›yorlar. Bu zorlu¤u yaratan bölgedeki güçler dengesidir. Irak iflgaliy-
mler...
› eyle fl r a k e kerey
Tez
Okmeydan› halk›ndan tezkereye hay›r! Son süreçte artan milliyetçi ve flovenist dalgalanmaya karfl› bir eylem de Okmeydan›’ndan geldi. Okmeydan› Demokrasi Plat-
formu’nun bu konu ile ilgili örgütledi¤i (Partizan, DHP, DTP, EMEP, ESP, ‹flçi Evleri, ÖDP Okmeydan› Lokali, Halkevleri, SODAP, Yaflam Derne¤i, Ça¤r› gibi kurumlar) eylem saat 20:00’de bafllad›. Dikilitafl Park›’nda toplamaya bafllayan kitle saat 20.00’de kortejler oluflturarak “Operasyonlar durdurulsun! Okmeydan› Demokrasi Platformu” imzal› pankart›n arkas›nda yürüyüfle geçti. Kitlenin yapm›fl oldu¤un dövizlerde ise Türkçe ve Kürtçe sloganlar yaz›yordu. Eylem s›ras›nda s›k s›k Kürtçe ve Türkçe sloganlar at›ld›. Eylemde “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “fiehit Nam›r›n” vb. sloganlar› Okmeydan› sokaklar›nda yank›land›. Eylem s›ras›nda insanlar
le birlikte, ABD’nin deste¤iyle, Irak Kürdistan›’nda oluflan Kürt federal hükümetine karfl› TC’nin yapaca¤› her hamle, ABD’nin iznini flart kofluyor. ABD’nin onay› olmadan yap›lacak her hamlenin beraberinde daha büyük ve yeni sorunlar gündeme getirece¤i aç›kt›r. Türk hakim s›n›flar› bu gerçe¤i biliyorlar. Bunun için de içerde ve d›flar›da “terörizme” karfl› mücadelede efendisi ABD’ye ne kadar yard›m ettiklerine dair tam bir propaganda seferberli¤i içindeler. (ABD’nin baflta Irak iflgali olmak üzere Ortado¤u’daki militarist sald›r›lar› için kulland›klar› ‹ncirlik Üssü’nün oynad›¤› rol, Türkiye üzerinden iflgalci güçler için bölgeye tafl›nan araç ve gereçler vb.) Fakat egemen s›n›flar ve siyasi sözcülerinin “unuttuklar›” fley, tüm bu icraatlar›n›n eflit düzeyde iki müttefik aras›ndaki iliflkiye de¤il, bir ufla¤›n efendisine yapmas› gereken zorunlu hizmete denk düfltü¤ü gerçe¤idir. Ve ufla¤›n itiraz›, uflakl›k hükmüyle, etki gücüyle s›n›rl›d›r. Evet, ABD emperyalizmi Ortado¤u’daki ç›karlar›ndan kolay kolay vazgeçmez. O’nu vazgeçirtecek tek güç ezilenlerin örgütlü gücünün kavgas›d›r. Bu demektir ki, TC gibi bir uflaktan kolayca vazgeçmez. Ama bu, kendi ç›karlar›n› ufla¤›n ç›karlar›na tabii k›laca¤› anlam›na da gelmez. Dolay›s›yla kabaday› Tayyip ve a¤z›ndan kan damlayan sözcüsü Cemil Çiçek vs. gibi katiller birer uflak olduklar›n› unutmayacaklard›r. Bu bir. ‹ki, ABD’li emperyalistler Ba¤dat sokaklar›n›n art›k kendilerine dar geldi¤ini görmeye bafllad›lar. Onlar için tek güvenilir yer Irak Kürdistan› bölgesidir. Ve ABD emperyalistleri bölgedeki genel ç›karlar› için burada gelece¤e dair somut planlar yapmaktad›rlar. Dolay›s›yla, Talabani ve Barzani önderlikleri kadar olmasa da ABD’nin de bu Kürt önderliklerine ihtiyac› vard›r. Kald› ki ABD için sorun yaln›z burayla s›n›rl› olan bir sorun de¤ildir. Bölgede, oluflan ‹ran-Suriye yak›nlaflmas› ve yine geliflmekte olan ‹ran-Rusya-Çin iliflkileri, ABD’nin bölgede öngördü¤ü politikalarla uyumlu de¤il, bilakis sorunludur. Bu nedenle ABD bölgedeki Kürt nüfusu üzerinde planlar yapmaktad›r. Bu plan bugün Irak’ta somut bir olgu haline gelmifltir. ‹ran’da ve Suriye’de de bu yönlü çabalar›n oldu¤u (özellikle ‹ran’da) s›kça burjuva-feodal bas›nda yer almaktad›r. Kürt düflmanl›-
balkondan alk›fllar› ile destek verdiler. Yaklafl›k 200 kiflinin kat›ld›¤› eylemde Pertek Market’in önünde bas›n metni okundu. Metnin okunmas›n›n ard›ndan eylem sloganlarla sona erdi. Eyleme HÖC ve KÖZ de destek verdi.
“Êdi Bese” pankart› ile yürüyen kitleye polis sald›rd› Okmeydan›’nda “Êdi Bese” pankart› açarak son dönemde artan sald›r›lar› protesto eden Eflit Özgür Yurttafl Meclisi’nin düzenledi¤i yürüyüfle sald›ran polis gaz bombalar› atarak panzerleri kitlenin üzerine sürdü. Polisin sald›r›s›na molotofkokteyleri ile karfl›l›k veren kitle, “TSK’n›n korkusu PKK’nin ordusu”, “Biji serok Apo” fleklinde slogan att›. (Okmeydan› Partizan)
Tezkereye karfl› meflaleli yürüyüfl
¤›nda kader birli¤i etmifl olan Suriye, ‹ran ve TC’nin son süreçte giderek geliflen iliflkilerinde bu sorunun önemli bir rolü oldu¤unu unutmayal›m. Nitekim TC Meclis’inde ç›kan tezkereye Suriye olumlu tepki vermifltir. ‹ran bu yönlü operasyonlar› öteden beri yürütmektedir. K›sacas›, ABD emperyalizmi, Türkiye Kürdistan› d›fl›ndaki di¤er Kürt co¤rafyalar› üzerinde ciddi hesaplar yapmaktad›r. Bu durumda, ABD emperyalizmi ufla¤› TC için kendi plan›n› bozmaz. Ama mümkün oldu¤u kadar ufla¤›n› direkt karfl›s›na almakta istemiyor. Bir yandan destek sunarken, di¤er yandan ç›karlar›na paralel bir flekilde sundu¤u deste¤in s›n›rlar›n› çiziyor. Bu s›n›rlar bugün genifl kapsaml› de¤il, s›n›rl› bir operasyonu içeriyor. Yine yap›lacak bu s›n›rl› operasyonda mümkün oldu¤u kadar bölgesel Kürt yönetimi ve Irak hükümetinin onay›n› alarak kontrollü bir hareketin olmas›n› istiyor. TC bu istemlere uyacak m›, yoksa s›n›r› aflacak m›? Hemen belirtmek gerekiyor ki; ABD TC iliflkisinin düzeyi TC’nin uluslararas› planda yaflad›¤› sorunlar ve bu sorunlardan kaynakl› olarak efendisine duydu¤u ihtiyaç vb. tüm faktörlere bakt›¤›m›zda direkt olarak efendisini karfl›s›na alacak bir stratejiyi izlemesinin pek de kolay olmayaca¤› aç›kt›r. Fakat di¤er yandan, tarihi tecrübelere bakt›¤›m›zda uflak efendi iliflkilerinde, ç›karlar›ndan kaynakl› olarak zaman zaman çak›flmay›p çat›flt›¤›na dair tecrübeler de mevcuttur. Ve böylesi süreçlerde uflaklar›n efendilerine ra¤men bir yol izleme ihtimalleri dün de vard›, bugün de mevcuttur. Tabi ki bu her zaman ihtimal dahilinde olan ve ayn› zamanda a¤›r bedeller içeren bir yoldur. Baz› özgün süreçlerde yaflanan tek tek tarihi tecrübeleri, genellefltirerek bir çerçeveye oturtmamak gerekiyor. Bu durumda TC’nin kopard›¤› tüm bu f›rt›nalar› neye yorumlayabiliriz: Birincisi, TC içerde ve özellikle d›flar›da tam anlam›yla psikolojik bir savafl yürütmektedir. Deyim yerindeyse “kahramanl›k” gösterisi yapmaktad›r. Yürüttü¤ü psikolojik savaflla ülke içinde ve d›fl›nda baz› somut sonuçlar almak istemektedir. Nitekim ülke içinde yarat›lan ›rkç› ve floven dalga, kimi bölgelerde Kürtlere
Artan ›rkç› sald›r›lar ve s›n›r ötesi operasyona izin veren Meclis tezkeresi, ‹kitelli’de de protesto edildi. ‹kitelli PTT önünde bir araya gelen ve “Êdi Bese, flovenizme, ›rkç›l›¤a, faflizme karfl›, yaflas›n halklar›n onurlu mücadelesi yeter art›k” yaz›l› pankart açan ‹kitelli halk›, meflalelerle protesto yürüyüflü düzenledi. Yürüyüflte s›k s›k “Kürdistan faflizme mezar olacak”, “Faflizme karfl› omuz omuza”, “‹kitelli faflizme mezar olacak” sloganlar› at›ld›.
ve ilerici güçlere karfl› linç sald›r›lar›na dönüfltü. Bu durumun yaratt›¤› psikolojik bas›nc› iyi okumak gerekir. Egemen s›n›flar tam da bu mant›k do¤rultusunda DTP’ yi bir kuflatma alt›na alm›fl durumdalar. “Neden PKK’ye terörist örgüt demiyorsunuz” diye, bölge vekilleri üzerinde bir bask› oluflturmaya çal›fl›yorlar. Aç›k ki, burada yap›lmak istenen, DTP ile PKK’yi karfl› karfl›ya getirmek veya DTP içinde kar›fl›kl›klar yaratmak, reformist çizgiyi daha da derinlefltirerek silahl› mücadeleye karfl› olan kesimleri daha geri bir noktaya çekmektir. Bu psikolojik savafl›n ne tür pratik sonuçlara yol açaca¤›n› zamanla görece¤iz. D›flta ise hedeflenen fley, öncelikle Irak Kürdistan›’ndaki bölgesel Kürt hükümetidir. TC Talabani ve Barzani üzerinde bask› kurarak PKK gerillalar›na karfl› harekete geçirmeye zorluyor. Ama görünen o ki, bu bask›lar ters tepkiye yol açt›. Birçok Kürt flehrinde, TC’nin sald›rgan ve iflgalci tutumu protesto ediliyor. Bölgesel Kürt yönetimi iflgal karfl›t› bir direnifl sergileyeceklerine dair aç›klamalarda bulunuyor. Talabani’nin “Türkiye’ye bir kedi dahi teslim etmeyiz” aç›klamas›, yürütülen psikolojik savaflla pek de ciddi bir sonuç al›namayaca¤›n› göstermektedir. Ama buna ra¤men TC uluslararas› destek için diplomasi ve psikolojik savafl siyasetini yürütmeye devam edecektir. Hat›rlanaca¤› gibi, TC ABD’nin deste¤iyle Suriye’ye karfl› yürüttü¤ü psikolojik savaflla A. Öcalan’›n ülkeden ç›kar›lmas›n› sa¤lam›flt›, bugün ayn› yöntemle Irak’ta PKK’ye karfl› sonuç alaca¤›n› düflünüyor. Ama egemen s›n›flar›n unuttu¤u fley, dün arkalar›nda olan ABD’nin bugün bölgesel ç›karlar›ndan dolay› objektif olarak karfl›lar›nda oldu¤u gerçe¤idir. Bunun yan› s›ra baflka bir dizi farkl› koflulun alt›n› çizmek mümkündür.
Tezkereden beklenenler... Meclis’te ç›kan tezkere sonras›, baflta ABD emperyalistleri olmak üzere, NATO, AB vb. ülke ve kurumlar›n “s›n›r ötesi” operasyonla ilgili aç›klamalar yapmalar›n›, Türk egemen s›n›flar›n›n sözcüleri “tezkerenin yaratt›¤› etki gücüne” ba¤lad›lar. “Umar›z bu tezkereyi kullanmak zorunda kalmay›z” aç›k-
lamalar› da yürütülen bu psikolojik savafl›n istedikleri sonucu yarataca¤› beklentisidir. Yukarda yer yer alt›n› çizdi¤imiz gerçeklerden dolay› bu beklentinin bofl bir beklenti oldu¤unu hemen belirtelim. TC, efendisi ABD’nin ‹ran’a karfl› uluslararas› planda yürüttü¤ü politikaya benzer bir politika yürütmeye çal›fl›yor. E¤er TC ABD’nin yürüttü¤ü bu politikalar›n sonuçlar›n› do¤ru okumufl olsayd› bu denli pervas›z bir tutum içine girmezdi. Tabi ki, TC’nin tek sorunu Irak Kürdistan›’nda bulunan PKK’nin askeri güçleri de¤ildir, keza en az PKK’nin varl›¤› kadar önemli olan di¤er bir sorun ise, ABD’nin deste¤iyle Irak Kürdistan›’nda oluflan Kürt bölgesel yönetimidir. Bu durumun bir model teflkil edece¤i düflüncesi faflist Kemalist diktatörlü¤ün ezeli kayg›lar›n› daha da art›r›yor. Bundan dolay› da ›rkç›floven sald›rganl›k sopas›na sar›lm›fl durumdad›r. Yine bu sald›rgan tutumun ülke içinde k›sa vadede genel olarak ezilenlerin ekonomik, demokratik mücadelelerini olumsuz yönde etkileyebilece¤i gerçe¤ini hesaba katmam›z gerekir. Bundan dolay› bugün ›rkç›l›¤a ve flovenizme karfl› en genifl kesimlerle ittifaklar oluflturmak, ortak tutumlar sergileme pratiklerine önem vermek gerekir. Bask›lara karfl›, direnifl cephesini daha genifl tutmak için nesnel koflullar mevcut, çünkü art›k ›rkç›l›¤› ve flovenizmi onaylamayan herkes hedef durumdad›r. Kürt olmak, ilerici-devrimci olmak sopa yemeye yetiyor. E¤er devrimci ve komünistler genifl kesimleri etkileyecek bir düzeyde olmufl olsalard›, hem bu pervas›z sald›r›lara karfl› bir direnifl hatt› örülürdü ve hem de mücadele daha do¤ru bir zemine çekilerek bu kar›fl›k ortamda devrim lehine daha olumlu kazan›mlar elde edilebilirdi. Fakat flu da bir gerçek ki olas› genifl kapsaml› “s›n›r ötesi” bir harekette, genel anlamda Kürt parti ve örgütler aras›nda özellikle Irak Kürdistan›’nda bir birlik, bir dayan›flma prati¤inin geliflmesine hizmet edebilir. Bunun ne kadar kal›c› olabilece¤i ise, taraflar›n tutumuna, bölge politikas›nda belirleyici durumda olan güçlerin yaklafl›m›na ba¤l›d›r.
Yaklafl›k yar›m saat süren yürüyüflün ard›ndan bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamada konuflan Yüksel Bulut, Meclis’ten onay alan s›n›r ötesi operasyon tezkeresi ile Kürt halk› üzerindeki imha ve inkâr politikas›n›n sürdürülmek istendi¤ine dikkat çekti. Eylem sloganlarla son buldu. (‹stanbul)
Ankara’da ö¤renciler tezkereye karfl› yürüdü 25 Ekim’de Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde bir araya gelen 100 ö¤renci, s›n›r ötesi operasyona olanak tan›yan tezkereyi ve gelifltirilen ›rkç› eylemleri protesto etti. “fiavafla ve tezkereye hay›r”, “Yaflas›n haklar›n kardeflli¤i”, “Cebeci faflistlere mezar olacak” sloganlar›n› atan ö¤renciler, kampüs içerisinde bir süre yürüdükten sonra, Siyasal Bilgiler Fakültesi girifl kap›s›nda aç›klama yapt›. Polis barikat› önünde yap›lan aç›k-
lamada, Hakkari’de yaflanan olaylar›n ard›ndan ›rkç› eylemlerin, faflist gruplar eflli¤inde geliflti¤ine dikkat çekildi. Baflta DTP olmak üzere demokratik kitle örgütlerine yöneltilen sald›r›larla floven dalgan›n körüklendi¤i vurguland›. Rektörlerin, ö¤rencilere eylem yapt›rmas›n› da protesto eden ö¤renciler, ›rkç› ve milliyetçi çevrelere karfl› “halklar›n kardeflli¤i” fliar›n›n gelifltirilmesi ça¤r›s›nda bulundu. (Ankara)
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
2-15 Kasım 2007
Ejderha Krall›¤›’ndaki
K›z›l Ordu fiayet Butan Komünist Partisi (Marksist-Leninist-Maoist) (BKP (MLM) önderlerinin aç›klamalar› hayata geçerse Güney Asya’daki bir baflka ülke daha Maoist isyanla sallanacak. Deepak Adhikari fiayet Butan Komünist Partisi (MarksistLeninist-Maoist) (BKP (MLM)) önderlerinin aç›klamalar› hayata geçerse Güney Asya’daki bir baflka ülke daha Maoist isyanla sallanacak. BKP (MLM) Genel Sekreteri Vikalpa “Ön haz›rl›k neredeyse tamamland›. Yak›n zamanda bafllayaca¤›z” diyor. Butan Mart ve Nisan 2008’de parlamento seçimlerini gerçeklefltirecek. Fakat BKP (MLM) seçim dönemine yak›n bir zamanda Himalayalar Krall›¤›’nda Halk Savafl›’na bafllamay› planl›yor.
BKP (MLM) Merkez Komitesi’nin Beldangi ve Mechi Köprüsü olaylar›n›n ard›ndan gerçeklefltirdi¤i acil toplant›, ülkede silahl› mücadele için koflullar›n geliflti¤i belirlemesiyle sonuçland›. Toplant›da Halk Savafl›n›n bafllama tarihinin öne al›nmas›na da karar verildi. Buna paralel olarak BKP (MLM) 7 kamp›n hepsinde faaliyetlerine h›z verdi. Yak›n zamandaki Halk Sa-
Hedef: Monarflinin y›k›lmas› ve cumhuriyetin kurulmas›
Mektup “mutlak monarflinin yerine halk demokrasisini kurma”ya olan ihtiyac› vurgulad›. Parti çok partili demokrasi, mültecilerin evlerine istikrarl› ve onurlu flekilde dönmesi, siyasi tutsaklar›n serbest b›rak›lmas› ve toprak reformunun gerçekleflmesi gibi talepleri öne sürdü.
Druk rejimi bu taleplere daha cevap vermedi. Son geliflmeler de göstermektedir ki Güney Asya’n›n “Son fiangri-La”s› olarak adland›r›lan tek monarflisi ülkeyi Maoist isyanla yüz yüze b›rakacak. Kuzeybat› Güney Asya’da artan militanl›k yaln›zca Butan’› de¤il, bölgenin en büyük güçleri olan Hindistan ve Çin’i arka bahçesinde yeni bir isyan›n ç›kmas› nedeniyle de u¤raflt›racakt›r.
Geniflleyen a¤ Maoist isyanla Nepal sars›l›rken, 22 Nisan 2003’de BKP (MLM) kuruluflunu ilan etti. Nepal’in Japa ve Morang illerindeki yedi mülteci kamp›nda bildiriler yayg›n flekilde da¤›t›ld› ve afifller as›ld›. Ayn› gün benzeri eylemler Butan’daki 20 flehrin 16’s›nda da görüldü. Bu, Lenin Günü’nün ve 2 y›l öncesinde kurulan Butan’›n ilk komünist partisinin de ilan›n›n y›ldönümüydü. Resmi ilan›n pefli s›ra Butanl› Maoistler iki alanda yo¤unlaflt›lar: Örgütsel a¤› gelifltirmede ve siyasi ve askeri e¤itimi art›rmada. Geçti¤imiz May›s ay›nda Maoist kadrolar›n önemli bir k›sm› Nepal ve Hindistan s›n›r›ndaki Mechi Köprüsü’ne do¤ru “Uzun Yürüyüfl”e kat›ld›. Ancak mültecilerin ülkelerine zor kullanarak dönüfl çabalar› ifle yaramad›. Mültecilerle Hint Güvenlik Birimleri aras›ndaki çat›flmalarla sona erdi.
BKP (MLM) ayr›ca Baflkan Mao’nun “flehirleri köylerden kuflatma” doktrinini de uygulamaktad›r. Bunun için silahl› gücün oluflturulmas›na vurgu yap›lmaktad›r. BKP (MLM) önderlerinden Vikram, gerilla güçlerini yaratma plan›n›n teknik olarak, “kendine güvenerek düflman› yok etme” anlam›na gelen taktik sald›r›lar›n›n gerçekleflmesini sa¤lad›¤›n› söylüyor. Askeri gücünüz nedir sorusuna Vikalpa “birkaç tane eski ve ev yap›m› silah var. Ayr›ca savaflç›lar›m›z›n yüksek teknolojik savafla yönelik haz›rl›¤› da yoktur. Bizler savafl içinde bunu ö¤renece¤imize inan›yoruz.” Ve ekliyor “çal›flma alan› d›fl›nda ö¤renmenin daha iyi koflullar› yoktur.”
