Dogal felsefenin matematiksel ilkeleri isaac newton

Page 154

S O R U L A R ,'Q 1IER IK S

ig :î

s e s le r eğri borular içersin den tıpkı düz olanlardaki den li kolayca ile ­ tilirler. Am a ışığın h içbir zaman eğri geçitleri izlediği ya da g ölgen in içersin e büküldüğü bilinm ez. Çünkü durağan yıldızların görü lm esi g e z e g e n le rd e n herhangi birinin araya girm esiyle sona erer. Ve gü n e­ şin parçalan da Ayın, M erkü r'ü n ya da V en üs’ün araya girm esiy le görü lm ey e son verirler. H erhangi bir cism in ayrıtlarına çok yakın g e çe n ışınlar yukarıda gösterd iğim iz gibi cism in etk isi yoluyla biraz bükülürler; ama bu bükülüm g ölgey e doğru değil ama g ölged en uzağa doğrudur, v e cisim tarafından yalnızca ışının g eçişi sırasında ve cisim ­ den ço k küçük bir uzaklıkta y erin e getirilir. Işın cism i g e ç e r g e ç ­ m ez, dosd oğru gider. Ada kristalinin olağandışı kırınım ını iletilen basınç ya da devim yoluyla açıklam ak için şim d iye dek (bildiğim d en lisiyle) bu amaçla o kristalin içersin de titreşen iki ayrı ortam varsayan H uygens'iıı dışın ­ da girişim de bulunan olm am ıştır. Ama o kristalin ardışık parçaların­ daki iki kırınımı den ediği ve onların yukarıda sözü edildiği gibi olduk­ larını bulduğu zam an, on lan açıklamayı başaram adığını kabul elli. Çünkü parlayan bir cisim den biçim deş bir ortam içersin d e n iletilen basınçlar ya da d e v im le r tüm yanlarda b en zer olm alıdır; oysa o d e ­ n e y le re g ö re ışık ışınları d eğ işik yanlarında değişik ö ze llik le r taşı­ y o r olarak görünürler. H u yg en s eth erin atışlarının ilk kristalin için ­ d en g e çiş te belli yen i d eğ işk iler kazanabileceğinden kuşkulandı ki bunlar onları ikinci kristalin konumuna g ö re onun içersin d ek i şu ya da bn ortam da iletilm eye b elirleyeb ilecek lerd i. Am a bunların hangi değişk iler olabileceğini saptayanındı, ne d e hu noktada doyurucu h er­ hangi b irşey düşünebildi. Ve e ğ e r olağandışı kırınım ın yeni d eğ işk i­ ler ü zerin e değil, ama ışınların k ök en se! ve d eğ iştirilem ez d ü ze n le ­ m eleri ü zerin e bağımlı olduğunu anlam ış olsaydı, ışınlar ü zerin de ilk kristal tarafından yaratıldığını sandığı o d ü zen lem elerin onlarda nasıl o kristale g e lişlerin d en ö n ce olabildiğini, ve g e n e l olarak par­ layan cisim ler tarafından çıkarılan tüm ışınların o dü zen lem eleri ken­ dilerinde daha baştan taşıyabildiklerini açıklamayı da eşit ölçü d e gü ç bulurdu. Baııa cn azından bu açıklanamaz görünüyor, e ğ e r ışık eth er yoluyla iletilen basınç ya da dev im d en başka b irşey değ ilse. Ve bu önsavlaı* yoluyla ışınlam ı nasıl alm aşık olarak kolay yan sı­ ma v e kolay iletim ataklarında olabildiklerini açıklam ak da eşit ö lçü ­ d e güçtür, ama belk i de tüm uzayda titreşen iki e th e rs e l orLamın oldu ğu , v e birinin titreşim lerinin ışığı oluşturduğu, v e ötek in in tit­ reşim lerinin daha hızlı oldu ğu ve birincinin titreşim lerini h er g e ç ­ tik lerinde onları o atak durumlarına getireb ildik leri varsayılm adık­ ça. Ama iki eth erin t.üm uzay boyunca nasıl yayıldıklarını, v e birb ir­


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.