Ölümün Kimyası

Page 25

sıradan tanışlar olmanın ötesindeydik. Birbirimizi epey sık gördüğümüz bir dönem olmuştu. Aslında bu hiç de şaşırtıcı değildi. Londra'dan köye taşınmış yabancılardık ve ikimizin de bir büyük şehir geçmişi vardı. Üstelik benim yaşlarımdaydı ve kolayca arkadaş edinmesini sağlayan sempatik bir kişiliğe sahipti. Ayrıca, çekiciydi. Bir şeyler içmek için birkaç sefer birahanede buluşup iyi vakit geçirmiştik. Ama hepsi bununla kalmıştı. Onun daha fazlasını isteye— bileceğini anlamaya başladığımda geri çekildim, ilk başta şaşırmış göründü, ama ilişkimiz zaten hiçbir zaman başka bir boyuta geçmemiş olduğundan, hınç ya da utanç gibi duygular yaşamadı. Bir yerlerde rastlaştığımızda hâlâ kolaylıkla sohbet ediyorduk, ama hepsi bu kadardı. Böyle olmasını sağlamıştım. Kapıyı tekrar çaldım. Açmamasından ötürü rahatlamış hissettiğimi hatırlıyorum. Belli ki evde değildi, bu da niçin orada olduğumu açıklamak zorunda kalmayacağım demekti. Bu duruma nasıl geldiğimi kendim bile bilmiyordum. Batıl inançları olan biri değildim ve Linda Yates gibi, önsezilere de inanmazdım. Gerçi o bunun önsezi olduğunu söylememişti, tam olarak değil. Sadece bir rüyaydı. Ve rüyaların ne kadar baştan çıkarıcı olabildiğini çok iyi biliyordum. Baştan çıkarıcı ve hain! Kapıdan dönüp uzaklaşırken düşüncelerimin yönü de değişmeye başlamıştı. Tabii ki burada olmayacaktı, diye düşündüm kendime sinirlenerek. Aklımdan ne geçiyordu ki? Sırf bir otostopçu ya da kuş gözlemcisi öldü diye hayal gücüne kapılıp gitmenin âlemi yoktu. Arabaya dönerken yarı yolda durdum. Beni rahatsız eden bir şey vardı, ama geri dönene kadar ne olduğunu bilmiyordum. Fark etmem biraz zaman aldı. Pencere önü çiçeklikleri... İçlerindeki bitkiler kahverengiydi, ölmüşlerdi. 27

www.cizgiliforum.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.