Halk Savafl›na bafllamadan önce dönemin Baflbakan› fier Bahadur Deuba’dan 40 maddelik talepte bulunan Nepalli Maoistlerin ad›mlar›n› takip eden BKP (MLM) 22 Mart 2007’de Butan Kraliyet Hükümeti’ne 13 maddelik bir talep sundu.
Vikelpa taleplerinin yerine getirilmesinin sorunun bar›flç›l yollarla çözümünü sa¤layaca¤›n› söylüyor. “Fakat flayet hükümet bu talepleri ciddiye almak yerine, halka yönelik terörünü sürdürürse bu bizim silahl› mücadeleyi bafllatmam›za neden olacakt›r.”
ma ise üç alt aflamaya ayr›l›yor: haz›rl›k, bafllama ve süreklilik. Parti flu an ilk aflamada. Haz›rl›k aflamas› ise 4 alt bölüme sahip: ideolojik, örgütsel, teknik ve mücadeleyle ba¤›. Bu do¤rultuda kültürel programlarla, halk müzi¤i albümleriyle ve bildiri ve posterle propagandaya bafllad›lar.
vafl›na daha fazla mülteciyi katmak için kültürel programlara ve kapal› toplant›lara a¤›rl›k verdi. Parti illegal oldu¤u için faaliyetlerinin büyük ço¤unlu¤unu kardefl örgütleri arac›l›¤›yla gerçeklefltiriyor. BKP (MLM)’nin ilan›ndan k›sa bir süre sonra Tüm Butan Devrimci Ö¤renci Birli¤i, ö¤rencileri örgütlemek için kuruldu. Benzer flekilde ö¤renci örgütünün kuruluflundan 2 hafta sonra Tüm Butan Kad›n Örgütü kuruldu. Tüm Butan Cumhuriyetçi Gençlik Birli¤i, Tüm Butan Ö¤retmenler Birli¤i, Tüm Butan Köylü Birli¤i, Tüm Butan Halk›n Kültürel Forumu partinin di¤er kardefl örgütleridir. BKP (MLM) ideolojisini yaymak için okuryazarlar aras›nda ba¤›ms›z gruplar da örgütlemektedir. fiu an feshedilmifl olan Komünist Çal›flma Merkezi Goldhap Kamp›’nda 2003’de faaliyet yürütüyordu.
Halk Savafl›na haz›rl›k BKP (MLM)’nin ilk ulusal konferans› (31 Ocak–3 fiubat) Halk Savafl› için ideolojik ve teknik çözümlemelerde bulundu. Parti bas›n›na göre konferans partinin manifestosunu, program›n› ve politikalar›n› belirledi. Butanl› Maoistler Nepalli Maoistlerin benimsedi¤i stratejiyi takip ediyorlar. Uzun süreli Halk Savafl› üç stratejik aflamaya ayr›l›r: savunma, denge ve karfl›-sald›r›. Savun-
Mülteci kamplar›n›n yan› s›ra Butanl› liderler Hindistan’da ve Nepal’de propaganda ve para toplamak için bulunuyorlar. Ancak esas olarak Butan’a odaklan›yorlar. BKP (MLM) önderleri kendilerinin Butan’›n içinde faaliyet yürüten tek parti oldu¤unu iddia ediyorlar. BKP (MLM)’nin befl komutanl›¤› bulunuyor. (4’ü Butan’da, biri yurt d›fl›nda faaliyette.) Yüz binden fazla mülteci Butan d›fl›nda kamplarda yaflarken, Butan’da da Nepalce konuflan 80 bin kifli yafl›yor. Butan’daki kadrolar›n›n yayg›nl›¤› ve seferberlikleri Maoistlerin en fazla gurur
duydu¤u konu. Sonucu ise: Tashigang, Sambdrup Jonkhar ve Samchi flehirleri flu an Maoistlerin yuvas› durumunda. BKP’liler Butan’›n co¤rafi koflullar›n›n da (% 65’i orman/80 da¤l›k) gerilla savafl› için uygun oldu¤unu söylüyorlar. Kaynaklar partinin halk savafl›n› devletin etkisinin en az oldu¤u kuzey bölgelerde bafllataca¤›n› iddia ediyorlar. Bu bölgeler, Çin’in de hak iddia etti¤i Hindistan’›n Arunachal eyaletine s›n›r. Sarkoplar (Butan’da etnik bir grup) bölgede ço¤unluk. Sarkplar nüfusun % 33’ünü oluflturuyorlar ve BKP (MLM)’nin etkisi alt›ndalar. Birkaç ay önce kurulan Sarkop Mutki Morcha da BKP (MLM)’nin kardefl örgütü. Güneydeki 6 eyaletin Gorkha Pradefl olarak ilan edilmesini talep eden Amar Çetri önderli¤indeki Gorkha Rastriya Mutki Morcha örgütü de Maoistlerle s›k› ba¤lar içinde. Ancak baz› analistler savafl› güney illerinden bafllaman›n ifle yaramayaca¤›n› çünkü Druk rejiminin bu bölgeyi y›llard›r terörize etti¤ini savunuyor. Sonuç olarak bu bölge 90’lar›n bafllar›nda yüz bin Nepalce konuflan Butanl›n›n sürgüne gitmek zorunda kald›¤› isyan›n merkeziydi.
Nepal ba¤lant›s› Yukar›da da belirtildi¤i gibi Butanl› Maoistler strateji ve taktiklerini genel olarak Nepalli Maoistlerden alm›flt›r. Kuruluflundan bu yana da s›k› ba¤lara sahiptir. Kaynaklar Nepalli Maoistlerin ideolojik ve maddi yard›mda bulunduklar›n› belirtiyorlar. NKP (Maoist)’in önemli önderlerinin askeri, ideolojik ve kültürel konularda e¤itim verdikleri biliniyor. Her iki parti de Güney Asya Maoist parti ve Örgütler Koordinasyon Komitesi (CCOMPOSA) üyeleri. Ayn› zamanda BKP (MLM) 26-30
Aral›k 2006’da Nepal’de gerçekleflen uluslararas› seminere de aktif flekilde kat›lm›flt›r. Butanl› mültecilerin BKP (MLM) için halk savafl›n› bafllatmada esas kaynak olaca¤› görülüyor. Sri Lankal› bir düflünce kuruluflu 2000 A¤ustosu’nda yay›nlad›¤› belgede, Nepal’deki iflsiz Butanl› gençlerin k›sa sürede Kuzeydo¤u Hindistan›, Güney Butan’› ve Do¤u Nepal’i istikrars›zlaflt›racak militan güçler haline gelebilece¤ini yazmaktayd›. Butan Hareket Komitesi lideri Teknath Rizal da herkesin bir dayanma s›n›r› oldu¤unu, en sonunda birinin silahlar› eline alaca¤›n› vurgulamaktad›r. BKP (MLM)’nin güçlenmesinde y›llard›r bir türlü çözülemeyen mülteci krizinin oldu¤u bilinmektedir. Peki fliddet baflar›ya ulaflacak m›? Baz› insan haklar› savunucular› bu konuda tedirgin. Örne¤in bir insan haklar› savunucusu küçük bir ülkede verilecek savafl›n bast›r›lmas›n›n daha rahat olaca¤›n› söyleyerek, May›s ay›nda Maoistlerin kültürel etkinli¤ine kat›lan 39 Butanl›n›n tutuklanmas›n› örnek gösteriyor. 750 bin nüfusa sahip olan Butan’da Kraliyet Ordusu da dâhil 22 bin güvenlik personeli bulunmaktad›r. Yaklafl›k olarak 20 bin Hint askeri de Butan’da konufllanm›fl durumda. Bu askerlerin Butan’da askeri e¤itim, yol yap›m› vb nedenlerle bulundu¤u iddia ediliyor. Hint ordusunun bulunmas› da BKP (MLM) için halk savafl›n› bafllatmada zorluk yaratacakt›r. Bunun da etkisiyle BKP (MLM) tüm siyasi güçlere monarfliye karfl› ortak mücadele etme teklifini götürdü. Vikalpa’n›n bir bas›n aç›klamas›nda “tüm siyasi partilere, demokratik güçlerin ortak düflman› olan Butan monarflisine karfl› mücadele için birleflik cephede birleflme ça¤r›s›nda bulunuyoruz” demektedir. Sonuç olarak parti silahl› mücadeleyi bafllataca¤›n› ilan etti. Partinin daha ne kadar bas›n aç›klamalar› yapaca¤›n› veya halk savafl›n› alt k›tan›n bu k›sm›na nas›l yayaca¤›n› zaman gösterecektir.
İşçi-köylü 11
2-15 Kasım 2007
Kavga okulu
fieehitlerin ça¤r›s›na onlar gibi yan›t olal›m! fi Onlar, “Partiyi daha fazla ileriye götürebilmenin” hesaplaflmas›yla yaflayarak geride kalanlara örnek oldular tüm flehitlerimiz gibi… Dersim da¤lar›nda hesaps›zca savaflan, küçücük yaflta büyük sorumluluklar›n alt›na girmeye cüret eden Komutan Aflk›n Günel, “Savafla göre flekillenmenin” ad› olan Muharrem Yi¤itsoy ve yurtd›fl›ndan da¤lara uzanan yolculu¤unda son ana dek çat›flarak teslim olmayan Cafer Kara Dersim da¤lar›nda bir direnifl destan› yaratt›lar. 2004 y›l›n›n Kas›m ay›nda flehit düflen yoldafllar›m›z›n an›lar› önünde sayg›yla e¤iliyoruz… Emperyalizmin gelifltirdi¤i ideolojik sald›r›lar›n etkisinin, devrimci ve komünist hareket üzerinde az›msanamayacak ölçüde hissedildi¤i bir dönemde, flehitlerimizin b›rakt›¤› de¤erlerin sahiplenilmesi ve ileri tafl›nmas› daha da önem kazan›l›yor. fiehitlerimiz, s›n›f mücadelesinin hükmünü yitirdi¤i, silahl› mücadelenin geçerlili¤inin kalmad›¤› yönünde gelifltirilen ideolojik sald›r›lara en güzel yan›t› kavgan›n ortas›nda, direnifllerde, pasifizmi parçalayan pratikleriyle vermifllerdir. Hepsinden ö¤renece¤imiz onlarca deneyim ve tecrübe vard›r. Her birinin ard›nda b›rakt›¤› de¤erler bizler için adeta kavga okuludur. fiehitlerimizin yaflamlar›n› inceledi¤imizde edindi¤imiz ilk ders çok aç›k bir biçimde flu olmufltur: Mücadelede sonuna kadar ›srar etmez, savafl› kesintisiz sürdürmez, bu u¤urda baflta ölüm olmak üzere her türlü bedeli göze almazsak, zorluklar› alt etmemiz, düflman› yenilgiye u¤ratmam›z ve devrimi zafere ulaflt›rmam›z imkans›zd›r. Devrimcili¤in olmazsa olmazlar› dedi¤imiz ilkelere ba¤l›l›k, sorumluluk ve görev bilinci, kavgada ›srar, alçakgönüllülük, feda olma ruhu vb. özelliklerle sembolleflmifl flehitlerimiz vard›r. Çünkü sayd›¤›m›z her bir özellik bir devrimciyi, mücadele karfl›s›nda çeliklefltiren, zorluklar karfl›s›nda y›lmadan kendini yenileyen özelliklerdir. ‹deolojik, politik ve fiziksel sald›r›lara maruz kal›nan, mücadele kaçk›nl›¤›n›n teorize edildi¤i flu süreçte, devrimci olmak, devrimci kalmak, ancak ilkelere sonuna kadar sahip ç›kmakla mümkündür. Bu konuda yaflanm›fl onlarca deneyim ve birikime sahibiz. Tarihimizden ö¤renmek, olumsuzluklar› olumluya çevirmek, olumluluklar›m›z› daha da büyütmek, tarihi bir görev olarak omuzlar›m›zda durmaktad›r. Her bir flehidimiz flehit düfltü¤ü ana kadar gerek olumlu gerek olumsuz birçok deneyim yaflam›flt›r. Bizlere b›rakt›klar› olumlu, olumsuz deneyimler, de¤erler her zaman yolumuzu ayd›nlatm›flt›r. Olumlu deneyimlerini rehber alarak olumsuz deneyimlerden ise dersler ç›kararak yolumuza devam
ediyoruz. Her bir flehidimizi ayr› ayr› de¤erlendirdi¤imizde öne ç›kan bir yönü muhakkak vard›r. Ya da ilkelerimizi sayd›¤›m›zda; her bir ilkede sembolleflmifl flehitlerimiz vard›r. Kavgan›n en k›zg›n döneminde yitirdi¤imiz bu flehitlerimiz ard›llar›na b›rakt›klar› miraslarla ölümsüzleflmifllerdir. “Onlar›n yaflam› bize yol göstermektedir” diyen Muharrem Yi¤itsoy, t›pk› öncülleri gibi yaflam›n› devrime adam›fl, son nefesine kadar Proletarya Partisi’ni her alanda savunmufltur. Kavgada ›srar, zorluklar karfl›s›nda y›lmamak O’nun en önemli özelliklerindendir. Zorlu süreçlerde devrimci kalmak, bedel ödemeye haz›r olmak daha da zordur. O’nun için “zor süreçlerin insan›yd›” denilebilir. O bunu yaflam›yla kan›tlam›flt›r. Yaflam›n birçok alan›nda yaflad›¤› zorluklar karfl›s›nda inanc›n› asla yitirmemifltir. Her zaman kendine örnek ald›¤› flehitler olmufltur. Bir dönemler faaliyet alan›nda sorumlusu olan Murat Deniz’in yaflam›, kiflili¤i, kavgadaki ›srar›, en kötü anlarda dahi umudunu ve Proletarya Partisi’ne güvenini asla yitirmemesi O’nun en büyük rehberi olmufltur. Görev bilinci konusunda her zaman ‹smail Hano¤lu’nu örnek alm›flt›r. Onun, görevlerini her fleyin üstünde tutuflu, özellikle saflar›m›zda parti bilincinin k›r›lma yaflad›¤› dönemlerde en büyük ö¤retmenimiz olmufltur. ‹stanbul’da fierif Nedim adl› bir faflist hakk›nda parti organ›n›n ald›¤› ölüm karar›n›n uygulanmas› çeflitli gerekçelerle geciktirilince ‹smail Hano¤lu’nun “parti karar› geciktirilemez,
Pusula Devrimci militanlar›n nitelikleri üzerine… Devrimci militanlar›n sahip olmas› gereken özelliklere dair her dönem tart›flmalar yafl›yoruz ve yaflamaya da devam edece¤iz. Ama bazen bu süreçler daha bir önem kazanmaktad›r. Devrimci çal›flmada kadro ve militanlar›n ideolojik e¤itimi, parti disiplinine uyma ve devrim ve sosyalizm davas› karfl›s›ndaki dürüstlük ve samimiyetleri, hatalara karfl› tutumlar› ve pratik uygulamalarda inisiyatif sahibi olmalar› vb. özellikler sahip olunmas› gereken en temel özelliklerdir. E¤er bu özellikler zay›flam›flsa, bilinmelidir ki, orada devrimci militanl›k sakatlanm›flt›r. Orada ideolojik bir problem vard›r. Ve bunlar afl›lmazsa baflar›s›zl›klar kaç›n›lmaz olur. ‹kinci önemli nokta, bunlar›n afl›lmas›n›n prati¤in d›fl›nda de¤il, içinde aranmas› gerekti¤idir. Yani devrimci
militan›n dürüstlü¤ünü halk›n ve devrimin davas› karfl›s›ndaki duruflta aramal›y›z. Ne ölçüde inisiyatif sahibi oldu¤unu yarat›c›l›¤›nda, pratik karar al›c›l›¤›nda; disiplinli davran›fl›n› çal›flma tarz›nda ve al›nan kararlara karfl› tak›nd›¤› tutuma bakarak de¤erlendirmeliyiz. Hemen flunu belirtmemiz gerekir ki; hiç kimsenin elinde devrimci dürüstlük ve samimiyeti ölçen bir alet yoktur. Çünkü; devrimci dürüstlük ve samimiyet teknolojik aletlerle de¤il, halk ve devrim davas› karfl›s›ndaki duruflla ölçülür. Söylem ve prati¤in uyumluluk derecesiyle ölçülür. Söylem baflka pratik baflka ise, orada dürüstlükten, samimiyetten söz edilemez. Bu erdemlerden yoksun bireylerinin do¤ruluktan, dürüstlükten söz etmeleri sadece ve sadece içinde bulunduklar› gayri dürüst durufllar›n› gizlemeye
parti oyalanamaz” diyerek direkt kendi görevi olmad›¤› ve fierif Nedim’i tan›mad›¤› halde faflist grubun içine dalarak yüksek sesle “fierif” diye ba¤›r›p, fierif döndü¤ünde aln›n›n ortas›ndan vurarak cezaland›rmas› al›nan görevin en kötü flartlarda dahi uygulanabilirli¤ini ö¤retmifltir bizlere... Nice bedellerle yarat›lan flehitlerimizin kanlar›n›n oldu¤u de¤erlerimizin korunmas›, sahiplenilmesi flehitlerimizden ö¤renece¤imiz bir baflka de¤erdir. Bu konuda Muharrem yoldafl›n en büyük ö¤retmeni; flehit düfltü¤ü çat›flmada silah›n›n son mermisine kadar çarp›fl›p parti de¤erini düflman›n eline geçmemesi için silah›n› k›ran Ahmet Muharrem Çiçek olmufltur.
Partiye güven ideolojik durufl sorunudur Son y›llarda yaflad›¤›m›z en büyük zafiyetlerden birisi de partiye güven sorunudur. Uzun y›llar kavgan›n içinde verilen mücadelede, ödenen bedellerde flehitlerimizin bizlere b›rakt›klar› Partiyi koruman›n yolu elbette güvenden geçmektedir. Yap›lan görevleri, al›nan sorumluluklar› parti bilinciyle yapmak, kendimizi de¤il partiyi öne ç›karmak bir devrimci militan için olmazsa olmazd›r. Oysa yaflad›¤›m›z dönemsel sorunlara bakt›¤›m›zda karfl›m›za ç›kan partiye güven sorunu ve parti bilincinin k›r›lmas› olmaktad›r. Bir sorun yaflad›¤›m›zda ilk akl›m›za gelen partiye güvensizlik de¤il partiyi nas›l sahiplenebiliriz ve sorunu nas›l çözeriz olmal›d›r. Parti bir yara alm›flsa onu tedavi edecek olan baflkalar› de¤il biz olmal›y›z. Bu konuda da Mu-
dönük bir çabadan ibaret olaca¤› aç›kt›r. O halde bizim devrimci bireylerin veya militanlar›n do¤ruluk ve dürüstlüklerine dair söyleyece¤imiz her fley de bu bireylerin, halk ve devrim davas› karfl›s›ndaki durufllar›ndan ba¤›ms›z olamaz. Stratejik veya güncel devrimci görevlerini yerine getirmede sahip olduklar› becerilerini ortaya koyamayan, yani çal›flmada yarat›c› ve özverili davranmayan her devrimcinin dürüstlü¤ü ve do¤rulu¤u sorgulanmaya muhtaçt›r. Sade bir dille ifade edecek olursak; iflini iyi yapmayan, halk›n davas›na hizmet etmede özverili ve paylafl›mc› de¤il, bencil ve idare edici tutumlar içine giren her militan›n ideolojik duruflu sakatlanm›fl ve devrimci dürüstlü¤ü yara alm›fl demektir. De¤erlendirmelerimiz flu tarihi tecrübelere s›rt›n› dönmemeli, bilakis onlardan ö¤renmelidir: “‹nsanlar, onlar›n do¤rulu¤u ve dürüstlü¤ü sözlerine de¤il, eylemlerine bak›larak de¤erlendirilmelidir. Politikada dürüstlük kesinlikle denetlenebilir olan söz ve eylem aras›ndaki uyumluluktur.” Lenin “Bolflevi¤in sözü sars›lmaz bir sözdür. Yönetici, devlet adam› bo-
harrem yoldafl›n partiye, yoldafllar›na güveni her zaman için tamd›r. Örne¤in partinin a¤›r yaralar ald›¤› bir dönem olan 94 darbesi döneminde, bulundu¤u alanda herkesin kafas› çok kar›flm›flt›r. Okuduklar›ndan ve örgütlenmenin içerisine yeni çekilmifl yoldafllar›n yo¤unlu¤undan dolay› parti kitlesinin kafas› iyice kar›flm›flt›r. Nas›l tav›r konulaca¤› bilenemezken O, “çeliflkiye düflmeye hiç gerek yok. Gençlik nerdeyse biz orday›z. Bu konuda gençli¤e güveniyorum, burada hiç fire olmaz, söyleyin bizim tavr›m›z net” diye haber göndermifltir. Onca söylentiler, kafa kar›fl›kl›klar›, güvensizlikler içinde O’nun bu söylemi yüreklere su serpmifl, darbeci-tasfiyecili¤in alanda etkili olmas›n›n önü kesilmifltir. Mücadelenin her alan›nda görev ve sorumluluk almaktan geri durmayan Muharrem yoldafl mücadelemizin esas ve tali yanlar› konusunda hep ileri bir kavray›fla sahip olmufltur. Legal ve illegal mücadele alanlar›nda faaliyet sürdüren yoldafl›n partinin ihtiyaçlar›na göre kendini konumland›rmaya aç›k oluflu örnek al›nmas› gereken bir kavray›fl ve pratik durufltur. Legal mücadele alanlar›n›n önemsiz oldu¤u yanl›fl kavray›fl› üzerinden baz› yoldafllar›n legaldeki mücadeleyi küçümseme, önemsememe yaklafl›m›na birçok flehit yoldafl›m›z›n mücadele prati¤i örnek oldu¤u gibi Muharrem yoldafl›n legal ve illegal mücadele alanlar›nda geçen yaflam› buna en iyi örne¤i ve yan›t› içermektedir. Bütün alanlarda illegaliteye ve partinin örgütlenmesine önem veren yoldafl›n, faaliyet yürüttü¤ü alanlarda bu yönde att›¤› ad›mlar, ekti¤i tohumlar mücadelemizde somut kazan›mlara dönüflmüfltür. Faaliyet yürüttü¤ü alanlarda kitleler üzerinde silinmesi güç izler b›rakan yoldafl
mütevazili¤i, alçakgönüllülü¤ü ve fedakarl›¤›yla kendisini sevdirmesini bilmifltir. Halk› anlama, sorunlar›n› kavrama, birlikte üretme ve paylaflma anlay›fl› kitleler içerisinde sayg›nl›k kazanmas›na yol açm›flt›r. Emekçi özellikleri yoksul köylülerin onu hemen benimsemelerine kendilerinden biri olarak görmelerine ve süreç içerisinde bütünleflen bir iliflkinin ortaya ç›kmas›na neden olmufltur. Yoldafl›n bu özellikleri parti militan› olarak Muharrem yoldafl›n kitleler içerisinde siyasal bir etki yaratmas›na ve partiyi örgütlemesine büyük olanaklar sa¤lad›. Öyle ki flehit düflmesinin ard›ndan faaliyet sürdürdü¤ü bölgelerde yeni do¤an çocuklar›na Muharrem ad›n› vererek halk›m›z sahiplenmifltir. Muharrem yoldafl Eskiflehir’den ö¤renci gençlikten mücadeleye kat›lm›flt›r. Kendisi gibi yine ayn› alandan mücadele kat›lan di¤er yoldafllar›m›z Eyüp Güllen ve Umut ‹l yoldafllar›n da Muharrem yoldafl›n yüre¤inde ayr› yerleri vard›r. Onlardan ö¤renmesini bilmifl, onlar› daha da ileri tafl›m›flt›r kendi kiflili¤inde. Eskiflehir gençli¤inden mücadeleye kat›lan bu yoldafllar›n ortak bir özelli¤i vard›r. Üç yoldafl da hep en zor süreçlerde tereddüt göstermeden bedel ödemifltir. Ve üç yoldafl da tarihsel süreçlerde Dersim’de flehit düflmüfltür… Eyüp Güllen, 94 darbesi sonras› Dersim’de kucaklam›flt›r ölümü. Umut ‹l, 2. OPK sonras› kesintiye u¤rayan Dersim faaliyetinin tekrar bafllat›lmas› için ç›kar›lan birlikte yer alm›fl ve 2000 Nisan’›nda 6 yoldafl›yla birlikte flehit düflmüfltür. Ve Muharrem Yi¤itsoy, al›nan kay›plardan sonra kesintiye u¤rayan Dersim’deki gerilla faaliyetini tekrar oluflturmak için ç›kart›lan birlikte yerini alm›flt›r. O da y›lg›nl›¤›n, suskunlu¤un, kavga kaçk›nl›¤›n›n kol gezdi¤i bir süreçte Dersim birli¤inde yerini alarak y›lg›nl›¤›n teorisini “silahl› mücadelenin tasfiye edildi¤i” söylemleriyle yayanlara en güzel cevap olmufltur.
fluna konuflmaz. Söz mü verdin? O zaman kararl›l›k ve enerji göster, verdi¤in sözü yerine getir. Herhangi bir nedenle hesaplar›n yanl›fl ç›kt› ve güçlerin yetmedi mi, o zaman bunu dürüstçe söyle, yoksa bir gevezenin ya da sahtekar›n hiç de k›skan›lmayacak rolüne düflersin.” (Komünist Enternasyonalde Kadro Sorunu Üzerine) Lenin yoldafl›n da ifade etti¤i gibi “söz ve eylemin uyumu” de¤erlendirmelerimize temel teflkil etmek zorundad›r. De¤erlendirmelerde eksik diyebilece¤imiz di¤er bir nokta ise; üretme, yaratma, de¤ifltirme eylemlerinde enerjisini önemli oranda tüketmifl “gözlerimi kapar›m vazifemi can›m›n istedi¤i kadar yapar›m” veya “sorunlar› çözmede cimri, her ortama uymada ise oldukça iyi” felsefesini yaflam tarz› haline getiren devrimci kiflilikler hakk›nda yap›lan iyimser de¤erlendirmelerdir. Her fleyden önce; devrimcilik bir iddia, tarihi de¤ifltirme eylemini içerir. Oysa yukar›da tarif etti¤imiz kiflilik ve kifliliklerde bu cesaret, bu cüret yoktur. Böylesi de¤erlendirmelerle yüz yüze kald›¤›m›zda hakl› olarak flu soru veya sorular› sormal›-
y›z: ‹flini do¤ru yap›yor mu? Devrimcili¤i bir yaflam tarz› olarak benimsiyor mu? Yani, kuraca¤›m›z yeni toplumun özelliklerini ne ölçüde tafl›yor ve bu temelde yak›n çevresini ne kadar etkiliyor? Özet olarak, de¤iflme ve de¤ifltirme eyleminin neresindedir? vb. sorulara verilecek yan›tlar›n düzeyi ve gerçekli¤i birey ya da bireylerin s›n›f mücadelesi içindeki dürüstlük derecelerini belirler nitelikte olaca¤› aç›kt›r. Bir kez daha alt›n› çizmekte yarar görüyoruz; Devrimci özveride, devrimci fedakarl›kta yoksullaflmak demek, güncel devrimci görevleri yerine getirmemekle eflanlaml›d›r. Çünkü; s›n›f mücadelesinde en büyük yoksulluk, bu erdemlerde yoksun olmakt›r. Bu erdemlerden yoksun olan her devrimcinin boynuna dürüstlük, samimiyet madalyas› takmak, iflini yapan ile yapmayan› ay›rmamak samimiyet ile samimiyetsizlik aras›ndaki kal›n çizgileri siliklefltirmek anlam›na gelir. Bu da kaç›n›lmaz olarak devrimci adaleti yaralar. Hemen flunu belirtmemiz gerekir ki; sahip olunan siyasal gerilik ve örgütsel tecrübesizlik sonucu, ortaya konulan tüm yo¤un emek-
Kavgada ölümsüzleflfleenler Hüseyin Akdemir: 1979 Erzincan Çay›rl› do¤umlu olan Hüseyin Akdemir, devrimci düflüncelerle Erzincan Erkek Sanat Enstitüsü’nde tan›fl›r. Erzincan Kültür Derne¤i ve Tand›rbafl› dergisinin kuruluflunda önemli katk›lar› olur. Ö¤renci birliklerinde aktif olarak görev alan Akdemir, Çay›rl›’da o y›llarda görev yapan polis Ömer Usta’n›n faflistlere hedef gösterilmesiyle ÜGD üyesi olan faflistler taraf›ndan 10 Kas›m 1976 günü u¤rad›¤› sald›r›da flehit düfler. Aziz Gözetmen: Halk düflman› DDKD’li (Devrimci Do¤u Kültür Derne¤i) faflistler taraf›ndan 4 Kas›m 1979’da Siverek’te silahl› sald›r›yla katledildi. Veli Karasu-Eflref fiahlar: Adana’da ö¤rencilik y›llar›nda Proletarya Partisi ile tan›flan Veli Karasu ve Eflref fiahlar, 8 Kas›m 1979’da ‹GD, DDKD, SGB ve Eme¤in Birli¤i sosyal faflistlerinin ortaklafla kurduklar› tuzakla katledildiler. Partizanlar›n kararl›l›¤›, militanl›¤› karfl›s›nda çareyi onlar› katletmekte bulan sosyal faflistlerin ele bafllar› daha sonra Proletarya Partisi militanlar› taraf›ndan cezaland›r›lm›flt›r. Nubar Yal›myan: Ermeni milliyetine mensup olan Nubar Yal›myan Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle 1976 y›l›nda tan›fl›r. Hollanda’ya gitti¤i 1978 y›l›na kadar aktif mücadele eder. Hollanda’da da faaliyetlerine devam eden Yal›myan, 5 Kas›m 1982’de M‹T taraf›ndan katledilir. Ali Haydar Aslan: 1967 Dersim do¤umlu Ali Haydar Aslan Proletarya Partisi üyesi ve Halk Ordusu komutanlar›ndand›. 8 Kas›m 1983’te Naz›miye merkezine bombal› pankart asmak isterken bomban›n elinde patlamas› sonucu flehit düfler. Tuncay Çar›kç›o¤lu: Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle ‹stanbul’da üniversitede okurken tan›flan Tuncay Çar›kç›o¤lu ‹smail Oral’la birlikte TMLGB’yi fiilen ilk kuran önderler aras›ndad›r. Çar›kç›o¤lu gözleri bozuk olmas›na ra¤men fiziksel rahats›zl›klar›n faaliyet önünde engel olamayaca¤›n›n bilinci ile1989 y›l›nda gerillaya kat›l›r 2-3 Kasm 1992’de Tokat’ta ç›kan bir çat›flmada flehit düfler. Fethiye Batmaz: 1976 Dersim do¤umlu olan Fethiye Batmaz 1993 y›l›nda lise son s›n›fta okurken gerillaya kat›ld›. 7 Kas›m 1993 y›l›nda Hozat’ta ç›kan bir çat›flmada flehit düfltü.
lere ra¤men istenilen sonuca ulaflmayan devrimci pratikleri bu de¤erlendirmeler d›fl›nda tutuyoruz. Ve fluna da inan›yoruz; tüm samimiyetle ortaya konulan bu devrimci çabalar, siyasal gerili¤i aflmaya, tecrübesizli¤i tecrübeye dönüfltürmede mutlaka baflar› çizgisine ulafl›r. Çünkü; burada kendi yaflam›n› her yönüyle devrim ve sosyalizm mücadelesine adama samimiyeti söz konusudur. Çal›flma alanlar›nda veya yukar›dan gelen her karar› yarat›c› ve kararl› bir tarzda uygulamak olmazsa olmazd›r. Her fleyden önce devrimci bir militan, ald›¤› kararlar›n arkas›nda durmak zorundad›r. Alt›nda imzas› oldu¤u karar› uygulamada tereddüt eden, gereken ciddiyeti göstermeyen bir militan, di¤er pratik uygulay›c›lardan fazla bir fley beklememelidir. Her militan fluna inanmal›d›r. Kararl› bir durufl, beraberinde inisiyatifi ve ifli sonuna kadar götürme ›srar›n› getirir. En zor koflullarda dahi bir ç›k›fl yolunu bulmay› sa¤lar. Çünkü; kararl›l›k yarat›c›l›¤›, soruflturmay›, sorgulamay› içerir. Bütün bu pratik çabalar›n oldu¤u bir yerde devrimci at›lganl›k, canl›l›k ve de¤ifltirip dönüfltürme iradesi var demektir.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
2-15 Kasım 2007
Katliama bir avuç toprak; ölüm tarlalar›… ‹simsiz, kimliksiz birer numarad›r mezarlar›m›z Kad›n ve çocuk; biri do¤uran, di¤eri büyüyen… Kad›n ve çocuk; biri gö¤ün yar›s›, di¤eri gö¤ü kucaklayacak olan. Kad›n ve çocuk; birinin eme¤i, di¤erinin dünyas› çal›nd›/çal›n›yor. Kad›n ve çocuk; her ikisi de “tehlikeli”, her ikisi de istememekte ve isteyecek olan özgürlü¤ü. Her ikisinin de ölüm ekilmifl ufuklar›na umutlar›n›n, öldürülüyor... Kad›n ve çocuk; her ikisi de yafl›yor yine de hâlâ. “Dünya Irak iflgaline haz›rlan›rken, flimdi bafl›m›za Kuzey Irak fatihi kesilenlerin savafla kat›lman›n yararlar› üstüne kestikleri bakkal hesaplar›n›n u¤ultusunda, yine savafl›n tan›m›n› yapmaya çal›fl›yorduk. Savafl, dünyan›n h›z›na ayak uyduramayanlar›n, yüzy›llar boyunca üstünde tepinilmifl insanlar›n, kalabal›k yapanlar›n, kirli, çirkin, siyah olanlar›n, iflsiz, az beslenen, cahil olanlar›n nüfusunu kontrol edebilmek için arada baflvurulan bir temizlik harekât›d›r.”* ‹nsan› parçalayan bir top mermisidir savafl, üzerine göçen bir duvar, gökyüzünde uçuflan füzeler ve jet uçaklar›d›r. Dünyan›n en güzel bakan esmer çocuklar›n›n y›k›nt›lar aras›nda kalmas›d›r. Çocuk olmak... Her savafl çocu¤unun bir öyküsü vard›r. Kimi babas›n›, kimi a¤abeyini, kimi kendisine oyuncak almaya söz verip de bir daha gelmeyen yak›n akrabas›n› kaybetmifltir kanl› k›y›mlarda. Oyuncaklar de¤iflir, savafl›n “fethetti¤i” flehirlerde. Ne bebek Sindy’ler, ne de çizgi film kahramanlar›n›n oyuncak bebeklerine eriflebilirsiniz buralarda. Plastik silahlar, mermi kovanlar› ya da savafltan arta kalan z›rhl› paletler, flarapnel parçalar› olur çocuklar›n oyuncaklar›. Ve kad›n olmak… Ac›n›n, gözyafl›n›n, talan›n, iflkencenin, her türlü gayri insani muamelenin yafland›¤› haks›z savafllara hep kad›n›n rengi yans›r; çünkü savafllar›n ac›s›n› en çok onlar yaflarlar. Kimi zaman anne, kimi zaman efl, kimi zaman ailenin sa¤ kalanlar›n›n tüm yükünü s›rtlanmak zorunda kalan, dilenen, bedenini satmaya zorlanan kad›nd›r. En zoru anne olmakt›r ama. Hangi yaflta olursa olsun, evden ç›kan çocu¤unun belki bir daha geri dönemeyece¤i gerçe¤ini kabullenmektir çünkü annelik… *** Bu y›lki bayram hediyemiz, Meclis’ten geçirilen tezkere oldu. Amaç PKK’yi “temizlemek”. Öyle ya, Türk’ün gücünü dünyaya göstermenin zaman› geldi de geçiyor bile! Nedir bu güç? Memleketin her yan›ndaki “kutsal flehitler”, gözü yafll› analar, yoksulluk ve korku mu güçten anlafl›lan? Yaflam›n› yitiren asker cenazelerine kat›larak timsah gözyafllar› döken, yeni sald›r› ve savafl kararlar› alan devlet “büyükleri”ne göre güç
budur, evet. Yoksul ülkelerin yoksullar›n›n birbirine k›rd›r›lmas›, ard›ndan yak›lan a¤›tlara dil ucuyla efllik edilmesi, bir yandan da yeni ac›lara davetiye ç›kartmak için tehditler savrulmas›; “Bize bu ac›lar› yaflatanlara, o ac›lar›, hayal bile edemeyecekleri bir yo¤unlukta yaflataca¤›z ve bu konuda kararl›y›z.” (27.10.2007-Yaflar Büyükan›t) Sürekli “düflman”lar›n tespit edildi¤i, sürekli savafl ve intikam naralar›n›n at›ld›¤› ülkemizde son günlerde, asl›nda bir süredir olgunlaflt›r›lmaya çal›fl›lan ›rkç›-floven sald›r›lar sonucu, memleketin her taraf›ndan “teröre karfl› lanet” mitingleri düzenleniyor. Yap›lan bayrakl› gösterilerde “vatan› koruman›n”, “vatan için çarp›flman›n” kutsiyetinden dem vuruluyor. Ama sadece birtak›m insanlar›n bir araya gelip yürüyüfl yapmas› olarak da kalm›yor eylemler. “Kürt görünümlü”, “Kürde benzeyen”, “Kürt olabilecek” herkes de sokak ortas›nda, üye oldu¤u partinin binas›nda, evinde, gitti¤i kahvede sald›r›lardan nasibini al›yor. Oysa gerçek flu ki, ç›kan tezkere ile yine yoksul halk›n evlatlar›na ac› ve ölümün yolu görünüyor. Yoksul olman›n yegâne ayr›cal›¤› olan flehitlik mertebesiyle ödüllendirilmeyi bekliyorlar. *** Ve kad›nlar… Binbir zorlukla büyüttükleri çocuklar›n›, flimdi gözlerinde yafl, yüre¤inde ac›yla kardefl kan› dökmeye u¤urlayacaklar. Ve belki de bir süre sonra gönderdikleri evlatlar›n›n tabutu bafl›nda cenazeye kat›lan devlet erkan›n›n bask›s› ile “vatan sa¤olsun” demeye zorlanacaklar. *** fiu bir geçek ki, yaflanan tüm iflgal ve haks›z savafllarda, ›rkç›l›k ve flovenizm rüzgârlar›n›n alt›nda ezilen, horlanan, yok say›lan, katledilen, tecavüze u¤rayan en çok kad›nlar olmaktad›r. Bu noktada yaflanan örneklere göz atmak hepimiz aç›s›ndan konunun anlafl›lmas›na vesile olacakt›r. Örne¤in Irak… ABD emperyalizminin “özgürlük” ve “demokrasi” ad›na tahmini rakamlara göre 1.2 milyon insan› katletti¤i, her dört kifliden birinin ailesini kaybetti¤i Irak… Ve Irakl› kad›nlar, Irakl› anneler… Irakl› kad›nlar›n ABD iflgalinden önceki durumlar› ile iflgal s›ras›ndaki durumlar›n›n karfl›laflt›r›lmas› bile bize hem iflgal ve savafllar›n kad›nlar üzerindeki etkisini gösterecek hem de emperyalistlerin sahte söylemlerinin ard›ndaki gerçe¤i aç›k edecektir. Yap›lan araflt›rmalar Afganistan ve Irak’a iflgal ve sald›r›lar›n›n, uzun vadede halklara ve kad›nlara daha fazla özgürlük getirece¤ine inananlar›n yan›ld›¤›n› aç›kça ortaya koymaktad›r. ‹flgal ve bitmeyen çat›flmalar, Irakl› kad›nlar›n kaderini asl›nda kökten de¤ifltirmifl durumdad›r. Em-
peryalist k›flk›rtmalar sonucu yaflanan mezhep çat›flmalar›, kad›nlar› hedef alan fliddeti uç noktalara tafl›m›fl ve kad›n bedenini, tehdit, gözda¤› ve intikam için kullan›lan bir cepheye dönüfltürmüfltür. Tecavüz vakalar› artm›fl, tahmin edilemeyecek boyutlara ulaflm›flt›r. Örne¤in, Ba¤dat’ta efliyle birlikte yaflayan bir kad›n, evinden al›narak karakola götürülmüfl ve “direniflçiler için yemek piflirdi¤i suçlamas›yla” kendisine tecavüz edilmifltir. Irak hükümeti, bir günden k›sa süren soruflturma sonras› kad›n› “yalanc›l›kla” suçlam›fl ve polisleri h›zla aklam›flt›r. Ard›ndan 50 yafl›ndaki baflka bir kad›n, 4 askerin kendisine tecavüz etti¤ini belirtmifltir. Bu yaflananlarda somutlanan fliddet, asl›nda kad›nlar› iflgalin ilk günlerinden beri hedef al›yor. Irak’ta tecavüz kurban› kad›nlar, d›fllanma, afla¤›lanma ya da namus cinayetleri nedeniyle,
bafllar›na gelenleri nadiren yüksek sesle dile getiriyorlar. Kaç›r›lan kad›nlar›n ve k›z çocuklar›n›n tam olarak kaç›n›n geri döndü¤ü bile bilinmiyor. Yap›lan araflt›rmalar baz› çetelerin k›z çocuklar›n› kaç›rarak Körfez ülkelerinde satt›klar›n› da belirterek, kad›n bedeninin haks›z savafllarda nas›l kullan›ld›¤›n› ortaya koyuyor. Musul’da bir okul müdürünün anlatt›klar› bu gerçe¤e bir kez daha iflaret ediyor; “Amerikal› askerler, bunu binlerce kez yapt›lar ve çekip gittiler. Abir’i tecavüz ettikten sonra öldüren askere, yüz y›ll›k hapis cezas› verdiler, ama biz Irakl›lar aptal de¤iliz. Suçlular›n, k›sa süre sonra flartl› tahliyeyle serbest kalacaklar›n› biliyoruz.” (Mahmudiye’de geçen y›l, Amerikan askerlerinin tecavüzüne u¤rayan 14 yafl›ndaki Abir El Cenebi, ailesi ve kardefliyle birlikte öldürülmüfltü. Askerler, olay› gizleyebilmek için cesetleri yakm›flt›. Suçlu bulunan askerlerden 24 yafl›ndaki Çavufl Paul E. Cortez, 23 fiubat’ta, 100 y›l hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Cortez’in, 10 y›l sonra flartl› tahliye hakk› bulunuyor.) Yine bir örnek olarak Ebu Garib Hapishanesi’nden tüm dünyaya seslenen kad›n tutsaklar›n yaflad›klar› hat›rlanabilir.
Kad›nlar bu sald›r›lardan hiçbirine maruz kalmasalar bile say›lar› her geçen gün artan yüz binlerce dul kad›n, sessiz bir trajedinin kurbanlar› olarak çocuklar› ve aileleri için yaflam savafl› veriyor. Bu yaflam savafl› içinde dilenmek, fuhufl yapmak vb. de var. Emperyalist ya¤ma, iflgal ve sald›r› alt›nda bulunan bütün ülkelerden benzer örnekleri bulup ç›karmak mümkün… Afganistan… Orada yaflananlar da Irak’ta yaflananlardan farkl› de¤il…Yine yap›lan araflt›rmalara göre, Afganistan’da da kad›n ölümleri, intihar ve tecavüz olaylar› geçmifle göre önemli bir art›fl yakalam›fl durumda. Kürdistan’da da bu yaflananlara örnek anlam›nda çarp›c› veriler bulmak mümkün. Ulusal Kurtulufl Mücadelesine kat›lmak, destek vermek veya yak›nlar›n›n destek vermesinden dolay› gözalt›na al›n›n birçok Kürt kad›n›n›n -ülkemiz topraklar›nda da örnekleri oldu¤u gibi- tutukland›¤›, iflkenceye ve tecavüze maruz kald›¤› bilinen bir gerçektir. Yine bu bölgede görev yapan devlet güçlerinin oluflturduklar› özel bir a¤ ile Kürt kad›nlar›n›n fuhufla sürüklendi¤i yaflanm›fl olaylarla ortadad›r. Önce tecavüze u¤rayan Kürt kad›nlar›, bu yaflad›klar›n›n aç›klanmas› tehdidi alt›nda ajanl›¤a zorlanmaktad›r. Geçen say›m›zda yine bu sayfam›zda iflledi¤imiz ajanlaflt›r›lan kad›nlarla ilgili yaz›da da dikkat çekti¤imiz gibi, bu da kad›nlar›n haks›z savafllarda nas›l kullan›lmak istendi¤inin bir ispat› niteli¤indedir. Yine bu bölgede yaflanan göç gerçe¤inde de en çok yaralananlar kad›n olmaktad›r. Zorla topraklar›ndan göç ettirilen Kürt halk›, gitti¤i yerde de savafl›n ac›mas›z yüzünü yaflamaya devam etti. Di¤er illerde de zor koflullar alt›nda yaflam›n› devam ettirmek için ç›rp›nan, çal›flt›¤› ifl yerinde ulusal kimli¤i nedeniyle horlanan Kürt kad›nlar›, bir yandan da cinsel sömürüye maruz kalmaktad›r. Özel olarak devlet taraf›ndan oluflturulan birimler eliyle Kürt kad›nlar› ajanl›k a¤›na düflürülmeye çal›fl›lmaktad›r. Meclis’ten geçirilen tezkere ile birlikte yap›lacak s›n›r ötesi harekat›n ard›ndan da benzer geliflmelerin yaflanmas› olas›d›r. Sonuç olarak... Emperyalist-kapitalist sistemin kad›nlara düflmanl›¤› tart›fl›lmaz bir gerçektir ve mücadele edilmesi gereken de bu yüzden sistemin ta kendisidir. fioven rüzgarlar›n estirildi¤i, insanlar›n sokak ortas›nda linç edilmeye çal›fl›ld›¤› ülkemizde tüm bunlar›n emperyalistlerin Ortado¤u’ya yönelik planlar›nda Türkiye’ye biçtikleri rolle alakal› oldu¤unu bilince ç›kartarak, birlikte hareket etmek büyük bir önem tafl›maktad›r. *Y›ld›r›m Türker
Bir kad›n iflflççinin gençli¤i...
Adelheid Popp, 1869’da Avusturya’da proleter bir ailenin çocu¤u olarak do¤du. Çocuklu¤u ve ilk gençlik y›llar› devaml› açl›k, büyük bir yoksulluk ve hastal›klarla devam etti. Yoksulluktan dolay› aileye “yük” de¤il gelir getiren olmas› için “daha fazlas› gereksiz” denilerek üçüncü s›n›ftan sonra okuldan al›nd›. Böylece fabrika ve atölyelerdeki iflçili¤i henüz 10 yafl›ndayken bafllam›fl oldu. Çocuk yaflta çok a¤›r koflullarda çal›flt›. Fakat her fleye ra¤men okuma tutkusundan vazgeçmedi. Her zaman bir fleyler okumak için büyük fedakârl›klarda bulundu. Kitap kiralamak, onlar›n yoksullu¤unda “lükstü”, ama o fazlas›yla k›s›tl› olan harcamalar›ndan daha da k›sarak, kitap kiral›yor ve sürekli okuyordu. Sadece okumakla da kalmay›p bunlar› çevresindekilerle de paylafl›yor, onlara anlat›yordu. Fan-
tastik romanlar, aflk hikâyeleri, masallar… ne bulursa okuyordu. Ve bu aray›fl›, okuma aflk›, sonunda, onun hayat›na yepyeni bir anlam katan ve bundan sonraki hayat›n› adayaca¤› sosyalizmin ifllendi¤i sosyalist yay›nlara ulaflmas›n› da sa¤lad›. Tamamen kendi çabalar›yla kendini e¤itti. Zihinsel geliflimini, e¤itimini büyük bir flevk, ayn› zamanda fedakârl›kla yap›yordu. 12 saat boyunca insan› tüketen iflten sonra gelip kitap-dergi okumak-tabii yap›lacak di¤er iflleri de hallettikten sonra-oldukça zor olmas›na ra¤men Adelheid’i y›ld›rm›yordu. Yine yoksullu¤unu, çaresizli¤ini aflman›n yolu olarak düflündü¤ü dinsel inançlara da sahip olan genç kad›n›n yeni, bilimsel düflüncelerle tan›flmas›, din zincirlerinden kurtulmas›n› ve esas kurtulufl yolunu tutmas›n› da sa¤lad›. Sosyalist düflüncelerle tan›fl›nca tüm emek, enerji ve çabas›yla kendini tamamen sosyalizme ad›yor yazar; yokluk, yoksulluk, a¤›r-uzun ve yorucu ifl saatleri onun çal›flmalar›n› engelleyemiyor. Polisin ve patronlar›n bask›s›, evlili¤i, çocuklar› da… Adelheid her flart alt›nda çal›flmalar›na devam ediyor. Çal›flt›¤› ifl yerinde sosyalist gazetenin da¤›t›m›n› yap›yor, grevler örgütlüyor. 1 May›s çal›flmalar› yürütüyor. Üstelik tüm bunlar› kendi inisiyatifiyle yap›yor. Çünkü as›l kurtuluflun, özellikle de ezilen kad›nlar›n kurtuluflunun sosyalizmde oldu¤unu kavr›yor. Bu kavray›fl
bütün zorluklar› gö¤üslemesine, büyük fedakârl›klarda bulunmas›na neden oluyor. Ve tabi huzurlu, mutlu olmas›na da. Kitab›n birinci bölümü yazar›n çocukluk ve gençlik dönemi an›lar›ndan olufluyor. Burada yazar›n o dönemleriyle birlikte asl›nda dönemin Avusturya’s›ndaki hatta Avrupa’s›ndaki iflçi s›n›f›n›n ve bununla beraber proleter kad›nlar›n yaflam ve çal›flma koflullar›n› görüyoruz. Kitapta yer alan foto¤raflar da bu durumlar› çarp›c› bir flekilde görsel olarak anlat›yor, destekliyor. Kapitalizmin vahfli sömürü çarklar›n›n iflleyiflini ve bunun iflçiler üzerinde gerek hayat koflullar› gerek kiflilik, zihinsel geliflim, kültür, ahlak vb. konularda ne tür sorunlar do¤urdu¤unu da görüyoruz. Ve tüm bu koflullara ra¤men proleter genç bir kad›n›n kendi yazg›s›n› eline almas›na, devrimci proleter bir kad›n önder olufl sürecine tan›kl›k ediyoruz. Biraz önce de bahsetti¤imiz gibi, yaflanan onca zorlu¤a karfl›n, devrim bilincini edinince insan›n önünde hiçbir engelin duramayaca¤›n› somut olarak kendi yaflam›yla ortaya koyuyor yazar. Onun bu derece fedakâr, çal›flkan ve bir o kadar da mütevaz› olmas›n›n nedenini yazar›n cümleleriyle aktaral›m: “Ve sosyalizm bana öyle çok fley vermifl, yaflam›ma öyle büyük bir anlam katm›flt› ki kendimde birçok badireyi karamsarl›¤a düflmeden atlatacak gücü bulabiliyor-
dum. Büyük bir davaya hizmet etmek insana o kadar büyük bir huzur veriyor ve yaflama öyle büyük bir anlam kazand›r›yor ki y›lmadan çok fleye katlanmak mümkün olabiliyor.” Kitab›n ikinci bölümü ise yine yazar›n kimi an›lar›ndan ve çal›flan kad›nlar, çocuk e¤itimi, ev iflleri, alkolizm, evlilik, aile gibi kad›nlar›n çeflitli sorunlar›n› iflleyen makalelerinden olufluyor. Gerek an›lar, gerek makaleler oldukça sade ve aç›k bir dille yaz›lm›fl. Kitaba August Bebel ve Feorgi Dimitrov da birer önsöz yazm›fllar. Bulgaristan’da Komünist Parti’nin e¤itim yay›nlar› aras›na da eklenmifl kitap. De¤iflim dönüflümde bir örnek, ad›m atma cesaretine bir katk› olacak bir kitap Bir Kad›n ‹flçi’nin Gençli¤i. Zaten yazar da bu kitab› yazmadaki amac›n› flöyle ifade ediyor birinci bölümün sonunda: “Irak gelecekten neyi mi bekleriz? Okula gitsin çocuklar›m›z. Ve dilenmesin ihtiyarlar›m›z (G. Herwegh) Herwegh’in sözlerinin gerçekleflmesine içtenlikle katk›da bulunmak isteyen biri, hiçbir güçlük karfl›s›nda y›lmamal›d›r. Bu hedef öyle güzel ki, öyle umut vaat ediyor ki, hiçbir fley ona ulaflmay› baflaracak gücü bulmay› engelleyecek kadar zor olamaz.
Silopi’de kad›nlar ülkücü sald›r›lar› k›nad›
Silopi Kad›n ‹nisiyatifi, metropollerde yaflanan linç giriflimi ve DTP’ye yönelik sald›r›lar› k›namak amac›yla DTP Silopi ‹lçe binas› önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamaya, Silopi Belediye Baflkan› Muhsun Kunur, DTP Silopi ‹lçe Baflkan› Haci Üzen, Silopi Belediye Meclis üyelerinin aralar›nda bulundu¤u yaklafl›k 300 kifli kat›ld›. “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “AKP flafl›rma bizi da¤a tafl›rma” sloganlar› atan grup ad›na Melike Atak aç›klama yapt›. Son dönemlerde yaflanan olaylara dikkat çeken Melike Atak, yaflanan savafltan en büyük zarar› Kürt ve Türk annelerinin gördü¤ünü söyledi. S›n›r ötesi operasyon nedeniyle Meclis’te onaylanan tezkereyi kabul etmediklerini ve karar›n derhal geri al›nmas› isteyen Atak, son dönemlerde yaflanan çat›flmalar›n al›nan tezkere karar› nedeniyle yafland›¤›na dikkat çekti. Son zamanlarda Kürtlere yönelik sald›r›larda art›fl›n oldu¤una dikkat çeken Atak, “Bu sald›r›lardan dolay› çocuklar okullar›na bile gidemiyor” dedi. Yay›lan milliyetçi dalgay› k›nayarak, yaflanan olumsuzluklar›n annelerin gözyafllar›na neden oldu¤unu belirten Akat, flunlar› söyledi: “Yaflam›n› yitiren ve esir al›nan askerler var. Bunlar›n annelerinin gözyafl› içimi ac›tt›. Benim de çocu¤um bu savaflta da¤larda yaflam›n› yitirdi. Onlar›n ac›s›n› çok iyi anl›yorum.”
Novamed’le dayan›flflm ma eylemleri sürüyor! Novamed Greviyle Dayan›flma ‹zmir Kad›n Platformu, Novamed iflçisi kad›nlar›n taleplerinin kabul edilmesi için bir dayan›flma eylemi yapt›. 16 Ekim günü Konak Postanesi önünde bir araya gelen Novamed Greviyle Dayan›flma ‹zmir Kad›n Platformu üyeleri, Novamed iflçisi kad›nlara iliflkin bas›n aç›klamas› düzenledi. Platform ad›na aç›klamay› okuyan K›sbes Ayd›n, Novamed’li kad›n iflçilerin taleplerinin derhal kabul edilmesini, Novamed’de çal›flan kad›nlar›n akort çal›flmadan kaynakl› “Karpel Tunel Sendromu” gibi hastal›klarla bo¤uflmak ve zehirli solüsyonlar solumak zorunda kald›¤›n› söyledi. Ayd›n, bir y›l› aflk›n bir süredir grevde olan kad›nlar›n insan onuruna yarafl›r, sa¤l›kl› koflullarda çal›flmak istediklerini belirtti. Novamedli kad›nlar›n taleplerinin bir an önce dikkate al›nmas›n› isteyerek, “Novamedli kad›nlar›n emeklerine, bedenlerine, kimliklerine sahip ç›kma mücadelelerinde talepleri yerine getirilinceye kadar, onlarla dayan›flmaya, seslerine ses katmaya devam edece¤iz” fleklinde konuflan Ayd›n, Novamed patronlar›n› bir kez daha uyard›. Eylemde, “Erkek egemenli¤ine son”, “Yaflas›n kad›n dayan›flmas›”, “Novamedli kad›nlar yaln›z de¤ildir” dövizleri tafl›yarak “Hepimiz Novamedliyiz, hepimiz grevdeyiz”, “Kad›n›z, örgütlüyüz, flimdi daha güçlüyüz”, “Yaflas›n kad›n dayan›flmas›”, “Emek ve beden sömürüsüne son” sloganlar› at›ld›. (H. Merkezi)
İşçi-köylü 13
2-15 Kasım 2007
Sri Lanka’da çat›flflm malar›n flfliiddeti art›yor
Güney Asya’da bulunan ada ülkesi Sri Lanka’da uzunca y›llard›r Tamil bölgesinin ba¤›ms›zl›¤› için mücadele eden Tamil Elam Kurtulufl Kaplanlar› (LTTE) ile ordu güçleri aras›ndaki çat›flmalar›n fliddeti giderek art›yor. Ordu taraf›ndan yap›lan aç›klamada, son birkaç hafta içinde, ço¤unlu¤u gerilla olmak üzere, 150’den fazla kiflinin öldü¤ü iddia edilmekte. Gerillalar, Sri Lanka’da 1970’lerin bafl›ndan beri kuzey ve kuzey do¤uda ba¤›ms›z bir devlet kurmak için mücadele veriyorlar. Bu süre içinde meydana gelen çat›flmalarda yaflam›n› yitirenlerin say›s› ise 60 binin üzerinde. Geçti¤imiz y›llarda yap›lan bir ateflkes ise, Sri Lanka yönetiminin kanl› operasyonlar›na devam etmesi nedeniyle, kara, hava ve deniz birlikleri olan Tamil Kaplanlar› taraf›ndan, birkaç ay önce feshedildi. Tamil Kaplanlar› geçti¤imiz günlerde Sri Lanka hava kuvvetlerine dönük bir hava bask›n› düzenledi. 21 kifliden oluflan seçkin bir komando birli¤i taraf›ndan düzenlenen bask›nda, hava üssüne de¤iflik noktalardan sald›r›ya geçen gerilla birli¤i, üste bulunan personeli flafl›rtt›. Onlar flaflk›nl›klar›n› atamadan hava sald›r›s›na geçen LTTE hafif uçaklar›, bomba ya¤d›rmaya bafllad›. LTTE haber kaynaklar›na göre sald›r›y› düzenleyen ve Mavi Kaplan Komandolar› ad› verilen, 3’ü kad›n, 21 kiflilik birlik, kay›p vermeden bölgeden çekildi. Gerillan›n gerçeklefltirdi¤i bu bask›n›n ard›ndan aç›klama yapan Sri Lanka Ordusu, 13 havac› askerin öldü¤ünü, 18 askerin ise yaraland›¤›n› ve ayr›ca iki MI-24 helikopteri ile bir adet K-8 uça¤›n›n da a¤›r hasar gördü¤ünü belirtti. Ancak LTTE taraf›ndan yap›lan aç›klamada ordunun hem askeri hem de teçhizat kay›plar›n›n verilenden daha fazla oldu¤u söylenmekte. Bu son hava sald›r›s› Tamil Kaplanlar›n›n bu y›l içerisinde gerçeklefltirdikleri 5. hava sald›r›s›.
Butto’ya Pakistan tarihinin en kanl› karflfl››lamas› Sekiz y›l kald›¤› sürgünden 18 Ekim’de dönen Benaz›r Butto, etraf›ndaki koruma ordusuna ra¤men, kanl› bir sald›r›dan k›l pay› kurtuldu. Ancak ayn› sald›r›da 130’dan fazla kifli yaflam›n› yitirdi, yüzlercesi de yaraland›. Bu sald›r›, Pakistan tarihinin en kanl› sald›r›s› olarak adland›r›lmakta. 1999 y›l›nda Müflerref taraf›ndan bir darbeyle iktidardan düflürülen, hem efli hem de kendisiyle ilgili say›s›z yolsuzluk davas› bulunan Butto’nun geri dönüflü, hem ABD emperyalizmi ile hem de yine ABD’nin istemi do¤rultusunda, Müflerref’le yapt›¤› anlaflmalar sonucu gerçekleflmifltir. Çünkü Butto Pakistan askeri güçlerinin, Afganistan s›n›r›ndaki yerel ayaklanmac›lara karfl› daha ac›mas›z yöntemlerle mücadele etmesini savunuyor ve yine ABD’nin istemi do¤rultusunda, ABD’nin Afganistan iflgaline en büyük deste¤i sunan rakibi Müflerrefle çal›flmaya da haz›r! K›sacas›, Butto’nun dönüflünün ard›nda, hem kendisinin hem de Müflerref’in, ABD’nin terörle mücadele konseptine verdikleri destek yatmakta. Faflist General Müflerref önderli¤indeki, ABD güdümlü askeri rejim, gerçekleflen kanl› sald›r›dan, Taliban, El-Kaide gibi gruplar› sorumlu tutmakta gecikmedi. Bu iddias›n› ise, bu gruplar›n Butto gelmeden önce yapt›klar›, Butto’yu öldürecekleri yönlü aç›klamalara dayand›rmakta. Ancak Müflerref’in bu iddialar›na karfl›n, Karaçi’de gerçekleflen sald›r›dan hemen bir gün sonra bir aç›klama yapan Butto, hiç de Müflerref gibi düflünmedi¤ini ilan ediyor. Butto, Müflerref’in aksine, bu sald›r›n›n geliflinden rahats›z olan “baz› kifliler” taraf›ndan yönlendirildi¤ini
söyledi ve ard›ndan, k›sa süre önce Müflerref’e, içinde kendisine karfl› olan baz› isimlerin bulundu¤u bir mektup yazd›¤›n› ekledi. Butto’nun iddias›na göre, kendisini öldürmek isteyenler, eski Pakistan diktatörü olan ve babas› Zulfikar Butto’yu ast›ran General Ziya Ül Hak’›n halefleri ve bunlar ayn› zamanda ülkedeki kökten dincili¤inde arkas›nda bulunan kiflilermifl! Bu arada flunu da belirtmek ge-
rekiyor ki, kanl› diktatör Ziya Ül Hak, öldürüldü¤ü 1988 y›l›na kadar sadece, demir yumrukla yönetti¤i kendi halk›na karfl› say›s›z katliam gerçeklefltirmekle kalmay›p, ABD’nin emriyle, Sovyetler Birli¤i’ne karfl› savaflmalar› için Afganistan’da Mücahhiddin-Savaflç›lar›’n› örgütlemiflti. Tekrar Butto’nun iddialar›na dönecek olursak, hükümet içindeki baz› isimleri sald›r›dan sorumlu tutan Butto, gerek Müflerref’e gerekse Ordu’nun üst kademelerine yönelik herhangi bir suçlama getirmemeye özen gösteriyordu. Sald›r›ya iliflkin bu vb. iddialar getirilmeye devam edilirken, gerçek olan bir fley varsa, o da birçok kesi-
min böyle bir sald›r›y› gerçeklefltirme ihtimalinin olmas›d›r. Bunu gerçeklefltirenler, güvenlik güçleri veya ordu içerisinde kimi güçler olabilece¤i gibi, özellikle de son aylarda baflta Keflmir ve Veziristan olmak üzere, birçok bölgede ABD’nin emriyle düzenlenen kanl› sald›r›lar›n hedefindekiler de olabilir. Ancak böylesi bir sald›r›y› düzenleme ihtimali olanlar, sadece bunlarla da s›n›rl› de¤il.
fiu bilinmektedir ki, Müflerref’in iktidardaki müttefikleri aras›nda, iktidar› Butto’yla paylaflmak istemeyenlerin say›s› oldukça yüksek. Çünkü bunlar böylesi bir paylafl›m durumunda kenara itileceklerini düflünmekteler. Pakistan tarihinin bu en kanl› sald›r›s›na iliflkin tüm bu varsay›mlar›n yan› s›ra, bu bombal› sald›r›n›n, Pakistan’daki, zaten ola¤anüstü gergin olan politik ortam› daha da gerdi¤i, çat›flmalar› daha da körükledi¤i kesin. Peki Oxford, yani ABD “e¤itimli” Butto’nun dönüflü hangi “ihtiyac›n” ürünü olarak ortaya ç›kt›? Tekrar etmek gerekirse, Müflerref önderli¤indeki Pakistan rejimi flu
süreçte emperyalistlerin “terörle mücadele” konseptine en büyük deste¤i sunan ülkelerin bafl›nda gelmekte. Bu deste¤in sonucudur ki, ülke içinde de, tüm muhalif kesimlere dönük sald›r›lar artm›flt›r. El Kaide, Taliban vb. kökten dincilere karfl› gerçeklefltirildi¤i iddia edilen sald›r›lar›n sonucunda Pakistan adeta iç savafl yaflamaktad›r. En son geçti¤imiz aylarda Pakistan Ordusu taraf›ndan K›rm›z› Camii’ye dönük kanl› bir operasyon gerçeklefltirilmifl ve sadece bu kanl› sald›r›da bile yüzlerce insan yaflam›n› yitirmifltir. Giderek halk deste¤ini yitiren Müflerref’in, ABD’nin de istemi olan iktidar›n› sürdürebilmesi ise, ancak muhalifleriyle ittifak içinde gerçekleflebilecektir. ‹flte Butto ile ittifak da özetle böyle gündeme gelmifl/getirilmifltir. Her ikisi de ABD iflbirlikçisi olan bu iki liderin ittifak› ise, yoksul Pakistan halk› üzerindeki zulmün artarak sürmesi anlam›na gelmektedir. 2008 y›l›n›n Ocak ay›nda seçimler yap›lacak ve Butto baflbakanl›k istedi¤ini flimdiden ilan etmifl bulunuyor. Hem devlet baflkanl›¤› hem de Genel Kurmay Baflkanl›¤› görevini birlikte yürütmede ›srar eden, hatta Anayasa Mahkemesi’ni bu yönlü karar ç›kmazsa s›k›yönetim ilan etmekle tehdit eden Müflerref ise, anlafl›lan bu iki görevi birlikte yürütmeye devam edecek. Çünkü ABD böyle istiyor! Yani Pakistan’›n iflbirlikçi egemen güçleri önümüzdeki süreçte de, bir yandan, bu sald›r› sonras› da birbirlerine dönük suçlamalarla a盤a ç›kt›¤› gibi, kendi aralar›ndaki iktidar kavgas›n›, di¤er yandan ve de daha önemlisi emperyalist sald›rganl›¤›n bölgedeki en büyük destekçisi olmay› sürdürecekler.
Frans›z emekçiler sosyal y›k›ma karflfl›› Baflta demiryolu olmak üzere, enerji ve daha birçok iflkolunda gerçekleflen grevler, Fransa’da yaflam› felç etti. Sarkozy hükümetinin reform ad› alt›nda gerçeklefltirmeye çal›flt›¤› bir dizi ekonomik ve demokratik hak gasp›na karfl› gerçekleflen eylemler, Paris’te düzenlenen ve on binlerce emekçinin kat›ld›¤› büyük bir mitingle taçland›r›ld›. Eylemlerdeki bafll›ca talep, kamu çal›flanlar›na yönelik getirilmeye çal›fl›lan erken emeklili¤in kald›r›lmas› ve tasar›s›n›n geri çekilmesi oldu. Hükümet grevin etkisine iliflkin bir aç›klama yapmazken, greve kat›l›m›n tüm ülke çap›nda ol-
Evrensel Bak›fl Bu kan denizinden k›z›l günefl do¤acak Geçti¤imiz aylarda ABD’de ortaya ç›kan ve h›zla Avrupa’ya oradan da tüm dünyaya yay›lan kredi ve banka krizi, emperyalist-kapitalist sistemin krizini 2000’lerin bafl›ndan daha da vahim bir boyuta tafl›d›. Sistemin sahipleri böylesi kriz dönemlerini aflman›n yolunu hep iflgal vb. savafllar›nda görmüfllerdir. Ancak bu savafllar krizin afl›lmas›na de¤il, içinden ç›k›lmaz bir hal almas›na neden olmufltur. 11 Eylül sonras› gerçekleflen iflgaller bunun somut göstergesidir. fiimdi ise patlak veren bu son krizle birlikte, her ne kadar diplomatik yollara baflvuruluyor gibi görünse de, birbiri ard›na gerçeklefltirilen tatbikatlar, belli bölgelere giderek daha fazla say›da yap›lan silah ve askeri y›¤›naklar, önümüzdeki sürecin yeni iflgal savafllar›na gebe olma ihtimalinin yüksek oldu¤unu göstermektedir. Bu yönlü haz›rl›klar hala ‹ran’a dönük
Dünya
bir sald›r›y› kapsamaya devam etmekte. Son olarak, bir ülkenin ordusuna dönük ilk kez denebilecek, akl› mant›¤› zorlayan bir kararla, ‹ran Devrim Muhaf›zlar›’n›n “terör örgütü” ilan edilmesi, buraya dönük sald›r› niyetinin korundu¤unu göstermektedir. Fransa gibi faflist önderliklerin ifl bafl›nda oldu¤u emperyalist ülkelerin yetkilileri “insanl›k büyük bir savafla haz›r olmal›” aç›klamalar› yaparak, emperyalist sald›rganl›k savafllar›n›n, sadece olas› bir ‹ran sald›r›s›yla s›n›rl› kalmayabilece¤ini ve geniflleyerek sürece¤ini ima etmekteler. Askeri sald›rganl›¤›n öne ç›kt›¤› kriz dönemleri, ayn› zamanda içeride iflçiemekçi y›¤›nlara dönük ekonomik-demokratik hak gasplar›n›n daha rahat hayat geçirildi¤i, hatta temel hak ve özgürlüklerin neredeyse tamamen ortadan kald›r›ld›¤› dönemler olmaktad›r. Sistemin giderek çöktü¤ünün göster-
dukça yüksek oldu¤u ve günlük yaflam› büyük ölçüde etkiledi¤i bilinmekte. Grev süresince neredeyse tüm ülkede hiçbir tren çal›flmazken, devlete ait gaz ve elektrik iflletmelerinde de grev gerçekleflti. Ayr›ca posta ve dev-
gesi olan bu sald›r›lar, ayn› zamanda egemenlerin korkusununun da yans›mas› olmaktad›r. Çünkü bu sald›r›lar›n ezilen halklarda ortaya ç›kard›¤› ve giderek büyüyen öfke, sistemdeki çatlaklar› her geçen gün büyütmektedir. Örne¤in, tüm dünyada iflgal sald›r›lar›na paralel olarak gerçekleflen sosyal y›k›m sald›r›lar›, iflçi-emekçi y›¤›nlar›n, Asya’dan Afrika’ya, Amerika’dan Avrupa’ya dört bir yanda grevler vb. eylemlerle bu sald›r›lar› geri püskürtme mücadelelerine sahne olmaktad›r. Egemenlerin korkusunu büyüten de budur. Bu korkunun d›fla vurumu ise kendini, sadece sosyal y›k›m sald›r›lar›na daha da h›z verilmesi olarak göstermekte. Temel hak ve özgürlüklere dönük sald›r›larda sosyal y›k›m sald›r›lar› eflli¤inde artmaktad›r. Ç›kar›lan her anti-demokratik yasa, ard›ndan bir sosyal y›k›m sald›r›s›n› da beraberinde getirmektedir. Emperyalizm her kriz döneminde oldu¤u gibi, krizden ç›k›fl›n yollar›n› yine geçmiflteki yöntemlerde/araçlarda arama çabalar›n› da sürdürüyor. Bunlar›n bafl›nda ise, hedef flafl›rtmaya ve de en önemlisi, ifl-
let müzesi çal›flanlar›n›n büyük bir bölümü de greve gittiler. Demiryolu sendikas› CGT’nin baflkan› Didier Le Reste, Sarkozy’nin planlar›n› “kabul edilemez” olarak de¤erlendirmekte, çünkü bu planlar dahilinde maafllarda da en az % 30 oran›nda bir k›s›tlama öngörülmekte. Frans›z emekçilerinin bu karfl› koyufllar›na kulak t›kamay› sürdüren Sarkozy ise, kendisine karfl› bir ayaklanma anlam› da tafl›yan grevlerle ilgili yapt›¤› aç›klamada, emeklilikle ilgili reformda geri ad›m at›lmayaca¤›n› belirtti ve ekledi: “Ben Fransa’y› de¤ifltirmek için seçil-
çi s›n›f›n› ve de halklar› karfl›karfl›ya getirmeye hizmet eden ›rkç›-faflist dalgay›, hem de dünyan›n dört bir yan›nda, özel bir çabayla yükseltme giriflimleri geliyor. Tüm bu çabalar›n ve en önemlisi de askeri iflgal vb. fiili sald›r›lardan, hem de aç›k yenilgilere ra¤men, vazgeçmek bir yana, yeni sald›rganl›k-iflgal alanlar› yaratma çabas›n› sürdürme dürtüsünün ard›nda yatan da, yukar›da da vurgulad›¤›m›z korkudur esas›nda. Burjuvazi bu yönlü korkusunda ne kadar hakl› oldu¤unu ilk kez 1871’de görmüfltü. Tüm Avrupa’da yükselen s›n›f mücadeleleri, Frans›z proletaryas›n›n iktidar› olan Paris Kömünü ile taçlanm›flt›. Alman ve Frans›z egemenlerinin ortak sald›r›lar› sonucu k›sa sürede da¤›lan Paris Komünü, 100 bin emekçinin katledilmesine karfl›n, dünya proletaryas›n›n, k›sa süreli de olsa ilk iktidar deneyimi ve böylelikle de en önemli kazan›mlar›ndan biri olmufltu. Avrupa’da hüküm süren açl›k, yoksulluk ve sömürüye karfl› yürütülen mücadeleler olanca h›z›yla sürerken, Paris Komünü’nünden 46 y›l sonra komüncülerin akan kanlar›ndan oluflan kan denizi bir k›z›l günefl daha do¤urmufltu. K›z›l günefl bu defa,
dim.” Bu grevlerin yafland›¤› günden birkaç gün sonra yap›lan bir baflka eylem ise, yeni Yabanc›lar Yasas›’na karfl› gerçekleflti. Bu yeni ve aç›k bir biçimde ›rkç› olan yasayla birlikte, yabanc›lara aile birlefliminde DNA testi dayat›lmak isteniyor. Yaklafl›k on bin kiflinin kat›ld›¤› ›rkç› yasa karfl›t› eylem, “SOS ›rkç›l›k” fliar›yla Paris’te gerçekleflti. Eylemi organize edenler, ayr›ca 185 bin kifliden yasa karfl›t› imza toplad›klar›n› aç›klad›lar. Ancak tüm bu çabalar ›rkç› yasan›n ç›kmas›n› engelleyemedi ve eylemlerin sürdü¤ü günlerde yasa Meclis’ten geçti.
25 Ekim 1917’de, Çarl›k Rusya’s›ndaki iflçi-emekçilerin mücadelesi ve bu mücadelenin ulaflt›¤› zaferle do¤mufltu. Avrupa proletaryas›n›n 19. yy. boyunca eline geçirmek için mücadele etti¤i ve Paris Komünü gibi k›sa süren zaferlerin ve bir dizi yenilginin dersleriyle dolu savafl›m›n›, Rusya’n›n çeflitli milliyetlerden emekçileri kazanm›flt›. S›n›f mücadelesinin ve bu mücadelenin ba¤r›ndan ç›kan kardeflli¤in, eflitli¤in, eme¤in, k›sacas› insanl›k onuruna dair bir dizi de¤erin ad› olan Ekim Devrimi, 90. y›l›na girdi¤i flu günlerde dünya proletaryas›na umut olmay› sürdürüyor. Rus Sosyal Emperyalizmi’nin 90’lar›n bafl›nda çökmesiyle birlikte zafer naralar› atanlar, “sosyalizm öldü”, “s›n›flar ortadan kalkt›” vb. demagojilerle s›n›f mücadelelerini tasfiye etme çabas›na girenler, bunun nafile oldu¤unu bugünlerde daha da iyi anlam›fl bulunmaktalar. Çünkü çöken, biten, yok olan, yani yenilen Ekim Devrimi de¤il, elli küsur y›l hakimiyet süren modern revizyonizmdi. Bugün dünyan›n dört bir yan›nda yükselen grevler, eylemler ve daha bir dizi hak arama mücadelesinde, s›n›f perspektifiyle
Portekiz 18 Ekim günü Lizbon’da bir araya gelen 200 bini aflk›n insan, AB hükümetlerinin Aral›k ay›nda imzalamay› düflündü¤ü yeni AB anlaflmas›n› ve Avrupa’daki sosyal hak gasplar›n› protesto etti. Eylemin merkezi gündemini, iflten ç›karma güvencesinin gevfletilmek istenmesi ve esnek çal›flma dayatmas› oluflturuyordu. AB ülkelerinin hükümet liderleri 17 Ekim günü Lizbon’da bir araya gelerek, Aral›k ay›nda imzalanmas› düflünülen anlaflma üzerinde uzlaflm›fllard›.
Macaristan Macaristan’›n baflkenti Budapeflte’de bir araya gelen binlerce ö¤renci, hükümetin planlad›¤› ö¤renim harçlar›na karfl› ç›karak, e¤itim bakan›n›n istifas›n› istedi. Ö¤renciler hükümetin harçlara iliflkin bu plan›n› “Ö¤renci Vergisi” olarak adland›rmaktalar. Hükümetin ç›karmaya çal›flt›¤› yasayla birlikte, ö¤rencilerin y›lda yaklafl›k 600 Euro harç ödemesi gerekecek.
Bulgaristan Bulgaristanl› e¤itim emekçilerinin, % 100’lük ücret art›fl› baflta olmak üzere, bir dizi ekonomik-demokratik taleplerle, haftalard›r sürdürdü¤ü eylemler tüm ülkeyi sarsmaya devam ediyor. Ülke çap›nda 120 bin ö¤retmenin bulundu¤u Bulgaristan’da e¤itim emekçilerine verilen ücret yaflam standartlar›n›n çok alt›nda bir rakam olan, ortalama 225 Euro. Eylemler boyunca neredeyse tüm okullar kapal› kal›rken, hükümete dönük bask› da giderek artmakta. Eylemlerinin üçüncü haftas›nda baflkent Sofya’da kitlesel bir eylem gerçeklefltiren e¤itim emekçileri, neredeyse tüm kenti kuflatt›lar. Polisin yo¤un bir y›¤›nak yapt›¤› özlenen eylem boyunca, Baflbakan Sergey Stanifley ile E¤itim Bakan› Daniel Vilçey’in istifas›n› isteyen ö¤retmenlere, ö¤renciler ve çok say›da devlet memuru da destek verdi.
‹talya Geçti¤imiz günlerde Roma’da gerçeklefltirilen eyleme kat›lan yüz binlerce kifli, Prodi baflkanl›¤›ndaki koalisyon hükümetinin, baflta emeklilik yafl›, ifl güvencesi vb. olmak üzere, bir dizi hak gasp›n› içeren sosyal y›k›m politikalar›n› protesto etti. Özellikle de ifl güvencesi, ço¤unlu¤unu gençlerin oluflturdu¤u, 4 milyon ‹talyan emekçisini kapsamakta. Bu say›da emekçi k›sa süreli ifl sözleflmeleriyle çal›flmakta. Binlerce sendikac›n›n da kat›ld›¤› eylemler, birkaç hafta önce gerçekleflen ve özü sosyal y›k›m› meflrulaflt›rmak olan referanduma paralel olarak bafllam›flt›.
ele al›nan mücadele say›s› az›msanmayacak kadar çoktur. Yine Filipinler, Hindistan, Nepal ve daha say›s›z ülkede yükselen sosyal kurtulufl mücadeleleri, emperyalistlerin ve Siyonistlerin tüm bo¤ma çabalar›na karfl›n atefli hala sönmemifl olan ve eski yak›c›l›¤›yla aya¤a dikilmesi an meselesi olan Filistin intifadas›, iflgalcilere karfl› giderek daha güçlü ittifaklar oluflturan Irak’taki iflgal karfl›t› direnifl, hepsi ama hepsi, dünyay› giderek daha büyük bir kan denizine dönüfltürmeye çal›flan emperyalistlere ve onlar›n her türden uzant›lar›na korku, halklara umut olmay› sürdürüyorlar. Paris Komünü’nün y›k›nt›lar› aras›nda sa¤ kalabilen komünar E. Pottier, o an› Enternasyonal fliirinde flöyle tan›ml›yordu. “Bu kan denizinin ufkundan/ K›z›l bir günefl do¤acak…” ve o k›z›l günefl Paris Komünü’nden 46 y›l sonra, bugünlerde 90. y›l›n› dolduran Ekim Devrimi’yle do¤uyordu. Ve bugün de, emperyalistlerin döktükleri kanlardan oluflan kan denizinden ve de iflçiemekçi y›¤›nlara dönük açl›k, yoksulluk, sosyal y›k›m ve türlü zulümün ba¤r›ndan, er geç k›z›l günefl do¤acak. Bundan en küçük tereddüt duyulmas›n!
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
2-15 Kasım 2007
Ç›¤l›¤›m›z öfkemizin mayas› olacak… “1756’da Lizbon Depremi’nden sonra tap›naklarda, yaflanan felaketlerin ilahlar›n gazab› oldu¤u söylenmiflti: “Bu ac›lar sizin itikad›n›z› denemek için...” demiflti din adamlar›; “Bütün bu çektiklerinize ra¤men yine de inanc›n›z› kaybetmezseniz, ahrette ödülünüz çok daha büyük olacak.” Ama insanl›k, itikad›n yüzy›l›ndan, akl›n yüzy›l›na giriyordu art›k... Kar›nlar hurafelere doymufltu. Voltaire o dönemde ortaya ç›k›p, yaflanan ac›lara kutsal k›l›flar dikilmemesini söyledi: “Bu yaflad›klar›m›z›n tanr›sal adaletle bir ilgisi yok” dedi, “Yaflad›¤›m›z tamamen bir do¤a olay›d›r.” Hadisenin “teolojik” de¤il, “jeolojik” oldu¤u gerçe¤i, tutucu çevreleri aya¤a kald›rd› tabii... Lakin Voltaire dinci tepkilere ra¤men, inançla savundu depremin fiziksel nedenlerini...” Ama orada durmad› düflüncenin serüveni... Voltaire’in karfl›s›na da Jean Jack Rousseau dikildi. Ve bir ad›m daha ileri att›. “Yaflad›¤›m›z ac›lar›n nedeni sadece jeolojik de¤ildir” dedi Rousseau: “‹nsanlar› deprem de¤il, yoksulluk öldürüyor.” Çünkü depremde ölenler yoksullard›. Zenginlerin binalar›na bir fley olmad›¤›na, tedavileri daha çabuk yap›ld›¤›na, buna karfl›n depremin gazab› sadece y›k›k dökük evlerde periflan yaflayanlar› vurdu¤una göre ac›lar›n nedeni baflka bir fley olmal›yd›.”* ‹flte o “baflka fley” insanlar aras›ndaki eflitsizlikti. fiimdi ucuza mal edilmifl çürük beton kolonlar›n binlerce cana mezar ol-
r ü t l ü
t a n sa
-
K
Türkiye’de en k›y›da köflede kalm›fl sanat dallar›ndan biridir resim sanat›. Yaklafl›k yüz y›l kadar önce bat›l›laflma politikalar›n›n bir aya¤› olarak Avrupa’dan ihraç edilmifl burjuva sanat›n›n taklitleri ile Osmanl›’dan kalma resim yasa¤› yerini Avrupa resmine b›rakm›flt›r. Bu süre içinde hep Türkiye halk›ndan uzakta kalm›fl-b›rak›lm›fl resim sanat›, ülkemizde bat› taklitçilerinin etkisinde hastal›kl› bir geliflim seyri içinde var olmaya bafllam›flt›r. Bu durumdan kendini s›y›ran az say›da sanatç› ç›kabilmifltir. Bu da ancak bilinçli bir ideolojik tercihin verdi¤i güçle gerçekleflmifltir. Bu sanatç›lar›m›zdan en çok öne ç›kan ve s›yr›lman›n ötesinde devrimci bir bilinçle burjuva sanat› taklitçilerine savafl açan büyük usta Avni Memedo¤lu’dur. S›n›rl› ve deforme edilmifl bilgilere sahip oldu¤umuz Türkiye plastik sanatlar tarihi aç›s›nda Avni Memedo¤lu’nun yap›tlar› ve yaflam› k›ymetli bilgiler sunuyor. Bir dönemin baflkahramanlar›ndan biri olarak devrimci, sosyalist-realist sanat ak›m›n›n Türkiye’de somut olarak uygulanmas›n› sa¤layan ve bunun için önderlik yaparak, devrimci ve muhalif sanatç›lar› bir araya getiren Avni Memedo¤lu, sadece eserleriyle de¤il duruflu ve yaz›lar›yla resim sanat›na devrimci bir soluk getirmifltir. “Sanat sanat içindir” slogan›yla resim sanat›n› yozlaflt›rma malzemesi yapan kapitalist-emperyalist düzen kültürüne karfl› her zaman halk›n yan›ndaki yerini korumufl ve yaflam›n gerçek sahiplerinin güzelliklerini resmetmifltir. Avni Memedo¤lu elbette bu bilinci ve gücü ait oldu¤u s›n›ftan alm›flt›r. Emekçi bir halk çocu¤udur, 1917 Devrimiyle yay›lan ›fl›k ona da ulaflm›flt›r. Zorluklar içinde geçen yaflam›n› kendi kaleminden ç›kan yaflam öyküsünde flöyle anlatmaya bafll›yor: “1924 y›l›nda Erzurum’un Aflkale ilçesinin Tafla¤›l köyünde, yoksulluklar içerisin-
12 Kas›m 1999 Düzce Depremi... Sars›nt›lar›n enkaza çevirdi¤i sadece binalar olmad›. Yüzlerce insan›n hayat›yd› enkaz y›¤›n›na dönen. Yüzlerce ac›... 12 Kas›m 1999’da kimimiz annemizi kaybettik kimimiz babam›z› ya da kardeflimizi. Unutur muyuz o 盤l›klar›... Biz unutmad›k... Ç›¤l›¤›m›z öfkemizin mayas› olacak… Sistemin aynas› depremzedeler
Çabuk büyü çocuk, çabuk büyü olur mu? Gerçi “flansa” büyüyor ve yafl›yorsun ama… Kim bilir kaç gün akl›na düflen ama diline dökemedi¤in sorular ve 盤l›klar aras›nda… Kim bilir belki fleker istedin, belki ekmek ya da belki de bir çift çeflmeden ten s›cakl›¤›nda süt ak›tan hani… istedin… istedin… olmad›. Çabuk büyü çocuk, çabuk büyü olur mu? Gülümsemiyorsun… Gözlerinin s›z›lanm›fl haritalar›na süt kokulu güller ekilmemifl belli… Bilmiyorsun. Çocuksun daha… Yafl›yorsun. du¤u Marmara’da “Bu bafl›n›za gelenler yaflad›¤›n›z günahkâr hayata karfl› Tanr›’n›n gazab› diyen hocalara, üniversitelerin yerbilimcileri “Hay›r, bunlar yer haritalar›nda gördü¤ümüz çatlaklar›n eseri diye karfl›l›k veriyorlar.” Ölenlerin toplumsal tipolojisini aç›klamaya teologlar›n ya da jeologlar›n gücü yeter mi?
Ayn› büyüklükteki deprem Japonya’da raftaki bardaklar› bile titretmezken bizde koca kasabalar› yerle bir ediyorsa “Bafl›m›za gelenler günahlar›m›z›n bedeli” ya da “Ölümler k›r›lan fay hatt›n›n eseri” izahat› bize yeter mi? Katilimiz yoksulluk kardefller! Fukaral›ktan, bütün bu dertler...
8 y›l önce yerle bir olmufl binalar›n gölgesinden zihnimizde pek çok görüntü kald›. Enkaz y›¤›n› haline gelmifl binalar›n aras›ndan ç›kar›lan cesetler, ac› içinde inleyen insanlar, yak›nlar›n› yitirmenin ac›s›n› yaflayanlar ve y›k›m›n ilk an›ndan sonra ortaya ç›kan yoksulluk tablosu… “Büyüklerimiz” görmek istemeseler de Düzce, y›k›m›n ve ac›n›n yafland›¤› koca bir afet bölgesi haline geldi. Haritaya bak›p da onlar›n medeniyetin tam göbe¤inde olduklar›n› sanmay›n. Kurduklar› barakalarda kaderleriyle bafl bafla yaflad›lar uzun zaman. Ne kad›n “kad›n gibi” ne de çocuk “çocuk gibi” yaflayabildi. ‹nsan insanca yaflayabiliyor mu ki bu memlekette… En çok da içimizi ac›tan görüntü, televizyon ekranlar›ndan her fleyden habersiz bizim merhametimizi ölçmek ister gibi masum gözlerle bakan çocuklar oldu galiba. Hani flu ç›plak, çamurlu ayakl› çocuklar… Evsiz kalm›fl çocuklar -onlar›n hiç evi olmad› ki- demirinden, kumundan, çimentosundan çal›nm›fl bir eve ev der misiniz? “fieker de yiyebilsinler”, “Dokunmay›n gökyüzüne… Çocuklar da büyüsünler…” diyor flair. Nerede ve nas›l? Açl›¤›n, yoksullu¤un ac›mas›zca onlar› vurdu¤u bir ülkede mi? On iki-on üç yafl›ndaki çocu¤un “terörist” diye kurfluna dizildi¤i bir ülke de mi? Buz so¤u¤u, rüzgâr kesi¤i havalarda selpak sat›p, araba cam› silerek bir lokma ekmek telafl›n›
yaflad›¤› bir ülkede mi? Nerede? Gözlerinin her bir an›, her bir karesi bir parça kan, bir parça kurumufl dudaklar, bir parça ezilmifl bir beden, bir parça sonu gelmemifl bir yaflam 盤l›¤›, bir parça da ceset kokusu… Ve ölüm… Tan›yor mu, anl›yor mu? Ac› öyle büyük ki tan›m›na ve anlam›na varam›yor akl›.
fiimdi deprem olsa… Depremden sonra yaflananlar, Türkiye’nin genel durumunu yans›t›yor asl›nda. Ne var ki bizim ülkemizde afetten sonra yaflananlar baflka bir afet sanki... Yine deprem olsa jeologlar ç›k›p, dün yapt›klar› gibi yar›n da k›r›k fay hatlar›ndan dem vurup “Bekliyorduk, uyarm›flt›k” diyecek, “Deprem öldürmez, ihmal öldürür” manisini yineleyeceklerdir. Yaflayan biliyor. Yetkilisinin ya da etkilisinin ne dedi¤inin bizce önemi yok. Yapt›k dedikleri birçok fley, hayat›m›zda karfl›l›¤› olmayan fleyler. Bugün deprem olsa yine binlerce insan ölür. ‹nsanlar hâlâ hasarl› binalarda oturmaya devam ediyorlar. Kimilerinin d›fl duvarlar›nda çatlamalar var. Deprem nedeniyle devam etmekte olan davalar›n ço¤u ise depremden sonra verilen bilgilere göre, sonuçland› ama hiçbir müteahhit ceza almad›. Yaln›z, kendi evini yapm›fl olan bir vatandafl evi y›k›ld›¤› için ölüme sebebiyetten ceza ald›. 12 Kas›m’da y›k›lan sadece yap›lar de¤ildir. Ortaya serilen tablo, çürürken toplumsal yaflam›n bütün hücrelerini de çürüten siyasal ve toplumsal bir süreci
apaç›k gözler önüne seriyor. Son zamanlarda Marmara’da deprem olas›l›¤› üzerine söylentiler var. Peki yüz binlerce plans›z, denetimsiz ve kaçak yap›n›n çat›s› alt›nda on milyonu aflk›n insan›n bar›nd›¤› ‹stanbul, ‘geliyorum’ diyen bir depreme karfl› haz›rlan›yor mu? Ortada buna yönelik bir olgu görünmüyor. Ama, mezarl›k ve ceset torbalar›n›n haz›rl›klar›ndan herkesin haberi var. Baflta sordu¤umuz soruya geri dönelim; flimdi deprem olsa, de¤iflen bir fley olur mu yurdum topraklar›nda? 17 A¤ustos ve 12 Kas›m depremlerinin yol açt›¤› felaket bize Türkiye’de de¤iflen bir fley olmad›¤›n› aç›kça gösteriyor. Bugün deprem olsa sistem yine göstermelik çözümlerle halk› oyalamaya, felaketin üstünü örtmek için depremler olmam›fl gibi davranmaya devam edecek. Ülkenin en önemli sanayi tesislerini yüzy›llardan beri depremlerin oldu¤u bilinen bölgeye kuran, sanayinin ucuz emek depolar› için insanlar›n bölgeye akmas›n› teflvik eden, elveriflsiz zeminleri, verimli tar›m topraklar›n› iskâna açarak insanlar›n hayat› ve paras›yla ödedikleri ve alt›nda kald›¤› beton bloklar›n dikilmesine seyirci kalan sistem, bu felaketin sorumlular›n› yine ortaya ç›karmayacak, ba¤r›nda saklayacak. Medya, her deprem sonras›nda oldu¤u gibi, felaketin sorumlular› olarak birkaç müteahhidi keflfedip, süreci yine bunlarla s›n›rlayacak ve bütün sorumluluklar› örtbas edecek. K›sacas› bilinen görevler yerine getirilecek. Yani h›rs›zl›k koalisyonunun ve suç zincirinin halkalar› yine ortaya ç›kar›lmayacak ve geriye sadece y›k›lm›fl evler ve yaflanan ac›lar kalacak ve maalesef galiba bize de bu ac› 盤l›klar› yazmak düflecek. *Can Dündar
Eme¤in Ressam› Avni Memedo¤lu retmeni Memedo¤lu’nu s›n›fta çok ciddi biçimde döver, hem bedenini hem de onurunu ciddi flekilde zedeler. Bu olaydan sonra Memedo¤lu okuldan ayr›l›r. Daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi’ne girme iste¤ini enifltesine açar ve 1944 Eylül ay›nda 3.lük derecesiyle ‹stanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde okumaya hak kazan›r. Resme duydu¤u tutkuyla bu zorla s›navdan baflar›yla geçen Memedo¤lu burada arad›¤›n› bulamayacak ve akademideki pek çok hoca onun yaflam›n›n içinden çizdi¤i köylü figürlerinin ve fikirlerinin karfl›s›nda duracakt›r. O dönem Cemal Tollu adl› ressam›n atölyesinde ders almaktad›r ve birebir onunla ciddi sorunlar yaflar. O dönemi Memedo¤lu flöyle anlatmaktad›r: de dünyaya gelmiflim. Çevremi ve dünyay›, s›rt›mda y›rt›k ve yamal› bir entari, yal›nayak ve bafl› kabak, köyün tozlu yollar›nda, insan ve hayvan pisliklerinin, kül ve çöp birikintilerinin oluflturdu¤u çöplüklerde, tezek kalaklar›n›n aras›nda, köy koflullar›n›n zoruyla çocuk yaflta pefline koflturuldu¤um kuzu ve danalar›n çobanl›¤›nda, Temmuz ve A¤ustos aylar›n›n amans›z s›ca¤› alt›nda bir iki urup bu¤day karfl›l›¤›, onun bunun tozlu harmanlar›nda döven sürmede tan›d›m.” Yaflam› pek çok Anadolu insan›n›n yaflad›¤› zorluklarla bafllam›flt›r Avni Memedo¤lu’nun. Geçim s›k›nt›s›, yoksulluk ve hastal›k pefllerini hiç b›rakmam›flt›r. Küçük yaflta babas›n› hastal›k ve ilaçs›zl›k yüzünden kaybedince e¤itimini ve masraflar›n› enifltesi Fikri Sayg›n üstlenir. Memedo¤lu enifltesinin yaflam›nda ve kiflili¤inde derin etkileri oldu¤unu ifade eder. Onu mant›ki yönü a¤›r basan, samimi ve gerçekçi, cehalete ve yobazl›¤a düflman bir kiflilik olarak tan›t›r bizlere. Okul y›llar›nda yaflad›¤› bir olay onu okuldan so¤utur. Okudu¤u Haydarpafla Lisesi’nin müdürlü¤ünü yapan sadist ve dayakç› olarak tan›mlad›¤› Fen Bilgisi ö¤-
Mücadele etmenin huzuru Memedo¤lu üniversite y›llar›nda devrimci düflüncelerle tan›flm›fl ve ‹lerici Gençler Birli¤i’ne kat›lm›flt›. O y›llarda yaflad›¤› tüm s›k›nt›lara ra¤men devrimci mücadele içinde oluflunun kendi içinde yaratt›¤› hisleri flöyle anlat›yordu: “Paras›z, besinsiz, yar› aç F›nd›kl›’daki akademiye çok kez yaya gidip geliyordum, ama sosyal ve psikolojik aç›dan rahat ve huzur içersindeyim.” Avni Memedo¤lu huzur içindeydi çünkü sömürüye, zulme karfl› mücadele içindeydi. Onursuzca geçirilen bir yaflam yerine aç ve zorluklar içinde de olsa do¤ru olan yerde olman›n verdi¤i huzur onu mutlu k›l›yordu. 1950 y›l›nda Memedo¤lu akademideki atölyesinde çal›flmaktayken okula gelen birkaç sivil polis Memedo¤lu ve arkadafllar›n› gözalt›na ald›. Yürüttükleri devrimci mücadele elbette baz›lar›n› huzursuz etmiflti. Bu gözalt›nda Memedo¤lu ve arkadafllar› iflkenceler eflli¤inde sorgulan›r. Tüm dayak ve iflkenceye ra¤men yöneltilen iddialar› kabul etmeyen Memedo¤lu hiç unutamad›¤› bu sorgulardan gururla ç›kar.
Resim sanat›n›n egemenlerin elinde bir sald›r› arac›na dönüfltürülerek halktan kopuk ve bat› taklitçisi bir hale geldi¤inin fark›nda olan ve buna s›n›f bilinciyle karfl› durmak isteyen Memedo¤lu Yenidal Grubu’nun kuruculu¤una giriflir. Yenidal Grubu’nda bir araya gelen sanatç›lar olarak resim sanat›n› elinde tutan uflak ve ajan elit gruba bir alternatif olarak ç›karlar. Grup üyeleri aras›nda Seramist Nejat Tözge, Ressam Marta Tözge, Ressam Kemal ‹ncesu, Ressam ‹hsan ‹ncesu, Ressam Hikmet Aksüt ve Heykelt›rafl Vahi ‹ncesu bulunur. 1959’da ilk sergilerini Beyo¤lu fiehir Galerisi’nde açarlar. Çal›flmalar›na devam eder ve iki y›l sonra 1961’de ikinci sergilerini yine fiehir Galerisi’nde açarlar. Fakat bu sergileri faflizmin azg›n sald›r›s›na u¤rar. Serginin beflinci gününde komünizm propagandas› yapt›klar› gerekçesiyle sergisi bas›l›r, gözalt›na al›n›rlar ve 15 eserine el konulur. Tam 50 gün gözalt›nda tutulurlar. Yine bask› ve iflkenceyle geçen gözalt› süreci ifllerinden olmalar›na neden olacakt›r. Ama en ac› verici olay Ressam Marta Tözge’nin gördü¤ü bask› ve iflkenceden dolay› ruh sal›¤›n› kaybedecek olmas›d›r. Marta Tözge y›llarca tedavi görecek ama eski sa¤l›¤›na kavuflamayacakt›r. Bu olaydan sonra grup y›llarca bir araya gelemez, fakat Memedo¤lu çal›flmalar›na devrimci duruflundan ödün vermeden devam eder. 17 kiflisel sergi açar. 30 eseri yarg›lan›r. 1998 y›l›nda 74 yafl›nda yaflama veda edene kadar, maddi s›k›nt›lar içinde, küçük atölyesinde büyük elli iflçi figürlerini ve yeni resimlerini çizmeye devam eder. Ölmeden önce yazd›¤› yaz›lar›nda devrimcilere sitem etmekten geri durmaz. Türkiye topraklar›nda yeteri kadar bilinmeyen ve anlafl›lamayan resim sanat› biz devrimcilerin sahiplenip de¤erlendirdi¤i bir alan olmam›flt›r. Memedo¤lu da 30 eserinin komünizm propagandas› yapmaktan yarg›lanm›fl olmas›na ra¤men dev-
rimci ve muhalif kesimin kendisine sahip ç›kamad›¤›ndan bahseder. fiu an hayatta olmasa da O’nun Türkiye’de halka ve halk sanatç›lar›na vermeye çal›flt›¤› düflünce, resimlerinde yaflamaya devam ediyor. Sosyalist-realist ya da toplumcu-gerçekçi diye adland›rd›¤›m›z sanat ak›m› devrimci ve komünistlerin kabul gördü¤ü bir sanat ak›m›d›r ve elbette bu sistemin birer uzant›s› olan sanatç› ve sanat kurumlar›nca küçük görülmüfl, arka planda tutulmufltur. Ne yaz›k ki bugün ‹stanbul Modern Sanat Müzesi’ne gitti¤imiz de sergilenen eserler içinde Cemal Tollu, Zeki Faik ‹zer gibi o dönemin uflak karakterli akademist sanatç›lar›n›n resimleriyle karfl›lafl›rken, ölene kadar f›rças›n› b›rakmam›fl Avni Memedo¤lu gibi sanatç›lar›n resimleriyle karfl›laflam›yoruz. Elbette devrimci, ilerici karakterli sanatç›lara sahip ç›kacak olanlar sistem kurumlar› de¤il ancak bizler olabiliriz.
Kaç›r›lmamas› gereken bir sergi Avni Memedo¤lu’nun resimlerini görebilmek için güzel bir f›rsat önümü-
ze geliyor: 6 Kas›m 2007 günü Sorun Yay›nlar› Kolektifi Kültür Salonu’nda sergisi aç›l›yor. Bir döneme tan›kl›k etmifl, yarg›lanm›fl, ressam›yla tutsak düflmüfl bu resimleri görmek hepimiz için bir görev olmal›. Özgürlük ve bar›fl isteyen güvercinler, koca elli temiz yüzlü iflçiler, k›vr›mlar›nda bile hüznü bar›nd›ran kuru dall› a¤açlar gerçek görücüsüyle buluflmay› bekliyor. Sergi salonu adresi: Akb›y›k De¤irmeni Sokak No: 33/A Sultanahmet Eminönü-‹stanbul
Yaz› ve an›lar›yla Türkiye sanat tarihine gerçekçi bir tan›k Avni Memedo¤lu’nu anarken bahsetmeden geçemeyece¤imiz bir kitap: “Politika-Sanat-Estetik yolunda.. Eme¤in Ressam› Avni Memedo¤lu”. Yaz›l› belgeler, sanatç›n›n kendi anlat›mlar› ve yap›tlar›n›n bir araya getirildi¤i bu kitap sterilize edilmifl bilgiler sunan akademi kitaplar›n›n aksine bize Türkiye’de resim sanat›n›n geliflimi hakk›nda ciddi bilgiler sunuyor. Bir biyografiden öte ciddi bir tan›k.
MKM 16 yaflfl››nda Alternatif bir kültür yaratma amac› ile kurulan MKM 16. y›l›n› coflkulu bir flölenle taçland›rd›. Konser 20 Eylül 2007 tarihinde Harbiye Aç›k Hava Tiyatrosu’nda gerçekleflti. Demokrasi mücadelesinde yaflam›n› yitirilenler için yap›lan sayg› duruflu ile bafllayan etkinlik, Kürt ozanlar›n›n oluflturdu¤u dengbejlerin ve MKM’nin ilk müzik grubu olan Koma Çiya’n›n dinletisiyle devam etti. Saat 19.00 da bafllayan konserde daha sonra MKM’ye eme¤i geçenlerin konuflmalar›n›n bulundu¤u ve Kürt ayd›nlar›ndan Mehmet Uzun için haz›rlanan sinevizyon gösterisi sunuldu. Ard›ndan program sahne alan
MKM büninde faaliyet yürüten Koma Gulê Xerzan, Rojda, MKM halkoyunlar›, Vengê Sodiri, Tiyatra Jiyana Nu ve Koma Asmin’le devam etti. Rojda sahnedeyken Kürt ulusuna yönelik tahammülsüzlükle konsere müdahale etmek isteyen polis konser alan›n› ve çevresini abluka alt›na ald›. Koma Asmin sahnedeyken aç›lan pankart› gerekçe gösteren polis, konserin normal süresinden erken bitirilmesine neden oldu. Bütün engellemelere ra¤men Oldukça coflkulu geçen konser sonras› MKM yöneticileri polisin bu tavr›na iliflkin suç duyurusunda bulunacaklar›n› belirttiler. (‹stanbul)
İşçi-köylü 15
2-15 Kasım 2007
Gençlik
Emperyalizmin e¤itim üzerine politikalar› çöpe! E¤itim bir ülkenin co¤rafyas›n›n ve onun üstünde konufllanan emperyalizmin en çok önemsedi¤i ve iktidarlar›n› sa¤lamlaflt›rma görevini üstlenen bir kurum halindedir. E¤itim mevcut iktidarlar› ve devleti ayakta tutan güçlü bir dayanak haline gelmifltir. Günümüz ve öncesi toplum düzenlerinde e¤itime yüklenen ifllevi; var olan üretim iliflkileri çerçevesinde istihdam edebilmek üzere haz›rlama ve istihdam edilmek üzere uyumlaflt›rmad›r. Bu durumun yaflad›¤›m›z toplumda gözle görülür birçok örne¤i bulunmaktad›r. 80 öncesi e¤itim kurumlar› ve üniversiteler; özgürlükleri ve haklar› için direnip, faflistlerin karfl›s›nda bir dinamik görevi görmekte iken, 80 sonras›nda bu kurumlar›n bu özelliklerinin yok edilmesi için; e¤itimi standart bir hale getirmek için YÖK kurulmufltur. YÖK’le birlikte özgür irade, üretkenlik gibi insani güzellikleri budamak; korku, bencillik ve sevgisizlik dolu bir bireyin yarat›labilmesi için uzun, planl› ve bask›c› bir u¤rafl vermifltir. Öznenin irade kullanan, üreten, yön veren özelli¤i bir tehlike olarak alg›lanm›fl, bunun yerine e¤itimsiz olan›n “e¤itilerek evcillefltirilme”si tercih edilmifltir. MEB ve kuruluflundan sonra YÖK bir arada uyum içinde çal›flarak, emperyalizmin e¤itim-ö¤retim ihtiyaçlar› do¤rultusunda gençlik kufla¤›n›n pazar ekonomisine göre flekillendirilmesiyle görevlendirilmifltir. Bu flartlar içinde ö¤renciler okula ad›m att›¤›ndan itiba-
Yeni dönemde üniversite gençli¤inin demokratik ve akademik sorunlar›n›n giderek boyutland›¤›n› yaflam›n her an›nda gözlemlemekteyiz. Bu konuya yönelik çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›raca¤›m›z flüphesizdir. Sistem ve toplum içerisinde bireyin kendini ifade etmesinin, hakk›n› aramas›n›n engellendi¤i bir ortamda üniversitelerin ba¤›ms›z, ayr› bir konumlan›fl› olamamaktad›r. Aksine üniversiteler bu konuda fikirlerin en özgürce ifade edildi¤i yerler olmas› gerekirken en bask›c› kurumlar haline dönüflmüfltür. Bir anlamda aile içi hiyerarfliden kopmak, daha çok ipleri eline almak isteyen gençlik için üniversiteler ayr› bir anlam da tafl›yorken, birçok ö¤renci için bu, hayal k›r›kl›klar›yla sonuçlanmaktad›r. Yaflam koflullar›n›n giderek daha kötüye gidifli, ekonomik sorunlar, bar›nma olana¤›, e¤itim ve ö¤retimde tatminsizlik (yoz bir e¤itim), ifade özgürlü¤ü, demokratik kat›l›m arzusu, sosyal ve kültürel gereksinim gibi daha sayabilece¤imiz birçok yaflamsal faktör ö¤rencilerin üniversitelerde bo¤ufltu¤u sorunlar yuma¤› halini alm›flt›r.
Emperyalizmin hizmetindeki üniversite Bütün bunlarla birlikte söz konusu olan; plan›n›, içeri¤ini ve hedeflerini emperyalistlerin belirledi¤i, Türkiye’nin de dahil oldu¤u Bologna Süreci’nin getirdi¤i/getirece¤i sorunlar› hesaba katt›¤›m›zda pek de parlak olmayan bir gelecek önümüzde durmaktad›r. Tan›m›n›n yeniden yap›ld›¤›, emperyalistlerce yeni misyonlar biçilen üniversiteler, piyasac› anlay›flla
ren bireyci, rekabetçi, kariyerist, faflist bir program ›fl›¤›nda yo¤rulmaktad›r. Amaç tek yanl›, uysal, robotlaflm›fl bir gençlik yaratmakt›r. “Bologna Süreci”nin kendisini hissettirmeye bafllad›¤› son y›llarda, gençli¤in e¤itim haklar›n›n elinden al›nmak istenmesi ön plana ç›kmakta ve bu kadarla da kal›nmamakta; meslek haklar› da ciddi bir tehlike içine sokulmaktad›r. Bologna Süreci ile müfredatlardan not sistemine kadar pek çok fley aras›nda (sözde) bir denklik yarat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu süreçte özellikle süreç dahili ülkelerin iflsiz nüfusuna
dikkat çekilmekte ve sermayenin istedi¤i niteliklere sahip iflçi bulunamad›¤›ndan yak›n›lmaktad›r. Emperyalistler ve uflaklar› kendi pazarlar›na uflak yetifltirmek için elinden geleni yapmaktalar. Ö¤rencileri küçük yafllardan itibaren apolitik ve bilinçsiz yetifltirmek istemekteler. Art›k neredeyse ilkokula bile s›navla ö¤renci almaya bafllayacaklar. Hangi mant›¤a uyar ki; ergenlik dönemindeki çocuklara o dönemdeki sorunlar› çözme ve onlar› farkl› dallara (kitap okuma, sanat, kültür, beden e¤itimi…) yönlendirmek yerine onlar› hayatlar›n›n s›nav›na sokmak? Ö¤renciler belli standartlara ayr›lm›fl liselere girmek için 6. s›n›ftan itibaren bir robot gibi hem OKS s›nav›na haz›rlan›yor hem de hiçbir uzman yard›m› almadan ergenlik sorunlar›yla debeleniyorlar. Farkl› standartlara ayr›lm›fl liseler de, ayr› bir gerici politika. Ö¤renciler OKS denilen s›navla Özel okullarAnadolu-Fen liselerine yerlefltiriliyor. Bu liseleri girifl engelini aflamayan ve yafl›n›n getirdi¤i sorunlar› çözemeyenlerse ÖSS baflar› s›ralamas›nda en alt s›ralarda gezinen meslek liselerine, düz liselere yerlefltiriliyor. Bu liseler ise sistemin resmi bir bak›fl aç›s›yla birer ‘üvey evlat’. Bu liselerde ö¤retmenler do¤ru dürüst ders bile veremiyor, liselerin kap›s›nda polisler dikiliyor. Her sene yaklafl›k 1.5 milyon ö¤renci ÖSS’ye girmek için birer yar›fl at› gibi yar›flt›r›l›yor. Ve sadece bunlar›n
bile s›navla alabiliyor. Ö¤retmeni bile KPSS s›nav›na sokuyorlar. Bu ö¤retmenlerin nas›l ö¤renciler yetifltirece¤i aç›kça belli. Mühendise; yetkin mühendislik, ö¤retmene; KPSS ve sözleflmeli-ücretli ö¤retmenlik, doktora; aile hekimli¤i ve yabanc› doktor yasas›, baz› meslek gruplar›na da Mesleki Yeterlilik S›nav› gibi neo-liberal politikalar uygulanarak mesleki haklar›n› gasp ediyorlar. Emperyalizmin e¤itim ve meslek haklar›m›z üzerine oynad›¤› oyunlara karfl› ç›kal›m. Taleplerimizi ›srarla tekrarlayal›m: - Mesleki Yeterlilik, Yetkin Mühendislik, Sözleflmeli-Ücretli Ö¤retmenlik, Aile Hekimli¤i, Yabanc› Doktor Yasas› ve yasa tasar›lar› geri çekilsin! - YÖK la¤vedilsin!
✎ Merhaba Biz Gazi Mahallesi’nde bulunan fiair Abay Kunanbay Lisesi’nde okuyan LÖB’lü ö¤renciler olarak bir eylem planlad›k. LÖB’ü tan›tan ve ö¤renci sorunlar› üzerine eylemlerdi bunlar. 18 Ekim tarihinde bununla ilgili olarak kufllama çal›flmas› yapt›k. Ertesi gün ise LÖB’lü ö¤renciler olarak yürüyüfl yapmak istedik. Yürüyüflün içeri¤ini bozmak isteyen polis provokatörlük yapmak istedi. Ama yapmak istedi¤ini yapamad›. Ve çevrede bulunan çeteler kavga edeceklerdi. O üzücü olay da yap›lacak olan eylemimizi etkiledi.
AYA* hedefi, YÖK’ün yeni misyonu ve görevlerimiz hareket ettirilmekte, esas görevleri olan bilgiyi halkla paylaflmak, toplumun yarar› için çal›flan fertler yetifltirmek yerine; piyasa için adam yetifltiren ve sahip oldu¤u bilgiyi s›n›rs›z bir flekilde piyasaya sunan bir yap›land›r›lma içerisine daha fazla girmektedir. Bu da üniversiteleri toplumdan koparmakta, bir di¤er deyiflle halk gençli¤inin e¤itim hakk›n› elinden almaktad›r. Bu süreç bu flekilde iflledi¤i oranda da üniversitelerin kâr eden ve kâr etmeyi amaçlayan kurulufllar, bir nevi flirketler haline getirilmesi, paral› e¤itim modelinin kendi içerisinde boyutlanmas› ile birlikte harç ücretlerinin artt›r›lmas› olas›l›¤› giderek bir gerçeklik halini alacakt›r.
Emperyalizmin rüyas› gerçeklefliyor Burada durdu¤u yeri yeniden sorgulayan YÖK’ün emperyalizmin yar› sömürgesi olan ülkemizde konumlan›fl› da farkl› olamamaktad›r. Emperyalistlerin her gün yeni bir pazar arad›¤› ve bunun için say›s›z reçeteler sundu¤u günümüzde e¤itim alan› da bundan nasibini almaktad›r. ‹flte YÖK gibi bir kurumun dünya ölçe¤inde geliflen emperyalist politikalara adaptasyonu burada ifllerlik kazanmaktad›r. fiu anda ve ileriki dönemlerde, dünyan›n birçok yerinde üniversitelere yönelik benzer politiklar uygulanmaya çal›fl›lmaktad›r. Emperyalistlerin yar› sömürgesi konumundaki ülkelerde ünlü üniversitelerin flubelerini açmalar› ve
hatta bu ülkelerde üniversite kurmalar› gelecekte ülkemizde de benzer çal›flmalar›n olabilece¤ine dair bir fikir oluflturmaktad›r. Bologna Süreci’nde birçok AB üyesi olmayan ülke ve hatta kendi raporlar›nda da “üçüncü dünya ülkeleri” olarak adland›rd›klar› ülkeler (Türkiye) sürece dahil edilmifltir. Bunun en önemli nedeni emperyalistlerin bu ülkelerden her zaman oldu¤u gibi sömürü yoluyla büyük kârlar elde etme çabas›nda yatmaktad›r. E¤itim alan› da sektör haline getirilmek istenmektedir. Ülkemizde dershanelere ak›t›lan paran›n 10 milyar dolar oldu¤u söylenmekte ve bu da önemli bir sorun olarak durmaktad›r. Bu sadece dershaneler için geçerli olsa da ileride üniversiteler için de benzer bir durumun olmas› söz konusudur. Avrupa’n›n genç nüfus potansiyelinin sürekli bir azal›fl göstermesi ve tam aksine ise “üçüncü dünya ülkeleri” diye adland›r›lan, daha do¤ru bir deyimle yar› sömürge ülkelerdeki genç nüfus oran›n›n sürekli art›fl göstermesi emperyalistlerin dikkatini çekmektedir. Ülkemizde bir buçuk milyon insan›n üniversite kap›lar›na dayand›¤› göz önüne al›nd›¤›nda, bu potansiyel emperyalistlerin rüyalar›n› süslemektedir.
Yabanc› üniversiteler kap›m›zda Bolonya Süreci için en baflta ön plana ç›kar›lan, yüksek ö¤renimde ortakl›k yakalama düflün-
Mersin Üniversitesi’nde provokasyonlar tut(turula)mad›... Mersin Üniversitesi’nde okul-idarepolis iflbirli¤iyle haz›rlanan provokasyon giriflimi devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilerin çabas›yla bofla ç›kar›ld›. 22 Ekim günü yaklafl›k 15 kiflilik faflist güruh Mersin Meslek Yüksek Okulu önünden bafllayarak Fen Edebiyat Fakültesi önüne kadar h›zl› ad›mlarla bildiri da¤›tarak geldi. Bildiri da¤›t›ld›¤› esnada polislerin uzaktan kamerayla çekmeleri, oraya provokasyon ç›karmak için
aras›ndan 200 bini üniversiteli olabiliyor. Olanlar›n da halleri ortada zaten. Emperyalistler yaklafl›k 1.3 milyon ö¤rencinin e¤itim hakk›n› gasp ediyor ve bununla yetinmiyor, 200 binin de e¤itim ve meslek haklar›n› gasp ediyor. Özel üniversitelerde okuyan gençler ise tamam›yla pazara ve sermayeye göre yetifltirilmek için büyük u¤rafllar verilmekte. Özel okullar›n giderlerine, devlet okullar›ndan daha fazla imkan sa¤lanmaktad›r. Buraya giden ö¤rencilere özel burslar ayarlanmakta ve okul giderlerinin büyük bir k›sm›n› resmi bir flekilde devlet karfl›lamaktad›r. Di¤er özel e¤itim kurumlar›nda da durum ayn›. Sadece özel okullar de¤il dershaneler de alternatif e¤itim kurumu olarak say›lmakta ve devlet sadece koydu¤u s›navlarla sorunlar› çözece¤ini savunmaktad›r. Devlet, Fen-Anadolu Lisesi d›fl›ndaki Düz Lise ve Meslek Grubu Liselerinde e¤itimi üzerinde atmak için elinden geleni yapm›fl ve bunu baflarm›flt›r. E¤itimi veren ö¤retmenlerin de ne derece ö¤retmen olarak yetifltirildikleri de ayr› bir sorun. E¤itim fakültelerinde ö¤retmen de¤il “devlet memuru” yetifliyor. Ö¤retmen adaylar›na devlet memuru olma nitelikleri anlat›l›yor. Bu sisteme ayak uyduran devlet memuru adaylar› s›navlarla köleli¤e kavufluyor. Pek çok aday da sözleflmeli kölelik yap›yor. Tüm meslek gruplar›nda emperyalist politikalar yüzünü aç›kça gösteriyor. Tüm hayat› s›navlarla geçmifl olan gençlik art›k can›ndan bezme noktas›na gelmifltir. Gençlik art›k mesle¤ini
geldiklerinin göstergesidir. Bildiri da¤›t›p afifl asan faflistlere karfl›l›k toplu flekilde durarak provokasyon ç›karma çabalar› bofla ç›kar›lm›flt›r. Faflistler ve polisler gittikten sonra afifller parçalanm›flt›r. 23 Ekim günü üniversite kap›s›n›n önünden Fen Edebiyat Fakültesi’ne kadar “Teröre lanet yürüyüflü” yap›lm›flt›r. Yaklafl›k 800’e yak›n kiflinin kat›ld›¤› eylemde ço¤unlu¤unun d›flardan getirilen ve lise ö¤rencilerinin oldu¤u
görülmüfltür. Bu eyleme ö¤retim görevlileri de k›yafetleriyle destek vermifltir. Görüldü¤ü gibi Mersin Üniversitesi ö¤rencileri bu eyleme ilgi göstermemifltir. Öte yandan eylemde at›lan “Mersin teröre mezar olacak” slogan› da Mersin’de ve Mersin Üniversitesi’nde provokasyonlar›n bitmedi¤ini ve devam edece¤ini göstermektedir. (Mersin Üniversitesi’nden bir YDG’li)
cesi as›l amac› göz ard› etmektedir. Esas olarak bu sorun, e¤itim alan›nda pazar yaratmak için çözülmesi gereken bir zorunluluktur. Avrupa Yüksek Ö¤renim Alan› (AYA) bir pazar projesidir. Dolay›s›yla, as›l amaç e¤itim alan›n› Avrupa boyutunda pazara açmakt›r. Emperyalistlerin e¤itim alan› için ülkemizde istedikleri gibi at koflturmalar›n› sa¤lamakt›r. Yak›n zaman içerisinde ülkemizde özel üniversitelerin boy göstermesi ve hatta bunlar›n önemli bir k›sm›n›n emperyalist devletlerden gelen özel üniversitelerin olmas› söz konusu olabilecektir. Emperyalistler Afrika’da benzer çal›flmalar yürütmektedirler ve buralarda üniversite kurmaya çal›flmaktad›rlar. ‹flte kredilendirme, derecelendirme, müfredat gibi konularda ortakl›k yakalamaktaki amaç da zaten budur. Pürüzleri ortadan kald›rd›ktan sonra pazarda büyük oyuncular yani özel üniversiteler cirit atmaya bafllayacaklard›r. Bu devlet üniversitelerinin konumunu flüphesiz etkiler. Piyasac› anlay›flla birlikte özel üniversitelerle rekabet edebilmek için, devlet üniversitelerine yönelik a¤z›ndaki baklay› ç›karmayan YÖK’ün Strateji Raporu’ nda belirtti¤i üzere, devlet üniversitelerinin rekabet edebilmesi için “giriflimci üniversite” ve “e¤itimde kalite” söylemlerinin uzanaca¤› yol ancak ve ancak harç paralar›nda kilitlenmektedir. Bütçelerini art›rmak, kâr etmek isteyen üniversiteler bunu ö¤renciden ç›karman›n hesaplar›n› yapmaktad›rlar. Di¤er at›lan birçok ad›mda, bunun alt yap›s› e¤itimde yeni tan›mlamalar yap›la-
rak ve yeni e¤itim modelleri oluflturularak yap›lmaktad›r. Bunun için ‘ö¤renci merkezli’ e¤itim anlay›fl› ve “Yaflam Boyu Ö¤renim” modeli, üniversiteleri de içine alan genifl bir yelpaze içinde sunulmaktad›r. Bu, flu anlama gelmektedir: “E¤itimde ne kadar ilerlemek istiyorsan ilerleyebilirsin. Bu sana ba¤l›. Tabi, bu hizmetimizin milyarlarca lira tutan bedelini ödemek zorundas›n.”
YÖK’ün yeni misyonu Meta, ticarileflme, piyasa, pazar vb. kavramlar art›k e¤itim alan› için de geçerlidir. Bolonya Süreci bu kavramlarla anlafl›labilir. E¤itimde f›rsat eflitsizli¤inin giderek daha da boyutlanaca¤›, e¤itimin giderek elit bir kesimin elinde olaca¤›, üniversite kap›lar›n›n halk gençli¤ine büyük oranda kapanaca¤› gerçekli¤iyle
- ÖSS, OKS, KPSS vb. s›navlar e¤itim ve mesleki haklar›m›z› elimizden almakta. Bu s›navlar kald›r›ls›n! - Bologna Sürecinden ç›k›ls›n! - Özel üniversiteler baflta olmak üzere tüm özel okullar kapat›ls›n! - Mezuniyet sonras›nda kadrolu, ifl güvenceli, sendikal› yaflam garanti alt›na al›ns›n! Haklar›m›z› savunal›m. Sesimizi demokratik halk gençli¤ine ulaflt›ral›m. DKÖ’lere, devrimci gruplara, s›n›ftaki ö¤rencilere, herkese bunlar› anlatal›m. YDG’yi ve di¤er yay›nlar›m›z› mümkün oldu¤unca fazla kitlelere ulaflt›ral›m. Emperyalizmin pervas›z sald›r›lar›na karfl› devrimci gençli¤in yok edilemeyen devrimci enerjisini ve halk›na ba¤l›l›¤›n› göstermek aç›s›ndan f›rsatlar›m›z› iyi de¤erlendirelim. YDG çat›s› alt›nda örgütlenelim! (Sivas YDG) Bunun üzerine biz LÖB’lü ö¤renciler caddeyi trafi¤e kapatarak eylemimizi yapt›k ve eylemin olaca¤›n› ö¤renen okul yönetimi ö¤rencilerin eyleme kat›lmamas› için okuldaki ö¤rencileri okul d›fl›na b›rakmad›. Biz ve ö¤renci aileleri okul yönetimini protesto ettik. Eylemimizde “Liseliler LÖB’lerde örgütlenmeye”, “Polis-idare iflbirli¤ine son”, “Faflist polis okulumuzdan defol”, “Birlik, mücadele, zafer” fleklinde at›lan sloganlar›n ard›ndan eylemimizi sonland›rd›k. (fiair Abay Kunanbay Lisesi LÖB’lüler)
yüz yüzeyiz. YÖK’ün bu noktadaki ifllevi bu politikalar› hayata geçirmektir. Bu nedenle ö¤rencilerin özlük haklar›n›n, e¤itim haklar›n›n hiçe say›ld›¤› bir ortamda YÖK’e karfl› yürütece¤imiz çal›flmalar›n a¤›rl›k merkezi bu yönde olmal›d›r. YÖK’ün anti-demokratik uygulamalar› her zaman gündemimizde olacakt›r, yaln›z YÖK’ün bugünkü ifllevi daha çok e¤itim alan›ndaki emperyalist politikalar› ülkemizde hayata geçirmektir. Kitleye giderken e¤itimin bir pazar alan› olarak görülemeyece¤i, e¤itim hakk›n›n herkesin en temel hakk› oldu¤unun alt›n› çizmek ve buna neden olan›n emperyalizmin ta kendisi oldu¤u, Bolonya Süreci’nin amaçlar›n›n nereye varaca¤›n› ve YÖK’ün buradaki misyonunu anlatmak gerekmektedir. Bolonya ile ilgili ayd›nlat›c› çal›flmalar›n yap›lmas› ve ö¤rencileri bu konudan haberdar edilmesi çok önemlidir. Bu sayede kitle çal›flmam›zda politikalar›m›z›n yank› bulmas› mümkün olabilecektir. 3 Kas›m Ankara mitingine ve daha sonras›ndaki 6 Kas›m’a yönelik eylemlerde ön plana ç›karaca¤›m›z çal›flmalar›n içeri¤i bu yönde olmal›d›r ve her alan›m›z kendi özgülünde bu konuyla ilgili toplant›lar alarak ve kitleyi de bu toplant›lara ça¤›rarak ortakl›k zemini yakalanabilir. Her alan kendi özgün çal›flmalar›n› ortaya koyarak çal›flmalar›m›z› zenginlefltirecektir. Tüm arkadafllar›m›za çal›flmalar›nda baflar›lar diliyoruz. *Avrupa Yüksek Ö¤renim Alan›
KEND‹ ATÖLYEN‹ KURMAK ‹STER M‹S‹N? AMATÖR SANATÇILAR, SANATA GÖNÜL VERENLER, Ö⁄RENC‹ ARKADAfifiLLAR: ‹NCE MEMED K‹TAP KAFE S‹ZLER‹ DESTEKL‹YOR. ATÖLYE ÇALIfifiM MALARINIZ ‹Ç‹N KARfifiIILIKSIZ YER TEM‹N ED‹YORUZ! ADRES: Kuruköprü Mah. Zaimo¤lu Oteli Karfl›s› (CHP Seyhan ‹lçe Baflkanl›¤› Yan›) E-POSTA: incememedkitapkafe@hotmail.com
işçi-köylü
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No:8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426 63 30-580 63 80 Genel Da¤›t›m: YAY-SAT ISSN: 1303-0299
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
e-mail: umutyayimcilik@ttnet.net.tr
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
BÜROLAR KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72 ‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 544 932 24 15 MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO: 9 KAT: 1/16 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 543 746 36 31 ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19 BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Telekom grevi dayan›fl flm mayla kazanacak Türk Telekom’un özellefltirilmesinden bu yana emekçilerin yaflad›¤› s›k›nt›lardan kaynakl› uzun zamandan beri devam eden 7. Toplu Sözleflme görüflmelerinden anlaflma sa¤lanamamas› üzerine Türk Telekom iflçilerinin örgütlü oldu¤u Haber-ifl Sendikas› alttan gelen bas›nc›n da etkisiyle grev karar› alm›flt›. Haber-‹fl Genel Merkezi’nden yap›lan aç›klamada, sendika olarak sözleflmenin masa bafl›nda bitirilebilmesi için her türlü gayreti gösterdikleri, ancak Telekom yöneticilerinin ayn› çabay› göstermedikleri vurgulad›. ‹flçilerin sendikal mücadeleler sonucu kazan›lm›fl haklar›n›n ellerinden al›nmak istedi¤ine dikkat çeken Genel Baflkan Ali Akcan, “Bizim sendikal örgütlenmemizi ortadan kald›rmak istiyorlar buna izin vermemiz mümkün de¤ildir. Bu güne kadar yasalar›n bize tan›d›¤› çerçevede mücadelemizi sürdürdük. Bundan sonra da yasalar›n bize tan›d›¤› en büyük hakk›m›z› olan ‘grev’ hakk›m›z› kullanaca¤›z” dedi. “Grev iflçinin bayram›d›r, çifte bayram yaflamaya haz›r olun” diyen Ali Akcan Genel Merkez’den yapt›¤› aç›klamada süreci de¤erlendirmiflti. Görüflmelerden anlaflma ç›kmamas› üzerine 26.680 iflçisiyle 16 Ekim 2007 tarihinde Türkiye’nin dört bir yan›n da grev karar›n› uygulamaya bafllad›lar. Tarihinde ilk defa greve ç›kan Haber-‹fl Sendikas› Türk Telekom’un Türkiye’de çok önemli bir yere sahip oldu¤unu ve bundan kaynakl› grevlerinin baflar›ya ulaflaca¤› inanc›yla hareket ettiklerini söyledi. “Sendika hakk›m›z, grev silah›m›z” diyen iflçi s›n›f› ise, Türk Telekom iflçilerini çeflitli eylemlerle sahiplenmeye devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yan›nda eylemlerle destek devam ediyor.
kom çal›flanlar›n›n sorunu ve mücadelesi de¤ildir. Türkiye’de 80 sonras› oluflan, iflçilere karfl› yap›lan bask› ve zulmün sonunda patlayan bir lavd›r. Kazanc›m›z Türkiye’nin kazanc›d›r. Temennimiz bu süreçten baflar›yla ç›kmakt›r.”
Direniflimizden kaynakl› gururluyuz!
‹flçilere sendikalardan destek 24 Ekim 2007 günü Belediye-‹fl Sendikas›, flube baflkanlar›n›n biraraya geldi¤i bir yürüyüfl ile Telekom çal›flanlar›n›n grevine destek verdi. Grevin 9. gününde yap›lan destek eylemine Deri-‹fl, Tez-Koop-‹fl, Harb-‹fl, Petrol-‹fl, Bas›n-‹fl ve Yol-‹fl sendikalar›na ba¤l› iflçiler de kat›larak destek verdi. Grev ala-
n›nda Haber-‹fl ‹stanbul 1 Nolu fiube Baflkan› Levent Dokuyucu, yapt›¤› teflekkür konuflmas›nda, “Medyan›n, iflverenin, hükümetin güç birli¤i yaparak y›kmaya çal›flt›¤› direniflimiz emekçilerin deste¤i ile daha da büyüyecektir” dedi. Belediye-‹fl Sendikas› 3 Nolu fiube Baflkan› Hüseyin Ayr›lmaz, bütün sendikalar›n Telekom grevi nedeniyle Haber-‹fl Sendikas›’na destek amac›yla yar›m günlük ifl b›rakma karar› almas› gerekti¤ini söyledi. Gayrettepe’de bulunan Türk Telekom Avrupa Yakas› Bölge Müdürlü¤ü önünde bulunan grev alan›nda toplanan yaklafl›k 150 kiflilik kitle, Telekom iflçisine destek sloganlar› att›. Biz de grevde olan baz› Telekom çal›flanlar›ndan grevle ilgili görüfllerini ald›k:
"Grevimizin arkas›nday›z!” ✔ “1 May›s 2007 tarihi ile toplu sözleflme sürecimiz bafllam›flt›r. Ne yaz›k ki 8 ayd›r süren toplu sözleflme sü-
recinde patronun hiçbir olumlu yaklafl›m› olmam›flt›r. Bunlar›n bir tanesi ücret konusudur. Ama flu andaki grevin esas nedeni ücret de¤ildir, bu konuda bir flekilde anlaflma sa¤lanabilir. Fakat patronlar›n dayatt›¤› fludur: ‘Türk Telekom’da esnek çal›flma ve sendikas›zlaflt›rma.’ Sonuç olarak buradaki insanlar› kullanmaktalar. Bu süreç bizi greve getirmifltir. Biz grevimizin arkas›nday›z, grevimizi devam ettirece¤iz. Bizim buradaki beklentimiz, di¤er sendikalarda bulunan arkadafllar›m›z›n da bize destek vermesi. En baflta bunu bekliyoruz. Biz ne kadar sa¤lam olursak olal›m, destek ve birliktelik laz›m. Türk Telekom tarihinde ilk defa greve ç›km›flt›r. Daha önceleri belli eylemlilikler olsa da, eylemle grev aras›nda ciddi fark vard›r. Grev uzun süreli bir eylemdir. Biz bu grev sürecinde hiçbir flekilde geri ad›m atmayaca¤›z. Taleplerimiz karfl›lan›ncaya kadar eylemimizi devam ettirece¤iz. Destek veren tüm kurumlara sayg›lar›m›z› sunuyoruz. Diyoruz ki, bu sadece Türk Telekom’un grevi de¤ildir. Türk Tele-
✔ “ Nereden bafllayay›m bilemiyorum. Öyle çok fley yaflad›k ki… Bu süreç patronun ak›l almaz tutumuyla bafllad›. Kazan›lm›fl haklar›m›z› kaybettirmeye yönelik baz› talepleri oldu. Tabi ki biz bu taleplerin karfl›s›nda durduk. ‘Örgütsüz ve esnek çal›flmaya hay›r’ dedik. Bu direniflten kaynakl› gururluyuz. Greve ç›km›fl olman›n verdi¤i gurur d›fl›nda iflçi s›n›f›na önderlik etmenin gururu var. Sizlerin de gördü¤ü gibi çok güzel ve coflkulu geçiyor. Bu iflin baflka yolu yok kazanaca¤›z! Duyurmamaya çal›flt›klar› baz› fleyler var. Kendi içlerinde çat›flmaya bafllad›lar, çünkü endifleleri art›yor. Anadolu’da birçok il Telekom müdürleri iflten al›nd›. Geriye kalan personelle bu ifli yürütemedikleri için s›ra bizimkilere geliyor. Bu gerginliklerini gidermek için bizi y›ld›rmaya çal›fl›yorlar, ama y›lmayaca¤›z. fiu an iki arkadafl grev sözcülü¤ü yapt›klar› için gözalt›na al›nd›lar. Devlet eliyle emniyet güçlerinin yard›m›yla grevimizi k›rmaya çal›fl›yorlar. Biz direnmeye devam ediyoruz. Grev sözcüleri gözalt›nda oldu¤u halde arkadafllar greve devam ediyor. Sonunda biz kazanana kadar devam edece¤iz.”
“Onursuzlu¤a karfl› direniyoruz” ✔ “Yaklafl›k 9 ayd›r toplu sözleflme görüflmeleri devam ediyordu. Anlaflma olmay›nca grev karar› al›nd›. Mücadelemizi sürdürüyoruz. Patronun talebi
sendikal mücadeleyi kald›r›p, sendikas›zl›¤› dayatmaktad›r. Biz de kabul etmiyoruz. Sonuna kadar sendikam›z›n yan›nday›z. Mücadelemize devam edece¤iz.” ✔ “Ben Türk Telekom Müdürlü¤ü’nde muhasebecilik yap›yorum. Bu grevin ç›k›fl nedeni ücret de¤ildir. Buraya uzanm›fl uluslararas› tekellerin, özel sermayenin ve küresel sermayenin Türkiye üzerinde oynam›fl oldu¤u toplu sözleflmesiz, sendikas›z, grevsiz köle düzeyinde çal›flmaya yönelik planlar›na yaklafl›k 25.000 çal›flan›n karfl› ç›kmas›, esnek çal›flmay› kabul etmeyiflidir. Sendikas›zlaflt›rmay› kendimize yap›lan bir onursuzluk olarak, iflçilere yap›lm›fl en büyük hakaretlerden biri olarak görüyoruz. Uluslararas› ölçekte küresel sermayenin sald›r›s› karfl›s›nda iflçi örgütlerinin, daha bütün, konfederasyon ayr›m› yapmadan s›n›f baz›nda, afla¤›dan yukar›ya do¤ru örgütlenerek bu yap›y› genel grevlere kayd›rmas› gerekiyor. Baflka kurtuluflumuz yok. Burada iyi giden bir durum var. Özellefltirme sürecinden geldik ve belli bir eylemlilik süreci yaflad›k. Bunlar yaklafl›k 20 y›ldan beri devam ediyor. S›cak bir süreç. Ama devam ettirip baflar›ya ulaflaca¤›m›za inan›yorum.” *** Görüfllerini dile getiren iflçiler eylemlerinin sadece ücret sorunu olmad›¤›, sendikal mücadeleye yap›lan sald›r›ya ve haklar›n›n ellerinden al›nmaya çal›fl›lmas›na karfl› yap›lm›fl bir grev oldu¤u noktas›nda vurgu yapt›lar. Özellikle di¤er sendikalar baflta olmak üzere herkesten direnifllerine destek bekleyen iflçilerin, coflku ve kararl›l›klar› öne ç›k›yordu. Yap›lan eylem sonunda direnifle sonuna kadar devam edilece¤i vurgusu yinelenerek, eylem sonland›r›ld›. (‹stanbul)
Telekom iflçileri Türkiye’nin dört bir yan›nda eylem yapt› Ankara
Ankara’da Telekom ‹l Müdürlü¤ü önünde bas›n aç›klamas› yapan Haber‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Ali Akcan, “Bugün geldi¤imiz noktada art›k çözüm bitti” diyerek, anlaflma sa¤lan›ncaya kadar grevlerine devam edeceklerine belirtti. Akcan’›n aç›klamas›yla birlikte Telekom ‹l Müdürlü¤ü kap›lar›na “Bu iflyerinde grev vard›r” pankartlar› as›ld›. ‹flçiler grev önlüklerini giyerek eylemlerine bafllad›.
Kocaeli Kocaeli’de 450 iflçinin kat›ld›¤› grev, sendikalar taraf›ndan da destekleniyor. Yap›lan destek ziyaretlerinde iflçiler, talepleri kabul edilinceye kadar grevi sürdüreceklerini ifade ediyorlar.
Diyarbak›r Türkiye genelinde grevde olan Türk Telokom’un Diyarbak›r çal›flanlar› da direnifllerini sürdürüyor. Türk Haber-‹fl Diyarbak›r fiubesi de Türk Telekom Diyarbak›r ‹l Müdürlü¤ü önünde greve iliflkin olarak bas›n aç›klamas› düzenledi. Çal›flanlar müdürlük önünde toplanarak sendika bayraklar› ve flapkalar›yla “Direne direne ka-
zanaca¤›z”, “Yaflas›n onurlu direniflimiz” ve “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar› eflli¤inde bas›n aç›klamas› düzenlemek istedi. Ancak Diyarbak›r Emniyet Müdürlü¤ü Güvenlik fiube Müdürlü¤ü ekipleri iflçileri azarlayarak, bas›n aç›klamas›n›n bir an önce yap›lmas› uyar›s›nda bulundu. T. Haber-‹fl fiube Baflkan› Salih Dafldemir polisin tavr›n› k›nad›. Gerginli¤in sona ermesinin ard›ndan bas›n aç›klamas›n› okuyan Dafldemir, toplu sözleflme sürecinin t›kanmas› üzerine greve gittiklerini söyledi. “Art›k sözün bitti¤i, eylemin bafllad›¤› yerdeyiz” diyen Dafldemir, bafllayan grevin, sorunun en k›sa zamanda çözüme kavuflturulmas›na katk› sa¤layaca¤›n› umduklar›n› söyledi.
kom Müdürlü¤ü önünde bir araya gelen Haber-‹fl Sendikas› üyeleri, taleplerini karfl›lamayan Telekom yönetimini protesto etti. ‹flyerine grev pankart› asan iflçiler, grevlerine bafllad›. Haber-‹fl Sendikas› fiube Baflkan› Kemal ‹lçio¤lu, sendika üyesi olmayan Telekom iflçilerinin de deste¤ini
Adana
Batman Haber-‹fl Sendikas› Batman fiubesi üyeleri, Türk Telekom önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Patronlar›n bask›s› ve hukuk d›fl› uygulamalar› karfl›s›nda y›lmadan mücadelelerini devam ettirdiklerini belirten Telekom iflçileri, sendika olarak temel amaçlar›n›n ifllerine sahip ç›kmak oldu¤unu kaydetti. Grevde olduklar› süre içerisinde iflyeri amirlerinin kablo ba¤lad›¤›n› onar›m ve bak›m yapt›klar›n› kaydeden, Örnek, flunlar› dile getirdi: “‹fl yeri ile alakas› olmayan flah›slar›n gizlice çal›flt›r›ld›¤›n› tespit ettik. Bunlarla ilgili foto¤raf ve tutanaklar›m›z mevcuttur. Hukuki ifllemler bafllat›lacak, grev k›r›c›l›¤› yapanlar hakk›nda suç duyurusunda bulunulacakt›r.”
‹zmir Cumhuriyet Meydan›’ndaki Tele-
KESK Gaziantep fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Yusuf fiahiner, Türk Telekom’un ilk kez grev karar› ald›¤›n› hat›rlatarak, “Türk Telekom çal›flanlar›n›n bu zamana kadar, grev arac›n› hiç kullanmamas› düflündürücü. Demek ki, bu zamana kadar her koflulda çal›flmay› kabul eden çal›flanlara art›k çal›flamayacaklar› flartlar dayat›lmaktad›r” dedi.
ald›klar›n› aktard›. Petrol-‹fl Alia¤a fiubesi yöneticileri de, grevde olan Haber-‹fl üyelerine destek ziyaretinde bulundu. fiube Baflkan› Salih Mehmet Ayd›n, grevin sadece Haber-‹fl Sendikas›’n›n de¤il Türkiye’deki tüm sendikalar›n ve iflçi s›n›f›n›n onur mücadelesi oldu¤unu söyledi. Ayd›n, sermayenin 4857 say›l› ‹fl Yasas›’ndan ald›¤› güç ile örgütlenme üzerinde her türlü bask›y› uygulad›¤›n› ifade etti.
Antep KESK Gaziantep fiubeler Platformu grevdeki Haber-‹fl Sendikas› üyesi Türk Telekom iflçilerine destek ziyaretinde bulundu.100. Y›l Park›’nda kurulan grev çad›r›ndaki iflçiler heyeti karfl›lad›. Ziyarette k›sa bir konuflma yapan
Türk Harb-‹fl Sendikas› Adana fiubesi, Haber-‹fl taraf›ndan Telekom’da bafllat›lan greve destek amac›yla merkez postanenin önünde bas›n aç›klamas› yapt›. Kitle ad›na aç›klama yapan Türk Harb-‹fl Sendikas› Adana fiube Baflkan› Hüseyin Ulukan, iflçilerin onurlu bir flekilde direnifllerine destek verdiklerini belirterek flunlar› ifade etti: “Bizler y›llarca verdi¤imiz mücadelenin ard›nda kazan›lan haklar›m›zdan asla vazgeçmeyece¤iz.”
Mersin Türk Telekom çal›flanlar›n›n Türkiye genelinde bafllatt›¤› grev, Mersin’de çal›flanlarla yöneticileri birbirine düflürdü. Kablolar› kesilen bir saha dolab›ndaki ar›za Mersin Telekom Müdürlü¤ü taraf›ndan d›flar›dan getirilen iflçiler taraf›ndan yapt›r›lmak istenince, Telekom çal›flanlar› ile yöneticiler karfl› karfl›ya geldi. Tart›flmaya önce Telekom güvenlik görevlileri, ard›ndan polis müdahale etti. Ortam gerilince olay yerine Çevik Kuvvet polisi sevk edildi. Grevdeki Telekom çal›flanlar›ndan Haber-‹fl Sendikas› Mersin fiube üyesi Hüseyin Kap›c›, yap›lan›n yasal olmad›¤›n› ileri sürerek, “Türk Telekom
eleman›n›n haricinde hiçbir flekilde d›flar›dan eleman çal›flt›r›lamaz. Bu kanunen yasak. fiu anda Türk Telekom grev k›r›c›l›¤› yap›yor. Biz de buna müdahale ediyoruz. Kanun burada net. D›flar›dan ar›zaya müdahale yap›lamaz. Telekom flu anda suç iflliyor. Bu sadece grevin içinin boflalt›lmas› için yap›lan bir provokedir ve gerekli yasal müracaat›m›z› yapaca¤›z” dedi. Telekom çal›flanlar›, olay› bir f›rsatç›l›k olarak de¤erlendirerek, “Bilinçli olarak sanki kablolar› biz kesiyormufluz gibi bir görüntü oluflturulmaya çal›fl›l›yor. Hâlbuki buradaki olay her zaman yaflanan ve daha önce bizlerin müdahale etti¤i ar›zalardan sadece biri. Hiçbir Telekom çal›flan›, telefon kablolar›n› bilinçli olarak kesmez” dedi.
Kartal 16 Ekim tarihinden itibaren greve ç›kan TELEKOM iflçileriyle dayan›flma, eylemin devam etti¤i günlerde 盤 gibi büyümeyi sürdürüyor. Birçok sendikan›n yan› s›ra, çok say›da kurum, TELEKOM iflçilerini grev yerlerinde ziyaret ediyor, destek aç›klamalar› yap›yor. Bu dayan›flma ziyaret ve eylemlerinden biri de, grevin bafllad›¤› 2. gün olan 17 Ekim’de, Ac›badem Telekom ‹l Müdürlü¤ü önünde gerçekleflti. Yol‹fl 1 Nolu fiube, Tez-Koop-‹fl 1 Nolu fiube, Harb-‹fl Sendikas›, Tek-G›da-‹fl, Deri-‹fl Genel Merkezi, Tümtis, Petrol-‹fl ve çok say›da sendika ve kurumun yer ald›¤› destek eylemine TEKEL iflçileri de kat›ld›. D‹SK’e ba¤l› Genel‹fl Sendikas› 3 Nolu Bölge ve ba¤l› fiubelerin yöneticilerinin de yer ald›¤› eylemde yap›lan konuflmalarda, TELE-
KOM grevinin Türkiye iflçi s›n›f›n›n grevi oldu¤una dikkat çekilerek, greve sözde de¤il, pratikte destek olunmas›n›n önemine dikkat çekildi. Eylem boyunca sloganlar atan TELEKOM iflçilerinin en s›k att›¤› slogan ise, “Sat›l›k bas›n istemiyoruz!” oldu. Bu sloganla birlikte burjuva-feodal bas›nda ç›kan eylemi karalay›c› haberlere dikkat çeken TELEKOM iflçileri, böylece sat›l›k medyay› da protesto ettiler. TELEKOM iflçileriyle dayan›flma gösteren bir di¤er sendika ise Limter‹fl oldu. 25 Ekim tarihinde akflam saatlerinde ‹çmeler Tren ‹stasyunu’nda bir aç›klama yapan Limter- ‹fl Sendikas›, tüm iflçi ve emekçileri TELEKOM greviyle dayan›flmaya ça¤›rd›. Eylem öncesi bölgede y›¤›nak yapan polis ise, eyleme kat›lmak isteyen Güzelyal› TELEKOM iflçilerinin kat›l›m›n› engellemeye çal›flt›. “TELEKOM iflçisi yaln›z de¤ildir” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek”, “‹flçiler birleflin sömürüye son”, “Telekom iflçisi yaln›z de¤ildir” ve “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar› at›ld›.